#Bonobolar
Explore tagged Tumblr posts
Text
İnsansı Davranışlar Sergileyen Hayvanlar
İnsansı Davranışlar Sergileyen Hayvanlar Savaşçı şempanzelerden, bellek testinde Harvard’lı ögrencilerle yarışacak papağanlara kadar, hayvanlar aleminin pek çok üyesi insansı davranışlar sergilerler. Bunların bazılarını bu yazıda sizlere aktarıyoruz. Örneğin Şempanzeler insanlara özgü 5 temel kişilik özellik olan açıklık, sorumluluk, uyumluluk, dışadönüklük ve duygusal denge özelliklerini…
#Ahtapotlar#Alakargalar#Alaycı Kuş#Asya Filleri#atlar#Balarıları#Bonobolar#Çekirgeler#Çıtalar#Evcil#evcil kediler#Güvercinler#Hamam Böcekleri#hayvanlar#insanlara benzer#İnsansı Davranışlar#İnsansı Davranışlar Sergileyen Hayvanlar#Japon Makakları#kargalar#Karıncalar#kediler#Köpekler#Mavi Kuşlar#Mirketler#Okçu Balığı#orangutanlar#Orkalar#Papağanlar#Penguenler#Saksağanlar
1 note
·
View note
Text
Keşke en yakın kuzenimiz şempanzeler değil de bonobolar olsa
4 notes
·
View notes
Text
Dil Hakkında 1
Dil, bilginin sistematik kurallara göre düzenlenmiş simgeler yoluyla iletilmesidir. Sadece biz değil, hayvanların da kullandığı iletişim şekilleri var. Mesela arıların birbirlerine çiçeklerin nerede olduğunu anlattıkları dansları, maymunların tehlike anı ya da aç oldukları anlar gibi farklı durumlar için özel bazı çığlıkları vardır.
Ama diğer hayvanların kullandıkları dil bizim kullandığımız dilden birçok yönden farklı. Hayvanların birbirine söyleyecekleri sınırlıdır. Ama insanlar daha önce söylenmemiş şeyler söyleyebilir. Yoksa bu kadar roman, şiir vs. nasıl çıkardı ortaya?
İnsanlar ile diğer hayvanlar arasında kısıtlı da olsa iletişim kurulabilir. Mesela bir köpeğiniz varsa ve onu yeterince koşullarsanız, siz otur dediğinizde oturmayı öğrenir. Ya da kediniz zaman içinde sizden bir şey isterken miyavlamayı öğrenebilir. Veya papağanları düşünün, bazı sözcükleri taklit etmede çok iyi olabiliyorlar. Noam Chomsky’nin de arasında bulunduğu bazı bilim insanlarına göre, bu durumlar hayvanların bizi tam olarak anladıkları anlamına gelmiyor maalesef. Onlara göre, hayvanlar sadece ödül ve koşullu tepki arasındaki bağlantıyı öğreniyor aslında söylediğimiz sözlerin anlamını değil. Neyse buralar klasik koşullanmanın konusu :D
Herkes bu şekilde düşünmüyor ama. Maymunlarla çalışan başka bir grup bilim insanı ise bu hayvanların insan dilini kısmen de olsa öğrenebileceğini düşünüyorlar. Bu bilim insanları arasında bulunan Susan Savage-Rumbaugh’un bonobolarla yaptığı çalışmalar sonucunda, yukarıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi, Kanzi gibi bonobolar lexigram isimli bir işaret dili kullanıyorlar mesela. Savage’a göre dil edinimi için önemli olan şeyin öğretim olmadığını düşünüyor, sonuçta çocuklara da konuşmayı öğretmiyoruz tam olarak aslında, sadece onları dilin kullanıldığı bir ortamda büyütüyoruz. Ayrıca bu bonobolar lexigram kullanmaktan daha fazlasını da yapabiliyorlar. Daha fazlası için bu videoyu izleyebilirsiniz.
#dil#noam chomsky#susan savage-rumbaugh#bonobos#kanzi#panbanisha#lexigram#klasik koşullanma#bir nevi ders notlarım
21 notes
·
View notes
Note
epi cinsellik tüm insanlara özgü müdür?
Sosyal etkileşimi gelişmiş birçok canlıda üreme dışı cinsel faaliyetler görülür. Yunusla ve bonobolar bunun en meşhur örneklerinden.
