#MalatyaTurgutÖzalÜniversitesi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Malatya Turgut Özal Üniversitesinde Oryantiring Etkinliği Düzenlendi
Malatya Turgut Özal Üniversitesi'nde Yükseköğretim Kurumları Sınavı öncesi çocuklar ve gençler için oryantiring etkinliği düzenlendi. Gençlerin bu hafta sonu girecekleri sınavda moral bulması amacıyla gerçekleştirilen etkinlik, üniversitenin Battalgazi Yerleşkesi Öğrenci Yaşam Merkezi yanında yapıldı. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Malatya Turgut Özal Üniversitesi ve Türkiye Oryantiring Federasyonu Malatya Temsilciliği iş birliğinde oryantiring yarışması gerçekleştirildi.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi oryantiring haritasının ilk defa tecrübe edildiği oryantiring yarışması, geniş bir katılımla yapıldı. Turnuva, genç kızlar, genç erkekler, küçük kızlar ve küçük erkekler olmak üzere dört kategoride düzenlendi. Dereceye girenlere Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Gündüz, Malatya Kent Konseyi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Batar, Malatya Gençlik ve Spor Şube Müdürü Murat İrteni ve Kent Konseyi Gençlik Meclisi Başkanı Ayşegül Babacan ile diğer protokol üyelerince madalyaları verildi. Read the full article
#AyşegülBabacan#HasanBatar#Malatya#MalatyaTurgutÖzalÜniversitesi#Muratİrteni#OrhanGündüz#Oryantiring#YükseköğretimKurumlarıSınavı
1 note
·
View note
Text
İki Üniversite Arasında Protokol İmzalandı
Malatya Turgut Özal Üniversitesi ile İnönü Üniversitesi Arasında İş Birliği Protokolü İmzalandı.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi ile İnönü Üniversitesi arasında birlikte hizmet sunma imkânlarını belirlemek, geliştirmek, güçlendirmek, karşılıklı değişim ve kullanımı teşvik etmek amacıyla iş birliği protokolü imzalandı.
İnönü Üniversitesi Rektörlük makamında gerçekleşen imza törenine İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli ve Rektör Yardımcıları katıldı. İmzalanan protokol çerçevesinde, ortak bilimsel araştırma/proje vb. çalışmalar yapılması, öğretim elemanı desteği, ortak etkinlik düzenleme ve katılım, akademik kaynaklar ve kütüphane olanaklarının kullanımı/değişimi, sosyal tesislerin kullanımı ile uluslararası öğrenci sınavlarının ortaklaşa yapılması konuları başta olmak üzere birçok alanda iş birliğinin kurulması ve geliştirilmesi hedeflendi. Bentli ve Kızılay protokolün amacının, üniversiteler arası iletişimi güçlendirmek ve geliştirmek olduğunu; bununla birlikte öğrenciler ve personelin her iki üniversitenin olanaklarından yararlanacak olmasının mutluluğunu yaşadıklarını ifade ederek, protokolün hayırlı olması temennisinde bulundular. Read the full article
0 notes
Text
Deprem Bölgesine Yaz, Yeni Sıkıntılarla Geliyor
Deprem bölgesine yaz ayları, yeni sıkıntılar üretme potansiyeliyle birlikte geliyor. Uzmanlar, çadırda ve konteynerde hayata tutunan depremzedeleri yaz sıcakları konusunda uyardı. Kardiyolog Prof. Dr. Aktürk, depremzedelere "bol su için, ilaçlarınızı düzenli kullanın ve kontrolleri aksatmayın" tavsiyesinde bulundu. 6 Şubat depremleri sonrası büyük yıkımın yaşandığı illerde insanlar hayatlarını çadırlarda ve konteynerlerde idame ettirmeye çalışırken, yaz mevsiminin yaklaşması ile birlikte uzmanlar da yeni uyarılarda bulunmaya başladı. Çadır yaşamında sıcakların oldukça etkin olacağını belirten Prof. Dr. Erdal Aktürk “Sıcakların gelmesi ile birlikte çadırlarda yaşam kalp hastaları dâhil herkesi zorlayacak. Bol sıvı tüketmek kalp hastaları için çok önemli bir durum” dedi. “Depremle Birlikte Çok Fazla Hasta Servislere Geldi” Malatya Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Aktürk 9. Köy’den Berkman Dulcan'a yaptığı açıklamada, durumu şöyle özetledi: “Depremlerle beraber özellikle panik atak andıran kardiyak şikâyetlerle birlikte göğüste sıkışma hissi ile çok fazla hasta servislere geldi. Yaşadığımız yıkımların ardından travmanın büyüklüğüne bağlı olarak korku, endişe ve panikle beraber çarpıntı hissi ortaya çıkabiliyor. Bunlar genellikle psikolojik etkenlerin ortaya çıkardığı rahatsızlıklar. Post travmatik etkenlere bağlı olarak kişide kalp krizi tetiklenebiliyor. Herhangi bir şekilde hikâyesinde kalp rahatsızlığı olmayan kişiler bile birden kalp krizi geçirebiliyorlar.”
“Deprem Sonrası Alışkanlıklar Değişti” Deprem sonrası süreçte özellikle kronik hastaların birçoğunun şehir dışına çıktığını belirten Prof. Dr. Erdal Aktürk şöyle konuştu: “Burada kalan hastalarımız ise, çadırlarda veya konteynerlerde yaşamaya başladılar. Şöyle bir talihsizlik oldu; Şehir dışına çıkan hastalarımız özellikle gittikleri yerde rutin kontrollerinde hastalık hikâyelerini tam olarak karşısındaki uzmana anlatamadı. Sistemsel olarak bu hikâyelere ulaşılamadığından birçok doktor arkadaşımız bizlere dönerek hastalar hakkında bilgiler aldı. Çünkü geçmiş bir anlamda silindi. Hastalarımız bir süre ilaç kullanamadı. Sonrasında gittikleri yerlerde alışkanlıklar değişti. Mesela çadırlarda veya konteynerde kalanlar toplu yemeklerden yedikleri için yağına, tuzuna dikkat edemedi. Bunlar kronik hastalığı olan hastalarımızı oldukça etkiledi. Diyette olan diyetini bozmak durumda kaldı. Üzerine klinik bozulmalar yaşandı. Yani kalp yetmezliği istikrarlı giden hastamız birden sıkıntı yaşamaya başladı. Çünkü yaşam tarzı değişti.” “Kalp Hastalarının Hayatı Zorlaşacak” Son dönemlerde havaların ısınması ile birlikte viral enfeksiyonlarda artış olduğunu da ifade eden Prof. Dr. Aktürk, “Çadırda kalan hastalar özellikle sıcakların gelmesi ile birlikte hijyen yönünden sıkıntı yaşamakta. Bu da enfeksiyon hastalıklarının artmasına neden olmakta. Daha önce servisimize başvuran kalp hastalarımız, yaşadıkları enfeksiyon hastalıklar sonrası 2 veya 3 günde taburcu olurken, şu anda 10 günde taburcu işlemlerini zor yapıyoruz. Bunun nedeni bağışıklık sisteminin düşmesi ile birlikte hastalıklara karşı direncin kaybolması. Çadırdaki sıcaklık son derece yüksek olacak. Bu özellikle kalp yetmezliği, yine koroner arter hastalığı olan kişilerde de ciddi sıvı kayıpları oluşturacağı için, bu hastaların sık sık hastaneye gelmesine, kalp yetmezliği belirti ve şikâyetlerinin şiddetlenmesine, acil servise girişlerinin artmasına maalesef sebep olacak. Çünkü artık insanlarımızın düzenli bir yaşantısı yok. Yani düzensiz hayat, zor hayat şartları bunlar bizim hasta grubunda hayatı daha da zorlaştıracak.” “Bol Sıvı Tüketmeli” Prof. Dr. Erdal Aktürk özellikle kalp hastalıkları olan kişilerin mutlaka bol sıvı tüketmeleri, ilaçlarını düzenli kullanmaları ve kontrollerini aksatmamaları gerektiğini de vurgulayarak, “Nefes darlığı, göğüs şikâyeti başlayan hastalarımız en yakın sağlık merkezine mutlaka görünmeli. Süreç maalesef uzun bir süreç olacak ve bu süreçte özellikle çadır ve konteynerlerde yaşayan inşalarımız zor günler yaşayacaklar. Yaşadıkları sıkıntıyı en hafife indirme adına mutlak suretle en ufak bir sıkıntıda dahi sağlık merkezlerine gidilmeli” dedi. Read the full article
