#Gazete Duvar
Explore tagged Tumblr posts
ahmetcumhur-blog · 4 months ago
Text
Tumblr media
Ahmet Telli /
BELKİ YİNE GELİRİM
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka
Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler.
Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü
Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
Tükürsek cinayet sayılıyor artık
Ama nerede kaldılar, özledim gülüşlerini onların
Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
Tek yaprak bile kıpırdamıyor nedense
Ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
Alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
Kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
Ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük
Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
Okuduğum bütün kitaplar paramparça
Çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
Bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
Bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
Sarmaşık aydınlar, arabesk hüzünler
Bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma
Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
Ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
Kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
Biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri
Ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük
İçimde zaptedilmez bir kırma isteği
Dizginlerini koparan bir at sanki bu
Soluk soluğa kalıyorum her sonbahar
Ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
Bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
Bütün gençliğim böylece geçip gitti işte
Ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim
Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa
Bir gün gelirsek hangi kent güzelleşmez
Şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı
Geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye
Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür
Sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
Bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
Oysa ne kadar sakin sokaklar, bu kent ve bütün yeryüzü
İpince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün...
11 notes · View notes
aynodndr · 4 months ago
Text
Tumblr media
BELKİ YİNE GELİRİM
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka
Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler.
Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü
Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
Tükürsek cinayet sayılıyor artık
Ama nerede kaldılar, özledim gülüşlerini onların
Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
Tek yaprak bile kıpırdamıyor nedense
Ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
Alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
Kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
Ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük
Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
Okuduğum bütün kitaplar paramparça
Çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
Bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
Bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
Sarmaşık aydınlar, arabesk hüzünler
Bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma
Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
Ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
Kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
Biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri
Ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük
İçimde zaptedilmez bir kırma isteği
Dizginlerini koparan bir at sanki bu
Soluk soluğa kalıyorum her sonbahar
Ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
Bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
Bütün gençliğim böylece geçip gitti işte
Ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim
Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa
Bir gün gelirsek hangi kent güzelleşmez
Şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı
Geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye
Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür
Sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
Bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
Oysa ne kadar sakin sokaklar, bu kent ve bütün yeryüzü
İpince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün...
Ahmet TELLİ
4 notes · View notes
pscottm · 6 months ago
Text
Turkish President Recep Tayyip Erdoğan is under fire for slapping a child in the face at an event, Gazete Duvar reports.
Erdoğan extended his hand for the boy to kiss, which is common in Turkish culture as a sign of respect to elders, and the boy hesitated so Erdoğan slapped him in the face.
Expect to see Trump copy this behavior if he wins.
2 notes · View notes
doriangray1789 · 2 years ago
Text
Gazete Duvar yazarı Zehra Çelenk’in güzel bir yaZısı
3 notes · View notes
botantimes · 5 days ago
Text
Bozarslan: Pirsa kurdî ji sed salî zêdetir e - Gazete Duvar
Hamit Bozarslan di hevpeyvîneka bi Gazete Duvarê re gotiye ku pirsa kurdî ne tenê bi PKKê dest pê kiriye û ne ji 1984ê ve heye. Li gor wî, ev pirs ji roja ku Komara Tirkîyeyê hatiye avakirin heye. Du alîyên pêvajoya niho hene Bozarslan dîyar kiriye ku du tişt hev nagirin. Ji alîyekê, rê li ber axaftinê vedibe û parlamento dikeve dewrê. Ji alîyê din, hinek kes gef û guran dixwin. Wî gotiye divê…
1 note · View note
thefree-online · 21 days ago
Text
New report reveals multiple oil shipments from Turkey to Israel despite embargo
ByTurkish Minute December 20, 2024 A new report by the Stop Fueling Genocide campaign, supported by Progressive International, has revealed that 10 crude oil shipments were made from Turkey to Israel over the past year, eight of which violated Ankara’s embargo announced in May, according to the Gazete Duvar news website. The report is the […]New report reveals multiple oil shipments from Turkey…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
hetesiya · 1 month ago
Text
Kanlı hamur - Siyasi Haber
Kanlı hamur
FEHİM TAŞTEKİN Gazete Duvar için yazdı: Sonuç olarak Orta Doğu’daki Amerikan düzenine tabi olmayan bir Arap devletini boğma operasyonu amacına ulaştı. Şimdiki misyon İsrail’e yanıt verebilecek güçte bir Suriye’ye izin verilmemesi. Bunun için hep tetikte olacaklarını anlıyoruz.
Sednaya hapishanesinden gelen dehşet görüntüler üzerinden yıkılan rejimin ne denli lanet olduğu anlatısı, Şam’ın yeni efendilerinin suç siciline sünger çekip tükenmez bir kredi açarken Suriye’nin çöküşüne omuz veren aktörlerin nasıl bir ülke hedeflediklerini gösteren müdahaleleri de gecikmiyor.
Birinci sıradaki ibretlik hamle İsrail’den geldi. Esad’ın düşüşündeki katkısına dair övüntüsünü Suriye’nin tepesine binen saldırılar ve yeni işgaller izledi.
