#Masasında
Explore tagged Tumblr posts
beyazmantoluu · 9 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
pazar günü ankara'ya dönerken gölbaşına kadar ben sürdüm arabayı. (ayy 110 ları gördüm çok heyecanlıydı :d) ehliyeti aldıktan sonra sadece bir kere sürüşe çıkmıştım babamla, onda da tam olarak şehiriçi sayılmazdı. buna rağmen hiç gerilmedim sürerken, sanki hep sürüyor gibiydim. arada şehiriçlerinde biraz heyecan yapıyordum ama o da bence normaldi. kendimi tebrik ediyorum 🥳 fakat sürerken kendimi ne kadar sıkmışsam bacak kaslarımın ağrısından kaç gündür doğru düzgün yürüyemiyorum :d
ben sürerken babam biraz duygulandı. çok zor bir çocukluk geçirdiği için ne zaman böyle güzel bir an yaşasak duygulanıyor. özellikle son zamanlarda daha çok gün yüzüne çıkmaya başladı bu durum ve biz bazen nasıl tepki vereceğimizi bilemiyoruz. başladığı noktadan o kadar ilerideki kendisi bile hayal edemezdi bu kadarını. onunla çok gurur duyuyorum. çocukluğumdan bu yana arkadaş çevrem hep ailesiyle arasında sorun olan ya da ebeveynlerinden birini kaybetmiş insanlardan oluşuyordu. bu yüzden ben babam/annem demeye bile çok utanırdım. hiç onlardan bahsetmezdim. hatta bazen benim de ailemle sorunlarım varmış gibi davranırdım. arkadaşlarımın sorunlarını o kadar benimserdim ki benim hayatımmış gibi yaşardım içimde. yersiz ve abartılı bir empati duygum var ne yazık ki. ve bunun sıkıntısını çok yaşadım yani içsel olarak. tamam en mükemmel aile benimki değildi ama olabileceklerinin en iyisiydi. bu kadar ailemden kendimi soyutlamaya çalışmamın psikolojik bazı sorunlara sebep olduğunu düşünüyorum. hem de yok yere. artık bu şekilde saklamıyorum. normalim neyse onu anlatmak istiyorum. annemi de babamı da çok seviyorum ve bundan utanmıyorum. son zamanlarda çevremde ailesinden yana mutlu olan insanlar da oluyor ve onlar aileleriyle ilgili güzel şeyler anlattıklarında şaşırıyorum mesela. böyle anlatabiliyor muyduk bunları oluyorum. bunları okuyanlara anlattıklarım tuhaf gelebilir ama bu durumu fark edeli uzun zaman oluyor ve içimde hâlâ bir şeyleri değiştirebilmiş değilim bu konuda. size ait olmayan acıları, öfkeleri, kızgınlıkları taşımaya çalışırsanız beliniz kırılır. ben hep bana ait olmayan duyguları taşıdım. kendimde düzeltmeye çalıştığım pek çok şeyin sebebi de bu. bu yüzden buradan başlamam gerekiyor. başkalarının yaşamı ve duygularıyla kendi yaşam ve duygularımı ayırmam lazım.
21 notes · View notes
incekizlarhardrocksever · 3 months ago
Text
bi sevgilim vardıı kolları simdi kimin boynundaaaa
3 notes · View notes
cicekbozugu · 11 months ago
Text
güven problemim var evet
sinirliyim huysuzum evet
ilgi ister fazla ilgilenince sıkılırım evet
14 notes · View notes
kalbinnefhasi · 7 months ago
Text
Yazarak mutlu olmak 💛
4 notes · View notes
blogdays · 1 year ago
Text
Langirt - Pro+
Langırt, futbol sporunu simüle eden popüler bir masa oyunudur. Dönen çubuklara monte edilmiş minyatür futbolcuların bulunduğu özel tasarlanmış bir masa olan langırt masasında oynanır. Oyunun amacı, stratejik hareketler ve hızlı refleksler kullanarak oyuncuların topu rakibin kalesine atmasını sağlamaktır. Langırt, her yaştan ve beceri seviyesinden insanın oynayabileceği hızlı tempolu ve rekabetçi bir oyundur. Genellikle eğlence alanlarında, oyun odalarında ve hatta profesyonel turnuvalarda oynanır. Bir langırt masası birkaç temel bileşenden oluşur. Masanın oyun yüzeyi tipik olarak laminat veya melamin gibi pürüzsüz, dayanıklı bir malzemeden yapılır. Masa, her bir yarı bir takımı temsil edecek şekilde iki yarıya bölünmüştür. Her takımın, oyuncular tarafından masanın kenarlarındaki kulpları kullanarak manipüle edilen dönen çubuklara bağlı bir dizi langırt oyuncusu vardır. Langırtta kullanılan top küçük ve hafiftir, hızlı ve hassas hareketlere izin verir. Masanın her iki ucunda da oyuncuların gol atmayı hedeflediği gol kutuları bulunur. Piyasada farklı tercihlere ve ihtiyaçlara hitap eden çe��itli langırt masaları bulunmaktadır. Bazı masalar eğlence amaçlı kullanım için tasarlanırken, diğerleri profesyonel veya ticari amaçlar için inşa edilmiştir. Eğlence amaçlı langırt masaları genellikle daha ekonomik ve kompakttır, bu da onları evde kullanım veya gündelik oyun için uygun hale getirir. Öte yandan, ticari langırt masası, resmi langırt organizasyonları tarafından belirlenen belirli standartları ve düzenlemeleri karşılamak için inşa edilir. Bu masalar genellikle daha sağlam, daha dayanıklıdır ve LED ışıklar ve ayarlanabilir oyuncu ayarları gibi gelişmiş oyun özellikleri sunar. Langırt makinesi olarak da bilinen ticari langırt masaları, oyun salonları, barlar ve oyun odaları gibi halka açık alanlar için tasarlanmıştır. Genellikle madeni parayla çalıştırılırlar ve ağır kullanıma ve kötüye kullanıma dayanacak şekilde üretilirler. Langırt fiyatları marka, model, ek özellikler gibi etkenlere göre değişiklik gösterebilmektedir. Bir langırt masası seçerken kişinin bütçesini ve özel gereksinimleri göz önünde bulundurması önemlidir. Daha fazla bilgi için ve ürünlere göz atmak için web sitemizi ziyaret ediniz.
2K notes · View notes
keskinkesik · 7 months ago
Text
henüz tanışmadığım biriyle karşılaşmak gibi. şehrin son kış ayı. yanan ışıklar arasında dans eden melankolik bir beden. hava bulutlu. gökyüzüm karanlık. bazılarımız inancını kaybetti. bazılarımız ise hâlâ dizlerinin üzerinde. başarısızlığıma belki bir şarkı yapardım. şiir işe yaramaz. belki de o kirli bar masasında, ölümünden sonra bir eser? bilemiyorum. bir cumartesi gecesi, pazar değil. pazar beni utandırır. belki de yerim burası. kıyı şeridi. unutulmuşluk damarlarımı işgal etmeye devam ediyor. her şey anlamsız bir zarafetle yanıyor gibi. hiçbir insanın ayak basmadığı boş bir pruvaya zincirlenmiş gibi hissediyorum. köşelerde seni bekleyen en iğrenç ve günahkâr mısraların içinde eriyorum. gerçekliğin ipliği cehennem gibi yanıyor. kırık bir kalple doğmak mümkün mü? gözlerim ıstıraplı. dikenli bir nöbette yaşamak isterken, ölmek isteyerek aynı kanoda yanarak tekrardan doğdum. hâlâ yalnız bir adamım ve renksiz bir gökyüzüm var. buna rağmen yüzümde bir gülümseme var. biliyorsunuz ya da bilmelisiniz.
