Tumgik
#Hayvanseverlik
erol25030 · 2 months
Video
youtube
Mama lobisi deşifre oldu: Hayvanseverlik adı altında büyük vurgun
0 notes
gundembuca · 6 months
Text
AK Partili Adnan Öztekin 'den Buca'da Sokak Hayvanları Projesi
Tumblr media
ADNAN ÖZTEKİN’DEN BUCA’DA SOKAK HAYVANLARI PROJESİ Cumhur İttifakı Buca Belediye Başkan Adayı Adnan Öztekin, sahipsiz sokak hayvanlarının Buca’da artık sahipsiz olmayacağını belirterek, ‘Hayatın ortakları, can dostlarımız’ projesini tanıttı. Buca’da can dostlarımız olan sahipsiz sokak hayvanlarının sağlık kontrollerinin sağlanıp, onlar için yaşanılabilir konforlu alanlar oluşturacaklarının altını çizen Öztekin, “Göreve geldiğimizde sıkı bir hayvan sever olarak sokak hayvanları için Türkiye’nin en modern yaşam alanını oluşturacağız. Çağ dışı kalmış barınak anlayışından uzak, günümüz koşullarının bize sunduğu tüm imkânlardan faydalanarak, yapımına hiç vakit kaybetmeden başlayıp can dostlarımız için özel tesis kuracağız” dedi. Kentin en yoğun insan nüfusuna sahip ilçelerinin başında gelen Buca için trafik, alt ve üst yapı başta olmak üzere yıllardır kangren haline gelmiş sorunlarına çözüm olacak projelerini geçtiğimiz gün lansman toplantısında tanıtan Cumhur İttifakı Buca Belediye Başkan Adayı Adnan Öztekin, sevimli dostlarımız olan sahipsiz sokak hayvanlarını da unutmadı. Göreve geldiklerinde sokaktaki kedi ve köpeklerin için hazırladıkları ‘Hayatın ortakları, can dostlarımız’ projesini hayata geçireceklerini anlatan Öztekin, “Projemizin içerisinde, sokakta yaşamak durumunda bırakılan can dostlarımıza eziyetsiz bir gelecek sunacağız. Onlar için inşa edeceğimiz kompleksin içerisinde idari bina, hayvan oteli, modern cihazlarla donatılmış ameliyathaneler, hayvanseverlerin tesisimizi ziyaretlerinde dinlenebilecekleri kafeterya ve dinlenme alanları, rehabilitasyon merkezi, veterinerlik hizmetleri birimi, sahiplendirme ve kimliklendirme birimi yer alacak. Ayrıca burası hayvan ambulansı ile 7 gün 24 saat hizmet verecek acil çağrı merkezi ve oyun padoklarının yer aldığı modern bir tesis olacak” diye konuştu. SEVİMLİ DOSTLARIMIZIN 7/24 YANINDA OLACAĞIZ Buca’daki sokak hayvanlarının sahipsiz olmadığını, dilsiz can dostlarımızın sağlık durumlarını iyileştirmek için düzenli sağlık kontrollerini yapıp, aşı programı da başlatacaklarına değinen Öztekin, “Veteriner hekimlerimizi ve ilgili birimlerimizi her daim can dostlarımıza acil müdahale gerektiren durumlarda, 7/24 hızlı bir şekilde müdahale edebilecek şekilde konuşlandıracağız. Sokak hayvanlarının kayıt altına alınması ve kimliklendirilmesi için de, var olan sistemi günümüz şartlarına uygun hale getirerek çalışma alanımızı daha aktif bir şekilde kullanacağız. Güvenli ve hızlı bir şekilde sokak hayvanlarımızın sahiplendirilmesi için süreci kolaylaştırıp prosedürleri iyileştireceğiz” dedi. TESİSİMİZ TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLACAK Buca sınırları içerisindeki okullarda ve diğer kamu alanlarında düzenli olarak hayvanseverlik ve sokak hayvanları ile ilgili farkındalık oluşturup, insanları bilinçlendirmek için etkinlikler düzenleyeceklerini de vurgulayan Öztekin, “Hayvan hakları yasasının toplumumuzca daha iyi benimsenmesini sağlayacağız. Böylelikle hayvanlara karşı işlenen eziyet, işkence ve kötü muamele suçlarının önüne geçmeyi hedefliyoruz. Bu anlamda ilgili kurum ve kuruluşlarla sürekli iş birliği halinde olacağız. Ayrıca medya ve sosyal medya aracılığıyla bilinçlendirme kampanyaları yürüteceğiz. Projemizi düzenli olarak değerlendirip izleyerek, etkinliğini ve başarısını ölçeceğiz. Toplumumuzdan ve hayvan severlerden gelecek olan geri bildirimleri dikkate alarak, iyileştirmeler yaparak sürekli olarak geliştireceğiz. Can dostlarımızın hayatlarını özgür, huzurlu ve eziyet görmeden geçirecekleri tesisimiz tüm Türkiye’ye örnek olacak” diye konuştu. Read the full article
0 notes
belkidebirharfimben · 9 months
Text
Yoksa el-Kassam yiğitleri bu nasihati karıncalardan mı aldı?
