#BPA Nedir?
Explore tagged Tumblr posts
Text
BPA Nedir? BPA Free Ne Demek?
0 notes
Text
Regl Kabı
Regl Kabı
Regl kabı son dönemlerde oldukça popüler hale gelmeye başlamıştır. Sahip olduğu özellikler sayesinde öne çıkan ürün çevre dostu olması ile daha çok tercih edilir. Regl dönemlerinde kolay bir kullanım sunması, ilgi çekici hale getirir. İçeriği tamamen temiz olan kaplar BPA, latex ve toksin içermez.
Regl Kabı Özellikleri Nedir?
0 notes
Text
Regl Kabı
Regl kabı son dönemlerde oldukça popüler hale gelmeye başlamıştır. Sahip olduğu özellikler sayesinde öne çıkan ürün çevre dostu olması ile daha çok tercih edilir. Regl dönemlerinde kolay bir kullanım sunması, ilgi çekici hale getirir. İçeriği tamamen temiz olan kaplar BPA, latex ve toksin içermez.
Regl Kabı Özellikleri Nedir?
Öne çıkan özelliklerinden bir diğeri sızdırmaz olmasıdır. Regl dönemlerinde kullanılan pedler ile çeşitli sorunlar yaşanır. Sürekli endişe içinde olmak ve gün boyunca kişinin kendine odaklanamaması nedeni ile regl dönemleri oldukça problemli hale gelebilir. Regl kabı sayesinde yaşanan tüm sorunlar ortadan kalkar ve steril bir kullanım sunulur. Sürdürülebilir ürünler arasında regl dönemine en uygun ürünlerden biridir.
0 notes
Photo
Bir önceki postta yazacak bir şeyim olmadığından bahsetmiştim ama varmış gülücük.
Uzun zamandır yazmak istediğim bir konu SUCO. Gün içerisinde su içmeye dikkat etmeye başladığımdan beri suyumu taşımak için uygun bir kap aramaktaydım. Bir çok çeşit su kabını denedim fakat her defasında başta şişelerde oluşan koku nedeniyle -su konusunda inanılmaz huylu bir insanım- her defasında al-iç-at’dan ibaret olan plastik şişelere geri döndüm. Fakat onları kullanırken vicdanen rahat olmadığımdan yeniden araştırma başladım. Şubat ayı gibi hatırlamadığım bir şekilde suco ya rastladım. Uzun süre araştırdım ve bir türlü cesaret edemedim almak için. En sonunda mayıs ayında yapılan bir indirim sonucu iki tane denemek amaçlı satın aldım.
Elime ulaştığı ilk günden beri severek ve içim rahat bir şekilde kullanıyorum. Bir koku problemi yaşamadım. Sitesinde gün aşırı sirkeli su ile temizlenmesi önerilmiş. Başlarda bu konuda oldukça hassastım fakat şu an o kadar hassas olmadığımı itiraf edebilirim. Buna rağmen henüz bir problem yaşamadım. En güzeli de suyu içtikten sonra hop katlayıp çantama sıkıştırıveriyorum :)
Peki ben bu yazıyı neden yazdım. Dün başka modeller var mı diye sitesine bakarken yine indirim olduğunu gördüm. Buraya yazmaya karar verdim. Bir şans verebilirsiniz.
Dünyamız, çevremiz ama en çok kendi sağlımız için denemeye değeceğini düşünüyorum.
Materyal yapısını da şuraya kondurdum: (direk sitesinden aldım)
‘’SuCo’nun materyal yapısı nedir? SuCo içten dışa olacak şekilde PE (Polyethylene), OPA (Oriented Polyamide) ve PET malzemelerinden oluşur. Böylelikle su PET ile temas etmez, insan vücudu ile barışık olan kalp stentlerinde, implantlarda ve yemek kaplarında kullanılan PE ile temas eder. SuCo’nun sağlıklı yapısı da materyal özelliklerinden gelir. Ayrıca SuCo; BPA, aldehit ve GDO, ağır metal atık, kurşun içermez! ‘’
35 notes
·
View notes
Text
BPA Nedir, Nerelerde Kullanılır? Bisfenol A Zararları
https://www.diyetz.com/bpa-nedir/
0 notes
Text
Bisfenol A zararları - evde hangi ürünlerde bulunur?
https://blog.saglikliyasagenckal.com/bisfenol-a-bpa-nedir/
0 notes
Text
Bisfenol A (BPA) Nedir? Zararları Nelerdir?
Bisfenol A (BPA) Nedir? Zararları Nelerdir?
BPA olarak da bilinen Bisphenol A, 1960’lı yıllardan beri hafif, açık ve sert plastiklerin yapımında kullanılan beyaz bir katıdır.
BPA plastik ürünler arasında eski bebek ürünleri ve biberonlar, küçük bardaklar ve oyuncaklar bulunur. BPA ayrıca su şişelerinde, plastik yemek takımlarında, yeniden kullanılabilir bardaklarda, yiyecek ve içecek ambalajlarında ve tıbbi cihazlarda olabilir. BPA…
View On WordPress
0 notes
Text
Ateş Ölçer Modelleri İçerisinde En İyi 15 Tavsiye
Ateş ölçer tavsiye ederken, temaslı ve temasız koşullarda, net ateş ölçüm değerlerini sunabilen modeller ele alınır. Ateş ölçüm verilerini LED panel ile net şekilde yansıtan ve riskli ölçümlerde sesli uyarı sunana modeller, tüm ihtiyaçlara cevap verirler.
Saubern Kulaktan Temassız Ateş Ölçer
Kaliteli ve güvenilir bir ateş ölçer modeli arayanlara hitap eden Saubern ateş ölçer, teknolojisnde yer verilen özel ve hassas ölçüm ayarı ile net değerleri verir. Her hangi bir temasa gerek duyulmadan, kulaktan ateşi ölçen model, 1 saniyelik süre içinde net ölçüm değerini paneline yansıtır. Ekrana yansıttığı dereceleri farklı renk kategorileri ile sunan model, 38 ve üzeri yüksek ateşi haber vermek için kırmızı, 37.2 dikkat edilmesi gereken orta ateş seviyesinde sarı, 36.0 normal ateşte yeşil renk veren paneli ile bildirim gerçekleştirir.
Geceleri yatak odasının kapısını kapatmak sizi ölümden kurtarabilir! Yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Bo Hui Infrared Ateş Ölçer
Temassız ateş ölçme özelliği bulunana Bo Hui Infrared, gün içinde çok kez kullanılması halinde yüksek performansta çalışan ve net ölçüm sonuçları sunana bir tasarımdır. En son gerçekleştirilen 32 adet ölçüm sonucunun hafızasında kaydedilmesine olanak sağlayan cihaz, ateş derecesine göre renk değiştiren led ekrana sahiptir. Yüksek ateş ölçümlerinde kırmızı renkli uyarısı ile konforlu kullanım sunar.
Weewell Wtd105 Çubuk Ateş Ölçer
Dijital çubuklu termometre şeklinde tasarlanan cihaz, net ölçüm sonuçları verir. Ateş derecesini çok hızlı sürede ölçmesi, bebeklerde kullanıma uygunluk sunması, led ekranı ile konforlu kullanım sağlaması açısından en iyi modeller arasında yer alır.
Glife Uyarı Fonksiyonlu Ateş Ölçer
Ateş ölçer tavsiye ederken ele aldığımız, büyük ekran tasarımı ile ateş derecesini detaylı yansıtan Glife ateş ölçer, otomatik moda alınması halinde her ölçüm ardından kendi kendini kapatma özelliğine sahiptir. Belleğinde ateş ölçüm derecelerini kaydeden ve ağız, koltuk altı, makat bölümlerinden atel ölçümüne imkan sunana model, renkli panel ile uyarı gerçekleştirir.
Chicco IR Comfort Ateş Ölçer
Özellikle bebeklerin ateş ölçümlerinden tercih edilen ve kulaktan ölçüm modunda çalışan Chicco IR Comfort, kulak zarının yaydığı ısıyı sadece 1 saniye içerisinde led ekranına aktarır. Son 25 ölçüm derecesini hafızasında kaydeden tasarım, ölçümü tamamladı anda sesli sinyal ile uyarı gerçekleştirir. Ateşin 37,5 ve üzeri seviyede ölçülmesi halinde sesli sinyal ile dikkat edilmesi gereken konumda ateş seviyesinin olduğunu belirten cihaz, teknolojik sistemi ile uayı gerçekleştirir.
Nec A11 Ateş Ölçer
Temassız kullanım koşulları sunan Nec A11, aynı zamanda hassas ölçüm fonksiyonuna ve kulaktan ölçüm moduna sahiptir. 1 saniye içerisinde net değerde ateş ölçümü gerçekleştiren model, alın bölgesinden ateş ölçme fonksiyonuna sahiptir. Sonuçları kısa sürede analiz ederek ateşin yüksek olması halinde hem dereceyi panele aktarır hem de kırmızı ışık ile uyarı gerçekleştirir. Son 12 ölçüm sonucunu otomatik olarak hafızasına kaydeder.
Muskat nedir? Bilgilerini de inceleyebilirsiniz.
Mesilife Ateş Ölçer
Temassız kullanıma uygun olan Mesilife ölçer, 1 ila 10 cm arasında değişen derinlikte ölçüm yapabile fonksiyonu sunar. Vücut ve yüzey alanlarında ölçüm gerçekleştirebilen model, tercih edilen 32 adet ateş ölçüm sonucunu kendi belleğinde kaydeder. 1 saniyelik kısa sürede ölçüm gerçekleştirerek, sesli alarm sistemi ile yüksek ateşi bildirir. Işıklı LCD ekranı ile sonuçları aktarırken, konforlu bir kullanım sunar.
Unaan YNA-800 Ateş Ölçer
Değişken ortam sıcaklıklarında ateşi net değerde ölçme özelliğine sahip olan Unaan YNA, alın, bilek ve boyundan ölçüm yapabilmeye imkan tanır. Led ışıklı geniş ekrana sahip olan tasarım, karanlık alanlarda ateş ölçün değerinin net görülebilmesi için beyaz arka ışık desteği sunar. 0.5 saniye içerisinde net ölçüm yaparak, 99 setlik ateş ölçüm verisini hafızasına ototmatik olarak kaydeder.
Loobex Ateş Ölçer
Alın kısmından 1 cm uzaklık seviyesinde sadece 1 saniye içinde ateş ölçümü yapabilen Loobex, 30 ölçüm değerini, ve ölçümlerin tarih ve saatlerini hafızasına kaydeden bir tasarımdır. 1 dakikalık süre boyunca kullanılmaması halinde ise otomatik olarak kendini kapatıp, kullanım halinde tekrar kendi kendini açarak, konforlu koşullar sunar. Ateş derecelerini Türkçe dil desteğinde konuşarak, sesli şekilde bildirir.
Plusmed Ateş Ölçer
Yüksek performanslı çalışma avantajını gün boyu bir çok kez kullanılmaya uygun tasarım ve teknolojisi ile sunan Plusmed ateş ölçer, vücut yüzey sıcaklığını ölçme fonksiyonuna sahiptir. 1 saniye içinde ateş ölçümü gerçekleştiren model, 10 cm uzaklıktan dahi ateş ölçüm gerçekleştirebilmeye imkan tanır. Bebeklerin ateş ölçüm için elverişli olan tasarım, geniş ve ışıklı LED ekrana sahiptir. Yüksek ateş ölçümünde sesli alarmı devreye sokan ve kullanılmaması halinde kendini otomatik kapatan Plusmed, son 9 ölçüm sonucunu hafızasına kayıt eder.