Sürecin başından sonuna içinde olan Türkiye, SDG’siz (Suriye Demokratik Güçleri) bir Suriye için bütün imkanlarını zorluyor.
HTŞ’nin doğup büyümesi, orduya dönüşmesi, makyaj operasyonlarıyla dönüştürülmesi ve İdlib çeperlerinden çıkıp Şam’a gitmesi için koşulları hazırlayıp olgunlaştıran ABD ise gidişata yön vermeye çalışıyor.
Sırasıyla İsrail, Türkiye ve ABD’nin ne yaptığına bakalım.
***
Esad yönetiminin devrilmesinin ardından İsrail Suriye’deki işgali genişletiyor. Suriye üç aşamalı bir operasyonla yok edildi. İsrail, 27 Kasım’daki Saldırganlığı Püskürtme hamlesine kadar aylarca Suriye’de Şam’ın destekçilerine karşı ölümcül saldırılar yaptı, sahayı yumuşattı. Sonra Suriye yönetimi cihatçılar eliyle çökertildi. Ardından İsrail, Suriye’nin dişlerini sökmeye ve kaburgalarını kırmaya başladı.
İsrail’in Esad gider gitmez başlayan görülmemiş düzeydeki saldırganlığı iki boyutta ilerledi:
Birincisi, su kaynakları açısından önem arz eden Cebel el Şeyh’in (Hermon Dağı) Suriye’nin kontrolünde kalan kısımlarını işgal etti. 1967’de işgal ettiği Golan Tepeleri’nde 1973’te ikinci kez yaşanan savaşın ardından ateşkes hattı olarak belirlenmiş tampon bölgeye girdi. 1973’te Suriye’ye döndürülen Kuneytra’yı yeniden işgal etti. El Mayadin’e göre İsrail güçleri valilik binasına konuşlandı. Ayrıca Merid, Arne, Rima, Hina, Kale Cundul, Ufaniye, Kahtaniye, Hamidiyye, Marriye ve Katana gibi yerleri işgal etti.
Farklı kaynaklara göre İsrail güçleri Şam’a 25-30 km yaklaştı. İsrail bunu ‘steril bölge oluşturma’ diye sunuyor. Fakat müstakbel ABD Başkanı Donald Trump’tan alacakları destekle işgal altındaki toprakları ilhak etme konusunda tekrar el yükseltebilirler. Trump ilk döneminde BM kararlarını hiçe sayarak İsrail’in ilhak kararlarını tanımıştı.
İsrail saldırganlığının ikinci boyutunda şu var: Suriye’nin bütün askeri varlıklarını yok ediyor. 8 ve 9 Aralık’ta toplam 320 stratejik hedef vuruldu. Askeri merkezler, bütün hava üsleri, helikopter ve savaş uçağı filoları, karadan-havaya füze sistemleri, Minet el-Beyda körfezi ve Lazkiye limanındaki donanma gemileri, silah üretim tesisleri, mühimmat depoları, Şam ve çevresindeki Cumhuriyet Muhafızları’na ait tesisler ve Berze bölgesindeki bilimsel araştırma merkezi bombalandı. Türkiye de Kamışlı’da Suriye ordusundan SDG’nin eline geçen füze, ağır silah ve mühimmat yüklü 12 tır, 2 mühimmat deposu ve 2 tankı imha etti.
Yedioth Ahronoth gazetesine göre İsrail, 1967’den bu yana ilk kez Suriye’nin tüm hava üslerini vurdu. İsrail Ordu Radyosu’na konuşan bir İsrailli yetkili “Suriye’nin uçaklarını , savaş gemilerini ve stratejik tesislerini imha ettik. Tarihimizdeki en büyük hava operasyonunda Suriye ordusunun kabiliyetlerini yok ettik” diyor.
Savunma Bakanı Israel Katz, bu benzeri görülmemiş saldırganlığı “7 Ekim’den önce Gazze’dekine benzer bir gerçekliğin yaratılmasını önlemek için steril bir savunma bölgesi kurma” amacına bağlıyor. Yeryüzünün en organize terör devleti her türlü melaneti ‘terörü önleme’ adına yapıyor.
İsrail 2013-2017 arasında Nusra dahil 12 silahlı gruba silah, mühimmat ve para verdi. 27 Kasım’da Halep’i hedef alarak Şam’a giden Saldırganlığı Caydırma Operasyonu’nda cihatçıların işini kolaylaştırdı. Sıra yeni yöneticileri terbiye etme, nasıl bir Suriye istediklerini belletme ve bu ülkenin caydırıcı savunma kapasitesi edinemeyeceğine dair kırmızı çizgileri çizme aşamasına geldi.
