Tumgik
#Günlük Kayıt
Text
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi nedir?
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi nedir?
#Aile, #Bahçe, #Çalışma, #Çevre, #DijitalMedya, #Doğa, #DoğalYaşam, #Doğallık, #Erkek, #Eş, #EvIşleri, #Gelenek, #Göç, #GünlükYaşam, #Hayat, #Hayvancılık, #Ilişki, #Imkanlar, #IşBölümü, #Kadın, #Kayıt, #Konfor, #Köy, #KöyDeneyimi, #KöyEvi, #KöyHayatı, #KöyKültürü, #KöydeYaşam, #Kültür, #Mesai, #Modern, #Paylaşım, #Podcast, #Rahatlık, #Rutin, #Şehir, #ŞehirHayatı, #Şehirleşme, #SosyalMedya, #Tarım, #Taşınma, #Teknoloji, #Toprak, #Uyum, #Yaşam, #YaşamDeneyimi, #YaşamTarzı, #Yaşamak, #Yaşantı, #Yayın, #Yerleşme https://is.gd/GzIRIz https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/podcast/sehirden-koye-kacis-koy-evi-nedir/
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi nedir? Aslında bir çoğumuzun bildiği ama bu sıralar bir farklı gözle bakılan durumu ele alalım dedim. Köy evi detayları ile ilgili hazırlamış olduğumuz podcaste hoş geldiniz.
Spotify üzerinden dinlemek için hemen aşağıdaki medya oynatıcıyı başlatabilirsiniz.
Youtube üzerinden dinlemek için hemen aşağıdaki medya oynatıcıyı başlatabilirsiniz.
youtube
Herkese merhabalar ben Selin,
Baya uzun bir ara verdik, bu yeni salgın tam gittim derken geri geliyor. Ve tekrar bir döngüye giriyor ev içinde onunla uğraşmaktan sosyalmeyda paylaşımlarına ara vermesek de buralara vermek zorunda kaldık. Instagram üzerinden hem şahsi hesabım hem de köyde yaptığımız işleri paylaştığım @tibbivearomatik hesabımız üzerinden paylaşım sıklığı artınca keşfette haliyle ona uygun şeyler çıkmaya başladı.  Ben hangi platforma da olursa olsun bir şey izlerken daha çok yorumlarına bakan kişiyim. Son zamanla çıkan videoların çoğu da köye yerleşenler, atadan babadan  toprağı olup bunu devam ettiren genç çiftçiler, hayvancılık yapanlar ile dolu. Haliyle bende yorumlara bakıyorum. Ancak  genelde var olan linç kültürü burada da inanılmaz şekilde var. Hani bir yarışma var ünlüler gönüllüler kapışıyor, bu yarışmanın muadili köylüler şehirliler yapılsa dehşet bir kapışma olur.
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi
Köy evinde hangi eşyanın olacağından tutunda, şehirden taşınmayı özendirerek bunun şehirleri boşaltmak için plan olarak  kullanıldığına kadar sayısız yorum okudum. Çok acımasız eleştiriler var köye yerleşenlere karşı. Olumlu yorum yapan güzel temennilerde bulunanlar da var tabii ki. Sosyal medya öyle bir yer ki bunu sıklıkla duymuşsunuzdur sokakta görse selam vermeyecek insanlar gayet dan dan yorum yapabiliyor size.
Bu köy evi öyle olmaz böyle olur şöyle olur konusundan yola çıkarak köy evi nasıl olur yada olmalı biraz bundan bahsedelim biraz. Normalde köy evi dediğiniz geniş bahçeli bulunduğunuz bölgenin mimarisine uygun ahşap, taş, kerpiç olabilen yapılardır. Köylere  göçün son dönemde yaşam şartlarından dolayı çoğalması ve sosyal medyanın daha da hayatımızın içinde oluşundan köylere yapılan evlerde öncesi sonrası videolar yada günlük  rutin videoları sıklıkla çekiliyor illaki sizin de karşınıza çıkmıştır.. Ben bu videoları izledikten sonra belki bu yorum biraz sert olacak ama insanımız şunu istiyor. Köy evi deyince çatısı aksın, yerler beton olsun, çalı süpürgesiyle süpürsünler, ocakta neymiş sobada pişirsinler her yemeklerini gibi gibi, bu örnekleri çoğaltabilirim ama genel istek köyde yaşayanlar şehirdeki gibi rahat olmasın kaba tabiriyle rezillik çektiğini görmek istiyor şehirde yaşayanlar köyde göçenlerin.
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi ve daire 
Bizler şehirde yaşadığımız evimizde ne varsa aynı eşyaları buraya getirdik. Çamaşır kurutma makinemizde kullanıyoruz, robot süpürgemizi de. Ama köydeki imkanları da kullanıyoruz. Örnek vermek gerekirse bahçeye çamaşır asmak için ip yaptık yazın kurutma işini orada hallediyoruz. Şehirde son dönemde yapılan evlerde benim gördüğüm kadarıyla balkon kültürü de yavaş yavaş kalkarak Fransız balkon dediğimiz dışarıya taşmayan ev sadece ışık alsın diye yapılan süs balkonlarına evrildi. Buda haliyle evin içinde kurutma zor olduğu için herkesi kurutma almaya itti. Ama bu yaygınlaştığı için özellikle köyde yaşayanlarda artık kurutma makinesi  işine sıcak bakmaya başladı çünkü kışın o soğuğunda dışarı çık as zor işler.  Ekmek normalde şehirde evde kendi  fırınımızda yapardık hatta geçen gün Instagram hatırlattı ben zaten 6 yıl öncede kendi ekmeğimi evde yaparmışım yani. Şimdi yaptığımız zaman onu şuan komşunun taş fırınında yapıyoruz gibi. Yani bulunduğumuz bölgeye de uyum sağlıyoruz ama konfor sağlayan öğelerden de vazgeçmiyoruz. Ama elimizin altındaki imkanları da kullanıyoruz. Ama hayatımızı kolaylaştıran teknolojiden de vazgeçmiyoruz yeni dönem  köye göçenler olarak bence.
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi sosyal medyadan bir göz
Bu söylediklerimde şöyle anlaşılmasın bazı yerlerde çok bu tarz şeyle karşılaşılmış daha önceki podcastlerde de anlatmıştım. Aman köye ev yapayım yüksek duvarla etrafını çevireyim önümden hayvanda geçmesin tezek kokmasın ama ben doğal yaşayım bu tayfada biz değiliz. Doğalı bozmadan konfor sağlayan imkanlardan faydalanalım. Bu bu arada hayvancılıkta da geçerli tarımda da geçerli. Köylerde geleneksel devam eden şeylerin yerine işlerimizi kolaylaştıracak imkanlar varsa onlardan da faydalanalım. Faydalandığımız şeyleri köyde de aktaralım. Buradayken hep diyorum. Yerel halk bize çok şey kattı illaki bizde onlara bir şeyler katıyoruzdur.
Köye yerleştikten sonra gözlemlediğim kadarıyla köydeki gençlerin şehre kaçma isteğinin altında da şehirde gösterilen konfor yatıyor bence. Televizyonlarda dizilerde gösterilen doğalgazlı evler. Her şeyin bir düzen içinde oluşu, robot süpürgeler falan şehri daha bir ışıklı gösteriyor. Ancak bunu imkanlar dahilinde köyde uyarlayabilirsiniz. Ancak az önce bahsettiğim köy evinde o mu olur bu mu olur algısı sanki köyde böyle şeylerin olmasının ayıp olması gibi bir anlam taşıyor. Yada uygun olmaması gibi anlaşılıyor. Şöyle bir kaç yorum gördüm, iyi bir marka süpürge var köy Vlogunda paylaşılmış, biri yazmış sen o süpürgeyle köy evi mi diyorsun oraya. Ne istiyorsun çalı süpürgesinden devam mı etsin. Yada sistemi kurmuş petekle ısınıyor ev, diyor ki soba olmadan köy evi mi olur. Şimdi internete bile köy evinin olmazsa olmazları yazınca soba çıkıyor en başta ama artık teknoloji gelişti sistemler değişti imkanı varsa, yapabiliyorsa petekle ısınsın sanane?! Bizim köyde zor bir ihtimal doğalgazın gelmesi ama yine de Allah’tan ümit kesilmez diyoruz biz bile köyde teyzelerle bir araya geldiğimizde açılan doğalgaz muhabbetinde önce teyzelerimiz bizde alırız diyor. Bir teknoloji varsa, bir rahatlık varsa, bu köy evinde de pekala kullanılabilir.
Az önce bir paylaşımda gördüm işte hiç kar kürememiş, hiç suyu soğuktan donmamışlar vs. vs. köy güzellemesi yapıyor. Dayanamadım yorum yaptım artık bu tarz sayfalar çok çıkmaya başladı karşıma bende duramıyorum. 😀 Her daim muhalefet yapan bir tipim. 😀 Dedim bu sıraladığınız her şeyi biz yaşadık şehrin bağrında kopup gelmiş taze köylüler olarak ama yine de köy güzellemesi yapmaktan vazgeçmiyorum. Çünkü ben halimden memnunum. Nedir bu köye taşınmışları linçlere anlamadım yazdım.   Ya siz şehrinizden memnunsunuz biz burada memnunuz siz orda yaşıyorsunuz biz burada bizi bi salın.
Bu arada bizde değil ama komşumuzda hakikaten dondu sular soğuktan. Bizde neden donmadı derseniz yalıtımlı su sayacı muhafaza kutuları var biz daha taşınmadan her ihtimali göz önünde bulundurarak alışveriş yaptık. Aslında tamda bundan bahsediyorum. Elimizde var olan imkanları kullanarak köyde yaşadığımız evleri de şehir konforuna taşıyabiliriz. Yeni şehre göçenler bu konforu sağlıyorlar kendilerine biz gibi, ama bir kesimde bundan rahatsız. Birde şu var sadece Instagram’da gösterdiğimiz hayatları yaşamıyoruz her zaman. Görmediğiniz bir çok şeyle hem beynen, hem ruhen, hem de fiziksel olarak mücadele ediyoruz. Konfor alanımı bırakıp gelmeyi biz tercih ettik, eskiden oturduğumuz şehirde tam teşekküllü devlet hastanelerinden tutunda özel kaç hastane vardı. Şimdi burada Biri rahatsızlandığında aklımızdan  geçiyor şimdi şehirde olsaydık, hemen giderdik şöyle olurdu böyle olurdu. Psikolojik olarak zaman zaman gelgitler yaşıyorum. 4 yaşında biz kızımız olduğu için yine tırnak içinde  Instagram’da gördüğümüz çocuk oyun alanları oyun grupları vs. vicdanımı bazen yokluyor. Sırf bu yüzden geçtiğimiz günlerde kızımı AVM’ye götürdük oyun alalına soktuk ve hiç bir oyuncakla oynamak istemedi büyük kaydıraklara bunlar hiç güvenli değil dedi. Şaşırdım. Oyuncak mağazalarına soktum. 2-3 dakikalık dolaşmadan sonra sıkıldım ben çıkalım dedi. ben kendimce kendimi rahatlatmak için ona imkan tanıdım ama gördüğüm tabloda o şuan ki durumundan memnun. Kendi aramızda gülüştük hatta  kaç kiloluk ineklere sarılmaya çalışan çocuk burada kaydıraktan korktu diye. Yani konuyu şuraya bağlayacağım her zaman her şey toz pembe değil köyde yaşayanlara da saldırmayın. Bu nasıl köy, bu nasıl ev böyle köy hayatımı olur diye. Herkes kendi doğrusunu yaşamaya çalışıyor. Bizde köyde bütün gün evimizde oturup robot süpürgeyi çalıştırıp, kahve keyfi yapmıyoruz. Neler üretebiliriz. Toprağı nasıl iyileştirebiliriz, diye düşünüyoruz.
Bizleri ziyarete gelen yakınlarımızın eşimizin dostumuzun da köy evi  ve köye göç algısını yıkıyoruz bence. Çünkü bizimde uzaktan izlediğimiz ya nasıl yapıyorlar, nasıl yaşıyorlar, tam olarak içinden birilerini görmek adım atmak isteyen insanları da cesaretlendiriyor bir yerde. Yada ben öyle hissediyorum ziyaret edenlerin gözünde.  Modern yaşamla doğanın uyumu. Şehir hayatından tamamen kopmadan buraya da adapte olabilmek herkese bak oluyormuş dedirtiyor. Laf aramızda erkekler bu işlere bence daha geleneksel bakıyorlar onlar için  ev mi ev. Detaylarda çok önemli değil. Genelde kadınlar köye yerleşmekte tedirgin oluyorlar haklılarda. Çünkü ne kadar tarla işleri bahçe işleri erkeklerde gözükse de bence birazda hemcinslerimi kayırmak gibi olacak ama yükün çoğu kadınlarda. Detayları düşünmekte onlarda çok geniş pencereden bakıyoruz çünkü.
Daha ağır çalıştığın için erkekler sürekli acıkıyor yada aperatif kahve çay ihtiyaçları doğuyor. Evin işi zaten bahçeli olduğundan tozu toprağı hiç bitmiyor. Bizim için konuşacak olursak tarlanın kıyafetleri farklı ve hemen hemen her gün değişiyor daha fazla çamaşır yıkanması demek oluyor buda. Bazı günler hava güzelse tüm gün bahçede geçiyor, getir götür taşı bunların hepsi ek iş 😀
Normal şartlarda mesai de erkek sabah çıkar işe gider akşama kadar iştedir.  yemek yaparsınız  temizlik rutin işler. Ama bizde durum öyle değil. İşimizde burası olduğu için eşimle gün içinde sürekli beraberiz. Şehir yaşamı ile aralardaki farklar burada ortaya çıkıyor zaten.  Erkeğe göre tarla işi zor. Kadına göre ev işi zor tam da buradan yola çıkarak bir sonraki podcasti eşimle beraber onunda köy yaşamındaki görüşlerini alarak hazırlayacağım.