0 notes
Text
Maymun Derlemesi
youtube
Bunlar loris, soyu tükeniyor.
youtube
Bu, şempanzeyi tanıyamayanlar için.
youtube
Bu, langurların insansılara benzerliklerini merak edenler için.
youtube
Buysa seksi bonobolar. Hepsi ve daha fazlası youtube kanalımda. Abone ol beğen, sev beni, seveyim seni, gitme pişman olursun, ak akçe...
3 notes
·
View notes
Text
İnsanlar Neden Öpüşür?
Yeni bir çalışma insan kültürlerinin yarısında romantik dudak dudağa öpüşmenin olmadığını gösterdi. Hayvanlar ise bunu yapma zahmetine bile girmiyorlar. Peki, nasıl oldu da böyle evrildik?
Düşünüldüğünde öpme eylemi garip ve biraz da iğrenç gelebiliyor. Bazen uzun aralıklarla salyanızı birileriyle paylaşırsınız. Bir öpücükte 80 milyon bakteri sizin vücudunuza geçebilir ve bunların hepsi iyi niyetli bakteriler değildir.
Herkes ilk öpücüğünü utanç verici veya tatlı bir şekilde hatırlar ve öpüşme romantizmde büyük rol oynamaya devam etmektedir. En azından bazı toplumlarda bu böyledir. Batılı toplumlarda bu tarz öpüşmenin evrensel bir davranış olduğu varsayılıyordu. Ancak yeni bir çalışma aslında bunun tüm kültürlerde daha az olduğunu gösterdi. Ayrıca öpüşme diğer hayvanlarda da oldukça nadir görülen bir davranıştır.
Peki, bu ‘garip’ davranışın arkasında gerçekten ne var? Eğer öpüşmek faydalı ise neden tüm hayvanlar bunu yapmıyor veya insanların hepsi öpüşmeden kaçınıyor? Hayvanların öpüşmemesi bunu bize açıklıyor olabilir.
Yeni bir araştırma öpüşme tercihlerinin seçilen 168 kültürün sadece %46’sında romantik bir anlam taşıdığını ortaya koymuştur. Önceki çalışmaları bu oranın yüzde 90 olduğunu söylüyordu. Bu yeni çalışma ailelerin çocuklarını öpmesini hesaba katmayarak sadece romantik dudak dudağa öpüşmeler üzerinde yapılmış.
Hiçbir avcı-toplayıcı gruplarda öpüşmeye veya bunu arzulamaya dair kanıt bulunmamıştır. Hatta bazılarının öpüşmeyi iğrenç gördükleri düşünülmektedir. Brezilya’dan Mehinaku kabilesi öpüşmenin “müstehcen, çirkin” olduğunu söylüyorlar. Modern insanlara en yakın olan avcı toplayıcı grupların atasal yaşam tarzının verilerini göz önüne alınıp bakıldığında atalarımız da öpüşmemiş olabilirler. Bu çalışma romantik bir öpüşmenin evrensel bir insan davranışını olduğu fikrini alt üst ettiğini söylüyor Nevada Üniversitesi’nden William Jankowiak. Ayrıca Jankowiak şunu dile getiriyor “ Bunun yerine batı toplumlarının nesilden nesile aktarılan bir ürünü gibi görünüyor” Bu fikri destekleyen bazı tarihsel kanıtlar bulunmaktadır. Oxford Üniversitesi’nden Rafael Wlodarski öpüşmenin oldukça yeni bir buluş olduğunu düşünüyor. Rafael Wlodarski öpüşmenin nasıl değiştiğini öğrenmek için eldeki kayıtları karıştırarak kanıtlar aradı. En eski öpüşme davranışının kanıtı 3.500 yıl önceye dayanan Hindu Vedic Sanskritçe metinlerinde yer alıyor. Bu metinlerde öpüşmek iki kişinin ruhlarının birbirlerine teneffüs etmesi olarak nitelendirilmiş. Buna karşılık Mısır hiyerogliflerindeki resimlerde dudaklarını birbirine bastırmış birbirine yakın insan motifleri bulunmaktadır. Peki, neler oluyor? Öpüşmek doğal bir şey olarak mı yapıyoruz ancak bazı kültürler de bu bastırılmış mıdır? Yoksa bu öpüşmeyi modern insanlar mı keşfetti? Hayvanların davranışlarına bakarak bir şeyler bulabiliriz Bizim yakın akrabalarımız şempanzeler ve bonomolar da öpüşür. Atlanta Emory Üniversitesi‘nden primatolog Frans de Waal şempanzelerin öpüştüklerini ve kavgalardan