Kantz açıkça “Her kim Esad’ın yolunu izlerse sonu Esad gibi olacaktır. Aşırılık yanlısı İslamcı bir terörist oluşumun İsrail’e karşı faaliyet göstermesine izin vermeyeceğiz. Bu tehdidi ortadan kaldırmak için her şeyi yapacağız” diye tehdit savuruyor. Esad’ın gittiği gün Netanyahu “Bugün tarihi bir gün. Rejim düştü. Bu, Esad rejiminin başlıca destekçileri olan İran ve Hizbullah’a indirdiğimiz darbelerin doğrudan bir sonucudur” demişti. Sonra “Golan Tepeleri’nin ebediyyen İsrail toprağı olarak kalacağını” söyledi.
Suriye’yi aradan çıkardılar. Şimdi gelenlere ‘sizinle Suriye’yi hallettik ama kırmızı çizgilerimizi aşarsanız size İslamcı terörist muamelesi’ yaparız diyorlar.
Yaptıkları katıksız bir savaş ilanı. Ama Şam’ın yeni efendileri İsrail ve ABD’ye minnettar oldukları için tek bir kelime edemiyor.
***
13 yıllık ‘kemik kırma’ operasyonundaki yüksek katkısıyla en fazla İsrail’i mutlu eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da rejim düştükten sonra kendi savaşını Fırat hattında devam ettiriyor. HTŞ’ye dikensiz bir “Doğu Fırat” bırakmayı hedefliyor sanki. Tel Rıfat’tan sonra Menbic el değiştirdi. Fırat’ın doğusuna geçmek için Karakozak köprüsü ve Tişrin elektrik santrali etrafında çatışmalar yoğunlaşırken Kobani, Ayn İsa ve Tel Temir gibi ilk etapta kuzeyden ve güneyden kıskaca alınacak yerler vuruluyor. Rakka da atış menziline girdi.
Erdoğan bir yandan da Suriye Milli Ordusu’nu (SMO) yeni düzende ana yapı taşı yapmayı umuyor. Aynı zamanda iktidar aygıtları HTŞ’yi makulleştirmeye dönük PR operasyonunda başı çekiyor. Yandaş ve muhalif görünümlü yandaşlar cümleten cihatçı yığınların sanıldığı gibi tehlikeli olmadığına dair kampanyanın bir tarafından tutuyor. Suriye yeniden kurulacak, sığınmacılar dönecek, ekonomik fırsatlar oluk oluk akacak, 13 yıldır savaşa yatırım yapanların yüzü nihayet gülecek! Fakat Türkiye destekli geçiş hükümeti ile SMO’nun Şam’daki yeri hala belirsiz! Süreç HTŞ’nin tekelinde ilerliyor.
***
ABD de yeni rejimi nasıl yoğuracağına dair elindeki kartları karıştırıyor. Sezar Yaptırımları’nı kaldırmak ve HTŞ’yi terör örgütleri listesinden silme teklifi en önemli baskı aracı. Biden yönetimi yeni yönetimle çalışacak ülkelerin işlerini kolaylaştırma adına kara listeyi gözden geçirmeyi düşünüyormuş. Dikte etme sanatı hünerlerini göstermeye başlıyor.
Yanı sıra ABD, Türkiye ve bölgesel ortakların HTŞ üzerindeki etkisini kullanmaya çalışıyor. Şam’da yeni düzeni şekillendirmede elde tutulan bir diğer kaldıraç SDG olabilir. Fakat birbiriyle çatışan kartlar bunlar. Suriye’yi yoğurma operasyonunda daha işlevsel olan kart diğerlerini ekarte edebilir. Bu bakımdan ABD’nin elinde ‘kullan at’ durumuna düşmek de var.
***
SDG, Suriye’nin kıymetli hidrokarbon rezervleri ve tahıl ambarı üzerinde oturuyor. Mantıken bu avantajı yeni denkleme ve siyasi çözüm sürecine girmek için kullanabilir. Bu Ankara’ya rağmen kurulmaya çalışılan bir denklem. Bu avantajın bir kaldıraç işlevi görebilmesi için masa kuruluncaya kadar korunması gerekiyor. Fakat bu zenginlikler aynı zamanda SDG’yi hedef haline getiriyor.
Türkiye’nin kuzeydeki baskısına paralel olarak SDG’yi Deyr el Zor, Mayadin ve Elbukemal’den çekilmeye iten gelişmeler yaşanıyor. Yeni dinamik SDG’deki Kürt-Arap ittifakını mümkün kılan kartopu etkisini tersine çeviriyor. SDG bünyesindeki Deyr el Zor Askeri Konseyi’nin önde gelen isimlerinden Ebu el Haris el Şayiti, Şam’ı kontrol eden güçlere katıldıklarını duyurdu. Bu kopuşun askeri konseyin tamamı değil sadece Şayitat aşireti ile sınırlı olduğu belirtilse de geleneksel yapıların Şam’daki aktörlere yakın oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Aşiretlerin Teym, Harata ve Tanak petrol sahaları ile Mücavere gaz sahasını ele geçirdiği aktarılıyor. Ayrıca muhalif kaynaklar SDG’nin Hecin, Şaafe, Bahra, Granij, Ebu Hamam, Ziyban, Tayyane, Dernaç, Ebu Cerdub gibi yerleşimlerden çekildiğini de aktarıyor.
