#Gitmeyin
Explore tagged Tumblr posts
uzgunumkomikolamiyorum · 1 month ago
Text
bi şey diyicem burayı nasıl bırakıp gidebiliyorsunuz bakıyorumda ben burası olmasa nefes alamam başka nerede böyle boş yapıcam
9 notes · View notes
angelvibesss · 2 years ago
Text
31 notes · View notes
seytaninavukati · 1 year ago
Text
Canli yayin geldi diye hepiniz gitmiceksiniz dimi
6 notes · View notes
ahmet-34 · 2 years ago
Text
Tumblr media
Tumblr media Tumblr media
#Dünyanın en tecrübeli kurtarma birimlerinden biri olduğu belirtilen Amerikan Uluslararası Kurtarma Ekibinin Kurtarma şefi ve afet olayları m#nerede durmalı?#DOUG COPP'UN ÖNERİLERİ#1)“Binalar çökerken basitçe ”çömelen ve korunan“ kişiler istisnasız her defasında ezilerek ölüyorlar. Masa#araba gibi nesnelerin altına giren kişiler her zaman ezilirler.#2)Kediler#köpekler ve bebeklerin hepsi doğal bir şekilde dizlerini ana rahmindeki gibi karınlarına doğru çekerek kıvrılırlar. Deprem anında sizde bu#Hafifçe ezilecek ama yanında boşluk yaratacak bir kanepe#geniş büyük bir eşyanın yanında durun.#3)Ahşap evler deprem anındaki en güvenli yapılardır. Sebebi basittir; ahşap esnektir ve depremin zorlamasıyla hareket eder. Eğer ahşap bina#ahşap binalar daha az yoğunlukta yıkılış ağırlığına sahiptir. Tuğla binalar ayrı tuğla parçalarına ayrılacaklardır. Tuğlalar bir çok yarala#ama (beton) bloklardan daha az ezilmiş vücutlar yaratırlar.#4)Eğer gece yataktayken deprem olursa#basitçe yuvarlanarak yataktan düşün. Yatağın çevresinde güvenli bir boşluk oluşacaktır. Oteller müşterilerine deprem anında yatakların yanı#5)Televizyon izlerken deprem olursa ve kolayca kapıdan veya pencereden dışarı kaçmak mümkün değilse#kanepe veya büyük bir koltuğun/sandalyenin yanında cenin pozisyonunda kıvrılarak yere uzanın.#6)Bina çökerken Kapı kirişlerinin altına geçen herkes ölür...Nasıl mı? Eğer kapı kirişlerinin altına geçerseniz ve kapı kirişi öne veya ark#7)Hiçbir zaman merdivenlere gitmeyin/yönelmeyin. Merdivenler (ana binadan) farklı bir “frekans aralığına” sahiptir; ana binadan bağımsız/ay#ta ki merdivenlerin yıkılışı kadar. Merdivenlere ulaşan insanlar basamaklar yüzünden yaralanırlar. Korkunç şekilde sakatlanırlar. Bina yıkı#merdivenlerden uzak durun. Merdivenler binanın hasar görmesi en muhtemel kısmıdır. Depremde yıkılmamış olsa dahi#merdivenler bağırarak kaçmaya çalışan insanların aşırı yüklenmesi ile çökebilir. Merdivenler binanın geri kalan kısmı zarar görmemiş olsa d
6 notes · View notes
sertkiz · 2 months ago
Text
Tünaydınlar 🌄
Mutlu haftalara
Doscanlar💐
Güzel evimden doğa manzara süper ötesi sevenlerimle paylaşım Didim
Bu muhteşem turki
Canlara gelsin
İyi dinlemeler 👈
Martıları çok seviyorum 😁
Yicek verip izliyorum
Her sabah uykumdan uyandiriyorlar camın kenarına gelip cama vuruyorlar alişmiş lar bana canlarım benim
🤣👍😁👌😉👋🤣
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Sen beni kaybetmeye göze aldıysan ben seni silmekle şeref duyarım
Benimle savaşa gitmeyin
Ben kaybetsem bile kendimi kutlarım
Ama siz benim herşeye rağmen
Ayakta duruşumu
Hazmedemezsiniz...🔥🔥
Tumblr media
Tumblr media Tumblr media
Adam olana sözüm yok
Amma kivirana para takarım
Duşsenizde kimseye belli etmeyin
Arkanızdan sevinecek kansız çok
Demem şu ki
Benimle ayarlı olun
Sonra pişmanlık fayda etmez
Kimin ne oldunu çok iyi biliyorum
Derin Karaca diyor
😉👌😁👍🙃👌
Tumblr media
PRENSES 🍂
🌿 Derin 🪻 Karaca ♥️
Tumblr media
154 notes · View notes
uzerindesurtuneceginsertlik · 9 months ago
Text
Kadınlar İçin Bir Sakso Dersi Vermemin Tam Sırası
1- Başlangıçta ​​eğer penis sert değilse, onunla oynamaya ve emmeye başlayın. Ağzınızın içinde büyümeyi seviyoruz. Tükürüğünüzü kullanın, 💦💧sike tükürün, sertleşme sonrası için kuru bir şekilde kullanmak istemezsiniz. Unutmayın, bu sadece bir et parçası! Korkmayın.
