#Metro Tam
Explore tagged Tumblr posts
Text
Bi eleman var çok alakasız karşılaşmalar oldu başta arkadaşlarımla bu çocuk benim kaderim herhalde diye dalga geçiyorduk ama bugün bi de Bursalı olduğunu öğrendim bu kadar tesadüfe artık ben de kaderim olduğuna ikna olmaya başlayacağım ✋🏻
#cidden dalga geçiyordum......#canı sıkılan varsa anlatanzi dünyanın en boş şeyi ndbdsjdsjd inşallah daha önxe post olarak anlatmamışımdır🤨🤔#neyse vizelerden önce bi gün okuldan sonra metroya bindim kalabalıktı epey#ben biner binmez yandaki kapıdan biri zeynep diye bağırdı hemen ardından da ikinci ismimi de ekleyerek seslendi#ve ikinci ismim nadir bi isim 3.bir kişi tanımıyorum yani o isimle#2.kişi de zaten annemlerin bana adını koydukları kişi ndsnbsbsndnsjs NEYSE çok uzatmiyim#şok oldum tabi öyle olunca o tarafa baktım kimin bağırdığını anlamaya çalışıyorum çünkü cidden ismimi BAĞIRIYOR metronun içinde#her şey 5 10 snde falan yaşanıyor bu arada dnbsdnsjdjd#2 3 kere öyle ismimi seslendi sonunda kalabalığı yardı ve görebildim djbsdnkskd yanına 2 3 adım attım o da bana doğru geldi#FİLM SAHNESİ ANLATIYORUM SANKİ UZATMA BE#asla tanımıyorum bu arada o yüzden şokum#yanıma geldi bi baktım metro kartımı uzattı ahhsshshjdsjsjs#o kalabalığın içinde ismimi BAĞIRARAK beni bulması maalesef saçma bir şekilde etkiledi arkadaşlar bi de metroya binmeden düşürmüşüm#içeri girip beni arıyo yani adamlığa bakar mısınız sndbnsnsnkdkd#neyse yakışıklıydı da.... yaşını da bilemiom liseli falan çıkar diye ödüm kopmuştu ve bi daha asla göremicem diye üzülmüştüm snsnabaahahahsh#sonra bikaç gün mü hafta mı ne geçti vizelerde sınava giderken metroda not okuyodum inmeme 1 2 durak kaldı kafamı kaldırdım baktım#tam karşımda bu eleman oturuyor nddndjdjdj aynı durakta indik farklı çıkıştan çıktık tüh aynı fakülte değilmişiz dedim dndndndnffkh#sonra bi ara bizim bölümün topluluğu foto paylaştı baktım bu metrodaki elemana aşşşşırı benziyor ama tam da emin olamadım#daha da sonra bi gün okulda yine çokkkkk benzeyen birini gördüm ama çok kısa gördüm ve uzaktı yine emin olamadım#en son bu finallerde üst sınıftan 1 2 kişiyi gördüm sınıfta kocaman adam oldukları için dikkat çekiyolardı biraz sjshjsjajdlf#sınav arası o iki kişiyi bahçede gördüm kalabalık gruplardı bi bakiyim bizim üst sınıflar kimlermiş dedim çünkü kimseyi tanımıyorum 😁😁#çok zorbalıypr arkadaşlarım#💔💔#neyse o gruba bi baktım metrodaki şahıs.....hshshsbbajsjajsks#meğersem büyük gösteren bi liseli bile olabilir bi daha asla göremicem tüh diye düşündüğüm kişi benim 1 üst dönemmiş djndjsjsjskd#ve o instada gördüğüm benzettiğim kişi de oymuş#o kişi benim arkadaşımın mentörü çıkmıştı 1.sınıftayken#o an şarjım yok biriniz çekebilir mi demişti ben çocuğun numarasının fotosunu çekmiştim..... sbdnsndkaldls#bugün de öğrendik ki o da Bursalıymış......#aynı okul olduğumuzdan habersiz metroda 2 okulda 2 karşılaşma ve 1.sınıfta numarasının fotosunu çekmiş olmam ve Bursalı olması✋🏻 jfndjfndjf
7 notes
·
View notes
Text
everyone posting about pouring one out for the retail workers on this day of a new Tswift album has forgotten about the other victims of this event (cool music teachers who will be forced to confront their duty to make their class relevant to their students vs their professional obligation to teach good music)
