#Fiili Kontrol Hattı
Explore tagged Tumblr posts
rayhaber · 1 month ago
Text
Çin ve Hindistan Arasındaki Sınır Geriliminde Yeni Gelişmeler
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Cien, iki ülkenin 2020 yılındaki anlaşmazlığın ardından gerilimlerin azaltılması yönündeki çabalarının olumlu sonuçlar verdiğini ifade etti. Lin, “İki taraf, ilgili meselelerde anlaşmaya varmıştır” şeklinde bir açıklamada bulundu. Bu açıklama, Çin ve Hindistan’ın diplomatik ve askeri kanallar aracılığıyla uzun süredir sürdürdüğü yakın iletişimin bir yansıması…
0 notes
pazaryerigundem · 6 months ago
Text
"Tinny House’ler tarım arazilerini yok ediyor"
https://pazaryerigundem.com/haber/173714/tinny-houseler-tarim-arazilerini-yok-ediyor/
"Tinny House’ler tarım arazilerini yok ediyor"
Tumblr media
Keşan Ziraat Odası’nda dün düzenlenen basın toplantısı ile bölgede sıkça görülen Tinny House’ler hakkında açıklama yapıldı.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – Keşan Ziraat Odası tarafından tarım arazilerine Tinny House kurulmasına ilişkin açıklama yapıldı.
Tumblr media
Açıklamaya Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve İpsala Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Darcan, Keşan Ziraat Odası Başkanı Hasan Şen, Uzunköprü Ziraat Odası Başkanı Özcan Kayalı, Enez Ziraat Odası Başkanı Mehmet Oskan, Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Şapçı, Keşan Ticaret Borsası Başkanı Necmi Sezer ile Keşan Mahalle ve Köy Muhtarları Derneği Başkanı Abdullah Kemik katıldı.
Ortak basın açıklaması Hüseyin Darcan tarafından gerçekleştirildi.
Açıklama şöyle;
Tarım, insanlık için temel bir ihtiyaç olan gıda üretiminin sağlanmasında kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, kaçak yapılaşma tarımsal üretimi ve doğal dengeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Son zamanlarda Edirne ilimizde tarım arazilerine izinsiz olarak konulan tinyhouse işgali sorunuyla ilgili konunun tarafı olarak kamuoyunu bilgilendirmek ve konuya dikkat çekmek amacıyla bu basın açıklamasını yapma gereği duyuyoruz.
İlimiz, Ülkemiz çeltik üretiminde 1. , ayçiçek üretiminde 1. , buğday üretiminde 4. sırada yer alarak, stratejik ürünlerin üretildiği verimli toprakları ile ön plana çıkmaktadır.
TARIM DIŞI KULLANIM İZNİ ALINMADAN VE İMAR PLANI YAPILMADAN TİNNY HOUSE KONULAMAZ
Ancak, son günlerde, İlimizde Tüzel Kişilikler (Kooperatif) kurularak tarım arazileri satın alındığı, bu arazilerde 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamında “Tarım Dışı Kullanım İzni” alınmadan ve 3194 sayılı İmar Kanunu gereği “İmar Planı” yapılmadan kooperatif yönetimleri tarafından tapuda tescili mümkün olmayacak şekilde fiili hisseler oluşturulduğu, kooperatif üyesi olarak hisse satın alınması durumunda her bir hisse içine geçici veya kalıcı yapılar (konteyner, tinyhouse, vb.) konabileceği ve burada konaklanabileceği şeklinde kanuna aykırı bilgiler verilerek hisse satışı yapıldığı, hisselere tekabül eden alanların tel çit, tahta çit, vs. ile bölünerek oluşturulan ve tapuda tescili mümkün olmayan parseller arasına yollar yapılarak, kanalizasyon, su ve elektrik hattı döşenerek imar parseli gibi pazarlandığı, dolayısıyla tarım arazilerinin kullanım bütünlüğünün bozulduğu ve bitkisel üretim dışında kullanılarak tahrip edildiği ve kaçak yapılaşmaya neden olunduğu gözlemlenmektedir.