Beni sonuna kadar dinlediğiniz için teşekkür ederim Tüm podcastlardan haberdar olmak ve dinlemek için kanalımıza abone olmayı unutmayın.
1 note · View note
yasamsallik · 4 months
Text
Tumblr media
"Kıt aklınca bana yazan Ümmetçi kardeşim dinle bak, sana ne diyeceğim!..
Üniversite Lisans ve masterimi belirtmeyeceğim, haftada 2 kitap bitirdiğimi, günlük 10 tane gazete, dergi takip ettiğimi ve en az 20 yazarın köşe yazılarını okuduğumu, 50 ülke gezdiğimi, 3 dil bildiğimi, 4 kitap yazdığımı, saz çaldığımı söylemeyeceğim.
Cahilsin diyorum alınıyorsun, yeterince okumamış ve araştırmamışsın diyorum kabul etmiyorsun, görmemişsin ve yaşamamışsın diyorum güceniyorsun…
Cahil olmana değil, cahillikte diretmene kızıyorum. Yine de seni doğrudan doğruya suçlamıyorum, sen ve senin gibi saf insanları, iyi niyetli arkadaşları ve Türk Halkını hususi cahil bırakanları, karanlığa sürükleyenleri ve sonrasında amaçları doğrultusunda bir maşa gibi kullananları lanetliyorum.
Resimdeki yer, Riyad/Suudi Arabistan, uluslararası iş dünyası ve yatırım ajansları toplantısındayım. Biliyorum, sen kutsal toprak dediğin buraları hiç görmedin, belki umre ve hacca gidenlerden dinlemişsindir.
Dünyanın tüm Arap ülkelerini dolaştım, her seviyede Araplar ile tanıştım, mevcut dini yapı ve inanç sistemlerini inceledim, kültür ve hayat şartlarını görerek ve yaşayarak öğrendim.
Vardığım sonuç; her ne arayacaksan kendinde aramalı, her ne istiyorsan özünde bulmalısın.
Kim ki; Arabın şahsına, Arabın diline, Arabın kültürüne, Arabın giyim ve yaşam biçimine kutsiyet atfediyorsa, bil ki ya cahildir, kandırılmıştır, ya menfaat karşılığı satılmıştır.
Dikkat buyur; din demiyorum, din ortak bir kavramdır ve genel olarak Türkler de müslümandır. (Kaldı ki müslüman olmayan Türkler ve Türk boyları kardeşlerimiz de vardır, hepsine sevgimiz ve saygımız sonsuzdur) Müslüman olup da Arap veya Türk olmayan farklı milletler ve ülkeler de mevcuttur.
Bu durumda, İslam dini; hiç bir ülkenin, milletin, hiç bir cemaat ve grubun tekelinde değildir.
Arap iyi müslüman da, Türk kötü müslüman mı? Bu hayranlık, sempatizanlık, özentilik neden?
Dünyadaki tüm müslüman milletler, Arap gibi giymek, Arap gibi yemek, Arap gibi konuşmak, Arap gibi okumak, Arap gibi yaşamak zorunda mıdır? Kaynak nedir? Ölçü nedir? Doğru nedir?
Kaynak “Kur’an” dediğini duyuyorum. Ama kaynağı da iyi okumuyorsun, okusan da anlamıyorsun, kelimelerin manasını bilmiyorsun. Kaynağın da, anlayacağın dilde, Türkçe olarak okunmasını, duaların Türkçe edilmesini istemiyorsun. Çünkü, sana öyle diyorlar, öyle öğretiyorlar, öyle aşılıyorlar.
Hiç sordun mu, araştırdın mı? Diğer dinler ve kitaplar nasıl? Mesela İncil neden öyle değil. Avrupa ülkelerini gezince göreceksin ki, her ülke kendi dilinde dualarını okuyor, ibadetini yapıyor.
Ortodokslar mesela, Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Yunanistan vs. hepsini gezdim, kiliselerine gittim, din adamlarıyla konuştum, gördüm ki hepsi kendi dillerinde, kendi kültürlerinde inançlarını harmanlayarak dinlerini yaşıyorlar.
Ayrıca… Müslüman ülkelerde Arap kültürünü hakim kılmak için yıllık ne kadar bütçe ve finansal kaynak ayrıldığını biliyor musun?
İsimleri ve faaliyet alanları farklı görünse de, ortak amaç ve zihniyetleri “Arabizm” olan dernek, cemiyet, parti, vakıf, cemaat, tarikat vs. yapıların, sadece bayramdan bayrama topladıkları kurban derileriyle mi giderlerini karşıladıklarını sanıyorsun?
Bir tek bağışlarla mı geçiniyorlar? Yalnız aidatlarla mı ayakta duruyorlar? Kimler destekliyor? Hangi Arap ülkelerinin diasporası var bu oluşumların arkasında? Harcanan bu devasa sermaye, nasıl geri dönüştürülüyor?
Sen daha neyin orucu bozup - bozmadığını öğrenemedin ki, bunları nerden bileceksin? Günde 10 bin defa tesbih çekmeyi, 20 bin defa tekbir getirmeyi ders mi, ilim mi sanıyorsun?
Demem o ki; Ümmetçi kardeşim, aklını kullan, hipnoz olma, kimseye biat etme, gözlerini aç!. Din kullanılarak dünya geneline yayılan Arap Emperyalizmini gör, Selefi Arapçılığı fark et!..
Bir Türk vatandaşı olarak, bütün insanlara, dinlere, dillere ve kültürlere elbette saygı duyuyorum ama kimsenin de Türk dilini, dinini, töresini ve kültürünü Araplaştırmasına, yozlaştırmasına, tahrip etmesine iyi gözle bakmıyorum ve kayıtsız kalamıyorum.
Çünkü ben Ümmetçi değil, özü ve sözüyle bir Türk Milliyetçisiyim, Vatansever, Devrimci, Halkçı, Cumhuriyetçi, Laik, Yurtseverim. Senin hiç sevmediğin ATATÜRK, benim hayat liderimdir. Senin hoşlanmadığın Cumhuriyet, Laiklik ve Demokrasi, benim vazgeçilmezimdir. Özgürlük ruhum, bağımsızlık karakterimdir. Yükselmek, gelişmek, ilerlemek hedefimdir.
Gayem insanlık, yüküm sevgi, ölçüm vicdandır.
Kalben yolum Hak-Muhammed-Ali, ocağım Ahmet Yesevi, Pirim Hacı Bektaşi Veli’dir.
Ulu Ozanlar ile nefeslenirim; Nesimi okur, Şah Hatayi dinler, Pir Sultan Abdal söylerim.
Öğüdü Edebali’den, hoşgörüyü Yunus Emre’den, cesareti Battal Gazi’den alırım.
Unutma, bilim ile gidilmeyen her yol karanlıktır.
Düşünce karanlığına ışık tutanlara selam olsun."
Muazzez İlmiye ÇIĞ
29 notes · View notes
trplatfromu · 9 months
Text
ENGLİSHACADEMY - SİLVER
Tumblr media
English Academy: İzmit'te Dil Eğitiminde Güvenilir Adres
Günümüzde dil bilmek, kişisel ve profesyonel gelişim açısından büyük bir öneme sahiptir. Dil kursları, bu önemli ihtiyacı karşılamak ve bireylere yeni bir dil öğrenme fırsatı sunmak amacıyla ortaya çıkmıştır. İzmit'te dil eğitimi arayışında olanlar için English Academy, kaliteli eğitim ve uzman kadrosuyla öne çıkan güvenilir bir dil kursu olarak dikkat çekiyor.
English Academy Nedir?
https://www.englishacademy.com.tr/, İzmit'te dil eğitimi alanında uzun yılların deneyimine sahip bir kuruluştur. English Academy, öğrencilerine etkili bir dil öğrenme deneyimi sunmak amacıyla modern eğitim yöntemleri ve profesyonel öğretmen kadrosunu bir araya getirerek öne çıkar. Özellikle Almanca kurslarıyla bilinen English Academy, öğrencilere dil becerilerini geliştirme ve yeni bir dil öğrenme konusunda güvenilir bir ortam sağlar.
İzmit Dil Kursu:
English Academy, İzmit dil kursu arayanlar için ideal bir seçenek sunar. Dil öğrenme sürecini eğlenceli ve etkili bir şekilde yöneten uzman eğitmenler, öğrencilere dil becerilerini hızla geliştirme imkanı tanır. İzmit dil kursu, başlangıçtan ileri seviyeye kadar farklı seviyelerdeki öğrencilere hitap ederek, herkesin öğrenme ihtiyacına uygun bir program sunar.
Almanca Kursu:
Almanca, Avrupa'nın önde gelen dillerinden biri olarak iş, eğitim ve seyahat gibi birçok alanda fırsatlar sunar. English Academy'nin Almanca kursları, öğrencilere bu önemli dilde etkili iletişim kurma yeteneği kazandırmayı hedefler. Uzman öğretmenler eşliğinde düzenlenen Almanca dil kursu, dilbilgisi kuralları, kelime bilgisi ve iletişim becerilerini kapsayan kapsamlı bir öğrenme deneyimi sunar.
English Academy'nin Sunduğu Avantajlar:
Uzman Eğitmen Kadrosu: Deneyimli ve alanında uzman öğretmenler, öğrencilere etkili bir dil öğrenme deneyimi sunar.
Modern Eğitim Metodları: Güncel ve etkili eğitim yöntemleri kullanılarak öğrencilere interaktif bir öğrenme ortamı sağlanır.
Esnek Programlar: İş, okul veya diğer günlük aktivitelerle uyumlu olarak düzenlenen esnek kurs programları ile öğrencilere kolaylık sağlanır.
Küçük Sınıflar: Her öğrenciye bireysel dikkat sunabilmek adına sınıflar küçük tutularak etkili bir öğrenme ortamı oluşturulur.
English Academy, İzmit'te dil eğitimi almak isteyenler için güvenilir bir adres olarak öne çıkıyor. İzmit dil kursu ve özellikle Almanca kursları ile öğrencilere kaliteli bir dil öğrenme deneyimi sunan English Academy, bireylerin dil becerilerini geliştirmelerine ve yeni bir dil öğrenmelerine olanak tanıyor. Dil eğitiminde uzmanlaşmış bir kuruluş olarak English Academy, öğrencilerini başarıya taşıyan bir kapı aralıyor. Detaylı bilgi ve kayıt için https://www.englishacademy.com.tr/ adresini ziyaret edebilirsiniz.
339 notes · View notes
sevgiigvess · 21 hours
Text
keşke ses kayıt edebilsek burada, sesli günlük gibi kullanabilsek bazen burayı; çünkü bazen yazmak bile zor geliyor bana
5 notes · View notes
demircizademehmet · 1 year
Text
Sarıkamış Faciasını Şahidi Anlatıyor
Dünya Savaşı’nın üzerinden tam 100 yıl geçti. 600 yıllık bir çınarın gövdesinin paramparça edildiği bu büyük harpte, nice insanımız, evinden binlerce kilometre ötede can verdi. Niceleri anasından, babasından, eşinden ve çok sevdiği çocuklarından ayrılmak zorunda kaldı… Kimisi vatan uğrunda şehit oldu, kimisi esir düştü… Büyük savaşta Osmanlı’nın başına gelenler birçok eserde anlatılmışsa da, yaşanan felaketler dillendirilmişse de, dedelerimizin acıları ne yazık ki unutuldu.  Şimdi toprağa gömülüp giden o acılar hatırlanmayı bekliyor…
İrfanoğlu İsmail’in Esaret Hatırları
Dedelerimizin askerlik hatıraları maalesef gerektiği gibi kayıt altına alınmadı. Buna rağmen bir gayret var ki, takdire şayan… Sarıkamış cephesinde Ruslara esir düşen Molla İsmail Efendi’nin hatıraları oğlu Ahmed Rıza İrfanoğlu’nun kalemiyle yeniden hayat buldu. 14 yaşına kadar babasının dizinin dibinde harp ve esaret hatıralarını dinleyen Ahmed Rıza İrfanoğlu’nun “Allahüekber Dağları’ndan Sibirya’ya” isimli hatırat kitabı meraklılarını bekliyor.
Sarıkamış’ın kışından, Rus’un süngüsünden, Sibirya’daki 5,5 yıl süren esaretten kurtulan Molla İsmail, memleketi Rize’ye döndükten sonra yıllarca imamlık yapmış, 28 Ocak 1961 tarihinde de vefat etmiş. “Kirpiklerimi birbirine vurmazdım bile! O derecede dikkatle dinlerdim.” diyen oğul Ahmed Rıza, babasının hatıralarının yazılamaması hususunda şunları söylüyor: “1961 yılında ölümünden önce, hatıralarını yazdırmak için köyümüzde yazıcı aradığını duydum. Ben o zaman uzaklarda idim. Onun o niyetini, o zaman hafife aldığımı itiraf ederim. Sonra pişman oldum, hatıralarının yazılamayışına! Bir yandan da kendimi teselli ediyordum. Çünkü babamın esaret hatıraları aklımdaydı. Ve de kendime güveniyordum, onları yazabileceğime!..”
Bu düşüncelerle babası Molla İsmail Efendi’nin harp ve esaret hatıralarını kaleme alan Ahmed Rıza İrfanoğlu, yaşanan acıların, yoklukların, milletin başına gelen faciaların unutulmaması namına kalemi eline almış.