sonra da sarıldıklarını gözlemlemiştir. Şempanzeler için öpüşme uzlaşma biçimidir. Bu erkeklerde kadınlara göre daha fazladır. Bir başka deyişle bu romantik bir davranış değildir. Onların kuzenleri olan bonobolar ise daha sık öpüşürler ve dillerini kullanmayı da ihmal etmezler. Bu şaşırtıcı bir durum değil çünkü bonoboların cinsel hayatları oldukça aktiftir. İki insan buluşunca tokalaşabilir fakat bonobo için bu tanışma ritüeli seks ile olur. Yani onların tokalaşma biçimi sekstir. Ayrıca onlar seksi bir bağlanma çeşidi olarak kullanılırlar. Yani öpüşmek onlar için romantik bir davranış değildir. Bu iki kuyruksuz büyük maymun istisnalar. Bildiğimiz kadarıyla diğer hayvanlar hiç öpüşmez. Onlar birbirlerinin yüzlerine burunlarını sürter veya dokunurlar. Ancak bu şekilde bile salyalarını paylaşmazlar veya dudaklarını şaplatmazlar. Onların bunlara ihtiyacı yoktur . Yaban domuzlarınızı ele alalım; erkek yaban domuzları dişileri etkileyici buldukları zaman etrafa keskin bir koku bırakırlar. Bu anahtar kimyasal dişilerin çiftleşme isteğini tetikleyen “androstenone” isimli bir feromondur. Bu dişinin bakış açısından iyi bir şeydir çünkü erkekler bulunan en verimli kimyasal androstenone feromonudur. Erkeğin kokusu o kadar ağırdır ki, dişinin erkeğe yeterince yakın olması bile gerekmez. Bu durum birçok memeli içinde geçerlidir. Örneğin dişi hamsterler erkekleri heyecanlandıran bir feromon salgılarlar. Fareler benzer kimyasallar aracılığıyla kendilerine eşler bulurlar. Bu yöntem kazara ensest riskini en aza indirir. Hayvanlar genellikle idrarları ile bu tarz feromonlar bırakılar. Rafael Wlodarski idrarların çok keskin kimyasallar yaydığını söylüyor ve şunu ekliyor “Eğer mevcut ortama idrar bırakılmışa hayvanlar bu yolla uyumlu olup olmadıklarını değerlendirirler. Gelişmiş koku duyusu sadece memeliler de yoktur. Eğer karadul erkek örümceği dişisi son zamanlarda bir şey yemiş ise bunun kokusunu alabilir. Bu şekilde eğer dişinin karnının tok olduğunu anlarsa onunla çiftleşebilecek ve sonunda ona yem olmayacaktır. (Bu örümcekler erkeklerini çiftleşme sonrası yerler.) Konunun ana noktası ise hayvanların kendilerine eş bulabilmek için bizler kadar birbirlerine yakınlaşmasına gerek olmadığıdır. Diğer yandan insanların vahşi/cezbedici kokuları insanları birbirine yakınlaştırmak için kullanılır. Kokular, birbirimize uygunluğumuzu değerlendirmek için kullandıkları tek fikir değildir, ancak çalışmalar kokunun eş seçiminde önemli rolü olduğunu göstermiştir. 1995 yılında yayımlanan bir çalışmada kadınlarında fareler gibi genetik farklılıkları olan erkek bireyleri seçtiğini göstermiştir. Farklı genlere sahip bireylerin daha sağlıklı yavrular üretmesi için mantıklı bir davranış olacaktır. (Çevirmen notu; ayrıca farklı genlerin olması veya melez olmak hayatta kalma açısından daha avantaj teşkil eder.) Öpüşme bu yüzden eşinizin genlerini “koklayarak “daha yakından hissetmeniz için harika bir yoldur. Rafael Wlodarski 2013 yılında öpüşme tercihlerini daha detaylı incelemiştir. Birkaç yüz kişiye öpüşme esnasında neyin en önemli olduğunu sordu. Kadınlar doğurganlık dönemlerinde kokunun öneminin arttığını tespit etti. Erkek yaban domuzları da dişilerini çekici yapan bir feromon sayesinde buluyorlar. Erkek ter içerisindeki mevcut anında ve kadınlarında buna maruz kaldığında uyarılma düzeyleri hafifçe artacaktır. Rafael Wlodarski’ye