2-Yavaş başla, ağzındaki sik hiçbir yere gitmiyor. Siki ıslak tutmak için daha fazla 💦tükürük kullanın, sikin gövdesini okşamaya devam edin ve sertleştirmek için siki yalayıp emmeye devam edin. Sanki bir sikin varmış gibi okşamayı ve partnerinin harika hissetmesini istiyorsun. Bu arada…..bu sadece bir sik!
3- Sert bir sik halini aldığında, daha az ellerini kullanmalı ve daha çok ağzını👄 kullanmalısın. Dondurmayı yalamaya başla 🍦 . Ne olduğunu biliyorsun….
4-Tek boyutlu olma. Çeşitliliğe ihtiyacımız var. Sadece bir şekilde emmeyin, hiç gitmediğin yollara gitmelisin. Ellerin olmadan emmelisin, sonra ellerinle hızı ve/veya ritmi değiştir, yanları yalayın, topları unutmayın, toplarla oynayın, gırtlağa kadar götürmelisin, gırtlağını derinken toplarla oyna, eğer profesyonelleşebilirsen sikini boğazına indirirken taşakları yalarsın. Toplara çok sert davranmamalısın, okşayın, masaj yapın, yala ve em. 5-Seni öldürmez, Ellerinizle tutarken siki yanlardan, öne ve arkaya doğru yalayın. Dilinize, yanaklarınıza ve göğüslerinize vurun. Yaratıcı olun, penisin gevşediğini hissediyorsanız farklı bir şey yapın. Daha hızlı kaldır, yaparken em, derin boğaz falan yap ve endişelenme, biz bunun her parçasını seviyoruz.
6-Yangın yok🔥… Acele etmeyin, bırakın arkasına yaslansın ve ruhunun emilmesinin tadını çıkarsın. Bizi ne kadar uzun süre ağzınızda tutarsanız orgazm o kadar iyi oluruz. Doruğa yaklaştığınızı hissettiğinizde yavaşlayın veya başka bir şey yapın, böylece boşalma isteğimiz azalacaktır. Daha sonra çıldırmaya yakın bir seviyeye getir ve patlayana kadar devam edin🎉 veya yavaşlama tekniklerini tekrarla. 7-Bitiş birkaç farklı yoldan gidebilir. Bunun bir yolu, onun içinize boşalmasına💨 izin vermektir (benim kişisel favorim), o dölü yüzünüze, göğüslerinize, kıçınıza bulaştırın, ama havluya değil çünkü bu çok sıkıcı. Eğer prezervatif takıyorsa, boşalırken emmeye devam et ölmeyeceksin…
8- Sonra öylece kalkıp gitmeyin, daha bitmedi. Yavaşça oynamaya, emmeye, yalamaya, öpmeye ve elle ileri geri yapmaya devam edin. Bu noktada oldukça hassas olur sikimiz. Boşalmayı, inlemeyi, hareket etmeyi ve sarsılmayı bırakana veya yumuşayana kadar devam edin. Tekrar sertleşmesi durumunda, ya ona biraz daha ağız verin👄 ya da partnerinize ıslak bir yerinizi verin. Bu sadece sex..
188 notes · View notes
tanrininyalnizligi · 5 months ago
Text
Ayrıcalıklı olun, her yere gitmeyin, herkesin sahip olabileceği insanları arzulamayın, size layık olmayan kimseyle arkadaşlık etmeyin, hayatınıza, enerjinize karşınıza çıkanlara her konuda erişim izni vermeyin, seçici olun çünkü herkes sizinle aynı niyette değil..
64 notes · View notes
yasemen-nn · 1 year ago
Text
Yüzünüzü kaldırıp gökyüzüne bakın
Ağaca, kuşa, çiçeğe
Dokunmadan geçmeyin hayata
Ne varsa dünyada güzele dair, tadını çıkarın.
