#Beyin ve Sinir Cerrahisi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Uzmanından ‘Boyun Kütletme’ uyarısı
Beyin, sinir ve omurilik cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, “Son yıllarda toplumsal medyada popüler hale gelen boyun kütletme videoları, keyifli ve masum bir işlem şeklinde görünse de ciddi sıhhat riskleri taşıyor. Kontrolsüz meydana getirilen bu işlemler, omurga sağlığını tehlikeye atarak nüzul şeklinde geri dönülmez sorunlara yol açabiliyor” dedi. Son günlerde bilhassa toplumsal medyada…
0 notes
Text
0 notes
Text
Boyun ağrısı migreni tetikleyebilir!
https://pazaryerigundem.com/haber/190935/boyun-agrisi-migreni-tetikleyebilir-2/
Boyun ağrısı migreni tetikleyebilir!
Boyun kaslarının veya boyundaki sinirlerin gerilmesi ya da sıkışması sonucu ağrı oluştuğunu bu ağrının da migreni tetikleyebileceğine dikkat çeken Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Kemal Paksoy, “Duruş bozuklukları ve stres gibi boyunda ağrıya neden olabilen durumların migreni tetiklemesi, yayılmasına neden olması veya şiddetlendirmesi mümkün.” dedi.
İSTANBUL (İGFA) – Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Kemal Paksoy, boyun ağrısı ve migren arasındaki ilişkiye değindi ve birbirlerini nasıl tetiklediklerini açıkladı.Boyun ağrısı ve migren arasındaki ilişkinin karmaşık olabileceğini dile getiren Op. Dr. Kemal Paksoy, “Bu iki durum birbirini çeşitli şekillerde tetikleyebilir ve etkileyebilir.” dedi.
DURUŞ BOZUKLUKLARI MİGREN AĞRISINI ŞİDDETLENDİREBİLİYOR
Bilgisayar başında uzun süre oturmak gibi uzun süreli kötü duruş alışkanlıklarının boyun ağrısına ve kas gerginliğine yol açabileceğine dikkat çeken Op. Dr. Kemal Paksoy, “Bu durum, migren ataklarını tetikleyebilir. Boyundaki kaslar ve damarlar üzerindeki baskı, beyne giden kan akışını etkileyebilir. Bu durum, migrenin tetiklenmesine veya şiddetinin artmasına neden olabilir.” diye konuştu.
Duruş bozukluklarının kas gerginliği, omurga dengesizliği ve kas zayıflığı gibi sorunlara neden olabileceğini ve boyun kaslarında ağrı ortaya çıkması veya var olan ağrının kötüleşmesiyle sonuçlanabileceğini ifade eden Op. Dr. Kemal Paksoy, kas gerginliği ve sinir sıkışmalarının migreni tetiklemesi, yayılmasına neden olması veya şiddetlendirmesinin mümkün olduğunu aktardı.
STRES, KASLARI GERGİNLEŞTİRDİĞİNDEN MİGRENİ DE TETİKLİYOR!
Stres ve anksiyetenin, hem boyun ağrısını hem de migreni tetikleyebileceğinin de altını çizen Op. Dr. Kemal Paksoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Stres, boyun kaslarının gerginleşmesine ve spazmına neden olabilir. Stres altındaki kişiler, kaslarını farkında olmadan sıkarlar, bu da boyun ağrısına ve sertliğine yol açabilir. Stres, kötü duruş alışkanlıklarını da artırabilir. Özellikle stresli durumlarda veya endişe anlarında insanlar sıklıkla omuzlarını yukarı kaldırır veya başlarını öne eğer, bu da boyun ağrısına neden olabilir. Uzun süreli stres, kaslarda sürekli gerilime yol açabilir. Bu da boyun ağrısını kronikleştirebilir ve tedavi edilmezse ağrının sürekli hale gelmesine neden olabilir.Stres, gerilim tipi baş ağrılarına neden olabilir ve bu tür baş ağrıları migreni tetikleyebilir. Gerilim baş ağrıları, migreni daha da kötüleştirebilir. Kişilerin ağrı eşiğini düşürebilir, bu da migren ataklarını daha sık ve şiddetli hale getirebilir. Stres, hormon düzeylerinde değişikliklere neden olabilir. Bu değişiklikler, migren ataklarının sıklığını ve şiddetini etkileyebilir.”