#y.
337 notes · View notes
endergelisenataklar · 2 months ago
Text
bu ıssız istasyonda bir kelâm etmek için gurur trenimden indim. maalesef bu zavallı mujik açlığınızdan kırılıyor efendim. sizi bir içki masasında, olmayan içkisine tedirgin tırnaklarını meze ederken gören bendim. işte o an, bir kereye mahsus da olsa, sizi yendim. çünkü seven bendim.
78 notes · View notes
hisboslugu · 3 months ago
Text
rakı masasında kadehsin şimdi, göğün göğsüne kaldırıyorum ikimizi. beni zehirlerken sen, ben sağlığına içiyorum.
99 notes · View notes
girifit · 3 months ago
Text
bir yemek masasında herkes varken ama aslında hiç kimse orada değilken solundan yediğin bir tokatla sağa çevrildiğinde başın, duyacaksın beni. anlayacaksın da içten içe. o demişti, diyeceksin. yerin dibinin bile canı acır, demiştim ben sana. acıdı, yerin dibinin bile canı acıdı. ama sen ağzını dâhi açamayacaksın. sağa dönen başın kalacak öylece, başını kaldıracak hâlin var mı sanıyorsun. yanılıyorsun. gözünden yaş süzülmeyecek ama çok ağlayacaksın. sırtın bir hışımla duvara itildiğinde ve sen karnına darbeler aldığında adımı anacaksın. senin canın da böyle acıdı mı, diyeceksin. benim canım yerinden söküldü demek isteyeceğim ama demeyeceğim. susacağım. çünkü bazı acıların dilsiz olduğunu öğrendim. bir yerden tutunup ayağa kalktığın anda bedenine saplanacak acı, sen bu sefer bana ağlayacaksın. ben ise güleceğim. çünkü bazı acılar insanı delirtiyor, öğrendim.
62 notes · View notes
sertsiken0606 · 2 months ago
Text
Merhaba Hasan bey kardeşim ben Cemile öğretmen emeklisi şişko içine kapanık bir kadınım 56 yaşındayım bu yaşıma kadar hiç evlenmedim . Öğretmenlik hayatımda benimle birlikte olmak isteyen olmamıştır biliyorum o yıllarda 130 kilo civarında idim emekli olduktan sonra biraz kendimle ilgilenmek zorunda olduğumu düşünerek öncelikle kilomdan kurtulmaya çalıştım şuan 99 kiloyum. 165 boyunda esmer bir kadın. 55 yaşımda subay emeklisi bir adam beni benden istedi ama adam daha önce evlenmiş 3 kızı vardı hem bu yüzden hemde bu saatten sonra evlilik düşünmüyordum. . Bir gün mevlid kandilinde hoca efendi bir şey söyledi bende eğer isteyen olursa evleneceğim diye camide söz verdim. 3 gün sonra internette dolaşırken 37 yaşında bir adamla tanıştım sol bacağı diz kapağının altından kesik oldukça yakışıklı mütevazi şirket yöneticisi biriydi ismi Alican dı Alican hiç evlenmemiş yatı katı deniz kenarında yazlığı olan variyetli bir adamdı telefon numaramı istedi hiç çekinmeden verdim 5 dakika sonra çağrı attı konuştuk ilerleyen günlerde telefonda seks yapmaya başladık şişman kadınlardan hoşlanıyorum diyordu beni ona çeken tarafı aslında yaşı idi o benim yaşımı sorun etmiyordu benim tatil için Mersin e gitmem lazım dedim devremülküm var boşver devremülkü bizim yazlık var oraya gidelim istersen seks yaparız dedi evlilik olmazsa olmaz dedim tamam ben o işi halledeceğim dedi ertesi gün sabah saatlerinde beni aradı kimliğimi istedi WhatsApp tan çekip attım 2 gün sonraya altındağ nikah dairesinde nikah kıyılacak diye mesaj attı özel şoförü ile bana gelinlik almış göndermişti tam üzerime göre ve tam istediğim gelinlik modeliydi 2 gün boyunca her saat başı arıyor seks yapıyorduk artık parmaklamaktan bıktım nikah sonrası sabaha kadar seks yapacağım seninle dedim nikah günü gelmiş çatıştı hiç tanımadığım 2 şahit vardı nikahımız kıyıldı balayına İzmir Alaçatı ya yazlığa gittik hemde helikopter ile eve girer girmez öpüşmeye başladık bir taraftan öpüşüyor bir taraftan soyunuyorduk ip kopmuştu artık hemen oracıkta yere yatırıp bacak arama girdi emmeye başladı bende onun sikine uzandım sikini ağzıma aldım sertleşince hadi bakalım sik kadın yap beni sabaha kadar seks yapalım dedim sikini ağzıma verdi tekrar sonra bacaklarımı omzuna aldı sikini tutup amıma sürttü birden yüklendi hepsini soktu artık 55 yaşıma kadar beklettiğim kızlığımı kocam zannettiğim adama vermiştim. Birden diğer odalardan 4 erkek çıktı ellerinde cep telefonları ve dijital kamera vardı ben ne olduğunu anlamaya çalışmak isterken Alican hadi ben açılışı yaptım sıra sizde dedi ilk olarak elinde kamera olan adam üzerime çıktı sikini ağzıma verdi istemesemde zorla aldım ağzıma artık kurtuluş yoktu bu 5 erkek beni becerecekti her biri sırayla üzerime çıktı sikti beni en son Alican tekrar geldi bu sefer domalttı arkama geçti bebek yağı döktü telefonda seks yaparken hep götünü sikeceğim bebek yağı döküp çatır çatır senin o koca götünü sikeceğim diyordu zevk almıyordum ama erkekler çabuk boşalsın diye inliyordum Alican götüme boşalmıştı diğeri geldi oda eliyle amımı okşarken götümü sikiyordu bu adam işini iyi bilen biriydi ve ilk defa orgazm olmuştum Alican diğer erkeklere beni nasıl düşürdüğünü ballandıra ballandıra anlatıyordu onların beni sikme isteği bitmişti şimdi içki masasında siktikleri kadınları anlatıyorlardı ben kanepeye uzanıp onları dinliyordum aklıma gelinliğin cibinindeki cep telefonu geldi sessizce gelinliğe gittim aldım konuşmaları kaydettim polisi aradım onlar konuşurken polisler dinliyordu kısa sürede polis ekipleri geldiler ben çırılçıplak onlar çırılçıplak polisler bizim üzerimizi giyindirdi karakola götürüldük orada benim kayıtlar ve polisin dinlediği kadarı onların cezaevine girmelerine yetti şimdi kadınım artık erkeklerden nefret ediyorum. Önceleri ilk geceden korkardım bu yüzden evlenmemiş tim artık benim gibi kilolu bir kadını kimse istemez zaten. Bu arada kızlar seçtiğiniz erkeklere dikkat edin. Bol sikişli günler sizlere
40 notes · View notes
Text
"Kumar masasında tek sinek valesi."
31 notes · View notes
gercekhikayem · 1 year ago
Text
Zorlu Teslimat
Sıcak bir Ağustos akşamüstü 48 yaşında bir kadın, yazlığında tek başına. İstediği biraz ilgi ve yazı seks yapmadan bitirmemek.
