Tumgik
#Mustafa Bayramoğlu
altinovaguncel · 2 years
Text
Altınova 3 puanla döndü
Altınova 3 puanla döndü
Bölgesel Amatör Lig 14. Grupta şampiyonluk yarışı içinde olan Altınova Belediyespor kritik bir 3 puanı hanesine ekledi. Gebzespor ve Nişantaşı maçlarında ummadığı şekilde puanlar kaybeden Sarı Yeşilli ekibimiz İstanbul’da Cankurtaran takımını 1-0 mağlup ederek evine 3 puanla döndü. Karşılaşmanın bitiş düdüğü sonrasında yenilgiyi hazmedemeyen ev sahibi ekip oyuncu ve teknik heyetinin sportmenlik…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
nesrin-c · 4 years
Text
KİMDİR OSMAN Kavala *
21 ŞUBAT 2020
SONER Yalçın *
Osman Kavala…
Balkan göçmeni tütüncü ailenin çocuğu olarak 1957'de doğdu..
Robert Koleji mezunu; solculukla bu okulda tanıştı..
İngiltere Manchester Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nde okudu; burada çok eylemin öncüsü oldu...
Babasının 1982'deki ölümü üzerine şirketlerin başına geçti. Hep yenilikler peşinde oldu...
Mesela, 1980'lerde Türkiye'de meşhur olan bilgisayar Commodore 64'ü
Türkiye'ye getirdi...
“K.V.K. Turkcell” şirketini bilmeyen yoktur. Cep telefonunun ilkini Türkiye'ye getiren Osman Kavalı idi; ortakları Mehmet Emin Karamehmet ve Murat Vargı'nın soy isimlerinin baş harfleriydi; K.V.K.
“Navigasyonu” da ilk getiren o oldu…
MİKES şirketini kurup, F-16 uçaklarının koruma sistemlerinin geliştirilmesi ihalesini aldı...
Türkiye'nin ilk Yap-İşlet-Devret modeli olan Hidro Elektrik Santrali'ni işleten Aksu Enerji'yi kurdu...
Birleşik Yatırım Bankası ve TSB Turizm ve Yatırım AŞ gibi birçok şirketin
sahibiydi...
Keza: 1988'de Türk-Yunan İş Konseyi, 1991'de Türk-Polonya İş Konseyi
kuruluşunda öncü oldu...
Bitmedi…
.
KIZIL MİLYARDER:
Osman Kavala…
12 Eylül darbesinin en zor günlerinde 1983 yılında İletişim Yayınları'nı kurdu. On yıl sonra bu kez Aras Yayıncılık ortakları arasında yer aldı..
Tarih Vakfı, Diyarbakır Kültür Evi gibi sivil toplum kuruluşlarının sponsorluğunu yaptı...
Adı, “Kızıl Milyarder” oldu! Çünkü, solculuktan hiç vazgeçmedi. İnsan hakları ihlallerine karşı verilen mücadeleleri destekledi; temel hak ve özgürlükleri savundu hep. Uluslararası Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesiydi…
Osman Kavala'yı son yıllarda tartışmaların merkezine taşıyan, Macar asıllı ABD'li iş adamı George Soros tarafından 1984'de kurulan Açık Toplum Enstitüsü oldu. Bu kuruluş Türkiye'deki faaliyetlerine 2001'de açtığı temsilcilikle başladı...
Enstitüyü Türkiye'ye getiren Can Paker (ve oğlu Kerem Paker) idi. Can
Paker, doğum günlerine gidecek kadar Soros'a yakındı...
Osman Kavala, yönetim kurulunda Can Paker, Kerim Paker, Prof. Üstün Ergüder, İshak Alaton, Leyla Alaton, Murat Sungur gibi isimlerle yer aldı...
Vakıf senedinde kuruluş amacı; “insan hakları, demokrasi ve evrensel değerlere karşı daha duyarlı bir toplum” yaratma hedefli projeler gerçekleştirmek ve maddi olarak bunlara destek vermekti...
Bu konular çok tartışıldığı için uzatmayayım…
Gelelim işin temel meselesine:
.
FETÖ BÖLÜNMESİ:
Yıl, 2007...
Açık Toplum Enstitüsü, Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Binnaz Toprak'a 12 Anadolu kentinde “mahalle baskısı” araştırması yapma projesi verdi... Prof. Toprak ve Nedim Şener, İrfan Bozan, Tan Morgül'den oluşan araştırma ekibi çalışmasını bir yıl sonra rapor haline getirdi. Raporun son bölümü Fethullah Gülen hareketinin insanlara yaptığı baskıya ayrılmıştı...
Vay sen misin bunu yazan; FETÖ medyası, raporu yaylım ateşine tuttu.!
Bu rapor Açık Toplum Enstitü'nü böldü:
-Bir yanda rapora karşı çıkıp FETÖ'ye destek veren başkan Can Paker vardı.!
-Diğer yanda raporu destekleyen ve FETÖ'ye mesafeli yönetim kurulu üyesi Osman Kavala vardı.!
Bu ilk ayrışma olmayacaktı...
Yıl, 2010...
Dani Rodrik, Ergenekon-Balyoz kumpas belgelerini gazetecilere açıklamak için Robert Koleji'nden arkadaşı Osman Kavala'dan yardım istedi...
Osman Kavala tanıdığı gazetecileri sahibi olduğu Cezayir Restaurant'a
çağırdı. (Amberin Zaman, Aslı Aydıntaşbaş, Soli Özel, Ahmet İnsel, Kadri Gürsel davete katılırken, Hasan Cemal, Şahin Alpay, Mustafa Karaalioğlu, Eyüp Can Sağlık, İsmet Berkan, Alper Görmüş, Ali Bayramoğlu gibi isimler katılmadı.!)
Bu toplantı ve Osman Kavala'nın…
Türkan Saylan'ın cenazesinde en önde yürüyenler arasında yer alması…
FETÖ eseri 2010 Anayasa değişikliğine “Yetmez Ama Evet” diyenlere karşı çıkması…
Odatv Davası duruşmasına iki kez gelmesi…
Militan liberalliğe hiçbir zaman onay vermemesi…
Açık Toplum Enstitüsü/Vakfı'ndaki bölünmeyi derinleştirdi... Enstitüsü/Vakıf, FETÖ bölünmesi yaşadı.
Pensilvanya'ya kadar gidip Fethullah Gülen'e bağlılığını sunan Can Paker (ve kız kardeşi Canan Barlas, eniştesi Mehmet Barlas) Osman Kavala'ya ateş püskürdü...
Şimdi deniyor ki:
-Ey Osman Kavala sen 15 Temmuz FETÖ darbesini destekledin.!
#AyıptırYazıktırGünahtır...!!!
Ve büyük siyasi-hukuki rezalettir…!!!
55 notes · View notes
saidnursi · 4 years
Video
Mustafa Sungur Abi izah hakkında fikri | Hüsnü Bayramoğlu ağabey anlatıyor. https://www.instagram.com/p/CBEJjfYAMB9/?igshid=1eewal3l1smsd
1 note · View note
gunlukpravda-blog · 5 years
Text
Bir Tayyip vardı, bir zamanlar...
Giriş;
Bu bölümü 1994 - 2002 arası olarak ele alıyorum.
Başörtüsü ülkenin en büyük sorunu, 28 Şubat’a giden yollar yavaştan döşeniyor, Kemal Alemdaroğlu, Nur Serter, bilumum Kemalist zinde güçler ve bir kısım medya oldukça etkin. Dindarların üzerine balyoz gibi gidilen yıllar.
İşte o yıllarda yavaş yavaş yıldızı parlayan, dindarların gözbebeği olan Tayyip Erdoğan yavaş yavaş ülkenin gündemini sarsacak şekilde siyaset sahnesinde yerini alıyordu.
Sene muhtemelen 94′dü, artık pek net hatırlamıyorum, ATV‘de Ali Kırca’nın Siyaset Meydanı’nda İstanbul Belediye başkan adaylarının katıldığı programda son söz ona verilince, “Biz bekleriz, sorun değil“ mealinde bir söz söylemişti. O sırada TV başında “Bu adam geleceğin başbakanı“ demiştik arkadaşlarla beraber. Öyle de oldu.
Belediye başkanı oldu, tamamlayamadan şiir okuduğu için hapis yattı ancak bu onu engellemedi. Daha da güçlendi. Kurduğu Ak Parti Nihayet 2002 seçimlerinde patlama yapınca, 1994′de TV’de izlediğimiz o sakin ve kendine güvenen kişinin Başbakan olduğunu o zaman gördük.
O zamanlar TV programlarına çıkar, kendisine sorulan en zor sorulara çatır çatır cevap verirdi. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin karşısına çıktığı 32. Gün hala akıllarda. Kendine güveni tam, haklı olduğunu biliyor. Moral üstünlüğü onda, dindarlarda.
Zinde Kemalist güçler tarafından eziliyoruz, hem de öyle böyle değil ama moral üstünlüğü bizde. Haklı olduğumuzu biliyoruz çünkü.
