#Bursa bir ilk
Explore tagged Tumblr posts
Text
Bazı güzel anlarda hiçbir şey düşünmezken ve sadece yürürken burnuma bir koku geliyor benim tabirimle “Bursa kokusu” ve bayılıyorum bu kokuya sanki evimin kokusu
#ben bu kokuyu sadece bursada çok mutluyken alıyorum#bursa dışında hiç almadım#ilk geçen sene bursaya geldiğimde almıştım arkadaşımın omzunda otobüste yatıp camdan dışarıyı izlerken#çok güzeldi#sonra arada bi burda aldım#bir de 1-2 kez saçma bir şekilde sevgilimleyken aldım bu kokuyu#onun Bursa’yla alakası olmasa da
7 notes
·
View notes
Text
SİYAH HUKUK
Hukuk alanında güvenilir ve profesyonel bir destek arıyorsanız, Siyah Hukuk sizi bekliyor! Geniş uzman kadrosuyla Kocaeli, İstanbul ve Bursa'da faaliyet gösteren avukatlarımız, her türlü hukuki sorununuz için en etkili çözümleri sunmak üzere yanınızdadır. Müşteri memnuniyetini öncelikli hedef olarak belirleyen Siyah Hukuk, hukukun karmaşık yapısını anlaşılır hale getirerek, müvekkillerine en iyi hizmeti sunmayı amaçlıyor. İster bireysel istekleriniz, ister ticari ihtiyaçlarınız olsun, uzman avukatlarımızla her durumda yanınızda olmaktan gurur duyuyoruz.
Kocaeli Avukat
Kocaeli, Türkiye'nin en dinamik ve hızlı gelişen illerinden biri olup, hukuki hizmetleri talep eden bireyler ve kurumlar için birçok seçenek sunmaktadır. Kocaeli avukat arayışında olanlar, farklı uzmanlık alanlarına sahip avukatlar ile iletişime geçerek ihtiyaçlarına uygun hukuki destek alabilirler.
Kocaeli avukat olarak iş hukuku, aile hukuku, ceza hukuku gibi çeşitlilik gösteren alanlarda uzmanlaşmışlardır. Bu durum, müvekkillerin kendileri için en uygun avukatı seçmelerine olanak tanımaktadır. Avukat seçiminde dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan biri, avukatın alanında deneyim ve bilgi birikimine sahip olmasıdır. Bu, dava süreçlerinin daha hızlı ve etkili yönetilmesine yardımcı olur.
Bununla birlikte, Kocaeli'deki avukatlar, hem yerel hem de uluslararası düzeyde hukuki danışmanlık hizmetleri sunmakta, müvekkillerinin ihtiyaçlarına yönelik çözümler geliştirmektedir. Kocaeli avukatları, aynı zamanda İstanbul ve Bursa gibi komşu illerde de hizmet verebilme kapasitesine sahiptir. Bu sayede, geniş bir müvekkil yelpazesine hitap etmektedirler.
Ayrıca, Kocaeli'de avukat ararken online platformlardan ve avukat danışma hizmetlerinden yararlanmak, en uygun avukata ulaşmanızı kolaylaştırabilir. Sanal ortamda yapılan araştırmalar, avukatların uzmanlık alanları hakkında bilgi edinmeyi sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda müvekkillerin avukatların geçmiş başarılarını da görmelerine yardımcı olmaktadır.
Sonuç olarak, Kocaeli'deki avukatlardan alacağınız hizmet, hukuki süreçlerinizin sorunsuz ve etkili bir biçimde yönetilmesine katkı sağlayacaktır. Doğru avukatı bulmak, hukuki sürecinizin seyrini değiştirebilir, bu nedenle araştırma yaparak en iyi seçeneği değerlendirmek önemlidir.
İstanbul Avukat
İstanbul, Türkiye'nin en büyük ve en kalabalık şehri olmasının yanı sıra, hukuki hizmetler açısından da önemli bir merkezdir. İstanbul avukatları, geniş bir yelpazede uzmanlık alanlarına sahip olup, müvekkillerine çeşitli hukuki sorunlarda yardımcı olmayı amaçlar. Hem bireysel hem de kurumsal alanda sundukları hizmetlerle, İstanbul'da hukuki desteğe ihtiyaç duyanların ilk tercihlerinden biri haline gelmektedirler.
İstanbul avukat hizmetleri arayan kişiler için, avukatın uzmanlık alanı büyük bir öneme sahiptir. Örneğin, ticaret hukuku, aile hukuku, ceza hukuku, gayrimenkul hukuku gibi farklı branşlarda hizmet veren avukatlar bulmak mümkündür. Bu, müvekkillerin ihtiyaçlarına daha uygun ve etkili çözümler sağlamalarını kolaylaştırır.
Bir İstanbul avukatını seçerken, dikkate alınması gereken birkaç önemli nokta bulunmaktadır:
Uzmanlık Alanı: İhtiyacınıza uygun bir avukat seçmek, sürecin etkili yönetilmesi açısından kritik öneme sahiptir.
Deneyim: Tecrübeli avukatlar, hukuki sürecin nas��l ilerleyeceği konusunda daha iyi yönlendirme yapabilir.
Müşteri Yorumları: Önceki müvekkillerin yorumları, avukatın başarısını ve müşteri memnuniyetini anlamak için faydalı bir kaynaktır.
Ücretlendirme: Avukatın ücret politikası, bütçenize uygun olup olmadığını belirlemede önemli bir etkendir.
Hukuk büroları genellikle başlangıçta bir danışma ücreti talep eder, bu nedenle ilk görüşmelerinizde ücretler hakkında bilgi almayı unutmayın. İstanbul'da faaliyet gösteren avukatlar, genellikle firmalarının web sitelerinde sundukları hizmetleri detaylandırır ve müvekkillerine ulaşmak için çeşitli iletişim kanallarını kullanır. Bu, aradığınız hukuki desteğe daha hızlı ulaşmanızı sağlar.
Sonuç olarak, İstanbul'da avukat bulmak, hukuki ihtiyaçlarınızı karşılamak için oldukça çeşitlilik sunan bir süreçtir. Doğru avukatı seçmek, başarılı bir hukuki çözüm sağlamak için oldukça önemlidir. Unutmayın, size en uygun avukatı seçerken detayları dikkate almak sizi istenmeyen sürprizlerden koruyacaktır.
Bursa Avukat
Bursa ilinde avukatlık hizmetleri, hukuki sorunlarınızı en etkili şekilde çözebilmeniz için uzman profesyoneller tarafından sağlanmaktadır. Bursa avukatları, ceza hukuku, ticaret hukuku, aile hukuku gibi birçok alanda deneyim sahibi olup, müvekkillerine en iyi sonuçları elde etmek için gerekli bilgi ve birikime sahiptir.
Hukuki süreçlerin karmaşıklığı göz önüne alındığında, doğru avukatı seçmek büyük bir önem taşır. Bursa'daki avukatlar, yerel mahkemeler hakkında derin bir bilgiye sahiptir. Bu sayede, dava sürecinde karşılaşılan zorlukların üstesinden gelmek için etkili stratejiler geliştirebilirler. Kocaeli avukat ve İstanbul avukat gibi diğer şehirlerdeki meslektaşlarıyla kıyaslandığında, Bursa avukatları bölgenin sosyal ve ekonomik dinamiklerine göre özelleşmiş hizmetler sunma yeteneğine sahiptirler.
Bursa avukat ararken, uzmanlık alanınızı belirlemeniz faydalı olacaktır. Her avukat, kendi özel alanında uzmanlaşmıştır. Örneğin, ticari davalar için bir ticaret hukuku avukatı, boşanma işlemleri için bir aile hukuku avukatı tercih edilmelidir. Avukatınızla ilk görüşmenizde ihtiyaçlarınızı net bir şekilde ifade etmek, en uygun hukuki desteği almanıza yardımcı olacaktır.
Ayrıca, Bursa'daki avukatların sunduğu hizmetlerin kalitesi kadar, iletişim becerileri de önemlidir. İyi bir avukat, müvekkilleriyle açık ve net bir iletişim kurmalı, sürecin her aşamasında onları bilgilendirmelidir. Bu sayede, hukuki süreç daha az stresli ve daha yönetilebilir hale gelir.
Bursa'da avukatlık hizmetleriyle ilgili detayları ve danışmanlık almak için yerel baroların websitelerini ziyaret edebilir, avukatların profil bilgilerine ulaşabilirsiniz. Bu bilgiler ışığında, Bursa avukat arayışınızı en doğru isimle sonuçlandırabilirsiniz.
636 notes
·
View notes
Text
DTEMRE - PLATİN
Bursa İmplant Tedavisi ile gülümsemenizi yeniden kazanmak artık hayal değil! Diş eksiklikleri, hem estetik hem de fonksiyonel sorunlar yaratarak günlük yaşamımızı olumsuz etkileyebilir. Neyse ki, modern diş hekimliği çözümleri sayesinde, implant tedavisi bu sorunların üstesinden gelmek için etkili bir seçenek sunuyor. Bursa’nın önde gelen diş hekimlerinden biri olan Dt. Emre’nin uzmanlığında gerçekleştirilen implant uygulamaları, sadece sağlıklı bir gülüş değil, aynı zamanda yüz hatlarınıza uyum sağlayan bir gülüş tasarımı ile de birleşiyor.
Bursa İmplant
Bursa'da diş sağlığına yönelik ilk adımlarınızdan biri olan bursa implant tedavisi, diş kaybı yaşayan bireyler için kalıcı ve estetik bir çözüm sunmaktadır. Diş eksikliklerinin yaratacağı fonksiyonel sorunların yanı sıra, estetik açıdan da rahatsızlık veren bu durumlar için profesyonel bir yaklaşım gerekmektedir. İşte bu noktada, Dt Emre'nin uzmanlığı, hastaların ihtiyaçlarına yönelik en doğru ve etkili tedavi planlarını oluşturmasını sağlamaktadır.
Bursa'daki hastaların, diş hekimi seçiminde hangi kriterlere dikkat etmesi gerektiğine değinmek gerekirse, Dt Emre'nin deneyimi ve uzmanlığı, bireylerin güvenli ve konforlu bir tedavi süreci geçirmelerine yardımcı olmaktadır. İmplant tedavisi sırasında kullanılan modern teknolojiler ve steril çalışma ortamı, hastaların tedavi sonrası daha hızlı iyileşmesini sağlamaktadır.
