#FulinTKHACLulin
Explore tagged Tumblr posts
Text
#TÜRKLÜĞÜN FEDAİSİ, #TEŞKİLÂT-I #MAHSUSA'NIN #KURUCUSU, #TURAN ORDUSU BAŞ KUMANDANI, #AZERBAYCAN VE BAKÜ'NÜN KURTARICISI, ÇANAKKALE VE KUT'UL AMARE ZAFERİ #FATİHİŞEHİTİSMAİLENVER PAŞA
ŞEHİT ENVER
Duruşun kınından sıyrılmış
Bir hançer kadar güzel
Çeğen tepesinde
Rus mitralyözüne karşı
Atını süren Yiğit Enver...
Son nefesini düşmanlar aldı
Ah iğrenç zamanlar geldi
Çağresizliğimize şimdi
Şeytanlar bile güler..
Enver Paşa'dan bir anekdot ; Erkanı Harbiyede yapılan bir toplantıda generaller Enver Paşa'ya :"kendinizi hiç sakınmıyorsunuz siperlerin üzerinde,askerin en önünde elde kılıç tabanca savaşırken canınızı tehlikeye atıyorsunuz.Size bir şey olursa yerinize kim geçecek,kime güvenirsiniz? diye sorarlar.
Enver Paşa kısa bir cevap verir: "Sadece #TENGRİKutUluğBaşBuğMKATATÜRK'e !..." .
(Falih Rıfkı Atay- Çankaya)
Sadrazam Talat Paşa sorar:
"-Enver, sana bir şey olursa yerine kimi tavsiye edersin?"
Enver Paşa tereddütsüz cevap verir:
#TENGRİkutUluğBaşBuğMKATATÜRK'i"
(Halil Menteşe'nin anıları sayfa:252)
"Türklerin Avrupadaki arazisinin kaybı neticesinde, genç bir subay olan Enver, bu fırsattan istifade ederek, Harbiye Nazırı olarak Osmanlı ordusunun başına geçmiştir. Onun ilk müspet ve büyük işi, ordunu gençleştirmek olmuştur.
Bu suretle ordu genç bilgili kimselerin eline geçince pek çabuk şekli değişmiş ve Boğazlarda İngilizlere karşı durmuş, Galiçya'da Avusturyalılara yardım etmiş, böylece de müttefik ordularına Makedonya ve Romanya'daki işbirliği ile yardımda bulunmuştur. (...)
Şu iddiada bulunabilirim ki, eğer Türk ordusu bu umumi harpte kendi hissesine düşeni yapmasaydı müttefiklerin bugün lehine gibi görünen durumum tamamen aksi olabilirdi.
Fakat can sıkıcı bir durumdur ki, hakikati birçok Türkler dahi bilmezler.." (Prof. Afet İnan, VII Türk Tarih Kongresi)
"Enver Paşa her halde zamanının en kuvvetli adamı idi. Elimizde bunun aksini ispat edecek hiçbir vesika yoktur. Bilakis, kuvvete delalet edecek bir vesika vardır ki o da, Enver Paşa'ya, mevkide iken kimsenin karşı gelmemiş ve ancak o memleketi terk ettikten sonra birtakım insanların başlarını kaldırabilmiş olmasıdır. Böyle bir şahsın kuvvetli olmadığını söylemek lüzumsuz ve manasız bir iddia olmaz mı?" (Enver Ziya Karal, #TENGRİkutUluğBaşBuğMKATATÜRK'ten Düşünceler, s: 223)
"Türkiye Umumi Harbe girmeye mecburdu ve mevcut dünya müvazenesine göre bu giriş şekli de, olandan ve görülenden başka türlü olamazdı. Belki harbe giriş zamanı, belki kuvvetlerin kullanma tarzları, hulâsa bir sürü teferruat tenkit olunabilir. Fakat esasa diyecek yoktur." (Enver Ziya Karal, Atatürk'ten Düşünceler, s: 224)
"Enver, bir alevin etrafında dönen ve en nihayet kendisini o aleve atıp yanan bir pervane gibi Turan ideali etrafında döndü durdu. Sarıkamış'ta, Galiçya'da, Kafkas Dağları'nda, hatta Irak'ta bu Turan idealinin açık tesirleri görülür."