Erdoğan’ı karşı mahalledeki kişilerin dahi alkışladığı olay ise metro açılışına bir önceki İBB başkanı Nurettin Sözen’i çağırarak açılışı birlikte yapmalarıydı. Küçük ama o zamanlar önemli bir ayrıntıydı.
Bir çok kişi Erdoğan’ı bu durumda iken sevmiştik. Güçsüzdü, eziliyordu ama dindarların kalbinde çoktan taht kurmuştu.
Gelişme;
Gelişme bölümünü de 2002-2013 olarak ele alıyorum..
Herşey çok güzel başlamıştı. Ak Parti halen zinde güçler tarafından ezilmesine, dışlanmasına rağmen işler rayında gidiyordu. Bir yandan Kemalist zinde güçlerle mücadele edilirken, diğer bir yanda ekonomi alanında inanılması güç bir başarı grafiği çiziliyordu.
Gerçekten de 70 yılda yapılamayacak pek çok şey bu 11 yıla sığdı. Yapılan yatırımlar halk tarafından da görüldü ve takdir edildi, oya dönüştü.
Dış politikada Ortadoğu’nun parlayan yıldızıydı Türkiye. Batı basınında Erdoğan’ın başarılarını ve Türkiye’yi getirdiği noktayı yazan pek çok haber, makale yayınlanmaya başlamıştı. Demokrasisi, insan hakları konusunda yaptığı iyileştirmeler ile gerçekten de bu övgüyü hakediyordu.
O zamanlar henüz “dış güç” olarak düşmanlaştırılmayan Nytimes, Guardian, Times vb. yayın organlarında Türkiye’nin katettiği yolu anlatan makaleler artık sıradan görülmeye başlanmıştı.
Kemalist ve Ulusalcıların, AB ve ABD’yi şeytanlaştırıp “dış güçler“ olarak bize sunduğu yıllardı. Banu Avar ve Osman Pamukoğlu’nun sözleri paylaşılarak, ülkenin aslında nasıl bir parçalanmaya gittiğinin yine Kemalist’ler tarafından ispat edilmeye çalışıldığı yıllardı. Yani paranoyaklığın Kemalist kesimde olduğu yıllar.
AB Parlamentosunda Türkiye bayrakları dalgalandırılarak üyelik müzakerelerinin başlaması kararının teyid edilmesi, sanki çok uzak bir hatıra gibi duruyor bugünden bakınca.
90′lı yılların hiç bitmeyen gündemleri olan yolsuzluk, işkence, insan hakları ihlalleri vb. konularında gözle görülür bir ilerleme vardı ülkede.
Kişi başına milli gelir ~3000$’dan, ~11000$’a kadar gelmiş, ülke zenginleşmiş ve alım gücü oldukça artan bir Türkiye vardı karşımızda. Her ne kadar muhalifler kabul etmese de durum bu idi.
Ve üstüne üstlük bütün bunları yapan da kendilerini dindar olarak tanımlayan kişilerden oluşan bir hükümetti. Yurtdışından bakınca bu anlaşılması kolay bir görüntü değildi.
Ülkedeki statükoyu yıkan ve ülkeyi her alanda modernleştiren kişiler, dindarlardı. Kemalistler ise, 1930′lı yılların hayallerinde yüzen, modası geçmiş bir gruptan fazlası olarak görünmüyordu.
Ve sonra, ne olduysa oldu, herşey Gezi Park’ı olayları ile değişti.
Sonuç;
Bu dönemi de 2013 ve sonrası olarak ele alıyorum.
Bir çok kişi bu miladı daha önceye alabilir ancak kanımca tarih bu kırılımı Gezi Park’ı olayları ile kaydedecektir. Gezi Park’ı olayları Cuma akşamı patlak verdiğinde, ülke tam anlamıyla ikiye bölündü ve olaylar bittiğinde de kaybeden ülke oldu. Kemalist’i de kaybetti, dindarı da, muhafazakarı da.
Aslında olayların başlangıcı son derece normal ve demokratik bir istekle başlamıştı. Her geçen gün betona boğulan İstanbul’da, bir vaha olarak görünen Gezi Park’ının yıkılıp yerine Topçu Kışlası’nın yapılması istenmiyordu. Ve buna karşı olarak da Gezi Parkı’nda toplanan kişiler orayı terketmeme eylemi başlattı.
Normal, demokratik bir ülkede, bu istekler dikkate alınır, tekrar gözden geçireceğiz denirdi, denmesi lazımdı. Ama olmadı.
Üzerinden geçen 6 yılda Topçu Kışlası halen yapılmadı ve Gezi Parkı halen de orada? “İlla Topçu Kışlası’nı yapacağız” inadına gerek varmıydı? Kim ne kazandı, ne kaybetti, bence Ak Parti’lilerin ve yöneticilerinin oturup düşünmesi gerekir.
(Yanılmıyorsam) Cuma akşamı polislerin eylemci çadırlarını yakma görüntüleri sosyal medyaya ve TV’lere düşünce iş çok daha büyüdü.
Akl-ı selim davranış, Erdoğan’ın bir açıklama yapıp, Topçu Kışlası planlarını tekrar gözden geçireceğini duyurmasını gerektirirdi kanımca. Ama olmadı, Fatih Altaylı’nın programına çıkıp, daha sert sözlerle Topçu Kışlası’nın yapılacağını, eylemcilerin oradan atılacağını falan söyledi. En azından eylemcilerin ateşini alacak sözler söyleseydi, oraya katılan eylemcilerin çok büyük bir kısmını evlerine gönderebilirdi. Ama olmadı, o açıklamasıyla eylemlere katılımı daha da arttırdı.
Kişisel olarak ve yakınımdaki pek çok kişinin, o programda Erdoğan’ı dinlerken hayal kırıklığı yaşadığını söyleyebilirim. Benim bildiğim Erdoğan bu derece sert, empati yoksunu biri değildi.
Ama artık bundan sonra karşımızda bu Erdoğan’ın olacağını maalesef henüz o zamanlar bilmemize de imkan yoktu.
Bir yanda 11 senelik Ak Parti iktidarına karşı biriken Kemalist nefretin sokaklara dökülmesi, diğer yanda “surda gedik açtırmayız” diyen hükümet sayesinde ülke bölündü ve bir daha da rayına oturmadı.
Gezi Park’ı olaylarının başlangıcında çadırları yakan polisleri o gün ölesiye savunan hükümet ve Ak Parti’liler, yıllar sonra o polislerin Fethullah’çı olduğu ortaya çıktığında arkalarından eleştirmeyi maharet saydılar. Halbuki sen doğru yerde durduğunda, adaletsizliği o gün eleştirip tavır aldığında, daha sonradan değişecek duruma göre tavrını güncelleme ihtimali de ortadan kalkıyor.
O gün o çadırları yakan polisleri Erdoğan eleştirse, “Bu yapılan yanlıştır, durumu araştırıyoruz” dese, doğru ve hakikatin yanında yer alacaktı. Ama olmadı, o fırsatlar hep birer birer kaçtı.
Sonrasında zaten Fethullah’çıların ülkeyi ne duruma getirdiğine, devlet kurumlarının içine nasıl sızdığına yaşayarak tanık olduk.
Ancak bu noktada da dindarların büyük bir kesimi, Erdoğan’ı farklı tutumlarından dolayı eleştirmesine rağmen, karşıda dev gibi bir ihanet çetesini gördüğü için Erdoğan’ı yine yalnız bırakmadı, bence doğru da yaptı.
Bir siyasi lider, hükümet, ne kadar kötü olursa olsun, niyetleri belli olmayan, herşeyi perde arkasından yapmaya alışmış bir cemaat yapılanmasından çok daha yeğdir.
Bu 3 senede Erdoğan’ın imajı artık Ortadoğu’nun parlayan yıldızından, klasik bir otoriter Ortadoğu lideri imajına doğru kaymaya çoktan başlamıştı.
“Diktatör” imajına, bir çok kişinin inandığı şekilde dış basından daha çok, kendi sözleri ve yaptıkları ile damga vurdu. Dış basına verdiği her mülakat, mitinglerde yaptığı her salvo, hem Türkiye’nin, hem dindarların, hem de kendisinin imajını yerle bir etti.
Dindarların büyük bir heyecanla başladığı, yurtdışında ve yurtiçinde pek çok kimsenin imrenerek izlediği, o muhteşem “dindar devrimi“, son yıllarda darma duman oldu ve ilginçtir, klasik bir Ortadoğu otoriter rejimi gibi, Erdoğan bu durumu ve imajı hiç önemsemedi. Düzeltmek istemedi.
Bu imajın ülkeyi ekonomik olarak nerelere götürebileceğini hesaplayamadı ya da hesaplamak istemedi.
AK Parti’nin ilk yıllarındaki o akl-ı selim, dünya ile entegre olma hali, son yıllarda adeta toplumsal bir “dış güçler“ histerisine bilinçli olarak dönüştürüldü.
