#Helenistik dönem
Explore tagged Tumblr posts
Text
Bursa'daki Apollonia Antik Kenti Kazılarında Tiyatro Bölümü Ortaya Çıkıyor
Bursa’nın Tarihi Gölyazı Mahallesi’nde Apollonia Antik Kenti Kazısı Avrupa’nın en gözde kasabaları arasında yer alan Bursa’nın Nilüfer ilçesindeki turistik Gölyazı Mahallesi’nde, bölgenin Helenistik dönem yerleşimine ışık tutması beklenen Apollonia ad Rhyndacum Antik Kenti kazısının tiyatro bölümünde, bir kişiye özel olarak ayrılmış seyirci basamağına ulaşıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın…
#Apollonia Antik Kenti#Arkeoloji#Bursa#Gölyazı#Helenistik dönem#Kazı#kültürel miras#Prof. Dr. Derya Şahin#Roma dönemi#Tiyatro#Uluabat Gölü
0 notes
Text
Antakya'daki Kazı Çalışmaları ve Hipodromun Tarihi
Antakya’daki Kazı Çalışmaları Antakya ilçesi Küçükdalyan Mahallesi’nde bulunan hipodrom ile yakınındaki saray ve tapınak alanlarında yürütülen kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde devam etmektedir. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Pamir başkanlığındaki 20 kişilik uzman ekip, Roma ve Helenistik dönemlere ait önemli eserlerin izlerini…
#Antakya#arkeolojik buluntular#arkeopark#Hatay#Helenistik dönem#hipodrom#kazı çalışmaları#Prof. Dr. Hatice Pamir#Roma dönemi
0 notes
Text
Kral Kaya Mezarları: Amasya'nın Tarihi Hazineleri
Kral Kaya Mezarları’nın Tarihçesi Kral Kaya Mezarları, Amasya’da Helenistik Dönem’de, Pontus Krallığı döneminde yapılmış anıt mezarlardır. MÖ 302 yılında Pontus Krallığı’nın kurucusu I. Mithridates tarafından Amasya başkent yapıldıktan sonra, Harşena Dağı’nın güney eteklerindeki kalker kayalara oyularak inşa edilmişlerdir. Kral Kaya Mezarları, Pontus Krallığı’nın ihtişamını ve mimari yeteneğini…
0 notes
Text
Kral Kaya Mezarları: Amasya'nın Tarihi Hazineleri
Kral Kaya Mezarları’nın Tarihçesi Kral Kaya Mezarları, Amasya’da Helenistik Dönem’de, Pontus Krallığı döneminde yapılmış anıt mezarlardır. MÖ 302 yılında Pontus Krallığı’nın kurucusu I. Mithridates tarafından Amasya başkent yapıldıktan sonra, Harşena Dağı’nın güney eteklerindeki kalker kayalara oyularak inşa edilmişlerdir. Kral Kaya Mezarları, Pontus Krallığı’nın ihtişamını ve mimari yeteneğini…
0 notes
Text
Kral Kaya Mezarları: Amasya'nın Tarihi Hazineleri
Kral Kaya Mezarları’nın Tarihçesi Kral Kaya Mezarları, Amasya’da Helenistik Dönem’de, Pontus Krallığı döneminde yapılmış anıt mezarlardır. MÖ 302 yılında Pontus Krallığı’nın kurucusu I. Mithridates tarafından Amasya başkent yapıldıktan sonra, Harşena Dağı’nın güney eteklerindeki kalker kayalara oyularak inşa edilmişlerdir. Kral Kaya Mezarları, Pontus Krallığı’nın ihtişamını ve mimari yeteneğini…
0 notes
Text
Kral Kaya Mezarları: Amasya'nın Tarihi Hazineleri
Kral Kaya Mezarları’nın Tarihçesi Kral Kaya Mezarları, Amasya’da Helenistik Dönem’de, Pontus Krallığı döneminde yapılmış anıt mezarlardır. MÖ 302 yılında Pontus Krallığı’nın kurucusu I. Mithridates tarafından Amasya başkent yapıldıktan sonra, Harşena Dağı’nın güney eteklerindeki kalker kayalara oyularak inşa edilmişlerdir. Kral Kaya Mezarları, Pontus Krallığı’nın ihtişamını ve mimari yeteneğini…
0 notes
Text
Kral Kaya Mezarları: Amasya'nın Tarihi Hazineleri
Kral Kaya Mezarları’nın Tarihçesi Kral Kaya Mezarları, Amasya’da Helenistik Dönem’de, Pontus Krallığı döneminde yapılmış anıt mezarlardır. MÖ 302 yılında Pontus Krallığı’nın kurucusu I. Mithridates tarafından Amasya başkent yapıldıktan sonra, Harşena Dağı’nın güney eteklerindeki kalker kayalara oyularak inşa edilmişlerdir. Kral Kaya Mezarları, Pontus Krallığı’nın ihtişamını ve mimari yeteneğini…
0 notes
Text
