#Konsolosluk
Explore tagged Tumblr posts
Text
Konsolosluk Faturası (Consular Invoice) Nedir?
Continue reading Konsolosluk Faturası (Consular Invoice) Nedir?
View On WordPress
0 notes
Text
ay bu arada kocamın evin önünde amerika bayrağı vardı onun evine taşınınca gidip bi de türk bayrağı almış sürpriz
evimiz küçük konsolosluk binası gibi gözüküyo artık bayılıyorum ahahah
28 notes
·
View notes
Text
Yurt dışında yaşayan aziz vatandaşlarım
Önceki iktidar sahipleri yıllarca sizleri görmezden geldi, sadece döviz ihtiyacı olduğunda sizi hatırladı.
Biz ise her sıkıntınızda yanınızda olduk, pek çok sorununuzu çözdük, haklarınızı teslim ettik.
Peki bundan sonra ne yapacağız?
TOKİ vasıtasıyla sizler için özel konut projeleri üreteceğiz.
Aile ataşeliklerimizin ve gezici konsolosluk hizmetlerimizin sayısını arttıracağız.
Yurt dışında yetişmiş nitelikli beyinlerin ülkemizde istihdam edilmelerini sağlayacağız.
Parlamentoda sizlerin temsiline ağırlık verecek, taleplerinizin karşılanmasını temin edeceğiz.
Yurt dışı borçlanması yoluyla emekli olanlara yurt dışında tam zamanlı çalışma hakkı tanıyacağız.
Mobil cihazların Türkiye’de kayıtsız kullanım sürelerini sizler için 180 güne çıkartacağız.
Türkiye’ye getirdiğiniz araçların tekrar girişi için, yurt dışında kalma şartını 30 güne düşüreceğiz.
Askerlik yapanların ikili anlaşmalar çerçevesinde vatani görevlerinin Türkiye’de de tanınmasını sağlayacağız.
Yurt dışında yaşayan 10 bin gencimizi her yıl ülkemize getireceğiz.
Ülkemizin dünyadaki temsilcisi olarak gördüğümüz siz kıymetli vatandaşlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Biriz, iriyiz, diriyiz. Sizlerle birlikte Türkiye’yiz.
Türkiye Yüzyılı’nı inşallah “Güçlü Türkiye Güçlü Diaspora” şiarıyla beraber inşa edeceğiz.
Bunun için, sizlerden sandıklara koşmanızı, 14 Mayıs’ta yine bir destan yazmanızı bekliyorum.
“SEN VARSAN TÜRKİYE
98 notes
·
View notes
Text
Adalet Bakanı Tunç'tan "Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu" sorusuna:
Gündem Filistin arkadaşım....!!!!!
.....Adam Somali'den geliyor , görevi nedir bilinmiyor, Somali Cumhurbaşkanının oğluymuş konsolosluk arabası ile Kuryeye Yunus Emre Göçer'e çarpıp ölümüne sebep oluyor.
Nasıl bir gücü ve forsu varsa varsa göz altına bile alınmaya gerek görülmüyor, kaş ile göz arasında Türkiye'den ayrılıyor.
Türk vatandaşı olarak SİNEK kadar değererimiz, yok diyeceğim ama SİNEĞE sayğısızlık olur
İyi akşamlar
13 notes
·
View notes
Text
İngiliz Lord’unu asan Mutasarrıf *Nazım Paşa*
----Mersin'e dair tarihi bir hikaye:
1900 lü yılların başı...
Yer Mersin.1860 lı yıllarda başlayan Amerikan iç savaşı sonrası Çukurova’da pamuk üretimi başlar ve Mersin Çukurova'nın ihracat ve ticaret merkezi haline gelir.
Şehirde 12 konsolosluk ile çok sayıda yabancı acenta ve temsilcilikler vardır.
Bir çok yabancı işadamı yaşamakta ve ticaret yapmaktadır. Yoksul ailelerin çocukları ise hamallık yaparak, yoğurt pazarından (bugün hala Yoğurt Pazarı olarak mevcuttur) veya limandan alışveriş yapanların yüklerini taşıyarak ailelerine katkıda bulunmaktadır.
12 yaşındaki Memet de bunlardan biridir. Mersin'de yaşayan İngiliz Lord Thompson, birgün yurt dışından gelen eşyalarını taşıtmak için Memet’i çağırır. Memet, eşyalar çok ağır olduğu için ilk anda kaldıramaz, fakat çevresindekilerin yardımıyla yük Memet’in sırtına yüklenir. Lord’un malikhanesinin taş avlusuna taşır yükü.
Mehmet parasını ister.
Fakat lord ödemez parayı...
Memet ısrar edince de elindeki topuzlu bastonla Memet'in kafasına vurur ve Memet beyin kanamasından oracıkta ölür.
---O sırada Mersin'in başında yönetici olarak mutasarrıf *Nazım Paşa* bulunmaktadır.(Mutasarrıf, Vali ile aynı yetkilere sahip idarecidir)
Nazım Paşa olayı duyunca derhal lordu makamına çağırır.
Lord suçunu inkar etmez.
Osmanlı kanunlarına göre cezası ölümdür, fakat lord İngiliz olmasına güvenir ve kapitülasyonlar uyarınca kendisine yargılama yapılamayacağını söylemektedir. Fakat Nazım Paşa lordu derhal tutuklatıp, mahkemeye gönderir
--Olay İngiliz konsolosluğu aracılığıyla, Mersin açıklarında bekleyen İngiliz savaş gemisine ve İstanbul'a akseder.
İngiliz savaş gemisinin komutanı lord serbest bırakılmazsa, Mersin'i bombalayacağını söyler. Nazım Paşa bunun üzerine şehirdeki yabancıların, Mersin dışına çıkışını yasaklar.
Lordu hızla mahkemeye çıkarıp, idam kararı verir. Bugünkü Yoğurt Pazarı meydanında darağacı kurdurup asar...
Ayrıca savaş gemisinin şehri bombalaması halinde tüm İngilizleri asacağını söyler. Böylece şehir bombalanmaktan kurtulur.
Konu padişah 2. Abdülhamit'e aksettiğinde artık çok geçtir.
Lord asılmıştır. Nazım Paşa birkaç yıl öncesinde de Avusturya baş konsolosunu kovmuştur. Yani saray nazarında vukuatlıdır.
--Abdülhamit'e İngilizler tarafından, Nazım Paşa'nın cezalandırılması yönünde
büyük baskı vardır. Abdülhamit bunun üzerine, Nazım Paşa'yı bir liman ve ticaret kenti olarak dış dünyaya açık olan Mersin mutasarrıflığından alır ve *Kayseri mutasarrıflığı*’na atar..
İşte 12 yaşındaki bir çocuk için, gözünü kırpmadan İngiliz lordunu asan, şehrin bombalanması tehditlerine dik durarak gerekli cevabı veren o *Nazım Paşa*
Saygıyla.
9 notes
·
View notes
Text
yanlışlıkla aldığım Amazon Prime'da iyi filmler varsa seyredip bitireyim (aylar oldu) diyerek yüksek bir beklenti olmadan izledim. müstehcen bir giriş yapsa da film bir noktadan sonra mükemmel bir hal alıyor.
Ramazan günü böyle bir paylaşım yapma sebebim ise filmin sorguladığı din algısından ziyade ekşisözlükteki şu efsane yorum oldu
************************
daha ilk sahnesinde bu çocuğa kızar mısın, yoksa onu sever misin diye adamı ikileme sokan film hemen ardından siyah üstüne koyu kırmızı harfleri bembeyaz diye çakıyor jeneriğe. ikilem mi, bemmibeyaz, koyu kırmızı ha ne falan derken henüz bilmiyorsunuz, çift yarık deneyini, cebriyeyi ve dahi allahın iradesini.
