#Güvercin 2.Bölüm
Explore tagged Tumblr posts
Video
youtube
Neşesi Bilir - Serpil Çakmaklı ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (2/4 Fant... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/FN1hlQUojPE ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Neşesi Bilir - Serpil Çakmaklı ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (2/4 Fantezi) Söz: Mehmet Tekin Müzik: İlyas Tetik Yapım: Güneş Plak Prodüktör: Mustafa Güneş Aranjör: Osman İşmen Yönetmen: İlyas Tetik Stüdyo: Arı Yapım Tonmaister: Sıtkı Acim - Kemal Cankaya Fotoğraf: Erol Atar NEŞESİ BİLİR O yansın derdine gittiği için Onu benim kadar kim sevebilir Sanmasın Kahrımdan öleceğimi Dönmezse dönmesin neşesi bilir Benden ayrılmakla kendi kaybetti Onun kaprisini kim çekebilir Eskisinden Daha Mutluyum Şimdi Dönmezse Dönmesin Neşesi Bilir 2.Bölüm Bir aşka ömrümü bağlayamam ben Gİdenin ardından ağlayamam ben Bİr vefasız için yas tutamam ben Dönmezse dönmesin neşesi bilir NAKARAT Hakkında Serpil Çakmaklı, Türk sinema oyuncusudur. Vikipedi Doğum: 19 Mayıs 1962 (61 yıl yaşında), Eskişehir Eşi: Yalçın Dümer (e. 1993–1995) Çocukları: Merve Dümer Ebeveynleri: Emine Aslan Albümler: Neşesi Bilir / Üzülmedim Ki Serpil Çakmaklı Prenses filminin afişinde Serpil Çakmaklı Doğum Şener Dönmez 19 Mayıs 1962 (61 yaşında) Eskişehir, Türkiye Milliyet Türk Meslek Oyuncu Etkin yıllar 1978-günümüz Evlilik Mert Çakmaklı (e. 1978; b. ?) Can Apa (e. 1990; b. 1992) Yalçın Dümer (e. 1993; b. 1995) Çocuk(lar) 1 Serpil Çakmaklı (gerçek adıyla Şener Dönmez; d. 19 Mayıs 1962; Eskişehir[1]), Türk sinema oyuncusudur. Hayatı Eskişehir'de doğdu. Sinemadan önce mankenlik yaptı. 1980'li yılların başında TRT televizyonunda yayınlanan Alçaktan Uçan Güvercin adlı mini dizi filmle üne kavuştu. Birçok sinema filminde rol aldı. İlki 16 yaşında olmak üzere üç evlilik yaptı.[2] Sahnelerde solistlik de yapan Çakmaklı 4 albüm çıkardı. Filmografi 1980: Devlet Kuşu 1980: Huzurum Kalmadı 1981: Yüz Karası/Şöhretin Sonu 1981: İtirazım Var 1981: Acı Gerçekler 1981: Şaka Yapma 1981: Yaşamak Bu Değil 1981: Sevdalım 1981: Mutlu Ol Yeter 1982: Yürek Yarası 1982: Bir Pazar Günü 1982: Tomruk 1982: Günaha Girme 1982: Çayda Çıra 1982: Beni Unutma 1983: Yıkılan Gurur 1983: Yaktı Beni 1984: Yaşadıkça 1985: Yılanların Öcü 1985: Bu İkiliye Dikkat 1985: Biz Bir Aileyiz 1985: 14 Numara 1986: Kafesteki Kadın 1986: Değişim 1986: Allı Dudaklım 1986: Güzelim 1986: Sıcak Geceler 1986: Prenses 1986: Yollu Dilber 1987: Papatya 1987: Sevgiye Hasret 1987: İşte Kadın 1987: Alnımdaki Bıçak Yarası 1987: Pusu 1987: Vurgun 1987: Patroniçe 1987: Patroniçe 2 1988: Sevince 1988: Dört Köşe Dünya 1988: Sen ve Ben 1988: Gazeteci Kız 1988: Ateş Gibi 1988: Sevgili Bayan 1989: Şahane Evlilik 1989: Şöhret Tutkusu 1990: Çılgın Aşıklar 1990: Bir İçim Su 1990: Aşkın Kesişme Noktası 1993: Çok Özel İlişkiler 1993: Gecem ve Gündüzüm 1996: Drejan 2003: Çığlığın Dağlarda Yükselir Diskografi 1990: Üzülmedim ki & Neşesi Bilir 1991: İkimiz de Seviyoruz 2000: Bir Seni Tanırım 2009: Yana Yana Kaynakça ^ "Arşivlenmiş kopya". 14 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Haziran 2015. ^ "Arşivlenmiş kopya". 2 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Nisan 2018. Dış bağlantılar IMDb'de Serpil Çakmaklı SinemaTürk'te Serpil Çakmaklı Kategori: Yaşayan insanlar1962 doğumlularEskişehir doğumlu oyuncularTürk kadın modellerTürk kadın sinema oyuncuları Üzülmedim Ki Neşesi Bilir / Üzülmedim Ki · 2020 Aklımdan Çıkmıyorsun Neşesi Bilir / Üzülmedim Ki · 2020 Sevdim Neşesi Bilir / Üzülmedim Ki · 2020 Neşesi Bilir Neşesi Bilir / Üzülmedim Ki · 2020 Gönlünde İzim Var Neşesi Bilir / Üzülmedim Ki · 2020 Senin Gibi Yarim Olsun Neşesi Bilir / Üzülmedim Ki · 2020 Beni Böyle Mi Sevdin Neşesi Bilir / Üzülmedim Ki · 2020 Yak Ne Varsa Benden Kalan Neşesi Bilir / Üzülmedim Ki · 2020 Bir Hatıram Bulunsun Neşesi Bilir / Üzülmedim Ki · 2020 Ayrılmasaydık Neşesi Bilir / Üzülmedim Ki · 2020 Hatırlasana Neşesi Bilir / Üzülmedim Ki · 2020
0 notes
Text
RAHMETLİ KUŞUMUZ HİLMİ ve TOPLUMSAL CİNSİYET KAVRAMI GİBİ BİR ŞEY
Bölüm 1: Meseleye yürekten bir giriş
İnsanlık tarihi de hayvanlık tarihi de hayatta kalma azminin taçlandırdığı hikayelerden ibarettir. Yaşamak için şekilden şekile giriyoruz, yerlerde sürünüyoruz, debeleniyoruz, uçuyoruz, parfüm sıkıyoruz, canımızı veriyoruz, helak oluyoruz. “Yeter ki ben yaşayayım, yeter ki ölmeyeyim geri kalan herkes ve her şey y.rrağımı köküyle yesin” düşüncesiyle sürekli birbirimizin madden ve manen üzerine çıkıyoruz, birbirimizi eziyoruz, çiğniyoruz. Sürekli bir itiş kakış… Bir rahat durulmuyor amk yerinde (Dünyamız). Sonra ne oluyor; her yer çöp doluyor, pislik oluyor, hastalık çıkıyor, virüs çıkıyor. Yine öyle olmuştu, virüs çıkmıştı. Takvimler 2005 yılının Ekim ayını gösterdiğinde ülkemiz çağ dışı bir hastalıkla tanış oluyor, tokalaşıyor, öpüşüyordu: Kuş Gribi yani Avian Influenza ve dahi TAVUK VEBASI. Allahım bu nasıl bir terimdir, bu ne medeniyet örseleyici bir tamlamadır. Ben kendimi bildim bileli kanatlı hayvan mentalitesine, kanatlı hayvan öfkesine, cehaletine karşı ne kadar tahammülsüz olsam da yine de kendilerine karşı oldukça objektif bir tutum takınmaya çalışmışımdır. Hiçbir kanatlı ile münakaşaya girdiğim, lüzumsuz kavgalara soyunduğum görülmemiştir. Baktığımızda ataları dinozor familyasının önde gelen şahısları olan bu varlıkların evrimle şimdiki vasıfsız ama sempatik işçi statüsüne dönüşmesi, “Yeter ki bana bir şey olmasın, aman ben ölmeyeyimcilik”ten, “Yeter ki ben yaşayayımcılık”tan kaynaklanmıyorsa beni şuracıkta yatırın gıcır gıcır kesin. Tabi dededen kalan bağları bahçeleri, dükkanları savıp satıp, kala kala bir göz gecekonduya talim eden müsrif bir sülale gibi geçmişin sitemkar ihtişamı genetik kodları içinden onlara fısıldamaktadır: NEYDİK NE OLDUK BE...