Tarım alanlarına , en basitinden  bir yapı yapılması dahi birçok izni gerektirmekteyken  vetarım dışı arazi kullanım izinlerinde,toprak koruma kurulunca hassasiyetle değerlendirme yapılırken,bu şekilde tarım arazilerinin izinsiz olarak tinyhouse adı verilen küçük evlerin kurulması suretiyle işgal edilmesi endişe vericidir. Bu eylemler, hem tarımın sürdürülebilirliğini tehdit etmekte hem de çevresel dengenin bozulmasına yol açmaktadır.Bu şekilde hiçbir izin alınmadan gelecek nesillerimize borcumuz olan tarım topraklarımızın yok olmasına müsaade edilmemelidir. 
TARIM ARAZİLERİ KORUNMALI
Bu noktada, tarım arazilerinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı konusunda toplum olarak daha duyarlı olmalıyız. Edirne ilinde ve diğer bölgelerde yaşanan bu tür izinsiz yapılaşmaların önlenmesi için yerel yönetimlerin, güçlü politikalar geliştirmesi ve etkin denetim mekanizmaları oluşturulması, kamuoyunu bilinçlendirmek ve sorunun çözümü için harekete geçmek amacıyla, tarım arazilerinin izinsiz olarak işgal edilmesine karşı ortak bir mücadele yürütülmesi gerekmektedir.
Ülkemizde tarım arazilerinde yapılaşma konusunda 3194 sayılı İmar Kanunu ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve ilgili yönetmelikler tarım arazilerinin korunması ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak için önemli düzenlemeler içerir. Tarım arazilerindeki yapılaşmanın izinli ve kontrol altında gerçekleşmesini sağlayarak tarımın devamlılığını ve verimliliğini korumayı amaçlar. Ayrıca, çevrenin ve doğal kaynakların korunmasını da gözetir.
Bu kapsamda, ilimizdeki ilgili kurum ve mercilere, Edirne’nin tarım arazilerinin ve turizm bölgelerinin korunmasına yönelik olarak, tinyhouse ve kaçak yapılara izin verilmeme konusunda yaptıkları çalışmaları nedeni ile desteğimizi belirtir,  kamuoyu adına teşekkür ederiz. Bu doğrultuda, tüm paydaşların işbirliği içinde hareket etmesi ve tarım alanlarının korunması için gerekli adımların atılması, hem bugünkü hem de gelecek nesillerin sağlıklı bir çevrede yaşamasını sağlayacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
bcapnews · 2 years ago
Text
Hindistan, Sınır Yakınlarında Hindistan-ABD Askeri Tatbikatlarına Çin'in İtirazlarını Reddetti
Hindistan, Sınır Yakınlarında Hindistan-ABD Askeri Tatbikatlarına Çin’in İtirazlarını Reddetti
Yeni Delhi – Hindistan, Pekin’in ABD-Hindistan askeri tatbikatlarının Hindistan’ın Çin ile tartışmalı sınırına yakın bir yerde düzenlenmesine yönelik itirazlarını reddetti. Hint ve ABD askerleri arasındaki tatbikatlar Kasım ayı ortasında başladı ve Cuma günü sona erecek. İki tarafça düzenlenen yıllık tatbikatların bir parçası olan bu yılki tatbikatlar, Fiili Kontrol Hattı olarak bilinen sınır…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
haberlernews · 4 years ago
Photo
Tumblr media
Hindistan, Çin sınırına obüs ve tank yığdı Hindistan, Çin ile yaşanan sınır çatışmasının ardından gerilimin tırmandığı doğu Ladakh'a obüs ve tank konuşlandırdı. Hindustan Times'ın haberinde, Hindistan'ın, 1597 kilometre uzunluğundaki iki ülke arasındaki Fiili Kontrol Hattı (LAC) boyunca ve Galwan Vadisi'ne, 155 milimetre çapında mühimmat atabilen obüsler ile T-90 tipi tanklar konuşlandırdığı belirtildi.
