#Nöroşirürji uzmanları
Explore tagged Tumblr posts
Text
#Beyin cerrahisi İstanbul#Omurga cerrahisi uzmanları#Bel fıtığı tedavisi#Omurilik hastalıkları belirtileri#Beyin tümörü ameliyatı#Beyin pili implantasyonu#Boyun fıtığı cerrahisi#Sinir sistemi rahatsızlıkları#Omurga rehabilitasyonu#Nöroşirürji uzmanları#Beyin Tümör Ameliyatları#Omurga Tümör Ameliyatları#Bel Fıtığı#Boyun Fıtığı#Beyin Pili#Parkinson#Epilepsi#Beyin Anevrizma#Kafatası Tümörleri#Omurga Kırıkları#Beyin ve Damar Hastalıkları
0 notes
Text
#Beyin cerrahisi İstanbul#Omurga cerrahisi uzmanları#Bel fıtığı tedavisi#Omurilik hastalıkları belirtileri#Beyin tümörü ameliyatı#Beyin pili implantasyonu#Boyun fıtığı cerrahisi#Sinir sistemi rahatsızlıkları#Omurga rehabilitasyonu#Nöroşirürji uzmanları#Beyin Tümör Ameliyatları#Omurga Tümör Ameliyatları#Bel Fıtığı#Boyun Fıtığı#Beyin Pili#Parkinson#Epilepsi#Beyin Anevrizma#Kafatası Tümörleri#Omurga Kırıkları#Beyin ve Damar Hastalıkları
0 notes
Text
Sağlık Örgütlerinden İsraile Kınama
Sağlık örgütleri Filistin’de katliam yapan İsrail Hükümetini kınayan bir mesaj yayınladı. İşte O açıklama, “Ortadoğu’da son dönemde yaşanan şiddet sonucu hayatını kaybeden insanlar için başsağlığı ve tüm yaralılar için acil şifalar diliyoruz. En son Gazze’de bir hastane vurularak yüzlerce sağlık çalışanının ve korunmasız sivilin katledilmesini kınıyoruz. Uygar dünyanın gözleri önünde meydana gelen bu çatışmaların bir sonucu olarak her iki taraftan masum insanların yaşadığı acılara ve kayıplara tanıklık etmek, şiddetin özellikle toplumun en savunmasız üyeleri üzerindeki etkisi hepimiz için büyük bir endişe kaynağıdır. Evrensel tıp etiği ve insan hakları ilkeleri doğrultusunda hiçbir milliyet, din veya etnik köken farkı gözetmeden, hastaların iyilik halinin ve insan yaşamını korumanın temel öncelik olduğu unutulmamalıdır. İhtiyacı olan herkese tıbbi ve insani yardım herhangi bir engellenmeyle karşılaşmadan ulaştırılmalıdır. Çatışma bölgelerinde sivil halkın ve sağlık çalışanlarının korunmasını şart koşan uluslararası insan hakları hukuku kurallarına uygun hareket edilmelidir” “Tüm insanlar için barışçıl bir gelecek umudumuzu korurken uluslararası kamuoyunu, Birleşmiş Milletler ve Dünya Tabipler Birliği’ni göreve çağırıyoruz”
Birleşmiş Milletler ve Dünya Tabipler Birliği’ni Göreve Çağırıyoruz
“Bu zor zamanlarda, düşüncelerimiz, yüreğimiz mağdurlar, aileleri ve toplumlarının yanı sıra, ihtiyaç sahiplerine kritik bakım ve destek sağlamak için hayatlarını riske atan cesur sağlık çalışanları ve acil müdahale ekipleriyle birliktedir. Yaşanan acıları hafifletmek ve daha barışçıl bir geleceğe giden yolu açmak için yorulmaksızın çalışan insani yardım kuruluşları, gönüllüler ve barış savunucularının gösterdiği muazzam çabaları takdirle karşılıyoruz. Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu olarak uzlaşı, anlayış ve dayanışmanın şiddet ve çatışmaya üstün geldiği bir dünyayı desteklemeye kararlıyız. Tüm insanlar için barışçıl bir gelecek umudumuzu korurken uluslararası kamuoyunu, Birleşmiş Milletler ve Dünya Tabipler Birliği’ni göreve çağırıyoruz” TTB UDEK Yürütme Kurulu Acil El Cerrahi ve Mikrocerrahi Derneği Adli Tıp Uzmanları Derneği Akademik Geriatri Derneği Çocuk Alerji ve Astım Akademisi Derneği Çocuk Nefroloji Derneği Çocuk Romatoloji Derneği Halk Sağlığı Uzmanları Derneği İşyeri Hekimleri Derneği Sualtı ve Hiperbarik Tıp Derneği Tıbbi Genetik Derneği Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği Türk Biyokimya Derneği Türk Cerrahi Derneği Türk Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği Türk Çocuk Ürolojisi Derneği Türk Dermatoloji Derneği Türk Farmakoloji Derneği Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği Türk Fizyolojik Bilimler Derneği Türk Hematoloji Derneği Türk Histoloji ve Embriyoloji Derneği Türk Kardiyoloji Derneği Türk Klinik Biyokimya Derneği Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Türk Nöroloji Derneğ Türk Nöroşirürji Derneği Türk Oftalmoloji Derneği Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği Türk Pediatri Kurumu Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Türk Radyoloji Derneği Türk Tıbbi Rehabilitasyon Kurumu Türk Toraks Derneği Türk Yoğun Bakım Derneği Türkiye Acil Tıp Derneği Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Türkiye Psikiyatri Derneği Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Read the full article
0 notes
Text
Rusya, Karabağ'daki yaralıların tedavisi için Ermenistan'a sağlık uzmanları gönderecek
Rusya, Karabağ’daki yaralıların tedavisi için Ermenistan’a sağlık uzmanları gönderecek
Rusya Sağlık Bakanı Mihail Muraşko, Ermeni mevkidaşı Arsen Torosyan ile gerçekleştirdiği görüşmede, Dağlık Karabağ’daki çatışmalar sırasında yaralanan insanların tedavileri için Ermenistan’a yardım etmeye hazır olduklarını söyledi.