Cihan Harbi’ne Gönüllü Katıldı
1914 senesinin haziranında fitili ateşlenen dünya savaşı Osmanlı için ölüm kalım mücadelesinin de başlangıcı demekti. Memleketin dâhilinde ilan edilen umumi seferberlikle pek çok kişi silahaltına alınmıştı. Silahaltına alınan askerler evvela eğitim için belirli bölgelerde toplanıyordu.  İşte o günlerde Rize’nin köylerinden Beyazsu’da (Palodya) ikamet eden Molla İsmail Efendi, tahsilini İstanbul Beyazıd Medresesi’nde tamamlamıştı. 1914 senesinin Eylül ayında da Osmanlı ordusuna gönüllü olarak katıldı.
Beyazsu Köyü’nden cepheye giden 27 kişi arasında yer alan Molla İsmail Efendi Of – Çaykara üzerinden Gümüşhane- Kelkit yolunu takip ederek Erzincan’a geldi. 22 gün süren bu yolculuktan sonra Erzincan’da başlayan askerî eğitim Molla İsmail Efendi’nin hayatının dönüm noktalarından birini teşkil ediyor. Harp talimlerinin ardından topçu batarya katibi olarak III. Ordu’ya katılan Molla İsmail,  Kasım 1914’te Ruslarla çarpışmak üzere Erzurum’a hareket etti. İlk çarpışmaya Hasankale-Hızardere mevkiinde katıldı, kahramanca vuruştu, pek çok kez ölümün kıyısına yaklaştı. Ancak Sarıkamış’ta verilen elim karar, o büyük hata, birçok Osmanlı askeri gibi Molla İsmail Efendi’nin de hayatını alt üst etti. Muhteris bir emirle yok edilen koca ordudaki binlerce askerin hikâyesi Allahüekber Dağları’nda nihayete erdi. Peki ya sağ kalanlara ne oldu?
26 gün boyunca dağlarda, esir düşmemek için, aç susuz hayatta kalma mücadelesi veren Molla İsmail ve birkaç düzine asker 1915 senesinin ocak ayında Ruslara esir düştü. Böylece İsmail Efendi, 46 günlük bir tren yolculuğundan sonra hayatının 5,5 yılını geçireceği, Asya’nın doğusundaki Rus esaret kampı Vladivostok’a götürüldü. Rus ellerinde geçirdiği sıkıntı ve hasret dolu yılların ardından, Ekim Devrimi’nin getirdiği boşluktan istifade edip memlekete dönmek üzere yola çıkan İsmail Efendi, Stalingrad’da Bolşevik kurşunlarından son anda kurtuldu.
İsmail Efendi, Stalingrad’dan güneye, Hazar Denizi’ne akan Volga suyunun kıyısında da ölümden döner, hayretler içinde kalır: “Hasankale’de, Hızardere’de, bu Rus milletinin askeri ile 5,5 sene evvel süngü muharebesine girdim. Bana bir şey olmadı. Narman’a kadar savaştık, üstümde kan lekesi görmedim. Bardız’ı alırken savaştık. Sarıkamış’ı almak için taarruza kalktık. Ordumuz kırıldı. Bana bir şey olmadı. Allahüekber Dağları’nda başıboş bir ay dolaştık. Kar, kış, soğuk, açlık, bit, tifüs, düşman ve her şeye rağmen sağ kaldım. Sonra esaret, Vladivostok. Bunca işten sonra kaçıp kurtulayım derken, birbirlerini yok etmeye çalışan Rusların iç savaşının ortasında kıl payı ile ölümden kurtulmuştum. Ne talihim varmış hayret! (…) 27 kişilik arkadaş grubundan sadece iki kişi kurtulmuştuk! Her tehlikeli anda, en son dakikada, gizli bir el beni korumuş ve kurtarmıştır. Beni koruyan ve kurtaran gizli elin farkındayım. Bu elin sahibine söz vermiştim, dualarım kabul olmuştu.”
Molla İsmail Efendi’nin Dilinden Sarıkamış Faciası
Her satırı enteresan bilgilerle dolu kitapta Molla İsmail Efendi, Sar��kamış’ın en çok merak edilenlenlerini şöyle anlatıyor:
“22 Aralık 1914 tarihinde kolordu olarak, Bardız Yaylası'ndan Sarıkamış’a doğru, yani dağları aşmak üzere taarruza başladık. O gün ikindi vaktine kadar düzlük araziden ilerledik. Rus’dan hiç ateş yok. Karşımızdaki dağlarda orman var. Akşama kadar ormana ulaşırsak başaracağız kısmen. Rus bizi görüyor. Rus ormanda gizlenmişti. İkindiye doğru askerimiz Rus ateş hattına girmiş oldu. İşte ne oldu ise bu anda oldu. Rus üç taraftan birden ateş etmeğe başladı. Sağdan, soldan ve önden müthiş bir ateş yağmuruna tutulduk. Şaşırıp kaldık. Toparlanıncaya kadar kırıldık. Toparlansak ne olacak sanki! Biz açıktayız. Açıkta yakalandık, Rus siperinde. Biz de ateş etmeye başladık amma, kırıldık, bittik. Açıkta yakalanan asker berbat oldu. Büyük kısmı şehit oldu. Arazide diz boyu kar var. Karın üzerinin kandan kızardığını gördüm. Kısaca fena vaziyette, pusuya düşürüldük. Şehit olmayanların da büyük kısmı yaralandı. Yaralanmayan çok az asker kaldı. Ben de yaralanmayanlar arasında idim. Akşamın geç saatlerine doğru askerimiz yok olmuştu artık.
"O gece müthiş bir don vardı. En küçük yarası olan bile karın üstüne düşmüş, beklemek zorunda. Kimsenin gidebileceği yer yok. Yaralıların hepsi o gece dondu. Sabaha kimse kalmadı.
"Şunu söylemeden geçemeyeceğim: Ben, o gece yarısına kadar, o yaylanın Kur’an sesi ile inlediğini çok iyi hatırlıyorum. Çünkü o günkü asker Kur’an okumasını biliyordu. Yasin-i Şerif’i bilmese de hemen herkes namaz surelerini biliyordu. Herkes ölmek üzere olduğunu biliyordu. Savaşta ölen ilk başta zaten ölmüştü. Yaralananlara gelince, onlar da gece sabaha sağ çıkamayacaklarını biliyorlardı. Kısaca herkes kendi Kur’an’ını kendisi okuyordu. Yani askerimizin henüz şehit olmayan yarısı Kur’an okuyordu. Bu ne demektir. Mahşer gibi. Ne var ki gece yarısından sonra Kur’an sesleri kesildi. Çünkü yaralıların hepsi öldü. Kolordu şehit oldu. Asker dondu. O manzarayı hatırlamak bile kanımı donduruyor. Üstelik ben o hali gördüm ve yaşadım.
“Sadece Kur’an okunuyor. Ağlamak yok. Çünkü ağlamak demek bir ümit beklemek, bir ışık beklemek demektir. Herkes öleceğini biliyor. Ne bekleyecekler. Niçin ağlasınlar. Nasıl asker silahaltına giderken azığı ile gelme hazırlığına girişmiş idi ise tıpkı onun gibi, şehadet kapısından geçmesi, kayıtsız, şartsız, kesinleşmiş, askerin de Rabbi’nin huzuruna çıkarken, onun kitabından birkaç sure okuma hazırlığı vardı, girişimi vardı. Ağlama yoktu ve ben duymadım. Sadece Kur’an sesi duydum. Ben de Yasin okudum. Gece yarısından sonra ses kesildi. Artık Kolordu’nun sustuğunu ben de anladım!...
“Ben yaralanmamıştım. O düzlükte, o karanlıkta yalnız kaldım. Nereye gidebilirdim. Soğuktan donabilirdim. Aklıma geldi ki yaralıların arasına gireyim. Yaralanmış asker de, bir başka askerin nefesine muhtaç oluyor. Böylece ister istemez yaralılar, sürüne sürüne, karın üstünde öbekleşiyorlar, kümeleniyor. İşte böyle bir yaralılar kümesinin içine girdim. Onların kümesinde, aşağı yukarı, yaralıların altına girdim demektir. Onların vücut sıcakları gece yarısına kadar beni donmaktan korumuştur. Yarı geceden sonra da şehitlerin vücutları soğuyunca, bazı şehitlerin kaputlarını alıp tekrar giyindim. Böylece birkaç kat giysinin içinde sabahı buldum. Kısaca gece ayazı her şeyi dondurdu. Sabah oldu, yerimden doğruldum, karın içinden ayağa kalktım. Elbisem hep kan olmuş. Şehitlerimizin mübarek kanları elbiseme damlamış ve beni de kızartmıştı. Çevreme baktım. Ses yok. Acaba sağ kalan kimse var mı? Yüksek sesle, bağırarak künyemi okudum. Kimse var mı diye bağırdım. 200 adım öteden bir kişi doğruldu karın içinden. Böylece 10 kişi daha karın içinden toplandık. Toplandık amma; acaba biz sağ mıyız, ölü müyüz diye epeyce tereddüt ettik! Bizim taburdan 10 kişi kadar sağ kalmışız! Belki kaybolup da başka yerde kalan olmuştu. Bir türlü, bu maddi âlemde olduğumuza kanaat getiremiyorduk. Çünkü binlerce kişi elbiseyle karın üstünde yatıyor. Belki onlar canlıdır da uyuyorlar! Belki biz şehit olmuşuz da ruhlar âleminden onlara bakıyoruz! Yavaş yavaş bu hayatta olduğumuza inandık.
“Bunları Bizzat Gözlerimle Gördüm”
“Karşıda çamlık var. Çamlığa girip ateş yaktık ısındık. Elbiselerimizi temizledik. Eksiklerimizi, silahımızı, cephanemizi tamamladık. Hadsiz hesapsız silah sahipsiz kalmıştı. Atlar da ölmüştü. Tek tük sağ kalmış at, katır var. Onlar da karın üzerinde yatan arkadaşlarının çevresinde duruyorlar. Her halde onlar da ölümü idrak edememişler, şaşırıp kalmışlar şu insanların işlerine! İnanıyorum ki bu muharebeyi bu atlar idare etmiş olsalardı bu acıklı hale düşmezdik.
“Ey bu söylenenleri dinleyen insanlar! Zannetmeyiniz ki İsmail İrfanoğlu bunları kitap okuyarak bir yerden öğrendi! Zannetmeyiniz ki İrfanoğlu İsmail bu söylediklerini bir başkasından duyup da anlatmıştır. Asla ve haşa! Bunları bizzat gözlerimle gördüm, bizzat ben şahit oldum. Ne var ki ben onları tam göremedim, gördüklerimi de tam anlatamadım. Çünkü görme ve duyma kudretimizi kaybetmiştik!..
“Bizim taburdan 10 kişi sağ kalmıştık. Yani ordumuz kırıldı. Subay da kırıldı. Mekkâre de (at ve katırlar) öldü. Ben onlara da şehit diyorum. Her ne kadar şehitlik rütbesi insan için bir rütbe ise de bizim mekkâremiz de insan sınıfından sayılırdı. Savaş sonrası sağ kalan birkaç at-katırın şaşkınlığını görünce bu kanaate vardım. Yayla sahipsiz kaldı. Silah ve cephane ile her taraf doldu! Silah, cephane var, amma onu tutacak el, kol yok artık. Neye yarar o demir parçaları? Ordu yok oldu.
“Diğer taburlardan da bazı canlılar var tabii. Toplandık. Konuşuyoruz. Yine dedikodu devam ediyor. Kesin olmamakla beraber duyduğumuza göre: Enver Paşa, taarruz başladığında bizimle beraber imiş. Neticeyi görünce kaçmış. 400 atlı birliği varmış. 40 atlı ile kaçmış…
“O muharebede Sarıkamış'ı kurtarmak için uğraşırken 9, 10 ve 11. kolordular cephedeydi. Ben 9. Kolordu'da er idim. Bu kolorduların mevcudu 100 bin civarında olmalıydı. En çok 10 bin kişi kurtulabilmiştir. Yani 90 bin kişi yok olmuştur. Bir ordunun silah ve cephanesi de gitmiştir. Ayrıca geniş bir vatan parçası da düşman eline geçmiştir. Sırf saraya damat olmuş Enver'in kafasızlığından oldu bu felaket. Oysa Rus bizden zayıftı. Öyle ki Rus o zaferinden sonra Erzurum'u işgal etmemiş, Rize ve Trabzon'a girememiştir. Ancak 1916 yılının baharında buralara girebilmiştir.
“Hayatı Ciddiye Almıyorduk!”
“Yapabilecek tek iş var: Şehit yığınlarının arasından, kar içinden çıkıp en yakın ormana sığınmak, her canlının hiç düşünmeden, sevk-i tabii ile yapacağı iş budur. Sağ kalan atlar da öyle yaptılar. Ne yapsınlar, onlar da kader arkadaşımız. Yaktığımız ateş çevresinde atlarla beraber ısınıyoruz…
“Yavaş yavaş şaşkınlığı geride bırakan sağ askerler, toparlanmaya başladık. Gene sohbetler başladı. Çam altlarında manevî meseleler konuşuluyor, kerametler anlatılıyor. Bir asker şöyle anlatıyor: ‘Şehit bir askerin iyi bir tüfeği vardı. Şehit olmuş ama tüfeği elinden bırakmamış. Onun tüfeğini almak istediğim sırada ‘Alma tüfeğimi!’ diye bir ses geldi şehitten, tüfeği almadan korkup kaçtım.’
