#Murat nehri
Explore tagged Tumblr posts
Text
Elazığ'da Ayı Dehşeti! Abdest Alırken Saldırdı
Murat Nehri’nde Ayı Saldırısı: Olayın Detayları Murat Nehri kenarında yaşanan bir olay, doğa ile insan arasındaki etkileşimin ne kadar tehlikeli olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. S.M. isimli bir kişi, abdest almak için nehir kenarına gittiği sırada bir ayının saldırısına uğradı. Bu saldırı, hem S.M. hem de çevredeki insanlar için büyük bir korku kaynağı oldu. Saldırı Anı ve…
0 notes
Text
Mardin Depolaması Cazibe Sulaması Ana Kanalı.
Türkiye'nin muhteşem mimari ve mühendislik eserlerinden birisi; bereketli yolculuk, GAP.
221 kilometre uzunluğunda Türkiye'nin en büyük yapay nehri: Ceylanpınar- Mardin arasında müthiş proje Süveyş Kanalı’ndan daha uzun, Panama Kanalı’nın ise tam 3 katı büyüklüğünde.
Bunu Biz Başardık...
Türkiye'nin en uzun yapay nehri olan Mardin Ana Kanalı sayesinde Fırat'ın suyu Şanlıurfa ve Mardin'de toprağa hayat veriyor.
Bölgede ürün çeşitliliğini artıran kanalla 835 bin dekar tarım arazisi sulamaya kavuştu. Çiftçilerimiz yılda 3 kez ürün alma imkanına kavuştu. Kanalın uzatılması için çalışmalar devam ediyor.
Bu kanal sayesinde su Mardin Ovasına cazibeyle* veriliyor. [*Doğal eğim ile motor/pompa olmaksızın kendiliğinden]
Mardin depolama tesisi ile GAP’ta sulama alanında çok büyük bir adım atılmış oldu.
Ayrıca Kızıltepe yeraltısuyu havzası korunmuş oluyor; Mardin Kızıltepe ovasında son 30 yıldır yeraltısuyu kullanılarak tarım yapıldı. Bu nedenle yeraltı su seviyesi 350 m.den 450 m ye kadar düştü. Şimdi bu suyun kullanımı azalacak ve yeraltısuyu beslenecek.
🇹🇷
#mardin#türkiye#doğa#travel photography#travel destinations#travel#manzara#view#natural#europe#africa#Spotify
45 notes
·
View notes
Text
Bakan Kurum: Hiçbir soruna kulak tıkamıyoruz
https://pazaryerigundem.com/haber/181916/bakan-kurum-hicbir-soruna-kulak-tikamiyoruz/
Bakan Kurum: Hiçbir soruna kulak tıkamıyoruz
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, göreve geldiği ilk dakikalardan bu yana sahada olduklarını belirterek, “Proje alanlarını karış karış inceliyoruz. Hiçbir detayı atlamıyoruz. Vatandaşlarımızın hiçbir sorununa kulak tıkamıyoruz. Vatandaşımızın sorunlarını çözene kadar masadan kalkmıyoruz.” diye konuştu.
HATAY (İGFA) – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Malatya ve Kahramanmaraş temaslarının ardından, 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan Hatay’da incelemelerde bulundu.
Hatay’da Vali, milletvekilleri, belediye başkanları, kaymakamlar, Rektör, STK’lar ve oda başkanlarının yer aldığı İl Koordinasyon Toplantısı’na katılan Bakan Kurum, daha sonra Atatürk Caddesi şantiye alanını inceledi, yetkililerden çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Bakan Murat Kurum, göreve geldiği ilk dakikalardan bu yana sahada olduklarını belirterek, “Proje alanlarını karış karış inceliyoruz. Hiçbir detayı atlamıyoruz. Vatandaşlarımızın hiçbir sorununa kulak tıkamıyoruz. Vatandaşımızın sorunlarını çözene kadar masadan kalkmıyoruz.” diye konuştu. Bakan Murat Kurum, 2025 yılı sonunda deprem bölgelerinde evine girmeyen hiçbir vatandaşın kalmamasını istediklerini vurgulayarak, “Ekibimizle sahadayız. Ulu Cami’den ezanlar yükselene kadar, Habibi Neccar Cami’sinde vatandaşlarımız huşu içerisinde namaz kılana kadar, Asi Nehri kenarında bisikletleriyle huzur içerisinde gezene kadar biz burada olacağız.” diye konuştu.
HATAY’DA 10 BİN 889 YENİ KONUT VE İŞ YERİ VATANDAŞLARA TESLİM EDİLDİ
Hatay’da şu ana kadar 10 bin 889 yeni konut ve iş yerlerini hak sahibi vatandaşlara teslim ettiklerini vurgulayan Bakan Kurum, “Bugün Antakya, Defne, İskenderun, Altınözü, Kırıkhan, Reyhanlı ve Samandağ’daki birçok mahallemizde 156 bin konut ve iş yerimizin inşasına devam ediyoruz.” dedi. Hatay’da tarihi eserlerin, tescilli binaların depremde yıkılığını hatırlatan Bakan Kurum, “İnşallah Hatay’ı bu tarihi eserlerle birlikte ayağa kaldıracağız. Önceliğimiz önümüzdeki yıl şubat ayında Atatürk Caddesi’nde, Fatih Caddesi’ndeki dükkanların hak sahiplerine verilmesi, vatandaşlarımızın gülen yüzünü görmek ve onların duasını almak.” ifadelerini kullandı.
“SÖYLEDİKLERİMİZ DIŞINDAKİ HİÇBİR SÖZE İTİBAR ETMEYİN”
Bakan Murat Kurum, rezerv alanlar konusuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Şunun altını özellikle çizmek istiyorum: Daha öncesinde rezerv alanlarda yani buralarda oturanlar dışında başka bir ilçe veya mahalleden birileri gelemeyecek. Burada kim yaşıyorsa, kim komşuysa yine komşuluk ilişkilerini aynı mahallesinde sürdürsün istiyoruz. Herkes oturduğu yere en yakın yerde, oturduğu şerefiyeye en yakın şerefiyede dairesini alacak. İstiyoruz ki burada eski demografik yapı devam etsin ve Hataylı kardeşlerimiz o kardeşlik hukukunu yine devam ettirsinler. Bizim söylediklerimiz dışındaki hiçbir söze ve söyleme vatandaşlarımız itibar etmesin.”
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Muş'un nesi meşhurdur? Muş'un en meşhur yemekleri ve alınacak hediyelik eşyalar
KAYNAKCnnturk.com Muş’un nesi meşhurdur? Muş, Murat Nehri ve tarihi eserleriyle çok fazla ziyaretçisi olmasa da turistlerin gözlerini kamaştıran manzaraları ve dokularıyla dünyada tanınırlığını artırıyor. Murat Nehri: Nehir doğal güzellikleri ve özellikle alabalıklarıyla tanınmaktadır. Kamp alanlarıyla turistlere muhteşem manzaralara erişme fırsatı sunuyor. Tarihi Anıtlar: Muş aynı zamanda…
View On WordPress
0 notes
Text
Göz göre göre gelen facia: Sabıkalı Anagold Madencilik'te toprak kaymasında 9 işçi göçük altında
Anagold Madencilik tarafından işletilen Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde toprakların istiflendiği bölgede toprak kayması meydana geldi. Faciada 9 işçi toprak altında kaldı. Yüzde 80’i Kanadalı altın maden şirketi Alacer Gold’a (SSR Mining), yüzde 20’si ise Çalık Grubu bünyesinde bulunan Lidya Madencilik’e ait olan Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ’nin 2008’den beri işlettiği madende siyanürlü solüsyonun çevreye yayıldığı belirtildi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “667 çalışandan 9 kişiye ulaşılamıyor, 400 kişiyle arama yapılıyor” açıklamasını yaptı. Olayla ilgili dört cumhuriyet savcısı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan dört müfettiş görevlendirildi.
Sabıkalı madendeki toprak kaymasında 9 işçi göçük altında
Çöpler Altın Madeni, sık sık kapasite artışlarıyla gündeme geldi. Geçen yıl da madende kapasite artışına gidildiği ve buna onayın AKP İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Murat Kurum’un çevre ve şehircilik bakanı olduğu dönemde verildiği öğrenildi. VERGİ BORCU SİLİNDİ Açılan davalara karşın proje iptal edilmedi. Aktif fay hattı üzerinde bulunan madende Haziran 2022’de içerisinde siyanür de bulunan karışımı taşıyan bir boruda kırık oluşmuş, 2 saat 15 dakika boyunca Fırat Nehri’ne 20 metreküp karışım akmıştı. Uzmanlar uzun süredir göçük tehlikesine karşı uyarı yapıyordu. Anagold Madencilik’in 7.2 milyon dolar vergi borcunun silindiği SSR Mining’in bilançosunda ortaya çıkmıştı. Daha önce madene karşı birçok kez dava açan ve Anayasa Mahkemesi’nce de haklı bulunan bölge sakinlerinden Eşref Demir Cumhuriyet’e konuştu. Demir, “Burada yaşanacak felaketi defalarca kez dile getirdik. Mahkemeye taşıdık. Yaşananlar tesadüf değil. Cevher döküm sahasının üçte ikisi kaydı. Siyanürlü toprak etrafa yayıldı” dedi. ‘KÂR HIRSI YÜZÜNDEN’ Dava açan yurttaşların avukatlarından Arif Ali Cangı ise şöyle konuştu: “Siyanürlenen altın rezerv alanı çöktü. Göçük altında kalan işçilerin yaşadığı felaketin yanı sıra bu siyanürün doğaya karışması, altın ayrıştırma için dökülen rezervin ağır metallerinin yayılması demek. Felaket ‘geliyorum’ demişti. 2022’de toprağa siyanür akmıştı. Bunun üzerine şirketin faaliyeti iki ay durduruldu. Daha sonra hiçbir şey yaşanmamış gibi faaliyete devam ettiler. Erzincan İliç Cumhuriyet Savcılığı takipsizlik kararı verdi. Sembolik para cezasıyla üstü kapatıldı. Birileri kâr etsin diye memleketin her yerinde felaket meydana geliyor.” Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ise İliç’te açtıkları iki ayrı davanın bilirkişi keşfini yaptıklarını belirterek, “İliç Çöpler Altın Madeni işletmesi kapatılmalıdır ve rehabilite çalışmalarına başlanmalıdır dedik. Facia geliyor dedik... Facia geldi...” açıklaması yaptı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) açıklamasında da “Madenin ruhsatı iptal edilmediği gibi kâr hırsıyla kapasitesinin artırılması, hukuk mücadelelerine karşın şirkete yargı koruması sağlanması; yaşanan faciaya açıkça davetiye çıkarmıştır” dendi. Facianın ardından NASDAQ borsasında işlem gören SSR Mining hisseleri yüzde 50’ye yakın değer kaybetti. ‘FIRAT NEHRİ İÇİN ÖNLEM ALINDI’ Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan toprak kaymasına ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada “Toprak kaymasının hemen ardından bakanlığımız merkez ve İl müdürlüğümüz Denetim Ekiplerini bölgeye ivedilikle sevk ettik. Toprak kayması sırasında akan malzemenin Fırat Nehri’ne ulaşmasının engellenmesi amacıyla Sabırlı Deresi’nin Fırat Nehri’ne ulaştığı menfezin kapaklarını kapattırdık” ifadeleri kullanıldı. Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold şirketine ait Çöpler Altın Madeni'nde, 13 Şubat'ta saat 13.00 civarında geniş bir alanda toprak kayması yaşandı. Fırat Nehri'ne doğru, madene kuş uçuşu 300 metre mesafede kayan devasa toprak yığını, siyanür ve sülfürik asit ile işlem görmüş malzemeleri içerdiğine dair açıklamalar ortaya çıktı. Uzmanlar, bu yığınların nehire ulaşması halinde insanların ve hayvanların zehirleme riski ortaya çıkacağı için önlem alınması konusunda uyarılarda bulundu. Yer Bilimci Prof. Dr. Süleyman Pampal, Habertürk'te verdiği demeçte, Çöpler Altın Madeni'nde meydana gelen toprak kaymasının, altın çıkarımı sırasında kullanılan zehirli siyanür ve diğer kimyasallarla işlem görmüş topraktan oluştuğunu belirtti. İşlem görmüş toprağın, dağ gibi üst üste yığıldığını ve bu yığının Fırat Nehri'ne 700-800 metre gibi çok yakın bir mesafede olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Pampal, "Fırat'a karışması, bölgedeki tüm yaşamın sona ermesi anlamına gelir. Fırat'a ulaşmasının acilen önlenmesi gerekiyor; o vadinin önü kapatılmalıdır" diyerek durumun ciddiyetini vurguladı. Halk TV'ye konuşan Metalürji Mühendisi Cemalettin Küçük ise, toplumu yanıltıcı bilgilendirmelere karşı çıkarak, mevcut durumun ciddiyetini vurguladı: "Artık halka yalan söylenmemesi gerektiğini belirtmek zorundayız. "Tedbirler alındı, hiçbir kimyasal tehlike yok" gibi yanıltıcı açıklamalar yapılmamalı. Şu an bir risk oluştuğunu kabul etmeliyiz. Bu risk nedir? Siyanürün buharlaşması ve rüzgarın yönüne bağlı olarak insanlar ile hayvanlar için zehirlenme tehlikesi bulunmaktadır. Halkı daha fazla yanıltmayın. Şu ana kadar yapılanlar yeter; kandırma ve para kazanma çabalarına son verin. Artık yalan konuşmayı bırakın, bu ve benzeri faaliyetleri durdurun ve Türkiye'de bu işe bir son verin." Göz Göre Göre Gelen Facia DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu ise İliç'te göz göre göre gelen felaketi yıl yıl, aşama aşama aktardı. Daha önce "siyanür sızıntısı"nı TBMM’ye taşıyan DEVA Partisi, Erzincan İliç’te siyanürlü boruların patlamasını dönemin bakanı Murat Kurum’a sormuştu. Yeneroğlu, 2018 yılındaki "ÇED olumlu" kararından Danıştay kararına, Anayasa Mahkemesi kararından Meclis'e taşınmasına kadar 6 yılda neler yaşandığını, felaketin nasıl göz göre göre geldiğini şöyle aktardı: Son 6 yılda yaşananlar "İliç felaketi bağıra bağıra geldi. Nasıl mı? Yıl 2018: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Erzincan İliç’te maden işletmesi revizyon ve kapasite artırımı projesine ÇED olumlu kararı veriyor. Yıl 2019: Bölgede yaşayan vatandaşlarımızdan Eşref Demir’in, ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Erzincan İdare Mahkemesinde açtığı dava, bilirkişi raporundaki eksiklere rağmen reddediliyor. Yıl 2020: Danıştay kararda bir hata olmadığı gerekçesiyle temyiz başvurusunu reddediyor. Yıl 2023: Anayasa Mahkemesi, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundaki eksikliklere dikkat çekerek başvurucunun özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmediyor. Ne yazık ki kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasının üzerinden bir ay geçmeden, bugün son zamanların en büyük çevresel felaketlerinden biri yaşandı… Anayasa Mahkemesinin haklı tespitleri ve daha fazlası çevre dernekleri, meslek kuruluşları, siyasetçiler ve gazeteciler tarafından ısrarla dile getirilmişti. Ben de geçmişte bu konuda Evrim Rızvanoğlu’nun hazırladığı soru önergesini Meclis gündemine taşımıştım. Bölge halkının 5 yıl önce başlattığı mücadele ve devamında gelen tepkiler dikkate alınsaydı bugün koskoca dağın çökmesine şahitlik etmez; acılı şekilde kaç canımızın göçük altında kaldığını merak etmezdik. Bağıra bağıra gelen bu felaketin sorumlularının hesap vermesi hukuk devletinin gereğidir ancak maalesef normali kaybedeli çok oluyor. Zaten iktidarın yok etmeye çalıştığı hukuk devleti işleseydi, bu felaketi yaşamayacaktır. Fakat artık ülkemizin normali, Anayasa Mahkemesi'nin maruz olduğu gibi bu hak ihlallerini tespit edenleri terörize etmek ve devlet mekanizmasında denge denetimi yok etmek." Erzincan İliç'teki Çöpler Altın Madeni’nde toprak kayması | "Siyanürlü yığın kaydı" Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold şirketine ait Çöpler Altın Madeni'nin bulunduğu geniş bir alanda, 13 Şubat saat 14.28'te toprak kayması meydana geldi. Madene kuş uçuşu 300 metre mesafede olan Fırat Nehri’ne doğru kayan devasa toprak yığınının, siyanür ve sülfürik asit ile yıkanmış malzemelerden oluştuğuna yönelik açıklamalar yapıldı. Söz konusu madene 2022 yılında siyanür sızıntısı nedeniyle en üst sınırdan çevreyi kirletme cezası kesilmişti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, olayla ilgili 4 cumhuriyet savcısının görevlendirildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, göçük altında 9 işçi olduğunu söyledi. Anagold Maden'de (İliç'te) çalışan bir işçi, her vardiyada 400 işçi çalıştığını belirterek, "Gördüğünüz topraklar siyanürlü" dedi. Şirketin, tüm itirazlara rağmen Murat Kurum’un Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğu dönemde kapasite artırımına gittiği ve maden hakkında “ÇED raporuna gerek yok” kararı verildiği ortaya çıktı. Eski CHP Milletvekili ve avukat İlhan Cihaner ise "toprak kaymasının" neden olduğuna ilişkin olarak şu açıklamayı yaptı: "Toprak kayması derken sanki normal toprak kayması gibi anlaşılabilir. Orada liç yöntemiyle altın çıkarıldığı için siyanürlü yığın kaymış." Read the full article
0 notes
Text
Milletvekili Keleş’ten bir MÜJDE daha geldi..