Bölüm 2: Ölüm bazen SMS yoluyla gelir
Tanıdığım birçok insanın insan öfkesi değil kanatlı öfkesine sahip olduğunu düşünmüşümdür. Sanki kadim ve yüksek bir bilincin kayıp nesilleri gibi, bilgeliğin pul pul olup dökülerek kelleştiği yerlerini minnoş gagalarıyla yara sanıp daha da didikliyorlar. Küçükken kendini bir şey sanan havalı bir horoz tarafından sebepsiz yere zorbalığa maruz bırakılmıştım. Sağ yanağımda izini gururla taşıdığım bir direniş yarası mevcuttur. Belki tüm bu düşüncelerim o karanlık zamanlardan mirastır bana. Kim bilir? Ben bilirim. İşte bu altı boş kibirleriyle, ani parlamalarıyla tavuklar (horozlar da dahil) benim için cehaletin en şaşalı, en emsalsiz sembolüdür. Rahmetli George Orwell ölümsüz eserinde “Dört ayak iyi iki ayak kötü” derken insanın aşağılığını değil tavuğun cüretkar eğitilmezliğini kastediyordu bence. Meselemize dönecek olursak ister insan, ister tavuk, ister keklik, ister paçalı güvercin olsun, bu canlıların hudut tanımaz hevesleri dünyaya nur topu gibi yeni bir salgın hediye etmişti. Ülke çapında büyük bir teyakkuza geçiliyor, kanatlı hayvanlara karşı akıl almaz tavırlar sergileniyor, adeta Kristallnacht’ı anımsatan tüyler ürpertici bir ortamda kanatlı hayvan çiftlikleri ve kümesler ateşe veriliyor, tek yakalanan bazı kuşlara yumruk atılıyordu. Vahim olaylar patlak verdiğinde İstanbul’dan Eskişehir’e doğru ilerleyen bir trendeydim ve annemden o acı haberi SMS vasıtasıyla almıştım “Ozan Hilmi öldü”. Lost Highway’in açılış sahnesinde de yüzünü görmediğimiz bir karakter, bir şahsın evine gidip ziline basıp “Şenol Yazılım’a iki çay biri --> açık” der gibi bir rahatlıkla “Dick Lorant is dead” diyerek aslında ölüm haberinin nasıl bildirilmesi gerektiği konusunda şık bir ders vermiştir. Haberi alan adam da “Hadi yaaa” ya da “Allah taksiratını affetsin” dememiştir. David Lynch öyle şeyler dedirtmez adama. Umarım hayattadır kralın, sağlığı & afiyeti yerindedir. Öldüyse de Allah rahmet eylesin, bu aralar herkes ölüyor çünkü. Hilmi yaklaşık 2 yıldır aile evimizde ikamet eden muhabbet kuşumuzdu bizim. Hayatı dolu dolu yaşamayı bilen, çevresine saygılı, uçmaktan ziyade yürümeyi tercih eden bir kuştu. Annemin yoğun çabaları sonucu bir yılda ancak “cicikuş”, “Aşkıımm” “Serserii” ve “Ozaaannn nerdesin Ozaann fiyup fiyup” demeyi öğrenmişti. Ki birçok eski sevgilim de cicikuş dışında kalan kelimeleri ancak o süre zarfında demeyi öğrenmişti. İlginç. Hayvanlardan öğreneceğimiz çok şey var. Trende yanımda oturan teyzeye “Kuşumuz ölmüş teyze, beyaz üstüne mavi spreyli gibiydi rengi, ah be Hilmi, sensiz ne yapacağız. Gerçi az çok belli ne yapacağımız…” demek istedim ama teyze uyuyordu. Trene bindiğimde de uyuyordu, inerken de uyuyordu. Belki de teyze de ölmüştür. Ölmüşse Allah kendisine rahmet eylesin.
Bölüm 3: Geçmişin kanatları ve İl Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü
Eve geldim. Annem kaygıdan yanmış bronzlanmış, babam salonda Ali Kırca’dan haberleri alıyor, kız kardeşim ise odasında ağlıyordu. Açık konuşacağım; Hilmi’nin ani vefatı, genel konjonktür nedeniyle evimizin mensupları arasında derin bir üzüntüden ziyade annemin liderliğinde bir panik dalgasıyla karşılanmıştı. Kuş gribi salgınında ölen bir kuş, en rasyonel zihne bile şüphe tohumlarını minik gagasıyla getirip eker, tumturaklı bir “Hmmmmmmm” dedirtir insana, yalan yok. Renksiz bir hoş geldin beş gittin faslından sonra sordum: “Nerde?”. Annem kafasıyla yaptığı bir hareketle yalnızca benim görebileceğim bir yön oku çıkardı. Hilmi’nin naaşı benim odamdaydı. Yaklaşık altı senedir İstanbul’da ikamet ettiğim için annem odamı yeni & mini oğluşuna tahsis etmişti. Ayda bir Eskişehir’e geldiğimde iki genç erkek olarak o odada kalıyor, uyuyor, uyanıyor, ikili ilişkilerimizi pekiştiriyorduk. Bazı sabahlar Hilmi’nin kulağımı o pembik diliyle emer gibi hareketleriyle uyanır, kendisini omzuma alır, dönemin popüler müzik parçalarını yüksek ve dinamik bir sesle yorumlardım. “Ufak at, biraz ufak at da civcivler yeessiin, ne kadar da, ne kadar da ah havalı şeysssiinn”... İlginçtir, bir muhabbet kuşu olarak Hilmi’nin en sevdiği, en güvendiği şarkı içinde civciv geçen bir şarkıydı. Şarkıyı icra ederken aynanın karşısında dizlerimi kırmak suretiyle aşağı yukarı hareket eder, yarattığım ivmeyle oluşan Hilmi’nin kanat açışlarına gülerdim. “Havaya attığınız taşın bir bilinci olsaydı, yere kendi iradesiyle düştüğünü sanırdı” lafı hoş bir laftır. Bence Hilmi’nin de kaliteli bir bilinci olsaydı tüm bu yaşananların manyakça ama hoş şeyler olduğunu bir nebze olsun idrak edebilirdi. Toprağı bol olsun. Odamdan içeri girdiğimde her şey yerli yerindeydi fakat kafes yoktu. “Anneee! Yok burdaaa...” diye ünledim. “Balkona koyduk, çıkacaksan ağzına bir şey kapat çık bak” diye cevapladı annem. Balkonumuz, zafer sarhoşu ve kişisel hırslarına yenik düşmüş bu büyük mülk savaşçısının (annemin) yazgısına boyun eğmiş ve kapatılmıştı. Kapalı balkon... Oksimoron kelimesini bizzat kendisini anlam sektöründen istifa ettirecek bir kavram. Balkona çıktım, ağzıma bir şey kapadım, Hilmi’nin kafesi gazete kağıdıyla sarılmıştı. Kağıdı yırtmadan açtım. Kafesin tabanında sırt üstü yatıyordu ve altında da gazete kağıdı sarılıydı. Görsel hafızam ölülerin sadece üzerine gazete kağıdı örtülür bilgisini koşa koşa beynimin idrak mevkiine getirdi. Ama merhum bir muhabbet kuşu olunca garibanın dünyası alt üst oluyor, halısı aynı zamanda kefeni oluyordu. Kendimce beğendiğim bir metaforun da verdiği huşu ile üzüldüğümü hissettim ama hayvancağızın naaşının balkonda bekletilmesi, işin içinde bir plan olduğunun göstergesiydi. Tekrar içeri girdim küçük kız kardeşim ağlıyor ve de bağırıyor: “Ben de bakçam, bana ne, benim kuşumdu o...”. Ya kardeşim, şimdi burada aidiyet üzerinden bir kavga yok, giden gitti ve hepimizden bir parça aldı gitti. Ayrıca kuş asla senin değildi. “Kızım şimdi adamlar gelip alıcak Hilmi’yi, dokunmak bakmak yok” dedi annem kız kardeşime. Devamında da Kuş Gribi konjonktüründe ölen muhabbet kuşumuzun, ara sıra havalandırıldığı kapalı balkonumuzda, açık pencereden başka kuşlarla muhabbete girdiğini, belki biz görmezken düşündüğümüzden daha fazla yakınlaşmış olabileceklerini, Hilmi’nin Kuş Gribi’nden vefat etmesinden şüphelendiğini serinkanlı bir seri katil vakurluğunda anlatmadı, şaşalı bir vehamet ve telaş içinde bize aktardı. Birazdan İl Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden veteriner ekip gelip alıp inceleyecek dedi. Tüm yaşananlara rağmen babam salonda Ali Kırca ile erkek erkeğe hayatına devam ediyordu. 15 dakika sonra İl Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden suratları maskeli, tulumlu, beyazlar içinde iki adet adam geldi. Beyazlar içinde deyince aklıma hep Rober Hatemo’nun Beyaz ve Sen adlı ölümsüz eseri geliyor. “Ey tanrım dayanabilir miyim buna ben, Yardım et çıkar onu at aklımdan lütfen, Taşıyamayabilirim düşerim birden, Ne de güzel olmuşsundur beyazlar içinde sen”. Hem yaşadıklarımıza uyuyor, hem de beyazlar içinde olma kısmı uyuyor. Gerçi Hatemo beyaz derken gelinlikten bahsediyor ama İl Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nden gelinlik giymiş iki görevli evimize gelse kuş gribinden daha büyük bir panik yaşanabilirdi evde. Çünkü bizim evde erkekler erkek, kadınlar kadın gibi giyiniyordu. Gerçi babam bazen annemin terlikleriyle çöp atmaya çıkıyordu ama buna tam manasıyla lezzetli bir crosdressing denemezdi. Bu oldukça cesur ve dehşet verici bir pragmatizm pratiğiydi. İl Tarım ve Crossdressing Müdürlüğü...
Bölüm 4: Uyumaya ihtiyacımız var
“KUŞ NEREDE HANFENDİ” dedi önden giren görevli. Fazla zaman kaybetmek istemiyorlardı. Annem mihmandarlık yaptı, içeri doğru hareket ettiler. Hilmi’yi çıtçıtlı poşet gibi bir şeyin içine koydular, ama poşeti bir çantaya falan koymadılar öyle poğaça gibi elde taşıdılar. Kardeşim iyice fıttırdı. Görevliler evden giderken annem “Sonuç ne zaman belli olur?” dedi. Adamlar ayakkabı çekeceği istedi. Annem bir saniye durakladı, evhamlandığını anlamıştım ama görevlilere çekeceği uzattım. “Valla şimdi bugün ne günlerden, Cuma. Yetişirse bugün bi bakılır ama çıkmış olabilirler. Cuma günü tutamıyorsun dairede kimseyi, Cuma’ya diye çıkıyor bazısı Pazartesi görüyorsun adamı bir daha. En kötü haftaya belli olur sizin...” dedi ve çekeceği bana uzattı görevli. Merdivenlerden inmeye başladılar son bir kez kapımıza doğru bir bakış sezdim. “Bir şey olmaz ya korkmayın” gibi bir gülümsemeydi ya da bana öyle geldi diyebiliriz. Kapı kapanır kapanmaz annem ayakkabı çekeceğini çamaşır suyuyla sileceğini, içimizi ferah tutmamız gerektiğini belirtti. İçini ferah tutması gereken tek kişi kendisiydi aslında. Yemek vakti gelmişti ve babamın gözü hala Ali Kırca’daydı. Mutfakta da küçük bir televizyonumuz olduğu ve bu ilişkinin yemek yerden de devam edebileceği annem tarafından kendine bildirildi. Yemeğe oturduk, kardeşim huysuz, annem düşünceli, babam normaldi. Ben de hepsinin bir karışımı bir tavırla annemin onca trajedi içinde nasıl fırsat bulup da özene bezene yaptığını anlamadığım İslim Kebabı’na gömülmeye karar vermiştim. O gece Hilmi dışında herkes uyuması gereken yerde uyudu.