göre feromon memeliler de eş seçiminde çok önemli bir nokta da yer alıyor. “Biz memelilerin biyolojisi büyük oranda miras fakat yine de evrimsel süreçte ekstra özellikler ekleyebiliyoruz” diyor Wlodarski. Buna göre öpüşme bir başkasına yeterince yakın olabilmek için feromonları tespit etmede kullanılan kültürel bir yöntemdir. Bazı kültürler de bu koklama davranışı fiziksel dudak temasına dönüştü. Bunun olup olmadığını saptamak zor fakat ikisi de aynı amaca eşlik ettiğini söylüyor Wlodarski. Eğer mükemmel bir eşleşme istiyorsak insanları öpmekten vazgeçebilir ve sadece koklayabiliriz. Böylelikle iyi bir eş bulup mikropların büyük bir kısmını da almamış olacaksınız. Ancak bunun biraz komik olduğunu da göz önüne getirmeyi unutmayın…
Kaynak: Evrimsel Antropoloji
4 notes
·
View notes
Photo
Frans Lanting tarafından fotoğraflanan Kanzi, oldukça yetenekli bir bonobo. Dr. Sue Savage-Rumbaugh tarafından geliştirilen özel kelime hazinesinden faydalanarak, insanlarla nasıl iletişim kurabileceğini öğrendi. Kanzi, 30 yıl boyunca Sue ile arasında, duygularını ve başkalarıyla empati kurma becerisini ortaya koyan inanılması güç bir bağ var. İnsana en yakın tür olan bonobolar hakkında daha fazla bilgi almak için instagram üzerinden @FransLanting ya da @natgeo hesabını takip edebilirsiniz.
14 Şubat Dünya Bonobo günü, hepimizin mağaralarına geri döneceği bir uyanış ve mutluluk getirsin.
İyi günler.
16 notes
·
View notes
Text
Şempanzeler Birbirini Selamlıyor
Şempanzeler Birbirini Selamlıyor İnsanlar gibi şempanzeler de hem birbirlerine rastladıklarında hem de ayrılırken selam veriyorlar. Şempanzeler Birbirini Selamlıyor Bu davranış yaklaşık olarak altı ile yedi milyon yıl önce gelişmiş olmalı. Hayvanat bahçelerindeki şempanzeler ile cüce şempanze olarak bilinen bonoboları arasında gerçekleşen 1.242 etkileşim analiz edildi. Bunlar genelde birlikte…
View On WordPress
#Bonobolar#cüce maymunlar#hayvanat bahçesi#maymunlar da selamlaşma#Selamlama#selamlaşma#şempanzeler#Şempanzeler Birbirini Selamlıyor
0 notes
Photo
İnsanın atalarının iki ayakları üzerinde dimdik mi yoksa maymunlar gibi eğilerek mi yürüdğü bilim alemini en meşgul eden sorulardan biri. San Diego'da düzenlenen Deneysel Biyoloji Konferansı kapsamında Amerikan Anatomistler Derneği'nin yıllık toplantısına sunulan bir araştırmaya göre iki ayak üzerinde dimdik yürüme sanılandan çok daha geriye, modern insanın öncülerinin ortaya çıkmasının çok öncesine gidiyor olabilir. Evrimci antropolog David Raichlen ile Arizona Üniversitesi'nden meslektaşlarının araştırmasına göre yakın zamanda Tanzanya'nın Laetoli bölgesinde saptanan 3.6 milyon yıllık insansı hominini ayak izleri, hominini türünün iki ayağı üzerinde dik yürüdüğüne işaret ediyor. Bu ayak izlerine göre insanlar, şempanzeler, bonobolar ve tüm bu canlıların bütün türleri, ataları ve soyu tükenmiş kuzenlerinin bulunduğu, sadece gorillerle bunların soyu tükenmiş ataları ve kuzenlerinin dışlandığı hominini grubu, hemen bugün bizim yürüdğümüz gibi yürüyordu. Bugünkü insanın ait olduğu Homo sapiens sapiens türü ancak 200.000-300.000 yıl önce ortaya çıktı. Kaynak: https://tr.sputniknews.com/bilim/201804231033151263-insanin-atalar-milyonlarca-yil-once-dik-yuruyordu/ #biyoteknoloji #bilim #bilimselçalışmalar #araştırma #genetik #biotechnology #science #research #genetic
0 notes
Text
İnsan Maymundan mı Gelmektedir?
