#Grup komutanı
Explore tagged Tumblr posts
Text
Arap İngiliz'le birleşmiş Türk'ü arkadan vurmuş; Ermeni Rus'la birleşmiş, Doğu Anadolu'yu kana bulamış; Rum Yunan'la, Yunan İngiliz'le birleşmiş, Batı Anadolu'yu ele geçirmiş. Ülkenin mahvolmadık, yıkılmadık, yanmadık, kan dökülmedik, kül olmadık yeri kalmamış,
Elde avuçta İstanbul ile İzmir bile yok!.. Anadolu'nun altı yedi milyon nüfuslu en yoksul bölümüyle, yüzde doksan beşi okuma yazma bilmez, yorgun, yoksul, bitkin, ezik bir halk.. Nasıl kurtulmuşuz?.. Şaşıp Kalıyorum Yunan'ı nasıl denize döküp hizaya getirmişiz, İngiliz'i İstanbul'da nasıl çıkarmışız, dünyanın süper güçleriyle masaya nasıl eşit oturmuşuz? Yıl 1923 Anadolu'da 10-11 milyon savaş artığı yaşıyor; aç biilaç, parasız; yüzde 95'i elifi görse mertek sanacak kadar alfabesiz... Ne yapacaksın?.. Demokrasi yap!.. Nasıl yapacaksın? 2000'li yıllarda Nurcu tarikatının ardına Bu kadar adam takılmışken, 1923'ün yanmış yıkılmış Anadolu'sunda nasıl demokrasi yapacaksın?Kalan ne?
Yıl 1923 Komşunun komşuyu boğazladığı iç savaşlardan, Anadolu'yu mezbahaya döndüren dış savaşlardan yeni çıkmışsın.
Fabrikan yok, İşçin yok, İş adamın yok, Mühendisin yok, Doktorun yok, Uzmanın yok, Tüccarın yok, Suyun yok, Barajın yok, Elektriğin yok, Erkeğin Çarşafa sarıp dört karı alıyor, Yurttaşlik yasası yok, Üniversiten yok, Banka yok, Burjuva yok, Proletarya yok, İhracatçı yok, İthalatçı yok, Sermayen yok. Kalkın bakalım... Nasıl kalkınacaksın? Sermayesiz ekonomik kalkınmanın yumurtasız omletten ne farkı var? Mustafa Kemal kuşağı ne yapmış?.. Yöneticiler devletçiliğe neden ve nasıl sarılmış?.. Türkler bankacılığı nasıl öğrenmiş?.. Merkez Bankası 1930'a değin neden açılamamış?.. Özel sektör nasıl oluşturulmuş?.. Yeni devlet nasıl kurulmuş?..Çağdaş öğretime nasıl geçilmiş? 1920'de 10-11 milyon nüfusun yüzde 95'i Alfabesizken savaş artığı bir toplumla, Okuma yazma seferberliği nasıl açılmış? Kitaplıklarda kitap yokken, Ulusal kütüphane nasıl kurulmuş?.. Okullarda tarih kitabı bile yokken tarih nasıl yazılmış? Yok olmanın kuyusundan çıkıp var olmanın doruğuna nasıl tırmanılmış?.. Yunanlı ile dostluk nasıl kurulmuş?.. Avrupa'da saygınlık nasıl kazanılmış?.. Şaşıp kalıyorum... 2000'li yılları geçtiğimiz, Yetmiş milyonluk Türkiye'nin haline bakıyorum..Hiçbir şeyimiz yokken neler yapmışız?.. Herşeyimiz varken neler yapamıyoruz?.. Bir de bu ortamda, Mustafa Kemal'e saldıranlara bakıyorum... (Bu bir İlhan Selçuk yazısıydı)1902’de Harp Okulu'ndan teğmen 1905’te Harp Akademisi'nden KURMAY YÜZBAŞI olarak mezun olmuştu... 1911-1912, gizlice gittiği Trablusgarp’ta savaştı ve Bingazi'de binbaşılığa terfi etti... Yıl: 1913 Sofya'da Askeri Ateşe görevindeyken YARBAYLIK...Kafa yerinde değil ya, askere “Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” dedi… Üstelik kendisi de önde gidiyor Ve göğsünden vuruluyordu… Ve ALBAY oldu... Ve Çanakkale’den “Anafartalar Kahramanı” olarak ayrılırken TUĞ GENERAL’di...1916-17 Kafkas Cephesi'nde 1.5 yıl Bingöl dağlarında, Ruslar’a ve Ermeniler’e karşı savaştı, Muş ve Bitlis'i işgalden kurtardı ve SURİYE-FİLİSTİN CEPHESİ’ne gitti…Bir yıl orada savaştı ve “Yıldırım Orduları Grup Komutanı” olduğu sırada 1918 Mondros Mütarekesi imzalandı...Dağ başlarında, çöllerde, çadırlarda, at sırtında…Sırtından ve ayağından hiç çıkmayan asker elbisesi ve çizme…Banyo yok, bir tas sıcak çorba yok, temiz elbise-çamaşır-ayakkabı yok, ev yok, sevgilinin sıcak yatağı yok, çoluk-çocuk yok… Arap ihanetinin ve İmparatorluğunun+++ -+++ çöküşün��n bütün acıları, bütün onur kırıklıkları, bütün kahırları kara bir duman gibi tepesinde… 19 Mayıs 1919'da Samsun’a çıkış...19 Mayıs 1919'da Samsun’a çıkış... Yayınlanan tamimler, kongreler... Mondros Mütarekesi hükümlerini uygulamayıp, milli bilinci uyandırarak başlattığı KURTULUŞ SAVAŞI... ve boynunda İstanbul’un İDAM FERMANI ile Türk ordusunun BAŞKUMANDANI...ve SAKARYA MUHAREBESİ…Ayakta at sırtında düşman mevzilerini gözetlemeye kalktı, at ürktü, ayyaş...düştü, dört kaburgası kırıldı… Doktorlar “hastaneye” dedi, kaburgalar sarılı tekrar savaş meydanına koştu… Ve Meclis’ten GAZİLİK unvanı…Sonra biraz sükût, biraz diplomasi, ama dayanamadı, yine kafayı çekti..., BÜYÜK TAARUZ ve düşman denize... İzmir boş kalmıştı, hemen maiyetiyle birlikte koştu, doldurdu…Yunan bayrağı, ayağının altına serilmişti, kafa iyi olduğu için çiğnemeyi beceremedi, üstelik kızdı, “Bayrak bir milletin onurudur, derhal kaldırın” dedi… Sonra Meclis kararıyla MAREŞALLİK…Sonra TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN KURUCUSU ve İLK CUMHURBAŞKANI seçildi. Ama YETMEDİ,
"KURALIMMMMM" dedi... Aşağıdaki kurum ve kuruluşlar YAŞAMAgeçirildi...
1920 – Anadolu Ajansı.
1923 – Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu. 1923 – Türkiye Şeker Fabrikaları.
1923 – Uşak Terakki Ziraat T.A.Ş.
1924 – Gölcük tersanesi.
1924 – Devlet Demiryolları.
1924 – TC Ziraat Bankası A.Ş. (Ziraat Bankası’nın şirketleşmesi)
1924 – Türkiye iş Bankası.
1924 – Türk Kadınlar Birliği.
1924 – Cumhurbaşkanlığı Orkestrası.
1924 – Türkiye Tütüncüler Bankası.
1924 – Anadolu Sigorta.
1924 – Bursa Karacabey Harası.
1924 – Topkapı Sarayı müzesi.
1924 – Cumhuriyet Gazetesi
1925 – Türk Hava Kurumu (Türk Tayyare Cemiyeti).
1925 – İstanbul Liman işleri inhisarı.
1925 – Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü.
1925 – İstanbul ve Trakya şeker fabrikaları T.A.Ş.
1925 – Gazi Orman Çiftliği.
1925 – Eskişehir Cer Atölyeleri.
1925 – Sanayi ve Maadin Bankası.
1925 – Adana Mensucat Fabrikası.
1925 – Adana ve Bergama Müzeleri.
1926 – Türk Telsiz Telefon Şirketi.
1926 – Eskişehir Uçak Bakım işletmesi. 1929 – Alpullu Şeker Fabrikası.
1926 – İstanbul’da inşaat demiri üreten ilk haddehane.
1926 – Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri.
1926 – Amasya, Sinop ve Tokat Müzeleri. 1926 – Kayseri Uçak Fabrikası açıldı.
1926 – Bakırköy Çimento Fabrikası.
1926 – Uşak Şeker Fabrikası.
1926 – Devlet İstatistik Enstitüsü.
1927 – Bünyan Dokuma Fabrikası.
1927 – demiryolları ve limanlar genel müdürlüğü.
1927 – Ankara – Kayseri demiryolu.
1927 – Emlak ve Eytam Bankası.
1927 – Samsun – Havza – Amasya demiryolları.
1927 – Bursa Dokumacılık Fabrikası.
1927 – Eskişehir Bankası.
1927 – Ankara Arkeoloji Müzesi ve Sivas Müzesi.
1927 – Köy Öğretmen Okulları.
1927 – İzmir Müzesi.
1928 – Anadolu Demiryolu Şirketi yabancılardan satın alınması.
1928 – Ankara Çimento Fabrikası.
1928 – Ankara Numune Hastanesi.
1928 – Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü. 1928 – Türk Eğitim Derneği (TED).
1928 – İstanbul Bomonti Türk Mensucat Fabrikası.
1928 – Amasya – Zile demiryolu.
1928 – Malatya Elektrik Santralı.
1928 – Kütahya – Tavşanlı demiryolu.
1928 – İstanbul’da Üsküdar, Bağlarbaşı ve Kısıklı’da tramvay hatları tesisi.
1928 – Ankara Palas oteli.
1928 – Gaziantep Mensucat Fabrikası. 1929 – Mersin- Adana demiryolunun yabancılardan satın alınması.
1929 – Ayancık Kereste Fabrikası.
1929 – Trabzon Vizera Hidroelektrik Santralı.
1929 – Fatih-Edirnekapı tramvay hattı.
1929 – Anadolu-Bağdat, Mersin- Tarsus Demiryolları’nın yabancılardan satın alınması.
1929 – Haydarpaşa Limanı’nın yabancılardan satın alınması.
1929 – Kütahya- Emirler, Fevzipaşa-Gölbaşı demiryolları.
1929 – Paşabahçe Rakı ve ispirto Fabrikası.
1930 – Ankara – Sivas Demiryolu Hattı. 1930 – Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası.
1930 – Ankara Ziraat Enstitüsü.
1930 – Kayseri – Şarkışla demiryolu.
1930 – Ankara Etnografya Müzesi.
1931 – Bursa- Mudanya demiryolunun yabancılardan satın alınması.
1931 – Gölbaşı – Malatya demiryolu.
1931 – Bölge Sanat Okulları.
1931 – Tekel Genel Müdürlüğü.
1931 – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. 1931 – Türk Tarih Kurumu.
1932 – Devlet Sanayi Ofisi.
1932 – Samsun- Sivas demiryolu.
1932 – Diyarbakır Tekel Rakı Fabrikası.
1932 – İzmir Rıhtım İşletmesi’nin yabancılardan satın alınması.
1932 – Türkiye Sanayi Kredi Bankası.
1932 – Kütahya – Balıkesir demiryolu.
1932 – Ulukışla – Niğde demiryolu.
1932 – Halkevleri.
1932 – Türk Dil Kurumu.
1933 – Eskişehir Şeker Fabrikası.
1933 – Sümerbank
1933 – Adana-Fevzipaşa demiryolu.
1933 – Ulukışla – Kayseri demiryolu.
1933 – İller Bankası.
1933 – İstanbul Üniversitesi.
1933 – Zonguldak Yatırım Bankası
1933 – Kayseri Milli iktisat Bankası.
1933 – Samsun- Çarşamba demiryolu hattının yabancılardan satın alınması.
1933 – Halk Bankası.
1933 – Yüksek Ziraat Enstitüsü. 1934-Bandırma-Menemen-Manisa demiryolunun yabancılardan satın alınması. 1934 – Keçiborlu Kükürt Fabrikası.
1934 – Turhal Şeker Fabrikası.
1934 – Isparta Gülyağı Fabrikası.
1934 – Basmane (İzmir) – Afyon demiryolunun yabancılardan satın alınması. 1934 – Sümerbank Bakırköy Bez Fabrikası. 1934 – bursa Süttozu Fabrikası.
1934 – Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası. 1935 – Aydın Demiryollarının yabancılardan satın alınması.
1935 – Amortisman Sandığı.
1935 – MTA Enstitüsü.
1935 – ETİBANK.
1935 – ETİMADEN.
1935 – Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş
1935 – TÜRKKUŞU.
1935 – İstanbul Rıhtım Şirketi’nin yabancılardan satın alınması.
1935 – Ankara troleybüs hattı.
1935 – Fevzipaşa – Ergani – Diyarbakır demiryolları.
1935 – Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası. 1935 – elektrik işleri etüt idaresi.
1935 – Zonguldak Türk Antrasit Fabrikası. 1935 – Afyon – Isparta demiryolu.
1935 – Sümerbank Kayseri Dokuma Fabrikası.
1935 –Ankara Mamak Gaz Maskesi Fabrikası.
1935 – Ayasofya müzesi.
1935 – Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi. 1936 – Ankara Çubuk Barajı.
1936 – Ankara Devlet Konservatuarı
1936 –Edirne-Sirkeci Şark Demiryollarının yabancılardan satın alınması.
1936 –Haydarpaşa Numune Hastanesi.
1936 – Sümerbank Malatya iplik ve Bez Fabrikası.
1936 – İzmit Kağıt ve Karton Fabrikası. 1936 – Elazığ Şark Kromları işletmesi.
1936 – İzmir Enternasyonal Fuarı. 1936 – İzmir Havagazı Şirketinin yabancılardan satın alınması.
1936 – İstanbul Telefon Şirketinin yabancılardan satın alınması.
1937 – Sümerbank Konya Ereğlisi Dokuma Fabrikası.
1937 – Kozlu Kömür işletmelerinin yabancılardan satın alınması.
1937 – Çatalağzı – Zonguldak demiryolu. 1937 – İstanbul Resim Heykel Müzesi. 1937-Ankara Bira Fabrikası.
1937 – Toprakkale – İskenderun demiryolunun yabancılardan satın alınması. 1937 – Ankara Motorlu Tayyarecilik Okulu. 1937 – Urfa Ceylanpınar Devlet Üretme Çiftliği.
1937 – Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası. 1937 – Denizbank.
1937 – İstanbul ve Trakya Demiryolları’nın yabancılardan satın alınması.
1937 – Diyarbakır – Cizre Demiryolu.
1937 – Yozgat Termoelektrik Santralı. 1938-Gemlik Suni ipek Fabrikası.
1938- İzmir Telefon Şirketi’nin yabancılardan satın alınması.
1938 –Ankara Radyoevi.
1938 –Divriği Demir Madenleri.
1938 –Bursa Merinos Fabrikası.
1938 –Murgul Bakır İşletmeleri’nin satın alınması.
1938 –Devlet Havayolları Genel Müdürlüğü.
1938 –Eskişehir ispirto Fabrikası.
1938 –İstanbul Elektrik Şirketi’nin yabancılardan satın alınması.
1938 –Toprak Mahsulleri Ofisi
1938 –Sivas –Erzincan demiryolu.
1938 –Fiskobirlik.
Biz yazarken veya okurken yoruluyoruz oysa sıfırdan bir devlet Cumhuriyet kurulmuştur.
VEFA, SAYGI VE ÖZLEMLE
2 notes
·
View notes
Text
Bölüm 278: Kız kardeşler krizi atlatmak için el ele veriyor
Meğer birileri bu dağa çoktan pusu kurmuştu.
O siyahlara bürünmüş insanlar ormanın zeminine çukurlar kazmıştı. Çukurlara saklanmış ve üzerine muşamba örtmüşlerdi. Onun üstüne yaprak atmışlardı, patikaya yakın olan çukurların tepesi ise tahta levhalarla kapatılmıştı. Şöyle bir bakarak fark etmek imkansızdı.
Siyahlı ve yüzleri maskeli insanlardan oluşan başka bir grup da yukarıda, ağaçların tepesinde konuşlanmıştı. Şimdi de tepeden ok atıyorlardı!
Eşlikçi grubun yanında da aynı şekilde ok ve yay vardı fakat düşman dört bir yana dağınık haldeydi. Üstelik ağaçları siper alabilirlerdi. Etkili bir karşı saldırı başlatmanın bir yolu yoktu. Öte yandan eşlikçi grup nispeten boş bir bölgede bulunuyordu. Resmen keklik gibi avlanacaklardı!