Milletvekili Keleş: “Fırat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi Bölgemize ve İlimize Hayırlı Olsun” AK Parti Elazığ Milletvekili Prof. Dr. Erol Keleş, Fırat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi süreci ile ilgili detayları paylaştı. Fırat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi, Türkiye'nin doğu ve güneydoğu bölgesini kapsayan geniş bir alanı etkileyen, stratejik bir çevre ve kalkınma girişimi. Projeye dair detaylar, bölgenin doğal ve kültürel zenginliklerini korumak ve kırsal kalkınmayı desteklemek için yapılan geniş çaplı çalışmalar hedefleniyor. AK Parti Elazığ Milletvekili Prof. Dr. Erol Keleş, Fırat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi süreci ile ilgili detayları paylaştı. AK Parti Elazığ Milletvekili Prof. Dr. Erol Keleş; “Bu önemli proje, Adıyaman, Diyarbakır, Malatya, Şanlıurfa, Bingöl ve Elazığ illerini içeren Fırat Nehri üst havzasında yer alan bölgeleri kapsıyor. Amacı, bölgedeki doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımının teşvik edilmesidir. Proje ile doğal kaynakların ekonomik değerinin artırılması ve kırsal yoksulluğun azaltılması hedeflenmektedir” dedi. Milletvekili Erol Keleş; Fırat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi; Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) tarafından finanse edilecek olup köylülerin, çiftçilerin ve yerel toplulukların projeye aktif katılımını öngörmektedir. Bu projenin, sürdürülebilir gelişmenin yanı sıra toplumsal dayanışmayı da güçlendirmeyi amaçlanmakta. Kapsam ve proje ile amaçlanan hedefler doğrultusunda ise bozuk ormanların iyileştirilmesi, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon ve mera ıslahı, hayvan içme suyu sıvatları, kaşınma kazıkları, tuzluklar, ortak kullanıma açık basit hayvan barınakları) gibi ormancılık tesis çalışmaları ile birlikte fidan üretimine yönelik fidanlık alt yapılarının iyileştirilmesi. Küçük ölçekli sulama alt yatırımları (Su depolama havuzları, toprak sulama kanallarının iyileştirilmesi, tarla içi damla sulama, ortak kullanıma açık köy çeşmesi ve sıvat yapımı vb.), buğday ve arpa verimini iyileştirme (Sertifikalı tohum kullanımının teşviki ve yaygınlaştırılması), hayvansal üretimin iyileştirilmesi (Suluda/kuruda yem bitkisi-fiğ, yonca, silajlık mısır vb. üretimi, hayvan barınaklarının-ahır iyileştirilmesi, arıcılığın geliştirilmesi vb.), bitkisel üretimin iyileştirilmesi (Kapalı meyve bahçesi tesisi, tarlada sebze üretimi, plastik örtü altında-sera sebze üretimi, bağ terbiyesi, çilek ve lavanta üretimi vb.), enerji tasarruflu teknolojilerin tanıtımı ve yaygınlaştırılması (Güneş enerjili su ısıtma üniteleri, hane izolasyonu, yalıtım, enerji tasarruflu soba-kuzine, ortak kullanıma açık taş ekmek fırınları” dedi. “MURAT NEHRİ HAVZASI REHABİLİTASYON PROJESİNDE Kİ BAŞARI, FIRAT NEHRİ HAVZASI REHABİLİTASYON PROJESİNE ZEMİN OLUŞTURMUŞTUR” Prof. Dr. Erol Keleş, “2013-2022 yılları arasında yaklaşık on yıl boyunca uygulanan ve büyük başarılar elde eden Murat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi'nin, Fırat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi için sağlam bir zemin oluşturduğunu” belirtti. Keleş, Murat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesinde doğal kaynakların bozulmasını önlemek, toprak koruma ve erozyon kontrolü, ağaçlandırma, meşe rehabilitasyonu, mera ıslahı gibi gelir getirici faaliyetlerle üst havzada yaşayan halkın yoksulluğunu azaltarak doğal kaynaklara olan baskıyı hafiflettiğini vurguladı. Keleş, Murat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi, Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) tarafından bölgedeki en başarılı projeler arasında gösterilirken, dünya çapında da önemli bir örnek teşkil ettiğini ifade etti. Murat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesinin, IFAD'ın Avrupa, Orta Asya, Yakın Doğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki 30 ülkede yürütülen 41 projeden biri olduğunu” belirtti. Keleş, “Bu başarıların ışığında, Fırat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi'nin de benzer beklentileri ve amaçları gerçekleştireceğine olan inancını” dile getirdi. “Bu yeni proje ile sürdürülebilir çevre yönetimi, biyoçeşitlilik korunumu ve iklim değişikliğine adaptasyon gibi konularda önemli adımlar atılmasını hedeflediklerini” belirtti. Milletvekili Keleş, Yerel toplulukların kapasitelerini artırarak bölgenin sosyo-ekonomik gelişimine katkı sağlamayı amaçladıklarını ve böylece hem çevresel hem de toplumsal sürdürülebilirlik için çaba gösterdiklerini belirterek bu projenin toplumun tüm kesimlerine ulaşmasını ve daha geniş bir etki yaratmasını amaçlamakta olup, bu projenin yüksek maliyetli olduğunu, fizibilite çalışmalarının 1 Ocak 2024'te başlayacağını, 2025 yılında ise yedi yıllık uygulama aşamasına geçileceğini belirterek, yönetimini de Tarım ve Orman Bakan Yardımcısının başkanlığında, Elazığ ve Şanlıurfa Orman Bölge Müdürlüklerinin de içinde bulunduğu Merkezi Uygulama Birimi tarafından yürütüleceğini belirtti. Prof. Dr. Erol Keleş, projenin bölgedeki deprem sonrası yaşanan tahribatın etkilerini hafifletmek ve ekonomik kayıpları azaltmak açısından da büyük önem taşıdığını belirtirken IFAD'ın 12. Kaynak Yenileme Dönemi kapsamında Türkiye için ayrılan kaynağın bu proje ile etkin bir şekilde kullanılacağının altını çizerek, projenin ilimize ve bölgemize hayırlı olması temennisinde bulundu. Read the full article
0 notes
Text
DEPREM AMELI 2
Önder Algedik@OnderAlgedik·5s BUGÜN 26 ŞUBAT 2023 Depremin 20. Gününde Yıkık, acil yıkılacak ya da ağır hasarlı bina sayısı: 173 bin! Can kaybı 44 bin 218! Tutuklananlar: Müteahhit: 78 Yapı sorumlusu: 64 Yapı sahibi: 11 Belediye başkanı: BİR Bakan : SIFIR İstifa: SIFIR! Kendine Muhabir@KendineMuhabir·12s Hatay Rönesans Rezidans. Burayı kimse unutmasın, unutturmasın. Molozlar temizlendi ve bitti. Hayatını kaybeden 85 kişi bulunamadı. Acının da acısı olur mu? Oluyomuş… Oldu… Besna Tosun@besnatosun·14s Çadır kurduğunuz yer kışın Kentin en soğuk bölgesi, yazın da sıcak ve nemli.üstelik Dicle Nehri yatağı. Yani hiç bir mevsim yaşam alanı için uygun değil. Depremden sağ kurtulan insanları Olası bir taşkınla ya da hastalıktan ölsünler diye mi uğraşıyorsunuz ? @diyarbakirbld Tele1 TV@tele1comtr·1 sa Naci Görür: Yurt dışında bu boyutta depremlerde 4-5 kişi ölüyor o da tesadüfen. Utanıyorum söylemeye ama 42 bin vefat gözüküyor ama, inşallah yanılırım ama çok daha fazla olacak. Bu insanlarımızı kaybettik. Üstelik de bu deprem, "geliyorum" diye bağıran bir depremdi Arşiv Unutmaz@ArsivUnutmaz·20s "Şili'de 2010'da bizdekinin 30-40 katı büyüklüğünde deprem oldu. 500 kilometrelik kıyıyı etkiledi, ama can kaybı 500 kişi. Sebebi; yapı disiplini" Arşiv unutmayacak. Nevzat Çelik@NevzatNevzatC·14s Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: "Biz bu şehrin kıymetini bilmedik. Biz bu şehre ihanet ettik.. Hâlâ da ediyoruz. Ben de bundan sorumluyum! Ucube inşaatlar yaptık." AK Parti kulağını kapatsa da AKP'li dinlesin! #İstanbul ah İstanbul! 23 DERECE@yirmiucderece·6s AKP'li Meclis Üyesi Yunus Kaya'nın müteahhitliğini yaptığı siteler 300 kişiye mezar olduktan sonra kendisi ortadan kayboldu. Bir depremzede bu konuyu Erdoğan'a sormak isteyince hızla uzaklaştırıldı! Odak Dünyam@odakdunyam Hani nerede devlet? İsterse gelsin beni idam etsinler! "10 bin lira verdi. Ben bunu Erdoğan’a versem ne yapacak? Kendisine iade edeyim. Çay parası bu! Benim iki torunum öldü, evim yerle bir oldu. Tuvalet yok, banyo yok, su yok, elektrik yok." Uğur Şahin@ugur_sahin2·22s Bu videoyu Samandağ’da çektim… “17 yıldır hiç dolabım yoktu, dolabı taktık, deprem oldu. İçeride eşyam yok zaten. Dolabı indirebilsem yeter… Naylonla kaplanmış bir serada kalıyoruz şimdi.” ONUNCU KÖY@okinavaaa·18 Şub Şimdi ne var bunda bu kadar abartacak? diyen milyonlarca bilgisiz insan vardır eminim. Hayatının en az 5-6 senesi çadırda geçmiş bir asker olarak bunun ve diğer bir konunun ne kadar önemli olduğunu anlatayım. Çadır hiçbir zaman çukura yada düz zemine kurulmaz. Futbol sahası gibi yerler en saçma yerlerdir. Çadır mutlaka hafif meyilli yere kurulur. Dört bir tarafına en az bir ayak uzunluğunda mutlaka yağmur kanalı kazılır. Yoksa çadırı içini su basar. Dolayısı ile çadırlar simetrik kurulur. Ayrıca orta boy bir çadırın eteklerine rüzgarlı havada uçmaması için en az 20 adet içi dolu kum torbası konur. Bu hem çadırın uçmasını, hem de dağılmasını engeller. Birileri böyle yapmayanları umarım uyarır. Yoksa aşırı rüzgarlı bir havada uçurtma gibi uçan yüzlerce çadırı, içinden nehirler akan çadırları haberlerde izleriz.