Aslında bu başlığın cevabı bilim insanları ve bilimseverler için çok nettir:HAYIR. İnsan maymundan gelmediği gibi maymunlarla sadece ortak ataya sahip de değildir. Peki bugüne kadar bir doğa yasası olan evrimle ilgili okuduğumuz, öğrendiğimiz herşey mi yalan? Bu sorunun da cevabı HAYIR. İzah edeyim:
İnsanın maymundan geldiği veya maymunlarla sadece ortak atamızın olduğunun geniş kitlelere yayılmasının üç sebebi var:
1-Bilimseverlerin azimle ve sabırla diğer insanlara evrimi öğretme ve tanıtma çabası.
2-Maymun sözcüğünün tanımının pek de bilinmiyor olması. Maymun kimimize göre orangutan, şempanze gibi hayvanlarken, kimimize göre de şapşal, şebelek ve kıllı hayranlardır. Bilim literatüründeki maymun tanımı ise iki çeşittir: Birincisi gitgide taraftarı azalmaya başlayan bir tanım olarak önmaymun olmayan ve kuyruklu olan primatlardır. Bu tanım insanların da içinde bulunduğu kuyruksuz maymun türünü özenle dışlamaktadır. İkinci tanım ise kuyruklu ve kuyruksuz maymunların tümünü kapsayan smiiformes(smiyen) tanımıdır. Bilim camiasında bu ikinci tanım gittikçe daha çok kabul görmektedir. Daha spesifik ve daha teknik olarak üçüncü bir tanım yapmak istiyorum: Maymun, parafiletik bir gruptur. (ortak bir ataya ait tüm torun türleri içerisine almayan taksonomik grup) Maymun, Biyolojik olarak Eski Dünya Maymunları (Cercopithecoidea) ile Yeni Dünya Maymunları'na (Platyrrhini) hep birlikte verilen isimdir. Bu duruma göre İnsansılar/İnsansı Maymunlar/İnsaymunlar (Ape) olarak bilinen Hominoidea; yani insanlar, insansı ataları ve yakın akrabaları (şempanzeler, bonobolar, goriller, orangutanlar) birer maymun değildir! Biz her ne kadar bir şempanzeye düşünmeden "maymun" diyor olsak da, yaygın olarak kabul edilen bilimsel terminoloji açısından şempanze de, tıpkı insan, orangutan ya da goril gibi bir maymun değildir.
3-Taksonomlar ile antropologlar arasında bitmek bilmeyen bir kategorizasyon kavgası. Yukarıda verdiğim birinci maymun tanımının yapılmış olması da bu sebebe bağlıdır. Zeki bir tür olduğumuz için ister istemez kendimizi diğer hayvanlardan farklı bir yere koymak istiyoruz. Unutmayalım ki bu kategorizasyonu eşekler yapıyor olsalardı, kendilerini atlardan oldukça uzak bir noktaya koyacaklardı. Güzel gözlü eşeklerin yanında kanı bozuk atların da yeri ne ola ki :)
Konunun özü şudur: Biz insanlar, bilimsel ismimizle Homo sapiens, bir kuyruksuz maymun türüyüz. İngilizce ape kelimesini Türkçe'ye kuyruksuz maymun/insansı maymun/insaymun diye çevireceğimiz için zaten insana maymun demiş olacağız. İnsanın hominoidea süper familyasının bir ferdi olduğuna dair bilim insanları arasında hiçbir tereddüt bulunmamaktadır.
0 notes
Text
Neden 20'lik Dişler Var?
Neden 20’lik Dişler Var?