Bediüzzaman'ın, farkında olalım-olmayalım, gözümüzü açtığı mevzu çoktur. Fakat içlerinden birisi ayrıca dilime bal geliyor. Nedir? Kur'an'daki kıssaları, 'olaylar' olarak değil sadece, 'kanunlar' olarak da okuyabilmektir. 'Tarihselcilik' fitnesine büyük bir deva görürüm bunda. Elhamdülillah. Kur'an'ın hiçbir detayının "Maziden ibarettir!" deyu arkada bırakılamayacağını anlarım. Her ne ki, Kur'an'dadır, o Kur'an'dandır. Ezelidir hem de ebede gider. Üstünkörü geçilemez. Küçük görülemez. Sıradanlaştırılamaz. Üzerine eğildikçe, dikkat kesildikçe, gül goncası gibi açılır. Katman katman izdüşümlerini her yerde okutur. Böyle bilenler, uyanıklığıyla dirilenler, onlardır ancak vahyi layıkıyla anlayanlar işte. Yüzbin maşaallah cehdlerine arkadaşım. Evet. Tavusluğun kemalini çıktığı yumurtanın kabuğunda boğanlar körelmeye mahkumdur. Demirciler çarşısında antikanın göremediği değer, antikayı değil, ham demirciyi hicveder.
Misal mi istersin? 1. Lem'a, 2. Lem'a... Daha metadolojik bir anlatımını ararsan 20. Söz. Sâhi, en doğrusu, 20. Söz'ün kapısını çalmaktır evvela. Neden? Çünkü 20. Söz konuyu daha geniş bir pencereden ele alır. Mesela bu cümleyi ancak orada bulabilirsin: "Kur'ân-ı Hakîm'de bazı hâdisât-ı tarihiye suretinde zikredilen cüz'î hadiseler küllî düsturların uçlarıdır." Veyahut şu cümleyi: "Kur'ân-ı Hakîm'de, çok hâdisât-ı cüz'iye vardır ki, herbirisinin arkasında bir düstur-u küllî saklanmış ve bir kanun-u umumînin ucu olarak gösteriliyor." Fakat zikredilen sırra yakından bakabilmen için biraz fazlasıyla da yardımcı olmalıyım sana:
"Mısır kıt'ası, kumistan olan Sahrâ-yı Kebirin bir parçası olduğundan, Nil-i Mübarekin feyziyle gayet mahsuldar bir tarla hükmüne geçtiğinden, o cehennem-nümun sahrâ komşuluğunda şöyle cennet-misal bir mevki-i mübarekin bulunması, felâhat ve ziraati, ahalisinde pek mergup bir surete getirmiş ve o sekenenin seciyesine öyle tesbit etmiş ki, ziraati kudsiye ve vasıta-i ziraat olan bakarı ve sevri mukaddes, belki mâbud derecesine çıkarmış. Hattâ, o zamandaki Mısır milleti, sevre, bakara, ibadet etmek derecesinde bir kudsiyet vermişler. İşte, o zamanda Benî İsrail dahi o kıt'ada neş'et ediyordu; ve o terbiyeden bir hisse aldıkları, 'icl' meselesinden anlaşılıyor. İşte, Kur'ân-ı Hakîm, Hazret-i Mûsâ aleyhisselâmın risaletiyle, o milletin seciyelerine girmiş ve istidatlarına işlemiş olan 'bakarperestlik mefkûresini' kesip öldürdüğünü, bir bakarın zebhiyle ifham ediyor. İşte, şu hadise-i cüz'iye ile bir düstur-u küllîyi, her vakit, hem herkese gayet lüzumlu bir ders-i hikmet olduğunu, ulvî bir i'câz ile beyan eder."
