#Karialılar
Explore tagged Tumblr posts
dipnotski · 1 month ago
Text
Kolektif – Karialılar (2024)
‘Karialılar: Denizcilerden Kent Kuruculara’, Karia Bölgesi’nin prehistorik çağlara ta­rihlenen en erken yerleşimlerinden Geç Osmanlı Dönemi’ne uzanan arkeolojik ve tarihi geçmişi hakkında bugüne dek yapılmış çalışmaların ve güncel araştırmaların bir özetini içeriyor. Anadolu Yarımadası’nın güneybatı kesiminde yer alan ve Antikçağ ’da Karia olarak bilinen coğrafi bölgenin kuzey sınırını Büyük…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
otadam · 5 years ago
Text
M.Ö. 5. yüzyıldı. 
Bahar, Akdeniz ile Ege'nin buluştuğu topraklara ‘merhaba’ demişti. Damıtılmış rüzgarlar binlerce otun ve çiçeğin aromalarından oluşan mis gibi bir koku yayıyordu havaya. Knidoslular, bugün Deveboynu dediğimiz Kap Krio'da taze baharı kutluyordu. Şarkılar söyleniyor, şiirler okunuyor, şaraplar içiliyordu.
Bir anda bir çığlık duyuldu. Bir haykırış. Knidos kralının kızıydı bu. Yörenin en zehirli yılanı sokmuştu. 1,5 metre boyunda, kurşuni renkli engerek. Genç kız acı içinde yere yığıldı. Güzeller güzeli bir kızdı. Kralın en küçük kızı. İki ablası yakın ülkelerin prensleriyle evlenip yuvadan ayrılmıştı. Sarayın tek çocuğuydu. O yüzden kralın canıydı.
Yüzü morarmış, ateşi yükselmiş, narin bedeni titriyordu. Kan ter içindeydi. Hemen hekimlere gösterildi. Hekimler sonucu krala tek cümleyle özetlediler: ‘Maalesef.’ Knidos prensesi ölecekti.
Genç kız öleceğine anlayınca babasına yalvarmaya başladı: ‘Baba ne olur bir şeyler yap. Yaşamak istiyorum baba. Kurtar beni.’
O yalvardıkça, kral kahroluyordu. Biricik kızı ölürken, onun elinden bir şey gelmiyordu. Oysa ne kadar da iyilik yapmıştı. Halkıyla ilgilenmiş, yoksullara yardım etmiş, hükmettiği topraklarda adaleti sağlamıştı. Tanrılar neden onu cezalandırıyordu? İsyan etti:
… Ey tanrılar; neden ben, neden kızım? Ne kötülük yaptık, hangi sözünüzü ezdik. Sizler bugünler için varsınız. Yoksa.. Yok musunuz?
Tanrılardan ses yoktu..
Knidos prensesi ateşler içinde geçirdi geceyi. Yüzü gözü şişmişti. Kral da çaresizliğin acılarıyla sabahladı. Aynaya baktığında saçları bembeyazdı. Hekimler genç kızın akşama kadar can vereceğini söylüyordu. Kral kızının başında, Knidoslular da tapınaklarda dualar ediyordu.
O anda bir haber getirdiler. ‘Kralım dışarıda bir balıkçı var, kızınızı kurtarabileceğini söylüyor.’ Kral, ‘Hemen alın içeri, hemen’ dedi. Aldılar.
Simi'den gelen bir balıkçıydı. Kralın yaşlarında, uzun boylu, iri omuzlu, yanık tenli, yeşil gözlü. Hemen, boynundaki meşin keseden tahta bir kutu çıkardı, içindeki merhemi genç kızın tüm bedenine sürdü. ‘Üzülmeyin kralım’ dedi, ‘Kızınız ölmeyecek. Şişlikleri yarın inecek; ertesi gün de ayağa kalkacak.’
Simili balıkçı, bu merhemi kendisi gibi balıkçı olan dedesinden öğrenmişti. Yörenin endemik otlarıyla yosun karışımı bir merhemdi. Çok zehirli balıkların soktuğu insanlarda kullanmışlar ve onları kurtarmışlardı. Bir keresinde Simi koylarında denize giren bir soyluyu, kuyruğunda iğne gibi bir kemik olan çok zehirli bir balık sokmuştu. O balık bu denizlerin en zehirlisiydi. Bu merhem onu bile kurtarmıştı.
Ertesi gün balıkçının dediği oldu. Genç kızın şişlikleri indi, ateşi düştü. Artık o narin bedeni titremiyordu. Bir sonraki gün ise tamamen iyileşti, ayağa kalktı.
Kızıyla birlikte Knidos kralı da hayata dönmüştü. Hemen talimat verdi;
… Balıkçıyı bulun, ailesiyle birlikte saraya getirin. Artık burada kalacak.
Buldular..
Kral Simili balıkçıyı saray hekimleriyle tanıştırdı. Ve ikinci talimatı verdi;
… Bu topraklardaki dağları, taşları, ormanları tarayın. Tüm çiçekleri, otları, bitkileri araştırın. Denizlerdeki yosunları inceleyin. İlaçlar yapın, insanları kurtarın. Krallığım bu konuda size her türlü desteği verecek..
… Derler ki, tarihin ilk bilimsel tıp adımı, işte o gün atıldı. … Derler ki, tıbbın babası Hipokrat, işte bu adımlardan yola çıktı. … Derler ki, tarihin ilk bilimsel farmakoloji merkezinin Anadolu'da kurulmasını nedeni, işte bu Simili balıkçı.