Ayrıca, bursa implant tedavisinin estetik boyutu da göz ardı edilmemelidir. Bursa gülüş tasarımı ile birleştirilen implant uygulamaları, kişiye özel planlamalar ile doğal görünümlü gülüşlerin elde edilmesine olanak tanımaktadır. Bu sayede, hastalar sadece sağlıklı dişlere kavuşmakla kalmayıp, aynı zamanda özgüvenlerini tazeleyerek sosyal hayatlarında daha aktif hale gelmektedirler.
Bursa Gülüş Tasarımı
Bursa'da estetik diş hekimliği alanında sunduğumuz gülüş tasarımı hizmetleri, hastalarımızın hem fiziksel görünümünü hem de özgüvenini artırmak için özel olarak hazırlanmış yöntemlerden oluşmaktadır. Bu süreç, bireylerin diş yapılarından yüz hatlarına kadar birçok detayı dikkate alarak yapılan kapsamlı bir değerlendirmeyle başlar ve sonrasında Dt Emre gibi deneyimli uzmanlar tarafından uygulanır.
Bursa implant ve bursa gülüş tasarımı konusunda sağladığımız yenilikçi çözümler, diş eksikliği yaşayan veya gülüşünden memnun olmayan bireyler için büyük bir fark yaratma potansiyeline sahiptir. Ayrıca, hastalarımızın ihtiyaçlarına uygun olarak kişiselleştirilmiş planlar oluşturarak, estetik ve fonksiyonel olarak en iyi sonuçları elde etmeyi hedefliyoruz.
Sonuç olarak, https://dtemre.com/ web sitemiz üzerinden dilediğiniz zaman randevu alabilir ve Bursa'daki gülüş tasarımı işlemlerimiz hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Unutmayın ki sağlıklı ve estetik bir gülüş, hayat kalitenizi doğrudan etkileyen önemli bir unsurdur ve biz de bu alanda en iyi hizmeti sunmaya kararlıyız.
Dt Emre
diş hekimliği alanında sunduğu kaliteli hizmetlerle Bursa'da dikkat çeken bir isim haline gelmiştir. Özellikle Bursa implant tedavisi konusunda uzmanlaşmış olan hastalarının ihtiyaçlarına uygun çözümler sunarak ağız sağlığını en üst seviyeye çıkarmayı hedeflemektedir.
Bursa'daki birçok hasta, Dt Emre'nin sağladığı Bursa gülüş tasarımı hizmetinden yararlanarak hem estetik hem de işlevsel olarak daha güzel ve sağlıklı gülüşlere kavuşmayı başarmaktadır. Modern teknoloji ve güncel tedavi yöntemleri sayesinde, hastalar en memnun edici sonuçları elde ederken, aynı zamanda diş tedavisi sürecinde kendilerini rahat ve güvende hissedebilmektedirler.
Dt Emre'nin klinik ortamında sağladığı sıcak karşılama ve profesyonel yaklaşım, her hastanın bireysel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak özelleştirilmiş tedavi planları oluşturmasına olanak tanımaktadır; bu nedenle, hastalar enerji dolu bir gülüş ile evlerine dönerken, Bursa implant ve Bursa gülüş tasarımı gibi önemli tedavi seçeneklerini değerlendirme fırsatı bulmuş olurlar.
522 notes
·
View notes
Text
Çok Hızlı! (2) (Orhan 36 Y., Bursa)
Sevgi'yi arabayla kaynanasının muhitine bırakırken, akşam mesaj yazmamamı, misafirinin geleceğini, bana cevap yazamayacağı için aklının kalacağını, benim de boşuna cevap bekleyeceğimi söylemişti. Eve gidip duş aldım. Votkayı arabada bırakmıştım, dolaptan Rakı çıkardım. Zaten pelte gibi olmuştum, iki kadeh içip yattım. Deliksiz bir uyku çektim.
Sabah duşumu alıp kahvaltımı yaptım, evden çıktım. Arabaya atladığım anda geldi ilk mesaj: "AKLIMDAYDIN :)" diye. Cevap yazdım, "Ben bugünün de dün gibi süper bitmesini istiyorum :)" diye. O da, "Kahve molasında görüşürüz :)" yazdı. Saat 10:00'da odasındaydım. Direkt sarıldım, dudaklarını dudaklarıma hapsettim. Kollarımdan kurtulup elimi tuttu ve bayanlar tuvaletine doğru gittik. İçerde 4 tane tuvalet, bir de kova ve paspasları koydukları bir bölme daha vardı. O bölmeyi açtı, içeri girdik. Kapıyı kilitleyip, "Acele etmemiz lazım!" dedi. Hemen önlüğünü açtım, yüzünü duvara döndürüp ellerini duvara dayadım. Pantolonlarımızı dizlerimize indirdim. Götünün yanaklarına küçük sessiz iki tokat attım, her tokatta resmen tüm vücudu titredi. Külodunu kenara çekip, yarağımı amına soktum. "Ohhh!" diye bir ses çıktı ikimizden de, sessiz olmalıydık.
Tişörtünün altından ellerimi sokup göğüslerini avuçlarken öyle bir şehvet vardı ki aramızda, yanıyorduk resmen. Göğüslerinden çektiğim parmaklarımı ağzına uzattım, deli gibi emmeye başladı. Ben amına pompalamaya devam ettikçe taşaklarım amına götüne çarpıyor, 'Şlap, şlap!' sesleri çıkıyordu. O an daracık pembe göt deliği süper cezbediciydi. Sol elimi belinden çekip işaret parmağımı göt deliğine bastırdım. "Offf!" dedi, ama ilk boğuma kadar parmağım götüne girdiğinde amının suları bacaklarından akmaya, kasılarak orgazm olmaya başladı. Yakalanmamak için birkaç pompalamadan sonra ben geri çekilip beline ve kalçalarına boşalttım tüm döllerimi. Toparlanıp çıktık ayrı ayrı. Kadınlar Çay ocağının yanındaki tuvaletleri kullandıkları için bu tarafa çok sık gelmiyorlarmış, öyle söyledi odasında oturup nefeslenirken...
Haftanın kalan günleri sadece mesaj sohbetiyle geçti geceli gündüzlü. Bu arada o kadar çok şey öğrendik ki birbirimizle ilgili. Kocasının aslında seksi sevip yapmaya çalıştığını, ama ön yargılarından kurtulamadığını öğrendim. Mesela, adam eve pørnø CD getiriyor, ama yarağının emilmesini ve emildikten sonra karısının dudaklarını tiksinç görüyor, aynı şekilde karısının amını yalayıp sonrasında öpüşmeyi sevmiyormuş. O yüzden bunca yıllık evliliklerinde birer kez oral yapmışlardı. Oysa Sevgi her iki türlü oral seksten de (birer kez yapmalarına rağmen) müthiş zevk almıştı. Kocası eve bir kez çoklu (anal, oral, cuckload, swinger) CD getirmiş. Ama daha ikinci dakikada seyretmekten vazgeçip Sevgi'yi sikip boşalmış. Sevgi kocasının eve geç geldiği günlerde defalarca seyredip her seferinde de eliyle defalarca boşalmış. Bu arada ben de defalarca karımı amından ve götünden nasıl siktiğimi yazıyor, onu daha da azdırıyordum...
Perşembe gecesi gelen mesaj farklıydı, kocasının yarağını ağzına almak istediğini, ama kocasının öğürerek sikişi yarıda kestiğini yazdı. Delirmiştim ve daha çok ister olmuştum. Cuma günü eşimin ablası geldiği için oğlumla annesinde kalacağını yazdım. Fabrikada yakalanırız korkusuyla biraz mesafe koymuştuk aramıza. "Sen ne yapacaksın akşam?" diye sordu. "Oturur içerim, nasılsa yarın tatil!" dedim. "Kocam birahaneye gider her Cuma akşamı, sarhoş gelir!" dedi ve birahaneyi tarif etti.
Plan hazırdı. Akşam 20:30'da kocasının gittiği birahanedeydim. Masaların hepsinde birer, ikişer insan vardı. Kocasını önceden gördüğüm için masasına yanaştım, tek oturuyordu. Müsaade istedim, buyur etti. Bir bira ve ortaya meyve ve çerez söyledim. Tanıştık. "Hamit ben!" dedi, "Ben de Orhan!" dedim. Ne iş yaptığımı sordu, söyledim. Nerede çalıştığımı sordu, söyledim. "Aaa, karım da orda çalışıyor, ismi Sevgi!" dedi ve karısını tarif etti. Afallamış gibi yaptım ve "Sevgi hanım bizim odacı, çok hanımefendi, çok iyi, işini de iyi yapıyor!" dedim. Gevrekçe güldü ve "Sağolun!" dedi. Ben de karımın ailesi ile şehir dışına çıktığını, benim de en yakın birahaneye kapak attığımı söyledim. Bu arada Sevgi ile yazışıyorduk. Sevgi'ye, "Hikmet 4 bira içti!" yazdığımda, "Beşinciyi içerse pert!" yazdı...
"Ben artık kalkayım!" dediğimde, Hikmet de hareketlendi. Hesabı ödedim. Teşekkür etti, beraber çıktık. Bana, "Eee gecenin devamı dedi?" dedi. Ben de, "3-4 bira alır evde devam ederim!" deyip tekel bayisine yöneldim. Saat 22:00'yi geçiyor olsa da halen gizli kapaklı satış vardı. "İçer misin, sana da alayım mı?" dedim. O ara telefonu çaldı, arayan Sevgi idi. Hikmet ona, "Orhan beyle tanıştım, beraber çalışıyormuşsunuz!" dedi. Ben bu arada 4 bira kendime alırken, Hikmet'e işaret edip, "Sevgi de içer mi?" diye sordum ve 4 bira daha söyleyip ayrı torbalara koydurdum. Hikmet telefonda, "İçer mi Sevgi de diye soruyor?" diye sordu. (Oysa biz çoktan yazışmıştık detayları). Dönüp hikmetin eline poşeti tutuştururken, Hikmet telefonda, "Tamam..." diyordu. Telefonu kapatınca, "Ne oldu?" dedim. Sevgi (Davet et adamı, bak bira almış, hesabını ödemiş, evde de yalnızmış, ayıp!) demiş. Hikmet bunu bana aktarınca, "Ya olmaz, sizi rahatsız etmeyeyim!" dedim. "Ne demek Orhan bey!" dedi, beni nerdeyse zorla evine götürdü.