Evet HTŞ, Halep operasyonun başında SDG ile çatışmamayı tercih etti. Çünkü Şam’ı hedefe koymuşlardı. Tüm gücü ele geçirmeden enerjilerini tüketmek niyetinde değillerdi. SDG Komutanı Mazlum Abdi, Şam’dakilerle diyaloga hazır oldukları mesajı veriyor. PYD yöneticisi Salih Müslim de, BBC Türkçe’ye demecinde, HTŞ’nin Halep operasyonu sırasında YPG’ye “Size saldırmak istemiyoruz” diye mesaj gönderdiğini hatırlatarak “Bu olumlu bir şey. Umarız devam eder. Ama politik çözüm için şimdiye kadar bir görüşmemiz olmadı” diyor. Fakat Türkiye’nin Fırat’ın batısından doğusuna yönelik hamleleri ve aşiret güçlerinin Deyr el Zor’da SDG’nin alanını daraltması HTŞ’nin işini kolaylaştırıyor. HTŞ lideri Ebu Muhammed el Colani’nin SDG’ye karşı savaşa dair sessizliği meseleye ne kadar pragmatik baktığını gösteriyor. Belki bu, onun ABD’yi karşısına almamak için sonraya bıraktığı bir hesaplaşmaydı. Fakat ilan edilmiş bir çatışma olmadan SDG’nin geriletilmesini kâr sayabilir.
***
ABD, Irak’tan Suriye’ye güç takviyesi yapsa da Suriye ve İran bağlantılı güçleri hedef aldığı gibi SDG’ye cephe açanlara saldırmıyor. Pentagon önceliklerinin bölgedeki Amerikan askerlerini korumak olduğunu söylüyor. Yani yeni gelenlerle kötü bir başlangıç yapmaktan kaçınıyor. Abdi’ye bakılırsa ABD, SDG için hem HTŞ hem de Türkiye ile iletişim kuruyor. Abdi, Menbic’teki güçlerin çekilmesi konusunda ABD’nin arabuluculuğunda bir anlaşma yapıldığını da teyit ediyor.
ABD’nin arabuluculuğunun Fırat’ın doğusuna yönelik hamlelerin önünü ne denli keseceği meçhul. Amerikalılar Şam’da kurulacak iktidarı şekillendirmenin yollarına bakarken temkinli gidiyor.
Beri taraftan Türkiye’yi dizginlemeye dönük temaslar var. Savunma Bakanı Lloyd Austin, CIA Direktörü Bill Burns, Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan Türk muhataplarıyla görüşüyor. Saldırıların durdurulması isteniyor. Yaptırım tehditleri de devreye girmiş durumda. Senatör Lindsey Graham, “Kürt güçlerinin Türkiye veya Suriye’yi ele geçiren radikal İslamcılar tarafından tehdit edilmesine izin vermemeliyiz” diye çıkışıyor. Fakat Graham, Türkiye’nin silahsızlandırılmış bir tampon bölgeyi hak ettiğini de söylüyor. Washington’da da geçiş dönemi. Trump gelinceye kadar denklem epeyce değişmiş olacak. Trump’ın dediği de; “Suriye’deki krizi Suriyeliler kendi başlarına çözmek zorundalar, biz oraya karışmayacağız. Fransa da karışmayacak. Önceliğimiz Ukrayna meselesi.”
***
Kürtler bu süreçte ABD başta olmak üzere uluslararası koalisyona bel bağlarken ���eli uzun” İsrail’den de somut destek bekliyor. Salih Müslim gazeteci Saman Rasulpur’a röportajında şunu söylüyor: “İsrail’in tutumu uluslararası politikayı, özellikle de Avrupa’nın yaklaşımını etkileyebilir. Umarım bu konuda harekete geçme kapasiteleri daha belirgin hale gelir. Sözlü desteğin ötesinde pratik tedbirler bekliyoruz. Buradaki dostlarımız İsrail’in bu tutumunu olumlu buluyor ve yürekten karşılıyor.”
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, “Menbiç’te gördüğümüz gibi Kürtlere yönelik saldırılar durdurulmalı! Bunu ABD yönetimindeki dostlarımızla ve diğer ülkelerle görüşüyoruz” demişti.
Kürt tarafından çıkan mesajlar sanki “Şam’daki cihatçılar ileride İsrail’i tehdit edebilir, o yüzden iktidarda kimi görmek istediğinize iyi karar verin” fısıltısını içeriyor.
Sonuç olarak Orta Doğu’daki Amerikan düzenine tabi olmayan bir Arap devletini boğma operasyonu amacına ulaştı. Şimdiki misyon İsrail’e yanıt verebilecek güçte bir Suriye’ye izin verilmemesi. Bunun için hep tetikte olacaklarını anlıyoruz.