Braun Kulaktan Ateş Ölçer
Bip sesi ile ateş ölçümü tamamladığını bildiren ve sonuçların kolay şekilde anlaşılması için farklı renklerde ölçüm sonuçlarını sunan Braun ateş ölçer, geceleri verilen okunmasını kolaylaştıran ışıklı ön panele sahiptir. Son 9 ateş ölçüm verisini hafızasına otomatik kaydeden tasarım, tek kullanımlık ve hijyen koşullarını üst seviyeye taşıyan lens filtrelerine sahiptir. İnsan sağlığını koruyan malzemelerden tasarlanan model, BPA ve lateks içermez.
Histamin nedir? Hakkında detaylar yazımızdadır.
Beurer FT90 Ateş Ölçer
Sessiz modda çalışma özelliğine sahip olan Beurer FT90, geceleri çevreyi rahatsız etmeden ateş ölçebilmeye olanak sağlar. 60 adet ateş ölçüm verisini kaydedebilen model, bebeklerin ateş ölçümü için de uygun koşulları sunar. Bebek ateşi ölçümü sonunda ideal derecenin tespit edilmesi ile paneline gülümseyen yüz ifadesini, ölçüm rakamı ile birlikte yansıtır. Sesiz modda çalışma devreye sokulmadığı anlarda yüksek ateş ölçümü halinde seli uyar sistemini devreye sokar.
Beurer FT90, Plus X Awards kapsamında ‘’en yenilikçi ve yaratıcı marka’’ kategorisinde 5 kez ödüle layık bulunan, performans ve uygun fiyat bakımından önde yer alan ateş ölçer modelidir.
Medisana Ateş Ölçer
Annelerin en çok tercih ettiği ve bebek ateş ölçümlerinden net verileri sunan Medisana, temassız ölçüm gerçekleştirir. 5 cm uzaklıktan ölçüm gerçekleştiren cihaz, sonuçları 1 saniye içinde ekranına aktarır. Kullanılmadığı anlarda otomatik olarak kapanır. Medisana ateş ölçer, gece moduna alınması halinde geceleri sesiz şekilde çalışır. 30 adet ateş ölçümünü hafızasına kayıt eder.
Braun BNT-400 Temassız Ateş Ölçer
Uzaktan ateş ölçme fonksiyonuna sahip Braun BNT-400 aynı zamanda yakından ölçüm yapma fonksiyonuna da sahiptir. İki ayrı kullanım modu sunan model, bebeklerde alından temas ile en net ölçüm sonuçlarını sunar. 5 cm uzaklık seviyesinden ateşi ölçeb,lmeye imkan tanıyan cihaz, yüksek hassasiyet sensörü ile sıcaklık verilerini sınıfında yer alan cihazlardan 2 kat daha üstün sonuçlar ile sunar.
Weewell Projeksiyonlu Ateş Ölçer
5 cm uzaklıktan 0,5 saniye içinde ateş ölçümü gerçekleştiren Weewell Projeksiyonlu model, 32 ayrı ölçüm sonucunu hafızasına kaydeder. LCD ekran ile kolay takip imkanı sunana tasarım, renkli kodları ile yüksek ateş ölçümü halinde kırmızı uyarı sistemini devreye sokar. Kullanılmaması halinde belirli bir sürede kendini otomatik olarak kapatan Weewell dijital projeksiyonlu ateş ölçer, uzun süre dayanan ve gün boyu kullanım avantajı sunana pillere sahiptir. Ateş ölçer tavsiye ederken ele aldığımız Weewell, Tasarım üzerinden alarm kurabilme şansı elde edilir.
En çok kullanılan tiyatro terimleri hakkında bilgilere de yazımızdan bakabilirsiniz.
The post Ateş Ölçer Modelleri İçerisinde En İyi 15 Tavsiye appeared first on Zovovo - En İyi Bilgi Sitesi.
Kaynak: https://www.zovovo.com/ates-olcer-tavsiye/
0 notes
Video
instagram
YİNE YENİDEN BİSFENOL-A 📌Bisfenol-A özellikle plastiklerin ve epoksi reçinelerin yapımında kullanılan kimyasal bir maddedir. 📌Su şişeleri, spor malzemeleri, alışveriş fişleri, güneş gözlüklerinin lensleri, ev elektorniği, Cdlerde ve Dvd lerde bolca bulunur. Epoksi reçineler su borularının iç yüzeylerini astarlamak için de kullanılır. 📌BPA dünyada en çok üretilen kimyasal maddelerdendir ve aşırı maruziyeti insan sağlığı açından olumsuz etkilere sahiptir. Birçok BPA içermeyen ürün Bisfenol-S ve bisfenol-F ile değiştirilmiştir ve aynen bisfenol-A gibi hücrelere zarar verebilir. Nedir bu olumsuz etkiler ? ❗️Östrojen benzeri etkiye sahiptir. ❗️Kadın ve erkeklerde infertiliteye, ❗️Erkeklerde erektik disfonskiyona, ❗️Düşüklere,anüs anomalilerine neden olabilir. ❗️Çocukluk çağında hiperaktivite,anksiyete ve depresyonla ilişkilendirilmiştir. ❗️Bağışıklık sistemini baskılayabilir. ❗️Prostat ve meme büyümesine neden olup; kansere neden olabilir. ❗️Tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalıklarla ilişkilidir. ❗️Tiroid fonksiyon bozukluğu yapabilir. 📌Bu sene 2020 yılında yayınlanan bir bilimsel çalışmadan örnek verebilirsek; 2003-2014 yılları arasında 20 yaş üstü 9139 hastanın üriner BPA seviyeleri ölçülmüştür.Yüksek üriner konsantrasyon saptananlarda konjestif kalp yetmezliği riski %19, kalp krizi riski % 29 ve inme ise %20 artmıştır. 📌Sadece; 5 günlük konserve (paketlenmiş) çorba içen bireylerde üriner BPA seviyelerinin %1221 arttığı görülmüştür. 📌Ve sadece 3 günlük BPA içeren konserve,şişe ve paketlenmiş gıda tüketmeyen taze gıdalarla beslenenlerde BPA seviyeleri %66 düşük bulunmuştur. 📌Dünya sağlık örgütünün raporuna göre BPA içeren biberon ve kaplarda beslenmeyen bebeklerde 8 kat daha düşük BPA görülmüştür. Kısacası BPA’sız yaşam sağlıklı yaşam. #toksin #bpa #drnatureco #sağlık #toksinsizyaşam #sağlıklıyaşam #infertilite #inme #kalpkrizi #tiroid #bütüncültıp #fonksiyoneltıp #plastiksizhayat #çocuk #çocuksağlığı #kanser #östrojen #şekerhastalığı #hiperaktivite https://www.instagram.com/p/B8wZi6zgY7M/?igshid=1djpvsqqr8v13
#toksin#bpa#drnatureco#sağlık#toksinsizyaşam#sağlıklıyaşam#infertilite#inme#kalpkrizi#tiroid#bütüncültıp#fonksiyoneltıp#plastiksizhayat#çocuk#çocuksağlığı#kanser#östrojen#şekerhastalığı#hiperaktivite
0 notes
Text
Pleksi - Akrilik - Pmma Nedir? Kullanım Alanları Nelerdir?
New Post has been published on https://reavista.com.tr/pleksi-akrilik-pmma-nedir-kullanim-alanlari-nelerdir/
Pleksi - Akrilik - Pmma Nedir? Kullanım Alanları Nelerdir?
Pleksi – Akrilik (PMMA) Nedir?
Akrilik (PMMA), ticarette genellik pleksi olarak anılan transparan bir termoplastiktir. Termoplastik ısıtıldıklarında yumuşayan, soğuduğunda ise tekrar sertleşen malzemelere denir. Camın bir diğer alternatifi olan, darbeye dayanıklı polikarbonla benzerlik göstermektedir. İlk olarak 1928 yılında üretilmiştir ve bundan 5 sene sonrasında piyasaya sürülmüştür. Piyasadaki ışık geçirgenliği en yüksek (Cama göre %95), şeffaf malzemedir. İlk kullanım yerlerinden bazıları ikinci dünya savaşında denizaltıların periskopları ve uçak camlarıdır. Hava araçlarında kırılma anında pilotlara cam parçalarından çok daha az zarar vermesinden dolayı tercih edilmektedir.
Zamanımızda, akrilik doğal şeffaflığı ve darbeye dayanıklı yapısının getirdiği avantajlara yönelik uygulamalarda kullanılmaktadır. Yaygın kullanıldığı noktalar arasında lensler, akrilik tırnaklar, boya, güvenlik bariyerleri, tıbbi cihazlar, LCD ekranlar ve mobilyalar vardır. Berraklığından dolayı pencere, tank ve sunum ortamları çevresinde de kullanılabilmektedir.
Pleksi birçok farklı renkte ve ışık geçirgenliğinde üretilebilmektedir. Üretildiği renk koyulaştıkça ışık geçirgenliği de azalmaktadır. Beyaz renk yüksek oranda ışık geçirgenliğine sahipken siyah renkte bu değer minimuma inmektedir. Ham hali ise neredeyse cam kadar berrak ve ışık geçirgenliğine sahiptir ki bu sebeple cam için en ideal alternatiftir. Ayrıca polikarbonda olduğu gibi bisphenol-A (BPA) ve benzeri zararlı maddeler içermez.
Karakteristik Özellikleri Nelerdir?
Akrilik genellikle hazır olarak bulunur ve pahalı bir malzeme değildir. Şimdi beraber anahtar özelliklerini inceleyelim. PMMA termoplastik olarak kategorize edilmektedir, yani ısıya tepki veren bir malzemedir. Termoplastik malzemeler (termoset malzemelerin aksine) erime noktasında sıvı hale geçerler (akrilik için 160 derece celcius). Termoplastiklerle alakalı en büyük avantajlardan birisi, erime noktasına kadar ısıtılıp sıvı hale getirilebilir ve sonrasında şekil verilip soğutulup, ihtiyaç olması durumunda ise tekrar ısıtılabilmesidir ve bu işlemlerin sonucunda herhangi bir eskimeye uğramamalarıdır. Yanmak yerine sıvı hale geçen akrilik, bunun sayesinde enjeksiyon kalıp yöntemiyle tekrar tekrar kullanılabilmektedir.
Termoset malzemer ise sadece bir kere ısıtılabilmektedir. İlk ısıtma anında malzeme kalıplaşır. (2 parça epoksiler gibi) ve bu esnada gerçekleşen kimyasal reaksiyon sebebiyle eski hallerine döndürülemezler. Termoset bir malzemeyi tekrar ısıtmayı denerseniz en basit şekliyle yanarlar. Bu sebeple de termoset malzemeler geri dönüşüm açısından kullanışlı değillerdir ve doğaya zararlı olabilirler.
Akrilik (PMMA) neden bu kadar sık kullanılır?