0 notes
Text
I. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Gerçekleştirildi
Malatya Turgut Özal Üniversitesi tarafından bu yıl ilk kez 5-6 Haziran 2023 tarihleri arasında çevrimiçi olarak düzenlenen I. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu açılışı gerçekleştirildi. Asrın felaketi olarak nitelendirilen ve 11 ilimizi etkileyen 6 Şubat Maraş merkezli depremlerden dolayı yüz yüze eğitime ara verilmesi nedeniyle çevrimiçi olarak gerçekleştirilen sempozyumda; yurtiçi ve yurtdışından sunum yapmak üzere birçok katılımcı yer aldı. Üniversitelerin yanı sıra, geriatri ve gerontoloji konusunda çalışmalar yürüten sivil toplum örgütlerinin de katkı sağladığı sempozyumun, ülkemizde yaşanan deprem felaketi nedeniyle alt başlığı “Afet Gerontolojisi: Afetlerde Geriatristlerin ve Gerontologların İş Birliği” olarak belirlendi. Sempozyumda gündelik yaşam içerisinde yaşlı sağlığı ve bakımı konuları dışında, afet dönemlerinde konuya ilişkin yaklaşımlar; geriatri ve gerontoloji ile afet yönetiminde kamu kurumlarının rolü, diğer disiplinler arasındaki ilişkilerde ele alınacak. 1. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli’nin açılış konuşmaları ile başladı. Konuşmasına sempozyuma katkı sağlayan kurum ve kuruluşlar ile katılımcılara teşekkür ederek başlayan Rektör Bentli, “Geriatri alanlarındaki sağlık hizmetleri son yıllarda hızlı bir şekilde artmaya başlamıştır ve yaşlıların ihtiyaçlarının daha iyi karşılanması için birçok çalışma yürütülmektedir. Ancak bu çalışmaların daha etkili hâle gelmesi için gerontologlar ve geriatrisler arasındaki iş birliği önem arz etmektedir. Biz de Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak bu iş birliğini arttırmak için Türkiye'de ilk gerontologlar ve geriatrisler büyük buluşmasını gerçekleştirecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi. 1. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu’nu başta UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Akdeniz Üniversitesi olmak üzere birçok kurumun desteğini alarak gerçekleştirmeye çalıştıklarını ifade eden Bentli, “28 Mart 2023 tarihinde ilk defa geriontologların da kamu hastanelerinde istihdamı gerçekleşmeye başlamıştır ve bu gelişme gerontologlar ve geriatrisler iş birliği açısından son derece önemlidir. Yaşlıların geriatrik ve gerontolojik hizmetlere daha iyi erişim sağlamalarına çok büyük katkılar sunacak çalışmalar yürütülmektedir. Ancak bu çalışmaların daha etkili hâle gelmesi için gerontologlar ve geriatrisler sağlık, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için sağlık hizmetleri, yaşlı bakımı, beslenme, egzersiz ve yaşlıların hakları başta olmak üzere birçok alanda iş birliği yapabilirler. Yaşlıların sağlık türlerinin, yaşam kalitelerinin ve sosyal hayata katılımlarının artırılmasıyla ilgili geniş çaplı araştırmalar yapmak da biz üniversitelerin asli görevlerindendir. Düzenlemiş olduğumuz bu sempozyumda farklı alanlarda çalışan araştırmacılar, yaşlıların sağlık, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarının daha iyi karşılanması için neler yapabileceklerini tartışacaklardır. Bununla beraber afet gerontolojisi konusunda fikir alışverişinde bulunarak, yaşlıların afet durumunda nasıl korunabileceğini ve ihtiyaçlarını nasıl karşılayabileceği konusunda bir yol haritası hazırlayacaklardır. Ayrıca sempozyum programımızın zengin bilimsel içeriğini, üniversitemizin ve Akdeniz Üniversitesinin tazelenme öğrencilerinin de katıldığı oturum daha da zenginleştirecektir.” dedi. TÜRKİYE DÜNYADA EN HIZLI YAŞLANAN İKİNCİ ÜLKE 1. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu’na destek veren kuruluşlar arasında yer alan UNESCO’nun, Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akif Kireççi, “Kıymetli İsmail Tufan hocama öncelikle çok teşekkür etmek isterim. Biz kendisiyle UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nda yıllardan beri yaşlılık üzerine, yaşlılarla ilgili konularda hem Türkiye'nin bilinçlenmesi Türkiye'deki kamuoyunu bilinçlenmesi hem bilim dünyasının fark etmesi hem de UNESCO nezdinde birçok çalışmalar yürütüyoruz. Kendisini biz gerontolojinin Türkiye'deki öncü isimlerinden birisi olarak tanıyoruz ve bizim komitemizde bulunmasından da çok mutluyuz. 5-6 Haziran 2023 tarihlerinde gerçekleştiriyor olduğumuz bu 1. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu, afet gerontolojisi ve afetlerde gerontolog ve geriatrislerin iş birliği sempozyumuna UNESCO Türkiye Milli Komisyonu olarak biz de destek verdik.” dedi. Sempozyumun Malatya Turgut Özal Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Akademik Geriatri Derneği, Sağlık Bakanlığı, Sağlık ve Sosyal Hizmetler dernekleri, federasyonları gibi kuruluşların ortak destekleriyle hayata geçirildiğini belirten Prof. Dr. Akif Kireççi, “Bu kadar çok paydaşın olmasını da çok önemsiyorum. Çünkü bu konu Türkiye'de çok bilinen bir konu değil. Yurt dışında da çok bilindiğini düşünmüyorum. Çünkü Türkiye’miz dünyada en hızlı yaşlanan ikinci ülke. Zannederim Güney Kore'den sonra Türkler en hızlı yaşlanan toplum olarak tarihe geçmiş durumdalar. Bunun da bize getirdiği birçok problem ve meydan okuma var. Yani sosyal olarak politik olarak ekonomik olarak psikolojik ve psikiyatrik olarak birçok konularda buna hazırlıklı olmamız gerekirken, bu bilinçle bu toplantıların yapılması bizi çok mutlu ediyor ve gerekli olduğunu düşünüyoruz. Önceki dönemde İsmail hocamın hazırladığı bir raporu da biz Paris'te UNESCO Genel Kurulu’nda bütün ülkelerle paylaştık ve orada da herkesin çok şaşırdığını gördük. Yani Türkiye genelde çok genç bir toplum olarak bilinmesine rağmen en hızlı yaşlanan toplum olması birçok Avrupalı, özellikle meslektaşımızı ve UNESCO katılımcısını şaşırtmıştı. Ben bu sempozyumda Türkiye ve dünyadaki geriatri ve gerontoloji ve afet alanında çalışan politikacıları, akademisyenleri ve alanının uzmanlarını bir araya getirmesinden duyduğum mutluluğu da ifade etmek isterim. Buradaki fikir alışverişleri, akademik değişimler, eminim birçok alanda bize daha sonra politika yapımı anlamında da ışık tutacak. Ayrıca bu sempozyum 28 Mart 2023 tarihinde Sağlık Bakanlığı kamu hastanelerinde atanması başlayan gerontologların multi disipliner ekibin bir parçası olarak geriatristlerle ülkemizin yaşlılık döneminde olan ve yaşlanan insanlarına özel sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılmasına da yardımcı olacak iş birliklerinin geliştirilmesi ve toplumumuz için yol haritası