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Boyun Fıtığı Ameliyatı Sonrası Geçmeyen Ağrılar ve Skolyoz Tedavisi
Boyun fıtığı ameliyatı, genellikle ağrı ve sinir sıkışması gibi şikayetleri hafifletmek için yapılan bir cerrahi müdahaledir. Ancak bazı hastalar, ameliyat sonrası hala ağrı yaşamaya devam edebilir. Boyun fıtığı ameliyatı sonrası geçmeyen ağrılar, hastaların iyileşme sürecinde karşılaştığı en yaygın sorunlardan biridir. Ameliyat sonrası bu ağrıların nedenleri farklılık gösterebilir. Sinirlerin tam olarak iyileşememesi, çevre dokulardaki hasarlar ya da başka sağlık sorunları bu ağrıları tetikleyebilir. Ameliyat sonrasında ağrıların devam etmesi durumunda, doktorunuzla iletişim kurarak yeni tedavi seçeneklerini değerlendirmek önemlidir.
Fıtık patlaması da, genellikle omurga ile ilgili ciddi bir sorundur ve hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Fıtık patlaması ameliyatı olanların yorumları incelendiğinde, çoğu hastanın ameliyat sonrası önemli bir rahatlama yaşadığı görülse de, bazı hastalar hala çeşitli zorluklarla karşılaşabiliyor. Ameliyat sonrası iyileşme süreci, kişinin genel sağlık durumu, yaş, yaşam tarzı gibi birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu süreçte, fizik tedavi ve doktor önerilerine uyum sağlamak, hızlı iyileşmeye katkı sağlayabilir.
Omurga sorunları denildiğinde en çok bilinen problemlerden biri de skolyozdur. Skolyoz, omurganın anormal eğriliğiyle karakterize bir durumdur ve çeşitli derecelerde görülebilir. Skolyoz tedavisi için hangi doktora gidilmesi gerektiği sorusu sıkça sorulan bir sorudur. Skolyoz tedavisinde genellikle bir ortopedi cerrahı veya beyin ve sinir cerrahisi uzmanı tercih edilir. Tedavi seçenekleri arasında korse kullanım��, fizik tedavi ve ileri vakalarda cerrahi müdahale yer alır. Skolyoz tedavisinin başarılı olabilmesi için doğru doktor seçimi oldukça önemlidir. Uzman bir doktor tarafından yapılacak değerlendirmeler, hastanın durumuna uygun tedavi planının belirlenmesine yardımcı olur.
Fibromiyalji de, omurga ile ilgili ağrılarla karıştırılabilen bir başka yaygın hastalıktır. Fibromiyalji olanların yorumları incelendiğinde, bu hastalığın kronik ağrılara neden olabileceği ve doğru teşhisin önem taşıdığı anlaşılmaktadır. Omurga problemleri ve fibromiyalji gibi rahatsızlıkların erken dönemde teşhis edilmesi ve doğru tedavi yöntemlerinin uygulanması, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirir.
Omurga sorunları ve ağrıları bireylerin günlük yaşamını ciddi şekilde etkileyebilir. Boyun fıtığı, fıtık patlaması ve skolyoz gibi rahatsızlıklar tedavi edilebilir olsa da, doğru tedavi yöntemlerinin uygulanması ve uzman bir doktorun yönlendirmesiyle iyileşme süreci hızlandırılabilir. Ameliyat sonrası ağrıların devam etmesi, her zaman ciddi bir soruna işaret etmeyebilir, ancak doktor kontrolünde kalmak her zaman en iyisidir. Ayrıca, fibromiyalji gibi diğer hastalıklarla karıştırılabilecek semptomlar karşısında dikkatli olmak önemlidir.