Kral Kaya Mezarları: Amasya'nın Tarihi Hazineleri
Kral Kaya Mezarları’nın Tarihçesi Kral Kaya Mezarları, Amasya’da Helenistik Dönem’de, Pontus Krallığı döneminde yapılmış anıt mezarlardır. MÖ 302 yılında Pontus Krallığı’nın kurucusu I. Mithridates tarafından Amasya başkent yapıldıktan sonra, Harşena Dağı’nın güney eteklerindeki kalker kayalara oyularak inşa edilmişlerdir. Kral Kaya Mezarları, Pontus Krallığı’nın ihtişamını ve mimari yeteneğini…
0 notes
Text
Helenistik dönem antik kentindeyiz
Burada da imam hatipler kapatılsın yazıyor ✍️✍️
20 notes
·
View notes
Text
Efes Antik Kenti'nde Yaşam ve Kültür
Efes Antik Kenti, tarihi ve kültürel açıdan büyük bir öneme sahip olmasının yanı sıra, dünyanın dört bir yanından turist çekmektedir. Anadolu'nun batı kıyısında, Ege Denizi'nin kıyısında yer alan bu antik şehir, M.Ö. 10. yüzyılda kurulmuş olup, Antik Yunan döneminden Roma İmparatorluğu'na kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Özellikle, M.Ö. 6. yüzyılda büyük bir liman kenti olarak parladı ve Doğu Akdeniz'in en önemli ticaret merkezlerinden biri haline geldi. Bu dönemde Efes, mimari açıdan da büyük gelişmelere sahne oldu ve dünyaca ünlü Artemis Tapınağı gibi birçok önemli yapıya ev sahipliği yaptı. Efes'in önemi sadece tarihi değil, aynı zamanda kültürel açıdan da büyüktür. Antik Yunan ve Roma dönemlerine ait kalıntıların yanı sıra, Hristiyanlık tarihinde de büyük bir rol oynamıştır. Aziz Pavlus'un Efes'e gelerek burada Hristiyanlığı yaydığına inanılmaktadır ve şehir, Hristiyanlığın erken dönemlerinde önemli bir merkez haline gelmiştir. Bu nedenle, Efes'te Hristiyanlıkla ilgili birçok önemli yapı ve kalıntı bulunmaktadır, bunlardan en ünlüsü Aziz Yuhanna Bazilikası'dır. Günümüzde Efes Antik Kenti, ziyaretçilerine zengin bir tarih ve kültür mirası sunmaktadır. Antik kalıntılar arasında dolaşmak, geçmişin izlerini sürmek ve tarihi yapıları incelemek, turistler için unutulmaz bir deneyim sunmaktadır. Efes'in etkileyici manzarası ve çevresindeki doğal güzellikler de ziyaretçileri cezbetmektedir. Türkiye'nin Ege bölgesinde bulunan bu antik kent, sıcak iklimi ve zengin kültürel dokusuyla her yıl milyonlarca turisti ağırlamaktadır. - Tarihi Önem: Efes Antik Kenti, Anadolu'nun batı kıyısında, Ege Denizi'nin kıyısında yer alır ve M.Ö. 10. yüzyılda kurulmuştur. - Antik Liman Kenti: M.Ö. 6. yüzyılda büyük bir liman kenti olarak parlayan Efes, Doğu Akdeniz'in önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelmiştir. - Mimari Gelişim: Efes, Artemis Tapınağı gibi dünya çapında ünlü yapılarla zenginleşmiştir ve mimari açıdan büyük gelişmelere sahne olmuştur. - Hristiyanlık Tarihi: Aziz Pavlus'un Hristiyanlığı yaymak için Efes'e gelmesiyle şehir, Hristiyanlık tarihinde önemli bir merkez haline gelmiştir. - Aziz Yuhanna Bazilikası: Hristiyanlıkla ilgili önemli yapılar arasında yer alan Aziz Yuhanna Bazilikası, Efes'in önemli ziyaret noktalarından biridir. - Zengin Kültürel Miras: Efes, sadece tarihi değil, aynı zamanda zengin bir kültürel mirasa da sahiptir ve farklı dönemlere ait kalıntılarıyla ön plana çıkar. - Turistik Çekicilik: Dünya çapında turistleri çeken Efes, antik kalıntılarının yanı sıra etkileyici manzarası ve doğal güzellikleriyle de ünlüdür. - Ziyaretçi Deneyimi: Efes'i ziyaret etmek, geçmişin izlerini sürmek ve antik yapıları keşfetmek için eşsiz bir fırsat sunar. - Coğrafi Konum: Türkiye'nin Ege bölgesinde bulunan Efes, sıcak iklimi ve tarihi dokusuyla her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlar. - Büyüleyici Yaşam Tarzı: Efes'in zengin tarihi ve canlı kültürü, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar.
