#Avrupa pazarı
Explore tagged Tumblr posts
Text
Çinli Otomobil Markalarının Avrupa Pazarında Karşılaştığı Zorluklar
Çinli Otomobil Markalarının Avrupa Pazarındaki Mücadelesi Uygun fiyatlı elektrikli ve şarj edilebilir hibrit otomobillerle Avrupa’daki yerel markalar için büyük bir tehdit olarak görülen Çinli otomobil markalarının, Avrupa pazarını ele geçirmesini önlemek amacıyla Avrupa Birliği önemli bir adım atmıştır. Bu bağlamda, Çin hükümetinin yerli markalara sağladığı sübvansiyonlar sebebiyle, %45’e kadar…
#Çinli otomobil markaları#Avrupa pazarı#BYD#Changan Automobile#Chery#Dongfeng Motor#elektrikli otomobiller#gümrük vergileri#sübvansiyonlar#Yatırım
0 notes
Text
Türkiye'nin elektrikli otomobili TOGG, Avrupa yollarına hazırlanıyor
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın aç��klamalarına göre, ön siparişleri şimdiden 20 bin adede ulaşan ve yıl sonuna kadar kullanıcılarına teslim edilmesi planlanan TOGG, 2025 yılında Avrupa yollarında boy gösterecek. Türkiye’nin otomobil sektöründeki yeşil dönüşüm hamlesinin en önemli simgelerinden biri olan TOGG, tamamen elektrikli yapısıyla çevre dostu bir geleceğin kapılarını…
View On WordPress
#Avrupa pazarı giriş#Elektrikli otomobil ihracatı#Karbon nötr vizyonu#Mehmet Fatih Kacır#Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı#sürdürülebilir ulaşım#TOGG#Türkiye Ekonomisi#Yeşil teknoloji yatırımları
0 notes
Text
Almanya'da Tren Biletiyle Kaç Ülkeyi Gezebilirsiniz?
Almanya, Avrupa'nın merkezinde yer alan bir ülke olmasıyla birlikte, çeşitli tren hatlarıyla zengin bir ulaşım ağına sahiptir. Bu nedenle Almanya'da tren biletiyle seyahat etmek, farklı ülkeleri keşfetmek isteyen gezginler için ideal bir seçenektir. Avrupa'daki yoğun demiryolu ağı sayesinde Almanya'dan bir tren biletiyle pek çok ülkeye kolaylıkla seyahat edebilirsiniz. Örneğin, çoğu Avrupa ülkesine direkt tren seferleri düzenlenmektedir. Paris, Viyana, Amsterdam, Prag gibi popüler destinasyonlara rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Bunun yanı sıra, komşu ülkeler olan Fransa, Avusturya, Hollanda, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerle sınırlarını paylaşması, Almanya'yı çevreleyen ülkelere gitmek için harika bir geçiş noktası haline getirmektedir. Almanya'nın tren ağı, yüksek hızlı trenlerden bölgesel trenlere kadar çeşitli seçenekler sunmaktadır. Özellikle Almanya'nın ana şehirleri arasında seyahat etmek için ICE (InterCity Express) adı verilen yüksek hızlı trenleri tercih edebilirsiniz. Bu trenler, hızlı ve konforlu seyahat imkanı sunarken, genellikle farklı ülkelere de bağlantı sağlamaktadır. Almanya'dan tren bileti alarak seyahat etmek, Avrupa'nın kültürel ve tarihi zenginliklerini keşfetmek için büyük bir fırsattır. Örneğin, Viyana'ya giderken geçtiğinizde, Mozart'ın büyülü şehirdeki eserlerine tanıklık edebilirsiniz. Paris'e yolculuk yaparken Eiffel Kulesi'nin görkemli manzarasını izleyebilir veya Amsterdam'a giderken kanallar boyunca romantik bir yürüyüş yapabilirsiniz. Sonuç olarak, Almanya'da tren biletiyle seyahat etmek, farklı ülkeleri keşfetmek isteyen gezginler için ideal bir seçenektir. Zengin demiryolu ağı sayesinde kolaylıkla ulaşabileceğiniz çeşitli destinasyonlar, unutulmaz deneyimler yaşamanızı sağlayacaktır. Tren ile yapılan seyahatler, güvenilir, konforlu ve heyecan verici bir yolculuk sunarak Avrupa'nın sunduğu çeşitlilik ve zenginlikleri keşfetme fırsatı sunmaktadır.
Almanya'dan trenle komşu ülkeleri ziyaret edin.
Tren yolculukları, seyahatseverler için sık kullanılan ve keyifli bir alternatif olmuştur. Almanya'nın merkezi konumu, zengin tarih ve kültürel mirası sayesinde trenle komşu ülkelere kolayca ulaşmanızı sağlar. Bu makalede, Almanya'dan trenle yapılabilecek birkaç keyifli gezi rotasını paylaşacağım. Birinci durak olarak, Polonya'ya giderek Krakow'u ziyaret edebilirsiniz. Tarihi Orta Avrupa şehri olan Krakow, Gotik ve Rönesans döneminden kalma mimarisiyle büyüleyici bir atmosfere sahiptir. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Krakow'un en önemli cazibe merkezlerinden biri Wawel Kalesi'dir. Burada, eşsiz müzeleri ve tören salonlarıyla geçmişin büyüsüne kapılabilirsiniz. İkinci olarak, Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'a gitmek hayranlık uyandırıcı bir deneyim olacaktır. Avrupa'nın en güzel şehirlerinden biri olarak kabul edilen Prag, gotik kaleleri, barok kiliseleri ve Karl Köprüsü gibi tarihi yapıları ile ünlüdür. Ayrıca, Astronomik Saat Kulesi'ni görmek için Staré Město (Eski Şehir) Meydanı'na uğramayı unutmayın. Prag sokaklarında dolaşırken, Orta Çağ'dan kalma büyülü atmosferin tadını çıkarabilirsiniz. Üçüncü seyahat rotası olarak, Hollanda'nın başkenti Amsterdam'a gitmek sizi renkli bir deneyime sürükleyecektir. Kanalları, bisiklet yolları ve tarihi evleriyle ünlü olan Amsterdam, sanatseverler için bir cennettir. Van Gogh Müzesi ve Rijksmuseum gibi dünya çapında üne sahip müzeleri keşfedin veya Anne Frank Evi'ni ziyaret ederek tarihle dolu bir yolculuğa çıkın. Ayrıca, ünlü "Coffee Shops" ve nefes kesen çiçek pazarı olan Bloemenmarkt gibi Amsterdam'ın eşsiz deneyimlerini yaşamayı unutmayın. Almanya'dan trenle komşu ülkelere yapılan bu yolculuklar, size Avrupa'nın muhteşem çeşitliliğini keşfetme fırsatı sunar. Trenler genellikle rahat, hızlı ve güvenilir bir ulaşım seçeneği olduğundan, bu rotaları planlayarak keyifli bir seyahat deneyimi yaşayabilirsiniz. Almanya'dan Polonya'ya, Çek Cumhuriyeti'ne ve Hollanda'ya yapacağınız bu tren yolculukları, unutulmaz anılar biriktirmenize yardımcı olacaktır. Unutmayın, komşu ülkeleri ziyaret etmek için trenle seyahat etmek, hem kültürel alışveriş yapabilmeniz hem de etkileyici manzaralar eşliğinde seyahat edebilmeniz açısından harika bir seçenektir. Almanya'nın merkezi konumu sayesinde, bu ülkelerin tarihi ve turistik yerlerine kolayca ulaşabilirsiniz. Planladığınız tren yolculuğu ile bu ülkelerin büyüsünü keşfetmek için heyecanlanın ve valizinizi hazırlayın.
Tren yolculuğuyla Almanya sınırlarını aşın.
Almanya, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir Avrupa ülkesidir. Bu nedenle, Almanya'yı keşfetmek için tren yolculuğu mükemmel bir seçenektir. Trenler, konforlu ve hızlı bir ulaşım sağlayarak seyahat deneyiminizi unutulmaz kılabilir. Münih'ten başlayarak Almanya'nın muhteşem şehirlerini gezmeye başlayabilirsiniz. Berlin'e doğru ilerlediğinizde, Doğu ve Batı Almanya'nın tarihi ayrılığını hissedebilirsiniz. Berlin Duvarı'nın kalıntılarına tanıklık ederken, bu sembolik yapının geride bıraktığı derin etkileri de gözlemleyebilirsiniz. Tren yolculuğunuzla devam ederek, Dresden'in barok mimarisine hayran olabilirsiniz. Şehrin tarihi merkezi, 18. yüzyıldan kalma binalarıyla sizi büyüleyecek. Elbe Nehri'nin yanında yer alan bu cazip şehir, kültürel etkinlikleri ve sanatsal sahnesi ile ünlüdür. Köln'e varışınızda, görkemli Kölner Dom'un gökyüzüne doğru yükselen siluetini karşılayacaksınız. Gotik tarzdaki bu muhteşem katedral, Almanya'nın en tanınmış simgelerinden biridir. İç mekanındaki güzellikleri keşfederken, tarihi ve dini önemi hakkında da bilgi sahibi olabilirsiniz. Tren yolculuğunuzun son durağı olarak Hamburg'u seçebilirsiniz. Bu canlı şehir, limanı ve su kanallarıyla ünlüdür. Elbe Nehri boyunca yapılan tekne gezileriyle şehrin güzelliklerini keşfedebilirsiniz. Ayrıca, tarihi depo binalarının bulunduğu Speicherstadt'a da uğrayarak, bu benzersiz atmosferin tadını çıkarabilirsiniz.