Murat AĞIREL@muratagirel·12s Bu görüntüleri mutlaka izleyin ve paylaşın. Tutuklanan AKP İlçe Başkanı tarafından yapılan binalar. Yıkıldıktan sonra temelinden su çıkmış. Altında su kaynağı olan zeytin tarlasına 15 katlı üç blok yapmışlar.
serbestiyet@serbestiyetweb·14s Çavuşoğlu’nun yayımladığı 6 dakikalık videoda yabancı yardım ve kurtarma ekiplerine kendi dillerinde teşekkür edildi; IKYB ve Kürtçe hariç https://serbestiyet.com/haberler/cavus
Arat Barış@aratbaris_·15s Yüzbinlerle insan enkaz altındayken, mobil mescit gönderdiler. Şimdi de çadır kentlere telaşla kuran kursu açıyorlar. O insanlar sadece yaşamak istiyordu, kulak asmadılar. Çünkü aslolan insan değil, onların ideolojik propogandası. 41 bin insan öldü. Yokmuş gibi davranıyorlar! Nevin Koçoğlu@KocogluNevin·19 Şub Deprem çocuklarına psikolojik destek, rehabilitasyon, oyun, oyuncak gerekmiyor mu? Elif - ba sırası mı şu yıkım içinde? Kemal Büyükyüksel@KBuyukyuksel Daha 5 saat önce Erdoğan 1 aya kalmadan her yerde inşaata başlayacaklarını açıkladı gövde gösterisi yapma niyetiyle. Akıl ve bilime göre hareket etmedikleri, bekleyin diyenleri dinlemedikleri o kadar belli ki. Daha yeterli çadır bile yok ortada. Şimdi yine deprem oldu. Bomboş PR. Bilim insanları yine önceden uyarmış daha depremler devam edebilir, temkinli olmalı, hemen inşaat olmamalı diye. Acele iş yapılmaması gerektiği söylenmiş. Hiçbiri umurlarında değil. Yine o büyük kayıplara sebep olan umursamaz ihmalkar zihniyetleriyle iş yapmaya devam ediyorlar. Cenk YALTIRAK@CYaltirak·6s Daha dün 7.7 büyüklüğünde bir deprem sonrasında, 6 büyüklüğü civarında depremlerin uzun süre devam edebileceğini, orta ve ağır hasarlı binalardan uzak durulması gerektiğini konuşmuştuk. Maalesef bu durum iki yıl kadar sürebilir. twitter.com/CYaltirak/stat… Soldan Bakış@SoldanBakiss·10s Devlet Bahçeli: "Bu büyük felaket, mucizelerle anlam kılınmış, içinde sır olan bir olay gibi geliyor bana. O bakımdan cenab-ı Allah'ın büyük lütfuyla bu felaketi aşacağız." Arat Barış@aratbaris_·6s Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki hafta geçti, şimdi 6.4 büyüklüğünde yeni bir deprem oldu, insanlar hala feryat figan çadır istiyor. Mobil mescit var, çadır yok! metin cihan@metcihan·6s her şey afad etiketli olsun diye depremzedelere gönderilen çadırlara el koydular. biz dağıtacağız deyip, beceremediler. daha dün muhtar anlattı. 40.000 nüfusa 320 çadır verilmiş. bugün insanlar çadır dileniyor. imajınız yaşamdan değerli değil. anlayın. yapabilene engel olmayın. Murat Meriç @PopDedik·6s Memleketin her yerini “saray”larla donattı; korumalarının ardına saklanmış, sıcak odalarda yaşıyor. Sokakta kalan insanlara çadır veremiyor, onlara kalacak yer bulmaktan aciz. Gözüme uyku girmiyor, bir şey yapamamak beni kahrediyor ama o rahat. Öfkem büyük. Öyle böyle değil. Kemal Büyükyüksel@KBuyukyuksel Daha 2 gün önce 50 milyonları halkın gözü önünde prime time'da yuvarlayanlar nerede? Milyarların uçtuğu gösteriyi düzenleyebilen ülke Hatay'daki ve diğer yerlerdeki yurttaşları için çadır bile temin edemiyor hala. Bu rezalet sirk değişecek. Böyle toplum, böyle düzen falan olmaz. Bir tarafta konforundan kıçını büyüttükçe büyüten bir kesim paraları yuvarlayıp yardımseverlik primi kasıyor, iktidarla şov yapıyor. Bir tarafta halk sefalet içinde çadır bile bulamayıp yıkık binaya tekrar girip ölürsem ölürüm diyor. Kanserleşmiş bir siyasi ve ekonomik düzen. "Türkiye Tek Yürek", devlet çok güçlü, "değerli iş adamlarımız" halkının ve devletinin yanında ama çadırları bile yok insanların. Çadır devleti derdim ama tüm halkına bir çadır bile temin edemeyen devlete çadır devleti bile denemez. Küçük imtiyazlıların kişisel eğlence parkı. Akademik Ahlak Türkiye / Academic Integrity Turkey@AcademikAhlak·11s Antakya’daki 45 yıllık bir binanın güçlendirmesi projesi ODTÜ İnşaat Mühendesliği'nden Prof. Dr. Güney Özcebe liderliğinde yapıldı. Bina depremde yıkılmadı.. 55 kişi hayatta kaldı.. Prof. Dr. Güney Özcebe: Binalarımızı bu şekilde yapmak hiç zor değil Urartu Şeker@uosseker·18 Şub Hatay'da 2009 senesinde, ODTÜ İnşaat Mühendisliğinden Güney Özcebe liderliğinde karbonnanofiber kompozit malzemelerle güçlendirme yapılan binanın ikizi çökerken kendisi ayakta kalmış. Demek ki, engellenebiliyormuş. twitter.com/mustgundogan/s… Cem Tamay@beeyore·9s@AcademikAhlak adlı kişiye yanıt olarak Dönüşüm rantı bitmesin diye bu konunun üstü kapatılacak muhtemelen ama ben ailemizin 35 yıllık 3 katlı binasına hocanın uyguladıgı güçlendirmeden yapmak istiyorum.
Cevheri Güven@cevheriguven·4s Bir yanda AFAD görevlilerini ayağına getirerek Antepteki bağevinin bahçesine çadır kurduran “efendiler” Diğer yanda çadır bulamadığı için hasarlı evlerine girmek zorunda kalan ve bugünkü depremde giden nice canlar… https://kisadalga.net/yazar/ahlakin-duygunun-mantigin-depremi_57615 Depremin hemen sonrasında “dezenformasyon”la mücadele edenler, ikinci haftasında “not ediyoruz” diye tehdit edenler, hadi hepsini geçtim, depremin üçüncü gününde sosyal medyayı kısıtlayanlar… Bunları da yaşamadık demeyin millet, bu da oldu!
Özgür Özel, Halk TV yayınında CHP’li olduğunu bilmeden milletvekillerine “kurtarma yapıyormuş gibi çekiyoruz kanka” dediğini söyledi.
Yardım malzemelerinin engellendiğini, hatta bazı grupların “malları yağmaladığına” dair haberler de çok.
İskenderun Sosyal Haklar temsilcisi Burak Abay’a kulak verelim: “Din iman edebiyatı yapanların bu felaket karşısında ya şehri terk ettiklerini ya da AFAD'ı yağmalayarak, halkın mallarını yağmalayarak zenginleşmeye çalıştıklarını gözlemledim."
https://birartibir.org/dehset-dehset-dehset/
Ancak, çok geçmeden topluluk beni tedirgin ediyor. Sokağın güvenliğini sağladıklarını ballandırarak anlatıyorlar. OHAL ilan edilmiş bir şehirde güvenliğin bir taraftar grubunda olmasının akla mantığa sığar bir tarafı yok. Jandarma “Çarşı” ekibini ziyaret ediyor, ateş başında çaylar içiliyor. Bir tür paramiliter grupla sabahlamakta olduğumu anlıyorum.
Aralarından biri “Ne zaman Suriyeli avına çıkacağız?” diye soğukkanlı ve alaycı bir biçimde soruyor. “Saat 5 gibi çıkarız” diye cevaplıyor diğeri. Hemen her felâkette kışkırtılan Suriyeli nefreti, pogrom tehdidi enkaz altındaki Antakya sokaklarında kol geziyor. Arada bir, sıcağın etkisiyle ateşin başında kısa sürelerle de olsa uyuyabiliyorum.
Ancak, hâlâ şu soru ortada: Bu kadar büyük bir kolluk kuvvetiyle güvenliği sağlayamamak sadece organizasyonsuzlukla açıklanabilir mi? Ertesi gün tanışacağım bir depremzede bu soruya “Hayır, bizim Hatay’ı terk etmemizi istiyorlar” diye cevap veriyor.
“Bizi sevmiyorlar. Burada Alevi çoktur. Ama bizi sevmemelerinin nedeni Alevilerin çok olması değil. Hıristiyan, Musevi, Sünni, Kürt, Arap… Güzelce yaşıyorduk. Ama bu nedense ‘onları’ rahatsız ediyor. Hatay onlar için çok karışık bir yer.”
Beni kamerayla gören 40’lı yaşlarda bir adam, “Bak, gel çek, ekskavatör benim amcama ne yaptı göster herkese” diyor. “Şu taşın üstüne çıksan görürsün, ekskavatör göğsünü yardı, kalbi görünüyor, çek bunu”. Arkamızda gürültülü bir gıcırtıyla çalışan bir ekskavatör bir ATM’nin kasasını büyük bir dikkat ve özenle polisin önüne indiriyor. Bu sırada, o mavi gözlü kadın, polisin duyacağı şekilde, “Bak, bizim cenazemizin bankanın para kasası kadar değeri yok” diyor.
“Depremin dördüncü günü. “Görüyor musun? Tek bir kişi bile gelmemiş” diyor Halkevci Ergin. “Neden? Merkeze uzak bir bölge değil ki burası” diye soruyorum. “Doğru, ama bu mahallede yoksullar, emekçiler oturur. Hatay’ın geneli nerdeyse böyledir. Otuz sene çalışıp anca bir ev alabilmişler. İnsanlar sahip oldukları her şeyi bir depremle kaybetti. AKP yoksulların tarafında değil. Bu mahallede kim bilir kaç bina imar barışından yararlandı. İnsanların evleri mezarları oldu” diye cevaplıyor. Aklıma önceki gün okuduğum bir haber cümlesi geliyor: “AKP’nin 2018 yılında çıkardığı imar affından Hatay’da 56.456 hane yararlandı…”
Televizyon kameralarının önünde şov yapmak, sadece siyasilerin ve kurumların işi olmadı.
Günlerdir izlediğim video yüzünden kendimi nereye atacağımı bilemiyorum:
“Azra bebeği kurtardık!” diye 10 gün enkazda kalmış, yarı ölü bir çocuğun yüzüne flaş tutup yayın yapan bile gördük...
Azra bebek öldü.
Tekbir mi getirelim?
Yoksa İstanbul’da yediğimiz köfteden depremzedeye bağış yapılıyor diye bir köfte daha mı gömelim? BAY Z @irbamates63·4s 1 yılda 11 şehri yeniden inşa edecekler 2 haftadır çadır getiremediler buraya. Ve insanlar hava soğuk diye hasarlı evlere girmek zorunda kaldığı için vefat ettiler Onur Öncü@oencueonur·8s Gazeteci Selda Karafazlı Artı tv yayınında: “Bugün bir aileye ‘eviniz güvenli’ diye AFAD çadırından evlerine gönderildi. Fakat aile ağlayarak ve şok içinde geri geldi çadır alanına” dedi. İnsanları hasarlı binalara AFAD yolluyor. Cumhurbaşganımızın Talimatıynan@elcinarabaci·6s 20.02.2023 Ağır hasarlı binaya günlerdir bina içinde mahsur 1 kediyi kurtarmaya girmişken bu akşamki depreme yakalanan kedinin sahibin arkadaşlarına ait videoyu "AFAD enkaz içinde kurtarma yaparken depreme yakalandı", diye servis etmişler. Acınası şekilde gülünç. Zavallısınız. İrfan Aktan@irfanaktans·7s Yüzbinlerce insan çadır ve seyyar tuvalet bulamadığı için hasarlı olsa bile ya evlerinde kalıyor veya temel ihtiyaçlarını karşılayacak yerlere, alanlara ulaşamadıkları için, tehlikeyi göze alarak sürekli o evlere girip çıkıyor. Peki TV ekranlarında uçuşan milyon TL’ler nerede? Haber@Haber·9s Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz: “Bugüne kadar hava çok soğuktu. Çadırı olmayan vatandaşlar eve girmeye zorlandı. İnsanları bu şekilde ölüme itmenin anlamı yok. Vatandaşlarımız bir an önce çadır ihtiyacının karşılanmasını talep ediyor.” Bora Erdin@boraerdin·22s Afad Mayıs ayında ihaleye çıktı. Deprem kayıt ve ölçüm cihazı alacak fakat bütçe yetmedi. İhaleler defalarca tekrarlandı. Bütçe yetersizliği&katılım olmaması nedeniyle iptal edildiği hafta "Ambiyans aydınlatmalı" otomobiller 16 milyon TL'ye şak diye alındı. Bora Erdin Acun Karadağ@acun_karadag·5s Normal; Hangimizin canını ne zaman, hangi olayla alacaklar, hangimizi ne zaman ifadeye çağıracaklar, hangimizi tutuklayacaklar, hangimizin geleceğini mahvedecekler, hangi çocuğumuzun-gencimizin başına ne gelecek diye düşünmediğimiz zamana ait bir kavramdır! Orhan Kemal Cengiz@orkece·9s Doktora, mühendise, mimara, bilim insanlarına ihtiyaç varken onların yerine imam yetiştirdik, yetişmiş meslek sahiplerini de başka ülkelere göçerttik. Bilimle çözecegimiz meseleleri duayla çözmeye çalışıyoruz. Çözemediğimiz sorunlar çığ gibi büyüyor. Önder Algedik@OnderAlgedik·12s BUGÜN 19 ŞUBAT 2023 Depremin 13. Gününde Yıkık, acil yıkılacak ya da ağır hasarlı bina sayısı: 118 bin Can kaybı 42 bin 156 Tutuklanan müteahhit sayısı: 133 Tutuklanan bakan/ belediye başkanı sayısı: SIFIR İstifa eden siyasetçi sayısı: SIFIR!