Muraşko, “Nöroşirürji, travmatoloji, psikiyatri ve kombustioloji alanında en üst düzey uzmanlarımızın yardımını sağlamaya hazırız. Gerekli görmeniz halinde, oraya…
View On WordPress
0 notes
Text
Başım dönüyor ama neden
Denge bozukluğu ile kendini gösteren vertigo, her yaşta görülebilen, tedavi edilmediğinde hastayı yataktan kalkamaz hale düşüren bir rahatsızlık. Günde birkaç kez baş dönmesi yaşıyor ve günlük ritminiz bozuluyorsa, siz de vertigo olabilirsiniz. Vertigo, ciddiye alınıp tedavi edilmediği takdirde, iş ve sosyal yaşamı durma noktasına getirebilir. Vertigoya neden olan hastalıkların cinsine göre vertigoya eşlik eden bazı belirtiler vardır. Bunlar kulak çınlaması, bulantı, kusma, terleme, görme bozukluğu, işitme kaybı, vertigo bir enfeksiyon hastalığa bağlı ise ateş, halsizlik gibi enfeksiyonlar olabilir. Vertigonun bir hastalık değil, altta yatan bir hastalığın belirtisi olduğunu vurgulayan Medical Park Bahçelievler Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Kenan Bıkıcı, toplumda çok sık görülen bu rahatsızlık hakkında bilgiler verdi: NASIL BİR TESTLE ANLAŞILIR? Vertigonun hafif baş dönmesi ve dengesizlik hissinden başlayıp, çok şiddetli ve hastayı yataktan kalkamaz hale getirecek hale varana kadar çok geniş bir yelpazede klinik görüntüsü olabilir. Kendinizde vertigo olup olmadığını basit bir test yaparak anlayabilirsiniz. Ayakta kendi etrafınızda 2-3 dakika dönün ya da öne doğru eğilerek kafanızla yuvarlak çizin. Kısa bir süre sonra etrafınızdaki her şey dönmeye başlıyorsa, kendinizi berbat hissediyorsanız, sizde vertigo var demektir. VERTİGO NEDENLERİ NELERDİR? Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV): Baş dönmesinin en sık sebeplerindendir. İç kulağın içinde yer alan yarım daire kanallarında yerleşik böbrek taşı benzeri kristallerle açıklanır. Sıklıkla aniden ortaya çıkar. Baş pozisyonundan olumsuz etkilenir ve özgün manevralarla kısa sürede düzeltilebilir. Meniere Hastalığı: İç kulakta yer alan yarım daire kanallarındaki sıvıda istenmeyen bir atışa bağlı olarak görülen baş dönmesi, kulak çınlaması ve giderek belirginleşen işitme azlığı ile seyreder. Bu durum Kulak Burun Boğaz uzmanları tarafından takip edilir. Vestibüler Nörit (Denge sinirinin mikrobik olmayan iltihabı): Genellikle mevsim geçişlerinde görülen, bazı virüslerle ilişkisi olduğu düşünülen, düşük şiddetli, ancak uzamış vertigo atağı ile seyreder. Nöroloji uzmanları tarafından takip edilir. Beyincik etkilenmesine bağlı baş dönmesi (Serebellar Vertigo): Beyinciği besleyen damarlarda aniden ortaya çıkan tıkanıklık veya beyincikte aniden ortaya çıkan kanamayla seyreden bir tablodur. Sıklıkla damar sertliği veya hipertansiyonu olan yaşlı hastalarda görülür. Hastalarda ani başlayan baş dönmesinin yanı sıra yürüme bozukluğu, mesafe algısında bozukluk, baş ağrısı, bulantı ve kusma görülür. Acilen nöroşirürji uzmanına başvurmayı gerektiren ve hayati tehlikesi olan bir durumdur. Vertiginöz migren: Orta yaş ve öncesinde baş ağrısı ve baş dönmesi olan olgularda öncelikle akla gelmelidir. Baş dönmesini takiben oluşan migren benzeri baş ağrısı atakları ile tanınır. Tedavi migrene yönelik planlandığında her iki sorun da giderilebilir. Vertebrobaziller yetmezlik: Orta yaş ve üzeri grupta sık rastlanan bir baş dönmesi nedenidir. Baş dönmesi sıklıkla herhangi bir tetikleyici etken olmadan aniden başlar, birkaç dakika sürer ve yine aniden sona erer. Görme kaybı, çift görme, konuşma bozukluğu, güçsüzlük veya hissizlik gibi eşlik eden başkaca bulgular da vardır. Nöroloji uzmanı tarafından takip edilmelidir. MS (Multipl Skleroz): Özellikle orta yaş ve öncesinde başlayan baş dönmesi ataklarında akla gelmelidir. Beyin hastalıkları uzmanları tarafından kolaylıkla teşhis ve tedavi edilebilir. Denge sinir tümörleri (Serebellopontin Köşe Tümörleri): Son yıllarda artan cep telefonu kullanım sıklığı ile birlikte sıklığı artan bir tümör çeşididir. Sıklıkla işitme ve denge sinirinin kılıfından kaynaklanan tümörlerdir. Teşhis edildiğinde uzman bir ekip tarafından ameliyat edilmelidir. Yaralanma: Kafatasında meydana gelen, iç kulağı da zedeleyen bir kırık sonrasında aşırı kısıtlayıcı bir vertigoyla birlikte bulantı ve işitme kaybı gelişir. Baş dönmesi birkaç hafta sürer Alerji: Bazı insanlar alerjik oldukları besinleri aldıklarında veya havadaki parçacıklarla karşılaştıklarında baş dönmesi veya vertigo oluşabilir. Yaşlılık Migren Boyun kireçlenmeleri ve boyun fıtığı Depresyon gibi psikiyatrik nedenler Diğer nedenler: Başta B12 vitamini olmak üzere çeşitli vitamin eksikliklerinde, uzun süreli alkol kullanımı sonrasında hasarlar