Yani, Bakara sûresine ismini de veren 'inek kesme' hâdisesi, "Ta Musa aleyhisselam zamanında olmuş birşey canım!" denilerek basitleştirilemez. 'Esatiru'l-evvelîn' olarak bakılamaz. Köreltilemez. Orada her zamana hitap eden nasihatler vardır. Bir tanesi de şudur: Hayvanperestliğin kökünü kazımak ancak kurbanla mümkün olur. Kurbana mesafe koyanlar hayvanları kutsamaya başlarlar. Nasıl ki, bugün, 'hayvanseverlik' perdesi altındaki müfrit bir temayül, en nihayetinde 'itperestliğe' kadar evrilmiştir; aynen öyle de; boynuna bıçak vurulmayan başka aşırı temayüller de çeşitli yanlış 'kutsamalara' sebep olabilirler.
Namazla zamanın boynuna bıçak vurulur mesela. Zekatla malın boynuna bıçak indirilir. Herşeyin boğazlanması 'cinsinden bir fedakârlıkla' olur. Allah'ın verdiğinden takdir ettiği bir kısmını, yine Onun rızası namına, bağışlarsın. Arana hikmetli bir mesafe koyarsın. Böylece şirk temayüllerini zebhetmiş olursun.
Allah o mücahidîn-i İslam'ı cihadlarında muvaffak eylesin. Gazze'nin yiğitlerinden alınacak çok ders var. Cenab-ı Hak imtihanlarını yakında bağışlayacağı zaferle ferahlığa döndürsün. Onlara vatanlarını-huzurlarını iade etsin. Kendi payıma çok dersler çıkarıyorum onlardan. Bir tanesini de bu yakınlarda aldım. Mübareklerin, Gazze'nin her yerine kazdıkları tüneller marifetiyle sürdürdükleri harp, ellerindeki sınırlı imkanlara rağmen, 100 gündür kök söktürdükleri İsrail ordusunu görmekle birlikte, nicedir "Bu Kur'an'a neden dahil edilmiş acaba?" diye düşündüğüm birşeyi anlamamı sağladı. Evet. Dersimin hülasası şudur:
Neml sûresinin 18. ayetinde, sûreye de ismini veren ayettir, kısacık bir mealiyle buyruluyor ki: "Nihayet karınca vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle dedi: Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; aman, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!” İşte, ben, şüphesiz ki cahilliğimden, bu ayeti okuduğum her defasında derdim içimden: Karıncaların aldığı böylesi bir tedbir Kur'an'da zikredilmeye neden değer bulundu? Süleyman aleyhisselamın dilegetirdiği şükür elbette önemli bir hikmettir. Lakin şunun buraya alınmasında başkaca hikmetler yok mudur? Nelerdir? Şimdi, birisinin, Gazzeli mücahidler emeğiyle gösterildiğini düşünüyorum arkadaşım: Nasıl ki, karıncalar, Süleyman aleyhisselamın azametli ordusundan ancak tünel tünel yuvalarına sığınarak korundular; aynen öyle de; Gazze'nin mücahidleri de, Benî İsrail'in her türlü teknolojik imkânla donatılmış zulmünden ancak tüneller marifetiyle korunabildiler.