Orhan Kemal Cengiz@orkece·9s İstanbul yıkılırsa Türkiye yıkılır. İstanbulun deprem güveniligi Türkiyenin güvenliğidir. Şehrin elden geçirilmesi, belli kurumların oradan taşınması siyasetin ve ülkenin birinci gündem maddesi olmalı. Ozan Gündoğdu@ozngndgdu·6s Eğitim, sağlık, barınma… Bir halkın güvenceli hissetmesini sağlayan taşıyıcı kolonlar bir bir çöküyor. Bir rejimin tel tel dökülüşüne tanıklık ediyoruz. Düzeltecek bir şey yok, yeniden kurmamız gereken bir ülke var. altuğ öztürk@altugcozturk·6s Beyefendilerin 15. günde teşriflerini, kirli sakallı pr şovlarını izliyoruz. İnsanlar da kimsesizler mezarlığında yakınlarını arıyorlar. Resmi ölü sayısına vali dahi güvenmiyor. 20 yılda ne kötülük biriktiyse ortada. Kısa Dalga@kisadalgamedya·10d Fahrettin Altun: "Asılsız ihbar ve gerçek dışı haberlerle toplumu infiale sürükleyen içerikler takip ediliyor" Timur Kuran@timurkuran·23s Yıllardır bu iktidarı Türkiye Cumhuriyeti’nin kayıtsız şartsız en büyük felaketi olarak niteliyordum. Kimilerinin bunu kavraması için devletin deprem sonrası aczini, kabalığını ve fırsatçılığını izlemesi gerekiyormuş. OSMANLI TORUNU@hakislamdavam·30d Halil Konakçı : TEKBİRDEN RAHATSIZ OLDUYSAN SEN GELSEYDİN İZMİR MARŞI İLE ÇIKARSAYDIN. SİZİ GÖREMEDİK #depremoldu Sen gelseydin, seninkiler gelseydi İzmir Marşını okusaydınız. Demek ki siz yoksunuz biz varız. Can Dündar@candundaradasi·6s “Karakter fukaraları”… ���Yalancı”… “Haddini bil!” #Erdoğan yine deprem bölgesinde muhalefete saydırdı. Yaralı Türkiye’ye depremde bile kin saçan bir nobran başkan değil, yaraları saracak kucaklayıcı bir cumhurbaşkanı lazım. Günün Yorumu: https://m.youtube.com/watch?v=mWLpLD Cangül Örnek @CangulOrnek Sağdaki Hamza Cebeci ile soldaki Fahri Çakır, Düzce depreminde çöken ve 20 kişiye mezar olan Işık Apt'nın müteahhitleri. Hapis cezası alan müteahhit Cebeci, İBB imar komisyonu üyesi seçilmiş, Darülaceze başkanlığına getirilmiş. Depremzede çocuklar onun kurumunda. + Cebeci'ye verilen rütbeler yetmemiş; bir de CB. danışmanı yapılmış. Çakır ise 2002'de AKP Düzce milletvekili seçilerek 20 kişinin hayatını yok ettiği halde, dokunulmazlık kazanmış ve yargılanamamış. İmar aflarına da onay vermiştir bu arada. Bakmak lazım. Milli Görüş kadroları bunlar. Her seferinde nutkumuz tutuluyor ama onlar sakalı bırakıp yollarına devam ediyorlar. Profesorfacia@Profesorfacia·17s· Bingöl'de 37 kişinin hayatını kaybettiği Korkmaz Apartmanı'nı yaparken demirden ve betondan çaldığı için 2 yıl hapis cezasına çarptırılan ama bir gün bile hapis yatmayan müteahhit Yusuf Korkmaz, Diriliş Ertuğrul dizisinde de rol almış. Gördüğünüz mü kader planını?!.. Can@CanDirlik·10s Kendisi MHP milletvekili Lütfi Kaşıkçı. 2 sene kadar önce bilim ve tekniğe uygun, güvenli yapılaşmayı savunan İnşaat Mühendisleri Odası’nın nefesini keseceğiz diye açıklama yapmıştı. Çevresindekileri bile kontrol etmeden koşup kaçarken kendisinin nefesi kesilmiş olmalı. Dr. Savash Porgham@Savash_Porgham·5s Arkasına bakmadan kaçan kişi MHP Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı… İsmail Arı@ismailari_·9s Hatay Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel Haber Türk'e bağlandı: Bittik biz, bittik. Her yer karanlık. Kaç binanın yıkıldığını tespit edemiyoruz. Belediyemizin 450 personeli vardı şimdi 20 personelimiz var. 430'u depremzede. Yardım istiyoruz. Nüfusun yarısı ilçeyi terk etti. Ankara Gazetecisi@ankaragaztecisi·14s Kılıçdaroğlu; Selin Sayek Böke ve Seyit Torun başkanlığındaki bir heyete, CHP'li Hatay Büyükşehir Belediyesi, Arsuz Belediyesi, Defne Belediyesi ve Samandağ Belediyesi'nin, depremdeki yıkıma ilişkin sorumluluklarının araştırılması talimatını verdi. Sol Yumruk@Sol__Yumruk·7s CHP'nin, Hatay'a getirdiği Konteyner'lara Hatay Valiliği el koymaya çalışıyor! CHP Hatay Milletvekili @SuzanSahin1881 bu haksızlığa karşı direniyor. Haber Report@HaberReport Erdoğan: Birisi çıkmış 'Kızılay nerede?' diyor. Be ahlaksız, be namussuz, be adi. Günde 2,5 milyon insana bu Kızılay yemek ulaştırıyor. SoL-Yanim-@ATATüRK@@gurbetci1962·17 Şub Şu Aciya bakin Pazarcikin Alevi bir köyünden bir Aile yok oluyor köylüler 8 gün kaymakam dan yardim ekibi istiyorlar yiyecek giyecek istiyolar KAYMAKAM YOK isviçreden Alevi köy dernekleri TİR la yardim götürüyor hop Kaymakam bitiyor izinsiz yardim dagitamazsiniz diyor el koyuyor Cumhurbaşganımızın Talimatıynan@elcinarabaci·20 Şub Şunu da örnekleyelim de iddia havada kalmasın. Mesela: Enkazdan bir çocuğun sesi gelmesine rağmen valinin bir tanıdığına koşturmak için (ölü mü diri mi o da belli değil) valilik emriyle enkaz altındaki çocuğu kaderine terk ederek ayrılan bir AFAD ekibi: testeriod @testeriod·13s Depremde kaybettiği ailesini kendi imkanlarıyla defneden depremzede: “Ceset torbası vermedi hastane. Altısını da inekleri yemlediğim yem torbasına koydum gömdüm. Cenaze namazı kılamadık, hoca dedi öyle koyacağız.”
Özgür Van Haber@ozgurvanhaber1·15s Mithat Sancar: Televizyonlarda arsız şovla toplanan yardımlar nerede? Tek tek açıklamak zorundasınız. Artçı depremlerin olacağı biliniyor ve herkes feryat figan çadır istiyor. Çadır bile göndermediniz Karabekir Akkoyunlu@ulu_manitu·12s Cumhurbaşkanı çadır görmedik diyen depremzedeye hakaret yağdıradursun, Accra büyükelçiliğimiz çadır ve diğer acil ihtiyaç malzemeleri için yardım talebinde bulunuyor. Güçlü devlet algımız tam da güçlü erkeklik algımız gibi. Saldırgan, kırılgan, egosantrik ve özeleştiriye kapalı. Who?@who98408150·13s Deprem bölgesi Osmaniye'de, Erdoğan ve Bahçeli'nin geçeceği yol asfaltlanıyor… Deprem bölgeyi salladı ama aman Erdoğan ve Bahçeli geçerken sallanmasın… PES…. #cokusdonemi Solcu Gazete@solcugazete·8s Depremin 9.günü, Denizli’nin AKP'li Acıpayam Belediyesi'nin Kıbrıs’a gezi düzenlediğini, belediye personeli ve muhtarların kumar masalarında pozlar verdiğini biliyor muydunuz? Önder Algedik@OnderAlgedik·11s Enkaz kurtarmaya iş makinesi yollamayan bakanlık hemen enkaz kaldırma ihalesini davet usulü yapmış, haberi alan leş kargaları öncesinde pazar günü Çukurambar’da toplanıp enkaz kaldırma rantını paylaşmışlar. Böyle de ifşa edilmişler Şimdi soruyoruz: bu müteahhitler insan mı? Cem Say@say_cem·9s Kurtarma çalışmaları sırasında Twitter'ı, bugün de Ekşi Sözlük'ü engelleyen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, İSKİ ve BELBİM'de çalışıp 2016'da BTK'ye geçmiş. Aynı zamanda Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi. Av.Mahmut TANAL@MTanal·12s 1- Bari #deprem'de, afette torpil, kayırmacılık, ayrımcılık yapılmasın! Evleri yıkılan, dışarıda kalan depremzedeler günlerdir çadıra ulaşmazken, Şanlıurfa’da AKP Karaköprü İlçe Yöneticisi, depremden etkilenmeyen köydeki evinin bahçesine #AFAD çadırı kurabiliyor. 2- AKP'li Yönetici, çadırı kolayca temin ederken neden hala deprem bölgelerinde mağdur vatandaşlar çadıra ulaşmaz? Bu arada olayın duyulması üzerine jandarma ve AFAD ekipleri, AKP Karaköprü İlçe Yöneticisi'nin evinin bahçesindeki çadırı söküp götürdü. Gülay Mubarek Habib@pipetlielmasuyu·10s Depremden değil soğuktan öleceğiz. Ne kadar zor olabilir Türkiye Cumhuriyeti için deprem bölgesinin göbeğinde olan bi mahalleye çadır getirmek. Bebek var ya bebek bebek bebek.Günün yarısını Allah'ım al şu canımızı diyerek yaşıyoruz.Ruh halimizi anlatmam yazmam mümkün değil.Bittik zeynep gürcanlı@zeynepgurcanli·16s Kızılay deyince artık benim aklıma New York Manhattan'da Kızılay'dan giden parayla inşa edilen bu lüks nezidans/öğrenci yurdu geliyor... Gökçe Bey • Tanrı Oldu@gokcebeyligi·19s Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılan İstanbul Havalimanı metrosu Kargo Terminali durağında İstanbul’un planını Kanal İstanbul projesiyle beraber koymuşlar.. Mühendis Mimar Ağı@mumiabiz·18s Kanal İstanbul Projesi'nin sergileneceği tek yer kent suçları müzesidir! Kanal İstanbul, bilimsel teknik doğrularla örtüşmeyen; doğaya, kente ve İstanbul’un yıkımına neden olacak bir kent suçudur. Daha fazla rant değil, deprem dirençli bir İstanbul istiyoruz. Onur Alp Yılmaz@onralpyilmaz·21s Kimse kentsel dönüşüme kategorik olarak karşı değildi. Biz, halkı değil müteahhidi kayıran, arazi mafyası gibi davranan politikanıza karşıyız. İnsan onuruna yaraşır barınma hakkını siz değil, biz savunuyoruz. Adi herifler. Tele1 TV@tele1comtr·1 sa Tuğba Özay Hatay'da depremzedelerin durumuna isyan etti! "Vatandaşım için erzak dileniyorum Gerçek milliyetçiyseniz bu vatanın evlatlarına sahip çıkın Çamaşırlar bulaşıklar kirli suda yıkanıyor Başıma ne gelirse gelsin ifşa edeceğim " Murat Yetkin@MuratYetkin2·11s Bu da oldu: Erdoğan seçim kampanyasını deprem sonrası yeniden inşa umutları üzerine kurmaya hazırlanıyor. Erdoğan Kılıçdaroğlu'na ağır hakaretlerle yüklenirken, RTÜK deprem çalışmalarının iki yüzünü de gösteren kanallara ceza yağdırmaya hazırlanıyor Dağhan Irak@daghanirak·21 Şub bugün tahliye edilen ve @cigdemtoker sayesinde 11 yıldır depreme dayanıksız olduğunu öğrendiğimiz İskenderun Devlet Hastanesinin açılışını bugünün DEVAlısı Sadullah Ergin yapmış. Nereden nereye... Yıkılan Rönesans Rezidans'ı da o açmıştı. Taarruz Haber@taarruzhaber·19 Şub İmar Affına "evet" diyerek binlerce denetimsiz ve kaçak yapının yasal hale gelmesine sebep olan milletvekillerini sizler için listeledik... AKP Milletvekili Nursel Reyhanlıoğlu Tufan Kıymaz@tfnkymz·19 Şub Yalanla hakikatin, zulümle adaletin, kötüyle iyinin mücadelesinde tarafsızlık bir seçenek değildir. Tarafsızlık iddiası bizatihi yalandır, zulümdür, kötüdür. Funda ALPASLAN TALAY@fundabundacunda·13s Tarafsız olduğunu söyleyen kişi taraf tutuyordur, haksızlık edenin tarafını. Seçimsizlik çok bariz bir seçimdir. Tarafsız olduğunu söyleyen ve bir seçimde bulunmadığını söyleyen herkes yalanı, zulümü, kötüyü, haksızlık edeni seçmiştir ve haksızlık edileni yalnız bırakmıştır.
Prof. Dr. Şervan Gökhan@servangokhan·1 sa Kılıçdaroğlu hiç boşuna "AK Parti seçmenleri öldü, oylar bana kaldı" diye sevinmesin. Genel sonuç değişmeyecek. Diye yazmış Engin Ardıç… En değerlilerini kaybedip geride kalanlar bu cümleyi okuduklarında ne hissetmiştir acaba… Gönülleri körleşmiş insanlar empati yapamaz… Erk Acarer@eacarer·6s Olması gerektiği gibi!!! Mehmet Cengiz iş başında. Anlaşılan depremin hafriyat işini almış. Kandan para kazanmayı ihmal edecek değildi. Antep’ten İstanbul’a giden harfiyat kamyonları! Hafıza@hafizatv·20s 20 Mart 2019 Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’ın Bilal Erdoğan’dan “kentsel dönüşüm” ricası "Bakalım şu dönüşümden de birkaç şey yapabilirsek, bir şey kalırsa bize... Projede olmasa da bir iki bina aldık mı…” Son Cahil Bükücü@soncahilbukucu·3s Örgütlü sindirme ve kötülükte bugün: RTÜK, deprem yayınları nedeniyle Halk TV, Tele 1 ve Fox TV'ye program durdurma ve para cezaları verdi Gerçeği duyurmak hiç bu kadar suç, depremzedelerin sesini kesmek gaddarlık olmamıştı NET Hᴀʙᴇʀ@Net_Haber_ İsmailağa Cemaati enkaz altındakilerin namaz vakitlerini nasıl belirleyeceğini açıkladı: İsmailağa Cemaati, göçük altındaki insanların namaz vakitlerini nasıl belirleyeceğini açıkladı. BirGün Gazetesi@BirGun_Gazetesi·8s Cem Küçük, eleştirel paylaşım yapan Farah Zeynep Abdullah'ı hedef aldı: Kabahat seni TRT dizilerinde oynatanlarda Emre Şan@jnpatocka·8s Enkaz altında kalmamak için sağlam bir evde oturmak gerekiyormuş. Sonuçlarına katlanırmışız. Bu ülkede yıllardır çalışan, vergi veren insanlar çürük evlerinizin kirasını bile veremiyor, ne evi? Açgözlülüğünüz, sömürünüz yüzünden bu hale geldik İnşaat-İş Sendikası@insaatsendika·10s Deprem bölgesine gönüllü olarak giden otuz Akkuyu Nükleer Santral işçisi işten atıldı. İşten çıkarılan işçiler, santral önünde eyleme geçti. Birçok işçi de işten çıkarılan işçilerle dayanışmak amacıyla iş bıraktı. İlhan Taşcı@ilhantasci·12s 1- RTÜK, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın deprem bölgesinden katıldığı yayın nedeniyle Halk TV’ye; Merdan Yanardağ ile Emre Kongar’ın 18 Dakika programında depremle ilgili sağcı iktidar eleştirisi nedeniyle de Tele 1’e % 5 para 5 kez de program durdurma cezası verdi. 2- Fox’ta Orta Sayfa ile Halk TV’de Halk Meydanı programına özgürce kanaat oluşumunu engellemekten %3’er para cezası verildi. Tüm bu cezalar deprem sonrası yorum ve haberlere dayandırıldı. Haber yapmanın suç ama halka alenen küfretmenin “özgürlük” sayıldığı bir dönemi yaşıyoruz. 3- Aradan geçen 2 haftaya karşın çadır sorunu bile çözülmemişken medyadan “salon salomonje çadır” övgüleri, “deprem oldu ama keyfim yerinde” haberleri beklenmektedir. Gerçeği çarpıtan, sansürleyenlerin sırtı sıvazlanırken hakikatin izini sürenler sessizliğe boğulmak isteniyor. Timur Soykan@timursoykan·9s Deprem vergilerini yiyip insanları mezar evlere mahkum ettiler. Binlerce insanı enkazda ölüme terk ettiler. Depremzedeleri günlerce aç susuz, elektriksiz, soğukta çadırsız bıraktılar. Şimdi bunu haber yapan Halk TV, Tele 1 ve Fox TV'ye ceza yağdırıyorlar. Yazıklar olsun.. can gurses@canitti·4s HalkTV'de yapılan #BirKiraBirYuva kampanyasını izliyorum. Kurum ve şirketlerin show'u haline gelmemiş, yurttaşların alın terini paylaştığı bir dayanışma görünüyorum. Bu kampanya için SMS bağışına, İçişleri Bakanlığından izin çıkmaması da sözün bittiği yerdir... 23 DERECE@yirmiucderece·2s Erdoğan'ın ve Bahçeli'nin ziyaret ettiği bir konteynerdaki depremzededen ilginç yorumlar... Allah şahit ise aileleri göçük altında kalanlar, donarak ölenler, oğlum öldü kızım öldü diyenler, ekmek, su, çadır yardımı isteyenler, kefen, tuvalet isteyenler yalan söylemiş! Erk Acarer@eacarer·5s 6 gün enkaz başında beklemiş, devlet ilk gün buradaydı diyor. Kitle ile uyumlu halüsinasyonlar. Hakkaten çok tuhaf. Albay ım@Allbaym DÜNYAYA DA REZİL ETTİLER Almanya’nın en saygın gazetelerinden Frankfurter Allgemeine: ''AFAD kendine ait olmayan yabancı ülkelerin yaptığı yardımları kendi logosu ile dağıtıyor, Hatta bazı yardım malzemelerinin üzerine Erdoğan'ın akp'sinin logosu yapıştırılmış durumda.'' Osman Aydoğan@_OsmanAydogan·8s ORGANİZE KÖTÜLÜK Bu hükümetin yaptığı en büyük kötülük, hayati kurumlara olan güveni yok etmesidir. Adam, Deniz Feneri davasından güveni kötüye kullanmaktan 2,5 yıl hapis cezası alıyor, sonra da bu adam Kızılay’ın başına Gn. Md. olarak atanıyor. Sonra da bağış bekleniliyor!
