#KatkıPayı
Explore tagged Tumblr posts
Text
Kredi Kartı Limitlerini Düşürenlere Şok! Teklif Meclisten Kalktı Ama Olanlar Oldu https://www.sondakikam.com.tr/gundemden-haberler/kredi-karti-limitlerini-dusurenlere-sok-teklif-meclisten-kalkti-ama-olanlar-oldu/1468?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes
Text
Boşanma-Mal Rejiminin Tasfiyesi-Edinilmiş Mal-Katkı Payı
TC YARGITAY 8.Hukuk Dairesi Esas: 2016/20679 Karar: 2018/132 Karar Tarihi: 09.01.2018 MAL REJİMİNİN TASFİYESİ VE ALACAK DAVASI - DAVACININ TAŞINMAZLARIN EDİNİLDİĞİ TARİHE KADAR HER YILIN BELLİ DÖNEMLERİNDE DÜZENLİ VE SÜREKLİ ÇALIŞTIĞI - HUKUK VE HAKKANİYET İLKELERİ - KADIN İÇİN MAKUL BİR KATKI ORANI BELİRLENMESİ GEREĞİ
ÖZET:
Dosya kapsamındaki sigorta kaydı ve tanık beyanlarına göre, davacı-davalının taşınmazların edinildiği tarihe kadar her yılın belli dönemlerinde düzenli ve sürekli çalıştığı anlaşılmaktadır. Katkı payı talep edilen taşınmazların edinildiği dönemde tarafların her ikisi de çalıştığına göre, davacı-davalı kadının da taşınmaz24ların edinilmesine bir miktar katkı payının olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, hukuk ve hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek davacı-davalı kadının makul bir katkı oranı belirlenerek davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. (4721 SK m. 4, 179, 186, 189, 202, 225, 236) (743 SK, 152, 170) (4722 SK, 10) (6098 SK, 50, 646) (818 SK, 544 ) (8. HD. 21.06.2016 T. 2016/202 E. 2016/10960 K.) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davacı-karşı davalı ... (Demirel) ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 21.06.2016 gün ve 2016/202 Esas, 2016/10960 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı-birleşen dosya davalısı vekili ve davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: Davacı-davalı ... ... vekili, boşanma dava dilekçesi ile birlikte HMK 107. maddesi uyarınca evlilik birliği içerisinde 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen davalıya ait şirketlerin sermaye, mal varlığı, kar payı gibi tüm edinilmiş mal sayılan hakların tasfiyesi ve 1/2 katılma alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, dava değeri asgari 10.000,00 TL olarak belirtilmiştir. Mahkeme tarafından verilen süre içerisinde yeni rapor alınmasına ilişkin itirazlarını yineleyerek 08.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen 8.224.245,91 TL üzerinden harcı tamamlamıştır. Birleşen davaya ilişkin cevaplarında dava konusu edilen taşınmazların kişisel mal olduğunu, 19 nolu meskenin doğum günü hediyesi olarak, 3 nolu meskenin ise yine davalı-davacı eş tarafından sürpriz yapılarak müvekkilin anne ve babasının oturması amacıyla hediye olarak alındığını, 23 nolu meskenin satımından davalı-davacının haberdar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı-davacı ... vekili, birleşen davalarında davacı-davalı kadının evlilik birliği boyunca hiç çalışmadığını, davalı-davacının kişisel kazançları ile alınan tüm taşınmazların şirketlerin ileride yaşayabileceği ekonomik krizleri düşünerek davalı-davacı adına tescil edildiğini belirterek, davacı-davalı adına kayıtlı üç adet taşınmazın değerlerinin, müvekkilin katılma alacağının ve 23 nolu mesken i��in çekilen ve boşanma dava tarihinden sonra ödenen kredi tutarlarının tespit edilerek faiziyle davacı-davalıdan tahsilini talep etmiş ve harca esas değer olarak 250.000,00 TL bildirilmiştir. 22.07.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda tespit edilen değer uyarınca 4.755.558,40 TL olarak talep miktarını arttırmışlardır. Asıl davaya yönelik savunmalarında davacı-davalının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece;
asıl davanın kabulü ile evlilik birliği içinde kurulan tüm şirketlerdeki davalı ...'e ait hisse oranlarına göre toplam 16.448.491,82 TL olan hisse değerinin evlilik birliği içinde edinilen mal olduğunun kabulü ile TMK'nın 236. maddesi gereğince 1/2 sine karşılık gelen 8.224.245,91 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine karar verilmiştir. Birleşen dava yönünden davanın kabulü ile 5365 ada, 8 parsel 3 numaralı bağımsız bölümün bedeli olan 1.200.000,00 TL'nin; 5365 ada, 8 parsel 19 numaralı bağımsız bölümün bedeli olan 1.600.000,00 TL'nin davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine; davacı ... tarafından dava konusu 1 sayılı parselde bulunan kat mülkiyetli dubleks villa niteliğinde olan 23 nolu bağımsız bölümün satın alınması nedeniyle davacı ... adına kullanılan banka kredisi için mal rejiminin sona erme tarihi olan boşanma davasının açıldığı 04/10/2011 tarihinden taşınmazın satış tarihi olan temmuz 2014 tarihine kadar bankaya davacı ... adına alınan taşınmaz kredisi nedeniyle yapılan ödemelerin davacının kişisel malı niteliğinde olan 17.603 USD x 33 ay karşılığı olan 580.899 doların taşınmaz satış tarihindeki TL karşılığı olarak (580.899 USD x 2,118 TL=1.230.344,08 TL )1.230.344,08 TL'nin davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine; 23 nolu bağımsız bölümün satış tarihi itibariyle davacı ...'