çizilmesi açısından çok önemli. Biliyorum ki birçok Asya ve Avrupa ülkesinde de bu konularla ilgili önemli hazırlıklar, sosyal ve kurumsal altyapı çalışmaları da devam etmektedir” dedi. Nüfus yapısındaki hızlı değişim, sağlık sorunları dışında sosyoekonomik ve kültürel birçok zorlukları da beraberinde getirecektir. Sempozyumun gerçekleştirilmesine destek veren Akademik Geriatri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Deniz Suna Erdinçler, sempozyuma ve katılımcılara desteklerinden ötürü teşekkür ederek başladığı konuşmasında istatistiki bilgilere yer vererek ve nüfus yapısındaki değişimlere dikkat çekerek şunları ifade etti: “Türkiye'deki demografi nasıl? Geriatristler ne yapar bunlarla ilgili? Tüm dünyada yaşlı nüfusun sayısı ve oranı gittikçe artmaktadır. Bir toplumda yaşlı nüfusun yüzde 7’den yüzde 10’a çıkması bu toplumun genç toplumdan yaşlı topluma dönüştüğünü ifade eder. Gelişmiş toplumlarda bu demografik dönüşüm 10, 75, 120 yıl gibi bir süre içinde gerçekleşir. Bugünün gelişmekte olan ülkelerde bu dönüşümün 20, 40 yıl gibi daha kısa sürede meydana geleceği tahmin ediliyor. Bu durumda toplumların yaşlanma gerçeğine ve getirdikleri sorunlara daha kısa zamanda uyum sağlamaları gerekir. Nüfus yapısındaki hızlı değişim, sağlık sorunları dışında sosyoekonomik ve kültürel birçok zorlukları da beraberinde getirecektir. Türkiye'de 65 yaş üstü nüfus oranı 1960 yılı sayımlarında %3,5 iken 1990 yılında %4,3, 2000 yılında %5,7, 2022 yılında %9,9’dur. Yani bu projeksiyonlar gösteriyor ki Türkiye aslında en hızlı yaşlanan ülkelerden biri. Türkiye’de hızla yaşlanma, beklenenden de daha hızlı yaşanmaktadır.” Erdinçler konuşmasının sonunda, sempozyumu düzenleyen Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan, UNESCO Türkiye Milli Komisyon Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Kireççi ve emeği geçenlere teşekkürlerini iletti. “Afet Gerontolojisi: Afetlerde Geriatristlerin ve Gerontologların İş Birliği” alt başlığı ile düzenlenen I. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu’na ev sahipliği yapan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alaadin Polat sempozyumun amacıyla ilgili kısa bilgi verdiği konuşmasında şunları ifade etti: “Yaşlılık toplumumuzun önemli bir gerçeği ve demografik bir dönüşümle karşı karşıyayız. Bu nedenle geriatri ve gerontoloji çalışmaları yaşlanma sürecini anlamak, yaşlıların sağlık ve refahını korumak için büyük bir öneme sahiptir. Bu sempozyumda akademik dünyanın ve ülkemizin önde gelen uzmanları, araştırmacılar, sağlık profesyonelleri ve paydaşlar bir araya gelerek yaşlılıkla ilgili konuları ele alacak, son bulguları paylaşacak ve geleceğe yönelik stratejileri tartışacaklardır. Amacımız yaşlanma sürecini en iyi şekilde anlamak ve yaşlı bireylerin yaşam kalitesini arttırmak için gerekli bilgi ve deneyimleri bir araya getirmektir. Geriatri ve gerontoloji, yaşlılıkla ilgili çok çeşitli konular içeren, çok disiplinli bir alandır. Sağlık hizmetlerinden sosyal hizmetlere, psikolojiden fizyoterapiye kadar birçok alanda çalışmalar yapılmaktadır. Bu sempozyumda bu alanlarda yapılan son araştırmalar, klinik deneyimler ve yenilikçi yaklaşımlar hakkında bilgi alacak, güncel trendleri öğrenecek ve bu alanda gerçekleşen gelişmeleri yakından takip edeceğiz. Yaşlılık döneminde bireylerin fiziksel, zihinsel ve sosyal ihtiyaçlarının karmaşık bir kombinasyonu içermektedir. Bu nedenle geriatri ve gerontoloji çalışmaları bireysel düzeydeki yaşlıların gereksinimlerini karşılamak için sağlık sistemlerinde ve toplumda gelişmelerin olmasını sağlamaktadır. Bu sempozyumda yaşlı bireylere daha iyi bir yaşam sunmak için nasıl birlikte çalışacağımıza odaklanacağız.” Geriatri ve Gerontolojiye iki kardeş üniversite olarak katkı vermeye devam edeceğiz. İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay protokol konuşmasında: “Malatya Turgut Özal Üniversitesi bu sempozyumda bir yenilik katarak afet dönemlerini de eklemleyerek gerontoloji ve geriatriyi ele alıyor. Ülkemizde konuya çok geç başlanıldı. Bu konunun ülkemizdeki sahibi, beyni ve öncüsü İsmail Tufan hocamız. Kendisi gerontolojiyi ülkemize getiren, anlatan, bizlerin dikkatini çeken kişidir. Şimdiye kadar ülkemizde 10 kalkınma planın da bu konu hiç gündemde yer almadı. 11. Kalkınma Planı’nda ilk kez yaşlılık konusu ülkemizde kalkınma planına devletimizin programına dahil oldu. Önce sanıyorum ki 12. kalkınma Planı’nda bu konuda çok etraflıca, ülkemizin Türkiye'nin yüzyılı vizyonunda bu konu da önemli stratejik plan çerçevesinde geniş anlamda yer alacaktır. Gerontoloji artık geriatriyle beraber ülkemizde tam bilimsel ve dünya tecrübesini göz önüne alarak ülkemizin yaşlılığa gidişte, sağlıklı, doğru, verimli ve planlı bir yaşlı yönetimi, yaşlılarımıza planlı bir şekilde hazırlık bu çalışmalarla mümkün olacaktır. Bu sempozyumun buna bir katkı olacağını, öncü olduğunu düşünüyorum.” dedi. Kızılay, “Bu sempozyumun hazırlığında katkı veren bütün paydaşlarına ve sempozyumun düzenlenmesini sağlayan kardeş üniversitemiz Malatya Turgut Özal Üniversitesine kıymetli rektörümüz Prof. Dr. Recep Bentli ve ekibine çok teşekkür ediyorum. İsmail Tufan hocamıza ve diğer paydaşlara da çok teşekkür ediyorum. Gerontoloji geriatri konusunda İnönü Üniversitesi olarak biz de şimdiye kadar çok çalışmalar yaptık. Bundan sonra da sistematik olarak devam edeceğiz. Malatya Turgut Özal Üniversitemizle birlikte bu çalışmalarımızı ülkemizi hem insan kaynağı yetiştirmek hem şehrimizin bu alanındaki gelecek vizyonunu oluşturmak için altyapı, insan kaynağı ve planlamasına çok önemli katkıları, iki üniversite olarak vereceğimizi ifade etmek istiyorum.” diyerek sözlerini sonlandırdı. Bugün itibariyle ülkemizde 10 milyona yakın yaşlımız var. Sempozyuma destek veren Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Orhan Koç, “Ülkemizde özellikle gerontolojik ve geriatrik yaklaşım açısından baktığımızda afetlerde ve diğer sosyal hadiselerde çok önemli noktalara geldiğimizi ifade edebiliriz. Özellikle gerontoloji. Bugün ülkemizde üniversitelerde yaygın bir şekilde lisans ve lisansüstü eğitimlerin veriliyor olması ve sahada uygulama alanına da girmiş olmaları açısından ve ciddi manada akademik birikim ve akademik programlarla da bunun desteklenmesi noktasında önemli bir noktaya geldiğimizi ifade edebiliriz. Geriatrinin yandal olarak ülkemizde uzun süredir var olması ve sahada aktif olarak çalışıyor olması, akademik camiada bu konuda yetişen akademisyenlerin sayısının artması ve literatürdeki biriken deneyimlerimizde ülkemize önemli bir noktaya geldik. Tabii ülkemiz yaşlanan ülkelerden birisi ve hızla yaşlanmaktayız. Bugün itibariyle ülkemizde 10 milyona yakın yaşlı olmasına rağmen sadece binde üçü kurumsal bakımda. Henüz toplum içerisinde yaşlılarına bakan bir milletiz ve yine yaşlılarımıza yönelik yaşlı ekonomisi ve yaşlılığın bağımsız yaşam becerisini kazanması, yaşlıların aktif sağlıklı yaşlanması konusunda yaşlılık şurası adı altında 6 başlıkta geniş bir programla uluslararası konuyu ele almıştık. Engelli Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü olarak yaşlanma vizyonu 2030 belgesini ortaya koyarak ülkemizdeki yaşlanmayla ilgili süreçleri yönetecek ve bütün paydaşların katılımıyla bu süreçleri takip edecek bir vizyon ortaya koymuş olduk.” dedi. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Orhan Koç, engelli ve yaşlı kısıtlı, dezavantajlı bireylerin afet durumlarında ilk yardım, kurtarma ve afet sonrası yapılacak işlemler noktasında ciddi oranda çalışmalar yaptıklarını ve sempozyum çıktılarının bu çalışmalara katkı sağlayacağını belirtti. Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Eray Çınar, “Sağlık Bakanlığı olarak 1999 depreminden sonra toplumsal farkındalığın artmasıyla beraber durumsal farkındalık da arttı ve ulusal medikal kurtarma ekibi yapılanması oluşturuldu ve 2004 yılında da aktif olarak göreve başladı. Bu süreçte tabii ki öncelikle önlenebilir can kayıplarını engellemek ve kalıcı sakatlanmaların önüne geçebilmek adına özellikle afetlerde medikal kurtarma anlamında daha profesyonel ekiplerle yol alma gerekliliği ortaya çıktı ve UMKE yapılanmasıyla da bunu sağlık profesyonelleriyle gönüllülük prensibiyle yola çıkarak daha profesyonel bir şekilde afetlerde bu hizmeti sunmaya başladık. İlerleyen zamanlarla beraber sürekli sunulan hizmetler ne kadar özelleştirilebilir, daha fazla topluma ne kadar fayda sağlayabiliriz düşüncesiyle sürekli güncellemelerle yenilemeler yapıldı. Özellikle izlenilebilir grupta yaşlılar, kronik rahatsızlığı olanlar ve engelliler özellikle afetlerde zaten öncelikli grup haline geldi. Bununla ilgili de özellikle bizim de Sağlık Bakanlığı olarak Türkiye afet müdahale kapsamında yapmış olduğumuz bütün afet planlarında özellikle yaşlıları, engellileri, kronik rahatsızlığı olanları ayrı tuttuk.” dedi. Çınar, ülkemizde meydana gelen depremlerde sadece enkaz kurtarması değil, tahliyeler, afet sonrası süreçler; kronik rahatsızlığı olanlar, engelli vatandaşlar ve yaşlı bakıma muhtaç afetzedeler konusunda büyük hassasiyetler gösterdiklerini ve Sağlık Bakanlığı olarak köy, mahalle ve el taramalarıyla yerinde ziyaretlerle açıkta kalan kimse bırakmamaya gayret ettiklerini belirterek, sempozyuma destek sağlayan kurumlara ve katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı. Biyolojik özellikleri gerontoloji ve geriatrinin bilimleriyle çözebiliriz ama sosyal ve kültürel boyutuna da hitap edecek, genel bir anlayış içerisinde bütüncül yaklaşmamız lazım. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan konuşmasına I. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu’nu düzenleyen Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli başta olmak üzere, sempozyuma destek veren kurum, kuruluş ve katılımcılara teşekkür ederek başladı. Selahattin Gürkan konuşmasında şunları söyledi: “Geriatri ve gerontoloji olarak konu bizim dışımızda gibi gözükse bile bizzat belediyelerin içerisinde olan bir konu. Ben olaya bilimsel boyutunun ötesinde sosyal, kültürel boyut itibariyle bakmak istiyorum. Tabii gerontoloji ve geriatrinin Türkiye'de 1970 yıllarda gelişmesi ve bundan sonraki süreçlerde daha hızlı planlama kapsamı içerisine alınmasının tabii ki arzu ediyoruz. Ancak ben hadiselere yaklaşırken bütüncül yaklaşım ki doğrusu da bu olsa gerek diye düşünüyorum. Önce insanı ele almamız lazım. İnsan biyolojik, sosyal, kültürel bir varlıktır. Biyolojik özellikleri gerontoloji ve geriatrinin bilimleriyle çözebilirsiniz, ama sosyal boyutuna hitap edecek kültürel boyutuna hitap edecek genel bir mantalite içerisinde bütüncül yaklaşmamız lazım. Tabii ki biyolojik yaklaşımlarla ilgili bu bilimsel doğrudur. Ama sosyal ve kültürel yaklaşımlarla da eğer toplumu sağlıklı oluşturmak istiyorsak, yaşlılarımızı sağlıklı bir yaşlılık hayatını idame ettirmesini istiyorsak bunlara dikkat etmemiz gerekir diye düşünüyorum. Dolayısıyla nasıl ki hukukta objektif kurallarla sadece yasa, anayasa verilen kararlar olursa nasıl ki yönetimde fazlaca formal yaklaşımla yaklaştığın zaman yönetim kör topal olursa nasıl ki sizin tıbbı bilimde hikayesini dinlemeden yani anamnezi yapmadan sadece tahlil, laboratuvar, kan tahlili ve benzeri muayene türü işler yapmak nasıl ki yeterli olmazsa yaşlı bakımda da gerontoloji ve geriatride bunlara dikkat etmemiz gerekir diyoruz. Yani biyolojik varlığın yanında kültürel ve sosyal boyutu da düşünmemiz lazım. ” dedi. Yaşlılarımız afetleri ilahi bir mesaj olarak algılayarak, teslimiyet içerisine giriyor. 1. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu’nun Malatya'da düzenlenmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek sözlerine başlayan Malatya Valisi Hulusi Şahin, “Sempozyumun özel bir alt başlığı da var. Afet gerontolojisi. Biz malum 6 Şubat merkezli depremlerin odağında yer alan bir iliz. Dolayısıyla bu sempozyumun burada olmasının çok isabetli bir karar olduğunu düşünüyorum. Özellikle de tecrübeler hazır taze iken buradan çok önemli sonuçlar çıkacaktır diye düşünüyorum. Çünkü depremin ilk anından itibaren bizler şunu gördük ki kırılgan gruplar gerçekten o kaotik ortamda en fazla etkilenen gruplar ve bunlarla ilgili hazırlıklı olma noktasında da eksiklerimiz olduğunu gördük. Mesela örnek verecek olursak, büyük bir nüfusun gıda ihtiyacıyla o günlerde o zor günlerde uğraşırken fenilketonüri hastalarının çölyak hastalarının gıda ihtiyaçları bir sorun olarak karşımıza çıktı. Bununla ilgili bir hazırlığımız yoktu. Aynı şekilde barınma ihtiyacıyla uğraşırken yine o günlerde otistik bireyi olan ailelerin özel sorunlarıyla karşılaştık ki bunlarla ilgili de hazırlıklarımız yeterli değildi. Yine aynı şekilde bugünkü konumuz olan yaşlı bakımında da biz o depremin ilk anlarında yaşlılarımızın farklı birtakım psikolojik reaksiyonlar gösterdiğini gördük. Umarım bunlarla ilgili bir çalışma, bu sempozyum içerisinde oluşur ve bunlar ilerideki planlara özellikle afet ve acil müdahale planlarına girer.” dedi. Malatya Valisi Hulusi Şahin, sempozyumun gerçekleştirilmesine vesile olan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Read the full article
#AhmetKızılay#AkifKireççi#AlaadinPolat#DenizSunaErdinçler#ErayÇınar#HulusiŞahin#MalatyaTurgutÖzalÜniversitesi#OrhanKoç#RecepBentli#SelahattinGürkan
0 notes
Text
MTÜ 2022-2023 Akademik Yılı Açılışı yapıldı
Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) 2022-2023 Akademik Yılı Açılışı yapıldı.