çift yarık deneyinin ne olduğunu ve filmde nasıl kullanıldığını anlamak filmin alt metinleri için hayati önem taşıyor. çok karışık sonuçları var bu deneyin ve hala gizemini de korumakta ama kabaca foton biz onu özellikle gözlemlemeye çalışmazsak dalga, gözlemlemeye kalktığımızda ise parçacık gibi davranıyor. dahası, ertelenmiş seçim deneyi ile biz sonradan gözlemlesek bile foton parçacık gibi davranıyor. yani henüz gözlemlenmeden gözleneceğini biliyormuş gibi davranıyor. tek yarıkla aynı deney yapıldığında ise herşey normal. işler çift yarıkta tuhaflaşıyor. iki kişinin bildiği sır değildir. :)
yani süperpozisyon denen bir olasılıklar denizi var ve bir şekilde varlığımızla, ya da gözlemimizle, ya da farkındalığımızla o olasılık denizini tek bir damlaya dönüştürüyoruz. superpozisyonu külli iradenin (allahın iradesi) bir fonksiyonu, gözlemimizi de cüzi iradenin (kulun iradesi) bir fonksiyonu gibi değerlendirirsek, islamiyetteki kader inancı için çok iyi bir açıklamamız oluyor.
dediğim gibi çok karmaşık ve gizemli ama filmden gidersek, mesela hoca önde oturan ali ile arkasında oturan halil'in kağıtlarının aynı olduğunu farkediyor. fotonları gönderdik çift yarığa, ışık dalga fonksiyonunda. bir kopya vakası var. hoca kopya çekenin arkada oturduğu için halil olduğuna kanaat getirdiğinde, dalga fonksiyonu çöküyor. hocanın cüzi iradesi devreye girdi, tüm diğer olasılıklar elimine oldu. hoca kağıtların aynı olduğunu farketmeyebilir, farketse bile görmezden gelebilir, ya da kopya çekenin halil olduğuna kanaat getirmeyebilirdi.
halil kopya çekti diye hoca vural'ı okula çağırdı. vural, halil'in kopya çektiğine inandı ve paaaaaat! tokadı patlattı halil'e. ışığın dalga fonksiyonu çöktü, vural'ın cüzi iradesi devreye girdi, diğer tüm olasılıklar elimine oldu. vural inanmayabilir, inansa bile önemsemeyebilir, hiç ilgilenmeyebilir, ya da halil'e inanabilirdi.
halil yemin ederim diye başlayarak kopya çekenin arkadaşı ali olduğunu anlattı. ışığın dalga fonksiyonu çöktü, halil'in cüzi iradesi devreye girdi, diğer tüm olasılıklar elimine oldu. halil babası tokat atmadan önce kopya çekenin kendisi olmadığını söyleyebilir, tokadı yedikten sonra kopya çekenin ali olduğunu söylemeyebilir, odadan kaçabilir, ya da yemin etmeyebilirdi. yemin ettikten sonra yalan söylemediğine filmin ilerleyen sahnelerinin birinde bir kez daha tanık olacağız.
üç farklı gözlem, üçü aynı kaynaktan çıkan fotonlar, aynı çift yarık düzeneğinden geçerek, arkadaki perdenin apayrı yerlerine düşüyorlar. filmde superpozisyondaki dalga fonksiyonu bir karakterin cüzi iradesiyle çöktüğünde genellikle sert bir ses çıkıyor. tokat sesi, camın kırılması, zilin sesi, silah sesi, odun kırma sesi. burada izleyiciye haber veriliyor, bak dikkat et cüzi irade devreye giriyor, dalga fonksiyonu çökecek diye.
sonay amerika'ya vize için başvururken, kartal gezenoğlu'nun elektrik süpürgesinin sesi bastırır konsolosluk memurunun sesini. kartal süpürgeyi kapattığında, memurun sesi gürültüden arınır, anlaşılır hale gelir. bu sefer dalga fonksiyonuna ışık değil ses dalgalarıyla gönderme yapılmıştır.
vural beyaz ile babası dükkanda. foton color. :) ibrahim baba, sonradan alkollü araç kullanırken ölümüne sebebiyet verdiğini öğrendiğimiz vural'ın annesinin fotoğrafının olduğu çerçevenin tozunu alırken ne soğuktur yahu der kendi kendine muhtemelen karısının mezarını kastediyordur. daha sonra her birinin metafor olduğunu anlayacağımız böcek, soğuk ve kardan bahsederler. böcek dışarısı soğuk olduğu için dükkana girmiş ve vural onu dışarı atmıştır, o nedenle kapı açılınca dükkan soğumuştur, kar da bir yağsa soğuk kesilecektir. vural babasına sigara konusunda yalan söylemiş ve böcekten bahsetmiştir. ileride de nerede böcek görsek vural'ın inandırıcılığının sarsıldığı bir durum söz konusu olacak. soğuk, ölümdür, suçtur, pişmanlıktır, cebriyedir ve sürekli olarak çok soğuktur mahalle. kar ise bir yağsa, soğuk kesilecektir ama yağmamış gitmiştir. birden duvardaki çift yarığı görür vural, kamera döner yarığa bakan vural ile babası, tıpkı çift yarık gibi görünmektediler. biri biraz daha uzun biri biraz daha kısa. soğuktan olmamıştır o yarıklar ve bir usta gelip tamir etmelidir. vural dünyanın masrafı çıkar ben yaparım der, babası ısrar eder "böyle dükkan olmaz ya" :) bu çift yarık deneyindeki acayiplikler ortaya ilk çıktığında da pek çok bilim adamı böyle fizik olmaz ya demiştir eminim. en azından benezr bir acayipliğe einstein'ın "mesafeler arası korkunç olay" dediğini biliyoruz.
babasıyla vural arasındaki ilişki önemli. ibrahim, vural için tipik bir rol model, baba figürü. otorite, itaat, dürüstlük, din, tevazu, hakkaniyet, vatan, millet, sakarya hepsi var. üstelik vural annesiz büyümüş, yani baba etkisi daha da genişlemiş. vural'ın babası alkollü araç kullanırken trafik kazasında annesinin ölümüne sebebiyet vermiş üstelik. yani vural bilinç düzeyinde babasını affetmiş ve otoritesine itaat etmiş.
sonay foton color'a girer ve vize için çektirdiği vesikalıkta kulakların tam gözükmediğini söylediklerini söyler, vural ile bakarlar, vural gözüküyor der, sona gözükmüyor dediler der, vural ama gözüküyor der, sonay gözükmüyor dediler der. ama dalgaaaa, parçacık dedileeer. :) allah allah niye böyle yapıyorlar acaba ya :) bir daha çekelim o zaman sorun yok. allah allah niye böyle yapıyor acaba ya bu fotonlar :) bir daha deneyelim o zaman sorun yok :) kulaklar gözüksün diye sonay'ın saçlarını arkaya atarken de statik elektrik çarpmasın mı bunları :) necip çağhan özdemir alt metinde çok eğleniyor. vesikalık fotoğrafı da vize başvurusu sırasında görmüştük, yani kulak görünüyor da dersin, görünmüyor da dersin öyle bir fotoğraf :) daha sonra bilgisayarda sonay'ın bir vesikalık fotoğrafına daha bakıyor vural ama bence bu iki fotoğraf aynı değil. bilgisayarda biraz daha gülümsüyor sonay. ah foton color ah :)
cuma namazından çıkışta, vural sonay'ın evine gidiyor, karısını aldatırken şahitlik etmesin diye boynundaki muskayı çıkarıyor. sevişmelerinden sonra öğreniyoruz ki, bu illk sevişmeleri değil. sonay'ın da annesi yakın zamanda ölmüş, o da kimsesiz kalmış kartal gibi. kimsesizler, edilgen temizlik işçileri oluyor galiba hep ibrahim baba'nın diyarında. yalnızlığını bastırdığı iki sevgilisi var sonay'ın. biri vukuatlı tabancaların, kanlı muştaların adamı bir var bir yok :) bekir uğur, diğeri bizim alnı secdeye değmiş iyi aile babası vural. dalgaaaaa, yok yok parçacık. :) ah foton color ah.
sonay ibrahim baba diyarından müşteki, sam amca'nın diyarına gitmeye çalışıyor. çünkü bekar bir hamile ve bekar hamilelere iyi davranmıyorlar ibrahim babagil. burada temizlikçilik yapacağıma orada temizlikçilik yaparım diyor. vural soruyor sonay'a sen niye amerika'ya gitmek istiyorsun, benden mi kaçıyorsun, bekir uğur'dan mı diye, sonay ibrahim baba diyarından diyemediğinden lafı değiştiriyor. vize çıkarsa hamile olduğunu filan vural'ın bilmesi gerekmeyecek.
vural, karısı, oğlu ve babası ile yemek sofrasında mutlu. tam bir numunelik makbul aile sofrası. tam baba figürünün istediği gibi. ekmek kırıntılarını topluyor vural, masada kırıntı kalmasın çok günah, doymamış, daha istiyor. gusül abdestini aldıktan sonra yatakta karısı halil'e bir kardeş daha yapalım filan derken vural'ı kaçırıyor bir kez daha günaha. vural dişimi fırçalayacağım diyip kartal gezenoğlu'nun yanına meyhaneye gidiyor. yolda sigara içiyor. :)
meyhanede öğreniyoruz ki, kartal ile vural çocukluk arkadaşı, ailecek görüşüyorlar, hatta kartal kimsesiz, vural'ın babası babalık yapmış. kartal'gilin çocuğu olmuyor. kader kısmet işte. kartal geceleri eve çoğunlukla gitmiyor, kartal'ın karısı şikayetçi. vural da yakışıyor mu oğlum sana diye fırça atıp, eve götürmeye gelmiş meyhaneye, rakı içmiyor. ibrahim baba, kartal içki içip namaz kılmadığı için çok beğenmiyor ama o da alkollü araç kullanırken hanımının ölümüne sebebiyet vermiş, altı ay hapis yatmış ve tövbekar olmuş.