“Bir yandan kar yağıyor. Yoğun kar, şehitleri örtmeye başladı. Bir daha şehit cesetlerini göremez olduk. Artık karlar eriyince, nisan ayında cesetler meydana çıkacaktır. Rus, cesetlerle ilgilenmiyor. Sağ kalan küçük gruplarla uğraşıyor. Bu maksatla yer yer çatışmalar oluyor. Rus, bu tepeye gelince biz de karşı tepeye geçiyorduk. Artık Rus’u da ciddiye almıyorduk, hayatı ciddiye almadığımız gibi…”
Kaynak: İrfanoğlu İsmail Efendi’nin Esaret Yılları Hatıraları Allahüekber Dağları’ndan Sibirya’ya, Ahmed Rıza İrfanoğlu, Tebliğ Yayınları, İstanbul 2011.
 
Kutu1: “Babamın kitapları ambalaj kağıdı olarak satıldı!”
Babamın hatıralarını belgeleyen bazı kitaplar, mektuplar ve kendi notları köyümüzde, evimizin yanındaki mısır ambarında (nalya) saklanmaktaydı. Bunlar eskimez yazıyla yazılmıştı. 1944-45 yıllarında ortaokul öğrencisiyken nalyada yatıyordum. O zamanlar onları okuyordum. O zamanlar notlarını okumuş, zihnime kazımıştım… O belgeler maalesef yok edildi. Köyümüzdeki okula öğretmen olarak gelen Ali Kafkasyalı, okul çocuklarını eski eserleri toplayıp getirmeleri hususunda teşvik ve tahrik ettiğinden çocuklar bizim ambarın kapısını kırarak içerideki her şeyi okulun önüne getirip meydana döktüler. Ali Kafkasyalı, kendine yarayan her belgeyi alıp götürmüş ve diğer vesikalar da ambalaj kâğıdı olarak bakkallara satılmıştır.
O bakımdan bu hatıralar kitabına bazı belgeleri eklemek mümkün değil!
YEDİKITA
77. Sayı Ocak 2015
9 notes · View notes
yakazakalb · 10 months
Text
Sevgi değer günlük,
Bugün dersinden hiçbir şey anlamadığım hocanın hazırlıksız sınavına girdim. Ve kayda değer de bir not aldım. Mutluyum. Kurun bitmesine bi hafta kaldı. Sonra final sınavları ve finish. Tefsir hocası "dersim hakkında görüşlerinizi lütfen bana WhatsApp'tan yazın" dedi. O esnada duramadım ve ilanı aşk eyledim. hocam sizi çok sevdim ben dedim. Ki bu kursta tek sevdiğim hoca sanırım tefsir hocası oldu. Yani ders kalitesi bakımından. Ama tecvid hocasının da hakkını yemeyim şimdi. Diğer dönem yeni kayıt yapmayı düşünmüyorum. Zirvede bitir dedi kardeşim. Tabi o yüzden değil elbette. Diğer dönem için başka planlarım var. Ve kursa kaydolsam yarısında Türkiyeye gitme ihtimali var. Yarım kalır ve dönem boşa gider. Geçen sene öyle olmuştu. Kursun üçüncü dönemine seneye zirveden devam inşaallah. Ama bu defa başka kurs merkezinde. Bu arada seneyi de bitirip yazı da nasıl getirdim hemen. Ömür dediğin ikindi vakti gölgede dinlenmek gibi sahi...
5 A r a l ı k Çarşamba
5 notes · View notes
ingilizcedilkursu · 1 year
Text
İngilizce Kursu
Tumblr media
İLM İstanbul Dil Kursu: İngilizce Öğrenmenin En Etkili Yolu
İngilizce dilini etkili bir şekilde öğrenmek ve iletişim becerilerinizi geliştirmek artık çok daha kolay ve keyifli! İLM İstanbul Dil Kursu olarak, size en iyi eğitimi sunarak dil öğrenme yolculuğunuzu destekliyoruz. İster İngilizce kurslarına yeni başlayan biri olun, ister mevcut dil becerilerinizi ileri seviyeye taşımayı hedefleyin, ihtiyaçlarınıza yönelik en uygun eğitim programını sunuyoruz.
İngilizce Kurslarıyla Hedeflerinizi Gerçekleştirin
English course (İngilizce Kursu): Dil becerilerinizi profesyonel eğitmenler eşliğinde geliştirmek için tasarlanmış kapsamlı bir eğitim programı. Hem temel dilbilgisi hem de konuşma pratiği üzerine odaklanarak güvenle iletişim kurmanızı sağlıyoruz.
English classes (İngilizce Dersleri): Gruplar halinde düzenlenen dinamik derslerimizde, hem dilbilgisi hem de dinamik iletişim becerileri üzerine yoğunlaşıyoruz. Diğer öğrencilerle etkileşimde bulunarak kendinizi ifade etme fırsatı yakalayacaksınız.
Learn English (İngilizce Öğren): Dil öğrenme sürecinizi adım adım yönlendiriyoruz. Uzman eğitmenlerimizle birlikte, kelime dağarcığınızı genişletmek, gramer kurallarını öğrenmek ve günlük yaşamda kullanabileceğiniz pratik İngilizce becerilerini kazanmak için buradayız.
Çevrimiçi İngilizce Kurslarıyla Zamanı En Verimli Kullanın
İşte İLM İstanbul Dil Kursu olarak farkımız:
Online English course (Çevrimiçi İngilizce Kursu): Yoğun bir programınız varsa veya uzaktan eğitimi tercih ediyorsanız, çevrimiçi İngilizce kurslarımız sizin için ideal. Esnek saatlerde eğitim alarak dil öğrenme hedeflerinizi ertelemenize gerek kalmaz.
English speaking classes (İngilizce Konuşma Dersleri): Dilin en önemli yönlerinden biri olan konuşma becerisini geliştirmek isteyenler için tasarlanmış derslerimizle, özgüvenle ve akıcı bir şekilde konuşma yeteneğinizi ilerleteceksiniz.
Sınavlara Hazırlık Kurslarıyla Hedeflerinizi Yakalayın
TOEFL preparation course (TOEFL Hazırlık Kursu): Uluslararası geçerliliği olan TOEFL sınavına hazırlanırken size uzman rehberlik sunuyoruz. Sınav stratejileri, pratik testler ve özel derslerle başarıya giden yolda size rehberlik ediyoruz.
Dil öğrenme maceranızı en iyi şekilde desteklemek için İLM İstanbul Dil Kursu olarak buradayız. Eğitim kadromuzun deneyimi ve öğrenci odaklı yaklaşımımızla, İngilizceyi öğrenmek ve akıcı bir şekilde konuşmak artık sizin için çok daha erişilebilir. Sizi de aramızda görmekten mutluluk duyarız!
Daha fazla bilgi ve kayıt için: https://www.ilm.com.tr 'yi ziyaret edebilirsiniz.
2 notes · View notes
isgegitimicomtr · 1 year
Text
İSG EĞİTİMİ™ | BULUT AKADEMİ | İSG Kursları
Tumblr media
İSG Kursları denildiğinde adayların aklına bir çok soru gelmekte. Bunlar; İSG Kursları Nedir? Kimler İçin Uygundur? İSG Kursları Eğitimleri Neleri Kapsar? İSG Kursları Nasıl Verilir? Gibi. İSG Kursları yazımızda siz adayların aklına gelebilecek tüm sorulara cevap vereceğiz.
İçindekiler [Gizle]
1 İSG Kursları Nedir?
2 Kimler İSG Kursları Alabilir?
3 İSG Kurslarında Neler İşlenir?
4 İSG Kursları Nerede ve Nasıl Alınır?
5 İSG Kursları Online Olarak Alınabilir mi?
6 İSG Kursları için Ücretler ve Kurs Süresi Nedir?
7 Hangi Sertifikalar İSG Kurslarından Alınabilir?
8 İSG Kurslarına Nasıl Kayıt Olunur?
İSG Kursları Nedir?
İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kursları, iş yerlerinde çalışanların sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda bilgi ve becerilerini artırmak amacıyla düzenlenen eğitimlerdir. Bu kurslar, iş yerlerindeki iş kazalarının önlenmesi, çalışanların sağlığının korunması ve iş yerlerinin yasal yükümlülüklerinin yerine getirilmesi gibi amaçlar doğrultusunda İş Güvenliği Uzmanı, İşyeri Hekimi ya da diğer sağlık personeli olarak kariyer yapmak isteyenler için olmazsa olmazlarıdır.
Kimler İSG Kursları Alabilir?
İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kursları için uygun olan kişiler aşağıda listelenmiştir:
İş Güvenliği Uzmanlığı:
İSG Önlisans Bölümü Mezunları
Mimarlık ve Mühendislik Fakülteleri Mezunları
Fen Edebiyat Fakülteleri (Fizik, Kimya, Biyoloji Mezunları)
Teknik Eleman Yetiştiren Bölümler
İşyeri Hemşireliği:
Sağlık Memurları
Acil Tıp Teknisyenleri
Çevre Sağlığı Teknisyenleri
İşyeri Hekimliği:
Tıp Diplomasına Sahip Olanlar
İSG Kurslarında Neler İşlenir?
İSG kursları Eğitim programı içerisinde, işyerlerindeki tehlikeler, risk yönetimi, acil durum müdahale planları, iş güvenliği ekipmanları, çalışanların hakları ve sorumlulukları ve diğer ilgili konular ele alınır.
İSG Kursları Nerede ve Nasıl Alınır?
İSG kurslarına katılmak isteyenler için kursların nerede ve nasıl alınabileceği merak konusu olabilir. İşte İSG kursları hakkında merak edilenler:
İSG Kursları Nerede Alınabilir? İSG kursları, çeşitli eğitim kurumları tarafından düzenlenmektedir. Bu kurumlar, özel eğitim kurumları, üniversiteler, meslek odaları ve sendikalar olabilir. Ayrıca, online eğitim platformları da İSG kursları sunabilmektedir.
İSG Kursları Nasıl Alınır? İSG kurslarına başvuru yapmak için öncelikle seçilen kurumun internet sitesi veya iletişim kanalları üzerinden başvuru yapılabilir. Başvuru sonrasında, kurs ücreti ve kurs süresi gibi detaylar belirlenir ve ödeme yapıldıktan sonra kursa katılım sağlanabilir.
İSG Kursları Online Olarak Alınabilir mi?
Evet, İSG kursları çoğunlukla online olarak yapılmaktadır. Online İSG kurslar, eğitim almak isteyenlerin iş ve diğer günlük yaşamları ile uyumlu bir şekilde planlanabilir ve genellikle daha esnek bir program sunarlar. Ancak, Online İSG kursların kalitesi ve geçerliliği açısından dikkatli bir şekilde incelenmeleri ve akredite olmuş bir kurumdan alınması önerilir. KARiYER ENSTiTÜSÜ™ İSG Kursları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş bir kurumdur. Ve Sağlamış olduğu Uzaktan Online İSG Eğitimi Sisteminde kendi uzaktan eğitim sistemini kullanmaktadır.
İSG Kursları için Ücretler ve Kurs Süresi Nedir?
İSG Kursları süreleri ve ücretleri, kapsama ve içeriğe göre değişkenlik göstermektedir. İş Sağlığı ve Güvenliği alanında uzman olmak isteyenler ve İşyeri Hekimi olmak için toplam 220 saatlik eğitimler sunulurken, İşyeri Hemşireliği veya diğer adıyla Diğer Sağlık Personeli için ise toplamda 90 saatlik bir eğitim programı mevcuttur. Kurs ücretleri değişkendir ve bu konuda daha fazla bilgi edinmek için İSG Kurs Ücretleri isimli makalemizi okuyabilirsiniz.
Hangi Sertifikalar İSG Kurslarından Alınabilir?
İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) kurslarından birçok farklı sertifika alınabilir. Bunlar arasında iş güvenliği uzmanlığı sertifikası, işyeri hekimliği sertifikası, işyeri hemşireliği sertifikası bulunmaktadır. Hangi sertifikanın alınması gerektiği, işverenin ihtiyaçlarına ve çalışanın pozisyonuna bağlı olarak değişebilir.
İSG Kurslarına Nasıl Kayıt Olunur?
İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) kurslarına kayıt olmak için, sitede bulunan İSG KURSU BAŞVURU FORMU kayıt formunu doldurmanız gerekmektedir.
İSG Kurslarına kayıt yaptırmak isteyen adaylar;
Kimlik bilgileri,
Mezuniyet belgelerini
İletişim bilgilerini
KARiYER ENSTiTÜSÜ™ İSG Kursları Eğitim Uzmanlarına göndermeleri gerekmektedir. Diğer kalan tüm işlemlerde sizlere tam destek sunulacaktır.
2 notes · View notes
aynodndr · 2 years
Text
Tumblr media
TARİHTE YAŞANMIŞ GERÇEK BİR YOL HİKAYESİ:
Yıl 1977 Burdur otobüs garajı:
Köylülerimizden birisi babası ile garajda dolaşıyor, ben yaşlarında olan çocuk ağlıyordu.
Ben haftalığımı almış köye dönecek, anamın babamın yanında epeydir görmediğim kardeşlerimle hasret giderecektim, içim içime sığmıyordu, o zamanlar köye gelip gitmek şimdiki gibi kolay değildi.
Çavdır'a tek araba vardı, o arabada burunlu 309 du ki, yol yakın zaman da bitmezdi.
Çavdır'a varınca da köye gitmek cabasıydı ya, ne edersin ki, hasretlik tak etmişti cana, ustamdan üç günlük izin almıştım.