Dünyaya açık, dünyayı anlamaya daha yatkın olan dindar kesim, döndü dolaştı yine kendisini 4 tarafı “dış güçlerle“ çevrili bir ülkede buldu.
youtube
Halbuki kimse demedi ki “Osmanlı’nın başlangıcından beri dış güçler var, her ülke, her devlet için bu olgu var, neden şu anki başarısızlıkları dış güçlere atıyoruz? Neden 10 sene önce dış güçler mesela bu ülkede o kadar konuşulmuyordu? Neden bu dış güçler ülkenin refahının artması adına ülkeye en çok yatırım yapan ülkelerden oluşuyordu?“
Ama medyanın bu zehirli dili, dindarları döndü dolaştırdı 10 sene önceki Banu Avar hizasına getirdi.
Peki ne oldu?
2016′dan sonra bahsettiğimiz o “devrim“ de kalmadı artık, sistem artık net bir şekilde “dindar Kemalizm“’e doğru kaymaya başladı.
Devrim artık çoktan kendi çocuklarını da yemeye başlamıştı. Gezi Olaylarından itibaren, Erdoğan’ı az da olsa eleştiren, “şu şöyle yapılsa daha doğru olabilir“ diyen herkes işsiz bırakıldı, uzaklaştırıldı.
28 Şubat’ta dahi yazabilmiş Ahmet Taşgetiren köşesini kaybetti, uzaklaştırıldı.
28 Şubat’ın en hararetli günlerinde bu hareketi desteklemiş Ali Bayramoğlu, Etyen Mahçupyan tamamen dışlandı, düşmanlaştırıldı.
Mustafa Akyol, Yıldıray Oğur, Mustafa Karaalioğlu, İbrahim Kiras vb gazeteciler köşe bucak kovuldu, işsiz bırakıldı.
İslami hareketin en önemli gazetecilerinden Hakan Albayrak’ın kurduğu gazeteye ambargo uygulanıp kapatılması sağlandı. Yazmaması için uğraş verildi.
“Dindarlar artık bu kadarını da yapmamalı” diyeceğimiz şekilde şehirler betona boğuldu, şehircilik katledildi. İstanbul’un tabutuna son çiviyi maalesef Erdoğan çaktı.
Ülke tekrar kendini popülist milliyetçilik ile Kemalizm arasında bir yerde buldu.
Biz Erdoğan’ı 28 Şubat’ın o en karanlık günlerinde ezilirken, dışlanırken sevmiştik. Siyaset Meydanı’nda en son söz ona verildiğinde sevmiştik.
Geldiğimiz noktada güç Erdoğan’ı değiştirdi, dünün ezileni bugünün muktediri oldu. Erdoğan’a karşı dindar camiadan yapılabilecek bir eleştirinin artık müeyyidesi var. İşini kaybedip çok rahat dışlanabilir.
Sonuç olarak islami hareketin ve ülkenin geldiği nokta açısından, diyebileceğim tek şey, çok yazık oldu.
12 notes · View notes
benimpencerelerim · 2 years
Text
KELEBEKLER VADISI YAGMASI
Türkeş’ten bugüne Kelebekler Vadisi            
‘Tatil Köyü’nü işleten kooperatifin kurucuları, hissedarları arasında kimler yok ki! MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş, çocukları, Türkiye ve Tercüman gazetesi yazarları…      
Kelebekler Vadisi’nin “1. Derece Doğal SİT” statüsünün 2. Ve 3. dereceye düşürülerek yapılaşma için yol verilmesi, Kaz Dağları’nın gölgesinde kaldı.
Mimarlar Odası Muğla Şubesi ve Fethiye Temsilciliği bu ayın başında, Kelebekler Vadisi’nin 1995 yılında 1. Derece Doğal SİT alanı ilan edilerek her türlü yapılaşmaya kapatıldığını anımsatarak “Alanın kendi doğal flora-fauna dengesiyle baş başa bırakılması gerekirken, ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ ilan edilmesi aldatmacadır. Sit derecesini düşürerek ‘bungalov’ gibi tam olarak ne olduğu belli olmayan bir yapılaşma çeşidine izin vermektedir” açıklamasını yaptı.
Kelebekler Vadisi neredeyse bir asırdır, son derece kararlı ve ısrarlı bir şekilde sağ iktidarların hedefinde. Ve üstelik bungalovlar, Amerika’dan ithal çadırlarla yıllardır para basıyorlar.
Yani çoktan el koydukları Vadi’yi yasal kılıf yaratarak bir adım öteye taşımak, betonlaşmaya açmak için uğraşıyorlar.
Peki geleceği görüp yatırım yapan bu zeka küpü girişimciler kimler?
3 Mayıs 2015 tarihinde Muğla Valisi Amir Çiçek’in açıklaması önemli bir ipucu veriyor:
"Doğa güzelliğinin korunmasının yanında, insanların buraya güvenli şekilde aileleriyle gelebileceği, toplu turların gerçekleştirilebileceği bir planlama yapılmalı, öncelikle burada imar planını düzenleyerek çalışma yapacağız. Şu anda orayı çalıştıran kooperatif, konunun üzerinde duruyor."
O kooperatif tabii ki “konunun üzerinde durur”!
Vali’nin adını vermediği kooperatifin kurucuları, hissedarları ve varisleri; siyasetin çarklarının ve iktidar ilişkilerinin talan üstüne oturduğu düzenin kısa bir kesiti çünkü.
Türkeş’in kooperatifi
Hikayemizin ana aktörü S.S Anadolu Turizm Geliştirme Kooperatifi.
1985 yılında kurulan kooperatifin kurucuları kimler dersiniz?
MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş, çocukları Tuğrul, Ayzıt, Ayyüce, Ahmet Kutalmış Türkeş, Umay Günay, Sevenbilge Saraç, çok sayıda MHP’li, üst düzey bürokrat, emekli askeri hakim, belediye başkanı ve kamuoyunun yakından tanıdığı gazeteciler.
Dönemin Fethiye MHP İlçe Başkanı Süleyman Bayramoğlu koyu çok beğenir ve ‘dostlarına’ haber verir. Tam o sırada ‘tesadüfen’ satılık olduğunu öğrenirler.
Süleyman Bey, Türkeş’in yakın dostudur. Haberi alınca çocuklarıyla birlikte üye olur.
Kuruluş hikayesini bize anlatan İrfan Atagün, o tarihlerde Türkiye gazetesi yazarıydı.
Bir köy olan Kelebek Vadisi’nin 30 bin metrekarelik bölümü Rumlardan kalma “Despina’nın arazisi” olarak biliniyor. Kooperatif bu kısmı alır ama koyun tamamı 90 bir metrekaredir.
Türkeşlerin kooperatifi hemen mahkemeye müracaat edip, Rumlardan kalma arazinin “üç yanı kayalıklarla çevrili, bir yanı denizle” olarak tanımlanmış olmasına dayanarak, tüm koyun dahil edilmesini ister. Hazine ve Orman Müdürlüğü’nün tüm itirazlarına rağmen kooperatif 90 bin metrekarenin tamamına sahip olur. Yani kamuya ait o güzelim koy, bir çıkar grubunun malı olur. 1985 yılında da aynı ekibin girişimiyle “tatil köyü” statüsüne sokuluverir.
Kimler yok ki
Kooperatifin 7 Temmuz 1992 tarihli hazirun listesinde, Alpaslan Türkeş ve çocukları dışında yer alan ünlülerden bazıları şunlardır:
TİSK Genel Başkanı Refik Baydur, eski Bakan Cemal Külahlı, Fethiye eski Tapu Müdürü Osman Öztürk, Marmara Üniversitesi eski Rektörü Hakkı Dursun Yıldız, Milli Eğitim eski Müdürü Nahit Dinçer, Emekli Askeri Hakim Seyfettin Doğan, Türkmenistan’daki komünizmle mücadelenin simge isimlerinden, Türkeş’in ülküdaşı Türkmenistanlı İsa Yusuf Alptekin, Türkiye gazetesi başyazarı Ömer Öztürkmen, Türkiye gazetesi köşe yazarı Vecihi Ünal, Türkiye gazetesi yazarı İrfan Atagün, Tercüman gazetesi köşe yazarı Ahmet Kabaklı, Ahmet Kabaklı’nın eşi Meşkure Kabaklı, Mustafa Taşar’ın yengesi Asuman Taşar, Ankara eski Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy, Darülaceze eski Müdürü Hilmi Şener.
Listedeki isimlerin makamları, ilişkileri, kurdukları rant ortaklığı Türkiye’nin siyaset-ticaret ilişkisinin değişmezliğine en iyi örneklerden.
Bu dosyayı 1993 yılında, yayın yönetmenliğini Avni Özgürel’in üstlendiği Panorama Dergisi’ne hazırlamıştım. Buraya özetleyerek aldığım yazının tamamı 14-20 Nisan 1993 tarihli dergide bulunabilir.
Gazetecilik gereği, elimdeki tüm resmi belgelere ve bant kayıtlarına rağmen Türkeş’e de yanıt hakkı vererek, röportaj talebimi ilettim. Ancak ne ilginçtir ki, Türkeş kendi yanıt vermek yerine Ahmet Kabaklı’yı gönderdi.
