#MalatyaTicaretBorsası
Explore tagged Tumblr posts
malatyapenceregazetesi · 2 years ago
Text
Kahtalı: "Kayısıya Çok Önemli Destekler Verdik"
Tumblr media
-"Hayvancılık OSB'de ilk etapta 600 kişi istihdam edilecek" AK Parti Malatya Milletvekili Hakan Kahtalı, kayısıya önemli destekler verdiklerini dile getirerek, "2022 yılında 76 bin 355 ton kayısı ihraç ederek 402 milyon dolar gibi bugüne kadar hiç görmediğimiz bir gelir elde ettik. Tüm bu yaptığımız yatırımlar ihracat rakamının artmasını ve ürünün gerçek değerini bulmasını sağlıyor" dedi. AK Parti Malatya Milletvekili Hakan Kahtalı, AK Parti İl Başkan Yardımcısı Mahmut Boyraz ve partilerle birlikte Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan'ı ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgiler aldı. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, "Ekim ayında gerçekleştirdiğimiz Ticaret Borsası seçimlerinin ardından Sayın Milletvekilimizle sık sık telefonla görüşüyorduk. Bugün de bizleri ziyaret ederek şereflendirdiler. Malatya'nın tarımı ve hayvancılığı ile ilgili kendileri ile istişare halindeyiz. Ben tarım ve hayvancılığa vermiş oldukları katkılardan dolayı kendilerine teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Milletvekili Hakan Kahtalı ise, Ticaret Borsası'nın Malatya için önemli bir değer olduğunu ifade ederek, "Malatya'da 35 bine yakın ÇKS'ye kayıtlı kayısı üreticimiz var. Dolayısıyla MTB kayısı üreticilerimizin tamamını ilgilendiren bir kurum. Kurumumuzda son 3-4 yıl içerisinde önemli bir başarı sağlandı. Bu başarının mimarı da Başkanım ve Yönetim Kuruludur. Bizler de siyasiler olarak böyle bir kuruma destek vermekten büyük bir onur duyuyoruz" diye konuştu.
Tumblr media
Kayısıya ve kayısı üreticisine büyük destek verdiklerini belirten Kahtalı, "Malatya'ya 2 tane lisanslı depo kazandırdık. Bu lisanslı depoların varlığı üreticiler açısından bir güvence oluşturdu. Bu güvenceyi de taçlandırmamız gerekiyordu bunu da TMO'nun alım yapmasıyla sağladık. Şu anda lisanslı depolarda 5 bin ton kayısı emaneten bekletiliyor. Bu kayısının orada durması aslında ürünün değerini arttırıyor. 2022 yılında 76 bin 355 ton kayısı ihraç ederek 402 milyon dolar gibi bugüne kadar hiç görmediğimiz bir gelir elde ettik. Tüm bu yaptığımız yatırımlar ihracat rakamının artmasını ve ürünün gerçek değerini bulmasını sağlıyor. Çekirdekle beraber bu rakam 500 milyon dolar civarlarına geldi. Bu bizim için sevindirici bir şey. Bundan sonraki hedefimiz kayısı çeşitlendirerek mamül haline getirmek ve daha fazla ciro elde etmek. Gayretlerimiz bu noktada devam ediyor. Bunun için de güzel projelerimiz var. Tabii bununla beraber Malatya'da hayvancılık alanında da iyi bir ivme yakalamamız gerekiyor. Bunun için de hayvancılıkla ilgili tarıma dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi projemiz vardı. Allah'a şükürler olsun bunun altyapı ve diğer işlerle ilgili ihalesi kasım ayında 61 milyon 962 bin TL bedelle yapıldı. Yer teslimi de müteahhit firmaya yapılmış oldu. İnşallah nasip olursa buraya 16 bin 750 hayvan kapasiteli bir bir Organize Sanayi Bölgesi kuruyoruz. Bu daha sonra daha