0 notes
Text
Boyun Fıtığı Ameliyatı Sonrası Ağrılar ve Skolyoz İçin Doktor Seçimi
Boyun fıtığı, omurganın üst kısm��ndaki disklerin yerinden kayarak sinirler üzerine baskı yapmasıyla ortaya çıkan ciddi bir rahatsızlıktır. Bu durum, hastalarda şiddetli ağrı, hareket kısıtlılığı ve uyuşukluk gibi semptomlara yol açar. Eğer bu semptomlar tedavi edilmezse ve ilerlerse, ameliyat gerekebilir. Ancak bazı hastalar boyun fıtığı ameliyatı sonrası geçmeyen ağrılar ile karşılaşabilir. Bu ağrılar, sinirlerin tam anlamıyla iyileşmemesi ya da ameliyat sonrası rehabilitasyon sürecinin yeterli olmamasından kaynaklanabilir. Ameliyat sonrası bu tür komplikasyonlar yaşayan hastalar için doğru bir iyileşme programı ve doktor takibi çok önemlidir.
Ameliyat olan hastaların deneyimleri, diğer hastalar için büyük önem taşır. Özellikle ameliyat sonrasında neler yaşanabileceğini bilmek, kişinin zihinsel olarak bu sürece hazırlanmasına yardımcı olabilir. Bu konuda, örneğin tırnak batması ameliyatı olanların yorumları ameliyat sürecini merak edenler için bir rehber niteliğindedir. Yorumlar, ameliyat sonrası iyileşme süreci ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında gerçek hayattan bilgiler sunar. Fıtık ameliyatları da benzer şekilde farklı hastalarda farklı iyileşme süreçlerine yol açabilir.
Skolyoz, omurganın yana doğru eğrilmesiyle tanımlanan bir rahatsızlıktır ve genellikle çocukluk ya da ergenlik döneminde teşhis edilir. Skolyozun tedavisi, hastalığın seviyesine göre değişiklik gösterebilir ve cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulabilir. Birçok insan skolyoz için hangi doktora gidilir sorusunu merak eder. Skolyoz tedavisinde öncelikli olarak ortopedi ve travmatoloji uzmanına veya beyin ve sinir cerrahisi uzmanına başvurulması gerekir. Hastalığın ilerlemesini önlemek adına erken teşhis çok önemlidir. Fizik tedavi, korseler ve gerektiğinde cerrahi müdahaleler, skolyoz tedavisinin önemli birer parçasıdır.
Ameliyat sonrası deneyimler, hastalığın iyileşme sürecine dair oldukça aydınlatıcı bilgiler sağlar. Fıtık patlaması ameliyatı geçiren hastaların deneyimlerinden faydalanmak, ameliyat sonrası süreçte karşılaşılabilecek zorlukları anlamak için önemlidir. Ayrıca, kronik ağrılara yönelik örnekler de oldukça değerlidir. Örneğin, fibromiyalji olanların yorumları bu tür rahatsızlıklardan muzdarip olanlar için yol gösterici olabilir. Fibromiyalji, omurga hastalıkları gibi kronik ağrıya sebep olan bir rahatsızlıktır ve bu konuda yapılan yorumlar, tedavi yöntemleri ve süreçleri hakkında bilgi verir.
Hem boyun fıtığı hem de skolyoz gibi omurga rahatsızlıklarıyla başa çıkmak için doğru tedavi yöntemlerinin belirlenmesi çok önemlidir. Ameliyat sonrası karşılaşılan ağrılar, özellikle boyun fıtığı ameliyatı sonrası geçmeyen ağrılar gibi durumlar, tedavi sürecinin yakından takip edilmesi gerektiğini gösterir. Skolyozda ise erken teşhis, hastalığın ilerlemesini önlemek açısından hayati bir rol oynar. Ameliyat olmuş kişilerin yorumları, hem ameliyat öncesi hem de sonrası süreçte daha bilinçli bir yaklaşım geliştirilmesine katkı sağlar.
0 notes
Text
Fethi Sekin Şehir Hastanesinde zor olan başarıldı..
Beyninden 8 Cm’lik Kitle Çıkarılan Hasta Sağlığına Kavuştu Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanemize, uzun süren baş ağrısı ve genel durum bozukluğu şikâyetleriyle müracaat eden hasta, Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniğinde yapılan başarılı bir operasyonla sağlığına kavuştu.