Bölüm 5: Erkekliğim yollarıma pusu kurmuş beklemekte
Eskişehir’de kaldığım o bir hafta boyunca her gün Hilmi ve ölüm sebebi hakkında akıl almaz iddialar öne sürülüyor, ateşli tartışmalar yaşanıyordu. Annem, Kuş Gribi teşhisi gelirse ne yapacağımızı, viral hastalıklar konusunda uzmanlığı en az benim kadar olan teyzeme danışıyor, teyzem de içeriğinde sarımsak ve zencefil bulunan bazı tedavi yöntemleri üzerinde durduklarını bildiriyordu sanırım. Annem erkeklerin bu noktada kesinlikle işe yaramayacağını, Hilmi’nin cinsiyeti, benim okulu 2 sene uzatmış olmam ve babamın bu süreçte sadece Ali Kırca’yı dikkate alması üzerinden anlamıştı. Evin içinde gizliden gizliye bir erkeğe örtülü şiddet dönemi yaşanıyordu. Uyanma saatlerimden bilgisayarda Fifa oynarken ettiğim küfürlere, oturma biçimimden Burzum’un Filosofem albümünün kayıt kalitesine (o anlama gelecek laflarla diyelim), hatta babamın banyodan dışarı ekolu bir şekilde taşan sümkürme sesine kadar birçok şey annem ve kız kardeşime batar olmuştu. Babamın bedensel sesleri bana da batıyordu gerçi. Olacak gibi, katlanılacak yada alışılacak gibi değildi çünkü sesler. Yüksek bir kişisel temizlik mücadelesinin nefes nefese yankılanan sesleri... Ne olursa olsun tanrıçalar kurban istemişti bir kere. Ev artık erkekler için güvenli alan olmaktan çıkmıştı. Hayvan da olsa bir erkeğin ölümü, geride kalan erkekler için cehennemin aslında bu dünyaya ait bir müessese olduğunu bir kez daha hatırlatmıştı bana. İlahi adalet mi, olasılıklar evreninden gelen bir indirim kupounu mu, buna ne denir bilmiyorum ama tam bu sırada o mucizevi telefon geldi. Hilmi’nin otopsi sonucu belli olmuştu. Hilmi sanıldığının aksine Kuş Gribi nedeniyle değil, boş yumurtlarken ölmüştü. Yani Hilmi dişi (bayan) çıkmıştı. Ölüm sebebi dişiliğinden kaynaklanan bir komplikasyondu. Bu inanılmaz haber evde anlam denen o güzel el dokuması halının altımızdan fıyt diye kaymasına, ayaklarımızın gerçeğin buz gibi mermer soğuğuyla tanışmasına neden olmuştu. NASIL OLABİLİR BÖYLE BİR ŞEY? Yıllarca oğlum, aslanım, serserim diye sevilen o şımarık şey dişiymiş. Annemin ilk lafı ��Meğer ondan o kadar sinirliydi...” oldu. Ben “Şimdi hayvanda olunca pek bir şey hissedemedim ama yakın erkek dostlarımdan birinin aslında kız olduğunu öğrendiğimde nasıl olurdu acaba, hemen götüne falan mı bakardım” diye içimden geçirirken babam kız kardeşimle ilgileniyordu. Kuşu bize satan adamın haysiyet ve şereften yoksun olduğunu bildirerek kendisini teskin etmeye çalışırken kız kardeşim ise ağlayarak Hilmi’nin yokluğunu değil, varoluşunu kabul etmiyordu: HAYIR O ERKEKTİ, ERKEK! Belki de gerçekten erkekti Hilmi, kadın bedenine hapsolmuş bir erkek… Ama işte kuş olunca anlaşılmıyor. Gerçi cere kısmından anlaşılıyormuş da hiç dikkat etmemiştik hayvanın cere kısmına.
Emekli Org. Erk. Sjw. Ozan Akyol
(Uykusuz Yaz özel sayısı no:2′ de yayınlanmıştır. Temmuz, 2020.)
(Vinyetler: Orkun Bozkurt)
27 notes
·
View notes
Text
Ahura - Gafil Gezme Şaşkın ("Güvercin" Dizi Müziği)
Ahura – Gafil Gezme Şaşkın (“Güvercin” Dizi Müziği)
Başrollerinde Mehmet Ali Nuroğlu, Almila Ada, Menderes Samancılar, Nursel Köse, Devrim Saltoğlu, Osman Albayrak, Genco Özak, Toprak Sağlam, Eslem Akar, Berke Üsdiken, Gülen Karaman, Dilan Telkök ve Gözde Fidan’ın yer aldığı Star TV’nin yeni dizisi “Güvercin”in 1 Aralık 2019 Pazar akşamı yayınlanan 2.Bölüm’ünde Ahura Ritim Topluluğu, “Gafil Gezme Şaşkın” parçasını seslendirdi.
View On WordPress
#Ahura#Ahura Ritim Topluluğu#Almila Ada#Berke Üsdiken#Devrim Saltoğlu#Dilan Telkök#Dizi Müziği#Dizi Müzikleri#Eslem Akar#Gafil Gezme Şaşkın#Genco Ozak#Gözde Fidan#Gülen Karaman#Güvercin#Güvercin 2.Bölüm#Güvercin 2.Bölüm Dizi Müziği#Güvercin 2.Bölüm Dizi Müzikleri#Güvercin 2.Bölüm izle#Güvercin 2.Bölüm OST#Güvercin 2.Bölüm Soundtrack#Güvercin Dizi Müziği#Güvercin Dizi Müzikleri#Güvercin izle#Güvercin OST#Güvercin Soundtrack#Mehmet Ali Nuroğlu#Menderes Samancılar#Nursel Köse#Osman Albayrak#OST
0 notes
Text
PSOAS (İLİOPSOAS) KASI VE YOGA/ÖZGE ÜZ
Psoas kası nedir?
Psoas kası, fiziksel stabiliteyi sağlayan en temel kas grubu. Bacaklardan başlayarak omurgaya uzanan psoas, bacaklarla bel kemiğini bağlayan tek kas. T12 omurlarından çıkan kaslar, lumbar omurlarına doğru ilerliyor ve en sonunda kalça kemiğine bağlanıyor.
Bedendeki en uzun kaslardan birisidir. Psoas kası diğer bağlantılarıyla birlikte diyaframa bağlanıyor. Nefes alıp verme sırasında harekete geçen diyafram kası aynı zamanda korku ve anksiyeteyle ilişkili birçok fiziksel semptomun yer aldığı bir bölge. Liz Koch bunun psoas ile beyin sapı ve omuriliğin bilinen en eski bölümü olan “alt beyin” ile doğrudan ilişkili olduğunu düşünüyor. Koch’a göre beyin korteksinin cümle kurma veya organizasyon kapasitesi gelişmeden çok daha önce, yaşamsal dürtülerin yer aldığı alt beyin oluşuyor ve bu bölüm en temel beyinsel fonksiyonları yönetiyor.
Bedenimize element ve kütle bilinciyle baktığımızda tüm elementlerin bir araya gelip bizi ayağa kaldırmasına aracı olan manivela, bir kastır. İnsanın ayağa kalkarak yaşam mücadelesine başlaması, Psoas kasının görevidir.
Görsel: https://ottchiropracticnw.com/psoas-muscle/
PSOAS (İLİOPSOAS) KASI VE YOGA
Fiziksel ve duygusal acıların kaynağı, yoga terapisti ve sinemacı Danielle Olson’un tabiriyle “ruhun kası” psoas’ta gizlidir. The Psoas Book kitabının yazarı Liz Koch, psaaoas için “Gerçek anlamda en derinde yatan hayatta kalma dürtümüzü somutlaştıran ve bunun da ötesinde en temel isteğimiz olan gelişimi sağlayan bir kas” diyor.
Günlük yaşamdaki aktivitelerimiz, dar kıyafetler ve duruş bozuklukları nedeniyle de günden güne iyice kasılır ve gerginleşir bu kas. Bu gerginlik zamanla insanda sırt, kalça, diz ağrıları gibi kronikleşmiş rahatsızlıklara neden oluyor ve günlük hayatı zorlaştırmaktadır, hatta başkalarına nasıl davrandığınızı, psoas üzerindeki gerginliğin duygusal durumunuzu veya kişilerle olan ilişkilerinizi dahi etkileyebileceği söylenmektedir. Psoas kası öylesine büyük ve etkilidir ki, tam olarak esnetildiği, uzadığı ve rahatladığı zaman sizi şimdiki an’a bağlamaktadır. Kısacası an’ı yaşamanıza olanak sağlamaktadır. Kalça kemiğinin yanı sıra psoas kası diyaframa da bağlanmaktadır. Nefes alıp verme sırasında harekete geçen diyafram kası aynı zamanda korku ve anksiyeteyle ilişkili birçok fiziksel semptomun yer aldığı bir bölgededir. Bu ilişkiden dolayı psoas kasının, yaşamsal dürtülerin yer aldığı en temel beyinsel fonksiyonları yöneten “alt beyin” ile doğrudan ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Korkunun yarattığı gerilimi azaltarak hem fiziksel hem de zihinsel nirvanaya ulaşmanın, özetle iç huzuru yakalamanın yolu psoas kasınızı gevşetmekten geçmektedir. Hatta bugün tüm dünyada uygulanan yoga pozlarının birçoğu, psoas kasının uzatılması ve esnetilmesi prensibine dayanmaktadır.
Psoas’ı neden gevşetmeliyiz?
İskelet sisteminin ana işlevi, yük taşımak ve yer çekimine direnç göstermektir, kasların ana işlevi ise, kemikleri hareket ettirmektir. Kaslar, yük taşımak için kullanılmamalıdır, zira bu
kasların kemikleri hareket ettirme yeteneğini sekteye uğratır ve kas yorgunluğu (fatige) neden olur. Uzun vadede kemiklerin zarar görmesi, bağlar, eklemler ve çevre dokulardaki kan dolaşımının yetersizleşmesiyle sonuçlanır. Kasların rahat ve esnek olabilmesi, yükün iskelet sistemince taşınması ve pelvisin özgürce hareket edebilmesiyle mümkündür. Bu gerçekleştiğinde diyafram ve pelvik taban kasları da gevşeyebilir, ve “hissedebilir” hale gelirler. Psoas, bir merkez kastır. Onun dinlenme boyu ve hali, yerçekimi kuvvetiyle birlikte direk olarak kemiklerin birbiriyle olan ilişkilerini, sonuç olarak eklemlerin hareket özgürlüğünü etkiler. Bu etki bir çocuk ilk defa otururken veya ayağa kalkarken yerçekimiyle karşılaştığında başlar. Psoasın yük taşımak üzere kullanılıp kullanılmadığı, kişinin yaşı ilerledikçe nasıl bir duruşu(postur) olacağını belirler. Sürekli kasılma ve yanlış kullanımdan psoas kısalmışsa bu, leğen kemiğinin ileri fırlamasına neden olur. Bunun sonucu lombar, dorsal ve servikal omurgada abartılmış kavisler görülebilir (lordos, kifos, skolyoz).Ayrıca genel olarak kasılı bir psoas gövdeyi kısaltır, iskeletin yapısal pozisyonunu etkiler, organlar için gereken iç alanı daraltır, yemeklerin sindirilmesi ve temel boşaltım sekteye uğrar, metabolizma hızı etkilenir.