meyhane çıkışı filmin en incelikli sahnelerinden birini izliyoruz. kartal'ın yakın çevresi her şeyini herkes biliyor ya kartal'ın içi dışına çıkyor. kartal bir evin duvarına kusarken, vural da işemeye kalkıyor. vural'ın cümlesi süper: "lan oğlum öyle bakınca yapamıyorum, önüne baksana yaa." cevap, ondan da süper: "benim adım kartal oğlum, ben her şeyi görürüm." geldik mi yine çifte yarık deneyine. :) necip çağhan özdemir alt metinde eğlenmeye devam ederken, kartal'ın çocuksu karakterine tezat vural'ın sinsi karakterini bir çırpıda kolayca, hem de sarhoş kartal'a çocuk gibisin lan vural dedirterek anlatıveriyor. kimse görmüyorsa, vural sigara içebiliyor, sokağa işeyebiliyor ve yalan söyleyebiliyor ama bir gözlemci varsa hemen dalga dönüşüyor parçacığa. kimsesiz kartal'a da ibrahim babalık yapmış ama aynı baba figürü, kartal'ı samimi, çocuksu, günahlarını açıktan açığa yaşayan biri yaparken, vural'ı sinsi, yalancı, bencil biri yapmış. dalgaaaa, yok yok parçacık. :) ah foton color ah. :)
vural ile halil sigara almak için bakkala giriyorlar. halil bakkalın para üstünü çalınca, kimse görmese allah görür oğlum diyor vural ama tavla oynadığını, sigara içtğini babası görmesin istiyor, hatta sonay'la seviştiğini muska görmesin istiyor, o derece. halil'in de yemin ettikten sonra doğruyu söylediğini bir kez daha görüyoruz.
vural, foton color'da bir müşterinin vesikalık fotoğrafını çekerken sonay cepten arıyor. vural meşgule veriyor, bu sefer dükkanın sabit telefonundan arıyor. babası telefona bakmasın diye vural bakıyor ve arayan esnaf arkadaşı mahmut'muş gibi davranıyor.
vural sinirleniyor sonay'a, sonay'ın evine gidiyor. kızıyor babamın yanında niye beni arıyorsun. sonay ağlıyor, vize başvurusu reddedilmiş. artık hamile olduğunu söyleyip vural'a iyice yamanması lazım ama vural babasının yanında telefon açtı diye bile sinirleniyor hala. üstelik sonay'ın derdini bile dinlemeden babam dükkanda yalnız gitmem lazım diyince sonay'da şalterler atıyor. ibrahim baba diyarından kaçamıyor, vural'a yamanamıyor, bekir uğur zaten umutsuz vaka, çocuğu aldırmak da yasak, üstelik çocuğu doğurmak istiyor zaten. sonsuz olasılık barındıran superpozisyondan sonay'a bir pozisyon çıkmıyor, sonay'ın cüzi iradesi devreye giremiyor. vural'ı evden kovuyor ve intihara kalkışıyor. cüzi iradesini tam bu şekilde devreye sokacekken, vural mani oluyor. sonra vural'la aralarında hülasa şöyle bir diyalog geçiyor.
- bu hayatta düzeltilemeyecek, çözülemeyecek hiçbir iş yoktur - ben hamileyim, - benden mi? - senden. - yemin et. - yemin ederim. - ahh canım benim, canını sıktığın şeye bak, aldırırız. - aldramayız, 11 haftalık, yasak. - ya ben hallederim. - olmaz, doğuracağım çocuğu. sen de babana, karına gerçekleri anlatacaksın. - anlatırım, kader buymuş. dıkşııııııııııııın
duydunuz silahın sesini, yine girdi devreye cüzi irade, çöktü gene dalga fonksiyonu. kader bu değilmiş, allah'ın zoruyla kaderi yaşamaya razı olmak yerine cebriye'yi öldürebiliyormuşuz.alın yazısına cebriye'nin kanı sıçrayabiliyor, alın yazısını örtebiliyormuş.
vural, bir yandan inanç krizi yaşayıp, bir yandan da katil olmanın şokunu yaşarken, bu hayatta düzeltilemeyecek, çözülemeyecek hiçbir iş yoktur, intihar süsü verir kurtulurum diye düşünüp, bunu uygularken, seyirci olarak ben de aha öldürdü kızı, şimdi ne olacak, bıraksaydın zaten intihar edecekti, şimdi intihar süsü vermeye kalksan, elin de eldivenli parmak izin yok, ama kurşunun girişinden falan anlaşılır gene adli tıpta ama dur bakalım nasıl ilerleyecek falan diyorken, duyduk zilin sesini. ding dong. sonay'ın komşusu cüzi iradesini devreye soktu, silah sesini duyup, sonay'a bakmaya geldi. bakmasana oğlum kapının dürbününe içeride biri olduğunu anlayacak, iyi iyi anlamadı, dönüp gidiyor, yine çıktı kara böcek, vural inandıramayacak komşuyu, gördün mü gitmedi döndü geri, bir daha çalıyor zili, bu defa daha şiddetli çalıyor, aha kapıya da vurmaya başladı, yandın oğlum vural derken, pes etti komşu. tam rahatlarken, komşu bizim kartal'ın masaja gittiği ceylan çıkmasın mı? sonay öldürülürken kartal da üst kattaymış ya. sesin silah sesi olduğuna inanmadı herşeyi gören kartal'ım, bir şey düşmüştür filan diyor. evinin penceresineden gördü ama komşu vural'ı apartmanın sokağındaki şüpheli halini. olsun bilmiyor ki, vural'ın kartal'ın arkadaşı olduğunu.
necip çağhan özdemir neredeyse sıfır diyalogla, ağır ağır ilerleyen sahneleriyle beni vural'ın gerilimine ortak etmeyi başardı. yanında inanç krizi ve adam öldürmenin şoku da bonus. şimdi bu sahneler uzun mu kısa mı, yavaş mı hızlı mı? emin misiniz?
eve döndü vural, abdestini aldı, günahını temizledi, allaha sığınıp namazını kıldı, yattı, hasta uyuyor taklidi yapıyor. babasıyla iletişim kurmaya hazır değil daha. abdest, namaz yetmedi tabii, içi içini yiyor, kabuslar içinde fırlıyor yataktan. güneş doğmuş, kartal sahilde balıktadır şimdi. onun yanına gideyim.
yine çok soğuk hava. kalın giymek gerek, kar yağacak diye her yerde bas bas bağırmalarına rağmen, kar bir türlü yağmamış. bu soğuk içinden geçer adamın, zatürre eder. vural'ın üzerinde yine açık kahve paltosu var. babasının bilmesini istemediği tüm eylemlerinde vural açık kahve paltosunu giyer. sonay'ın evine o paltoyla gider, meyhaneye o paltoyla girer, sigara almak için markete o paltoyla girer,. vural da zaten zatürre olmamak için kalın giyinmiş. ibrahim baba soğuğundan korunmak için kartal'dan babasına yalan söylemesini istemek için gelmiş balığa, kartal'ın yanına: cinayet saatinde vural, kartal ile birliktedir. ibrahim baba bu, sorar durur susmaz, vural da kartal'laydım demiştir.
kartal mahalledeki bir intihar olayını anlatmaya başlar vural'a. onun bir tanıdık vardır o apartmanda oturan. bir ses duyup aşağı inmiş, kapıyı çalmış açan olmamıştır. iki saat sonra bir daha aşağı inip, kapıyıı çalmış, yine açan olmayınca polise haber vermiş. polisler gelip kapı açılınca, kızın intihar ettiği anlaşılmış, kafasına sıkmış kız, beyni filan hep akmış gitmiş. mahallede hemen dedikodu başlamış, kız orospuymuş, dostuymuş falan ama meğer milletin evine temizliğe gidiyormuş. vural kedi olalı bir fare değilse de, balığı tutmuştur. intihar diyorlar işte!
babasıyla yine dükkanda boş boş oturup yüzüğüyle oynarken, bilgisayardan sonay'ın vesikalık fotoğrafına bakıyor vural. yüzük masada ilerliyor, tam masadan düşecekken vural tutuyor. yüzük bir güzergahta yine yalpalaya yalpalaya ilerliyor, tam masadan düşecekken vural tutuyor, bu defa yüzüğü masanın dışına doğru itiyor ve yüzük yere düşüyor. ibrahim baba ters ters bakarken, içeri iki kişi giriyor. ibrahim baba buyrun derken, vural da bilgisayardan sonay'ın fotoğrafını kapatıyor: "cinayet bürodan geliyoruz, bir iki soru soracağız." hayırdır inşallah :) ben dedim ama intihar olmadığı adli tıpta anlaşılır.