da geliştirilecek, buradan da ilimize bir katma değer üreteceğiz. Burada ilk başta 600 kişilik bir istihdam sağlanacak, daha sonra da bunu büyütmek için gayret edeceğiz. Yine balıkçılıkla ilgili bizim burada bir altyapımız var. Bu konuda da OSB ile ilgili bir çalışmamız var. 2 ay önce Tarım Bakanımıza gitmiştik. Bakanımıza da ilettik. Balıkçılıkla ilgili Malatya'mıza bir OSB kuracağız" ifadelerini kullandı. Hayvancılığa destek olmak açısından nisan ayı sonuna kadar yem fiyatlarının sabitlendiğini hatırlatan Kahtalı, "Bugüne kadar üreticilerimizi desteklemek adına ofisten arpa, yem desteği gibi destekler veriyorduk. Bunu arttırarak devam ettireceğiz. Amacımız her alanda üreten ve ihracatını artıran bir Türkiye inşa etmek. Türkiye'nin büyüyen bir ihracat yapısı var. Geçen yıl 12.9 büyüme ile 254 milyar ihracat gerçekleşti. Şu anda 31 milyon çalışanımız var ülkede. İhracat ve üretim yapan firmalara önemli destekler verdik, esnaflara aynı şekilde önemli destekler sağladık. Allah'a şükür bugün geldiğimiz noktada ekonomik olarak iyi noktaya gidiyoruz. Enerjide yeni keşifler yaparak dışa bağımlılığı azaltıyoruz. Savunma sanayinde önemli yatırımlar yapıyoruz. Biz bunlarla gurur duyuyoruz. Ülkemizi kalkındırmak ve geliştirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz ve milletimizin refahını arttıracağız" diye konuştu. Read the full article
0 notes
mansetmalatya · 5 years ago
Text
KAYISIDA MONİLYA ALARMI
Tumblr media
Malatya Ticaret Borsası'nın evsahipliğinde, kayısının çiçeklenme dönemi hastalıklarından monilya hastalığıyla ilgili bir toplantı gerçekleştirildi. Dünya Kayısı Başkenti,  Malatya’da Mart ayının ilk haftasından itibaren çiçeklenme dönemi başlarken, kayısının çiçeklenme dönemi hastalıklarından monilya hastalığı ile ilgili toplantı yapıldı. Toplantıda monilya hastalığı ile mücadele konusu ele alınarak üreticilerin dikkat etmesi gereken hususlara dikkat çekildi. Malatya Ticaret Borsası’nın (MTB) ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya; Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, Malatya Tarım ve Orman İl Müdürü Tahir Macit, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Murat Asma, Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı Fevzi Çiçek, Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürü Abdullah Erdoğan ve Yeşilyurt Ziraat Odası Başkanı Doğan Solmaz katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Özcan, 10 Mart itibariyle Malatya’da özellikle kayısının çiçeklenme döneminin başladığını belirterek,  özellikle rakımın 600 metre olduğu bölgelerde başlayıp 1200 metreye kadar olan yerlerde çiçeklenme döneminin bitmek üzere olduğunu kaydetti. Malatya kayısının çiçeklenme dönemi olan bu yirmi günlük süre içerisinde ciddi anlamda yağış aldığını belirten Özcan, “Malatya da şuan da monilya hastalığı ilgili ciddi bir sorunla üreticimiz karşı karşıya, üreticimizin dikkatini çekmek üzere bütün taraflar bir araya gelerek kamuoyunu bu sıkıntı ve problemlerle ilgili nelerin yapılması gerektiğini meyvenin büyük bölümünün zarar gördüğü ağacı en azında bu monilya hastalığından kurtarabilmek için