PSOAS VE KORKU REFLEKSİ
İçgüdüsel olan ve kişisel deneyime bağlı olmayan tek korku “düşme korkusudur. Karmaşık bir set sinir iletisi ile meydana gelir ve flexor kasların kasılmasıyla sonuçlanır. Psoas en büyük flexor kaslardan biri olarak, korku ile hemen devreye girer. Korku refleksi daha yaşamın ilk haftalarında oluşur ve sinir-kas sistemimize yerleşir.Çok yüksek bir ses duyduğumuzda veya fiziksel zarar görme olasılığı olan ani bir durum bizi hazırlıksız yakaladığında beden korunma haline geçer. Baş omuzların arasına doğru çekilir, omuzlar kulaklara doğru yükselir, karın kasları ve hip flexor kaslar kasılır ve bedenin arkasındaki kaslar katılaşır. Korku refleksi her ateşlendiğinde psoas kasılır. Bunu yaparak uçları birbirine yaklaştırır, güvenlik hissi yaratacak bir kapanma yaratır, yumuşak, incinebilir bölgeleri (genital organlar, yaşamsal organlar, yüz) kapatarak korumaya almış olur. Kaçma ya da savaşma tüm bedeni etkileyen bir uyarımdır, sempatik sinir sistemi devreye girer, adrenalin salgısıyla kalp atışları ve nefes hızlanır. Normal koşullarda tehdit ortadan kalktığında tüm bu kaslar gevşeyerek eski haline döner. Korku refleksi, dengeleyici dinlenme süreçleri ve çözülme (kaçmak veya savaşmak) olmadan veya çok kısa sürerek, sürekli tekrar ettiğinde; bedeni bir sonraki korku refleksi/saldırıya hazır tutmak üzere sürekli gerginlik yaratan koşullanmış bir tepki ortaya çıkar. Bu gerginlik anksiyete olarak deneyimler.
STRES VE PSOAS
Stres, endişe ve korku, tipik ruhsal sağlık sorunları yarattığı düşünülür, bu nedenle doktorlar, genellikle zihni hedefleyerek tedavi belirler. Bu yaklaşım bir çok kişide işe yaramış olsa da, strese daha geniş kapsamlı bir mercekten bakmalıyız ve psoasın stresle ilişkisi dahil , bu duygusal dengesizliklere neyin sebep olduğunu anlamak için çaba göstermeliyiz.
Birçok kişi, çoğu günü masabaşı işlerde harcamak ve çoğu geceyi gündoğumuna kadar partilerde geçirmek olarak karakterize edilen, bu şekilde tekrar eden, “Amerikan Rüyası” denilen tempolu, yüksek stresli yaşam şekli peşinde koşuyor. Artan stresin ve gerilimin bir sonucu olarak, psoası sürekli kasıldığında, kas kısalır ve bel ağrısı, siyatik, disk sorunları, skolyoz (omurga eğriliği), kalça dejenerasyonu, regl ağrısı, kısırlık ve sindirim sorunları gibi olumsuz yan etkilere sebep olur.
Bu sağlık sorunlarından herhangi birini yaşıyor veya stresinizi azaltmayı veya stresten korunmayı istiyorsanız, psoası açmanıza yardımcı olan şu yoga pozisyonlarını deneyin :
o Bilinçli Savasana – Yere uzanın ve yer çekimine teslim olun.
o Anjaneyasana (Low Lunge) ve Hilal pozisyonu (High Lunge)
o Güvercin pozisyonu
o Bağdaş kurarak oturmak
o Tadasana (Dağ pozisyonu)
o Vrksasana (Ağaç pozisyonu)
Psoas kasının güçlü ve esnek kalması için
* Nefesinizin bütünlüğünü test edin, sadece göbek bölgenizin değil, pelvik bölgenizin de nefesinizin içine katılıyor olduğundan emin olun. Nefes alışını sırasında karın bölgeniz, sadece ileriye doğru değil her yöne doğru genişlesin. Özellikle leğen kemiği iç tarafını elinizle kontrol ederek Psoas kasının esneyip esnemediğini kontrol edin. Bel ve kök bölgesine doğru nefes alarak genişleyebiliyor olmaya dikkat edin.
* Her gün mutlaka baldır esnetme-uzatma egzersizi yapın. Uzun süre ayakta hareketsiz durmak, saatler boyu oturmak Psoas kasınızı kısaltır.
* Yanlış ayakkabı giymek, ayak duruşunuzu ve beden postürünüzü bozar, baldır kaslarınızı kısaltan sivri topuklulardan uzak durun. Sebepsiz rahim ve yumurtalık sorunlarınızın bazen sadece ayakkabınız olduğunu kabul etmek zordur, buna şaşırmayın hanımlar.
* Ayak bileklerinizin esnekliği Psoas kasınız için bir ölçü aracıdır. Hemen şimdi ayak bileklerinizin esnekçe 180 derece içinde hareket edip edemediğine bakın. Ayak bileği esnekliği için egzersiz yapın, özellikle su içinde yapmanızı tavsiye ediyorum, çok etkilidir.
* Korkularınız refleks halinde direk olarak Psoas kasını sıkıştırır, korkularınız varsa tespit edip yenmek için çalışmalar yapın, gerekirse yardım alın. Yaşadığınız tüm travmaları listeleyin ve travmanın çekirdek korkusunu tespit edin, Psoas kasınızı izleyerek sizde bıraktığı etkiyi gözlemleyin. Bu negatif etkiyi nötrleştirmek için nefes ile birlikte mutlaka beden egzersizi yapın. Özellikle yetişme çağındaki çocuklar için travma sonrası nefes-beden çalışması yapmasını sağlayın ki gelecek yıllara taşımasın, önemli !
* Sağlıklı bir hamile olup, bebeği güçlü kaslarla taşımak istiyorsanız Psoas kasınız çok önemli. Hamilelik öncesinde fiziksel olarak mutlaka buna hazırlanmalısınız. Hamilelik sırasında Psoas kasınız, taşıdığı yük nedeniyle kısalır. Hamilelik sırasında ve sonrasında yaşadığınız kırılganlık ve depresyon ile direk bağlantısı vardır, bu yüzden hamilelikten başlayarak mutlaka nefes ve yoga çalışması ile kasınızı gevşetmeyi öğrenin.
* Karnınızı içe doğru çekme alışkanlığınızı bırakın. İçe çekmeye çalıştığınız için sertleşen karın kasınız, diyafram ve kasıkta gerginliğe yol açar, nefes kısıtlanır ve pelvise akan enerji azalır. Karnınızı içe çekerek duruşunuz; kuyruk sokumu, bel, omurga bozukluğuna yol açar. Leğen kemiği ve psoas bölgesi içinde suda duran bir leğen gibi hissedilmelidir. Bu bölgeye boşuna kutsal kase denmemiştir. Düz bir göbekle daha çekici olduğunuzu zannederken, gerçek cinsiyet enerjinizi kaybedersiniz.
REHABİLİTASON YOGA
1-Sol kalçanı koltuğun önüne bakacak şekilde otur.
2-Yavaş yavaş sağ tarafına aşağı, dizlerinizi bükük tutarak.
3-Bacaklarınızı sandalyeye çıkarırken arkanıza yaslanın. Dizlerinin arkasından topuklarına kadar desteklendiğinden emin olun.
4-Eğer baş desteği gerekiyorsa, boynunuzun altına yuvarlanmış bir havlu ve başınızın altına katlanmış bir havlu yerleştirin.
5-Kollarınızı yanlarınıza yaslayın ya da ellerinizi karnınızın üzerine, dirseklerinizin üzerine yaslayın.
6-Rahat sağlamak için gereken ayarlamaları yapın.
7-Yavaş yavaş yere aşağı bırakın vücudunuzun ağırlığını, serbest olarak birkaç uzun nefes alın.
8-Burada 5 ila 15 dakika dinlenin.
9-Pozdan dışarı çıkmak için, göbeğe doğru dizlerinizi getirin ve yan rulo, başınızın altında kol ile bir yastık yapın.
10-Rahat bir koltuğa gelip pratiği bitirmek için zaman ayırın.
Psoas Kasınızı Uyandırmak için Yapabileceğiniz 4 Yoga Asanası
1. Virabhadrasana I – I. Savaşçı PozuI: Ayaklarınızın arasını açın. Öndeki ayağın parmakları matın kısa kenarını göstersin. Arka ayak matınızın arka kenarına 45 derece döndürülmüş şekilde yerleşsin. Topuklar birbiriyle hizalanmış olsun ve ön diz ikinci ayağı takip edecek şekilde konumlansın. Kolları da yukarıya doğru uzatın. Sonra, sanki kalçanızı esnetiyorken, ön dizinizi yukarıya göğe doğru kaldırdığınızı hayal edin. Gerçekte dizinizi kaldırmanız mümkün değil fakat bu hareket psoas’ın kasılmasını teşvik edecektir; bu da pelvisin stabilize olmasını sağlayacaktır. Bu pozu aldığınız 5 ila 10 derin nefes süresince muhafaza edin ve sonra diğer taraf için uygulayın.
2. Utthita Parsvakonasana – Genişletilmiş Yan Açı Pozu;I. Savaşçı pozuna benzer. Bu asana arka bacaktaki psoas’ı gererken ön ayaktaki psoas’ı da germeye yardımcı olur. I. Savaşçı’dan bu poza geçiş yapmak için, arka ayağınızı matınızın arka kenarına paralel gelecek şekilde çevirin – amaç topuktan başa hizalanmak – öndeki dirseğinizi öndeki dizinizin üzerine getirin ve üstteki kolunuzu kulağınızın üzerinden ileriye doğru uzatın. Gövdenizi yana doğru bükerken, dirseğinizi de dizinize doğru bastırmayı deneyin. Son olarak, her 2 hareketi eş zamanlı birleştirin. Bu her iki harekette ne gövdeniz ne de bacağınız oynamalıdır. Psoas kasınızın eşit ölçülü olarak pelvisinize bağlandığını hissedeceksiniz.