61-65. Dönemleri Orman ve Su İşleri Bakanı, 27. Dönem Afyonkarahisar Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Irak Özel Temsilcisi Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun “Akademik Yönetimde Muvaffakiyetin Sırları” konulu Açılış Dersi ile Gerçekleştirildi. Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni, Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun “Akademik Yönetimde Muvaffakiyetin Sırları” konulu açılış dersiyle üniversitenin Battalgazi Konferans Salonu’nda düzenlendi.
2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne 61-65. Dönemleri Orman ve Su İşleri Bakanı, Dünya Su Konseyi Eski Guvernörü ve T.C. Cumhurbaşkanı Irak Özel Temsilcisi Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Malatya Valisi Hulusi Şahin, Büyükşehir Belediye Başkan V. Hasan Demez, Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Savran, Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, Malatya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cemal Noğay, İnönü Üniversitesi Rektörü Ahmet Kızılay, İl Jandarma Komutanı J.Kd. Alb. Ercan Altın, İl Emniyet Müdürü Ercan Dağdeviren ile birlikte üniversitemiz akademik personeli ve öğrenciler katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan tören, üniversitemiz Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Müzik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ender Can Dönmez’in, Sehavet Aliyev (Kabak Kemane), Nivan Kısacık (Nefesli), Burak Ertekin (Piyano) ve solistler Burak Teke ve Gamze Tekin’in kısa müzik dinletisinin ardından, açılış konuşmaları ile devam etti.
Üniversitemiz Öğrenci Temsilcisi Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Muhammed Selman Tekdal ve Ziraat Fakültesi Araştırma Görevlisi ve üniversitemiz İklim Elçisi İbrahim Kutalmış Kutsal birer konuşma yaptılar. Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Malatya Turgut Özal Üniversitesi Prof. Dr. Recep Bentli, devletimiz ve milletimizin yeniden var oluş mücadelesi verdiği bir dönemde çok büyük sorumlulukları olduğunu belirtti. Bentli: “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin artık oyun kuran bir ülke konumuna geldiği ve yeni dünyada söz sahibi olmaya başladığı bütün devletler tarafından sarih bir şekilde görülmekte ve bilinmektedir. Bu durum, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından deklare edilen Türkiye Yüzyılı Vizyonu ile bütün dünyaya ilan edilmiştir. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak bizler de Büyük Türkiye rüyamızın bir kesiti olacak şekilde, yepyeni bir ruh ve heyecanla, aklın ve bilimin ışığında, sorumluklarımızı yerine getirmek üzere üstün bir gayret içerisinde olacağız. İnsan kaynaklarımızı, akademik liyakati gözeterek en verimli şekilde değerlendirmek arzusundayız. Bu değerlendirmeyi ulusal ve uluslararası tecrübelerden en üst seviyede faydalanmak suretiyle yapmayı planlamaktayız.” diye konuştu. Bentli, üniversitelerin bir yandan eğitim öğretim faaliyetlerini yürütürken diğer taraftan AR-GE çalışmalarıyla ürettiği bilgiyi toplumun faydasına sunması gerektiğini; yerel ve evrensel boyutta toplumsal gelişimin ve ekonomik kalkınmanın lokomotifi olma misyonunu da üslendiğini ifade etti. Rektör Bentli konuşmasının devamında: “Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak bizler de bilimin rehberliğinde şehrimize, ülkemize ve hatta tüm insanlığın faydasına katkı sunmak üzere, yeni nesil bilgi ve teknoloji üretimi için gayret edeceğiz. Bütün bu çabaları gösterirken insanı merkeze alan, değişime açık, ortak aklı önceleyen bir üniversite modeli oluşturmaya çalışacağız. İnsan fıtratında var olan öğrenme merakını harekete geçirmek, bütün eğitim kurumlarının temel işlevlerinden biridir. Öğrenme ve eğitilme ihtiyacının farkında olarak üniversitelerin, bu tecessüsü bilgiye, beceriye, inovasyona, patente, iyiye, güzele, doğruya, olumluya ve faydalıya yönlendirmesi gerekir. Üniversiteler, eğitim ve öğretimin olduğu kadar AR-GE faaliyetlerinin de en önemli merkezleridir. Bu bağlamda üniversitelerin akademik kadroları, çalışmalarını yürütebileceği her türlü imkana sahip olmalıdır. Üniversitemizin fiziki gereksinimlerinin yanında özellikle laboratuvar, uygulama alanları ve bilimsel araştırmalara destek noktasında önemli eksiklikleri bulunmaktadır. Bu eksiklikleri gidermek için var gücümüzle çalışmayı kendimize şiar edinmiş bulunmaktayız.
Öte yandan üniversite sanayi iş birliğinin geliştirilmesi ve efektif bir hale gelmesi için çalışmalarımıza başladık. Bunun ilk adımı olarak Malatya TEKNOKENT içerisinde yer almak üzere ortaklık talebimizi ilettik. Böylelikle üretilen bilginin ürüne dönüştürülmesi ve toplumun yararına sunulması yolunda hızlı adımlar atmayı planlıyoruz.” dedi. Malatya Turgut Özal Üniversitesiyle ilgili sayısal verileri de aktaran Bentli, 8 farklı yerleşkede 6 fakülte, 9 MYO, 2 yüksekokulun bulunduğunu, bunların yanı sıra, topluma katkı çalışmaları yapmak amacıyla kurulmuş 11 Araştırma ve Uygulama Merkezine sahip olduklarını; 402 akademik, 369 idari personel olmak üzere toplam 771 personelle faaliyetlerini sürdürdüklerini belirtti. Ön Lisans düzeyinde 3946, Lisans düzeyinde 1998, Yüksek Lisans düzeyinde 211, Doktora düzeyinde 17 olmak üzere, toplam 6172 öğrencinin öğrenim gördüğünü, yabancı öğrenci sayısının 88 olduğunu, bu sayıyı ve ülke çeşitliliğini artırmak amacıyla gerekli çalışmaları yapacaklarını söyledi. Halihazırda üniversitede 21 öğrenci topluluğunun bulunduğunu, öğrencilerin sosyal, kültürel, spor ve sanat alanlarında aktif olması, toplumsal duyarlılığa ve sorumluluğa sahip bireyler olarak yetiştirilmesi amacıyla öğrenci topluluklarını güçlendirecek ve destekleyeceklerini söyledi. Fiziki altyapılarımızı geliştirmeye ihtiyacımız var Malatya Turgut Özal Üniversitesinin 5. kuruluş yılı içerisinde bulunduğunu belirten Bentli konuşmasına şöyle devam etti: “Fiziki alt yapı ve üst yapının tamamlanmamış olması nedeniyle üniversitelerden beklenen bilimsel performansın, nitelikli eğitim öğretimin, sosyal ve kültürel faaliyetler ile topluma katkı çalışmalarının yeterli düzeyde olmadığının bilincindeyiz. Bu toplantıyı organize ettiğimiz ve bütün idari birimlerimiz ile birçok akademik birimimizin bulunduğu alan, Battalgazi Yerleşkemiz, ihtiyacımızı karşılamaya yetmemektedir. Yeşilyurt Yerleşkemizde başlatılmış olan, alt ve üst yapı çalışmalarımız için yeni fiziki yapılar kazanmak adına gerek kamu nezdinde gerekse hayırseverler nezdinde girişimlerimiz devam etmektedir. Fiziki yapılanmayı istenilen düzeye getirirken diğer taraftan; bilimsel alt yapı başta olmak üzere sportif, kültürel ve sanatsal olanaklarımızı da artırabilmek için gerekli girişimleri başlattık. Akademisyenlerimizin bilimsel çalışmalarını yürütebilecekleri teknolojik altyapının