Zeynep bu sorunla daha önce ilgilenemediği için kendine kızdı. Çamaşır makinesi bir hafta önce arızalanmıştı, gelen tamirci kısa, kel, pis kokulu, işe yaramaz bir erkeklik örneğiydi. Lafta büyük ustaydı ama saatlerce uğraşıp pis su dolu bir mutfağın hayal kırıklığı ve bozuk bir çamaşır makinesi dışında hiçbir şey yapamadı. Artık mutfak masasında bir süreden beri alışkanlığı olan bir şişe şarap ve çalışmayan makineden çıkardığı içi her türlü çamaşır ile dolu büyük sepet  duruyordu. Daha fazla kirli de banyodaki sepetlerde. O da mutfağın pisliğine ve yalnız geçirdiği kötü yaz tatiline sinirle bir kadeh daha doldurdu.
Kocasının bitmez tükenmez iş seyahatlerinden birinde olması, Zeynep'in bu sorunla kendisinin ilgilenmesi gerektiği anlamına geliyordu. Kocasının iş gezilerini bahane ettiğini biliyordu buraya onun yanına gelmek istemiyordu. Kim bilir hangi ucuz orospunun peşine takılmıştır diye düşündü. Yazlığa hafta sonu gelecek yorgunum diye uyutacaktı bütün gün. İkisi de zorda kalmadıkça birbirleri ile olmak istemiyor gibiydi. Kocası gücünü başka kadınlara saklıyordu sanki. Zeynep de geçen yaz barda sarhoşken beraber olduğu adamdan sonra kocası ısrar etmezse, sevişme başlatan taraf olmuyordu. İki üç kere birlikte olduğu o adam da bu sene ortalıkta gözükmemişti. Son üç aydan beri olduğu gibi bir kadeh şarap sonrası kendini okşayarak veya bir film seyrederek uyumaya çalışacaktı bu gece de. Ancak işe yaramaz tamirciyle yaşadığı sinir bozucu an içindeki bu istediği de söndürmüştü. Sözde Ankara'da iş seyahatinde olduğunu söyleyen yirmi beş yıllık kocasını çamaşır makinesi al diye aradığında arkadan gelen müzik sesleri Yunanca idi ve adam telefonu hemen kapamak için tamam tamam en sağlamından bir tane sipariş ederim bugün, bir iki gün çamaşır yıkamasan olur demişti. 25 yıl birbirlerinden uzaklaşmak için yeterli bir süre. Kocası zengin bir adamdı ve çevresinde dolanan genç kadınlar için iyi bir avdı. Bu yazlığı karısı ister istemez almasının sebebi de büyük ihtimal buydu zaten. Karısı ondan ne kadar uzak olursa o kadar iyi.
Tamirci gelmeden bulduğu son temiz şeylerden olan dar şort kasıklarını sarmıştı, amının üstüne gelen kalın dikiş geriye yaslanınca klitorisine kabaca sanki bir parmakmış gibi sürtüyordu. Bir iki kere daha bu baskıdan sonuç almayı denedi. Sinirden ve ortamın dağınıklığından konsantre olamadı. Düşüncelere daldı, uzun sıcak yaz yüzünden bronzlaşmış vücudu ve bacakları ve her gün yüzmekten dolayı sıkılaşmış ve zayıflamıştı. Vücudu neredeyse son bir aydır her gün azgındı ve bazen büyük göğüslerinin uçlarının ne zaman ortaya çıktığını kendi bile anlayamıyordu. Çevredeki kaçamak bakışları irileşen göğüs uçlarında yakalıyordu. Aylardır ondan uzak duran kocasının sikinin yerini hayallerinde zaman zaman yan villada tatil yapan iki üniversitelinin siki alıyordu. Onların veya kendinin çekingenliğini kırmayı ve siklerinin üzerinde zıplayarak boşalmayı hayal ediyordu geceleri. Bir iki kere en cesur bikinisi ile balkona çıkıp gençlere göz banyosu sunmuş ama bir sonraki adımı atamamışlardı. Nasıl atsınlar yıllardır tanıdıkları Zeynep ablaları idi o. 
Şarap, kocasının yokluğu, aklından geçenler ve klitorisi üzerindeki baskı, Zeynep'in bir an önce banyoya gitmesi ve kendini ne olursa olsun boşaltması fikrini aklına soktu. Akşam altıya geliyor önce güzel bir boşalma, sonra akşam yemeği. Kapı zili çaldığında banyo kapısındaydı ve çamaşırı nemden şortuna yapışmıştı. Saçını başını aynada düzeltip kapıyı açtığında ise nefesi tekrar hızlandı. Uzun boylu genç, atletik esmer bir adam, elinde bir not panosuyla gülümseyerek  bir teslimat bekleyip beklemediğini soruyordu. Adamın beyaz parlayan dişlerine ve kalın kollarından gözlerini kaçırmaya çalışarak telaşla evet dedi. Adamın duraksamasını geç fark ederek de içeri mutfağa doğru geçmesini işaret etti. 
Adam içer adım atmadan önce döndü ve teslimat minibüsündeki bir meslektaşına başparmağını kaldırdı. İkinci bir genç, aşağıya atladı. Her ikisinin de üzerinde bir örnek bermuda şortlar ve kısa kollu gömlekler vardı. Kaslı yapıları ile kıyafetleri iki beden küçük gibiydi üzerlerinden. Erkeklerden uzun olanı düğmelerini nerede ise göbeğine kadar açmıştı ve kaslı gövdesini ortaya çıkarmıştı, hafifçe terlemiş ve gömlek sırtına yapışmıştı. Şişmiş göğüsleri gömlek altında belli idi.
Biri yeni cihazın yerini görmek isterken, arkadaşı da makineyi arabadan indirme işlemine başladı. Genç adamı mutfağa götürürken Zeynep adamın vücudundan gelen tatlı terin kokusunu alabiliyordu, boğa gibi görünen genç bir erkeğin yakınlığı ve yürüme hareketi dar şortun kalın dikişinin yarığına sert bir şekilde sürtünmesine ve nemli bölgesinin daha da büyümesine neden oluyordu. Eski makineyi de çıkarmamız gerektiğini söylememişlerdi sorun değil hallederiz dedi adam.  Yazlık bölge olduğundan insanların mayo ile veya şortlar ile onları karşılamalarına alışkınlardı ama bu kadının ince uzun bacaklarını daha da belli eden dar şortu, iri göğüsleri ve ıslak bakan mavi gözleri iki gencin de dikkatinden kaçmamıştı.