Kapıyı çaldığında, açıldı. Sevgi'nin üzerinde tek parça önden düğmeli sarı bir elbise vardı, yakası oldukça açık, dizlerinin 4 parmak üstünde. Hikmet karısına, "Bak güzelim, sana iş arkadaşını getirdim!" dedi yarı dili dönmeyerek. Sevgi elini uzatıp, "Orhan bey hoşgeldiniz!" dediğinde yarağım elbiseden mi temastan mı dikildi anlamadım. Sevgi karşımıza, ben ve Hikmet üçlü koltuğa oturduk. Çerez tabakları ve biralar bardakta geldi. Sevgi eğilip kalktıkça götü, göğüsleri hep frikikti ve Hikmet sarhoştu, anlamasa da gözleri kayık, ama takipteydi. Yarım saat sonra birahanede içtiği 4 biranın üstüne, evde ikinci birayı bitiren Hikmet'in gözler iyice kaymaya, dili dönmemeye başladı. Koltukta kaykılmıştı, gözler kapanıyordu.
Sevgi bana bacaklarını açıp kapayarak içindeki G-Stringi gösteriyor, beni daha çok kıvrandıyordu. Önden düğmeli sarı elbisesinin altında sütyen olmadığını daha ilk anda anlamıştım zaten. Hikmet'in nefes alışları düzenleşip küçük horultular çıkarmaya başladığında, Sevgi kalkıp kocasını dürterek, "Git yerine yat!" dedi. Hikmet kalkıp bana baktı, ama gördüğüne dair en ufak bir ibare olmaksızın karısının kolunda yatak odasına gitti...
Birkaç dakika sonra Sevgi tüm düğmelerini açmış, sexy elbisesi, sütyensiz göğüsleri ve siyah G-stringiyle salonun kapısında belirdi. Elimi uzattım (Gel!) işareti yaptım. Geldi, direkt yere oturup fermuarımı açtı, yarağımı ağzına aldı. Emmiyor adeta esir alıyordu diliyle. O kadar güzel yalıyordu ki dayanamadım, tüm akşam bu anları düşündüğümden olsa gerek döllerimi ağzına boşalttım. Elleri ile yarağımı kökünden tutup sağarak tüm döllerimi yuttu. Bu kez yer değiştirip, onu koltuğa oturttum. Dilimi amına soktum, sıra bendeydi. Bızırını dudaklarımın arasına alıp emiyor, sıkıştırıyordum. İki parmağımı amına soktum, dilimle parmaklarımdan kalan yerlere sürtüyor, amının suyunu yalıyordum. Kasıla kasıla orgazm oldu. Dudaklarımın ve parmaklarımın üzerine işiyor sandım bir an...
Kalkıp kocasını kontrol edip geri geldi. Bir bira açıp ikimizin bardaklarına bölüp verdi. "Nasıl aşkım, benim öküz içerde sızmışken, karısını ağzınla sikmek?" diye sordu. "Muhteşem amk, harikasın sen, bunu kırk yıl düşünsem akıl edemezdim!" dedim. Sevgi de, "Seyrettiğim pørnøda böyle bir sahne görmüştüm, ordan aklıma geldi. Hem korkudan, hem de zevkten ölecektim!" dedi. Koltukta kucağıma çektim. Yarağım yine taş gibiydi. Direk üzerine oturtup alttan pompalamaya başladım. Avuçladığım kalçalarını sıkıyor, okşuyor, dudaklarımı ve dişlerimi göğüslerine ve göğüs uçlarına geçiriyordum. Sürekli kalkıp oturarak daha sert daha tempolu sikişiyorduk. O an Hikmet kapıdan girse bile eminim umrumuzda olmazdı, duracak halde değildik...
Sürekli, "Sik aşkım, devam et!" diyerek beni gazlayan Sevgi'nin götüne orta parmağımın ikinci boğumuna kadar soktuğumdaki zevk seslerine kocası halen nasıl olurda uyanmaz ona şaşırıyordum. Sevgi kaçıncı kez orgazm oldu bilmiyorum, ama ben artık kendimi tutamıyordum. Dudaklarını dudaklarıma kapatıp delice kalkıp oturuyordu. Birden kasıldım ve içine fışkırmaya başladım. Sırılsıklam terlemiş, vıcık vıcık vücutlarımız sımsıkı birbirimizin kollarındaydık.
Saat 01:20 olmuş biz halen koltukta birbirimizle oynayıp bira yudumlarken yatakodasından sesler geldi. Sevgi toparlanıp kalktı, bakmaya gitti. Hikmet tuvalete kalkmıştı ama yatakta oturuyormuş. Sevgi onu tuvalete götürdü, sonra tekrar yatağına yatırdı. Adam külçe gibi uyuyordu. Bu arada ben de koridoru geçip yatakodasının önüne gittim. Sevgi'nin elinden tutup yatakodasına soktum. Kocası gök gürültüsü gibi horlarken onu makyaj aynasına dayadığı elleriyle domaltıp, amını arkadan parmaklamaya başladım. Üç parmağım içinde bir pørnø sitesinde gördüğüm hızlı parmak hareketini yapıyordum. Amının suları nasıl fışkırıyor, Sevgi bağırmamak için elini ısırıyordu.
O sularla sürekli göt deliğini ıslatıp, yarağımın kafasını bastırdım o pembe küçücük göt deliğine. Yarısına kadar girdiğimde Sevgi götünü çekmek ister gibi yaptı, canının yandığı belliydi, ama bunu da çok istiyordu. Daha ilk göt deliğini okşadığım sevişmede anlamıştım bunu. Köküne kadar soktum götüne yarağımı. Uzanıp sol elimle göğsünü avuçladım, sağ elimle de amını. Çok değil, bir dakika geçmeden Sevgi titreye titreye orgazm olurken, ben kafamı sağa çevirip Hikmet'e baktım. Hikmet horlarken, ben de iki adım ötesinde karısının götüne oluk oluk boşaldım.
Saat 02:30'da ayrılıp evime gittim.
[Orhan]
185 notes
·
View notes
Text
DTEMRE - GOLD
Bursa'da İmplant Tedavilerinde Güvenli Ellerde
Dtemre.com, Bursa'nın önde gelen diş implantı tedavisi merkezlerinden biridir. Uzman kadrosu, modern teknolojiye sahip ekipmanları ve hasta odaklı hizmet anlayışıyla Dtemre.com, gülüşlerinizi sağlam temellerle güzelleştirmek için burada.
Bursa'nın Diş İmplantı Lideri: Güvenilir ve Kaliteli Hizmet
Dtemre.com, Bursa implant konusunda lider bir konumda bulunmaktadır. Hasta memnuniyetini ön planda tutan anlayışı ve uzman ekibi ile güvenilir ve kaliteli bir hizmet sunmaktadır.
Uzman Diş Hekimleri: Deneyim ve Güvenin Birleşimi
Dtemre.com'un uzman diş hekimleri, yılların deneyimine sahip ve sürekli olarak güncellenen bilgi birikimleriyle diş implantı tedavilerini gerçekleştirir. Her hasta için kişiselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturarak, en iyi sonuçları elde etmeyi amaçlarlar.
Modern Teknoloji ve Ekipmanlar: En İnovatif Çözümler
Dtemre.com, diş implantı tedavilerinde en son teknolojiyi ve ekipmanları kullanarak hastalara en inovatif çözümleri sunar. Bu sayede tedavi süreçleri daha etkili ve konforlu bir şekilde gerçekleştirilir.
Hasta Odaklı Hizmet Anlayışı: Size Özel Tedaviler
Dtemre.com, her hasta ile birebir ilgilenerek size özel tedaviler sunar. İlk muayeneden başlayarak, tedavi sonrası takibe kadar geçen süreçte hasta memnuniyetini ve konforunu ön planda tutar.
Estetik ve Sağlıklı Gülüşler: İmplant ile Yeniden Gülümseyin
Dtemre.com'un diş implantı tedavileri, estetik ve sağlıklı gülüşlere kavuşmanızı sağlar. Doğal diş yapısını taklit eden implantlar ile güvenli ve uzun ömürlü bir çözüm elde edebilirsiniz.
Neden Dtemre.com?
Güvenilir ve Kaliteli Hizmet: Bursa'nın diş implantı lideri.
Uzman Diş Hekimleri: Deneyimli ve sürekli eğitimli uzman kadro.
Modern Teknoloji ve Ekipmanlar: En son teknoloji ile donatılmış tedavi odaları.
Hasta Odaklı Hizmet: Her hasta için kişiselleştirilmiş ve özel tedaviler.
Estetik ve Sağlıklı Gülüşler: Doğal diş yapısını taklit eden implant çözümleri.
Dtemre.com ile Bursa'da diş implantı tedavilerinde güvenli ellerde olun. Estetik ve sağlıklı gülüşlere kavuşmak için dtemre.com adresini ziyaret edin.
467 notes
·
View notes
Text
Mesamobilya - Mega+
Mesa Mobilya, Türkiye'nin en önde gelen mobilya üreticilerinden biridir. Şirket, müşterilerine kaliteli ve şık mobilyalar sunarak evlerini güzelleştirmelerine yardımcı olmaktadır. Özellikle düğün hazırlıkları yapan çiftler için sunduğu Düğün Paketi ile dikkatleri üzerine çekmektedir. Düğün Paketi, genç çiftlerin evlilik hayatına başlamadan önce ihtiyaç duyacakları tüm mobilyaları içermektedir. Mesa mobilyanın yatak odası takımı seçenekleri arasında modern ve klasik tarzda tasarımlar bulunmaktadır. Mesa Mobilya, müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutarak kaliteli ürünleri uygun fiyatlarla sunmaya devam etmektedir. Düğün hazırlıklarınızda en özel seçenekler sunuyor. Yatak odası takımı ve düğün paketi, koltuk takımı, genç odası, baza, yatak vb. seçenekleri ile evlilik hayatınıza unutulmaz bir başlangıç yapabilirsiniz. Kaliteli ve şık tasarımlarıyla yatak odanızda romantik bir atmosfer oluşturabilirsiniz. Düğün paketi seçenekleri ise ihtiyaçlarınıza göre özenle hazırlanmıştır. Sizin için en uygun olanı bulmanızda yardımcı olacaktır. Eşsiz tarzları ve kaliteli malzemeleri ile dikkat çeken bu mobilyalar, hem konforlu hem de şık bir yaşam alanı sunuyor. Düğün hazırlıklarınızda veya evinizin yenilenmesinde Bursa Mobilya denilince akla ilk gelen firma olan Mesa mobilyanın düğün paketi ve yatak odası, koltuk takımı, sehpalar, tv ünitesi seçeneklerini mutlaka inceleyin. Kaliteli malzemeler ve şık tasarımıyla bu takım, evinizin en özel alanını daha da özel kılıyor. Yatak odası takımı, fonksiyonelliği ve estetik görünümüyle dikkat çekiyor. Mesa Mobilya'nın uzman ekibi tarafından üretilen bu takım, uzun yıllar boyunca kullanabileceğiniz dayanıklılıkta bir yapıya sahip. Kaliteyi ve şıklığı arayanların tercihi olan Mesa Mobilya ile siz de hayatınıza yenilikler yapabilirsiniz.