Neden 20’lik Dişler Var? Azı dişlerimizden biri olan ve yirmi yaş dişi olarak adlandırılan, halk arasında akıl dişi olarakta bilinen ve bir çok insanın başına bela olan 20’lik dişler, günümüzden altı milyon yıl kadar önce şempanzeler ve bonobolar ile ortak olan atalarımızdan miras kalmıştır. Neden 20’lik Dişler Var? Atalarımız hem savanda, hem ağaçlarda yaşamaya uygun bir anatomiye sahiplerdi.…
View On WordPress
0 notes
Photo
Görseldeki konuşma Doctor Who dizisinin 8. sezonunun 1. bölümünde geçmektedir ve aslı şöyledir: "People are apes, men are monkeys" Bu cümlenin Türkçe çevirisi "İnsanlar insansı maymundur, erkekler maymundur" olmalıydı. Çok saçma bir cümle oldu değil mi? Ne kadar bilimden uzak bir ulus olduğumuz, dolayısıyla da bilimsel terminolojiden oldukça uzak bir dilimizin olduğunun en bariz örneğidir bu. Şöyle ki: Maymun, parafiletik bir gruptur. (ortak bir ataya ait tüm torun türleri içerisine almayan taksonomik grup) Maymun, Biyolojik olarak Eski Dünya Maymunları (Cercopithecoidea) ile Yeni Dünya Maymunları'na (Platyrrhini) hep birlikte verilen isimdir. Bu duruma göre İnsansılar/İnsansı Maymunlar/İnsaymunlar (Ape) olarak bilinen Hominoidea; yani insanlar, insansı ataları ve yakın akrabaları (şempanzeler, bonobolar, goriller, orangutanlar) birer maymun değildir! Biz her ne kadar bir şempanzeye düşünmeden "maymun" diyor olsak da, yaygın olarak kabul edilen bilimsel terminoloji açısından şempanze de, tıpkı insan, orangutan ya da goril gibi bir maymun değildir.
0 notes
Text
Sahelanthropus Tchaedensis'ten Homo Sapiens'e Evrimsel Süreç 57/69 (İnsanın Evrimi)
Homo Neanderthalensis(3): Günümüzde insanın yaşayan en yakın kuzeni bonobolar (Pan paniscus) ve şempanzelerdir (Pan troglodytes). Ancak elbette insanın en yakın kuzeni aslında bu iki tür de değildir. İnsanın en yakın kuzeni, Neandertaller ve Denisova insanlarıdır. Ne var ki bu iki tür de günümüzde yok olduğu için, en yakın yaşayan kuzenimiz olarak 6 milyon yıl önce atalarımızın birbirinden ayrıldığı şempanzeler sayılmaktadır. Fakat bu ince ayrıma dikkat çekmekte fayda var. Homo neanderthalensis, ismini keşfedildiği Neander Vadisi'nden almaktadır. Tür, günümüzden 600.000 yıl öncesinden 30.000 yıl öncesine kadar yaşamıştır. Dolayısıyla soyu en son tükenen insan türlerinden biridir. H. heidelbergensis'in Avrupa'ya göç eden kolunun bir devamı olarak, özellikle bugünkü Almanya ve Fransa'nın kuzey bölgelerinde evrimleşmiştir ve geniş bir bölgeye yayılmıştır. Neandertaller'in Avrupa içerisinde türleşerek yükselmeleri, günümüzden 350.000 yıl kadar öncesine denk gelmektedir. Ne yazık ki yok oluş tarihleri ve sebepleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak tüm bulgular, yok oluş tarihlerinin 40.000-30.000 yıl öncesine denk geldiğine işaret etmektedir. Bazı bulgular, türün 10.000 yıl öncesine kadar bile yaşadığını göstermektedir; ancak bu konu halen tartışılmaktadır. Kaynaklar: 1. Evrim Ağacı 2. Felis agnosticus 3. Planetary Science Institute 4. Nature 5. Why Evolution is True 6. Evrimsel Tıp 7. Kozmopolit Aydınlar 8. Biyoteknoloji 9. New Scientist 10. Prehistoricwildlife 11. NASA Confirmed 12. Scientific American 13. Hayvanlardan Tanrılara Sapiens 14. İnsanın Yükselişi 15. Ataların Hikayesi
0 notes
Text
Sahelanthropus Tchaedensis'ten Homo Sapiens'e Evrimsel Süreç 4/69 (İnsanın Evrimi) Ön Bilgi-4/8
