#Biraz Mizah
Explore tagged Tumblr posts
Text
İplik Pazarı Camii: Tarih, Mimari ve Büyüleyici Atmosfer
New Post has been published on https://lefkosa.com.tr/iplik-pazari-camii-tarih-mimari-ve-buyuleyici-atmosfer-22988/
İplik Pazarı Camii: Tarih, Mimari ve Büyüleyici Atmosfer

Kıbrıs’ın tarih kokulu daracık sokaklarında gezinirken, birdenbire karşınıza çıkan bir cevher: İplik Pazarı Camii. Adı ilk başta kulağa sıradan gelebilir ama inanın, bu cami sıradanlığın çok ötesinde. Hem geçmişten bugüne taşıdığı hikayelerle hem de dokusuyla sizi hemen içine çeker. Hazırsanız, biraz “Kıbrıslı” bir dokunuşla, İplik Pazarı Camii’nin büyüleyici dünyasına dalalım. Tarihi Dokusu ve Hikâyesi İplik Pazarı Camii’nin kökenleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun adaya hükmettiği 16. yüzyıla dayanıyor. Lefkoşa’nın Surlariçi bölgesinde yer alan bu cami, adını geçmişte bölgede kurulan iplik pazarından alıyor. O dönemde çevresindeki dükkanlar, adeta Kıbrıs’ın ticari nabzını tutuyordu. Bugün caminin etrafındaki atmosfer, hala geçmişin izlerini taşırken modern yaşamın ritmiyle uyum […]
https://lefkosa.com.tr/iplik-pazari-camii-tarih-mimari-ve-buyuleyici-atmosfer-22988/ --------
#Biraz Gerçek#Biraz Mizah#İplik Pazarı Camii:#Mimari Güzellikleri#Tarihi Dokusu ve Hikâyesi#Ziyaretçi Olarak Deneyimim#Lefkoşa Rehberi
0 notes
Text
'yıktın perdeyi eyledin viran' :)
#archive#eğlenceli#mizah#biraz gülümse#ramadan#trt#bereketli iftarlar#iftar#eglence#news#art#sanat#movies#you are beautiful#mood#motivasyon#ramazan2025#islamdaily#islamic#family#tiyatro#sanat tarihi#kukla#reputation#information#trending#digital art#animation#lol#hos geldin ey sehri ramazan
33 notes
·
View notes
Text
Adem Fırat..🎤😂🎤😁🎤👍
Muhteşem sesiyle karşınızda.
Beğeniler için çok.
Teşekkür ederim 🙃
İyi Dinlemeler arkadaşlar 🤗.....✍️
Erkekler kızlardan korkun 😁🤣
Bugün biraz kızlarla sahilde gezmek🤪
İçin karar aldık🤣
Tlefonun kamerasını açıp arka cebime🤭
Koydum kimler bakacak diye🤪
Merak ettim 🤔
Aboooov 🤪🤭 kızlarla gafeye.
Oturduk kızlara dedim video😁
İzlemek istermisiniz tabi ki dediler😂
İt bit pic godoş yavşak 😂😁
Video hem izledik hemde Sesli😁
Güldük eee delikanlı kız 😁🤪
Budur işte 😁😂.......✍️
Yaptığım esprili paylaşımları🤣
Saptirarak ciddiye alanların 😁🤪
Başını okşayıp mizah yavrum🤭🤣
İroni kuzum şaka gi şaka 🤭
Kurban olduğum 😁🤪
Demek istiyor delikanlı kız 😁🤪
Şaka gibiyim hahaha.🤭😁.....✍️

Bilim adamları kalça kemiğinin🤣
Betondan da sağlam 😁 olduğunu.