Almanya'nın büyüleyici şehirlerini tren yolculuğuyla keşfetmek, size olağanüstü bir deneyim sunacaktır. Trenlerin sağladığı konfor ve esneklik sayesinde, istediğiniz yere kolayca ulaşabilir ve Alman kültürünü yakından tanıyabilirsiniz. Unutulmaz anılar biriktirmek için, bir sonraki tatil planınızda Almanya'yı trenle gezmeyi düşünebilirsiniz.
Almanya'da seyahat etmek için tren bileti avantajları.
Almanya, tarihi ve kültürel zenginlikleri, nefes kesen doğal güzellikleri ve etkileyici şehirleriyle seyahat edenler için benzersiz bir destinasyondur. Almanya'yı keşfetmek isteyen gezginler için en popüler ulaşım seçeneklerinden biri de tren seyahatidir. Tren bileti avantajları, seyahat etmeyi daha kolay, konforlu ve ekonomik hale getiriyor. Almanya'daki tren ağı son derece kapsamlıdır ve neredeyse her şehre ve bölgeye bağlantılar sunar. Bu, seyahat planlarınızı esnek bir şekilde düzenlemenizi sağlar. Bir tren bileti satın aldığınızda, farklı şehirler arasında serbestçe seyahat edebilirsiniz. Böylece, Almanya'nın farklı bölgelerini keşfetmek ve daha fazla deneyim kazanmak için zamanınızı değerlendirebilirsiniz.
Bir diğer avantajı ise tren yolculuklarının rahatlığıdır. Genellikle modern ve iyi donanımlı olan Alman trenleri, geniş oturma alanları, wifi erişimi ve yemek servisi gibi olanaklar sunar. Uzun mesafe seyahatlerde, konforlu bir tren yolculuğu sizin için büyük bir fark yaratabilir. Ayrıca, trenler genellikle şehir merkezlerine ulaşım sağlar, bu da size zamandan tasarruf etme imkanı verir. Almanya'da seyahat etmek için tren bileti satın almanın maliyet açısından avantajlı olduğunu söylemek de mümkündür. Özellikle önceden planlama yaparak biletinizi erken rezervasyonla satın alırsanız, indirimli fiyatlardan yararlanabilirsiniz. Ayrıca, Almanya'da çeşitli tren pasaportları ve indirim kartları da bulunmaktadır. Bu kartlar, seyahat maliyetlerinizi daha da düşürebilir ve bütçenizi korumanıza yardımcı olabilir. Sonuç olarak, Almanya'da seyahat etmek için tren bileti kullanmanın pek çok avantajı vardır. Kapsamlı tren ağı, rahatlık, erişilebilirlik ve ekonomik seçenekler, gezginlere mükemmel bir seyahat deneyimi sunar. Almanya'nın güzelliklerini keşfetmek isteyen herkes için, tren yolculuğu tercih edilesi bir seçenektir. Tren bileti avantajlarıyla dolu bir seyahat deneyimi yaşamak için rotanızı Almanya'ya çevirebilirsiniz.
Almanya merkezli tren seyahatiyle Avrupa'yı gezin.
Almanya merkezli tren seyahatiyle Avrupa'yı gezmek, heyecan verici bir deneyim sunuyor. Tren yolculuğuyla Avrupa'nın bu güzel kıtasını keşfetmek, şaşırtıcı manzaralarla dolu bir macera sunuyor. Trenler, Almanya'daki uygun fiyatlı ve etkileyici demiryolu ağı sayesinde seyahat etmek için mükemmel bir seçenek sunuyor.
Bu tren yolculuğu sadece ulaşım sağlamakla kalmaz, aynı zamanda keyif dolu bir yolculuk yaşamanızı sağlar. Almanya'dan başlayarak, Hollanda'nın renkli çiçek tarlalarını, Fransa'nın romantik şehirlerini ve İtalya'nın tarihi bölgelerini gezebilirsiniz. Her adımda farklı kültürleri ve muhteşem manzaraları deneyimlemek için tren seyahati idealdir. Trenlerin sunduğu konforlu ve modern iç mekanlar, seyahatinizi daha da keyifli hale getirir. Rahat koltuklar, geniş pencereler ve bol miktarda bacak alanıyla kendinizi rahat hissedersiniz. Ayrıca, trenlerdeki restoranların ve kafelerin lezzetli yemekler ve içecekler sunması, seyahatinizin tadını çıkarmak için harika bir fırsattır. Avrupa'nın her bir köşesinde duraklama yapabileceğiniz esnek bir rota oluşturabilirsiniz. Almanya'nın başkenti Berlin'de tarihi yerleri keşfedebilir, Amsterdam'da kanallar arasında bisiklet sürerek dolaşabilir veya Roma'da antik yapıları ziyaret edebilirsiniz. Tren yolculuğunuz boyunca çeşitli kültürel deneyimler yaşayacak ve Avrupa'nın zengin mirasını keşfedeceksiniz. Tren seyahatiyle Avrupa'yı gezmek, aynı zamanda çevre dostu bir seçenektir. Trenler, diğer ulaşım modlarına göre daha az karbon salınımı sağlar. Bu da doğayı koruma çabalarına katkıda bulunarak seyahat keyfinize ek bir avantaj sağlar. Almanya merkezli tren seyahatiyle Avrupa'yı gezerken, anılarınızı paylaşacak ve farklı kültürleri deneyimleyeceksiniz. Trenlerin sunduğu rahatlık, esneklik ve manzaralarla dolu yolculuk, unutulmaz bir deneyim için mükemmel bir seçenektir. Hazır olun, valizlerinizi toplayın ve bu benzersiz tren macerasını yaşamak için Avrupa'ya adım atın!
Almanya'da trenle seyahat ederek farklı kültürleri keşfedin.
Almanya, tarihi zenginlikleri, çarpıcı manzaraları ve çeşitli kültürel deneyimleriyle ünlü bir seyahat destinasyonudur. Ülke, tren seyahati için mükemmel bir yerdir ve bu ulaşım modu, Almanya'nın farklı bölgelerini keşfederek benzersiz bir deneyim sunar. Trenle seyahat etmek, turistlere rahatlık, esneklik ve özgürlük sağlar. Almanya'nın iyi organize edilmiş demiryolu ağı, trenle seyahati kolaylaştırır. Ana şehirler arasında hızlı ve sık tren seferleri bulunur ve çevresindeki kasaba ve köylere de erişim sağlar. Deutsche Bahn, Almanya'nın ana tren işletmecisi olup, modern ve konforlu trenlere sahiptir. Tren içi hizmetler, Wi-Fi bağlantısı, restoranlar ve geniş koltuklar gibi olanakları içerir, böylece yolculuk boyunca keyifli bir deneyim yaşarsınız. Trenle seyahat etmek, Almanya'nın kültürel çeşitliliğini keşfetmenin harika bir yoludur. Başkent Berlin'de, tarihi anıtlar, ünlü müzeler ve enerjik gece hayatı sizi bekliyor. Münih'te Bavyera kültürünü deneyimleyebilir, Oktoberfest gibi renkli festivallere katılabilirsiniz. Köln'de, Gotik tarzdaki Katedrali ve Ren Nehri manzarası ile büyülenebilirsiniz. Trenle seyahat ederek, her bir bölgenin kendine özgü atmosferini keşfedebilir ve Almanya'nın zengin tarihini yakından hissedebilirsiniz. Trenlerle seyahat etmek aynı zamanda doğal güzelliklerin tadını çıkarmak için ideal bir yöntemdir. Almanya'nın pitoresk bölgelerindeki manzaraların keyfini çıkarmak için trenle seyahat edebilirsiniz. Örneğin, Bavyera Alpleri'ndeki nefes kesici dağ manzaralarını görmek için trenle Garmisch-Partenkirchen'e gidebilirsiniz. Rügen Adası'nda Baltık Denizi kıyısında gezebilir veya sihirli Orta Ren Vadisi'nde romantik bir yolculuk yapabilirsiniz. Her bölgenin kendine özgü doğal güzellikleriyle sizi büyülemesi kaçınılmazdır. Trenle seyahat etmenin farklı kültürleri keşfetmek için ideal bir yol olduğunu unutmayın. Almanya'da seyahat ederken, yerel halkla etkileşime geçmek, geleneksel yemekler tatmak ve yerel festivallere katılmak gibi deneyimler yaşayabilirsiniz. Tren seyahati, farklı şehirleri ve bölgeleri birbirine bağlayarak size çok çeşitli kültürel deneyimler sunar. Almanya'da trenle seyahat etmek, hem rahatlık hem de keşif açısından mükemmel bir seçenektir. Demiryolu ağından yararlanarak, ülkenin farklı bölgelerine kolayca ulaşabilir, tarihi ve kültürel zenginlikleri keşfedebilirsiniz. Tren penceresinden geçerken göreceğiniz manzaralar sizi büyüleyecek ve unutulmaz anılarla dolu bir seyahat deneyimi yaşatacaktır.
Almanya tren biletleriyle sınırları aşan bir yolculuk yapın.
Almanya, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü olan bir ülkedir. Bu güzel ülkeyi keşfetmek isteyen gezginler için tren seyahati harika bir seçenektir. Almanya tren biletleri, sınırları aşan bir yolculuğa çıkmanızı sağlayarak benzersiz deneyimler sunar. Almanya'nın geniş demiryolu ağı, her şehre kolay erişim sağlar ve seyahat etmek için mükemmel bir seçenek sunar. Berlin'in tarihi atmosferinde dolaşırken veya Münih'in canlı sokaklarında gezerken, trende geçirdiğiniz zaman keyifli ve rahat olacaktır. Almanya trenleri modern, konforlu ve güvenlidir, bu da seyahatinizi daha da keyifli hale getirir.