Hatta, ahirzamanda, orduların yıkıcılıkları arttıkça savaşlar cephe, siper, sığınak, tünel savaşlarına doğru dönmeye başladı. Süleyman aleyhisselamın kuşlarına bedel bu zamanın savaş uçakları yüzeyde yapılacak harpleri müşkülleştirdi. Tâlibân Amerika'nın zalim saldırılarına karşı mağaralara sığındı. Hamas da İsrail'in zulmüne karşı yeraltı tünellerinde savunma kurdu. Yani ayet-i kerimenin musırrane söylediği şey geniş bir uygulama sahasına kavuşmuş oldu: "Güçlü bir orduya karşı canını savunmak isteyen zayıf bir topluluksan sığınacağın yeri doğru seçmelisin. Gadrinin ulaşamayacağı kanallar, tüneller, siperler, sığınaklar kazmalısın. Korunmak böyle olur. Bu kanunu ders almak için karıncaların kıssasına dikkat et."
Allahu'l-a'lem, en doğrusunu Mevla bilir ya, Neml sûresinde mezkûr hâdisenin zikrinin böylesi bir umumi kanuna da baktığını düşünüyorum ben. 20. Söz'deki o cümleyi tekrarlayalım: "Kur'ân-ı Hakîm'de bazı hâdisât-ı tarihiye suretinde zikredilen cüz'î hadiseler küllî düsturların uçlarıdır." Veyahut diğerini: "Kur'ân-ı Hakîm'de, çok hâdisât-ı cüz'iye vardır ki, herbirisinin arkasında bir düstur-u küllî saklanmış ve bir kanun-u umumînin ucu olarak gösteriliyor." Her şekilde Kur'an bize, okuduğumuz-okuyacağımız, nice nice sırlar tenbihliyor. Bunların bazılarını çabuk anlıyoruz. Bazılarını ancak yaşadıkça seziyoruz. Ancak hiçbirisi 'tarihsel bir olay' olarak arkamızda kalmıyor. Tekrar be tekrar karşımıza çıkıyor. Tazeleniyor. İşte, arkadaşım, karalamamın sonunda, o Rahman u Rahim'in vadisinde durmaktayız yine. Şüphesiz biz karıncalardan daha zordayız. Onlar Süleyman aleyhisselam gibi ismet sahibi bir sultanın ordusundan sakınıyorlardı. Fakat artık bebeklerimizin dahi kanına susamış canavarlar saldırıyor. Lütfunu, keremini, Gazze için imdadını Rahmanlığından ve Rahimiyetinden bekleriz. Sığınacak başka tünelimiz yok ki hem.
0 notes
kahrolasi · 11 months
Note
Hayatta olmazsa olmazınız nedir ?
Saygı, hayvanseverlik :)
1 note · View note
zonguldakpost · 2 years
Text
0 notes
harepare · 2 years
Text
namuyu gercekten cok seviyorum cunku salak sacma insanlar gibi gereksiz seyleri buyutmuyor ama detaylarida es gecmiyor nerde ne yapmasi gerektigini biliyor aslinda herkese yetiyor herkesi iyi hissettiriyor herkes ondan guc aliyor ama kendini eksik hissettigi noktalarida soylemekten cekinmiyor ne insanlari yargiliyor ne de humanist gibi yasiyor o kadar dengeli ve huzur verici ki kesinlikle ilerde kim gibi olmak istiyorsun deseler namjoon derdim suan ki yasantimda da ornek aliyorum o da hem okul islerinde mukemmel hem rap hem vokal hem modern yasanti hem nostaljik yasanti hem dogallik hem sehir yasantisi hem hayvanseverlik hem merhamet hem hak edenlere agiz payi verme gercekten bu kadar ornek almamin sebebi onun gibi cok yonlu olmaya calismam ve bence yapicam bu kadar namjoonu ovdum ama tek askim taehyung tesekkurler saygilar
0 notes
sercecik · 5 years
Text
Tumblr media
4 notes · View notes
sonkitapbukucu · 6 years
Text
Evimizde yeni bir ömür gedik yetişiyor!