Yurttan Sesler@sesler_yurttan·12s Depremde hayatını kaybeden milli basketbolcu Nilay Aydoğan'ın ağabeyi Berkay Aydoğan: “Cenazede tüm yaşananları anlattım, ajanslar sesimi kıstı yayınlamadı.” "5’inci güne kadar bir tek AFAD’ın demir kesme makinası vardı, kırıcısı hiç yoktu." fatih yaşlı@fatih_yasli·6 sinsanların depremin acısıyla, yasıyla, yaraları sarmayla, dayanışmayla uğraştığı şu günlerde, bir yerlerde karanlığın çoğaldığını, karanlık planların yapıldığını, birkaç haftaya kalmadan o planların ilk adımlarını göreceğimizi düşünüyorum. buna hazırlıklı olmak lazım. Önder Algedik@OnderAlgedik·8s Depremin 15. gününde insanlar hala çadır bulamıyor ama devletimiz; -TELE1'i kararttı, - Ekşi Sözlük engelledi -İhsan Eliaçık'ın kitabını yasakladı.
Cumhuriyet@cumhuriyetgzt·17s Engin Ardıç’tan akıl almaz satırlar Hatay'dan 11 milletvekili çıkıyormuş. Binlerce kişi öldü, binlerce kişi de başka bir ile göç etti... Ama Hatay'dan gene 11 milletvekili çıkacak. Kılıçdaroğlu, hiç boşuna "AK Parti seçmenleri öldüler, oylar bana kaldı" diye sevinmesin. Şahan Gökbakar@sgokbakar·10s BTK denen kurum kafasina göre, açıklama yapmadan internet sitesi kapatıyor.İstedigi zaman sebep belirtmeden Twitter ve Tiktok erişimini durduruyor.RTÜK,medya rezilliklerini görmeyip,iktidarı eleştiren hangi kanal varsa yazıyor cezayı.Nasıl, güzel mi bu düzen? Keyifler yerinde mi? Z̷e̷y̷n̷e̷p̷ @zeynepchee·8s Farah Zeynep Abdullah: “DEVLET ve ALLAH kelimelerini aynı cümlede, aynı paragrafta, aynı yerde görmek asla istemiyorum artık yeter.” Biz de istemiyoruz ! Artık yeter... Feyzan Bilgiç@Feyzan_Bilgic·21 Şub (TROL) Farah Zeynep Abdullah denilen çabuk eriyen peynir, Devlet ve Allah kelimelerini aynı cümlede, aynı paragrafta, aynı yerde görmek asla istemiyorum artık yeter demiş . Biz de senin iğrenç yüzünü ekranlarda görmek istemiyoruz . MUSTAFA GÜLOĞLU@guloglu_mustafa·22 Şub Babası Irak Türkmeni, Annesi Üsküplü bu kadının hem babası hem annesi kaçarak Türkiye'ye sığınmış.. Ve Farah Zeynep Abdullah adlı bu kadının attığı twiti taktirlerinize sunuyorum. Bu kadın sınırdışı edilmelidir. Yazıklar olsun ilbisa@ilbisa3·8s (TROL) "Farah Zeynep Abdullah" Bu sapkın kişileri ne @trt1 kanalında görmek istiyoruz nede başka bir platformda! #HesapVereceksiniz ALLAHCCHU ve İSLÂM ile dertleri Olanlar Settire settire başka Ülkeye gidebilir bir tutmayalım.İçimizdeki Ayrık otlarından kurtulmak Elzemdir! hayritunc@hayriituncc·21s Bu kadın mesela, eşyamız var İzmir'e gitmek istiyoruz ama araçlar almıyor dediğinde eşyan ne diye sormuştum. Gösterdiği ise 2 küçük çuval, içinde sadece anılar Bu amca mesela, yıkıntılar arasındaki evine girmek için saatlerce uğraşıp, evine girip altın ya da para değil, anne ile babasının fotoğraflarını almıştı. Geçmişim demişti Bu baba mesela, yerde cesetler varken kucağındaki bebeğini biberonla besliyordu. Yanındakiler söyledi anne göçük altında kalmış, onu bekliyor diye
Yardım gitmediği için, elleriyle kazıp akrabalarının cenazelerini çıkartan, onları bir kamyon kasasında köyüne götürüp gömen insanlar vardı mesela. Anlat dediğimde öfkeden ağlamaya başlayıp ‘anlatsam geri gelecekler mi’ diye sormuştu
20 yaşlarında bir çocuk, gecenin bir vakti beni durdurup, gazeteci olduğum için anlatmaya başlamıştı. Yıkılan iki binayı gösterip, 'Bütün çocukluk arkadaşlarım öldü, ben şimdi ne yapacağım' diyerek sarılıp ağlamıştı.
Elbistan'da gece eksi 25 dereceyi bulan soğuktan dolayı enkazda donarak ölenler olduğunu da bilin. Gönüllülerin çalışmalarının engellenip, kaderine bırakılan, donarak ölen insanlar oldu
Uyumadan, yemeden günlerce enkazlara arama kurtarmaya giden inşaat işçilerini gördüm mesela. Her geri döndüklerinde sadece bir bardak çay içip köşelerine çekiliyorlardı.
6 saat enkaz altında canlı arayıp, bulup, sadece bir sigara içmek için enkazdan çıkan, üstü başı toz toprak içinde itfaiye erinin sigarasını bitirmeden karşı binadan ses geliyor diyen bir yurttaşın yardıma koşmasına da tanık oldum
Canlı çıkartılmayı bekleyen enkaz başında yardım için duran askerlerin komutanının, 'AFAD çadırları geldi, gidin indirin' emrine alacağı cezaya rağmen uymadığını, o kişileri çıkartmadan gitmem dediğini de duydum
Bir anne, evladının cenazesinin başında delirdiğini gördüm mesela. Diğer oğluyla beraber, ayağa kalkıp oynadığını, "Oğluma yemek hazırlayayım" dediğini duydum. Sağ kalan oğlunun "Onu ben çıkarttım, temiz elbiseler getirdim" diye feryad ettiğini gördüm Timur Soykan@timursoykan·21s Deprem bölgesinde hep aynı ölüm üçgeni var: Belediye, iktidar ve rantçı. Onlarca insana mezar olan Kırçuval Otel’in sahibi Zafer Kırçuval, AKP’li Battalgazi Belediyesi’nin başkan yardımcısı ve Malatya Belediyesi meclis üyesi. Sorularıma kızıp şöyle dedi: Allah’ın afeti kardeşim. Meral Güventürk@fennim EBRAR SİTESİ YA DA TÜRKİYE 6 Şubat Depreminin simgesi kesinlikle Kahramanmaraş’taki Ebrar Sitesi’dir. 320 dairelik büyük bir site. Ölü sayısı 1200. Tam 5 gün bu siteye kurtarma ekipleri gelmedi. Ancak simge oluşunun nedeni bunlar değil.+ Ebrar Sitesi’nın müteahhiti Emekli Din Dersi ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Tevfik Tepebaşı. Abdestli namazlı, ağzı dualı, kalbi zikirli… Bütün konutları “Depreme dayanıklı cennetten bir köşe” diyerek pazarlamış. ++ Dindar vatandaşlarımız da “Alnı secdeye değiyor, çalmaz çırpmaz, paramız da Müslümana gitsin” diyerek konutları güvenle satın almışlar. 6 Şubat Depreminde Ebrar Sitesi’nin her biri 32 daireli 8 bloku yerle bir oldu, 1200 kişi öldü. ++ Tv gazetecisi site enkazına yaklaşıyor, beton blokları eline alıp ufalıyor… Aaa o da ne?..Alnı secdeli Din Dersi ve Ahlak Bilgisi öğretmenimiz çimentodan çaldıkça çalmış… Kamera inşaat demirlerine yakın plan yaklaşıyor; olması gerekenin yarısı kalınlıkta; demirden de çalmış + Bütün bunlar yetmezmiş gibi blokların altında fırınlar, marketler, kafeler… Ama hakkını yemeyelim Tevfik Tepebaşı yaptığı siteye güzel bir isim koymuş: Ebrar Arapça "Güzel huylu, çalmaz çırpmaz, haram yemez" anlamı taşıyor. +
Ebrar Sitesi sadece Kahramanmaraş değil, Türkiye’dir. “Allah İle Aldatmak” Tevfik Tepebaşı’nın yaptığı tam da bu işte!.. Abrek ( L'argent n'a pas de maître!)@AbrekAdahy·38d@HicranPehlivan ve @fennim adlı kullanıcılara yanıt olarak Ebrar Sitesi, Z Blok, dokuzuncu katın cam avizesi kum gibi ufalanan betonun içerisinde paŕçalanmadan kalmış.
whatever@HicranPehlivan·6s@fennim adlı kişiye yanıt olarak Basinda Ebrar sitesinde hayatini kaybedenlerin sayisini sadece 250 olarak verdiler yanilmiyorsam.Malesef gercegi herzaman sakliyor 99 depreminde oldugu gibi Ercan@ErcanErcoyeni·15s Depremin üzerinden 17 gün geçti ve bu süreçte ev kiraları, market ürün fiyatları 2-3 kez zamlandı. “Daha ne kadar ahlaki çöküntü yaşanır, ne kadar dibi görebiliriz” dedikçe, birbirleriyle yarışıyorlar, yeni bir katman yaratıyorlar. Yok dip falan! Zeynep Kuray@zeynokuray·12s Deprem sonrası yaşananları anlatan Ümit Yoğun, "Mediha abla 6 gün boyunca vinçlerin önünde kendini siper etti. AFAD ise, 'Burada görevlendirilmedik' diyerek kaçtı. Çocuklarının hiçbiri sağ çıkmadı o evden. Arkadaşlarımızın ellerini kestiler çıkarabilmek için" dedi. Ercan Yaşar İlhamoğlu@IlhamogluErcan·22s Bolu Belediye meclisinde depremzedelere yardıma HAYIR diyerek,Tanju Özcana su şisesi fırlatan AKPli Hacer Çınar kimmi? İlkokul mezunu bir temizlik işçisi olarak işe başladığı hastanede eline süpürge dahi almadan ortapedi servisinde kayıt işlerinde görevlendirildi,sihirli bir elin KABAC HATUN 𐱅𐰇𐰼𐰰@____TURK_K_H___·9s Batman’da depremden sonra binasının temelini kontrol etmek isteyen vatandaş gördükleri karşısında şok oldu. Binayı taşıyan kolonları tuğladan yapmışlar. Bu binayı yapan müteahhit hırsız anladık, inşaatı denetleyen ve kontrol edenlere ne demeli ?