Trenle seyahat etmenin bir avantajı, manzaraların tadını çıkarabilme imkanıdır. Almanya'nın renkli kırsal alanlarından geçerken, pastoral güzellikleri gözlemleyebilirsiniz. Rüdersdorf'daki doğal rezervatlardan geçerken ya da Ren Nehri boyunca ilerlerken, kendinizi büyüleyici bir yolculuğun içinde bulacaksınız. Almanya tren biletleri, seyahat süresince farklı şehirleri keşfetmenize olanak tanır. Frankfurt'un finansal merkezinden, Köln'ün gotik katedraline kadar birçok ilginç yeri ziyaret edebilirsiniz. Trenle seyahat etmek, zamanınızı en iyi şekilde değerlendirmenizi sağlar ve farklı şehirlerdeki kültürel deneyimlere dalmanıza imkan verir. Almanya tren biletleri, aynı zamanda Avrupa'daki diğer ülkelere geçiş yapmanızı da kolaylaştırır. Örneğin, Paris'e giden bir trenden Berlin'e aktarma yapabilir ve bu şekilde farklı ülkeleri keşfedebilirsiniz. Sınırları aşan tren yolculuğunuz boyunca, farklı kültürleri birleştiren benzersiz deneyimler yaşayacaksınız. Sonuç olarak, Almanya tren biletleriyle yapacağınız bir yolculuk sınırları aşan bir macera sunar. Trenlerin konforu, manzaraların güzelliği ve farklı şehirlerin keşfiyle unutulmaz anılar biriktireceksiniz. Almanya'nın tarihi atmosferini hissetmek, kültürel zenginliklerini keşfetmek ve Avrupa'nın kalbine doğru bir yolculuğa çıkmak isterseniz, tren biletlerinizi alarak bu benzersiz deneyimi yaşayabilirsiniz. Read the full article
2 notes
·
View notes
Text
Uykuyla olan ihtilafı uzun yıllardır devam eden biri olarak şunu söyleyebilirim; ''Sanıldığı kadar uykuya ihtiyacımız yok. Uykumuzu kaçıracak gerçeklerle yüzleşmeye ihtiyacımız var. İhtiyacımız olan şey, uykumuzun kaçması. Bu toplumun biraz uykusu kaçsa, neler değişir neler.''
SESLİ DÜŞÜNCE... menzil - laiklik Tahakküm halini almayı başarmış herhangi bir şeyden kurtulmak, sanıldığından çok daha çetin bir mücadelenin sonucu olarak karşımıza çıkabilir. Tarih, tahakküm imparatorluklarının ve o imparatorlukların çöküşü tarihidir.
Köleler hiç isyan edebilir mi? Etti işte. Basra'da Zenc İsyanı patladığında, kimse Abbasilerin tahakkümüne karşı böylesine aykırı bir ses beklemiyordu. Sonrasında yarım milyon kölenin öldürülmesi de buna dahil. Beklenmiyordu! Ama oldu işte..
Her tahakküm, kendi isyancısının kundağını sallar! Onu büyütür. Onu geliştirir. Onu bir sabrın taşmasına son damla olarak yetiştirir. Ve o damla, kendinden önce birikime önayak olanların bağrına düştüğünde, sonuçlar öngörülenin çok daha ötesinde cereyan edebilir.
Batı'nın tahakkümü yok muydu? Vardı. Kilise! İlahiyat! Asa! Büyü! Batı'da Aydınlanma dediğimiz hemen her ne varsa, bu kavramların reddiyesi temeli üzerine inşa edilmişti. Peki ya tek amaç hokus pokus erbaplarına karşı, baruta kül düşürenleri mi yetiştirmekti?
Dinsel mekanizmanın küçültülme projesinin amacı, sadece ama sadece salt bilim mekanizmasının yolunu açmak mıydı? Bu soruyu sorma nedenim, bu yolu sadece bilime açmak için kazdıkları inancını taşıyan insanların olduğunu bilmemdir.
''Dinsel'' olana karşı başlatılan ''Bilimsel'' süvari taarruzunun arkasından, elbette ''kapitalizm'' okçuları yayını germekteydi. Bu okların ve uçlarında yanan ateşin ''teknoloji'' kılıç alayını kışkırttığı da bilinmekteydi.
İlahiyatın geriletilmesi, bilimsel olanın yüceltilmesini ve pek tabi üretim ilişkilerinin yeniden modellenmesini, bu modellenmeden doğacak olan daha fazla kapasite, daha kaliteli ürün ve daha çok üretim isteğinin de teknolojiyle tanzim edilmesini sağlamıştır.
Eğer ulusal burjuvazi ''şahsi'' pazarını kurmaya başlamışsa, bu pazarı kısıtlayan her bir etkiye karşı ''şahsi'' kumarını başlatır! Karşısında ''din'' bile olsa, tarihi bir denk geliş ya da hakikattir ki genelde el Royal Floş gelir!
Feodal iktidar barajı, sırtını kiliseye dayamıştı. Onu ''feodal'' yapan işçi sınıfının günahlarını, sırtını dayadığı kilise kelepir fiyatlara siliyordu. Bu çok kazançlı bir kumarhaneydi. Üreten ve tapınan kitleleri, sırt sırta vermiş yapılar konsolide ediyordu.
şte bu kumarhanenin tombalacısı, Avrupa burjuvazisi oldu! (Kurtlar Vadisi 20. bölüm:) Sekülerizm karşısında ilk ayaklan kitle, bu sebeple işçiler oldu. Avrupa burjuvazisinin başını belaya soktuğu işçilerin, hem sekülerleşmesi hem konsolide edilmesi gerekiyordu.
Sosyalistler, bu için biçilmiş kaftandı. Zincirleri biraz uzun tutmak, kimseye bir zarar vermezdi! Dediğim gibi; Milli burjuvazinin şahsi pazarı, kısıtlama kabul etmez! Eğer daraltmaları aşacak alternatif yapılar mevcutsa, masaya bir sandalye daha çeker!
Ortadoğu ve Türkiye'de çok çeşitli cihadist yapılarla müttefikçilik oynayan Descartes'in çocukları, sizce bu kazanılmış kumarı neden bu topraklarda baştan başlatma heveslisi oldular? Kaybettiklerinde, kazanacakları bir kart dağıtımını nasıl taksim ettiler?
Şimdi Avrupa'da dönen barbut, sizce neyin nesi? Menzil ve Laiklik demiştik. Hepsi bu işte.. Anla ve uyarla...
6 notes
·
View notes
Text
🗣️ Avrupa Birliğine Uyum Yasalarının Amacı Neydi?
Saklı her niyetlerine bir kılıf bularak gerçekleştirmek istediler.
Bizi Avrupa Birliğine almayacaklarını kendileri de biliyordu.
O zaman amaç veya gerçek niyet neydi?
Bunu anlayabilmek için 2001 krizinin ne amaçla yapıldığını anlamak gerekir.
11 Eylül 2011 günü Amerika da ikiz kuleler vurulduğu gün bizde de Türk ulusunun bir gecede milyar dolarları sermaye bankaları tarafından merkez bankası başkanının kurun iki katına çıkacağı haberini almaları sonucu bir gecede servetleri kadar vurgun vurmaları ile başladı.
O tarihte bir sermaye bankasında memur olarak çalışıyordum.
O banka o gün krizden en başarılı çıkan banka diye övünüyordu. Kriz fırsat demektir. Fırsatı bilderberg'in elemanı olarak merkez bankasına yerleştirilen bir işbirlikçi görevini kötüye kullanarak Türk ulusuna ihanet ederek bunlara bu fırsatı vermişti.
Sonrasında da bunların operasyonu devam etti.
Ecevit tuzağa düşürüldü.
Kemal Derviş gelsin ekonomiyi düzeltsin. Dünya bankasında çalışan sermayenin işbirlikçisi görevini yapacaktı.
O da aldığı talimatların gereğini yaptı.
✓ Bankaları satacaksınız dedi. Sattılar. Hatta 2002 tarihinde gömlek değiştirerek iktidar olanlar biz Kemal Derviş'in ekonomi programını uygulayacağız dediler. İlginç değil mi? Kemal Derviş emperyalizmin adamıydı ve milli görüş gömleğini çıkartıp onların ekonomi programını uygulayacağız diyenler iktidar olmuştu. Algı değiştirmek amacıyla Kemal Derviş Cumhuriyet Halk Partisi içinde siyasete devam ettirildi.
✓ Üretmenize gerek yok dedi. Hatta alış veriş merkezi açın dedi. Üretimden vazgeçtiler alış veriş merkezleri açıldı. Ülke ithal mal pazarı olarak tarımda bile dışa bağımlı bir ülke haline geldi.
✓ İnşaat yapacaksınız dedi. Satılan bankalara kaynak aktarmak adına bu büyük bir fırsat olacaktı. Öylede oldu.
İşte yabancıya toprak, mülk, maden ruhsatları ve yurttaşlık satışı sözde Avrupa Birliğine uyum yasaları adı altında yabancıya konut kredisi yetkisi de bankalara verilerek ülkemizin topraklarının el değiştirmesi ve işgale varacak ilk adım bu yolla atıldı.
Türk ulusu medya ile uyur iken gece ve torba yasalar ile hakkımız kanun ile çalınıyordu. Kanun ile çalmak nedir o güne kadar bilmiyorduk.
Bankalar sonrasında tarla, bağ, bahçe ne varsa kredi ile ipotek karşılığında kredi vererek halkı kandırdılar. Bütün bu topraklar yabancı bankaların mülkiyetine geçti.
O gün bugündür ülkemiz talan ediliyor.
Ben bankada işimi işte bu ihanete karşı çıktığım için kaybettim. O günlerde aynı zamanda Türk askerine çeşitli kumpaslar ile zulüm uygulanıyordu.
Diretenler, karşı çıkarak direnenler işten çıkarılıyor işsiz bırakılarak sindirmek istiyorlardı.