#tam answers#yes im making this about me love and light#keep me in your thoughts as i plan for my first teaching job and contemplate what i will do if my children demand a tswift unit 😔😔😔😔#hoping and praying that the [redacted ethnicity bc itll doxx my school immediately] children of the twin cities metro area dont listen to ts
14 notes
·
View notes
Text
Metroda önümde asksal işler yapan çiftlere karşın sarışın gibiyim
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/7c507d61eda7f079c823a26c1ff9bca1/bee993c7c91a2cc2-e0/s540x810/530f95af366f41da13cecdb2e854ac902db080be.jpg)
#bi kez ben ayaktaydim#metro da cok doluydu ve tam onlerindeydim onlar oturuyodu#bakmamak rahatsiz etmemek icin gozum kapali gitmistim#edep sen ne guzel seysin🤲#bu arada rahatsiz edici oluyo bazilari#bazilari da gözüme cok tatli geliyo#ince bi cizgi var sanirim
3K notes
·
View notes
Text
Dijital İzmirim Kart Halktan Tam Not Aldı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı toplu ulaşım araçlarında ve Büyükşehir – TCDD ortaklığıyla işletilen İZBAN’da kullanılan, fiziksel kart olmadan QR kodla binişi sağlayan Dijital İzmirim Kart uygulaması hayatı kolaylaştırıyor. Şehir dışından kente gelenlerin yanı sıra ulaşım kartı kullanmayan İzmirliler de cep telefonlarıyla rahatlıkla toplu ulaşım araçlarına biniş yapabiliyor. Yolcular bu…
#Armağan Ekelik#Çağlar Elbi#Can Umutoğlu#Dijital İzmirim Kart Halktan Tam Not Aldı#Ege#Elif Durmuş#ESHOT#��ZBAN#İZDENİZ#İzmir#İzmir Büyükşehir Belediyesi#İzmir İnovasyon ve Teknoloji AŞ#İzmir Metro#İzmirim Kart#İZTAŞIT#İZULAŞ#TCDD
0 notes
Text
Metro günlüklerinde bugün
Yanımdaki lavuk Kalabalık metro içinde tam yarım saat yanımdaki kızı öpüp öpüp durdu. Tamam dudaktan öpmüyor yanağından öpüyor da bir süre sonra kabak tadı vermeye başladı.
Yine metro dolu İki kız metroda neden el ele yürüyerek arkaya doğru uzunca yürür.
Bu iki durum tuhaf geldi bana 😬😂
27 notes
·
View notes
Text
Who told Tam that Tim got kicked out of Metro? It clearly wasn't Lucy.
#the rookie#tim x tamara#lucy and tim#lucy chen#the rookie abc#lucy x tim x tamara#tim bradford#lucy x tim#the rookie season 6#tamara colins#timara#tim bradford x lucy chen#the rookie series#lucy x tamara#tim x lucy#lucy and tamara#the rookie s6#tamara and lucy#tim and lucy#chenford#tucy#momchen#dadford
25 notes
·
View notes
Text
Jsem divnej pavouk a řeknu vám proč. Jak víte, čtvrtky znamenají skupinu. Na skupinu vyrážím z rodičovského bytu, jezdím metrem. Po skupině mě vždycky vyzvedává partner autem a jedeme domů. Dnešek byl jiný v tom, že jsme se z technických důvodů s partnerem dohodli, že ještě přespím v bytě rodičů a on mě vyzvedne až zítra dopoledne. V tom by nebyl žádný velký problém, až na to, že jsem věděl, že ze skupiny budu muset zase metrem, to jest stejnou cestou. Samozřejmě, že ani to by nebyl problém, ale z důvodu, který je jasný jenom mně, jsem se chtěl vyvarovat toho, že pak budu odcházet na metro s někým ze skupiny. Co s tím? Omluvil jsem se tedy terapeutovi a vymyslel si, že musím odejít o deset minut dřív.
Totiž.