(Kâzım Karabekir Paşa)
”…Ben Enver Paşa’nın dünya Türklerini birleştirme idealinde samimi olduğuna inanırım. Bolşevik ihtilalinden sonra da bu umudu arttı ve taa oralara giderek, bu ideali gerçekleştirmeye çalıştı.”(Sabiha Gökçen anıları/Atatürkle bir ömür )
Enver bir güneş gibi doğmuş, bir gurûb ihtişamıyla batmıştır; arasını tarihe bırakalım.”
#TENGRİkutUluğBaşBuğMKATATÜRK
Makedonya Dağlarında Türk düşmanı Çetelerle gerilla savaşı yapan, Trablusgarb'ın kızgın çöllerinde #TENGRİkutUluğBaşBuğMKATATÜRK'le İtalyanları bozguna uğratan, Kut'ul Amare'de küçük amcası Halil Kut'u görevlendirip Irak'ta İngilizleri bozguna ugratıp 4 general, 481 subay ve 13100 İngiliz askerini esir aldıran, Sarıkamışta Ruslara 40 bin kayıp verdirip haketmediği iftiralara maruz kalan, Çanakkale'de O büyük zaferde 7 Düvveli yenen Türk ordusuna başkumandanlık yapan, kardeşi Nuri Paşayı Kafkas İslam Ordusuna kumandan yapıp Azerbaycan'ı İngiliz, Rus ve Ermeni işgalinden kurtaran, #Türkistan #Türklerini örgütleyip Basmacı harekatı ile Turan Ülküsü uğruna savaş meydanında Şehit olan #TuranOrdusuBaşKumandanı,
Teşkilat-ı Mahsusa kurucusu ve başkomutanı Şehit İsmail Enver Paşa'yı şehadetinin yıl dönümünde saygı ve rahmetle anıyoruz.
Ruhu şad mekanı Cennet olsun
Tanrı Türk'ü korusun...
Belcivan
Feryâdım boğsun dünyânın bütün varlığını,
Ümîdim son ipini de koparıp atsın!
Gazaptan titreyen genç bir yiğidin
Dolmuş sînesine taş gibi.
Dağlarda özgrülük diye gezen bir geyiğin
Mâtemler inmiş kara gözlerine.
Deryâlar, dalgalar titreten bir yiğit,
yediği darbelerin kahrından yıkılıp kalmış
Kurtuluş yıldızı sanki hiçliğe karışmış
Senin son canını da düşmanlar almış.
Marmara boyları, Edirne yolu
Çatalca Ovası, Boğaz Geçidi,
Karpat Dağları, Trablus Çölleri,
Güzel Selânik'in şirin bahçeleri,
Şehitlerin yüzüne damlayan nurlar,
Bizi kan ağlattı bu kara haber.
Berlin sokakları yiğidin birini,
Dopdolu koynuna alıp sardı,
Tiflis'in havaları da bir kurtarıcı yiğidi
Kara kanlara boyayıp toprağa saldı.
Târihin rengini kanlarla karartıp dolduran
En son ümîdimizi de kana boyadı o Belcivan.
Ah nasıl uğursuz zamanlar gelmiş,
Feryâdım dünyânın varlığını boğup öldürsün,
Kapkara bahtına şeytanlar gülsün!
Semerkant -1922 Türkistan Şairi Çulpan'ın Enver Paşa'nın şehâdeti üzerine yazdığı şiir
Turan Ordusu Başkomutanı Enver Paşa'nın Şehid olmadan önceki son sözleri:
"Türkistan için mutlaka savaşmalıyız. Alın yazımızda ne varsa o olacaktır, bundan korkmuyoruz. Böyle köpekler gibi Rus zülmünde yaşamaktansa Atalarımızın yaptığı gibi şerefle öleceğiz. Bizleri takip edenlerin Hürriyet ve mutluluğunun emniyeti bizlerin ölümü göze alabilmemizle mümkün olacaktır."