Dördüncü günü burda olcen len kerata, diyerek güç bela izin alabilmiştim.
İnşallah otobüs gitmemiştir diye dualar ederek otobüs garajına geldiğimde burunlu 309 u görünce keyfimde yerine gelmişti, tam yazıhanenin oradan bilet alacakken benim köylüyü gördüm, oğlan biz yaşlardaydı.
Beni çıraklığa salmıştı babam, onlar ise okumaya gelmişlerdi Burdur'a, yanına vardım, hayırdır bizim oğlan, ne oldun.
Niye ağlıyorsun dedim, yanında babası da vardı, babasının da yüzü bi hoştu.
Sorma, boş ver dedi, neye sormayacağım ula?
Biz aynı Celmenden su içmedik mi, aynı garagavıktan yemedik mi, o nasıl laf öyle, bunun üzerine yaşlı gözlerini sildi ve yüzüme baktı.
Ziraat Fakültesini kazandım, en geç Salı gününe kayıt olmam gerek.
Fakat yol param yok.
Anam! Anam! Anam!
Burdur otobüs garajı başımda bi dönmeye başladı ya, deme gitsin!
Ben okumayı çok istedim di, babam beni okutmadı.
Rahmetli Alim Amcam (Harmanda) Ömer'i okutmak için Burdur'a gideceği günü bize geldi.
Rahmetli babama emmi, bu oğlan da gelsin, i ki emmioğlu okusunlar beraber demişti.
Babam rahmetli ise; bunun okumasına gerek yok emmi.
Boş ver karıştırma bunun kafasını deyivermişti.
O zaman bütün hayallerim bitivermişti.
Arkadaşlarım okumaya giderken, beni de bir pastanecinin yanına çırak vermişti babam.
Ne zaman öğle aralarında, akşam paydoslarında üstleri başları düzgün, kravatlı öğrencileri görsem içim cız ederdi ama neylersin kaderin rüzgarı bizi bu yana atıvermişti.
Şimdi karşımda aynı sıralarda oturduğum, lakin okuyup Burdur Lisesinden Erzurum Ziraat Fakültesini kazanan arkadaşım yol parası yüzünden kayıt hakkını kaybedecekti.
Buna razı gelemezdim, kaç paraymış ula ende yol parası dedim.
Arkadaşım 250 liraya iniliyormuş Erzurum'a, burdan Isparta'ya gidip oradan Erzurum postasına bineceğim, kaydımı yaptırıp çarşambaya veya perşembeye döneceğim.
Cebimde de topu topu 250 lira param vardı, az bekle hemen geliyorum dedim.
Koştum vardım Cemal ustamın yanına, noldu len kerata, getmedin mi kövüne dedi Cemal ustam.
Usta ya, benim senden bir istediğim var.
Bilmem yapar mısın, bana para lazım oldu, varsa azıcık para versen.
Yıllardan beri yanında çalıştığım bu gök gözlü, tombul yanaklı goca göbekli macır şöyle bir süzdü beni.
Kaç para lazım more dedi.
500 lira versen ustam dedim.
Te be dellendin mi kızancık sen, netcen o kadar parayı.
Babana mı götüreceksin dedi Cemal ustam.
Haftalık 30 liraya çalışıyordum, haliyle çok gelmişti ustama.
Lakin yine de lafı uzatmadı, çıkardı verdi beş tane yüzlük banknotu.
Sağ ol ustam diyerek elini öptüğüm ustamın "Selam söyle babana" deyişini bile sokak kapısında duymuştum.
Garaja vardığımda Çavdır arabası çoktan gitmiş, baba oğlan ikisi beni bekliyorlardı.
Al bizim oğlan, aha sene tam 750 lira, işini görür bu, git kaydını yaptır gel dedim.
İçimde adını koyamadığım bir sevinç, bir huzur vardı.
Olsun varsın, anamı, babamı kardeşlerimi belki üç aya daha göremeyecektim, ama ne olursa olsun bu gün dünyanın en mutlu insanı bendim.
Aradan çok uzun yıllar geçti, ben Gölhisar'da pastahane açtım.
O arkadaşım da Ziraat Yüksek Mühendisi oldu.
Arada sırada haberleşir, tanıdıkların getirdiği selamı alırdık.
Derken benim işlerim bozuldu, iflas ettim, dükkanımda ne var ne yoksa haczedildi.
Evimin elektrik ve su paralarını ödeyemez duruma düştüm, çaresizlikten ne yapacağımı bilemez haldeydim, bir gün postacı Adem abi, postanede havalen var git al dedi.
Meraklanmıştım, her gün haciz bildirileri gelen bana kim neden havale göndersin ki, diyordum kendi kendime, Postaneye vardığımda havaleyi gönderenin yıllar önce yol parası verdiğim Ziraat Mühendisi köylüm olduğunu öğrendim, bildiri kağıdında yazan telefon numarasını aradım.
Bu nerden icap etti bizim oğlan dedim.
Hem bir milyar çok para, sana nasıl öderim ben bunu, batık haldeyim ben.
Telefonun öbür ucunda titreyen bir sesle, o paranın karşılığı 23 sene önce Erzurum'a YOL PARASI olarak ödendi, gönül rahatlığı ile harca kardeşim!
Yarana bir nebze merhem olabilirsem ne mutlu bana!
Binden bire helaldir o para sana, işini gör dedi.
Benim yıllar önce verdiğim yol parası tekrar elime dönmüştü.
Not : { Bu Hikayenin kahramanları her ikisi de sağ oldukları için isim zikredilmemiştir.}
Kudret Harmanda.
3 notes · View notes
ingiltereaile · 4 days
Text
İngiltere A1 Sınavı Nedir? Kapsamlı Bir Rehber
Tumblr media
İngiltere’de oturum izni ya da evlilik vizesi gibi başvurular yaparken, İngilizce dil yeterliliğini kanıtlamak adına geçilmesi gereken sınavlardan biri A1 İngilizce dil sınavıdır. Bu sınav, temel düzeyde dil becerilerini test eder ve başvuru sahibinin günlük hayatında İngilizceyi etkin bir şekilde kullanıp kullanamayacağını ölçer. Bu makalede, İngiltere A1 sınavının ne olduğunu, sınavın içeriğini ve sınav sürecini adım adım inceleyeceğiz.
İngiltere A1 Sınavı Nedir?
İngiltere A1 sınavı, Avrupa Ortak Dil Referans Çerçevesi’ne (CEFR) göre İngilizce dil seviyenizi ölçen bir sınavdır. A1 seviyesi, en temel İngilizce dil becerilerini ifade eder ve günlük hayatın en basit konuşmalarını ve taleplerini yerine getirebilme yeteneğini gösterir. Bu sınav özellikle İngiltere evlilik vizesi, oturum izni, veya aile birleşimi vizesi başvurusunda gerekli olan dil yeterliliğini kanıtlamak için alınır.
Kimler A1 Sınavına Girmelidir?
İngiltere’ye göç etmek, orada uzun süre yaşamak ya da İngiltere vatandaşıyla evlenmek isteyen bireyler, A1 İngilizce sınavına girmek zorundadır. Ayrıca aile birleşimi vizesi kapsamında da bu sınav, başvuru sürecinin bir parçasıdır. Sınav, İngiltere’de yaşamaya başlayacak olan kişinin temel düzeyde İngilizce konuşabilme yeteneğini ölçer, böylece bireyin günlük hayatını idame ettirecek kadar İngilizce bilgisine sahip olduğundan emin olunur.
İngiltere A1 Sınavı İçeriği
A1 sınavı, İngilizceyi temel seviyede anlama ve kullanma becerilerinizi ölçer. Sınav iki ana bölümden oluşur: Konuşma (Speaking) ve Dinleme (Listening). İşte bu bölümlerin kapsamı:
Konuşma (Speaking): Bu bölümde, adayın günlük konuşma dilini kullanabilme yeteneği test edilir. Kendinizi tanıtma, basit sorulara yanıt verme, hobiler ve alışkanlıklar hakkında konuşma gibi konularda sorular sorulur. Sınav görevlisi, adayla kısa diyaloglar kurarak adayın konuşma becerisini ölçer.
Dinleme (Listening): Bu bölümde, adayın temel İngilizce konuşmaları ve talimatları anlama becerisi ölçülür. Dinleme testinde, restoran siparişi verme, yol tarifi alma veya günlük konuşmaları anlama gibi basit senaryolar kullanılır.
Sınavın genel amacı, başvuru sahibinin İngiltere’de günlük yaşamını sürdürebilmek için yeterli düzeyde İngilizce becerilerine sahip olup olmadığını değerlendirmektir.
İngiltere A1 Sınavı Nasıl Yapılır?
İngiltere A1 sınavı, Home Office tarafından onaylanmış dil merkezlerinde gerçekleştirilir. Sınav süreci genellikle şu adımları içerir:
Başvuru ve Kayıt: Sınava katılmak için Home Office onaylı bir sınav merkezine kayıt olmanız gerekir. Kayıt işlemi sırasında sınav tarihi ve yerini seçersiniz.
Sınav Günü: Sınav, belirlenen sınav merkezinde yüz yüze yapılır. Sınavda genellikle 10-15 dakika boyunca konuşma ve dinleme becerileriniz test edilir.
Sonuçlar: Sınav sonuçları genellikle sınav tarihinden sonraki birkaç gün içinde açıklanır. Başarılı olmanız durumunda, sınav sonucunu başvurunuzda kullanabileceğiniz bir sertifika alırsınız.
İngiltere A1 Sınavına Hazırlık İpuçları
İngiltere A1 sınavında başarılı olmak için doğru bir hazırlık süreci oldukça önemlidir. İşte sınav için dikkate almanız gereken bazı ipuçları:
Kelime Dağarcığı: Sınavda karşılaşacağınız konular genellikle günlük hayatla ilgilidir. Bu nedenle, temel İngilizce kelimeler ve ifadeleri öğrenmek, sınavda başarılı olmanızı sağlayacaktır. Özellikle kişisel bilgiler, yön sorma, alışveriş ve yemek siparişi gibi konularda kelime bilginizi geliştirin.
Dil Pratiği Yapın: Konuşma ve dinleme becerilerinizi geliştirmek için dil partnerleriyle veya online konuşma gruplarıyla pratik yapabilirsiniz. Aynı zamanda İngilizce podcast’ler ve videolar dinlemek de dinleme becerilerinizi güçlendirecektir.
Sınav Formatını Öğrenin: Sınavın formatını ve hangi tür sorularla karşılaşabileceğinizi önceden bilmek sizi sınava daha hazırlıklı hale getirir. Özellikle konuşma bölümünde sorulan sorulara kısa ve net yanıtlar vermeye çalışın.
İngiltere A1 Sınavının Önemi
A1 sınavı, sadece İngiltere vizesi başvurularında bir formalite değildir; aynı zamanda İngiltere’de yaşamaya başlarken günlük hayatınızı kolaylaştıracak bir adımdır. Sınav, İngiltere’de yaşamaya hazırlanan bireylerin temel düzeyde İngilizce iletişim kurabilme becerilerini test eder ve onlara dil konusunda güven kazandırır. Ayrıca, bu sınav ilerleyen aşamalarda dil becerilerinizi daha da geliştirmeniz için size bir temel sağlar.
İngiltere A1 sınavı, İngiltere’de oturum izni veya evlilik vizesi başvurusu yapacak olanlar için önemli bir gerekliliktir. Bu sınav, günlük hayatta karşılaşacağınız basit konuşma ve dinleme durumlarını başarıyla yerine getirip getiremeyeceğinizi test eder. Sınavın içeriği, başvuru süreci ve hazırlık ipuçları dikkate alındığında, doğru bir strateji ile bu sınavı başarıyla geçmeniz mümkündür. İngiltere A1 sınavına doğru hazırlıkla girerek, hem vize sürecinde bir adım önde olabilir hem de İngiltere’deki yeni yaşamınıza sağlam bir başlangıç yapabilirsiniz.
@gunerkan
web tasarım
0 notes
seraptan66 · 12 days
Text
https://t.me/+a1JjRR7HJYRiMmJk
KESİNLİKLE PONZİ DEĞİLDİR 💰⏺ MERKEZİ OLMAYAN⏺💰 Dünyanın en iyi projesinde çalışmak için altın fırsat Çalışmadan bile her gün artan düzenli sınırsız GLOBAL ekip oluşturan eşsiz bir sistem ve özelliği o ekipten günlük gelir elde etmenizdir.* ÜYELİK PAKETİ👇🏻 Çalışan Üye İçin👉🏻5 Usd 4 Gelir Türü*👇🏻
ÜCRETSİZ Kayıt ve hediye coin* *
F50 PROGRAM GELİRLERİ*
%100 DOĞRUDAN GELİR* *
%20 BÜYÜ GELİR* Telegram Bilgi ve Kayıt Grubu 👉 https://t.me/+a1JjRR7HJYRiMmJk Tanıtım Videosu 👉 https://www.youtube.com/watch?v=drbU0YTyZpw
0 notes
webirinci · 20 days
Text
IRIS Coin Nedir? IRIS Coin Yorum ve Geleceği
Tumblr media
Bu içeriğimizde IRIS Coin Nedir? IRIS coin nedir, IRIS coin yorum, IRIS coin nasıl satın alınır gibi sorularınıza cevap bulacaksınız. IRIS coin yorum ve geleceği 2024 hakkında tüm detaylar… IRIS coin’in toplam piyasa değeri 22 milyon 600 bin dolar olan bir dijital kripto para birimidir. IRIS coin dünya da kripto para sıralamasında 907 konumunda yer alır ve günlük ortalama 1 milyon 600 bin dolar işlem hacmi bulunur. Kripto para dünyasının son zamanlarında adından sıkça bahsettiren IRIS coin, özellikle yatırımcılarına yüksek getiri sağlayarak, yatırımcılara güven aşılıyor.