sonucunda, beyin zarına ait iltihaplarda, başta kanser ilaçları ve tüberküloz ilaçları olmak üzere ilaç yan etkilerinde, bazı epilepsi nöbetlerinde ve bunun benzeri pek çok nedenle de baş dönmesi görülebilir. NE ZAMAN DOKTORA GİDİLMELİ? Günde bir kaç kez baş dönmesi oluşuyor ve günlük ritminizi bozuyor ise, bu durumda ihmal etmeden hemen doktora başvurmalısınız. TEŞHİS İÇİN NELER YAPILIYOR? Baş dönmesi şikayeti ile hekime başvuran hastaya kulak muayenesi ve nörolojik muayene yapılarak sorunun kulakta mı yoksa beyinde mi olduğu ile ilgili fikir edinmeye çalışılır. İşitme testi, iç kulakla ilgili denge testi, Beyin elektrosu (EEG), Tomografi veya MR incelemeleri yapılabilir. VERTİGO TEDAVİSİ NASIL YAPILIR? Tedavide asıl önemli olan nedenin bulunmasıdır. Vertigoya neden olan hastalık meniere hastalığı ise ilaç tedavisi, ilaç tedavisi yeterli olmadığı durumlarda özel ameliyatlar yapılabilir, vertigonun nedeni tümör ise ameliyat gereklidir. Herhangi bir enfeksiyon sonucu veya psikojenik nedenlerden dolayı ortaya çıkan vertigolar istirahat ve basit ilaç tedavileri ile tamamen düzelir. Vertigo tedavisi 4 aşamada yapılır: 1.Tetikleyici faktörlerin ortadan kaldırılması (stres, alkol, sigara, kafein, tuz v.b.) 2.Tetikleyici pozisyondan kaçınma 3.İlaç tedavisi ve denge egzersizleri 4.Orta kulağa ya da beyinde saptanan lezyona yönelik cerrahi tedavi. VERTİGO'DAN NASIL KORUNULUR? Stresten uzak durun Bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirin: Sağlıklı beslenin ve doğal ve organik ürünler tüketin. Güne yumurtayla başlayın ve sabah kahvaltısında her sabah 1 ya da 2 köy yumurtası yiyin. Günde toplam bir avuç ceviz, badem, fındık ve fıstık yiyin. Günlük süt tüketin. Protein içerikli gıdalar tüketin. D vitamini takviyesi: Mümkün olduğu kadar güneşlenin. Sağlıklı bir vücut için D vitamini çok önemlidir. Tuzu azaltın: Tuz iç kulaktaki sıvı artışına neden olup vertigoyu tetikleyebiliyor. Bu nedenle tuzu azaltın. Bol su için: Vücuttaki su tuz dengesini korumak içim bol bol su için. Ama çay ve kahve gibi içeceklerden uzak durun. Çünkü bu tarz içecekler de iç kulakta sıvı artışına neden olabiliyor. Spor yapın: Sporun her alanda olduğu gibi vertigoda da önemi büyüktür. Sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan spora hayatınızda mutlaka yer verin. Ancak ani hareketler barındıran ağır sporlardan uzak durun. Başınızı hızlı sağa sola çevirmeyin Lunaparklardaki oyuncaklardan uzak durun Hızlı araba kullanmayın
0 notes
Text
Doğumsal omurilik hastalıklarını önlemek için…
Doğumsal omurilik hastalıklarını önlemek için…
Oyun çağındaki çocuk ve bebekler sıklıkla darbeye ast kafa travmalarına sıklıkla maruz kalıyor.
Çoğu zaman önemsenmeyecek bu darbeler, telafisi epeyce baskı komplikasyonlara dönüşebilir. Lüzum darbeye bağlı gerek doğumsal, nöroşirürji kapsamına giren tüm hastalıklar doğru yol haritası izlenirse, tehlike en aza iniyor.
Çocuklarda ve bebeklerde beyinde su toplanması, omurilik sorunları, beyin tümörleri gibi nöroşirürjikal hastalıkların; yani beyin, sinir ve omurilikte oluşan ve ameliyat gerektiren hastalıkların önlenmesi ve tedavisindeki en belirleyici etmen, o kadar fazla hastalıkta olduğu gibi erken teşhis. Çocuk sahibi olmayı planlayan annelerin 2 ay öncesinden folik asit kullanmaya başlaması, bu hastalıkla ilgili riskleri en aza indiriyor. Gebelik döneminde rutin kontrollerde de saptama edilebilen nöroşirürjikal hastalıklar, erken müdahale edilmezse ileride zekâ geriliği, görme kaybı gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Hem bebek ve çocukların kafasına gelen darbelere tabi olarak yaşadıkları kafa travmaları da kalıcı sorunlara dönüşebilecek riskler taşıyor. Medical Park Fatih Hastanesi Beyin ve Asap Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kaya Kılıç, nöroşirürjikal hastalıklar ile ilgili merak edilenleri ve alınması gerekenleri önlemleri şu şekilde sıralıyor:
Folik asit kullanımı gebelikten önce başlamalı
“Bebeklerde öbür dönemlerde değişik tipte nöroşirürjikal; yani beyin, asap, omurilik cerrahisi gerektiren hastalıklar çoğunlukla görülür. Bu hastalıklardan azami görülenler beyinde su toplanması (hidrosefali), omurilik sorunları (Spina bifida) ve beyin tümörleri şeklinde sıralanabilir. Gebe kalmadan 2 ay önce başlanan folik asit kullanımı, doğumsal olarak artan omurilik hastalıklarını yaklaşık olarak yüzde 70 oranında önlemede yardımcıdır. Hamilelik döneminde kadın doğum uzmanları tarafından yapılan rutin ultrasonlar ile bu hastalıkların kayda değer bir bölümünün tanısı konulabilir. Daha detaylı ileri tetkikler ise radyoloji uzmanları tarafından gerçekleştirilebilir.