Bir gün kardeşim sınıfında arkadaşlarının çığlığını duyunca koşmuş içeri, sınıfın ortasında kırkayak varmış. Bizimki hemen "sakın öldürmeyin" demiş. Peşinden öğretmen de gelince "hocam öldürmeyin demiş ben alırım" falan derken hoca "pencereden atalım o zaman" demiş. Kardeşim " hayırr ayağı kırılabilir!!"
Tabi bunu anlatınca biz de gülmekten kırıldık 😂 en sonunda atmışlar tabi pencereden.
8 notes · View notes
empat00 · 5 years
Text
Hayvanseverlik Nedir?
Marifet ne kedi sevmekte ne köpek sevmekte ne de hayvan sevmekte. Hayvansever olduğunu iddia edenlerin çoğu tatlı su hayvanseveri. Paraları olduğu sürece hayvansever. Elindeki iki lokma yemeğin birini hayvanla paylaşabilendir hayvansever. Hayvanseverlik para olduğu sürece değil vicdan ve sevgi olduğu sürece olur. Hayvansever olduğunu iddia edenlerin çok büyük bir kısmı, maddi durumları çok kötü olduğu zaman kendinden fedakarlık edip mamaya para ayırmayı bırakın hayvana bir lokma ekmek vermez!
Hayvanseverlik, bir hayvana para harcamak değildir. Gerçek hayvanseverlik tam manasıyla fedakarlıktır; gerektiğinde zamandan, gerektiğinde paradan, gerektiğinde insandan ve gerektiğinde kendinden...
1 note · View note
muhammedalibayram · 5 years
Photo
Tumblr media
Acizane hayvanseverlik konusunda kanaatlerim... İlgi duyarsanız sola kaydırarak okuyabilirsiniz. Katkı ve olumlu eleştirilerinizi beklerim efendim. 🙋 #insanlık #insancıllık #humanity #mankind #hayvanseverlik #hayvanlar #Animals #islam #muslim #griBölge #GrayZone #إسلام #بشرية #بنو_آدم #حيوانات #حب_الحيوانات عشق_به_حیوانات #الصراط_المستقيم #جاده_میانه #الطريق_الأوسط #المنطقة_الرمادية #منطقه_خاکستری (Konya, Turkey) https://www.instagram.com/p/B3Hqqm_Bk4r/?igshid=rgryhj8yjc1k
0 notes
pekmurat · 8 years
Photo
Tumblr media
@Regrann from @azimlifitkiz - LÜTFEN SİZDE PAYLAŞIN!! 🗣 🗣 Sayfam her ne kadarda kilo verme sürecinden ibaret olsada beni ve benim gibi insanların olduğu bi yer ve ben Ramazan Amcayı tekrardan sizlere anlatmak istiyorum Allah nasip ederse pazar günü yine onun yanına gidip ziyaret edicem varsa bi bardak çayını içip sohbet edicem. Ramazan amca tarlabaşında tek gözlü bi odada 20kedi ve 4 köpeğiyle yaşayan televizyon tamirciliği yaparak geçimini sağlayan Urfalı bi amcam o sesini bana duyurdu bense onun sesini avazım çıktığı kadar bağırarak herkese dıyurucam. Zamanı olan varsa ricam gidin bi ziyaret edin onun Allahtan ve hayvanlardan başka ne ailesi var ne de arkadaşı.. Adresi: tarlabaşı peşkirci sokak no.3 beyoğlu/İstanbul Telefon numarası:0537 271 7740 #yardim #yardım #hayvanseverleracil #hayvanseverlik #hayvansevgisi #köpek #köpeksevgim #kopekseverler #köpeksevgisi #kedisever #yardim #hayvanlarayardim #kedimanyakları #kedisizhayatcokbayat #hayvanlar #yardim #yardım #hayvanseverleracil #hayvanseverlik #hayvansevgisi #yardımsever - #regrann
1 note · View note
sadiatici · 4 years
Text
Tumblr media
Bir kadın köpeğe yemek ve su veriyordu. Gülümseyerek “Köpekleri seviyorsunuz, ne kadar güzel..” dedim.