çaylar eşliğinde hoşbeşten sonra ki, o hoşbeş de hiç ummazsın çaya attığın şeker yüzünden şişkonun teki olursun, her şüpheyi kovalamak cinayet büro polisinin görevi, işte o kadar şeker attığının farkındasındır da farkında olmamayı seçmişsindir filan gibi göndermelerle dolu bir hoşbeş, konuya girer ekrem komiser: "iki sokak arkada genç bir kadın öldürülmüş."
adli tıbba kalmadan anlamışlar, alnına sıçrayan cebriye kanını lavaboda temizlerken orada kan izleri bırakmış vural beyaz. ibrahim baba'nın aklına hırsızlıktan sonra fuhuş geliyor, yalnız bir kadın diyince. boşa demiyorum, mahalle, ibrahim baba diyarı. yine çok eğleniyor necip çağhan özdemir alt metinde: "cebriye ne yaa, cevriye'dir o." sadece eğlenmiyor tabii, meraklısına ipucu bırakıyor bir yandan. sonay vize için başvuru fotoğrafını foton color'da çektirmiş de, fotoğraf çektirmek için dükkana geldiğinde yalnız mıymış, açık kahverengi paltolu birisi de var mıymış yanında?
vural beyaz, bir an önce kurtulmak için, ıssız bir köprü altına gidip açık kahverengi paltosunu yakıyor ve üşüyerek eve dönüyor. filmi ilk seyrederken aaa gerizekalı yanına başka palto götürmemiş mi üşüye üşüye eve gidiyor dedim ama sonra o üşüye üşüye gittiği sahnenin de özellikle konduğuna kanaat getirdim. vural beyaz, artık korunaksız, her tür darbeye açık, rüzgara karşı ve yokuş aşağı yürüyordu üşüyerek. superman gayrikabilirücu bir biçimde clark kent'e dönüşüyordu adeta, görünmezlik pelerinine veda ediyordu vural. :)
bu sırada kartal masajda, keyfi yerinde, şehvet dolu planlarını hayata geçirmenin peşindeyken, hala alt kattaki cinayetin şokunu atlatamamış ceylan'ın şehvete değil, yalnız kadınların öldürüldüğü apartmanda yalnız olmamaya ihtiyacı var. kartal ile ceylan'ın aşkı tamamına ermiştir. vural ise cebriye'yi öldürdüğü için evde mukadder'e kalmıştır. :) 31 çekeceğine mukadder'e sırnaşır. mukadder uyuyor numarası yapar, hiç yüz vermez. cebriye'den mukadder'e, vallahi eğleniyor necip çağhan özdemir.
sabah vural işe giderken, vizesi reddedilen bir kadın telefonla konuşuyor, ki içi para dolu çantasını unutmuş foton color'da. seyhan nurgül. hava yine çok soğuk ve kar hala yağmamış. eve odun alınması lazım, duvardaki çift yarığın kapatılması lazım. para yok. vural da işleri aksatıyor, ibrahim baba'nın gördükçe canı sıkılıyor, az daha alacak eline malayı kendisi girişecek. çantayı farkediyor vural, unutmuş kadın. iki kış geçirtir o çantadaki para vural'gile. lakin haramdan allaha sığınır vuralgil, kimse görmese allah görür. çift yarık da duvarda aslında ama :) tam da o sırada iki polis gelir vural beyaz'ı komiser ekrem'e götürmeye.
komiser, vural'a zarf üstüne zarf atar, imalar, kinayeler, tuzak sorular... çoğundan kurtulur, iyi idare eder vural ama komiserin "babanla konuştuk, sen o gün yokmuşsun dükkanda" yalanını yer ve babası için ayarladığı yalanı, polise söylemek zorunda kalır: "kartal gezenoğlu ile beraberdim." üstüne bir de ne konuştunuz kardeşim cep telefonuyla, onbeş kez vesikalıkta çıkmayan kulak mı konuştunuz diyince, vural'ın hikaye derinleşmeye başlar. işte sadece fotonla değil, elektronlarla da çift yarık deneyi tuhaf sonuçlar veriyor, valla dalga mı parçacık mı anlaşılmıyor komiserim :)
defalarca aramışmış da, arama demiş gene aramışmış da, kafayı buna takmışmış da, intihar ederim demişmiş de, bu da kendi canına kıymak yazıktır, günahtır anlatmışmış da, babasının yanında çekinmişmiş de, tanımıyorum demişmiş de, babası, mukadder, mahalle filan laf bir çıktı mı önü alınamazmış da, ondan ilk başta yalan söylemişmiş de, ilk sekiz ay önce anasıyla çerçeve almaya gelmişlermiş de dükkana, anası da ölmüş bu arada allah rahmet eylesinmiş de, o vesileyle tanışmışlarmış da, ben evliyim arama demişmiş de, hiç yüz vermemiş de, hiçbirşey yaşamamışlarmış da, kız peşini bırakmamışmış. :) peki vural :) biz bi gidelim bakalım kartal'a, dönene kadar sen de burada manavgat mandalinası ye. :)
kartal, vural'ı doğrular, balistik raporundan, silahın daha önce bekir uğur'un karıştığı bir vukuatta kullanılan silah olduğu ortaya çıkar. komiser ekrem hiç inanmasa da vural beyaz'ı serbest bırakmak zorunda kalır. dur bakalım otopsi sonuçları ne diyecek? :)
ibrahim baba ile vural beyaz, camide namazdan çıkmış, bir yokuşu tırmanıyorlar. önce kelime vardı gibi bir sahne. :) konuşmayı duyuyor ama kimseyi görmüyor insan. :) tırmandıkça yavaş yavaş giriyor vural ile babası kadraja, dünyanın yuvarlaklığını ispat edercesine. :) çok soğuk yine ellerini ovuşturup duruyor vural, hala yağmamış kar. merak etmiş ibrahim baba, polis niye tutmuş vural'ı bu kadar. tutma filan yok, muhabbete çağırmış, kendi işini vural'a yaptırıyormuş ama konuşmadığı halde babanla konuşmuş gibi de davranmış komiser muhabbette :) işinde, gücünde, namuslu kadını öldürenin allah belasını versin, amin.
akşam kartal vural'ı meyhaneye çağırır. kartal beyazı özlemiştir, kar bir türlü yağmamıştır, bir yağsa acaba günahları da örtecek midir? vural açık kahve paltosundan olmuş, kartal'la meyhanede oturmak gibi, babasının bilmesini istemediği şeyleri, artık başka bir paltoyla yapmaktadır. herşeyi gören sarhoş kartal, bunu da görüyor. :) balık tutarlarken vural'ın babasına söylemesi için uydurduğu yalanı kartal polise söylemiş.
sahne, kartal ile vural'ın birbirlerinin ağzından laf alma yarışına dönüşmüştür. kartal ile vural, o gün beraber değillerdir ve polise beraberiz demişlerdir de, nerededirler. ikisi de birbirlerine yalan söylerler. kartal çocukça "evdeydim oğlum, bayağı evdeydim, nerede olacağım lan" derken, vural sinsice aşağı mahalleden bir kadın hikayesi uydurur. ikisi de o saatte altlı üstlü aynı apartmandadırlar, birbirlerinden haberleri yoktur, polise yalan söylediklerini zannederlerken, bir bakıma da söylememişlerdir. bir dalganın tepe noktası ile diğer dalganın dip noktası üst üste binerlerse, her iki dalga da sönümlenir. :) çift yarık deneyindeki karanlık şeritler, işte bu sönümlenme etkisinden kaynaklanır.