12 Eylül 2012 tarihini seçtiler beni işten çıkarmak için.
Kendi ayaklarına kurşunu sıktılar o gün.
Sonradan anlayacaklardı.
Ve Mobbing Bank kitabımın ilk cümlesi şöyle yazıyordu;
✓ Zulüm ilk çıktığı adrese geri döner ve başlatanı bitirir.
12 Eylül 2012 günü direnişi başlattığım gündü.
Tüm Türklerin yürek meydanında gönül kongresi yapmaya başladığınız gündü.
Zaman bizi haklı çıkardı.
Bugün zulmün bittiği günleri yaşıyoruz.
Zalimlerin bittiklerini anladıkları zaman zulümlerini artırmaları tarihi bir gerçektir.
Güçlü olan değil her zaman haklı olan kazanır.
Ülkemiz çeşitli hileler ile elimizden alınmak isteniyor.
Atalarımız gibi kanımızın son damlasına kadar akıtır toprağımızı ve yurdumuzu kimseye vermeyiz.
Bundan sonra yaşanacak her aleyhimize gelişme bu amaca yönelik olacaktır.
Türk ulusu Atatürk çizgisine dönmek zorundadır.
Onun yolundan çıkanların peşinden gitmekten vazgeçmelidir.
Onları çaresiz bırakmanın başka bir yolu yoktur.
Kuvayi milliye güçleri olarak Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmak Anayasa'ya sahip çıkarak bunun üstesinden yine geliriz.
Türk ulusu şunu asla unutmamalıdır;
✓ Komşularımız ile iyi geçinmek bizim yararımızadır.
✓ Yayılmacı ve sömürgeci batı ile ilişkilerimizi çok dikkatli bir şekilde yeniden gözden geçirmek zorundayız. Batı ile bizim artık 1950 sonrası bir dost görünümlü düşmanlığı besleme olanağımız kalmamıştır. Batının işbirlikçisi her kim varsa tarihe bu şekilde yazılacaktır.
✓ Rusya batı benzeri bir niyettir. Din bağlantılı intikamlar peşinde koşacak kinci bir yapıları vardır. Sıcak denizlere inme başarısını bu ziyniyetin sayesinde gerçekleştirmiş olmaları onları başka hevesler içine çekebilir. Yarın batı ve Rusya bir arada bize karşı birleşecek gibi görünüyor. Ukrayna bunun için yem edildi. Ülkemizi batı yanlısı bir Zelensky benzeri bir yönetim anlayışına teslim etmek gibi bir yanlışa asla düşmemek gerekir. Antalya bölgesinde Rusların mülk satın alarak ülkemize yerleşmeleri doğru değil bir tehdittir. Biz neden Rusya'da mülk satın alamıyoruz?
Atatürk bu konularda bizi şu şekilde uyarmıştır;
✓ Arapların iç işlerine karışmayın.
✓ Yayılmacı batının oyunlarına gelmeyin.
✓ Ruslar ile iyi geçinin.
Hangisine uyduk? Bu politikanın tamamını terk edenler 1950'den bu yana bu ülkeyi yönetenlerdir.
Bitecek artık bu zulüm.
Yeter söz haklının olacaktır. Bir asır öncesinde olduğu gibi.
] Önder KARAÇAY [
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#Avrupa Birliğine uyum yasaları#yabancıya maden ruhsatları satışı#yabancıya mülk satışı#yabancıya toprak satışı#yabancıya yurttaş satışı#gece ve torba yasalar
6 notes
·
View notes
Text
Yeni İnci'den üretim hacmini 3 yıl içinde yüzde 40 arttırma hedefi
https://pazaryerigundem.com/haber/191584/yeni-inciden-uretim-hacmini-3-yil-icinde-yuzde-40-arttirma-hedefi/
Yeni İnci'den üretim hacmini 3 yıl içinde yüzde 40 arttırma hedefi
İç giyim sektöründe faaliyet gösteren sayılı yerli markalardan olan Yeni İnci, üçüncü kuşakla birlikte markalaşma çalışmaları, AR-GE yatırımları ve farklı kategorilerde üretim ve ihracat atağı ile birlikte büyüme hızına ivme kazandırıyor.
İSTANBUL (İGFA) – 1964 yılından bu yana iç giyim piyasasının en bilinen ve her dönem en çok tercih edilen markalarından olan Yeni İnci, yönetime üçüncü kuşağın gelmesiyle birlikte stratejik ve ekonomik hamlelerine hız veriyor. 2 fabrika ve 20 farklı üretim tesisi ile Türkiye’de üretmeye devam eden Yeni İnci, iç giyim, pijama, mayo, ev ve spor giyimden oluşan geniş ürün gamıyla yılda yaklaşık 6 milyon adetlik bir üretim hacmi yaratıyor. Üretim kapasitesinin yarısını iç piyasaya, diğer yarısını ise ihracata aktaran markanın hedefi hem üretim hacmini yükseltmek, hem de şu anda 200 olan çalışan sayısını artırarak istihdama daha çok katkı sağlamak.
ÜRETİMİN YÜZDE 50’Sİ İHRAÇ EDİLİYOR
Orta Doğu, Afrika ve Avrupa ülkelerinde uzun yıllardır faaliyet gösteren Yeni İnci, Mısır, İran, Suudi Arabistan, Yunanistan ve Bulgaristan başta olmak üzere tam 40 ülkeye ihracat yapıyor. Yurtdışında 100’e yakın farklı ülkede Yeni İnci etiketiyle satış bulunuyor. Ayrıca Irak, İran ve Azerbaycan’da Yeni İnci tabelasıyla mağazalar yer alıyor.
Marka bu günlerde e- ticarete de hız kazandırmayı amaçlıyor ve bu doğrultuda odağına Amerika’yı koyarak burada e-ticaret yoluyla büyümeye hazırlanıyor. Amerika pazarındaki yoğun büyük beden ihtiyacı, ürün çeşitliliği ve sahip olunan yüksek kalite Yeni İnci’yi burada öne çıkaran özellikler olarak görülüyor ve büyük bütçeli reklam çalışmalarına hazırlanılıyor.
YURT İÇİNDE HEDEF 2025 SONUNA KADAR 5 MAĞAZA
Türkiye’de 81 ilde 3 bin farklı perakende noktasında olan Yeni İnci için mağazacılık ise yeni bir alan. Şu anda 5 perakende mağazayla hizmet veren Yeni İnci’nin ilk mağazası Olivium AVM’de açıldı. 2025 yılının sonuna kadar bu sayının 5’e yükseltilmesi planlanıyor.
Mağazalaşma ayrıca 5 yıllık hedeflerde de Yeni İnci’nin öncelik verdiği konular arasında yer alıyor. Yurt dışında da bilgi birikimi yüksek, tecrübeli ve pazarı tanıyan distribütörler aracılığıyla mağaza açılışları planlanıyor.
ÜÇÜNCÜ FABRİKA YOLDA
Yeni İnci stratejik hedeflerinin merkezine yatay büyümeden çok, kendi alanında paralel bir büyümeyi koyuyor. Şu anda İstanbul Bayrampaşa’da iki fabrikası olan Yeni İnci, üçüncü fabrika için de hazırlıklara başladı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Fas Nerede?
Fas, Kuzey Afrika’nın batısında yer alan, kültürüyle, tarihi dokusuyla ve doğasıyla her yıl binlerce turisti kendine çeken bir ülkedir. Atlas Dağları'nın eteklerinden başlayıp Atlas Okyanusu ve Akdeniz'e kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılan Fas, İspanya’nın güneyine sadece 14 kilometre uzaklıkta, Cebelitarık Boğazı’nın karşısında bulunur. 1. Fas’ın Coğrafi Konumu Fas, Avrupa’ya yakınlığıyla bilinen bir Kuzey Afrika ülkesidir. Akdeniz kıyısında ve Atlas Okyanusu boyunca uzanan sahilleri, uçsuz bucaksız çöl manzaraları, ve yeşil vadileriyle doğaseverlere çok farklı manzaralar sunar. Ülkenin kuzeydoğusunda Cezayir, doğusunda ve güneyinde Batı Sahra yer alır. 2. Fas'a Nasıl Gidilir? Türkiye’den Fas’a doğrudan uçuşlar İstanbul’dan başkent Rabat, Marakeş, Tanja ve Kazablanka gibi büyük şehirlere yapılıyor. Fas’a uçak yolculuğu yaklaşık olarak 5 saat sürüyor ve ülkeye varışınızla birlikte hemen farklı bir atmosfere giriyorsunuz. 3. Fas'ta Gezilecek Şehirler: Marakeş, Fes ve Kazablanka Fas’a adım attığınız andan itibaren kendinizi masalsı bir coğrafyada bulacaksınız. Her şehri kendine has bir güzellik ve özgünlüğe sahip: - Marakeş: Kırmızı şehir olarak bilinen Marakeş, antik pazarı Jemaa el-Fnaa Meydanı, çinili bahçeleri ve tarihî yapılarıyla sizi büyüler. Dar sokakları ve rengârenk çarşıları Fas kültürünü tüm görkemiyle yaşamanızı sağlar. - Fes: Orta Çağ’dan kalma havasıyla büyüleyici bir atmosfere sahip olan Fes, UNESCO tarafından korunuyor. Fes el Bali’nin sokaklarında yürüyüşe çıktığınızda, mavi çinileriyle ünlü Bou Inania Medresesi’ni ve ünlü deri tabaklama atölyelerini görebilirsiniz. - Kazablanka: Modern ve geleneksel yapıları harmanlayan Kazablanka, Fas’ın en büyük şehri. Muhammed V Meydanı, kafe ve restoranlarıyla Avrupa havası taşırken, Atlas Okyanusu manzarası ve Hassan II Camii ile etkileyici bir silüet sunuyor. 4. Fas’ın Meşhur Yemekleri: Türk Damak Tadına Uygun Lezzetler Fas’ta yemekler Türk mutfağına benzer baharatlarla harmanlandığından oldukça tanıdık gelebilir. Tajin, kuskus, harira çorbası ve pastilla, mutlaka denemeniz gereken geleneksel lezzetlerden. Özellikle tatlı ve tuzlunun bir arada sunulduğu pastilla, Türk damak zevkine hitap eden özgün bir yemektir. 5. Türk Turistler için İpuçları Fas'a giderken yanınıza hafif, bol kıyafetler almanız, özellikle Marakeş gibi sıcak şehirlerde rahat etmenizi sağlar. Pazarlık yapmayı seviyorsanız, Fas çarşıları tam size göre! Burada, bir ürünü satın alırken pazarlık yapmaktan çekinmeyin; bu Fas'ta oldukça yaygın ve turistlerin hoşlandığı bir gelenektir. Ayrıca, her şehirdeki pazarlar size farklı hediyelik eşyalar sunar; el yapımı deri çantalar, seramikler, ve çiniler oldukça popülerdir. 6. Fas’ta Dil ve İletişim Resmi dil Arapça ve Berberi dilleri olsa da, birçok Faslı Fransızca konuşuyor. Kazablanka ve Marakeş gibi turistik şehirlerde İngilizce bilen kişiler de oldukça fazla. Birkaç temel Arapça veya Fransızca kelime öğrenmek hem eğlenceli hem de yerel halkla daha iyi bir iletişim kurmanıza yardımcı olur.