Düzinelerce ok Nangong Jingnu'nun bulunduğu tahtırevana doğru fırladı. Neyse ki Nangong Sunu önlem olarak bu iki demir ağacı odunundan tahtırevanı seçmişti, oklar tahtırevana ancak birkaç tane çizik atabildi. İçindeki kişinin kılına bile zarar vermemişti.
Gongyang Huai, "Karşı saldırı düzeni, Majestelerini koruyun!" diye bağırdı.
O tarafta You vilayeti askerleri çoktan harekete geçmişti. Nangong Jingnu'nun tahtırevanını taşıyan on altı ve Nangong Sunu'nun tahtırevanını taşıyan sekiz You vilayeti askeri olabilecek en kısa sürede tekrar hareketlenmişti. Gidişatın iyi gözükmediği herhangi bir durumda böyle yapılmasını daha yola çıkılmadan Nangong Sunu söylemişti. İki tahtırevanı dağ yolundan geri aşağı taşımaya başladılar, diğer You vilayeti askerleri ise iki gruba ayrıldı. Bir grup arkalarını kollarken diğer grup pusu kurmuş kişilerle savaşmak üzere hızla ormana daldı.
Savaş stratejisi açısından bakılacak olursa o siyahlılar yüksek bir gözlem noktasına sahipti ve hazırlıklarını iyi yapmışlardı. Ayrıyeten, ormanda başka tuzakların olup olmadığını kimse bilemezdi. Bariz bir şekilde, içeri dalmak akıllıca bir hamle değildi.
Öyle olsa da o You vilayeti askerleri gözü kara bir şekilde ölümü göze almıştı; kimsenin komut vermesine gerek duymadan ikiye ayrılmışlardı. Düşmanın kuşatmasını geciktirmek için gruplardan biri öncü müfreze misali karşı tarafın bölgesine atılmıştı.
Bu manzarayı izlerken Gongyang Huai bile hayret duymaktan kendini alamadı. You vilayeti askerlerinin etkileyici eğitimine hayranlıkla bakıyordu.
Düşman ortalama güçte olsaydı meclisin birliği komple geri çekilebilirdi. Talihsizlik bu ya... Karşılarındaki kişiler bizzat önceki hanedanın prensesi tarafından seçilmiş kişilerdi. En iyinin en iyisilerdi. Tecrübeli askerlerin saldırısı hızlarını kesemiyordu— ormana dalan askerler ancak iki tarafın da galip gelemediği bir netice alabilirdi.
Attıkları okların Nangong Jingnu'nun tahtırevanını delemediğini gören ağaçların tepesindeki siyahlı insanlar tekrar yeşil çatıya çekildi. Daha öncesinde ağaç gövdesine bağladıkları farklı türdeki okları indirdiler ve göğüs ceplerinden çıkardıkları işaret fişekleriyle okları ateşe verdiler...
Havayı delip geçen ateş sesleri birbiri ardına duyuldu. Ucu ateşe verilmiş düzinelerce ok Nangong Jingnu'nun tahtırevanının çatısını hedef alarak atıldı...
Demir ağacı odunu sert olabilirdi ama, ateşten uzak tutulması gerekirdi...
Düşman tarafın attığı ateşli oklara bağlanmış yağ keseleri tahtırevana çarpınca patladı. Birkaç atış dalgasına karşı koyduktan sonra demir odunu alev alev yanmaya başladı!
Tahtırevanın tutuştuğunu gören Gongyang Huai çaresizlik içinde, "Majesteleri!" diye bağırdı.
You vilayeti askerlerinin yardımcı komutanı göğüs cebinden bir sinyal oku çıkardı ve havaya nişan alıp attı.
Neyse ki tahtırevanın duvarları yeterince kalındı. Dışı şiddetle yanmakta olduğu halde içerideki kişi henüz zarar görmemişti. Ne var ki dumanın birazı tahta levhaların arasındaki çatlaklardan tahtırevanın içine sızıyordu. Nangong Jingnu duman yüzünden öksürmeye başladı.
Nangong Jingnu geniş kol yeniyle burnunu ve ağzını örttü. Kaşları derince çatıldı, fakat hiç ses çıkarmadı. Şu an Nangong Sunu da zor durumdaydı. Onun tahtırevanına nispeten daha az saldırılıyordu fakat bu kalite açısından Nangong Jingnu'nunkiyle yarışabilecek bir tahtırevan değildi. Nangong Sunu örtünün ardından bağırdı, "Koşmaya devam edin, kimse durmayacak!"
Ve böylelikle, toplam yirmi dört kişinin taşıdığı tahtırevanlar en önde giderken yüz yazınsal ve askeri yetkili güçlükle arkalarından gelmeye başladı. Şimdiden hatırı sayılır miktarda can kaybı vardı.
Dağın eteğindeki birlik sorun bildiren sinyali görünce birliğin üçte ikisi hızla dağa doğru koştu. Diğerleri ise ejder aracın içindeki Zhuohua Prensesi ile Yanyang Prensesi'ni korumak için oldukları yerde kaldı.
Yirmi dört You vilayeti askeri en sonunda tahtırevanları okların menzilinden çıkarmayı başardı, gelgelelim beklenmedik bir değişiklik meydana geldi...
Bir "çat" sesi geldi. Nangong Jingnu'nun tahtırevanının sütunlarından biri alevlerden dolayı kırıldı. Tahtırevan çok ağır olduğundan, o sütun kırılınca diğer birkaç tanesi de birbiri ardına kırıldı. İnanılmaz ağırlıktaki tahtırevan çok büyük bir gürültüyle yere düştü...
Nangong Jingnu bir şekilde dengesini sağlayabilmek için ellerini içeriden tahtırevanın iki duvarına dayadı, fakat o esnada başındaki imparatorluk meclis tacı düştü. Yirmi dört boncuklu ipler keskin bir ses çıkararak yere çarptı.
Yakıcı sıcaklıkta ısı dalgaları tahta sütunların arasından tahtırevana akın etti. Nangong Jingnu şimdiden avuçlarında sıcaklığı hissedebiliyordu. Sonra anladı ki bu tahtırevan parçalanmasa bile fazla dayanmazdı. Sürgüyü açtı, ardından tahtırevandan dışarı çıktı.
Sesi duyan Nangong Sunu, "Tahtırevanı durdurun!" diye bağırdı. O da kendi tahtırevanından çıktı, "Majesteleri?"
Nangong Jingnu başını arkaya çevirip baktı. Meclis yetkilileri ya yaralanmıştı ya da darmadağınık haldeydi, fakat pusucular henüz onlara yetişememişti. Nangong Jingnu'nun gözleri kalabalığın arasında aramaya devam etti...
Nangong Sunu Nangong Jingnu'nun yanına geldi, "Majesteleri neye bakıyor? Hadi gidelim!"
Nangong Jingnu: "Da-jie, sekiz numara nerede?"
Son zamanlarda bu iki kardeşin arası pek hoş bir kıvamda olmasa da, Nangong Jingnu hâlâ küçük erkek kardeşini önemsiyordu.
Nangong Sunu: "Majesteleri, bir an evvel dağdan inelim, Majesteleri emniyete kavuşunca onu araması için birilerini yollar. Majestelerinin buradaki varlığı anca askerlerin elini kolunu bağladığıyla kalacak."
Nangong Jingnu başını aşağı yukarı salladı. Nangong Sunu onun elini tuttu, ardından iki kardeş el ele dağdan aşağı koşmaya başladı.
Lakin imparatorun meclis giysisi fazla azametli ve kompleksti. Daha birkaç adım gitmişken Nangong Jingnu eteğine takılıp düştü. Bunu gören Nangong Sunu dişlerini sıktı ve Nangong Jingnu'nun önüne çömeldi, "Majesteleri, çabuk sırtıma bin!"
Nangong Jingnu gözlerinin çevresinin ısındığını hissetti, "Da-jie, beni sırtında taşırsan ikimiz de kaçamamış oluruz. Ayrıca... Bu dağ yolunda yürümesi çok zor, beni nasıl taşıyacaksın ki? Kendim yürüsem daha hızlı olur."
Nangong Sunu: "İmparator meclis giysisi fazla kompleks, Majesteleri hızlı yürüyemez böyle. Bir adamın Majestelerini taşımasına nasıl izin verebilirim?"
Nangong Jingnu: "Acil bir durum söz konusu, izin vermemen için bir sebep göremiyorum. Beni ve Chionghua Prensesi'ni dağdan indirmeye gönüllü birileri varsa yüklü mükafatlar alacak."
Nangong Jingnu'nun daha fazla bir şey demesine gerek kalmadı, iki You vilayeti askeri çoktan önlerine çömelmişti. İki kız kardeş sırtlarına atladı, akabinde bu iki asker dağ yolundan aşağı koşmaya başladı.
Bir süre daha koştuktan sonra yukarı çıkmakta olan destek birlikleriyle karşılaştılar. Nangong Jingnu askere durmasını emretti, sonra sırtından kayarak indi.
Destek askerler Nangong Jingnu'nun önünde diz çöktü, "Koruma sağlamak için gelmekte geciktik, Majesteleri bağışlasın."
Nangong Jingnu'nun anka kuşunu andıran gözleri keskinleşti, "Dağın tepesine çıkıp diğerlerine yardım edin. Sorgulama için bir-iki tanesini sağ bırakın, kalanları öldürün. Benim yerime Wanxiang Tapınağı'ndaki keşişlerin durumunu da kontrol edin. Efendiler dağdan sağ salim inene kadar eşlik edin, dağın eteklerinde güzel haberlerinizi bekleyeceğim."
Kalabalık: "Anlaşıldı!"
İki kız kardeş tekrar el ele tutuştu ve dağdan inmeye koyuldular.
Şimdilik tehlikeden kaçmış olsalar da, Nangong Sunu hâlâ mümkün olan her şekilde Nangong Jingnu'yu koruyordu. Nangong Jingnu'nun kalbinde de çeşit çeşit duygu kümelenmişti. Nangong Sunu bu gün için yeterli düzeyde hazırlık yapmıştı; o iki demir odunundan tahtırevan yanlarında olmasaydı çoktan işlerine bakılmış, dağdan yukarı taşınıyor olabilirlerdi. Nangong Jingnu hayal meyal çocukluk zamanlarını hatırlamaktan kendini alamamıştı, o anılar artık sanki sisler ardındaydı...
Nangong Jingnu ile Nangong Sunu'nun arasında büyük bir yaş farkı vardı. Nangong Sunu daha Nangong Jingnu küçükken You vilayetine gelin gitmişti, o yüzden Nangong Jingnu'nun da-jie'sine kıyasla er-jie'si Nangong Shunu ile çok daha fazla anısı vardı.
Bugünkü şey başına geldikten sonra hafızasındaki anılar bir barajın yıkılması gibi üzerine akın etmişti. Nangong Jingnu çok, çok küçükken... durmadan da-jie'ye yapıştığını, şımarıklık ettiğini ve da-jie'nin kucağında uyuyakaldığını hatırladı. Da-jie'nin düğün arifesinde ağlayınca da-jie ona sarılmıştı. Ona uslu ve iyi bir çocuk olmasını tembihlemişti.
Nangong Jingnu bunları düşünürken kalbindeki dehşet hissi birdenbire büyük ölçüde silindi. Önünde yürüyen da-jie'sine bakarken içi birden sıcaklık ve ailevi bağın verdiği güvenle doldu.
Nangong Jingnu Nangong Sunu'nun elini sıktırdı, "Da-jie, teşekkür ederim. Sen burada olmasaydın..."
Nangong Sunu: "Biz bizeyken böyle şeyler demene ne gerek var? Enerjini muhafaza et, önce bir dağdan inelim."
Nangong Jingnu biraz gülümsedi ve dağdan aşağı giden yolda adım adım Nangong Sunu'yu takip etti.
Sesleri duyunca Nangong Shunu tek eliyle at arabasının penceresini itip açtı, diğer eliyle ise Qi Yuxiao'ya sarıldı. Kız kardeşlerinin sağ salim döndüğünü görünce hemen Qi Yuxiao'yu at arabasından çıkardı, "Majesteleri, da-jie!"
Qi Yuxiao da fırlayıp Nangong Jingnu'nun yanına gitti ve ona sarıldı, "İmparator anne!"
Nangong Jingnu derin bir nefes verdi, ardından Yuxiao'nun başını okşadı, "Geçti, korktun mu?"
Qi Yuxiao başını iki yana salladı, "İmparator annem ile büyük teyzem iyi mi? Bir yerinize bir şey oldu mu?"
Nangong Sunu gülümseyerek, "Majestelerinin yüce talihi sayesinde tehlike çığırından çıkmadı," dedi.
Nangong Shunu: "Majesteleri, da-jie, ilk önce bir at arabasına binin ve saraya dönelim."
Nangong Jingnu: "Olmaz, dağın eteklerinde muzaffer dönüşlerini bekleyeceğime söz verdim askerlere."
Nangong Sunu: "Burası güvenli değil, Majestelerinin önceliği geri dönmek olmalı."
Nangong Jingnu: "Olmaz, en tehlikeli yer en güvenlisi olabilir. Suikastçıların ardındaki kişinin kim olabileceğine dair aklımda genel bir fikir oluştu ve o kişinin planları öyle inceliksiz olmayacaktır. Biz alelacele başkente dönünce ordumuzun göreve çıkmasını, sonra da yolculuğumuz sırasında olanca gücüyle saldırmayı bekliyor olabilir. O yüzden burada bekleyeceğiz. Dağın tepesindeki suikastçıların icabına çabucak bakılacaktır. Yine başka yerlerden suikastçılar bize saldırsa bile tekrar dağa çıkıp araziyi avantajımıza kullanarak kendimizi koruyabiliriz."
Bu noktaya kadar konuştuktan sonra Nangong Jingnu birden durakladı. Qi Yan için biraz endişeleniyordu... Sarayın yasaklı yarısında tek bir muhafız dahi yoktu ve saraylar bölgesinde şu an in cin top oynuyordu... Ya önceki hanedanın prensesi meclisin planının iç yüzünü gördüyse? Ganquan Sarayı'nı araştırması için birilerini yollar mıydı?
Nangong Jingnu: "Gongyang Huai!"
Gongyang Huai: "Emredin!"
Nangong Jingnu: "Bir birlik görevlendir ve derhal saraya dön. Toplanma gong'una vurmalarını söyle, saraylar bölgesindeki tüm hizmetkarları bir araya topla ve isim defteriyle bir yoklama yap. Defterde adı olduğu halde orada olmayan biri varsa... güvendiğin birkaç astını alıp Ganquan Sarayı'na... incelemeye git."
Gongyang Huai: "Anlaşıldı!"
Nangong Jingnu: "Saraylar bölgesindeki muhafızlar ve hizmetkarlardan bir tanesi bile eksik değilse derhal Ganquan Sarayı'nın üç kapısını da mühürle. Herkesi bir araya topla ve gözün üstlerinde olsun. Kimsenin tedbirsizce bir şey yapmasına müsaade etme. Başka talimat almak için saraya dönmemi bekle."
Gongyang Huai: "Anlaşıldı!"
Nangong Sunu: "Bekle!"
Gongyang Huai: "Ekselanslarının başka bir emri mi var?"
Nangong Sunu Nangong Jingnu'ya döndü, "Majesteleri, bunu izleyen başka suikast girişimleri de olabilir dememiş miydin? Böyle bir anda birlikleri bölmek akıllıca olmaz. Herkes Majestelerini korumak için bir arada bulunmalı!"
Nangong Jingnu'nun dudakları titredi. Gözlerinden telaşlı bir ifade geçti, "Da-jie!"
Nangong Sunu birden anladı. Demek xiao-mei'si yasaklı sarayda saklanmakta olan Qi Yan için endişeleniyordu.
Nangong Sunu sessiz bir iç çekti: aralarında böylesine derin hisler söz konusuysa madem, ilk başta neden ondan boşanmıştı ki?
Nangong Sunu sözünü değiştirdi, "Komutan Efendi'nin önden yolu gözetlemesi iyi olur, git o halde."
Gongyang Huai Nangong Jingnu'ya bir bakış attı, akabinde bir grup seçip görevlendirdi ve yola çıktı...
— —
0 notes
Text
Yurtta 29 Ekim kutlamaları... İşte il il Cumhuriyet coşkusu
https://pazaryerigundem.com/haber/190390/yurtta-29-ekim-kutlamalari-iste-il-il-cumhuriyet-coskusu/
Yurtta 29 Ekim kutlamaları... İşte il il Cumhuriyet coşkusu
Yurdun çeşitli illerinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Cumhuriyet’in 101. yıl dönümü kutlamaları kapsamında çeşitli tören ve etkinlikler düzenlendi.