0 notes
haberihbarhatti · 7 years ago
Text
Grafiklerle: Suriye'de 8. yılına giren savaş
Tüm haber ve son dakika gelişmelerini Haber İhbar Hattı ile anlık takip edin! Haber için önce http://www.haberihbarhatti.com/2018/grafiklerle-suriyede-8-yilina-giren-savas/4174/
Grafiklerle: Suriye'de 8. yılına giren savaş
Telif hakkı Reuters
Suriye’de tam 7 yıl önce Beşar Esad yönetimine karşı barışçıl gösterilerle başlayan isyan, tüm bir ülkede yıkıma yol açan, yüz binlerce kişinin öldüğü, milyonlarca kişinin evlerinden olduğu topyekun bir iç savaşa dönüştü.Çatışmalarda 350 bin kişi öldü, şehirler yıkıldı ve diğer ülkeler de savaşa bulaştı. Savaşta bugüne kadar yaşanan gelişmeleri grafiklerle anlattık.Suriye’de savaş nasıl başladı?
Telif hakkı AFP
Çatışmalar başlamadan önce bile Suriyeliler, 2000 yılında babası Hafız Esad’ın yerine geçen Cumhurbaşkanı Beşar Esad yönetimindeki yüksek işsizlik oranları, yolsuzluk ve siyasi özgürlük bulunmamasından şikayetçiydi. 15 Mart 2011’de ülkenin güneyindeki Deraa’da, komşu ülkelerdeki “Arap Baharı”ndan esinlenen demokrasi yanlısı gösteriler başladı. Hükümet muhalefeti bastırmak için ölümcül güç kullanınca, cumhurbaşkanının istifasını isteyen gösteriler tüm ülkeye yayıldı. Olaylar yayılırken, baskı da yoğunlaştı. Muhalefet destekçileri, önce kendilerini savunmak, sonra da güvenlik güçlerini bölgelerinden atmak için silahlandı. Esad “dış destekli terör” diye tanımladığı olayları bastırmaya yemin etti. Şiddet hızla arttı ve ülke iç savaş bataklığına saplandı. Kaç kişi öldü?
Telif hakkı Getty Images
Muhaliflere yakın İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Mart 2018 itibarıyla 106 bini sivil 353 bin 900 kişinin ölümünü belgeledi. Bu sayılara kaybolan ve öldüğü sanılan 56 bin 900 kişi dahil değil. Kuruluş 100 bin kişinin ölümünün belgelenmediğini tahmin ediyor.
Bu arada, Suriye’deki uluslararası insan hakları hukuku ve insan hakları hukuku ihlallerini kayda geçiren İhlalleri Belgeleme Merkezi adlı kuruluş sivillere yönelik saldırıları da dahil ihlalleri belgeledi. Şubat 2018 itibariyle 119 bin 200’ü sivil 185 bin 980 çatışma kaynaklı ölümü kayda geçirdi.
Savaşın nedeni ne?
Telif hakkı AFP
Artık mesele, Esad yanlıları ve karşıtları arasındaki savaşın çok ötesindeHer biri kendi gündemlerine sahip olan çok sayıda örgüt ve ülke durumu çok daha karmaşıklaştırıyor ve savaşın uzamasına neden oluyor. Suriye’deki dini gruplar arasındaki nefreti körüklemek, Sünni çoğunluğu, Esad’ın da mensubu olduğu Alevi toplumuna karşı savaştırmakla suçlanıyorlar. Bu bölünmeler, tarafların katliamlar yapmasına, toplumları yıkıma uğratmasına ve barış umutlarının azalmasına neden oldu. Aynı zamanda bu ortam IŞİD ve El Kaide gibi örgütlerin güçlenmesine neden oldu. Kendi kendilerini yönetmek isteyen, ancak hükümet güçleriyle savaşmayan Suriyeli Kürtler de savaşa yeni bir boyut ekledi. Savaşın tarafları kimler?