Çilek kokusu, çayın buğusu, sabah seheri, güneş batışı, rüzgar hışırtısı.
Geçip gidiyor çoğu boş yere
Geçip gitmeyin..
Mutlu Akşamlar...🌹☕️☕️🌹
218 notes · View notes
mehfem · 1 year ago
Text
“Çirkef insan önce saçmalayarak tepkinizi çeker. Sonra damarınıza basıp sizi kendi seviyesine indirir. Sonra mantığınıza hakaretler yağdırarak dengenizi iyice sarsar. Sonra erdem, nezaket ve sakinlik üzerine ahkam keserek sizi kendinden aşağıya düşürür ve üzerinize çıkıp tepinir.
Tam o noktayi tespit ettinizde asla çatışmaya gitmeyin enerjinizi israf etmeyin.”
79 notes · View notes
bilmece · 5 months ago
Text
Bilmeceyle kendimizi keşfediyoruzda bugün: ben terlemekten utanıyormuşum.
Ay durun durun gitmeyin hemen bu iyice delirdi diye, anlatıyorum: ben çok terleyen bir insanım. Oldum olası öyleydim ve bunu söylerken yalnızca egzersizden spordan bahsetmiyorum. Sıcak bir günde azıcık tempolu yürüyeyim, esinti olmayan bir toplu taşımada beş dakika oturayım anında şakaklarımdan, boynumdan süzülen damlaları, dudak üstümde boncuk boncuk terleri görürsünüz. E dümdüz yaşadığımda hal böyleyken spor yaptığımda siz hayal edin! Domatese dönen bir surat, tuttuğum, oturduğum, temas ettiğim her yer ıslak.. anladınız durumu.
Ben bu durumdan hep çok rahatsız olur(d)um ve mütemadiyen kendi kendime “ıyy ter içinde kaldım yine” derdim. Herkesin böyle olmadığını da biliyor ve sarf ettiği efora rağmen terlemeyen insanları düpedüz kıskanıyordum.
Bugün dolmuşta yüzümden süzülen ter damlalarını hissedip kendi kendime gıcık olurken ilk defa şunu sordum: ben bundan niye bu kadar rahatsız oluyorum? Tabiki anlıyorum hoşlanılacak bir durum değil bunda hemfikiriz ama bu kadar kurulmanın alemi var mı? Sonuçta insan bedeninin yaptığı bir şey bu, bir çok insan yaşıyor, deodorantını kullanıyorsun kimseye bir zararın yok, ortamın değiştiğinde beş on dakika içinde değişecek bir hal, neden kabullenmek yerine bu gıcık olma hali?
Biraz deşince beni de hayrete düşüren cevaplar çıktı içimden. Öncelikli ve en belirgin olanı şu: zihnimdeki kodlara göre görülür biçimde terlemek kadınsılığa ve zerafete ters düşen bir durum (elbet spor dışı hallerden bahsediyorum). Zarif bir kadın olarak tanımlar mıyım kendimi bilmem ama anlaşılan bir yanım öyle görünmek istiyor. Bunu düşünür düşünmez aklıma magazinlerin çeşit çeşit ünlü kadının koltukaltındaki ter izlerinin fotoğrafını paylaşarak kadınları ayıpladığı kareler üşüştü. Ben kendi kendime uydurmamışım bunu, tamam.
Bununla beraber gelen başka bir olgu ise çabasızlık (effortless) kavramı oldu. Sanıyorum bu da zerafetten tamamen bağımsız değil gerçi. İnsan (ben) bir şekilde çabasızlığı çekici, büyüleyici buluyor. Burada bahsettiğim şey emek sarf etmemekten ziyade bir şeyleri rahatlıkla yapabiliyor olmak ya da öyle görünmek. Aslında farklı farklı alanlarda hepimiz kendimizi öyle göstermeye çalışıyoruz. Yılların emeği, öğrenmesi sonucu kolayca yaptığımız bir iş övüldüğünde “bu benim için çocuk işi” demek, belki de saatlerce düşündüğümüz kombinimiz beğenildiğinde “ay öylece uyduruverdim” demek buna örnek. Elbet bunlar başka boyutlarla da açıklanır fakat çok çabalamamış izlenimi vererek güzel, becerikli, başarılı, güçlü görünmek ortak bir arzumuz sanırım.