Sonuç: Fas Bir Keşif Yolculuğu Fas, farklı kültürlerin izlerini taşıyan, zengin tarihi ve doğasıyla keşfedilmeye değer bir ülke. Fas’ta geçirdiğiniz her an, sizi tarihin ve egzotik kültürlerin içine çekerek unutulmaz bir deneyim yaşatır. Her şehirde farklı bir dünyaya adım atarken, misafirperver halkı, rengârenk pazarları ve büyüleyici manzaralarıyla Fas, Türk turistleri kendine çeken özel bir destinasyondur.
1 note
·
View note
Text
Euro’nun Tarihçesi ve Gelişimi
Euro, Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkeler arasında ortak bir para birimi olarak kullanılan ve dünya ekonomisinde önemli bir yere sahip olan bir para birimidir. Euro’nun kullanımı, ekonomik entegrasyonu güçlendirmek ve Avrupa'da tek bir pazarı kolaylaştırmak amacıyla 1 Ocak 1999'da sanal olarak başlamış, 1 Ocak 2002'de ise fiziksel para birimi olarak tedavüle girmiştir. Euro'yu ilk benimseyen ülkeler arasında Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve Hollanda gibi AB’nin önde gelen ekonomileri yer almıştır.
Euro’nun oluşturulması, Maastricht Antlaşması’nın 1992 yılında imzalanması ile mümkün olmuştur. Bu antlaşma, Avrupa Ekonomik ve Parasal Birliği'ni kurmayı amaçlamış ve AB üyeleri arasında ekonomik yakınsama kriterlerini belirlemiştir. Euro’nun benimsenmesi, hem ekonomik hem de siyasi entegrasyon açısından önemli bir adımdı. Bu süreçte, Avrupa Merkez Bankası (ECB) kurularak Euro bölgesinin para politikası yönetimi tek bir çatı altında toplanmıştır. Bugün, 19 AB üyesi ülke Euro’yu resmi para birimi olarak kullanmaktadır ve bu bölgeye "Euro Bölgesi" adı verilmektedir.
0 notes
Text
Google Sıra Bulucu ve SEO Stratejileri: Yerel SEO İstanbul
Google Sıra Bulucu, web sitelerinin arama motorlarındaki sıralamasını takip etmek ve analiz etmek için kullanılan güçlü bir araçtır. Bu makalede, bu aracın SEO stratejilerinde nasıl kullanılabileceğini ve özellikle İstanbul’daki yerel işletmeler için sağladığı avantajları ele alacağız. Anahtar kelime sıralamalarını izlemek, rekabeti değerlendirmek ve dijital pazarlama stratejilerini geliştirmek için kullanılabilir.
SERP ve Google Sıra Bulucu
Arama Motoru Sonuç Sayfası (SERP), bir kullanıcının Google’da arama yaptığında karşılaştığı sonuçların listelendiği sayfadır. Bir web sitesinin bu sayfalarda nerede yer aldığını bilmek, SEO stratejilerinin etkinliğini anlamak açısından kritik öneme sahiptir. Google Sıra Bulucu ise, bu bilgileri toplar ve kullanıcıların web sitelerinin sıralamalarını belirli anahtar kelimeler üzerinden düzenli olarak takip etmelerine olanak tanır.
İstanbul gibi büyük ve rekabetçi bir şehirde, işletmelerin hedef kitlesine ulaşabilmesi için Google’da doğru sıralamalarda yer alması gerekiyor. İstanbul SEO hizmeti sunan profesyoneller için bu araç, müşterilerinin web sitelerini optimize etmek için vazgeçilmezdir.
Google Sıra Bulucu Nasıl Çalışır?
Google Sıra Bulucu, belirlenen anahtar kelimeler için web sitenizin Google’daki sıralamasını otomatik olarak kontrol eder. Araç, belirli aralıklarla güncel verileri sağlayarak sıralamanızdaki değişiklikleri izleyebilmenize olanak tanır. Böylece, SEO stratejilerinin etkinliğini değerlendirirken veya rakip analizleri yaparken daha kesin sonuçlar elde edilebilir.
Özellikle yerel SEO stratejilerinde, işletmenizin Google’da nasıl bir konumda olduğunu bilmek, potansiyel müşteri trafiği açısından büyük önem taşır. Örneğin, “yerel SEO İstanbul” gibi bir anahtar kelimeyi hedefleyen bir işletme için, bu anahtar kelimenin ne sıklıkla arandığını ve hangi sıralamada yer aldığınızı bilmek, reklam bütçenizi optimize etmenize yardımcı olabilir.
Yerel SEO ve Google Sıra Bulucu
Yerel SEO, belirli bir coğrafi bölgedeki potansiyel müşterilere ulaşmak için yapılan SEO çalışmalarıdır. İstanbul gibi geniş bir metropolde, yerel SEO çalışmaları işletmeler için büyük avantajlar sağlar. Google Sıra Bulucu, bu süreçte işlerinizi kolaylaştırır ve başarı şansınızı artırır. Örneğin, “İstanbul SEO hizmeti” gibi yerel anahtar kelimelerle sıralamanızı kontrol etmek, şehrin farklı bölgelerinde rekabetçi bir konum elde etmenize olanak sağlar.
Yerel SEO’nun önemli unsurları arasında, işletme bilgilerinin doğru girilmesi, yerel anahtar kelimelerin optimize edilmesi, Google My Business hesabının etkin kullanımı ve kullanıcı yorumları yer alır. Google Sıra Bulucu bu süreçte hangi anahtar kelimelerin en çok trafik getirdiğini belirleyerek, yerel SEO çalışmalarını optimize etmenize yardımcı olur.
İstanbul’da Yerel SEO’nun Önemi
İstanbul, Türkiye’nin en büyük şehri ve aynı zamanda iş dünyası için önemli bir merkezdir. Bu yoğun rekabet ortamında, işletmelerin yerel müşterilere ulaşabilmesi için dijital dünyada güçlü bir varlık göstermesi gerekiyor. İstanbul’da yerel SEO hizmeti sunan ajanslar ve bireysel SEO uzmanları, bu ihtiyaçları karşılamak için çeşitli stratejiler geliştirir. Google Sıra Bulucu gibi araçlar ise bu stratejilerin en önemli bileşenlerinden biridir.
İstanbul’da yerel SEO çalışmalarının en etkili olduğu alanlardan bazıları şunlardır:
1. Restoranlar ve Kafeler: İstanbul’un her köşesinde çeşitli yemek ve içecek hizmetleri sunan işletmeler bulunmaktadır. Bu işletmelerin potansiyel müşterilerine ulaşabilmesi için “Beşiktaş kahve dükkanı” veya “Kadıköy dönerci” gibi yerel anahtar kelimelerde üst sıralarda yer alması önemlidir.
2. Emlak ve İnşaat Sektörü: İstanbul’un genişleyen gayrimenkul pazarı, yerel SEO çalışmalarının önemli olduğu bir diğer alandır. “İstanbul Avrupa Yakası satılık daire” gibi aramalarda üst sıralarda yer almak, emlakçılar için büyük avantaj sağlar.
3. Sağlık Hizmetleri: Hastaneler, diş klinikleri, göz hastaneleri ve diğer sağlık hizmeti sunan işletmelerin yerel SEO’ya odaklanması, özellikle İstanbul gibi büyük bir şehirde rekabet üstünlüğü sağlar. “Levent diş kliniği” gibi spesifik aramalarda bulunabilmek, yeni hastalar kazanmak için önemlidir.
Google Sıra Bulucu’nun İstanbul SEO Stratejilerine Katkısı
Google Sıra Bulucu, SEO çalışmalarını optimize etmek ve stratejileri geliştirmek için işletmelere önemli avantajlar sunar. İstanbul SEO hizmetleri sunan ajanslar ve uzmanlar için bu araç, sıralamaları düzenli olarak kontrol etme, rekabeti izleme ve performansı analiz etme açısından kritik rol oynar.
Anahtar Kelime İzleme: İstanbul gibi büyük bir şehirde, hedeflediğiniz anahtar kelimeler rekabet oranına göre değişebilir. Google Sıra Bulucu, bu anahtar kelimelerin sıralamasını kontrol etmenizi sağlar. “Yerel SEO İstanbul” gibi anahtar kelimeleri hedefleyen bir işletme, hangi sayfaların hangi anahtar kelimelerde sıralandığını takip edebilir ve buna göre SEO çalışmalarını yönlendirebilir.