3. Paripurna Navasana – Tam Sandal Pozu
; Birçoğumuzun bu pozun karın kasları ile alakalı olduğunu düşünmesine rağmen, hatırı sayılır miktarda hareket bacaklarda ve psoas’da olmaktadır. Gerçekte, Navasana psoas’ınızı eşit ölçülü olarak güçlendirmek için mükemmel bir yoldur. Yoga matınıza dizleriniz bükülmüş ve ayaklar mat üzerinde düz olacak şekilde uzun boylu oturun. Kalçanızın iki tarafına gelecek şeklide parmaklarınızı yere koyun ve göğsünüzü kaldırmak için bu hafif çekiş gücünü kullanın. Nefes verirken ayaklarınızı öyle bir yerden kaldırın ki bacaklar yer ile 45 – 50 derece açı oluştursun. Kollarını birbirine paralel olacak şekilde bacaklarının yanında ileriye doğru uzat. Pozu sağlama almak için uyluğunuzun başını yere doğru bastırın ve göğüs kafesinizi yukarıya doğru kaldırın. Bu pozda 5 ila 10 nefes kalın.
4. Utthan Pristhasana – Kertenkele Pozu; Kertenkele duruşuna “Aşağı Bakan Köpek” duruşu ile başlayın. Sağ bacağınızı yavaşça yukarıya kaldırın, kalçanızı açarak dizinizi kırın. Ardından sağ ayağınızı, sağ elinizin dışına doğru yerleştirin. Sonrasında sol dizinizi yere getirin ve kollarınızı birer birer matınızın üzerine indirin. Dirsekleriniz yere gelsin. Göğsünüzü ileriye doğru uzatmaya çalışın ve başınızı omurganız ile aynı paralellikte olacak şekilde serbest bırakın. 3 derin nefes süresince bu pozda kalın ve daha sonra aynı pozu diğer bacağınız için tekrarlayın.
3 notes
·
View notes
Photo
Görünen o ki her geçen gün "5. sezonda bitmeliydi" diyen kişi sayısı artıyor. Supernatural'ın son sezonlarını bizim kadar eleştiren yoktur ama bu fikre tamamen karşıyız. Sizler de, savunulan bu fikri körü körüne savunmaya başlamadan önce düşünün. Çünkü hep dediğimiz gibi, Supernatural'ın sorunu hiçbir zaman bu kadar uzun sürmesi olmadı.
Hadi gerçekten 5. sezonda bittiğini düşünelim:
1- Charlie Bradbury, Kevin Tran, Garth, Benny, Balthazar, Eileen gibi Supernatural'a renk olmuş pek çok karakteri hiç tanımayacaktık.
2- Crowley'i sadece 3 bölüm izlemiş olacaktık. Jody Mills ise sadece 1 bölüm görünecekti. Dylan Everett gibi Jensen'ın küçüklüğüymüşçesine Dean karakterine yakışan bir genç Dean izlememiş olacaktık.
3- Meg, Tessa, Claire Novak, Sarah Blake, Kate, Bobby, Chuck gibi pek çok karakterin hikayesi yarım kalacaktı.
4- Eve, Abaddon, Kabil, Karanlık gibi ikonik karakterler de hiç olmayacaktı.
5- Lucifer'ı en sempatik olduğu 7. sezon hiç çıkmamış olacaktı. Sam'in aklındaki Lucifer ile tanışmamış olacaktık. Pek çok komik ve epik sahne dizide olmayacaktı.
6- Ben de dahil muhtemelen çoğumuz Supernatural'a başlamadan bitmiş olacaktı. Hiç aylarca ya da hafta hafta bekleyip izlemenin tadına bakmamış olacaktık.
7- Ölüm'ün ölmesi gibi bir saçmalık olmasa da, Ölüm'ü de sadece bir bölüm izlemiş olacaktık.
8- Dean Excalibur'u çıkarmaya çalışmayacaktı, Dean Braveheart konuşması yapmamış olacaktı. Charlie annesine Hobbit okumayacaktı. Saygısızca konuşan bir güvercin ve onu vurmaya çalışan Dean ve onu durdurmaya çalışan Sam sahnesi izlemeyecektik. Gabriel'ı yeniden göremeyecektik. Şeytan Dean'in I'm Too Sexy şarkısını söylediğine tanık olmayacaktık. Supernatural içinde müzikal bir Supernatural gösterisi göreyemeyecektik. "A Single Man Tear", "The Road So Far", "I'll Just Wait Here Then" gibi şarkılar var olmamış olacaktı. Sam'in hayali arkadaşı ile tanışmamış olacaktık. Supernatural'da Lucille'i göremeyecektik. Dean tüm bunların Mary'nin suçu olduğunu öğrenmeyecekti.
9- "Fight the fairies!", " I'm a painted whore.","Accidents don't just happen accidentally!", "Good morning Vietnam!", "Save your brother and my unicorn.", "Morning Sunshines", "I deserve to be loved.","No one in the history of torture's been tortured with torture like the torture you'll be tortured with." gibi epik repliklerin hiçbiri söylenmemiş olacaktı.
10- 6x15, 6x20, 7x14, 7x20, 8x8, 8x11, 8x12, 8x17, 8x20, 8x23, 9x5, 9x7, 9x21, 9x23, 10x5, 10x12, 11x04, 11x8, 11x10, 11x11, 11x16, 12x11, 12x12, 12x22-23 gibi harika bölümler var olmayacaktı.
5. sezonda bitmesinin tek artı yönleri, Mary ve Lucifer'ın geri getirilmemiş ve Tanrı hiç getirilmemiş olacaktı ki Supernatural'ın son sezonlarının kusuru olan bir karakteri en kötü nasıl işleriz kafası ile karakterler berbat edilmeyecekti. 12. sezon da her ne kadar yine epik diyebileceğimiz bölümler çıkarsa da hiç var olmaması bir artı yöndür. Bunlar dışında tüm 7 sezonu silmek bize pek doğru gelmiyor.
6 notes
·
View notes
Link
Güvercin 2.Bölüm izle
0 notes
Text
Oyunu açtım ve kostüm gelmişti.
Oyunu açtım ve kostümler kısmında o sarı noktadan vardı. Dün de küreleri falan açmıştım -- ağlarak tabii ki dfkgjnfdg çünkü senle açarız diye düşünmüştüm hep.. gerçi sen benle açmadım ya da geçenki etkinlik yaptığın gibi benim için bir tane açıp video falan da çekmedin.. bana artık değer vermediğin bir diğer kanıtı sanırım -- neyse çok çıktım konudan herhalde o kostümlerden birini gösteriyor dedim bug falandır. Tabii ki tıklanmamış bildirim vs görmeye dayanamayan ben tıkladım hemen heim kostümü. Öyle bir şey açtığımı vs hatırlamıyorum baya mal oldum bir süre çünkü kim kostüm alıcak bana amk. Sonra bir an sen sandım. Profilimde önemli anlar kısmına heim ile attığım 1 v 2 yi atmıştım onu gördün sandım. Nasıl bakıcaz kim attı derken bildirimler vardı dedim tıkladım.. Sen değilsin. İlk maaşıyla bana yemek ısmarlama sözü olan arkadaşım covid-19 yüzünden o yemek işi yatınca kostüm alayım demiş. Hayal kırıklığımın haddi hesabı yok.
Hala senden bir şeyler bekliyorum. Bir işaret bir şey tek bir kelime yeter koşarak geri dönerim sana. Keşke hiçbir şey beklemeden sevebilsem seni ama napiyim ben de değer görmek istiyorum. Aslında en başından beri böyle yapsan da belki sorun olmazdı ama zamanla benden uzaklaştığını görmek beni öldürüyordu. Seni seviyorum bile demiştin bana.. Ne oldu ki sonra ne yaptım ki ben sana..
Neyse hala senden bir şey bekliyorum demiştim. WhatsApp bildirimlerini kapattım çünkü ordan yazamasın artık. Her sms geldiğinde her telefon çaldığında her Instagram mesajı geldiğinde kalbim ağzıma geliyor elim ayağıma dolaşıyor. Kardeşimin mesaj bildirimlerini de kapattım her dakika instadan bir şey atıyor çünkü o kadar sık hayal kırılığını kaldıramıyor bünyem.
Hala senden bir şey bekliyorum. Siteye geri bildirim bölümü ekledim. Senin ekranın falan büyük o tarz ekranlarda test edemedim hata falan olur belki yazarsın diye. Ama bölümleri okumaya bile girmemişsin ziyaretçi yok. Ben gittikten sonra değil daha önce de girmemişsin. Sadece ilk bölüm sanırım tam anlayamadım ben de girdim test için onları da sayıyor falan. Yani okumayacaksan okumayacağım boşver uğraşma deseydin. Yani yine uğraşırdım fikrin değişirse hazır olur diye ama en azından üzülmezdim okumadığına.
Hala senden bir şey bekliyorum. Güvercin yolla, camıma taş at, ara pat diye. Bir şey. Tek kelime et. Gel de. Başka hiçbir şeye ihtiyacım yok.
0 notes
Text
San Clemente Kilisesi
Hristiyanların dördüncü papası olan ve şehit edilen Clemens'in anısına dördüncü yüzyılda yapılan bu kilise, kentteki en etkileyici kiliselerdendir. Traianus’un imparator olduğu dönemde (İS 98-117) Kırım’a sürgüne gönderilen Clemens, boynuna bağlanan bir çapayla (Aziz’in sembolü de budur) denize atılana dek Hıristiyanlığı yaymaya devam etmişti. 1084 yılında bölgeyi istila eden Normanlar tarafından tahrip edilen kilise, 12. yüzyılın başlarında Papa II. Paschal tarafından, daha önce orada bulunan kilisenin kalıntılarının üzerinde yeniden inşa edilmişti.