Ahmet Kabaklı’nın bizzat dergiye gelerek görüşmeyi tercih etmesine şaşırmıştım ama mesele sonra anlaşıldı. Kabaklı’yı, henüz dergiye gelmemiş olan Özgürel’in odasında misafir ettim. Kısaca yazının geri çekilmesini istedi. Kabul edemeyeceğimi, zaten artık yazı işlerine gittiğini kararın yayın yönetmenine ait olduğunu söyledim.
Hayatımın ilk rüşvet teklifi
Ahmet Kabaklı, Türkeş’ten aldığı yetkiye dayanarak sanırım, kooperatiften 500 bin liralık hisse vermeyi teklif etmez mi! Bu teklifi bir gazeteciye o kadar rahatlıkla yapıyordu ki önce yanlış duyduğumu sandım.
Doğrusu bazı gazetecilerin aldıkları maaşla orantısız mal varlıklarına nasıl sahip oldukları da kafama dank ediverdi.
O sırada odaya Avni Özgürel girdi. Hal hatır sorulup, çaylar ısmarlandıktan sonra konuya gelindi ve Ahmet Kabaklı bu kez hem Avni Özgürel’e hem bana 500’er bin liralık hisse teklifini yineledi. Özgürel alaycı bir gülümsemeyle, işi şakaya vurarak reddetti.
Dosya kapaktan anonsla, kesintisiz yayınlandı.
Beklendiği gibi ardından Türkeş bana ve dergiye dava açtı, yetmedi ülkücüler tehdit etti. Çeşitli senaryolarla tuzağa düşürmeye çalıştılar ama sonuçta gazeteciliğe helal gelmedi.
Çanakkale’de milyonluk araziler
Kooperatifin hikayesinin burada bittiğini sanmayın.
Kooperatif üyelerinin kurduğu bir de Belcekız A.Ş vardı ki bu daha da acayip işlerin ortasındaydı.
İrfan Atagün bir kez daha etkin aktör olarak yer alır ama beraberinde Metin Ören, İhsan Tok, Alim Kantarcı, Erdoğan Okçu vardır ve elbette Anadolu Kooperatifi de şirketin ortağıdır.
Şirket, Çanakkale Biga’da binlerce dönüm arazi ile Kalemie Koyu’nda 3 milyon 666 bin metrekarelik araziye sahiptir ama araziler kaybolmuştur. Milyonluk arazilerin kim tarafından ve nasıl kaybedildiği şirket ortaklarının arasını açar.
Sonunda iş mahkemeye gider ve Kalemie Koyu’nun bazı ortaklardan habersiz Türkeş’in kooperatifinde ikinci başkan olan Ali Baloğlu’na satıldığı öğrenilir. Ama akıbeti yine de belirsiz kalır.
Çünkü konuyu en iyi bilen Alim Kantarcı telefonlarıma çıkmaz, Alpaslan Türkeş’e bu soruları sormam hiç mümkün olamaz.
Belcekız Şirketi 1992 yılında tasfiye edilir.
Böylece Kalemie Koyu ve Çanakkale’deki arazilerin son sahibi de karanlıkta kalır.
Kelebekler Vadisi ise hâlâ Anadolu Turizm Geliştirme Kooperatifi’ne ait.
Bungalovlar, klimalı çadırlar ve çeşitli etkinliklerle hizmet veren Tatil Köyü’nü işletmeye açan kooperatif ortaklarından Hasan Deniz Bayramoğlu’nun, Kooperatif kurucularından Türkeş’in yakın dostu Süleyman Bayramoğlu’nun ‘varisi’ olma ihtimali çok yüksek.
Bundan sonrasını, özellikle de kayıp arazilerin akıbetini bölgedeki gazeteci arkadaşlar da araştıracaktır diye umuyorum.
Gerçi 90’larda bile bugünkünden daha kolaymış gazetecilik yapmak ama rant odaklı iktidar ilişkilerinin, sağ siyasetçi ve ‘gazetecilerin’, ülkenin en güzel köşelerini kasalarına girecek hazine olarak görmeleri hiç değişmiyor.
Yargının bu yağmaya aracılık etmesi, bazı yargıçların çıkar çarkına bizzat dahil olması da sistemin değişmeyenlerinden.
Gazetecilere düşen de çeşitli gerekçelerle imara açılan, santral ya da HES yapılan, altın, gümüş, taş ocağı için ruhsat verilen bütün şirket, kooperatif, vakıf ve derneklerin gizlediği ilişkileri araştırmak, çıkar ilişkilerini deşifre etmek olmalı.
Tabii ki sözüm birlik olup memleketi satan gazeteci kılıklı işbirlikçilere değil!
0 notes
huseyinerol3453 · 2 years
Photo
Tumblr media
DEĞERLİ DOSTLAR, , BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE KURTULUŞ SAVAŞINDA RİZE, İKİZDERE TOZKÖY KÖYÜ'NÜN RESMİ ŞEHİTLERİ; HEPSİNİ RAHMETLE, MİNNETLE ANIYORUZ. MEKANLARI CENNET OLSUN. PEYGAMBERİMİZ ARKADAŞLARI OLSUN. AMİN İNŞAALLAH. EN İÇTEN DİLEKLERİMLE SELAM 👋, SEVGİ 🤍, SAYGI 🙏 VE DUA İLE 🤲. AYVAZOĞLU HASAN, ZEKERİYA-RUKİYE 1881 EVLİ BAYRAMOĞLU İSMAİL, MEHMET-HATİCE 1883 EVLİ BAYRAMOĞLU SÜLEYMAN, MEHMET-HATİCE 1891 EVLİ BAYRAMOĞLU ALİ, MEHMET-FATMA 1873 EVLİ BAYRAMOĞLU ÖMER, ŞABAN-AYŞE 1885 EVLİ BOZONUNOĞLU MECİT, HALİT-GÜLFE 1887 EVLİ ÇAKMAKOĞLU İSHAK, DURSUN-HATİCE 1879 EVLİ ÇAKMAKOĞLU SEFER, DURSUN-HATİCE 1889 EVLİ ÇAKMAKOĞLU HASAN, AHMET-İLVE 1876 ÇALIKOĞLU ALİ HASAN-GÜLFE 1898 BEKAR ÇOLAKOĞLU ÖMER, MEHMET-RABİA 1879 EVLİ ÇOLAKOĞLU ŞÜKRÜ, MEHMET-RABİA 1890 EVLİ ÇOLAKOĞLU HALİM, İBRAHİM-CEMİLE 1887 BEKAR ÇOLAKOĞLU YUSUF, SÜLEYMAN-HAMİDE 1892 EVLİ DURAKOĞLU ABDULLAH MUSTAFA, YUNUS-AYŞE 1883 EVLİ DURAKOĞLU MİKTAT, ALİ-FINDIKA 1877 EVLİ ESKİTOĞLU MEHMET, HACI NUMAN-ZEKİYE 1879 EVLİ ESKİTOĞLU MUSTAFA, MEHMET-AYŞE 1879 EVLİ FAZLIOĞLU NİYAZİ, ŞAKİR-SANİYE 1898 BEKAR GADAOĞLU SEFER, HASAN-GÜLİKA 1877 EVLİ HACIALİOĞLU HÜSEYİN, YUNUS-RUKİYE 1882 EVLİ İSLAMOĞLU DURSUNALİ, MEHMET-MERYEM 1898 BEKAR İSLAMOĞLU İSLAM, İSMAİL-HENİFE 1889 İSLAMOĞLU MEHMET CANIP, DURALİ-İLVE 1885 BEKAR KARAVİNOĞLU ÖMER MEHMET-FATMA 1882 EVLİ KAŞINOĞLU DURSUN, MUSTAFA-GÜLİKA 1890 BEKAR KIROĞLU HÜSEYİN, DURSUN-İLVE 1895 BEKAR KOLAMANOĞLU MEHMET, MUSTAFA-FATMA 1890 EVLİ KOLAMANOĞLU RECEP, İBRAHİM-NECİBE 1883 EVLİ KOLAMANOĞLU RUŞEN, İBRAHİM-NAİLE 1883 BEKAR KÜRKOĞLU İZZET, MUSTAFA-İLVE 1883 EVLİ KÜRKOĞLU MAHMUT, MUSTAFA-İLVE 1881 BEKAR KÜRKOĞLU DURSUNALİ, TAHİR-HATİÇE 1896 BEKAR MOLLAOĞLU ABDULKADIR HÜSEYİN-HATİCE 1894 BEKAR MOLLAOĞLU AHMET, HÜSEYİN-HATİCE 1893 EVLİ MUSAOĞLU MENSUR, DURSUN-FINDIKA 1876 EVLİ NUMANOĞLU MEHMET MANSUR, MUSTAFA-HATİCE 1874 EVLİ PENDAZOĞLU BAYRAM, SEYMEN MUHAMMET-PENBE AYŞE 1899 BEKAR https://www.instagram.com/p/CYxNi2wqxCu/?utm_medium=tumblr
0 notes
hibritteknoloji · 5 years
Text
Yeni bir gönderi var Burs Veren Kurumlar ve Vakıflar
New Post has been published on https://krediburs.com/kocaelinde-burs-veren-kurumlar-2019-guncel-liste.html
Kocaeli’nde Burs Veren Kurumlar-2019 Güncel Liste
Tumblr media
Kocaeli’nde burs veren kurumları inceleyeceğimiz bu yazımızda, Kocaeli’nde il ve ilçelerinde Burs veren vakıf ve kurumlara değineceğiz.
