#Karışıyor
Explore tagged Tumblr posts
Text
dokuz eylül diye bi taraflarımı yırtmıs olabilirim ama artık marmara da olabilir
#ehuehıehu#ilerde pişman olacağım şeyleri seçmek istemiyorum#ve kafam gittikçe karışıyor#kafanı sikicem simdi
40 notes
·
View notes
Text
Anlamıyorum bu köpekler benden ne istiyor
1510
5 notes
·
View notes
Text
Mavimsi ve yeşilimsi tonlar...renkler yumuşak bir şekilde karışıyor..ıslak kaldırımlara yansıyarak..anın telaşını yakalıyor...mükemmel bir harmanlama...doğanın sessizligin içinden konuştuğu zamanda askıya alınmış bir an..onun yaratılışında bir güzellik var...:
Hayırlı Cumalar:
196 notes
·
View notes
Text
Bütün rüyalar artık birbirine karışıyor Olric. Düş ve gerçek arasındaki çizgi siliniyor.
Oğuz Atay Tutunamayanlar
#moon light#full moon#moon#nighr#sky#night sky#clouds#cloud#flowers#flower#star#stars#purple moon#purple flowers#pics#art#landscape#scenery#nature#travel#amazing#aesthetic#beautiful photo#traveling#photagraphy
214 notes
·
View notes
Text
ıssız bölgede filizlendirdiğin kır çiçeklerinin arasında varoluşumun portresi için poz verdiğimde, şakaklarımın kıvrılmasına zar zor razı oldum. yüzümde sert doktrinin içerdiği bir güzellik arzusunun denizindeyim. ağzım göze çarpıyor, ama kulaklarım görünüyor. tanrı korkusu bir zincir gibi yüzümü ��evreliyor. karanlık gözlerinde bir bahçe görmeseydim üzücü bir portre olurdu diye uzaklara dalarken, her şey birer birer dağılıyor. ben yardım isteyemiyorum. ağlayıp içimi dökemiyorum. iyiymişim gibi davranıyorum. disforik ruh hâlim beni ele geçiriyor. göğsümü açmak ve tüm çöküşleri göstermek istiyorum. damarlarımın çizgilerini işaretleyen kusurları göğe uzanıyor. yıldızların gökyüzüne ait olduğu kadar ben de kaosa aitim. boğazımda alkol, sol elimde çakmağımla bitiş çizgimdeyim. yük omuzlarıma değil, omurgama binmeye başladı. kemiklerim artık dünyanın bana yüklediği ağırlığı taşıyamaz hâle geldi. kelimelerin yokluğunda sessizlikle oynuyorum. aklımı karıştıran her varoluşsal krizle ölmek istemiyorum. bazen birkaç günlüğüne kendimden çıkmak, enkazın ötesinde bir şeyler görmeyi düşlüyorum. kaotik gecelerin ortasında yapayalnızlığın sahnesi olmaktan yorulduğumun farkındayım. derimi yüzmek, bu işe yaramaz bedenden kurtulmak istiyorum. belki sürekli bir uçuruma düşme hissini atlatabilirim. kendimi biliyorum. bi’ çöküşün eşiğindeyim. iliklerime kadar işlediğin çiçeklere ve şiirlere kapılsam da, seni kendime çekip birlikte uçurumdan düşmek istemiyorum. beni kurtarmak zorunda değilsin. çünkü ben kimsenin denizinde çığlık atan kazazede değilim. bazı insanlar için zaten bir kasırga gibiydim. kırılgan gövdemin okyanusunda, şeytanlar derimin altında sakince yürüyor. ben duygusal felaketlerin hesaplanamaz bir hatasıyım. sessizliğime dalmaya çalışıyorum, ama kafamdaki sesler umutsuzca boşluk diye bağırıyor. gecenin karanlığı, ruhumun karanlığına karışıyor. bedenimin bilinmezliğine batmış bir varoluş yaşıyorum. gerçeklik beni içerisine çekiyor. düşüncelerimde, cehennemin senfonisiyle dans ediyorum. ruhum, bedenime hapsolmuş bir kuş gibiydi. bulunduğu hapishaneye alıştı.