Kilisede barok tarzı kaplamalar vardır (özellikle de şimdi yerinde olmayan altın kaplama tavan ve orijinal sütunların birçoğunu tamamen örten, altın varakla kaplı taşıyıcı ayaklar). Tamir görmüş, altıncı yüzyıldan kalma koro okulunda (sehola cantorum) keşişlerin oturduğu sıraları ayıran mermer set, yerdeki Cosmati dönemi öncesi taş döşemeciliği ve kemerli ana bölüm (kavramsal olarak San Clemente Meydanındaki ana girişin devamıdır) ile 12. yüzyıl tavan mozaiği üstünde 12 havariyi temsil eden 12 güvercin bulunan haç, Meryem Ana ile Aziz Yohanna’nın arasında yer almakta haçın dibinden çıkan hayat ağacı, yaprak sarmallarını sarmakta ve herbirinin ortasında kilisenin bilgeleri, hocaları, egzotik kuşlar, çiçekler ve diğer dini imgeler bulunmaktadır.
Mozaiğin alt bölümünde hayat pınarları görülür; burada tarlada günlük işlerle uğraşırken resmedilmiş olan figürleri unutmayın; bu figürler beşinci yüzyılda büyük ölçüde terk edilmiş klasik tarza geri dönüşü simgelemektedir. Tavan çevresindeki dış kemerin de ilginç süslemeleri vardır. Burada İsa yukarıda ortada görülmekte, etrafında ise Dört İncil Yazarı’nı temsil eden simgeler durmakta.
Hemen altta sol tarafta Pavlus ve Aziz Lavvrence, sağ tarafta Petrus ve Clemens yer alır. Ayrıca Via di San Giovanni in Laterano girişinin hemen sağındaki İskenderiyeli Azize Catherine Şapeli ni de unutmayın. Şapelde Masolino da Panicale’nin 1430’larda yaptığı birçok ünlü fresk vardır. Uzaktaki duvar İsa’nın Çarmıha Gerilişi resmiyle kaplıdır, tavandaki tonozlar ise simgeleriyle birlikte Dört İncil Yazarı’nı ve Kilise Din Bilgeleri’ni gösterir. Aslında en ilgi çekici freskler yan duvarlardadır.
Sağ duvarda Aziz Ambrose’un yaşamından kesitler, solda Azize Catherine’in yaşamından bazı anlar resmedilmiştir; çivili bir tekerlekle öldürülme girişimi de aşağıdaki fresklerin arasında ortadaki sahnede yer alır. Şapelin dıştaki sol duvarına yapılmış (15. yüzyıl) Aziz Christopher resmi de (cam bir bölmenin arkasında tutulmaktadır) dikkat çekicidir.
Bu resmin sağ alt bölümünde duvara kazınmış eski yazılar da vardır. San Clemente, Roma’nın en önemli özelliklerinden biri olan mimari katmanlaşma düzeninin ufaltılmış bir örneğidir. Ve bu zaman içinde yapılan uzun ve maceralı bir yolculuktur. Cadde üzerinde 12. yüzyıldan kalma bir kiliseye girersiniz, aşağıya indiğinizde kazılar sonucu ortaya çıkarılmış dördüncü yüzyıldan kalma bir başka kilisede bulursunuz kendinizi. Bir kat aşağıda ise birinci yüzyıldan kalma birçok yapı kalıntısı vardır. Peki bu katmanlaşma nasıl meydana geldi? Yanıt oldukça basit; Papa II. Paschal (1099-1118) şimdiki kiliseyi yaptırmaya karar verdiğinde, dördüncü yüzyıldan kalma kilisenin molozları bir araya toplanmış ve yeni kilisenin temelini oluşturmuştu.
Yani yeni kilise, neredeyse tamamen unutulmuş olan eskisinin üzerine yapılmıştı. Eski kilise 1857 yılında keşfedildi. Kazı çalışmaları başlatıldıktan sonra ise daha önceki dönemlere ait olan Mitra Tapmağı ortaya çıkarıldı.
Merdivenlerle indiğinizde (buradaki Mitra sunağının alçı kopyasına da dikkat edin), kendinizi bir zamanlar sütunlu girişin olduğu yerde bulursunuz. Önünüze aynı ölçülerdeki üç yan koridorla kesişen üç giriş çıkar. Orta kapıyı çevreleyen iki freske (ve aynı kattaki dokuzuncu ve on birinci yüzyıllardan kalma diğer fresklere de) dikkatlice bakın. Sağdaki fresk, Clemens’in mucizelerinden birini anlatır. Söylenene göre her yıl Karadeniz’in suları, inanç sahipleri Clemens’in boğulduğu yerde dua edebilsin diye ikiye ayrılıyormuş; iyice dalgın olduğu anlaşılan bir anne çocuğunu burada unutmuş ve çocuk sulara kapılıp gitmiş. Ancak bir sonraki yıl anne aynı yere geri geldiğinde oğlunu sağ salim bulmuş (köpürmüş denizi temsil eden balık figürlerine de bakmayı ihmal etmeyin). Şimdi bu kapıdan içeri girin ve sağdaki koridora açılan kapıyla aynı doğrultuya gelene dek yürüyün. Bu kilisenin boyutları hakkında bir fikir sahibi olabilmek için kapıdan, istinat duvarına yerleştirilmiş bir sütuna bakmanız yeterli olacaktır. Daha sonra ise solda, diğer sütunların yerleşmiş olduğu duvara bakın. Sütunlar arasındaki mesafe, tipik bir bazilika planına göre yerleştirilmiş, dördüncü yüzyıldan kalma kilisenin ortadaki ana bölümün genişliğini göstermektedir.
Başka ilginç freskler de vardır. Birinde (ana bölümün solundaki duvarda, sunaktan hemen önce) Sisinnus adlı Romalı muhafız komutanının öyküsü anlatılır. Alt yarıdaki yazıtı da dikkatlice inceleyin. Bunun yerel dille, (daha sonra gelişerek İtalyancaya dönüşecek olan) yazılmış ilk yazı örneği olduğu sanılmaktadır.
Buradaki üçüncü ve en alt kata, soldaki koridorun en sonundaki merdivenle ulaşılabilir. Aşağıya inerken, 200 yıl daha geriye gidiyorsunuz. En aşağıda, bir yeraltı su kaynağının çağıldamasının sesini duyduğunuz yerde, Doğu Tanrısı Mitra’ya adanmış tapmağa, yani tarihi Mithraeum’a bakabileceğiniz yere gelene dek yolu takip edin. Burada, 2. yüzyılın son dönemlerinden ya da 3. yy.’ın başından kalma, küçük bir mağarayı andıracak şekilde dekore edilmiş bir tavan (Mitra’nın da buna benzer bir mağarada doğmuş olduğu söylenmektedir) ve üst katta görmüş olduğunuz sunağın orijinali vardır. Karşıdaki beşik tonozlu oda büyük bir olasılıkla tapınağın girişiydi. Mithraeum, 1. yüzyıldan kalma Hıristiyan mabedinin bulunduğu evin (Clement’in olabilir) tam karşısındaydı. Çıkışta dolambaçlı yoldan gerçekten hayranlık uyandıran, 1. yüzyıldan kalma bir dizi odanın içinden geçeceksiniz.
0 notes
Text
Güvercin Yeni Bölümde Neler Olacak? İşte Güvercin 12. Yeni Bölüm 2. Fragman!
Güvercin Yeni Bölümde Neler Olacak? İşte Güvercin 12. Yeni Bölüm 2. Fragman!