Mimo skupinu spolu nemáme mluvit. To je v pravidlech. Ne tedy, že bych je chtěl až takhle striktně dodržovat, ale mám pocit, že s těmi lidmi krom momentů, kdy sedíme v kolečku a řešíme naši psychiku, nemám společnou řeč. Je to zvláštní, já vím. Vždyť na skupině řešíme ty nejniternější a nejintimnější věci. Zároveň si vybavuju okamžiky, kdy jsme už všichni nastoupení na pomyslných značkách, čekáme, až terapie započne a všichni tam sedíme, koukáme před sebe a nevíme, co říct. Právě tohohle jsem se chtěl vyvarovat, protože jestli něco nemám hodně rád, je to trapná konverzace. Zároveň si ale myslím, že jsem proto divnej. Teď, když už jsem přišel domů, přemýšlím nad tím a nad sebou a nemůžu se ničeho dobrat. A asi ani nedoberu.
Jo!
V metru se mnou jel Lukáš Vaculík. Stál mi trochu v cestě, když jsem vystupoval, a tak jsem mu řekl: “S dovolením, prosím.”
A on na to: “V pohodě, já taky vystupuju.”
Mám jednu známou, která ho miluje, tak až se s ní uvidím, budu jí moct říct: Vidíš, povídal jsem si s Vaculíkem, heč!
12 notes
·
View notes
Text
BOŞANMAK
Ben 20 yıldır eşinden ayrılmış bir bayanım.
Neden mi ayrıldım?
İşte sorun burada...
Ben bunu ne eşime, ne aileme 20 yıldır anlatamadım.
Sanılıyor ki boşanmak için dayak yemem lazım.
Kafam gözüm yarılmalı elim kolum kırılmalı.
Yanda aç kalmalıyım, açıkta kalmalıyım
üstüm başım perişan olmalı.
Aldatılmalıyım, ortada kalmalıyım.
Bende öyle değildi...
Ben babasız büyüdüm.
Annemi gördüm.
Bizi nasıl baktı büyüttü, nelerle baş etmek zorunda kaldı.
Bir evin hem anası, hem babası nasıl olunur ondan öğrendim ben.
Evliliğimin 8. yılında farkettiğim şey ben de annem gibiydim.
Bir evin hem erkeği hem kadını. Oysa evlilik müştereklikti.
Bunu eşimle konuştuğumda kızdı dalga geçti, anlamadı.
Ona göre o görevlerini eksiksiz yapıyordu, ben de yapmalıydım.
İşte burada benim için uykusuz geceler başladı.
İlk düşündüğüm, madem bu kadar şeyi tek başıma yapıyorum, o zaman benim bir erkeğe ihtiyacım yok dedim.
Bu da eşime olan saygımı kaybetmeme sebep oldu.
Saymadığınız birisini sevemiyorsunuz.
Bambaşka biri oluverdim.
Bir yere mi gitmek istiyorum, gidiyorum.
Bir şey mi almak istiyorum, alıyorum.
Konuşmak mı istiyorum, konuşuyorum.
Bunun için kimseden izin istemiyorum.
Bu eşimi deli ediyor.
Ona göre ona sormalı, izin istemeliyim.
Doğrusu bence de bu, ama bir kadın her şeyi tek başına yapıyorsa bunları da yapabilir.
İşe gidip geliyorum.
Gecenin bir köründe metrolarda, otübüslerde sarhoşlarla baş etmek zorunda kalıyorum.
Eve geliyorum yemek bulaşık tam bitiyor,
bir de kocanın keyfi.
Kadınım ya!
Ama yan komşumda bir akşam 10’a kadar oturamıyorum çünkü kocası var, ama metro otübüs duraklarında elin serhoşlarıyla oturabilir, yolculuk yapabilirim.
Evde aynı filmi bile birlikte bakamıyoruz.
Aynı şarkıyı birlikte söyleyemiyoruz.
Ya biz dans bile edemiyoruz.
Ya belimi incitiyor, ya ayağıma basıyor.
Ya da sadece sağa sola dönüp duruyoruz.
Az kıvırsam sen dansöz müsün?
Gülsen o ne o***pu musun?
Ciddi olsan kadın kadın değil, 12 ayak buzdolabı.
Ulan ben ne olacağımı şaştım.
Eşimin istediği gibi olayım yuvamda huzur olsun derken bir de baktım ben yittim.
Öyle ruhsuz kişiliksiz bir ucube oldum çıktım.
Hayır dedim, ben ben olmalıyım.
Ben oldum ama eşim beni istemedi.
Ben de onun istediği gibi olamadım.
O da benim istediğim gibi olamadı.
Boşandık...
Şimdi ben kötü müyüm?
Ya da eşim mi kötüydü?