Efes Antik Kenti'nde Yaşam ve Kültür / Dök Mimarlık Gelin hep birlikte Efes'in zengin tarihini, canlı kültürünü ve büyüleyici yaşam tarzını inceleyelim.
Efes'in Tarihsel Arka Planı
Kuruluş ve Erken Tarihçe Efes, MÖ 10. yüzyıla kadar uzanan uzun ve hikâyeli bir geçmişe sahiptir. İlk olarak İyonyalı Yunanlılar tarafından kurulmuş ve Ege kıyısındaki stratejik konumu nedeniyle hızla büyüyerek müreffeh bir şehir haline gelmiştir. Şehir Lidyalılar ve Perslerin egemenliği altında gelişmiştir, ancak Efes'in gerçek anlamda geliştiği dönem Helenistik dönemdir. Bu süre zarfında Efes, Akdeniz'in dört bir yanından gelen tüccarları kendine çekerek önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir. Kentin stratejik konumu onu mal ve fikir alışverişi için bir merkez haline getirmiş, kültürel çeşitliliğine ve kozmopolit atmosferine katkıda bulunmuştur. Roma Yönetimi ve Gelişimi MÖ 129 yılında Efes, Roma Cumhuriyeti tarafından fethedildikten sonra Roma egemenliği altına girmiştir. Roma yönetimi altında şehir önemli bir büyüme ve gelişme dönemi yaşamıştır. Romalılar Efes'in büyük bir liman kenti olarak önemini fark etmiş ve altyapısına büyük yatırımlar yapmışlardır. Efes'teki en ikonik yapılardan biri Roma döneminde inşa edilen Celsus Kütüphanesi'dir. Bu görkemli kütüphane binlerce parşömene ev sahipliği yapmış ve kentin entelektüel ve kültürel gücünün bir sembolü olmuştur. Roma etkisi, 25.000 seyirciyi ağırlayabilen ve çeşitli performanslara ve etkinliklere ev sahipliği yapan Efes'in büyük tiyatrosunda da görülebilir. Dini Önemi Efes sadece bir ticaret merkezi değil, aynı zamanda bir dini faaliyet merkeziydi. Şehir, Antik Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olan Artemis Tapınağı'na ev sahipliği yapıyordu. Bu tapınak Yunan tanrıçası Artemis'e adanmıştı ve çok uzaklardan gelen hacıları kendine çekiyordu. Efes'teki bir diğer önemli dini mekân ise Meryem Ana'nın son dinlenme yeri olduğuna inanılan Meryem Ana Evi'dir. Bu kutsal mekân her yıl ruhani teselli ve bağlantı arayan binlerce hacı tarafından ziyaret edilmektedir. Efes'te Yaşam Tarzı ve Kültür Efes'in yaşam tarzı ve kültürü, farklı nüfusu ve zengin tarihinden etkilenmiştir. Şehir, farklı bölgelerden gelen tüccarların mallarını satmak için bir araya geldiği canlı pazarlarıyla tanınıyordu. Efes'in sokakları dükkanlar, tavernalar ve kamu binalarıyla kaplıydı ve hareketli ve canlı bir atmosfer yaratıyordu. Efes halkı tiyatro, müzik ve spor da dahil olmak üzere çok çeşitli kültürel etkinliklerin tadını çıkarmıştır. Efes'in büyük tiyatrosu Yunan ve Roma oyunlarının gösterilerine ev sahipliği yaparken, Odeon müzik konserleri için bir mekan olarak hizmet vermiştir. Şehirde ayrıca savaş arabası yarışları ve gladyatör dövüşleri gibi spor etkinliklerinin yapıldığı bir stadyum vardı. Efes bir öğrenim ve entelektüel uğraşlar merkeziydi. Celsus Kütüphanesi geniş bir kitap koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor ve bilginler ve filozoflar için bir buluşma yeri olarak hizmet veriyordu. Şehir aynı zamanda Akdeniz'in dört bir yanından gelen öğrencilerin saygın filozoflardan eğitim almak için geldikleri ünlü Felsefe Okulu'na da ev sahipliği yapıyordu.
