#KoronaGunlerindeBayram
Explore tagged Tumblr posts
the-mustache-guy-la · 5 years ago
Text
E.8. Korona Günlerinde Değişen Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlamaları Üzerine
Tumblr media
‘‘dünya değişiyor bunu suda hissediyorum bunu karada hissediyorum havada koklayabiliyorum’’
Bu replik birçoğunuza tanıdık gelmiş ve şuan ‘‘Lan nerden hatırlıyorum ben bu cümleleri, vallahi dilimin ucunda, kafayı yiyeceğim.’’ cümlelerini içinizden geçiriyor veya yanınızdaki kişilere içinizi dökme şeklinde yansıtıyor olabilirsiniz. Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği filmi ‘‘Lady Galadriel’in’’ bu monoloğuyla açılıyordu, ki bu monolog içinden geçmekte olduğumuz (geç 20. ve 21. yüzyıl için) olağan dışı günler için de fevkalade geçerli. Salgının başlamasıyla okul ve iş yerlerinin kapanması, evden çalışma, uzaktan eğitim, dizilerin oyuncuların evlerinde çekilmesi vs derken, kimsenin (Nostradamus’un dahi) aklına gelmeyecek değişimleri akıl almayacak bir hızda yaşadık ve alıştık. 
Son birkaç gündür TC’de 23 Nisan kutlamalarıyla ilgili korona salgınının gölgesinde kalan bir tartışmadır gidiyordu, ki bu tartışmaya girmeyeceğim, zira üretkenliği olan bir tartışma olmadığı gibi, bilakis kısır döngü olmaktan bir adım öteye gidemeyen ve gidemeyecek bir tartışma. Fakat, olan hassasiyetleri anlamak da tabii ki mümkün. İnsanlar ders çalışmaya saat başlarında, diyete hafta başlarında, yeni alışkanlıklara ay başlarında başlamayı severler. Bazı sayılar, sembolik olarak, diğer sayılara göre daha anlamlı ve önemli gelir bize. Günde 86400 saniye olmasına rağmen onlardan bir tanesinin yeni günün başlangıcını işaret etmek için kullanılması gibi. Kutlamalarla ilgili tartışmada da insanların hassasiyeti bu noktadan geliyordu. Ortalama insan ömrünü 80 yıl olarak alırsak, hiçbirimiz 23 Nisan 1920′nin 200. yıl dönümünü göremeyeceğiz. Ve 200. yıl dönümü de (sembolik olarak) 100. yıl dönümü kadar özel olmayacak. İnsanların da bu sebeple, halk ve özellikle Devlet tarafından Devletin varlığının da kaynağı olan TBMM’nin kuruluşunun 100. yıl dönümünün hakkının verilerek kutlanması gibi bir istek ve beklentileri vardı. Ve fakat, virüs salgını sebebiyle bir çok alanda olduğu gibi bayram kutlamalarında da ezberbozan değişimler oldu.
Son birkaç gündür gerek Instagram’da, gerek Facebook’ta, gerekse Youtube’da; oyuncu, şarkıcı, edebiyatçı, eş, dost, arkadaş, ve hatta bazı kurumların kendi bayram kutlama etkinliklerini bireysel olarak veya birkaç kişi bir araya gelip organize ettiğini ve duyurduklarını görüyordum. Sabahtan beri de Instagram’da canlı yayınlar, Youtube’a yüklenen Bayram kutlaması için özel çekilmiş içerikler, kendi koltuğunu çocuklarına devreden Youtube içerik üreticileri veya ürettikleri içerikleri bu sefer çocuklardan gelen isteler doğrultusunda şekillendiren yayıncılar. O kadar mutluluk verici ki bu işleri, bu kadar özel bir bayramın bu kadar özel bir yılında görmek ve birince elden şahitlik etmek. 
Unutmamak gerekir ki Tanzimat ile başlayan ve Cumhuriyetle iyice ivme kazananan Türk modernleşmesinin bir amacı da aydın ve bilgiye, ilerlemeye önem veren, inisiyatif ve sorumluluk almaktan korkmayan, gerektiğinde harekete geçmeye hazır vatandaşlar yetiştirmekti. Salgın sebebiyle birçok kutlama töreninin yapılamayacağı duyurulduktan sonra insanların tam da Türk modernleşmesinin arzuladığı vatandaşlardan beklenecek şekilde ‘‘Pekala, bu koşullarda alıştığımız tarzda kutlamalar olamayacaksa, biz de kendi elimizden geldiğince programlar organize ederiz ve yine de bu bayramı kutlarız.’’diye inisiyatif alıp gerekli organizasyonları tamamladıklarını gördük. Ve bugün Korona Günlerinde TBMM’nin açılışının 100. yılını Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dahilinde, halkın kendini organize etmesiyle kutlamış olduk ve halen de kutlamaya devam ediyoruz. Tahminimce Türk modernleşmesi için çalışan gerek Devlet-i Âliyye gerekse Türkiye Cumhuriyet’i bürokrat ve yönetici kadroları bu halkın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları için yaptıklarını ve kendi bağımsızlığının en önemli sembollerinden biri olan bu bayramı nasıl sahiplendiklerini görseler pek mutlu ve müsterih olurlardı.
Bu sene ki kutlamalara bu içgörü dahilinde bakacak olursak ve biraz da Polyanna olursak, aslında ezberbozan kutlamalar olması ve çoğunluğu halkın kendi inisiyatifiyle hazırlanan kutlamalardan oluşan 100. yıl şenlikleri belki de salgın olmasa yapılacak olan kutlamalardan çok daha 100. yıla yaraşır kutlamalar oldu... Kim bilebilir...
Şimdi bu akşam saat 9′da yıllardır yürekten tek bir ses olarak bütün vatandaşlar olarak söylediğimiz, İstiklal Marşını balkonlarda seslendirmeyi de unutmayalım. Hatırınıza getiriniz ki, bugün İstiklal Marşını söyleyebilir olmamızı sağlayan koşulların oluşması da, 100 yıl evvel bugün kurulan mecliste yakın tarihimizdeki en büyük kriz dönemlerinden biri süresince alınan hızlı ve doğru kararlar sayesinde oldu.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu ve Mutlu Olsun. Mustafa Kemal Atatürk ve gerek Türk Bağımsızlık Savaşında gerekse Türk modernleşmesinde farklı cephelerde aynı hedefe ulaşmak için çarpışmış silah ve kalem arkadaşlarını da sevgi, hasret ve saygıyla anıyorum.
Sağlık ve keyif sizlerle olsun. Evde kalın.
~tmg
0 notes