Tumblr media
ırıs coin yorum
IRIS Coin Nedir?
  Öncelikle IRIS coin, 1 Mart 2019 yılında kripto para piyasasına giriş yaptı. IRIS Network platformunun yerel kripto parasıdır. Tüm Platform işlemlerinde kullanılabilmesiyle dikkat çeken IRIS coinin ismi ise Yunan mitolojisinden geliyor. IRIS coinin kripto piyasası için fazlasıyla uzun sayılabilecek bir geçmişinin olması nedeniyle yatırımcılarına IRIS coine olan güvenini arttırmıştır. IRIS coin, Cosmos-SDK ile oluşturulmanın yanında DeFi uygulamalarını desteklemek için çeşitli modüller sağlarken, birleşik bir hizmet modeli aracılığıyla zincirler arası birlikte çalışabilirliği de sağlıyor. IRIS coin, yalnızca Blockchain'ler arası token transferlerini değil aynı zamanda heterojen sistemler ve token ekonomisi gibi alanlarda veri / bilgi işlem kaynaklarına erişimi de destekler.  
IRIS Coin Kullanım Alanları
  IRIS Coin geniş kullanım alanına sahip yerel bir kripto para birimi olarak çalışan ve Cosmos, Ethereum, ve Polygon blok zincirlerinde akıllı sözleşmelerle oluşturulmuş versiyonları mevcuttur. Yatırımcılar, IRIS Coin ile çeşitli avantajlar elde edebilir ve işlemler gerçekleştirebilir. Ayrıca ağdaki işlemler için ödenen "gas fee" varsayılan olarak IRIS coin ile ödeme yapmak zorundadır. IRIS Coin, fikir birliği düzeyinde PoS ağını güvence altına almak ve ödülleri toplamak için kullanılan bir stake etme token’idir. Ve onaylayıcılar ile yetki verenler tarafından kullanılır. IRIS Coin, ağdaki tüm işlemler için varsayılan ücret token’idir. IRIS Coin sahipleri, yönetim önerileri sunabilir ve bu tekliflere oy vererek zincir içi yönetime katılabilirler. IRIS Coin, coinswap protokolü tarafından zincir üzerinde token değişimi için kullanılan ana token'dir. IRIS Coin, hizmet sağlayıcıları tarafından para yatırma ve ücret toplama için kullanılan varsayılan ücret token'idir.  
IRIS Coin’in Avantajları Nelerdir?
  IRIS Coin’in avantajları hakkında şunları söyleyebiliriz: IRIS coin, iş operasyonları için akıllı cüzdan gibi ürünler de sunmaktadır. IRIS coin Cosmos, Ethereum ve Polygon blok zincirlerinde akıllı sözleşmelere sahip versiyonlara sahiptir. IRIS coin Staking özelliği olan bir kripto para birimidir. IRIS coin sahipleri, varlıklarını akıllı sözleşmelere kilitleyerek ağın güvenliğini sağlar ve karşılığında pasif getiri elde edebilirler. IRIS coin, ağın merkeziyetsizliğini sağlar ve sahipleri, varlıklarını kullanarak platformun yönetimine katılabilirler. IRIS coin sahipleri, topluluğa teklif sunabilir ve kararları oylayabilir. Platformdaki hizmet sağlayıcılar, işlemler için IRIS coin ile ödeme alabilirler.  
IRIS Coin’in Dezavantajları Nelerdir?
  IRIS Coin’in avantajları hakkında şunları söyleyebiliriz: IRIS coin, yüksek volatilite nedeniyle riskli bir yatırım seçeneğidir. Kripto para regülasyonları, IRIS coin fiyatında değer kaybına neden olabilir. Merkeziyetsiz finans sektöründeki yüksek rekabet, IRIS coin talebinde azalmaya yol açabilir.  
IRIS Coin Hangi Borsalarda Var?
  Şuana kadar, IRIS Coin listelemesi yapan kripto para borsalarından bazıları şunlardır: Binance Gate.io Pionex Coinex Bibox SushiSwap VCC Exchangec Hotbit MEXC Nomineks Bittex Big One  
IRIS Coin Nereden ve Nasıl Satın Alınır?
  Binance, Coinex vb. gibi IRIS coin’i listeleyen kripto para borsalarının web sitelerine ya da mobil uygulamalarına gidin. Seçtiğiniz borsanın Kayıt Ol sayfasından, KYC bilgilerinizi kullanarak ücretsiz hesap oluşturun. Hesabınızı Güvenlik sekmesini ziyaret ederek kimlik bilgilerinizi doğrulayın. Aktifleşen borsa hesabınıza, banka hesabınızdan para gönderin. Cüzdan’dan gelen paranızı kontrol ettikten sonra al-sat bölümüne gelin. IRIS coin alış emri verin ve emrin gerçekleşmesini bekleyin. Alış emriniz gerçekleştiğinde borsa cüzdanınıza yansıyan IRIS coin'i görebilirsiniz. İsterseniz diğer borsalara ya da alternatif saklama seçenekleri olan soğuk cüzdanlara transfer edebilirsiniz.  
IRIS Coin Yorum
  IRIS Coin, yeni nesil dağıtılmış uygulamaların temeli olarak tasarlanmış olup ve Cosmos-SDK ile oluşturulmuştur. DeFi uygulamalarını desteklerken, zincirler arası birlikte çalışabilirliği sağlayan modüller sunar. Coinmarketcap verilerine göre piyasa değerlemesiyle şuan 718. sırada yer almaktadır. Piyasa hacminde ise 906. sıraya yerleşmiş bir Proje 1 Mart 2019 yılında Cosmos ağında piyasaya sürülmüş. Toplam arzı ise 22 milyon 600 bin dolar’dır. IRIS coin’in toplam arzın yaklaşık 1 milyon 600 bin adedi dolaşımda bulunuyor. 2021 senesinde 0.24 dolara iğne atarak ATH tazelemiş ve güncel olarak 0.013 dolarda işlem görmekte. Yatırımcıların talebi devam etmesi halinde IRIS coin'in artış hızının rakiplerine kıyasla yükselmesi bekleniyor. Ancak yatırımcıların bu coine karşı alacakları pozisyon, gelecekteki performansında büyük rol oynayacaktır.  
IRIS Coin Fiyat Tahminleri:
  IRIS Coin, teknik analizi ile önümüzdeki yıllar içinde minimum fiyatını, ortalama tahmini fiyatını, maksimum fiyat değerini vurgulayarak beklediğimiz fiyat hareketlerini sizlere sunuyoruz. Tablo haline getirdiğimiz bu IRIS Coin fiyat tahminleri yatırım tavsiyesi değildir! Yıl Minimum fiyat Ortalama fiyat Maksimum Fiyat 2024 $0.01667 $0.01948 $0.02087 2025 $0.02775 $0.03059 $0.03484 2026 $0.04166 $0.04446 $0.04874 2027 $0.05559 $0.05837 $0.06254 2028 $0.06947 $0.07225 $0.07653 2029 $0.08338 $0.08618 $0.09043 2030 $0.09729 $0.10007 $0.10433 2031 $0.11110 $0.11395 $0.11823 2032 $0.12506 $0.13063 $0.13639 TORN Coin Nedir? TORN Coin Yorum ve Geleceği Read the full article
0 notes
largetechs · 1 month
Text
Xiaomi Mix Fold 4: Katlanabilir Telefonların Yeni Kralı mı? Detaylı İnceleme
Tumblr media
Xiaomi'nin amiral gemisi katlanabilir telefonu Mix Fold 4, piyasaya çıktığı andan itibaren büyük ilgi gördü. Şık tasarımı,güçlü donanımı ve yenilikçi özellikleriyle dikkat çeken bu cihaz, katlanabilir telefon pazarına yeni bir soluk getirdi. Gelin,Xiaomi Mix Fold 4'ü daha yakından inceleyelim ve bu cihazın sunduğu deneyimi birlikte değerlendirelim.
Tasarım ve İşçilik Xiaomi Mix Fold 4, katlanabilir bir telefon olmasına rağmen oldukça ince ve hafif bir yapıya sahip. Cihazın hem iç hem de dış ekranı, Corning Gorilla Glass Victus ile korunuyor ve böylece çizilmelere karşı dayanıklılık sağlanıyor. Katlama mekanizması ise oldukça sağlam ve sorunsuz çalışıyor. Cihazın arka kısmında yer alan kamera modülü ise şık bir görünüme sahip ve hafifçe dışa doğru çıkıntı yapıyor. Ekran Kalitesi Xiaomi Mix Fold 4, hem iç hem de dış ekranında AMOLED panel kullanıyor. İç ekran, 8.02 inç boyutunda ve 2K çözünürlüğe sahip. Bu ekran, yüksek yenileme hızı ve HDR10+ desteği sayesinde canlı ve keskin görüntüler sunuyor. Dış ekran ise 6.56 inç boyutunda ve FHD+ çözünürlüğe sahip. Bu ekran, günlük kullanım için oldukça yeterli ve katlanmış halde cihazı kullanırken size rahat bir deneyim sunuyor. Performans Xiaomi Mix Fold 4, Qualcomm Snapdragon 8 Gen 1+ işlemcisi ile güçleniyor. Bu işlemci, cihazın akıcı bir şekilde çalışmasını ve en zorlu oyunları bile sorunsuz bir şekilde oynamanıza olanak tanıyor. Cihaz, 12GB RAM ve 256GB/512GB depolama seçenekleriyle geliyor. Bu sayede multitasking yapabilir ve büyük boyutlu dosyaları kolaylıkla taşıyabilirsiniz. Kamera Xiaomi Mix Fold 4, dörtlü arka kamera sistemine sahip. Bu sistemde 50MP ana kamera, 13MP ultra geniş açı kamera,8MP telefoto kamera ve 2MP makro kamera yer alıyor. Cihazın kamerası, özellikle iyi ışık koşullarında oldukça başarılı fotoğraflar çekiyor. Video kayıt kalitesi ise 8K'ya kadar çıkabiliyor. Pil Ömrü Xiaomi Mix Fold 4, 4500mAh kapasiteli bir bataryaya sahip. Bu batarya, yoğun kullanımda bile sizi bir günü çıkaracak kadar güç sunuyor. Cihaz, 67W hızlı şarjı destekliyor ve böylece kısa sürede şarj edilebiliyor. Yazılım Xiaomi Mix Fold 4, Android 12 işletim sistemi ve MIUI 13 kullanıcı arayüzü ile geliyor. MIUI, cihazın kişiselleştirilmesi konusunda size geniş seçenekler sunuyor. Ayrıca, MIUI, katlanabilir ekranlara özel bazı optimizasyonlar da içeriyor. Sonuç Xiaomi Mix Fold 4, katlanabilir telefon pazarında iddialı bir oyuncu. Şık tasarımı, güçlü donanımı ve gelişmiş özellikleriyle dikkat çeken bu cihaz, hem günlük kullanım hem de multimedya tüketimi için ideal bir seçenek. Ancak,cihazın fiyatı oldukça yüksek olabilir. Xiaomi Mix Fold 4'ün Artıları: - Şık ve dayanıklı tasarım - Yüksek performans - Mükemmel ekran kalitesi - Gelişmiş kamera sistemi - Hızlı şarj Xiaomi Mix Fold 4'ün Eksileri: - Yüksek fiyat - Katlanabilir ekranın uzun vadeli dayanıklılığı hakkında henüz yeterli veri yok Özetle, Xiaomi Mix Fold 4, katlanabilir telefon teknolojisinde önemli bir adım. Eğer bütçeniz uygunsa ve en iyi katlanabilir telefonu arıyorsanız, Xiaomi Mix Fold 4 kesinlikle listenizde olmalı. Bu inceleme, Xiaomi Mix Fold 4 hakkında genel bir bilgi vermektedir. Daha detaylı bilgi için cihazın resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Not: Bu inceleme, cihazın piyasaya sürüldüğü tarih itibarıyla geçerlidir. Yeni güncellemeler ve gelişmeler cihazın performansını ve özelliklerini etkileyebilir. Ek olarak, bu cihaz hakkında başka sorularınız varsa lütfen çekinmeden sorabilirsiniz. Read the full article
0 notes
pahali · 1 month
Text
İlk Yardım Eğitici Eğitiminin Önemi ve Yararları
İlk yardım eğitici eğitimi, sağlık ve güvenlik alanında oldukça önemli bir yer tutar. Bu eğitim, bireylerin ilk yardım bilgilerini etkili bir şekilde başkalarına aktarabilmeleri için gerekli bilgi ve becerileri kazanmalarını sağlar. Bu tür eğitimlerin temel amacı, acil durumlarda doğru ve etkili müdahaleler yapabilen eğitmenlerin yetiştirilmesidir. İlk yardım eğitici eğitimi, bireylere acil durumlarda hızlı ve doğru bir şekilde müdahale etmeyi öğretir ve bu bilgilerin toplumda yayılmasını sağlar.
Bu eğitim programları, genellikle sağlık alanında deneyimli eğitmenler tarafından sunulur ve çeşitli konuları kapsar. Katılımcılar, temel ilk yardım bilgilerini öğrenmenin yanı sıra, bu bilgileri başkalarına nasıl öğretmeleri gerektiğini de öğrenirler. Eğitmenler, kazalara ve acil durumlara müdahalede bulunmak için gereken teknikleri, bilgi aktarımını ve eğitim yöntemlerini uygularlar. Böylece, hem bireyler hem de topluluklar daha güvenli hale gelir. İlk yardım eğitici eğitimi, acil durumlar sırasında hayat kurtarma potansiyelini artırır ve toplumsal güvenliği destekler.