Mimari ve Şehir Planlaması
Efes, olağanüstü mimarisi ve şehir planlamasıyla ünlüdür. Şehir, eski uygarlıkların ihtişamını ve sofistikeliğini sergilemek için titizlikle tasarlanmıştır. Efes'in ikonik mimari harikalarından bazılarını keşfedelim. Artemis Tapınağı Artemision olarak da bilinen Artemis Tapınağı, Antik Dünyanın Yedi Harikasından biriydi. Bu muhteşem tapınak, av, vahşi hayvanlar ve bereket tanrıçası olan Yunan tanrıçası Artemis'e adanmıştı. Tapınak, her biri 60 fitlik etkileyici bir yükseklikte duran 127 sütun içeren mimari bir harikaydı. Ne yazık ki Artemis Tapınağı tarihi boyunca birkaç kez yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir. Bugün geriye sadece birkaç kalıntı kalmıştır, ancak bunlar hala antik yapının ihtişamına bir bakış sunmaktadır. Tapınağın bir zamanlar bulunduğu yeri ziyaret etmek, ziyaretçilerin bu antik harikanın mimari hünerini ve dini önemini takdir etmelerini sağlar.
Celsus Kütüphanesi Celsus Kütüphanesi Efes'in en ikonik yapılarından biridir. Roma döneminde inşa edilen bu muhteşem kütüphane, kentin entelektüel ve kültürel başarılarının bir sembolü olarak hizmet vermiştir. Binlerce parşömen ve kitaba ev sahipliği yapan kütüphane, antik dünyanın en büyük ve en etkileyici kütüphanelerinden biridir. Celsus Kütüphanesi'nin ön cephesi Romalıların mimari dehasının bir kanıtıdır. İki katlı yapı, dönemin sanatsal ustalığını sergileyen karmaşık bir şekilde oyulmuş sütunlara, heykellere ve kabartmalara sahiptir. Kütüphanenin iç mekânı güzel freskler ve mozaiklerle süslenmiş, dingin ve bilimsel bir atmosfer yaratılmıştır.
Yamaç Evler "Zenginlerin Evleri" olarak da bilinen Teras Evler, Efes'in varlıklı sakinlerinin günlük yaşamlarına büyüleyici bir bakış sunmaktadır. Bu evler teraslar üzerine inşa edilmiş lüks konutlar olup, seçkinlerin zenginliğini ve sofistikeliğini gözler önüne sermektedir. Karmaşık mozaiklere, fresklere ve mermer süslemelere sahip Teras Evler, dönemin sanatsal ve mimari zevklerine bir bakış sunmaktadır. Evler, antik Efeslilerin gelişmiş şehir planlama ve mühendislik becerilerini vurgulayan gelişmiş ısıtma sistemleri, kapalı su tesisatı ve güzel peyzajlı bahçelerle donatılmıştır.
Umumi Hamamlar Antik Efes'te hamamlar günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıydı. Bu ortak banyo kompleksleri, insanların rahatlamak, sosyalleşmek ve arınmak için toplandıkları sosyal merkezler olarak hizmet vermiştir. Hamamlar sadece hijyen için değil, aynı zamanda eğlence ve dinlence için de birer merkezdi. Efes'in hamamları sıcak ve soğuk havuzlar, saunalar, masaj odaları ve egzersiz alanları içeren büyük yapılardı. Hamamlar güzel mozaikler, mermer süslemeler ve heykellerle bezenmiş, lüks ve dingin bir ortam yaratılmıştır. Hamamlar, toplumun her kesiminden insanın gevşemek ve gençleşmek için bir araya geldiği Efes'in sosyal dokusunun önemli bir parçasıydı.
Efes'te Günlük Yaşam
Efes sadece bir mimari harikalar merkezi değil, aynı zamanda insanların yaşadığı, çalıştığı ve günlük yaşamlarından keyif aldığı canlı bir şehirdi. Efes'teki günlük yaşamın yeme-içme, eğlence ve boş zaman, eğitim ve kültür ve kadınların toplumdaki rolü gibi çeşitli yönlerini keşfedelim. Yiyecek ve İçecek Efes halkı çok çeşitli ve lezzetli bir mutfağa sahipti. Kentin Ege Denizi'ne yakınlığı, yerel diyetin temelini oluşturan taze deniz ürünlerinin bolluğunu sağlamıştır. Balık, ahtapot ve midye sık sık ızgarada ya da lezzetli soslarla pişirilerek tüketilirdi.