Akrilik (PMMA), transparanlığın önemli olduğu ve yüksek darbe dayanıklılığı gerektirmeyen noktalarda kullanılmak için ideal olan malzemedir. Diğer plastik malzemelere göre çok yüksek çizilme dayanıklılığı vardır. Cama kıyasla ağırlık ve maddiyat açısından çok daha avantajlıdır ve ekstra sağlamlık önemli bir faktör değilse (kurşun geçirmez cam gibi) polikarbondan daha uygun fiyatlı bir tercih olacaktır. Odaklanmış lazer ışınıyla teması anında buharlaştığı için lazer kesim teknolojisi ile çok hassas kesimler yapılmaya müsait bir malzemedir. Eğer önemli olan faktörler arasında berraklık varsa, kesinlikle kullanılacak malzeme akrilik olacaktır. Birçok farklı şekilde kullanılabiliyor olması da büyük bir avantajdır. Örnek olarak;
Lens olarak kullanılabilmesi (büyüteç vb.)
Genel olarak cam yerine kullanılabilmesi
Moda takıları imalatında kullanılabilmesi
Display ürünlerinden yaygın olarak tercih edilmesi
Pleksi Föylük
Pleksi – Akrilik (PMMA) çeşitleri nelerdir?
Birçok farklı adımdan geçerek bugün kullanacağımız malzemeye dönüşecek olan akrilik asidin keşfedilmesi 1843 yılına dayanır. Yaklaşın 100 yıl sonra 1933 yılında alman kimyager Otto ROHM pleksiglass ismiyle ürünün patentini alır. Modern dönemde birçok farklı firma akrilik üretimi yapmaktadır. Her birinin kullandığı farklı bir tarif ve üretim yöntemi mevcuttur ama ürünlerin hepsi yüksek oranda birbirleriyle benzerlikler göstermektedir.
Akrilik (PMMA) veya Pleksi istenilen her renkte üretilebilmektedir ve levha halinde üretildiği için flüoresan renklerde de bulunabilir. Flüoresan renklerin olabilmesini sağlayan özellik ise pleksi plaka içinde “ışık yürümesinin ” mümkün olmasıdır. Malzemenin düz yüzeylerinde ışığın kırılmadan hareket edebilmesi ve kenarlarda ışığın kırılması, kırılmanın gerçekleştiği yerlerde renklerin floresan şekilde görülmesine olanak sağlamaktadır. Aynı durum kesitten aydınlatmalı pleksi kullanımında da geçerlidir.
Açık Hava Reklamcılığındaki Önemi Nedir?
Açık hava reklamcılığında pleksi vazgeçilmez malzemelerdendir. Özellikle ışığı yüzeyinde iyi dağıtması, kırılma dayanımı, kolay şekil verilebilmesi, Cnc lazer kesim (cnc lazer kesim ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için tıklayınız) ve diğer cnc çeşitlerinde rahatlıkla kesilebilmesi, onu birçok alanda alternatifsiz kılmaktadır.
Günlük hayatımızda gözümüze çarpan birçok reklam ürününde pleksi görmek mümkündür.
Işıklı Tabelalar : Etrafınızda baktığınızda göreceğiniz, kutu harf tabela, alüminyum kompozit tabelalar gibi pek çok çeşitte aydınlanan kısımlar akrilikten üretilmektedir. Isı ile kolayca harf kenar bantları dönülebilmekte, düz cnc kesim yapılar tabela ön cephe aydınlatmalarında kullanılabilmektedir.
Broşürlükler : Pleksinin önce cnc de kesilerek ardından belirli ısılarda bükülmesi ile üretilen broşürlük ve föylükler pek çok restaurant menülerinde, fuar alanlarında karşımıza çıkabilmektedir.
3d Lambalar : 3D görünüme sahip gece lambaları ağırlıklı olarak 3mm kalınlığında şeffaf pleksinin, kazınıp kenarlarının kesilmesiyle üretilmektedir. Nasıl üretildiğini merak ederseniz aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.
youtube
0 notes
Text
Kronik Yorgunluk Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavileri
Kendinize “Neden bu kadar yorgunum?” Diye soruyor musunuz? Ne kadar dinlenmiş olursanız olun, hala yorgun musunuz?
Kronik Yorgunluk Sendromu (KYS), günümüzün sık rastlanan hastalıklarından birisidir. Kronik Yorgunluk Sendromu muzdarip kişiler devamlı olarak olarak yorgun ve bitkindirler, günlük yaşamlarını sürdürmekte zorlanırlar – ne kadar çok uyurlarsa uyusunlar devamlı yorgun hissederler. Bu uzun bir süre devam edebilir ve sağlık üzerinde zararı etkileri vardır. Her zaman enerjinizi yükseltmek için mücadele ediyorsanız, diyetiniz, hormonal dengeniz, egzersiz rutininiz, hayatınızdaki zihinsel stresörlerin miktarı ve genetiğinizin dikkate alması gereken tüm faktörler vardır.
Bunların hepsi hormon seviyenizi bir şekilde etkileyebilir ve çoğu gece uyumayı zorlaştırabilir.
Her zaman yorgun iseniz, yüksek kaliteli uyku önemlidir. Fakat eğer sekiz saatlik eşiğe ulaşıyorsanız ve hala bitkin hissediyorsanız, düşük enerji seviyeniz altta yatan bir problemin göstergesi olabilir. Hadi Neden hep yorgun olduğunuzu anlayalım.
Kronik Yorgunluk Sendromu Nedenleri ve Doğal Çözüm Önerileri
1. Tiroid Hastalığı
Tiroid hastalığı, özellikle kadınlar ve yaşlı yetişkinler için bir tehdittir.
Tiroid hastalığı da dahil olmak üzere çok çeşitli semptomlara neden olabilir:
yorgunluk
huysuzluk
kas ve eklem ağrısı
kilo alımı veya kaybı
görüş problemleri
kötü iş performansı
vücut ısısında değişiklikler
iştahda değişiklikler
Bir tiroid bozukluğu, birçok farklı şekilde ortaya çıkabilir çünkü tiroid bezi, işlevi etkileyen hormonları salgılayan “ana salgı bezi” olarak kabul edilir. Örneğin, vücut ısısını, kalp atış hızını, protein üretimini düzenleyen tiroid bezi, metabolik hızınızı ve enerji seviyenizi kontrol etmenize yardımcı olur.
Tiroid Hastalığı Nedenleri:
Tiroid bozuklukları nasıl oluşur? Tiroid hastalığının dört temel nedeni olduğuna inanılmaktadır, bu da her zaman yorgun olduğunuzu hissettiren neden olabilir:
Stres ve diyetin neden olduğu hormonal dengesizlikler
Glüten ve süt gibi şeylere gıda intoleransları
Radyasyon ve toksisite maruziyeti
İyot veya selenyumda bir beslenme eksikliği
Tiroid Hastalığı için Doğal Çözümler:
Tiroid hastalığı halsiz hissetmenize neden olabilir. bu hastalıktan kurtulmanıza yardımcı olabilecek bazı yöntemler şunlardır:
Gluteni çoğunlukla süt ürünleri ile arındırın
Plastik şişelerde ve alüminyum kutularda bulunan BPA (Bisfenol A) gibi toksinlerden ve ağır metallerden kaçının.
İyot ve selenyum seviyenizi kontrol ettirin
Süt ,devedikeni, zerdeçal ve kişniş gibi ürünleri kullanarak ağır metalleri vücudunuzdan arındırmak için detoks yapın
adaptogen otlar tüketmek .
Diyetinizi daha düşük karbonhidrat alımına sahip olacak şekilde ayarlayın, ancak bol miktarda yağsız protein ve sağlıklı yağ kaynakları (özellikle hindistan cevizi yağı, hindistan cevizi sütü, avokado, otla beslenmiş sığır eti, yabani balık, chia, keten tohumu ve kenevir tohumu gibi yiyecekler).
2. Adrenal Yorgunluk veya Kronik Yorgunluk Sendromu
Adrenal yorgunluğun , dünya çapındaki yetişkinlerin yüzde 80’ini etkilediği ve tiroid hastalığının nasıl geliştiğine benzer bir hormonal dengesizliğin neden olduğu düşünülmektedir. Adrenal bezleriniz, enerji düzenleyici hormonlar kortizol ve adrenalinde dahil olmak üzere 50’den fazla farklı hormon salgılayan çok önemli endokrin bezlerdir.
Kadınlarda kronik yorgunluk sendromu dört kat daha fazladır. Özellikle en çok etkilenen yaş grubu olan 40 veya 50 yaşlarındakiler.
Kronik yorgunluk sendromu ve adrenal yorgunluk sendromu ortak belirtileri şunları içerir:
iyi uykudan sonra bile gitmeyen yorgunluk
gece uykuda kalma güçlüğü
kas ve eklem ağrısı
sertlik ve hassasiyet
baş ağrısı
Boğaz ağrısı, soğuk algınlığı veya grip benzeri semptomlar gibi sık sık hastalanır
kilo almak
kabızlık veya kramplar gibi sindirim problemleri
unutkanlık ,hafıza sorunları
Sonuç olarak, yüksek stres düzeyleri ve adrenal yorgunluk belirtileri yakından ilişkilidir.
Adrenal Yorgunluk Nedenleri: Adrenal yorgunluğun birçok olası nedeni vardır.
stresli aile etkinlikleri
çevresel toksinler ve kirlilik
Maliye ya da olumsuz iş durumundan kaynaklanan kronik stres
duygusal travma ve istismar
uyku eksikliği
Fazla egsersiz yapmak
uyuşturucu ve alkol kötüye kullanımı
kötü beslenme
Kronik Yorgunluk Sendromu Nedenleri:
Kronik yorgunluk sendromu olan kişiler genellikle spesifik, ölçülebilir anormallikler içerir:
hipotalamik aktivite
hipofiz disfonksiyonu
Doğal “öldürücü hücrelerin” düşük sayımı dahil olmak üzere zayıf bağışıklık
Standart kan testlerinde bazen göz ardı edilen hormonal eksiklikler
sık enfeksiyonlar
vajinal hastalıklar
Adrenal ve Kronik Yorgunluk için Doğal Çözümler:
Enerjinizi yeniden kazanmak için, adrenal yorgunluğu veya kronik yorgunluğu iyi çözmek için neler yapabilirsiniz?
İş ve özel hayatınızda yeni stratejiler belirleyin. İş yerinde sosyal destek amaçlı gruplar kurun. Takım çalışması yapın, eğitim içerikli uygulamalara katılın. Stres kaynaklarınızı tanıyın, bu kaynakları yönetin ve sizi yönetmesine fırsat vermeyin. Aktivite günlüğü oluşturun. Günlükler çok az veya çok çalıştığınız zamanları anlamanıza, bu sayede de dengeli ve gerçekçi hedefler belirleyip uygulamanıza yardımcı olacaktır. Hedefleri kolaydan başlayarak arttırın. Dinlenmeye ayırdığınız zamanınızı giderek azaltıp, hedeflerinizi küçük parçalar haline getirerek güne, daha sonra haftalara yayabilirsiniz. Çalışma ortamlarınızı yeniden düzenleyin. Yani aşırı iş yükünden kaçının, çalışanlar arasında destek ve sosyal ilişkilerinizi arttırın, sorumluluk ile bürokratik işlerinizi azaltın. Uyku düzeninize dikkat edin. Gün içinde uyumayın. Gevşemeyi öğrenerek, kas gevşetici egzersizler yapın. Bol vitaminli, mineralli besinler tüketin. Kafein, fazla şeker ve karbonhidratlar, hidrojenlenmiş yağlar, işlenmiş ve paketlenmiş gıdalardan kaçınarak diyetinizi değiştirin. Bunun yerine, hormon dengeleyici sağlıklı yağlar , proteinler ve bol miktarda taze sebze tüketin.