• Hominini: Taksonomik olarak bir oymak veya tribü olan bu grup içerisinde insanlar, şempanzeler, bonobolar ve tüm bu canlıların bütün türleri, ataları ve soyu tükenmiş kuzenleri bulunur. Yani Homininae seviyesine kıyasla sadece goriller ve bunların soyu tükenmiş ataları ve kuzenleri dışlanır. • Hominina: Kuyruksuz Maymunlar (Hominoidea) içerisinde yer alan şempanzelerle olan ortak atamızdan ayrıldıktan sonra modern insanlara (Homo sapiens) kadar evrimleşmiş ve yok olmuş her şeydir. İçerisinde insanların bütün türleri, ataları ve soyu tükenmiş kuzenleri bulunur. Hominini seviyesine kıyasla şempanzeler, bonobolar bunların soyu tükenmiş ataları ve kuzenleri dışlanır. Sahelanthropus, Orrorin, Ardipithecus, Australopithecus, Paranthropus, Kenyanthropus ve Homo cinslerini içerisinde barındırır. Tabii bu cinslerin altındaki bütün türleri de. Muhtemelen 30'un üzerinde tür bu grup içerisindedir. • Homo: 2 milyon yıldır var olan, taksonomik bir cins. Tek insan türü asla değiliz, bundan sonra da muhtemelen olmayacağız. Biz, sadece son 200.000 yıldır var olan Homo sapiens türüyüz. Bize kimi zaman "modern insanlar" deniyor, kimi zamansa "anatomik olarak modern insanlar". Halk arasında sadece "insan" olarak biliniyoruz; halbuki tek insan biz değiliz. Kaynaklar: 1. Evrim Ağacı 2. Felis agnosticus 3. Planetary Science Institute 4. Nature 5. Why Evolution is True 6. Evrimsel Tıp 7. Kozmopolit Aydınlar 8. Biyoteknoloji 9. New Scientist 10. Prehistoricwildlife 11. NASA Confirmed 12. Scientific American 13. Hayvanlardan Tanrılara Sapiens 14. İnsanın Yükselişi 15. Ataların Hikayesi
0 notes
Text
Sahelanthropus Tchaedensis'ten Homo Sapiens'e Evrimsel Süreç 3/69 (İnsanın Evrimi) Ön Bilgi-3/8
Bilim insanları Homo cinsi çevresinde taksonomik bir gruplar piramidi inşa etmiştir. İşte "insan" merkezli "insan ve akrabaları" grubu, Homo sözcüğünden türetilen birçok terimle karşılanır. Hominidler bunlardan bir tanesidir; ancak daha birçok taksonomik seviye vardır. Bunları daha genelden, daha özele doğru sırayla derleyecek olursak: • Hominoidea: Kuyruksuz Maymunlar üst ailesinin (üst familyasının) adıdır. Kimi zaman "insansı maymunlar" ve "insaymunlar" olarak da anılır; ancak bunlar çok geçerli terimler değildir. İngilizce karşılığı "ape" sözcüğüdür. İçerisinde insanlar, şempanzeler, bonobolar, goriller, orangutanlar, gibonlar, siyamanglar ve tüm bu canlıların bütün türleri, ataları ve soyu tükenmiş kuzenleri bulunur. • Hominidae: Hominidler olarak da bilinen taksonomik ailedir (familya). Türkçede Büyük Kuyruksuz Maymunlar, İngilizcede "great apes" olarak geçer. Görselde kullanılan "hominid" sözcüğü aslen hatalıdır. İngilizcede halk arasında "insan ve ataları" kalıbı "hominid" sözcüğüyle karşılanır. Halbuki "hominid" sözcüğü, Hominidae ailesinin tamamına ait türlerin adıdır. Bu türler arasında insanlar, şempanzeler, bonobolar, goriller, orangutanlar ve tüm bu canlıların bütün türleri, ataları ve soyu tükenmiş kuzenleri bulunur. Yani Hominoidea seviyesine kıyasla sadece gibonlar, siyamanglar ve bunların soyu tükenmiş ataları ve kuzenleri dışlanır. • Homininae: Bu noktadan sonra artık Türkçe ve İngilizce karşılık bulmak zorlaşır. Homininae, taksonomik bir alt ailedir (alt familya). İçerisinde insanlar, şempanzeler, bonobolar, goriller ve tüm bu canlıların bütün türleri, ataları ve soyu tükenmiş kuzenleri bulunur. Yani Hominidae seviyesine kıyasla sadece orangutanlar ve bunların soyu tükenmiş ataları ve kuzenleri dışlanır. Kaynaklar: 1. Evrim Ağacı 2. Felis agnosticus 3. Planetary Science Institute 4. Nature 5. Why Evolution is True 6. Evrimsel Tıp 7. Kozmopolit Aydınlar 8. Biyoteknoloji 9. New Scientist 10. Prehistoricwildlife 11. NASA Confirmed 12. Scientific American 13. Hayvanlardan Tanrılara Sapiens 14. İnsanın Yükselişi 15. Ataların Hikayesi
0 notes