Uzun bir süre baş ağrısı şikâyeti yaşayan 78 yaşındaki Urfi Altuntaş şikâyetlerinin geçmemesi üzerine Elazığ Fethi Sekin şehir hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniğine başvurdu. Klinikte görevli Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Selman Kök tarafından muayene edilip, yapılan tetkikler neticesinde beyninde yaklaşık 8 cm’lik bir kitle tespit edildi. Bunun üzerine hastanın ameliyat edilmesine karar verildi. Ameliyat sonrası şikâyetleri düzelen hasta taburcu edildi. Beynin önemli damarlarına yakın pozisyonda olan kitlenin sorunsuz bir şekilde alınmasının çok zor olduğunu ifade eden Op. Dr.Selman Kök, “hastamız bize çok uzun süredir yaşadığı baş ağrısı ve genel durum bozukluğu şikâyetleriyle başvurdu. Beyninde 8 cm’lik kitlesi vardı. Kitle, toplardamarlara ve beynin önemli damarlarına yakın pozisyondaydı. Hastamızın ameliyatını başarı ile gerçekleştirdik. Ameliyat sonrası hastamızı servise aldık, şu anda genel durumu iyi, herhangi bir felçliliği yok. Ameliyat başarılı geçti. Bu Sadece bizim başarımız değil, bize bu ortamı sağlayan hastane yönetimi, anestezi, hemşire ve medikal ekiplerimizin de katkısı büyük” dedi. Read the full article
0 notes
Text
Beyin Karbonhidrat Sevmiyor
Şekerli ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme beyin kanaması ihtimalini belirgin düzeyde artırıyor. Uzmanlar damar yapısını bozan sebeplerle beyin kanaması vakalarının artışı arasındaki bağlantıyı araştırıyor.
Op. Dr. Emre Ünal
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı
0 notes
Link
[ad_1] Yazın kavurucu sıcakları tüm hızıyla sürerken özellikle kronik hastalığı olanlar, hamileler, yaşlılar ve çocukların mümkün olduğunca evden çıkmamaları konusunda uzmanların uyarıları devam ediyor. Aşırı sıcakların en çok etkilediği organlardan biri de beynimiz. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Akdemir, vücudumuzdaki tüm fonksiyonları kontrol eden hayati organımız olan beynimizin yüzde 80’inin sudan oluştuğunu belirterek “Sıcaklığın artması ile birlikte ölüm oranlarında artış görülmektedir. Dünyamızın ısınması ile ilgili insan bedeni gerekli uyumu sağlayamazsa 2030-2070 yılları arasında sıcaktan ölümlerin 3 kat artacağı tahmin edilmektedir” diyor. Aşırı sıcakların beynimize birçok olumsuz etkisi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Gökhan Akdemir, bu olumsuz etkileri ve alınması gereken önlemleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Akdemir, özellikle güneş çarpması nedeniyle bilinç bulanıklığı ve sara nöbeti geçirebildiğini hatta beyin fonksiyonlarında ciddi bozulma nedeniyle komaya girebildiğini belirterek “Yazın aşırı sıcaklarıyla mücadele ettiğimiz bugünlerde özellikle kronik solunum yolları hastalığı olanlarda artış, kalp hastalıkları, inme ve felçler, erken doğum, depresyon ve anksiyete gibi psikiyatrik hastalıklarda artış, öğrenmede ve verimlilikte düşüş, hafızada zayıflama, çevre ve su kirliliği nedeniyle enfeksiyon hastalıklarında hızlı artış beklenmektedir” diyor. YILDA 500 BİN KİŞİ SICAKTAN HAYATINI KAYBEDİYOR!21. yüzyılda dünyada genel olarak ısı artacağı için bu konudaki araştırmaların giderek çoğaldığını söyleyen Prof. Dr. Akdemir şöyle konuşuyor: “Araştırmacılar dünyanın ısınmasının canlıları nasıl etkileyeceğine yönelik çalışmalarını devam ettirmekteler. Birleşmiş Milletler Örgütü’nün çevre ve iklim değişiklikliğiyle ilgili yaptığı panelde de; 1850-1900 yılları arasındaki sıcaklık ortalamasına göre 21. yüzyılın sonuna doğru 2.4-4.4 santigrat derece artış olabileceğini öngörmektedirler. Sıcaklığın artması ile birlikte ölüm oranlarında artış görülmektedir. ABD’de her yıl yaklaşık 500 bin ölüm