3. Sedanter Yaşam Tarzı
Günümüzün yoğun, ofis odaklı çalışma ortamlarında, birçok insanın sedanter bir yaşam tarzı geliştirmesi yaygındır . Tüm gün oturmak vücudunuzda sık ağrı, boyunda ağrı, sertlik, sırt ağrısı ve kronik baş ağrısına neden oluyor. Bu yüzden düzenli aktiviteler almadığında, ruh hali sorunları, halsizlik, yorgunluk ve kilo alma deneyimini yaşayabilirsiniz.
Sedanter Yaşamın Nedenleri:
masa başı işi
hareket eksikliği
kronik ağrı
alışkanlık
Motivasyon eksikliği
Düzenli egzersiz hormonları dengelemeye yardımcı olabilir, insülin direncini artırır ve daha iyi bir uykuya sahip olmanıza yardımcı olur, bunların hepsi enerji eksikliğiyle mücadelede önemlidir.
Sedanter Yaşamdan nasıl kurtulabiliriz
Sürekli masa başında oturmayın,arada sıra ayakta da durmayı deneyin
“Yürüyüş” molaları alın. Bir kerede 15 dakikalık bloklar için binanızın, ofis alanının veya otoparkın etrafında gezinin.
Düzenli açık hava etkinlikleri planlayın veya işten önce veya sonra egzersiz yapın.
Her çalışma saatinde 5 dakikalık yürüyüş veya ayakta kalma molası verin.
4. Depresyon
Yaşları 18 ile 18 arasında olan ve yılda en az bir majör depresif atağı olan yaklaşık 16 milyon yetişkin vardır.
Depresyon Nedenleri:
Depresyonun bu gibi değişkenlerden kaynaklandığına inanılmaktadır:
yüksek stres
çözümlenmemiş duygusal sorunlar
nörotransmiter dengesizlikleri
hormonal dengesizlikler
alkol
beslenme eksiklikleri
güneş ışığı eksikliği
ağır metallerden arınamama
yiyecek alerjisi
Depresyon için Doğal Çözümler:
İşlenmiş ve rafine gıdalar, hızlı yiyecekler, şekerli gıdalar, büyük miktarlarda basit karbonhidratlar, kafein ve alkol alımını yavaşça azaltın. Bu enerji bozucu gıdaları proteinler, sebzeler, omega-3 yağ asitleri ve hindistan cevizi gıdaları gibi sağlıklı yağlar ve iyileştirici bir diyet oluşturan diğer tüm gıdalarla değiştirin. Ayrıca egzersiz, gevşeme teknikleri ve esansiyel yağları günlük rutininize dahil etmeyi deneyebilirsiniz. Gül, bergamot, lavanta, papatya ve ylang ylang gibi esansiyel yağlar deneyin, depresyon ve anksiyete muzdarip birçok kişi için ruh halini yükselttiği kanıtlanmıştır.
5. Kötü Kaliteli Uyku
Ulusal Uyku Vakfına göre, yetişkinlerin çoğunun, her biri ve her gece, en iyi şekilde hissetmeleri için, sürekli olarak 7-9 saat uykuya ihtiyacı vardır .
Kötü Uyku Nedenleri:
kötü beslenme
stres
alkol içmek
bazı ilaçlar veya takviyeleri
ruh hali veya hormon dengesizliği
travma veya istismar
adrenal yorgunluk
ağrı ve kronik ağrı
Gerd / asit reflü / sindirim bozuklukları
normal aile hayatı – bebekler, çocuklar vb.
Ayrıca uyku apnesinden muzdarip olup olmamanız da önemlidir. Gece boyunca, uyku apnesi olan biri, her defasında 30 kez nefes almayı durdurabilir .
Hızlı Uyumanın Doğal Yolları:
Günlük tutma veya okuma gibi, uykuya dalmanıza yardımcı olan gevşeme teknikleri uygulayın. Kasları yatıştırmak ve zihninizi rahatlatmak için bir epsom tuz banyosu yapabilirsiniz. Rahatlamak ve kas ağrısını hafifletmek için 300-400 miligram aralığında magnezyum takviyeleri alın Lavanta gibi uçucu yağları kullanın. Yatmadan önce şekerli ve karbonhidratlı yiyeceklerden uzak durun; Sabah saatlerinde kafein miktarını az miktarda azaltın Melatonin seviyelerini rahatsız edebilecek ve zihninizin uykulu hale gelmesini zorlaştırabilen mavi ışık maruziyetini önlemek için tüm elektronikleri iki saat veya daha uzun bir süre önce kapatın.
6. Anemi
Anemi, bir kişinin normalden daha düşük kırmızı kan hücresi seviyesine sahip olduğu bir durumdur.Anemi, vücudun her tarafındaki hücrelere ve dokulara ulaşan düşük oksijen kaynağı ile ilgilidir.
Anemi belirtileri şunlardır:
ne kadar uyursan uyu her zaman yorgunsun gibi hissetmek
zayıf kemikler ve kaslar
egzersiz yapamamak
konsantre olamamak
yorgunluk, bayılma
nefes darlığı
kalp krizi, anjina
dalak disfonksiyonu
sindirim sorunları
cilt sararması
Anemi nedenleri:
Anemi, hemoglobin yapan, vücutta oksijeni taşıyan bir protein olan kırmızı kan hücreleriyle ilgili bir problemdir. B12 vitamini ve folat ek olarak, kan içindeki yetersiz demir seviyelerine takviyedir. Anemiye, aynı zamanda, bu temel besin maddelerinde çok düşük olan bir kan kaybı ya da diyetinden de kaynaklanabilir ve böylece vücudun yeterli hemoglobin yapma yeteneğini engelleyebilir.
Anemi için Doğal Çözümler:
Demir, B12 vitamini ve folat bakımından zengin yiyecekler tüketebilirsiniz. Bunlar şunları içerir:
Demir ve B vitamini son derece yüksek olan karaciğer (sığır, tavuk vb.). Demir içeren siyah pekmez. B2 vitamini. Kırmızı et, balık, karaciğer, süt, yumurta, soya fasulyesi, ıspanak, domates, mantar, yeşil yapraklı bitkiler, kuru baklagiler, böbrek, bira, ekmek mayası, muz ve ıspanakta bulunur. C vitamini içeren yiyecekler , turunçgiller ve brokoli veya karnabahar gibi turpgiller gibi demir emilimine yardımcı olur. Önemli miktarda demir ve folat içeren yeşil yapraklı sebzeler.
7. Sızıntılı bağırsak Sendromu
Sindirim sisteminizin hasar görmesi ve bağırsak astarınızda küçük deliklerin oluşmaya başladığı bir durumdur. Normalde bağırsak duvarından geçemeyen küçük parçacıklar kan dolaşımına sızmaya başlar .
Sızıntılı bağırsak sendromunun belirtileri şunlardır:
– Şişkinlik, sindirim problemleri (kabızlık, ishal)
– Gıda duyarlılıkları
– Otoimmün reaksiyonlar
– Tiroid hastalıkları (Haşimoto, Basedow-Graves Hastalığı, hipotiroidi)
– İnflamatuvar bağırsak hastalıkları (ülseratif kolit, crohn hastalığı)
– İrritable Bağırsak Hastalığı (İBS)
– Romatoid artrit, eklem ağrıları
– Yorgunluk, bitkinlik, sık hastalanma
– Fibromiyalji
– Sebebi bulunamayan baş ağrıları ve migren
– Cilt belirtileri (akne, egzema, psoriazis, rozacea)
– Astım
– Kilo alma
– Metabolik sendrom
– Depresyon, anksiyete, irritabilite, panik atak
– Otizm, hiperaktivite bozukluğu
– Sık tekrarlayan enfeksiyonlar (sinüzit, idrar yolu enfeksiyonları, vajinitler)
Sızıntılı Bağırsak Sendromu Nedenleri:
reçeteli ilaç
antibiyotikler
fıstık ve lektinlerde yüksek besinlerin tüketilmesi – glutenous taneleri, kabuklu yemişler, tohumlar (ıslanmamış veya filizlenmemiş)
GDO gıdalar
işlenmiş gıdalar, rafine edilmiş şeker, yüksek fruktozlu mısır şurubu
tiroid hastalığı
otoimmün durumlar
Bağırsak geçirgenliği bozulmuş olan hastalarda emilim bozukluğuna bağlı olarak B12 vitamini, demir, çinko, magnezyum, iyot gibi birçok elzem besin unsuruna ait eksiklikler de sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.
Sızıntılı Gut Sendromu için Doğal Çözümler:
Et ve kemik suyu
Fermente sebzeler ve fermente süt ürünleri
Sağlıklı yağlar
Sağlıklı lifler
doğal besinler
8. Dehidrasyon
İnsan vücudu, normal fonksiyonlarını gerçekleştirebilmek için suya ihtiyaç duyar. Vücudunuz, aldığınız sıvı miktarından daha fazlasını kaybederse, dehidrasyon ortaya çıkar. Eğer ciddi manada sıvı kaybı olursa, çok hasta olabilirsiniz ve hatta bu durum ölümle sonuçlanabilir.
Dehidrasyon Nedenleri:
Hafif ve orta dereceli su kaybı belirtileri,
Kuru ve yapışkan dudaklar
Uyuma isteği ya da yorgunluk (Çocukların normalden daha az hareketli olduğu gözlemlenir)
Susuzluk
İdrar miktarında azalma (bebek bezinde ıslaklık olmaması , çocuk ve ergenlerin sekiz ve daha fazla saat boyunca tuvalet ihtiyacı hissetmemesi)
Ağlarken bir iki damla veya hiç yaş akmaması
Ciltte kuruluk
Baş ağrısı
Kabızlık
Baş dönmesi ya da bayılma hissi
Ağır su kaybı ve acil durum belirtileri
Aşırı susuzluk
Bebek ve çocuklarda aşırı huysuzluk ve uykulu olma hali; yetişkinlerde ise asabiyet ve kafa karışıklığı gözlemlenir.
Ağız, cilt ve muköz membranlarda kuruluk
Yetersiz terleme
İdrarın az olması veya hiç olmaması, idrar renginin koyu sarı veya turuncu olması
Gözlerde çöküklük
Esnekliğini kaybetmiş buruşmuş ve kuru bir cilt; çimdiklendiğinde cilt eski şeklini almaz ciltte iz kalır.
Bebeklerde çökmüş bıngıldak (baş kısmının tepesindeki yumuşak noktalar)
Düşük kan basıncı
Hızlı kalp atışları
Hızlı soluk alıp verme
Ağlarken yaş akmaması
Ateş
En ciddi durumlarda hezeyan ve bilinç kaybı
Susuz kaldığınızda, kalbiniz beyninize, kaslarınıza ve organlarınıza daha yavaş bir şekilde oksijen gönderir.
Dehidrasyon için Doğal Çözümler ve Önleme:
Gün boyunca daha fazla su içmek, sebze ve meyve alımını arttırmak ve bol miktarda elektrolit aldığınızdan emin olun.
Hindistan cevizi suyu
Kereviz
Karpuz
Kavun
Salatalık
kivi
Biber
Narenciye
Havuçlar
Ananas
9. Duygusal Stres
Yorgunluk psikolojik olabilir mi? Duygusal stres, özellikle endişe bozukluğu ya da uyku ile ilgili bir sorun noktasına geldiğinde, enerji seviyenize büyük bir zarar verebilir.