Genç adam elindeki panoyu tezgâhın üstüne koydu ve aşağı inip tesisatı kontrol etmek için dolapların arkasına doğru çömeldi. Tesisatı kıçı göreceğim diye gülümsedi Zeynep, adama dar gelen bermudanın kumaşından kıçının hatlarını görme fırsatı verdi. Gözleri biçimli kalçalara takılıyken adam döndü ve gülümsedi sanki gözleri bir an için dar şortun ezdiği ıslak bölgesine baktı. Ayağa kalkarken Zeynep'e gereğinden fazla yaklaşmış gibi geldi. Yok diye düşündü Zeynep tezgah üzerindeki not panosunu almak için eğilmek zorundaydı adam o nedendir. Eski makinenin üzerine eğilerek adamın alamadığı panoyu Zeynep uzattı. Bu sefer de o adamın gözlerini, üzerindeki askılı penyeden yarısı ortaya dökülen göğüslerine bakarken yakaladı. Kahretsin diye düşündü. Uçları yine sertleşmiş ve belli oluyordur. Belli olmayacak gibi değildi ve genç adam da bu yaştaki bir kadının göğüslerinin bu kadar dik durmasına hayret etmişti. Ne kadar bakmamaya çalışsa da kadının sarı saçlarına inat yanmış güzel cildi bakılmayacak gibi değildi. Formdaki bir iki yeri kocanızın imzalaması gerekiyor derken makinenin altındaki son parçayı sökmek için sırt üstü uzanmıştı. Nereyi diye sormak için adama bakarken dar tulumun önündeki kabartı ve yana doğru uzanmış sikinin hatları gözünün önündeydi. Adam bir hortumu sökmek için ileri geri hareket ederken bermudanın ağı yukarı geliyor ve taşaklarıyla sikinin kabartısı ortaya çıkıyordu. Bilerek mi yapıyor bu genç adam diye düşündü. Nasıl bu kadar iri gözükebilir siki. Çok esmer ikisi de, aşağıdaki köydeki Çingen mahallesinden mi? Çingenlerin siki büyük olur derler. Bunları aklından çıkarmak için formdaki küçük yazıları okumak amacıyla makinenin üstüne eğildi. Ayağa kalkmış ve  şimdi Zeynep'in biçimli kıçına ve ince uzun bacaklarına bakan adam kocanız sipariş etmiş o imzalasa daha doğru olur, evde mi diye sordu. Hayır dedi Zeynep bu evdeki her işi ben yapıyorum. Formu kadın da imzalayabilirdi ama sadece evde yalnız mı olduğunu teyit etmek için sormuştu adam. Yüzlerce teslimat yapmıştı arada ufak tefek maceraları olmuştu ama bu kadın farklı idi. Çarpıcı güzelliği değildi aklını alan, kadının eve girdikleri andan beri tutuk hareketleri vücudunu süzen gözleri idi. Ulaşılmaz, ukala zengin kaltaklardan biri diye düşündü, dikkatli olmak gerek. Karının şortunun ağındaki renk değişikliği ne peki, am suları mı sanmam, bana öyle geliyor olsa diye kafasını toplamaya çalıştı.
O anda kapı eşiğinden biri geliyorum diye bağırdı ve ikinci genç adam mutfak odasına girdi. Kardeş gibi birbirine benzeyen ama diğerinin daha kısa bir versiyonuydu bu. Daha kaslı bir yapıya sahipti, giydiği dar bermudaya benzeyen pantolonun kasık bölgesine niye baktığını kendi kendine sordu Zeynep. Az evvel gördüğünü diğer gençte de mi arıyordu? Her iki adam da eski çamaşır makinesine yönelip onu yerinde tutan boruları ve kablolardan kurtardı. Kasları esneyerek ve daha da şişerek kolayca makineyi havalandırdılar ve evin dışına çıkardılar.
Tüm bu koşuşturma sürerken bile Zeynep'in klitorisi yanıyordu. Adamlar eski makineyi arabaya yüklemek ile meşgulken hızlıca göğüs uçlarını ve  nemli bölgesini kontrol etti. Şortun üzerine kadar çıkmıştı ıslaklığı ve biraz daha artsa açıkça görülebilirdi. Elini içeri sokarak dar şortun amına baskı yapan yerini uzaklaştırmaya başladı ve klitorisinin baskısını biraz olsun hafifletmek için şortun belini hafifçe aşağı çekti. Yere konan makine sesine arkasını döndüğünde ise elini telaşla çekti ve masanın üzerindeki çamaşırlara çarparak yere saçtı. Teslimatçılardan uzun olanı içeri girmiş ve ayakta onu izliyordu. Kardeşinin hadi şovunu yap önerisini kabul ederek tek başına yeni makineyi taşıyabilmek için gömleğini çıkarmış ve kaslı gövdesini sergilemişti. Özür dilerim sizi korkuttum diyerek yaklaşmış ve çamaşırları almak için eğilmişti. Ona durmasını söyleyerek ısrar etti. Bir yandan da bir elinin amında diğerinin arkasında olduğunu adamın görmemesinin imkansız olduğunu düşünüyor ve iyice panikliyordu. Adama yaklaşarak yerden topladığı çamaşırları adamın elinden almaya çalıştı. Adamın tuttuğu yazlık sutyenlerinden ve bikini altlarından biri idi ve adam önce sutyene sonra da Zeynep'in göğüslerine dik dik baktı. İkisinin de birer ucundan tuttuğu sutyeni daha hızlı çeken adamın gücüne karşı koyamadı ve gövdesi adama yapıştı. O şaşkınlığını atmadan adam yapacağını yaptı ve bir elini atlet gibi penyesinin üstünden göğsüne yapıştırdı. Kalın parmak uçları ile göğsünü sıkarken diğer eli kalçasına pençe gibi geçmişti. Dur dedi önce ama el önce kabarmış göğüs ucunu sıktı. Göğsünü sıkan el belinden içeri girip ince sutyeni üzerinden göğsünü kavradığında ağzından sadece derin bir nefes çıktı Zeynep'in.
Kadının direnmemesinden hoşnutluk bulan adam şortunun bel düğmesini çözdü ve iki eli ile kumaşı bacaklarından ayak bileklerine kadar çekti. Kardeşi haklı çıkmıştı. Karının meme uçları dışarda ve yürürken kıvranıyor, bu karı biz gelmeden kesin kocası ile sikişmek üzereymiş demişti. Kocasının evde olmadığını öğrenmişlerdi. Zeynep adamın çıplak kalçalarını sıkan ellerine teslim olmuş çaresiz hissediyordu, bir elinde kendi kirli sutyeni vardı. Aşağıya baktığında önünde diz çöken adamın siyah saçlı kafasının bacak arasına yaklaştığını gördü. Dili uzun süredir ıslak duran amına ve klitorisine hafifçe vurunca masaya yaslandı ve amını adamın yüzüne doğru itti. Çok ıslakmışsın diye ilk defa konuştu adam. Koca dili amının derinliklerine girmişken cevap veremedi. Burada bu an ayakta boşalabilirdi. Anın tadını çıkarmak için gözlerini kapattı. Am yemeği biliyor bu adam, hele şişmiş bekleyen klitorisine büyük dudakları ile baskı yapınca ince bacakları titriyordu. Büyük elleri kalçalarını yoğururken suratını kadının amına iyice bastırıyordu. Dili nohut gibi şişmiş ve sertleşmiş klitorisine dayanılmaz bir baskı yapıyordu. Bir süre sonra bir elin sıkarak tuttuğu sutyeni elinden aldığını hissetti ve gözlerini açtığında yanında duran ikinci teslimatçının da belden yukarısı çıplak olduğunu gördü. Adam ona bakarak şortunu çıkardı ve uzanarak kadının üzerindeki penyeyi sutyeni ile birlikte çıkardı. Altındaki bokseri da çıkarttığında kadının gördüğü beklentilerini aşan bir sikti. Yarı sert sik yumruk büyüklüğündeki başı ile adamın cildinden daha kara idi ve hayallerindeki zenci sikleri gibi uzanıyordu. Üzerinde damarlardan oluşmuş çizgiler ile korkutucu idi. Bu daha kısa boylu olanıydı ve yaklaşıp göğüslerini aynı anda kavradı sağ memesini sertçe sıkıp sert meme ucunu emmek için eğildi. Demiştim sana meme uçları sikilmek için dikilmiş, penyeyi yırtacaktı. Her şey hayallerinden daha fazla idi. Dev gibi iki el göğüsleri ile ilgilenirken klitorisi ustalıkla yalanıyordu. Biri hiç konuşmazken diğeri onun nasıl sike aç olduğunu bilir gibi beynine giriyordu. Sikine bakıyordu değil mi orospu, kocasız kaldığı belli. Klitorisi adamın dudakları arasında kaldığında bacakları titremeye başladı. Göğüslerini emen adamın kafasını iyice kendine bastırdı. Off karının göğüsler gerçek lan taş gibi. Orgazm dalgaları arttıkça bacaklarından aşağı süzülen sular da artıyordu. Kadını yalayarak boşaltmanın verdiği güven ile ayağa kalkan adam da soyundu ve eşit derecede etkileyici oranlarda kalın sanki biraz daha uzun bir siki ortaya çıkardı. Yüzü Zeynep'in am suları ile parlıyordu. Karı biz gelmeden ıslakmış, amını okşuyordu içeri girdiğimde, yatır şunu masaya da sikelim.