artan sıcaklıkla ilişkili bulunmuştur. Dünyamızın ısınması ile ilgili insan bedeni gerekli uyumu sağlayamaz ise 2030-2070 yılları arasında sıcaktan ölümlerin 3 kat artacağı tahmin edilmektedir.”BEYİN DAMARLARINI TIKAYABİLİYOR!Hava sıcaklığındaki her 1 santigrat derece artışlarda kalp-damar hastalıklarında yüzde 10’un üzerinde artış görüldüğünü, bu oranın özellikle 65 yaşından büyüklerde çok daha fazla olduğunu belirten Prof. Dr. Gökhan Akdemir, kandaki yoğunlaşma sonucu pıhtılaşan faktörlerin artmasının kalp damarlarının yanı sıra beyin damarlarında da tıkanmalara neden olduğunu söylüyor. “Sıcaklıkla birlikte derimizin soğutma mekanizmaları devreye giriyor, metabolizma artışı ile birlikte deride kan akımını artırarak ısıyı dışarı vermek için terleme artıyor, su ve elektrolit kaybı oluyor. Sıcaklığa bağlı dehidratasyon (su kaybı) sonucu kanda yoğunlaşma, pıhtılaşmada artış, sempatik sinir sisteminde aktivite artışı ve inflamatuar faktörlerde artış gözleniyor. Elektrolit bozuklukları kalp ritim bozukluklarına neden oluyor” diyen Prof. Dr. Akdemir sözlerine şöyle devam ediyor: “İnme veya felç dünyadaki ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada yer almaktadır. 2 milyon insan üzerinde yapılan araştırmada her 1 santigrat derece artışlarda inme veya felç oranı yüzde 1.13, ölüm oranı ise yüzde 1.5 oranında artış göstermiştir.”BEYNİMİZ VÜCUDUMUZDAN DAHA SICAK!Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Akdemir, Brain Dergisi’nde 2022 yılında yayınlanan çalışmaya göre beynimizin vücudumuzdan daha sıcak olduğunu belirterek “Ağızdan ölçülen sıcaklık 37 santigrat dereceden az iken, ortalama beyin sıcaklığı 38.5 santigrat derece, daha derin bazı özel bölgelerde 40 santigrat dereceyi bulabiliyor. Öğleden sonra 1 santigrat derece artar iken, gece yarısı en düşük seviyesine iniyor. Kadınların beyni erkeklerden 0.4 santigrat derece daha sıcak bulunmuş” diyor. AŞIRI SICAKLARDAN BEYNİMİZİ KORUMANIN 5 PÜF NOKTASI!Prof. Dr. Gökhan Akdemir aşırı sıcaklardan beynimizi korumanın yollarını şöyle sıralıyor; Öncelikle sıcak havalarda zorunlu olmadıkça dışarı çıkmayınBol miktarda su tüketinAçık havada çalışıyorsanız ya da sporcuysanız mümkünse çalışma saatlerini yeniden düzenleyinAçık renk giysi giyininŞapka takmadan dışarı çıkmayın. [ad_2]
0 notes
Text
#Beyin cerrahisi İstanbul#Omurga cerrahisi uzmanları#Bel fıtığı tedavisi#Omurilik hastalıkları belirtileri#Beyin tümörü ameliyatı#Beyin pili implantasyonu#Boyun fıtığı cerrahisi#Sinir sistemi rahatsızlıkları#Omurga rehabilitasyonu#Nöroşirürji uzmanları#Beyin Tümör Ameliyatları#Omurga Tümör Ameliyatları#Bel Fıtığı#Boyun Fıtığı#Beyin Pili#Parkinson#Epilepsi#Beyin Anevrizma#Kafatası Tümörleri#Omurga Kırıkları#Beyin ve Damar Hastalıkları
0 notes
Text
#Beyin cerrahisi İstanbul#Omurga cerrahisi uzmanları#Bel fıtığı tedavisi#Omurilik hastalıkları belirtileri#Beyin tümörü ameliyatı#Beyin pili implantasyonu#Boyun fıtığı cerrahisi#Sinir sistemi rahatsızlıkları#Omurga rehabilitasyonu#Nöroşirürji uzmanları#Beyin Tümör Ameliyatları#Omurga Tümör Ameliyatları#Bel Fıtığı#Boyun Fıtığı#Beyin Pili#Parkinson#Epilepsi#Beyin Anevrizma#Kafatası Tümörleri#Omurga Kırıkları#Beyin ve Damar Hastalıkları
0 notes
Photo
YENİ BAŞHEKİM DOÇ. DR. ALİ YILMAZ OLDU Doç. Dr. Hakan Timur’un Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde başhekimlik süresinin dolmasının ardından, Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yeni başhekimi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç.Dr. Ali Yılmaz oldu. https://www.instagram.com/p/Co7lLssscgD/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
Text
👉Spina bifida doğumsal bir hastalıktır.