E bunun terlemeyle alakası ne derseniz de hemen söylüyorum çünkü bende ter=çaba. Yokuş çıkan iki kişiyi düşünün: biri yukarı vardığında başladığı haliyle aynı gözüküyor diğeri ise kan ter içinde. Elbette kan ter içinde olan kişi aynı yokuşu çıkmak için daha çok çaba sarf etmiş diye düşüneceksiniz. “Tamam düşünelim ne var, sonuçta ikisi de varmış yukarı ayrıca terleyen daha çok zorlanmasına rağmen yapmış bu tebrik edilesi değil mi?” de denebilir. Bu senaryoyu kafamdan geçirdiğimde ise aklıma gelen kelimeler zayıflık ve kontrol oluyor. Bir şeyin seni ne kadar zorladığını gizleyemiyor olmak bir zayıflık göstergesi diye düşünüyor ve dışarıya ne kadar bilgi verdiğimle ilgili kontrolün elimde olmasını istiyor bir yanım. Tabiki daha makul yanım çabanın kıymetini, zorlandığını gösterebiliyor olmanın erdemini biliyor ama çelişkilerle doluyuz azizim.
Buna girmedim ama belki beden algımla da alakası var bu yüksek dozda rahatsız olmamın, olabilir, olsun. Her ne ise sebebi ben artık utanmayacağım. Hem huysuz ve tatlı kadın oluyorsa terli ve zarif kadın da olur bence asdfjslfşj (asla ciddiyetle yazı tamamlayamıyordu).
23 notes · View notes
Text
bilmediginiz etmediginiz kuaföre gitmeyin kizlar yoksa benim gibi yol boyu+evde 1 saat aglarsiniz kimse susturamaz
10 notes · View notes
izinkalbimde · 5 months ago
Text
youtube
Yarım kalan bir lise aşkıydı bizimkisi veda etmeden biten 10 yıl sonra yeniden karışılaşılan 3 4 yılda bir görüşülen...
Ve 19 yıl önce vedası yapılmadan sessizce biten aşkın bugün vedası yapıldı...
Zamanından yapılmayan vedalar zamansız yapılınca canı daha cok yanıyormuş insanın ne olursa olsun ne yaşadıysanız yaşayın ama vedasız gitmeyin...
15 yılı aşkın süredir olmayan birinin vedası niye bu kadar yaktı ki canımı...
39 notes · View notes
lesaworlds · 3 months ago
Text
Olm sevdiğim tumblrlar tek tek kapanıyor, gidiyor. Gitmeyin ya😭
15 notes · View notes
hamitbyd-blog · 19 days ago
Text
CHP İstanbul K.Kolları Başkan Adayı Linda Gözde Karasu,
Beşiktaş Belediye Başkanı için bomba açıklamalar yaparak eyleme gitmeyin çağrısında bulundu. Linda hanım, bana dokunursanız elimde kimse de olmayan belge ve bilgi var ipinizi çekerim dedi.
9 notes · View notes
nedememlazim · 21 days ago
Text
Ekşide psikolog ücretleri gündem olmuş. Son bir ayım seans ücretlerine zam yapmak zorunda oluşumun karın ağrısıyla geçti. Evet zorunluluk. Çünkü ben bu işi hobi olarak yapıyor gibi hissetmek istemiyorum, bu his ne bana ne de danışanlarıma iyi gelecek.
Günde sekiz hasta baksa, seans ücreti 2000 tl olsa oh aylık 320 bin tl vay canına filan gibi hesaplar yapılmış. İşin mutfağında olmayan, dışarıdan bakan biri için bu hesap anlaşılabilir. Ama bir de işin iç yüzüne bakalım (shall we).
İyi bir terapi, terapistin danışanına, onun duygularına uyumlanabilmesidir. Tüm dikkatini danışanına verir, onun sadece anlık olarak söylediklerini dinlemekle kalmaz bunları hem kendi teorisine göre anlamlandırır hem de danışanının geçmişindeki örüntülerle ilişkisini kurar. Değişen noktaları fark eder, müdahale etmesi gereken yerleri belirler, bölük pörçük parçaları büyük resme çevirmeye çalışır. Aynı zamanda ilerleyen seanslarda nelerin üzerine düşülmesi gerektiğini not eder. Danışanlarımız için hazırlıklar yaparız, eksik olduğumuz noktalarda kitaplar okuruz, bilgilerimizi tazelememiz gereken yerlerde araştırmalar yaparız. Yani 50 dakikalık bir seansa, en az 1.5 saatimizi ayırırız (ki daha süpervizyondan bahsetmedim). Ve bu 50 dakikanın tamamında tüm dikkatimizi odaklamamız gerekir. Dolayısıyla bırakın günde 8 danışanı, 4 bile fazladır. Benim için maksimum seans sayısı 3, çok nadiren 4 yaptığım da oluyor ama halim canım kalmıyor sonrasında.