SEO Performansını Ölçmek
Google Sıra Bulucu, sadece sıralamaları takip etmekle kalmaz, aynı zamanda SEO performansını ölçmek için de kullanılır. Performans ölçümü, SEO çalışmalarınızın etkinliğini anlamanıza ve gerekli düzenlemeleri yapmanıza yardımcı olur.
SEO performansını ölçerken dikkat edilmesi gereken bazı faktörler şunlardır:
• Trafik Artışı: Web sitenizin organik trafiğinde bir artış olup olmadığını izleyin. Google Sıra Bulucu ile belirli anahtar kelimelerdeki sıralamalarınızı izlemek, hangi anahtar kelimelerin trafiğe daha çok katkı sağladığını görmenize olanak tanır.
• Dönüşüm Oranları: SEO stratejilerinizin sadece trafik getirmekle kalmayıp, aynı zamanda müşteri dönüşümü sağlaması gerekir. Google Sıra Bulucu ile, sıralamaları takip ederken dönüşüm oranlarını da izleyebilir ve hangi anahtar kelimelerin size en çok müşteri kazandırdığını belirleyebilirsiniz.
• Rekabet Analizi: Rakiplerinizin sıralamalarını takip etmek, hangi alanlarda gelişmeniz gerektiğini anlamanızı sağlar. İstanbul’da yerel bir işletmeyseniz, aynı bölgede hizmet sunan rakiplerinizi Google Sıra Bulucu ile analiz edebilir, onların SEO stratejilerinden ders çıkarabilirsiniz.
İstanbul’daki SEO Rekabetini Yönetmek
İstanbul’daki işletmelerin SEO alanında başarılı olabilmesi için rekabetçi olmaları gerekir. Google Sıra Bulucu, bu rekabet ortamında işletmelere nasıl bir konumda olduklarını gösterir. Özellikle yerel SEO çalışmalarında rekabeti yönetmek ve rakiplerinizin bir adım önünde olabilmek için bu aracı etkin kullanmak önemlidir.
İstanbul’da SEO rekabetini yönetmenin bazı önemli yolları şunlardır:
1. Rakipleri İzlemek: Google Sıra Bulucu, rakiplerinizin anahtar kelimelerde nasıl sıralandığını takip etmenizi sağlar. Bu sayede onların stratejilerini analiz edebilir, kendi SEO çalışmalarınızı buna göre optimize edebilirsiniz.
2. Yerel İçerik Üretmek: İstanbul gibi büyük şehirlerde, yerel içerik üretmek ve bu içerikleri optimize etmek, SEO başarısının anahtarıdır. Google Sıra Bulucu ile hangi yerel anahtar kelimelerin en çok arandığını ve hangi içeriklerin en iyi performansı gösterdiğini takip edebilirsiniz.
3. Teknik SEO ve Hız Optimizasyonu: Google, sayfa hızını ve teknik SEO kriterlerini sıralama faktörleri olarak dikkate alır. Google Sıra Bulucu’nun yanı sıra, sayfa hızınızı ve teknik SEO uyumluluğunuzu optimize etmek, sıralamalarda üst sıralara çıkmanıza yardımcı olacaktır.
Google Sıra Bulucu, İstanbul’da yerel SEO hizmeti sunanlar için vazgeçilmez bir araçtır. Bu aracın sağladığı bilgiler, SEO stratejilerinizi optimize etmenize ve rakiplerinizin önüne geçmenize olanak sağlar. Yerel SEO çalışmalarında başarılı olabilmek için, anahtar kelimeleri izlemek, rakipleri analiz etmek ve SEO performansınızı düzenli olarak kontrol etmek büyük önem taşır.
0 notes
Text
Buca’da yollar bisikletlilerin oldu
Buca’da yollar bisikletlilerin oldu Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında, kentsel hareketliliği artırmak ve çevreci ulaşım çözümlerine dikkat çekmek amacı ile Bucalılarla birlikte pedal çevirdi. Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, herkes için ulaşılabilir ve sürdürülebilir bir şehir yaratmayı hedeflediklerini söyledi. https://www.youtube.com/watch?v=JFV0nLeEyv8 Buca Belediyesi, “Paylaşımlı Kamusal Alanlarda Şehri Birlikte Yaşatalım” temasıyla 16 – 22 Eylül tarihlerinde gerçekleşen Avrupa Hareketlilik Haftası çerçevesinde pek çok etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Hafta kapsamında, çevreci ulaşım çözümlerine dikkat çekmek için “Açık Sokaklar” ve “Otomobilsiz Kent” günleri düzenlenirken Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, yüzlerce Bucalı ile birlikte pedal çevirdi. Adnan Kahveci Caddesi’nde başlayan etkinlik, Hasan ağa Bahçesi’ne kadar devam etti. SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ŞEHİR HEDEFİ Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, “Bugün burada, toplu taşıma, bisiklet yolları ve yaya yolları gibi ulaşım sistemlerine dikkat çekerek, herkes için ulaşılabilir ve sürdürülebilir bir şehir yaratma hedefimizi vurgulamak istiyorum. Bu hedef, yalnızca benim ya da belediyenin değil; hepimizin ortak hedefi olmalıdır. Tüm dünyanın daha yeşil ve daha yaşanabilir bir gelecek için el birliğiyle hareket etmesi gerektiğine inanıyorum” diye konuştu. https://www.youtube.com/watch?v=JFV0nLeEyv8 “KAYNAKLARIMIZI DİKKATLİ KULLANMALIYIZ” Avrupa Hareketlilik Haftası’nın bu yıl, Türkiye Belediyeler Birliği'nin öncülüğünde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun liderliğinde çok daha geniş kapsamlı gerçekleştirildiğine dikkat çeken Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, şunları söyledi: “Etkinlikler kapsamında bugün, ‘Şehri Birlikte Yaşayalım’ sloganı ile hep birlikte Buca’nın caddelerinde bisiklet sürdük. Hepimizin bildiği gibi, şehirlerimiz yalnızca binalardan ve yollardan oluşmuyor. Kentlerimiz için daha az karbon salınımı yapmamız, doğal kaynaklarımızı daha dikkatli kullanmamız ve çevremize daha özenle davranmamız gerekiyor. Hem kendimiz hem de doğamız için daha fazla yürümeli, bisiklete binmeli ve toplu taşıma kullanmalıyız. Bireysel araç kullanımını mümkün olduğunca azaltmalıyız.” HASANAĞA BAHÇESİ ETKİNLİKLERE EV SAHİPLİĞİ YAPTI Hafta kapsamında Hasanağa Bahçesi, Bucalıları hareketliliğe teşvik eden birbirinden renkli etkinliklere ev sahipliği yaptı. Bucalı üreticilerin kendi emekleri ile ürettikleri sağlıklı sebzeler ve el emeği ürünlerin tüketicilere sunulduğu Üretici Pazarı kuruldu. Sağlıklı yaşama dikkat çekmek amacı ile pilates, taekwondo, tenis, nefes meditasyonu ve yoga gibi aktiviteler gerçekleştirildi. Ayrıca, çocukları aktif hareketliliğe özendirmek için Vali Rahmi Bey Mahallesi’ndeki Çınar Anaokulu önünde sokak oyunları ve dans gösterisi gerçekleştirildi.
https://www.youtube.com/watch?v=I-gWmCvmuEU Read the full article
0 notes
Text
Türkiye’de Gayrimenkul Yatırımları: Vivano Realty ile Kazançlı Fırsatlar
Türkiye, son yıllarda gayrimenkul sektörü açısından oldukça cazip bir pazar haline gelmiştir. Emlak yatırımları yapmak isteyen yerli ve yabancı yatırımcılar için Türkiye, stratejik konumu, güçlü ekonomisi ve sunduğu fırsatlarla dikkat çekmektedir. Bu dinamik ortamda, Vivano Realty (www.vivanorealty.com) öne çıkan bir gayrimenkul danışmanlık ve yatırım şirketi olarak hizmet vermektedir.
Türkiye’de gayrimenkul sektörü, özellikle büyük şehirlerdeki konut projeleri, ticari emlak, arsa yatırımları ve turistik bölgelerdeki yatırım fırsatları ile geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Vivano Realty, yatırımcılar için bu fırsatları doğru analiz eden ve en kazançlı projeleri sunan bir şirket olarak tanınmaktadır.
Türkiye Gayrimenkul Pazarının Avantajları
Hızla büyüyen ekonomi: Türkiye, son yıllarda ekonomik istikrarını koruyarak, gayrimenkul yatırımı yapmak için ideal bir zemin hazırlamıştır. 2023'te %4,5 büyüyen ekonomi, önümüzdeki yıllarda da istikrarını sürdürecektir.
Genç nüfus: Türkiye’nin 84 milyonluk nüfusunun yarısından fazlası 35 yaş altıdır. Bu da konut talebinin sürekli yüksek kalmasına yol açmaktadır.
Turizm ve lojistik avantajları: Türkiye, hem turizm açısından cazip bir ülke hem de Avrupa ile Asya arasında köprü işlevi görmektedir. Özellikle turistik bölgelerdeki emlak yatırımları, yatırımcılara büyük kazançlar vaat etmektedir.
Vivano Realty ile Yatırımda Kazanç
Vivano Realty (www.vivanorealty.com), Türkiye genelindeki gayrimenkul projeleri hakkında derinlemesine bilgi sunmakta ve yatırımcılara en doğru yönlendirmeyi sağlamaktadır. Şirket, emlak yatırım danışmanlığı, pazar analizi, portföy yönetimi, değerleme hizmetleri ve hukuki danışmanlık gibi hizmetlerle yatırımcıların her adımında yanında olmaktadır.