Efes halkı deniz ürünlerinin yanı sıra buğday, arpa, zeytin ve üzüm gibi çeşitli ürünler de yetiştirmiştir. Ekmek, zeytinyağı ve şarap temel besin maddeleriydi. Efes ayrıca çeşitli yemeklerde ve içeceklerde tatlandırıcı olarak kullanılan bal üretimiyle de biliniyordu. Eğlence ve Müzik Efes eğlence ve müziğe değer veren bir şehirdi. Efes'in binlerce seyirci kapasiteli büyük tiyatrosu, tiyatro gösterileri, müzik konserleri ve gladyatör dövüşleri için bir merkezdi. Daha küçük bir tiyatro olan Odeon ise müzikal performanslara ve daha küçük ölçekli etkinliklere ev sahipliği yapıyordu.
Spor ve atletik yarışmalar da Efes'te popüler eğlence biçimleriydi. Kentte savaş arabası yarışlarının ve atletizm müsabakalarının yapıldığı bir stadyum vardı. Efesliler ayrıca avcılık, ata binme ve balık tutma gibi çeşitli açık hava etkinliklerinden de hoşlanırlardı. Eğitim ve Kültür Eğitim Efes toplumunda önemli bir rol oynamıştır. Şehir, Akdeniz'in dört bir yanından gelen öğrencilerin saygın filozoflardan eğitim almak için geldiği ünlü Felsefe Okulu'na ev sahipliği yapıyordu. Celsus Kütüphanesi, çok uzaklardan gelen bilginleri ve entelektüelleri kendine çeken bir öğrenim merkezi olarak hizmet vermiştir. Efes, kültürlerin ve fikirlerin kaynaştığı bir yerdi ve bu da canlı kültürel ortamına katkıda bulunuyordu. Şehir, Efeslilerin sanatsal yeteneklerini sergileyen festivallere, tiyatro gösterilerine ve müzik konserlerine ev sahipliği yapmıştır. Efesliler edebiyata ve şiire de değer verirdi; birçok ünlü yazar ve şair bu şehirden çıkmıştır. Din ve Maneviyat Efeslilerin günlük yaşamlarında din önemli bir yer tutuyordu. Şehir, Antik Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olan Artemis Tapınağı da dâhil olmak üzere çeşitli tapınaklara ve dini mekânlara ev sahipliği yapıyordu. Efesliler, aralarında Artemis, Zeus ve Dionysos'un da bulunduğu bir tanrı ve tanrıça panteonuna taparlardı. Dini törenler ve festivaller Efes yaşamının ayrılmaz bir parçasıydı. Halk tapınaklarda toplanarak dualar eder ve kurbanlar sunarak tanrıların lütfunu isterdi. Dini törenlere müzik, dans ve tören alayları eşlik ederek bir topluluk duygusu ve ruhani bir bağ yaratırdı.
Efes'te Kadınların Rolü
Efes, kadınların önemli roller üstlendiği ve toplumun çeşitli yönlerinde etkili olduğu bir şehirdi. Mitoloji ve dindeki varlıkları, kamusal yaşama katılımları, iş ve ticaretle uğraşmaları, hak ve özgürlükleri de dahil olmak üzere Efes'te kadınların rolünün farklı yönlerini inceleyelim.
Mitoloji ve Dinde Kadın Efes mitolojisinde ve dininde kadınlar önemli roller oynamış ve iktidar mevkilerinde bulunmuşlardır. Şehir, kadınların koruyucusu ve doğumun koruyucusu olarak saygı gören tanrıça Artemis'e olan bağlılığıyla bilinirdi. Artemis kültü Efes toplumunda merkezi bir yere sahipti ve kadınlar tanrıçayla ilişkili dini ritüellerde ve törenlerde aktif rol oynuyordu. Antik Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olan Artemis Tapınağı, kadınların Efes mitolojisi ve dinindeki öneminin bir kanıtıdır. Kadınlar rahibe olarak görev yapmış ve Artemis'e tapınmada hayati roller oynayarak dini uygulamaların ve geleneklerin devamlılığını sağlamışlardır. Kamusal Yaşamda Kadınlar Erkekler kamusal yaşamda ağırlıklı olarak güç sahibi olsalar da, Efes'teki kadınlar yine de katılmanın ve nüfuz sahibi olmanın yollarını bulmuşlardır. Varlıklı ve nüfuzlu kadınlar güçlerini kocaları ya da erkek akrabaları aracılığıyla, genellikle perde arkasından kullanabiliyorlardı. Danışmanlık ve destek sağlayarak kararları ve politikaları şekillendirirlerdi. Efes'teki bazı kadınların, özellikle de önde gelen ailelerden gelenlerin eğitime erişimleri vardı ve entelektüel uğraşlarla ilgilenebiliyorlardı. Felsefi tartışmalara katılır, derslere devam eder ve kentin