0 notes
turanagha-san · 8 months ago
Text
Plajlarınıza cesetlerimiz vurduysa özür dileriz
 Gazete duvar
0 notes
aykutiltertr · 9 months ago
Video
youtube
Salla Gitsin - Metin Arolat ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Türkçe Pop)  Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: ( Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join Şarkının Orijinal Versiyonunu Linkten Dinleyip Ritim Karaokesiyle Çalışabilirsiniz. ✩ https://youtu.be/7pBzklfNWVI Aykut ilter Ritim Karaoke Kanalıma Abone Olun Beğenip Paylaşın. Salla Gitsin - Metin Arolat ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Türkçe Pop) Metin Arolat - Salla Gitsin Şarkı Sözleri: Para, pul hepsi yalan Bel bağlama üzülürsün... Aşkta pazarlık olmaz, Yandın mı sende görürsün... Boş sevdalara kanıp Koşma yorulursun... Dikkat et, Önce yalancı gözlere vurulursun... Dertle dönmez bu dünya, Vur dibine gitsin... Kader gam hepsi rüya, Çek bir yudum bitsin... Bu gece bizim olsun, Yarınlar silinsin... Salla gitsin,koyver gitsin... Metin Arolat Madde Tartışma Oku Değiştir Kaynağı değiştir Geçmişi gör Araçlar Vikipedi, özgür ansiklopedi Metin Arolat Doğum adı Mehmet Metin Arolat[1] Doğum 28 Mayıs 1972 (51 yaşında) İzmir, Türkiye Başladığı yer Türk Meslekler Şarkıcı Etkin yıllar Günümüz Mehmet Metin Arolat[1] (d. 28 Mayıs 1972, İzmir), Türk şarkıcı. Annesi Çerkes, babası banka memuru ve İstanbulludur. Babası THY'nun logosunu tasarlayan kişidir. Babasının büyük dedesi Hasan İzzet Paşa, dedesi ise ünlü Türk şairi Ali Mümtaz Arolat'tır. Amcası gazeteci Osman Saffet Arolat, kuzeni ise mimar Emre Arolat'tır.[2] İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu. Abisi Demir Arolat trafik kazasında hayatını kaybedince[3] mezuniyetinin ardından yönetmen olmak ve müzik yapmak amacıyla İstanbul’a taşındı. İstanbul’da ilk olarak Osman Üstündağ’ın reklam ajansında yönetmen yardımcısı olarak iş hayatına başladı. Çalıştığı bir kısa film Cannes Film Festivali’nde Altın Aslan ödülünü aldı. Bir süreliğine Amerika’ya gidip Chicago’da Illinois Üniversitesinde reklamcılık eğitimi aldı.[4] Daha sonra Türkiye'ye dönünce Tarkan'ın klip çekimlerini yapan ekipte çalışmaya başladı. Albümleri 1995: Ayrılık Olmaz 1998: Yine Bir Başıma 2005: Kabul Et 2010: Lütfen Yaz Gelsin (Single) 2010: Çok Daha Ötesi 2014: Karavan Kaynakça ^ a b "MÜYORBİR Asil Üye Listesi" (PDF). muyorbir.org. 19 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Nisan 2017. ^ Duvar, Gazete (11 Şubat 2023). "Osman Saffet Arolat'ın ardından kardeşi Neşet Arolat vefat etti". www.gazeteduvar.com.tr/osman-saffet-arolatin-ardindan-kardesi-neset-arolat-vefat-etti-haber-1645337. Erişim tarihi: 20 Ocak 2024. ^ "Metin Arolat hayatının dramını anlattı! Gözyaşlarını zor tuttu". www.hurriyet.com.tr. 5 Mayıs 2021. 30 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ocak 2024. ^ "Metin Arolat Bİyografisi". biyografi.info. 19 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Aralık 2014. Dış bağlantılar Resmî site Discogs'ta Metin Arolat diskografisi Twitter'da Metin Arolat Facebook'ta Metin Arolat Instagram'da Metin Arolat Spotify'da Metin Arolat 23 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Kategori: İzmir doğumlu erkek şarkıcılar1972 doğumlularYaşayan insanlarTürk erkek pop şarkıcılarıDokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde öğrenim görenlerTürk video klip yönetmenleri1990'ların şarkıcıları2000'lerin şarkıcıları2010'ların şarkıcılarıRaks Müzik sanatçılarıDokuz Sekiz Müzik sanatçılarıPoll Production sanatçıları2020'lerin şarkıcıları Metin Arolat Şarkıcı Genel Bakış Şarkılar Dinle Albümler Videolar Dert Değil Ayrılık Olmaz · 1995 Psikoloji Kabul Et · 2005 Elveda Yine Bir Başıma · 1998 Hata Bende Yine Bir Başıma · 1998 Karavan Karavan · 2014 Sarı Saçların Çok Daha Ötesi · 2010 Salla Gitsin Yine Bir Başıma · 1998 İzmir Çok Daha Ötesi · 2010 Ruhum Seninle Kabul Et · 2005 Yandım Yar Diye Yine Bir Başıma · 1998 Kabul Et Kabul Et · 2005 Yine Bir Başıma Yine Bir Başıma · 1998 Cilveli Yarim Ayrılık Olmaz · 1995 Sensizliğimin Şarkısı Kabul Et · 2005 Vay Vay Vayyy Karavan · 2014 Kalpten Gidenin Çok Daha Ötesi · 2010 Deli Bu Deli Çok Daha Ötesi · 2010 Lütfen Yaz Gelsin Çok Daha Ötesi · 2010 Belki Biryerlerde Kabul Et · 2005 Gidenlere Yandım Kabul Et · 2005 Ah Ne Yalan Yine Bir Başıma · 1998 Kör Kurşun Kabul Et · 2005 Gel de Anlam Kat Kabul Et · 2005 Ayrı Masalar Kabul Et · 2005 Hani Aşkın Tertemizdi Kabul Et · 2005 Şeytana Uyma Yine Bir Başıma · 1998 Yatsam Yanına Ayrılık Olmaz · 1995 Ayrılık Olmaz Ayrılık Olmaz · 1995 Yanıyorum Ayrılık Olmaz · 1995 Ben Sana Böyle Hasretken Yine Bir Başıma · 1998 Aşk Yakar Ayrılık Olmaz · 1995 Yetmiyor Valla Kabul Et · 2005