Hidrosefali ameliyatının zamanlaması zekâ geriliğinde belirleyici
Erken tedavinin en manâlı aşaması erken tanı. Doğumsal nöroşirürjikal hastalıklar oluştuktan sonra tek tedavi ameliyattır. Erken tanı ise gereken ameliyatın zamanında yapılmasına ve mümkün olduğu değin hastalığın az zararla geçirilmesini sağlar. Örnek belirlemek gerekirse, beyninde su toplanan ilgili bir vakada ameliyatın vaktinde yapılması yaşam kurtarıcı olmasının yanı sıra, ileride oluşabilecek zekâ geriliğini, görme kaybını önleme açısından da önemlidir.
Çocuklarda radyolojik yöntemler kullanılır mı?
Çocuklarda kafa içi hastalıkların tanısı ancak radyolojik yöntemlerle konabilir. Hastalığa kadar değişmekle beraber ultrason, Bilgisayarlı Tomografi (BT) ya da Manyetik Rezonans (MR) en sık kullanılan radyolojik tetkiklerdir. Her tetkik sahip olduğu avantaj ve dezavantajlarla birbirinden ayrılır. Ultrason; radyasyon vermeyen, tehlikesiz bir tetkiktir fakat MR ya da BT kadar ayrıntılı bilgi veremez. BT radyasyon verir oysa kafa travmalarında yeri doldurulamaz bir tetkiktir, 5-6 dakika gibi kısa sürede manzara alınır. MR ise beyin tümörleri ve omurilik hastalıklarında çok daha ayrıntılı görüntüler veren vazgeçilmez bir tetkiktir ancak çekim süresi 15-20 dakika gibi uzun olduğundan ve bu esnada hastanın hareket etmemesi gerektiğinden çocuklarda uyuşma eşliğinde çekilmesi gerekir.
Hastalığın anne karnında teşhisi doğum şeklini etkiler. Hidrosefali hastalığı olan bebeklerin başları beyinde su toplanmasına yan olarak büyüyeceği için olağan doğum ile dünyaya gelmeleri mümkün değildir. Bu bebeklerin doğumu için sezaryen yapılması gerekir. Omurilik sorunu olup belinde kese ile doğan çocukların da aynı şekilde sezaryenle doğması lazımdır.
Kafa travması geçiren çocuğun boyun ve belini hareket ettirmeyin
Çocuklar doğaları gereği çok hareketli oldukları için kafa travmasına çok maruz kalırlar. Kesinlikle her kafa travması takip ya da tedavi gerektirmez oysa dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Travma geçirmiş çocuğu hastaneye götürürken boyun ve bel omurgasının değişmez tutulması önemlidir. Ilk Olarak kafa travması ile birlikte açık bere oluşmuşsa, yara pak bir kumaş ile sarılmalı ve dikiş gerekip gerekmediğini netleştirmek için çabuk biçimde bir hekime başvurulmalıdır. başkaca çocukta bulantı, kusma, uyku hali oluştuğunda zaman kaybetmeden hastaneye götürülmelidir. Canı yanan, korkudan ağlayan çocuklarda kayda değer bir sorun olmadan da kusma ve uyku hali görülebildiği unutulmamalı; boşuna panik olunmamalıdır. Ebeveynin ağırbaşlı kalması ve hekimine güvenmesi her şeyden önemlidir. boşuna hekime başvurulmasının çocuğa bir zararı olmaz ama gerektiği süre çocuğu hekime götürmemenin faturası fazla ağır olabilir.
Kaynak: Kadın Sağlığı, Kadın Sağlık Rehberi
0 notes
Text
Doğumsal omurilik hastalıklarını önlemek için…
Doğumsal omurilik hastalıklarını önlemek için…
Oyun çağındaki çocuk ve bebekler sıklıkla darbeye ast kafa travmalarına sıklıkla maruz kalıyor.
Çoğu zaman önemsenmeyecek bu darbeler, telafisi epeyce baskı komplikasyonlara dönüşebilir. Lüzum darbeye bağlı gerek doğumsal, nöroşirürji kapsamına giren tüm hastalıklar doğru yol haritası izlenirse, tehlike en aza iniyor.
Çocuklarda ve bebeklerde beyinde su toplanması, omurilik sorunları, beyin tümörleri gibi nöroşirürjikal hastalıkların; yani beyin, sinir ve omurilikte oluşan ve ameliyat gerektiren hastalıkların önlenmesi ve tedavisindeki en belirleyici etmen, o kadar fazla hastalıkta olduğu gibi erken teşhis. Çocuk sahibi olmayı planlayan annelerin 2 ay öncesinden folik asit kullanmaya başlaması, bu hastalıkla ilgili riskleri en aza indiriyor. Gebelik döneminde rutin kontrollerde de saptama edilebilen nöroşirürjikal hastalıklar, erken müdahale edilmezse ileride zekâ geriliği, görme kaybı gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Hem bebek ve çocukların kafasına gelen darbelere tabi olarak yaşadıkları kafa travmaları da kalıcı sorunlara dönüşebilecek riskler taşıyor. Medical Park Fatih Hastanesi Beyin ve Asap Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kaya Kılıç, nöroşirürjikal hastalıklar ile ilgili merak edilenleri ve alınması gerekenleri önlemleri şu şekilde sıralıyor:
Folik asit kullanımı gebelikten önce başlamalı
“Bebeklerde öbür dönemlerde değişik tipte nöroşirürjikal; yani beyin, asap, omurilik cerrahisi gerektiren hastalıklar çoğunlukla görülür. Bu hastalıklardan azami görülenler beyinde su toplanması (hidrosefali), omurilik sorunları (Spina bifida) ve beyin tümörleri şeklinde sıralanabilir. Gebe kalmadan 2 ay önce başlanan folik asit kullanımı, doğumsal olarak artan omurilik hastalıklarını yaklaşık olarak yüzde 70 oranında önlemede yardımcıdır. Hamilelik döneminde kadın doğum uzmanları tarafından yapılan rutin ultrasonlar ile bu hastalıkların kayda değer bir bölümünün tanısı konulabilir. Daha detaylı ileri tetkikler ise radyoloji uzmanları tarafından gerçekleştirilebilir.