Ki eğer popüler değilseniz (popülerlikle iyi bir terapist olmak arasında anlamlı bir ilişki olduğunu sanmıyorum) zaten önünüzde bir sıra olmuyor. Günde 4 danışan göreyim deseniz bakalım onlar görülmek istiyor mu:) Arz ve talep açısından bakıldığında terapi arzının talepten fazla olduğunu, çünkü orta sınıfın can çekiştiğini söyleyebilirim.
Gelelim giderlere. Kira, bağkur, kdv kesintileri, gelir vergisi, muhasebe ücreti bunlar cepte. Serbest meslek şeklinde çalışanlar için ortak giderler. Ama bir de terapist olarak hayat boyu gelişim zihniyetinde olmak gerekiyor. Ne lisans ne yüksek lisans bizi bin bir türlü insan sorunuyla çalışmaya uygun şekilde hazırlıyor. Dışarıdan eğitimler almak zorundayız. Ki birçok psikoloğun bence asıl gelir kalemi diğer psikologlara sattıkları eğitimler. (Eskiden cahildim, bireysel terapi yapardım; şimdi bilgeyim bireysel terapi yapan psikologları sömürüyorum) öhöm. Bunlara bir de süpervizyonu ekliyoruz. Süpervizyon almayan terapiste gitmeyin, bu bayağı güzel bir kıstas olabilir. Çünkü terapi odasında ben ve danışan yalnızız, beni kim denetleyecek. Seans ücretlerini düşünecek olursanız süpervizyon ücretlerinin bundan da fazla olacağını tahmin edersiniz.
Ve bir nokta daha, bunu da hesaplamalara katmıyoruz. Eski danışanlardan aldığımız ücretler... İlk danışanımla bundan dört sene önce 50 tl ile başlamıştım. Zam yapsam yapsam ne kadar yapacağım. Hem vicdanen hem de terapi ilişkisinin bir parçası olarak çok yüksek zamlar yapamıyoruz (he yapan var mıdır vardır ama bazen bu, danışana daha gelme demek gibi olabiliyor). Özellikle enflasyonun çılgın attığı dönemde kazandığım giderlerimin yanında kuş gibi kaldı. Şu anda da evet seans ücretini yükselttim ama eski danışanlarımla yükseltebileceğimin bir sınırı var.
Ve iyi bir terapist olmak gerçekten iyi bir ruh haline sahip olmaktan geçiyor. Lamı cimi yok. Yardım edebilmek için önce kendimize iyi bakmalıyız. Bu yüzden kendim de terapi alıyorum, düzenli spor yapıyorum, ruh sağlığıma iyi bakmaya gayret gösteriyorum. E bunlar da masraf, kabul edelim ya da etmeyelim:) evet kendim için de yapıyorum bunları ama kesinlikle mesleki tarafı da var.
Gelelim canım yaz dönemine... Hesap yaparken sanki on iki ayın her haftası aynı sayıda seans yapabilecekmişiz gibi yapılıyor. Ama dünyada yaygın olarak gözlenen ve benim de yıllardır deneyimlediğim durum, güneş yüzünü göstermeye başladığı gibi yaprak dökümü gerçekleşiyor. Danışanlar teker teker bırakıyor. Eğer kış aylarında günde üç seans yapıyorsanız günde tek seansa düşmesi işten bile değil. Dahası, eğer hasta olursak ya da en basitinden 1 hafta tatile çıkmak istersek direkt ücretsiz izin babında oluyor çünkü seans yapmıyoruz ve dolayısıyla kazanmıyoruz. Danışanların iptalleri, resmi tatiller vb. Derken evdeki hesabın çarşıya uymayacağı kesin.
Epey uzun uzun yazmışım. Ama sanırım terapistliğin popüler olmadığım müddetçe asgari ücretle ortalama bir memur arası kazandırması gerçeğiyle barışmam gerekiyor. Cidden şu anki kazancım bana bu işi kendimi oyalamak, hobi amaçlı yapıyormuşum gibi hissettiriyor. Belki beklentilerimi güncellemeliyimdir. Bu sandığım prestijde bir iş olmayabilir ve azıcık aşım kaygısız başım deyip hayatıma devam etmeliyimdir. En azından çalışma saatlerini kendim seçebiliyorum. Bu da güzel bir özgürlük.
8 notes · View notes
munireyineharikaa · 1 year ago
Text
Ümit verip gitmeyin iste abi
60 notes · View notes