👉Omurganın içinde bulunan omuriliğin dışarı çıkarak bebeğin sırtında bir kese oluşturmasıdır.
👉Omurilik doğrudan beyne ulaşan bir sinir dokusu olduğu için bu sorun önemli beyin hastalıklarına neden olur: felç, hidrosefali, yürüme problemleri, bağırsak ve mesane sorunları.
👉Ülkemizde ortalama her 1000 bebekten 3’ünde görülmektedir.
📍Tanı
👉Hastalığın tanısını anne karnında koymak mümkündür. US ve MR görüntülemeleri ile kesin tanı konulabilir. Perinatolog bu sorunu tespit ettiğinde, anne adayını beyin ve sinir cerrahisi uzmanına yönlendirir.
👉Durumu anne karnında tespit etmek mümkün olmadıysa, doğduğu anda bebeğe spina bifida tanısı konur.
📍Türleri
👉Spina Bifida Occulta:
Hastalığın en hafif seyridir. Bir semptoma neden olmaz. Vücut dışına çıkan bir kese yoktur. Çoğunlukla cerrahi tedavi gerektirmez.
👉Meningosel: Vücut dışına çıkan kesenin içinde sinir hücresi bulunmaz. Omuriliğin etrafını saran beyin zarının fıtıklaşması sonucu sırttaki bu kese meydana gelir.
👉Myelomeningosel: Vücut dışına çıkan omurilik dokusu tamamen açık haldedir. Spina bifida’nın en sık görülen ve en ağır olan türüdür.
📍Neden Oluşur?
👉Hastalığa neden olan en önemli faktörün anne adayındaki folik asit eksikliği olduğu düşünülmektedir.
Spina bifida bu haliyle önlenebilir bir sorundur. Anne adayı gebe kalmadan 3 ay önce folik asit takviyesi almaya başlar ve gebeliğin ilk 8 haftası da takviyeyi almaya devam ederse, çocukta spina bifida ortaya çıkma riski ciddi oranda azalır.
📍Tedavisi
👉Spina bifida’nın tedavisi cerrahidir. Vücut dışına çıkmış dokular beyin cerrahı tarafından olması gerektiği yere -omurganın içine- yerleştirilir. Erken tedavi hastalığın vereceği potansiyel zararları minimize eder.
👉Ameliyatın doğumdan sonraki ilk 48 saatte yapılması gerekir.
👍Cerrahi sonrası bacak kaslarını güçlendirmek ve yürümeyi kolaylaştırmak için fizik tedavi uygulanabilir.
#spinabifida #meningomyelocele #meningosel #meningomiyelosel #folikasit #folikasiteksikligi #folikasiteksikliğininnedenleri #folikasiteksikliğibelirtileri
1 note
·
View note
Text
Boyun ağrısı migreni tetikleyebilir!
https://pazaryerigundem.com/haber/190934/boyun-agrisi-migreni-tetikleyebilir/
Boyun ağrısı migreni tetikleyebilir!
Boyun kaslarının veya boyundaki sinirlerin gerilmesi ya da sıkışması sonucu ağrı oluştuğunu bu ağrının da migreni tetikleyebileceğine dikkat çeken Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Kemal Paksoy, “Duruş bozuklukları ve stres gibi boyunda ağrıya neden olabilen durumların migreni tetiklemesi, yayılmasına neden olması veya şiddetlendirmesi mümkün.” dedi.