ANKARA (İGFA) – İletişim Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin doğum günü olan 29 Ekim dolayısıyla yurt genelindeki illerde düzenlenen Cumhuriyetin 101. yıl dönümü kutlamalarını derledi.
İşte yurt içinden 29 Ekim kutlamaları…
ADANA
Adana’da Atatürk Parkı’nda gerçekleştirilen törende, Vali Yavuz Selim Köşger, Adana 6. Kolordu Komutanı Tümgeneral Mehmet Özeren ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Cafer Boyraz, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı okunan programa, protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
AYDIN
Aydın’da valilik önünde düzenlenen törende ise Vali Yakup Canbolat, Garnizon Komutanı Albay Mehmet Toker ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından tören sona erdi.
Törene AK Parti Aydın Milletvekili Ömer Özmen, CHP Aydın milletvekilleri Bülent Tezcan ve Evrim Karakoz da katıldı.
ANTALYA
Antalya’da Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen törende Vali Hulusi Şahin, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Hasan Basri Erkuzu ve Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Törene AK Parti Antalya milletvekilleri İbrahim Ethem Taş, Kemal Çelik, CHP Antalya milletvekilleri Cavit Arı, Mustafa Erdem, Aliye Coşar, MHP Antalya milletvekilleri Ramazan Başkan, Hilmi Durgun, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tarık Hekimoğlu, Sahil Güvenlik Grup Komutanı Yarbay Tolga Coşkun, İl Emniyet Müdürü İlker Arslan, Başsavcı Yakup Ali Kahveci, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Kepez Belediye Başkanı Mesut Kacagöz, AK Parti İl Başkanı Ali Çetin, CHP İl Başkanı Nail Kamacı, Baro Başkanı Ali Çağdaş Bozaner, askerî erkan, sendika ve meslek örgütü temsilcileri katıldı.
Protokolün ardından, diğer katılımcılar da Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Antalya Büyükşehir Belediyesinde de tören düzenledi.
ADIYAMAN
Adıyaman Valiliği Bahçesinde düzenlenen törende Vali Osman Varol, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından son buldu.
ARTVİN
Millî İrade Meydanı’nda düzenlenen törende Artvin Valisi Turan Ergün, Garnizon Komutanı Piyade Albay Muhammet Kelami Kablay ile Artvin Belediye Başkanı Bilgehan Erdem, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sona erdi.
Törene, Artvin Cumhuriyet Başsavcısı Yunus Emre Büyükyurt, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Adatepe, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı
BOLU
Bolu Anıtpark’ta düzenlenen törende, Bolu Valisi Abdulaziz Aydın, Garnizon Komutan Vekili Tank Komando Kıdemli Albay Cavit Nartop ve Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan Atatürk Anıtı’na çelenk sundu, ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
Bu arada kentte ikamet eden ve dün Avusturyalı Manuela ile dünyaevine giren Levent Ayaz, kutlamalara getirdiği Avusturyalı misafirlerine Türk kültürü ve tarihini anlattı.
Kutlamaları ilgiyle takip eden Avusturyalılar, askerî tören geçişine Türkiye bayraklarını sallayarak ve alkışlarla eşlik etti
BATMAN
Batman’da Valilik bahçesinde düzenlenen törende saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Vali Ekrem Canalp, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Ali Koç ve Belediye Başkan Yardımcısı Çiğdem Demir Sevim tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu.
Törene, Cumhuriyet Başsavcısı Murat Şahingöz, Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İdris Demir, kurumların yöneticileri, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, şehit yakınları, gaziler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
BAYBURT
Bayburt’ta, Saray Bahçesi’nde düzenlenen törende Vali Mustafa Eldivan, Garnizon Komutanı Topçu Albay Gürol Akkaya ve Belediye Başkanı Mete Memiş, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu törene, kamu kurumları, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
BİNGÖL
Bingöl’de Valilik bahçesinde düzenlenen törende Vali Ahmet Hamdi Usta, Kahramanmaraş 2. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Tolga Genç ve Belediye Başkanı Erdal Arıkan tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu.
Törende, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Törene, İl Emniyet Müdürü Şükrü Orhan, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Bilgihan Yeşilyurt ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
BİLECİK
Bilecik’te, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle çelenk sunma programı düzenlendi.
Cumhuriyet Meydanı’ndaki törende Bilecik Valisi Şefik Aygöl, Eskişehir Hava Savunma Komutanı Hava Tümgeneral Ertunç Ertufanlı ile Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı.
Daha sonra saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Programa, Jandarma Eğitim Komutanı Jandarma Tümgeneral Uğur Ertekin, Cumhuriyet Başsavcısı Burak Olgun, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Ferdi Erbakıcı, İl Emniyet Müdürü Beyti Kalaycı, askerî erkan, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
Bilecik’in Osmaneli ilçesinde de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama törenleri, Atatürk anıtına çelen sunumu ile başladı.
Hükûmet Konağı önündeki tören, Kaymakam Yüksel Ünal ve Belediye Başkanı Bekir Torun, Atatürk Anıtı’na çelenk sunması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sona erdi. Daha sonra Kaymakam Ünal, Kaymakamlık bahçesinde tebrikleri kabul etti.
Bilecik’te, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında “Kurtuluştan Kuruluşa Motosiklet ve Bisiklet Turu” düzenlendi.
Bilecik Valiliği himayesinde gerçekleştirilen organizasyonda Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen yüzlerce motosikletli ve bisikletli, Vali Şefik Aygöl’ün katıldığı kortejde kenti turlayarak Şeyh Edebali Yerleşkesi’ne ulaştı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından katılımcılar, dev Türk bayrağı açtı.
Vali Şefik Aygöl, Şeyh Edebali Yerleşkesi’ndeki programda yaptığı konuşmada, tüm vatandaşların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik etti.
Bilecik Motosikletliler Derneği Başkanı Erol Yörümez de Cumhuriyet’in kuruluşunun 101’inci yıl dönümünü kutlamaktan gurur duyduklarını dile getirdi.
Organizasyona yoğun ilgi olduğunu anlatan Yörümez, “Güzel bir kortej düzenledik. Her şey çok güzeldi. Destek veren herkese teşekkür ederiz. Cumhuriyetimizin 101’inci yılında birlik ve beraberliğimizi tekrar gösterdik. Bunu gerçekleştirmekten dolayı mutluyuz.” dedi.
Tura bisikletleriyle katılan 10 ve 12 yaşlarındaki Haşim Can Huksuz ile Kenan Batu Işık da etkinlikten büyük keyif aldıklarını, Cumhuriyet’in kuruluşunun 101’inci yılını kutlamaktan gurur duyduklarını ifade etti.
Kentteki Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, yarın Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Stadyumu’ndaki program ve kent merkezindeki Cumhuriyet yürüyüşü ile devam edecek.
BİTLİS
Bitlis’te, Gökmeydan’da gerçekleştirilen törende, Vali Ahmet Karakaya, Kara Kuvvetleri EDOK Kurmay Başkanı ve Bitlis Garnizon Komutanı Tümgeneral Mücahit Zorlutuna ile Belediye Başkanı Nesrullah Tanğlay, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sona eren törene Bitlis Cumhuriyet Başsavcısı Emre Genç, Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, kurum amirleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğretmen ve öğrenciler katıldı.
BARTIN
Bartın’da Cumhuriyet Meydanı’ndaki törende, Vali Nurtaç Arslan, Garnizon Komutanı Deniz Kıdemli Albay Erkan Şahin ve Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya tarafından Atatürk Anıtı’na çelenklerin sunulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Törende, AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, Bartın Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Rüfai Şahin, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Mehmet Baykal ile siyasi parti, kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de yer aldı.
BURDUR
Burdur’da Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törende Vali Tülay Baydar Bilgihan, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Garnizon Komutanı Albay İlhan Gökoğlan, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Törene AK Parti Burdur Milletvekili Adem Korkmaz, CHP Burdur Milletvekili İzzet Akbulut, Cumhuriyet Başsavcısı Osman Kara ile siyasi parti temsilcileri de katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından tören sona erdi. Kentte kutlama programları yarın düzenlenecek.
BURSA
Bursa’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında, çelenk sunma töreni düzenlendi.
Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, Bursa Valiliği adına Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Bursa Büyükşehir Belediyesi adına Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve Bursa Garnizon Komutanlığı adına İl Garnizon komutanı Tuğgeneral Birol Arslan Heykel Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Törene, kurum müdürleri, şehit aileleri, gaziler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
ÇANAKKALE
Çanakkale’deki çelenk töreni, Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk anıtı önünde gerçekleştirildi.
Anıta Valilik, Boğaz ve Garnizon Komutanlığı ile Belediye Başkanlığı çelenklerinin bırakılmasıyla başlayan tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla tamamlandı.
Törene Çanakkale Valisi Ömer Toraman, Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, CHP Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
ÇORUM
Çorum’un Osmancık ilçesinde Cumhuriyet’in 101. yıl dönümü dolayısıyla Bayrak Yürüyüşü düzenlendi.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama etkinlikleri çerçevesinde vatandaşlar, 101 metre uzunluğunda Türk bayrağıyla yürüyüş yaptı.
Tarihi Koyunbaba Köprüsü’nden başlayarak Hükûmet Konağı’na kadar devam eden yürüyüşe, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Yürüyüş sonunda Hükûmet Konağı önünde tören gerçekleştirildi.
Burada Osmancık Kaymakamı Furkan Duman ile Osmancık Belediye Başkanı Ahmet Gelgör, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından sona erdi.
DENİZLİ
Denizli Valiliği önündeki törende de Vali Ömer Faruk Coşkun, 11. Komando Tugay ve Garnizon Komutan Vekili Ulaştırma Albay Mehmet Cüneyt Balaban ve Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
AK Parti milletvekilleri Nilgün Ök ve Şahin Tin, CHP Milletvekili Şeref Arpacı ile siyasi parti temsilcilerinin de katıldığı törende saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu.
DÜZCE
Düzce’deki tören kapsamında Anıtpark Meydanı’nda Atatürk Anıtı’na, Valilik, Garnizon Komutanlığı ve Düzce Belediyesi’nin çelenkleri sunuldu.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından tamamlanan törende, Düzce Valisi Selçuk Aslan, Garnizon Komutanı İkmal Albay Abdülvahap Bozkurt, Düzce Belediye Başkan Vekili Ali Dilber, siyasi partilerin temsilcileri, protokol üyeleri, gaziler, vatandaşlar ve öğrenciler yer aldı.
DİYARBAKIR
Diyarbakır’da Valilik önündeki Anıt Park’ta düzenlenen törende, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu, Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu.
Törene, Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 7. Kolordu ve Garnizon Komutanı Korgeneral Gültekin Yaralı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Demet Ceylan, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat, İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya, kamu kurumlarının yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, şehit yakınları, gaziler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
ESKİŞEHİR
Eskişehir’de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında çelenk sunma töreni düzenlendi.
Vilayet Meydanı’nda saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törene, Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Garnizon Komutanı Hava Orgeneral İsmail Güneykaya ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce katıldı.
Aksoy, Güneykaya ve Ünlüce, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Törene Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü’nün yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.
ELÂZIĞ
Elâzığ’da Valilik bahçesinde düzenlenen törende Vali Numan Hatipoğlu, 8. Kolordu Komutanı Tümgeneral Tamer Atay ve Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Törende, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Törene, Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Aşkın Yeğin, İl Emniyet Müdürü Adnan Karayel, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Alpaslan Doğan, kurum müdürleri, gaziler ve öğrenciler katıldı.
GÜMÜŞHANE
Gümüşhane’de valilik önünde düzenlenen törende Vali Aydın Baruş, Garnizon Komutanı Albay Recai Öztürk, Belediye Başkanı Vedat Soner Başer, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından son buldu.
GİRESUN
Giresun’da valilik bahçesindeki törende Vali Mehmet Fatih Serdengeçti, Garnizon Komutanı Jandarma Albay Volkan Aydın, Belediye Başkanı Fuat Köse, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından sona erdi.
Törene, AK Parti Giresun Milletvekili Nazım Elmas, CHP Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
HAKKÂRİ
Hakkâri’de de Hükûmet Konağı önünde tören düzenlendi.
Vali ve Belediye Başkan Vekili Ali Çelik ile Yüksekova 3. Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Ferat Vural, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sona eren törene, Cumhuriyet Başsavcısı Harun Ünlüsoy, kurum amirleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, vatandaşlar katıldı.
Törenin ardından Çelik ile beraberindekiler, Hakkâri Güzel Sanatlar Lisesi tarafından hazırlanan “Cumhuriyet” temalı resim sergisini gezdi.
Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla “Bayrak Yürüyüşü” düzenlendi.
Cumhuriyetimizin 101. yılı kutlamalarına çelenk sunumuyla başladık.
Milletin ve bayrağınla sonsuza dek yaşa!????????
????#Hakkâri pic.twitter.com/aHHb9dFpdL
— Ali Çelik (@alicelik_64) October 28, 2024
Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Büstüne çelenklerin sunulmasıyla başlayan programda saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Ardından Kaymakam Mert Kumcu, 2. Hudut Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Büyük Köroğlu, Belediye Başkanı Nazmi Demir, İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen İbrahim Çolak, İlçe Emniyet Müdürü Adem Köpük’ün de aralarında bulunduğu katılımcılar, Cumhuriyet Caddesi’nde bir araya geldi.
Katılımcılar, Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yıl dönümü dolayısıyla hazırlanan 101 metre uzunluğundaki Türk bayrağıyla Gençlik Merkezi’nin önüne kadar yürüdü.
“TUSAŞ şehitlerimizi rahmetle anıyoruz” yazılı pankartın da taşındığı yürüyüşe, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, asker, polis ve vatandaşlar katıldı.
HATAY
Hatay’da Antakya Şehitliği’nde düzenlenen programda ziyaretçiler, şehit kabirlerine karanfil bıraktı, dua etti.
Cumhuriyet Meydanı’ndaki törende de Vali Mustafa Masatlı, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ali Mete ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Armağan Teköz, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Hatay’ın İskenderun ilçesinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla düzenlenen “Cumhuriyet Panayırı”, ikinci gününde ziyaretçilerini ağırlamaya devam etti.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 6 Şubat 2023’teki afetten etkilenen kentte düzenlenen etkinliklerde, çocuk tiyatroları, söyleşiler, VR deneyim alanları etkinlikleri ve atölye çalışmaları yapıldı.
Atatürk Anıtı’nda kurulan “Cumhuriyet Panayırı”nda depremzede çocuklar doyasıya eğlendi.
Program kapsamında radyo programcısı ve şair Talha Bora Öge de şiir dinletisi sundu.
Cumhuriyet Panayırı etkinlikleri yarın sona erecek.
ISPARTA
Isparta’da da 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanı’nda tören düzenlendi.
Vali Abdullah Erin, Tuğgeneral Ahmet Aşık, Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla son buldu.
İZMİR
İzmir’de Cumhuriyet’in 101. kuruluş yıl dönümü kutlama programı kapsamında Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenlendi.
Vali Süleyman Elban, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral İrfan Özsert ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, meydandaki Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı’nın okunduğu törende Türk bayrağı göndere çekildi.
Valiliğin önünde devam eden programda ise 400 ilkokul ve ortaokul öğrencisi, öğretmenleri eşliğinde “Cumhuriyet 101 Yaşında” yazılı koreografi oluşturdu ve folklor gösterisi sundu.
Kutlamalar çerçevesinde Konak Meydanı’nda kurulan tezgâhta vatandaşların ilmekleriyle dokunan Türk bayrağı da Vali Elban’a teslim edildi.
Vali Elban ve protokol üyeleri koreografi ile folklor gösterisine katılan öğrencilerle fotoğraf çektirdi.
İSTANBUL
İstanbul Valiliğince, Cumhuriyet’in 101. yılı dolayısıyla kabul töreni düzenlendi.
İstanbul Valisi Davut Gül ve eşi Gülden Gül’ün ev sahipliğinde, Yeşilköy’deki bir otelde düzenlenen Cumhuriyet Bayramı Kabul Töreni’ne, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Metin Tokel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, milletvekilleri, kaymakamlar, belediye başkanları, İstanbul’daki kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri, azınlıkların dini temsilcileri, eğitim, sağlık, iş dünyası, kültür, sanat ve spor camiasından çok sayıda davetli katıldı. Törende Vali Gül, eşiyle birlikte davetlileri kapıda karşılayarak selamlaştı.
Milletimizin birinin bile, elimizi bırakmasına razı değiliz.