Telif hakkı Reuters
Hükümetin başlıca destekçileri Rusya ve İran. ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan ise muhaliflere destek veriyor. Rusya -Savaştan önce de Suriye’de askeri üsleri bulunan Rusya 2015’te rejime destek olmak için hava saldırıları başlattı ve bu saldırılar savaşın gidişatının Esad lehine değişmesinde büyük rol oynadı. Rus ordusu sadece “teröristleri” hedef aldığını söylerken, aktivistler sık sık ana akım isyancıların ve sivillerin de öldürüldüğünü savunuyor. İran’ın Esad rejimine destek olmak için yüzlerce asker gönderdiğine ve milyarlarca dolar harcadığına inanılıyor. Çoğu Lübnan Hizbullahı’na üye, aynı zamanda Irak, Afganistan ve Yemen’de gelen binlerce Şii milis İran tarafından silahlandırıldı, eğitildi ve masrafları karşılandı. ABD, İngiltere, Fransa ve diğer Batılı ülkeler “ılımlı” diye kabul ettikleri muhaliflere değişen derecelerde destek oldular. Önderlik etikleri küresel bir koalisyon Suriye’de 2014’ten bu yana IŞİD militanlarına hava saldırıları düzenledi ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adlı Kürt ve Arap milis ittifakının cihatçıların elinden toprak kazanmasına yardımcı oldu. Türkiye uzun süredir muhalif Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) destek veriyor. TSK Afrin’de, Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) askeri kanadı olan Halk Savunma Birlikleri’ne (YPG) yönelik Zeytin Dalı Harekatı’nı ÖSO ile birlikte yürütüyor. Suudi Arabistan İran’ın nüfuzunu azaltmak isteyen ülke, isyancı gruplara silah ve para yardımı yaptı. İsrail ise, Hizbullah’a giden İran silahlarından o kadar kaygılı ki, buna engel olmak için Suriye’de hava saldırıları düzenledi.Ülke nasıl etkilendi?
Telif hakkı AFP
Savaş, yüzbinlerce sivilin ölümüne yol açmasının yanı sıra, 1,5 milyon kişiyi kalıcı engellerle yaşamaya mahkum etti. Bunlara uzuvlarını kaybeden 86 bin kişi de dahil. En az 6,1 milyon Suriyeli ülke içinde evlerinden oldu, 5,6 milyon kişi de ülke dışına kaçtı.
Ülke dışına kaçanların yüzde 92’sine ev sahipliği yapan komşu Lübnan, Ürdün ve Türkiye, yakın tarihin bu en büyük göç hareketiyle başa çıkmakta zorlanıyor. Birleşmiş Milletler (BM) 13 milyondan fazla kişinin 2018’te bir tür insani yardıma ihtiyacı olacağını söylüyor. Savaşın tarafları, yardım örgütlerinin ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını engelleyerek sorunu daha da kötüleştiriyor. Neredeyse 3 milyon kişi kuşatma altında ya da ulaşılması zor yerlerde yaşıyor.
Suriyeliler’in sağlık hizmelerine erişimi de kısıtlı. İnsan Hakları için Doktorlar örgütü Aralık 2017 itibariyle 330 sağlık kuruluşuna yapılan 492 saldırıyı belgeledi ve bu saldırılarda 847 sağlık görevlisi öldü.
Suriye’nin zengin tarih mirası da büyük ölçüde yok edildi. Ülkende UNESCO Kültür Mirası olarak tanımlanan altı yerin tamamı ağır hasar gördü. Ülke genelinde bazı mahalleler tamamen yok oldu.
Tıklayın
Jobar’ın 2013’ten bu yana nasıl bir yıkıma uğradığını görün
Şubat 2018
Ağustos 2013
BM’nin geçtiğimiz günlerde yaptığı araştırmada muhaliflerin elindeki Doğu Guta’nın bir bölgesinde binaların yüzde 93’ünün yıkıldığı tespit edildi. Ülke fiilen nasıl bölündü?
Telif hakkı Reuters
Hükümet güçleri, ülkenin büyük kentlerinde kontrolü yeniden gele geçirdi ancak kırsal kesimdeki geniş alanlar hala muhaliflerin ve omurgasını YPG’nin oluşturduğu SDG’nin elinde. Muhaliflerin elindeki en büyük bölgeyse, 2,6 milyon kişinin yaşadığı ülkenin kuzeydoğusundaki İdlib.
“Çatışmasızlık bölgesi” olarak ilan edilmesine karşın, İdlib hükümet güçlerinin saldırısına hedef oldu. Hükümet El Kaide bağlantılı cihatçıların hedef alındığını savunuyor. Başkent Şam’ın kenar mahallelerinden Doğu Guta’da da bir kara operasyonu devam ediyor. Bölgedeki 393 bin kişi 2013’ten bu yana kuşatma altında yaşıyor, ayrıca yoğun hava saldırıları ve ağır bir gıda ve tıbbi malzeme sıkıntısı çekiyorlar. Bu arada SDG, Rakka kenti de dahil Fırat Nehri’nin doğusundaki büyük bir bölgeyi denetimi altında tutuyor. Rakka geçen yıla kadar IŞİD’in ilan ettiği “halifeliğin” fiili başkentiydi. Örgüt şimdi sadece birkaç küçük bölgeyi kontrol ediyor. Savaş bir gün sona erecek mi?