Hidrosefali ameliyatının zamanlaması zekâ geriliğinde belirleyici
Erken tedavinin en manâlı aşaması erken tanı. Doğumsal nöroşirürjikal hastalıklar oluştuktan sonra tek tedavi ameliyattır. Erken tanı ise gereken ameliyatın zamanında yapılmasına ve mümkün olduğu değin hastalığın az zararla geçirilmesini sağlar. Örnek belirlemek gerekirse, beyninde su toplanan ilgili bir vakada ameliyatın vaktinde yapılması yaşam kurtarıcı olmasının yanı sıra, ileride oluşabilecek zekâ geriliğini, görme kaybını önleme açısından da önemlidir.
Çocuklarda radyolojik yöntemler kullanılır mı?
Çocuklarda kafa içi hastalıkların tanısı ancak radyolojik yöntemlerle konabilir. Hastalığa kadar değişmekle beraber ultrason, Bilgisayarlı Tomografi (BT) ya da Manyetik Rezonans (MR) en sık kullanılan radyolojik tetkiklerdir. Her tetkik sahip olduğu avantaj ve dezavantajlarla birbirinden ayrılır. Ultrason; radyasyon vermeyen, tehlikesiz bir tetkiktir fakat MR ya da BT kadar ayrıntılı bilgi veremez. BT radyasyon verir oysa kafa travmalarında yeri doldurulamaz bir tetkiktir, 5-6 dakika gibi kısa sürede manzara alınır. MR ise beyin tümörleri ve omurilik hastalıklarında çok daha ayrıntılı görüntüler veren vazgeçilmez bir tetkiktir ancak çekim süresi 15-20 dakika gibi uzun olduğundan ve bu esnada hastanın hareket etmemesi gerektiğinden çocuklarda uyuşma eşliğinde çekilmesi gerekir.
Hastalığın anne karnında teşhisi doğum şeklini etkiler. Hidrosefali hastalığı olan bebeklerin başları beyinde su toplanmasına yan olarak büyüyeceği için olağan doğum ile dünyaya gelmeleri mümkün değildir. Bu bebeklerin doğumu için sezaryen yapılması gerekir. Omurilik sorunu olup belinde kese ile doğan çocukların da aynı şekilde sezaryenle doğması lazımdır.
Kafa travması geçiren çocuğun boyun ve belini hareket ettirmeyin
Çocuklar doğaları gereği çok hareketli oldukları için kafa travmasına çok maruz kalırlar. Kesinlikle her kafa travması takip ya da tedavi gerektirmez oysa dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Travma geçirmiş çocuğu hastaneye götürürken boyun ve bel omurgasının değişmez tutulması önemlidir. Ilk Olarak kafa travması ile birlikte açık bere oluşmuşsa, yara pak bir kumaş ile sarılmalı ve dikiş gerekip gerekmediğini netleştirmek için çabuk biçimde bir hekime başvurulmalıdır. başkaca çocukta bulantı, kusma, uyku hali oluştuğunda zaman kaybetmeden hastaneye götürülmelidir. Canı yanan, korkudan ağlayan çocuklarda kayda değer bir sorun olmadan da kusma ve uyku hali görülebildiği unutulmamalı; boşuna panik olunmamalıdır. Ebeveynin ağırbaşlı kalması ve hekimine güvenmesi her şeyden önemlidir. boşuna hekime başvurulmasının çocuğa bir zararı olmaz ama gerektiği süre çocuğu hekime götürmemenin faturası fazla ağır olabilir.
Kaynak: Makyaj Önerileri, Cilt Bakımı Yöntemleri
0 notes
Text
Doğumsal omurilik hastalıklarını önlemek için…
Doğumsal omurilik hastalıklarını önlemek için…
Oyun çağındaki çocuk ve bebekler sıklıkla darbeye ast kafa travmalarına sıklıkla maruz kalıyor.
Çoğu zaman önemsenmeyecek bu darbeler, telafisi epeyce baskı komplikasyonlara dönüşebilir. Lüzum darbeye bağlı gerek doğumsal, nöroşirürji kapsamına giren tüm hastalıklar doğru yol haritası izlenirse, tehlike en aza iniyor.