1-Burslara Kimler Başvurabilir?
Ortaokul, Lise, Üniversite ve yüksek öğretimde eğitim gören, Atatürk ilke ve İnkılaplarına bağlı, eğitim hayatında başarılı ve yüz kızartıcı suçları bulunmayan maddi desteğe ihtiyacı olan, her birey başvuru yapabilir.
Birçok kişi Kocaeli’nde üniversite öğrencilerine burs veren kurumları şu günlerde araştırma içerisine Girmiştir. Bizde sizler için Kocaeli’nde öğrenci burslarını araştırarak Kocaeli’nde burs veren vakıfları aşağıda tablo halinde yer verdik. Öncelikle belirtmekte de fayda var,
Bunlardan birinci husus bazı burs veren vakıflar; üniversite öğrencilerine burs ya da lise öğrencilerine burs olarak ayrı kontenjanlar açmaktadır.
İkinci husus olarak her vakıf bir ya da iki dönem olarak burs başvuruları açmakta sadece bu dönemlerde burs başvurularını kabul etmektedir. Başvuru tarihlerini geçirmezseniz burs alma şansınız artacaktır.
Üçüncü olarak, başarı durumunuzu gösteren Transkript dökümü isteyebilirler. Eğer trankript notlarınız iyi ve zayıf dersiniz yoksa burs başvurularını değerlendirirken üst sıralarda olacaksınız.
Dördüncü husus ise ihtiyaç sahiplerini belirlemek için ailenizin Bordo Dökümünü isteyebilirler. Eğer ailenizin gelir durumu iyi ise başvuran adaylar arasında son sıralarda yer alabilirsiniz. Bu gibi pek çok önemli noktalar vardır.
2-Burs Başvuru Şartları
I- TC Vatandaşı olmak,
II- Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı birey olmak.
III- Maddi durumu iyi olmayıp, desteğe ihtiyaç duymak ve herhangi bir kurum yada kuruluştan ücret ve maaş almıyor olmak.
IV- Başarı Koşulları:
– Ara sınıflar için başarısız dersi olmamak ve genel net ortalaması 4 üzerinden en az iki buçuk (Yüz üzerinden not verilen üniversitelerde en az altmış) olup bir üst sınıfa geçiş hakkını kazanmış olmak (Not ortalaması uygun olsa bile üçten fazla başarısız dersi olanlar başvuru yapamaz).
– Yüksek öğrenime yeni kayıt yaptıranlar için, fakülte veya yüksek okula giriş puan sırasına göre önde olmak. krediburs.com
V- Karakteri ve milli duyguları bakımından sağlam ve güvenilir olmak.
Zorlu bir eğitim öğretim yılı daha başlamak üzere. Şimdiden burs veren vakıfları araştırarak önümüzdeki eğitim öğretim döneminde bursiyer olabilirsiniz. Birden fazla kuruma başvuru yapabilirsiniz. Bu size kalmış bir durumdur. Sonuçta hangi kurum veya vakıftan burs alacağınızın garantisi yok.
Aşağıda yer alan listelerdeki kurum ve vakıfları ziyaret ederek burs başvuru forumunu doldurmanız burs başvurusu için yeterli olacaktır.
Aşağıda yer alan Burs Veren Vakıfların listesi; https://www.vgm.gov.tr/vakiflar/sayfalar/burs-veren-vak%c4%b1flar.Aspx URL adresi üzerinden alınmıştır. Bir yanlışlık olduğunu düşünüyorsanız Vakıflar Genel Müdürlüğü ile iletişime geçebilir ve [email protected] Adresine mail atarak bildirebilirsiniz.
Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü sayfasında yer alan 3000+ vakıf bulunduğundan tet tek kontrol etme şansımız olmamıştır. Aralarında FETO-PYD terör örgütüne ait olan vakıflar olabilir. Gördüğünüz yasaklı vakıfları da bu mail adresinden bize bildirirseniz listemizden kaldırmamıza yardımcı olursunuz.
3-Kocaeli’nde Geri Ödemesiz Karşılıksız Burs Veren Kurumlar! Güncel Liste 2019
Vakıf AdıAdresiİl İlçeAKPOLATLAR VAKFIGÜNDOĞDU KOCAÇEŞME CADDDESİ NO: 14 41060 İZMİT /KOCAELİ KOCAELİ / İZMİT ÇAĞRI VAKFIMERKEZ 40.SK NO: 4 41650 GÖLCÜK /KOCAELİ KOCAELİ / GÖLCÜK ÇAMLIK EĞİTİM KÜLTÜR VE ÇEVRE VAKFIMEHMETALİPAŞA KIŞLA NO: 11 41000 İZMİT /KOCAELİ KOCAELİ / İZMİT ÇAYIROVA HİCRET VAKFIADEM YAVUZ MAH. 2332 SK. NO: 18 ÇAYIROVA /KOCAELİ KOCAELİ / ÇAYIROVA ÇOBAN MUSTAFA PAŞA VAKFIHACI HALİL YENİ BAĞDAT CD ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ GEBZE /KOCAELİ KOCAELİ / GEBZE DİYABETLİ ÇOCUKLAR VAKFIKÖRFEZ BERKİ SOKAK BARIŞ İŞ MERKEZİ KAT6 NO: 62 İZMİT /KOCAELİ KOCAELİ / İZMİT ENSAR ÖĞÜT EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFIATATÜRK CAD. NO: 14 / 3 GEBZE /KOCAELİ KOCAELİ / GEBZE FARUK YALÇIN DOĞA KORUMA VE EĞİTİM VAKFITUZLAYOLU CADDESİ NO: 5 DARICA /KOCAELİ KOCAELİ / DARICA GEBKİM EĞİTİM ARAŞTIRMA VE SAĞLIK VAKFI (GEBKİM VAKFI)ÇERKEŞLİ ŞAFAK TÜRKAY CADDESİ NO: 2 / 1 41455 DİLOVASI /KOCAELİ KOCAELİ / DİLOVASI GEBZE TEKNİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA VAKFIBALÇIK MEVKİİ İNÖNÜ GEBZE GÜZELLER ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ YÖNETİM BİNASI 41400 GEBZE /KOCAELİ KOCAELİ / GEBZE GEBZE TİCARET ODASI VAKFIGÜZELLER MAHALLESİ KAVAK CADDESİ NO: 3 41400 GEBZE /KOCAELİ KOCAELİ / GEBZE GÖLCÜK CAMİLERİNİ KURAN KURSLARINI KORUMA İLİM VE HİZMET VAKFIMERKEZ PREVEZE NO: 69 / B GÖLCÜK /KOCAELİ KOCAELİ / GÖLCÜK HACI ALİ RIZA CANSU VAKFIBAYRAMOĞLU MAH. FATİH SULTAN MEHMET CADDESİ NO: 252 DARICA /KOCAELİ KOCAELİ / DARICA İGSAŞ MENSUPLARI SOSYAL YARDIMLAŞMA SANDIĞI VAKFIKARABAŞ MH. HAFIZ BİNBAŞI CD. NO: 4 / 14 41040 İZMİT /KOCAELİ KOCAELİ / İZMİT İLİM KÜLTÜR TARİH VE TEKNOLOJİ VAKFI (İKTAV)HACIHALİL 1212 NO: 5 / 38 41400 GEBZE /KOCAELİ KOCAELİ / GEBZE İLME VEFA VAKFIFATİH SULTAN ŞEHİT YUSUF KESKİN NO: 9 / 2 41900 DERİNCE /KOCAELİ KOCAELİ / DERİNCE KARAMÜRSELLİLER VAKFI4 TEMMUZ MH. CUMHURİYET CD.GÜCER İŞ MERKEZİ 6 41500 KARAMÜRSEL /KOCAELİ KOCAELİ / KARAMÜRSEL KARS ARDAHAN IĞDIR VAKFI (KAIV)ESENTEPE MAHALLESİ HAMİT KAPLAN CADDESİ NO: 181 41780 KÖRFEZ /KOCAELİ KOCAELİ / KÖRFEZ KOCAELİ EĞİTİM VAKFI (K.E.V.)SANAYİ MAHALLESİ KOZALI SOKAK (ÇARŞI YAPI SİTESİ) NO: 10 F / 4 İZMİT /KOCAELİ KOCAELİ / İZMİT KOCAELİ ERZURUMLULAR KÜLTÜR VE DAYANIŞMA VAKFIÖMERAĞA MAHALLESİ HASAN ÖZCAN SOKAK NO: 3 / 6 41100 İZMİT /KOCAELİ KOCAELİ / İZMİT KOCAELİ GÜMÜŞHANELİLER İLİM KÜLTÜR VE DAYANIŞMA VAKFICUMHURİYET MAHALLESİ KARAYOLU SOKAK NO: 17 41000 İZMİT /KOCAELİ KOCAELİ / İZMİT KOCAELİ İLME HİZMET VAKFIMEHMET ALİ PAŞA GAZİ MUSTAFA KEMAL BULVARI