0 notes
mariacallous · 10 months ago
Text
The Freedom of Expression Association, a non-profit in Turkey,  announced on Tuesday that access to Mezopotamya News Agency had been blocked by a court decision in Erzurum province in what appears a continuum of government pressure on the news agency which was subject to similar court orders and arrests of its journalists in the past.
“Mezopotamya Agency’s domain name mezopotamyaajansi35.com was blocked from access by the Erzurum 1st Criminal Court’s decision … on the grounds of national security and protection of public order,” the association wrote.
The news agency, which operates in Kurdish, Turkish and English and focuses on Kurdish issues, has been under the pressure of the Turkish government for a long time.
The same URL was previously blocked by another court order in 2021, for the same reasons. Mesopatamya News Agency started to use mezopotamyaajansi.net to avoid court access bans.
Three reporters from the agency, Semra Turan, Delal Akyuz and Tolga Guney, along with Melike Aydin from JINNEWS and Cihan Basakcioglu from Gazete Duvar, were detained in police raids on their homes on February 13. The stated reason for the detentions was their alleged “membership of a [terrorist] organization.
Dozens of Kurdish journalists from Mezopatamya News Agency were detained, arrested or investigated in the last few years.
Agency editor Dicle Muftuoglu was released from prison on February 29 after spending 10 months there. Similarly to Muftuoglu, agency editor Abdurrahman Gok was released after 225 days in prison on December 5. He was in pre-trial detention for alleged membership of a terrorist organisation and terrorist propaganda.
According to a report by Germany’s Friedrich Naumann Foundation for Freedom in June 2023, the Turkish government copies the Russian government’s handbook in using courts to target journalists and media houses.
In February alone, 866 URLs were blocked by Turkish courts, the Media and Law Studies Assocation, MLSA, announced, adding: “Criticising the government is banned.”
Media organisations and rights groups say that Turkey under President Recep Tayyip Erdogan has become one of the world’s worst jailers of journalists, also exerting pressure on the media through court cases, fines and prison sentences.
Turkey ranked 165th out of 180 countries in 2023 in the latest press freedom index issued by the watchdog organisation Reporters Without Borders, RSF.
0 notes
yuksekovahaber · 11 months ago
Text
İzmir’de gazetecilere operasyon: MA, JINNEWS ve Gazete Duvar muhabirleri gözaltına alındı
http://dlvr.it/T2gZTT
0 notes
aynodndr · 1 year ago
Text
Tumblr media
SOSYAL YAŞAMDA DEĞİŞİME DOLUDİZGİN
SANA ve VİTA Dönemi
1950’lerin ikinci yarısından öte, bazı temel gıda maddelerinin sıkıntısı çekiliyordu. “Sana” ve “Vita” yağ kuyruğu meselâ… “Sana” paketi, el kadardı, “Vita” ise 20 kiloluk tenekelerde satılırdı. Daha ziyade büyük ailelerin, lokantaların tercihiydi ve hiçbir şeyi ziyan etmeyen halk, bu tenekelere ya üstten tahta kulp takar su taşımada kullanırdı; ya da içlerine toprak doldurup duvar diplerine dizer çiçek ekerdi.
Her Ürünün Ayrı Kuyruğu Vardı
Hangi malın hangi bakkala geldiğini duyan, orada kuyruk olurdu; kahve için “kahve kuyruğu”, şeker için “şeker kuyruğu” gibi… “Gedikpaşa Caddesi”ndeki fırına bitişik bakkala gelen “pirinç” için annem beni de kuyruğa sokmuştu. O da arkalarda bir yerde galiba “şeker” için kuyruktaydı. Semtin yegâne doktoru olan anneme saygı duyan esnaf, gelen malzemeden alacağımız kadarını ayırırdı. Annem ayrıcalığı sevmezdi, mutlaka sıraya girerdik. Sıramız gelince de sakladığı yerden çıkarır verirdi.