Boşanmak için birinin kötü mü olması gerekiyor?
Ya da evlilik için iyimi olmak gerekiyor?
Hani uyum?
Hani paylaşmak?
İnsanlar vardır balık ruhlu maviyi sever,
derinliği sever, sessizliği sakinliği sever...
İnsanlar vardır kartal ruhlu, uçmayı sever, yüksekliği sever, gücü sever...
İnsanlar vardır kurt gibi sürüyü sever, geceyi sever...
İnsanlar vardır her biri bir başka renk,
bir başka şarkı, nota...
Düşünsenize kalabalığı ve şamatayı seven biriyle sesizliği yalnızlığı suskunluğu seven nasıl bir araya gelir, nasıl mutlu olur?
Eş demek bir ömür demek, bir hayat birlikte yürümek demek.
Yanlış insanla doğru yolda gidilmez.
Şimdi dönüp geriye baktığımda bir suçlu aramıyorum, kimseye kızgın ya da kırgın değilim.
Biz sadece farklı insanlardık.
Hem de çok farklı.
Bunu söylediğimde sen kocanı hala seviyorsun belki bir gün gene barışırsınız diyorlar.
Gülüyorum...
Evet kızgın değilim, ama bu onu seviyorum demek değildir.
Ben kendimi seviyorum.
Kendime olan saygımı korumaya çalışıyorum.
Sevgi geçmişin acıları ile değil geleceğe
olan umut ve güvenle yaşar.
Bu gün bakıyorumda evlilikler hala aynı
temeller üzerine kuruluyor.
Ve aynı yanlışlardan dolayı yürümüyor.
Beyler, Hanımlar...
Artık 21 yüzyılda yaşıyoruz.
Kimse kimseye ne muhtaç, ne köle.
Hayat yolunuzu çizin ve çizdiğiniz yola girenlerle devam edin.
Başka yoldakilere göz atmayın, yolundan etmeye kalkmayın.
Bir gün, bilemedin üç beş gün gider o yolu sizinle, sonra sıkılır kendi yoluna döner.
Hanımlar hiç kimse sizi doyurmak, taşımak korumak kollamak zorunda değil.
Bundan vazgeçin artık.
Kocam değil mi? mecbur demeyi bırakın artık.
Beyler hiç bir kadın sizin özel zevklerinizin hizmetçisi egolarınızın hamalı değil.
Karım değil mi görevi, yapacak! ayaklarını bırakın artık.
Önce insan olarak sayın birbirinizi.
Sevgi zaten saygıyla gelir.
Sahip değil yoldaş olun.
Hepinize iyi günde, kötü günde bir ömür mutluluklar diler sevgi ve saygılarımı sunarım.!
Güzide Güleç
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/71f8698741647220bed9c63f9e659061/b7064284ed7ac162-91/s540x810/927964387fdcc3a7bdb190c13ecad3f890a9ed70.jpg)
42 notes
·
View notes
Text
chybí mi plzeňský metro (táta mi tam jednou koupil šatičky pro barbie) já vím že se tam furt ještě dá projít ale nic tam není já se tam bojím
taky mi trošku chybí dům hrůzy ale ten už si tolik nepamatuju
asi mi časem začne chybět i ta příšernost co jí teď zbourali miluju -dvě okna vysklená- zlato byl "peak enviromental storytelling"
11 notes
·
View notes
Text
kdyby byly univerzitní města
koleje z Harryho Pottera
jak by to bylo a proč?
Praha musí být Nebelvír
lidi, co tam chodí studovat jsou společenský, hlasití a nevadí jim přecpaný místa
musí umět řvát a běhat, jinak nechytnou metro ani zelenou na přechodu
Olomouc JE Havraspár
na tom si zakládám, všechno ostatní si nechám vymluvit
tam chodí lidi, co jsou introvertní a ...... jinde, nevím, jak to jinak říct
jinde v tom nejlepším slova smyslu
modrá je barva UPOLu, no tak
všechny ty zapadlý uličky kolem obou náměstí a skrytý kavárny, to je celý jedna velká hádanka, musíte používat mozek, když tam chcete žít
České Budějovice budoou ASI Mrzimor?