Amerika Anksiyete ve Depresyon Derneği’ne (AADA) göre, anksiyete bozuklukları ABD’de en yaygın ruhsal hastalıktır ve ABD’de 18 yaş ve üstü (ABD nüfusunun yüzde 18’i) 40 milyon yetişkini etkilemektedir. AADA, “anksiyete bozukluklarının tedavi edilebilir olduğunu, ancak acı çekenlerin yalnızca üçte birinin tedavi aldığını” belirtmektedir.
Duygusal Stres ve / veya Psikolojik Sebepler:
Anksiyete bozukluklarına, aşağıdakileri içeren karmaşık bir dizi risk faktöründen kaynaklanır:
genetik
beyin kimyası
diyet ve yaşam tarzı alışkanlıkları
Aynı zamanda aksiyete olan bir kişinin de bir tür depresyona sahip olması veya bunun tersi de çok yaygındır
zayıf bağırsak sağlığı
Duygusal Stres İçin Doğal Çözümler:
Duygusal stresle mücadele etmek için, yaşam tarzınızı değiştirmeye odaklanmak isteyeceksiniz, ama aynı zamanda:
bol uyku ve egzersiz yapın.
işlenmiş birçok gıdada bulunanlar dahil olmak üzere uyarıcılardan kaçının.
Ayrıca, esansiyel yağları, adaptojen bitkileri kullanmayı ve stresle baş edebilme yeteneğinizi destekleyen magnezyum ve B vitaminleri gibi takviyeleri kullanmayı deneyin.
probiyotikler.
Sorunu daha iyi çözmek için yaşam tarzınızı değiştirmeyi deneyin.
10. Kan Şekeri Dengesizliği
Çoğu insan kan şekeri dengesizliğine kolayca adapte olabilir, ancak bunun sağlık problemleri ve enerji yetersizliği için önemli bir faktör olduğunu bile bilmiyorlar. Zamanla, kan şekerindeki dengesizlikler, ne yazık ki “salgın” haline gelen tip 2 diyabet gibi ciddi hastalıklara yol açabiliyor.
Kan şekeri dengesizliğinin semptomları şunları içerir:
yorgunluk / bitkinlik hissi
yemek isteği
baş ağrısı
huysuzluk
kaygı
Kan Şekeri Dengesizliğinin Nedenleri:
Kötü beslenme (işlenmiş gıdalar, şekerler ve basit karbonhidratlar)
tip I ve II diyabet
pankreatik fonksiyon
parazitler
candida
Kan Şekeri Dengesizliği için Doğal Çözümler:
Kan şekeri seviyesini kontrol altına almak için diyetinizdeki tüm rafine şeker kaynaklarını gerçekten azaltmanız veya hatta tamamen ortadan kaldırmanız gerekir. Bunlar şunları içerir:
Soda, meyve suyu, enerji içecekleri ve şekerli kahve veya çay içecekleri tüm şekerli içecekler. Tüm kurabiyeler, kekler, tahıllar ve şekerleme gibi paketlenmiş atıştırmalıklar. Kan şekeri seviyelerini etkileyebilen ham bal ve akçaağaç şurubu gibi doğal tatlandırıcılar Ayrıca, tahıl ürünlerini, özellikle de buğday ürünleri (“tam buğday” dahil) gibi glüten içeren tahılları kesmeyi veya elimine etmeyi düşünün. Bunlar, tüketimin birkaç dakikasında şeker haline gelen büyük miktarlarda karbonhidrat içerir. Kortizol ve leptin gibi hormonları etkileyen, zayıf ve yorgun hissetmenize neden olan bağırsak iltihabına neden olabilirler. Geleneksel (nonorganik ve pastörize) inek sütü ve süt ürünleri de ortadan kaldırılmalıdır. ineklerin ürettiği ve bakkalda bulunan çoğu süt, yoğurt ve peynirde bulunan A1 kazeini içeren süt ürünlerinden uzak durun. Süt ürünleri alırken, yalnızca otlaktan yetiştirilen hayvanlardan ham ve organik türler satın alın.
11. Kötü Beslenme alışkanlıkları
hormonlar dengesizliklere neden olur anksiyete veya depresyona eğilimli kılan nörotransmitter fonksiyonu uyku döngüleri, yeterince dinlenememek ruh hali hayata bakış açısı motivasyon ve çok daha fazlası
Kötü Beslenme Nasıl Düzeltilir?
B vitaminleri yüksek gıdalar – Doğal beslenen sığır eti, balıklar, organik yumurtalar ve kümes hayvanları ve her çeşit yeşil yapraklı sebzeler gibi Yüksek kalsiyum, magnezyum, selenyum ve çinko içeren gıdalar rahatlamanız için size yardımcı olabilir – bunlar arasında pastörize edilmemiş organik süt ürünleri, avokado, somon, yeşil sebzeler, kabuklu yemişler ve tohumlar bulunur. Omega-3 yağ asitleri de dahil olmak üzere sağlıklı yağlar, balıklar, tohumlar, hindistan cevizi ve zeytinyağı, avokado ve fındık, ruh halinizi dengelemeye yardımcı olabilir, böylece gece boyunca daha iyi uyuyabilirsiniz Aynı zamanda, aşağıdakileri sınırlandırmaya veya engellemeye çalışın.. Yüksek şekerli gıdalar: Çok fazla şeker tüketmeyin İşlenmiş ve rafine edilmiş un: Bu “basit karbonhidratlı” gıdalar vücuttaki şekere çok benzer davranır. Kan şekerinde dalgalanmalara, ruh hali değişimlerine, hormonal değişikliklere ve yemek isteklerine neden olurlar. Aşırı kafein: Anksiyeteye neden olabilir ve öğleden sonra içmeyi bıraksanız bile, iyi uyuyabilmenizi engelleyebilir. Kafein sisteminizde altı saate kadar kalabilir. Çok fazla alkol: Alkol uykuya dalmanıza yardımcı olabilir, ancak aynı zamanda ertesi gün dinlenmiş hissetmek için gereken en derin uyku hali olan REM uykusuna (hızlı göz hareketleri uykusu) da müdahale eder. Aynı zamanda endişeyi artırabilir ve stresi yönetmeyi zorlaştırabilir.
The post Kronik Yorgunluk Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavileri appeared first on DustyLips.com.
Kaynak: https://ift.tt/2LbgBgD
0 notes
Link
Hangi içecekler asitli? Asitli içeceklerin zararları nedir? Gün içerinden nekadar tüketilmeli? Asitli içecek içerken hıçkırık normal mi? Konu ile ilgili merak ettiğiniz tüm açıklamalara yazımızdan ulaşabileceksiniz. Gün içerisinde severek tüketilen asitli içecekler, bir çok uzman tarafından zararlı olduğu konusunda fikir birliğine ulaşılmış ve kabul edilmiş bir gerçeğe dayanmaktadır. Özellikle hamile bayanlar ve küçük çocuklar için kesinlikle tavsiye edilmeyecek içeceklerdendir. Bunun yanı sıra bir çok hastalığı tetiklediği de yapılan araştırmalar sonucunda varılan sonuçlardan birisidir. Ayrıca özellikle bayanlar için kilo aldıran özelliği de hiç azımsanmayacak kadar yüksek. Bayanların korkulu rüyası olan selülitlerin başlıca nedenlerinden olan asitli içeceklerin bunun yanında vücutta daha bir çok etkisi var. Bir anlık serinleme veren masum gibi gözüken asitli içecekler aslında sağlık için büyük tehdit oluşturuyor. Astım Hastalığı Gazlı içeceklerde bulunan sodyum benzoat maddesi, hazır gıda sektöründe koruyucu antimikrobiyal madde olarak kullanılan ve ürünün raf ömrünü uzatan kimyasal bir tuzdur. Bu madde potasyumun kullanabilirliğini düşürür. Araştırmalara göre vücudun sodyum benzoata gösterdiği reaksiyonlar egzama, astım ve kurdeşene neden olabiliyor. Asitli İçeceklerin Dişlere Zararları Gazlı içeceklerde bulunan asit ve şeker, diş minelerini zedeliyor. Oluşan diş çürükleri sinirlere, diş köküne veya dişin alt kısmında bulunan bölgeye ulaştığı zaman, dişözü dokusunun ölümüne sebep olabiliyor. Bu rahatsızlık da, hemen tedavi edilmediği takdirde diş ve diş eti apsesine yol açıyor. Asitli İçeceklerin Kalbe Zararları Gazlı içecekler, yüksek miktarda fruktozlu mısır şurubu içeriyor. Bu madde, aynı zamanda kalp hastalıkları ve diyabete sebep olan metabolik rahatsızlık risklerini yükseltiyor. Böbrek rahatsızlıkları Söz konusu içecekler, uzun vadede böbrek taşına ve diğer böbrek rahatsızlıklarına yol açabilen yüksek miktarda fosforik asit içeriyor. Üreme rahatsızlıkları Gazlı içecek kutuları içeriğinde bol miktarda BPA maddesi bulunduran bir çeşit reçineyle kaplı. Bu madde aynı zamanda plastik şişelerde ve biberonlarda bol miktarda bulunan, iç salgı bezlerine zarar veren kanser yapıcı bir kimyasal. Erken ergenlik ve üretim sistemi rahatsızlıklarına yol açıyor. Aşırı şeker yüklemesi Gazlı içecek tükettikten 20 dakika sonra kandaki şeker oranı yükseliyor ve buna bağlı olarak insülin patlaması gerçekleşiyor. Artan hormon seviyesiyle karaciğer, vücutta bulunan şekeri hızlı bir şekilde yağa dönüştürüyor. 40 dakika sonra kafein hazmı tamamlanıyor. Gözbebekleri büyümeye başlıyor, kan basıncı yükseliyor ve buna bağlı olarak karaciğer, dolaşım sistemine daha fazla şeker pompalıyor. Beyinde bulunan adenozin alıcıları tıkanıyor ve vücuttaki rehavet hali ortadan kalkıyor. Gazlı içecek tükettikten 45 dakika sonra vücut dopamin üretimini artırıyor. Bu kimyasaldaki artış, beyinde bulunan ve zevk duygusunu üreten sinir ağını uyarıyor. Osteoporoz Gazlı içecekler fosforik asit ve yüksek oranda fosfat içeriyor. Bu maddeler, uzun vadede osteoporoz riskini yükseltir ve kemik kırılmalarına yol açıyor. Fosfor idrarla dışarı atıldığı zaman, kemikleri onaran ve vücudun geri kalanı için önem arz eden kalsiyum maddesini de kendisiyle birlikte götürüyor. Obezite Gazlı içecek tüketimi ve vücut ağırlığı arasındaki ilişkinin çok yüksek olduğu biliniyor. Yapılan araştırmalara göre tüketilen her gazlı içecek, obezite olma riskini 1.6 kere artırıyor. Kalp damar rahatsızlıklarının yüzde 70’i obeziteye bağlı. Meme ve bağırsak kanseri tanısı konan hastaların yüzde 42’si obeziteden şikayetçi. Safra kesesi ameliyatlarının yüzde 30’u obeziteden kaynaklanıyor. Diyabet Daha fazla gazlı içecek tüketen kimselerin tip 2 diyabete yakalanma riski yüzde 80 daha yüksek. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
Text
Sağlığı Etkileyen Susuzluk Kaynaklı 13 Sorun
Su, gezegenimizin canlı oluşumu ve ekosistemi için zamanın başından beri en belirleyici element olmuştur. Bu bağlamda dünyanın damarlarından akan sudur demek, inanın ki abartı olmayacaktır. Coğrafi şekillerin oluşumundan tutun da iklimlere kadar dünyamızın her zerresinde suyun etkisi bulunmaktadır.