Vivano Realty’nin sunduğu bazı hizmetler:
Emlak değerleme: Yatırım yapılacak konut, ticari gayrimenkul veya arsa hakkında kapsamlı değerleme hizmetleri sunarak, yatırımcıların doğru kararlar almasını sağlıyoruz.
Pazar analizi ve raporlama: Türkiye’nin tüm bölgelerinde gayrimenkul pazar analizi yaparak, yatırımcılar için en uygun fırsatları belirliyoruz.
Portföy yönetimi: Yatırımcıların emlak portföylerini optimize ediyor, risklerini minimize ediyor ve kazançlarını maksimize ediyoruz.
Hukuki danışmanlık: Yabancı yatırımcılar için Türkiye’de emlak yatırımlarında gereken tüm yasal süreçleri yönetiyor, vatandaşlık programları gibi avantajlardan faydalanmalarını sağlıyoruz.
Gayrimenkul Yatırımlarında Teknolojinin Rolü
Vivano Realty, yatırımlarını daha da güvenli hale getirmek için yapay zeka, big data ve dijital çözümler kullanmaktadır. Özellikle emlak projeleri ile ilgili güncel bilgileri ve piyasa trendlerini yatırımcılarla paylaşarak, onların bilinçli kararlar vermesini sağlıyoruz.
Vivano Realty (www.vivanorealty.com) ile çalışarak, Türkiye gayrimenkul piyasasındaki en kazançlı projelere hızlı bir şekilde erişebilir ve yatırımlarınızı güvenle gerçekleştirebilirsiniz.
Anahtar Kelimeler:
Türkiye gayrimenkul sektörü, emlak yatırımı, konut projeleri, ticari emlak, arsa yatırımları, gayrimenkul danışmanlığı, emlak değerleme, pazar analizi, portföy yönetimi, yabancı yatırımcı, Türkiye gayrimenkul pazarı, turistik emlak, vatandaşlık programı, gayrimenkul trendleri, Türkiye ekonomisi, genç nüfus, yatırım fırsatları, büyük şehirlerde gayrimenkul, lojistik avantajlar, yatırım danışmanlığı
0 notes
Text
Türkiye’ye göz kırpıyor: BYD, eski Tofaş CEO’suyla anlaştı
BYD, Avrupa pazarındaki iddiasını güçlendirmek için stratejik bir hamleye imza attı. Yaklaşık 1 milyar dolarlık yatırımla Türkiye’de fabrika kurmayı planlayan şirket, eski Fiat Chrysler Automobiles Avrupa Başkanı ve Tofaş CEO’su Alfredo Altavilla’yı kadrosuna kattı. Altavilla’nın Avrupa pazarı için özel danışman olması planlanıyor. Eski Tofaş CEO’su Alfredo Altavilla BYD danışmanı olacak BYD,…
View On WordPress
0 notes
Text
BMW, Temmuz 2024'te Tesla'nın geleneksel olarak elinde tuttuğu bir pozisyon olan Avrupa'da bataryalı elektrikli araçların (BEV) en çok satanı oldu. Pazar araştırma şirketi JATO Dynamics'in verilerine göre BMW, ay boyunca 14.869 BEV satarak Tesla'yı yaklaşık 300 birim geride bıraktı. Bu, BMW'nin Avrupa BEV pazarına ilk kez liderlik ettiği ve şirketin elektrikli mobiliteye doğru başarılı dönüşümünü vurguladığı anlamına geliyor. Pazar liderliğindeki değişim, geleneksel otomobil üreticilerinin saf elektrikli araç üreticilerine giderek daha fazla yetiştiği otomotiv endüstrisindeki daha geniş çaplı değişimlerin ortasında gerçekleşiyor. BMW'nin BEV satışlarındaki yükselişi, güçlü marka sadakati, genişleyen elektrikli ürün yelpazesi ve daha yeşil ulaşıma geçişi destekleyen olumlu hükümet politikalarının birleşimiyle sağlanıyor. BMW'nin başarısına rağmen, genel Avrupa BEV pazarı satışlarda düşüş yaşadı. Temmuz 2024'te yaklaşık 139.300 yeni elektrikli otomobil tescil edildi ve bu geçen yılın aynı ayına göre %6'lık bir düşüşü temsil ediyor. Bu düşüş, sübvansiyonların aşamalı olarak kaldırılması ve elektrikli araçlar için gelecekteki teşviklerle ilgili netlik eksikliği gibi faktörlere bağlanıyor. Neden önemlidir? BMW'nin Avrupa BEV pazarında Tesla'yı geçmesi, geleneksel otomobil üreticilerinin elektrikli araç sektöründeki artan rekabet gücünü yansıttığı için önemlidir. Tesla, erken girişi ve yenilikçi yaklaşımı sayesinde yıllardır BEV pazarında öncü olmuştur. Ancak BMW'nin son dönemdeki başarısı, yerleşik otomobil üreticilerinin artık Tesla'nın hakimiyetine meydan okuma konusunda daha yetenekli olduğunu göstermektedir. BMW'nin bireysel başarısına rağmen Avrupa genelinde BEV satışlarındaki daha geniş çaplı düşüş, pazarın karmaşıklığını vurguluyor. Hükümet teşvikleri etrafındaki belirsizlik ve elektrikli araçların nispeten düşük yeniden satış değeri gibi faktörler daha yaygın bir şekilde benimsenmesini engellemeye devam ediyor. Bu, yalnızca Tesla için değil, aynı zamanda elektrikli tekliflerini genişletmek isteyen tüm otomobil üreticileri için de bir zorluk teşkil ediyor. BEV pazarındaki rekabet yoğunlaştıkça, şirketlerin ürünlerini farklılaştırmaya ve tüketicilerin elektrikli araçlarla ilgili endişelerini gidermeye odaklanmaları gerekecektir. BMW'nin Temmuz ayında Tesla'yı geride bırakma becerisi, diğer geleneksel otomobil üreticilerini elektrikli araç stratejilerini hızlandırmaya teşvik edebilir ve bu da uzun vadede tüketiciler için daha fazla yenilik ve seçeneğe yol açabilir.
0 notes
Text
SESLİ DÜŞÜNCE...
menzil - laiklik
Tahakküm halini almayı başarmış herhangi bir şeyden kurtulmak, sanıldığından çok daha çetin bir mücadelenin sonucu olarak karşımıza çıkabilir. Tarih, tahakküm imparatorluklarının ve o imparatorlukların çöküşü tarihidir. Köleler hiç isyan edebilir mi? Etti işte. Basra'da Zenc İsyanı patladığında, kimse Abbasilerin tahakkümüne karşı böylesine aykırı bir ses beklemiyordu. Sonrasında yarım milyon kölenin öldürülmesi de buna dahil. Beklenmiyordu! Ama oldu işte..Her tahakküm, kendi isyancısının kundağını sallar! Onu büyütür. Onu geliştirir. Onu bir sabrın taşmasına son damla olarak yetiştirir. Ve o damla, kendinden önce birikime önayak olanların bağrına düştüğünde, sonuçlar öngörülenin çok daha ötesinde cereyan edebilir.
Batı'nın tahakkümü yok muydu? Vardı.
Kilise! İlahiyat! Asa! Büyü!
Batı'da Aydınlanma dediğimiz hemen her ne varsa, bu kavramların reddiyesi temeli üzerine inşa edilmişti. Peki ya tek amaç hokus pokus erbaplarına karşı, baruta kül düşürenleri mi yetiştirmekti? Dinsel mekanizmanın küçültülme projesinin amacı, sadece ama sadece salt bilim mekanizmasının yolunu açmak mıydı? Bu soruyu sorma nedenim, bu yolu sadece bilime açmak için kazdıkları inancını taşıyan insanların olduğunu bilmemdir. ''Dinsel'' olana karşı başlatılan ''Bilimsel'' süvari taarruzunun arkasından, elbette ''kapitalizm'' okçuları yayını germekteydi. Bu okların ve uçlarında yanan ateşin ''teknoloji'' kılıç alayını kışkırttığı da bilinmekteydi. İlahiyatın geriletilmesi, bilimsel olanın yüceltilmesini ve pek tabi üretim ilişkilerinin yeniden modellenmesini, bu modellenmeden doğacak olan daha fazla kapasite, daha kaliteli ürün ve daha çok üretim isteğinin de teknolojiyle tanzim edilmesini sağlamıştır. Eğer ulusal burjuvazi ''şahsi'' pazarını kurmaya başlamışsa, bu pazarı kısıtlayan her bir etkiye karşı ''şahsi'' kumarını başlatır!
Karşısında ''din'' bile olsa, tarihi bir denk geliş ya da hakikattir ki genelde el Royal Floş gelir! Feodal iktidar barajı, sırtını kiliseye dayamıştı. Onu ''feodal'' yapan işçi sınıfının günahlarını, sırtını dayadığı kilise kelepir fiyatlara siliyordu. Bu çok kazançlı bir kumarhaneydi. Üreten ve tapınan kitleleri, sırt sırta vermiş yapılar konsolide ediyordu.İşte bu kumarhanenin tombalacısı, Avrupa burjuvazisi oldu! (Kurtlar Vadisi 20. bölüm:)
Sekülerizm karşısında ilk ayaklan kitle, bu sebeple işçiler oldu. Avrupa burjuvazisinin başını belaya soktuğu işçilerin, hem sekülerleşmesi hem konsolide edilmesi gerekiyordu.Sosyalistler, bu için biçilmiş kaftandı. Zincirleri biraz uzun tutmak, kimseye bir zarar vermezdi! Dediğim gibi;
Milli burjuvazinin şahsi pazarı, kısıtlama kabul etmez! Eğer daraltmaları aşacak alternatif yapılar mevcutsa, masaya bir sandalye daha çeker! Ortadoğu ve Türkiye'de çok çeşitli cihadist yapılarla müttefikçilik oynayan Descartes'in çocukları, sizce bu kazanılmış kumarı neden bu topraklarda baştan başlatma heveslisi oldular?