oni jsou nejvíc v pohodě mi přijde.. zatímco se Brno a Praha servou o to, kdo je lepší, Olomouc se snaží je postavit před rozumnný argumenty, nebo se jim v rohu směje a Budějky jsou jako ????? kdo přinese popkoorn
to placatý velký náměstí přímo vyzývá k pořádání obrovských pařeb
jejich přírodovědecká fakulta je pokud vím co do výzkumu nej nej v ČR?? (haló, kytky, mrzimor haha chápete)
na Brno teda zbývá Zmijozel
nevím, asi bych řekla, že Brno si jede svou a potměšile se usmívá, když vidí Prahu, jak dělá ramena a pak jí jenom zasadí ťafku MÁM NEJVYŠŠÍ SOUD a mám největšího ptáka
vyzývám vás
#česky#čumblr#harry potter#čeština#česko#olomouc#praha#brno#české budějovice#univerzita#jsem vážně zvědavá#co k tomu kdo máte
131 notes
·
View notes
Text
Yazmayı düşündüğüm bir kitabın konusu şu şekilde bakıp yorumlar mısınız
Bir adamın çocukluğundan beri sevdiği kadın var. Araları çok iyi olduğu hâlde kadına bir türlü aşkını söyleyemez. Ancak bir süre sonra kadın birden adamın düşmanı olur, ona her türlü kötülüğü yapar işini kaybetmesine neden olur. Yine de adam kadını sever. Birlikte yürürlerken kadına tam araba çarpacakken kadını iter ve kadın yerine adama araba çarpar bu şekilde. Adam ölür. Buraya kadar hikaye standart bir vetsiyonda fark etmişsindir fakat hikayenin asıl kısmı şimdi başlıyor. Adam ölünce onun ruhu paralel evrene gider ve paralel evrendd hayat bulur. Bu paralel evrendeki yaratıcı cennetten ayrılmıştır kendisini diğer canlılardan gizlemiştir. Melekler Tanrı'nın kaybolma nedenini insanların işlediği günahlara bağlar vd melekler dünyaya inerek insanlara saldırmaya başlar. Meleklere göre insanlar çok günah işleyip yaratıcıyı üzmüştür yaratıcı da bu yüzden gözden uzak bir yere gitmiştir. Melekler çok güçlü olduğu için insanlar onlardan kaçar ve yer altına saklanır. Yerin altında tüneller oluşturur insanlar bu tünelleri metro tünelleri, marmaray tüneli ve yer altı sığınaklarıyla birleştirir. İnsanlar burada meleklerden sakalnırken meleklerle savaşmal için bir yol bulurlar lanetli güçlerle şeytanlarla iş birliği yaparlar. Bu şekilde şeytanların yani lanetli güçlerin gücünü kazanırlar ama şeytani güçlerle iş birliği yapan insanlar ara sıra vücutlarının kontrolünü şeytana kaptırırlar yani bu anlaşma tehlikeli bir anlaşmadır. Bizim kahramanımız da bu bu dünyada yer altı sığınaklarına kaçan insanların yanına geçer ve o da onlar gibi meleklerle savaşanların ordusuna katılır. Ancak meleklerin arasında yakından tanıdığı birisi vardır geçmiş dünyasında sevdiği kadınla aynı bedene sahip bir kadın melektir ama adamı tanımaz. Oysa meleğin her şeyi adamın sevdiği kadınla aynıdır. Bu melek adamın sevdiği kadının paralel evrendeki versiyonudur.
101 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/efd82b644425a8699a21f81a6b56ea3a/17f806be303a31b3-e4/s540x810/b24d0182a84c5b9b73d3f32dc483777b7009fccd.jpg)
Erdogan hayranı arkadaş
bu yazıyı sonuna kadar okurmusun?
Ama
ağır ağır oku
Sindire sindire oku
Uyarsa
Cevap yaz
yaz yaz ..
yaz ama küfretmeden
Masayı devirmeden
Mantıklı cevaplar ver..
Konuya bir örnekle gireyim..
TÜRKİYE 1967 yılında
Aliminyum faprikası yapmak için
Amerika dan kredi ve teknik yardım ister
Amerika
“Siz bir tarım ülkesisiniz.
Bırakın fabrika falan yapmayı.