Bir kuş gibi havalandırıp çırılçıplak vücudunu masaya yatırdılar. İkisinin de elleri kadının üzerinde gezindi. Kalın parmakları kırmızı ve ıslak amının üstünde buluştu, içini parmakları ile keşfettiler. Bir parmağım bile amına zor giriyor diye güldü kısa olan. Bu dar karının ilk sikişi senin abi dedi ben girersem dayanamaz. Demek kardeştiler. İki yanında sarkan iki kalın sike uzanarak tuttu. Parmaklarını her birinin kalın ve sert etrafına sarmaya çalıştı. Dimdik tavanı gösteren siklere hayranlık durarak okşamaya başladı. Kocamanlar ve elime sığmıyorlar, amımı parçalar bunlar. Bunları düşünmek, sıkılan göğüsleri ve amına giren parmaklar uzun uzun inlemesine neden oldu. Karı durmadan akıyor abi, tam bir amcıkmış.
Uzun boylu olan bacaklarını çekti ve ayak bileklerini omuzlarına koydu. Geniş gövdesi şimdi daha heybetli görünüyordu. Sikini am girişine yerleştirdi. Böyle bir yarak yedin mi daha önce? Hayır hayır diye inleyebildi. Seyret o zaman diyen kardeşi ensesini kaldırarak kadının dirseklerinin üzerinde durmasını ve amına girecek siki seyretmesini sağladı. Adamın yatay olması için aletini aşağı doğru bastırması gerekiyordu. Amıma girince bu sik yine dikleşecek ve beni çıldırtacak diye düşündü. Bağırmaktan çekinme diye güldü kardeşi. İlk defa yiyenlerden bayılan bile oldu. Dirseklerinin üzerinde dinlenirken, yanmış vücudu ile kontrast oluşturan beyaz kalmış mayo izi üzerinden amına sürtünen koyu renkli sike bakmaya devam etti. Kara yumruk gibi başı pembe am duvarlarını geri itti. Adam geri çekilip bunu tekrar yaptı. Sıcak siki ile onunla oynarmış gibi sırıtıyordu. Amının girişinden kat kat iri duran sike bakan Zeynep'e adam alay eder gibi seslendi. Alamayacaksın galiba ev orospusu. Kendinin bile beklemediği bir tepki ile sessizce mırıldandı sok hadi orospu çocuğu sok. Penisin giren kısmı amcık dudaklarını iyice açtı boynu geriye düştü kadının ve kısık, gırtlaktan bir inilti çıkardı.
İlerlemeye devam eden kara canavar am dudaklarını içe doğru itti, iç duvarlarını parçalar gibi geçip içine yerleşti. Alnından ve karnından boncuk boncuk terler akmaya başladı. Tekrar içine girene baktı. Sik amının dibini onu tamamen doldurarak bulmuştu. Dışardan kalan kısmı o korkunç kalınlıktaki kökü girişini iyice germişti. Siyahlığı beyaz güneş görmeyen yerlerinin tam zıddı idi. Adam aletini çıkarmaya başladığında, amındaki boşluğu sevmediğini düşündü ve adama doğru kendini kaydırdı. O sikten ayrılmak istemiyordu. Orospuya bak abi sik diye kıvranıyor. Adam zenci gibi sikini onun artık teslim olmuş amcığına hızlanarak sokarken topların kıçına çarptığını hissedebiliyordu. Adamın sikme hızına uyum sağlayan kadar çığlıkları mutfakta çınladı. Bir süredir sadece göğüslerini okşayan ve bunları da sikeceğim diyen kardeşin sikini tutmak için uzandı, yüzüne doğru çekti, kocaman başını yavaşça yaladı, adamın ohh orospu diye inlemesinden memnun kalarak dilini ucunda gezdirdi. Başını alabilmek için ağzını sonuna kadar açması gerekti.
Ağrıyan ağzından siki çıkardı ve ilk gördüğü andan beri aklında olan iki tenis topu büyüklüğündeki taşakları okşadı. Birazdan onların içindekiler amcığımı dolduracak düşüncesi içini titretti. Sik yakından ve en sertleşmiş hali ile bir canavara ait gibi duruyordu. Bacaklarının katlanması ve içindeki sikin çılgınca hızlanması ile tekrar orgazma ulaştı. Gözünden yaş göğüslerinden ter akıyordu ve karnı sancılanarak titriyordu. Amından akan sular utanç verici derecede fazlaydı ama utanmak yerine zorla açtığı gözleri ile kasıklarına baktı ve amının açgözlülükle siki dibine kadar yuttuğunu gördü, amcığı ıslaktı, çok ıslaktı ve amının suyu içine giren siyah kalın pistonu yağlıyordu. Yaşadığı bir orgazmın ötesi idi, kaybolmuştu aklı. Boğazının ağrıma sebebi çığlıkları idi. Aletini onun amına pompalayan genç adam da terliyordu, neredeyse iki katı yaşındaki bu güzel kadının mavi gözlerine ve sallanan sert büyük göğüslerine bakarak amını daha hızlı sikmeye çalışıyordu. O hızlandıkça kadından çıkan çığlıklar artıyor, çığlıklar arttıkça o hızlanıyordu. Kadın siktikçe güzelleşiyordu sanki. Siki kalındı, kadınlar ilk aldıklarında zorlanırdı, bunu biliyordu ama uzun süredir de bu kadar dar ve sulu bir amcık sikmemişti. Patlaması yakındı. Sikini kadının amına yerleştirip durdu. Nerene istersin kaltak? Zeynep cevap vermedi sadece bacaklarını sikicisinin beline doladı üzerine eğilen adamla dudakları ilk kez şehvetle buluştu. Adam homurdanarak aletini elinden geldiğince içeri itti. Orgazmının devam ettirdi bu darbe. Zeynep okşadığı diğer siki bir anlığına bırakarak adamın omuzlarına uzandı, onu kendine iyice yapıştırdı. Amından dokunulmamış yerleri keşfeden dev yumruğun ve sikin seğirdiğini sıcak yapışkan sıvıyı içine çektiğini hissettiğinde dili adamın ağzındaydı. Amına bu kadar uzun süre bu kadar yakıcı döl akmamıştı hiç.  Korunmak aklının ucundan bile geçmiyordu o an.