Canlılar da hayatta kalmak için yeteri kadar su içmeye mecburdurlar. Bunun sebebi ise tıpkı dünya gibi bizlerin de sudan oluşuyor olması. Bu size ilk duyuşta komik gelebilir. Ancak uzmanlar vücudumuzdaki suyun 2/3’ünün hücrelerimizin içinde bulunduğunu söylüyor. Bununla da kalmayıp damarlarımızda, vücut boşluklarının içinde, sindirim sistemimizde ve dokular arasında da su bulunuyor. Bu bilgiler ışığında suyun bizim için taşıdığı değer net olarak anlaşılıyor.
İnsan vücudu belirli bir süre dehidrasyon yaşadığında susuzluk hissi ve devamında susuzluk belirtileri oluşur. Vücutta susuzluk belirtileri farklılık gösterebilir.
Susuzluk kaynaklı sorunları yazımızın devamında anlatacağız ama gelin bu susuzluk konusundan önce su hakkında dikkat edilmesi gereken noktalara değinelim.
Su Kalitesi Önemlidir
Her su içilebilir su değildir. Su kirliliği, kimyasal, fiziksel ve bakteri kaynaklı gibi çeşitli faktörlerle oluşur. Bu faktörler suyu insan sağlığına zararlı hale getirir. Öte yandan zararlı su deyince akla yalnızca atık su gelmesi yanlış olur. Bunun sebebi ise damacana su, şişelenmiş su ve musluk suyunun da sağlığa zararlı olabileceğidir.
Kısaca bahsetmek gerekirse damacana su üretiminde kullanılan Bisphenol-A dır (BPA) bileşiğinin, özellikle yüksek sıcaklıklarda bakteri ürettiği ve kanserojen etkiye sahip olduğu bilinmektedir.
Pet şişelerdeki sular ise kısa sürede tüketilmezse bakteri oluşumuna sebep olur. Ayrıca damacananın hammaddesi olan BPA pet şişelerde de bulunuyor. Bu madde diyabet hastalıkları ve kalp hastalıkları gibi birçok sağlık riskini beraberinde getiriyor. En önemli artısı hafifliği olmakla beraber, pet şişe zararları gerçekten taşıma kolaylığına değiyor mu diye düşündürüyor.
Musluk suyuna gelecek olursak, su borularının kirliliği ve eskiliği başlı başına suyun içme suyu özelliğini kaybetmesine sebep oluyor.
Peki en sağlıklı su hangisi? Tüm bu saydıklarımız göz önünde bulundurursak, geriye su arıtma cihazı seçeneği kalıyor. Su arıtma cihazları musluğunuzdan akan sudaki zararlı maddeleri ve bileşenleri filtreleme yöntemiyle arıtarak kaliteli su sunuyor. MIATO cam tanklı akıllı su arıtma cihazı ise sıradan su arıtma cihazlarına kıyasla daha etkili filtreleme ve ters osmoz sistemi ile en ideal su tanımını karşılamakta.
Neden Su içmeliyiz?
Günlük koşuşturma arasında kimi zaman yeteri kadar su içmeyi ihmal ettiğimiz oluyordur. Hatta bazen başka gıdalar veya içeceklerle su ihtiyacımızı kapatmaya çalışıyoruz. Ancak insan vücudunun yüzde 60’ının sudan oluştuğunu düşünürsek vücudumuzu susuz bırakmanın ne kadar sağlıksız olduğunu anlayabiliriz. Gün içerisinde vücudumuz pek çok şekilde su kaybeder. Bunların arasında başlıca idrar ve ter vardır. Vücudun sağlıklı ve dengeli bir şekilde tüm fonksiyonlarını yerine getirmesi için kaybedilen suyu alması gerekir. Yeteri kadar su tükettiğimizde daha sağlıklı ve zinde olduğumuzu hissederiz.
Nasıl mı? Hergün en az 2 litre su içmenin faydaları saymakla bitmez.
Su içmek kilo vermeye ve kiloyu dengede tutmaya yardımcı olur.
Su tüketmek baş ağrılarının hafiflemesini sağlar.
Su içmek vücudumuzu toksinlerden arındırır.
Zihinsel performansı destekler
Su içmek ağız kokusunu önler.
Suyun faydalarını bilmenize rağmen “Ben o kadar su içemem. Tadı bir süre sonra bayıyor” diyorsanız, çeşit çeşit lezzetli ve sağlıklı detoks suyu hazırlayarak hem yağlarınızdan kurtulabilir, hem toksinlerinizden arınabilir, hem de su ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Bizden söylemesi!
Yetişkin Bir Bireyin Günlük Su İhtiyacı Ne Kadar?
Düşünülenin aksine meşrubatlar ve şekerli içecekler günlük su ihtiyacı karşılanmasında etkili olmayacağı gibi şeker ve kafein alımına yol açacağından vücuttaki su miktarını da azaltır. Dolayısıyla bu tarz içeceklerle susuzluğumuzu geçiştirmektense yanımızda ve hatta gözümüzün önünde bir bardak su bulundurmalıyız.
Günde kaç litre su içmeliyiz? sorusuna gelecek olursak su ihtiyacı mevsime, yaşam koşullarına ve günlük aktivitelere göre değişiklik göstermektedir. Aynı zamanda kiloya göre su ihtiyacı da değişir. Ancak uzmanlar yetişkin bir bireyin günde en az 2 litre su içmesi gerektiğini öne sürüyor. Peki neden günde en az 2 litre su içmeliyiz? Organlarımızın düzgün ve sağlıklı bir şekilde çalışmayı sürdürebilmesi için vücudumuzun gün boyunca farklı yollarla attığı suyu geri alması gerekmektedir. Eğer yeteri kadar su içmezsek ne olur?
Susuzluk Kaynaklı Sorunlar
Dehidrasyon, yani vücutta su kaybı susuzluk belirtileriyle baş gösterir. Peki vücudun susuz kalması nelere yol açar? Susuzluk vücudumuzda birçok sağlık sorununa sebep olur. Bu sorunları düşününce aklımıza ilk olarak, susuzluk baş ağrısı yapar mı, susuzluk böbrek ağrısı yapar mı gibi sorular gelir. Fakat susuzluk bu problemlere ve çok daha fazlasına yol açabilir.
Nedir bu aşırı susuzluk kaynaklı sorunlar?
1. Yorgunluk
Uzun süre susuz kaldığımızda organlarımız fonksiyonlarını gerektiği şekilde yerine getiremeyeceği için şiddetli bir yorgunluk hissederiz. Vücudumuzun sudan oluştuğunu belirtmiştik. Vücuttaki bu suyun yüzde 2’sini kaybettiğimizde yorgunluk hissi baş gösterir.
2. Erken Yaşlanma
Vücudumuzu kaplayan deri de suya ihtiyaç duyar. Dolayısıyla dehidrasyon erken yaşlanmaya ve kırışıklık oluşumuna neden olabilmektedir.
3. Aşırı Kilo ve Obezite
Aldığımız gıdaları yakmamıza yardımcı olan önemli maddelerden biri de sudur. Susuzluk toksinleri atmamıza ve yağ yakımına engel teşkil ettiği için bir anlamda aşırı kilo ve obeziteye sebep olabilir.
4. Böbrek Hastalıkları
Susuzluk böbrek ağrısı yapar mı? Böbreklerin susuz kalması sağlığımız açısından oldukça zararlıdır. Böbreklerimiz vücudumuza aldığımız suyu filtreleme görevi ile fazla ve atık suyu idrar yoluyla dışarı atmamızı sağlar. Aşırı susuzluk başta böbrek ağrısı olmak üzere, böbrek hastalıklarına da sebebiyet verebilir.
5. Baş Ağrısı ve Konsantrasyon Bozukluğu
Susuzluk baş ağrısı yapar mı? Beynimizin de büyük bir kısmını su oluşturur. Bu nedenle susuzluk beyinde geçici olarak büzülme veya küçülme yaşatır. Bu büzülme sonucunda beyin kafatasından uzaklaştığı için başımız ağrımaya başlar. Beynimiz bu süreçte düzgün bir şekilde çalışamayacağı için de konsantrasyon bozukluğu ortaya çıkar. Ancak sıvı kaybını geçirdiğimizde beyin tekrar normale döner ve su miktarı dengelenir.
6. Ağız Kuruluğu
Ağız kuruluğu neden olur? Susuzluk belirtilerinden biri olan ağız kuruluğu, sürekli su içme ihtiyacı, gözlerde kaşıntı ve kuruluk gibi sorunları da beraberinde getirir. Böbreklerin yeterli su alamaması, tükürük bezi iltihaplanması gibi sebepleri de olabilecek ağız kuruluğu ciddiye alınması gereken bir problemdir.
7. Unutkanlık
Yetersiz miktarda su tüketmek geçici unutkanlık sebebi olabilir. Beynimizin %78-80’inin sudan oluştuğunu düşünürsek bu susuzluk kaynaklı sağlık problemi hiç de şaşırtıcı gelmeyecektir.
8. Kabızlık
Gün boyu midemiz ve bağırsaklarımız tükettiğimiz sıvı gıdalar sayesinde salgı üretir ve bu sayede kusursuz çalışırlar. Ancak az su tüketmek bağırsakların fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirmesine engel olur ve dolayısıyla kabızlık durumu ile karşılaşılabilir.
9.Sindirim Sistemi Bozuklukları
Vücuda alınan su ve alkali minerallerin miktarı yetersiz olduğunda ülser ve reflü gibi ciddi sindirim sistemi bozuklukları ortaya çıkabilir.
10. İdrar Yolu Enfeksiyonu
Vücudumuzda belirli oranda mikroplar bulunur. Ancak bol sıvı alımı ile sık sık idrar yapıldığında bu mikroplar idrar yoluna yerleşemez ve vücuttan atılırlar. Susuzluk ise az idrar yapımına ve dolayısıyla mikropların oraya yerleşerek idrar yolu enfeksiyonuna zemin hazırlamasına sebep olur.
11. Saçta Kepeklenme ve Dökülme
Saçlarınız kepekleniyor mu? Bunun sebebi susuzluk olabilir. Az su tüketimi, saç derisinin kurumasına ve sonucunda da kepeklenmeye yol açabilir.
12. Cilt Hastalıkları
Suyun yararları arasında vücudumuzdaki toksinleri terleme ve idrar yoluyla dışarı atma da vardır. Ancak susuzluk vücuttan toksin atılmasının önüne geçer ve cilt hastalıklarına davetiye çıkarır.
13. Sinir
Huysuzluğunuzun sebebi susuzluk olabilir. Yapılan araştırmalar dehidrasyonun ruh halini de olumsuz etkilediğini gösteriyor. Yeteri kadar su içmeyi ve gülümsemeyi ihmal etmeyin.
Aşırı susuzluk sorunları gibi kalitesiz su da sağlık problemlerine yol açar. Vücudumuz bizim tek yaşam kökümüz ve yediği yok. Bunun yüzden yaşam köklerimizi sağlıkla korumak için içtiğimiz su miktarı ve kalitesine özen göstermeliyiz.
Sizin ve sevdiklerinizin sağlığı için bol ve iyi su içmelisiniz. MIATO olarak cam tanklı akıllı su arıtma cihazımız ile sağlığınızı en az sizin kadar önemsiyor ve içme suyunuzun en sağlıklı su olması için size sıradan su arıtma cihazlarından daha gelişmiş ve sağlıklı bir çözüm sunuyoruz.