devrim gurkan@devrimgurkan·19s 99'da yüzlerce kişiyle röportaj yaptık. Önemli kısmı eleştirdi yaşananları. Ama söze; "İsterseler beni idam etsinler", "İçeri atarlarsa atsınlar", "Başıma ne gelecekse gelsin" diye söze başlayan bir kişi bile olmadı. Alican Uludağ@alicanuludag·2s Bu haberi yapmak için Sakarya'ya geldim. Saat 18:15'te DW Haber Bülteni'ne bağlanıp, çocukların devlet kontrolünde nasıl bir tarikata teslim edildiğini anlatacağım. Who?@who98408150·11s Gaziantep'ten getirilen ve babalarını depremde kaybeden 9 yetim çocuğun, Sakarya'da İsmailağa cemaati tarafından işletilen yatılı Kur'an kursunda kaldığı ortaya çıktı…. ŞAŞIRAN? #cokusdonemi Cevheri Güven@cevheriguven·3s Adıyaman hurda ihalesi 27 Şubat 2023... Her kriz beraberinde fırsatı getirir değil mi Mehmet Metiner/Ahmet Aydın? Gazete Patronsuz Dünya@PatronsuzGazete·22 Şub Deprem bölgesine gönüllü olarak giden otuz Akkuyu Nükleer Santral işçisi işten atıldı. İşten çıkarılan işçiler, santral önünde eyleme geçti. Birçok işçi de işten çıkarılan işçilerle dayanışmak amacıyla iş bıraktı. (İnşaat-İş) YavuzBaydar@yavuzbaydar4·33sn Hüseyin Çelik: "Onlarca rektörle konuştum, YÖK başkanının kendilerini, aykırı bir görüş serdetmemeleri ve kesinlikle örgün eğitim yapmamaları hususunda aleni olarak tehdit ettiğini ifade ettiler..." 12 Eylül 2.0 mahirgra@mahirgra Koray Aydın kim biliyor musunuz? 99 Depremi sonrasında MHP’de bulunan 232 belediyeyi, afet bölgesinde bulunan 105 belediyeye ekletip bu belediyelere sanki felaket yaşanmış gibi 13 trilyon lira para göndermiş adamdır kendisi. https://twitter.com/secimtr2023/st Ömer Faruk Övenç@ovencomer·2s İp’li Koray Aydın’ın bakanlığıyla ilgili araştırma yaparken şöyle bir haber buldum 99 depreminde bakan olan İP’li Koray Aydın’ın o dönem “deprem konut ihalesi” verdiği tüm müteahhitler malzemelerini Koray Aydın'ın babasına ait olan Yolalan Ticaret ve Granist şirketlerinden almış Sabah@sabah·22s "Kentsel dönüşüme takoz koyanlar şimdi devleti suçluyor" Deprem pişkinleri! Mehmet Barlas kaleme aldı Erk Acarer@eacarer·13s Fahrettin Altun öyle vasat altı biri ki; şimdi de ‘kentsel dönüşüme siz karşı çıktınız’ başlığıyla trolleri salmış. Kentsel dönüşümden kasıt rant hırsızlığı değildir. Bu bir! 2’cisi AKP’nin müteahhitlerinin 1 yıllık binaları can aldı. Bu çarıklı çakal numaraları iş yapmaz! metin cihan@metcihan·7s diyelim kentsel dönüşüm yalanınıza millet inandı binlerce insanın sizin yüzünüzden öldüğünü kimse bilmese de siz biliyorsunuz bununla nasıl yaşıyorsunuz Burcin Orhon Uygur@OrhonUygur·22s Türkçemize yeni kelimeler gerekiyor. Çünkü öyle insanlar görür, duyar oldum ki dağarcığımdaki hiç bir kelime, ( en dile alınmaz olanı bile) hafif kalıyor. Ne zemini kaypak insanlar yetişmiş meğer... bahadır özgür@bahadir_ozgr 1- Antakya'da depremde yıkılan Emek ve Aksaray mahallelerinde iktidar ve yandaş medya suçu, Barış Atay ile CHP'ye atıyor. "Onlar yüzünden kentsel dönüşüm olmadı" diyorlar. Peki gerçek öyle mi? Atay ve hemşerileri dönüşüm planını niye istemedi? 6- Kentsel dönüşümde bir önemli konu da yoksulun ödeyemeyeceği projeler geliştirilmesi. Sulukule'de gördük. Burada da müstakil, tek veya iki katlı, bahçeli evler apartmana çevrilirken ya 1+1, 2+1'e ya da yüklü bir borca mahkum ediyor. Halkı ikna etmeyen esas mesele buydu. 9- Kısaca AKP rant planı hazırladı. Halk da mahkeme de reddetti. Bu sefer revize edildi ama oy kaygısıyla yıkım ertelendi. Erdoğan kamulaştırma kararını depremden sadece 8 ay önce aldı. Yani Barış Atay dönüşüme değil, yoksul halkın mülkünü ranta çevirecek plana karşı çıkmıştı. Özgür Özel@eczozgurozel Kentsel dönüşüm bizim işimiz. Vatandaş razı olmadan kentsel dönüşüm olmaz. Vatandaşa diyorlar ki; ‘Buranın rantını biz yiyeceğiz, sen berbat bir yere gideceksin!’. Bizim itirazımız buna... Sen yapsaydın diyenlere İstanbul Büyükşehir KİPTAŞ, maliyetine kentsel dönüşüm yapıyor... bahadır özgür@bahadir_ozgr·21s AKP'nin kentsel dönüşümüne bir örnek daha: Siyasetçiyi zengin ettiler! Burası 14.5 dönümlük boş araziydi. Afet riski var diye dönüşüme soktular. Ve eski AKP Zeytinburnu İlçe Başkanı Ahmet Dokumacı Real Merter'i yaptı. Tanıtımında Güngören'in ilk kentsel dönüşüm projesi yazıyor. Ozan Gündoğdu@ozngndgdu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel Yenileme Daire Başkanı olarak görev yapan Tayfun Kahraman'ın 2 kez beraat ettiği Gezi Davası'nda 1 yıldır hapishanede tutulduğunu da konuşacağız daha. hakkı özdal@hakki_ozdal·5s Hemşire Halime Sevinç Eroğlu, bir devlet hastanesinde, Sağlık Bakanlığı'nın kendisini yükümlü kıldığı gece nöbetini tutarken çalıştığı bina başına yıkıldı. Katilleri normal yaşantısına devam ediyor. İSİG Meclisi@isigmeclisi·6s Şeyma Nur Cansız.. 30 yaşlarında, Hemşire.. Hatay İskenderun Devlet Hastanesi genel cerrahi servisinde nöbetçiyken deprem sonucu enkaz altında kalarak hayatını kaybetti.. Hastaneye 11 yıl evvel çürük raporu verilmişti ve rapor hala Bakanlığın sitesinde bulunuyor.. Ferhun Hakan Özkan@FerhunHakan·2s@sth766 ve @isigmeclisi adlı kullanıcılara yanıt olarak Üzgünüm ama önceliģimiz, Kanal İstanbul hülyasıydı, kurun artmaması için harcananlardı, tasarrufu zul addetmekti, imar affından gelecek paraya bel baģlamaydı, başta yabancılara olmak imar enerjisini ihtiyaç sahiplerinin dışındaki kesimlere yöneltmeydi. Emekçiler Dayanışması@emek_daya·7s Yardıma gittiği deprem bölgesinden döndükten sonra kod 29 ile tazminatsız şekilde işten çıkartılan @LCWaikiki depo işçisi Serkan Yılmaz gaspedilen haklarını aramak için Metrogarden avm de bulunan Lcwvaikiki mağazasından sesini duyurmaya çalıştı. Aydın Keleşoğlu@aydin_kelesoglu·3s EBRAR SİTESİ Ölü sayısı 1200 Müteahhiti Emekli Din Dersi öğretmeni Tevfik Tepebaşı. Abdestli namazlı. Demirden çimentodan çalmış. Daireleri “Depreme dayanıklı cennetten bir köşe” diyerek pazarlamış. Ebrar Arapça "Güzel huylu çalmaz çırpmaz" demek.Dinle nasıl kandırıyorlar bilin. Alican Uludağ@alicanuludag·7s İşte devlet kontrolünde Sakarya'da İsmailağa cemaatine teslim edilen depremzede yetim çocuklar. Gittim, gördüm, tanıklık yaptım. Diyanet tabelası adı altında gizli tarikat yurdu... twitter.com/dw_turkce/stat… Kemal Büyükyüksel@KBuyukyuksel·2s Bu TV100 de tam tarafsız merkez medya ayağına kurulmuş iktidara fayda sağlayan bir aparat. 3-5 muhalif figür de toplamışlar objektiflik tiyatrosu için. Buna ayak uyduran “sözde” muhalifler de sorumlu böyle böyle meşrulaştırdıkları için bu yerleri. TV100@tv100Fuat Uğur yazdı: Deprem bölgesi seküler kesim ve muhalefet için tam anlamıyla bir fiyaskoydu. Kifayetsizlikleri onları daha da saldırganlaştırdı. Bu yüzden sık sık YALAN’a başvurdular. @FUATUGUR https://tv100.com/sekulerlerin-d Sait-Hoca@HomerosHoca·7s Ekşi Sözlük,"hükümetin belirlediği doğru bilgi akışının dışına kontrolsüz bir şekilde çıkıldığı" gerekçesiyle engellenmiş.Hani şu Hulki'nin dezenformasyonunu görmezden gelen "mihrak"ın isteği üzerine alınmıştır bu karar. Büyükşehir Çalışıyor@tcbuyuksehir·17s Tunç Soyer, Bir Kira Bir Yuva kampanyasının internet sitesine dün akşam 3 milyon 700 bin siber saldırı yapıldığını açıkladı. serbestiyet@serbestiyetweb·45d VİDEO HABER | TRT drone uçurdu, Erdoğan’ın sesiyle biten propaganda klibi yaptı: “Enkazlar temizleniyor, ‘güvenli hayat’ için yeni temeller atılıyor. İlk günden beri sahada olan devlet depremin yaralarını sarmak için tüm gücüyle çalışıyor.” https://www.sehriyar.info/?pnum=1043 TSK, dünyanın en güçlü ordularından birisi olarak biliniyor. Denilebilir ki TSK’nin nakliye helikopteri filosu dünyada ABD’den sonra en büyük helikopter filosuna sahiptir. Denilebilir ki TSK’nin nakliye uçakları filosu dünyada ABD’den sonra en büyük nakliye uçağı filosuna sahiptir. Denilebilir ki TSK’nin tank taşıyıcı filosu (iş makinası taşıyabilmek maksadıyla) dünyada ABD’den sonra en büyük tank taşıyıcı filosuna sahiptir. TSK, sahra çadırı, sahra tuvaleti, sahra banyosu, sahra mutfağı konusunda hem en büyük kapasiteye hem de en büyük tecrübeye sahiptir. TSK, araç, gereç, teçhizat, organizasyon, haberleşme, disiplin, yönetim gücü açısından dünyanın sayılı orduları arasındadır. Türkiye'de, TSK kadar güçlü ve organize başka bir kurum bulunmuyor... Evet.. TSK’nın gücü böyleyken, ’Türkiye Afet Müdahale Planı’’nda TSK’ne ‘’ana çözüm ortakları’’ arasında yer verilmiyor…. Planı başlangıç kısmında kurum kısaltmalarına yer veriliyor. Bu kısaltmalarda RTÜK bulunuyor, THY bulunuyor, TRT bulunuyor, o bulunuyor, bu bulunuyor ancak TSK bulunmuyor… TSK, ancak planın ilerleyen bölümlerinde diğer bakanlıklara ‘’destek unsuru’’ (Destek Çözüm Ortakları) olarak yer veriliyor…
Napolyon’a atfen rivayet ediliyor… Askerler savaşta geri çekiliyorlardır. Napolyon soruyor: ‘’Neden geri çekiliyorsunuz?’’ Asker: ‘’Efendim geri çekilmemiz için on neden var.’’ ‘’Say!’’ diyor Napolyon... Asker: ‘’Bir; cephanemiz bitti, İki; …’’ Napolyon: ‘’Kes!’’ diyor… ‘’Konu anlaşılmıştır, gerisini saymanıza gerek yok!’’ Ben bu planda onlarca eksiklik bulabilirim ancak birincisini anlatınca artık gerisine gerek yok diyorum… Cumhuriyet@cumhuriyetgzt·5s Kızılay'ın, depremin üçüncü gününde AHBAP’a 46 milyon TL'lik çadır satışı yaptığı ortaya çıktı "Her felakette yurttaşlardan yardım isteyen Kızılay çadırları neden ortada yoktu? Yanıt vereyim AHBAP’a çadır satmakla meşguldüler" Murat Ağırel'in haberi Murat AĞIREL@muratagirel·5s Millet çadır diye inlerken Türkiye’nin en büyük yardım kuruluşu KIZILAY ihtiyaç sahiplerine ücretsiz çadır dağıtmak yerine depremin üçüncü günü AHBAP’a 46 Milyon TL ye çadır satmış! Bunun adı Rezalettir! Ahbap@ahbap·30d Arkadaşlarımız, Kızılay’ın iştirakinde olan Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş ile görüşme gerçekleştirdiler. Ellerinde 2050 adet olduğunu öğrendiğimiz çadırların sözleşmesini hemen yaptık ve ertesi sabah 2050 tane çadırı deprem bölgesine gönderdik. Tugay Bek@avtugaybek·2d "Çıkmış bir tanesi Kızılay nerede diyor. Be ahlaksız, be namussuz, be adi!!" 𝐏𝐑𝐎𝐌𝐄𝐓𝐇𝐄𝐔𝐒@Prometheus_1917·50d Ensar'a 7.9 milyon dolar bağışlayacak kadar hayırsever, AHBAP'a 46 milyon liraya çadır satacak kadar utanmazsınız... Tugay Bek@avtugaybek·52d Bu durum da "AHBAP da bizim Kızılay da" diye bilir miyiz? Kerem Kınık@drkerem·59d KAMUOYUNA AÇIKLAMA @KizilayCadir Türkiye Kızılay Cemiyetinin bir iştirakidir ve 12 ay kesintisiz üretim yapan dünyanın sayılı afet çadırı üreticilerinden biridir -Öncelikle Kızılayın TAMP çerçevesinde belirlenen asgari çadır stok seviyesini garanti eder 4-.@ahbap Derneği de Kızılayın yurt dışı bir kuruluş için ürettiği logosuz 2050 çadırı afetin ilk günlerinde @KizilayCadir’dan maliyetine tedarik ederek AFAD’ın gösterdiği yere sevkedip depremzedelerin hizmetine sunmuştur. @haluklevent 6-Kızılay Çadır&Tekstil AŞ gerek günlük~1000 çadır imali gerekse ithalat ve yurtiçi fason imalat ile AFAD’a barınma desteği vermeye devam etmektedir @Ahbap ve @Kizilay’ın işbirliği ahlakidir, akılcıdır, yasaldır. Aksini iddia eden ise ya meseleyi anlamamış ya da kötü niyetlidir. Vedat Milor@vedatmilor·7s Kuruluş amacı bu olan kurum, ileride üreteceği çadırlara kumaş parasını çıkarmak için afet zamanı çadır satınca devlet aciz gösterilmiş olmuyor. Ama nedense biri bunu eleştirince devlet zayıf gösterilmiş oluyor. BircanTv@BircanTv·17s Kızılay Başkanı Kerem Kınık ve 6 yöneticiye "huzur hakkı" adı altında 2.5 milyon lira ödeniyor "Kızılay'dan maaş almadığını iddia eden Kerem Kınık 9 şirketten ayda 27 asgari ücretlik 'huzur hakkı' alıyor". İsmail Arı@ismailari_·3s Doğrusu: Kızılay Çadır, Kızılay'ın 13 şirketinden biri. Bu 13 şirket Kızılay Yatırım Holding'e bağlı. Çünkü Kızılay 2019'da holdinleşti. Amaç denetimden kaçmak, at koşturmaktı. Şimdi algı yapıp sanki ortada Kızılay Cemiyeti diye bir şey varmış gibi zırvalıyor
Cem Say@say_cem·2s Kızılay'ın kendisine bağışlanan parayı Ensar Vakfı'na transfer ettiğini, o paralarla şu anda New York'ta dev bir "yurt" binasının yükseldiğini hatırlıyor musunuz? İsmail Saymaz@ismailsaymaz·31 Oca 2020 Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na 7 milyon 925 bin TL bağışlayan Başkent Gaz, açıklama yaptı. Açıklamada, “Kamu yararına çalışan vakfa bağış yapmakla Kızılay’a bağış yapmak arasında hukuki ve ekonomik açıdan bir fark yoktur” deniliyor. O halde niye doğrudan Ensar’a gönderilmedi?