ün kişisel malı niteliğinde olan alacak miktarı, taşınmazın bakiye kredi borcunun mahsubu sonrasında kalan 684.810,51 USD / 1/2 =342.405,25 USD'nin taşınmazın satış tarihindeki TL karşılığı olarak (342.405,25 x 2,118 TL= 725.214,32 TL) 725.214,32 TL katılma payının davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı-davalı ... vekili tarafından asıl dava ve birleşen dava yönünden temyiz edilmiştir. Dairece yerel mahkemenin kararı 21.06.2016 gün, 2016/202 Esas ve 2016/10960 Karar sayılı ilamla bir kısım temyiz itirazlarının reddine, kararın bir kısmının bozulmasına karar verilmiştir. Davacı-davalı ... vekili ve davalı-davacı ... vekili süresi içerisinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre, davalı-davacı vekilinin tüm, davacı-davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan, yerinde olmayan ve HUMK'nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı-davalı ... vekilinin birleşen dava konusu 5365 ada 8 parsel 3 ve 19 nolu bağımsız bölümlere yönelik karar düzeltme istemine gelince; 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi' nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM' de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m. 544, TBK m. 646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m. 186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM m. 189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemiz'in devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir. Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır. Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 17.02.1990 tarihinde evlenmiş, 04.10.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün,05.09.2014 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu 5365 ada 8 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 06.06.2001 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiş, 5365 ada 8 parsel 19 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 09.10.2000 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; dosya kapsamındaki sigorta kaydı ve tanık beyanlarına göre, davacı-davalı ...'nın 1988/3. dönemden taşınmazların edinildiği tarihe kadar her yılın belli dönemlerinde düzenli ve sürekli çalıştığı anlaşılmaktadır. Katkı payı talep edilen taşınmazların edinildiği dönemde tarafların her ikisi de çalıştığına göre, davacı-davalı kadının da taşınmazların edinilmesine bir miktar katkı payının olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, yukarda açıklanan Dairemizin ilke ve uygulamalarına ve TMK 4. ve TBK 50. madde uyarınca, hukuk ve hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek davacı-davalı kadının makul bir katkı oranı belirlenerek davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.Sonuç: Yukarıda (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı-davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin 21.06.2016 gün 2016/202 Esas ve 2016/10960 Karar sayılı ilamın (2-a) bendindeki temyiz itirazlarının reddine ilişkin kısmın KALDIRILMASINA, hükmün 5365 ada 8 parsel 3 ve 19 nolu bağımsız bölümler yönünden de BOZULMASINA, davalı-davacı vekilinin tüm, davacı-davalı vekilinin diğer karar düzeltme taleplerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, takdiren 300,00 TL para cezası ile 74,80 TL karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davalı-birleşen dosya davacısından alınarak ...'ye irad kaydına ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacı-birleşen dosya davalısına iadesine, 09.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Read the full article
#Avukat#AvukatMehmetCansız#boşanmadavası#CansızHukukBürosu#edinilmişmal#EDINILMISMALREJIMI#edinilmişmallarakatılmarejimi#izmiravukat#KatkıPayı#Malrejiminintasfiyesi
0 notes
Text
Boşanma-Mal Rejiminin Tasfiyesi-Edinilmiş Mal-Katkı Payı
TC YARGITAY 8.Hukuk Dairesi Esas: 2016/20679 Karar: 2018/132 Karar Tarihi: 09.01.2018 MAL REJİMİNİN TASFİYESİ VE ALACAK DAVASI - DAVACININ TAŞINMAZLARIN EDİNİLDİĞİ TARİHE KADAR HER YILIN BELLİ DÖNEMLERİNDE DÜZENLİ VE SÜREKLİ ÇALIŞTIĞI - HUKUK VE HAKKANİYET İLKELERİ - KADIN İÇİN MAKUL BİR KATKI ORANI BELİRLENMESİ GEREĞİ
ÖZET:
Dosya kapsamındaki sigorta kaydı ve tanık beyanlarına göre, davacı-davalının taşınmazların edinildiği tarihe kadar her yılın belli dönemlerinde düzenli ve sürekli çalıştığı anlaşılmaktadır. Katkı payı talep edilen taşınmazların edinildiği dönemde tarafların her ikisi de çalıştığına göre, davacı-davalı kadının da taşınmaz24ların edinilmesine bir miktar katkı payının olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, hukuk ve hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek davacı-davalı kadının makul bir katkı oranı belirlenerek davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. (4721 SK m. 4, 179, 186, 189, 202, 225, 236) (743 SK, 152, 170) (4722 SK, 10) (6098 SK, 50, 646) (818 SK, 544 ) (8. HD. 21.06.2016 T. 2016/202 E. 2016/10960 K.) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davacı-karşı davalı ... (Demirel) ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 21.06.2016 gün ve 2016/202 Esas, 2016/10960 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı-birleşen dosya davalısı vekili ve davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: Davacı-davalı ... ... vekili, boşanma dava dilekçesi ile birlikte HMK 107. maddesi uyarınca evlilik birliği içerisinde 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen davalıya ait şirketlerin sermaye, mal varlığı, kar payı gibi tüm edinilmiş mal sayılan hakların tasfiyesi ve 1/2 katılma alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, dava değeri asgari 10.000,00 TL olarak belirtilmiştir. Mahkeme tarafından verilen süre içerisinde yeni rapor alınmasına ilişkin itirazlarını yineleyerek 08.