1922-Belcuvan (Kaynak: O.Caroe,Soviet Empire, The Turks of Central Asia and Stalinisim, London,1967,S.124)
Tarihe İttihatçılar olarak geçen Türk Milliyetçileri emperyalizme karşı verdikleri mücadelede hepsi de ya vuruşarak, ya da kahpe pusularda şehit oldular. Dünyanın hiçbir ülkesinde böylesine önder kadro biçilmedi. Bu bile mücadelenin ne kadar çetin olduğunu gösterir. Öldüler ama asla boyun eğmediler. Vuruşarak öldüler. Türkiye Cumhuriyet'nin kuruluşunun Önsöz'ünü yazdılar.
İşte o şehit kadro: Resneli Niyazi (17 Nisan 1913 günü Arnavutluk'ta vatana dönerken şehit oldu.), Süleyman Askeri Bey (14 Nisan 1915 günü Basra'da İngilizlere karşı savaşırken şehit oldu.), Enver Paşa (4 Ağustos 1922 Tacikistan'da Ruslarla giriştiği çatışmada şehit oldu.), Talat Paşa (15 Mart 1921'de Berlin'de Ermeni kurşunu ile şehit edildi.),Cemal Paşa (22 Temmuz 1922, Tiflis'te Ermeni kurşunuyla şehit edildi.), Sadrazam Said Halim Paşa (6 Aralık 1921, Roma'da Ermeni kurşunuyla şehit edildi.) ve Dr. Bahattin Şakir (17 Nisan 1922 günü Berlin'de arkadaşı Cemal Azmi Bey ile birlikte Ermeni militanlar tarafından şehit edildi.).
Hatasız kul olmaz derler başarıları ve hatalarıyla Şehid olma payesine erişerek Vatan için ölümü bile göze alarak İttihatçılar günahlarıyla sevaplarıyla göçüp gittiler bu Dünyadan...
Her olay kendi koşullarında ve kendi zamanında değerlendirilmesi gerekir. Onlar O büyük yangında ateşten gömleklerini giydiler. Samimi olarak Vatan için mücadele ettiler. Şehit düştüler. Başka türlü olabilirdi belki...
Ama mukadderat Türk'ün yüzüne gülmedi.
Osmanlı Devleti, basiretsiz yönetim yüzünden Büyük Balkan bozgununu yaşamış, Balkanlarda yaşamakta olan 2.5 milyona yakın müslüman Türk katledilmişti. Bulgar Ordusu İstanbul Çatalcaya kadar ulaşmıştı. İstanbul'un düşmesi an meselesiydi. İşte böyle bir süreçte Enver Paşanın liderliğini çektiği Milliyetçi Türk Subayları "Babıali Baskını" ihtilali ile askeri yönetimi devraldı.
Çoğu insan eleştirse de; Talat Paşa ve ittihatçı kadro olmasaydı ve tehcir kararını almasaydı. Anadolunun 7 ilinde bugün kukla Ermeni devletçiği kurulacak. Doğu Anadoluda Erzurum ve sivas kongreleri yapılamayacak. Anadolu Türk yurdu olamayacaktı.
Yine ittihatçı paşalar olmasaydı. Milli mücadeleyi destekleyen ve silahlarını teslim etmeyen 2.Ordu ve Kazımkarabekir olmayacaktı. Milli ordu kurulamayacaktı.
İttihatçı paşalar olmasaydı Anadolunun kıyısına köşesine saklanan silahlar milli mücadele için yeraltında faaliyet yürüten Teşkilatı Mahsusacılar olmayacaktı.Ankaradaki Gazi TBMM binasının İttihat Terakkiye ait bir bina olduğunu unutmayalım.