öte yandan, kartal, sonay'ın öldürüldüğü günün, polisin dükkana geldiği günden önce olduğunu; yani balık tutarlarken babasına yalan söylemesi için bahsettiği günün, polisin dükkana geldiği gün olamayacağını farkedip, vural'ın çelişkili ifadelerinin üstüne gidecektir ki, vural lafı ağzına tııkar. çelişkisini, dolayısıyla köşeye sıkışmak üzere olduğunu anlamış olacak ki, lafı değiştirmek için vural beyaz da tıpkı sonay cebriye gibi ibrahim baba diyarından, sam amca diyarına gitmenin yolunu sorar, amerikan konsolosluğunda temizlik işçisi olan kartal gezenoğlu'na. sonuç, kartal'dan borç istemeye kadar gelecektir. :)
kartal'ı bile ikna edemeyen vural beyaz, foton color'da kendi vesikalık fotoğrafını çekerken, oturduğu kırmızı tabure ona da sonay'ı hatırlatmış mıdır bilemeyiz ama bana anımsattığı doğrudur. sizce de, kıpkırmızı ruj sürülmüş kadın ağzına benzemiyor mu? :) peki televizyonda babasının gitmek için çabaladığı amerika'nın suriye'yi işgal haberini hemen zaplayıp, çifte yarık deneyini anlatan belgeseli izlemeye başlayan halil'e bakan ibrahim baba'nın aklına evden çıkıp gideceği dükkandaki hala kapatılmamış çift yarık gelmiş ve canı yine sıkılmamış mıdır? gizemli dalga parçacık ikileminin sırlarını ortaya koyan meşhur çift yarık deneyiymiş bir de iyi mi, foton color'da da flaşlar patlar durur çift yarığın ardında.
bu kadar anonstan sonra, senaryodaki alt metnin düğümünün çözüldüğü sahnelere geldik. önce ibrahim baba ile vural beyaz'ın foton color'daki allahın takdiri sahnesi, ardından camide tövbe kapısı sahnesi ve sahilde vural'ın su dalgalarının girişim yapmasını izlediği sahne. senaryonun katmanlarını sonuna kadar açan sahneler bunlar.
önce ibrahim baba dükkana gelir ve tam tahmin edeceğimiz gibi, duvardaki çift yarığı görür. vural evden erken çıkınca, gelip duvardaki yarıkları tamir etmiştir diye düşündüğünden hayal kırıklığına uğrar, ama bunu yutar bir şey söylemez. oysa vural, vize başvurusu için çektiği selfie vesikalık fotoğraflarının kenarlarını kesmektedir. baba, oğul, biri dükkanı doğru düzün muahafaza etmenin, diğeri ise amerika'ya gidip bir daha da dönmemenin peşindedir. bu gündem farkı sahne boyunca "gizemli dalga parçacık ikilemi" gibi sürüp gidecektir. vural işlediği cinayet üzerinden kendi günahını aklamaya çabalarken, babası da hanımının fotoğrafının tozunu alarak oğlu tarafından suçlandığını düşünecektir. bana göre vural'ın hiç öyle bir niyeti yoktur, kendi derdiyle fazlasıyla meşguldür. verdiği örnekle gerçekten de birini kastetmemektedir. ibrahim baba ise nettir: "bu konuyu kapat ve bir daha açma." bu sahnede çekilen bir plan ise çifte yarığı ve dalga parçacık ikiliğini görsel olarak da ifade etmiştir. babası ile vural aslında böyle otururken, bir plan böyle çekilmiştir.
bunun üzerine vural camiye gider. cami hocası babasının da hanımı öldüğünde gelip tıpkı vural gibi tövbe kapısı açık mıdır diye sorduğunu anlatır. evet tövbe kapısı hep açıktır. "allah herşeyi görür, her yaptığımızı gözler, günahların cezasını verir, ama tövbe kapısını kapatmaz." vural camiden çıkar sahile iner ve düşünceli bir şekilde su dalgalarının girişim yapmasını izler. bu plan ortadaki sütün ile çift yarık deneyi düzeneğini de anımsatır. üstelik, bu haliyle bir önceki plana benzer.
vural, vize başvurusundayken, para dolu çantayı unutan seyhan nurgül gelir yanında bir herifle. meğer vize başvurusu için bankada teminat paraya ihtiyacı olan vural almış çantayı eve götürmüş, çalınmasın diye. :) dükkanda bulamayınca kendilerine iki kış geçirtecek parayı ibrahim baba, acaba oğlan aldı mı diye şüphe içinde durumu idare etmeye çalışıyor ama, seyhan nurgül de, yanında gelen herif de çok edepsiz. kavga çıkıyor, komşu esnafla dükkandan kovuyorlar ama hıncını alamayan edepsiz herif cama taş atıyor. duydunuz camın kırılma sesini, girdi gene devreye cüzi irade. ibrahim baba kalp krizinde.
vural çıkıyor, konsolosluktan düşünceli, teminatsız vermeyecekler vizeyi belli. geliyor foton color'a camlar inmiş aşağı, kaldırmışlar babasını yoğun bakıma.
oradan çıkmış geliyor iki polisle komiser ekrem, diyorlar ki vural, bizimle adli tıbba gelmen lazım. yok diyor vural, babamın yanına gitmem lazım.
manalı manalı bakışıp duruyorlar karşılıklı, tamam diyor vural sonunda, komiser ısrarlı. beraber gidelim hemen şimdi hastaneye, sonra oradan da gideriz istediğiniz yere.
oğuz atay'dır pirimiz, taklitler yaşatır aslını, biraz da böyle yazıp, tadında bıraktık inşallah şarkıyı.
hastanede ben burada tek başıma napacağım diyen mukadder'i bir daha hiç gelemeyebileceğini bilerek avutup, vedalaşırcasına oğluna emanet ettikten sonra polislerle adli tıbba gitmek üzere hastaneden çıkarken, kartal da ceylan ile geçmiş olsuna hastaneye gelmiştir. niye ceylan ile gelmiştir? buna senaryo içerisinde kalarak verilebilecek tek cevap, kartal'ın vural'dan şüphelenmesi olabilir. çünkü ceylan'ın içeri girmesini istememiştir. dükkana gitmişler, mahmut hastanede olduklarını söyleyince hastaneye gelmişlerdir. kartal içeri girecek, vural'ı dışarı çıkartacak, böylece ceylan vural'ı görecek ve kahverengi paltolu sdamın vural olup olmadığını teşhis edecektir. fakat polisler vural'ı zaten adli tıbba götürmek üzere dışarı çıkarmışlardır ve ceylan vural'ı teşhis edebilecek kadar görmüştür.
sonay'ın otopsi raporu çıkmış, sonay'ın hamile olduğunu komiser öğrenmiştir. çocuk vural'dan mı öğrenmek için onu adli tıbba getirir. vural korku içindedir, çünkü sonay ölmeden bir iki dakika önce bebeğin kendisinden olduğunu söylemiş, üstelik buna yemin etmiştir. :) test sonuçlanana kadar vural'ı arşiv kılıklı bir odada yine türk usulü gayriresmi gözaltında tutmuştur komiser ekrem. bu sefer iş daha ciddidir, manavgat mandalinası da vermez.
beklerken namaz kılmak ister vural beyaz ve komiser ekrem de izin verir. abdest almak için girdiği tuvaletin penceresine umutsuzca bakan vural'ın oradan kaçabileceğine aklı kesmemiştir. göründüğü kadarıyla, abdest almaz, namaz da kılmaz. allah'tan ümidi kesmiştir herhalde. :) bir süre sonra kapı açılır, komiser ekrem görünür kapıda ve çocuk senden değil, gidebilirsin der. bir mükemmel ikilem hali daha, vural allak bullak olur. sevinemez, rahatlayamaz, kafası da iyice karışır. hiçbir şey demeden, komiserin içinden geçercesine çıkar kapıdan.
dışarıda hava hala çok soğuktur ve kar hala yağmamıştır. akşam olmuş, rüzgarın sesi köpek havlamalarına karışmış sokağın yumuşakça döndüğü bir yerde binanın duvarına yaslanarak çöker. dalgayı dalga yapan özelliklerden bir tanesi köşeleri yumuşakça dönebilmesidir. eğer dönemeseydi, açık kapının dışındaki biri konuşmamızdan yayılan ses dalgalarını duyamazdı. :) üst kattaki komşu da alt kattaki silah sesini duyamazdı. :)
orada, o soğukta uzunca bir süre oturdu vural beyaz, sigara içti. sonay'ı düşündü, karnındaki bebeği düşündü, bebeğin babasını düşündü, kendi babasını düşündü, babasına kalp krizi geçirten edepsiz heriften şikayetçi olmayı düşündü, vize başvurusunu düşündü, allahtan da tam umudu kesmiştim dedi, onu düşündü. kalktı camiye gitti, namaz kıldı. dükkana gitti yerlerdeki cam kırıklarını ayağıyla bir köşeye iterken, o kara böceği gördü, hınçla üzerine bastı böceğin, sertçe vurdu ayağını yere defalarca. danimarka krallığında kokuşmuş bir şeyler vardı. :)
babası hala yoğun bakımdayken, karakolda polisle dükkanın camını indiren edepsiz herif hakkında konuşuyordu. vural parayı vermiş, herif de dükkana verdiği zararın masrafını karşılamıştı. vural'a göre olur muydu, babasının canına kastedilmişti, yaşlı adamı dövmeye kalkmıştı. polise göre ortada darp yok, itişmişler, burada hiçbir şey çıkmaz, ama diyorsan ki ben şikayetçiyim, buyur devam et. dükkana attıkları taş, camı kırmış, oradan da duvara gitmiş, duvarda çift yarık açmış, onu da ödesin. :) necip çağhan özdemir vallahi çok eğleniyor.