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen 8.224.245,91 TL üzerinden harcı tamamlamıştır. Birleşen davaya ilişkin cevaplarında dava konusu edilen taşınmazların kişisel mal olduğunu, 19 nolu meskenin doğum günü hediyesi olarak, 3 nolu meskenin ise yine davalı-davacı eş tarafından sürpriz yapılarak müvekkilin anne ve babasının oturması amacıyla hediye olarak alındığını, 23 nolu meskenin satımından davalı-davacının haberdar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı-davacı ... vekili, birleşen davalarında davacı-davalı kadının evlilik birliği boyunca hiç çalışmadığını, davalı-davacının kişisel kazançları ile alınan tüm taşınmazların şirketlerin ileride yaşayabileceği ekonomik krizleri düşünerek davalı-davacı adına tescil edildiğini belirterek, davacı-davalı adına kayıtlı üç adet taşınmazın değerlerinin, müvekkilin katılma alacağının ve 23 nolu mesken için çekilen ve boşanma dava tarihinden sonra ödenen kredi tutarlarının tespit edilerek faiziyle davacı-davalıdan tahsilini talep etmiş ve harca esas değer olarak 250.000,00 TL bildirilmiştir. 22.07.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda tespit edilen değer uyarınca 4.755.558,40 TL olarak talep miktarını arttırmışlardır. Asıl davaya yönelik savunmalarında davacı-davalının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece;
asıl davanın kabulü ile evlilik birliği içinde kurulan tüm şirketlerdeki davalı ...'e ait hisse oranlarına göre toplam 16.448.491,82 TL olan hisse değerinin evlilik birliği içinde edinilen mal olduğunun kabulü ile TMK'nın 236. maddesi gereğince 1/2 sine karşılık gelen 8.224.245,91 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine karar verilmiştir. Birleşen dava yönünden davanın kabulü ile 5365 ada, 8 parsel 3 numaralı bağımsız bölümün bedeli olan 1.200.000,00 TL'nin; 5365 ada, 8 parsel 19 numaralı bağımsız bölümün bedeli olan 1.600.000,00 TL'nin davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine; davacı ... tarafından dava konusu 1 sayılı parselde bulunan kat mülkiyetli dubleks villa niteliğinde olan 23 nolu bağımsız bölümün satın alınması nedeniyle davacı ... adına kullanılan banka kredisi için mal rejiminin sona erme tarihi olan boşanma davasının açıldığı 04/10/2011 tarihinden taşınmazın satış tarihi olan temmuz 2014 tarihine kadar bankaya davacı ... adına alınan taşınmaz kredisi nedeniyle yapılan ödemelerin davacının kişisel malı niteliğinde olan 17.603 USD x 33 ay karşılığı olan 580.899 doların taşınmaz satış tarihindeki TL karşılığı olarak (580.899 USD x 2,118 TL=1.230.344,08 TL )1.230.344,08 TL'nin davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine; 23 nolu bağımsız bölümün satış tarihi itibariyle davacı ...'ün kişisel malı niteliğinde olan alacak miktarı, taşınmazın bakiye kredi borcunun mahsubu sonrasında kalan 684.810,51 USD / 1/2 =342.405,25 USD'nin taşınmazın satış tarihindeki TL karşılığı olarak (342.405,25 x 2,118 TL= 725.214,32 TL) 725.214,32 TL katılma payının davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı-davalı ... vekili tarafından asıl dava ve birleşen dava yönünden temyiz edilmiştir. Dairece yerel mahkemenin kararı 21.06.2016 gün, 2016/202 Esas ve 2016/10960 Karar sayılı ilamla bir kısım temyiz itirazlarının reddine, kararın bir kısmının bozulmasına karar verilmiştir. Davacı-davalı ... vekili ve davalı-davacı ... vekili süresi içerisinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre, davalı-davacı vekilinin tüm, davacı-davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan, yerinde olmayan ve HUMK'nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı-davalı ... vekilinin birleşen dava konusu 5365 ada 8 parsel 3 ve 19 nolu bağımsız bölümlere yönelik karar düzeltme istemine gelince; 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi' nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM' de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m. 544, TBK m. 646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m. 186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM m. 189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemiz'in devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir. Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır. Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 17.02.1990 tarihinde evlenmiş, 04.10.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün,05.09.2014 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu 5365 ada 8 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 06.06.2001 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiş, 5365 ada 8 parsel 19 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 09.10.2000 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; dosya kapsamındaki sigorta kaydı ve tanık beyanlarına göre, davacı-davalı ...'nın 1988/3. dönemden taşınmazların edinildiği tarihe kadar her yılın belli dönemlerinde düzenli ve sürekli çalıştığı anlaşılmaktadır. Katkı payı talep edilen taşınmazların edinildiği dönemde tarafların her ikisi de çalıştığına göre, davacı-davalı kadının da taşınmazların edinilmesine bir miktar katkı payının olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, yukarda