142 notes
·
View notes
Text
Renklerim soldu, saçlarım her geçen gün daha kırılgan hale geliyor. Günlerim birbirine benziyor, ne kattığımın ya da ne kaybettiğimin farkına bile varmıyorum artık. Sanki hayatın içinden geçiyorum ama iz bırakmadan, her şey akıp gidiyor ellerimden. Sabahlar, akşamlar birbirine karışıyor, hangi anın içindeyim bilmiyorum.
60 notes
·
View notes
Text
"Gözlerin gözlerime değdiğinde, ruhun benimkine karışıyor sanki. İçimi tümüyle okuyabilmeni, gülümsemenin tüm varlığımı doldurabilmesi gibi ruhumun benimkine sızabilmesini ne kadar isterdim.."
35 notes
·
View notes
Text
Bu yıl öyle bir yıl ki, bu yıl benim karar yılım. Ama hem ailemin maddi durumu, hem ülkenin durumu, hem benim psikolojik durumum yüzünden her şey o kadar çelişiyor ki. Ne yapmam gerektiğini bilemiyorum. Kafam çok karışık. Zamanımda daralıyor maalesef. Lütfen bunu okuyan herkes bana yardım için fikrini paylaşabilir mi?
Ben çocukluktan beri ne okumak istediğimi hiçbir zaman bilen bir çocuk olmadım. Ailem, kızların özellikle bu devirde üniversite okuması gerektiğine inanan bir aile ve haklılar da. Kuzenlerim çocukluktan beri tıpın peşinden koşuyordu. Bense hiçbir zaman tıp istemedim. Ama ne istediğimi de bilmiyordum. Daha çok zamanım var, bulurum dedim. Ama mezun oldum, sınava girdim ama buna rağmen hala ne istediğimi bilmiyorum.
Meslek lisesi okuyup staj gördüğüm için ve doğru düzgün ders bile görmediğim için sınava hazırlanmamıştım. Ve puanım bazı 2 yıllık bölümlere yetse de öyle çok güzel bir puan değildi haliyle. O yüzden ailem bir yıl daha kal dedi. Normalde onları dinlemezdim ama ne istediğimi daha çözemediğim için kabul ettim.
Şimdi ise zamanım daralıyor. Önümde seçenekler var ama ben ne yapmak istediğimi hala bilemiyorum. Ailemin okumam konusunda ısrarcı olduğunu biliyorum. Çalışmasam bile okumamı istiyorlar. Ama ben o kadar okuduktan sonra evde oturmayı da kendime yediremem açıkçası. Her şey zaten burada karışıyor.
Önümdeki ilk seçenek normal bir insan gibi 4 yıllık bir bölüm okuyup mezun olup çalışmak. İkinci seçeneğim 2 yıllık rastgele kısa bir bölüm okuyup sadece üniversite diploması alarak hayatıma okuduğum bölümden alakasız bir işte çalışarak devam etmek. Üçüncü seçeneğim ebem sikilene kadar ders çalışıp 6 yıllık üniversite okumak ki, bunu seçersem bölümüm kesinlikle hukuk olacak ve eğer bunu yaparsam da savcı yada hakim olma hayalim var.
Üniversite seçeneklerim bunlar. Ama şöyle bir şey de var ki ülkenin durumu ortada. Milyonlarca işsiz var. Bu durumda kim niye beni bu ülkede üniversite mezunu olarak işe alır? Bu çok kafamı kurcalıyor. Çünkü ben üniversite okuduktan sonra işsiz kalırsam bunu kaldıramam, intihar ederim hiç düşünmeden. Çünkü hepimiz biliyoruz ki bu ülkede zengin değilsen yada üstlerden tanıdığın yoksa hiç şansın yoktur.
Bir yandan da üniversite okuyarak gençliğimi mahvetmek istemiyorum. Ne alaka diyeceksiniz ama ben üniversiteye gidersem hayatımın ne kadar kötü bir şekilde değişeceğini biliyorum. Ailemin durumu ortada. Eğer burslu okumasam hiç şansımız yok. Sosyalleşmek benim için zor olur. Tek başıma zorlanırım. Derslere ise yetişebilir miyim, çalışabilir miyim bilemiyorum. Bunun gençliğimi mahvetme olasılığı çok yüksek.