bir araya geldik” diye konuştu. Malatya Tarım ve Orman İl Müdürü Tahir Macit de kayısının dış ortamda yetişen Malatya’nın ve Türkiye’nin değerli bir ürünü olduğuna değinerek, şöyle konuştu: “Kayısı her yıl çeşitli doğa olayları iklim şartlarında zarar görüp rekolte konusunda sorunlar yaşıyoruz. Ağaçlarda kurumalara ve çeşitli ağaç kayıplarına neden olan hastalıklarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu yılda yağışın bol olduğu sık ve uzun süreli yağdığı rutubetin yüksek olduğu hava sıcaklığının da mevsim normallerine göre farklılık gösterdiği bir dönemdeyiz. Kayısı da çiçek monilyası hastalığı görüldüğünde Malatya’da ürün kaybı ve kurumalara sebep oluyor. Çiftçilerimiz yüzde 5 ile yüzde 10 arasında çiçek açtığında birinci ilaçlamayı tamamı çiçek açtığında ikinci ilaçlamayı yapmaları gerekiyor. Sadece ilaçlamayla değil kayısıda budamaya da dikkat edilmesi gerekmektedir. Kültürel önlemlerinde alınması gerekir. Özellikle kayısı ağaçlarının bir yıl monilya hastalığı olduğu zaman çiftçilerimizin konuya daha hassas davranmaları gerekmektedir.İki saatte olsa çiçek monilyası ile ilgili ilaçlamalarını yapmaları gerekiyor. İlaçlar içerinde yayıcı ve yapıştırıcı katmaları yağışlı havalarda önem arz etmektedir. Monilya hastalığı sadece bu yılki ürünü değil gelecek yılki ürün kaybına da neden olmaktadır.” Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı Fevzi Çiçek de özellikle ilk çiçeklenmenin görüldüğü 950 rakımlık bölgelerde monilya ya bağlı sıkıntıların kısmen atlatıldığını söyledi. Çiçek, son bir haftadaki yağışların 950-1200 rakım arasında çiçek dönemine denk geldiğini ifade ederek, şöyle konuştu: “Burada iki sorun ortaya çıktığını tespit ettik. Bir tanesi sıcaklık ve aşırı yağışlar nedeniyle çiçeklenmede ve meyvede döllenme probleminin olduğunu, ikincisi ise monilya hastalığı ve önümüzdeki günlerde çil ile kendini gösterecek olan kalite ve verim kayıplarına sebep olacak hastalıkları ciddi bir şekilde arttığını gördük. Çiftçilerimizin bu ilaçlamalarını iki şekilde yapmalarını öneriyorduk. Özellikle çiftçilerimizin bu yıl böyle hastalık emarelerini görmeleri durumunda yeni uygulamalar yapmaları gerekmektedir. Bunu yaparken teknik talimatlara uygun ve reçeteye bağlı aldıkları yerlerde doğru zamanda ilaçlamayı tavsiyeleriyle birlikte öğrenmeleri gerekiyor. Bugün gördüğümüz olayların birçoğu taban olarak geçen yıldan kalan kısmen görünen monilya hastalığının doğru bir şekilde temizlenmediğinden ortaya çıktığını tespit ettik.İhmal ettiğimiz budamanın bakım şartlarının uzun yıllar ağacın verimini sağlığını ortaya koyuyor. Ağaçlarımız ciddi anlamda bu hastalıkla karşı karşıya bundan sonrada mücadeleye devam etmemiz gerekiyor. Doğru zaman doğru ilaçlamak doğru dozda kullanmak çok çok önem arz etmektedir.” Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürü Abdullah Erdoğan da çiftçilerin gözünün ve kulağının arazide olduğunu belirterek, çiçeklenmenin ilk başladığı Kale bölgesinden merkeze doğru 1200 rakımda çiçeklenme başladığını belirtti. Çiçeklerin ilk açtığı yerlerde çağala dönemine yaklaşıldığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: “Özellikle bakımsız bahçelerde monilya her sene daha çok görülmeye başlıyor. Özellikle çiftçilerimiz yaz sonu eylül ayı gibi budamaları çok aksatıyorlar. Budamaya önem vermeleri gerekmektedir. Eylül- Ekim ayında yapılan budamalarda ağacın hava alacak şekilde ayarlanması mümkün. Hangi dalın hastalıklı olduğu çok rahat görebilir. Bu dönemde budamaya ağırlık verilmesi gerekmektedir. Bu dönemde çiçeklenme dönemi bitmiş, küçük çağala dönemine geçme çiftçilerimizin kürkten sıyrılma dedikleri şu dönemde özellikle bakanlığımızın ruhsatlı olarak piyasada belirlediği dodin etkili ilaçları kullanmaları ilk dönem için tavsiye ediyorum. İleri dönemde dodin kullanmasınlar çünkü dodin ilerde meyvelerde kalıntı bırakabiliyor. Ama şu dönem olursa ilerde kalıntı kalmayacak.Özellikle monilya görülen kayısıların kürkten sıyrılma aşamasında yada kürk içerisinde olan bölgelerde mutlaka dodin etkili ilaçların kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Daha uzun süreli hem çile hem de monilya ya geliştirilmiş ruhsatlı bir ilaçtır. Çiçek açmayan bölgeler içinde yağış devam ederse ilk çiçeklenme ile birlikte birinci ilaç, yüzde 90 olduğunda da ikinci çiçek ilacını mutlaka atsınlar. Çiçeklenme sonunda ağaçta görünen bu kurumanın monilya artıklarının mutlaka temizlenerek bahçede uzaklaştırılması gerekmektedir.”Çiçeklenme sonunda ağaçta görünen bu kurumanın monilya artıklarının mutlaka temizlenerek bahçede uzaklaştırılması gerekmektedir.”Çiçeklenme sonunda ağaçta görünen bu kurumanın monilya artıklarının mutlaka temizlenerek bahçede uzaklaştırılması gerekmektedir.” Yeşilyurt Ziraat Odası Başkanı Doğan Solmaz ise “Başkanımıza bizleri buraya toplayarak çiftçilerimizin bahçede yaşadıkları sıkıntıları dile getirmemize fırsat verdiği için çok teşekkür ediyorum” dedi. Read the full article
0 notes
mansetmalatya · 5 years ago
Text
“Kuru Kayısı ve Tarım Sektörü” Konulu E-Panelin Raporu açıklandı
Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) tarafından 12 Mayıs 2020 tarihinde düzenlenen “Covıd-19 Sürecinde Kuru Kayısı ve Tarım Sektörü” konulu e-panelin sonuç raporu açıklandı. Rektör Karabulut, “Bizim, kayısıya bakış açımız tamamen bilimsel” Malatya Turgut Özal Üniversitesi tarafından üniversitenin Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin  (MTÜ-UZEM) sistemi üzerinden 12 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleştirilen  “Covıd-19 Salgın Sürecinde Malatya’da Kuru Kayısı ve Tarım Sektörü” konulu e-panel düzenlenmişti. E-panele konuşmacı olarak, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan,  Malatya Tarım ve Orman İl Müdürü Tahir Macit, MTÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Gündüz ve TZOB Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı Yunus Kılınç katılmış, panelin moderatörlüğünü ise Malatya Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Yıldırım yapmıştı. “1.5 yılda bilimsel 4 tane kayısı etkinliği yaptık” “Covıd-19 Salgın Sürecinde Malatya’da Kuru Kayısı ve Tarım Sektörü” konulu e-panel raporu hazırlanarak kamuoyuna sunuldu. Rapor hakkında bir değerlendirme