14 Aralık 2020#sutüketimi #su #suarıtmacihazı #içmesuyu #sağlıklısu
0 notes
Text
Merakınızı Gideriyoruz: Su Arıtma Sistemleri Ne Kadar Sağlıklı?
Su arıtma sistemleri ne kadar sağlıklı? Sorusu son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkıyor. Elbette her birey hayat kalitesini yükseltmek adına gündelik yaşamın vazgeçilmezi olan şeylerin en sağlıklısını tüketmeye çalışıyor ve sağlığını korumak için elinden geleni yapıyor.
Bu kimi zaman marketten satın alınan gıdaların içeriğine dikkat ederek, kimi zamansa ruh sağlığını kötü yönde etkileyen faktörlerden uzaklaşarak oluyor. Fakat çoğu zaman yaşamımızın en vazgeçilmez parçası olan şeyi unutuyoruz; su.
Sağlığımızı etkileyen başlıca unsurlardan bir tanesi su. İçtiğimiz suyun kalitesinin düşük veya sağlıksız olması vücudumuzda birçok sağlık problemine yol açabilir. Ancak musluk suyu, damacana suyu ve arıtılmış su gibi çok fazla içme suyu seçeneği oluşu dolayısıyla en sağlıklı su hangisi diye düşünmek kafanızı karıştırabilir.
Bu seçenekler arasından günümüzde oldukça revaçta olan arıtılmış su, özellikle merak edilenler arasında. Kaliteli içme suyu üreten MIATO olarak sizlere bu yazımızda içme suyu seçeneklerini tek tek inceleyerek su arıtma sistemleri ne kadar sağlıklı anlatmaya çalışacağız.
Hepsinden önce musluk suyu ile başlayacak olursak musluklarınızdan akan şebeke suları direkt içme suyu olarak tüketilmeye uygun değildir. Neden mi?
Musluk Suyunun Zararları
Şebeke suyu, musluğunuza gelene kadar uzun bir yolculuktan geçer. Bu yolculukta öncelikle yağışlar ve yüzey sularıyla birikerek baraj ve havzalarda toplanan su, geçtiği aşamalarda sağlıksız birçok etmeni de beraberinde getirir. Yüzeyden bulaşan mikrop, parazit, virüs, ağır metaller ve zararlı maddeler toplanan su içerisinde bulunur.
Bu zararlı maddelerden kurtulmak için su, dezenfekte filtreleme ve klorlama gibi yoğun işlemlerden geçirilir. Bu işlem sonrasında su, borular aracılığıyla binalara ulaşır.
“Eğer dezenfekte ediliyorsa niye sağlıksız olsun veya musluk suyu içmek neden zararlıdır?” Diye soracak olursanız, bunun sebeplerini şu şekilde sıralamak mümkün:
Baraj ve havzalarda toplanan suyu dezenfekte etmek için kullanılan klor, sağlığımızı olumsuz etkileyen bir kimyasaldır.
Klor, musluk suyunun tadının, kokusunun kötü olmasına yol açar.
Şebeke suyunu çeşmelerimize taşıyan borular çoğunlukla eski kirli ve paslıdır. Bu da suyunuzun tüm bu istenmeyen unsurları barındırması ve doğal olarak sağlıksız olması demektir.
Musluk suyunun taşındığı borular, mikrop, parazit, virüs ve benzeri doğrudan sağlığımızı tehdit edecek yabancı mikroorganizmalar da içerebilir.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, musluk suyu sağlığımızı kötü yönde etkiler diyebiliriz. Dolayısıyla sağlıklı içme suyu seçenekleri arasından bu seçeneği eleyerek diğer seçenekleri incelemeye devam edelim.
Sanıldığı Kadar Masum Değil: Damacananın Zararları
Damacana su, musluk suyuna alternatif olarak çoğu iş yerinde ve evlerde kullanılıyor. Aslına bakarsanız damacananın bu kadar çok kullanılması pek de sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor. Aksine damacana sularını sağlıksız yapan pek çok neden var. Bu nedenlerden bazılarını şu şekilde sıralamak mümkün:
Damacanın içerdiği BPA maddesi sağlığı olumsuz etkiler.
İçerisine karışmış olabilecek kimyasal maddeler bulunabilir.
Dolum yapılan yerdeki sağlıksız koşullar su kalitesini etkileyebilir.
Isı ile birleştiğinde kanserojen etki yaratabilir.
Aynı damacana depozitolu kullanım ile tekrar tekrar kullanılabilir.
Tekrar kullanımından önce yapılan yıkama işlemi sırasındaki yüksek ısı, BPA maddesini tetikleyebilir.
Damacananın zararları arasında en çok dikkat çeken sanıyoruz ki içerisindeki BPA maddesi. İyi ama bu BPA maddesi nedir? Diye soracak olursanız şu şekilde cevap verebiliriz:
Damacanalarda Bulunan BPA Maddesi Nedir?
Bisfenol-A (BPA) damacanaların yapıldığı plastiğin, daha doğrusu polikarbonun içerisinde bulunan bir maddedir. Bu madde genellikle meyve suyu kutuları, konserve kutuları ve polikarbon plastik ambalajlarda kullanılır.
BPA kullanılan maddelerin tekrar tekrar geri dönüşümü de sağlanabildiği için pet şişe ve damacanalarda tercih edilir. Bisfenol-A içerisindeki maddeye geçme eğilimindedir. Bu eğilim, ısı yükseldikçe daha da artış gösterir.
Endokrin bozucu olduğu bilinen BPA bileşiği, östrojen hormonunu taklit ederek hormon bozukluklarına neden olabilir ve fazla miktarda alımı kanserojen etki gösterebilir.
Bilindiği üzere damacana şişeler, su tedarikçisi tarafından ortalama 50 defa kullanılabilir. Yani damacanalar bizlere ulaşmadan ortalama 50 defa aynı sterilize işleminden geçebiliyor. Bu yıkama ve sterilize işleminde kullanılan kimyasal ve ısı, damacananın hammaddesi olan BPA’nın zararlı etkilerini artırıyor.
Bütün bu nedenler düşünüldüğünde, damacana suyu seçeneğini de sağlıklı su kategorisinden eliyoruz. Ancak bir seçeneğimiz daha var; arıtılmış su.
Arıtılmış Su Sistemleri Ne Kadar Sağlıklı
Musluk suyunun zararları ve damacana suyunun zararları hakkında bilgi edindik. Aslına bakarsanız günümüzde çoğu insan, musluk ve damacana suyunun zararlarının farkında. Bu sebepten, arıtılmış su sistemlerinin popülerliği de artmış bulunmakta.
Yine de vücudumuzun sağlığı söz konusu olduğunda akıllarda arıtılmış su sistemleri ne kadar sağlıklı? Gibi sorular beliriyor. Bu sorularınızı şu şekilde yanıtlayabiliriz:
Su arıtma cihazları içerdikleri filtreler sayesinde şebeke borularından gelen kirli suyu arıtarak içerisindeki zararlı organizmaları, mikropları, kiri ve diğer zararlı bileşenleri sudan ayrıştırır.
Ters osmoz sistemine sahip su arıtma cihazları, yarı geçirgen bir zar yardımıyla sudaki atık maddeleri ve fazla suyu arındırarak en ideal içme suyunu sunar.
Ters ozmoz sistemi hakkında detaylı bilgi edinmek için Ters Osmoz Nedir, Su Arıtma Sistemleri İçin Neden Önemlidir? Başlıklı içeriğimize göz atabilirsiniz.
Cam tanklı bir su arıtma cihazı, sentetik damacanaların hammaddesi olan BPA bileşiğini de içermediği için suyunuzu güvenle tüketebilirsiniz.
Neden Ters Osmoz Sistemine Sahip Bir Su Arıtma Cihazı Tercih Etmelisiniz?
Su arıtma sistemleri ne kadar sağlıklı? Sorusuna MIATO akıllı su arıtma cihazlarında da kullanılan ters osmoz sisteminin sağlığa faydaları ile cevap verebiliriz. Ters osmoz sistemi günümüzde su arıtmada kullanılan en etkili yöntemlerdendir.
Bu sistem sudaki bakteri ve zararlı mikroorganizmaları arındırarak suyun en sağlıklı halini sunar. Bu da bağışıklık sistemi zayıf olanlar ve sağlığını korumak isteyenler için büyük bir avantajdır.
Musluk suyunda bulunan zararlı mikroorganizmalar yalnızca zayıf bağışıklık sistemine sahip bireyler için tehlikeli değildir. Tüketen her birey, musluk suyunda bulunabilecek parazitlere karşı risk altındadır ve bu parazitler ishal, ateş, karın ağrısı gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Son olarak, ters osmoz sistemi sudaki sodyumu da arındırır. Gün boyunca tüketilen besinlerde hali hazırda fazlasıyla sodyum bulunmaktadır. Dolayısıyla daha fazlasını suda almak sağlıksız olacaktır. Vücuda sodyum alımını azaltmak yüksek tansiyon, böbrek ve karaciğer rahatsızlıkları riskini azaltır.
Su arıtma sistemleri ne kadar sağlıklı? Sorusuna eviniz için en ideal su arıtma cihazı, diğer içme suyu seçeneklerinden çok daha fazla sağlıklı diye cevap vermek mümkün.
MIATO cam tanklı akıllı su arıtma cihazı ters osmoz sistemi ile sırandan su arıtma cihazlarına göre yaklaşık %30 oranında daha az atık su üreterek, plastik olmayan cam tankı sayesinde sizler ve sevdikleriniz için en sağlıklı içme suyunu sunar.
Üstelik cam tankı dilediğiniz zaman çıkarıp temizleyip tekrar yerine takabilirsiniz böylece damacana ve musluk suyu gibi bakteri oluşumuna da mahal vermemiş olursunuz.
14 Aralık 2020#sutüketimi #su #suarıtmacihazı #içmesuyu #sağlıklısuhttps://www.miato.com.tr/wp-content/uploads/2020/10/su-aritma-sistemi-ne-kadar-saglikli-1280x400.jpg
0 notes
Text
Sağlığı Etkileyen Susuzluk Kaynaklı 13 Sorun
New Post has been published on https://www.miato.com.tr/susuzluk/
Sağlığı Etkileyen Susuzluk Kaynaklı 13 Sorun
Su, gezegenimizin canlı oluşumu ve ekosistemi için zamanın başından beri en belirleyici element olmuştur. Bu bağlamda dünyanın damarlarından akan sudur demek, inanın ki abartı olmayacaktır. Coğrafi şekillerin oluşumundan tutun da iklimlere kadar dünyamızın her zerresinde suyun etkisi bulunmaktadır.
Canlılar da hayatta kalmak için yeteri kadar su içmeye mecburdurlar. Bunun sebebi ise tıpkı dünya gibi bizlerin de sudan oluşuyor olması. Bu size ilk duyuşta komik gelebilir. Ancak uzmanlar vücudumuzdaki suyun 2/3’ünün hücrelerimizin içinde bulunduğunu söylüyor. Bununla da kalmayıp damarlarımızda, vücut boşluklarının içinde, sindirim sistemimizde ve dokular arasında da su bulunuyor. Bu bilgiler ışığında suyun bizim için taşıdığı değer net olarak anlaşılıyor.