İttihatçı savaşçı komutanlar olmasaydı;
#TENGRİkutUluğBaşBuğMKATATÜRKTrablusgarp'ta savaşçı bir subay olarak yetişemeyecek askeri sahada dahileşemeyecekti. Çünkü Trablusgarp Milliyetçi Türk subaylarının yetiştiği ve piştiği en büyük gayrinizami harp sahasıydı.
#TENGRİkutUluğBaşBuğMKATATÜRK'ün gerek Balkan cephesi gerekse Filistin ve Suriye cephesindeki uyarıları dikkate alınsaydı. Bu kadar toprak kaybetmeyeceğimiz kesindi. Ancak mukadderat böyle oldu. Öyle sürse idi sonuçta yine Osmanlı için yıkılış ve bozgun kaçınılmaz idi zira Osmanlı devleti sistemsel olarak çökmüş kendisini yenileyememiş zamana yenik düşmüştü.
Sonuçlarına baktığımızda #TENGRİkutUluğBaşBuğMKATATÜRK öncülüğünde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulması Türk milleti için en büyük başarı ve zaferidir.
Ama dediğim gibi şehit ittihatçı paşaların, teşkilatı mahsusacılarında Vatan için mücadele eden her bir neferinde haklarını da yemeyelim. Hayırla yad edelim hatalarından ders alalım yaptıkları doğruları da sahiplenelim...
#ENVERPAŞA, #TEŞKİLAT-I #MAHSUSA VE BAKÜ'NÜN KURTULUŞU:
“Bu mücadele öyle bugün yarın değil, belki beş, on ve hatta elli sene sonra neticesini verecektir. Bundan dolayı da buna hayal diyenler bulunuyor. Fakat biz bu işe biz görelim diye sarılmıyoruz.”
İsmail Enver
Trablusgarp Milliyetçi Türk Subaylarının (Enver Paşanın kurduğu Teşkilatı Mahsusa fedailerinin) gayrinizami harbi tatbik ettikleri ve kendilerini pişirdikleri bir savaş sahasıydı. Bu e��itim alanı Atatürk'ün yetişmesinde, kuvayı milliye denilen işgal kuvvetlerine karşı gerçekleşen Türk direniş hareketinin (Gerilla ve Çete savaşının) örgütlenmesinde büyük etkisi olmuştur. Azerbeycan'ın kuruluşunu sağlayan, Çanakkale,Kut'ul Amare,Kurtuluş savaşı zaferlerini kazanan kahramanlarının çoğu bu sahalarda yetişen Milliyetçi Türk Subayları (Teşkilatı Mahsusa fedaileri) idi.
Enver Paşa bu günkü Milli İstihbarat Teşkilatının kökeni olan Teşkilat-ı Mahsusa'nın yani Osmanlının parçalanmasını ve işgalini engellemek için Kafkaslardan Afrikaya, Ortadoğudan Balkanlara ve Anadoluya değin büyük bir coğrafyada yedi Düvel düşman unsurları ile en büyük ve çetin mücadeleyi yürüten Teşkilât-ı Mahsusa (işgale karşı Türk direniş savaşı ve istihbarat) örgütünün hem kurucusu hem de Başkumandanıdır. Bunu Enver Paşa'nın Bakü'nün Rus,Ermeni ve İngiliz İşgalinden kurtulması için 4.Kolordu Komutanlığına göndermiş olduğu Nuri Paşa'nın Teşkilatı Mahsusa görevlendirme emrinden bile anlamak mümkündür:
"Dördüncü kolordu komutanlığına,
Kafkasya İslam Ordusu Kumandanı Nuri Paşa Kafkasya'da ki İslam anasırından Teşkilat-ı Mahsusa-i Askeriye yapmak vazifesiyle ve kendi emrinde iki üç fıkra teşkiline kafi zabitan kadrosu verilerek gönderilmiştir. Ahval müsait olursa Bakü'ye girecek ve oradaki Teşkilat-ı Mahsusayı idare edecektir. Ordu-yı Osmaniye'de rütbesi kaymakam olup, oradaki vaziyeti hususiyeti nazarı dikkate alınarak Fahri Ferik rütbesi verilmiş ve kendisi senelerden beri bu rütbe ile Trablus Kumandanlığını ifa etmiştir.Dördüncü Kolordunun harekat-ı askeriyesi müşarünileyhi vazifesi itibariyle fevkalade alakadar edeceği cihetiyle, yapılan ve yapılacak olan harekat hakkında kendisinin daimi surette haberdar edilmesi ve daimi ve emin bir muharebe temini esbabının bilmuhabir isteğini mütemennan.