yapan Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Üniversite olarak 2 yılık süreçte 29 Aralık 2018 tarihinde “Kuru Kayısı Üretimi ve Pazarlanmasında Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı ve Raporunu,  6-10 Temmuz 2019 tarihleri arasında “17. Uluslararası Kayısı Islahı ve Yetiştiriciliği” Sempozyumu, 30 Nisan 2020 tarihinde  “Ziraat Fakültesi Öğretim Üyeleri Kayısıda Çiçek Monilyası”  e-çalıştay ve raporu ve son olarak da 12 Mayıs 2020 tarihinde   “Covıd-19 Sürecinde Kuru Kayısı ve Tarım Sektörü” konulu e-panel düzenledik. Covid_19 sürecinde 2 tane kayısı ile ilgili çalışma gerçekleştirdik. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak bizim kayısıya bakış açımız tamamen bilimseldir. Ülkemizin milli ve stratejik ürünü olan kayının üretiminde, yetiştirilmesinde, pazarlanmasında, endüstriyel kullanımında, hem de  akademik kısmında, alanında yılın 365 günü 24 saatinde varız. Önemli olan soruna Ortak akıl, Ortak fikir, Ortak sorumluluk, Akademik ve bilimsel katkı sunmak ve  Ortak çözüm bulabilmektir. Kayısının sorunlarının çözüm ortaklığında şuanda kayısının ve kayısı çekirdeğinin endüstriyel kullanımı için üretim yapan Malatya Turgut Özal Üniversitesi her zaman var olacaktır. Katkı ve destekleri için Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Bekir Pekdemirli’ye,  Ticaret ve Sanayi Odamıza, Ticaret Borsamıza, Ziraat Odalarımıza ve Ziraat Fakültemizin öğretim üyelerine teşekkür ediyorum”  dedi. “Covıd-19 Sürecinde Kuru Kayısı ve Tarım Sektörü” Konulu E-Panelin Raporu açıklandı MTÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü tarafından hazırlanan ve www.ozal.edu.tr adresinde  (http://ozal.edu.tr/covid-19-surecinde-kuru-kayisi-ve-tarim-sektoru-konulu-e-panelin-raporu/ )  yayınlanan  “Covıd-19 Sürecinde Kuru Kayısı ve Tarım Sektörü” konulu e-panelin raporunda belirtilen çözüm öneri ve teklifleri şu şekilde kaydedildi: “1-Covid-19 salgını ile birlikte, dünyada tarım ve gıdanın ne kadar önemli olduğu doğa eliyle insanlara bir kez daha hatırlatılmıştır. Tarım ve gıda sektörü insanların temel ihtiyaçlarını karşılayan bir sektör olduğu için üretimin durdurulması veya kesintiye uğratılması mümkün değildir, araziye inmeden üretim yapmak mümkün değildir. Bu sebeple tarımsal üretimi sekteye uğratacak her türlü olumsuzluktan kaçınılmalıdır. 2-Malatya ili 700 rakımdan 1600 rakıma kadar bitkisel üretim faaliyetlerinin yapılabildiği, geniş yaylaları ile de hayvancılık faaliyetlerinin sürdürüldüğü önemli bir tarım şehridir.  İlin önemli oranda atıl bırakılan tarım arazisinin, uygulanabilir üretim planlarını uygulamaya yönlendirilmesi ile ülkenin ihtiyaç duyduğu birçok ürünü yetiştirme potansiyeli vardır. Malatya ili var olan potansiyelini hayvan sayısı ve bitkisel üretim çeşitliliğini artırma yönünde harekete geçirdiğinde, yaratacağı katma değerlerle bir sanayi ve sağlık şehri olmanın yanında gerçek anlamda bir tarım şehri olabilecektir. 3-Malatya’da yeni sulamaya açılacak alanlarda planlamaya dayalı üretim desenlerinin geliştirilerek ülkemizin ve Malatya’mızın ihtiyaç duyduğu ürünlerde üretim artışlarına katkı sunulması için kamu eliyle yapılacak yönlendirmelere ihtiyaç vardır. 