açıklanan Dairemizin ilke ve uygulamalarına ve TMK 4. ve TBK 50. madde uyarınca, hukuk ve hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek davacı-davalı kadının makul bir katkı oranı belirlenerek davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.Sonuç: Yukarıda (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı-davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin 21.06.2016 gün 2016/202 Esas ve 2016/10960 Karar sayılı ilamın (2-a) bendindeki temyiz itirazlarının reddine ilişkin kısmın KALDIRILMASINA, hükmün 5365 ada 8 parsel 3 ve 19 nolu bağımsız bölümler yönünden de BOZULMASINA, davalı-davacı vekilinin tüm, davacı-davalı vekilinin diğer karar düzeltme taleplerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, takdiren 300,00 TL para cezası ile 74,80 TL karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davalı-birleşen dosya davacısından alınarak ...'ye irad kaydına ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacı-birleşen dosya davalısına iadesine, 09.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Read the full article
#Avukat#AvukatMehmetCansız#boşanmadavası#CansızHukukBürosu#edinilmişmal#EDINILMISMALREJIMI#edinilmişmallarakatılmarejimi#izmiravukat#KatkıPayı#Malrejiminintasfiyesi
0 notes
Text
BOŞANMA-MAL REJİMİNİN TASFİYESİ-EDİNİLMİŞ MAL-KATKI PAYI
TC YARGITAY 8.Hukuk Dairesi Esas: 2016/20679 Karar: 2018/132 Karar Tarihi: 09.01.2018 MAL REJİMİNİN TASFİYESİ VE ALACAK DAVASI - DAVACININ TAŞINMAZLARIN EDİNİLDİĞİ TARİHE KADAR HER YILIN BELLİ DÖNEMLERİNDE DÜZENLİ VE SÜREKLİ ÇALIŞTIĞI - HUKUK VE HAKKANİYET İLKELERİ - KADIN İÇİN MAKUL BİR KATKI ORANI BELİRLENMESİ GEREĞİ
ÖZET:
Dosya kapsamındaki sigorta kaydı ve tanık beyanlarına göre, davacı-davalının taşınmazların edinildiği tarihe kadar her yılın belli dönemlerinde düzenli ve sürekli çalıştığı anlaşılmaktadır. Katkı payı talep edilen taşınmazların edinildiği dönemde tarafların her ikisi de çalıştığına göre, davacı-davalı kadının da taşınmazların edinilmesine bir miktar katkı payının olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, hukuk ve hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek davacı-davalı kadının makul bir katkı oranı belirlenerek davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. (4721 SK m. 4, 179, 186, 189, 202, 225, 236) (743 SK, 152, 170) (4722 SK, 10) (6098 SK, 50, 646) (818 SK, 544 ) (8. HD. 21.06.2016 T. 2016/202 E. 2016/10960 K.) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davacı-karşı davalı ... (Demirel) ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 21.06.2016 gün ve 2016/202 Esas, 2016/10960 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı-birleşen dosya davalısı vekili ve davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: Davacı-davalı ... ... vekili, boşanma dava dilekçesi ile birlikte HMK 107. maddesi uyarınca evlilik birliği içerisinde 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen davalıya ait şirketlerin sermaye, mal varlığı, kar payı gibi tüm edinilmiş mal sayılan hakların tasfiyesi ve 1/2 katılma alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, dava değeri asgari 10.000,00 TL olarak belirtilmiştir. Mahkeme tarafından verilen süre içerisinde yeni rapor alınmasına ilişkin itirazlarını yineleyerek 08.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen 8.224.245,91 TL üzerinden harcı tamamlamıştır. Birleşen davaya ilişkin cevaplarında dava konusu edilen taşınmazların kişisel mal olduğunu, 19 nolu meskenin doğum günü hediyesi olarak, 3 nolu meskenin ise yine davalı-davacı eş tarafından sürpriz yapılarak müvekkilin anne ve babasının oturması amacıyla hediye olarak alındığını, 23 nolu meskenin satımından davalı-davacının haberdar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı-davacı ... vekili, birleşen davalarında davacı-davalı kadının evlilik birliği boyunca hiç çalışmadığını, davalı-davacının kişisel kazançları ile alınan tüm taşınmazların şirketlerin ileride yaşayabileceği ekonomik krizleri düşünerek davalı-davacı adına tescil edildiğini belirterek, davacı-davalı adına kayıtlı üç adet taşınmazın değerlerinin, müvekkilin katılma alacağının ve 23 nolu mesken için çekilen ve boşanma dava tarihinden sonra ödenen kredi tutarlarının tespit edilerek faiziyle davacı-davalıdan tahsilini talep etmiş ve harca esas değer olarak 250.000,00 TL bildirilmiştir. 22.07.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda tespit edilen değer uyarınca 4.755.558,40 TL olarak talep miktarını arttırmışlardır. Asıl davaya yönelik savunmalarında davacı-davalının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece;