Ve hatta derler ki, yüzlerce yıl koca Karia İmparatorluğu'nun topraklarıydı, bu şifa dolu topraklar.. Karialılar şifalı otlardan yüzlerce ilaç yapıp, binlerce hasta iyileştirdi..
… İşte bu yüzden ‘Koca Karia İlacı’ sözü, yüz yıllardır Anadolu'da ‘Koca Karı İlacı’ diye kullanılmakta...
7 notes · View notes
emlakreyonucomtr-blog · 6 years ago
Text
Gladyatörler Şehri'nin Tiyatrosu Gün Işığına Çıkıyor
New Post has been published on https://www.emlakreyonu.com.tr/haberler/gladyatorler-sehrinin-tiyatrosu-gun-isigina-cikiyor/
Gladyatörler Şehri'nin Tiyatrosu Gün Işığına Çıkıyor
İçindekiler
1 Muğla’nın Yatağan ilçesinde dünyanın en büyük mermer şehri olarak bilinen Stratonikeia Antik Kenti’ndeki 2 bin 200 yıllık antik tiyatro gün ışığına çıkarılıyor.
1.0.1 Söğüt, çalışmaların restoratör, konservatör ve konularının uzmanları gözetiminde yürütüldüğünü kaydetti.
1.1 Tiyatroda 2 bin 400 yıl öncesine ait kalıntıların da bulunduğuna dikkati çeken Söğüt, şunları dile getirdi:
Muğla’nın Yatağan ilçesinde dünyanın en büyük mermer şehri olarak bilinen Stratonikeia Antik Kenti’ndeki 2 bin 200 yıllık antik tiyatro gün ışığına çıkarılıyor.
UNESCO Kültürel Mirası Geçici Listesi‘nde yer alan ve “Gladyatörler Şehri” olarak da bilinen Strakonikeia Antik Kenti‘nde 12 ay kazı çalışması yürütülüyor.
Helenistik, Roma, Bizans, Anadolu beylikleri, Osmanlı ve cumhuriyet dönemlerinde de önemini sürdüren Stratonikeia Antik Kenti’nde, 3 bin yıl öncesine ait birçok eser kazı çalışmalarında bulundu.
gladyator
  Kazı çalışmalarının devam ettiği kentte, 2 bin 200 yıllık antik tiyatro, hazırlanan proje kapsamında yürütülen restorasyon çalışmasıyla eski ihtişamına kavuşturulacak.
UNESCO Geçici Kültür Mirası Listesi’ndeki antik kent Stratonikeia’da kazı çalışmalarına başkanlık yapan Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karia bölgesinin en önemli kentlerinden Stratonikeia’nın, Anadolu’nun yerli halkı Karialılar ve Leleglere ait bir yerleşim yeri olduğunu söyledi.
Antik kentte bir taraftan kazı, diğer yandan da önemli yapıların ayağa kaldırıldığı restorasyon çalışması yürüttüklerini belirten Söğüt, Stratonikeia’nın yaşayan bir arkeoloji kenti olduğunu dile getirdi.
Söğüt, çalışmaların restoratör, konservatör ve konularının uzmanları gözetiminde yürütüldüğünü kaydetti.
  Stratonikeia Antik Kenti’nin tarihin çeşitli dönemlerinde yaşanan depremlerden ağır hasar gördüğünü anlatan Söğüt, “Bu deprem izlerinin en belirgin yeri ise antik tiyatro. Muğla Kültür Turizm Müdürlüğünün bünyesinde, Güney Ege Kalkınma Ajansının desteğiyle tiyatroyu eski ihtişamına kavuşturacağız.” dedi.
Tiyatroda 2 bin 400 yıl öncesine ait kalıntıların da bulunduğuna dikkati çeken Söğüt, şunları dile getirdi:
“2 bin 200 yıl öncesine ait buradaki tiyatronun varlığını biz biliyoruz. Özellikle 2 bin yıl öncesinde tiyatro 3 katlı sahne binasıyla birlikte anıtsal bir yapı olarak en gösterişli yapılardan biri haline geliyor. Arkasında bir de tapınak terasının inşa edildiğini biliyoruz. Bu alanda tiyatroyla ilgili çalışmaları tamamlayacağız. Aşamalar halinde restorasyonu gerçekleştireceğiz.”
gladyator
Çalışmalar kapsamında tiyatrodaki blokların sağlamlarını kontrol edeceklerini aktaran Söğüt, daha sonra var olan blokların kendi yerlerine konulacağını, eksik kalan kısımların tamamlanacağını vurguladı.
Söğüt, proje maliyetinin 3 milyon 50 bin lira olduğunu, bunan 2 milyon lirasının GEKA’dan 1 milyon 50 bin lirasının ise Kültür Turizm Bakanlığı Müzeler Genel Müdürlüğünden karşılandığını ifade etti.
0 notes
yenicagri · 8 years ago
Text
Tarihi hamamda 700 yıl önce kalorifer sitemi kullanılmış
Tarihi hamamda 700 yıl önce kalorifer sitemi kullanılmış
MUĞLA  – Muğla‘da kazı çalışmalarının ardından restorasyonuna başlanılan Beylikler Hamamı‘nda, 700 yıl önce kalorifer sisteminin kullanıldığı belirlendi. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan ve “Gladyatörler Kenti” olarak bilinen, Karialılar ve Lelegler’e ev sahipliği yapan Stratonikeia Antik Kenti’ndeki tarihi yapılardan Beylikler Hamamı’nda kazıların tamamlanmasının ardından restorasyon…
View On WordPress
0 notes