2K notes
·
View notes
Text
Huzur dolu akşamlar.. ☕☕
Büyük Şair olmanın bedelleri...
CAHİT SITKI
Küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağı sarkıtılmıştır. O günden sonra ölümden korkmuş ve eserlerinde hep “ölüm” temasını işlemiştir.
NAZIM HİKMET
Nazım Hikmet’in en değişik özelliği devamlı beyaz pantolon giymesiydi. İlham geldiğinde aklındaki sözleri hemen beyaz pantolonuna not alıyormuş. Tüm dünyanın tanıdığı bir şair olmak, böyle değişik özelliklere sahip olmaya bağlıdır belki de.
Bursa cezaevinde ıslak ıslak çok dayak yediği için onun en büyük korkusu su olmuştur.
ÖZDEMİR ASAF
"R" leri söyleyemeyen şair...
Bir gün matbaadan çıkıp Karaköy’e gitmek için bindiği taksinin şoförü sorar:
“Neğeye biğadeğ?” Utancından “Kağaköy” diyemez, “Eminönü” der. İner. Oradan Karaköy’e kadar yürür.
YAHYA KEMAL
Hiç evi olmamıştır. Ölene kadar otelde yaşamıştır. Nazım Hikmet’in annesine aşık olmuştur.
TEVFİK FİKRET
Aynı zamanda iyi bir ressamdır. Evinin planını da kendisi çizmiş ve evine isim veren ilk şairimiz olmuştur. En büyük takıntısı: Sol tarafında kimseyi yürütmemek.
AHMET HAŞİM
Hastalık derecesindeki takıntısı ise: Toprak yemesidir. Haşim’in şiirlerinde hep gün batımı, gece, ay ışığı, hüzün olmasının sebebi çirkin olmasından derler.
TOMRİS UYAR
Üç büyük şairi ( Turgut Uyar, Cemal Süreya, Edip Cansever) kendisine tutsak eden kadın… Bahsi geçen güzel.
CEMAL SÜREYA
Sevgili Cemal soyismindeki iki y’den birini bir iddia sonucu kaybetmiştir. Evet, soyismi tek “y” ile yazılıyor.
ORHAN VELİ
Ölümü belediyenin açtırdığı bir çukur yüzündendir. Çukura düşmesi sonucu başından yara almış ve ölüm sebebi bu olmuştur.
CEMİL MERİÇ
En ünlü sözleri kitap okumak üzerine olan Cemil Meriç gözlerinde oluşan bir rahatsızlık nedeni ile yazıları okumayacak duruma gelmiştir. Gözleri göremez duruma geldiğinde ise yakınlarının yardımı ile yazmaya devam etmiş hatta en verimli eserlerini gözlerinin görmediği dönemlerde kaleme almıştır.
SABAHATTİN ALİ
Sabahattin Ali su gibi Türkçesi ile kitaplarını kaleme almıştır. Kısacık ömründe hayata her daim pozitif düşüncelerle bakan Ali diksiyon takıntısına sahipmiş. Yanlış telaffuz edilen bir söz duyduğunda hemen bunu düzeltme girişiminde bulunurmuş. Hatta bu durumundan eşi Aliye Hanım oldukça rahatsızmış olur bunu da kendisine söylermiş. Sabahattin Ali bu olayı arkadaşlarına “ Aliye hanım bana bu yüzden fena içerliyor. Karı koca ağız tadı ile kavga edemiyoruz. Kavganın ortasında tutup diksiyon yanlışlarını düzeltiyorum” diye anlatırmış.
AHMET ARİF
Türkçeyi en iyi kullanan şairlerimizden Ahmed Arif aynı zamanda Zazaca, Arapça ve Kürtçe dillerini de biliyordu. Ata binmeyi daha küçük yaşlarda öğrenen Arif şahlanmayan ata binmezdi. Yaşamının büyük bir bölümünde günde 4 paket sigara içen Ahmed Arif tam bir sigara tiryakisiydi.
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR
Kulağa sevimli gelen bir alışkanlık! Unutulmaz filmlerden olan Gulyabani filminin esinlenildiği aynı ismi taşıyan kitabın yazarı Hüseyin Rahmi Gürpınar temizlik hastasıymış. Öyle ki, bu özelliğinden dolayı hiç evlenmemiş ve devamlı eldivenleri ile gezmiş. Kendini sosyal ortamlardan soyutlayan büyük yazar evde örgü örmekten çok hoşlanır. Yurtdışından yeni örgü modelleri getirtirmiş. Aynı zamanda örmediği ve yazmadığı zamanlarda mutfağına kapanır ve ev reçelleri yaparmış.
YAŞAR KEMAL
Yaşamı boyunca Türk edebiyatına sayısız eser bırakan usta kalem Yaşar Kemal çocukluğunda pek bir talihsiz olaylar yaşamış. Babası Van’dan göç ettiği sırada yanına aldığı Yusuf isimli bir çocuğu kendi çocukları ile birlikte büyütmüş. Yusuf’un camide namaz kılarken babasını kalbinden bıçaklayarak öldürülmesine tanık olan Büyük yazar 12 yaşına kadar kekeleyerek konuşmuş. Sağ gözündeki durum ise daha küçük yaşlarda eniştesinin kurban kesmesini izlerken bıçağın bir anda fırlayarak Yaşar Kemal’in gözüne gelmesi ile kör olmasına neden olmuş.
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Söylenenler göre Ümit Yaşar yirmi üç kez, kendi sözlerine göre de üç kez intihara kalkışmıştı.
1973 yılında Ümit Yaşar Oğuzcan’ın on yedi yaşındaki oğlu Vedat Oğuzcan, Galata Kulesi’nden aşağı atlayarak intihar eder. Rivayet odur ki, cansız bedeni yerde yatarken avucundaki kağıtta bir not yazılıdır: “Baba intihar öyle edilmez, böyle edilir!”
((Ç)alıntı)
youtube
54 notes
·
View notes
Text
Merhaba Hasan bey ben Olga aslen Ukrayna lıyım 5 yaşımdan bu tarafa Türkiye de yaşıyorum. Şuan 39 yaşımdayım annem beni doğururken ölmüş babamda bir başka bir kadın ile evlenmiş ben bunu 18 yaşıma kadar bilmiyordum. 186 boyundayım mankenleri aratmayacak bir fiziğe sahibim.sizlere paylaşacağım olay 18 yaşıma geldiğimde duyduğum o anne hikayesinden sonra başlıyor o zamana kadar ağzıma içki almamıştım bırakın içkiyi sigara dahi içmemiştim lise bitmiş üniversite sınavının sonuçlarını bekliyorduk bir akşam babam benimle konuşmak istediğini söyledi her şeyi anlattı beynime tabanca dayayıp tetiği çekselerdi daha iyi olurdu o gece ne yapacağımı düşünerek uyuya kalmışım ertesi gün sabah saatlerinde babam işe gitti bende eşyalarımı toplayıp çıktım nereye gidiyordum ne yapacaktım bilmiyordum elimde çanta taksiye binip otogara gittim firma isimlerine bakarken nilüfer turizm in tabelası dikkatimi çekti ilk otobüs kaçta diye sordum 5 dakika sonra Bursa var dedi bileti alıp otobüse bindim en arka koltuk 48 numarada oturuyordum otobüs hareket edince uyumak için gözlerimi kapadım uyumuşum rüya görüyorum sanıyordum meğerse yanımda oturan yaşlı adam bacaklarımı okşuyor aslında bağırmak istiyordum ama o kadar güzel okşuyordu ki suyumun geldiğini hissediyordum gözlerimi açmadım ama bacak bacak üstüne atmıştım bacaklarımı açtım adam daha rahat okşasın diye o da anlamış olacak ki daha da güzel okşuyordu bir ara otobüs firen yaptı eli amımın üzerine geldi eteğim iyice sıyrılmış kırmızı dantelli külot kabak gibi ortaya çıkmıştı mola yerine gelene kadar 2 kez orgazm oldum biliyorum arkadaşım ile birlikte 5 6 kez kızlığımı bozdurmadan arkadan vermiştim tadını biliyordum .
Mola 30 dakikaydı adam yanımda oturuyordu hiç kalkmadı okşamaya devam etti artık bıkmıştım sikilmek istiyordum adamın elinden tutup aşağı indirdim tenha bir yerde adamın sikini pantolonundan çıkartıp sakso çekmeye başladım adam beni kucağına aldı öperek sikini amıma sürtmeye başladı artık iş çığrından çıkmıştı adam işini iyi biliyordu beni belimden kavradığı gibi yavaşça sikinin üzerine bıraktı yavaş yavaş siki amıma girmeye başladı dudaklarımı öpüyor sanki vantuz ile içine çekiyordu bağırmak şurada dursun nefes alamıyordum artık siki komple içime girmiş kızlığımı bozmuştu birden durakladı içime boşalmaya başladı çıkartmadı hepsini içime boşalttı ayaklarımı belimi bıraktı yeri indirdi otobüs kalkacak bir sonraki molada daha güzel sikişiriz dedi otobüse binip yola çıktık yine okşuyordu beni artık bende karşılık veriyordum cam kenarına o geçti fermuarını açıp sikini okşamaya başladım ağzıma almam için işaret verdi biraz eğilip ucunu emdim aynadan kaptan görecek diye korkuyordum birden aklıma daha önce okuduğum seks hikayeleri geldi eteğimi toplayıp külotumu indirdim adamın sikinin üzerine oturdum artık götüme girmişti eliyle de amımı oynuyordu zevkten dört köşe olmuştum aslında bu kadar zevk alındığını bilmiyordum orgazm üzerine orgazm oluyordum muavin arka kapıya doğru geliyordu hemen düzeltip yerime oturdum. O adam ile 4 yıl birlikte seks yaptık 67 yaşında kalp krizine yenildi Ankara'da öldü
55 notes
·
View notes
Text
veda 2023.