Bu tür bir eğitimi almak, aynı zamanda kişisel ve profesyonel gelişimi de teşvik eder. Katılımcılar, liderlik ve iletişim becerilerini geliştirir ve bu sayede hem iş yerlerinde hem de günlük yaşamlarında daha etkili olabilirler. Özellikle iş yerlerinde, acil durum eğitimi veren eğitmenlerin bulunması, çalışanların güvenliğini sağlar ve iş kazalarını azaltır. İlk yardım eğitici eğitimi, aynı zamanda sağlık alanında kariyer yapmak isteyen kişiler için de önemli bir adımdır. Bu eğitim, profesyonel becerilerin geliştirilmesine yardımcı olur ve sağlık sektöründe daha geniş bir etki yaratma fırsatı sunar.
Eğitim süreci, teorik bilgi ve pratik uygulamaları içerir. Katılımcılar, ilk yardım uygulamalarını öğrenir ve çeşitli senaryolar üzerinde pratik yaparak bilgilerini pekiştirirler. Bu süreç, kişisel güvenlik ve diğerlerinin güvenliği için kritik öneme sahiptir. Ayrıca, eğitmenler, bu bilgileri etkili bir şekilde nasıl sunacaklarını ve uygulamalarını nasıl yönlendireceklerini öğrenirler. Eğitim sürecinin sonunda, katılımcılar, bu bilgileri başkalarına öğretme yeteneğine sahip olur ve böylece toplumda geniş bir etki yaratabilirler.
İlk yardım eğitici eğitimi, acil durumlarda hayat kurtarma ve güvenliği artırma konusunda önemli bir rol oynar. Bu eğitimler, bireylerin ve toplulukların acil durumlara daha hazırlıklı olmalarını sağlar. Eğitim alan kişiler, edindikleri bilgi ve becerileri başkalarına aktararak, toplumsal sağlık ve güvenlik düzeyini artırabilirler. İlk yardım eğitici eğitimi, sadece bireylerin değil, tüm toplumun faydasına yönelik değerli bir yatırımdır. Daha detaylı bilgi ve kayıt için İlk yardım eğitici eğitimi sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
0 notes
bilgisayarkorsani · 2 months
Text
Adli Bilişim ve Siber Güvenlik
Tumblr media
Adli bilişim, suçların dijital ortamda nasıl işlendiğini anlamak için kullanılan bir bilim dalıdır. Bu alanda uzmanlar, bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve diğer dijital cihazlardan elde edilen verileri analiz ederler. Düşünsenize, bir siber suç işlendiğinde, adli bilişim uzmanları suçlunun izini sürmek için bir dedektif gibi çalışır. Onlar, silinmiş dosyalardan şüpheli aktiviteleri takip etmeye kadar birçok karmaşık işlem yaparlar. Öte yandan, siber güvenlik ise bu dijital verilerin korunmasına odaklanır. Siber güvenlik uzmanları, sistemlerinizi kötü niyetli saldırılardan korumak için her türlü önlemi alır. Bu, bir kapının anahtarını kaybetmekten daha ciddi bir mesele. Siber güvenlik, her gün yeni tehditler ve saldırılarla başa çıkmak zorundadır. Bu yüzden, güçlü parolalar kullanmak, güncellemeleri yapmak ve güvenlik yazılımları kullanmak önemlidir. Kısacası, siber güvenlik, dijital ortamda güvenliğinizi sağlamak için en iyi koruma kalkanıdır. İki kavram arasındaki ilişki de oldukça önemlidir. Bir siber saldırı gerçekleştiğinde, adli bilişim uzmanları bu saldırının nasıl yapıldığını ve ne tür verilerin çalındığını belirleyebilir. Bu, siber güvenliğin neden bu kadar kritik olduğunu gösterir: Güvenliği sağlamak, sadece veri kaybını önlemekle kalmaz, aynı zamanda gelecekteki saldırılara karşı bir koruma mekanizması da oluşturur. Adli bilişim ve siber güvenlik, dijital dünyada huzur içinde yaşamanız için birbirini tamamlayan iki önemli alandır. Her ikisi de kendi başına bir sanat ve bilim kombinasyonudur ve birlikte çalışarak dijital dünyanın karmaşık tehditlerine karşı güçlü bir savunma sağlar. Ağ İzleme Programı, Ağ Trafiğinizi Takip Edin!
Adli Bilişimde Son Teknolojiler: Siber Suçları Çözmede Yeni Yöntemler
Blokzincir Analizi de önemli bir rol oynuyor. Blokzincir teknolojisi, işlemlerin şeffaf bir şekilde kaydedilmesini sağlıyor, bu da adli bilişim uzmanlarının finansal dolandırıcılık ve diğer suçları tespit etmelerini kolaylaştırıyor. Her işlem zincirine kayıtlı olduğundan, geriye dönük incelemeler çok daha net sonuçlar veriyor. Bir diğer ilgi çekici yenilik ise Davranışsal Analiz Teknolojileri. Bu sistemler, bireylerin çevrim içi davranışlarını inceleyerek, normal dışı hareketleri tespit edebiliyor. Bu tür bir analiz, siber suçların önceden tahmin edilmesine ve önlenmesine yardımcı oluyor. Dijital Adli Bilgi Tabanları da suçla mücadelede önemli bir kaynak. Bu veri tabanları, suçlu profilleri ve geçmiş suç kayıtlarını içererek, suçluların kimliklerini belirlemede büyük kolaylık sağlıyor. Artık, verilerin hızlı ve etkili bir şekilde işlenmesi, adli süreçlerin hızlanmasını destekliyor. Adli bilişimdeki bu son teknolojiler, siber suçlarla mücadelede en güçlü araçlarımızı oluşturuyor. Yeni yöntemler sayesinde, suçluların tespit edilmesi ve adalete teslim edilmesi her zamankinden daha mümkün.
Siber Güvenlik Krizleri: Adli Bilişim Uzmanlarının Günlük Mücadeleleri
Veri Kurtarma ve Analiz: Kriz anında, ilk iş olarak saldırının izlerini sürmek ve etkilenen verileri kurtarmak gelir. Saldırıların çoğu, verilerin şifrelenmesi veya silinmesi gibi yöntemlerle gerçekleşir. Adli bilişim uzmanları, kaybolan verileri geri getirebilmek için çeşitli teknikler kullanır. Bu, adeta bir dedektifin suç mahallinde bulduğu ipuçlarını bir araya getirmesi gibi bir şeydir. Kısacası, her dosya, her kayıt, bir bulmacanın parçasıdır ve bu bulmacayı çözmek için yoğun bir analiz süreci gereklidir. Hızlı Karar Verme ve Müdahale: Kriz durumlarında zaman hayati öneme sahiptir. Adli bilişim uzmanları, olayın yayılmasını önlemek ve daha fazla zararın önüne geçmek için hızlı kararlar almak zorundadır. Bu, bir itfaiyecinin yangını kontrol altına almak için aceleyle hareket etmesi gibi düşünülebilir. Bilgi güvenliği tehditleri hızla değişebilir, bu yüzden uzmanlar sürekli olarak güncel kalmalı ve değişen duruma göre stratejilerini ayarlamalıdır. Hukuki ve Etik Sorunlar: Siber güvenlik krizleri sadece teknik bir mücadele değil, aynı zamanda hukuki bir labirenttir. Uzmanlar, elde ettikleri bulguları yasal standartlara uygun şekilde toplamalı ve saklamalıdır. Bu, bir avukatın mahkemede sunulacak kanıtları düzenlemesi gibi bir süreçtir. Ayrıca, kişisel gizlilik ve veri koruma gibi etik sorumlulukları da göz önünde bulundurmak zorundadırlar. Bu zorluklarla başa çıkmak, adli bilişim uzmanlarının her gün üstesinden gelmek zorunda olduğu zengin bir deneyim gerektirir. Her krizde, onların yetenekleri ve stratejik düşünme becerileri bir kez daha test edilir. Bu mücadele, siber güvenlik alanının ne kadar dinamik ve zorlu olduğunu gösterir.
Tumblr media
Karanlık Web’den Gerçek Dünyaya: Adli Bilişimin Siber Suçlarla Mücadelesi
Karanlık web, siber suçluların kara paranın aklanmasından illegal ticarete kadar pek çok yasa dışı etkinliği sürdürdüğü bir alan olarak bilinir. Adli bilişim, bu karanlık köşelerdeki faaliyetleri ortaya çıkarmada kritik bir rol oynar. Peki, adli bilişim nedir ve nasıl çalışır? Adli bilişim, dijital delilleri toplama, analiz etme ve raporlama sürecidir. Siber suçlar, geleneksel suçlardan farklı olarak karmaşıklıkları ve iz bırakmama yetenekleriyle bilinir. İşte bu noktada adli bilişim uzmanları devreye girer. Bilgisayarlar, telefonlar ve diğer dijital cihazlar üzerindeki verileri detaylı bir şekilde inceleyerek suçların izini sürerler. Örneğin, bir hacker’ın bilgisayarında yapılan bir inceleme, siber suçlunun faaliyetlerini ve ağlarını açığa çıkarabilir. Siber suçların izini sürmek oldukça karmaşıktır çünkü suçlular genellikle kimliklerini gizlemek için çeşitli teknikler kullanırlar. Adli bilişim uzmanları, bu süreçte yüksek teknolojili araçlar ve yazılımlar kullanarak şifrelenmiş verileri çözebilir ve gizli bilgilere ulaşabilirler. Örneğin, bir suçlu, darknet'te bir malzeme satışı yaparken kimliğini gizlemek için çeşitli şifreleme yöntemleri kullanabilir. Adli bilişim, bu tür verileri açığa çıkararak suçluların yakalanmasına yardımcı olur. Bu bağlamda, adli bilişimin önemi, yalnızca suçların çözülmesiyle sınırlı kalmaz. Aynı zamanda, bu süreçlerin adil ve doğru bir şekilde yürütülmesi, yasal sürecin düzgün işlemesi için de kritik bir rol oynar. Siber suçların karmaşıklığı arttıkça, adli bilişim uzmanlarının bu suçlarla başa çıkma becerileri de sürekli olarak gelişmektedir. Bu süreç, hem siber suçlulara karşı etkili bir savunma sağlar hem de adli sistemin güvenilirliğini artırır.
Siber Saldırılar ve Adli Bilişim: Veri İhlallerinin Arkasındaki Gerçekler
Siber saldırılar günümüzün en büyük güvenlik tehditlerinden biri haline geldi. Peki, bu saldırıların ardında ne var? Siber saldırılar, yalnızca bilgisayar sistemlerine değil, aynı zamanda kişisel bilgilerinize ve hatta kurumsal varlıklarınıza da zarar verebilir. Ama işin aslı, saldırıların nasıl gerçekleştiğini ve bu durumu nasıl ele alacağınızı anlamaktan geçiyor. İşte burada adli bilişim devreye giriyor. Adli bilişim nedir? Basitçe ifade etmek gerekirse, adli bilişim siber suçların izlerini takip eden bir tür dijital suç araştırmasıdır. Siber suçlular, izlerini silmek ve tespit edilmemek için çeşitli teknikler kullanabilirler. İşte adli bilişimin rolü burada başlıyor: Bu teknikler, bilgisayarların, ağların ve diğer dijital araçların içinde gömülü olan kanıtları ortaya çıkarır. Yani, suçlunun geride bıraktığı dijital izleri bulur ve bu izler üzerinden suçlunun nasıl hareket ettiğini analiz eder. Siber saldırılardan sonra, veri ihlalleri genellikle büyük bir endişe kaynağı olur. Kimlik hırsızlığı, finansal dolandırıcılık ve hatta kurumsal bilgilerin çalınması gibi sonuçlar doğurabilir. Bu noktada adli bilişim uzmanları devreye girer ve olayın tüm detaylarını aydınlatmak için kapsamlı bir inceleme yapar. Bilgisayar verilerinin, ağ trafiğinin ve hatta e-posta içeriklerinin derinlemesine analizi, saldırının nasıl gerçekleştiğini ve suçlunun kim olduğunu anlamak için hayati önem taşır. Peki, adli bilişim neden bu kadar önemlidir? Adli bilişim, yalnızca suçluların yakalanmasını sağlamaz; aynı zamanda aynı tür saldırıların gelecekte tekrarlanmaması için stratejiler geliştirilmesine de yardımcı olur. Verilerin doğru bir şekilde analiz edilmesi, hem adli süreçler için kritik kanıtlar sağlar hem de siber güvenlik uygulamalarını güçlendirir. Sonuçta, dijital dünyada güvende kalmak için siber saldırıların arkasındaki gerçekleri anlamak ve bu alandaki gelişmeleri takip etmek hayati önem taşır.