kültürel ve entelektüel yaşamına katkıda bulunurlardı. İş ve Ticaret Dünyasında Kadınlar Efes hareketli bir ticaret merkeziydi ve kadınlar iş ve ticaret hayatında aktif bir rol oynuyordu. İmalat, tekstil üretimi ve perakende satış da dahil olmak üzere çeşitli ekonomik faaliyetlerde yer almışlardır. Kadınlar dokuma, boyama ve nakış işleriyle uğraşarak bölgede oldukça rağbet gören tekstil ürünleri üretmişlerdir. Efes'teki bazı kadınlar dükkânlar ve atölyeler de dâhil olmak üzere işletmelerin sahibi ve yöneticisiydi. Mal ticareti yapar, sözleşmeleri müzakere eder ve mali işlemleri denetlerlerdi. Kadınların iş ve ticaretle uğraşması kentin ekonomik refahına ve kendi mali bağımsızlıklarına katkıda bulunmuştur. Kadın Hakları ve Özgürlükleri Efes'te kadınlar, diğer antik toplumlarda yaygın olmayan bazı hak ve özgürlüklere sahipti. Rolleri öncelikle ev ve aile etrafında yoğunlaşmış olsa da, mülk sahibi olma, servet miras bırakma ve ekonomik faaliyetlerde bulunma becerisine sahiptiler. Evlilik Efes toplumunda önemli bir kurumdu, ancak kadınların eşlerini seçme konusunda bazı yetkileri vardı. Yasal işlemler ve şahitlerin katılımı gerekmesine rağmen boşanma da mümkündü. Kadınlar, kocaları kendilerine kötü davranır ya da suiistimalde bulunursa boşanma talep etme hakkına sahipti. Efesli kadınların sağlık hizmetlerine erişimi vardı ve kadın hekimlerden ve ebelerden tıbbi yardım alabiliyorlardı. Üreme sağlıkları üzerinde belli bir kontrole sahiptiler ve doğum ve aile planlamasıyla ilgili kararlar alabiliyorlardı.
Efes'te Erkeklerin Rolü
Mitoloji ve Dinde Erkekler Antik Efes kentinde erkekler mitoloji, din, kamusal yaşam, iş dünyası, ticaret, hak ve özgürlüklerin kullanımı gibi toplumun çeşitli yönlerinde önemli bir rol oynamışlardır. Bu makale, Efes'te erkeklerin rollerinin farklı yönlerini inceleyerek katkılarına ve etkilerine ışık tutacaktır. Mitoloji ve din dünyasında erkekler tanrılar, kahramanlar ve rahipler olarak önemli konumlara sahipti. Efes, Antik Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olan görkemli Artemis Tapınağı'na ev sahipliği yapıyordu. Read the full article
#19.yüzyıl#Akdeniz#alan#Anadolu#antik#araştırma#arkeoloji#Arkeolojik#Art#Artemis#b#bilgi#ç#çin#Da#Değer#Değerlendirme#Deniz#Din#Dini#Doğu#dönem#dünya#Efes#efesantik#eğitim#eğlence#Eski#eşsiz#etkileyici
2 notes
·
View notes
Text
Çevre Sorunları 2023-2024 Vize Soruları
Çevre Sorunları 2023-2024 Vize Soruları Çevre Sorunları 2023-2024 Vize Soruları 1. İnsanoğlunun doğaya daha bağlı ve doğadan çekinen bir varlık olduğu dönem aşağıdakilerden hangisidir? A) Paleolitik B) Neololitik C) Helenistik D) Kalkolitik E) Mezolitik Cevap : B) Neololitik 2. Dünyada ilk şehirleşme hareketi ….. toplumlarında başlamış ve zamanla büyük ve olgusal bir hal almıştır. Yukarıdaki…
0 notes
Text
HELLENİSTİK MİMARLIK
kaynak : http://sanatokuma.blogspot.com/p/hellenistik-mimarlk.html Helenistik Dönem Mimarlık Hellenizm döneminde Yunan mimarlığı Ege ve hattâ Akdeniz ülkelerinin dışına çıkmakta, büyük monarşilerin kapladığı geniş alana yayılmaktadır. Genel karakteri bakımından bu mimarlık klâsik Yunan mimarlığını sürdürmekte ve eskiye bağlı bir nitelik taşımaktadır. Dor, iyon ve Korint düzenleri bu dönemde…
View On WordPress
0 notes
Text
Tarihin En Önemli Eserlerinden: Laocoön ve Oğulları
Laocoön ve Oğulları heykeli, sanat tarihi açısından önemli bir çalışmadır. Heykeldeki kişiler, gerçek insan ölçülerindedir; Laocoön’un suratındaki acı ifade, onun ve oğullarının vücutlarındaki yılan ısırıklarından, boğmasından kaynaklı kasılmalar, yılanlarla girdiği güç savaşında kaslarının aldığı gerçekçi haller heykelde verilmiştir. Bu da heykeli hem teknik, ustalık hem de estetik bakış açısından tarihin en önemli eserlerinden birisi haline getirmiştir.