Söylüyor bende diyorum millet🤭
G*tüne niye bu kadar güveniyor😁
Delikanlı kız der 🙃😁.....✍️

Delikanlı kız 😁😂
Hem deli hem prenses 🌿♥️🌿
Hayırlı akşamlar olsun arkadaşlar🙃
Bu akşam Fox dizim var 👈🤗
Şahane hayatım 👈🤣😁
🍓👑🍓
159 notes
·
View notes
Text


İlk yoğurt çorbam. Tadına bakınca ağladım. Annemi görüntülü aradım ağlama filtresi koydum sanmış. Babam müsait olunca kendi aradı bize gelince de yap dedi. Eşim sana sürprizim var deyince et yemeği zannetmiş, bu mu yani deyip gözlerini devirince biraz bozuldum, benim için ne kadar değerli bir an daha iyi bir şey yapabilirsin dedim. Kapıdan çıkıp zili tekrar çaldı mutfağa koşup yaşasın diye zıpladı skdkdj mizah yavaş yavaş evimize nakş oluyor... Ben niye ağladım ailem neden destekliyor anlatayım; yıllardır boyu ben beceremem, güzel olmaz, malzeme ziyan olur gibi bahanelerle mutfakla arama hep mesafe koydum(mükemmeliyetçi yanım), sadece yaşayacak kadar yapıyordum. Çocuklarla hayatım damak tadım renklendi biraz harekete geçtim ama yapabildiğimi asla kabul etmedim(eleştirilmiş benliğim). Şurada uzak değil geçen ay ben galiba güzel menüler yapıyorum derken bugün birden yoğurt alıp eve geldim ki bu çorbayı sadece annem kayinvalidem bize yapar,öğrenmek,yapmak istemiyorum diye şartlamıştım kendimi (önyargılarım). Bu hayatımda önemli bir geçiş ânı, bir devrin kapanışı gibi, ruhum için pozitif bir yönelim, elle tutulur gözle görülür bir kanıt. Bu yazı da eski beni güzellikle uğurluyorum yazısı.. Çorbaya odaklandım ama şu yanındaki soğuk yemek en favori yemeğimiz olacak gibi duruyor tadı enfesss, onu da başka zaman anlatayım (eren ve ahsen bana yemek kanalı açmamı teklif ettiler bu da günün bonusu)
15 notes
·
View notes
Text
bi cocukla mizah anlayislarimiz biraz uyuyodu kahveye ciktik valla date degildi niyetim cocuk surekli iliski konusu açtı karsilik olarak yurtdisinda ev sahibi oldugumuzda toprakla birlikte satin almadigimizi ama turkiyede toprakla birlikte satildigini bunun hainlik oldugunu falan anlatmak zorunda kaldim
7 notes
·
View notes
Text





Uzun bir süre sonra sinemaya güzel bir film için gitmiş olmak insanı çok mutlu ediyor. Konusunu açıklamak gibi durumlara girmeyeceğim bu konuda çok kötüyüm zaten. Ben de bıraktığı hislerden bahsedebilirim.
Öncelikle tek başınıza gitmiyorsanız sinemaya yanınıza bundan keyif alan insanları alın. Yine de bu film sevmeyenlere bile sevdirir. Öyle çok uzun olmaması da bunu kolaylaştırıyor. Filme girmeden önce yaşı bizden epey büyük hanımefendiler vardı baya. Bizim gibiler de vardı ama onların enerjisini sevdim en çok. Filmi izlerken verdikleri tepkiler tatlıydı. Sanırım karakterle benzer yaş grubu olduklarından dolayı birçok şeyi daha iyi anladılar.
Mahin 70 yaşında, 30 sene önce kocası vefat etmiş ve yalnız yaşayan bir kadın. Çocukları uzun zaman önce İran'ı terk etmiş. Film Mahin ve arkadaşlarının çay saatine tanıklık etmemizle başlıyor. O hanımefendi grubunun en çok eğlendiği kısımlardan biriydi bu sahne çünkü muhabbetleri onlar için çok tanıdıktı. Yaşlandıkça böyle bir arkadaş grubunuzun olmasının da ne kadar büyük bir nimet olduğunu görebiliyorsunuz. Muhabbetler artık biraz hastalıklar, ilaçlar, hala diri tutulmaya çalışılan aşk hayatları olsa da bir arada olmanın verdiği his o yaşta bile güven verici. İşte bu sohbette Mahin'in 30 yıldır yalnız süren yaşamına birini dahil etme isteği daha çok kabarıyor ve etrafına dikkat kesilmesiyle Faramarz ile karşılaşıyor. Bundan sonrası sürprizlerle ve tatlı anlarla dolu.
Bir diğer dikkatimi çeken husus da ülkedeki devrimle birlikte değişen sosyal hayat ve insan ilişkileri. Ahlak polisinin varlığından ve hayatlarındaki yerinden sık sık söz ediyorlar. Gerçekçi bir tarafı olduğu yadsınamaz. Festival filmi olması da daha çok vurgu yapılmasını gerektirmiş gibi. Gözünüzü korkutmasın film her ne kadar gerçeklerle yüzleştirse de mizahını da yapıyor. Ben içinde mizah bulundurmayan aşırı kasvetli filmleri de çok sevemiyorum zaten. Benim için dozunda oldu.