Tumblr media
Adli Bilişim ve Siber Güvenlik: Dijital Suçların Yükselen Tehlikeleri
Bir düşünün, telefonlarınız, bilgisayarlarınız ve hatta akıllı ev cihazlarınız her gün veri üretiyor. İşte bu noktada adli bilişim devreye giriyor. Suç soruşturmalarında, dijital verilerin nasıl elde edileceği, analiz edileceği ve sunulacağı gibi konularda uzmanlaşmış profesyoneller devrede. Örneğin, bir dolandırıcılık olayı yaşandığında, adli bilişim uzmanları suçlunun dijital izlerini takip eder ve bu izleri hukuki bir bağlamda kullanılabilecek bilgiye dönüştürür. Ancak sadece suçların çözülmesi değil, aynı zamanda bu suçlardan korunmak da büyük önem taşıyor. Burada siber güvenlik devreye giriyor. Bilgilerinizin, verilerinizin ve hatta kişisel bilgilerinizin korunmasını sağlamak için çeşitli önlemler alınmalı. Güçlü parolalar kullanmak, düzenli olarak yazılım güncellemeleri yapmak ve şüpheli bağlantılardan kaçınmak, siber saldırılara karşı alınabilecek temel önlemler arasında yer alıyor. Siber güvenlikteki eksiklikler veya ihlaller, bir şirketin itibarına zarar verebilir veya kişisel verilerin çalınmasına neden olabilir. Bu yüzden siber güvenlik profesyonelleri, sürekli olarak yeni tehditlere karşı sistemleri koruma ve güncelleme konusunda çalışmalar yapıyor. Adli bilişim ve siber güvenlik arasındaki ilişki, dijital dünyadaki güvenliğimiz için kritik bir öneme sahip. Her geçen gün gelişen teknolojiyle birlikte bu alanlardaki uzmanlık ve bilinç de artmalı.
Tumblr media
Önyükleme Virüsleri Nedir? Nasıl Zararlar Verir?
Gizli Kalmasın: Adli Bilişimde Karşılaşılan Zorluklar ve Çözümler
Adli bilişim dünyası, teknolojiyle iç içe bir labirenti andırıyor. Her şey bir tık ötemizde, ama o “tık”ın ardında neler olduğunu bulmak o kadar kolay değil. Adli bilişimde karşılaşılan zorluklar özellikle veri güvenliği ve gizliliği konularında yoğunlaşıyor. Bilgisayar ve mobil cihazlardaki suçları çözmek, adli uzmanlar için büyük bir kafa karışıklığı yaratıyor. Neden mi? Çünkü suçlular sürekli yeni yöntemler geliştirirken, bu yöntemlerin izini sürmek için adli bilişimciler de sürekli olarak kendilerini güncellemek zorunda kalıyor. Birinci büyük zorluk, şifreleme teknolojilerinin yaygınlaşması. Şifrelenmiş veriler, suçluların bulgularını gizlemekte etkili bir şekilde kullanılıyor. Bir belgenin şifreli olduğunu düşünün; eğer şifresini kırmak mümkün olmazsa, bu belge adli süreçte işe yaramaz hale geliyor. Burada devreye giren çözüm, güçlü şifre kırma araçları ve teknik eğitimler oluyor. Ancak, bu araçlar bile her zaman işe yaramayabilir, bu da adli bilişim uzmanlarının sürekli olarak en güncel yöntemleri öğrenmesini gerektiriyor. İkinci büyük zorluk ise veri bütünlüğü. Adli bilişimde, delillerin bulunduğu ortamın bozulmadan korunması hayati önem taşıyor. Herhangi bir değişiklik, verilerin geçerliliğini sorgulanabilir hale getirebilir. Burada devreye giren çözümlerden biri, “zincirleme kanıt” dediğimiz kayıt sistemleridir. Bu sistemler, verilerin elde edildikleri andan itibaren kaydedilmesini ve değişiklik olmadığını doğrulayan belgeleri içerir. Sahtecilik ve yanıltıcı veriler de adli bilişimcilerin başını ağrıtan diğer konular arasında. Suçlular bazen verileri manipüle ederek, suçların izini kaybettirmeye çalışır. Bu tür sahteciliklerin üstesinden gelmek için, adli bilişim uzmanları derinlemesine analizler ve karşılaştırmalar yaparak, gerçek verileri ayırt etme konusunda eğitim alırlar. Kısacası, adli bilişimde karşılaşılan zorluklar karmaşık bir bulmacayı andırıyor, ama bu bulmacanın her bir parçası, suçluların adalete teslim edilmesi için büyük bir öneme sahip. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, adli bilişimcilerin de bu gelişmelere ayak uydurarak zorlukların üstesinden gelmeleri gerekiyor.
Sıkça Sorulan Sorular
Adli Bilişim ve Siber Güvenlik Arasındaki Farklar Nelerdir? Adli bilişim, dijital delilleri toplama, analiz etme ve sunma süreçlerini kapsar; genellikle suç soruşturmalarında kullanılır. Siber güvenlik ise bilgisayar sistemlerini ve ağları çeşitli siber tehditlerden koruma amaçlı uygulanan önlemler ve stratejilerdir. Kısacası, adli bilişim suç sonrası veri analizi yaparken, siber güvenlik öncesinde ve sırasında koruma sağlar. Siber Saldırılara Karşı Nasıl Korunabilirim? Siber saldırılardan korunmak için güncel antivirüs yazılımları kullanın, güçlü ve benzersiz şifreler oluşturun, düzenli olarak yazılım güncellemeleri yapın, e-posta ve bağlantılara dikkat edin ve güvenlik duvarı ayarlarınızı kontrol edin. Adli Bilişim Nedir? Adli bilişim, dijital verilerin suç araştırmaları için toplanması, analizi ve sunulması sürecidir. Bu alanda, bilgisayarlar, telefonlar ve diğer dijital cihazlardan elde edilen veriler, hukuki süreçlerde delil olarak kullanılabilir. Adli Bilişimde Kullanılan Araçlar ve Yöntemler Nelerdir? Adli bilişimde, dijital kanıtları analiz etmek için çeşitli araçlar ve yöntemler kullanılır. Bu araçlar arasında veri kurtarma yazılımları, disk görüntüleme araçları ve analiz programları bulunur. Yöntemler ise veri elde etme, veri analizi ve kanıtların doğruluğunu sağlama süreçlerini kapsar. Siber Güvenlikte Temel Önlemler Nelerdir? Siber güvenlikte temel önlemler arasında güçlü şifreler kullanmak, düzenli olarak yazılım güncellemeleri yapmak, güvenilir antivirüs programları kullanmak ve kişisel bilgileri paylaşırken dikkatli olmak yer alır. Ayrıca, şüpheli e-postaları açmaktan ve bilinmeyen bağlantılara tıklamaktan kaçınmak da önemlidir. Read the full article
0 notes
gunerkan · 2 months
Text
Aile Birleşimi Vizesi ile İngiltere'de Yaşamak: Yeni Gelenler İçin Uyum Rehberi
Tumblr media
İngiltere'ye Aile Birleşimi Vizesi ile gelmek, heyecan verici olduğu kadar zorlu bir süreç olabilir. Yeni bir ülkeye adapte olmak, farklı bir kültürü anlamak ve günlük yaşamın inceliklerini öğrenmek zaman alır. Bu rehber, İngiltere'ye yeni gelen ve Aile Birleşimi Vizesi ile burada yaşamaya başlayan kişilere yardımcı olmayı amaçlıyor. Uyum sürecinizi kolaylaştıracak önemli bilgiler ve pratik öneriler sunarak, yeni hayatınıza sorunsuz bir başlangıç yapmanıza destek olacağız.
İlk Adımlar ve Yasal Yükümlülükler
İngiltere'ye vardığınızda ilk yapmanız gerekenler:
Ulusal Sigorta Numarası (National Insurance Number) almak
Yerel belediyeye kayıt yaptırmak
Sağlık hizmetlerine erişim için bir Aile Hekimine (GP) kaydolmak
Banka hesabı açmak
Bu adımlar, İngiltere'deki yasal statünüzü güvence altına almanıza ve temel hizmetlere erişebilmenize yardımcı olacaktır. Ulusal Sigorta Numarası, çalışma ve vergi amaçları için gereklidir. Yerel belediyeye kayıt, topluluk hizmetlerine erişiminizi sağlar. GP kaydı, NHS (Ulusal Sağlık Sistemi) hizmetlerinden yararlanmanızı mümkün kılar. Banka hesabı ise günlük finansal işlemleriniz için vazgeçilmezdir.
Barınma ve Konut
İngiltere'de uygun bir ev bulmak, uyum sürecinin önemli bir parçasıdır. Dikkat edilmesi gereken noktalar:
Kiralık ev ararken güvenilir emlak acenteleri veya ev sahipleriyle çalışın
Kira sözleşmesini imzalamadan önce tüm şartları dikkatlice okuyun
Konut sigortası yaptırmayı unutmayın
Yerel belediyenize Council Tax (Belediye Vergisi) kaydı yaptırın
Güvenli ve rahat bir yaşam alanı, İngiltere'deki yeni hayatınıza iyi bir başlangıç yapmanıza yardımcı olacaktır. Ayrıca, yaşadığınız bölgeyi tanımak için zaman ayırın. Yerel parkları, alışveriş merkezlerini ve topluluk merkezlerini keşfedin.
İş ve Kariyer Fırsatları
Aile Birleşimi Vizesi ile İngiltere'de çalışma hakkına sahipsiniz. İş bulma sürecinizi kolaylaştırmak için:
CV'nizi İngiliz formatına uygun olarak güncelleyin
LinkedIn gibi profesyonel ağ platformlarını aktif kullanın
Yerel iş ve kariyer fuarlarına katılın
İngilizce dil becerilerinizi geliştirmek için kurslara katılın
İş arama sürecinde sabırlı olun ve yerel iş kültürünü anlamaya çalışın. Networking, İngiltere'de iş bulmanın önemli bir parçasıdır. Sektörünüzdeki etkinliklere katılmak ve bağlantılar kurmak, kariyer fırsatlarını artırabilir.
Eğitim ve Dil Gelişimi
İngilizce dil becerileri, uyum sürecinizi hızlandıracak en önemli faktörlerden biridir. Kendinizi geliştirmek için:
Yerel kütüphanelerde ücretsiz İngilizce kurslarına katılın
Dil değişim uygulamalarını kullanarak yerli konuşmacılarla pratik yapın
İngilizce TV programları izleyin ve radyo dinleyin
Yerel topluluk etkinliklerine katılarak pratik yapın
Çocuklarınız varsa, onların eğitimi için de adımlar atmanız gerekecek. İngiltere'deki eğitim sistemi hakkında bilgi edinin ve çocuklarınızı uygun okullara kaydedin.
Sağlık ve Sosyal Hizmetler
NHS, İngiltere'nin ulusal sağlık sistemidir ve Aile Birleşimi Vizesi sahipleri bu hizmetten yararlanabilir. Sağlık hizmetlerinden faydalanmak için:
En yakın GP (Aile Hekimi) kliniğine kaydolun
Acil durumlar için 111 numaralı NHS yardım hattını öğrenin
Düzenli sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin
Mental sağlık hizmetleri hakkında bilgi edinin
Ayrıca, sosyal hizmetler ve yardım programları hakkında bilgi sahibi olun. Yerel belediyeniz, ihtiyaç durumunda size rehberlik edebilir ve destek sağlayabilir.
Kültürel Uyum ve Sosyal Yaşam
İngiliz kültürünü anlamak ve sosyal çevrenizi genişletmek, uyum sürecinizi kolaylaştıracaktır:
Yerel gelenekleri ve görgü kurallarını öğrenin
Topluluk merkezlerindeki etkinliklere katılın
Hobiler edinin ve ilgi alanlarınıza yönelik gruplara katılın
Kültürel farklılıklara açık ve saygılı olun
İngiliz mizah anlayışı, çay kültürü ve sıraya girme alışkanlığı gibi kültürel özellikleri anlamak, günlük yaşamda size yardımcı olacaktır. Ayrıca, farklı kültürlerden insanlarla tanışmak, ufkunuzu genişletecek ve uyum sürecinizi zenginleştirecektir.
Ulaşım ve Seyahat
İngiltere'nin toplu taşıma sistemi oldukça gelişmiştir. Verimli bir şekilde kullanmak için:
Oyster kart veya contactless ödeme yöntemlerini öğrenin
Toplu taşıma uygulamalarını indirin ve kullanın
Bisiklet kullanımı için güvenlik kurallarını öğrenin
Araba kullanmak istiyorsanız, İngiliz trafik kurallarını iyice öğrenin
Şehir içi ve şehirler arası ulaşım seçeneklerini keşfetmek, İngiltere'yi daha iyi tanımanıza ve iş fırsatlarını değerlendirmenize yardımcı olacaktır.
Aile Birleşimi Vizesi ile İngiltere'de yeni bir hayata başlamak, heyecan verici bir maceradır. Bu süreçte karşılaşabileceğiniz zorlukları aşmak için sabırlı olun, açık fikirli olun ve sürekli öğrenmeye istekli olun. Yasal yükümlülüklerinizi yerine getirmek, dil becerilerinizi geliştirmek, iş fırsatlarını değerlendirmek ve sosyal çevrenizi genişletmek, uyum sürecinizi hızlandıracak temel adımlardır.
Unutmayın ki her yeni başlangıç, kendi zorluklarını ve fırsatlarını beraberinde getirir. İngiltere'deki yeni hayatınızda karşılaşacağınız deneyimler, kişisel gelişiminize katkıda bulunacak ve size yeni perspektifler kazandıracaktır. Bu rehberdeki bilgiler ve öneriler, yolculuğunuzda size yardımcı olacak ve İngiltere'deki yaşamınızı daha sorunsuz ve keyifli hale getirecektir.
İngiltere'de yeni bir hayata adım atarken, kendi kültürel değerlerinizi korurken aynı zamanda İngiliz kültürünü benimsemeye çalışın. Bu denge, hem kendinizi ifade etmenize hem de yeni topluma uyum sağlamanıza yardımcı olacaktır. Bol şans ve İngiltere'deki yeni yaşamınızda başarılar dileriz!
web tasarım
0 notes