Bu yazıda bu heykele konu olan Laocoön ve Oğulları mitinden bahsedeceğim. Laocoön, bir rahiple savaşcıdır. İki de oğlu vardır. Truva’da yaşayan bu aile, Truva atının taşıdığı gizden ve tehlikeden şüphelenir. Truva halkına bu atı içeri almamaları konusunda akıl verir, onları durum hakkında aydınlatmak için çaba sarfeder.
Laocoön ve oğullarının kendilerine ve planlarına engel olmaya çalıştığını görüp sinirlenen Tanrılar, onları cezalandırmaya karar verir. Denizden çıkardıkları 2 devasa yılanı bu ailenin üzerine gönderir. Yılanlar, Laocoön ve oğullarını boğarak öldürürler. Heykel de bu durumu tasvir etmektedir.
#Helenistik dönem#antik yunan#heykel#sanat#sanat tarihi#Laocoön#Laocoön ve oğulları#felsefe#felsefe bilim
30 notes
·
View notes
Text
Kurul Kalesi’nde Kazılar Sürüyor.
Kurul Kalesi’nde Kazılar Sürüyor.
Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleştirilen ve 6’ncı Mithridates dönemine ait 2 bin 100 yıllık Ana Tanrıça Kibele Heykeli ile yaklaşık 3 bin parça tarihi eserin bulunduğu Kurul Kalesi’ndeki kazılarda bölgenin antik dönemi gün yüzüne çıkarılıyor. Kazılar Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt…
View On WordPress
1 note
·
View note
Photo
Bergama, İZMİR (04/2017)
Asklepion Ören Yeri (Pergamon)
Bergama Asklepion’u Eskiçağ’da Epidaurus ve Kos’taki örneklerine eşdeğer önemde bir sağlık tedavi merkezi idi. Pausanias’a göre Bergama’da ilk Asklepios Tapınağı M.Ö 4.yy’ın ilk yarısında kurulmuştu. Kazılarda kutsal yerin M.Ö 4 yy’dan beri var olduğu ve Hellenistik Dönemde geliştiği saptanmıştır. Asklepios Kutsal Alanı, galerili avlusu, 3500 kişilik tiyatro yapısı, İmparator Hadrianus’a ait kült salonu, kütüphanesi, yuvarlak planlı Asklepios Tapınağı ile Roma Dönemi’nde oldukça önemli bir sağlık merkeziydi. M.S II. yüzyıl ortalarında burada 13 yıl kalmış olan hatip Aelius Aristides’ten tedavi şekillerini ve yöntemlerini öğrenmekteyiz. Burada genellikle telkin ve fizyoterapinin bugün halen kullanılmakta olan çeşitli şekilleri uygulanmakta idi. Kutsal sudan içilmesi, su ve çamur banyoları, açlık-susuzluk kürleri, şifalı otlar, kremlerle yağlanma başlıca tedavi yöntemleri idi.
(Kaynak:http://www.muze.gov.tr/tr/muzeler/bergama-asklepion-orenyeri)
#asklepion#ören yeri#pergamon#bergama#izmir#asklepios#sağlık tedavi merkezi#history#tarih#tarih turizmi#helenistik dönem#roma#dünya miras listesi#seyahat#travel#seyahatname#travelogue#turkey#türkiye#turkie
43 notes
·
View notes
Text
HELENİSTİK DÖNEM IŞIĞINDA İZMİR TARİHİ
Tarih boyunca birçok önemli olaya tanıklık etmiş İzmir ile ilgili; İncil’de sözü edilen “Yedi Kilise”den üçünün İzmir ili sınırları içinde olduğunu, Parşömen kâğıdının Bergama’da keşfedildiğini, Eski Foçalıların Batı Akdeniz’de bir çok koloni kurduklarını, bunlardan bazılarının İtalya’da”Velia”, İspanya’da “Ampurias” ve Fransa’da “Marsilya” olduğunu, “Bir nehirde iki kez yıkanılmaz” diyerek her şeyin değiştiğini söyleyen ünlü filozof Heraklit’in (İ.Ö 540-480) Efes’te yaşadığını, Meryemana için yapılan ilk kilisenin Efes’te olduğunu, Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın 188 yılının kışını Antonious ile birlikte Efes’te geçirdiğini, Fransız yazar ve şairlerden Lamartine, Chateubriand, Theophile Gautier, and Gustave Flaubert’in İzmir’i ziyaret ettiklerini biliyor muydunuz ?