sağlanması için önümüzdeki dönem bütçesinden önemli düzeyde kaynak sağlama çalışmalarımız devam ediyor. Bu girişimlerimizden, önümüzdeki süreçte sonuç almayı ümit ediyoruz. İyi olduğumuz yönlerimizi geliştirmek ve eksiklerimizi tamamlamak için oldukça enerjik bir ekip oluşturuyoruz. Enerjimizi üniversitemizin tüm personeline sirayet ettirmek ve böylelikle mensubu olmaktan mutluluk ve gurur duyulacak bir anlayışa yöneltmek için sürekli bir çaba içinde olacağız.” dedi. Malatya Turgut Özal Üniversitesinin yeni yönetimi olarak belirledikleri hedeflerine değinen Bentli, Yükseköğretim Kurulu Kalite Güvence Sistemi rehberliğinde kurumsal kapasitenin iyileştirilmesi amacıyla, akreditasyon çalışmalarını hızlandıracaklarını, mevcut akademik birimlerin müstakil binalarında faaliyetlerini sürdürmeleri için fiziki tesisleri yatırım programlarına almayı planladıklarını söyledi. Bentli konuşmasının devamında: “Üniversitemizin kurucu akademik birimi olan ve halihazırda mezun verdiğimiz Ziraat Fakültesini, bünyesinde yeni bölümler açarak, nitelik ve nicelik olarak büyütmeyi hedefliyoruz. Ziraat Fakültesinin, başta kayısı olmak üzere birçok tarımsal faaliyetin yapıldığı İlimize, önemli katkılar sunacağı aşikardır. Ziraat Fakültesinin uygulama alanının ileride yapılacak çalışmalar için yetersiz kalacağı düşüncesiyle, yeni arazi temin etmek yönünde çabalarımız sürmektedir. Ziraat Fakültesi öncülüğünde bölgenin misyon üniversitesi olma hedefindeyiz” dedi. Prof. Dr. Recep Bentli yeni yönetim olarak hedeflerini sıralarken: “Sağlık bilimleri ve sağlık hizmetleri özelinde, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi ile yakalanmış olan ivmeye bölgesel, ulusal ve hatta uluslararası düzeyde katkı sunacak şekilde, Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi alanında nitelikli bir yapılanmayı hedeflemekteyiz. Bu hedefe ulaşmaya çalışırken sağlığın diğer tüm alanlarında da güçlenerek çalışmalarımıza devam etmek istiyoruz. Mühendislik alanında bölgenin güçlü fakültelerinden birini oluşturmak amacıyla hem nitelikli insan kaynağını hem de güçlü bir bilimsel alt yapıyı inşa edeceğiz. Bu altyapı ile siber güvenlik, yapay zekâ ve ileri malzeme teknolojileri alanlarında etkin bir yer edinebileceğimizi temenni ediyoruz. Diğer akademik birimlerimiz aracılığıyla özellikle sosyal, kültürel, sportif ve sanatsal faaliyetleri toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda şekillendirecek ve organizasyonlara destek sağlayacağız. İktisadi sektörlerin donanımlı ve yetkin ara iş gücü ihtiyacını karşılamak üzere meslek yüksekokullarımızda, 3+1 şeklindeki eğitim modeline geçmeyi ve özellikle tematik meslek yüksekokulları oluşturmayı hedeflemekteyiz. Farklı bilim alanlarındaki akademisyenlerimizin bir araya gelmesini ve multidisipliner çalışmalar yapmasını sağlamak adına tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz.” dedi. Konuşmasının bu bölümünde öğrencilere seslenen Bentli; “Sizleri akademik, sosyal ve kültürel anlamda aklı ve bilimi rehber edinerek, çağın gerektirdiği donanıma ve değerlerimize sahip çıkan bireyler olarak yetiştirmeyi şiar edindik. Sizlerin de bu anlayış doğrultusunda, hayatın her alanında çözüm odaklı yaklaşan, analitik düşünebilen, yeniliklere ve istişareye açık, iletişimi ve etkileşimi güçlü bireyler olmanızı istiyoruz. Sizlerin yeni nesil teknoloji çağına ayak uyduran, politika üreten ve katma değer yaratan bireyler olacağınıza tüm kalbimizle inanıyoruz. Bu şekilde gelişiminiz için kaynaklarımızı seferber edeceğimizi bilmenizi istiyoruz.” dedi. Öğrencilerden TEKNOFEST, TÜBİTAK gibi organizasyonlara daha fazla katılım sağlamalarını ve topluma yararlı faaliyetlerde öncülük etmelerini beklediklerini belirten Bentli, öğrencilerden tüm faaliyetlerinde, her açıdan destekleyeceklerinden şüpheleri olmamasını istedi. Prof. Dr. Recep Bentli akademisyenlere seslenerek: “Yeni dönemde üniversitemize sağlayacağınız katkının artarak devam edeceğini biliyoruz. Sizlerin taleplerini ve ihtiyaçlarını kamu kaynakları elverdiği ölçüde ve hakkaniyeti gözeterek karşılamak için yoğun çaba göstereceğimizi bilmenizi isterim. Üniversitemizin daha güçlü bir yapıya kavuşması adına destek ve önerilerinizi oldukça önemsiyor ve dikkate almaya çalışıyoruz. Katkılarınız ve özverili çalışmalarınız ile üniversitemize güç kattığınızın farkındayız. Kurumsal kültürü oluşturmak ve iyileştirmek hususunda da desteğinizi esirgememenizi rica ediyorum. Sizlerin katkısı ile üniversitemizin, Türkiye ve dünya üniversiteleri içerisindeki yerini daha üst sıralara taşımak için yoğun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Üniversitemizin genç ve dinamik bir yapıya sahip olmasının avantajını kullanarak hedeflerimize beklenenden daha kısa sürede erişeceğimizi düşünüyoruz. Ortaya koyduğumuz hedeflere ulaşmakta sizlerin desteğini hissetmek bizi ayrıca mutlu ediyor, heyecanımızı ve enerjimizi arttırıyor.” dedi. Rektör Bentli, katılımlarından dolayı misafirlere teşekkür ederek, yeni akademik yılın başarı, mutluluk ve huzur dolu geçmesini temennisinde bulunarak konuşmasını sonlandırdı. Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli’nin ardından kürsüye çıkan Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder konuşmasına tarihin, kültürün ve medeniyetin başkenti Battalgazi içerisinde yerleşkesi bulunan Malatya Turgut Özal Üniversitesinin 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katılmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, gelen konuklara teşekkür etti. Güder konuşmasının devamında, 20 yıl öncesine döndüklerinde birçok kurum ve birimde vesayetin hâkim olduğunu, üniversitelerin dört duvarla çevrili, belirli bir kesimin faydalandığı uzak birimler olduğunu, birçok noktada elde edilen özgürlüklerin, üniversitelerde de elde edildiğini belirtti. Bugün artık vicdanı hür, aklı hür, özgür bireyler yetiştirilmesi için üniversitelerin faaliyetlerine katkı sağlamaya devam edeceklerini, ellerinden gelen gayreti, çabayı göstereceklerini belirtti. Malatya Turgut Özal Üniversitesinin 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katılan Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, üniversitenin Turgut Özal’ın vizyonu ile kurulduğunu bu vizyon ile faaliyetlerine devam ettiğini, Malatya’da büyük bir boşluğu doldurduğunu, kısa zamanda kurulan fakülteleri, bölümleri ile emin adımlarla ilerlediğini ve çok daha ileri gittiğini belirtti. Üniversitenin Yeşilyurt yerleşkesinin hızla büyüdüğünü belirten Çınar, belediye olarak bu büyümeye kendilerinin de katkı sağlamaya devam edeceğini belirtti. Gelecekte teknoloji ve tarımın büyük önem taşıdığını, Battalgazi yerleşkesinin tarıma uygun olduğunu, tarım konusunda AR-GE çalışmalarının hızla artacağına olan inancını ifade etti. Çınar, 3 yıl önce kurulan tıp fakültesinin, üniversite için büyük önem taşıdığını, tıp alanında farklılık yaratan bir üniversite olacağına olan inancını belirtti. Öğrencilerden hazırladıkları projelerini kendilerine sunmalarını, bu konuda her türlü desteği sağlayacaklarını söyledi. Malatya Valisi Hulusi Şahin konuşmasına Malatya Turgut Özal Üniversitesi 2022-2023 Akademik Yılı’nın hayırlı ve uğurlu olması dilekleriyle başladı. Batman Valisi iken Ilısu Barajı’nın tamamlanma sürecinde, yer aldığı çalışma grubu içerisinde Prof. Dr. Veysel Eroğlu ile çalışma imkânı bulduğunu, kendisinin vizyonu ve çalışma stilini görme şansına, bahtiyarlığına eriştiğini belirtti. Başından sonuna kadar Ilısu Barajına yaptığı büyük katkılardan dolayı, barajın isminin Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı olarak değiştirildiğini, bunu sonuna kadar hak ettiğini, kendisinin suya dizgin vurma konusunda destan yazdığını söyledi. 