Büyük Türkiye Yüzyılını hep birlikte kuracağız.#29EkimCumhiyetBayramı #İstanbul ???????? pic.twitter.com/a50EbWe1Ti
— Davut GÜL (@gul_davut) October 28, 2024
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
İstanbul Müftüsü Safi Arpaguş’un duayı gerçekleştirdiği programda, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca Cumhuriyet’in 101. yılına özel olarak hazırladığı video gösterildi.
Vali Gül, programdaki konuşmasında, Cumhuriyet’in ikinci asrının millete ve ülkeye hayırlı olması temenni etti.
Bu topraklarda var olmalarının bedelini canlarıyla ödeyen tüm şehitleri rahmet ve minnetle andığını belirten Gül, Cumhuriyet’in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere tüm gazileri şükranla yâd etti. Milletin, kadim tarih yürüyüşünde hiçbir zaman esarete ve dayatmalara boyun eğmediğini vurgulayan Vali Gül, “Sakarya’da, Dumlupınar’da ve bütün vatan sathında can verdiler, kan verdiler, evlat verdiler. Bağımsızlık ruhundan asla vazgeçmediler. Cumhuriyet, işte böyle bir vatan sevgisinin, eşsiz kahramanlıkların ve sarsılmaz imanın eseridir. Cumhuriyet; ortak bir varoluşun, ortak yaşama kararlılığının adıdır.” diye konuştu.
Vali Gül, Cumhuriyet’in, kendilerine bırakılan en büyük emanet olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“İnanıyorum ki bu kutlu emaneti ikinci asırda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hep beraber çok daha güçlü, çok daha müreffeh bir şekilde ileriye taşıyacağız. Birlik, beraberlik ve kardeşliğimizden aldığımız güçle Cumhuriyet’imizin ikinci asrını, Başarının Yüzyılı yapacağız. Teknolojisiyle, savunmasıyla tam bağımsız Türkiye’nin Yüzyılı yapacağız. Dünyaya öncülük eden Diplomasinin Yüzyılı yapacağız. Yediden yetmişe kenetlenerek ülkemize ve huzurumuza saldıranların heveslerini kursaklarında bırakacak, İstikbalin Yüzyılı’nı kuracağız. Cumhuriyet’imizin kuruluşundaki heyecan, azim ve inancı ilelebet yaşatacağız.”
Bu anlayışla İstanbul’da ve vatanın dört bir yanında durmadan, yorulmadan çalışmaya devam ettiklerini kaydeden Gül, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde insanlığın istikametine yön verecek geleceğin büyük ve güçlü Türkiye’sini inşa ediyoruz.” dedi.
Konuşmalarının ardından Vali Gül ile 1. Ordu Komutanı Orgeneral Metin Tokel eşleriyle birlikte Cumhuriyet’in 101. yılı dolayısıyla hazırlanan pastayı kesti.
Tören, İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü Öğretmen Korosu konseriyle sona erdi.
KARABÜK
Karabük’te Cumhuriyet’in 101. yılı etkinlikleri kapsamında fener alayı gerçekleştirildi.
Karabük Valiliği tarafından organize edilen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında Beşbinevler Mahallesi’nde toplanan vatandaşlar, ellerinde Türk bayrağı ve meşalelerle 100. Yıl Mahallesi’ne yürüdü.
Burada saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunmasının ardından konuşan Vali Mustafa Yavuz, Cumhuriyet’in 101 yıl önce büyük zorluklarla kurulduğunu söyledi.
Fener alayına, Vali Yavuz’un eşi Süreyya Yavuz, AK Parti Karabük milletvekilleri Cem Şahin ve Durmuş Ali Keskinkılıç, Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, siyasi parti temsilcileri, kurum müdürleri ve vatandaşlar katıldı.
Karabük’teki törende Vali Mustafa Yavuz, Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ve Karabük Garnizon Komutanı Albay Murat Gürcan, Valilik bahçesindeki Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Saygı duruşunda bulunulan ve İstiklal Marşı okunan törene, AK Parti Karabük milletvekilleri Cem Şahin ve Durmuş Ali Keskinkılıç, Karabük Cumhuriyet Başsavcısı Selçuk Akman, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay İsmail Gökcek, İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Hasan Köse, siyasi parti, kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.
KOCAELİ
Kocaeli’de İzmit Kent Meydanı’nda düzenlenen törende, Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu.
Törene, Vali İlhami Aktaş, AK Parti Kocaeli Milletvekili Veysal Tipioğlu, CHP Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko, Deniz Eğitim-Öğretim ve Garnizon Komutanı Tümamiral Hüseyin Tığlı, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Cumhuriyet Başsavcısı Semih Akgün, Adalet Komisyonu Başkanı Muhittin Çapa, İzmit Kaymakamı Yusuf Ziya Çelikkaya, İl Emniyet Müdürü Faruk Karaduman, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Murat Bozkurt, askerî erkan, siyasi partilerin temsilcileriyle vatandaşlar iştirak etti.
Gölcük ilçesinde Anıtpark’taki Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
Törene, Gölcük Kaymakamı Müfit Gültekin, Gölcük Deniz Ana Üs ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Yücel Korkut, Gölcük Belediye Başkanın Ali Yıldırım Sezer, Gölcük Başsavcısı Tayfun Akbaş, İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Mahir Sarıdağ, İlçe Emniyet Müdürü Mücahit Keskin, İlçe Millî Eğitim Müdürü Caferi Tayyar Mert, siyasi parti temsilcileri, gaziler ile şehit aileleri katılım sağladı.
Darıca ilçesi Cevher Dudayev Parkı’nda düzenlenen törende, Kaymakam Yüksel Kara ile Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık anıta çelenk sunumu gerçekleştirdi.
KAHRAMANMARAŞ
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Kahramanmaraş’ta da tören düzenlendi.
Trabzon Caddesi Valilik Bahçesi’nde düzenlenen törende, Vali Mükerrem Ünlüer, 2. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Mustafa Er, Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Törende, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.Ayrıca günün anlam ve önemine binaen Kahramanmaraş Kalesi’nden top atışı gerçekleştirildi.
Törene, AK Parti Kahramanmaraş milletvekilleri Vahit Kirişci, Ömer Oruç Bilal Debgici, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Murat Tiryaki, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Gemalmaz, İl Emniyet Müdürü Nurettin Gökduman, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alptekin Yasım, kurum amirleri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 6 Şubat 2023’teki afetten etkilenen Adıyaman’da gerçekleştirilen programda, çocuk tiyatroları, söyleşiler, VR deneyim alanları etkinlikleri ve atölye çalışmaları yapıldı.
Eğri Çayı Parkı’na kurulan panayırda depremzede çocuklar, aileleriyle etkinliklere katıldı.
Cumhuriyet Panayırı etkinlikleri yarın tamamlanacak.
KÜTAHYA
Zafer Meydanı’ndaki törende Vali Musa Işın, Hava Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş ve Belediye Başkanı Eyüp Kahveci Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Tören, saygı duruşunda bulunma ve Tugay Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından sona erdi.
KİLİS
Kilis’te, Cumhuriyet’in 101. yılı kutlamaları kapsamında fener alayı düzenlendi.
Kilis’te Hacı Cümbüş Camisi önünde toplanan vatandaşlar, ellerinde Türk bayrağı ve meşalelerle, Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü.
Atatürk Anıtı önünde İstiklal Marşı okunmasının ardından meşale ateşi yakıldı. Etkinlik, havai fişek gösterisi ile sona erdi.
Etkinlikte konuşan Belediye Başkanı Hakan Bilecen, Cumhuriyet’in 101. yılını kutlamanın coşkusunu yaşadıklarını belirtti.
Yürüyüşe, CHP İl Başkanı Ahmet Hangillioğlu ve vatandaşlar katıldı. Kilis Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törende Vali Tahir Şahin, Garnizon Komutan Vekili Piyade Albay Mehmet Doğu ve Belediye Başkanı Hakan Bilecen Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Törende, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Kilis 7 Aralık Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meral Kuzgun, burada yaptığı konuşmada, Cumhuriyet’in ilan edildiği günden bu yana millî bayram olarak kutlandığını belirtti.
Törene, Cumhuriyet Başsavcısı Osman Öztürk, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Halil Coşkun, İl Emniyet Müdürü Aykut Korkmaz ile daire müdürleri, gaziler ve vatandaşlar katıldı.
MERSİN
Mersin’de Cumhuriyet Alanı’nda düzenlenen törende Vali Ali Hamza Pehlivan, Tuğamiral Tayfun Karataş ve Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı.
Mersin’de, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında 101 metre uzunluğundaki Türk bayrağıyla yürüyüş yapıldı.
Mersin Valiliğince düzenlenen etkinlik, Yenişehir ilçesi Adnan Menderes Bulvarı’ndaki Mersin İdman Yurdu Meydanı’ndan başladı.
Katılımcıların 101 metrelik Türk bayrağını taşıdığı yürüyüş Suphi Öner Öğretmenevi’nde son buldu. Etkinliğin sonunda saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Vali Pehlivan, yaptığı konuşmada, şanlı ve mübarek Türk bayrağının çok kıymetli olduğunu söyledi.
Cumhuriyet’in kuruluşunun 101. yılını coşkuyla kutladıklarını ifade eden Pehlivan, şunları kaydetti:
“Gençlerimiz bayrağımızı en yukarıda, göklerde tutmaya devam edecekler. Tarih yürüyüşümüzü, gelecek yürüyüşümüze gençlerimizle birlikte dönüştürüyoruz. Atalarımızdan miras aldığımız aziz vatanımızı gelecek nesillere daha güçlü şekilde teslim edeceğiz. İlelebet bağımsız ve bir olarak Cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümlerini kutlamayı temenni ediyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Millî Mücadele kahramanlarımızı, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla rahmetle yâd ediyorum.”
Mersin’de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığınca “deniz gözü” gösterisi gerçekleştirildi.
Valilik himayesinde “Mavi Vatandan Türkiye Yüzyılı Kahramanlarına Saygıyla” sloganıyla düzenlenen programda şehit aileleri ve gaziler Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığının TCSG Yaşam Gemisi’nde ağırlandı.
Gemi, Mersin Limanı’ndan denize açıldı.
Vali Ali Hamza Pehlivan ve eşi Yıldız Pehlivan şehit aileleri ve gazilerle sohbet etti, vakit geçirdi. Gezinti sırasında katılımcılara ikramda bulunuldu.
Etkinlik kapsamında Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı ekipleri helikopter ve botlarla “deniz gözü” gösterisi yaptı.
MARDİN
Mardin Hükûmet Konağı bahçesinde düzenlenen törende ise saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Törende, Vali Tuncay Akkoyun, 2. Ordu Hareket Destek Yarbaşkanı Tuğgeneral Mehmet Fatih Ören ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu.
Törene, 70. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Ahmet Yaşar Dener, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Akbulut, AK Parti İl Başkanı Mehmet Uncu, MHP İl Başkanı Ferhan Bozkuş, kamu kurumlarının yöneticileri, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, şehit yakınları, gaziler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
MALATYA
Malatya’daki Atatürk Anıtı’nda düzenlenen tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
Malatya Valisi Seddar Yavuz, 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Erman Kiraz ve Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Daha sonra Anıt Şeref Defteri’ni imzalayan Vali Yavuz, deftere, cumhuriyetin 101. yıl dönümünü kutlamanın gurur ve mutluluğunu yaşadıklarını belirterek Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve vatan uğruna canlarını feda eden şehitlerle kahraman gazileri saygı ve minnetle andıklarını kaydetti.
Ardından Vali Yavuz, Garnizon Komutanı Tümgeneral Kiraz ve Büyükşehir Belediye Başkanı Er, vatandaşlara bayrak dağıttı.
Darende ilçesindeyse ilçe protokolü ve öğrencilerin katılımıyla “Ecdadın İzinde 101. Yıl Yürüyüşü” düzenlendi. Burada İlçe Müftüsü Sinan Şen tarafından yapılan duanın ardından program tamamlandı.
MUŞ
Muş’ta Kent Meydanı’nda düzenlenen tören Atatürk Anıtı’na çelenklerin sunulmasıyla başladı. Ardından, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Törene, Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Kantar, vali yardımcıları, İl Emniyet Müdürü Serkan Karaman, İl Jandarma Komutanı Albay Yılmaz Kırgel, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican, ilçe belediye başkanları, kurum amirleri ve öğrenciler katıldı.
Muş’un Bulanık ilçesinde de Kaymakamlık, Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü ile İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde “Cumhuriyet Yürüyüşü” gerçekleştirildi.
Kaymakam Ömer Övünç Koşansu, İlçe Garnizon Komutanı Üsteğmen Kazım Tüysüz, İlçe Emniyet Müdürü Aytaç Tefek, İlçe Millî Eğitim Müdürü Yalçın Tunçel ile Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Muhammed Kaya’nın aralarında bulunduğu katılımcılar, Yeni Mahalle’de bir araya geldi. Katılımcılar, ellerindeki Türk bayraklarıyla İlçe Stadyumu’na kadar yürüdü.
Kaymakam Koşansu, yürüyüşün yoğun katılımla gerçekleştirildiğini söyledi.
Yürüyüşe katılanların Cumhuriyet’in 101. yıl dönümünün coşkusunu yaşadığını belirten Koşansu, şöyle konuştu:
“Bugün Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına başladık. Milli birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde ‘Cumhuriyet Yürüyüşü’ adı altında 200 metre uzunluğundaki dev bayrağımız ve açılan pankartlarımız, öğrencilerimiz tarafından omuzlarda taşındı. Halkın yoğun ilgisi ve büyük coşkusuyla yapılan yürüyüş, alkışlar ve müziklerle anlamlı, duygu dolu anlar yaşattı. Cumhuriyet’imizin 101. yılı kutlu olsun.”
Muş’ta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında fener alayı gerçekleştirildi.
Muş Valiliği ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünce organize edilen etkinlik için çok sayıda kişi Muş Valiliği önünde bir araya geldi.
Ellerinde Türk bayrakları ve meşalelerle mehter takımı eşliğinde İstasyon Caddesi’nden Millet Bahçesi önüne kadar yürüyen vatandaşlar, birlik ve beraberlik mesajları verdi.
Mehter takımının gösterisinin ardından konuşan Muş Valisi Avni Çakır, Muşlular’ın coşkulu bir yürüyüşle Cumhuriyet’e ve demokrasiye desteğini tüm Türkiye’ye güçlü bir şekilde gösterdiğini söyledi.
MANİSA
Cumhuriyet Meydanı’ndaki törende Vali Vahdettin Özkan, Garnizon Komutanı 1’inci Komando Eğitim Tugay Komutanı Piyade Albay Cengiz Güven ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Atatürk ve Millî Egemenlik Anıtı’na çelenk sundu.
Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu törende Hasan Türek Anadolu Lisesinden 101 öğrenci, Cumhuriyet’in 101. yıl dönümüne özel halk oyunları gösterisi yaptı.
Törene İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, kaymakamlar ve ilçe belediye başkanları, siyasi partilerin il başkanları, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.
NEVŞEHİR
Kapadokya’da, peribacaları üzerinde süzülen sıcak hava balonları Türk bayrakları ve Atatürk posterleri ile uçtu.
Turistlerin bölgenin doğal güzelliklerini gökyüzünden izlemesine imkân sunan sıcak hava balonları, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla sepetlerine asılan Türk bayrakları ve Atatürk posterleri ile uçuş gerçekleştirdi.
Nevşehir’in Göreme beldesinde uçuş için hazırlanan balonlar, gün doğumu vaktinde peş peşe gökyüzüne yükseldi.
Onlarca sıcak hava balonu peribacaları ve doğal kaya oluşumlarıyla kaplı vadiler üzerinde yaklaşık bir saat boyunca süzüldü.
Sıcak hava balonu pilotu Ömür Şekeryapan, Türk milletinin bayramını kutladığını belirterek “Balonlarla her gün tur düzenliyoruz ama bugün bayraklarımızla uçuyoruz, gururluyuz. Yerli ve yabancı konuklarımızla bölge semalarında olacağız.” dedi.
Balon turuna katılan yerli turistlerden Berk Çelik de Cumhuriyet’in 101’nci kuruluş yıl dönümünde Türk bayraklarıyla süslenmiş balonlarda olmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
ORDU
Ordu’da Altınordu ilçesine bağlı Şarkiye Mahallesi’ndeki Atatürk Anıtı önünde düzenlenen törende Vali Muammer Erol, Garnizon Komutanı Hava Savunma Gökhan Kocaoğlu ile Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler ile anıta çelenk bıraktı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından sona eren törene, AK Parti Ordu Milletvekili Mahmut Özer, CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun, MHP Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, İl Emniyet Müdürü Atilla Aksoy, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Sadi Akman ile kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
OSMANİYE
Osmaniye’de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Atatürk Anıtı’nın önünde yapılan törene, Vali Erdinç Yılmaz, Belediye Başkanı İbrahim Çenet ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ahmet Burak Yürüten ile vatandaşlar katıldı.