Telif hakkı AFP
Yakın vadede sona erecek gibi gözükmüyor ama herkes bir siyasi çözüm gerektiği konusunda hemfikir. BM Güvenlik Konseyi 2012 Cenevre Bildirisi’nin uygulanması çağrısında bulundu. Bildiride “iki tarafın rızasıyla oluşturulacak bir geçici hükümet kurulmasını” öngörüyordu. Ancak 2014’ten bu yana BM’nin arabuluculuğunda Cenevre 2 süreci olarak bilinen dokuz görüşmeden gelişme kaydedilemedi. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, giderek artan oranda muhaliflerle müzakere etmekte gönülsüz davranıyor gibi gözüküyor. Muhalifler ise hala herhangi bir uzlaşmaya varılması için Esad’ın görevi bırakmasını şart koşuyor. Bu arada Batılı güçler de, Rusya’yı paralel bir siyasi süreç yürüterek barış görüşmelerinin altını oymakla suçluyor. Astana Süreci kapsamında Rusya Ocak 2018’de “Ulusal Diyalog Kongresi”ne ev sahipliği yaptı. Ancak, muhalif temsilcilerin çoğu katılmayı reddetti.
kaynak: Grafiklerle: Suriye’de 8. yılına giren savaş
Anadolu Ajansı, DHA, İHA tarafından geçilen tüm yerel haberler bölümünde Haberihbarhatti.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen websiteleri ve ajanslardır.
Görüş, öneri ya da şikayetiniz paylaşmak isterseniz, İletişim Formunu doldurarak bize ulaştırabilirsiniz. En kısa sürede değerlendirip size geri döneceğiz.
Tüm gelişmelerden haberdar olmak için Facebook sayfamızı takip edin!
Kaynak: http://www.haberihbarhatti.com/2018/grafiklerle-suriyede-8-yilina-giren-savas/4174/
0 notes
haberihbarhatti · 7 years ago
Text
Analiz: Afrin terörizmle mücadelede stratejik önemde
Tüm haber ve son dakika gelişmelerini Haber İhbar Hattı ile anlık takip edin! Haber için önce http://www.haberihbarhatti.com/2018/analiz-afrin-terorizmle-mucadelede-stratejik-onemde/2366/
Analiz: Afrin terörizmle mücadelede stratejik önemde
Doç. Dr. Murat Yeşiltaş SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü & Sakarya Üniversitesi, Ortadoğu Enstitüsü
Telif hakkı AFP
Türkiye, Fırat Kalkanı Harekatı’nın ardından Suriye’deki fiili askeri hareketliliğini PKK’nın Suriye’nin kuzeyindeki etkinliğini mimimize etmek ve ortada vadede PKK’yı bütün Suriye’de “topraksızlaştırmak” için yeni bir boyuta taşımış durumda. Dün başlayan Afrin operasyonu ile söz konusu askeri hareketlilik, Fırat’ın batısında daha geniş bir coğrafi alanda yayılmış oldu. Uzun zamandır hazırlıkları süren harekat, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Afrin operasyonu sahada fiilen başlamıştır” açıklamasından kısa bir süre sonra 20 Ocak’da taarruz aşamasına geçilerek başlatılmış oldu. TSK, harekatın adını “Zeytin Dalı” olarak lanse ederken, Fırat Kalkanı Harekatı’nda (FKH) olduğu gibi BMGK’nın terörle mücadele kapsamında hayata geçirdiği kararlarına ve BM anlaşmasının 51’inci Maddesi bağlamındaki “meşru müdafaa” maddesine atıf yapıldı. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki PKK’nın varlığına yönelik stratejisini şekillendiren birçok itici faktör var. Ancak bu stratejiyi şimdilik iki coğrafi alanda farklı şekillerde hayata geçirmeye çalışacak. Türkiye’nin ilk hedefi Fırat Nehri’nin batısında PKK varlığını ve kapasitesini minimize etmek, kontrolü altında tuttuğu bölgelerden çekilmesini sağlamak. Afrin kritik eşiklerinden biri Afrin bu stratejinin hayata geçirilmesinde kritik eşiklerden birini teşkil ediyor. PKK, 2011’in hemen akabinde rejimle yaptıkları anlaşma ile Afrin’i ele geçirmiş ardından bu bölgeyi 2013 yılında kanton ilan etmişti. 