İnsan vücudu belirli bir süre dehidrasyon yaşadığında susuzluk hissi ve devamında susuzluk belirtileri oluşur. Vücutta susuzluk belirtileri farklılık gösterebilir.
Susuzluk kaynaklı sorunları yazımızın devamında anlatacağız ama gelin bu susuzluk konusundan önce su hakkında dikkat edilmesi gereken noktalara değinelim.
Su Kalitesi Önemlidir
Her su içilebilir su değildir. Su kirliliği, kimyasal, fiziksel ve bakteri kaynaklı gibi çeşitli faktörlerle oluşur. Bu faktörler suyu insan sağlığına zararlı hale getirir. Öte yandan zararlı su deyince akla yalnızca atık su gelmesi yanlış olur. Bunun sebebi ise damacana su, şişelenmiş su ve musluk suyunun da sağlığa zararlı olabileceğidir.
Kısaca bahsetmek gerekirse damacana su üretiminde kullanılan Bisphenol-A dır (BPA) bileşiğinin, özellikle yüksek sıcaklıklarda bakteri ürettiği ve kanserojen etkiye sahip olduğu bilinmektedir.
Pet şişelerdeki sular ise kısa sürede tüketilmezse bakteri oluşumuna sebep olur. Ayrıca damacananın hammaddesi olan BPA pet şişelerde de bulunuyor. Bu madde diyabet hastalıkları ve kalp hastalıkları gibi birçok sağlık riskini beraberinde getiriyor. En önemli artısı hafifliği olmakla beraber, pet şişe zararları gerçekten taşıma kolaylığına değiyor mu diye düşündürüyor.
Musluk suyuna gelecek olursak, su borularının kirliliği ve eskiliği başlı başına suyun içme suyu özelliğini kaybetmesine sebep oluyor.
Peki en sağlıklı su hangisi? Tüm bu saydıklarımız göz önünde bulundurursak, geriye su arıtma cihazı seçeneği kalıyor. Su arıtma cihazları musluğunuzdan akan sudaki zararlı maddeleri ve bileşenleri filtreleme yöntemiyle arıtarak kaliteli su sunuyor. MIATO cam tanklı akıllı su arıtma cihazı ise sıradan su arıtma cihazlarına kıyasla daha etkili filtreleme ve ters osmoz sistemi ile en ideal su tanımını karşılamakta.
Neden Su içmeliyiz?
Günlük koşuşturma arasında kimi zaman yeteri kadar su içmeyi ihmal ettiğimiz oluyordur. Hatta bazen başka gıdalar veya içeceklerle su ihtiyacımızı kapatmaya çalışıyoruz. Ancak insan vücudunun yüzde 60’ının sudan oluştuğunu düşünürsek vücudumuzu susuz bırakmanın ne kadar sağlıksız olduğunu anlayabiliriz. Gün içerisinde vücudumuz pek çok şekilde su kaybeder. Bunların arasında başlıca idrar ve ter vardır. Vücudun sağlıklı ve dengeli bir şekilde tüm fonksiyonlarını yerine getirmesi için kaybedilen suyu alması gerekir. Yeteri kadar su tükettiğimizde daha sağlıklı ve zinde olduğumuzu hissederiz.
Nasıl mı? Hergün en az 2 litre su içmenin faydaları saymakla bitmez.
Su içmek kilo vermeye ve kiloyu dengede tutmaya yardımcı olur.
Su tüketmek baş ağrılarının hafiflemesini sağlar.
Su içmek vücudumuzu toksinlerden arındırır.
Zihinsel performansı destekler
Su içmek ağız kokusunu önler.
Suyun faydalarını bilmenize rağmen “Ben o kadar su içemem. Tadı bir süre sonra bayıyor” diyorsanız, çeşit çeşit lezzetli ve sağlıklı detoks suyu hazırlayarak hem yağlarınızdan kurtulabilir, hem toksinlerinizden arınabilir, hem de su ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Bizden söylemesi!
Yetişkin Bir Bireyin Günlük Su İhtiyacı Ne Kadar?
Düşünülenin aksine meşrubatlar ve şekerli içecekler günlük su ihtiyacı karşılanmasında etkili olmayacağı gibi şeker ve kafein alımına yol açacağından vücuttaki su miktarını da azaltır. Dolayısıyla bu tarz içeceklerle susuzluğumuzu geçiştirmektense yanımızda ve hatta gözümüzün önünde bir bardak su bulundurmalıyız.
Günde kaç litre su içmeliyiz? sorusuna gelecek olursak su ihtiyacı mevsime, yaşam koşullarına ve günlük aktivitelere göre değişiklik göstermektedir. Aynı zamanda kiloya göre su ihtiyacı da değişir. Ancak uzmanlar yetişkin bir bireyin günde en az 2 litre su içmesi gerektiğini öne sürüyor. Peki neden günde en az 2 litre su içmeliyiz? Organlarımızın düzgün ve sağlıklı bir şekilde çalışmayı sürdürebilmesi için vücudumuzun gün boyunca farklı yollarla attığı suyu geri alması gerekmektedir. Eğer yeteri kadar su içmezsek ne olur?
Susuzluk Kaynaklı Sorunlar
Dehidrasyon, yani vücutta su kaybı susuzluk belirtileriyle baş gösterir. Peki vücudun susuz kalması nelere yol açar? Susuzluk vücudumuzda birçok sağlık sorununa sebep olur. Bu sorunları düşününce aklımıza ilk olarak, susuzluk baş ağrısı yapar mı, susuzluk böbrek ağrısı yapar mı gibi sorular gelir. Fakat susuzluk bu problemlere ve çok daha fazlasına yol açabilir.
Nedir bu aşırı susuzluk kaynaklı sorunlar?
1. Yorgunluk
Uzun süre susuz kaldığımızda organlarımız fonksiyonlarını gerektiği şekilde yerine getiremeyeceği için şiddetli bir yorgunluk hissederiz. Vücudumuzun sudan oluştuğunu belirtmiştik. Vücuttaki bu suyun yüzde 2’sini kaybettiğimizde yorgunluk hissi baş gösterir.
2. Erken Yaşlanma
Vücudumuzu kaplayan deri de suya ihtiyaç duyar. Dolayısıyla dehidrasyon erken yaşlanmaya ve kırışıklık oluşumuna neden olabilmektedir.
3. Aşırı Kilo ve Obezite
Aldığımız gıdaları yakmamıza yardımcı olan önemli maddelerden biri de sudur. Susuzluk toksinleri atmamıza ve yağ yakımına engel teşkil ettiği için bir anlamda aşırı kilo ve obeziteye sebep olabilir.
4. Böbrek Hastalıkları
Susuzluk böbrek ağrısı yapar mı? Böbreklerin susuz kalması sağlığımız açısından oldukça zararlıdır. Böbreklerimiz vücudumuza aldığımız suyu filtreleme görevi ile fazla ve atık suyu idrar yoluyla dışarı atmamızı sağlar. Aşırı susuzluk başta böbrek ağrısı olmak üzere, böbrek hastalıklarına da sebebiyet verebilir.
5. Baş Ağrısı ve Konsantrasyon Bozukluğu
Susuzluk baş ağrısı yapar mı? Beynimizin de büyük bir kısmını su oluşturur. Bu nedenle susuzluk beyinde geçici olarak büzülme veya küçülme yaşatır. Bu büzülme sonucunda beyin kafatasından uzaklaştığı için başımız ağrımaya başlar. Beynimiz bu süreçte düzgün bir şekilde çalışamayacağı için de konsantrasyon bozukluğu ortaya çıkar. Ancak sıvı kaybını geçirdiğimizde beyin tekrar normale döner ve su miktarı dengelenir.
6. Ağız Kuruluğu
Ağız kuruluğu neden olur? Susuzluk belirtilerinden biri olan ağız kuruluğu, sürekli su içme ihtiyacı, gözlerde kaşıntı ve kuruluk gibi sorunları da beraberinde getirir. Böbreklerin yeterli su alamaması, tükürük bezi iltihaplanması gibi sebepleri de olabilecek ağız kuruluğu ciddiye alınması gereken bir problemdir.
7. Unutkanlık
Yetersiz miktarda su tüketmek geçici unutkanlık sebebi olabilir. Beynimizin %78-80’inin sudan oluştuğunu düşünürsek bu susuzluk kaynaklı sağlık problemi hiç de şaşırtıcı gelmeyecektir.
8. Kabızlık
Gün boyu midemiz ve bağırsaklarımız tükettiğimiz sıvı gıdalar sayesinde salgı üretir ve bu sayede kusursuz çalışırlar. Ancak az su tüketmek bağırsakların fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirmesine engel olur ve dolayısıyla kabızlık durumu ile karşılaşılabilir.
9.Sindirim Sistemi Bozuklukları
Vücuda alınan su ve alkali minerallerin miktarı yetersiz olduğunda ülser ve reflü gibi ciddi sindirim sistemi bozuklukları ortaya çıkabilir.
10. İdrar Yolu Enfeksiyonu
Vücudumuzda belirli oranda mikroplar bulunur. Ancak bol sıvı alımı ile sık sık idrar yapıldığında bu mikroplar idrar yoluna yerleşemez ve vücuttan atılırlar. Susuzluk ise az idrar yapımına ve dolayısıyla mikropların oraya yerleşerek idrar yolu enfeksiyonuna zemin hazırlamasına sebep olur.
11. Saçta Kepeklenme ve Dökülme
Saçlarınız kepekleniyor mu? Bunun sebebi susuzluk olabilir. Az su tüketimi, saç derisinin kurumasına ve sonucunda da kepeklenmeye yol açabilir.
12. Cilt Hastalıkları
Suyun yararları arasında vücudumuzdaki toksinleri terleme ve idrar yoluyla dışarı atma da vardır. Ancak susuzluk vücuttan toksin atılmasının önüne geçer ve cilt hastalıklarına davetiye çıkarır.
13. Sinir
Huysuzluğunuzun sebebi susuzluk olabilir. Yapılan araştırmalar dehidrasyonun ruh halini de olumsuz etkilediğini gösteriyor. Yeteri kadar su içmeyi ve gülümsemeyi ihmal etmeyin.
Aşırı susuzluk sorunları gibi kalitesiz su da sağlık problemlerine yol açar. Vücudumuz bizim tek yaşam kökümüz ve yediği yok. Bunun yüzden yaşam köklerimizi sağlıkla korumak için içtiğimiz su miktarı ve kalitesine özen göstermeliyiz.
Sizin ve sevdiklerinizin sağlığı için bol ve iyi su içmelisiniz. MIATO olarak cam tanklı akıllı su arıtma cihazımız ile sağlığınızı en az sizin kadar önemsiyor ve içme suyunuzun en sağlıklı su olması için size sıradan su arıtma cihazlarından daha gelişmiş ve sağlıklı bir çözüm sunuyoruz.
0 notes
Text
Bisphenol A (BPA) Nedir?
Bisphenol A (BPA) Nedir?
Bisphenol A; iki fenol ve polikarbonat moleküllerinin birleşmesiyle elde edilen bir tür organik bileşiktir. Bisphenol A, en bilinen ismiyle BPA sert plastiklerin içinde bulunan kimyasal bir bileşendir ve gıda ve içecek ambalajlarında bulunur. İnsan vücudunda östrojen ve diğer hormonlara benzer yapıdadır.
BPA birçok ürünün yapımında kullanılmaktadır ki bunlar; su şişelerinde, biberonlarda, diş…
View On WordPress
0 notes