Çelenk sunumunun ardından katılımcılar, saygı duruşunda bulundu, İstiklal Marşı’nı okudu.
SAKARYA
Sakarya’da kutlamalar kapsamında Valilik Kampüsü’ndeki Atatürk Anıtı’na Valilik, Garnizon Komutanlığı ve Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin çelenkleri konuldu. Törende saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Öğrencilerin Türk bayraklarıyla eşlik ettiği törene, Vali Rahmi Doğan, Garnizon Komutan Vekili Albay Ramazan Sedat Baş, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, bazı belediye başkanları, kurum müdürleri, siyasi ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, kolluk kuvvetleri, gaziler ve öğretmenler iştirak etti.
Tören sonunda protokol üyeleri öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.
SAMSUN
Samsun’da, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında 1919 metre uzunluğundaki Türk bayrağıyla yürüyüş yapıldı.
Yürüyüş öncesi Samsun Valisi Orhan Tavlı, Garnizon Komutanı Gazi Tümgeneral Davut Ala ile Samsun Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Nihat Soğuk, düzenlenen törende, Anıt Park’taki Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Türk bayrağı göndere çekildi.
Vali Tavlı, burada yaptığı konuşmada, coşku içinde olduklarını ifade ederek, “Bugün, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefiyle Türk milletinin tabiat ve şiarına en uygun idare şekli olarak 29 Ekim 1923’te ilan ettiğiniz Cumhuriyet’imizin 101. yılını büyük bir onur, gurur ve coşkuyla idrak ediyoruz. İstiklalimize ve istikbalimize kasteden işgalcilere karşı ilk adımını 19 Mayıs 1919’da Samsun’umuzda attığınız Millî Mücadele’mizin her safhası eşsiz kahramanlık destanlarıyla dolu büyük bir zaferle taçlanmıştır.” dedi.
Vali Tavlı’nın, Şeref Defteri’ni imzalamasının ardından protokol üyeleri, vatandaşlar ve öğrencilerin katılımıyla 1919 metre uzunluğundaki Türk bayrağı açılarak “Cumhuriyet Yürüyüşü”ne geçildi
Katılımcılar, Türk bayrağı ile Atatürk Anıtı önünden İstiklal Caddesi’ni takip ederek Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüdü.
SİİRT
Siirt’te Cumhuriyet Caddesi’nde düzenlenen törende Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Vali Kemal Kızılkaya, tören alanındaki öğrencilerin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı.
Törene, AK Parti Siirt Milletvekili Mervan Gül, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Osman Akyıldız, Siirt Belediye Başkan Vekili Aykut Savaş, kurumların müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
ŞANLIURFA
Şanlıurfa Şehitliği’nde gerçekleştirilen törende ise Vali Hasan Şıldak ve Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Protokol üyeleri, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından şehit mezarlarına karanfil bıraktı, dua etti.
Daha sonra GAPTEAM Sergi Salonunda Şanlıurfa Valiliği ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Şanlıurfa Bölge Müdürlüğü tarafından “Cumhuriyet” konulu resim sergisi açıldı.
Etkinlikte, Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadar geçen süreyi anlatan fotoğraflar yer aldı.
ŞIRNAK
Şırnak’ta Valilik bahçesinde düzenlenen törende, Vali Birol Ekici, 23. Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Rıfat Dönel ve Belediye Başkanı Mehmet Yarka tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından tören sona erdi.
Törene, İl Emniyet Müdürü Serdar Büyükleblebici, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mevlüt Dirim ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
TRABZON
Trabzon’da, 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı’nda düzenlenen törende Vali Aziz Yıldırım, 3. Ordu Komutanlığı İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral İsmail Yayan ile Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Vali Yıldırım, şeref defterini imzaladı. Öğrencilerin şiir okuduğu tören, hatıra fotoğrafının çekilmesiyle sona erdi.
Törene, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle öğrenciler katıldı.
UŞAK
15 Temmuz Şehitleri Meydanı’nda Vali Naci Aktaş, Garnizon Komutanı Kıdemli Albay Murat Erişen, Belediye Başkan Yardımcısı Halil Arslan Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Törene, AK Parti Uşak milletvekilleri İsmail Güneş ve Fahrettin Tuğrul, CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba ile kent protokolü de katıldı.
VAN
Van’ın Gürpınar ilçesinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla “Cumhuriyet Yürüyüşü” yapıldı.
Gürpınar ilçesinde Hükûmet Konağı önünde bir araya gelen katılımcılar, ellerindeki Türk bayraklarıyla ilçe meydanına, oradan da etkinliğin başladığı yere kadar yürüdü.
Okunan marşlar eşliğinde yürüyen öğrenciler ve vatandaşlar, Cumhuriyet’in 101. yıl dönümünün coşkusunu yaşadı.
Yürüyüşe Kaymakam Yasin Erdem, İlçe Jandarma Tabur Komutanı Binbaşı Ceyhun Çolak, İlçe Emniyet Amiri Gökhan Şahin ve kurum amirleri katıldı.
Van’da, Cumhuriyet’in 101’inci yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde Valilik bahçesinde tören yapıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, Valilik Bahçesi’ndeki Atatürk Anıtı’na çelenkler sunuldu.
Törene Van Valisi Ozan Balcı, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Tümgeneral Ünsal Bulut, Cumhuriyet Başsavcısı Harun Karahan, Van Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Salih Şengöz, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Adem Şen, vali yardımcıları, İl Emniyet Müdürü Murat Mutlu, Sahil Güvenlik Van Gölü Grup Komutanı Fırat Aslan, Van Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Yaşar Fuat Atan, kurum amirleri ve öğrenciler katıldı.
Su altı görüntü yönetmeni ve belgesel yapımcısı Tahsin Ceylan, Sahil Güvenlik Komutanlığı Dalış Emniyet Güvenlik ve Arama Kurtarma (DEGAK) ekibi ile dalgıçlar, Cumhuriyet’in 101. yıl dönümü dolayısıyla Van Gölü’nde dalış yaptı, Türk bayrağı açtı.
Ceylan ve ekibi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında Van Gölü’nde dalış gerçekleştirdi.
DEGAK ekibi ile Van Diving Dalış Okulu eğitmenleri Serkan Ok ve Zihni Aydın’ın da katıldığı dalışta, Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde su altında kalan kale kalıntısı ile Van’ın Edremit ilçesindeki mikrobiyalitler görüntülendi.
Mikrobiyalitlerdeki su çıkışını kayıt altına alan Ceylan ve beraberindekiler, Van Gölü’nün derinliklerinde Türk bayrağı açarak Cumhuriyet’in 101. yıl dönümünü kutladı.
Van’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında “Cumhuriyet Bisiklet Turu” etkinliği yapıldı.
Öğretmenler Bisiklet Topluluğu ve Türkiye Spor Yazarları Derneği tarafından organize edilen etkinliğe katılan bisikletseverler, İpekyolu ilçesindeki Atatürk Anadolu Lisesi’nin bahçesinde bir araya geldi.
İskele ve Kale Yolu caddelerini kullanan yaklaşık 50 katılımcı, Eski Van Şehri’ne kadar pedal çevirdi.
Van Öğretmenler Bisiklet Topluluğu Başkanı Hakan Durgun, AA muhabirine, Cumhuriyet’in 101’inci yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde bir araya geldiklerini söyledi.
Toplumsal dayanışmayı teşvik etmeyi ve sağlıklı yaşamı desteklemeyi amaçladıklarını belirten Durgun, “Bu anlamlı günde birlik ve beraberlik adına bir araya geldik. Aynı zamanda farkındalık olsun istiyoruz. Etkinliğimize yaklaşık 50 bisikletsever katıldı. Destek veren herkese teşekkür ederim. Tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum.” diye konuştu.
YALOVA
Yalova’da, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Cumhuriyet’in 101. yılı kutlamaları kapsamında çelenk töreni düzenlendi.
Etkinlikler çerçevesinde Yalova’da, 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı önünde tören yapıldı. Programda, Yalova Valisi Hülya Kaya, Garnizon Komutanı Tuğamiral Mehmet Tahir Göncüoğlu ve Belediye Başkanı Mehmet Gürel anıta çelenk bıraktı.
Tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sonra erdi.
ZONGULDAK
Zonguldak Valiliği önündeki törende Atatürk Anıtı’na Valilik ve Zonguldak Belediyesi’nin çelenkleri bırakıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından tören sona erdi.
Törene, Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, gaziler, protokol üyeleri, vatandaşlar ve öğrenciler katıl
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Video
youtube
Aykut ilter - Fondip Aykut ilter - Fondip Söz - Müzik: Aykut ilter ARANJÖR : TANER DEMiRALP SIRRI DERYA DOĞU KILIÇ DÜZENLEME : VOLKAN ATEŞ AKYILMAZ GİTAR : SERHAN YASDIMAN BAS GİTAR : ESER ÜNSAL YAYLILAR : GRUP ATLANTİS PERKiSYON : ŞENER YOLAL SAXSAFON : GÖKSUN ÇAVDAR GERi VOKALLER : VOLKAN ATEŞ AKYILMAZ,DEMET TUĞCU, FERHAT KÖSE, CİHAN KONUK ÇOCUK GERi VOKALLER : BAŞAK TUNCEL,PETEK HOŞGÖR, ÖZNUR GELİŞ, AYŞE BİLGİÇ, DİKRİS KAZAZOĞLU,MERVENUR DEMİR, NİLÜFER ÇAKMAK, SABİHA KÜÇÜK TÜFEKÇİ, FERİZE KURT KAAN KAFADAROĞLU, SEHAN BENGÜL, MEHMETALİ AYDEMİR,DOGUKAN GEZGİN, AHMET ONUR SÖZEN, BARET KAZAZOĞLU,ÖNDER ARPACI EDİT : SIRRI DERYA KILIÇ, İLKER BAYRAKTAR, EMİN MECNUNBEYOV MiKS : VOLKAN ATEŞ AKYILMAZ STÜDYO : ATON MUSIC PRODUCTION STÜDYO : LİMON SES KAYIT ve MÜZİK YAPIM MASTERiNG : ULAŞ FONDİP EL BEBEK GÜL BEBEK KRAL GİBİ YAŞATIRIM EVLENELİM SEN DEMEK YALAN DEMEK OLMAZ BU İŞ EN İYİSİ EYLENELİM TEKİLA ŞARAP RAKI BİRA HAYDİ KADEHLER HAVAYA SON Kİ ÜÇ DÖRT FONDİPPP OOOOOH DANE DANE DASTANA KARNIM TOK BU LAFLARA GİT ANLAT BU MASALI SEN ( BAŞKALARINA ) BENİ UYUTMA Aykut ilteR Böcek Müzik Yapım Pentagram albümlerinin ardından şimdi de Türk Pop Müziğine güçlü ve iddialı bir isim kazandırıyor; İ.T.Ü Türk Müziği Konservatuarı Şan Bölümü mezunu olan Aykut İlter, 2003 yılının ilk aylarında Böcek Müzik’le anlaşarak müzik serüvenine yepyeni bir sayfa açtı ve ilk albümünün hazırlıklarına start verdi. Titiz bir çalışmanın sonunda tamamladığı albümü “Çoook Yandı Yürek” ile 31 Mayıs 2004’de tüm müzik marketlerde yerini aldı.Albüme ismini veren “Çoook Yandı Yürek” Türk Sanat Müziği severlerin ilk dinleyişlerinde hemen ayırt edebilecekleri Hüzzam makamında bir parça. Bu anlamda popüler müzikte bir ilk olma özelliğini de beraberinde taşıyor. Gürcan Keltek yönetiminde çekilen videosuyla da gösterime girdiği ilk günden bu yana müzikseverlerin ilgisini çeken “Çoook Yandı Yürek” önümüzdeki günlerin dillerden düşmeyen parçaları arasında daha şimdiden yerini almışa benziyor. “Çook Yandı Yürek” dahil olmak üzere albümdeki 7 parçanın söz ve müzikleri Aykut İlter’e ait. Bu parçalar içinde albüm yayınlamadan önce gerçekleştirilen üniversite dinletilerinde ve Aykut İlter’in sahne aldığı mekanlarda gösterilen ilgiyi dikkate aldığımızda iki parça daha ön plana çıkıyor: “Canına Yandığım” ve ���Ah Kurnaz”. Yerli bir beste olmasına rağmen, Türkçe sözler yazarak müziğimize uyarladığımız Grek parçalara adeta taş çıkaran “Ah Kurnaz” çalındığı andan itibaren dinleyenleri hep bir ağızdan söylemeye davet ederken ritme kapılmayıp da yerinde oturanların sayısıysa oldukça az görünüyor. Bunun yanısıra “İstanbulsun” şarkısının söz ve müziklerini yazan Nur Ekesan ve “Elveda”, “Sonuncu Gün” parçalarının yazarı Can Tosun’da müzikle amatör olarak ilgilenen ancak yaşadıkları duygu birikimlerini şarkılara olağanüstü bir başarıyla taşıyan iki genç isim. SANATCININ BiYOGRAFiSİ Mersin doğumlu ve yay burcuyum, babamın memuriyetinden dolayı Anadolu’nun değişik illerinde bulundum. İlkokulu Uşak Eşme Şehit Alibey İlköğretim Okulu’nda, ortaokulu Mersin Ortaokulu’nda okudum. Orta okuldayken 2.sınıfta Ağaç Bayramı dolayısıyla yapılan şiir yarışmasında birinci oldum. İçel Valisi Ferruh GÜVEN’den kalem hediye aldım. İlk şiirimdi. Liseyi Mersin Tevfik Sırrı Gür Lise’sinde okudum. Lise yıllarında katıldığım Mersin Türk Musikisi Cemiyeti’nden sonra İ.T.Ü T.M. Konservatuarı sınavını kazanarak Konservatuarın Şan Bölümüne girdim, Alaaddin YAVAŞÇA, Bekir Sıdkı SEZGİN, Tülin KORMAN, Tülin YAKARÇELİK, CAN ETİLİ, Neriman TÜFEKÇİ, Belkıs ARAN, Güher GÜNEY gibi değerli hocalardan ders alarak eğitimimi sürdürürken bir yandan da profesyonel sahne çalışmalarımı bugüne kadar sürdürdüm. Çocuk klübünün trafik rap yarışmasında benim yazdığım sözler istanbul 2.ligini kazandı… Askerliğim sırasında Tuzla’da Beşinci Bölük Marşı’nı besteledim. Jandarma Asteğmen olarak Foça’ya eğitime gittim. Şırnak’taki 23.Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı’nda Tümen Komutanı Tüm General ÖMER KEÇECİGİL ile Şırnak Valisi HALİL ULUSOY’dan TAKTİR VE TEŞEKKÜR belgeleri alarak teskeremi aldım. İki albüm sahibi Aykut ilteR oyunculuk yönüylede önümüzdeki yıllarda birde kitap hazırlığında olup sürekli kendisini yenileyerek geliştirmektedir…
0 notes
Text
Başkan Görkem Duman, çocukların sevincine ortak oldu
Buca Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları çerçevesinde gerçekleştirdiği etkinliklerle bayram coşkusunu tüm kente yaydı. Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, koltuğunu ilkokul öğrencisi Yunus Emre Işıklı’ya devrederken, Işılay Saygın Meydanı’ndaki Çocuk Şenliği’nde çocuklarla birlikte Andımız’ ı okudu. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Buca’da coşkuyla kutlandı. https://www.youtube.com/watch?v=1bNlitojamA Minik öğrenci makam koltuğuna oturdu Kutlamaların öncesinde Belediye Başkanı Görkem Duman makamında ikinci sınıf öğrencisi Yunus Emre Işıklı’yı ağırladı. Başkan Duman, koltuğunu Yunus Emre Işıklı’ya devir etti. Minik Başkan Işıklı, Buca için hayallerini şöyle özetledi: “Parklara, masa tenisi ve futbol sahası yaptırmak istiyorum. Hayvanlar bir yuvaya sahip olsunlar diye hayvan barınağı yaptırmak istiyorum.” Kutlamalar Demokrasi Meydanı’nda başladı Kutlamalar ise Demokrasi Meydanı’nda gerçekleşen çelenk sunumu ile başladı. Törene, Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, Buca Kaymakamı Mahmut Nedim Tunçer, Garnizon Komutanı Albay Cenk Barut, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Buca İlçe Başkanı Çağdaş Kaya, meclis üyeleri, gaziler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar katıldı. Resmi tören, Buca Stadyumu’nda farklı okullarından gelen öğrencilerin yaptığı bayram kutlaması ile devam etti. Öğrencilerin sergilediği birbirinden renkli dans gösterileri ve halk oyunları stadyumu dolduran Bucalılardan tam not aldı. https://www.youtube.com/watch?v=1bNlitojamA Duman, Buca Belediyesi Çocuk Şenliği’ne katıldı Belediye Başkanı Görkem Duman, Işılay Saygın Meydanı’nda, Buca Belediyesi, Radikal Eğitim Kurumları ve Buca Kent Konseyi iş birliği ile gerçekleştirilen Çocuk Şenliği’ne katıldı. Şenlikte alanı dolduran çocuklara seslenen Başkan Görkem Duman, şunları söyledi: “Bugün, çocuklarımızın neşesi ve umuduyla dolup taşan kalpleri, ülkemizin geleceğine dair en büyük güvencemizdir. Onların sağlıklı, mutlu ve başarılı bir şekilde büyümeleri, bizlerin en öncelikli görevidir. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin en özel günlerinden biri olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlamanın coşkusunu ve heyecanını paylaşıyoruz. Bir milletin tam anlamıyla özgür ve bağımsız olabilmesi için ulusal egemenliğe sahip olması gerekir. Toplumda hiçbir kimse, hiçbir zümre, hiçbir sınıf ya da grup, doğrudan üstün emretme gücüne sahip olamaz. Toplumda üstün emretme gücünün tek kaynağı ve tek sahibi milletin kendisidir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi (Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.)” Başkan Duman, çocuklarla Andımız’ı okudu Başkan Duman konuşmasının ardından, sahneye çıkan Buca Belediyesi Yarı Zamanlı Okul Öncesi Eğitim Merkezi’nin öğrencileri ile Andımız’ı okudu. Çocuklar doyasıya eğlendi Buca Belediyesi'nin 23 Nisan Çocuk Şenliği miniklerden büyük ilgi gördü. Çocuklar gün boyu şenlik alanında kurulu olan şişme oyuncaklarda doyasıya eğlendi; çeşitli atölyeler ile el becerilerini geliştirip, yüz boyama etkinliğine katıldı. Alanda aynı zamanda minik katılımcılara pamuk şeker dağıtımı da yapıldı. Buca Belediyesi Yarı Zamanlı Okul Öncesi Eğitim Merkezleri’nin minik öğrencileri şenlik boyunca birbirinden güzel dans gösterileri ve performanslarını izleyenler için sahneledi. https://youtu.be/1bNlitojamA Read the full article
0 notes
Text
18 MART 1915 ÇANAKKALE DENİZ SAVAŞI'NIN KAHRAMANI NUSRAT (NUSRET) MAYIN GEMİSİNİN HAMASETTEN ARINDIRILMIŞ GERÇEK HİKAYESİ (Yetkin İşçen'den nakil.)