Başkumandan Vekili Enver (Genelkurmay ATASE arşivi, BDH Kol.K.51,D.243A,F.005-01)
Nitekim Enver Paşa'nın görevlendirdiği Nuri Paşa Teşkilatı Mahsusa görevlisi olarak bölgedeki Azrebeycan Türklerinden müteşekkil Türk silahlı milis direniş örgütlenmesini kurmuş, yapılan iç ve dış silahlı harekat neticesi Nuri Paşa Kafkas İslam Ordusu Komutanı olarak Bakü'yü İngiliz, Rus ve Ermeni işgalinden kurtarmıştır. Enver Paşa bu kurtuluş sevincini şu telgrafla bildirmektedir:
"....Büyük Turan İmparatorluğunun Hazer Kenarındaki zengin bir konak yeri olan Bakü şehrinin zaptı haberini en büyük meserretle (sevinçle) karşılarım. Türk ve İslam tarihi sizin bu hizmetinizi unutmayacaktır. Gazilerimizin gözlerinden öper, Şehitlerimize Fatiha'lar ithaf (hediye) ederim.
(Kafkas İslam Ordusu Komutanı Nuri Paşa(Killigil)/Ötüken yayınları sayfa:234)
ÇANAKKALE SAVAŞININ UNUTULAN KAHRAMANI: ENVER PAŞA
Osmanlı Devleti, basiretsiz yönetim yüzünden Büyük Balkan bozgununu yaşamış, Balkanlarda yaşamakta olan 2.5 milyona yakın müslüman Türk katledilmişti. Bulgar Ordusu İstanbul Çatalcaya kadar ulaşmıştı. İstanbul'un düşmesi an meselesiydi. İşte böyle bir süreçte Enver Paşanın liderliğini çektiği Milliyetçi Türk Subayları "Babıali Baskını" ihtilali ile askeri yönetimi devraldı.
Harbiye Nazırı Başkumandan Vekili olan Enver Paşa kısa sürede Edirneyi düşman işgalinden kurtardı. Ordunun kritik noktalarına savaşçı milliyetçi Türk subaylarını yerleştirdi. Kısa sürede Türk Ordusunu büyük işgal orduları ile muharebe sahasında savaşabilecek bir konuma getirdi.İngiliz donanmasının Çanakkaleyi geçmesini ve İstanbulu işgalini önlemek için Enver Paşa, Çanakkale’nin kara savunma kuvvetini iki tümenden dört tümene çıkardı.
Deniz savaşını kaybeden müttefik donanması diğer müttefikleri Rusya’nın da iyice daralması ve kendilerini sıkıştırmaya başlaması neticesinde kara harekâtı ile hedefe ulaşmayı düşündü. Bu harekât için İngiliz ve Fransızlar Limni ve İmroz adalarına asker taşımaya başladılar. Bu durum karşısında Enver Paşa ise, Yanya müdafii olarak tanınan Esat Paşa komutasındaki III. Kolordu’yu güçlendirerek 5.Ordu şekline dönüştürüp başına Alman Islah Heyeti başkanı Liman Von Sanders’i mareşal rütbesiyle getirdi. Seddülbahir, güney grubu kuvvetlerinin komutanlığına Vehip Paşa, Arıburun, kuzey grup kuvvetlerinin komutanlığına da kardeşi Esat Paşa'yı getirdi.