parayı alıp evde koyduğu dolaba bakıyor vural, babası yoğun bakımdan çıkmış yatıyor. söyleseydim aldım eve getirdim parayı diye belki de hiç kalp krizi geçirmeyecekti babam diye içinden geçiriyor. ezan okunuyor, vural babasının elini tutuyor.
sonra bahçeye gidiyor odun kırıyor vural, babasının iki isteğini de yerine getirmiş, başından geçenlerin hikmetinden de sual edemiyor artık, allaha sığınmış. kartal bahçe duvarından atlayıp, ellerini ovuşturarak vural'ın yanına geliyor, geçmiş olsun demeye. hava hala çok soğuk ve kar hala yağmamış. ibrahim baba da iyileşmeye başlamış, maşallahı varmış. o öldürülen kadının belalısı mı, dostu mu ne varmış, onu almışlar, katil oymuş. zaten komiser ekrem de gelmiş, vural'a anlatmış. :) yani sonay cebriye'yi öldüren bekir uğur'muş :) cebriye'yi uğur öldürmüş he mi? heee :)
ama kartal'ın vural'a söylemesi gereken başka şeyler de varmış hayatında bir kadın varmış, ceylan, ama söylemesi gereken konu bu da değilmiş. ceylan bu öldürülen kadınla aynı binada oturuyormuş, silah sesini duyduğu gün kartal da oradaymış, inanmamış, silah sesi değildir demiş, meğer hakikaten silah sesiymiş. aşağı inmiş ceylan, kapıyı çalmış, açan olmamış, sonra yukarı çıkmış, pencereden bakmış, binadan çıkarken birini görmüş. açık kahve paltosu varmış ya vural'ın, kartal, bir süredir görmüyormuş üstünde, ona ne olmuşmuş?
vural hastaneden polis arabasına binip bir yere götürülürken, kartal ile ceylan da hastaneye geliyormuş, görmüş, tanımış vural'ı ceylan, gördüğüm adam buydu demiş. bu kadar eveleyip geveledikten sonra kartal ki, malum herşeyi görür, doğrudan soruyor nihayet: "kadını sen mi öldürdün lan?" hayır diyor vural, elinde balta sinirli sinirli odunları kırıyor. "kardeş, benim yüzüme bak, vural!" vural odun kesmeyi bırakıyor, elinde baltayla, kartal'ın yüzüne bakıyor. "kuran üstüne yemin et yapmadığına." vural baltayı çekiyor yukarı, sapının ortasından tutmaya başlıyor. kartal'ı mı yaracak şimdi de baltayla diye düşündürterek yaklaşıyor kartal'a. başrol baltadır o an, kadrajda yalnız o vardır. hikmetinden sual de edemiyordum, yırttım diye de seviniyordum, acaba bu kartal mı yakalatacak beni diye düşünerek bakıyor kartal'ın yüzüne dik dik ve yemin ederim diyor. "eyvallah" diyor kartal dönüyor gidiyor, konu da kapanıyor. allah hep vural'ın yanındadır. baltayı bırakıyor elinden vural, üstünde odun kırdığı kütüğe çöküp ağlıyor. halil yukarıdan gözlüyor ağladığını, vural'ın haberi yok. kimbilir, belki de halil gözlediği için çöküp ağlıyor babası.
herşey kadının öldürülmesinden önceki gibi oluyor nihayet. yine akşam yemeği sofrası, ibrahim baba da iyileşmiş, oturuyor masada. yine tam bir numunelik makbul aile sofrası. tam baba figürünün istediği gibi. ekmek kırıntılarını topluyor yine vural, masada kalırsa çok günah olur. ve vural yine doymamış, azıcık daha istiyor.
vural beyaz, uyanıp yatağından kalkıyor. sabah olmuş ve nihayet kar yağıyor, her yer bembeyaz. gökten kar değil, sanki foton yağıyor bembeyaz. ve balta, tek tek, foton foton gömülüyor karlara.
bitti film, ben de islami kader inancı ve çift yarık deneyinin sonuçları ilişkisine biraz daha değinerek senaryoyu toparlayayım. aslında işin dini tarafı da, fizik tarafı da beni çok aşıyor ama nobel ödüllü fizikçi richard feynman'dan cesaret alayım: "rahatlıkla söyleyebilirim ki, hiç kimse kuantum mekaniğini anlamamaktadır. yok yani kimseden farkım. :)
kimse görmezse allah görür, ya da allah herşeyi görür filmde bir kaç defa vurgulanıyor. gözlemci etkisine göre ise, aya bakmazsam, ay orada değil. einstein'ı gıcık ettikleri kadar var. yani allahın gördüğünü mü yapıyorum, yoksa allah yaptığımı mı görüyor? işte bu muğlaklık için islamın bir çözümü var: külli irade-cüzi irade. külli irade superpozisyon, cüzi irade dalga fonksiyonunun çökmesi, cebriye ise newton fiziği :) cebr zaten zorla demektir (evet cebren ve hile ile), başka türlü olamadığı için böyle oldu der.
vural'ın örneğinden gidelim. "mesela şimdi böyle yolda yürüyorsun ya, bir araba geldi sana çarptı. eceli getiren şöför müdür, yoksa allah mıdır? yani o şöför, sadece allah'ın şöförü müdür?" cebriye'ye göre eceli getiren allah'tır, şöför de sadece allah'ın şöförüdür. çünkü allah'ın takdiridir. ibrahim baba cebriyeye inanır. dükkandaki çift yarıktan çok rahatsızdır, ama vural göstermemiş olsa, haberi bile olmayacaktır. çift yarık cebriyeye inancını sarsmaktadır. oysa, çift yarık deneyine göre külli iradenin ürettiği süperpozisyon, dalga dalga ilerlerken; kul cüzi iradesini devreye sokarak dalga fonksiyonunu çökertip, parçacığı ölçebilir. işte filmin cümlesi budur. yukarıda uzun uzun bahsettiğim tüm bu ikilikler, ikilemler, atışmalar, sorgular, metaforlar hep bu alt metin için kurgulanmıştır. tüm film, 14 şubatta bulsun diye sakladığınız tektaşı sevgilinizin arayışı gibidir. necip çağhan özdemir bir yandan özene bezene saklarken, bir yandan da bulmanız için duacıdır.
2 notes
·
View notes
Text
RT @kocyildirim: amerika birleşik devletleri'nde 2018 seçimlerinde millet ittifakı %60.5 almış, cumhur ittifakı %17.7'de kalmıştı. akp sadece %15.3 alarak chp ve hdp'nin ardından 3. parti olmuştu. bunu bildikleri için yüzölçümü çok büyük amerika'daki az sayıdaki konsolosluk, oy vermek için adres… https://t.co/jIoUBu9PRN https://t.co/GE9nkTYRDv
RT @kocyildirim: amerika birleşik devletleri'nde 2018 seçimlerinde millet ittifakı %60.5 almış, cumhur ittifakı %17.7'de kalmıştı. akp sadece %15.3 alarak chp ve hdp'nin ardından 3. parti olmuştu. bunu bildikleri için yüzölçümü çok büyük amerika'daki az sayıdaki konsolosluk, oy vermek için adres… https://t.co/jIoUBu9PRN https://t.co/GE9nkTYRDv
— erdem* (@erdemnotes) Mar 17, 2023
from Twitter https://twitter.com/erdemnotes
4 notes
·
View notes
Text
Rusya, Norveç'teki Diplomatik Temsilcilerini Azaltıyor
Rusya, Norveç’teki Diplomatik Temsilcilerini Azaltıyor Rusya, Norveç’teki diplomatik temsilci sayısını önemli ölçüde azaltma kararı aldı. Oslo Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada, Norveç makamlarının talebi doğrultusunda, ülkedeki konsolosluk personel sayısının 17 Ekim tarihine kadar 2’ye düşürüleceği bildirildi. Norveç Dışişleri Bakanlığı’nın konuyla ilgili yaptığı açıklamada, bu kararın…
0 notes
Text
Polonya-Rusya İlişkilerinde Yeni Bir Kriz: Konsolosluk Kapatıldı!