İSTANBUL (İGFA) – Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Kemal Paksoy, boyun ağrısı ve migren arasındaki ilişkiye değindi ve birbirlerini nasıl tetiklediklerini açıkladı.Boyun ağrısı ve migren arasındaki ilişkinin karmaşık olabileceğini dile getiren Op. Dr. Kemal Paksoy, “Bu iki durum birbirini çeşitli şekillerde tetikleyebilir ve etkileyebilir.” dedi.
DURUŞ BOZUKLUKLARI MİGREN AĞRISINI ŞİDDETLENDİREBİLİYOR
Bilgisayar başında uzun süre oturmak gibi uzun süreli kötü duruş alışkanlıklarının boyun ağrısına ve kas gerginliğine yol açabileceğine dikkat çeken Op. Dr. Kemal Paksoy, “Bu durum, migren ataklarını tetikleyebilir. Boyundaki kaslar ve damarlar üzerindeki baskı, beyne giden kan akışını etkileyebilir. Bu durum, migrenin tetiklenmesine veya şiddetinin artmasına neden olabilir.” diye konuştu.
Duruş bozukluklarının kas gerginliği, omurga dengesizliği ve kas zayıflığı gibi sorunlara neden olabileceğini ve boyun kaslarında ağrı ortaya çıkması veya var olan ağrının kötüleşmesiyle sonuçlanabileceğini ifade eden Op. Dr. Kemal Paksoy, kas gerginliği ve sinir sıkışmalarının migreni tetiklemesi, yayılmasına neden olması veya şiddetlendirmesinin mümkün olduğunu aktardı.
STRES, KASLARI GERGİNLEŞTİRDİĞİNDEN MİGRENİ DE TETİKLİYOR!
Stres ve anksiyetenin, hem boyun ağrısını hem de migreni tetikleyebileceğinin de altını çizen Op. Dr. Kemal Paksoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Stres, boyun kaslarının gerginleşmesine ve spazmına neden olabilir. Stres altındaki kişiler, kaslarını farkında olmadan sıkarlar, bu da boyun ağrısına ve sertliğine yol açabilir. Stres, kötü duruş alışkanlıklarını da artırabilir. Özellikle stresli durumlarda veya endişe anlarında insanlar sıklıkla omuzlarını yukarı kaldırır veya başlarını öne eğer, bu da boyun ağrısına neden olabilir. Uzun süreli stres, kaslarda sürekli gerilime yol açabilir. Bu da boyun ağrısını kronikleştirebilir ve tedavi edilmezse ağrının sürekli hale gelmesine neden olabilir.Stres, gerilim tipi baş ağrılarına neden olabilir ve bu tür baş ağrıları migreni tetikleyebilir. Gerilim baş ağrıları, migreni daha da kötüleştirebilir. Kişilerin ağrı eşiğini düşürebilir, bu da migren ataklarını daha sık ve şiddetli hale getirebilir. Stres, hormon düzeylerinde değişikliklere neden olabilir. Bu değişiklikler, migren ataklarının sıklığını ve şiddetini etkileyebilir.”
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Link
Acıbadem Ataşehir Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ziya Akar, toplumda bel fıtığı hakkında doğru sanılan hatalı bilgileri anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu....
0 notes
Text
Beyin Tümörü Hakkında En Çok Merak Edilen Sorular
https://www.pegarose.com/beyin-tumoru-hakkinda-en-cok-merak-edilen-sorular
Beyin Tümörü Hakkında En Çok Merak Edilen Sorular
Beyin tümörleri kafatası içinde kontrolsüzce büyüyen kitleler. Nedenleri net olarak bilinemiyor. Klinik çalışmalara göre; her 100 bin kişiden 5’i beyin tümörü riski altında. Dünya nüfusu yaşlandıkça bu oranın da artacağı öngörülüyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Yaşar Bayri, beyin tümörlerinin ya beyin dokusu ve bu bölgedeki uzantılardan kaynaklandığını ya da vücudun başka yerindeki tümörlerin […]
0 notes