Dönemin Osmanlı Donanması, Almanlarla yapılan Askeri Yardım Anlaşması gereğince tüm varlığıyla Alman denizcilere bırakılmıştı. +
Bu nedenle, tüm gemilere birer Alman deniz subayı atanmış, Türk denizcileri de onların emrine verilmişti. Nusrat isimli 1911 yapımı mayın gemisine de Yarbay Reeder atanmış, Türk gemi komutanı Tophaneli Hakkı Efendi de onun emrine verilmişti. +
Gemide görev alan mayın uzmanı, çarkçı, ve teknik personel de yine Alman'dı. Türk personel bu kişilerin emrinde görev yapıyorlardı. Aynı dönemde, yine askeri yardım anlaşması gereği, İstanbul ve Çanakkale Boğazları Komutanlığı'na da Alman Amirali von Usedom ve Amiral Merten +
komuta ediyordu. Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı'na da, Almanya'da eğitim gördüğünden iyi Almanca bilen Albay Cevat (Çobanlı) atanmıştı. Aslen piyade sınıfından olan ve ne deniz ne de topçu eğitimi olmayan Albay Cevat'ın asli görevi de bu +
Bunlardan biri, boğaza giren gemilerin nasıl hareket ettiklerini izlemekti. Amiral von Usedom'un istihbarat subayı Üsteğmen Reader, bu iş için Erenköy sırtlarına gönderildi. Gemilerin boğaz içinde görevlerini yaptıktan sonra boğazdan çıkış için manevrayı +
Karanlık Liman'ın nispeten geniş sularında yaptıklarını belirleyen Reader, raporunu Amiral Usedom'a teslim edince, komutanlıkca o suların mayınlanmasına karar verildi. Bu görev için Nusrat seçilmişti, çünkü yeni bir gemiydi ve daha da önemlisi, az su çektiği için sığ sularda +
Alman komutanlarla Türk personel arasında iletişimi sağlamaktı. İngiliz-Fransız müşterek donanmasının Çanakkale Boğazı'nı abluka etmesiyle başlayan gerilim, Şubat ayında bu donanmanın bir deneme taarruzu ile artınca adı geçen Alman personel bir dizi önlem almayı gerekli gördü. +
daha önce yerleştirilmiş mayınların üzerinde seyir yapabiliyordu. Mayın Grup Komutanı Yzb Hafız Nazmi'den gemideki mayın sayısı soruldu ve İstanbul'dan gelen karbonit mayınlarla eksiklerin tamamlanması istendi. Görev için seçilen tarih, havanın uygun olduğu 7/8 Mart gecesiydi.+
Nusrat, bu tarihte yukarıda adı geçen Alman subay ve Türk mürettebat ile seferine başladı. Bu olay için sonradan düzülen "Cevat Paşa rüyasında 26 rakamını gördü, Nazmi'yi çağırıp emir verdi" gibi hikayelerin hepsi hurafedir. +
Nusrat'ın bu operasyonunun sonuçları uzun yıllar kimsenin dikkatini çekmedi. Örneğin; bu başarılı eylem sonrası kimseye madalya verilmedi. Oysa, Muavenet-i Milliye'nin Goliath operasyonu akabinde hem Alman hem de Türk personele madalya verilmişti. +
Nusrat'ın Türk kaptanı Tophaneli Hakkı Efendi, zaten kalp rahatsızlığı çekiyordu. Görevden 6 ay kadar sonra bir kalp krizi neticesi Kasımpaşa Deniz Hastanesi'nde vefat etti, Kasımpaşa'ya defnedildi. Yoksa, kimi uyduruk tarih kitaplarında anlatıldığı gibi, +
“olayın heyecanından kalp krizi geçirerek vefat ettiği” doğru değildir. İstanbul’dan gelen 26 mayını Nusrat’a yükleten Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi ise sefere katılmadı. Muavenet-i Milliye operasyonuna rehber olarak kısmen katıldığı için 50 altın ikramiye alan +
Hafız Nazmi binbaşılığa yükseldi. Ancak, savaşın bitiminden sonra hakkında açılan bir soruşturma nedeniyle askerlikten istifa etti, İstanbul boğazında gemilerde çalışmaya başladı ve nihayetinde orduya kırgın olarak öldü… Nusrat’ın en son görevi de, 1919’da, Mütareke sonrası +
teslim olan Osmanlı ordusunun Çanakkale’de görevli subaylarını alarak İstanbul’a getirmek olmuştu. Nusrat İstanbul’da da işgal subaylarını taşıdı… Nusrat'ın 7/8 Mart'ta ne yaptığı, eyleminin savaşa etkisinin ne ölçüde olduğu, 1930'larda Winston Churchill'in Neue Revue adlı +
Alman dergisine verdiği demeçle konuşulur oldu. Churchill "Küçücük bir gemi savaşın kaderini değiştirdi" demişti... İngiliz tarihçiler bu operasyonun ayrıntılarına girip detaylarına ancak yıllar sonra ulaştılar. Türk tarihçiler ise, ancak 1950'lere doğru farkettiler Nusrat'ı... +
Ne yazık ki, geçen bu sürede Nusrat’ın başına çok işler gelmişti… İşgal süresince İstanbul’daki düşman kuvvetleri tarafından kullanılan Nusrat, İstanbul’un kurtuluşu ve hemen ardından ilan edilen cumhuriyetle birlikte Türkiye Cumhuriyeti donanması’na katıldı.+
1926 ve 1927’de Gölcük’te tadilat gördü ve Marmara’da mayın arama faaliyetinde bulundu. 1937’de dalgıç gemisine dönüştürülüp “Yardım” adını aldı. 1955’te yardımcı sınıf gemiler statüsüne ayrılınca "Nusret" ismini aldı. 1957 yılında da tamamen hizmet dışına çıkarıldı. +
Bu sırada niyetler iyiydi; gemi sahile “müze yapılmak üzere” bağlanmıştı. Hamidiye gemisi ile birlikte müze gemi olarak muhafaza edilmesi düşünülmüştü. Ancak 1958’de ödeneksizlikten bir anda sivile satıldı. Yeni sahipleri Nusret’i Haliç Tersanesi’nde genel bir bakıma soktular +
ve kapsamlı bir tadilatla şilep haline getirdiler. Bu arada ismi de değiştirilmiş ve “Kaptan Nusret” olmuştu. İstanbul Limanı’na artık 13.810 kütük ve 3644 sicil numarası ile kayıtlıydı. Bu olaylardan 12 yıl sonra tekrar sahip değiştirdi. +
Fakat yeni sahibi de ancak bir yıl kullandı gemiyi, sonra satışa çıkardı. Ondan da üç ortak satın aldı. Nusret, 1989 yılında hatalı yükleme yüzünden Mersin Limanı’nda battı. Batmasının nedeni de büyük olasılıkla üzerinde yapılan değişikliklerdi. +
Aynı zamanda usta bir denizci olan gazeteci Mümtaz Soysal, yapılan bu tadilatı, geminin denizden çıkarılmasından sonra, 1999 Mayısı’nda Hürriyet gazetesindeki köşesinde şöyle tarif edecekti: “Mersin Limanı’nın 12 numaralı rıhtımına bağlanmış duruyor. +
İskele baş bodoslamasına ‘işbu tekne ünlü Nusret’tir’ anlamında birşeyler yazılmış; ama öyle olduğuna bin şahit ister. Aslı kasarasızken, başa ve kıça kasara çıkmışlar. Artık balta başlı da değil; baş bodoslaması üstten biraz ileriye uzatılmış. Belli ki demir ırgatını öne alıp +
ambarları büyütmek amacıyla böyle düşünülmüş. Ama, ırgatın üzerindeki Alman markası hala duruyor; Liefen marka...Kısacası, yüzlerce kosterden birine benzetmek için ‘benzetilmiş’… Dokuz yıl denizin dibinde kaldığından her şeyi paslı, çürük yine de yüzüyor…”+
Neticede; Deniz Kuvvetleri ciddi bir araştırma sonucunda, Nusret Mayın Gemisi’ni Türk halkına anlatmak amacıyla, onu aslına sadık kalınarak yeniden inşa etmeye karar verdi. 9 Ekim 2009 tarihinde Gölcük Tersane Komutanlığı’nda kızağa konan gemiye ilk kaynağı +
Oramiral Murat Bilgel yaptı. Geminin birebir benzerinin yapılabilmesi için orijinal inşa planları Almanya’dan istendi, bir kısmı Deniz Müzesi’nde, bir kısmı da askeri ambarlarda saklanan parçaları temin edildi. Ayrıca, geminin 1915’teki iç detayları için de yüzlerce fotoğraf +
incelendi, tefrişat bu bilgilere göre yapıldı. Yeni TCG Nusret’in inşası 11 Şubat 2011’de tamamlandı ve Türk bayrağı toka edilerek Deniz Kuvvetleri’ne katıldı. 8 Mart 2011 günü destanlaştığı Çanakkale’de rıhtıma yanaştı ve +
18 Mart 2011 tarihinde de 27. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner tarafından törenle ziyarete açıldı. Yani, demem odur ki; yukarıda belgelere dayanarak anlattığım hikaye dışında duyduklarınız hurafeden başka bir şey değildir…YETKİN İŞÇEN, Çanakkale 1915 Dergisi yayıncısı.
Ayşe Hür
https://twitter.com/HurAyse/status/1769742273325957631?t=QUWF1z9RR0oj2q6p6mh_CQ&s=19
0 notes
Text
Anafartalar Muharebesinin yıl dönümü, Tıp doktorlarımız, Emperyalizmin ahlaksızlığı-Nijer, Brezilya mucizesi, Lozan Konferansı sırasında yaşanan bir anı…
✍🏻 Orhan Ayber
0 notes
Link
Şimdi rezil videoda Yevgeny Prigozhin. | Telegram'ın ekran görüntüsü Cesetlerin önünde duran bir Rus paramiliter komutanı, ülkenin askeri yetkililerine küfrediyor. Rus paramiliter grup Wagner Group'un lideri Yevgeny Prigozhin, bir ceset tarlasının önünde çığlıklar atıyor. Filme alınırken adamlarının bedenlerini işaret ederek küfürler ve küfürler ediyor. Video ilerledikçe, Rusya'daki en yüksek rütbeli iki askeri yetkiliyi, bilhassa adamlarının ölümlerinden görevli tutarak giderek daha çok sinirleniyor - Müdafa Bakanı Sergei Shoigu ve Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov. Prigozhin'e nazaran bu iki önder, Wagner savaşçılarına kendilerini savunmaları için gerekseme duydukları topçu mühimmatını vermedi. "Shoigu! Gerasimov! Nalet mermiler nerede!” diyor Prigozhin. "Buraya gönüllü olarak geldin ve öldün, böylece ofislerine sığabilesin." videoyu buradan izleyinfakat uyarılırsınız - grafiktir.) Doğrusu burada, yüksek kayıplarını açıkca korkulu bir halde lanse eden ve daha da kötüsü, ölümleri için komut komuta zincirinin en tepesine açıkca lanetleyen bir Rus paramiliter lideri var. Ve bu, bu şekilde bir şeyi ilk kez yapmış olduğu süre bile değil. İyi işleyen bir orduda olmaması ihtiyaç duyulan bir tür itaatsizlik ve karşıcılık. Sadece Ukrayna savaşının bu noktasında, Rus ordusunun büyük olasılıkla muntazam çalışmadığını biliyoruz. Ve Prigozhin'in videosu, tüm ürkütücü görüntüsüne karşın, aslen bunun ana nedenini anlamamıza destek oluyor - Rusya ordusu kasıtlı olarak kendi içinde bölünmüş durumda. Putin'in iktidarda kalmasına destek olmak için oluşturulmuş bir sistem. Fakat bununla beraber ülkenin harp alanında hayatta kalma becerisini engelleyebilecek bir durum. Putin'in otoriterliği ordusuna iyi mi zarar verdi? Kuramsal olarak, Wagner grubu bir tür paralı asker grubudur. Uygulamada, meslektaşım Jen Kirby'nin açıklamış olduğu şeklinde, bu daha oldukça Rus devletinin özelleştirilmiş bir koludur - çoğu zaman Suriye şeklinde Rus yanlısı diktatörlere yardım etmek için konuşlandırılır ve onlara haiz olmanın düzgüsel Rus ordusu birliklerinden daha yararlı olduğu yerlerde. Ukrayna Savaşı esnasında Wagner, daha oldukça Rus ordusunun bir kolu şeklinde işlev görmüş oldu. Wagner savaşçıları şu anda, son aylardaki çatışmalarda kilit bir cephe olarak ortaya çıkan bir kent olan Bakhmut'a yönelik taarruzda başı çekiyor. Uzmanlar, Prigozhin kuvvetlerinin genel olarak Rusya Müdafa Bakanlığı (MoD) tarafınca iyi korunduğunu söylüyor; yukarıdaki videodaki mermilerle ilgili şikayetleri, azalan bu desteği yansıtıyor şeklinde görünüyor. "Wagner, Bakhmut'ta uzun süredir mühim bir topçu avantajına haiz ve destek için tercih ediliyor." Rob Lee'yi yazıyorDış Siyaset Araştırma Enstitüsü'nde Rus ordusunu inceleyen kıdemli bir araştırmacı. " [video] muhtemelen Müdafa Bakanlığı'nın Ukrayna karşı taarruzu öncesinde cephane tayınlamasının bir yansıması. Müdafa Bakanlığı tüm cepheyi korumak için çaba sarfetmek zorunda fakat Prigozhin'in tek derdi Bakhmut'u almak." Lee'ye nazaran bu, Rus ordusu için ciddi bir problemi yansıtıyor. Ordular, her insanın kendi üstleri tarafınca kendilerine verilen emirlere uyduğu açık bir otorite yapısı anlamına gelen bir "liderlik birliği" olduğunda en iyi performansı gösterir. Liderlik sınıfında bölünmeler var ise, birleşik bir güç olarak hedeflerin peşinden gitme kabiliyetinizi engeller. Rusya'nın bu cephede başarısız olduğuna dair en iyi işaret, liderlerinin halkla ilişkiler cenginde ölü Rus askerlerini destek olarak kullanmaları bile açıkca çekişmelerinden daha iyi olması imkansız. Öyleyse niçin Rus silahlı kuvvetleri kendi aralarında, değişik komuta yapılarına haiz değişik birimlere bölünmüş durumda? Hikayenin bir kısmı, Wagner'in hususi durumunda, gölgelerde hareket edebilen paramiliter bir güce haiz olmanın yararlı olabileceğidir. Sadece daha genel olarak, ordusunu bu şekilde oluşturmak, Putin'in bir darbeyi önlemesine destek oluyor. Bir askeri darbeyi gerçekleştirmek için, komplocuların doğru zamanda doğru eylemleri yapmalarını sağlamak için silahlı kuvvetlerin büyük bir kısmı üstünde mühim derecede yetkiye haiz olmaları gerekir. Bunu önlemek için diktatörler, politika bilimcilerin "darbeye karşı koruma" olarak adlandırdıkları bir takım davranış sergilerler. Mühim bir taktik, askeri komuta yapısının bölünmesidir - tertipli orduyu Ulusal Muhafızlardan Wagner şeklinde paramiliter grupların çeşitli danışma teşkilatlarının silahlı kanatlarından ayırmak. Bu şekilde, hiçbir ordu yada danışma lideri, lideri devirmeye kalkışırsa tüm silahlı kuvvetlerin birleşik sadakatine haiz olacağından güvenilir olması imkansız. Putin tam da bu yüzden Rusya'nın silahlı kuvvetlerini büyük seviyede böldü ve görünüşe nazaran darbeleri savuşturmak onun için oldukça iyi çalıştı. Uzmanlara nazaran, Prigozhin ile ötekiler arasındaki bu mevcut kan davası bile Rus rejiminin istikrarsızlığının bir işareti değil. Toronto Üniversitesi'nden politika bilimci Seva Gunitsky, "Seçkinler arasındaki çatlaklar, Putin'i seçkinler arasındaki anlaşmazlıklarda nihai arabulucu olarak daha da mühim kılıyorsa, ne olursa olsun zayıfladığının bir işareti değildir" diyor. Sadece, bu siyasal avantajların mühim bir bedeli olabilir: askeri etkinlik. Tüm bu bölünmelerle Rus ordusunun Ukrayna'da birleşik bir güç olarak hareket etmesi daha zor. Komutanlar, hedefler ve askerlerin ve malzemenin tahsisi mevzusunda tartışıp anlaşamadıkları süre, tüm harp çabası zarar görür. Bu iyi belgelenmiş bir sorundur. kitabında diktatörün ordusuGeorgetown profesörü Caitlin Talmadge, darbelerden kaygı duyan otoriter rejimlerin harp alanında çoğu zaman tam da bu yüzden endişelenmeyenlere nazaran daha fena durumda olduğuna dikkat çekiyor. Darbe güvenliği, sulh zamanında iyi bir hayatta kalma taktiğidir, sadece harpte yenilgi için bir reçetedir. Putin'in güç yitirme paranoyası, en başta Ukrayna'yı işgal etmeye karar vermesinin ana sebeplerinden biri. Bunun da kaybetmesinin mühim bir sebebi olması ironik.