NO: 2 / F İZMİT /KOCAELİ KOCAELİ / İZMİT KOCAELİ KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFIYENİŞEHİR İNCİRLİK SOKAK, BARLA APT. NO: 2 41050 İZMİT /KOCAELİ KOCAELİ / İZMİT KOCAELİ TİCARET ODASI EĞİTİM VAKFI (KOTEV)KARABAŞ MAHALLESİ ÖMER TÜRKÇAKAL BULVARI NO: 2 İZMİT /KOCAELİ KOCAELİ / İZMİT KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ VAKFI (KÜV)ÇUKURBAĞ İNÖNÜ CAD .ERKAN APT.KAT:1 NO: 177 / 2 41300 İZMİT /KOCAELİ KOCAELİ / İZMİT KOCAELİ YÜKSEK ÖĞRENİM VAKFI (KYÖV)SERDAR MAH. TEKİN SOK. NO: 10 İZMİT /KOCAELİ KOCAELİ / İZMİT KÖRFEZ EĞİTİM VAKFIKOTKO TOPTANCILAR SİTESİ D BLOK NO: 21 00 KÖRFEZ /KOCAELİ KOCAELİ / KÖRFEZ KÖRFEZ EĞİTİM VE BİLİM VAKFI (KEBVAK)SANAYİ MAHALLESİ ÖMER TÜRKÇAKAL BULVARI , MARTI SOKAK NO: 2 İZMİT /KOCAELİ KOCAELİ / İZMİT LÜTFİ ABAY KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFIGEBZE PLASTİKÇİLE ORGANİZE SAN.BÖLGESİ 5.CADDE GEBZE /KOCAELİ KOCAELİ / GEBZE MANEVİ VE İKTİSADİ KALKINMA VAKFIALTINKENT MAH. FEVZİ ÇAKMAK CAD. NO: 63 41090 BAŞİSKELE /KOCAELİ KOCAELİ / BAŞİSKELE NİDA EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (NİDA VAKFI)HACI HALİL İSMETPAŞA CD. 1214.SK. NO: 6 / 2 41400 GEBZE /KOCAELİ KOCAELİ / GEBZE NUH ÇİMENTO EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFIHEREKE HACI AKİF MAH. D-100 KARAYOLU CAD. NO: 92 41800 KÖRFEZ /KOCAELİ KOCAELİ / KÖRFEZ OSMANGAZİ İLİM VE KÜLTÜR VAKFI (KOCAELİ)OSMANGAZİ MH AŞIROĞLU CD/FESLEĞEN NO: 4 41000 DARICA /KOCAELİ KOCAELİ / DARICA SABAH VAKFICUMHURİYET KARAYEL SOKAK NO: 24 41420 ÇAYIROVA /KOCAELİ KOCAELİ / ÇAYIROVA SİMA DOĞU KARADENİZLİLER HİZMET VAKFIMAŞUKİYE MAH. KARTEPE CAD. NO: 36 KARTEPE /KOCAELİ KOCAELİ / KARTEPE TOSB ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ GELİŞTİRME VE EĞİTİM VAKFIŞEKERPINAR 1.CADDE 11.SOKAK NO: 5 41420 ÇAYIROVA /KOCAELİ KOCAELİ / ÇAYIROVA TÜRKİYE CAFERİLERİ VAKFI (TÜRCAV)OSMANGAZİ RECEP YAZICIOĞLU NO: 15 41700 DARICA /KOCAELİ KOCAELİ / DARICA TÜRKKAN EĞİTİM KÜLTÜR VE DAYANIŞMA VAKFIDİLOVASI OSB 2. KISIM D-2003 SOKAK NO: 4 41455 DİLOVASI /KOCAELİ KOCAELİ / DİLOVASI
4-Burs Başvurusunda İstenen Belgeler
Kocaeli’nde karşılıksız burs veren vakıflar ve kurumlar genellikle her kurum/vakıf kendi sitesi üzerinde “Burs başvuru formu” yayınlamaktadır. Burs başvurularında istenilen belgeler genel olarak şunlardır.
Başvuru formu
Nüfus cüzdanı fotokopisi.
Ayrıca nüfus müdürlüğün veya muhtarlıktan alınmış vukuatlı nüfus dökümü.
Ayrıca aile adresini gösterir ikametgah belgesi.
Eğitim öğretim kurumundan alınmış onaylı öğrenci belgesi.
Öğrenci adına açılmış bankamatik hesabını gösteren hesap cüzdanı fotokopisi.
Ailenin finansal durumunu gösteren belgeler (Maaş bordrosu, serbest çalışanlar için gelir vergisi beyannamesinin fotokopisi, emekliler için aylık maaşı gösterir banka extresi veya hesap cüzdanı fotokopisi, geliri olmayanlar için Sosyal Güvenlik Kurumundan anne ve baba adına kayıt olmadığına dair belge)…
Ara sınıflarda öğrenim gören öğrenciler: Öğrenim süresince aldıkları dersleri, notları, genel not ortalamasını gösteren öğretim kurumundan onaylı not dökümü belgesini (transkript).
Yüksek öğrenime yeni kayıt yaptıranlar; LYS ve ÖSYS Sonuç Belgelerinin örneğini..
Gibi belgeler istenmektedir. Bunun nedeni burs verirken değerlendirme kriterlerine göre sıralama yapmak için kullanılmaktadır. Peki burs verirken ihtiyaç sahipleri neye göre belirleniyor derseniz aşağıda detaylı bilgi bulabilirsiniz.
5-Burs Verilecek Kişilerin Seçimi
Kocaeli’nde burs alacağınız kurum tarafından bir komisyon kurulacaktır. Bu burs komisyonu bursiyerler arasından yukarıda belirtilen şartları taşıyan kişileri seçip belirli kriter (maddi olanak,başarı) ile sıralama yaparak asıl ve yedek üye belirlenecektir. Kazanan asıl ve yedek üyeler kurumun sitesinde ilan edilecek ve süreç ona göre devam edecektir. Eğer asıl üye eksik evrak vs tamamlamaz veya süreyi geçirirse sıra yedek üyelerden devam edecektir.
6-Burslar Ne Zaman Ödenmeye Başlanır?
Kocaeli’nde burs veren şirketler ve kurumlar, burs komisyonunun sonuçları ilanından sonra, gerekli belgeleri tamamlaması için 1 aylık süre tanınır. Bu süreçte eksiklerini gideren adaylara en geç bir ay içinde (kurumdan kuruma değişiklik göstermektedir) ödeme yapmaya başlanır. Vakıflar ve şirketler 9 ay boyunca burs vermeye devam etmektedir. Yaz tatilinde burs verilmemektedir.
7-Burs Ne Zaman Kesilir
Her şirket ve vakıf-kurum kendi belirlediği dönem kadar vermektedir. Bazı şirketler 12 ay bazıları ise 9 ay olarak burs ilanında belirtir. Genellikle 9 ay süre ile burs vermekte olup burslar 9 ayın hitamı olan Haziran-Temmuz ayında kesilmektedir.
8-Sonuç
Kocaeli’nde burs veren vakıflar dernekler yukarıda listelenmiştir. Bunun haricinde ikametiniz olan yer veya okuduğunuz yerde burs veren vakıflara da başvuru yapmanız burs alma ihtimalini de güçlendirecektir. Burs başvuru yaparken bunu dikkate almalısınız.
0 notes
altinovaguncel · 2 years
Text
Altınova Belediyespor 3 - Yalovaspor 1
Altınova Belediyespor 3 – Yalovaspor 1
Altınova Belediyespor, 2022-2023 sezonuna galibiyetle başladı. Bölgesel Amatör Lig 14. Grupta yer alan Sarı Yeşilli ekip ilk haftada derbi mücadelesinde Yalovaspor’a konuk olurken rakibini İbrahim Demirer, Samet Şenol ve Mustafa Topuz’un birbirinden güzel golleriyle 3-1’lik skorla mağlup etti. Taraftarının yalnız bırakmadığı Altınova Belediyespor’da teknik direktör Abdurrahman Güneş ve…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
yaziyorsonhavadis · 5 years
Text
10’dan fazla araç birbirine girdi: Savaş alanına döndü
Tumblr media
BOLU'nun Gerede ilçesinde, D-750 yolunda 13 aracın karıştığı trafik kazasında 4 kişi yaralandı. Kazaya karışan kamyon sürücüsü Servet Erdoğan (47) UMKE ve itfaiyenin 3 saatlik çalışması sonucu araçtan çıkarıldı.