Bir yandan da şöyle bir seçeneğimiz var. Üniversite okumayıp çalışmak. Direkt iş hayatına atılmak. Meslek lisesinde aldığım belgelerle bir işe girip çalışmak. İlla o olmak zorunda değil. Bir markette, fast food dükkanında, mağazada falan da çalışmak uyar bana. Ki bugünlerde bir iş başvurusunda bulundum. Çok iyi bir iş ve alacağım cevap benim hayatımın gidişatını belirleyecek. Umarım kabul olur. Daha önce bir çalışma tecrübem olmadığı için bilemiyorum ama kabul olursa hayatım tamamen değişecek.
Ama eğer kabul olmasa da ya çalışma yada üniversite seçenekleri kalıyor. Ama kafam o kadar karışık ki. Zamanım daralıyor. Eğer üniversite seçersem, kaç yıllık seçeceğime bağlı olarak çalışmaya başlamalıyım çünkü buna geç bile kaldım. Ama eğer üniversite okumayacaksam bir işe girip çalışacağım. Çünkü aile evinde hiçbir şey yapmadan durmak gerçek bir eziyet.
Ne istediğimi bilmiyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum. Herkes farklı bir şey söylüyor. Şartlar apayrı. İstediğimi yapabilecek miyim, onu bile bilmiyorum. Herkesin her konuda bir bilgisi var. Akrabalar ve ailem beynimi sikiyor. Kulaklarımı kapatamıyorum. Yok olmak istiyorum. Ne yapmak istediğini bilen insanları görünce o kadar özeniyorum ki. Hayalleri var, çabalama sebepleri var. Çok şanslılar ve farkında değiller.
#ay benim gece senin#geceye not#kitaplar#geceyedair#gelmemeyegidenadam#kitap alintilari#uykusuz geceler#3391kilometre#3391km#beyza alkoç#0 km#0 kilometre#egenin izmiri#egenin incisi#karantina#mahşerinbinlerceatlısı#mahşerindörtatlısı#keşfet#writers on tumblr#artists on tumblr#tumblr girls#ösym#yks2025
25 notes
·
View notes
Text
Satırlar mı bulaştı gözyaşlarıma ?
Gözyaşlarım mı satırlara karıştı?
Karar veremiyorum.
Hafif hafif sızan hıçkırıklarım mıydı boğazıma takılan?
Yoksa kabullenemeyişin getirdiği o boğaza oturma hissi ,
Hani o hiç gitmeyen bir yumru gibi bekleyen ,
Kendini her defasında hatırlatan,
Gözleri dolduran ,
Elleri titreten,
İçimi yiyip bitiren o his...
Size veda edemiyorum Bayım,
Hayatınızın bir köşesinde sessiz sedasız bekliyorum,
Sesimi çıkaramam ,
İçimde büyüttüğünüz o hayatınızdan atılma korkusu sarmalarken,
Öyle ki dizlerim dahi titriyorken bu düşünce,
Çabasız sanmayın,
Hepsi biraz daha sizin varlığınıza sahip olabilmek adına aslında.
Bu satırlara da gözyaşları karıştırmak istemiyorum,
Lakin engel de olamıyorum,
Harfler karışıyor bazen,
Bazen gözlerim bulanıklaşıyor ve göremiyorum,
Ama taşmam gerek ,
Sizi , yokluğunuzu , acınızı, beni sevmiyor oluşunuzu ,
Daha fazla bu yükleri taşıyamaz çocuk kalbim,
Ben artık dağılan parçalarımı toplayamamayı geçtim,
Ellerim kanıyor toplarken ,
Yerine oturmuyor hiçbir parça ,
Yanlızca keder olup geri saplanıyorlar.
Yoruldum Bayım ,
Öylesine tükendim ki ,
Size beğendirmek istediğim kendimden de geçtim.
Elimde hiç bir şeyim kalmadı,
Sizde kalmadınız...
Zaten kalasınız hiç olmadı....