Çocuklarda ve bebeklerde beyinde su toplanması, omurilik sorunları, beyin tümörleri gibi nöroşirürjikal hastalıkların; yani beyin, sinir ve omurilikte oluşan ve ameliyat gerektiren hastalıkların önlenmesi ve tedavisindeki en belirleyici etmen, o kadar fazla hastalıkta olduğu gibi erken teşhis. Çocuk sahibi olmayı planlayan annelerin 2 ay öncesinden folik asit kullanmaya başlaması, bu hastalıkla ilgili riskleri en aza indiriyor. Gebelik döneminde rutin kontrollerde de saptama edilebilen nöroşirürjikal hastalıklar, erken müdahale edilmezse ileride zekâ geriliği, görme kaybı gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Hem bebek ve çocukların kafasına gelen darbelere tabi olarak yaşadıkları kafa travmaları da kalıcı sorunlara dönüşebilecek riskler taşıyor. Medical Park Fatih Hastanesi Beyin ve Asap Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kaya Kılıç, nöroşirürjikal hastalıklar ile ilgili merak edilenleri ve alınması gerekenleri önlemleri şu şekilde sıralıyor:
Folik asit kullanımı gebelikten önce başlamalı
“Bebeklerde öbür dönemlerde değişik tipte nöroşirürjikal; yani beyin, asap, omurilik cerrahisi gerektiren hastalıklar çoğunlukla görülür. Bu hastalıklardan azami görülenler beyinde su toplanması (hidrosefali), omurilik sorunları (Spina bifida) ve beyin tümörleri şeklinde sıralanabilir. Gebe kalmadan 2 ay önce başlanan folik asit kullanımı, doğumsal olarak artan omurilik hastalıklarını yaklaşık olarak yüzde 70 oranında önlemede yardımcıdır. Hamilelik döneminde kadın doğum uzmanları tarafından yapılan rutin ultrasonlar ile bu hastalıkların kayda değer bir bölümünün tanısı konulabilir. Daha detaylı ileri tetkikler ise radyoloji uzmanları tarafından gerçekleştirilebilir.
Hidrosefali ameliyatının zamanlaması zekâ geriliğinde belirleyici
Erken tedavinin en manâlı aşaması erken tanı. Doğumsal nöroşirürjikal hastalıklar oluştuktan sonra tek tedavi ameliyattır. Erken tanı ise gereken ameliyatın zamanında yapılmasına ve mümkün olduğu değin hastalığın az zararla geçirilmesini sağlar. Örnek belirlemek gerekirse, beyninde su toplanan ilgili bir vakada ameliyatın vaktinde yapılması yaşam kurtarıcı olmasının yanı sıra, ileride oluşabilecek zekâ geriliğini, görme kaybını önleme açısından da önemlidir.
Çocuklarda radyolojik yöntemler kullanılır mı?
Çocuklarda kafa içi hastalıkların tanısı ancak radyolojik yöntemlerle konabilir. Hastalığa kadar değişmekle beraber ultrason, Bilgisayarlı Tomografi (BT) ya da Manyetik Rezonans (MR) en sık kullanılan radyolojik tetkiklerdir. Her tetkik sahip olduğu avantaj ve dezavantajlarla birbirinden ayrılır. Ultrason; radyasyon vermeyen, tehlikesiz bir tetkiktir fakat MR ya da BT kadar ayrıntılı bilgi veremez. BT radyasyon verir oysa kafa travmalarında yeri doldurulamaz bir tetkiktir, 5-6 dakika gibi kısa sürede manzara alınır. MR ise beyin tümörleri ve omurilik hastalıklarında çok daha ayrıntılı görüntüler veren vazgeçilmez bir tetkiktir ancak çekim süresi 15-20 dakika gibi uzun olduğundan ve bu esnada hastanın hareket etmemesi gerektiğinden çocuklarda uyuşma eşliğinde çekilmesi gerekir.
Hastalığın anne karnında teşhisi doğum şeklini etkiler. Hidrosefali hastalığı olan bebeklerin başları beyinde su toplanmasına yan olarak büyüyeceği için olağan doğum ile dünyaya gelmeleri mümkün değildir. Bu bebeklerin doğumu için sezaryen yapılması gerekir. Omurilik sorunu olup belinde kese ile doğan çocukların da aynı şekilde sezaryenle doğması lazımdır.
Kafa travması geçiren çocuğun boyun ve belini hareket ettirmeyin
Çocuklar doğaları gereği çok hareketli oldukları için kafa travmasına çok maruz kalırlar. Kesinlikle her kafa travması takip ya da tedavi gerektirmez oysa dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Travma geçirmiş çocuğu hastaneye götürürken boyun ve bel omurgasının değişmez tutulması önemlidir. Ilk Olarak kafa travması ile birlikte açık bere oluşmuşsa, yara pak bir kumaş ile sarılmalı ve dikiş gerekip gerekmediğini netleştirmek için çabuk biçimde bir hekime başvurulmalıdır. başkaca çocukta bulantı, kusma, uyku hali oluştuğunda zaman kaybetmeden hastaneye götürülmelidir. Canı yanan, korkudan ağlayan çocuklarda kayda değer bir sorun olmadan da kusma ve uyku hali görülebildiği unutulmamalı; boşuna panik olunmamalıdır. Ebeveynin ağırbaşlı kalması ve hekimine güvenmesi her şeyden önemlidir. boşuna hekime başvurulmasının çocuğa bir zararı olmaz ama gerektiği süre çocuğu hekime götürmemenin faturası fazla ağır olabilir.
Kaynak: Saç Bakımı, Saç Bakımı Önerileri
0 notes
Text
Doğumsal omurilik hastalıklarını önlemek için…
Doğumsal omurilik hastalıklarını önlemek için…
Oyun çağındaki çocuk ve bebekler sıklıkla darbeye ast kafa travmalarına sıklıkla maruz kalıyor.
Çoğu zaman önemsenmeyecek bu darbeler, telafisi epeyce baskı komplikasyonlara dönüşebilir. Lüzum darbeye bağlı gerek doğumsal, nöroşirürji kapsamına giren tüm hastalıklar doğru yol haritası izlenirse, tehlike en aza iniyor.