Güleryüzlük Tombul Ekmekler
O alışverişlerden en çok aklımda kalanı, sırtlarında hangi fırına a,t oldukları yazılı minik etiketler taşıyan ekmeklerin kiloluk olmasıydı; fiyatları da 30 kuruştu. Üzerinde adeta dişlerini göstererek gülümseyen ağız benzeri yarığı ile yuvarlak ve tombul bir yüz gibiydiler. Fırının vitrininde sıra sıra dizilip yoldan geçenlere gülücük atarlardı. Odun ateşinde pişen bu halis esmer buğday ekmeğinin dilimleri büyük ve doyurucu olurdu. İki annem ile ben onu çabuk bitiremezdik, bu yüzden 15 kuruşa yarım ekmek alırdık.
Sonra beyaz ekmek ve francala modası çıktı, herkes elektrikli fırınlarda pişen hamurları yemenin keyfine varıp mide fesadına uğradı. Şimdilerde sündürülmüş "sandviç" gibi 300 gramlık bir şeyi "ekmek" diye alıyoruz ya, helâl olsun, bize...
Tepsi Börekleri, Kebapları
Ekmek haricinde, belli saatlerde, evlerden tepsi börekleri, tepside çeşitli kebaplar, et yemekleri, pişirme ücreti karşılığı fırına gönderilirdi. “Fırınlı ocaklar” çıktıktan sonra, mahalle fırınları yavaş yavaş gözden düştü.
Buz Konan Dolaplar: Buzdolapları
Alışverişlerimiz sırasında, bazen de kuyrukta beklerken, bir kamyonete yüklenmiş uzun buz kalıplarının kasap ve lokantalara dağıtıldığını görürdüm. Kesitleri kare biçiminde ve üzerleri talaşla kaplı olurdu, hatta çuval ile sarıp sarmalanırdı. Taşımak için de boyları bir metreyi bulan buzlara iki ucundan kanca takılırdı. Sonradan öğrendim ki, etler veya soğuk tutulması gereken yiyecekler için bunlar, özel fabrikalarda üretiliyordu. Dükkâna veya lokantaya gelince de özel dolaplara konuyordu.
Telli Dolap Dönemi
Çoğu şeyi taze alır ve tüketirdik, evde bayatlaması bir yana, henüz “buzdolap”ları evlerimize girmediği için “tellİdolap”larımız vardı. Sineğe, böceğe engel olmak için ince tel kaplı, bazen çekmecesi de olan, ahşap kafeslerdi. Raflarına ekmek, kısa süreli et veya kıyma, sebze konurdu. Bir sonraki öğünde yemek üzere, artan yemekler de saklanırdı. Çekmecelerine çatal, kaşık konurdu. Mutfağın esintili bir yerine yerleştirilir ve hava cereyanı, doğal kuruluğunu ve serinliği sağlardı.
Derken kasaplardaki buzluklar ile telli dolap birleşti ve yabancıların “frigidare” (soğutucu) dedikleri “Buzdolabı” önce gazete reklamlarında belirdi ve hızla evlere girdi.
Mutfak m Makine Dairesi mi?
Yeni gelişmeler, icatlar, buluşlar ile birlikte, yaşam tarzımız da değişiyordu. Rafları süsleyen mütevazı kap kaçak dolaplara girdi., Ocakların biçimi değişti, Hanımların gün boyu yaşadıkları, büyük bir özenle adeta oturma odası olarak da kullanılan mutfaklar, Batı’nın yaşam tarzına göre yeniden düzenlendi. Kahvaltı ve yemek masası, eskilerin dokunulmaz saydıkları misafir odasının salon salamanje denilen kısmına taşındı.
Derken sınır kapıları, işçi olmak amacıyla insanlar Avrupa’ya ihraç ediliı6ken; biriktirdikleri Türk lirasını, Dolar ve Marka çeviren ev kadınları da yurtdışı çıkarması yaptılar. Amerikan Pazarlarında gördükleri mutfak araç gerecinin daha da fazlasını ele geçirmek üzere ortalığı tozu dumana kattılar. Sonuçta mutfaklar, çeşitli kesici, dilimleyici, sıkıcı, sarıcı, öğütücü, yoğorucu aletler; çeşitli fincan, bardak, tabak çanak takımları; fırınlı ocaklar, ızgaralar; bulaşık makinesi, buzdolabı, hatta çok nadir de olsa çamaşır makinesinin yer aldığı bir makin odasına dönüştü.
Sonra ne oldu? Artıklar bulaşan bu makinelerin temizlenmesi sorun oldu. ☹ Giderek yavaş yavaş az kullan9lan makineler terkedildi, paylaşıldı… ve yeni yapılan binalarda ya en azından bir kahvaltı köşelisi yapıldı veya sahipleri tarafından tadil edilerek genişletildi. Salon ve oradalş yemek masası, yüzyılların geleneğine uyularak, Misafi Odası dokunulmazlığına büründü.