Önder Algedik@OnderAlgedik·54d Ahbap bu twiti 2 saat önce atmış. Kızılay'a "elinizde 2050 çadır var ve bunları dağıtmadınız. Hemen dağıtın" dememiş. Yerine parasını verelim bize satın demiş!demek!! Bravo, STK'cılığın geldiği apolitizm zirvesi! Dr. Savash Porgham@Savash_Porgham·20d AHBAP çadır temini için gerekeni yapmış, bunda bir sorun yok. Mesele Kızılay'ın deprem bölgesine ücretsiz olarak göndermesi gereken çadır stoğunu 46 milyona satmış olması. İstifa edin artık... bahadır özgür@bahadir_ozgr·55d Kızılay nasıl bu hale geldi diye düşünürken şu bilgi de bir kenarda dursun: Kızılay'ın CEO'su İbrahim Altan, Deniz Feneri'nden yargılanmıştı. 2012'de dava beraatle bitti. İlk tebrik ziyareti SADAT'ın kurduğu ASDER'den geldi. Altan, Kızılay Genel Müdürlüğü'ne 2017'de seçildi. hakkı özdal@hakki_ozdal·1 sa Depremin 3. günü, insanlarımız enkazda can çekişirken, bir şekilde kurtulanlar çadıra muhtaçken, neo-Kızılay karaborsacı gibi, afet vurguncusu gibi çadır satmış.. Devlet bi yandan bölgeye kupon arazi gözüyle bakarken, bi yandan da çadır ticareti yapmış. Alçaklar, halk düşmanları. Baransel Ağca@brnslagca·23d Elinde çadır var ve deprem bölgesine göndermek insanların yaralarını sarmak yerine o çadırları satıyorsun. Demek ki sen devlet kurumu değil, kar amacı güden bir çetesin. Özür de dilemediler. Bunları yargılamak artık sloganın ötesinde insani ve hukuki bir gereklilik. Mehmet Emin Kurnaz@m_emin_kurnaz·2s Kızılay, AKP'nin 20 yıllık özetidir.. O kadar haberini yapıyoruz her seferinde yeni bir skandal daha çıkıyor Ensar Vakfı için para akladılar Çalışanlarını fişlediler Konteyner fabrikasına kebapçı atadılar Yoksullara dağıtılacak etlere çöktüler AHBAP'a çadır sattılar.. Timur Soykan@timursoykan·2s Ahbap, Kızılay'ın kendilerine çadır sattığını, yani Murat Ağırel'in haberini doğruladı. Ahbap tabii ki en kısa sürede çadır temin etmeye çalışacak. Ama Kızılay'ın deprem bölgesine göndermek yerine çadır satması büyük skandal. İsmail Arı@ismailari_·1 sa Depremzedeler bu soğukta günlerdir çadır bekliyor. Bu görüntüler de depremden bir hafta sonra Kızılay'ın Trakya deposunda çekildi. Depremin üzerinden bir hafta geçmesine rağmen depo çadır dolu ve deprem bölgesine göndermemişler. Satmak için mi beklettiniz? @Kizilay Rahşan Gülşan@rahsangulsan·1 sa 47 yaşımdayım ve onlarca afet yaşadım. Hiç birinde Kızılay’ın afetin üçüncü günü canı cigeri yanan halka çadırları dağıtmak yerine, vatandaşın yardım paralarını toplayan bir yardım kurumuna fatura kestiğini görmedim. Bunu anlamak, hazmetmek, normal saymak imkansız. Aslıhan Gençay@asligencay·1 sa Mesele zaten "o akşam herkes can derdinde soğuktan donarken" Kızılay'ın çadır kurmayıp çadır satması. Üstüne satın alınan çadırların AFAD'a verilmesi ve sadece onun "gösterdiği yerlere" kurulması. Hem çadır sat hem de parayla alınan çadırı "benim istediğim yere kuracaksın" de Acaba "gösterdikleri yerler" de başından beri anlattığımız torpilli yerler mi? Kızılay ve Afad soruşturulmalı, baştan aşağıya yeniden liyakat ve eğitimle yapılanmalı, bu işin tüm sorumluları da ceza almalı... metin cihan@metcihan·1 sa "ahbap bu çadırları talep etmeseydi, biz zaten afad'a teslim etmiştik. o çadırlar oraya gidecekti. ahbap'ın bağışçıları aracılığıyla göndermiş olduk." kızılay başkanı kerem kınık Dr. Savash Porgham@Savash_Porgham·5s Madem zaten AFAD'a teslim edecektiniz o halde ne diye AHBAP'tan 46 milyon lira para aldınız?! "Paraya gerek yok, biz zaten teslim edeceğiz" deseydiniz! İnsanların zekasıyla dalga geçmeyin, istifa edin! Erdal Yanbuloğlu@qujunil·5s Çocuklar, bebekler, gebeler, yaşlılar, hastalar soğukta tirtir titrerken depolarında satış için çadır istifliyorlarmış. Siz kime ne anlatıyorsunuz? Refet Gürkaynak@RefetGurkaynak·16s İnce ince söyleyince canı anlamak istemeyen anlamaza yatabiliyor: Deprem sonrasında Kızılay'ın elinde satacak çadır olması sadece Kızılay'ın işini yapmamasıyla mümkündür. Bunları satmayı düşünebilmesi felaketten faydalanmaktır. Ahbap'a satmakla depremzedeye satmak birdir. Mehmet Emin Kurnaz@m_emin_kurnaz·17s Kızılay, Ahbap Derneği’ne çadır sattığını doğruladı. Kerem Kınık da ‘Çadır sattık ama bir sor niye sattık’ diye açıklama yapmış.. AHBAP para verip bu çadırları sizden almasa, depremzede günlerdir çadır diye bağırırken depolarda öylece bekleyecekti demek ki.. Şahan Gökbakar@sgokbakar·8s 46 milyon tl / 2050 çadır = 22.435tl çadır basına... Bana baya pahalı geldi! Biraz daha eklesen konteynır var. Ayrıca girdim baktım internete perakende satısta 5-13bintl arasinda değişiyor fiyatlar. Toplu alınca fiyat daha da inmesi gerekmiyor mu??? Hüseyin Baş@huseyinbas_BTP·7s Kızılay 76 m2 çadırı 140 bin TL’ye satmış ve buna “maliyetine sattık” diyor, peki biz bölgeye yolladığımız 98 m2 çadırları 32 bin TL’ye nasıl aldık o zaman? Nasıl bir maliyetiniz vardı acaba? Yoksa deprem üzerinden bile kâr peşinde mi koştunuz? gazete muz@GazeteMuz·11s İddia; Almanya’dan uçakla gelen 30.000 yardım çadırı AFAD logosu basılsın diye dağıtılmadan bekletildi… Doğru mu bu @AFADBaskanlik ? O çadırlarda AFAD logosu var mı ? Kaç gün logo baskısı için bekletildiler ? İsmail Arı@ismailari_·8s Kerem Bey, önemli bir kurumun başındasınız ve istifa etmeniz gerekirken hâlâ algı operasyonu yapıyorsunuz Paylaştığımın görüntüler depremden 1 hafta sonra çekildi. Yani çadırları bölgeye 1 hafta boyunca göndermemişsiniz Bu ortaya çıkınca bugün video çektirip paylaştınız. Ayıp! Cemil Çiçek@avcemilcicek·4s Soldaki: İlhami Yıldırım, Kızılay Yönetim Kurulu Başkanı! Ortadaki: Seda Yıldırım, Kızılayın Yönetim Kurulu Üyesi! Sağdaki: Büşra Yıldırım, Kızılay'da Başkanvekili! Binali Yıldırım'ın kardeşi, kızı ve gelini. Tam bir aile şirketi! 23 DERECE@yirmiucderece·14s AKP Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, müteahhitlere özel, mevzuatı esnettiklerini itiraf etti: “Bina yapacaklara mevzuat çerçevesindeki kurallara kati bağlılığı dayatmak ve diretmek lazımmış. Esneklik yapmamak lazımmış.” Orhan Kemal Cengiz@orkece·7s Son 20 yılda Türkiye'de, aydınların, entellektüellerin, bilim insanlarının, üniversite mezunlarının küçümsendiği bir atmosfer oluştu. Vasat insan kutsandı ve yüceltildi. Bilginin, yeteneklerin, liyakatın ve çalışkanlığın yüceltildiği bir Türkiye yaralarımızın dermanı olacaktır. Prof. Dr. Naci Görür@nacigorur·5s Arkadaşlar, deprem bölgesinde artçı depremlerin yoğun olduğu bu zaman diliminde inşaatlarda beton dökmek son derece sakıncalıdır. Beton pirizlenme süresinde ciddi çatlak ve tahribat alabilir ve görevini göremez hale gelebilir. Sevgiyle https://birartibir.org/ses-vere-vere-bekleyerek-olduler/ AFAD, uluslararası protokole göre, yabancı ekiplere tır ve otobüs verecek, biz de bölgemize gideceğiz. AFAD görevlisi “Araç yok” diyor. Malzemeler için tır lâzım. AFAD tır ayarlayamıyor. Hollanda ekip şefi “Daha ne kadar kalacağız burada, 12 saat mi bekleyeceğiz?” diyor. AFAD görevlisi gayet sakin, “Olabilir” diyor. Bu arada havalimanındakiler piste bakıyor, o kadar da dolu değil, ama arama-kurtarma ekipleri inmez oldu. “Hacılar gelecekmiş, pisti onlar için boş tutuyorlar” diye bir konuşma duydum. AFAD’çıya “Hacılar gelecek diye mi uçakları indirmiyorsunuz?” diye sordum. “Zeynep hanım, siz çok negatif düşünüyorsunuz, yok öyle bir şey. Hacılar altı saat önce geldi, gitti” dedi. Yarım saat sonra büyük bir kalabalık indi. Gittim, sordum, “Hoşgeldiniz, nereden geliyorsunuz?” “Medine’den, Umre’den” dediler, birisi arama-kurtarma için gelen ekibe teşekkürlerini iletti. Belki onların içinde de yakını depremzede olanlar vardı. Onların uçağı inene kadar, yardım uçakları indirilmedi. Halbuki pekâlâ o insanlara “depremden dolayı Adana havaalanında arama-kurtarma ekiplerinin uçaklarına öncelik verilecek, sizi Ankara’ya, İstanbul’a indiriyoruz” denebilirdi. Umreden dönenlerin uçağına öncelik verenin Adana havalimanındaki yetkililer olduğunu sanmıyorum. O AFAD görevlisinin belki de haberi yoktu durumdan, zaten her şeyi Ankara’ya soruyordu. Sonuçta, birileri kuleye “O yardım uçaklarını Adana’ya indirmeyeceksiniz, umreden gelen uçağı indireceksiniz” diyor. Bu tercihi birisi yaptı. Bunu yapanların ortaya çıkmasını istiyorum. Bu talimatı verenlerin yüzlerce, belki binlerce insanın kurtarılmasını engellediği apaçık. Bu durum dehşete düşürdü hepimizi. Uluslararası yardım ekipleri gelmiş, havaalanında tır, otobüs bekliyorlar. Yardım uçaklarının havaalanına inmesine izin vermiyorsun, umreden gelen uçağı getiriyorsun ve, nasıl oluyorsa, onların otobüsleri hemen ayarlanıyor. Ama yardım ekiplerinin ulaşımı ayarlanamıyor. Dönüşte konuşurken Hollandalı arkadaşlardan birine “Salı günü öğleden sonra değil de, sabah 7’de Antakya’ya varabilirdik. Belki o zaman yirmi kişi daha kurtarılabilirdi” dedim. O da “Çok daha fazlasını çıkarırdık” dedi. Çünkü o ilk saatler, herkesin bildiği gibi, enkazlardan en çok canlı çıkan saatler. Bunlar işte delirtiyor insanı. Bunların hesabını sormamız gerekiyor. En azından, kurtarma ekipleri yerine umreden dönenlerin uçağına öncelik verildiğini herkesin bilmesini istiyorum, o önceliği kim verdiyse, önceliği isteyen kimse onların da ortaya çıkmasını çok isterim.
Dönüş yolunda, Hollanda ekibinden ayrıldıktan sonra, Adana’da askerlerle çokça konuşabildim. Onlar da deliriyordu. Mesela, TSK’nın eğitimli, donanımlı, elinde her tür imkânı olan, hassas dinleme araçlarına sahip bomba imha ekipleri var ve birinci günden, ilk saatten itibaren “biz bölgeye gitmek istiyoruz” diyorlar. Ama izin verilmiyor.
Birileri bizi başka bir enkaza çağırıyor. Sırayla gideceğimizi söyledik. “‘Geleceğiz’ diyor herkes, sonra kimse gelmiyor” dedi biri. Başka biri de dönüp dedi ki, “Bunlar AFAD değil. Bunlar sözlerini tutuyor, geliyorlar”. Hollanda ekibi için söylenen bu sözü deprem vergilerini verdiği kendi ülkesinin kurumları için de diyebilse keşke insanlar. “AFAD ekibi burada, seni çıkarmadan gitmeyecek bir yere, merak etme, için rahat olsun. Yapılabilecek bir şey varsa yapılıyordur” diyebilselerdi. Bence bu çok önemli bir şey. İnsanlar sadece acı değil, çok güçlü bir öfke duyuyor. Ses vere vere, bekleyerek öldü bu insanlar, yetişemedik. “En son dün ses varsa bugün oraya gidemeyiz” ne demek? Dün gitmiş olsaydık, onları muhtemelen sağ çıkarabilirdik demek.
Kemal Büyükyüksel@KBuyukyuksel·4s Yahu sizin yas gününden bahsedecek yüzünüz yok. Ankara Gar Katliamı'nda ölen yurttaşlarımıza saygı duruşu sırasında stadınızda kaybettiğimiz yurttaşlarımızı yuhalayanlara izin vermiş ve kınamamış tiplersiniz siz. Sercan Meriç@sercanmeric·4s Ankara'da 10 Ekim 2016'da Cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırısı gerçekleştiğinde ve 103 kişi öldürüldüğünde Konya'daki milli maçta Konyalılar saygı duruşunu ıslıklamıştı. Utanmadan "yas gününde yas tutmak yerine" falan demişler. Nasıl yas tuttuğunuzu çok iyi biliyoruz. https://www.veryansintv.com/eksi-sozlukun-kapatilmasina-sebep-olan-icerik-belli-oldu/?s=08
allah o gün bana cehennemi dünyada gösterdi. bu olay için diyeceğim kısa ve öz tek cümle budur.
akevler antakya’da. bizzat şahit olduğumu söylüyorum. 150. saatten sonra çıkarılan bir çocuğun tam çıkmasına ramak kala romanyalı ekip ve itfaiyecilere ‘siz gidin gerisi bizde’ denip kameralar çağırıldı. bazı yerlerde biz çıkartacağız, hayır biz çıkartacağız kavgasına şahit oldum. iki farklı ilin itfaiye oluşumu bunun kavgasını yapıyordu. en son bağırmak ve emir komutayı ele alıp ‘bana bakın alooooo, bu çocuk yarım saat içinde çıkacak’ diyip dirayet göstermek zorunda kaldım. biraz daha sert sözler tabi sonrasında geldi onları eklemeyeyim. adamlar kamera çağırıp şova düşmüş durumdaydı çünkü. sonrasında çocuk çıktı evet, ancak duyduğuma göre yolda vefat etti dediler.
Ekrem İmamoğlu@ekrem_imamoglu·8s Atık sular Asi Nehri’ne akarsa çok ciddi sağlık ve çevre sorunu oluşabilir. Bu yüzden Antakya’da İSKİ ile HATSU birlikte çalışıp çadır alanlarındaki atık suları altyapıya bağlıyor. Seda Demiralp@sedademiralp·5s Bu çok önemli bir hizmet. 2010 Haiti depreminden sonra ulkede kolera salgini patlak vermis, binlerce can da bundan kaybedilmisti. Salgindan tumuyle kurtulmaksa 12 yil surmustu.