5 bin yıl eskiye giden geçmişi olduğu düşünülen İzmir ile ilgili, Homeros destanlarında anlatılanlara göre de İzmir ismini Kıbrıs Kralı Kinyras'ın kızı Smyrna'dan almıştır. 2003 Yılında Yeşilova Höyüğü’nün keşfedilmesi ve yapılan kazılarda elde edilen bulguların ardından, Anadolu’nun en eski yerleşimlerinden biri olduğu ve 8.500 yıllık geçmişe sahip olduğu anlaşılmıştır.2005 yılında İzmir Arkeoloji Müzesi'yle birlikte başlanan kazılarda çıkan bilgilere göre; Yeşilova Höyüğü’nün İzmir’in ilk prehistorik yerleşimi olduğu anlaşılmıştır.Bornova Ovası’nın ortasında yer alan Yeşilova Höyüğü’ndeki ilk yerleşim, günümüzden 8.500 yıl önce Neolitik Çağ’da başlamıştır. Bu dönem, İzmir’in ilk toplumunun en basit şekliyle dağlardaki mağara ve kaya sığınaklarından düze inip, tarım ve hayvancılık yaparak bir topluluk hâlinde yerleşik yaşama geçtiği ve barış içinde yaşadığı dönemdir. Yeşilova Höyüğü’nün Batı Anadolu Tarihi açısından önemi
Yeşilova Höyüğü, İzmir’in bilinen tarihinin günümüzden 8 bin 500 yıl önceye uzandığını gösteren arkeolojik buluntulara ev sahipliği yapıyor. Çevresi dağlar ve tepelerle çevrili, verimli bir ovada yer alan Yeşilova Höyüğü, 70 bin metrekarelik bir alana yayılıyordu. İzmir coğrafyasındaki ilk toplumun yaşayışı ve gelenekleri hakkında bilgi almamızı sağlayan Yeşilova Höyüğü, Batı Anadolu yerleşimleri hakkında da bugüne kadar bilinenlere yeni şeyler ekledi. Savaşın olmadığı, barış içerisinde yaşayan Yeşilova Höyüğü sakinlerinin midye ve salyangoz yedikleri, yemeklerini taş üzerinde ısıttıklarını bu alanda yapılan kazılar sayesinde biliyoruz. Kaplar üzerindeki panter kabartmaları İzmir çevresindeki yaban hayatı hakkında da bilgi veriyor. Kazılarda bulunan çipura kemiği* Yapılan kazılarda bulunan çipura kemikleri, o yıllarda da kent sakinlerinin denizle olan yakın ilişkisinin ortaya çıkarılması açısından önemli. Evlerin yelpaze gibi ayrı ayrı konumlandığı Yeşilova Höyüğü’nde özgür bir toplum yapısının izleri görülüyor. İzmirlilerin bireyselliğe önem veren genleri, Yeşilova’da da tespit edilmiş anlaşılan. M.Ö 5 bin 700’lü yıllarda iklim değişikliği nedeniyle terk edilen bölgeye Tunç Çağı’nın başladığı dönemde ilkel Avrupalı topluluklar yerleşmiş.
Yeşilova Höyüğü’ndeki etkinlikler
Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi’ne gelen konuklar için 5 farklı kategoride ziyaret planı bulunuyor. Her gelen ziyaretçiye uzmanların eşlik ettiği alan gezisinde yaş gruplarına göre farklılaştırılmış interaktif anlatım teknikleri kullanılıyor. Hellenistik Dönem ve İzmir Makedonya kralı Büyük İskender’in Asya seferi ile başlayan ve yaklaşık 300 yıl süren döneme “Hellenistik dönem” , bu dönemde doğu-batı kültür kaynaşmasıyla oluşan medeniyete de “Hellenistik medeniyet” denilir. Büyük İskender MÖ.334’te Anadolu’ya geçerek Persleri yenilgiye uğratmış, İyon şehir devletlerini özgürlüklerine kavuşturmuştur. Suriye üzerinden Mısır’a, İran üzerinden Hindistan’a kadar gitmiştir. İskender’in tarih boyunca yaptığı bu serüven izmir ve çevresinde derin izler bırakmıştır. Bergama Antik Kenti , Asklepion Sağlık Merkezi bunlardan birkaçıdır. Pergamon ismi, Bergama olarak günümüze aktarılmış olup “korunaklı kale” anlamına gelmektedir Antik Çağ’ın Hipokrat’tan sonra en büyük hekimi kabul edilen Bergamalı Galenos, o dönemlerin en önemli hekimlerini bir araya toplayan sağlık yurdunda (Asklepion) tıp eğitimi görmüş. Hipokrat’ın koyduğu hekimlik kurallarına, bugün bilinen şeklini veren de Galenos olmuştur.
1 note
·
View note