Kadın “Hayır” dedi, “hiç sevmem”… Afalladım kaldım. Devam etti:
“Sevmem, ama bu onun ihtiyaçlarını karşılamayacağım anlamına gelmez. Bende fazla yemek var, onun karnı aç…. Benim bahçemde su var, o susamış… Bunun sevmekle ne ilgisi var?”
Şaşırdım kaldım; kadın düpedüz köpeğin Yaşama Hakkı’ndan söz ediyordu…
“Diyelim” dedi bana, “Sokakta bir adama araba çarptı. Yardım mı edeceğim, yoksa bu adamı sevip sevmediğimi mi düşüneceğim? Elin adamını niye seveyim? Düşmanım da olsa yardım ederim.”
Haklıydı… Kadın bana sağlam bir ders verdi; Hayvan Hakları’nı, “kendi sevgim” gibi bireysel bir kavram üzerinden ele almamayı öğretti.
Hayvanlar sırf dünyada yaşıyor olmakla, buranın tüm olanakları üzerinde hak sahibi; dolayısı ile sırf “yaşayan bir canlı olmaktan kaynaklanan haklarını” talep ediyor ve ben de veriyorum.
Ve kediyle köpeği kendi emelleri uğruna evcilleştiren insanoğlu, onları severek, kendi hayvanseverlik duygularınızı tatmin etmenize de gerek yok…
Hayvana saygı duymanın, onu sevmekten daha önemli olduğunu öğrendiğimden beri bu böyle sevmesen de saygı duyacaksın…
ALINTI
63 notes · View notes
lancelotsir · 3 years
Text
HAYVANSEVER
Sosyal medyanın gücüyle artık linç edilme korkusu insanları eskiye nazaran daha dikkatli olmaya itiyor. Tabi bu sadece eskiye nazaran bir artış, ortada bir fazlalıktan söz etmek hala çok zor. Bu linç edilme kaygısı pek çok kişiyi hakkı olan şeyleri yapmaktan da mahrum bırakıyor kanımca.
Sözlerimin farklı yerlere çekilmemesi için şunu peşinen belirteyim; canlının cinsi ne olursa olsun bir başkasının canını yakan bir sosyopattır. Ruhsal desteğe ve cezaya ihtiyacı vardır. Fakat bunların haricinde bir canlıyı sevmek ya da sevmemek tamamiyle kişinin kendi iradesindedir ve hiçbir baskıyla şekillendirilmemelidir.
Özellikle daha çağdaş şehir ve mahallelerde insanların evlerinde hayvan beslemesi, toplum hayatının içinde bu hayvanları serbestçe gezdirmeleri fazlasıyla moda. Buradaki anahtar detay da bence burası; moda. Tıpkı bir insan dünyaya getirmek gibi hayvan ve hatta bitki bakmanın da bir sorumluluk taşıdığına inanıyorum ve hayvan sahibi kişilerin büyük bir kısmının bu sorumluluğu taşıyabildiğine inanmıyorum.
Bir hayvanın yaşama hakkına saygı duymak ve onun yaşam koşullarını iyileştirmeye duyduğumuz inancı bir kenara bırakırsak hayvanseverlik nedir? Bir insanı sevmemek asla anormal değilken hayvanlara bir ilgi duymamak, hatta bazı türleri sevmemek neden vatan hainliği gibi algılanıyor. Bir parkta sakince bir başınıza otururken, bir başkası tasmalı köpeğini sizin ayaklarınıza kadar getirip önünüzde havlatırken -hele bir de korkma bi şey yapmaz yiaa(sırıtmalı) deyişi- bu hayvanı ve sahibini sevmemek neden suç gibi algılanıyor. Neden rol yapıp başını okşayım? Sizler sokakta bir insan görünce ne kadar tatlısın sen deyip başını okşuyor musunuz? İki canlı türünün de duygusal ihtiyaçları olduğu konusunda hemfikiriz diye düşünüyorum.