Bir yandan da üzülüyorsun, böyle bir ortamda yaşamanın ne kadar zor olduğunu görüyorsun. İslam'a olan soğukluklarının sebebini görebiliyorsun. Onları da suçlayamıyorsun çünkü aynı hayatı yaşamıyorsun. Bir yandan da İran kültür olarak çok uzak değil. Kendine yakın hissediyorsun. Kelimelerde, davranışlarda kendini görüyorsun. O samimiyeti alıyorsun. Bu bakımdan da hoştu.
Özetle çokça tavsiye ederim. Tam sıkıldık hadi bitmiyor mu derken şaşırtıyor. Şimdiden izlemek isteyenlere keyifli seyirler.
7 notes
·
View notes
Text
Biraz daha aşk postu görürsem kusacağım nerede bu mizah bloglari aq imdat
6 notes
·
View notes
Text

3. sezon
MI5'ta çalışırken bir biçimde hatalar yapıp MI5'in aşağılayıcı bir versiyonuna, alt birimine atılıp orada çalışmaya başlayan ajanları konu alıyor bu dizi. Aslında hata dediğime bakmayın, bu ajanların çoğunluğu kötü, yeteneksiz ajanlar filan değiller.
Burada onlara aşırı sıkıcı işler veriliyor ve MI5'tan sonra bu işleri yapmaları bekleniyor. Pek başarılı olamıyorlar elbette hiçbir şey yapmamak konusunda.
River mesela, bence harika birisi ama fazla dürtüsel ve tek başına her şeyi yapmaya çalışırken mahvoluyor her seferinde. Onu sevilebilir yapan şeylerden biri de bu aslında çünkü gerçekten çok naif ve duygusal biri zaman zaman, bu sezonda da kendisiyle pek de alakası olmayan bir meselede fazla idealist davranıp ölümle burun buruna geliyor. Geçmişine dair de daha net bilgiler edinip üzülüyoruz onun için. Uyuşturucu, kumar bağımlısı olduğu için buraya gelenler var River dışında. Berbat biri olduğu için geldiğine ikna olduğum hackerımsı bir karakter var. Louisa da River kadar olmasa da çok sevdiğim karakterlerden biri. 2. sezonda yaşadığı bir travma vardı ve bence bu süreci çok güzel işliyorlar. Onu hikayeye dahil ediş şekillerini çok seviyorum.
Ve onların lideri Jackson Lamb... İnanılmaz bir karakter ya Lamb. Çok orijinal ve çok iyi yazılmış, öngörülebilir biri olmamasına rağmen tutarsız da değil. Bunu yapmak çok zor gibi geliyor bana. Ve iğrenç birisi, karakter olarak değil bence ama adam kötü kokuyor. Nereden biliyorsun demeyin, biliyorsunuz. İzlerseniz anlarsınız.
Dizinin gizem, aksiyon tarafı da çok iyi işliyor ama bir İngiliz polisiyesi izlerken kahkahalarla güldüğüm anlar olması bu diziyi benim için komedi dizisi de yapıyor belli açılardan. İlk sezonlarda o mizah o kadar da çalışmıyordu bende, bu sezon inanılmaz olması gerektiği dozda.
Böyle kocaman kocaman kurumların anlatıldığı dizilerde elbette politik meseleler de var düşünmeye ve anlatmaya değer. Dizinin neredeyse tüm sezonlarında bürokratik yozlaşmayı çok net bir biçimde görüyoruz. Özellikle bu sezonun ana konusu bu neredeyse. Gizli bir ölüm var üstü kapatılan ve bu süreç nasıl ilerletilmiş bunu görüyoruz. Kurum içi hiyerarşik savaşlar yüzünden birsürü insanın ölümüne şahitlik ediyoruz ve bireylerin devletler için ne kadar kolay harcanabilir objelere dönüştüğünü de görüyoruz. İlk sezonlarda aşırı sağa, milliyetçiliğe ve ırkçılığa dair de anlatımlar vardı. Bu sezon kurum içi yozlaşma ve güç ilişkileri, istihbaratın karanlık tarafları, kamuoyu yönlendirme üzerine uzun uzun düşünecek malzeme veriyor. Ve bunları yaparken sıkıcı olmamayı da başarıyor. Tek bir an gözünü ayırmak istemiyorsun, bu yüzden biraz yorucu da bir dizi bence özellikle sakin diziler sevenler için.