4-Malatya’nın tarımsal hasılasını artıracak önemli yatırımlardan olan Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Malatya Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ile Sera Organize Sanayi Bölgesi çalışmaları bir an önce tamamlanmalıdır. 5-Malatya ticari hayatının finansman ihtiyacını ve finansa kaynaklarına erişimini kolaylaştıracak Eximbank’ın Malatya‘da da şubeleşmesi yönünde girişimlerde bulunulmalıdır. 6-Lisanslı depo yatırımı tamamlanarak özellikle Covid-19 sürecinde devreye sokulmalıdır. Bu hem arz güvencesi sağlayacak hem de üreticinin ihtiyaç duyduğu finansmanın bir miktarı karşılanmış olacaktır. 7-Dünya, Covid-19’u ekonomik olarak Gıda 20 ile yenebilir. Gıdada kendine yeter ülkeler, bu süreci daha kolaya atlatabilecektir. Türkiye’nin üretim potansiyeli ve gücü, sadece kendisi için değil aynı zamanda dünyada gıda güvencesi olmayan ülkelere de gıda tedarik edebilecek yapıdadır. Bu avantajını hem yardım yaparak sosyal yönünün güçlülüğünü hem de gıda ihracatı yoluyla ekonomik kazanca dönüştürebilir. 8-Covid-19 salgın dönemi, kayısı yetiştiriciliğinde Çiçek Monilya hastalığının yaygın görüldüğü bir zaman dilimine denk gelmiştir. Hastalığın yoğun olarak, organik üreticilik yapan işletmelerdeki kayısı ağaçlarında görüldüğü, konvansiyonel yetiştiricilik yapılan işletmelerde hastalık yoğunluğun düşük olduğu anlaşılmıştır. Hastalık nedeniyle oluşan ürün kayıplarının çiftçilerin ekonomik beklentilerini nasıl etkileyeceği araştırılmalı ve tedbirler geliştirilmelidir. 9-Kayısı üreticiliğini uzun yıllardır bir kültüre dönüştürerek gerçekleştiren ve uzmanlaşmış olduğu düşünülen Malatya çiftçisin, monilya hastalığına karşı tutumu da göstermiştir ki sair nedenlerle (düşük gelir, mesleki bilgi yetersizliği, tarımdan vazgeçme isteği, tarım dışı gelire odaklanma gibi) yetiştiricilik kısmında çeşitli sorunlarla hala boğuştuğu anlaşılmaktadır. Çiftçinin ihtiyaç duyduğu güvenilir bilgiyi klasik yayım metotlarından öte doğru ve etkin iletişim kanalları ile paylaşma zorunluluğu hâsıl olmuştur. Malatya Turgut Özal Üniversitesi idari anlayışı ve Ziraat Fakültesinde yetişmiş deneyimli akademisyenlerinin araştırma sonuçlarına dayalı olarak ortaya koydukları ve çiftçilerimizin ihtiyaç duyduğu bilgiyi uygun formatta ilgili kurumlarla işbirliği içinde yayım potansiyeli vardır. Gerek örgün gerekse sahip olduğu uzaktan eğitim altyapısı ile Tarım ve Orman Bakanlığının belirlediği alanlarda çiftçi eğitimini yapabilecek kapasite ve yetkinliğe sahiptir. Konu ile ilgili diğer aktörlerinde desteği ile çiftçi eğitimi üzerine planlamalar yapılmalıdır. 10-Kayısı yetiştiriciliğinde mücadelede kullanılan kimyasalların aktif madde içeriklerinin tespit edilmesi amacıyla numunelerinin rutin olarak alınıp Bakanlığın yetkili laboratuarlarında analiz amaçlı gönderilmesi ve sonuçlarının paylaşılması gerekmektedir. Lisanslı olmayan ve merdiven altı üretilen kimyasalların varlığının tespiti için denetimler sıklaştırılmalı, ilaç bayiliğinin, mesleği yapmaya ehliyetli kişiler tarafından yapılıp yapılmadığı da sıkı kontrol edilmelidir. 