galiba bu yazım biraz uzun olacak. bu yılda bana uzun geldi herhalde ondan. hemen hemen yılın başında ani bir kararla çok uzun seneler çalıştığım işyerinden istifa ettim. birden bire oldu diyemem. sürekli bir gel git vardı aklımda 2022'nin son aylarında başlamıştı ama hiç sonrasını düşünmeden bıraktım. çünkü kafam hiç rahat değildi. hiç. bedenimi saymıyorum bile. iyice kafayı sıyırmıştım iş iş iş diye diye. iyi mi oldu? evet. çok iyi oldu. gerçekten şu an devam ediyor olsaydım hiçbir zaman bu kararı alma cesaretinde bulunamazdım. sonrasında ise beni blogdan bilenler bilir köyde bi tadilata giriştik nisanın başından eylüle kadar uzanan bir tadilat serüveniydi. ev hariç her tarafı yıktırıp. duvarlar. evin dış cephesi. evin çatısı. veranda. kümes. kuzuluk. odunluk. havuz. yaptırdık. her şeyde büyük emeklerim var. şimdi böyle söyleyince biraz şımarıklık yapıyor gibi olurum ama gerçekten öyle. ustalardan önce kalkıp ustalardan sonra bırakıyordum işi. bakmayın bana çok uzun bir süre kurumsal bir firmada çalıştım ve babamın işi dolayısıyla çocukluğum hep doğularda geçti. çimentonun harcın nasıl karıldığını geçtim mala bile tutmadı hiç elim. başlarda biraz garipsedim ama sonrasında ufak tefek diye diye en son havuzun fayanslarını döşerken buldum kendimi. ondan diyorum çok emeğim var diye. çok şükür halimize. köyde ise sadece peyzaj kaldı onuda bu baharda yaptıracağız nasipse. yılın büyük bir kısmı bu şekilde geçti benim için. arabamda nasibini aldı tabii bu süre zarfında yetmeyince demir, çıta odunu çimentolar, alçılar her şeyi taşıdım. arada bi hakkını helal et diyorum. Eskişehir dışına çıktım birkaç kez. Afyonkarahisar, İstanbul, Bursa, Kütahya şehirlerine gittim. üç tane kursa katıldım. yolcu ve yük belgelerimi tamamladım. motosiklet ve otobüs ehliyet aldım. heralde en çok kitap okuduğum yıl bu yıldı. birçok yeni müzikler keşfettim keza aldığım plaklarda o şekilde. bir sürü kedi besledim. köpek besledim. doğum günümde alınan kuluçka makinasından civciv çıkartıp yetiştirip tavuk yapıp yumurta almaya başladım. tabii bunu duyan köyün yarısından çoğuna makinaya yumurta koyup civciv çıkarttım. çayırda uçurtma uçurdum. birçok güzel yemek yaptım. birçok tarif öğrendim. daha çok mutfakta zaman geçirdim. geçen aylarda bir işe başlamıştım ve aşırı yorucu olduğunu söylemiştim. ilk etapta deneyim ön plandaydı ama yılıp bıraktım. Eskişehir Büyükşehir belediyesinin otobüs şoförlüğüne başvurdum sonrasında mülakatlardan geçtim haber bekliyorum inşallah 2024 ilk ayında bu haber gelir bana. bu süre zarfında boş kalmamak adı altında çok güzel bir mutfakta çalışıyorum. çalışma şartları biraz zorluyor beni ama çok alıştım. hatta bugün bana kadro teklifi bile geldi ama geri çevirdim. yılın büyük bir kısmı sadece bir şey üstüne geçtiği için oradan buradan konuşamıyorum ama şunları da eklemek isterim elbette. insanız. duygularımız biraz daha ön planda. baktığım zaman üzüntülerim daha ağır basıyor. hayal kırıklıklarım çok fazla. açıp bak buram yaralıda diyemiyorum ama körü körüne bir şeylere inanmak adı altında kandığım birçok şey oldu. şimdi böyle yazdığıma bakmayın normalde zaten böyle pat pat anlatamam bir şeyleri ama geçti. geçecek her şey biliyorum. her şey geride kalacak ve evet diyeceğim başardım. sadece gönül ilişkisi değil aile kavramında da düşünelim bunu. ve gelelim 2024 den beklentilerime. en başa en başa düzenli olarak namaz kılmayı koyuyorum. buna niyetliyim inşallah. ikinci sıraya ise bana gelecek olan iş haberini koyuyorum. üçüncü ise bütün insanlık için diliyorum. savaşın olmadığı insanları ötekileştirmeden ırk cinsiyet ayrımı yapmadan insanın insan olduğu için kucak açtığı sağlıklı ve mutlu bir dünya diliyorum. inşallah diyelim. Amin. 2023'den en sevdiğim karelerle bu yazımı sonlandırayım. sevgiyle Tumblr ailesi.
188 notes
·
View notes
Text
Robaxis - Gold
Bursa robot firmaları, müşterilerine bilinçli kararlar almaları için güçlü bir araç sağlayarak otomatik ticarette başı çekiyor. Bu şirketlerden ön planlarda olan Robaxis firması, pazarları kolaylaştırmak, akıllı robotlar yapmak için gelişmiş algoritmalar ve makine öğrenimi kullanmaktadır. Bölgede popüler olan bu firma ile, işletmeler robotları kullanarak getirilerini maksimize ederken risklerini azaltabilirler. Portföy yönetimi, pazar analizi, risk yönetimi ve gerçek zamanlı analitik gibi hizmetler sunmakla birlikte popüler geliştirmelerden biri olan Endüstriyel 4.0 ön plana çıkmaktadır. Bu özellikler ile robotları veya üretim makinelerden veri toplamak amacıyla Web araçları ile izlenebilirlik özelliği de önemli geliştirmelerden birisidir. Bu araçlar ile, firmalar rekabette bir adım önde olabilir ve güvenli bir ortamda işlemleri başarılı bir şekilde devam ettirebilirler. Bursa robot denilince akla ilk gelen Robaxis firmasını ziyaret et ve ihtiyacına uygun ürünler hakkında bilgi al!
933 notes
·
View notes
Text
Mediaturk - Devasa+ (2)
Özellikle eğitim söz konusu olduğunda haberleri takip etmek çok önemlidir. Teknoloji, magazin, siyaset ve daha fazlası dünyasında bu kadar çok şey olurken, bilgi sahibi olmak çok önemlidir. Ankara'dan Bursa'ya ve ötesine siyaset haberleri, eğitim haberleri gibi alanınızdaki ve ötesindeki en son gelişmelerden haberdar olmanıza yardımcı olabilir. İster yeni politikalarla ilgili güncellemeler arıyor olun, ister yalnızca güncel olaylardan haberdar olmak isteyin, Mediaturk harika bir bilgi kaynağı olabilir.
Günümüz dünyasında en son haberleri takip etmek çok önemlidir. Konu doğru haber olduğunda teknoloji haberleri, dergi makaleleri, gibi burada herkes için bir şeyler vardır. Daha yerel bir kapsam arayanlar için Ankara ve Bursa, konuyla ilgili kendi benzersiz bakış açılarını sunuyor. Aradığınız bilgi türü ne olursa olsun, eğitim haberleriyle güncel kalmak, bilgi sahibi olmanıza ve geleceğiniz hakkında daha iyi kararlar almanıza yardımcı olabilir. Hızla gelişen teknoloji ile Ankara haber ve Bursa haber denildiğinde bölgede en son gelişmelerden haberdar olmak son derece önemlidir. Mediturk sitesi güncel haberleri ilk siz doğru bir şekilde ulaşmanız için oluşturulmuştur, hemen web siteyi takip et ve son haberleri kaçırma!
2K notes
·
View notes
Text
BUNLARI BILIYOR MUYDUNUZ ?
CAHİT SITKI
Küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağı sarkıtılmıştır. O günden sonra ölümden korkmuş ve eserlerinde hep “ölüm” temasını işlemiştir.
NAZIM HİKMET
Nazım Hikmet’in en değişik özelliği devamlı beyaz pantolon giymesiydi. İlham geldiğinde aklındaki sözleri hemen beyaz pantolonuna not alıyormuş. Tüm dünyanın tanıdığı bir şair olmak, böyle değişik özelliklere sahip olmaya bağlıdır belki de.
Bursa cezaevinde ıslak ıslak çok dayak yediği için onun en büyük korkusu su olmuştur.
ÖZDEMİR ASAF
"R" leri söyleyemeyen şair...
Bir gün matbaadan çıkıp Karaköy’e gitmek için bindiği taksinin şoförü sorar:
“Neğeye biğadeğ?” Utancından “Kağaköy” diyemez, “Eminönü” der. İner. Oradan Karaköy’e kadar yürür.
YAHYA KEMAL
Hiç evi olmamıştır. Ölene kadar otelde yaşamıştır. Nazım Hikmet’in annesine aşık olmuştur.
TEVFİK FİKRET
Aynı zamanda iyi bir ressamdır. Evinin planını da kendisi çizmiş ve evine isim veren ilk şairimiz olmuştur. En büyük takıntısı: Sol tarafında kimseyi yürütmemek.
AHMET HAŞİM
Hastalık derecesindeki takıntısı ise: Toprak yemesidir. Haşim’in şiirlerinde hep gün batımı, gece, ay ışığı, hüzün olmasının sebebi çirkin olmasından derler.
TOMRİS UYAR
Üç büyük şairi ( Turgut Uyar, Cemal Süreya, Edip Cansever) kendisine tutsak eden kadın… Bahsi geçen güzel.
CEMAL SÜREYA
Sevgili Cemal soyismindeki iki y’den birini bir iddia sonucu kaybetmiştir. Evet, soyismi tek “y” ile yazılıyor.
ORHAN VELİ
Ölümü belediyenin açtırdığı bir çukur yüzündendir. Çukura düşmesi sonucu başından yara almış ve ölüm sebebi bu olmuştur.
CEMİL MERİÇ
En ünlü sözleri kitap okumak üzerine olan Cemil Meriç gözlerinde oluşan bir rahatsızlık nedeni ile yazıları okumayacak duruma gelmiştir. Gözleri göremez duruma geldiğinde ise yakınlarının yardımı ile yazmaya devam etmiş hatta en verimli eserlerini gözlerinin görmediği dönemlerde kaleme almıştır.
SABAHATTİN ALİ
Sabahattin Ali su gibi Türkçesi ile kitaplarını kaleme almıştır. Kısacık ömründe hayata her daim pozitif düşüncelerle bakan Ali diksiyon takıntısına sahipmiş. Yanlış telaffuz edilen bir söz duyduğunda hemen bunu düzeltme girişiminde bulunurmuş. Hatta bu durumundan eşi Aliye Hanım oldukça rahatsızmış olur bunu da kendisine söylermiş. Sabahattin Ali bu olayı arkadaşlarına “ Aliye hanım bana bu yüzden fena içerliyor. Karı koca ağız tadı ile kavga edemiyoruz. Kavganın ortasında tutup diksiyon yanlışlarını düzeltiyorum” diye anlatırmış.
AHMET ARİF
Türkçeyi en iyi kullanan şairlerimizden Ahmed Arif aynı zamanda Zazaca, Arapça ve Kürtçe dillerini de biliyordu. Ata binmeyi daha küçük yaşlarda öğrenen Arif şahlanmayan ata binmezdi. Yaşamının büyük bir bölümünde günde 4 paket sigara içen Ahmed Arif tam bir sigara tiryakisiydi.