2014 tarihinden bu yana bölgeyi aralarından PKK’nın üst düzey yöneticilerinin de olduğu bir kadro tarafından idare ediliyordu. SDG’nin önemli isimlerinden biri olan Talal Silo’nun de ifade ettiği gibi, PKK’nın Kandil Dağı kadrosundan Halil Tefdem, Hacı Ahmet Hudro, Mahmut Berhudan gibi isimler Afrin’i idare ediyorlardı. Suriye iç savaşının yoğunlaşması ve Suriye rejiminin alan açmasıyla birlikte ise PKK, bölgede önce muhalif Kürt nüfusu elimine edip mutlak kontrol sağlarken, daha sonra da Kürt olmayan bölge sakinlerini “ince bir demografik mühendislik” uygulaması ile yerinden etmişti. Bu bağlamda, 2016 yılında Kuzey Halep’te bulunan ve toplam nüfusu 250 bin civarında olduğu tahmin edilen 42 köy ve beldenin (Tel Rıfat, Meneğ, Şeyh İsa gibi) sakinleri YPG militanları tarafından tehcir edilmişti. Türkiye’nin Rus savaş uçağını düşürmesinden sonra ise örgüt, Şubat 2016’da Rus hava desteği ile Afrin’in doğusunda Tel Rıfat-Minnig hattını ÖSO’dan ele geçirerek bu bölgelerdeki gücünü tahkim etmişti.
Afrin harekatı Türkiye’nin terörizmle mücadelesinde stratejik önemde Öte yandan, PKK Afrin merkezi bölgeyi, Türkiye’ye yönelik saldırılarında bir üs olarak kullanıyordu. Bu nedenle, Afrin harekatının Türkiye’nin terörizmle mücadelesi açısından stratejik bir önemi var. Bölgedeki Afrin-Amanos bağlantısı, PKK’nın Akdeniz bölgesine yönelik yaptığı saldırılar açısından büyük önem arz ediyordu. Bu anlamda Afrin ve kırsalındaki köylerde konuşlandırdığı unsurları aracılığıyla, dağlık araziden de istifade ederek, Hatay’ın Hassa İlçesi’nden Amanoslar’a güçlerini sevk ediyordu. PKK’nın Türkiye’ye yönelik tehdidi bununla da sınırlı değil. Afrin bugüne kadar, örgütün hem ideolojik hem de silahlı eğitimi için hayati merkezlerden bir tanesiydi. Özellikle bu bölgede bulunan kamplarda örgüt mensupları, silah ve patlayıcı eğitimi aldıktan sonra Türkiye’ye yönelik saldırılarda kullanılıyordu. PKK ile birlikte hareket eden Türkiye’deki radikal sol örgütler için de Afrin bölgesi bir liman konumuna gelmişti. Afrin harekatının stratejik hedefi Afrin bölgesindeki Zeytin ağaçlarından yola çıkarak harekatın amacının bölgeye barış ve istikrar getireceği ifade edilmiş olsa da, Türkiye’nin bu misyonunu başarmak için çetin bir sınav vereceğini; bu noktada, askeri-teknik ve operasyonel düzeyde karşı karşıya kalınan zorlukların yanı sıra, Ankara’nın yakın ve orta vadede ortaya koyduğu stratejik hedeflerin ciddi jeopolitik meydan okumalarla karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz. Askeri olarak Türkiye, Fırat Kalkanı harekâtından taktik, operatif ve stratejik düzeyde birçok ders alsa da, hedef tahtasına yerleştirilen düşmanın niteliğinde birtakım farklıkların olduğunu, en azından Afrin bölgesi bağlamında söylemek mümkün. PKK için yukarıda da ifade edildiği gibi sosyal tabanının güçlü olduğu bir bölgede, savunmayı bu tabanı üzerinden yapacağını tahmin etmek güç değil. TSK, ilk aşamada kara harekatını kırsal bölgede tahkimat yapmış PKK mensuplarının korunak, barınak ve silah mevzilerine