Perişan halde bacakları masadan sarktı, gözleri yine kapandı, sikin amını terk ettiğini hissetti, nefeslenmek istiyordu ama amı boş kaldığı için üzgündü . Yeniden doldurulması gereken bir boşluk hissederek diğer gence baktı. Hiç konuşmadan sarkan bacaklarını masanın kenarına katlayan genç belini sikine doğru çekti.  Bu masada yemek yenmez artık diye güldü adam, karının am suyu ve döllerin kaplı abi. Sert yumruk büyüklüğündeki sikin ucu çok hızlı bir şekilde amının girişine konumlandı, amına doğru bastırdı. İçeri girerken az evvel kalın başka bir sik girmesine rağmen bir miktar dirençle karşılaştı. Zeynep şaşkınlıkla gerildi. Abisinden daha kalın bir yarak mı?  Sikin başı amına girince de kafası geri düştü Aman Tanrım yavaşş diye bağırdı ve yüksek sesle bir homurtu çıkardı. Canı yanıyor ama ne kadar genişleyebilirim diye de merak ediyordu. Gözleri kapandı. Amının yaşadıkları gözünde canlandı, dev baş amını yararak ilerlemiş onun açtığı yerlere kalın gövde yerleşmişti. Amında yeni yeni kapılar yeni zevk noktaları açılmıştı. Sikicisi yarıya kadar dışarı kaydı ve hızla tekrar içeri itti kütük gibi kalın siki. Artık vücudunu tamamen ter ile kaplanmıştı ve güçsüz bacakları adam omzunda tutuyordu. Bu daha iyi bir sikici. Sikinin dev başını am duvarlarında gezdire gezdire sikiyor ve bağır orospu bağır diye söyleniyordu. Arada omzundaki bacaklarını öpüyor küçük küçük ısırıyordu. Isırılmayacak gibi değildi, tüysüz, güneşte yanmış pürüzsüz bacakları. Bağırıyor ve durmaksızın terliyordu. Bağırmasına aldırış etmeyen diğer sik dudaklarına çarptı. Kocaman bir et parçası olarak yanaklarını tokatladı. Sikin başını hızlıca dilledi, kendi suyuyla onun sperminin karışımını tattı. 
Genç spermlerin baş döndürücü tadı. Kocası veya yazlıkta geçen sene verdiği yaşlı adamınki gibi değil. Yarak manyağı bu karı. Baksana şuna tam bir sikilmelik kaltak. Hiç bu kadar güzel bir karı siktin mi abi. Göğüsleri tokatlanırken amındaki devin hızı arttı. Yavaş sik lan kaçmıyor karı bak amından sular fışkırıyor tekrar. Göğüs uçları ezilirken Zeynep tekrar doruğa çıktı. Nefes almak haykırmak istiyordu ama ağzına giren sik izin vermiyordu. Amını siken göbeğini okşarken ağzındaki sikin sahibi göğüslerine hoyratça saldırmıştı. Tutamıyorum lan karıyı nasıl çırpınıyor orospu. Karnındaki tüm kaslar acıyarak bacakları gerilerek orgazma teslim oldu. Adam kalın sikini kasan titreyen amcığa rağmen sikişini durdurmadı. Bir haftadır sikişim yok karı sikimi koparacak zor dayanıyorum diye söylendi. Hareketsiz kalmış kadının hala kasılan amına patlamak üzere olduğunu anladığında abisinin yaptığını yaptı. Nerene istersin ev orospusu amına mı ağzına mı? Aklında o güzel dudaklara ve küçük burna doğru patlamak vardı.  Kadının sarı saçlarını çekerek domaltarak sikmek ise ilk gördüğü andaki fantezisi idi. Bunları düşünmek boşalmasını hızlandırdı. Kadın ise sadece inleyebiliyordu elleri ile karnının üzerini işaret etti. Küçük kardeş sikini çıkardı. Görüntüsü am suları ile parlayan siyah bir boru gibi idi. Damarları korkunç derecede şişmişti. Sıcak beyaz dölleri fışkırarak göbeğine oradan göğüslerine kadar geldi. Bir iki üç dört fışkırma ile tenis büyüklüğünde taşakların ne ile dolu olduğunu kadına gösterdi. Sikinin ucundaki yarıktan son bir iki damlayı da hassaslaşmış am dudaklarına sürterek bıraktı.  Kocam bir ayda bu kadar döl çıkaramazdı herhalde dedi içinden.
Gözleri kararak çevresindeki seslere aldırış etmeden masa üzerinde yığılı kaldı. Kendine gelen Zeynep  terli ve spermlerle kaplıydı, amının girişi soğumaya biraz da sızlamaya başlamıştı. Terli cildinde spermler soğurken sikicileri onu bırakmış makineyi kurmuşlardı. Masadan kalkmaya çalışırken başı döndü, amı sanki hala aralıktı ve uzun süre kapanmayacak gibi sızlıyordu. Amından ve göbeğinden sızanları yere yayılmış çamaşırlar ile sildi. Koca sikleri tam inmemiş ve sallanan adamların yanından konuşmadan geçti ve bir bornoz almak için yukarı çıktı. Banyo aynasında kendine baktı. Göğüs uçları sert sert sıkılmaktan dolayı ağrıyordu ve renkleri morarmış gibi koyulaşmıştı ama vücudunda başka bir kızarıklık görmedi. Sarı saçlarına kadar sıçrayan bir dölü eli ile aldı. Makinenin çalışma sesini duyunca bornoza sarılıp aşağıya indi. 
Geldiğini gören kardeş kadını hızlı çekip onu dudaklarından sert bir şekilde öptü. Zeynep amını dağıtan o koca siki bir kere hissetmek isteyerek kasıklarını sürttü. Diğeri kapının arkasından bir sonraki randevunun 5 dakika sonra olduğunu bağırdı, gecikirsek atarlar işten. Hareket etmeleri gerekti, göğüslerini hızla sıktı ve ismin ne diye sordu. Zeynep dedi fısıldayarak. Abim ve ben yarın da sana teslimat yapmaya geleceğiz Zeynep, ister misin? Akşam gelin son teslimat bana olsun diye kıkırdadı. Çevresine bakınan adam kulağının kenarından öperek o zaman tost olmaya hazırlan ve bol bol bira al, canını çok yakacağız diyerek arabaya koşturdu.
Dolaptan bir bardak daha alıp şarap doldurdu, kahrolası çamaşırlar bir gün daha bekleyebilirdi. Yarın döllerle kaplanacak yatak çarşafları ile beraber yıkanırdı. Masa üzerinde acele ile başlayan bir sikişte bile perişan etmişlerdi. Yarın gece kalpten götürür bunlar beni düşüncesi aklına gelince şarabı bıraktı ve buzdolabındaki vitaminlere uzandı.
--- bu hikaye bir kadın okuyucu tarafından gönderilmiştir.---
yeni hikayeleri gecikmeden takip etmek ve daha rahat okumak için adresiniz.