Biz size hazır sanayi ürünleri verelim
sizde domatesinizi biberinizi üretmeye
devam edin” der
Bunun üzerine
Demirel hükümeti
Sovyetler birligininin kapısını çalar
Öyleydi böyleydi derken
Sovyetlerin teknik yardımıyla
Seydişehir alimimyum faprikası
1974 yılında üretime geçer
Kaldı ki Erdoğan ın sürekli kötüledigi
1950 öncesi İnönü döneminde
Hiç bir yabancı kredi kullanmadan
Yüzlerce tesisi kendi kıt kaynaklarımızla
kurmayı başarmıştık..
Bugün Türkiy'de
faliyet gösteren tesislerin
en az % 50 si o zor koşullarda
temeli atılmış tesislerdir
Yani Erdogan
Satmadan önce ..
Hemde hiç borç morç almadan
ÜÇLÜ-BEŞLİ çeteler olmadan
Şayet bir köprü yapılacaksa
devlet yapar vatandaş da geçerdi ..
amaç hizmetti
Parada ne oli ..
Keza barajlar öyle yapıldı..
Yollar öyle yapıldı
Para odaklı degil
Hizmet odaklıydı tesisler
Yada bir şey üreten faprikaydı..
Özelleştirme adı altında
Yandaşlara para kazandırma amacı yoktu
PEKİ Erdoğan ne yaptı
Binlerce tesisi
kendi yandaşlarına
bir bir sattı ..
Örnegin
Atatürk ve İnönü dönemlerinden
başlayarak kurulmuş dokuz şeker faprikasını toplam
294. Milyon dolara sattı.
Sonra şeker kıtlıgı başlayınca
Sadece bir yıl için 340. Milyon dolar verip
dışardan şeker almaya başladı iyimi…
Bak kardeşim
lütfen rakamları kıyaslayarak
ağır ağır oku..
Oku ki Erdoğan ın gerçekte
ne yaptıgını anlayasın
Evet
Yanlış okumadınız
9. Faprikayı toplam
294. Milyon dolara sattı
Sonra….!
“SADECE” bir yılık ihtiyaç için
340. Milyon dolara dışardan
şeker almaya başladı..
Keza çiçek yağı öyle
Kurbanlık öyle
Et ihtiyacı öyle
Saman öyle
Bugday öyle
bak aslında bu liste
çoooookkk uzun.
Hepsini yazıp kafanı şişirmiyeyim..
Ama bilki
Artık bunları
Üretemiyoruz
Üretsekte çok azını üretir olduk
Her şeyi dışardan alıyoruz..
Hemde iki misline
Hatta üç misline
Oysa biz şayet dünya
bir kıtlık dönemine falan girse
kendi kendimizi besleyecek
beş on ülkeden biriydik ….
Artık bırakalım o listede kalmayı
2022 . Birleşmiş milletler
gıda raporuna göre
Türkiye gıda ve beslenme sorunu yaşayan ülkeler listesinde yer aldı..
Bebek mamaları
zincirlere vuruldu
Karpuz kavun dilimlendi..
domates patlıcan
tek tek satılmaya başlandı
Erdoğan ikide bir
"bu İnönü varya, bu İnönü"
Ekmegi karneye bagladı diye
esip gürler..
Oysa Kendisi
Türkiye yi bakın ne hale getirdi
KALDIKİ inönü doğru yapmıştı…
Ve konuda sadece ekmekti..
İkinci dünya koşullarına tetbiren
Ekmegi karneye baglamıştı
Sonrada kaldırıldı
Hepsi bu
Evet hepsi bu..
Erdogan hayranı trollerden
En sık duydugumuz şey şu;
Erdogan
Metro yaptı
Havalanı yaptı
Otaban yaptı..
Ya yaptıysa bile
Sana ne
Geçmedigin köprüye
para ödemeklemi övünüyorsun be adam
Dünya bizi kıskanıyor öylemi
Dünya seni neyini kıskanacak
Buğdayını samanını bile
dışardan alır hale gelmişin
Gırtlagına kadar borç içindesin
278 bin insanın elekrigi kesik
5.milyon insan mahkemelik
15.Milyon işsizin var
30-40. Milyon yoksulun milyon
Neyini kıskanacakkar
fabrika-mı yaptı “ yok
Üretim-mi yaptı “ yok”
Yapılan köprü ve yollara gelince
Bunlar hizmet degil a kardeşim
Ayrıca
Devlet yapmıyor
Özel şirkete diyorki
Sen yap sonra geçenden para al
Hemde ne paralar
Üstelik buralar bırakın hizmeti falan
tam bir soygun makinası
Yılda 10. Bin Kişinin geçmedigi havalanına
25. Yıl 2.milyon yolcu garantisi veriyor
Gecmezse üstünü ben gerecegim diyor
Olacak işmi ..