0 notes
Text
Eğitim Çağındaki 5.300 Depremzede Çocuğumuz Antalya’da Okula Başladı
Antalya’da Kahramanmaraş merkezli depremin yaralarını sarmak için çalışmalar devam ediyor. Deprem bölgesinden Antalya’ya gelen ve Antalya Polis Moral Eğitim Merkezi’nde kalan afetzede vatandaşları ziyaret eden Vali Ersin Yazıcı geçmiş olsun dileklerini ileterek vatandaşların talep ve isteklerini dinledi. Ziyarette Vali Yazıcı’ya Cumhuriyet Başsavcısı Zafer Koç, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tarık Hekimoğlu, İl Emniyet Müdürü Orhan Çevik, Sahil Güvenlik Antalya Grup Komutanı Albay Dr. Murat Sezgin ve 3. Piyade Eğitim Tugayı Komutanı Piyade Albay Kemal Çakıroğlu eşlik etti. Antalya Polis Moral Eğitim Merkezi’nde kalan afetzede vatandaşlarla yakından ilgilenen Vali Yazıcı, önce depremzedeler için oluşturulan giysi merkezini daha sonra da çocuk oyun alanını gezerek yetkililerden bilgi aldı. Depremzede Misafirlerimizin Sayısı Her Geçen Gün Artıyor Depremzede vatandaşların tüm ihtiyaçlarının eksiksiz bir şekilde giderilmesi için yoğun bir şekilde çalışmalarına devam ettiklerini söyleyen Vali Yazıcı; “Şu anda Antalya Polis Moral Eğitim Merkezi’mizde 200’ün üzerinde depremzede vatandaşımız kalıyor. Değişik illerden gelen depremzedelerimiz var. Dün itibariyle 72 bin 240 depremzede vatandaşımızı otellerimizde, 8 bin 200’ünü KYGM yurtlarımızda, 4 bin 250’sini de kamu misafirhanelerimizde ağırlıyoruz. Bunların dışında da vatandaşlarımızın evlerinde kalan depremzedelerimiz de var. Bunların sayısı da her geçen gün artıyor. Dünkü tespitimize göre de bunların sayısı 54 bin 641 kişi. Bu konuda da çalışmalarımız devam ediyor. Bu sayıların daha fazla olduğunu değerlendiriyoruz.” şeklinde konuştu. Depremzede Vatandaşlarımız Ağırlıklı Olarak Alanya ve Manavgat’ta Depremzede vatandaşların büyük bir bölümünün Alanya, Manavgat ve merkez ilçelerde kaldığını dikkat çeken Vali Yazıcı şunları söyledi: “Depremzedelerimizi en çok Alanya, Manavgat ve merkez ilçelerimizde ağırlıyoruz. Ancak ilimizin her noktasında Elmalı’dan Gazipaşa’ya kadar birçok noktada depremzede vatandaşlarımız var. Ağırlıklı olarak Alanya ve Manavgat’ta depremzede vatandaşlarımızın sayısı 50 bine yaklaştı. Bu sayı hem otel hem de vatandaşların evlerinde misafir olan depremzedelerin toplam sayısı. Otellerimizde kalan bu 72 bin depremzede vatandaşımızın 40 bini hatta biraz üstünü Manavgat ve Alanya’daki otellerimizde misafir ediyoruz.” Eğitim Çağında 13 Bin Çocuğumuzu Tespit Ettik Bu zor günlerin üstesinden her zaman olduğu gibi el birliğiyle gelineceğinin altını çizen Vali Yazıcı; “El birliğiyle hep beraber hareket halindeyiz. Depremzede vatandaşlarımızın giysilerini ve temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Bugün okullar açıldı. Eğitim çağında 13 bin çocuğumuzu tespit etmiştik bunların bugün 5 bin 300’ü okula başladı. E-kayıt yoluyla ya da bizzat giderek okullarına başladılar. Onların kıyafetlerini de ayarlıyoruz . Eğitimde herhangi bir sorun yaşamayacaklar. Özel okullarımızda kontenjanlarını arttırdılar. Onlara da teşekkür etmek istiyorum. Sayılar her dakika değişiyor. Öğrenci sayısıyla ilgili akşama kadar yeni bir sayı güncellemesi olacak. Bunları da toparlayacağız.” ifadelerini kullandı. Otellerin Taahhüt Ettiği Sayının Üstüne Çıktık Basın mensuplarına yaptığı açıklamalarda otellere de ayrı bir parantez açarak teşekkür eden Vali Yazıcı; “Otellerimizin bize taahhüt ettiği kapasite 58 bindi. Şu an 70 binin üzerindeyiz. Otellerimiz sağ olsunlar şartlarını zorlayarak misafirlerimizi aldılar. Kamu misafirhanelerimiz zaten ilk günlerde dolmuştu. Biz otellerimizin taahhüt edilen yatak sayısını aştık. Bundan sonra gelişler kişilere misafir oluyorlar. Şu ana kadar bizim tespit ettiğimiz 2 bin kişi bulunduğu yerden çıkmış. Bunlardan başka bir yere de geçmiş olanlar var.” dedi. Devlet ve Sivil Toplum Olarak İşbirliği İçindeyiz Hem kente gelen hem de deprem bölgesindeki depremzedeler için yardım çalışmalarının da devam ettiğini bildiren Vali Yazıcı; "Şu ana kadar 1800'e yakın konteyner gönderdik, elimizde konteynerler var. Devlet ve sivil toplum olarak işbirliği içindeyiz." diye konuştu. Read the full article
0 notes
Photo
Azerbaycan üniforması giyen Türk generali kimdir? Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde doğdu #BahtiyarErsay. Başarılı eğitim hayatı, harp okulunu birincilikle bitirmesiyle devam etti. Kaddafi’nin öldürüldüğü yıllarda Tunus ve Libya’daki vatandaşlarımızın tahliyesinde önemli rol oynadı. Yurt dışında birçok görev icra ederken, Nisan 2011’de “Balyoz” kumpası kapsamında tutuklandı. 31 ay hapis yattıktan sonra beraat etti. Hapisten çıktıktan sonra direkt terörle mücadeleye geri döndü. Ne devletine küstü, ne de siyasilerin kararlarına. “Ben bir Türk subayıyım. Devletim, milletim için canımı vermek üzere yetiştirildim. Devlete küslük olmaz. Allah verirken iyi, alırken kötü; devlet verirken iyi, alırken kötü diyemeyiz. Biz her koşulda vatan sağ olsun diyerek yetiştik. Yine öyle diyoruz.” diyordu. Vatan aşkı böyle bir şey. 15 Temmuz’dan sonra ilk YAŞ'ta Tuğgeneral oldu ve Afganistan’daki görevinin ardından Hakkari’nin Çukurca ilçesi 2’nci Hudut Tugay Komutanlığı’na atandı. Sınırdaki stratejik Kaletepe Üs Bölgesi'ni teröristlerin elinden alan Tuğgeneral Ersay, general olmasına rağmen askerleriyle üs bölgesinde uyumasıyla da takdir topluyordu. Karabağ Savaşı’ndan bir yıl önce, terfi almasına bir yıl kala birinci sıradan Tümgeneralliğe terfi ettirildi ve Kara Kuvvetleri Harekât Başkanlığına atandı. Bir amacı vardı. O sıralarda Libya teskeresi çıkmış, Karabağ’da hareketlenmeler vardı. Libya’da Türkiye destekli güçler 6 ayda Hafter’i durdurdu, Sirte kapılarına geldiğinde Mısır’ın araya girmesiyle savaşta sıcak çatışmalar son buldu. Bunda General Bahtiyar Ersay’ın büyük katkısı vardı. Libya’da işler yoluna girmişti. Sırada kardeş ülke #Azerbaycan vardı. Tümgeneral Bahtiyar Ersay, Karabağ Savaşı öncesi Azerbaycan ordusunu “#Türk modeline” geçirme çalışmalarını yürüten generallerden biriydi. Karabağ Savaşı’nda strateji ve taktiksel planlamalarda masada olan Ersay, 44 günlük savaş sonrası zaferi kutlarken Türkiye’nin Azerbaycan Görev Grup Komutanı oldu. Geçtiğimiz Ağustos ayında Korgeneral olan Ersay Paşa, Azerbaycan #Savunma Bakanı Hasanov’un danışmanı olarak atandı ve ilk kez Azerbaycan Ordu üniforması giydi. İlk kez böyle bir şeye şahit olsam da yakışmış Ersay Paşa'ya. @baydno https://www.instagram.com/p/CmUOMTOtuC8/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
Text
TSK'nın başarılı generali Bahtiyar Ersay Paşa, Azerbaycan Ordusu'na atandı!
TSK’nın başarılı generali Bahtiyar Ersay Paşa, Azerbaycan Ordusu’na atandı!
“İki devlet tek millet” ilkesiyle hareket eden ve bu ilkenin verdiği güçle Karabağ Zaferi‘ni kazanan Azerbaycan ile Türkiye, birlikteliği pekiştirecek bir adım daha attı. TSK’NIN BAŞARILI KOMUTANI AZERBAYCAN’A DANIŞMAN OLARAK ATANDI Türk Silahlı Kuvvetleri Azerbaycan Görev Grup Komutanı Korgeneral Bahtiyar Ersay, Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanov’un danışmanı olarak atandı. Terör örgütü…
View On WordPress
0 notes
Text
Bir Askerin Anıları...3 1. Dünya savaşı Galiçya Cephesi
Bir Askerin Anıları…3 1. Dünya savaşı Galiçya Cephesi
Galiçya nerede desen büyük çoğunluk İspanya’yı işaret eder! Değiş işte. Buyurun Teğmen Vehbi Efendi’nin Galiçya maceralarına! GİRİŞ Dedem Vehbi Aytimur Çanakkale savaşı 2. Kirte (Mayıs 1915) çarpışmasında siperden sipere atlarken yaralanıp hastanede tedavi gördüğü sırada ilk madalyasını alır ve Ekim ayında tekrar aynı cepheye döner. Ocak 1916 da düşman kaçtıktan sonra teğmen Vehbi birliği ile…
View On WordPress
#15. kolordu#19.tümen#20.5ümen#ahmet çavuş#ALAY KOMUTANI#Alay komutanı#Çernovada#Üç tepeler#BÖLÜK KOMUTANI#Berzehany#binbaşı#Bulgaristan#Dobric#Dobrice#Dobruca#Galiçya cephesi#gümüş imtiyaz madalyası#Grup komutanı#Kozbeyli#Leukai#Manastır#Mecidiye#menemen#muharebe#Pravadi#Rohatin#Romanya#Seret cephesi#tabur komutanı#TAKIM KOMUTANI
0 notes
Text
BÜYÜK TAARRUZ NEDİR?
Türk ordusu, 26 Ağustos 1922 gecesi Ahır Dağları üzerinde yer alan Yunanların geceleri savunmadığı Ballıkaya mevkiine ilerledi ve buradan sızarak Yunan hatlarının gerisine intikal etmeye başladı. Sabaha kadar süren intikalin ardından Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile birlikte muharebeyi idare etmek üzere Kocatepe'deki yerini aldı. Sabah 04:30'da topçuların taciz ateşi ile birlikte harekat başladı. Saat 05:00'te kritik noktalara topçu ateşi yapıldı ve 06:00'da Türk piyadeleri, Tınaztepe'ye yaklaşarak tel örgüleri aştı. Yunan askerini süngü hücumu ile temizleyen ordu, Tınaztepe'yi kontrol altına aldı.
09:00'da Belentepe, ardından da Kalecik - Sivrisi düşman işgalinden kurtarıldı. Taarruzun ilk günü 1. Ordu Birlikleri, Büyük Kaleciktepe'den Çiğiltepe'ye kadar 15 kilometrelik bir bölgede düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçirdi. 27 Ağustos Pazar sabahı, Türk ordusu tüm cephelerde yeniden genel bir taarruza başladı. Taarruzlarda genellikle süngü hücumu yapıldı ve insanüstü bir çaba gösterildi. Yoğun bir çaba sonrasında Afyonkarahisar ele geçirildi ve Başkomutanlık Karargâhı ile Batı Cephesi Komutanlığı Karargâhı Afyonkarahisar'a taşındı. 28 Ağustos Pazartesi ve 29 Ağustos Salı günleri başarılı geçen taarruz harekâtı, 5. Yunan Tümeni'nin çevrilmesi ile sonuçlandı. Düşmanın çekilme yollarının kesilmesi ve düşmanı savaşa zorlayarak tamamen teslim olmalarını sağlayacak karar, durum değerlendirmesi yapan komutanlar tarafından alındı.
30 Ağustos 1922 Çarşamba günü, Türk ordusu bu taarruzu kesin zaferle sonlandırdı ve Büyük Taarruz'un son safhası da Türk askeri tarihine Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak geçti. Büyük Taarruz'un ardından düşman ordusunun büyük kısmı dört bir yandan sarıldı. Ateş hatları arasında kalan düşman birlikleri tamamen yok edildi veya esir olarak ele geçirildi. Türk birlikleri, böylece Kütahya'yı ele geçirmiş oldu. Anadolu'daki Yunan birliklerinin yarısı imha veya esir edildi. Kalan Yunan birlikleri de üç grup halinde geri çekildi ve bu gelişme üzerine toplanan Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa, Yunan ordusunun kalan kısmının imha etmek için Türk ordusunun büyük kısmının İzmir istikametine yol almasını kararlaştırdı.