Kırılmış bir kadın/kırılmış bir hanımefendi
62 notes
·
View notes
Text
sen beni uçurumdan atlarken görüyorsun. ama aşağıda deniz olduğunu sadece ben biliyorum. bu intihar demek değil. bu gitmek. ve sadece ben gidebildim o noktaya kadar. gelsen görecektin ki korkulacak kadar kötü değilmiş yaşamamak. ardımda katil, aşağıda deniz kızısın. böyle de tuhaf her şey. belki de gelmişsin, geri dönmüşsün, denizi de biliyorsun. bilmiyorum, böyle de kafam karışıyor, krizler böyledir. konu şu an intiharsa bu konuyu. kapattım. atlıyorum.
215 notes
·
View notes
Text
Çekiçle yapılan bir resim 🌺🌺🌿🌿
Hammared flower 🌺🌿🌺🌿
"Gerçekle düş birbirine karışıyor; yalanın nerede bittiğini anlayamıyoruz. Tutunacak bir dalımız kalmıyor. Tutunamıyoruz."
"Oyunlarından yorulmuş görünüyordu. Bütün oyunları ciddiye almaktan yorulmuştu."
Oğuz Atay - Tutunamayanlar
69 notes
·
View notes
Text
Kalbimde Dört Mevsim
Kalbimi sana kendi ellerimle sundum; tüm saflığıyla yalnızca sana ait olmayı bekleyen, titrek ama kararlı bir emanetti... Sen ise o narin emanete papatyalar ektin. Her göz göze geldiğimizde bir papatya daha kök saldı ruhumun derinliklerine; kurak topraklarıma can verdi, solgun renklerimi yeniden boyadı. Senin varlığında kalbim, tıpkı baharı bekleyen topraklar gibi sabırsızca filizlendi, umuda boyandı ruhum. Ben ise, kalbimdeki o tarlanın her geçen gün daha da büyüyüp seninle dolduğunu izledim; bakışlarında hayat bulan, bir papatya bahçesine dönüşüyordu kalbim. O bahçede her papatya, bizim anılarımızı saklıyor; her yaprak ise rüzgara senin adını fısıldıyordu.
Fakat bir gün... Beni yalnız bıraktın kalbimin derinliklerinde. Terk ettiğin o tarlada papatyalar boyunlarını bükmeye başladı; rüzgâr, eskiden adını fısıldayan yaprakları birer birer savurdu. Sen gittikten sonra, o papatya tarlasını bahar terk etti. Eskiden gözlerimi her kapattığımda, kalbimin derinliklerinde seni hissederdim. Şimdi ise, içimdeki baharın yavaş yavaş nasıl kuruduğunu izliyorum. Senin varlığınla hayat bulan o bahçe, şimdi sadece hüzünle dolu, yaprakları dökülmüş bir harabeye dönüştü. Artık o papatyaların solmuş yaprakları, kalbimin verimsiz topraklarına karışıyor; sararan yapraklar, kurumuş dallar arasında sessizce hışırtılar yayıyor.
Kış bastırıyor sevgilim ruhumda... O rengârenk bahçenin yerini, beyazın soğuk sessizliği aldı. Buz tutmuş dalların arasında, kopmuş yaprakların hışırtıları yankılanıyor yalnızca. Eskiden tarlamda umudu besleyen rüzgâr, şimdi karanlık bir fırtına gibi dolanıyor içimde, her çiçeği köklerinden sökmek istercesine… Ve ben, baharımın yok oluşunu çaresizce izliyorum. Zamanında senin ellerinle büyüttüğüm o umutlar, şimdi donmuş toprağın altında kaybolup gidiyor. Her anı, her hatıra bir çığlık gibi yankılanıyor ruhumda. Kış, sadece bahçemi değil, içimdeki son sıcaklık kırıntılarını da alıp götürüyor.