Enver Paşa, Çanakkale’de sonuna kadar direnişin devam edeceğini ve sonunda zaferin geleceğine emindi.
27 Nisan sabahı düşman, bir İngiliz tümeni solda ve bir Fransız tugayı sağda olmak üzere, Kirte Tepe’yi ele geçirmek için yürüdü ve ağır kayıplar verdi. Ama, Teke Burnu tarafından ilerleyerek Hisarlık-Zığındere önlerine kadar geldiler. Ünlü Yahya Çavuş siperleri işte buradadır. Bu vuruşmalar, Birinci Kirte Köyü Savaşı olarak isimlendirilir. Üç taraflı donanma ateşi altında kesin sonucu alamayan askerlerimize Enver Paşa, gece taarruzu emrederek ve buradaki asker sayısını artırdı. Büyük gece hücumu 1-2 Mayıs gecesi yapıldı fakat yine beklenen sonuç alınamadı. Durum çok kritikti bir direnç ve irade savaşı yaşanmaktaydı. İki taraf da büyük kayıplar vermektedir. Bazı komutanlar Alçı Tepe’ye kadar çekilmeyi önerirlerse de III. Kolordu Komutanı Esat Paşa ve Enver Paşa, ne olursa olsun sonuna kadar direnme emri verdiler.
6 Mayıs’ta yapılan İkinci Kirte Köyü Savaşından iki gün sonra Osmanlı Orduları Başkomutan Vekili Enver Paşa cepheye geldi Arıburun ve Seddülbahir cephelerini gezerek teftiş ve kontrolde bulundu. Birliklerin kontrolü sonrası Enver Paşa Arıburun’da saldırıya karar verdi ve 5. Ordu Komutanına emrini bildirdi. Enver Paşa Çanakkale’de karar mekanizması olduğunu bu hamlesi ile birlikte bir kez daha göstermektedir. Karar mekanizması olduğunu saldırı emirleri harici terfiiler sırasında da rahatlıkla görebilmekteyiz.
Anafartalar ve Conkbayırda İngilizlerin işgal hayalini suya düşüren ve büyük bir direniş göstererek Çanakkale geçilmez diyen büyük kahraman yarbay #TENGRİkutUluğBaşBuğMKATATÜRK’in Harbiye Nazırlığı kararı ile miralaylığa (Albaylığa) terfii sonrası Başkumandan Vekili Enver Paşa tarafından tebrik telgrafı almıştır:
‘’On dokuzuncu Fırka Kumandanı Miralay Mustafa Kemal Beye,
Rütbe-i cedidenizi (yeni rütbenizi) tebrik ederim. Bu terfi, görmekte olduğunuz büyük ve fedakârane hizmetlerinize mukabil bir mükâfat değil, ancak, memlekete daha mühim ve ordumuza daha kıymettar hidemat(hizmetler) ifa edebilecek mevakii ihraz (elde etmek) için, geçilmesi lazım bir kademedir.
İnşallah yakında bu gibi merâtibi (mertebe) de ihraza muvaffak ve muvaffakiyât-ı âliyeye mahzar olursunuz. Başkumandanvekili ve Harbiye Nazırı Enver’’
Enver Paşa'nın Almanların kuklası olmadığı, her istediklerini yapmadığı Türk milli menfaatlerini daima gözettiği Enver Paşanın emirlerinden bile anlaşılacaktır:
"Afrika Gurupları Kumandanlığı mıntıkasına bir Alman neferinin dahi girmesi minküllivücuh (her cihetle) gayri caizdir(Hiçbir suretle izin verilmeyecektir.)