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR
Kulağa sevimli gelen bir alışkanlık! Unutulmaz filmlerden olan Gulyabani filminin esinlenildiği aynı ismi taşıyan kitabın yazarı Hüseyin Rahmi Gürpınar temizlik hastasıymış. Öyle ki, bu özelliğinden dolayı hiç evlenmemiş ve devamlı eldivenleri ile gezmiş. Kendini sosyal ortamlardan soyutlayan büyük yazar evde örgü örmekten çok hoşlanır. Yurtdışından yeni örgü modelleri getirtirmiş. Aynı zamanda örmediği ve yazmadığı zamanlarda mutfağına kapanır ve ev reçelleri yaparmış.
YAŞAR KEMAL
Yaşamı boyunca Türk edebiyatına sayısız eser bırakan usta kalem Yaşar Kemal çocukluğunda pek bir talihsiz olaylar yaşamış. Babası Van’dan göç ettiği sırada yanına aldığı Yusuf isimli bir çocuğu kendi çocukları ile birlikte büyütmüş. Yusuf’un camide namaz kılarken babasını kalbinden bıçaklayarak öldürülmesine tanık olan Büyük yazar 12 yaşına kadar kekeleyerek konuşmuş. Sağ gözündeki durum ise daha küçük yaşlarda eniştesinin kurban kesmesini izlerken bıçağın bir anda fırlayarak Yaşar Kemal’in gözüne gelmesi ile kör olmasına neden olmuş.
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Söylenenler göre Ümit Yaşar yirmi üç kez, kendi sözlerine göre de üç kez intihara kalkışmıştı.
1973 yılında Ümit Yaşar Oğuzcan’ın on yedi yaşındaki oğlu Vedat Oğuzcan, Galata Kulesi’nden aşağı atlayarak intihar eder. Rivayet odur ki, cansız bedeni yerde yatarken avucundaki kağıtta bir not yazılıdır: “Baba intihar öyle edilmez, böyle edilir!”
Çok acı hikayeleri varmış, hepsini rahmetle ve özlemle anıyorum.
#cahit sıtkı tarancı#nazım hikmet ran#özdemir asaf#yahya kemal beyatlı#tevfik fikret#ahmet haşim#tomris uyar#cemal süreya#orhan veli kanık#cemil meriç#ahmed arif#hüseyin rahmi gürpınar#yaşar kemal#ümit yaşar oğuzcan#alıntı#bunları biliyor muydunuz
22 notes
·
View notes
Text
BURSA ONLİNE HABER - SİLVER
Bursa Online Haber: Şehrin Nabzını Tutuyor!
Bursa, tarih kokan sokakları, zengin kültürü ve ekonomik hareketliliğiyle Türkiye'nin önemli şehirlerinden biridir. Bursa Online Haber, Bursa gündem merakı olanlara, haberleri anında sunan ve okurlarına güvenilir bilgi sağlayan bir haber platformudur.
Bursa Haberleri: Anlık ve Güncel Bilgiler
Şehir Gündemi: Bursa Online Haber, şehrin gündemini yakından takip eder. Belediye çalışmaları, etkinlikler, festivaller, kültürel etkinlikler ve daha birçok konuda güncel haberleri anında okurlarıyla paylaşır.
Ekonomik Hareketlilik: Bursa, sanayisi, ticareti ve ekonomik dinamizmiyle bilinir. Bursa haber, şehirdeki ekonomik gelişmeleri, iş dünyasındaki yenilikleri ve sektörel haberleri düzenli olarak okuyucularına sunar.
Spor ve Kültür: Bursa'nın spor arenası, kültürel etkinlikleri ve sanat dünyası Bursa Online Haber'in ilgi alanlarından biridir. Spor karşılaşmaları, tiyatro gösterimleri, konserler ve diğer kültürel etkinlikler hakkındaki haberleri bulabilirsiniz.
Bursa Online Haber'in Özellikleri:
Hızlı ve Tarafsız Habercilik: Bursa Online Haber, haberleri tarafsız bir bakış açısıyla hızlı bir şekilde okurlarına ulaştırır. Objektif habercilik anlayışıyla şehrin nabzını tutar.
Güvenilir Kaynaklar: Bursa'nın yerel güvenilir kaynaklarından elde edilen bilgilerle haber yapar. Okurlarına doğru ve güvenilir bilgi sunmayı ilke edinir.
Sosyal Sorumluluk: Bursa Online Haber, şehre ve topluma karşı sosyal sorumluluk bilinciyle hareket eder. Toplumun ihtiyaçlarına duyarlılık gösterir ve bu doğrultuda haber yapar.
Kapsamlı İçerik: Sadece güncel haberlerle değil, aynı zamanda şehrin tarihine, kültürüne, turistik yerlerine dair ilginç içeriklerle de okurlarını buluşturur.
Bursa'nın nabzını tutan, şehrin günlük yaşantısından kültürel etkinliklere, ekonomik gelişmelerden spor haberlerine kadar geniş bir yelpazede içerik sunan Bursa Online Haber'i ziyaret edin. Bursa Online Haber ile şehrinizle ilgili en güncel bilgilere hızlıca ulaşın!
313 notes
·
View notes
Text
Çok Hızlı! (3) (Orhan 36 Y., Bursa)
Cumartesi saat 10:00'da zor uyandım. Sevgi'den gelen mesaj yine ilginçti. "Aşkım, Hikmet sabah uyandığımızda yüreğimi ağzıma getirdi!" yazıyordu mesajda. Meraktan çatladım, "Hayırdır?" yazdım. "Sabah uyanınca, rüyasında tam seçemediği birinin yatak odasında beni götümden siktiğini görmüş! :)" diye cevap geldi. Daha güzel mesaj sonrakiydi: "Hikmet o kadar tahrik olarak uyanmış ki, evliliğimiz süresince ilk kez Perşembe hariç Cumartesi sabahı beni sikti!" diyordu. Mesajlar ardı ardına geliyordu. Akşam birahaneden sonrasını hatırlamıyormuş kocası :) Beni sormuş. Sevgi de, "Sen sarhoştun, Orhan bey seni eve getirdi. Kahve ikram etmek istedim, ama sen sızıp kalınca kahve falan içneden gitti!" demiş. Kocasının resmen üzüldüğünü ve "Ayıp ettik adama tanıştığımız ilk gün!" dediğini anlattı.
Sevgi'ye, "Şu an yalnız mısın?" dedim. "Evet, Hikmet işe gitti!" diye yazdı. "Geliyorum!" dediğimde, "Şimdi değil, işlerim bitince yazarım!" dedi. Öğleden sonra gelen mesajda, kaynanası ve kızının geldiğini yazdı. Böylece hafta sonu heba olup gitti. Pazar günü de, "Özledim!" mesajlarıyla geçti.
Pazartesi fabrikanın artık üretime başlayacak olması nedeniyle 08:00-16:00 çalışmaya başlayacaktık. Cumartesi günleri de çalışacaktık. Erken çıkmak iyi olacaktı, daha çok zamanımız kalacaktı. Ama Pazartesi-Salı program yapamadık. Çarşamba semt pazarı vardı, Sevgi pazara gideceğini söyledi. Saat 17:00'ye gelirken telefonum çaldı. Arayan Sevgi idi. Şaşırmıştım, ilk kez arıyordu. "Hayırdır?" dedim. Cevap olarak, "Nerdesin?" diye sordu. "Dışardayım!" dedim. "Acil bana gelir misin?" dedi. "Tamam!" dedim.
Telefon ettiği andan 1 sokak öteye parkettiğim arabamdan evlerine ulaşmam toplam 8 dakika sürmüştü. Apartmana 2 metre kala otomata basıldı. Burası 20 daireli, 5 katlı, kalabalık bir apartmandı. Yukarı çıktığımda kapı aralıktı. İçeri girdim. Kapı arkasında bekleyen Sevgi hemen boynuma atladı. Her yerimi yalayıp öperken, "Sik beni Orhanım, sik beni, çok özledim!" diyordu. Merakla ve zorla uzaklaştırdım kendimden ve "Anlat, ne oldu?" dedim. "Gel!" dedi, misafir odasının penceresine gittik. Tül perdenin arkasından, aşağıda sokağın başında dikilen bir adamı gösterdi. "Kim o?" dediğimde anlatmaya başladı.
Pazar girişinde gayri ihtiyari adamla göz göze gelmişler, sonrasında adam bunu takibe başlamış. Yanaştığı iki kalabalık tezgahta da adam yanaşıp götünü avuçlamış. "Acayip korktum, ama çok da heyecanlandım, fena ıslandım, ilk defa başıma geldiği için de çok fena tahrik oldum!" dedi. Sonra, sırf denemek için daha kalabalık bir tezgaha yanaştığını, adamın yine arkasına gelip bu sefer abandığını, manto ve eteğinin üstünden bile adamın yarağını göt yanakları arasında hissettiğini, sonra da alelacele pazardan çıktığını, adamın eve kadar kendisini takip ettiğini, canının fena sikişmek istediğini ve beni aradığını söyledi.
"O zaman vakit kaybetmeyelim!" dedim. Sevgi'yi pencerenin yanında domaltıp arkasına geçtim, eteğini yukarı kaldırıp külotlu çorabının ağını yırttım ve külotunun yanından amına sokup pompalamaya başladım. O kadar ıslaktı ki amı, külotunu geçip çorabının ağını bile ıslatmıştı suları. Ben siktikçe daha çok azıyordu. Sevgi bir ara, adam halen bekliyor mu diye merak edip, benim görünmeyeceğim şekilde tül perdeyi hafifçe aralayıp baktı. Adam da Sevgi'ye kafasıyla gel işareti yapınca tekrar kapadı perdeyi. Ben de piçliğine, "Çağıralım mı adamı?" dedim. "Ohhhh!" diye derin bir ses çıkardı ve ardı ardına orgazm olmaya başladı. Kasılmaları bittiğinde kendini öne çekip, külotlu çorabını ve külotunu sıyırdı, yarağımı eliyle tutup göt deliğine hizaladı. Ben götünü sikerken, yine piçlik olsun diye, "İki deliğin de dolsun mu aşkım?" dediğimde, parmaklarını amına soktu. Ben, "Şimdi çağırıyorum adamı!" dedikçe, Sevgi'nin Ah'ları Oh'ları havada uçuşuyordu. Bu beni de müthiş tahrik etmişti, döllerimi götünün içine nerdeyse böğürerek boşalttım.