Çocuklarda ve bebeklerde beyinde su toplanması, omurilik sorunları, beyin tümörleri gibi nöroşirürjikal hastalıkların; yani beyin, sinir ve omurilikte oluşan ve ameliyat gerektiren hastalıkların önlenmesi ve tedavisindeki en belirleyici etmen, o kadar fazla hastalıkta olduğu gibi erken teşhis. Çocuk sahibi olmayı planlayan annelerin 2 ay öncesinden folik asit kullanmaya başlaması, bu hastalıkla ilgili riskleri en aza indiriyor. Gebelik döneminde rutin kontrollerde de saptama edilebilen nöroşirürjikal hastalıklar, erken müdahale edilmezse ileride zekâ geriliği, görme kaybı gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Hem bebek ve çocukların kafasına gelen darbelere tabi olarak yaşadıkları kafa travmaları da kalıcı sorunlara dönüşebilecek riskler taşıyor. Medical Park Fatih Hastanesi Beyin ve Asap Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kaya Kılıç, nöroşirürjikal hastalıklar ile ilgili merak edilenleri ve alınması gerekenleri önlemleri şu şekilde sıralıyor:
Folik asit kullanımı gebelikten önce başlamalı
“Bebeklerde öbür dönemlerde değişik tipte nöroşirürjikal; yani beyin, asap, omurilik cerrahisi gerektiren hastalıklar çoğunlukla görülür. Bu hastalıklardan azami görülenler beyinde su toplanması (hidrosefali), omurilik sorunları (Spina bifida) ve beyin tümörleri şeklinde sıralanabilir. Gebe kalmadan 2 ay önce başlanan folik asit kullanımı, doğumsal olarak artan omurilik hastalıklarını yaklaşık olarak yüzde 70 oranında önlemede yardımcıdır. Hamilelik döneminde kadın doğum uzmanları tarafından yapılan rutin ultrasonlar ile bu hastalıkların kayda değer bir bölümünün tanısı konulabilir. Daha detaylı ileri tetkikler ise radyoloji uzmanları tarafından gerçekleştirilebilir.
Hidrosefali ameliyatının zamanlaması zekâ geriliğinde belirleyici
Erken tedavinin en manâlı aşaması erken tanı. Doğumsal nöroşirürjikal hastalıklar oluştuktan sonra tek tedavi ameliyattır. Erken tanı ise gereken ameliyatın zamanında yapılmasına ve mümkün olduğu değin hastalığın az zararla geçirilmesini sağlar. Örnek belirlemek gerekirse, beyninde su toplanan ilgili bir vakada ameliyatın vaktinde yapılması yaşam kurtarıcı olmasının yanı sıra, ileride oluşabilecek zekâ geriliğini, görme kaybını önleme açısından da önemlidir.
Çocuklarda radyolojik yöntemler kullanılır mı?
Çocuklarda kafa içi hastalıkların tanısı ancak radyolojik yöntemlerle konabilir. Hastalığa kadar değişmekle beraber ultrason, Bilgisayarlı Tomografi (BT) ya da Manyetik Rezonans (MR) en sık kullanılan radyolojik tetkiklerdir. Her tetkik sahip olduğu avantaj ve dezavantajlarla birbirinden ayrılır. Ultrason; radyasyon vermeyen, tehlikesiz bir tetkiktir fakat MR ya da BT kadar ayrıntılı bilgi veremez. BT radyasyon verir oysa kafa travmalarında yeri doldurulamaz bir tetkiktir, 5-6 dakika gibi kısa sürede manzara alınır. MR ise beyin tümörleri ve omurilik hastalıklarında çok daha ayrıntılı görüntüler veren vazgeçilmez bir tetkiktir ancak çekim süresi 15-20 dakika gibi uzun olduğundan ve bu esnada hastanın hareket etmemesi gerektiğinden çocuklarda uyuşma eşliğinde çekilmesi gerekir.
Hastalığın anne karnında teşhisi doğum şeklini etkiler. Hidrosefali hastalığı olan bebeklerin başları beyinde su toplanmasına yan olarak büyüyeceği için olağan doğum ile dünyaya gelmeleri mümkün değildir. Bu bebeklerin doğumu için sezaryen yapılması gerekir. Omurilik sorunu olup belinde kese ile doğan çocukların da aynı şekilde sezaryenle doğması lazımdır.
Kafa travması geçiren çocuğun boyun ve belini hareket ettirmeyin
Çocuklar doğaları gereği çok hareketli oldukları için kafa travmasına çok maruz kalırlar. Kesinlikle her kafa travması takip ya da tedavi gerektirmez oysa dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Travma geçirmiş çocuğu hastaneye götürürken boyun ve bel omurgasının değişmez tutulması önemlidir. Ilk Olarak kafa travması ile birlikte açık bere oluşmuşsa, yara pak bir kumaş ile sarılmalı ve dikiş gerekip gerekmediğini netleştirmek için çabuk biçimde bir hekime başvurulmalıdır. başkaca çocukta bulantı, kusma, uyku hali oluştuğunda zaman kaybetmeden hastaneye götürülmelidir. Canı yanan, korkudan ağlayan çocuklarda kayda değer bir sorun olmadan da kusma ve uyku hali görülebildiği unutulmamalı; boşuna panik olunmamalıdır. Ebeveynin ağırbaşlı kalması ve hekimine güvenmesi her şeyden önemlidir. boşuna hekime başvurulmasının çocuğa bir zararı olmaz ama gerektiği süre çocuğu hekime götürmemenin faturası fazla ağır olabilir.
Kaynak: Güzellik Sırları, Kadın Güzellik Sırları
0 notes
Text
Doğumsal omurilik hastalıklarını önlemek için…
Doğumsal omurilik hastalıklarını önlemek için…
Oyun çağındaki çocuk ve bebekler sıklıkla darbeye ast kafa travmalarına sıklıkla maruz kalıyor.
Çoğu zaman önemsenmeyecek bu darbeler, telafisi epeyce baskı komplikasyonlara dönüşebilir. Lüzum darbeye bağlı gerek doğumsal, nöroşirürji kapsamına giren tüm hastalıklar doğru yol haritası izlenirse, tehlike en aza iniyor.