Harbiye Nazırı Enver (İhsan Aksoley " Afrika Hatıraları ve Hayat Tarih Mecmuası 1970 8.Sayı 72.Sayfa
"Şark Orduları Grubu Komutanı Halil Paşa Hazretlerine Gayet acele ve zata mahsustur. 23 Eylül 1918
" Baküye gönderilmek istenilen Alman taburu hakkında Nuri merkezi hükümetten emir ve müsade almadıkça buna muvafakat edemeyeceğini, General von Kress'e bildirsin. Eğer bunu dinlemeyerek zorla kuvvet göndermeye teşebbüs ederlerse bu halde demiryolu köprüsünün attırılması ve her halde geçmelerine mani olunması muvaffıktır.
-N.441-Enver
EZİLEN DOĞU HALKLARI VE DÜNYA TÜRKLERİ
TÜRK BAYRAĞI ALTINDA BİRLEŞİN...
Turan Ordusu Baş Kumandanı İsmail Enver Paşa (MAYIS 1922/Semerkand-Türkistan Türk Müstakil İslam Cumhuriyeti Devleti Meclis açılış konuşmasından...)
BASMACI HAREKATI VE YİĞİT ENVER...
Türk Dünyasının önemli bağımsızlık hareketlerinden biriside; asrın evvellerinde Orta Asya da (Türkistan) ve Kırımda başlayıp Çar Rusyasına ve Sovyet Rusyasına karşı gerçekleşen ve yaklaşık otuz yıl devam eden Basmacı Hareketidir.
... Çar Rusyasının son döneminde özellikle Türkmenistan, Başkurdistan ve Kırım bölgelerinde küçük çaplı ayaklanmalar ve saldırılar şeklinde başlayan Basmacı Hareketi zamanla gücünü ve etkisini büyütmüş, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği zamanındada daha güçlü, kapsamlı ve organize bir hareket halini almıştır.
Çar Rusyasının 1917 Bolşevik İhtilalıyla yıkılıp yerine Komünist Sovyet Rejiminin gelmesiyle Basmacı Hareketi yeni rejime karşıda duruşunu açıkça belirtmiş ve mücadelesinin dozunu daha da arttırmıştır. Rusların “Basmaçestvo”, Başkurtların “Ayyar”, Türkmenlerin ise “Basmacı” adını verdikleri hareket, Bolşeviklerin katı, acımasız ve yayılmacı rejimleri karşısında tesir ve örgütlenme alanlarını daha da genişleterek Kırımın, Türkmenistan’ın ve Başkurdistan’ın dışına taşıp tüm Türkistan’a yayılmıştır.
Özbekistan’ın Fergana bölgesinde Basmacı Hareketi liderlerinden Mehmet Emin Bey tarafından 1917 de kurulan “Fergana Hükümeti” Kızıl Ordu tarafından gerçekleştirilen kanlı çarpışmaların ve kıyımların neticesinde 1920 yılında yıkılmıştır.
Yine Özbekistan’ın Hokand bölgesinde Basmacı Hareketi liderlerinden Korbaşı Ergaş tarafından 1918 de kurulan “Hokand Milli Hükümeti” de Kızıl Ordu tarafından 1920 yılında yıkılmıştır. Üç gün süren savaş sırasında 10 binden fazla Türk vahşice katledilmiştir. Kısa ömürlüde olsa bağımsız Türk Hükümetlerinin yıkılması ve akan kanlar Basmacı Hareketinin hızını ve örgütlenmesini durduramamıştır.
Sovyet Hükümetinin ve Kızıl Ordunun bütün baskılarına ve kıyımlarına rağmen yılmayan Orta Asya Türkleri inat ve azimle mücadelelerine devam edip 3 MAYIS 1920 de Basmacı Hareketi liderlerinden Şir Muhammed Bey önderliğinde “Türkistan Hükümeti” ni kurdular. Kısa bir müddet ayakta kalabilen bağımsız “Türkistan Hükümeti” de kanlı savaşlar sonunda Kızıl Ordu tarafından 1921 yılının evvellerinde yıkılmıştır.Enver Paşanın arkadaşlarıyla 8 KASIM 1921 de Kafkaslardan Türkistan’a gelip Basmacı Hareketinin başına geçmesiyle bağımsızlık mücadelesi yeniden derlenip toparlanarak şiddetlenmiş ve ivme kazanmıştır. Önceleri birbirlerinden bağımsız halde mücadele eden Basmacı Hareketi liderleri Enver Paşa tarafından bir araya getirilmiş ve mücadele yerel bağımsızlık anlayışından çıkarılarak bütün Türklerin ve bütün Türkistan’ın bağımsızlığı mücadelesine dönüştürülmüştür. Enver Paşa öteden beri savunduğu “TURAN” idealini gerçekleştirip Orta Asya’da bütün Türklerin tek bayrak ve devlet çatısı altında birleştirileceği büyük devleti kurmak için mücadeleye başlamıştır.