Ulvi Bacıoğlu@ulvibacioglu·19s AKP'liler pastayı kapmak isteyen insanlardı. Ve kaptılar da. Kapmak istedikleri şey pasta olduğu için krema da bende olduğu için benim kitaplarımla dolaşmaya başladılar İsmet Özel / Milliyet Gazetesi 10.08.2003 Altan Sancar@altansancarr·6s MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın da 'Hükümet istifa' sloganları için "Deprem şehitlerine saygısızlık" dedi ve Beşiktaş'tan istifa etti. Orhan Kemal Cengiz@orkece·10s Yurt dışından gelen yardımlara kendi amblemini bas, elindeki çadırları sivil topluma sat. Deprem falan hikaye, bir ülkenin başına bunları yapan insanların köşe başlarını tutmuş olmasından daha büyük bir felaket gelemez... Kadir Güleç@kadirgulec06·51sn ihaleler, imar afları, hazine arazileri, devlet kadroları, tabiat varlıkları rantları talanı+yağmasıyla HALKIN ve ÜLKENİN ZENGİNLİĞİNE ÇÖKÜP GANİMETTEN payını alan, İŞBİRLİĞİ YAPAN partili, bürokrat, trol ve kitlenin, ALIN TERİYLE EKMEĞİNİ KAZANANLARA PARALI KÖPEKLER YANSITMASI Kemal Büyükyüksel@KBuyukyuksel·13d Halka "foseptik faresi" diyen bir spor kulübü. İnsanları insanlıktan çıkaran bir dilin iyice yaygınlaşması faşizan rejimlerin özelliğidir. "Fare", "hamamböceği" gibi laflar kullanılır. İnsanlıktan çıkarılanlara karşı "her şey" meşru hale gelir adım adım. Bu çok ama çok tehlikeli. Bir varlık artık "insan" değilse ve "foseptik faresi" ise ona karşı nasıl muamele edilmelidir? Veya bir "hamamböceği" ise? İnsan yaşama hakkına sahiptir. Ama fareler ve hamamböcekleri itlaf ve imha edilebilir. Bu dil çok tehlikeli. Rwanda'da insanlara "hamamböceği" demişlerdi... Şükrü Oktay Kılıç@soktaykilic·7s Deprem sırasındaki medya manipülasyonlarına ilişkin bir yazı için araştırma yapıyorum ve karşıma çıkan 6 Şubat tarihli bir TRT World haberi. AFAD Kahramanmaraş'a 80 arama kurtarmacı göndermesiyle övülüyor, 'şükür ki kurum çok deneyimli' deniyor. Yaşar Uysal@YasarUysalDEU·15s Başarı...! 2002'de 18 sıradan alıp 2022 sonunda 21. sıraya getirmek. 21 en büyük ekonomi içinde GSYİH artışında 18. olmak... Küresel hasıla payını 1980 düzeyinde tutabilmek... Ve bu arada dış borçları 311 milyar dolar artırmak...Evet, gerçekten müthiş bir başarı...! Faik Toy@faiktoy·12s Bu bilgiyi teyit edemedim ama gerçekse çok yazık. Depremin yıkıp geçti yerlerdeki bazı çiftçiler hayvanlarını yarı fiyata satmak zorunda kalmışlar ve fırsatçılar o bölgeye dadanıp yarı fiyatına mal alıyorlarmış. Eğer bu bilgi doğruysa etkin bir çözüm üretilemez mi? Kısa Dalga@kisadalgamedya·3s Soylu'dan stadlardaki sloganlara tepki: Deprem mesaisine gömüldüğümüzü zannetmesinler Evren Balta@Evreki 8 Şub2011 de bu ülkede doğan 11 yaşında bir çocuk şu kısa ömrüne birkaç savaş, birkaç büyük göç dalgası, onlarca intihar saldırısı, darbe, küresel bir salgın, deprem ve devasa bir yalnızlaşma, dışlanma ve otoriterleşme sığdırdı. O çocukların yüzü gülsün diye siyaset yapalım artık… Caghan Kizil@CaKizil·11d Vergilerimizle oluşturulan afete müdahale sistemini rant için dönüştürüp depremzedelere parayla çadır satanları protesto eden halka bizim vergilerimizle maaşları ödenenlerin müdahale ettiği garip bir durum. Kurumlar halk için var, halk kurumlar için değil.
0 notes
Text
Bir Askerin Anıları 14...Doğu Bölgesinde Görev
Bir Askerin Anıları 14…Doğu Bölgesinde Görev
BİTLİS ASKERLİK ŞUBESİ BAŞKANI Şeyh Sait isyanı başladı. Bulunduğumuz ev eski büyük konakların bir kısmı idi. İki oda bir aralıktı. Ev sahibi mübaşir Sabri Efendiydi. Askerlik Şubesi binası büyük bir Ermeni evi idi. Dairede o bina içindeydi. Kurubulak mevkii idi. Havası suyu güzel bir memleket burası.10 Mart 1925 Salı günü Berat Kandili gecesi idi. 26 Mart Perşembe Ramazanın ilk günüdür. Cumana…
View On WordPress
#Adilcevaz#Ahlat#alay#Ağrı dağı#Bir Askerin Anıları#Bitlis#Divanı Harp Reisi#Doğubayazıt#Doğubeyazıt#Erciş#Güroymak#Hizan#Kazım Karabekir#Koptagel Osman Paşa#Mareşal Fevzi ÇAkmak#Murat nehri#Mutki#Muş#Nazik Gölü#Nüfus sayımı#Nemrut dağı#piyade ateşi#Sabih Nur Aytimur#Süphan Dağı#tabur#Tatvan#Tendürük Dağı#Tendürek Dağı#Tugay#VAn
0 notes
Text
Nehir kenarında çamura saplanan 17 büyükbaş hayvan kurtarıldı
Nehir kenarında çamura saplanan 17 büyükbaş hayvan kurtarıldı
Ağrı’da meradan eve dönüşte nehrin kenarında çamura saplanan 17 büyükbaş hayvan, itfaiye ekipleri ve vatandaşların yardımıyla kurtarıldı. 100. Yıl Mahallesi’nde hayvancılık yapan Müslüm Bulut, büyükbaş hayvanlarını gündüz merada otlattıktan sonra akşam saatlerinde eve getirmek için yola koyuldu. Bulut’un Murat Nehri‘nden karşı tarafa geçirdiği hayvanlarından 17’si, nehir kenarındaki çamura…
View On WordPress
0 notes
Text
Ateşi ve ihaneti gördük
ve yanan gözlerimizle durduk
bu dünyanın üzerinde.
İstanbul 918 Teşrinlerinde,
İzmir 919 Mayısında
ve Manisa, Menemen, Aydın, Akhisar :
Mayıs ortalarından
Haziran ortalarına kadar
yani tütün kırma mevsimi,
yani, arpalar biçilip
buğdaya başlanırken
yuvarlandılar.
Adana,
Antep,
Urfa,
Maraş :
düşmüş
dövüşüyordu...
Ateşi ve ihaneti gördük.
Murat nehri, Canik dağları ve Fırat,
Yeşilırmak, Kızılırmak,
Gültepe, Tilbeşar ovası,
gördü uzun dişli İngiliz'i.
Ve Aksu'yla Köpsu,
Karagöl'le Söğüt gölü,
ve gümüş basamaklı türbesinde yatan
büyük, âşık ölü,
şapkası horoz tüylü İtalyan'ı gördü.
Ve Çukurova,
kıyasıya düzlük,
uçurumlar, yamaçlar, dağlar kıyasıya
ve Seyhan ve Ceyhan
ve kara gözlü Yürük kızı,
gördü mavi üniformalı Fransız'ı.
Ve devam ettik ateşi ve ihaneti görmekte.
Eşraf ve âyân ve mütehayyizânın çoğu
ve ağalar :
Bağdasar Ağa'dan
Kellesi Büyük Mehmet Ağa'ya kadar,
düşmanla birlik oldular.
Ve inekleri, koyunları, keçileri sürüp, götürüp,
gelinlerin ırzına geçip,
çocukları öldürüp
ve istiklâli yakıp yıktıkça düşman,
dağa çıktı mavzerini, nacağını, çiftesini kapan
ve çığ gibi çoğaldı çeteler
ve köylülerden paşalar görüldü,
kara donlu köylülerden.
Ve bizim tarafa geçenler oldu
Tunuslu ve Hindli kölelerden.
Ve Türkistanlı Hacı Ahmet,
kısık gözleri,
seyrek sakalı,
hafif makinalı tüfeğiyle
dağlarda bir başına dolaştı.
Ve sabahleyin ve öğle sıcağında ve akşamüstü
ve ayışığında ve yıldız alacasında geceleyin,
ne zaman sıkışsa bizimkiler,
peyda oluverdi, yerden biter gibi o
ve ateş etti
ve düşmanı dağıttı
ve kayboldu dağlarda yine.
Ateşi ve ihaneti gördük.
Dayandık,
dayandık her yanda,
dayandık İzmir'de, Aydın'da,
Adana'da dayandık,
dayandık, Urfa'da, Maraş'ta, Antep'te.
…
98956 tüfek
ve şoför Ahmet'in üç numrolu kamyonetinden
yedi buçukluk şnayderlere, on beşlik obüslere kadar,
bütün âletleriyle
ve vatan uğrunda,
Yani, toprak ve hürriyet için ölebilmek kabiliyetleriyle
Birinci ve İkinci Ordu'lar
baskına hazırdılar.
…
Sonra,
Sonra, düşmanın müstahkem cepheleri düştü.
…
Sonra,
Sonra, düşman ordusu kuvâyi külliyesini ihata ettik.
…
Sonra,
Sonra, 30 Ağustos'ta düşman kuvâyi külliyesi imha ve esir olundu.
Nâzım Hikmet / Kuvâyi Milliye Destanı'ndan
24 notes
·
View notes
Text
TOKİ'den Bingöl'ün Genç ilçesine Millet Bahçesi projesi
TOKİ’den Bingöl’ün Genç ilçesine Millet Bahçesi projesi
Genç ilçesi cazibe merkezi olacak
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kabul edilen Millet Bahçesi’nin TOKİ aracılığıyla hayata geçirileceği bildirildi. Genç Belediye Başkanı Mehmet Zeki Dirik’in vaatleri arasında yer alan Millet Bahçesi projesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kabul edildi.
Önemli bir sosyal ve yeşil alan donatısına kavuşacağını ifade eden Belediye Başkanı Mehmet…
View On WordPress
#Bingöl millet bahçesi#Çevre ve Şehirçilik Bakanlığı#Genç Belediye Başkanı#Genç ilçesi#Mehmet Zeki Dirik#Millet Bahçesi#Murat Nehri#TOKİ#Toki projeler#TOKİ&039;den Bingöl
0 notes
Text
Palu Köprüsü ÜlkemizinEen Gösterişli 13 Tarihi Köprüsü Arasında
Türkiye'nin en prestijli köprüleri arasında gösterilen Palu Köprüsü, 24 Ocak 2020 Elazığ depremi ve 6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ta meydana gelen yıkıcı depremlere rağmen ilk günkü ihtişamıyla ayakta durmaya devam ederken, tarihi köprü başta yerli olmak üzere yabancı turistlerin de ilgi odağı durumunda. Romalılar tarafından yapıldığı düşünülen Elazığ'ın Palu ilçesindeki Palu Köprüsü'nün, 193 metre uzunluğunda, 4 buçuk metre genişliğinde 8 farklı gözü bulunuyor. Yapımı ile ilgili kesin bilgilerin bulunmadığı Palu Köprüsü, İpek Yolu güzergahında bulunduğundan dolayı eskiden 'İstanbul'u Bağdat'a bağlayan köprü' olarak da biliniyor. Tarihi köprü 24 Ocak 2020 Elazığ depremi ve 6 Şubatta Kahramanmaraş'ta meydana gelen yıkıcı depremlere rağmen hasar almadı. Palu köprüsünü İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin farklı kentlerinden gelen vatandaşlar, tarihi köprüyü geziyorlar. 2011 yılında Karayolları Müdürlüğü tarafından aslına uygun olarak restore edilen köprü, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye'nin en prestijli köprüleri arasında yer alıyor. Palu köprüsünün, en önemli eserlerden birisi olduğunu belirten eğitimci-yazar Faruk Saylan, “Özellikle Palu'yu bir ticaret merkezi haline getiren en önemli hususlardan birisi Palu köprüsü oluşturmaktadır. Özellikle kuzeyden güneye geçmek isteyenler kervanların geçebileceği nokta olduğu için bu köprüden dolayı Palu önemli bir ticaret merkezi haline gelmiş. Bu köprü Palu'yu, İstanbul tüccarı ile Bağdat tüccarının bir araya geldiği ve mallarının takas ettiği bir merkez haline getirmiş. Özellikle tarihi Palu köprüsü, Fırat Nehri üzerinde ilk ve en önemli geçiş noktalarından birisi olduğu için o dönemdeki kervanlar tarafından geçiş güzergahı olarak tercih edilmiştir” dedi. Köprünün, 2011 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek ulaşıma açıldığının da altını çizen Saylan, ''Bundan dolayı Palu köprüsü, Murat Nehri vadisinde önemli bir güzellik sergilemekte. Hem tarih hem doğal olarak bir güzellik sergilemekte. Bu sebeptendir ki birçok ziyaretçisi olmakta hatta köprüyü görmek için İstanbul'dan gelen ziyaretçiler var. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da ülkemizin en gösterişli 13 tarihi köprüsü arasında Palu köprüsü de bulunmakta. Bu bölgemiz için büyük bir şans olarak nitelemek lazım. Ayrıca, tarihi Palu köprüsünün ne zaman yapıldığı ile ilgili çeşitli rivayetler bulunmakta. Roma döneminde yapıldığı, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı dönemlerinde önemli onarımlar gördüğü ve mimari yapısının değiştiği ilgili rivayetler var” diye konuştu. Read the full article
0 notes
Text
Murat Nehri'ne giren 4 çocuk boğuldu, 2'si kayboldu
Murat Nehri’ne giren 4 çocuk boğuldu, 2’si kayboldu
MUŞ
Muş’un Malazgirt ilçesine bağlı Beşçatak köyünde, gittikleri piknikte, serinlemek için Murat Nehri’ne giren Kuran kursu öğrencisi 4 çocuk boğuldu, 2 çocuk ise kayboldu.
Malazgirt’e bağlı Beşçatak köyünün imamı, Kuran kursuna gelen 40 öğrenciyi, Murat Nehri kıyısına pikniğe götürdü. Burada, serinlemek için suya giren çocuklardan 6’sı akıntıya kapıldı. Arkadaşlarını gören çocukların…
View On WordPress
0 notes
Photo
theistanbulpost.com'a "Ağrı'da otomobil Murat Nehri'ne uçtu: 2 ölü" konulu haber eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. http://theistanbulpost.com/agrida-otomobil-murat-nehrine-uctu-2-olu/
0 notes