Kaostan beslenen insanların çoğunlukta olduğu bir devirdeyiz. Zannediyorum ki birilerini suçlu, kendilerini adalet terazisi ilan etmek bir güruha ruhsal bir tatmin sağlıyor. Hatta bazen insanların kasıtlı olarak, bir tartışma çıkarıp karşı tarafı bir grup önünde baskılamak için bu tarz eylemleri başlattığını düşünüyorum. Zaten ülkemizde vatan haini ilan edilmek ekmek, su gibi bir şey olduğu için sizin de karşı hamle için çok bir şey yapmanıza gerek kalmıyor. Tek yapmanız gereken hakkınız olanı yüksek sesle dile getirmeniz.
12 notes · View notes
nazdarnazdar · 4 years
Text
Bir kadın köpeğe yemek ve su veriyordu. Gülümseyerek “Köpekleri seviyorsunuz, ne kadar güzel..” dedim.
Kadın “Hayır” dedi, “hiç sevmem”… Afalladım kaldım. Devam etti:
“Sevmem, ama bu onun ihtiyaçlarını karşılamayacağım anlamına gelmez. Bende fazla yemek var, onun karnı aç…. Benim bahçemde su var, o susamış… Bunun sevmekle ne ilgisi var?”
Şaşırdım kaldım; kadın düpedüz köpeğin Yaşama Hakkı’ndan söz ediyordu…
“Diyelim” dedi bana, “Sokakta bir adama araba çarptı. Yardım mı edeceğim, yoksa bu adamı sevip sevmediğimi mi düşüneceğim? Elin adamını niye seveyim? Düşmanım da olsa yardım ederim.”
Haklıydı… Kadın bana sağlam bir ders verdi; Hayvan Hakları’nı, “kendi sevgim” gibi bireysel bir kavram üzerinden ele almamayı öğretti.
Hayvanlar sırf dünyada yaşıyor olmakla, buranın tüm olanakları üzerinde hak sahibi; dolayısı ile sırf “yaşayan bir canlı olmaktan kaynaklanan haklarını” talep ediyor ve ben de veriyorum.
Ve kediyle köpeği kendi emelleri uğruna evcilleştiren insanoğlu, onları severek, kendi hayvanseverlik duygularınızı tatmin etmenize de gerek yok…
Hayvana saygı duymanın, onu sevmekten daha önemli olduğunu öğrendiğimden beri bu böyle sevmesen de saygı duyacaksın…
ALINTI
Tumblr media
15 notes · View notes
burakulaa · 4 years
Text
köpek falan görse direkt taş atıp kaçacak olan tipler gelmiş burada hayvanseverlik yapıo ilginç :d
97 notes · View notes
mustafasalihbozok · 3 years
Text
Bir kadın köpeğe yemek ve su veriyordu. Gülümseyerek Köpekleri seviyorsunuz, ne kadar güzel dedim.
Hayır dedi hiç sevmem Afalladım kaldım.
Devam etti Sevmem, ama bu onun ihtiyaçlarını karşılamayacağım anlamına gelmez.
Bende fazla yemek var, onun karnı aç.
Benim bahçemde su var, o susamış…
Bunun sevmekle ne ilgisi var?”
Şaşırdım kaldım; kadın düpedüz köpeğin Yaşama Hakkı’ndan söz ediyordu…
Diyelim dedi bana.
Sokakta bir adama araba çarptı.
Yardım mı edeceğim, yoksa bu adamı sevip sevmediğimi mi düşüneceğim?
Elin adamını niye seveyim?
Düşmanım da olsa yardım ederim.
Haklıydı… Kadın bana sağlam bir ders verdi;
Hayvan Hakları’nı, kendi sevgim gibi bireysel bir kavram üzerinden ele almamayı öğretti.
Hayvanlar sırf dünyada yaşıyor olmakla, buranın tüm olanakları üzerinde hak sahibi;
dolayısı ile sırf yaşayan bir canlı olmaktan kaynaklanan haklarını talep ediyor ve ben de veriyorum.
Ve kediyle köpeği kendi emelleri uğruna evcilleştiren insanoğlu, onları severek, kendi hayvanseverlik duygularınızı tatmin etmenize de gerek yok…
Hayvana saygı duymanın, onu sevmekten daha önemli olduğunu öğrendiğimden beri bu böyle,
sevmesen de saygı duyacaksın.
Tumblr media
4 notes · View notes