asıl davanın kabulü ile evlilik birliği içinde kurulan tüm şirketlerdeki davalı ...'e ait hisse oranlarına göre toplam 16.448.491,82 TL olan hisse değerinin evlilik birliği içinde edinilen mal olduğunun kabulü ile TMK'nın 236. maddesi gereğince 1/2 sine karşılık gelen 8.224.245,91 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine karar verilmiştir. Birleşen dava yönünden davanın kabulü ile 5365 ada, 8 parsel 3 numaralı bağımsız bölümün bedeli olan 1.200.000,00 TL'nin; 5365 ada, 8 parsel 19 numaralı bağımsız bölümün bedeli olan 1.600.000,00 TL'nin davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine; davacı ... tarafından dava konusu 1 sayılı parselde bulunan kat mülkiyetli dubleks villa niteliğinde olan 23 nolu bağımsız bölümün satın alınması nedeniyle davacı ... adına kullanılan banka kredisi için mal rejiminin sona erme tarihi olan boşanma davasının açıldığı 04/10/2011 tarihinden taşınmazın satış tarihi olan temmuz 2014 tarihine kadar bankaya davacı ... adına alınan taşınmaz kredisi nedeniyle yapılan ödemelerin davacının kişisel malı niteliğinde olan 17.603 USD x 33 ay karşılığı olan 580.899 doların taşınmaz satış tarihindeki TL karşılığı olarak (580.899 USD x 2,118 TL=1.230.344,08 TL )1.230.344,08 TL'nin davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine; 23 nolu bağımsız bölümün satış tarihi itibariyle davacı ...'ün kişisel malı niteliğinde olan alacak miktarı, taşınmazın bakiye kredi borcunun mahsubu sonrasında kalan 684.810,51 USD / 1/2 =342.405,25 USD'nin taşınmazın satış tarihindeki TL karşılığı olarak (342.405,25 x 2,118 TL= 725.214,32 TL) 725.214,32 TL katılma payının davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı-davalı ... vekili tarafından asıl dava ve birleşen dava yönünden temyiz edilmiştir. Dairece yerel mahkemenin kararı 21.06.2016 gün, 2016/202 Esas ve 2016/10960 Karar sayılı ilamla bir kısım temyiz itirazlarının reddine, kararın bir kısmının bozulmasına karar verilmiştir. Davacı-davalı ... vekili ve davalı-davacı ... vekili süresi içerisinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre, davalı-davacı vekilinin tüm, davacı-davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan, yerinde olmayan ve HUMK'nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı-davalı ... vekilinin birleşen dava konusu 5365 ada 8 parsel 3 ve 19 nolu bağımsız bölümlere yönelik karar düzeltme istemine gelince; 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi' nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM' de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m. 544, TBK m. 646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m. 186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM m. 189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemiz'in devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir. Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır. Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 17.02.1990 tarihinde evlenmiş, 04.10.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün,05.09.2014 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu 5365 ada 8 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 06.06.2001 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiş, 5365 ada 8 parsel 19 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 09.10.2000 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; dosya kapsamındaki sigorta kaydı ve tanık beyanlarına göre, davacı-davalı ...'nın 1988/3. dönemden taşınmazların edinildiği tarihe kadar her yılın belli dönemlerinde düzenli ve sürekli çalıştığı anlaşılmaktadır. Katkı payı talep edilen taşınmazların edinildiği dönemde tarafların her ikisi de çalıştığına göre, davacı-davalı kadının da taşınmazların edinilmesine bir miktar katkı payının olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, yukarda açıklanan Dairemizin ilke ve uygulamalarına ve TMK 4. ve TBK 50. madde uyarınca, hukuk ve hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek davacı-davalı kadının makul bir katkı oranı belirlenerek davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.Sonuç: Yukarıda (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı-davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin 21.06.2016 gün 2016/202 Esas ve 2016/10960 Karar sayılı ilamın (2-a) bendindeki temyiz itirazlarının reddine ilişkin kısmın KALDIRILMASINA, hükmün 5365 ada 8 parsel 3 ve 19 nolu bağımsız bölümler yönünden de BOZULMASINA, davalı-davacı vekilinin tüm, davacı-davalı vekilinin diğer karar düzeltme taleplerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, takdiren 300,00 TL para cezası ile 74,80 TL karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davalı-birleşen dosya davacısından alınarak ...'ye irad kaydına ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacı-birleşen dosya davalısına iadesine, 09.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Read the full article
#Avukat#AvukatMehmetCansız#boşanmadavası#CansızHukukBürosu#edinilmişmal#EDINILMISMALREJIMI#edinilmişmallarakatılmarejimi#izmiravukat#KatkıPayı#Malrejiminintasfiyesi
0 notes
Text
BOŞANMA-MAL REJİMİNİN TASFİYESİ-EDİNİLMİŞ MAL-KATKI PAYI
TC YARGITAY 8.Hukuk Dairesi Esas: 2016/20679 Karar: 2018/132 Karar Tarihi: 09.01.2018 MAL REJİMİNİN TASFİYESİ VE ALACAK DAVASI - DAVACININ TAŞINMAZLARIN EDİNİLDİĞİ TARİHE KADAR HER YILIN BELLİ DÖNEMLERİNDE DÜZENLİ VE SÜREKLİ ÇALIŞTIĞI - HUKUK VE HAKKANİYET İLKELERİ - KADIN İÇİN MAKUL BİR KATKI ORANI BELİRLENMESİ GEREĞİ
ÖZET:
Dosya kapsamındaki sigorta kaydı ve tanık beyanlarına göre, davacı-davalının taşınmazların edinildiği tarihe kadar her yılın belli dönemlerinde düzenli ve sürekli çalıştığı anlaşılmaktadır. Katkı payı talep edilen taşınmazların edinildiği dönemde tarafların her ikisi de çalıştığına göre, davacı-davalı kadının da taşınmazların edinilmesine bir miktar katkı payının olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, hukuk ve hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek davacı-davalı kadının makul bir katkı oranı belirlenerek davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. (4721 SK m. 4, 179, 186, 189, 202, 225, 236) (743 SK, 152, 170) (4722 SK, 10) (6098 SK, 50, 646) (818 SK, 544 ) (8. HD. 21.06.2016 T. 2016/202 E. 2016/10960 K.) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davacı-karşı davalı ... (Demirel) ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 21.06.2016 gün ve 2016/202 Esas, 2016/10960 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı-birleşen dosya davalısı vekili ve davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: Davacı-davalı ... ... vekili, boşanma dava dilekçesi ile birlikte HMK 107. maddesi uyarınca evlilik birliği içerisinde 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen davalıya ait şirketlerin sermaye, mal varlığı, kar payı gibi tüm edinilmiş mal sayılan hakların tasfiyesi ve 1/2 katılma alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, dava değeri asgari 10.000,00 TL olarak belirtilmiştir. Mahkeme tarafından verilen süre içerisinde yeni rapor alınmasına ilişkin itirazlarını yineleyerek 08.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen 8.224.245,91 TL üzerinden harcı tamamlamıştır. Birleşen davaya ilişkin cevaplarında dava konusu edilen taşınmazların kişisel mal olduğunu, 19 nolu meskenin doğum günü hediyesi olarak, 3 nolu meskenin ise yine davalı-davacı eş tarafından sürpriz yapılarak müvekkilin anne ve babasının oturması amacıyla hediye olarak alındığını, 23 nolu meskenin satımından davalı-davacının haberdar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı-davacı ... vekili, birleşen davalarında davacı-davalı kadının evlilik birliği boyunca hiç çalışmadığını, davalı-davacının kişisel kazançları ile alınan tüm taşınmazların şirketlerin ileride yaşayabileceği ekonomik krizleri düşünerek davalı-davacı adına tescil edildiğini belirterek, davacı-davalı adına kayıtlı üç adet taşınmazın değerlerinin, müvekkilin katılma alacağının ve 23 nolu mesken için çekilen ve boşanma dava tarihinden sonra ödenen kredi tutarlarının tespit edilerek faiziyle davacı-davalıdan tahsilini talep etmiş ve harca esas değer olarak 250.000,00 TL bildirilmiştir. 22.07.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda tespit edilen değer uyarınca 4.755.558,40 TL olarak talep miktarını arttırmışlardır. Asıl davaya yönelik savunmalarında davacı-davalının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece;
asıl davanın kabulü ile evlilik birliği içinde kurulan tüm şirketlerdeki davalı ...'e ait hisse oranlarına göre toplam 16.448.491,82 TL olan hisse değerinin evlilik birliği içinde edinilen mal olduğunun kabulü ile TMK'nın 236. maddesi gereğince 1/2 sine karşılık gelen 8.224.245,91 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine karar verilmiştir. Birleşen dava yönünden davanın kabulü ile 5365 ada, 8 parsel 3 numaralı bağımsız bölümün bedeli olan 1.200.000,00 TL'nin; 5365 ada, 8 parsel 19 numaralı bağımsız bölümün bedeli olan 1.600.000,00 TL'nin davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine; davacı ... tarafından dava konusu 1 sayılı parselde bulunan kat mülkiyetli dubleks villa niteliğinde olan 23 nolu bağımsız bölümün satın alınması nedeniyle davacı ... adına kullanılan banka kredisi için mal rejiminin sona erme tarihi olan boşanma davasının açıldığı 04/10/2011 tarihinden taşınmazın satış tarihi olan temmuz 2014 tarihine kadar bankaya davacı ... adına alınan taşınmaz kredisi nedeniyle yapılan ödemelerin davacının kişisel malı niteliğinde olan 17.603 USD x 33 ay karşılığı olan 580.899 doların taşınmaz satış tarihindeki TL karşılığı olarak (580.899 USD x 2,118 TL=1.230.344,08 TL )1.230.344,08 TL'nin davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine; 23 nolu bağımsız bölümün satış tarihi itibariyle davacı ...'ün kişisel malı niteliğinde olan alacak miktarı, taşınmazın bakiye kredi borcunun mahsubu sonrasında kalan 684.810,51 USD / 1/2 =342.405,25 USD'nin taşınmazın satış tarihindeki TL karşılığı olarak (342.405,25 x 2,118 TL= 725.214,32 TL) 725.214,32 TL katılma payının davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı-davalı ... vekili tarafından asıl dava ve birleşen dava yönünden temyiz edilmiştir. Dairece yerel mahkemenin kararı 21.06.2016 gün, 2016/202 Esas ve 2016/10960 Karar sayılı ilamla bir kısım temyiz itirazlarının reddine, kararın bir kısmının bozulmasına karar verilmiştir. Davacı-davalı ... vekili ve davalı-davacı ... vekili süresi içerisinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre, davalı-davacı vekilinin tüm, davacı-davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan, yerinde olmayan ve HUMK'nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı-davalı ... vekilinin birleşen dava konusu 5365 ada 8 parsel 3 ve 19 nolu bağımsız bölümlere yönelik karar düzeltme istemine gelince; 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi' nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM' de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m. 544, TBK m. 646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m. 186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM m. 189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemiz'in devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir. Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır. Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 17.02.1990 tarihinde evlenmiş, 04.10.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün,05.09.2014 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu 5365 ada 8 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 06.06.2001 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiş, 5365 ada 8 parsel 19 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 09.10.2000 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; dosya kapsamındaki sigorta kaydı ve tanık beyanlarına göre, davacı-davalı ...'nın 1988/3. dönemden taşınmazların edinildiği tarihe kadar her yılın belli dönemlerinde düzenli ve sürekli çalıştığı anlaşılmaktadır. Katkı payı talep edilen taşınmazların edinildiği dönemde tarafların her ikisi de çalıştığına göre, davacı-davalı kadının da taşınmazların edinilmesine bir miktar katkı payının olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, yukarda açıklanan Dairemizin ilke ve uygulamalarına ve TMK 4. ve TBK 50. madde uyarınca, hukuk ve hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek davacı-davalı kadının makul bir katkı oranı belirlenerek davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.Sonuç: Yukarıda (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı-davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin 21.06.2016 gün 2016/202 Esas ve 2016/10960 Karar sayılı ilamın (2-a) bendindeki temyiz itirazlarının reddine ilişkin kısmın KALDIRILMASINA, hükmün 5365 ada 8 parsel 3 ve 19 nolu bağımsız bölümler yönünden de BOZULMASINA, davalı-davacı vekilinin tüm, davacı-davalı vekilinin diğer karar düzeltme taleplerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, takdiren 300,00 TL para cezası ile 74,80 TL karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davalı-birleşen dosya davacısından alınarak ...'ye irad kaydına ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacı-birleşen dosya davalısına iadesine, 09.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Read the full article
#Avukat#AvukatMehmetCansız#boşanmadavası#CansızHukukBürosu#edinilmişmal#edinilmişmallarakatılmarejimi#izmiravukat#KatkıPayı#Malrejiminintasfiyesi
0 notes
Text
Boşanma-Mal Rejiminin Tasfiyesi-Edinilmiş Mal-Katkı PAyı
TC YARGITAY 8.Hukuk Dairesi Esas: 2016/20679 Karar: 2018/132 Karar Tarihi: 09.01.2018 MAL REJİMİNİN TASFİYESİ VE ALACAK DAVASI - DAVACININ TAŞINMAZLARIN EDİNİLDİĞİ TARİHE KADAR HER YILIN BELLİ DÖNEMLERİNDE DÜZENLİ VE SÜREKLİ ÇALIŞTIĞI - HUKUK VE HAKKANİYET İLKELERİ - KADIN İÇİN MAKUL BİR KATKI ORANI BELİRLENMESİ GEREĞİ
ÖZET:
Dosya kapsamındaki sigorta kaydı ve tanık beyanlarına göre, davacı-davalının taşınmazların edinildiği tarihe kadar her yılın belli dönemlerinde düzenli ve sürekli çalıştığı anlaşılmaktadır. Katkı payı talep edilen taşınmazların edinildiği dönemde tarafların her ikisi de çalıştığına göre, davacı-davalı kadının da taşınmazların edinilmesine bir miktar katkı payının olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, hukuk ve hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek davacı-davalı kadının makul bir katkı oranı belirlenerek davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. (4721 SK m. 4, 179, 186, 189, 202, 225, 236) (743 SK, 152, 170) (4722 SK, 10) (6098 SK, 50, 646) (818 SK, 544 ) (8. HD. 21.06.2016 T. 2016/202 E. 2016/10960 K.) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davacı-karşı davalı ... (Demirel) ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 21.06.2016 gün ve 2016/202 Esas, 2016/10960 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı-birleşen dosya davalısı vekili ve davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: Davacı-davalı ... ... vekili, boşanma dava dilekçesi ile birlikte HMK 107. maddesi uyarınca evlilik birliği içerisinde 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen davalıya ait şirketlerin sermaye, mal varlığı, kar payı gibi tüm edinilmiş mal sayılan hakların tasfiyesi ve 1/2 katılma alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, dava değeri asgari 10.000,00 TL olarak belirtilmiştir. Mahkeme tarafından verilen süre içerisinde yeni rapor alınmasına ilişkin itirazlarını yineleyerek 08.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen 8.224.245,91 TL üzerinden harcı tamamlamıştır. Birleşen davaya ilişkin cevaplarında dava konusu edilen taşınmazların kişisel mal olduğunu, 19 nolu meskenin doğum günü hediyesi olarak, 3 nolu meskenin ise yine davalı-davacı eş tarafından sürpriz yapılarak müvekkilin anne ve babasının oturması amacıyla hediye olarak alındığını, 23 nolu meskenin satımından davalı-davacının haberdar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı-davacı ... vekili, birleşen davalarında davacı-davalı kadının evlilik birliği boyunca hiç çalışmadığını, davalı-davacının kişisel kazançları ile alınan tüm taşınmazların şirketlerin ileride yaşayabileceği ekonomik krizleri düşünerek davalı-davacı adına tescil edildiğini belirterek, davacı-davalı adına kayıtlı üç adet taşınmazın değerlerinin, müvekkilin katılma alacağının ve 23 nolu mesken için çekilen ve boşanma dava tarihinden sonra ödenen kredi tutarlarının tespit edilerek faiziyle davacı-davalıdan tahsilini talep etmiş ve harca esas değer olarak 250.000,00 TL bildirilmiştir. 22.07.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda tespit edilen değer uyarınca 4.755.558,40 TL olarak talep miktarını arttırmışlardır. Asıl davaya yönelik savunmalarında davacı-davalının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece;