4. sezon
Bu sezon izlediğim en iyi Slow Horses sezonuydu. Zaten sezonun neredeyse tamamı River'a, onun yine bir şeyleri çözmeye çalışırken yaptığı aptallıklara, onun ailesine ve geçmişine dair. Ve sanırım River'ı ne kadar çok sevdiğimi anlatmama gerek yok artık. İnanılmaz iyi bir bölümle açılıyor sezon ve o temposu hiç düşmüyor.
Jackson Lamb'i bu sezon tamamen sevmeye başladığımız sezon sanırım. Onun da kalbi, hisleri filan olduğunu görüyoruz. Elbette ifade ediş biçimi normal insanlarınki gibi değil ama artık Lamb'i tanıdığımız için onun birilerini sevme biçimini görmek mutlu etti beni. Bunu sezon finalinde de görüyoruz ve inanılmaz tatlı bir sahne ya! Şimdi böyle şeyler söylediğime bakmayın bu dizi polisiye dizisi, olaylar bu tatlılıkta gelişmiyor. Bunlar çok arada olan şeyler olmasına rağmen en akılda kalıcı kısımlar oluyor benim karakterim dolayısıyla.
Mizah işini de çözdüler ya bence. Tam olarak olması gerektiği kadar, rahatsız etmiyor, ilk sezonlarda "cringe" olabilecek anlar bu sezonda neredeyse hiç yok. Ve anlattığı konuların aksine, kendini aşırı ciddiye alır bir tonda olmaktan da kurtarıyor diziyi bu mizah tarafı. Ve izlediğim en akıcı dizilerden biri. Sürüklenip gidiyoruz karakterlerle birlikte ve bu hissi seviyorum bu aralar sanırım. Bu sezon çok fazla kovalama, takip, çatışma filan izledik. Yine yoruldum izlerken ama çok iyi çekilmiş sahneler ya. Gerçekten biz de koşuyor gibiyiz nasıl oluyor bu?
Diziyle ilgili ufak eleştirilerimi de iliştirmek isterim. Louisa ve Standish dışında bağ kurulabilir kadın karakter neredeyse yok benim için. Flyte bu sezon beni en uyuz eden karakterlerden biri oldu. Iskarta için bile fazla beceriksiz biri olmasına rağmen henüz oraya bile düşmüş değil. Shirley de sevdiğim biri olamadı maalesef iki sezondur. Kötü yazılmış bir karakter değil bence, derinlikli de biri. Ama olmuyor bende bu karakter. Motivasyonunu, hislerini filan ikna edici bulamıyorum. Oyuncuyla ilgili olabilir, direkt dizideki konumuyla da ilgili olabilir inanın bilmiyorum.
Özetle River'ı seviyorum. Bunları da onun için yazdım.
2 notes
·
View notes
Text

TALE OF THE NINE TAILED 1938 // KDRAMA DİZİ YORUMU
UYARI : Yazılar genel olarak spoiler içerebilir. İçermeyedebilir.
İmdb puanı: 7,9 Benim puanım: 8
Drama: Tale of the Nine Tailed 1938
Hangul: 구미호뎐1938
Director: Kang Shin-Hyo
Writer: Han Woo-Ri
Date: 2023
Language: Korean
Country: South Korea
Cast: Lee Dong-Wook, Kim So-Yeon, Kim Beom, Ryoo Kyung-Soo, Hwang Hee, Kim Yong-Ji, Kim Soo-Jin
İlk sezonun bana verdiği yetkiye dayanarak ikinci sezonun da bir o kadar kötü olacağını düşünüyordum. Çok özür dileyerek söylüyorum ki Jo Bo-Ah’ın 2.sezonda yer almaması diziye sınıf atlatmış. Oyuncu 2.sezonda konuk olarak gelmek istediğini söyleyerek para almadan ufacık görünmüş. Gerçekten sınıf atladığını tekrar söylemek istiyorum. Hala absürt sahnelerini korusa da o kadar da rahatsız edici olmadığını fark ediyorsunuz. Benim ilk sezona bakış açım çok net olduğu için 2.sezonun eleştirisini sevgili kocam yazmak istedi. Ben kısaca fikrimi beyan edip onun yazısını aşağı bırakacağım.