11-Kayısıda meyve dökümlerinin döllenme sorunundan da kaynaklanacağı gözden kaçırılmamalıdır. Çiftçilere, bahçelerinde arı kovanları bulundurmalarına yönelik İl Müdürlüğü aracılığıyla yapılan tavsiyelere devam edilmelidir. 12-Temel bir gıda ürünü olmayan kuru kayısının ve kayısı çekirdeğinin bağışıklığı güçlendirici yönünün ve sağlığa faydalarına ilişkin bulgularının doğru pazarlama kanalları ile etkin bir tanıtımı yapılarak, Covid-19 süreci gibi olağan dışı durumlarda da hem yurt içi hem de yurt dışı tüketimini arttırma çalışmalarına odaklanmalıdır. Covid-19 süreci, kayısından sağlık alanında yararlanmak için iyi bir fırsat olabilir. 13-Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından geliştirilen ve kısa süre önce kullanıma açılan Dijital Tarım Pazarı Platformunun (DİTAP), kuru kayısı pazarlama ve süreç yönetimi araçlarından birisi olarak etkin bir şekilde kullanılabilmesi için sistemin üretici ve sektörün diğer aktörlerine hızlıca tanıtılması ve sisteme müdahil olmalarının teşvik edilmesine yönelik yayım çalışmalarının koordine edilmesi gerekmektedir. 14-“Su-i misal emsal teşkil etmez” deyişi rehber edinilerek Malatya kuru kayısı sektörü için kötü anılara sahip Kayısı Birlik oluşturulması konusu yeniden gündeme getirilmelidir. Bir önceki tecrübeden ders alınacak şekilde sektörün bütün aktörlerinin temsil edildiği bir çatı örgüt tarafından Türkiye’deki iyi örnekleri referans alan denetlenebilir, kontrol edilebilir ve güçlü mevzuata dayalı bir birliğin kurulması sektörün tüm paydaşları tarafından arzu edilmektedir. 15-Kuru kayısı ihracatında zaman zaman piyasayı bozucu davranışlar sergileyen firmaların önüne geçilmesi için, ihracatçıların Gold, Silver, Platinium gibi sınıflarda kategorize edilmesi gerekmektedir. Bu yolla alıcılar ile satıcılar arasındaki güven düzeyi de yükselecektir. 16-Kuru kayısıdaki kükürt oranı sürekli olarak sorun teşkil etmekte ve ürünlerin iadesine ve cezai müeyyidelerin uygulanmasına neden olmaktadır. Bu durum dünyada kuru kayısının ününü kötü etkilemektedir. Kükürt oranının sağlık üzerine etkileri konusunda bilimsel araştırma sonuçlarına dayalı yeni öneriler geliştirilmelidir. Kükürt analiz yapan akredite laboratuarlar sıklıkla denetlenmelidir. 17_Türkiye’de kuru kayısı üretiminin neredeyse tamamının yapıldığı bir il olan Malatya’dan ihracat yapılmamasından kaynaklı bazı ekonomik kayıplar meydana gelmektedir. Sektör paydaşları, ilgili Bakanlıklarla iletişime geçilerek Malatya merkezli bir ihracatçılar Birliğinin ihdas edilmesini önermektedirler. 18-Kuru kayısıda da sözleşmeli üretim modeline yönelik çalışmalar yapılarak arz ve fiyat güvencesi oluşturulmalıdır. DİTAP bunun için ilk adım olabilir. 19-Kuru kayısı ihracatında belirli ülkelere her yıl aynı miktarda ihracat yapılırken bunun neden arttırılamadığı, bazı ülkelere ihracat miktarımızın neden düştüğü araştırılarak mevcut pazarı korumak ve yeni pazar arayışları için sanayiciyi motive edecek politik araçlar sisteme entegre edilmelidir. 