1940’lı yıllardan bugüne su ve sulama konusunda Malatya’ya büyük yatırımlar yapıldığını, büyük emekler verildiğini, Malatya’nın bu konuda şanslı bir il olduğunu belirten Vali Şahin, özellikle son 20 yılda yapılan yatırımlarla Malatya’nın tarım arazilerinin ’unu sulayabildiğini söyledi. Yoncalı Barajı’nın da yakında devreye girmesi ile bu rakamın ’e varacağını bu rakamın büyük bir rakam olduğunu ifade etti. Vali Şahin: “Su akar Türk bakar sözünün, Sayın Cumhurbaşkanımızın yol arkadaşı ve onun riyasetinde, Veysel Eroğlu bakanımız ve isimsiz binlerce kahraman sayesinde, artık bugün su akar, Türk onu tutar, sulama yapar, enerji yapar, milli ekonomiye katar hale geldi, bu sayede bugün Türkiye geleceğe çok daha umutlu baktığını” söyledi. Vali Şahin konuşmasını, Malatya Turgut Özal Üniversitesinin 2022-2023 Akademik Yılının hayırlara vesile olmasını dileyerek sonlandırdı. Açış konuşmalarının ardından 61-65. Dönemleri Orman ve Su İşler Bakanı Prof. Dr. Veysi Eroğlu’nun “Akademik Yönetimde Muvaffakiyetin Sırları” konulu açılış dersine geçildi. Eroğlu konuşmasına, Malatya Turgut Özal Üniversitesinin 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılının hayırlara, berekete, güzelliklere, huzura ve verimli çalışmalar yapılmasına vesile olmasını dileyerek başladı. Malatya Turgut Özal Üniversitesinin kurulması önerisi geldiğinde kendisinin de Bakanlar Kurulu’nda yer aldığını söyleyen Eroğlu konuşmasında şunları söyledi: “Turgut Özal Türkiye’ye gelmiş en önemli devlet adamlarından birisidir. Adının bir üniversiteye verilmesi vefa örneğidir. Vefa İstanbul’da bir semt adı olmamalıdır. Malatya ve devletimiz Turgut Özal’a böyle güzel bir vefa örneği göstermiştir. Rektörümüz kendisi çok değerli bir hocadır. Bu vesileyle beni de davet etti, kendisine teşekkür ediyorum, ben de sizlerle buluşmanın mutluluğunu gururunu kelimelerle ifade edemiyorum. Sadece üniversite değil, daha önce burada Kapıkaya Barajı’nı bitirdiğimde, Sayın Cumhurbaşkanımız o dönemde başbakandı, buraya Turgut Özal’ın adını verelim dedi ve bu şekilde bir başka vefa örneği de göstermiş olduk.” Eroğlu, Türkiye’deki en önemli meselenin eğitim olduğunu, hükümetin de bu meseleyi çok iyi bildiğini, geçtiğimiz dönemlerde 7 milyar olan bütçenin, 2023 yılında bu bütçenin 400-450 milyara çıktığını söyledi. Eğitimin büyük önem taşıdığını, gençlerimizin bu konuda en iyi şekilde eğitilmesi gerektiğini, dünyada büyük bir yarış olduğunu, bu yarışta kim gençleri en iyi şekilde eğitirse bu yarışı o kazanır dedi. Eğitimin çok iyi olması için 3 temel şart olduğunu, fiziki şartların birincil şart olduğunu söyledi. Bu konuda devlet olarak büyük destek verdiklerini söyledi. Konuşmasının bu kısmında Rektör Bentli’ye hitaben: “Siz projeyi hazırlayın, biz elimizden gelen desteği vereceğiz, ben bu konuda sizin hizmetkarınızım.” dedi. İkinci husus olarak öğretim görevlilerinin şevk ve heyecanı olduğunu ifade etti. Üniversite yıllarında geç kalan bir hocasıyla anısını paylaşan Eroğlu: “Hocamız derse yarım saat geç kalmıştı, kusura bakmayın evim bombalandı bu yüzden geç kaldım, deyince, ben de o zamanlar asistandım ve inşallah hoca olunca ben de derslerime tam zamanında gireceğim diyerek kendime söz verdim, zaman çok önemlidir.” dedi. Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Hocalarım bana büyük düşünmeyi öğretti, benim 7 T prensibim var, her zaman her yerde uygularım. Tahayyül, yani hayal etmek, bir projenin rüyasını göremiyorsanız onu hayal edemezsiniz; diğerleri tetkik, tahkik, takvim, tatbik, takip ve neticede tamamlama ile her şeyi başarmak mümkün olur. Takvim yani zamanlamayı planlamak çok önemli, zamanlamayı günlük, haftalık, aylık, yıllık yapılmalı, zaman çok hızlı akıp gidiyor, ama zamanı planlarsanız kontrol sizde olur.” Prof. Dr. Veysel Eroğlu, hedefin çok önemli olduğunu, rotası olmayan geminin ulaşacağı limanın olmadığını, büyük devletlerin büyük hedefleri olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdü: “Hedefi olmayan devletler tarih sahnesinden silinir. Tarih boyunca ayakta kalmamızın sebebi, bizim Kızıl Elmamız var. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nin 4 Kızıl Elması var. 2023 Cumhuriyetimizin 100. Yılı, İstanbul’un Fethi’nin seneyi devriyesi 2053, Malazgirt Zaferi’nin 1000. Yılı 2071 ve Devlet-i Ali Osman’ın kuruluşunun seneyi devriyesi 2099, 4 hedef, biz devlet olarak buna kilitlendik Gelecek yüzyıl Türkiye Asrı olacak, pek çok devlet yıkılacak, ama Türkiye ayakta kalacaktır.” dedi. Rektör Bentli’ye seslenen Eroğlu, gönül coğrafyamızın olduğu insanlara borcumuz olduğunu, bu insanların bizleri beklediğini söyleyerek, üniversitedeki yabancı öğrenci sayısının az olduğunu bunun çoğaltılmasını beklediğini ifade ederek, kendisinin davet edilmesinden duyduğu memnuniyeti belirterek konuşmasını sonlandırdı. Malatya Turgut Özal Üniversitesi 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni, Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun üniversitemize yazmış olduğu kitapları hediye etmesinin ve Rektörümüz Prof. Dr. Recep Bentli’nin hediye takdimleri ve toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi. Read the full article
0 notes
Text
Turgut Özal'da Webinar Programı