Kimin parasını kime veriyon
Onları senin benim
vergimden ödeyecek
Hemde
25.yıl
Kime veriyor bunları
Beşli çeteye
Alıntı Galip Sarialtin den
👇👇👇
3 notes
·
View notes
Text
vagonda muhteşem bir gerginlik var. 'muhteşem' kelimesini yerli yersiz kullanman onun kıymetini düşürüyor biliyor musun? ama gerçekten muhteşem bir gerginlik var, tarif etmek için başka bir kelime gelmiyor aklıma. tam karşımda genç bir kadın oturuyor. bir kürk giymiş. bir kürk. kürk giymiş bir kadın. vagonda muhteşem bir gerginliğe yol açıyor. yok canım, gerçek değildir elbette diyor kapının önündeki oğlan, kız, sanırım gerçek diyor. böyle şeyler kaldı mı ya.. diye soruyor başkası. çok rüküş. resmen görgüsüzlük. gerçek olduğunu sanmıyorum. sanırım gerçek... mırıldanmalar sönüyor. bu genç kadınla karşılıklı oturuyor ve birbirimizi duyabiliyoruz. bu yaptığınız hayli abartılı değil mi? diyorum. üstelik bu zamanda. yani bu üzerinizdeki kimin kürküydü acaba? kimsenin değil, ben satın aldım diyor. hayır, bir hayvanın kürküydü sonuçta, bu hayvandan birisi diye bahsetmemiz için ona bir insanın isim vermesi şart değildir ya... kimsenin değildi ve benim oldu diyor. içinden böyle fısıldıyor, ben de duyabiliyorum. kapının önündeki oğlanın yanındaki kız, duydun mu? diyor. kimsenin değildi ve sonra benim oldu. sen de böyle değil miydin? ne diyorsun anlamıyorum diyor oğlan. ben bir mağazaya gidip alınabilecek bir kürk değilim. metro bir sonraki istasyona yaklaşıyor. yaklaşırken yavaşlıyor. bu yavaşlama ile sanki pencereleri açık bir arabadaymışız gibi vagonun içinde bir rüzgar beliriyor. insanlar üşüyor, kürklü kadın kürkünün yakalarını yukarı kaldırıyor, bana gülümsüyor. görüyorsun, ben her şeye hazırlıklıyım diyor. hey! diyorum- sözümü kesiyor. biliyorsun. birazdan istasyonu ve bu vagonu vahşi hayvanlar istila ettiğinde beni kendilerinden biri diye düşünecekler ve sizleri afiyetle yiyecek ya da yavrularını beslemek üzere yuvalarına çekiştirecekler. bu bahsettiğiniz çok rahatsız edici bir görüntü diyorum. metro duruyor, kapının önünde bekleyen oğlan ve kız indiler. kız yürürken omzunun üstünden geriye bakıyor. gri tulumlu bir adam vagona giriyor. kapılar kapanıyor. omzunun üstünden geriye bakan kızın bakışı kapanan kapıya çarpıyor ve o daracık aralıktan rayların üzerine düşüyor. gördün değil mi? diyor yanımdaki adam. raylara düştü. birazdan üstünden geçeceğiz ve hiç varolmamış gibi davranacağız. iç çekiyorum... sadece iki durak süresince bu olan biten bana yer altında zamanın başka bir hızda geçtiğini düşündürüyor - bunu duyan olmuyor. vagona binen gri tulumlu adamın elinde bir sopa var, sopanın ucunda daire şeklinde bir ip. sopanın ve ipin ne işe yaradığını merak ediyorum. sokak köpeklerini toplayanlardan bu- diyor yanımdaki adam. -sanırım- yıldırım hızıyla kürklü kadına bakıyorum. bembeyaz kesilmiş ve alnında damlacıklar belirmiş. vagondaki insanların gri tulumlu adamdan yana bir duruşları var artık. kürklü kadın kürklü bir hayvanı taklit ediyor ve böylece bir vahşi hayvan istilasında hayatta kalmayı planlıyorsa.. şimdi de başına gelecekleri hakediyor diyorlar. kadın bembeyaz, hareketsiz ama hala birbirimizi duyabiliyoruz. sizi eve götürebilirim diyorum? bir barınağa bırakılmanızı istemem. üstelik dilerseniz yolda kaçabilirsiniz de, sizi yakalamaya çalışmam. ama beni bekleyenler var diyor, işlerin böyle olacağına ihtimal vermemiştim.. . sadece bu muhteşem bir kürk ve bu kürk benim olmalı diye düşünmüştüm. kürk sizin diyorum. kürk sizin. ve burada bu vagondaki herkes varlığımızı sizin o vitrinin önündeki kararınıza borçluyuz. gri tulumlu adam şapkasını çıkarıyor, sopasını yere bırakıyor. bakın diyorum, belki de sizinle barışmak istiyor. metro yavaşlıyor, aynı rüzgar yeniden beliriyor. barışmak mı, emin değilim, riske atamayız, beni eve götürün diyor kürklü kadın. yolda kaçıp kaçmamak hakkında düşüneceğim.