yönelik icra etmektedir. PKK bu aşamada, Afrin’in bazı bölgelerine arazi koşullarını da kullanarak TSK ve ÖSO unsurlarını durdurabileceğini düşünse de, Türkiye’nin askeri harekatı müşterek güç unsurlarıyla eş zamanlı yapıyor olması ve aradaki sayısal uçurum dikkate alındığında bu durumun gerçekleşme olasılığı son derece düşüktür. Bu bakımdan, PKK’nın kırsalda araziyi elde tutması pek mümkün olamayacaktır. Bu nedenle PKK’nın asıl savunmayı yerleşim yerlerine çekerek, çatışmayı meskun mahalde vereceği değerlendirilmektedir. Buradaki çatışmaların daha çetin geçeceğini, özellikle PKK’nın sahip olduğu imkan ve kapasite dikkate alındığında söylenebilir. Bu şartlar, operasyonun süresini uzatabileceği gibi “diplomatik zeminin” Türkiye aleyhine dönmesine neden olabilir. Bu nedenle Ankara, Afrin bölgesindeki PKK’nın, önce etkinliğini minimize etmek, sonrasında stratejik noktaları ele geçirmek suretiyle buralarda ÖSO’nün gücünü ve kontrolünü tahkim etmek, ardından da PKK’yı Fırat’ın batısında tamamen minimize etmek ve “topraksız bırakmak” için hareket edecektir.
Telif hakkı EPA
Suriye sahnesinde yeni bir sayfa açıldı Tam da bu noktada, Türkiye’nin Afrin operasyonu ile sınırlı kalmasının pek mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Ankara için Afrin harekatının önemi, önümüzdeki günlerde Münbiç başta olmak üzere Fırat’ın doğusunda Türkiye’nin sınırı boyunca uzanmış PKK/YPG varlığının elimine edilmesi için özellikle ABD’ye baskı oluşturmaktır. Diğer bir ifadeyle, Fırat’ın batısındaki Türk askeri varlığı ve tahkimatı, Fırat’ın doğusunda PKK ve ABD’ye baskı oluşturmak için hem askeri hem de politik düzeyde bir sıçrama tahtası fonksiyonu olarak iş görecek. Türkiye’nin askeri kararlığı taktiksel ve operatif düzeyde sorunsuz ilerlediği sürece ise Washington idaresinin ya geri adım atacağı ya da Türkiye’yi kaybedeceği yeni bir sürece hazırlı olması gerekir. Rusya’nın pozisyonun ise Fırat’ın batısında, Türkiye’nin askeri başarısını etkileyecek potansiyele sahip olduğu değerlendirilmektedir. Afrin harekatının başlaması demek, Rusya-Türkiye arasında belirgin bir uzlaşmanın ortaya çıktığı anlamına gelmektedir. Bu uzlaşının hangi dinamikler üzerinde yapıldığına yönelik birçok spekülasyon yapmak mümkün ancak bu süreci, tarafların “mutlak kazanç” için yürüttüklerini söylemek doğru olmaz. Türkiye’nin Afrin operasyonu, Suriye sahnesinde yeni bir sayfa açtığı çok açık. Bu sayfanın Türkiye açısından riskleri olduğu kadar, Suriye’nin geneli ve özellikle ABD siyaseti açısından da riskler barındırıyor. Bu sürecin ABD tarafından çok dikkatli okunması, bu risklerin minimize edilmesi açısından son derece önemli.
kaynak: Analiz: Afrin terörizmle mücadelede stratejik önemde
Anadolu Ajansı, DHA, İHA tarafından geçilen tüm yerel haberler bölümünde Haberihbarhatti.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen websiteleri ve ajanslardır.
Görüş, öneri ya da şikayetiniz paylaşmak isterseniz, İletişim Formunu doldurarak bize ulaştırabilirsiniz. En kısa sürede değerlendirip size geri döneceğiz.
Tüm gelişmelerden haberdar olmak için Facebook sayfamızı takip edin!
Kaynak: http://www.haberihbarhatti.com/2018/analiz-afrin-terorizmle-mucadelede-stratejik-onemde/2366/
0 notes