0 notes
Text
VizeArt İle Vizenize Ulaşın
Kanada Vize Başvurusu: Adım Adım Rehber
Kanada, doğası ve yüksek yaşam standartlarıyla dünya genelinde popüler bir destinasyondur. Kanada'ya seyahat etmek isteyenler için vize başvurusu süreci oldukça önemlidir. Kanada vize başvurusu yaparken, ilk olarak seyahatinizin amacına uygun vize türünü belirlemeniz gerekir.
Turist vizesi, öğrenci vizesi, iş vizesi gibi seçenekler bulunmaktadır. Başvuru sürecinde gerekli belgeler arasında geçerli bir pasaport, biyometrik fotoğraf, seyahat planı ve mali durumunuzu gösteren belgeler yer alır.
Ayrıca, Kanada vize başvurusu online olarak yapılabilir ve başvurunuzun sonucunu takip edebilmeniz için bir başvuru numarası alırsınız. Başvurunuzun olumlu sonuçlanması için tüm belgelerin eksiksiz ve doğru olduğundan emin olun.
Amerika Vizesi Başvuru Süreci: Nelere Dikkat Edilmeli?
Amerika, pek çok kişinin hayalini süsleyen bir ülkedir ve bu nedenle Amerika vizesi başvuru süreci, dikkatle ele alınması gereken bir konudur. Amerika vizesi başvurusu yaparken, başvurduğunuz vize türüne göre (B1/B2 turist vizesi, F1 öğrenci vizesi, H1B çalışma vizesi gibi) farklı belgeler sunmanız gerekebilir.
DS-160 formunu doldurmanız, vize ücreti ödemeniz ve biyometrik verilerinizi vermeniz gereken bir randevu almanız gerekmektedir. Amerika vizesi başvuru sürecinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, başvuru formundaki bilgilerin doğruluğu ve konsolosluk mülakatına hazırlıklı olmanızdır. Bu süreçte, seyahatinizin amacını ve Amerika’ya olan bağlılığınızı net bir şekilde ifade etmeniz önemlidir.
Bulgaristan Schengen Vizesi: Avrupa’ya Açılan Kapı
Bulgaristan, Schengen bölgesine katılmayı planlayan bir ülke olmasa da, Schengen vizesi ile Bulgaristan’a seyahat edebilir ve bu vize ile diğer Schengen ülkelerine de geçiş yapabilirsiniz. Bulgaristan Schengen vizesi başvurusu, diğer Schengen vize başvuruları ile benzerlik göstermektedir.
Başvurunuzu yaparken pasaport, biyometrik fotoğraf, seyahat sağlık sigortası ve mali durumunuzu gösteren belgeler gibi gerekli evrakları sunmalısınız. Ayrıca, başvurunuzun kabul edilmesi için seyahat planınızın detaylı bir şekilde sunulması ve Schengen bölgesinde kalacağınız süre boyunca masraflarınızı karşılayabileceğinizi kanıtlamanız gerekmektedir. Bulgaristan’a yapılacak seyahatler için Schengen vizesi almak, Avrupa’nın kapılarını aralamak anlamına gelir.
0 notes
Text
Dubai Vize Bilgileri: Ücretler ve Fiyatlar
Dubai, lüks yaşam tarzı ve etkileyici yapılarıyla tanınan bir şehir olarak, pek çok kişinin seyahat etmeyi düşündüğü bir destinasyondur. Dubai'ye seyahat etmek isteyenler için, öncelikli olarak vize işlemleri ve ücretleri hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir. Dubai'ye gitmek isteyen yabancı ülke vatandaşlarının, giriş yapabilmeleri için geçerli bir vize almaları gerekmektedir. Bu vize işlemleri, genellikle vize başvurusu yapma ve ilgili ücretleri ödeme aşamalarını içerir.
Dubai vizesi almak isteyenler, başvurularını yapmadan önce detaylı bilgi edinmelidir. Vize başvurusu süreci, Dubai vize için gerekli belgelerin toplanması ve vize ücretlerinin ödenmesi aşamalarını kapsar. Vize türüne göre değişen ücretler, genellikle seyahat süresi ve amacına göre belirlenir. Bu nedenle, doğru vize türünü seçmek ve ücretleri öğrenmek oldukça önemlidir.
Dubai vize ücretleri, vize türüne bağlı olarak farklılık gösterebilir. Örneğin, kısa süreli ziyaret vizeleri, iş vizeleri veya uzun süreli ikamet vizeleri için ücretler farklı olabilir. Seyahat etmek isteyenlerin bu ücretleri önceden öğrenmeleri, bütçelerini planlamalarına yardımcı olur. Dubai vize ücretleri hakkında detaylı bilgi almak, vize başvuru sürecini daha yönetilebilir kılar.
Dubai vizesi almak için gereken belgeler ve ücretler hakkında bilgi almak, başvuru sürecinde karşılaşılabilecek sürprizleri azaltır. Vize ücretlerinin yanı sıra, başvurunun nasıl yapılacağı, gerekli belgeler ve işlem süresi gibi konularda da bilgi sahibi olmak önemlidir. Dubai vize fiyatları hakkında bilgi edinmek, başvuru işlemlerinin sorunsuz bir şekilde tamamlanmasını sağlar.
Vize işlemleri genellikle online olarak yapılabilir ve başvurular, ilgili konsolosluk veya vize başvuru merkezleri aracılığıyla kabul edilir. Başvuru süreci, belgelerin eksiksiz ve doğru bir şekilde hazırlanmasını gerektirir. Ayrıca, vize ücretlerinin doğru bir şekilde ödenmesi de sürecin tamamlanması için gereklidir. Dubai'ye yapacağınız seyahati planlarken, bu detayları göz önünde bulundurmanız faydalı olacaktır.
Dubai'ye seyahat etmeyi planlayanların, vize başvurusu yapmadan önce gerekli bilgileri toplayarak ücretler hakkında bilgi sahibi olmaları önemlidir. Vize başvurusu sürecinde dikkat edilmesi gerekenler ve Dubai vize ücretleri hakkında bilgi edinmek, seyahat planlarınızı daha sorunsuz bir hale getirecektir. Bu konuda daha fazla bilgi için, ilgili kaynaklara başvurmak ve güncel ücretleri öğrenmek en iyi seçenektir.
0 notes
Text
Almanya Ticari Vize: Başvuru Süreci ve Şartları
Almanya ticari vize başvurusu, iş veya ticaret amaçlı Almanya'ya seyahat etmeyi planlayan kişiler için gerekli bir süreçtir. Bu vize türü, iş toplantıları, fuar ziyaretleri, ticaret anlaşmaları ve benzeri ticari etkinlikler için Almanya'yı ziyaret etmek isteyenlere yönelik olarak verilir. Almanya ticari vize başvurusu yapabilmek için belirli şartları yerine getirmek gerekmektedir.
Öncelikle, almanya ticari vize başvurusu yapabilmek için bazı temel belgelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu belgeler arasında geçerli bir pasaport, biyometrik fotoğraf, başvuru formu, seyahat sağlık sigortası, uçak rezervasyonları ve konaklama bilgileri bulunmaktadır. Ayrıca, davet mektubu veya ticari etkinlik daveti gibi ek belgeler de sunulmalıdır. Davet mektubu, Almanya'da ziyaret edilecek şirket veya organizasyon tarafından hazırlanmalı ve bu davetiyede ziyaretin amacı, süresi ve davet eden kişinin iletişim bilgileri yer almalıdır.
Almanya ticari vize şartları, başvuru sahiplerinin finansal durumunu da kapsamaktadır. Başvuru sahiplerinin, Almanya'da kalacakları süre boyunca kendi masraflarını karşılayabileceklerini kanıtlamaları gerekmektedir. Bu doğrultuda, banka hesap dökümleri, maaş bordroları veya işveren tarafından verilen masrafların karşılanacağını belirten yazılar başvuru dosyasına eklenmelidir. Ayrıca, ticari vize başvurusunda bulunan kişinin bağlı olduğu şirkete ait belgeler de istenebilir. Bu belgeler arasında şirketin ticaret sicil kaydı, vergi levhası ve faaliyet belgesi gibi dokümanlar bulunmaktadır.