asıl davanın kabulü ile evlilik birliği içinde kurulan tüm şirketlerdeki davalı ...'e ait hisse oranlarına göre toplam 16.448.491,82 TL olan hisse değerinin evlilik birliği içinde edinilen mal olduğunun kabulü ile TMK'nın 236. maddesi gereğince 1/2 sine karşılık gelen 8.224.245,91 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine karar verilmiştir. Birleşen dava yönünden davanın kabulü ile 5365 ada, 8 parsel 3 numaralı bağımsız bölümün bedeli olan 1.200.000,00 TL'nin; 5365 ada, 8 parsel 19 numaralı bağımsız bölümün bedeli olan 1.600.000,00 TL'nin davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine; davacı ... tarafından dava konusu 1 sayılı parselde bulunan kat mülkiyetli dubleks villa niteliğinde olan 23 nolu bağımsız bölümün satın alınması nedeniyle davacı ... adına kullanılan banka kredisi için mal rejiminin sona erme tarihi olan boşanma davasının açıldığı 04/10/2011 tarihinden taşınmazın satış tarihi olan temmuz 2014 tarihine kadar bankaya davacı ... adına alınan taşınmaz kredisi nedeniyle yapılan ödemelerin davacının kişisel malı niteliğinde olan 17.603 USD x 33 ay karşılığı olan 580.899 doların taşınmaz satış tarihindeki TL karşılığı olarak (580.899 USD x 2,118 TL=1.230.344,08 TL )1.230.344,08 TL'nin davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine; 23 nolu bağımsız bölümün satış tarihi itibariyle davacı ...'ün kişisel malı niteliğinde olan alacak miktarı, taşınmazın bakiye kredi borcunun mahsubu sonrasında kalan 684.810,51 USD / 1/2 =342.405,25 USD'nin taşınmazın satış tarihindeki TL karşılığı olarak (342.405,25 x 2,118 TL= 725.214,32 TL) 725.214,32 TL katılma payının davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı-davalı ... vekili tarafından asıl dava ve birleşen dava yönünden temyiz edilmiştir. Dairece yerel mahkemenin kararı 21.06.2016 gün, 2016/202 Esas ve 2016/10960 Karar sayılı ilamla bir kısım temyiz itirazlarının reddine, kararın bir kısmının bozulmasına karar verilmiştir. Davacı-davalı ... vekili ve davalı-davacı ... vekili süresi içerisinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre, davalı-davacı vekilinin tüm, davacı-davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan, yerinde olmayan ve HUMK'nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı-davalı ... vekilinin birleşen dava konusu 5365 ada 8 parsel 3 ve 19 nolu bağımsız bölümlere yönelik karar düzeltme istemine gelince; 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi' nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM' de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m. 544, TBK m. 646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m. 186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM m. 189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemiz'in devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir. Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır. Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 17.02.1990 tarihinde evlenmiş, 04.10.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün,05.09.2014 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu 5365 ada 8 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 06.06.2001 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiş, 5365 ada 8 parsel 19 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 09.10.2000 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; dosya kapsamındaki sigorta kaydı ve tanık beyanlarına göre, davacı-davalı ...'nın 1988/3. dönemden taşınmazların edinildiği tarihe kadar her yılın belli dönemlerinde düzenli ve sürekli çalıştığı anlaşılmaktadır. Katkı payı talep edilen taşınmazların edinildiği dönemde tarafların her ikisi de çalıştığına göre, davacı-davalı kadının da taşınmazların edinilmesine bir miktar katkı payının olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, yukarda açıklanan Dairemizin ilke ve uygulamalarına ve TMK 4. ve TBK 50. madde uyarınca, hukuk ve hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek davacı-davalı kadının makul bir katkı oranı belirlenerek davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.Sonuç: Yukarıda (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı-davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin 21.06.2016 gün 2016/202 Esas ve 2016/10960 Karar sayılı ilamın (2-a) bendindeki temyiz itirazlarının reddine ilişkin kısmın KALDIRILMASINA, hükmün 5365 ada 8 parsel 3 ve 19 nolu bağımsız bölümler yönünden de BOZULMASINA, davalı-davacı vekilinin tüm, davacı-davalı vekilinin diğer karar düzeltme taleplerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, takdiren 300,00 TL para cezası ile 74,80 TL karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davalı-birleşen dosya davacısından alınarak ...'ye irad kaydına ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacı-birleşen dosya davalısına iadesine, 09.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Read the full article
#Avukat#AvukatMehmetCansız#boşanmadavası#CansızHukukBürosu#edinilmişmal#EDINILMISMALREJIMI#edinilmişmallarakatılmarejimi#izmiravukat#KatkıPayı#Malrejiminintasfiyesi
0 notes