Öncelikle Lee Yeon karakteri ile gönlümüzün ölüm tilkisi Lee Dong-Wook… Saç şeklinden rengine, kıyafetinden oyunculuğuna her bir adımı şahaneydi. Uzun saçlı sahneleri ayrıca ayrıca güzeldi. Boynuz kulağı geçer mi demeliyim bilmiyorum ama Lee Rang rolü ile evimizin küçük tilkisi Kim Beom abisinden rol çalıyordu. Law School ve Ghost Doctor dizileri ile rüştünü ispatlayan yakışıklı oyuncu başrolden farksızdı. Bu dizideki ikinci adam demek biraz ayıp olur.
Bence dizinin ana kadrodaki 4 isimde başrol gibiydi. Bu sezon yeni katılan isimlerden biri olan Cheon Mu-Young karakteri ile Ryoo Kyung-Soo’ydu. Itaewon Class dizisinden bizde yer eden oyuncu burada da oldukça başarılıydı. Oyunculuklar profesyonel bir seviyedeydi. Ve bu sezon yeni katılan diğer isim Ryu Hong-Joo rolü ve dizinin kadın oyuncu kontenjanından Kim So-Yeon. Tek kelime ile bayıldım. Oyunculuğuna da oynadığı karaktere de bayıldım. Kendisini, Taxi Driver dizisinin 2.sezonunun sonunda 3dk görmüştük ama bana bir şey ifade etmemişti. Tanıyan izleyiciler o kadarcık dakikasına bile baya bir yükselmişlerdi. Bunun nedenini şimdi biraz daha iyi anlamış oldum.
Bunların dışında ilk sezonun güzel yanlarından olan Goo Shin-Joo(Hwang Hee) & Sunwoo Eun-Ho(Kim Yong-Ji) çifti de 2. Sezonda boy gösteriyordu. Onları görmek güzeldi. Günün sonunda benim söyleyeceklerim bu kadar. Dizi ile ilgili genel düşüncem ise; ikinci sezonun bambaşka bir dizi olarak ilki izlenmeden bile izlenebileceği yönünde.
YORUM:
Dizilerde ikinci sezonun, ilk sezonu aşması, üstelik bunu ilk sezonun kurduğu hikaye kurgusundan ödün vermeden yapması nadir görülen bir durumdur. "Tale of the Nine-Tailed 1938" bunu son derece iyi yapıyor.
Bu yeni sezon, ilk sezonu harika yapan unsurları korumayı başarıyor: Lee Yeon ve Lee Rang kardeşler ve onların karmaşık ama kırılmaz bağları ve zengin Güney Kore folkloruna dayalı fantastik bir dünya. Bununla birlikte, daha iyi bir tempo, daha sıkı bir olay örgüsü ve daha iyi kötü adamlar ve arka plan ile orijinalini aşıyor bence. Dizinin neredeyse tamamının Mr. Sunshine dizisinin setinde çekilmiş olması da izlerken zaman zaman nostaljik anlar yaşattı. Hatta dizi aynı seti kullanmasını sahiplenerek, Mr. Sunshine dizisine birçok gönderme yapıyor. Birçok paralel sahne ile gözlerimizi yaşartıyor.
Orijinalin en büyük kusuru başrol kadın oyuncuydu. Lee Yeon ile aralarındaki kimya eksikliği ve donuk oyunculuğu ilk sezonda sevmediğim tek şeydi. Ve sadece onun bu sezon olmaması bile ikinci sezona bir şans vermek için yeterli bir sebep.
Keyfin büyük kısmı karakterler arasındaki mükemmel kimyadan geliyor. Lee kardeşler arasındaki olağanüstü yoldaşlığın ötesinde, Dağ Tanrısı üçlüsü arasındaki dostluk da aynı derecede ilgi çekici. Mizah, komik durumlar ve esprili diyaloglar her şey yerli yerinde. Dizinin geçtiği dönem itibariyle gergin tonu, mizah ve entrika, bölümleri sıkılmadan izlettiriyor.
Yazarın bazı kusurları bu sezonda hala mevcut. Senaryodaki olay örgüsündeki boşluklar her ne kadar 2. sezonda biraz daha az belirgin olsa da yine de göze çarpıyor.