Çocuklarda ve bebeklerde beyinde su toplanması, omurilik sorunları, beyin tümörleri gibi nöroşirürjikal hastalıkların; yani beyin, sinir ve omurilikte oluşan ve ameliyat gerektiren hastalıkların önlenmesi ve tedavisindeki en belirleyici etmen, o kadar fazla hastalıkta olduğu gibi erken teşhis. Çocuk sahibi olmayı planlayan annelerin 2 ay öncesinden folik asit kullanmaya başlaması, bu hastalıkla ilgili riskleri en aza indiriyor. Gebelik döneminde rutin kontrollerde de saptama edilebilen nöroşirürjikal hastalıklar, erken müdahale edilmezse ileride zekâ geriliği, görme kaybı gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Hem bebek ve çocukların kafasına gelen darbelere tabi olarak yaşadıkları kafa travmaları da kalıcı sorunlara dönüşebilecek riskler taşıyor. Medical Park Fatih Hastanesi Beyin ve Asap Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kaya Kılıç, nöroşirürjikal hastalıklar ile ilgili merak edilenleri ve alınması gerekenleri önlemleri şu şekilde sıralıyor:
Folik asit kullanımı gebelikten önce başlamalı
“Bebeklerde öbür dönemlerde değişik tipte nöroşirürjikal; yani beyin, asap, omurilik cerrahisi gerektiren hastalıklar çoğunlukla görülür. Bu hastalıklardan azami görülenler beyinde su toplanması (hidrosefali), omurilik sorunları (Spina bifida) ve beyin tümörleri şeklinde sıralanabilir. Gebe kalmadan 2 ay önce başlanan folik asit kullanımı, doğumsal olarak artan omurilik hastalıklarını yaklaşık olarak yüzde 70 oranında önlemede yardımcıdır. Hamilelik döneminde kadın doğum uzmanları tarafından yapılan rutin ultrasonlar ile bu hastalıkların kayda değer bir bölümünün tanısı konulabilir. Daha detaylı ileri tetkikler ise radyoloji uzmanları tarafından gerçekleştirilebilir.
Hidrosefali ameliyatının zamanlaması zekâ geriliğinde belirleyici
Erken tedavinin en manâlı aşaması erken tanı. Doğumsal nöroşirürjikal hastalıklar oluştuktan sonra tek tedavi ameliyattır. Erken tanı ise gereken ameliyatın zamanında yapılmasına ve mümkün olduğu değin hastalığın az zararla geçirilmesini sağlar. Örnek belirlemek gerekirse, beyninde su toplanan ilgili bir vakada ameliyatın vaktinde yapılması yaşam kurtarıcı olmasının yanı sıra, ileride oluşabilecek zekâ geriliğini, görme kaybını önleme açısından da önemlidir.
Çocuklarda radyolojik yöntemler kullanılır mı?
Çocuklarda kafa içi hastalıkların tanısı ancak radyolojik yöntemlerle konabilir. Hastalığa kadar değişmekle beraber ultrason, Bilgisayarlı Tomografi (BT) ya da Manyetik Rezonans (MR) en sık kullanılan radyolojik tetkiklerdir. Her tetkik sahip olduğu avantaj ve dezavantajlarla birbirinden ayrılır. Ultrason; radyasyon vermeyen, tehlikesiz bir tetkiktir fakat MR ya da BT kadar ayrıntılı bilgi veremez. BT radyasyon verir oysa kafa travmalarında yeri doldurulamaz bir tetkiktir, 5-6 dakika gibi kısa sürede manzara alınır. MR ise beyin tümörleri ve omurilik hastalıklarında çok daha ayrıntılı görüntüler veren vazgeçilmez bir tetkiktir ancak çekim süresi 15-20 dakika gibi uzun olduğundan ve bu esnada hastanın hareket etmemesi gerektiğinden çocuklarda uyuşma eşliğinde çekilmesi gerekir.
Hastalığın anne karnında teşhisi doğum şeklini etkiler. Hidrosefali hastalığı olan bebeklerin başları beyinde su toplanmasına yan olarak büyüyeceği için olağan doğum ile dünyaya gelmeleri mümkün değildir. Bu bebeklerin doğumu için sezaryen yapılması gerekir. Omurilik sorunu olup belinde kese ile doğan çocukların da aynı şekilde sezaryenle doğması lazımdır.
Kafa travması geçiren çocuğun boyun ve belini hareket ettirmeyin
Çocuklar doğaları gereği çok hareketli oldukları için kafa travmasına çok maruz kalırlar. Kesinlikle her kafa travması takip ya da tedavi gerektirmez oysa dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Travma geçirmiş çocuğu hastaneye götürürken boyun ve bel omurgasının değişmez tutulması önemlidir. Ilk Olarak kafa travması ile birlikte açık bere oluşmuşsa, yara pak bir kumaş ile sarılmalı ve dikiş gerekip gerekmediğini netleştirmek için çabuk biçimde bir hekime başvurulmalıdır. başkaca çocukta bulantı, kusma, uyku hali oluştuğunda zaman kaybetmeden hastaneye götürülmelidir. Canı yanan, korkudan ağlayan çocuklarda kayda değer bir sorun olmadan da kusma ve uyku hali görülebildiği unutulmamalı; boşuna panik olunmamalıdır. Ebeveynin ağırbaşlı kalması ve hekimine güvenmesi her şeyden önemlidir. boşuna hekime başvurulmasının çocuğa bir zararı olmaz ama gerektiği süre çocuğu hekime götürmemenin faturası fazla ağır olabilir.
Kaynak: Cinsel Sağlık Rehberi, Kadın Cinsel Sağlık
0 notes