Sevgi dönüp dudaklarıma yapıştı ve "Aşkım sayamadım ama en az 5 kez boşaldım ardı ardına!" dedi. Ben de, "Ben gidiyorum, Hikmet gelir falan rezil oluruz, ama bu konuyu konuşacağız!" dedim. "Tamam aşkım!" dedi, beni yolcu etti merdiven boşluğunu kontrol ettikten sonra. Aşağıya indiğimde adam köşede yoktu. Ama arabayı parkettiğim sokağa gittiğimde, orda turlamaya devam ediyordu. Eve gittiğimde yazdım, "Adamı çağırmadın değil mi aşkım?" diye. "Yok, ama başka odanın camından baktım çaktırmadan, adam 1 saat dolaştı yukarılara bakarak!" yazdı. Ben, "Çok zevk aldım!" yazınca, "Bir de bana sor, kudurdum sen çağırıyorum dedikçe, merak ve zevkten öldüm!" diye yazdı.
Ertesi sabah temizlik için odama geldiğinde, kocasının akşam kendisini sikmek istediğini, yıllar sonra Perşembeden vazgeçmiş olmasının nedenini sorduğunda, "Sürekli gözümün önüne o yabancı adamın seni domaltmış sikerken gördüğüm rüya geliyor, gün içinde bile aklıma geldikçe canım seni sikmek istiyor karıcığım!" demiş. Sevgi de bunun kendisini de tahrik ettiğini, rüyayı söylediğinden beri amının karıncalandığını söylemiş. Kocası tam amına girdiğinde, Sevgi, "Şimdi beni o adam mı sikiyor kocacığım?" demiş usulca ve en şuh sesiyle. Zaten çabuk boşalan Hikmet daha ikinci saniyede boşalmış içine. "Çıkaramadı bile!" dedi.
Cuma akşam üstü iş çıkışı buluşup, ilk seviştiğimiz ağacın altına gittik. Kocasının Perşembe akşamı da siktiğini biliyordum. Sevgi hayatının son bir aydaki değişimden başı dönmüş halde anlatıyordu. İşe girmiş, kendisini çok mutlu eden harika bir sevgilisi olmuştu. Kocası bunca yıl sonra yatak odasında çok daha istekli bir hale gelmişti. Sevgi yıllar boyunca nerdeyse senede anca 3-4 kez orgazm olurken, şimdi sadece dokunmalarım değil mesajlarımla bile onu boşalttığım için yılların acısını çıkararak orgazm üstüne orgazmlar yaşıyordu. "Mutlu musun?" dediğimde, "Deli misin, uçuyorum, ayaklarım yere basmıyor aşkım!" dedi dudakları dudaklarımda.
Fermuarımı açıp yarağımı kökten başa sıvazlamaya başladığında, ben de parmaklarımı amcığına soktum. Diğer elimizde sigaralarımız vardı ve birbirimize gözgöze masturbasyon yapıyorduk. "İki erkek arasında sikişmeye ne dersin aşkım?" dedim tepkisini bilmeme rağmen. Gözleri kapalıydı, o hayali kurduğunu biliyordum. Derin bir, "Ohhh!" çekti, kasılıyordu, orgazm oldu daha cümlem yeni bitmişken. Sonra da, "Nasıl olacak?" dedi ve yarağımı ağzına aldı. Ben de en kolayının kocasının üzerine oynamak olduğunu söylediğimde, sadece, "Immm, ımmm!" dedi yarağımı emmeyi bırakmadan...
"Nasıl yapacağız peki?" dedi döllerim dudaklarının arasından gırtlağına kaymış ve yutmuşken. Konuştuk. Sürekli kocasıyla cilveli konuşmalar yapacak, sürtünecek, gerekirse her akşam aynı konuyu açıp gelişmeleri de bana yazacaktı. Biraz dinlenip, "Arkaya geçelim mi aşkım?" dediğimde, bagaj kapısını açıp dizlerinin ve ellerinin üzerinde dört ayak olup amına aldı yarağımı. Ben sikerken, "Aşkım nerelerimi dolduracaksınız kocamla?" diye soruyor, ben de kocasıyla birlikte onu nasıl sikeceğimizi anlatıyordum. Amının suları yarağımdan taşaklarıma akıyordu. Ben amına pompalarken o da kendini geriye yarağıma bastırıyor, daha derinlerine girmemi sağlıyordu. "Sikin, amımı, götümü, ağzımı sikin, heryerime döllerinizi attırın aşkım!" diye inliyordu. Titreye titreye içine akıttım yine döllerimi.
Bu arada ilk sevişmemizden sonra eczacı kadınla konuşup yeni bir doğum kontrol hapı almış ve şimdilik yan etkisi görülmemişti. Kocası bilmese de, ben biliyor ve rahatça içine boşalabiliyordum. Dönüp amından çıkardığım yarağı yalamaya başladı. 10 dakikada yarağım tekrar keser sapı gibi dimdik hazırdı. Bana, "Aşkım hafta sonu göt deliğim öksüz kalmasın, ordan sik!" dedi. Canıma minnetti. Hemen götüne geçirip sikmeye başladım. Daracık göt deliği artık yarağımı rahatça alıyor, hatta ben içindeyken kalçalarını kıvırıp aldığım zevki katlıyordu. Kendi parmakları amında, benim avuçlarım göğüslerini okşarken, ona, "Aşkım farzet çoban geliyor, çağırayım ağzına versin mi kocaman kıllı yarağını?" dediğimde, çığlıklarla cevap veriyor, "Çağır aşkım, çağır!" diye bağırıyordu. Sevgi orgazm olmasına rağmen devam ediyorduk. Ben de döllerimi götünün içine salmama rağmen, etrafa bakıp gerçekten bir çoban gelse çağıracak haldeydim ve halen pompalıyordum. Sevgi ise, "Aşkım geliyor mu çoban, amım, götüm, ağzım hazır!" diye bağırarak orgazm olmaya devam ediyordu. 20 dakikaya yakın nefeslerimizin düzelmesini bekledik. Sonra evlere dağıldık.
Gece saat 24:00 civarı mesaj geldi. Kocasının birahaneden ayık ve elinde biralarla geldiğini, beraber içmeye başladıklarını, sonra üçlü koltukta kocasının yanına oturup yarağını eline aldığını ve "Aşkım anlatsana şu rüyanı yeniden!" dediğinde, kocasının (Karanlıkta adamın beni makyaj masasına ellerimi dayatmış halde götümden siktiğini, benim inlememek için parmaklarımı ağzıma almış ısırdığımı gördüğünü, ama gözlerinin açılmadığını) söylediğinde, "Aşkımın hoşuna gitti mi öyle sikilmem?" diye sormuş. Kocası (üçüncü biranın keyfiyle), normalde cinnet geçirmesi gerektiğini, ama rüyasında yarağının kalktığını ve kalkıp o adamla beni aralarına alıp sikmek istediğini söylemiş.
Sevgi kocasının tepkisini ölçmek için yarağının başını ağzına almış ve "Adamın yarağını da böyle yalayıp kaldırdım kocacığım!" demiş. Hikmet de ilk kez Sevgi'nin kafasını yarağına bastırıp, ağzını sikmeye başlamış. Birkaç dakika geçince, Sevgi, "Ama biliyor musun, adam da beni bu koltuğa yatırıp amıma dilini gömdü!" demiş. Hikmet sanki hipnoz olmuş gibi karısının amını yalamaya başlamış, "Çok tatlı!" diye diye emmiş. Amından iğrenen kocası göt deliğini de dillemiş. Sevgi sonra da elinden tutup kocasını yatak odasına götürmüş ve "Nerde sikti aşkım beni o adam?" demiş. Kocası gösterince de oraya domalmış. Kocasının da deliler gibi amına pompalayıp boşaldığını, kendisinin sadece amının yalandığında boşaldığını yazdı.
Ama mesajın finali güzeldi. "Aşkım bugün eve gidince amımdaki ve götümdeki senin döllerini temizlemedim. Amımı ve götümü dilledi, çok tatlı diye diye!" yazıp bir gülücük kondurmuştu. Bunları okuyunca gidip karıma sarıldım ve yarı uykulu kadını kötü emellerime alet ettim :)
Pazartesi sabahı Sevgi'nin yüzünde gülücükler açıyordu. "Ne oldu?" diye sordum. Cumartesi akşamı kızın evde olduğunu, Pazar akşamı yemekten sonra kızı kaynanada bırakıp geldiklerini, kocasının Cuma akşamı getirdiği biralardan kalanları beraber içtiklerini, sonra gidip sarı elbisesini giydiğini söyledi. Hikmet de gözlerini yarım kısarak, "Bu elbiseyi hatırlamıyorum, yeni mi aldın?" diye sormuş. Sevgi de, "İki hafta önce Orhan beyin seni birahaneden eve getirdiğinde de üzerimdeydi, ama sen sarhoştun!" demiş. Hikmet, "Orhan bey seni böyle gördü mü?" diye sormuş. "Evet!" demiş Sevgi. Hikmet gülüp, "Ben olsam bu kıyafetle karşılayan kadını kaçırmazdım!" demiş. Sevgi de, "Adam hiçbir hareket yapmadı, işyerinde iki haftadır o akşama ilişkin tek birşey ima etmedi!" demiş. Hikmet de, "Sağlam adammış, ağzı sıkı, saygılı! Bir akşam çağıralım mı?" demiş. Sevgi de, "Zaten ayıp oldu o akşam adama!" diye kocasının ağzını yoklamış. Kocası da, "Konuştuğumuz, hayalimizdeki o adam Orhan mı olsun istiyorsun? Yapamayız hayatım!" demiş. Sevgi yarım ağızla, "Ya zıvanadan çıkarsak?" deyip gülümsemiş hafiften :)
Kocası Sevgi'yi belinden tutup kendine çekmiş ve "Fantazimize katkı olur, adamın yanında biraz frikik verirsin, biraz içeriz, o gidince azıp sikişiriz!" demiş ve Sevgi'nin amını yalayıp, bir posta da sikmiş, benim de yanlarında olduğumu, en azından izlediğimi birbirlerine anlatarak. Sevgi, "İşte böyle aşkım, Cuma akşamı Hikmet seni bira içmeye çağırıyor :)" dedi.
Ben de kocaman bir tebessümle, "Sadece bira mı, amının suyunu da içemez miyim?" deyip götünü avuçladım masa altından :)
[Orhan]
165 notes
·
View notes
Text
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ ?
CAHİT SITKI
Küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağı sarkıtılmıştır.
O günden sonra ölümden korkmuş ve eserlerinde hep “ölüm” temasını işlemiştir.