26 notes
·
View notes
Text
Dijital İzmirim Kart Halktan Tam Not Aldı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı toplu ulaşım araçlarında ve Büyükşehir – TCDD ortaklığıyla işletilen İZBAN’da kullanılan, fiziksel kart olmadan QR kodla binişi sağlayan Dijital İzmirim Kart uygulaması hayatı kolaylaştırıyor. Şehir dışından kente gelenlerin yanı sıra ulaşım kartı kullanmayan İzmirliler de cep telefonlarıyla rahatlıkla toplu ulaşım araçlarına biniş yapabiliyor. Yolcular bu…
#Armağan Ekelik#Çağlar Elbi#Can Umutoğlu#Dijital İzmirim Kart Halktan Tam Not Aldı#Ege#Elif Durmuş#ESHOT#İZBAN#İZDENİZ#İzmir#İzmir Büyükşehir Belediyesi#İzmir İnovasyon ve Teknoloji AŞ#İzmir Metro#İzmirim Kart#İZTAŞIT#İZULAŞ#TCDD
0 notes
Text
Sabah evden çıkar çıkmaz ankaraya koştum ben bindim kapılar kapandı. Dedim ki ne kadar şanslıyım. Sonra metroya aktarma yapacaktım köşeyi bi döndüm metro geldi. Dedim ki ne kadar şanslıyım. İndim koştum otobüs durağına gittim tam o sırada otobüs geldi. Dedim ki ne kadar şanslıyım. 10-15 dakka sonra başka bi otobüs önümüze kırdı lastik patlakmış onu söyledi herkes aşağı indi. Dedim ki şansımı sikiyim. İndiğimiz durakta bi baktım bi sonraki otobüs 40 dakka sonra. Dedim ki şansımı sikiyim. En yakın metroya tekrar yürüdüm başka şekilde gidiyim diye buz gibi esiyordu. Dedim ki şansımı sikiyim. Maşallah dediğim.. Merih olmak zoruma gidiyo artık.
16 notes
·
View notes
Text
Návštěva Liberce ve mně vzbudila touhu seznamu krajských měst, které jsem navštívil od nejlepšího po nejhorší:
1. Pardubice - dobré centrum a kavárny, není mnoho turistů, ale zároveň poměrně žije
2. Praha - jakožto Pražák musím dát Prahu před Brno, hezké a velké centrum, metro je nejlepší prostředek. Turisti, turisti všude!
3. Brno - podivně hezké ulice, dá se tam něco dělat
4. Hradec Králové - klidné město, v něčem až moc
5. Jihlava - už si moc nepamatuju, ale hezké centrum
6. Karlovy Vary - hezké a originální centrum, klidné město v horách, možná moc ruské...
7. České Budějovice - opět hezké centrum, ale celkově tam nic není
8. Liberec - nic tu není. Zoo je polofunkční, jejich vyhlášený Babylon je polofunkční a nic jiného tu není!
Update: dá se tu dostat tramvají do Jablonce a na sjezdovku na Ještěd, takže ačkoliv si u mě Liberec polepšil, stále zůstává na posledním místě
#čumblr#česky#oponujte mi jestli se odvážíte#omluvil bych se liberečákům (nebo jak se jmenujete) ale omluvil bych se jen za to že tu bydlíte (v angličtině to zní líp)#ani přímý vlak z prahy k vám nevede#I have no respect for liberec
8 notes
·
View notes