Tumblr media
Kaza, saat 20.30 sıralarında D-750 yolunun Gerede Kalender mevkiinde meydana geldi. Yoğun kar yağışı ve buzlanmanın olduğu yolun Ankara istikametinde 13 araç birbirine girdi. Kazada, araçlarda bulunan Ali Bayramoğlu, Mustafa Hakdemir, Murat Öztürk ve Servet Erdoğan yaralandı. Yaralılardan 3’ü olay yerindeki ilk müdahalelerinin ardından ambulanslarla Bolu ve Gerede’de bulunan hastanelere kaldırıldı. 3 SAATTE KURTARILDI Kazada yaralanan Servet Erdoğan ise kullandığı kamyonun içinde sıkıştı. Ayağı, kaza sırasında TIR’ın dorsesi ile bulunduğu kamyonun arasında sıkışan Erdoğan için kurtarma çalışması başlatıldı. Erdoğan’ın Ankara’da bulunan yakınları da kaza haberini alıp olay yerine geldi. Bilinci açık halde kurtarılmayı bekleyen Servet Erdoğan, dondurucu soğukta üşüdüğü için sıcak su torbaları ve battaniye ile ısıtılmaya çalışıldı. Olay yerine gelen yakınları da Servet Erdoğan’ı sakinleştirmeye çalıştı. Erdoğan yakınlarının verdiği telefonla eşi ile de telefonla görüşüp iyi olduğunu söyledi. Sıkışan sürücü UMKE ve itfaiye ekiplerinin yaklaşık 3 saatlik çalışmasının ardından araçtan çıkarıldı. Erdoğan Gerede Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedaviye alındı. SAATLERCE ULAŞIMA KAPANDI Kazanın ardından D-750 yolunun 2 yönü de trafiğe kapatıldı. Yolun Ankara istikameti yaklaşık 2 saat sonra trafiğe açıldı. İstanbul istikameti ise yan yatmış TIR’lar ve kazaya karışan araçların bulunması sebebiyle hala kapalı. Ekiplerin yolu açma çalışmaları sürerken, uzun araç kuyruklarının oluştuğu bölgeye Ankara’dan Kızılay ekiplerinin, yiyecek ve battaniye dağıtmak için yola çıktığı öğrenildi. Yolun bir süre daha trafiğe kapalı kalması bekleniyor. Polis ekipleri trafiği Ankara’dan İstanbul yönüne gitmek isteyenler için Ankara’nın Çamlıdere ilçesi mevkiinden TEM Otoyolu’na yönlendiriliyor. Kazayla ilgili soruşturma sürüyor. Kaynak: Hürriyet Read the full article
0 notes
Photo
Tumblr media
theistanbulpost.com'a "Yeliz Yeşilmen'in kocası konuştu: Evliyken benimle beraber oldu" konulu haber eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. http://theistanbulpost.com/yeliz-yesilmenin-kocasi-konustu-evliyken-benimle-beraber-oldu-2/
0 notes
marmalaise · 3 years
Photo
Tumblr media
Eryaman Stadyumu'nda yapılan MKE Ankaragücü Olağan Genel Kurulu'nda kulüp başkanlığı için Metin Akyüz ve Faruk Koca yarıştı. Yapılan oylamada sonuçlarında Faruk Koca'ya 802 oy çıkarken, Metin Akyüz'e ise 256 oy aldı. Sonuçlara göre Faruk Koca MKE Ankaragücü'nün yeni başkanı oldu.
Seçim sonunda açıklamalarda bulunan yeni başkan Koca, “Çok yorucu bir gündü ama sonuç ve fotoğraf Ankaragücü'ne yakışır şekilde olduğu için yorgunluğumuz bitti. Başkan adayı Metin ağabeyimize gösterdiği centilmence yarıştan dolayı kendisine teşekkür ediyorum. Buralar geçici görevlerdir, hayırla yad edilmek her şeyden önemlidir. Son zamanların Ankaragücü adına en demokratik kongrelerinden biri oldu” ifadelerini kullandı. Başkanlık yarışı sonunda seçimi kaybeden Akyüz kazanan rakibini tebrik etti.
Faruk Koca başkanlığındaki yönetim kurulunun asil üyeler listesinde ise şu isimler bulunuyor:
İsmail Mert Fırat, Cengiz Kaya, Durali Akpınar, Murat Bayramoğlu, Kamil Karip, Ferudun Geçgel, Hüseyin Akgül, Fikret Çimen, Yusuf Buğra Tanık, Mehmet H. Şenal, Mehmet Şahin, Hakan Bilgin, Sezai Kahraman, Hakan Saral, Soner Kurt, Mustafa Başer, Gökalp Üstün, Tan Alar, Caner Camcı, Harun Oğraş.
Yunus Emre Kartal - Yunus Özkan - Engin Yağcı - Cem Geçim
0 notes
benimpencerelerim · 3 years
Text
RANTLARINA OLURUM TURKIYEM
Türkeş’ten bugüne Kelebekler Vadisi
İnci Hekimoğlu, 19 ağustos 2019 https://www.artigercek.com/yazarlar/incihekimoglu/turkes-ten-bugune-kelebekler-vadisi
‘Tatil Köyü’nü  işleten kooperatifin kurucuları, hissedarları arasında kimler yok ki!  MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş, çocukları, Türkiye ve Tercüman  gazetesi yazarları…
Kelebekler  Vadisi’nin “1. Derece Doğal SİT” statüsünün 2. Ve 3. dereceye  düşürülerek yapılaşma için yol verilmesi, Kaz Dağları’nın gölgesinde  kaldı.
Mimarlar Odası Muğla Şubesi ve Fethiye Temsilciliği bu ayın başında,  Kelebekler Vadisi’nin 1995 yılında 1. Derece Doğal SİT alanı ilan  edilerek her türlü yapılaşmaya kapatıldığını anımsatarak “Alanın kendi  doğal flora-fauna dengesiyle baş başa bırakılması gerekirken, ‘Nitelikli  Doğal Koruma Alanı’ ilan edilmesi aldatmacadır. Sit derecesini  düşürerek ‘bungalov’ gibi tam olarak ne olduğu belli olmayan bir  yapılaşma çeşidine izin vermektedir” açıklamasını yaptı.
Kelebekler Vadisi neredeyse bir asırdır, son derece kararlı ve  ısrarlı bir şekilde sağ iktidarların hedefinde. Ve üstelik bungalovlar,  Amerika’dan ithal çadırlarla yıllardır para basıyorlar.
Yani çoktan el koydukları Vadi’yi yasal kılıf yaratarak bir adım öteye taşımak, betonlaşmaya açmak için uğraşıyorlar.
Peki geleceği görüp yatırım yapan bu zeka küpü girişimciler kimler?
3 Mayıs 2015 tarihinde Muğla Valisi Amir Çiçek’in açıklaması önemli bir ipucu veriyor:
"Doğa güzelliğinin korunmasının yanında, insanların buraya güvenli  şekilde aileleriyle gelebileceği, toplu turların gerçekleştirilebileceği  bir planlama yapılmalı, öncelikle burada imar planını düzenleyerek  çalışma yapacağız. Şu anda orayı çalıştıran kooperatif, konunun üzerinde  duruyor."
O kooperatif tabii ki “konunun üzerinde durur”!
Vali’nin adını vermediği kooperatifin kurucuları, hissedarları ve  varisleri; siyasetin çarklarının ve iktidar ilişkilerinin talan üstüne  oturduğu düzenin kısa bir kesiti çünkü.
Türkeş’in kooperatifi
Hikayemizin ana aktörü S.S Anadolu Turizm Geliştirme Kooperatifi.
1985 yılında kurulan kooperatifin kurucuları kimler dersiniz?
MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş, çocukları Tuğrul, Ayzıt, Ayyüce,  Ahmet Kutalmış Türkeş, Umay Günay, Sevenbilge Saraç, çok sayıda MHP’li,  üst düzey bürokrat, emekli askeri hakim, belediye başkanı ve kamuoyunun  yakından tanıdığı gazeteciler.
Dönemin Fethiye MHP İlçe Başkanı Süleyman Bayramoğlu koyu çok beğenir  ve ‘dostlarına’ haber verir. Tam o sırada ‘tesadüfen’ satılık olduğunu  öğrenirler.
Süleyman Bey, Türkeş’in yakın dostudur. Haberi alınca çocuklarıyla birlikte üye olur.
Kuruluş hikayesini bize anlatan İrfan Atagün, o tarihlerde Türkiye gazetesi yazarıydı.
Bir köy olan Kelebek Vadisi’nin 30 bin metrekarelik bölümü Rumlardan  kalma “Despina’nın arazisi” olarak biliniyor. Kooperatif bu kısmı alır  ama koyun tamamı 90 bir metrekaredir.
Türkeşlerin kooperatifi hemen mahkemeye müracaat edip, Rumlardan  kalma arazinin “üç yanı kayalıklarla çevrili, bir yanı denizle” olarak  tanımlanmış olmasına dayanarak, tüm koyun dahil edilmesini ister. Hazine  ve Orman Müdürlüğü’nün tüm itirazlarına rağmen kooperatif 90 bin  metrekarenin tamamına sahip olur. Yani kamuya ait o güzelim koy, bir  çıkar grubunun malı olur. 1985 yılında da aynı ekibin girişimiyle “tatil  köyü” statüsüne sokuluverir.