Ticari vize başvurusu yaparken dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta, başvurunun doğru ve eksiksiz bir şekilde yapılmasıdır. Eksik veya hatalı belgeler başvurunun reddedilmesine neden olabilir. Bu nedenle, başvuru öncesinde gerekli belgelerin tam ve doğru bir şekilde hazırlanması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, başvuru sürecinin uzun sürebileceği göz önünde bulundurularak, seyahatten en az birkaç hafta önce başvurunun yapılması tavsiye edilmektedir.
Almanya ticari vize başvurusu, genellikle Almanya'nın Türkiye'deki konsoloslukları veya vize başvuru merkezleri aracılığıyla yapılmaktadır. Başvuru merkezlerine yapılacak başvurularda, önceden randevu alınması gerekebilir. Randevu günü, başvuru sahibinin biyometrik verileri (parmak izi ve fotoğraf) alınacaktır. Başvuru dosyasının teslim edilmesinin ardından, vize başvurusunun sonuçlanması birkaç hafta sürebilir. Vize onaylandığında, başvuru sahibine pasaportu ile birlikte vize etiketi verilir.
Almanya ticari vizesi, genellikle kısa süreli (Schengen vizesi) olarak verilir ve maksimum 90 gün boyunca Almanya'da kalma hakkı tanır. Ancak, vize süresi başvuru sahibinin talep ettiği ve sunduğu belgeler doğrultusunda belirlenir. Vize süresi dolmadan önce Almanya'dan ayrılmak gerekmektedir. Aksi takdirde, yasadışı olarak ülkede kalınmış sayılabilir ve gelecekteki vize başvurularında sorun yaşanabilir.
ticari vize Almanya başvurusu yaparken dikkat edilmesi gereken birçok ayrıntı bulunmaktadır. Başvuru sahiplerinin, tüm belgeleri eksiksiz ve doğru bir şekilde hazırlamaları, başvuru sürecine zamanında başlamaları ve konsolosluk veya vize başvuru merkezlerinin taleplerine uygun hareket etmeleri önemlidir. Başvuru sürecinin doğru yönetilmesi, Almanya'ya ticari amaçlı yapılacak ziyaretlerin sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesini sağlayacaktır.
0 notes
Text
Almanya Ticari Vize Başvurusu ve Şartları
Almanya, ticaret ve iş dünyasında önemli bir merkez olarak birçok girişimci ve iş insanını çekmektedir. Almanya ticari vize başvurusu yapmak isteyenlerin belirli prosedürleri ve şartları yerine getirmesi gerekmektedir.
Öncelikle, Almanya ticari vizesi almak için gerekli belgeler hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir. Başvuru sürecinde en önemli belgelerden biri geçerli bir pasaporttur. Pasaport, vize başvurusu süresince ve sonrasında da geçerli olmalıdır. Ayrıca, başvuru sahiplerinin vize başvuru formunu doldurması ve imzalaması gerekmektedir. Bu form, Almanya'nın resmi konsolosluk veya büyükelçilik web sitelerinden temin edilebilir.
Almanya ticari vize şartları arasında iş amaçlı seyahati kanıtlayan belgelerin sunulması da yer almaktadır. Bu belgeler arasında, Almanya'da iş görüşmeleri yapacağınızı veya iş ortaklarınızla toplantılar düzenleyeceğinizi gösteren davet mektupları bulunmalıdır. Ayrıca, iş seyahatinizin amacını ve süresini detaylandıran bir dilekçe de başvuru dosyanızda yer almalıdır.
Ticari vize almanya sürecinde dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta ise seyahat sağlık sigortasıdır. Almanya'ya yapacağınız ticari seyahat boyunca geçerli olan bir sağlık sigortasına sahip olmanız gerekmektedir. Bu sigorta, olası sağlık sorunları ve acil durumlar karşısında sizi güvence altına alır. Seyahat sağlık sigortası poliçenizin başvuru dosyanıza eklenmesi gerekmektedir.
Finansal durumu kanıtlayan belgeler de ticari vize başvurusunun önemli bir parçasıdır. Banka hesap dökümleri, gelir belgeleri ve iş yerinizden alınacak maaş bordrosu gibi evraklar, finansal durumunuzu ve seyahat masraflarınızı karşılayabileceğinizi göstermelidir. Bu belgeler, vize başvuru sürecinde büyük bir öneme sahiptir ve eksiksiz olarak sunulmalıdır.
Almanya ticari vize başvurusu yaparken dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise başvuru süresidir. Vize başvuruları genellikle seyahat tarihinden en az 15 iş günü önce yapılmalıdır. Ancak, yoğun dönemlerde veya ek belgelerin gerekli olduğu durumlarda bu süre uzayabilir. Bu nedenle, başvurunuzu mümkün olduğunca erken yapmanız tavsiye edilir.
Ticari vize Almanya başvurusu sürecinde konsolosluk veya büyükelçilik tarafından ek belgeler istenebilir. Bu durumda, talep edilen belgeleri hızlı bir şekilde temin etmek ve başvuru dosyanıza eklemek önemlidir. Ayrıca, başvuru sırasında biyometrik fotoğraf çekimi ve parmak izi alınması gibi işlemler de yapılabilir.
Almanya ticari vizesi başvuru süreci dikkatli ve titiz bir şekilde yönetilmesi gereken bir süreçtir. Başvuru sahiplerinin gerekli belgeleri eksiksiz ve doğru bir şekilde sunmaları, başvuru sürecinin sorunsuz ilerlemesini sağlar. Almanya ticari vize şartları hakkında detaylı bilgi edinmek ve başvuru sürecini başarılı bir şekilde tamamlamak için resmi konsolosluk veya büyükelçilik web sitelerinden faydalanabilirsiniz.
0 notes
Text
Almanya'ya Ticari Vize Başvurusu ve Şartları
Almanya, ekonomik ve ticari faaliyetlerin yoğun olduğu bir ülke olarak, pek çok iş insanının dikkatini çekmektedir. İş bağlantıları kurmak, fuarlara katılmak veya iş toplantıları düzenlemek amacıyla Almanya'ya seyahat etmek isteyen kişiler, almanya ticari vize başvurusu yapmak zorundadır.
Almanya ticari vize başvurusu, iş amaçlı seyahatlerin gerçekleşebilmesi için gereklidir. Bu vize türü, başvuru sahiplerinin Almanya'da belirli bir süre iş faaliyetlerinde bulunmalarına olanak tanır. Almanya ticari vize başvurusu yapmadan önce, başvurunuzun başarılı bir şekilde değerlendirilmesi için gerekli belgeleri hazırlamanız önemlidir. Başvuru için gerekli belgeler arasında; davet mektubu, iş yerinizden alınmış bir görev yazısı, seyahat sigortası, konaklama detayları ve finansal durumu gösterir belgeler yer almaktadır.
Almanya ticari vize şartları, başvuru sahiplerinin belirli kriterleri karşılamasını gerektirir. İlk olarak, Almanya'da iş yapacağınızı kanıtlayan belgeler sunmanız gerekmektedir. Bu belgeler arasında davet mektubu, iş yerinizden alınmış bir yazı ve ticari faaliyetlerinizi belgeleyen evraklar bulunur. Ayrıca, başvuru sahiplerinin geçerli bir pasaporta sahip olmaları ve vize başvuru formunu eksiksiz doldurmaları gerekmektedir. Almanya ticari vize şartları ayrıca, başvuru sahiplerinin finansal durumlarını belgelemelerini ve seyahat sağlık sigortası yaptırmalarını da kapsar.
Ticari vize Almanya süreci, başvurunun değerlendirilmesi ve vizenin onaylanması aşamalarını içerir. Başvuru sahiplerinin, başvuru formunu doldurduktan ve gerekli belgeleri sunduktan sonra, başvuruları Almanya'nın ilgili konsolosluk veya büyükelçilik birimleri tarafından incelenir. Ticari vize Almanya başvurularında, doğru ve eksiksiz bilgi vermek çok önemlidir. Eksik veya yanlış bilgi verilmesi durumunda, başvurunun reddedilme ihtimali yüksektir.
Başvuru sürecinin ardından, başvurunun sonucu genellikle birkaç hafta içinde belli olur. Başvurunuzun kabul edilmesi durumunda, vizeniz pasaportunuza işlenir ve belirlenen süre boyunca Almanya'da ticari faaliyetlerde bulunabilirsiniz. Vize başvurunuzun reddedilmesi durumunda ise, itiraz hakkınız bulunmaktadır. İtiraz süreci hakkında detaylı bilgi, başvurunuzun reddedildiği konsolosluk tarafından sağlanacaktır.
0 notes