İkinci sezon tam da ilkinin bittiği yerden devam ettiği için; daha iyi, daha mutlu ve yaşamı daha çok seven bir dokuz kuyruklu tilki görüyoruz. Bu yüzden ikinci sezonun başrol kadın karakteri Ryu Hong-joo ile kimyası da duygusal olarak karmaşık olmayan, esprili ve keyifli bir arkadaşlığı da diziyi izlettiriyor.
Küçük kardeş Lee Rang'ın sürpriz gücünü bir anlık olsa da görmek ve onun aşk hikayesini de seyretmek keyifliydi.
3. sezonun şimdiden duyurulmuş olmasıyla, sabırsız bekleyiş başladı.
Benim Puanım: 10 üstünden 13
OST:
Kihyun - Full Moon
Thama - Kiss The Rain
Raven Melus
BAŞKA NELER VAR ?
FOTOĞRAFLAR
#Tale of the Nine Tailed 1938#kdrama#yorum#inceleme#dizi#eleştiri#kore#Lee Dong-Wook#Kim So-Yeon#Kim Beom#Ryoo Kyung-Soo#Hwang Hee#Kim Yong-Ji#Kim Soo-Jin
3 notes
·
View notes
Text
dün aksam yeldemle goruntulu konuştuk. o kadar ilac gibi geldi ki gerçekten ihtiyacim varmis buna onu anladim. mizah anlayisimiz, beni zorbalayisi, kocası... cok ozledim ya gercekten. VE dün benim icin baslamasiyla bitmesi bir oldu, cok inanilmaz hizliydi.
bugun favori hocamin hayat enerjisi dolu bir hocanin dersi vardi🥹 kendisinin instagram hesabı var ve çocuk kitapları yaziyor ingilizce sekilde. bazen etkinlikler yapiyor ve yinw o etkinlikler icin bugun kizinin eski oyuncaklarini getirmis. hepimize verdi iste ustune şey yazacakmisiz "ben oynadim sira sende" o kadar tatli ve o kadar guzel bir sey ki... bana canta denk geldi ama olsun yarın üstüne yazip birakacagim bir yere.
dün degil de pazar gunu 2 tane müzeye gittik. muzeler baya guzeldi ama donusu yanlis tarafa bindigimiz icin dagin basina gittik, inanilmazdi. kapiyi acmayan sofor ve yurdun onune kadar giden bir otobus bulusumuzla gunu kapattik.
carsamba persembe cuma zaten dolu gecti. gecen hafta sonradan konuşmaya başladığımız eski arkadaşımla buluştuk, anlatmistim saniyorum ki.
ozet olarak bu sekilde biraz karisik anlattim ama olsun. sonunda akşam baglanabildim. şimdi bir bardak cay alip ingilizce calismam laziiim. BU ARADA BUGUN 1 EKIM ve hava soguk serin hafif yagmurluydu ve ben yurudum bir sure cok özlemişim bu havayi sonunda ya 🫠🫠 simdi de dona dona yazı yazmaya calisiyorum. şimdi benim için cok ozel olan bir sarkiyi paylasip -aklima baska bir sey gelmezse- gunu bitirmek var 🫶
2 notes
·
View notes
Text
biraz daha kötü şeyler yaşarsam mizah yeteneğim gelişir mi
5 notes
·
View notes
Text
Oda arkadaşımızın biri biraz muhafazakar ve dinine düşkün. Namazını aksatmaz, küfür desen asla etmez edeni de kınar. Diğer arkadaşımız geldi zil zurna sarhoş, gelir gelmez ellerimi öpüp "Beyzamm ben geldim ilk defa cin denedim votka içtim çok sarhoşum Beyzammm hayatımda ilk defa bu kadar sarhoşum" diyor sürekli. Diğeri de tövbe çekip duruyor bunları gördükçe. Ölücem şimdi gülmekten. O kadar alakasız bir topluluk oldu ki burası, dini mizah yapmamak için zor duruyorum bir de bunların üstüne 🤡
4 notes
·
View notes
Text
Oyuncak bebeğin orasını burasını paylaşarak mizah yaptığını sanan sevgili @eliffexclusive 13 yaşında olduğumu düşünüyor. Biz buna biraz ağlayacağız...
12 notes
·
View notes