Kendimle baş başa kaldığım her an, sormadan edemiyorum: Kalbimi nasıl bu kadar kolayca ellerine bırakabilmiştim? Gözlerimi kapattığımda, terk edilmiş kalbimin içinde dolaşıyor, dökülen her bir yaprağın anılarımızı toprağa nasıl gömdüğünü izliyorum. Şimdi her solgun yaprak, kalbimde birer mezar taşı gibi… Ve ben, o hüzün bahçesinin içinde kaybolmuş, terk edilmiş bir yolcu gibi dolaşıp duruyorum. Senin varlığında açan o çiçekler, şimdi yalnızca anıların gölgesinde büyüyen hüzün tohumlarına dönüştü. Kalbime derin kökler salıyorlar, ben ise her seferinde bu tohumları gözyaşlarımla besliyorum; ne yaparsam yapayım, onları sulamaktan kendimi alıkoyamıyorum.
Belki de asıl sorun, kalbimin sana değil, baharıma ihanet etmiş olmasıydı. Çünkü ben, senin bir gün gidebileceğini bile bile her papatyanın açışını kutladım; tarlamda senin varlığınla büyüyen o umudu sevdim. Şimdi ise, geriye kalan yalnızca papatyasız bir kış... Ve ben, papatyaların tekrar açacağı günü beklemeden, kalbimdeki baharın ölümüne tanıklık ediyorum.
Papatyalar öldükten sonra güzel kokarmış sevgilim, bunu gösterdin bana. Fakat o koku bile artık içimi ısıtmıyor. Şimdi yalnızca terk edilmiş bir bahçenin soğuk sessizliğinde, yavaş yavaş donan bir kalp kaldı geriye. Baharımın ölüşünü izlemek, tarlamda yalnızca kışın buzlu ellerinin hüküm sürdüğünü görmek… Bu, papatyaların ardında bıraktığın en ağır yük
06.10.2024 —Sözlerin Ressamı
#edebi sözler#edebiyat#yazılarım#papatya#blog yazısı#kendi kalbine yazar#kendimce#blog yazarı#artists on tumblr#keşfedilmeyen#keşfedilmemiş#keşfet#sözlerinressamı
25 notes
·
View notes
Text
"iyi babalar tarih yazdırır ve hep hatırlanır." günler ve aylar karışıyor zihnimde , ben neyi hatırlamadığımı unutuyorum.
39 notes
·
View notes
Text
İlk haftasonu bitti! Kaldı otuz tane da- asdjdkf. İş arkadaşımdan aldığım gazla konuşma kulübü alamayacağımı patronuma söyledim, anlayışla karşıladı sağolsun.
Düzenli not almaya başlamam şart, biraz karışıyor zira hangi sınıfta ne yaptığım. Yarın kendime bir takvim çıkarmaya niyetliyim bakalım.
Haftasonu sınıflarımla tanışırken haftaiçi kadar gerilmedim, girince alışıyormuşum cidden.
Kendimi öyle stresli hissetmiyorum ama egzamalarım azdı yine ve bu beni mutsuz ediyor. Tekrar dermatoloğa gidip aynı hikayeleri dinlemek istemiyorum. Bu sefer vücudumda da çeşitli yerlerde çıktı ufak ufak pff.
Dramatize sesli kitap dinlemek yeni olayım oldu, hele içerik ve sesler de seksi olunca üff! Sesi etkileyici erkekler kalp ben ya. Güzel ses tonu müthiş bişe.
Her telden çalan postumun sonuna gelmiş bulunmaktasınız, keyifli bir pazar akşamı diliyorum.
21 notes
·
View notes
Text
Herşeyin çok ince çizgisindeyim, kafam öyle karışıyor ki bazen deliriyorum sanıyorum, bazen de "kendime hiç bulaşmayayım en iyisi" diyorum. Bunun ortası yok.
Herşeyi normal, herkesi tepkisiz karşılıyorum. Gerçekten şaşıramıyorum artık ve iğreniyorum.
En uçurumdan tutuyorum kendimi cılız bir güçle .
Hayat bazen sırat köprüsünde yürümek gibi. Gücümün sonunda gibiyim ama hala direniyorum.
Bana bişeyler oluyor.
Hissediyorum, önleyemiyorum..
69 notes
·
View notes
Text
ellerim hayaline nefesim boşluğa karışıyor
#postlarim#umutbittigezegeniyakin#postlarım#edebiyat#bokmutluyuzaqq#poatlarım#poatlar#sevgi#sarhoskedi#karpuzluantidepresan
17 notes
·
View notes