Enver Paşanın liderliğinde yeniden teşkilatlanan Basmacı Hareketi bütün imkânsızlıklara, yokluklara ve zorluklara rağmen Türkistan’ın birçok yerinde Kızıl Orduya karşı önemli başarılar elde etmiş ve 19 NİSAN 1922 de Rusları barış istemeye mecbur etmiştir. Rusların barış isteklerini “ mücadelemiz, Türkistan topraklarında bir tek Rus askeri kalmayıncaya kadar devam edecek” diyerek reddeden Enver Paşa aynı zamanda da bütün Türkleri tek Bayrak, tek Devlet çatısı altında birleştirmek ideali doğrultusunda ilerleyerek MAYIS 1922 de Semerkand şehrinde “ Türkistan Türk Müstakil İslam Cumhuriyeti” ni kurmuştur.
Türkistan Türk Müstakil İslam Cumhuriyetinin kuruluşu; Hun İmparatorluğundan ve Göktürk İmparatorluğundan sonra Türk Birliğinin kurulması için atılan ilk reel adım olması hasebiyle çok büyük önem arz etmektedir.
Türkistan’ı tamamen ele geçirmek için her yola başvuran Sovyetler Birliği; durumun kötüye gittiğini görünce; Türkistan’ı tamamen kaybetme korkusuyla tüm askeri güçlerini birleştirerek büyük bir saldırı başlatmış ve uzun çarpışmaların ardından, büyük kayıplar vermek pahasına 4 AĞUSTOS 1922 de Belcivan bölgesinde Enver Paşayı ve birliklerini kuşatma altına almıştır. Sayısal olarak kat kat üstün olan Kızıl Ordu birliklerine karşı geri adım atmadan kahramanca savaşan Enver Paşa ve birliğindeki askerlerin çoğusu şehit düşmüştür.
Belcivan yenilgisinin sonunda Kızıl Ordunun Semerkand’ı ele geçirmesiyle; Türk Birliği idealinde çok önemli bir nokta olan ve “Turan Devleti”nin başlangıcı sayabileceğimiz “ Türkistan Türk Müstakil İslam Cumhuriyeti” yıkılmıştır.
Enver Paşanın şehadetinden sonra büyük darbe alan Basmacı Hareketi kısa bir duraklamadan sonra tekrar toparlanarak mücadelesine devam etmiştir. Kurulduğu günden itibaren dış dünyadan herhangi bir yardım ve destek almadan, kendi kısıtlı imkânlarıyla yıllarca mücadele eden Basmacı Hareketi uzun süren ağır çarpışmalar sonunda önemli liderlerinin şehit düşmesi, zayiatların çoğalması, cephane sıkıntısı ve yokluklar neticesinde dağılma noktasına gelmiş ve 1935 yılında tamamen bitmiştir.
Basmacı Hareketinin bitişiyle Türkistan’ı tamamen işgal eden Kızıl Ordu hâkimiyetini sağlamlaştırmak, mevcut Türk Birliğini dağıtmak ve ileride çıkabilecek isyan ihtimallerini ortadan kaldırmak için eli silah tutan onbinlerce Türkü katletmiş, onbinlercesini çalışma kamplarına kapatmış ve yüz binlercesini de sürgüne göndermiştir.
#FulinASTKHCLulinPiyi.
2 notes
·
View notes