Hayat bir döngüden ibaret, tüm yaşanmışlıklara selam olsun 😊
Sevgiyle ve sevgide kalın dostlarım.
Selma Mine
Not: Fotoğraflar alıntı olup, tarafımdan düzenlenmiştir.
2 notes · View notes
mltmdgci · 1 year ago
Text
Toplumsal cinsiyet rollerinin 'Dünyanın Öteki Yüzü'ne yansımaları-Gazete Duvar
Yasemin Şengör yazdı. Meltem Dağcı; ilk öykü kitabında kadının hayata tutunma ve birey olma savaşını, günümüz dünyasının kadınlarını, bilimkurgudan güç alan ve yer yer fantastik öğeler de barındıran gerçeküstü bir dünyada yaşatmaya çalışıyor. Özenle yarattığı öykü atmosferinde kadını, alışageldiğimiz biçimde ‘iradesi yok sayılan, rüyaları çalınan, engellenen, toplumsal cinsiyet eşitsizliği…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
haberlersondakikaguncel · 1 year ago
Text
Cumhurbaşkanı Erdoğan ranta açılan Ayder Yaylası'nda - Gazete Duvar
Cumhurbaşkanı Erdoğan ranta açılan Ayder Yaylası’nda  Gazete DuvarCumhurbaşkanı Erdoğan, Ayder Yaylası’nda  Demirören Haber AjansıCumhurbaşkanı Erdoğan helikopterle geldi, yerinde inceledi! Vatandaşlarla fotoğraf çektirdi  MynetCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize’de Ayder Yaylası’nda  İhlas Haber AjansıErdoğan, ‘Kirlettik, rezil ettik’ dediği Ayder’e gitti  Sözcü
View On WordPress
0 notes
botantimes · 20 days ago
Text
Wezîrê Karên Derve yê Iraqê: DAIŞê çekên nû bi dest xistine - Gazete Duvar, Rûdaw
Li gor gotinên Wezîrê Karên Derve yê Iraqê, DAIŞê li rojhilatê Sûrîyê çekên nû bi dest xistiye û xurt bûye. Hêzên DAIŞê li ser sînor xurt bûne Wezîrê Karên Derve yê Iraqê Fuad Huseyîn û Wezîrê Karên Derve yê Umanê Badr el-Busaîdî li Bexdayê civînek pêk anîne. Di civînê de rewşa ewlehîya herêmê hatiye nirxandin. Huseyînî dîyar kiriye ku çalakîyên DAIŞê li ser sînorê Sûrîye û Iraqê zêde bûne.…
0 notes
karaca2508-blog · 1 year ago
Text
Amasra'da isg önlemi: Okuma yazma bilmeyen madenciye yazılı sınavda 100 puan aldırmışlar
Tumblr media
Bartın'ın Amasra ilçesinde tuhaf isg önlermi... 43 madencinin hayatını kaybettiği patlamanın yaşandığı Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ait Amasra Taşkömürü İşletmesi'nde, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sınavlarında da sahtecilik yapıldığı ortaya çıktı. Maden patlamasıyla ilgili davanın bugün görülen ve 16 Ekim'e ertelenen duruşmasında, yaralı kurtulan işçilerden İzzet Ak'ın katılma talebi alındı. Ak, duruşmada avukatların sorularını da yanıtladı. Amasra'da isg önlemi Madende hayatını kaybeden işçilerin avukatlarının işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili sorularına yanıt veren İzzet Ak, sınavlar ve verilen eğitimlerin formaliteden ibaret olduğunu belirtti. "Ben okuma yazma bilmiyorum ama soruları önceden biliyorduk" diyen Ak, 2019'da madende iş başı yaptığını söyledi. PATLAMADA KARDEŞİNİ KAYBETTİ Kardeşi Soner Ak'ı patlamada kaybeden İzzet Ak'ın dava dosyasına giren işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimleri ile sınav sonucuna Gazete Duvar ulaştı. Okuma yazma bilmeyen Ak'ın eğitim ve sınav kağıtlarındaki el yazılarının farklı olduğu göze çarpıyor.
Tumblr media
Okuma yazma bilmeyen İzzet Ak, yazılı sınavda 100 tam puan aldı. TAM PUAN VERİLMİŞ İzzet Ak, 2021 yılında yapılan sınavda 100 tam puan alıyor. Ak'ın eğitim ve sınav kağıtlarının altında Amasra TİM'in (Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi) iş güvenliği uzmanı ile İşçi Sağlığı ve İş güvenliği Şube Müdür Vekilinin imzası bulunuyor. Ak'ın 2021 yılında girdiği sınava diğer madenciler de alındı. Madencilerin birçoğunun sınavda 90 ve üzeri puan aldığı görülüyor. Read the full article
0 notes