222 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 1 year ago
Text
Annemin Teyzekızının Götü! (Yılmaz 45 Y., İstanbul)
Lise sona yeni geçmiştim, Fatih'te dedemden kalma ahşap evin üst katında oturuyorduk. Babam memurdu, annem ev kadını. Ablam iktisat fakültesine o yıl girmişti. Annemin teyzekızı Sacide abla sık sık Adapazarı'ndan İstanbul'a gelir, bizde kalırdı. Senelerdir Sacide abla gelince benim odamda yatardı, ben de salondaki kanepede. Şikayetçi olmazdım hiç bu durumdan; odamdan almam gereken bir şey olduğunda serbestçe girebiliyordum nasıl olsa. Hele Sacide Abla uyuyorsa... Gecelik giymezdi hiç; uyurken sütyen de takmazdı. Açık kumral saçları, bembeyaz teni, dolgun göğüsleriyle güzel sayılabilecek bir fiziği vardı. Uzun uzun seyrederdim onu uyurken, sonra da onu siktiğimi hayal ederek 31 çeker boşalırdım tabii.
Okula devam ederken aynı zamanda büyük kulüplerimizin birinde basketbol yıldız takım oyuncusuydum; babam okulu aksatmamam şartıyla razı olmuştu spor yapmama. Bir maç sırasında ciddi bir sakatlanma yaşadım; sol bacağımda lif kopmuştu. Babam çok bozulmuştu bu sakatlığa, tam da Mayıs ayında imtihan döneminde oluşumuz sinirlendirmişti onu. Çalan kapı ziliyle Hızır gibi yetişmişti Sacide Abla! Ama sakatlığım, ciddi bir yatak istirahati gerektirdiği için, odamı verememiştim sevgili Sacide ablaya, bu kez salonda yatan o olacaktı mecburen...
Ertesi sabah uyandığımda, Sacide abla bornozla benim odamdaydı, herkes salonda kahvaltı masasında olduğundan mecburen benim odamda giyinecekti! Önce benim uykuda olduğumdan emin olmak için üzerime doğru eğilip baktı; nemli sabun kokusu beni çıldırtmaya yetmişti, taş gibi olan sikimde nabız atışlarımı hissediyordum. Bana arkası dönük bornozu çıkarttı, apışarasını iyice kurulayıp, külodunu giymek için domaldı. Açık kaherengi göt deliğinin altında kılsız amcığının etli dudaklarını görünce sikim külodumu yırtacak hale gelmişti. Sacide Abla giyinip odamdan çıkınca, sikime ufak bir dokunuşla inanılmaz bir patlama ile boşalıp tekrar yatıp uyudum.
Akşam saatlerinde gelen bir telefonla anneannemin rahatsızlanıp hastaneye yatırıldığı haberiyle, annem ve babam ani bir kararla Adapazarı'na gitmek zorunda kalmışlar. Sabah uyandığımda, ablam da çoktan okula gitmişti. Elimi yüzümü yıkayıp topallayarak salona doğru yürürken, fısıltı halinde konuşmalar duydum. Sessizce salona yaklaştığımda, Sacide ablanın telefonla konuştuğunu duydum, "Evett! evettt! Sok artık yarrağını içime! Geçirrrr! Amımı götümü doldur o koca sikinle!" diye konuşuyordu. Salonun kapısını hafif araladığımda, elindeki hıyarı götüne sokup çıkarmaktaydı...
Şaşkınlıkla kapıyı kapamamla çıkan gürültü Sacide ablanın paniklemesine yetmişti. Odama dönüp yatağa uzandıktan sonra uzun bir sessizlik oldu. Yarım saat kadar sonra odamın kapısı yavaşca açıldı. Az önce gördüğümde çırılçıplak olan Sacide ablam giyinik olarak karşımdaydı. Bana, "Ne diyeceğimi bilemiyorum..." derken sesi titriyordu, "Kimseye birşey söyleme n'oolur Yılmaz!" dedi. Hiç konuşmadan elimi uzattım. Yanıma geldi, yatağımın kenarına oturup elimi tuttu. Ben de yan dönüp diğer elimi apışarasına koydum, titrediğini hissettim. Yüzüme eğilip dudaklarımdan öpmesiyle ok yaydan çıkmıştı artık, bacağımdaki sakatlığı bile hissetmez olmuştum.
İkimiz de süratli bir şekilde çırılçıplak soyunduk. Sacide ablam deneyimlerini kullanıp idareyi ele almıştı; önce üzerime ters uzanıp 69 oldu, yarağımı yalamaya başladı. Ben de onun amını çılgın gibi yalıyordum. Amının dolgun dudaklarını ağzıma doldurup emdikçe, Sacide abla üzerimde inleyerek kıvrana kıvrana orgazm oldu, çığlıklar atarak... Ablamın okuldan gelmesi yaklaşınca kalktı yatağımdan, her yanı titriyordu.
Annemlerin dönüşüne kadar, her sabah Sacide ablayla, ablamın okula gidişiyle sevişmeye başlıyorduk. Sacide abla ikinci günden itibaren götünü de siktirdi bana, ama bakireliğini korudu kararlılıkla! Telefonda seks yaptığı sevgilisi hakkında sorduğum soruları yanıtlamamıştı, ama dört gün boyunca götünden çılgınca sikişmişti benimle...
Gidişine alışamamıştım, rüyamda sikişiyordum Sacide ablamla sürekli. Yıllar sürecek bir ilişkinin başladığını bilemezdim. Sacide ablayla yaşadıklarımızın üzerinden iki ay kadar geçmiş, yaz tatili başlamış, sakatlığım epey düzelmişti. Son rahatsızlığından sonra anneannem maalesef yatalak durumdaydı, Adapazarı'nda oturan Hacer Teyzem, annemin teyze kızları Macide ve Sacide ablamlar dönüşümlü olarak ilgileniyorlardı anneannemle.
Temmmuz başlarında anneannemi ziyaret bahanesiyle Adapazarı'na gittim, esas amacım Sacide abla'mı sikmekti tabii ki! Anneannem felç nedeniyle tam konuşamıyordu, ama beni görünce ne kadar sevindiği gözlerinden okunuyordu. Anneanemin evi tek katlıydı; bir oda, bir banyo, bir oda da çatı katında vardı. Ben orada kalmayı istedim, teyzemin ısrarlarına direnip kaldım da...
İkinci gecenin sabahında sikimde serin bir ıslaklıkla uyandım; Sacide abla yanıma diz çökmüş, boxerimden çıkardığı sikimi yalamaktaydı! Uyanıp irkilmemle gülerek, "Korkma kimse yok evde! Teyzem zaten kalkamaz!" dedi. Doğrulup dudaklarına yumuldum, aceleyle soyunduk. Biribirimizi açlıkla yalarken inliyorduk. Sacide abla, "Yılmaz'ım, hep seni düşledim! Beni bağırta bağırta sikkk!" diyordu. Sacide abla sikimi ve götünü iyice tükürükleyip beni yatırdı, üzerime çıkıp yarağımın üzerine aniden çökmesiyle inledik beraberce. Hızlı bir tempoyla adeta o beni sikti! Sonunda ikimiz de boşaldığımızda üzerime abandı kaldı nefes nefese...
Sikiş arası sohbetlerde bu kez açıldı bana, sevgilisi İstanbul'da üniversitede okuyan İran'lı zengin bir ailenin oğluymuş! Bir sene sonra mezun olacakmış, evlenip Tahran'a yerleşeceklermiş! Şok olmuştum; Sacide ablamı artık karım gibi görüyorken, başka bir ülkeye gelin gitmesi bir balyoz gibi inivermişti başıma! Sinir basmıştı birden; giyinip sokağa attım kendimi, hızlı adımlarla nereye gittiğimi bilmeden amaçsızca yürüyordum...