Kuvayı Milliye Efeleri, milis kuvvetler, gönüllüler de canla başla mücadele ederken, Mustafa Kemal Paşa "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emrini verdi. 1 Eylül 1922 tarihinde Türk ordusunun Yunan ordusunu takip etme harekâtı başladı. Muharebelerden kaçan Yunan birlikleri İzmir'e, Dikili'ye ve Mudanya'ya doğru geri çekilmeye başladı. Yunan ordusu Başkomutanı General Nikolaos Trikupis ve kurmayları ile 6.000 asker, 2 Eylül de Uşak'ta Türk birliklerine esir düştüler. Türk ordusu, 15 günde 450 kilometre mesafe kat ederek 9 Eylül 1922 sabahı İzmir'e giriş yaptı. Yüzbaşı Şerafettin Bey Hükûmet Konağına, 5. Süvari Tümenin öncüsü Yüzbaşı Zeki Bey Kumandanlık Dairesine, 4. Alay Komutanı Reşat Bey de Kadifekale'ye Türk bayrağını çektiler.
8 notes
·
View notes
Text
Ampute A Milli Takıma Marmaris’te Sevilay Öztürk sürprizi
https://pazaryerigundem.com/haber/187702/ampute-a-milli-takima-marmariste-sevilay-ozturk-surprizi/
Ampute A Milli Takıma Marmaris’te Sevilay Öztürk sürprizi
Marmaris’te devam eden A Milli Ampute Milli Takımı’nın gelişim kampında Olimpik bir sürpriz yaşandı, 2024 Paris Paralimpik Oyunları’nda yüzme kadınlar 50 metre kelebek S5 sınıfında bronz madalya kazanan milli sporcu Sevilay Öztürk, kampı ziyaret ederek, coşkuya ortak oldu.
Ata SEVGİ / AjansCANKA
MUĞLA (İGFA) – Marmaris Pineta Club Hotel’de devam eden kampta Marmaris Kaymakamı Nurullah Kaya, milli takım ekibi ve sporcuların onuruna bir yemek verdi. Yemekte Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, Cumhuriyet Başsavcısı Fatmagül Yörük, Aksaz Deniz Üs Komutanı Tuğamiral Neslim Eski, Gençlik ve Spor İl Müdürü Kazım Açıkbaş, İlçe Emniyet Müdürü Emre Alay, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Berker Dongul, Sahil Güvenlik Güney Ege Grup Komutanı Yarbay Akın Çoşkunlar ve AK Parti Muğla Milletvekili Kadem Mete de konuk oldu.
Avrupa ve Dünya Şampiyonu Ampute Milli Takım Başantrenörü İsmail Temiz verdiği bilgide; “A Milli Ampute Milli Takımımızın yaşları 16 – 24 arasında değişen oyuncuları ve aday futbolcuların katıldığı iki etaplı gelişim kampımızda, toplamda 64 sporcu yer alıyor. Kampımız 25 Eylül’de sona erecek.“ dedi.
ŞAMPİYONLARA OLİMPİK SÜRPRİZ Yemeğin sürpriz konuğu ise 2024 Paris Paralimpik Oyunları’nda yüzme kadınlar 50 metre kelebek S5 sınıfında bronz madalya kazanan milli sporcu Sevilay Öztürk oldu. Aynı zamanda yemeğin sunuculuğunu yapan ve 2014 Yılından itibaren Sevilay Öztürk’ü bu günlere hazırlayan, dönemin Bedensel Engelli Milli Takım Antrenörü Berna Bal, yemeğin sonlarına doğru Sevilay Öztürk’ün geldiğini anons ederek, sporculara büyük sevinç yaşattı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
26 Ağustos 1922’de neler yaşandı! Zafere giden Büyük Taarruz’un ilk günü…
Türk ordusunun, işgalci Yunan birliklerine karşı başlattığı Büyük Taarruz'un 99 yıl önce bugün başladı. Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle 26 Ağustos'ta başlayan ve 30 Ağustos zaferiyle sonuçlanan büyük taarruzun ilk gününde neler yaşandı?
Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan, 26 Ağustos 1071'de başlayan Malazgirt Savaşı’nda Bizans ordusunu yenerek Anadolu'nun kapılarını Türklere açtı.
Dokuz asır sonra, bir 26 Ağustos günü başlayan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde Yunan ordusunu bozguna uğratan Atatürk, Anadolu'nun sonsuza dek Türk yurdu olarak kalacağını tüm dünyaya gösterdi.
26 Ağustos sabahı başlayan 30 Ağustos’ta sona eren muharebe sonunda Yunan ordusunun büyük kısmı dört taraftan sarıldı, Anadolu'daki Yunan kuvvetlerinin yarısı imha veya esir edildi, kalan bölümü ise üç grup halinde çekildi. Bu durum karşısında Çalköy'de yıkık bir evin avlusu içinde Mustafa Kemal Paşa, Yunan ordusunu takip etmesi için Türk ordusuna “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!” emrini verdi. İşte 26 Ağustos günü yaşananlar:
MUSTAFA KEMAL PAŞA KOCATEPE’DE
26 A��ustos 1922 sabahı gün ağarmadan, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Batı Cephesi Komutanı Albay İsmet İnönü, 1. Ordu Komutanı Albay Nurettin Kocatepe'deki gözetleme yerine geldiler. Hava fazla sisli olduğundan 04.30'da ateşe başlaması gereken topçular, ateş tanzimine yarım saat geç başladı. Saat 05.30–05.35 civarında topçuların tahrip ateşi ve piyadelerin yürüyüşe geçmesiyle savaş tam anlamıyla başladı.
TÜRK UÇAKLARI BİRER BİRER HAVALANIYOR
Gün ağarırken her uçağın başında üç-dört er bekliyor, her uçak son bir defa gözden geçiriliyordu. Türk topçusunun homurtusuna bu mütevazı meydanda çalışmaya başlayan uçakların motor gürültüleri karışıyor, uçaklar birer birer havalanıyordu. Havanın dörtte üçü kapalı ve çok rüzgârlı olmasına rağmen saat 06.00–07.30 arasında Yüzbaşı Fazıl, Yüzbaşı Yahya, Astsubay İhya, Mükremin, Basri ve Abdulhalim'in yönetiminde üç avcı üç de keşif uçağı havalandı. Keşif uçaklarında rasıt olarak Üsteğmen Yusuf Kenan, Hamdi (Çaypınar) ve Teğmen Osman Nuri (Baykal) bulunuyordu.
Daha ilk saatlerde Yunanlılara ait mevziler Türk birlikleri tarafından ele geçirildi. Afyonkarahisar bölgesinde hava uçuşa ve tayyare keşfine müsait değildi. Buna rağmen Türk keşif tayyareleri Yunan gerilerinde keşif ve bomba taarruzlarına, av tayyareleri de mutat faaliyetlerine devam ediyordu.
Cephe Tayyare Bölük Komutanı, Batı Cephesi Komutanlığı'ndan almış olduğu emir ile Altıntaş bölgesindeki Yunan ihtiyat grubunun durumunda bir değişiklik olup olmadığının keşfedilmesi için bir uçak gönderdi. Saat 07.00'den önce Döğer-Altıntaş bölgesinde yapılan bu keşifte Yunan ihtiyat grubunun durumunda bir değişiklik görülmedi.
Ayrıca Afyonkarahisar'ın güneydoğu ve güneybatısındaki bölgede de Yunan kuvvetlerinin toplanmasına ilişkin bir hareketlenme olmadığı da tespit edildi. Keşfe gönderilen bu uçağa Yunanlılara ait bir av uçağı taarruz ettiyse de hava muharebesi neticesinde Yunan uçağı uzaklaşmak zorunda kaldı.
Saat 07.45'te bir Türk av uçağı da, bir Yunan uçağının Afyonkarahisar doğu ve güneyinde bulunan Türk cephesinde keşif yapmasına engel oldu. Yapılan engelleme ile uçak, Yunanlıların elinde bulunan Afyonkarahisar meydanına inmeye mecbur edildi.
YUNAN PİLOT UÇAĞI YAKMAYA ÇALIŞIRKEN…
Yine aynı dakikalarda Yüzbaşı Fazıl, bir Yunan Breguet 14 A–2 uçağıyla karşılaşarak hava muharebesine tutuştu. Yunan uçağını, Afyonkarahisar bölgesindeki Hasanbeli-Garipçe Köyü civarına inmeye mecbur etti. Dizinden yaralı olan Yunanlı pilot uçağı yakmak istediyse de uçak gövdesinin yarım metre kısmı yandıktan sonra yangın, yetişenlerce söndürüldü. Ele geçen ve faal durumda olan uçak onarıldı. Uçak “Garipçe” ismi verilerek, Türk Hava Kuvvetleri envanterine alındı.
Saat 09.20'de Döğer ve Altıntaş istikametinde yapılan hava keşfinde Yunanlıların bir taburluk yürüyüş kolunun Altıntaş, Arap çiftliği şosesinde yürüyüş halinde bulunduğu, Yunan ordugâhlarında bir değişiklik olmadığı tespit edildi. Saat 10.40'da Yunan uçağının keşfine engel olmak isteyen Türk av uçağı, Afyonkarahisar güneyinde Yunan uçağına taarruz ederek onu geri dönmek zorunda bıraktı.
İSMET PAŞA’NIN EMRİ
Saat 10.45'te Afyonkarahisar güney batısında yapılan başka bir keşifte bu bölgede muharebelerin devam ettiği ve Yunan hatları gerisinde değişiklik olmadığı tespit edildi. Batı Cephesi Komutanlığı'nca Yunan ihtiyat gurubunun 26 Ağustos günü öğleye kadarki durumunda bir değişiklik olup olmadığını öğrenmek maksadıyla saat 12.00'de aşağıdaki emir verildi:
1. Düşman ihtiyat gurubunun durumu tekrar değerlendirilecek ve tespit edilecektir.
2. Döğer, Afyonkarahisar demiryolu kısmındaki tren nakliyatı,
3. Gazlıgöl – Afyonkarahisar, Afyonkarahisar – Altıntaş, Dumlupınar şoselerindeki düşman faaliyeti,
4. Ahır dağından kuzeye geçen Süvari Kolordusu'nun Tazılar, Çobanözü, Tokuşlar bölgesindeki durumu ve faaliyeti tespit edilecektir.
5. 26 Ağustos 1922, saat 12.00'da (Öğlen Vaktinde) yazılmıştır.
Garp Cephesi Kumandanı
İsmet
Bu emir üzerine, Cephe Tayyare Bölük Komutanı, Bostanlı, İntepe arasında Dinar, Gazlıgöl, Eğret, Beycegöl, Altıntaş, Sarıbeyli, Kadımürsel, Kırkpınar, Kayalar ve Döğer dolaylarındaki Yunan durumunun keşfedilmesi için saat 18.00'da bir uçağı vazifelendirdi. Keşfe çıkan uçak, ordugâhlarda değişiklik olmadığını, yalnız demiryollarında fazla faaliyet görüldüğünü ve Gazlıgöl'de çok sayıda hayvanın bulunduğu bilgisini rapor etti.
Aynı gün Yunan 1'inci Kolordu Komutanı General Trikopis, Afyonkarahisar'daki Yunan hastanelerinin boşaltılmasını ve Uşak'a nakledilmesini emretti ve nakil işi akşama kadar tamamlandı. Yunan Başkomutanlığı tarafından 26 Ağustos akşamı Yunan 2'nci Kolordusunun, 15'inci Tümeni de (Seyitgazi) emrine alarak 28 Ağustos sabahı, Afyonkarahisar kuzeyinden Bolvadin istikametine karşı taarruz yapmasını; 1'inci Kolordu'nun da savunmasını emrediyordu.
TRİKOPİS TAARRUZDAN VAZGEÇİLMESİNİ İSTİYOR
General Diyenis taarruzun 48 saat sonra başlayabileceğini bildirmesine rağmen, General Trikopis zaman açısından birliklerin taarruza başlamalarının mümkün olmadığını değerlendirerek taarruzdan vazgeçilmesini istedi. Yunan başkomutanlığı ise Türk iradesine boyun eğmemek ve aktif hareket etme emrinde ısrar etti. Fakat emir uygulanamadı. Yunan sevk ve idaresi birliklerinin tamamına hâkim olmaktan uzaktaydı.
Cephe Tayyare Bölüğü, 26 Ağustos günü yapılan muharebeler sonunda, Altıntaş, Döğer ve Afyonkarahisar bölgelerinde 12 uçuş yaptı. Keşif uçakları, Yunan ihtiyat grubunun durumunu tespit ederek gördükleri önemli hedeflere bomba ile taarruz etti. Av uçakları ise dört hava muharebesi yaparak üç Yunan uçağını kendi hatları gerisine inmek zorunda bırakarak, birisini de düşürdü. 26 Ağustos 1922 günü havanın dörtte üçünün alçak bulutlarla kapalı olması ve rüzgârlı bulunmasına rağmen; Sıtkı Tanman “Böyle başarılı uçuş faaliyetinin 1'inci Dünya Savaşı'nda bile hiç bir Türk hava birliğine kısmet olmadığı” değerlendirmesini yapmıştı.
Böylece bugünkü muharebelerde; Kocaeli Grubu, 2'nci ve 1'inci Orduların müşterek taarruzları neticesinde bütün Yunan kuvvetleri mevzilerinde muharebe etmek zorunda kaldı. Yalnız Yunan ihtiyat grubundan 7'nci Tümen'i güneye gidebilmiş, diğer tümenler ise cepheye bağlanmıştı. 1'inci Ordu'nun sol kanadındaki 5'inci Süvari Kolordu'su Afyonkarahisar batısından Çayırhisar'a kadar ilerleyince, Yunanlılar batıya dönük bir cephe kurmak zorunda kaldılar.
Yunan kuvvetleri doğu, batı, güney cephelerinden üç yönden kuşatılmaya başlandı. Kuzeyde Kazuçuran bölgesindeki kuvvetli Yunan mevzii bir Türk tümeni tarafından işgal edildi. Fakat Türk komutanlığı tasavvur edildiği gibi taarruzun birinci günü Yunan cephesini yaramamıştı.
Kaynak: Büyük Taaruzda Hava Muharebeleri, Murat Bastem, 2010
6 notes
·
View notes
Text
UNUTAMADIĞIM 23 NİSAN…
Bir 23 Nisan var ki hiç unutamam.
Tam hatırlamıyorum; galiba Beşeylül İlkokulu üç veya dördüncü sınıftaydım.
Tarih 1976 veya1977 olmalı...
Öğretmenim Süleyman Deniz, okul müdürümüz de Fahrettin Demirel’di.
O yıllarda tören geçitlerinde, kürsüde bulunan Kaymakam, Belediye Başkanı, Garnizon Komutanını ile birlikte onları temsilen ilkokullardan da birer öğrenci yer alırdı.
Beşeylül İlkokulumuz 23 Nisan kutlamalarında protokolde Garnizon Komutanı olarak temsil edilecekti.
Okulumuzun bir tek subay elbisesi vardı ve tüm öğrencilerin hayali o elbiseyi giyme ayrıcalığını yaşamaktı.
23 Nisan’a birkaç gün kala öğretmenim Süleyman Deniz, beni okul müdürümüz Fahrettin Demirel’in odasına götürdü.
Neden gittiğimizi bilmiyordum taa ki içeri girince masanın üzerindeki subay üniformasını görene dek…
Üniformayı giymem istendi.
O heyecan, kalbimin o gün yerinden çıkacak gibi atışı bugün hala aklımda.
Giydim, bedenime tam gelmişti.
Demek ki Garnizon Komutanı olacaktım…
Eğer üniforma biraz büyük veya küçük gelseydi, Garnizon Komutanı olarak kürsüye çıkmam, o anı yaşamam belki de asla mümkün olmayacaktı.
📷
O gün 23 Nisan’da, çim sahada yapılan kutlamaları kaymakam, belediye başkanı, garnizon komutanı ve diğer protokol üyeleriyle birlikte izledim.
Geçit töreninde kürsüde yer aldım.
Garnizon Komutanı selam verirken ben de selam verdim.
Tören sonrasında Garnizon Komutanı, beni askeriye bölgesindeki Askeri Gazinoya götürdü.
Bir grup asker bana çevreyi gezdirirken diğerleri durup selam veriyorlardı.
Gururlanmıştım.
O 23 Nisan yaşadığım, hissettiğim en özel, en değerli 23 Nisan’dı…
Bu duygularla;
Her birinizin 23 Nisan’ı kutlu olsun; anlamlı, değerli, unutulmaz olsun…
Ramazan S.TOPRAKTEPE
2 notes
·
View notes