Kimler yok ki
Kooperatifin 7 Temmuz 1992 tarihli hazirun listesinde, Alpaslan  Türkeş ve çocukları dışında yer alan ünlülerden bazıları şunlardır:
TİSK Genel Başkanı Refik Baydur, eski Bakan Cemal Külahlı, Fethiye  eski Tapu Müdürü Osman Öztürk, Marmara Üniversitesi eski Rektörü Hakkı  Dursun Yıldız, Milli Eğitim eski Müdürü Nahit Dinçer, Emekli Askeri  Hakim Seyfettin Doğan, Türkmenistan’daki komünizmle mücadelenin simge  isimlerinden, Türkeş’in ülküdaşı Türkmenistanlı İsa Yusuf Alptekin,  Türkiye gazetesi başyazarı Ömer Öztürkmen, Türkiye gazetesi köşe yazarı  Vecihi Ünal, Türkiye gazetesi yazarı İrfan Atagün, Tercüman gazetesi  köşe yazarı Ahmet Kabaklı, Ahmet Kabaklı’nın eşi Meşkure Kabaklı,  Mustafa Taşar’ın yengesi Asuman Taşar, Ankara eski Belediye Başkanı  Mehmet Altınsoy, Darülaceze eski Müdürü Hilmi Şener.
Listedeki isimlerin makamları, ilişkileri, kurdukları rant ortaklığı  Türkiye’nin siyaset-ticaret ilişkisinin değişmezliğine en iyi  örneklerden.
Bu dosyayı 1993 yılında, yayın yönetmenliğini Avni Özgürel’in  üstlendiği Panorama Dergisi’ne hazırlamıştım. Buraya özetleyerek aldığım  yazının tamamı 14-20 Nisan 1993 tarihli dergide bulunabilir.
Gazetecilik gereği, elimdeki tüm resmi belgelere ve bant kayıtlarına  rağmen Türkeş’e de yanıt hakkı vererek, röportaj talebimi ilettim. Ancak  ne ilginçtir ki, Türkeş kendi yanıt vermek yerine Ahmet Kabaklı’yı  gönderdi.
Ahmet Kabaklı’nın bizzat dergiye gelerek görüşmeyi tercih etmesine  şaşırmıştım ama mesele sonra anlaşıldı. Kabaklı’yı, henüz dergiye  gelmemiş olan Özgürel’in odasında misafir ettim. Kısaca yazının geri  çekilmesini istedi. Kabul edemeyeceğimi, zaten artık yazı işlerine  gittiğini kararın yayın yönetmenine ait olduğunu söyledim.
Hayatımın ilk rüşvet teklifi
Ahmet Kabaklı, Türkeş’ten aldığı yetkiye dayanarak sanırım,  kooperatiften 500 bin liralık hisse vermeyi teklif etmez mi! Bu teklifi  bir gazeteciye o kadar rahatlıkla yapıyordu ki önce yanlış duyduğumu  sandım.
Doğrusu bazı gazetecilerin aldıkları maaşla orantısız mal varlıklarına nasıl sahip oldukları da kafama dank ediverdi.
O sırada odaya Avni Özgürel girdi. Hal hatır sorulup, çaylar  ısmarlandıktan sonra konuya gelindi ve Ahmet Kabaklı bu kez hem Avni  Özgürel’e hem bana 500’er bin liralık hisse teklifini yineledi. Özgürel  alaycı bir gülümsemeyle, işi şakaya vurarak reddetti.
Dosya kapaktan anonsla, kesintisiz yayınlandı.
Beklendiği gibi ardından Türkeş bana ve dergiye dava açtı, yetmedi  ülkücüler tehdit etti. Çeşitli senaryolarla tuzağa düşürmeye çalıştılar  ama sonuçta gazeteciliğe helal gelmedi.
Çanakkale’de milyonluk araziler
Kooperatifin hikayesinin burada bittiğini sanmayın.
Kooperatif üyelerinin kurduğu bir de Belcekız A.Ş vardı ki bu daha da acayip işlerin ortasındaydı.
İrfan Atagün bir kez daha etkin aktör olarak yer alır ama beraberinde  Metin Ören, İhsan Tok, Alim Kantarcı, Erdoğan Okçu vardır ve elbette  Anadolu Kooperatifi de şirketin ortağıdır.
Şirket, Çanakkale Biga’da binlerce dönüm arazi ile Kalemie Koyu’nda 3  milyon 666 bin metrekarelik araziye sahiptir ama araziler kaybolmuştur.  Milyonluk arazilerin kim tarafından ve nasıl kaybedildiği şirket  ortaklarının arasını açar.
Sonunda iş mahkemeye gider ve Kalemie Koyu’nun bazı ortaklardan  habersiz Türkeş’in kooperatifinde ikinci başkan olan Ali Baloğlu’na  satıldığı öğrenilir. Ama akıbeti yine de belirsiz kalır.
Çünkü konuyu en iyi bilen Alim Kantarcı telefonlarıma çıkmaz, Alpaslan Türkeş’e bu soruları sormam hiç mümkün olamaz.
Belcekız Şirketi 1992 yılında tasfiye edilir.
Böylece Kalemie Koyu ve Çanakkale’deki arazilerin son sahibi de karanlıkta kalır.
Kelebekler Vadisi ise hâlâ Anadolu Turizm Geliştirme Kooperatifi’ne ait.
Bungalovlar, klimalı çadırlar ve çeşitli etkinliklerle hizmet veren  Tatil Köyü’nü işletmeye açan kooperatif ortaklarından Hasan Deniz  Bayramoğlu’nun, Kooperatif kurucularından Türkeş’in yakın dostu Süleyman  Bayramoğlu’nun ‘varisi’ olma ihtimali çok yüksek.
Bundan sonrasını, özellikle de kayıp arazilerin akıbetini bölgedeki gazeteci arkadaşlar da araştıracaktır diye umuyorum.
Gerçi 90’larda bile bugünkünden daha kolaymış gazetecilik yapmak ama  rant odaklı iktidar ilişkilerinin, sağ siyasetçi ve ‘gazetecilerin’,  ülkenin en güzel köşelerini kasalarına girecek hazine olarak görmeleri  hiç değişmiyor.
Yargının bu yağmaya aracılık etmesi, bazı yargıçların çıkar çarkına bizzat dahil olması da sistemin değişmeyenlerinden.
Gazetecilere düşen de çeşitli gerekçelerle imara açılan, santral ya  da HES yapılan, altın, gümüş, taş ocağı için ruhsat verilen bütün  şirket, kooperatif, vakıf ve derneklerin gizlediği ilişkileri  araştırmak, çıkar ilişkilerini deşifre etmek olmalı.
Tabii ki sözüm birlik olup memleketi satan gazeteci kılıklı işbirlikçilere değil!
0 notes
akademikhaberci · 5 years
Link
"Temel İnsan Anatomisi" kitabı yayımlandı 21.10.2016 "Temel İnsan Anatomisi" kitabı yayımlandı Son Güncelleme: 17.01.17 Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri; Prof. Dr. Mustafa Aktekin, Prof. Dr. Alp Bayramoğlu ve Öğretim Görevlisi Elif Nedret Keskinöz tarafından hazırlanan "Temel İnsan Anatomisi" kitabı yayım...
0 notes
mahrutibakis · 5 years
Video
TV 5 – TV 5 Seçim Sonuçları – Mustafa Yılmaz & Ahmet Taşgetiren & Emre Bağce & Ali Bayramoğlu – 31 Mart 2019
0 notes
ozgurmansetnet-blog · 6 years
Text
Yazar Temel Demirer gözaltında, Ethem Sarısülük ailesinin evine baskın
Yazar Temel Demirer gözaltında, Ethem Sarısülük ailesinin evine baskın
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan operasyon kapsamında sabah saatlerinde Ankara’da birçok eve polis baskın yaptı. Aslı Bayramoğlu ve Heval Elçi adlı yurttaşların gözaltına alındığı öğrenildi.
Gezi direnişinde Kızılay’da polis tarafından vurularak öldürülen Ethem Sarısülük’ün evine de polis baskını düzenlendi. Evde arama yapan polisler, Avrupa’da yaşayan Mustafa Sarısülük’ü…
View On WordPress
0 notes
alibeykoysk · 6 years
Text
Körfezspor 2-0 Alibeyköyspor [Hazırlık Maçı]
Tumblr media
2018-2019 sezonunda TFF 3. Lig 2. Grupta mücadele edecek olan Alibeyköysporumuz, bugün ilk hazırlık maçını oynadı. Körfez Belediyesi Alparslan Türkeş Tesislerinde TFF 3. Lig 1. Grup ekibi Körfezspor ile karşılaşan Alibeyköysporumuz müsabakayı 2-0 kaybetti. Teknik Direktörümüz Zeki Ersoy'un tüm futbolcularımıza şans verdiği maçı Başkanımız Muammer Saka, Genel Sekreterimiz Mustafa Yılmaz, Yöneticilerimiz Birol Ateş, Selahattin Bayramoğlu, Gökhan Kaya ve Alibeyköy'den gelen yaklaşık 30 taraftarımız takip etti. Müsabakanın ardından maça gelen taraftarlarımız futbolcularımızı tribüne çağırarak alkışlayarak moral verdi. Read the full article
0 notes