"Yılmaaazz! Yılmaazz!" diye seslenen kadın sesini farkedince durup döndüm. Gelen Macide ablanın büyük kızı Nurdan'dı, "Deminden beri bağırıyorum! Sağır mısın!" diye azarladı beni. Arkamdan koşmaktan nefes nefese kalmıştı, "Ne bu halin? Karadeniz'de gemilerin mi battı?" dedi gülerek. "Yoo, nereden çıkardın bunu?" dememle sarıldı sımsıkı, "Ulan buraya geldin, beni görmeden mi gideceksin!" deyip, bir daha sarıldı. Sütyensiz memelerinin sertleşmiş uçlarını göğsümde hissetmemle sikim esas duruşa geçmişti bile...
Macide abla annemin teyzesinin ilk çocuğuydu, arada iki erkek, üç düşük derken, en son olarak Sacide ablayı doğurmuştu, tekne kazıntısı olarak. Macide Abla 42 yaşındaydı, 20 yaşındayken, baba tarafından akraba Ali abiyle evlendirilmişti, iki kız doğurmuştu. Nurdan 20, Nurcan 18 yaşındaydı. Kızlarının ikisi de okumamış, koca bekliyordu.
Nurdan'ın dişiliğini hissedince rahatlamıştım. Halen Sacide ablaya kızgındım, içimden, (Ulan Sacide abla, ben de senin yeğenin Nurdan'ı sikmez miyim!) diyerek, bir elimi arkadan Nurdan'ın başına atıp saçlarını okşadım. Saçlarının kokusunu içime çekip, "Seni görmeye geldim ben, görmeden gider miyim?" diye gülerken, belinden vücudunu sikime doğru yasladım. Benden yaşca büyüktü ama, spor yaptığım için gelişmiş olan vücudum bu farkı kapatıyordu. Nurdan koluma girdi, sohbet ederek epeyi yürüdük. Nurdan geçen yıl kazanamayınca tekrar üniversite sınavına girmiş, falan filan...
Akşam anneannemin evine girer girmez, Sacide abla üzerime öfkeyle atıldı; "Nurdan'la sürtmeye mi geldin buraya!" diye bağırdı. Şaşkınlıkla karışık bir öfkeyle bir tokat attım, sustu. Ama hemen pişman olmuştum, ne diyeceğimi bilemiyordum. Birden boynuna atılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım, "Affet beni lütfen, birden kendimi kaybettim!" dedim. O gece birbirimize sarılıp yattık, sevişmedik. Sabah uyandığmızda susuzluğumuzu doyasıya giderdik, dillerimiz, ellerimiz dumaksızın çalıştı, bağırta bağırta siktim Sacide ablanın götünü defalarca.
Sonunda dönüş günü geldi çattı tabii, döndüm İstanbul'a. Yaz bitti, okul antrenmanlar derken günler geçiyordu. Bir akşam eve gittiğimde bizimkiler yemeğe oturmuştu. Onlara katılmak için içeri girince donup kaldım, benim sofradaki yerimde Nurdan oturuyordu! Bana, "Selam!" diyerek gülümsedi, "İstanbul Üniversitesi'ni kazandım, kutlamayacak mısın beni?" dedi. Eczacılık okuyacakmış haspa, yurt falan ayarlayıncaya kadar da bizdeymiş! İçimden, (Hoşgeldin teyzesini siktiğim!) dedim, sevinmiştim gerçekten :)
[Yılmaz]
136 notes · View notes
redanger · 5 months ago
Text
keşke sesim biraz güzel olsaydı alkol masasında durup dururken şarkıya girip dikkat çeken orospu çocuklarına çok özeniyorum
35 notes · View notes
maviruhlu1kelebek · 17 days ago
Text
Tumblr media
NASILSIN?
Uzun bir aradan sonra ilk defa böyle bir soru aldım.
Uzun bir aradan sonra biri gerçekten nasıl olduğumu merak etmişti.
Belkide ben öyle varsayıyordum.
Bu soru beni biraz düşündürdü, gerçekten nasıldım?
Nasıl hissediyordum?
Neler yaşıyor, nelerle savaşıyordum?
Bir süredir kendime de sormaya çekindiğim bir soruydu aslında.
Hep ötelediğim bir soruydu.
Düşününce yutkunuyordum, boğazım düğümleniyor, olduğum yerde çakılıp kalıyordum.
Bunları biliyordum ve erteliyordum.
Şimdi karşıma çıkınca biraz üzerine düşündüm ve bulabildiğim tek cevap yitik oldu.
Neden böyle hissetmiştim?
Oysa ki çok iyi idare ediyordum, öyle iyi idare ediyordum ki, üzerine düşünmüyordum bile.
Şimdi ise zihnime hücum ediyor ötelediğim her şey.
Bana bu şekilde hissettiren her şey, herkes dolduruyor zihnimi.
Hayal edip gerçekleştiremediğim, söylemeyi isteyip söyleyemediğim her şey birer kıvılcım gibi parlamaya başlıyor içimde.
Öyle bir parlıyor ki beni otobüste ağlatıyor, tuvalette ağlatıyor,
Çok sevdiğim insanlarla bir mutfak masasında sohbet edip kalktıktan sonra sokakta ağlatıyor.
Saklamaya çalışsam da başaramadığım bir şekilde doluyor zihnimin, kalbimin her zerresine.
Bazılarınız bilir, diğer insanlara göre hisli olmak bazen cehennem gibidir.
Yaşanılan her şeyi en uç noktada yaşamak, iyisiyle kötüsüyle her şeyi bütün hücrelerinde hissetmek bazen cehennem gibidir.
Söylenilen her şey defalarca yankılanır, yaşanılan her şey defalarca yaşanır.
Tekrar, tekrar ve tekrar..
Öyle zor gelir ki bazen bunları yaşamamak için ötelersin.
Bir süredir kendime söz vermiştim , yaşanacaksa yaşanacak ve orada kalacak.
Ağlamaksa ağlamak, gülmekse gülmek, acıysa acı...
Ne olursa olsun; düşün, tart, hazmet ve devam et.
Geçmişten yaşayacağın tek bir güne iyi veya kötü bir şey taşıma.
Belki de bu yüzden bu kadar yoğun şekilde doluşuyor her şey.
Hepsi temizlenmeye, iyileşmeye gelmiştir diye düşünüyorum.
Artık yokmuş gibi davranmamaya çalışıyorum.
Yaşadığım her şeyin beni ben yaptığını biliyorum...
Dedim ya iyiyse iyi, kötüyse kötü, acıysa acı.
Hepsi ben.
Bugün biraz yitiğim...
Yarınsa daha iyiyim biliyorum..
21 notes · View notes
duralp-99 · 28 days ago
Text
💘ES-SELÂM💘 🌹EY BENİM CAN YÂRİM🌹
Tumblr media
🙂 🔸Bırakıp bir yana gamı kederi, 🔸Doya doya seni sarmak ne güzel!
Abdürrahim Karakoç
Tumblr media
Ah Bu Gönül Şarkıları
▪️Seninle doğan güldür bu gönül ▪️Ah bu gönül şarkıları ▪️Dilimdeki bülbüldür bu gönül ▪️Ah bu gönül şarkıları..
▪️Dolu sevgi tasında gönül ▪️Bir gençlik masasında ▪️İkimiz arasında gönül ▪️Ah bu gönül şarkıları
▪️Kavuşmanın tadını tadını ▪️Ayrılık feryadını ▪️Taşır senin adını bu gönül ▪️Ah bu gönül şarkıları
Safiye Ayla
Tumblr media
51 notes · View notes