NAZIM HİKMET
Nazım Hikmet’in en değişik özelliği devamlı beyaz pantolon giymesiydi. İlham geldiğinde aklındaki sözleri hemen beyaz pantolonuna
not alıyormuş. Tüm dünyanın tanıdığı bir şair olmak, böyle değişik özelliklere sahip olmaya bağlıdır belki de.
Bursa cezaevinde ıslak ıslak çok dayak yediği için onun en büyük korkusu su olmuştur.
ÖZDEMİR ASAF
"R" leri söyleyemeyen şair...
Bir gün matbaadan çıkıp Karaköy’e gitmek
için bindiği taksinin şoförü sorar:
“Neğeye biğadeğ?” Utancından “Kağaköy” diyemez, “Eminönü” der. İner.
Oradan Karaköy’e kadar yürür.
YAHYA KEMAL
Hiç evi olmamıştır. Ölene kadar otelde yaşamıştır. Nazım Hikmet’in annesine aşık olmuştur.
TEVFİK FİKRET
Aynı zamanda iyi bir ressamdır. Evinin planını da kendisi çizmiş ve evine isim veren ilk şairimiz olmuştur. En büyük takıntısı: Sol tarafında kimseyi yürütmemek.
AHMET HAŞİM
Hastalık derecesindeki takıntısı ise:
Toprak yemesidir. Haşim’in şiirlerinde hep
gün batımı, gece, ay ışığı, hüzün olmasının sebebi çirkin olmasından derler.
TOMRİS UYAR
Üç büyük şairi ( Turgut Uyar, Cemal Süreya, Edip Cansever) kendisine tutsak eden kadın… Bahsi geçen güzel.
CEMAL SÜREYA
Sevgili Cemal soyismindeki iki y’den birini bir iddia sonucu kaybetmiştir.
Evet, soyismi tek “y” ile yazılıyor.
ORHAN VELİ
Ölümü belediyenin açtırdığı bir çukur yüzündendir. Çukura düşmesi sonucu başından yara almış ve ölüm sebebi bu olmuştur.
CEMİL MERİÇ
En ünlü sözleri kitap okumak üzerine olan Cemil Meriç gözlerinde oluşan bir rahatsızlık nedeni ile yazıları okumayacak duruma gelmiştir. Gözleri göremez duruma geldiğinde ise yakınlarının yardımı ile yazmaya devam etmiş hatta en verimli eserlerini gözlerinin görmediği dönemlerde kaleme almıştır.
SABAHATTİN ALİ
Sabahattin Ali su gibi Türkçesi ile kitaplarını kaleme almıştır. Kısacık ömründe hayata her daim pozitif düşüncelerle bakan Ali diksiyon takıntısına sahipmiş. Yanlış telaffuz edilen bir söz duyduğunda hemen bunu düzeltme girişiminde bulunurmuş. Hatta bu durumundan eşi Aliye Hanım oldukça rahatsızmış olur bunu da kendisine söylermiş. Sabahattin Ali bu olayı arkadaşlarına “ Aliye hanım bana bu yüzden fena içerliyor. Karı koca ağız tadı ile kavga edemiyoruz. Kavganın ortasında tutup diksiyon yanlışlarını düzeltiyorum” diye anlatırmış.
AHMET ARİF
Türkçeyi en iyi kullanan şairlerimizden Ahmed Arif aynı zamanda Zazaca, Arapça ve Kürtçe dillerini de biliyordu. Ata binmeyi daha küçük yaşlarda öğrenen Arif şahlanmayan ata binmezdi. Yaşamının büyük bir bölümünde günde 4 paket sigara içen Ahmed Arif tam bir sigara tiryakisiydi.
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR
Kulağa sevimli gelen bir alışkanlık! Unutulmaz filmlerden olan Gulyabani filminin esinlenildiği aynı ismi taşıyan kitabın yazarı Hüseyin Rahmi Gürpınar temizlik hastasıymış. Öyle ki, bu özelliğinden dolayı hiç evlenmemiş ve devamlı eldivenleri ile gezmiş. Kendini sosyal ortamlardan soyutlayan büyük yazar evde örgü örmekten çok hoşlanır. Yurtdışından yeni örgü modelleri getirtirmiş. Aynı zamanda örmediği ve yazmadığı zamanlarda mutfağına kapanır
ve ev reçelleri yaparmış.
YAŞAR KEMAL
Yaşamı boyunca Türk edebiyatına sayısız eser bırakan usta kalem Yaşar Kemal çocukluğunda pek bir talihsiz olaylar yaşamış. Babası Van’dan göç ettiği sırada yanına aldığı Yusuf isimli bir çocuğu kendi çocukları ile birlikte büyütmüş. Yusuf’un camide namaz kılarken babasını kalbinden bıçaklayarak öldürülmesine tanık olan Büyük yazar 12 yaşına kadar kekeleyerek konuşmuş. Sağ gözündeki durum ise daha küçük yaşlarda eniştesinin kurban kesmesini izlerken bıçağın bir anda fırlayarak Yaşar Kemal’in gözüne gelmesi ile kör olmasına neden olmuş.
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Söylenenler göre Ümit Yaşar yirmi üç kez, kendi sözlerine göre de üç kez intihara kalkışmıştı.
1973 yılında Ümit Yaşar Oğuzcan’ın on yedi yaşındaki oğlu Vedat Oğuzcan, Galata Kulesi’nden aşağı atlayarak intihar eder.
Rivayet odur ki, cansız bedeni yerde yatarken avucundaki kağıtta bir not yazılıdır: “Baba intihar öyle edilmez, böyle edilir!..
129 notes
·
View notes
Text
BERLİN’E GÖNDERİLEN YETİMLER
Nisan 1917.
Berlin’deki gara bir tren yanaşır. İçinden 14-16 yaşlarında 314 çocuk iner şaşkın ve meraklı bakışlarla. Almanya’ya zirai alanlarda çırak olarak çalışmaya gelen bu çocuklar, Osmanlı’nın yetim çocukları idi.
Darü’leytamlarda her geçen gün sayısı artan 1.Dünya Savaşı sırasında şehit düşen vatan evlatlarının çocukları idi onlar.
Madenlerde ve zirai alanlarda çalıştırılmak için Almanya’ya gönderilen, Avrupai pelerinler ve kepler giydirilmiş 14-16 yaş arasındaki yetimlerimiz.
Türkiye’den Almanya’ya işçi gönderilmesinin miladı olarak, Türk-Alman İşçi Alımı Anlaşması’nın imzalandığı 31 Ekim 1961 tarihi kabul edilse de Almanya’ya ilk gidenler Birinci Dünya Savaşı’nda yetim kalmış çocuk işçilerdi. 1917-1918’de zanaatkâr çırağı, tarım çırağı ve maden işçisi olarak Osmanlı’dan Almanya’ya gönderilen yetimler, Türk, Ermeni, Arap, Yahudi asıllı yüzlerce öğrenci/işçi çocuktu. 314 kişilik grup Nisan 1917 sonunda Sirkeci’den askeri bir trene bindirilip on günde Berlin’e ulaştı. Gönüllü olan ancak gittikleri yerde maden ocaklarında çalışacaklarından haberi olmayan, 200 çocuktan oluşan ikinci gruptaki yetimlerse Maraş, Antep, Kilis, Ankara, Söğüt, Niğde, Konya, Bursa, Manisa, Karahisar ve Edirne’den gelmişlerdi.
En küçüğü 7 en büyükleri ise 15-16 yaşlarındaki bu çocukların Almanya’ya gönüllü gittiği söyleniyordu ancak muhtemelen oraya vardıklarında üç yıl ücretsiz çalışıp, dördüncü sene maaş almaya başlayacaklarından haberleri yoktu.
Çocukların sağlık, beslenme, kıyafet, hijyen sorunları vardı. Dil bilmiyorlardı Çocukların tavrı da bir sorundu. Yöneticiler çalışmak istemediklerini, kaçtıklarını, kavga ettiklerini söylüyorlardı.
Neden savaşın ortasında yetimlerin Almanya’ya gönderilmesine karar verilmişti? Osmanlı açısından iyi eğitilmiş, iş becerisi olan işçi yetişmesi ve ülkeye dönüp sanayileşmeye katkı sunması olarak, Almanya açısından ise işgücü eksiğini karşılaması olarak açıklanıyordu. Ama Osmanlı açısından ekonomik açıklama yeterli değil. Hem Alman hem Osmanlı arşivlerinde gördüğüm, Osmanlı bu çocuklara iyi bir hayat ve eğitim vermekle değil, olabildiğince çok çocuk yollamakla ilgiliydi çünkü hazineye yük oluyorlardı. Almanların da tek dürtüsü ekonomik değil, yarı sömürgeci bir dürtüydü.
Osmanlı Devleti’nin Dar’üleytamlara iaşe vermekte zorlandığı bir dönemde yetim çocukların Almanya’ya gönderilmesi bir çare olarak ortaya atılmıştı. Fakat bazı şeyler istenildiği gibi gitmemişti.
Zirai alanlarda çalışan Alman ustaların değil daha çok madenlerde çalışan Alman ustaların yanına verilmişti Osmanlı’nın yetim çocukları. Madenlerdeki şartların ağırlığı, çocukların hastalanıp ölmesine neden oluyordu. Yemeklerdeki kültürel farklılık, çocukların en çok zorlandığı konuların başında geliyordu.
Domuz etinin ucuzluğu nedeni ile Alman ustaların sık tükettiği domuz çorbalarına Osmanlı’nın kara bahtlı yetimleri el sürmüyordu.
Ekmekle karınlarını doyurmaya çalışıyorlardı. Tuvaletlerde taharet musluğunun olmaması da çocukları zorlayan bir diğer faktördü. Şartların ağırlığı, yetersiz beslenme, kıyafetlerin kifayetsiz olması gibi nedenlerden dolayı birçok çocuk hastalanıp ölüyordu.
Fırsatını bulanlar, kaçıp Berlin sokaklarında başıboş dolaşıyorlardı. Fakat Alman polisi çocukları yakalayıp tekrar Alman ustalara teslim ediyorlardı.
Bunun bu şekilde yürümeyeceği anlaşılınca bir kısım çocuk, trenlerle İstanbul’a geri yollanmış bir kısmı da yaban ellerde yitip gitmişti.
Gurbet ellerde anasız, babasız ve vatansız bırakılmış bu çocuklar bu topraklarda yaşanmış ya da yaşatılmış bir acı olarak kaldı.
(Kaynak: Turkishnews. com, Toplumsal Tarih Sayı 243-Yıl 2014, Mavi Kep ve Pelerin: Cihan Harbi Yıllarında Almanya’da Osmanlı Yetimleri)
27 notes
·
View notes