[ad_1]
Güvercin yeni bölüm fragmanı yayınlandı mı, sorusu dizi severlerce internette araştırılan konulardan! Zeugma’nın gizemli “Çingene Kızı” hikayesi; Güvercin dizisinde Zülüf (Almila Ada) ve Kenan (Mehmet Ali Nuroğlu) aşkında yeniden vücut buldu. Yönetmen koltuğunda Altan Dönmez’in oturduğu dizinin senaryosunu Halil Özer kaleme alıyor. Güvercin dizisi 11. bölüm özetini ve 12. yeni bölüm 2.…
View On WordPress
0 notes
Video
youtube
Yalan (Sen Yoksan Her Şey Eksik) - Işın Karaca ✩ Ritim Karaoke Orijinal ... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/CZe_bRdykUc ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Yalan (Sen Yoksan Her Şey Eksik) - Işın Karaca ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Arabesk) Şarkı Sözleri: Bm Yalan yalan yalan Bm C Bm Seni sevmediğim yalan Em D C Kızgın bir anda söyledim yalan Am C Bm Seni sevmediğim yalan Bm Yalan yalan yalan Bm C Bm Seni unuttuğum yalan Em D C Çocuksu bir sevinç başlar içimde Am C Bm Seni gördüğüm zaman Bm Sen yoksan herşey eksik Bm Em Sen varsan herşey tamam Bm Sen yoksan herşey eksik Bm Em D Sen varsan herşey tamam C Am D C Neyim varsa alıp götürsünler benden Am Bm Paylaşmaya hazırım inan inan Am C Bm Yalnız seni paylaşamam Diskografi Ana madde: Işın Karaca diskografisi Albümler Anadilim Aşk (28 Kasım 2001, Power Records) İçinde Aşk Var (16 Aralık 2004, İmaj Müzik) Başka 33/3 (19 Haziran 2006, Seyhan Müzik) Uyanış (29 Mayıs 2009, Seyhan Müzik) Arabesque (22 Nisan 2010, Seyhan Müzik) Arabesque II (7 Temmuz 2011, Seyhan Müzik) Her Şey Aşktan (8 Mayıs 2013, Seyhan Müzik) Ey Aşkın Güzel Kızı (3 Şubat 2015, Seyhan Müzik)[24] Eyvallah (1 Aralık 2017, Akış Production) Canımın Yarısı (20 Mart 2019, Akış Production) Sen Ben Aşk (28 Mart 2022, DMC & Akış Production) The Best in Symphonic (13 Ekim 2023, Işın Karaca Production) Filmografi Yıl Başlık Rol Notlar Format 2003 Neredesin Firuze Kendisi Konuk şarkıcı Film 2005 Sen Ne Dilersen Marika İlk uzun metraj sinema filmi Işın Show Sunucu Müzikal Şov, 7 bölüm yayınlanmıştır TV Şovu Haziran Gecesi Kendisi 17. bölüm, konuk şarkıcı TV Dizisi 2007 Kadın Her Yaşta Güzeldir Sunucu Vatan Şaşmaz ile TV Şovu Şarkı Söylemek Lazım Yarışmacı Vatan Şaşmaz'ın vokal koçu, 4. oldular Haydi Söyle Sunucu Müzikal yarışma 2009 Altın Kızlar Hemşire Binnaz 4. bölüm, konuk oyuncu TV Dizisi 2010 Gelecekten Bir Gün Filiz Konuk oyuncu Film 2022 Şarkılar Bizi Söyler Kendisi Konuk Program Ödüller ve adaylıklar Yıl Yarışma Kategori Sonuç 1999 Altın Güvercin Şarkı Yarışması En İyi Yorumcu Kazandı 2000 Altın Güvercin Şarkı Yarışması En İyi Yorumcu Kazandı 2002 Kral TV Video ve Müzik Ödülleri En İyi Çıkış Yapan Kadın Adaylık 2005 Kral TV Video ve Müzik Ödülleri En İyi Pop Kadın Adaylık 2006 İstanbul Fm Altın Ödül Töreni En İyi Pop Kadın Kazandı 2010 İstanbul Fm Altın Ödül Töreni En İyi Konsept Albüm "Arabesque" için Kazandı[25] 2011 Kral Müzik Ödülleri En iyi proje "Arabesque" için Adaylık[26] Işın Karaca Işın Karaca, 2020 Genel bilgiler Doğum Işın Funda Büyükkaraca 7 Mart 1973 (51 yaşında) Londra, Birleşik Krallık Başladığı yer Türkiye Tarzlar Arabesk müzik Pop müzik Türk sanat müziği Meslekler Şarkıcı Etkin yıllar 1996-günümüz Müzik şirketi DMC (2020-) Seyhan Müzik (2006-2020) İmaj Müzik (2004-2006) Power Records / Universal (2001-2004) PDND Müzik (günümüz) İlişkili hareketler Sezen Aksu Resmî site isinkaraca.com Eş Soner Kıvanç (boşandı) Sedat Doğan (e. 2011; b. 2013) Tuğrul Odabaş (e. 2016; b. 2019) Can Yapıcıoğlu (e. 2023) Çocukları 2 İlişkiler Erdem Yörük (1996-2008) Işın Funda Büyükkaraca ya da sahne adıyla Işın Karaca (d. 7 Mart 1973, Londra), Kıbrıs Türkü şarkıcı. Londra'da doğan Işın Karaca, öğrencilik yıllarında başladığı müzik hayatını Londra IV King Edward Okulu'nda tiyatro okurken de sürdürdü. Biyografi Yaşamı 1973 yılında Londra'da doğdu. Kıbrıslı restoran işletmecisi Şeniz Büyükkaraca ile Afyonlu emlakçı olan Ali Büyükkaraca'nın ilk çocukları olarak dünyaya gelmiştir. İngiltere'de Müzikal Tiyatro üzerine eğitim gördü. 19 yaşında yaptığı Soner Kıvanç ile yaptığı ilk evlilikten Erda Kıvanç (1993) adında bir oğlu vardır. İlk eşinden daha sonra boşandı. Aranjör Erdem Yörük ile 12 yıl süren birlikteliği olmuştur. Stilist, sanat ve klip yönetmeni Sedat Doğan'la 2009'dan beri birlikteliğini 2010 yılı kasım ayı sonunda noktalamıştır. Tekrar barışan çift, 30 Mayıs 2011 tarihinde evlenmiştir.[3] İkinci çocuğu Mia 2011 yılında dünyaya gelmiştir. İkinci eşi Sedat Doğan ile Eylül 2012 tarihinde boşanmaya karar vermişlerdir. Boşanma davası sırasında barışan çift daha sonra tekrar ayrılarak, 6 kasım 2013 günü anlaşarak boşanmıştır.
0 notes
Text
Güvercin 6. bölüm 2. ön izleme yayınlandı! Kenan, Zülüf’ün tarafında
http://dlvr.it/RM38g3
0 notes
Text
TRT’nin yeniden yayın hayatına başlayan kültür ve sanat kanalı “TRT2”nin 22 – 28 Haziran 2020 tarihleri arasındaki, haftalık yayın akışına bu başlıktan ulaşabilirsiniz. Farklı kültür sanat içeriklerini ekrana taşıyan TRT 2’de; sinemadan müziğe, resimden edebiyata, tarihten felsefeye kadar birçok alanı konu alan yapımlar izleyici ile buluşuyor.
İki hafta önce başlayan; İsveç – Danimarka ortak yapımı, polisiye drama dizisi “Bron/Broen” haftaiçi her gece 00:30’da tekrarlanmaya devam ediyor. Dizinin bu hafta 2.sezonu tekrar yayında olacak. TRT2 bu diziyi ilk kez; 13 Eylül 2019 – 24 Ocak 2020 tarihleri arasında haftada bir bölüm olarak ekranlara getirmişti. Dizi ile ilgili bilgi için daha önceki başlığımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Yayın akışında oluşacak değişiklikler ve akıştaki eksiklikler; öğrendiğimiz anda akışa eklenecektir.
TRT2 22 – 28 Haziran 2020 – Haftalık Yayın Akışı: [su_spacer] [su_tabs] [su_tab title=”Pazartesi”] 22 Haziran 2020 Pazartesi: 05:28 İstiklal Marşı 05:30 Anadolu Arkeolojisi 06:00 Nakkaşın Fırçası 06:30 Opera Dünyası 07:00 Aykut Köksal İle Mimarlık Söyleşileri 07:50 Destansı Kareler 08:00 Sinema Dünyası 08:30 Pera Konserleri 09:30 Resim Sevinci: Bob Ross 10:00 Tiyatro Dünyası 10:30 Sarayın Lezzetleri 11:00 Aramızda Müzik Var 11:45 Fotoğraflar 12:00 Tarihin Ruhu 12:30 Sinema + 13:00 Bir Resim Bir Hikaye 13:30 Karalama Defteri 14:00 Kısa Bir Ara 14:20 Randevu 14:30 Koleksiyoner 15:00 Anjelika Akbar İle Sesler 15:30 Bir Zamanlar 16:00 Kelimeler Ve Şeyler 17:00 Günseli Kato İle Hasılıkelam 17:30 Bizim Resmimiz 18:00 Hayat Sanat 18:30 Berceste 18:45 Yeryüzleri 18:50 Türkiye Atlası 19:00 Geleneğin Kalp Atışları 19:45 Kısa Bir Ara 20:00 Il Divo: A Musical Affair – Japonya Konseri 21:00 Yabancı Sinema “Dheepan” (2015) (Yönetmen: Jacques Audiard) 23:00 Tarih Söyleşileri 00:30 Yabancı Dizi “Bron/Broen” (11.Bölüm) (2.Sezon 1.Bölüm) 01:30 Il Divo: A Musical Affair – Japonya Konseri 02:30 Yabancı Sinema “Dheepan” (2015) (Yönetmen: Jacques Audiard) (Tekrar) 04:30 Opera Dünyası [/su_tab] [su_tab title=”Salı”] 23 Haziran 2020 Salı: 04:58 İstiklal Marşı 05:00 Bizim Resmimiz 05:30 Nakkaşın Fırçası 06:00 Sinema Dünyası 06:30 Hayat Sanat 07:00 Geleneğin Kalp Atışları 08:00 Günseli Kato İle Hasılıkelam 08:30 Sarayın Lezzetleri 09:00 Eskici 09:30 Resim Sevinci: Bob Ross 10:00 Evliya Çelebi 10:45 Ahenk 11:00 Il Divo: A Musical Affair – Japonya Konseri 12:00 Tarihin Ruhu 12:30 Hayat Sanat 13:00 Bir Resim Bir Hikaye 13:30 Opera Dünyası 14:00 Anadolu Arkeolojisi 14:30 Koleksiyoner 15:00 Aramızda Müzik Var 15:50 Fotoğraflar 16:00 Tarih Söyleşileri 17:30 Sinema Dünyası 18:00 Hayat Sanat 18:30 Geri Dönüşen Sanat 18:50 Renkler 19:00 Bir Resim Bir Hikaye 19:30 Tarihin Ruhu 20:00 Belgesel Beethoven 21:00 Yabancı Sinema “Karavan” (The Leisure Seeker) (2017) (Yönetmen: Paolo Virzì) (TV’de ilk) 23:00 İhmal Edilebilir Nasihatler 00:00 Hayat Sanat 00:30 Yabancı Dizi “Bron/Broen” (12.Bölüm) (2.Sezon 2.Bölüm) 01:30 Yabancı Sinema “Karavan” (The Leisure Seeker) (2017) (Yönetmen: Paolo Virzì) (Tekrar) 03:30 İhmal Edilebilir Nasihatler 04:30 Bir Resim Bir Hikaye [/su_tab] [su_tab title=”Çarşamba”] 24 Haziran 2020 Çarşamba: 04:58 İstiklal Marşı 05:00 Tiyatro Dünyası 05:30 Murat Boncuk’la Atölye 06:00 Karalama Defteri 06:30 Hayat Sanat 07:00 Evliya Çelebi 07:45 Opera Dünyası 08:15 İzler Suretler 08:30 Kelimeler Ve Şeyler 09:30 Resim Sevinci: Bob Ross 10:00 Murat Boncuk’la Atölye 10:30 Sinema Dünyası 11:00 Aykut Köksal İle Mimarlık Söyleşileri 11:50 Destansı Kareler 12:00 Tarihin Ruhu 12:30 Hayat Sanat 13:00 Bir Resim Bir Hikaye 13:30 Hülya Koçyiğit İle Film Gibi Hayatlar 14:30 Koleksiyoner 15:00 Sarayın Lezzetleri 15:30 Tiyatro Dünyası 16:00 İhmal Edilebilir Nasihatler 17:00 Muasır 17:30 Bir Zamanlar 18:00 Hayat Sanat 18:30 Koleksiyoner 19:00 Günseli Kato İle Hasılıkelam 19:30 Anadolu Arkeolojisi 20:00 Evliya Çelebi 20:45 Kısa Bir Ara 21:00 Yerli Sinema “Bütün Saadetler Mümkündür” (2017) (Yönetmen: Selman Kılıçaslan) (TV’de İlk) 22:45 Geri Dönüşen Sanat 23:00 Edebiyat Söyleşileri 00:00 Hayat Sanat 00:30 Yabancı Dizi “Bron/Broen” (13.Bölüm) (2.Sezon 3.Bölüm) 01:30 Yerli Sinema “Bütün Saadetler Mümkündür” (2017) (Yönetmen: Selman Kılıçaslan) (Tekrar) 03:10 Anjelika Akbar İle Sesler 03:45 Edebiyat Söyleşileri 04:45 Günseli Kato İle Hasılıkelam [/su_tab] [su_tab title=”Perşembe”] 25 Haziran 2020 Perşembe: 05:13 İstiklal Marşı 05:15 Evliya Çelebi 06:00 Koleksiyoner 06:30 Hayat Sanat 07:00 Aramızda Müzik Var 08:00 Tiyatro Dünyası 08:30 Ahenk 08:50 Berceste 09:00 Muasır 09:30 Resim Sevinci: Bob Ross 10:00 Günseli Kato İle Hasılıkelam 10:30 Randevu 10:45 Kısa Bir Ara 11:00 Anadolu Arkeolojisi 11:30 Karalama Defteri 12:00 Tarihin Ruhu 12:30 Hayat Sanat 13:00 Bir Resim Bir Hikaye 13:30 Evliya Çelebi 14:10 Geri Dönüşen Sanat 14:30 Koleksiyoner 15:00 Eskici 15:30 Bizim Resmimiz 16:00 Edebiyat Söyleşileri 17:00 Murat Boncuk’la Atölye 17:30 Konsere Davet 18:00 Hayat Sanat 18:30 İzler Suretler 18:45 Sinema + 19:30 Nakkaşın Fırçası 20:00 Pera Konserleri 21:00 Yabancı Sinema “At Hırsızı” (Centaur) (2017) (Yönetmen: Aktan Arym Kubat) 22:30 Felsefe Söyleşileri 23:30 Anjelika Akbar İle Sesler 00:00 Hayat Sanat 00:30 Yabancı Dizi “Bron/Broen” (14.Bölüm) (2.Sezon 4.Bölüm) 01:30 Yabancı Sinema “At Hırsızı” (Centaur) (2017) (Yönetmen: Aktan Arym Kubat) (Tekrar) 03:00 Tarihin Ruhu 03:30 Felsefe Söyleşileri 04:30 Sinema + [/su_tab] [su_tab title=”Cuma”] 26 Haziran 2020 Cuma: 04:58 İstiklal Marşı 05:00 Bir Zamanlar 05:30 Kelimeler Ve Şeyler 06:30 Hayat Sanat 07:00 Pera Konserleri 08:00 Bizim Resmimiz 08:30 Murat Boncuk’la Atölye 09:00 Opera Dünyası 09:30 Resim Sevinci: Bob Ross 10:00 Sinema + 10:30 Konsere Davet 11:00 Geleneğin Kalp Atışları 12:00 Tarihin Ruhu 12:30 Hayat Sanat 13:00 Bir Resim Bir Hikaye 13:30 Anjelika Akbar İle Sesler 14:00 Sinema Dünyası 14:30 Koleksiyoner 15:00 Evliya Çelebi 15:45 Ahenk 16:00 Felsefe Söyleşileri 17:00 Anadolu Arkeolojisi 17:30 Tiyatro Dünyası 18:00 Hayat Sanat 18:30 Geri Dönüşen Sanat 18:45 Destansı Kareler 19:00 Karalama Defteri 19:30 Muasır 20:00 Konsere Davet 20:30 Hülya Koçyiğit İle Film Gibi Hayatlar 21:30 Yerli Sinema “Bir Zamanlar Anadolu’da” (2011) (Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan) 00:15 Kısa Bir Ara 00:30 Yabancı Dizi “Bron/Broen” (15.Bölüm) (2.Sezon 5.Bölüm) 01:30 Yerli Sinema “Bir Zamanlar Anadolu’da” (2011) (Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan) (Tekrar) 04:15 Aramızda Müzik Var [/su_tab] [su_tab title=”Cumartesi”] 27 Haziran 2020 Cumartesi: 05:13 İstiklal Marşı 05:15 Sinema + 05:45 Sarayın Lezzetleri 06:15 İzler Suretler 06:30 Hayat Sanat 07:00 Bir Zamanlar 07:30 Konsere Davet 08:00 Anadolu Arkeolojisi 08:30 Tiyatro Dünyası 09:00 Karalama Defteri 09:30 Yabancı Sinema “Karavan” (The Leisure Seeker) (2017) (Yönetmen: Paolo Virzì) (Tekrar) 11:30 Aramızda Müzik Var 12:20 Kısa Bir Ara 12:30 Resim Sevinci: Bob Ross 13:00 Sarayın Lezzetleri 13:30 Günseli Kato İle Hasılıkelam 14:00 Sinema + 14:30 Anjelika Akbar İle Sesler 15:00 Bir Resim Bir Hikaye 15:30 Tarihin Ruhu 16:00 Tarihin Ruhu 16:30 Hülya Koçyiğit İle Film Gibi Hayatlar 17:30 Geri Dönüşen Sanat 17:45 Evliya Çelebi 18:30 Kelimeler Ve Şeyler 19:20 Müzelerin Yıldızları 19:30 Eskici 20:00 The Morricone Duel (Danimarka Ulusal Senfoni Orkestrası) 21:15 Film Önü 21:30 Yabancı Sinema “Paris’te Gece Yarısı” (Midnight in Paris) (2011) (Yönetmen: Woody Allen) 23:10 Film Arkası 23:40 Yeryüzleri 23:45 The Morricone Duel (Danimarka Ulusal Senfoni Orkestrası) 01:00 Film Önü 01:15 Yabancı Sinema “Paris’te Gece Yarısı” (Midnight in Paris) (2011) (Yönetmen: Woody Allen) (Tekrar) 03:00 Film Arkası 03:30 Aykut Köksal İle Mimarlık Söyleşileri 04:30 Muasır [/su_tab] [su_tab title=”Pazar”] 28 Haziran 2020 Pazar: 04:58 İstiklal Marşı 05:00 Nakkaşın Fırçası 05:30 Pera Konserleri 06:30 Konsere Davet 07:00 Sinema + 07:30 Bir Resim Bir Hikaye 08:00 Eskici 08:30 İzler Suretler 08:45 Kelimeler Ve Şeyler 09:45 Western Kuşağı “Silverado” (1985) (Yönetmen: Lawrence Kasdan) 12:00 Hülya Koçyiğit İle Film Gibi Hayatlar 13:00 Konsere Davet 13:30 Pazar Konseri 14:45 Müzelerin Yıldızları 15:00 Karalama Defteri 15:30 Tarihin Ruhu 16:00 Tarihin Ruhu 16:30 The Morricone Duel (Danimarka Ulusal Senfoni Orkestrası) 17:45 Kısa Bir Ara 18:00 Muasır 18:30 Anadolu Arkeolojisi 19:00 Aramızda Müzik Var 19:50 Kısa Bir Ara 20:00 Sarayın Lezzetleri 20:30 Sinema Dünyası 20:50 Renkler 21:00 Fotoğraflar 21:15 Film Önü 21:30 Yerli Sinema “Güvercin Hırsızları” (2018) (Yönetmen: Osman Nail Doğan) 23:00 Film Arkası 23:30 Hülya Koçyiğit İle Film Gibi Hayatlar 00:30 Evliya Çelebi 01:15 Film Önü 01:30 Yerli Sinema “Güvercin Hırsızları” (2018) (Yönetmen: Osman Nail Doğan) (Tekrar) 03:00 Film Arkası 03:30 Konsere Davet 04:00 Pazar Konseri [/su_tab] [/su_tabs]
TRT2 kanalının uydu frekans bilgileri ve platform kanal numaraları ise şu şekilde:
#gallery-0-4 { margin: auto; } #gallery-0-4 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 50%; } #gallery-0-4 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-4 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
TRT2 Frekans 01
TRT2 Frekans 02
TRT2 – 22 – 28 Haziran 2020 – Haftalık Yayın Akışı TRT'nin yeniden yayın hayatına başlayan kültür ve sanat kanalı “TRT2”nin 22 - 28 Haziran 2020 tarihleri arasındaki, haftalık yayın akışına bu başlıktan ulaşabilirsiniz.
#15 - 28 Haziran 2020 Yayın Akışı#22 - 28 Haziran 2020 Haftalık Yayın Akışı#22 - 28 Haziran 2020 Haftanın Filmleri#22 Haziran - 28 Haziran 2020 Haftalık Yayın Akışı#22 Haziran - 28 Haziran 2020 Haftanın Filmleri#22 Haziran - 28 Haziran 2020 Yayın Akışı#22 Haziran 2020#22 Haziran 2020 Pazartesi#22 Haziran 2020 Pazartesi Yayın Akışı#22 Haziran 2020 Yayın Akışı#23 Haziran 2020#23 Haziran 2020 Salı#23 Haziran 2020 Salı Yayın Akışı#23 Haziran 2020 Yayın Akışı#24 Haziran 2020#24 Haziran 2020 Çarşamba#24 Haziran 2020 Çarşamba Yayın Akışı#24 Haziran 2020 Yayın Akışı#25 Haziran 2020#25 Haziran 2020 Perşembe#25 Haziran 2020 Perşembe Yayın Akışı#25 Haziran 2020 Yayın Akışı#26 Haziran 2020#26 Haziran 2020 Cuma#26 Haziran 2020 Cuma Yayın Akışı#26 Haziran 2020 Yayın Akışı#27 Haziran 2020#27 Haziran 2020 Cumartesi#27 Haziran 2020 Cumartesi Yayın Akışı#27 Haziran 2020 Yayın Akışı
0 notes
Text
Güvercin 2. Bölüm | Güvercin 2. Bölüm İzle
http://dlvr.it/RKY4Yw
0 notes
Link
Güvercin 2.Bölüm izle youtube Güvercin 2.Bölüm izle tek part from http://www.bolumd.org/izle/32174/guvercin-2-bolum-izle-147 from https://mildredlopez0.blogspot.com/2019/12/guvercin-2bolum-izle_2.html
0 notes
Text
Güvercin 2.Bölüm tek parça izle
Güvercin 2.Bölüm tek parça izle Güvercin 2.Bölüm tek parça hd izle Güvercin 2.Bölüm tek parça full izle Güvercin 2.Bölüm tek parça izle
0 notes