“Yükseköğretim Kurumlarında Program ve Ders Bilgi Paketlerinin Hazırlanması” konulu Webinar programı gerçekleştirildi. Yükseköğretim kurumlarına yeterlilikler çerçevelerine uygun olarak program ve ders bilgi paketlerinin hazırlanması konusunu içeren webinar programı Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Yükseköğretim Kalite Kurulu Üyesi Sn. Prof.Dr. Tuğba YANPAR YELKEN, MTÜ Kalite Komisyonu, Kalite kurulu ve senato üyelerinin katılımları ile online olarak gerçekleştirildi. Yükseköğretim kurumlarının araştırma ve toplumsal katkı süreçlerini de destekleyen temel faaliyet alanı eğitim ve öğretim olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Yükseköğretim kurumlarının başarısı eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yürütüldüğü programların başarısı ile doğrudan ilişkilidir. Vermiş olduğu mezunların ulusal ve uluslararası alanda istihdamda tercih edilir olmaları, yürütülen eğitim ve öğretim çalışmalarının en büyük başarı göstergesidir. Bu noktada eğitimde başarının temelinde program tasarım aşamasındaki başarının yattığını vurgulamak isterim. Toplumsal taleplere kulak veren, bireysel gelişimi teşvik eden ve bilimsel bilginin gelişimini ve aktarımını planlandıran, yetkinlik temelli programların eğitim öğretim süreçlerinde başarıya giden anahtar unsurlardır.” ifadelerine yer verdi. “Öğreneni ve Sorunu Dikkate Alan Katılımcı Bir Süreç Yönetiyoruz” Malatya Turgut Özal Üniversitesi kuruluşundan bugüne açmış olduğu programlar ile konuyu, öğreneni ve sorunu dikkate alan katılımcı bir süreç yönetildiğini belirten Prof. Dr. Karabulut, “Ülkenin ve bölgenin temel öncelikleri arasında yer alan tarımsal üretim alanında hem teknik bilginin aktarımı hem de uygulama aşamasında karşılaşılan sorunların giderilmesi hedefi çerçevesinde yetkin bireyler yetiştirme amacı ile kurulan ve her geçen gün gelişen Ziraat Fakültemiz, yine öğreneni ve sorunu temel alan Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültemiz ve Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültemiz, teknik bilginin gelişimi ve sorunların çözümünde kullanımı yolu ile konuyu ve sorunu temel alan mühendislik fakültemiz ve mesleki ve teknik eğitim veren 8 ilçede yerleşik meslek yüksekokullarımız bünyesinde eğitim veren programlarımız tasarım aşamasında köklerini biraz önce de ifade ettiğim gibi konudan, öğrenenden ve sorundan almaktadır.” dedi. “Üniversitemiz Sürekli Olarak Kendisini Yenilemekte ve Geliştirmektedir” Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Dünya sürekli gelişim ve değişim içindeyse programlarımızda gelişen teknik bilgi, teknoloji ve çevreye bağlı olarak sürekli değişim içinde ise değişen sorunlar ve talepler çerçevesinde üniversitemiz de sürekli olarak kendisini yenilemekte ve geliştirmektedir. İnovatif, yenilikçi çalışmalar yürüten üniversitemiz de programlarını belirli bir disiplin çerçevesinde sistematik olarak güncellemekte ve gençlerimizi gelecekteki hayatları için hazırlamaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullanarak. “Gençlerimizi sadece mesleğin ilk aşaması için hazırlamamız artık yeterli değildir.” İfadesini kullanan Rektör Karabulut, “Yeni teknolojiler yaşamımızı hiç durmadan değiştirmektedir. Uluslararası değişiklikler günlük yaşamımızı doğrudan etkiliyor. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak biz de çağımızın gereksinimlerini göz önünde bulundurarak her anlamda donanımlı gençler yetiştiriyoruz. Bu anlamda en büyük sorumluluk bizlere düşüyor, siz değerli hocalarımıza düşüyor. Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin her kademesinde görev alan akademisyenlerimiz, çağımızın gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinlikleri ana sınıfından başlayarak öğrencilerine çağdaş yöntem, bilgi ve teknolojileri kullanarak aktarmakta ve onların donanımlı bireyler olarak yetişmelerinde en önemli vazifeyi üstlenmektedirler.” şeklinde konuştu. “Yükseköğretimin Kalbi Programlardan Oluşuyor” Programda sunum yapan Prof. Dr. Yanpar Yelken, “Biliyorsunuz ki Yükseköğretimin kalbi programlardan oluşuyor. Özellikle Eğitim Öğretim boyutu çok önemli. Tabii ki Üniversitelerin pek çok görevi var. En temel görevlerimizden birisi Eğitim Öğretim, bunun yanında Araştırma, Kalite süreçleri, Toplumsal katkı süreçleri, yönetim süreçleri. Eğitim Öğretim dediğimizde aklımıza bölümler ve programlar geliyor. Dolayısı ile Üniversitemizin birimlerini oluşturan programlarımızın çalışmalarının kalite güvencesinin sağlanması çok önemli.” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Yanpar Yelken, “Ne kadar nitelikli ve kaliteli bir eğitim verilirse bu zorlu ve rekabetçi iş piyasasında istihdam şansı artabilir. Çünkü gerçekten iş bulmak artık çok da kolay değil. Gençlerimizi çok yönlü olarak mezun etmemiz gerekiyor. Hatta diplomalar tek başına yeterli olmuyor. Gençlerin kendilerini yetiştirmeleri gerekiyor.” dedi. Mezunlarımızın zorlu ve rekabetçi iş piyasasında İstihdam şansını arttırmak için nitelikli eğitimle mezun yeterliliklerinin kalite güvencesinin sağlanmasının önemine vurgu Yapan Prof. Dr. Yanpar Yelken, Programda öncelikle mezunlardan gelecekteki beklenen yeterlilikler ile yeterlilikler çerçeveleri üzerinde durarak, Yükseköğretim kurumlarında olması gereken program bilgi paketi kapsamını açıkladı. Program yeterlilikleri belirlenirken özellikle ihtiyaç analizi ve paydaş katılımlarının önemi belirtilerek program yeterlilikleri, amaç ve hedeflerinin öğrencilerin program sonunda kazanmaları gerekenlere odaklanılması gerektiğini belirtti. Programdaki derslerin ders bilgi paketlerinin sistematik ve gerçekçi bir biçimde hazırlanması ve görünürlüğü konularına değinen Prof. Dr. Yanpar Yelken, Ders bilgi paketi içerisinde amaç, öğrenme çıktıları, öğrenen merkezli öğretim yöntem ve teknikleri, ölçme değerlendirme ve doğru belirlenmiş öğrenci iş yüküne dayanan kredinin belirlenmesini örneklerle ve uygulamalarla açıklayarak, Ayrıca, üniversitede programların bilgi paketlerinin ve ders bilgi paketlerinin sistemli bir şekilde PUKÖ çevrimlerine göre sürekli gözden geçirilmesi ve iyileştirilme çalışmalarının yapılması gerekliliği üzerinde durdu. Read the full article
#MalatyaTurgutÖzalÜniversitesi#TurgutÖzal'daWebinarProgramı#YükseköğretimKurumlarındaProgramveDersBilgiPaketlerininHazırlanması
0 notes
Text
KARABULUT, “ONLİNE EĞİTİMDE ROL MODEL UYGULAMALAR GELİŞTİRDİK”
Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, üniversitenin 2020-2021 akademik yılı güz döneminde öğretim faaliyetlerinin uzaktan eğitim-öğretim yöntemleri ile yürütüleceğini açıklayarak, “Eğitimlerimiz üniversitemizin kendi yazılım ve sistemi üzerinden yürütülecektir. Yeni bir üniversite olmamıza karşın, günümüzün teknik altyapısı ile imkanlarını kullanma ve bunu öğrencilere ulaştırma konusunda rol model uygulamalara öncülük ediyoruz.” Dedi. Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin 2020-2021 akademik yılı güz döneminde öğretim faaliyetlerine ilişkin olarak yazılı açıklama yaptı. -“Güz dönemi uzaktan eğitim-öğretim yöntemleri ile yürütülecek” Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Malatya Turgut Özal Üniversitesi Senato Kararına göre; Yükseköğretim Kurulu Başkanlığımız (YÖK) tarafından yapılan 13.08.2020 Read the full article
#AysunBayKarabulut#Haber#haberMalatya#haberler#Malatya#Malatyahaber#Malatyahaberi#Malatyahaberleri#MalatyaTurgutÖzalÜniversitesi#MTÜ#OnlineEğitim
0 notes