20-Kuru kayısı piyasasında arz ve talep nedeniyle oluşacak bozulmaları azaltmak amacıyla Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) fındık, üzüm ve incir de yaptığı müdahale araçlarını kuru kayısı için de kullanması zaruri hale gelmiştir. 21-Kayısı yetiştiriciliğinde yaşanan agro-ekolojik ve işletme yöneticiliğine yönelik sorunlar nedeniyle ileride kayısı alanlarında yaşanacak daralmayı şimdiden önlemek, kayısı yetiştiriciliğine uygun olmayan alanlarda TARSİM raporlarından yararlanılarak diklime müsaade edilmemesi vb sorunları değerlendiren Valiliğimiz uhdesinde bir kayısı kriz masası oluşturulmalıdır. 22-Covid-19 sürecinde diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi kayısıda da en önemli açmaz olarak, hasat döneminde yaşanabilecek işgücü arzındaki sorunlar görülmüştür. Bakanlık tarafından çiftçilerin araziye inmeleri önündeki engeller ile mevsimlik tarım işçilerinin seyahat kısıtlamasının kaldırılması tedbiri bu sorunun çözümüne katkı sunmuştur. Malatya’da kayısı hasat döneminde ihtiyaç duyulan 4 milyon günlük işgücünün, ortalama hasat süresi olan 32 güne bölünmesi ile yaklaşık 125 bin işgücüne ihtiyaç duyulduğu bilinmektedir. İşgücü ihtiyacının 75-80 bin dolayında olan kısmı çiftçi ailesi ve ilden karşılanmakta ancak geri kalan 45-50 bin kişilik kısmı ise mevsimlik işçilerden sağlanmaktadır. Bakanlık tarafından serbestiyet sağlanan mevsimlik işçilerin sağlık endişesiyle Malatya’ya seyahat edip etmeyecekleri bir risk olarak görülmektedir. Tarım İl Müdürlüğü tarafından işgücü ihtiyacı duyan çiftçilerin taleplerinin alındığı ifade edilmekle birlikte mevsimlik işçilerin sağlık endişesiyle yeterli miktarda arz oluşturamaması halinde, işgücü arzını sağlayacak mutlak surette bir  “B Planı” hazırlanmalıdır. 23-Mevsimlik işgücü arzının sağlandığı illerin Valilikleri ve diğer aktörleri ile hızlıca iletişime geçilerek, mevsimlik işgücünün seyahat yasağının ve yaş sınırının olmadığı yönünde duyurular yapılması sağlanmalıdır. 24-Malatya’ya gelecek mevsimlik işçilerin mutlak surette Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) testine tabi tutulması, çalışma esnasında uyacakları kuralların belirlenmesi ve iyi tarif edilmesi elzemdir. 25-Kuru kayısı üretim miktarında uzun yıllar ortalamasına göre bir miktar düşüş öngörülmüş olsa dahi bu miktarın ihracatı ve dolayısıyla üretici gelirlerini etkilemeyeceği anlaşılmıştır. 26-Ağustos ayında başlayacak yeni sezon kuru kayısı ihracatında olası problemlerin yaşanmaması adına ihracatçılarımızın mutlak surette şimdiden bağlantılarını kurmaları, ihraç fazlası ürünün yurt içi tüketimin sağlamak amacıyla da kamu eliyle yönlendirmeler yapılması gerekliliği hâsıl oluşmuştur. 27-Malatya’nın en önemli tarımsal ürünü olan kayısıda kurumlar arası işbirliğinin, birlikte düşünmenin ve kayısının ortak payda olduğu fikrinin her alanda kendisini hissettirmesi için mutlak surette Malatya Turgut Özel Üniversitesi öncülüğünde, bilimin ışığında sektörün tüm kesimlerinden yetkin kişilerden oluşan bir “Kayısı Bilim Kurulu” oluşturulmalıdır. 28-Ortak akıl oluşturmak amacıyla bu panel ve benzeri bilimsel ve sosyal içerikli organizasyonlarının tekrarlanmasında yarar görülmektedir.” Read the full article
0 notes