Kaybettiklerinde, kazanacakları bir kart dağıtımını nasıl taksim ettiler?
Şimdi Avrupa'da dönen barbut, sizce neyin nesi?
Menzil ve Laiklik demiştik. Hepsi bu işte..
Anla ve uyarla...
4 notes
·
View notes
Text
🗣️ Paranın Paletleri
Dünyada bugün yaşanan nedir sorusunun dünya ve ülkemiz açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.
Dünyada yaşanan şudur;
İşçilik ve üretim maliyetleri düşük diye anglosakson sömürgeci ziyniyet Çin'i son yıllarda para çoklamak amaçlı üretim üssü olarak kullandı. Çin bu fırsatı çok iyi değerlendirdi üretim becerisini geliştirerek katma değeri yüksek ürünler üreterek batının sömürgeci devletlerini ekonomik büyüme açısından geçti. Bundan sonra ki süreçte fark atacak. Asya çağını durdurmak isteyen batı emperyalizmi bu gelişmeyi durduramadığı kendi açtığı çukura düştüğü için açmaza düştü.
Sürekli silah üreterek dünyanın jandarması olarak istediği yerde karışıklık çıkarmak artık eskisi kadar kolay değil.
Dünyanın çok farklı yerlerini karıştırarak kendi gücünü egemen kılma gayretleri beyhude bir çabaydı. Batı sömürgesi ve onun kuyruğuna takılan her zihniyetin sonu Amerikan'nın kuyruğuna takılan her batılı ülke için geldi.
Ukrayna, İran ve bizim coğrafyamızda ki çıkardıkları tüm karışıklıkların hedefi Asya'da ki doğal kaynakların ele geçirilmesi amaçlıdır. Bir terör yapısı olarak Ortadoğu'da kama olarak batı emperyalizmi tarafından kurulmuş çakma devlet İsrail'in İran'a karşı Azerbaycan devletinin yanında olma çabaları o bölgeyi karıştırmak amaçlı bir çabadır.
Enerji kaynakları Asya güçlerinin elindedir. Bundan sonra ki çağ Asya çağı olarak ilerleyecek. Batı sömürgesi de haddini bilmeyi ve bunu hazmetmeyi öğrenmek zorunda kalacaktır.
Hindistan, İran vb gelişmekte olan ülkeler hem Rusya hemde batı ile ilişkilerini geliştirerek iki tarafı da kullanarak gelişmektedir.
İki taraflı kalan ülkemiz için ise durum tam tersidir. Bir tarafı diğer tarafı tehdit etmek amacıyla tercih etmek isterken her iki tarafa da taviz veren ülke durumuna düşmüştür.
Anglosakson sömürge düzenine yetmiş yıldır sömürge olmanın ağır faturasını ödüyoruz.
Aynı zamanda Rusya'nın Suriye'ye üs kurmasını sağlayan politikalar ile sıcak denizlere inme başarısını göstermesinin önünü açmıştır. Rusya ülkemize S-400 satarak kendi savunma alanını genişletmek fırsatı yakalayarak ikinci emperyalist devlet olarak ülkemizde söz sahibi olma konusunda fırsat üretmiştir.
Batının tanklardan sonra bankalar gelir tehdidi son kırk yılda ülkemizin özelleştirme ile talan edilmesi ve bu talanın devamı yönünde ülke yönetme tercihleri bizim için en büyük tehdit ve milli güvenlik sorunudur.
Paranın paletleri ile insan ezen o vahşiliğin içinde yirmi yıla yakın boşuna mı durdum?
12 Eylül 2012 tarihinde boşuna mı hedef alındım?
21 Aralık 2015 tarihinde en uzun gecede boşuna mı kitapla para paletiyle insan ezen ve onların emrinde hizmetçi olanlara boşuna mı kitapla MUHTIRA verdim?
Anglosakson sömürge düzeninin yerli işbirlikçi sermayesi de üretimlerini onların taleplerini karşılamak amacıyla Çin'e taşıdılar. Çin'de üretip ithal ederek ülkemiz ekonomisine en büyük zararı verdiler. Kendileri para çokladılar. İstihdam ve vergi geliri açısından bize kaybettirdiler. Avrupa ile gümrük birliği anlaşması yaparak ithal mal pazarı alışveriş merkezlerinde vergi ödemeden bize sattıkları her ürün ile büyük kazançlar elde ettiler.
Özelleştirme tanklardan sonra bankalar aracılığıyla paranın bir palet olarak kullanılması fırsatını verdi anglosakson sömürge zihniyeti ve yerli işbirlikçi sermayenin şirketlerine.
Karşılıksız para basarak bütün ekonomik değerler bu yolla hiçbir bedel ödemeden bu sömürgeci zihniyetin eline geçti.
Son yirmi yılda medya ile halk kandırılarak ve bol para yalanı ile halkı bu tuzağa düşürerek sömürgecilere hizmet eden yasalar çıkartan zihniyet iktidar yapıldı.
Bugün iktidar olmak isteyen muhalefet aynı tuzağa düşerek batının bol para oyununa düşmek adına halkı yeniden kandırmak adına oyunu değiştirmeden oyuncu değişikliği yapmanın derdine düşmüştür.
Gerçek ekonomik değerleri bankalara transfer etmenin en etkin yolu halkı borçlandırmaktır. Borç tefecinin kamçısıdır. Borç para buldum diye oy isteyen tefecinin acentesidir.
İthal mal pazarı alışveriş merkezleri şehir merkezlerinde yasak olmasına rağmen yurdun her yerinde anglosakson sömürge düzenine hizmet edecek şekilde açıldı. Karşılıksız para kredi kartları ve bireysel krediler ile halkın tüketim yoluyla beli büküldü.
Beton bankalara kaynak aktarmak adına bir başka araçtı. Yirmi yılda bütün kaynaklar betona gömüldü.
Ülkemiz halkın genel yararına yarım kalan devrimleri tamamlayacak bir yönetim anlayışına kavuşmadan dünyada ki fırsatları yakalama olanağı yoktur.
Yaklaşık yirmi yıl sonra dünyada petrol bitiyor ve yeni enerji kaynakları konusunda ülkemiz kaynakları ile bu konuda bilimsel çalışmalar yapılması gerekirken her gün Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı kim kazanır şeklinde gündemler ile kaybeden ülkemiz ve insanımız olmaktadır.
Bugün ki iktidar ve muhalefet anlayışı artık tarih olmak zorundadır.
Kendi gelecekleri dışında bize bir gelecek hazırlamak derdinde olmayanların elinden yetkiyi tamamen almanın zamanı gelmiştir.
Asya çağını kaçırmak bize çok büyük bir bedel ödetir.
Partisiz, birlik ve beraberliği tehdit eden sağ sol vb her türlü ideolojik ayrımcılık ve sınıfsal ayrımcılığı ortadan kaldıracak olan partisiz parlamenter sisteme bir an önce geçilmesi bize büyük fırsatlar sunacaktır.
Toplumun büyük kısmı siyasi partilere mesafelidir. Bu çağda kişilere teslim edilmiş siyasi partiler artık toplum için bir umut değildir.
Partisiz Parlamenter Sistem ortak aklın halk yararına iktidar olması demektir.
Bundan sonra ki bol para geriye kalan toprakların, maden ruhsatlarının ve mülk satışları ile ülke tapusunu savaşmadan sömürgeci batıya teslim etmek demektir.
Çok partili siyasi sistem ile tankların paletleri ile ezilen ülkemiz son yirmi yılda paranın paletleri ile ezilmiştir. Tankların arkasında olan zihniyet artık ülke tek adam yönetimine geçtikten sonra tankları devreden çıkarmış parayı kullanmaya başlamıştır. Tek sorunu ülkenin başına gelen kişinin kendi adamları olmasını sağlamaktır.
Bu zulmün önünü bir tek halk devrimi ile partisiz parlamenter sistem ile keser ve halkın genel yararına sosyal hukuk devletini yeniden inşaa edebiliriz.
Sömürge edilmiş ve halkın perişan olduğu ülkemizde mevcut ekonomik duruma göre hiçbir tek adamın bundan sonra ki süreçte ülkemizi yönetmesi kim seçilir ise seçilsin mümkün değildir.
Seçilen tek adamın partisiz parlamenter sisteme geçmek dışında ve kamulaştırma yaparak üretim ekonomisine geçmekten başka bir çaresi yoktur.
] Önder KARAÇAY [
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#devrim#paranın paletleri#bankalar#tefecilik#sömürge#partisiz parlamenter sistem
5 notes
·
View notes
Text
Bursa Teknik Üniversitesi'nde akademik toplantı
https://pazaryerigundem.com/haber/191410/bursa-teknik-universitesinde-akademik-toplanti/
Bursa Teknik Üniversitesi'nde akademik toplantı
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Genişletilmiş Akademik Kurul Toplantısı, Mimar Sinan Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. İki aşamalı düzenlenen toplantıya öğretim üyeleri, araştırma görevlileri ve öğretim görevlileri katıldı.
BURSA (İGFA) – BTÜ’deki Genişletilmiş Akademik Kurul toplantısı BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ın sunumuyla başladı.
Rektör Çağlar, Bursa Teknik Üniversitesini; öğrencilerini merkeze alan, araştırma ve geliştirme odaklı, sanayiyi güçlendiren sanayiden güç alan, şehir ve toplumla bütünleşen, uluslararası bilinirliği ve görünürlüğü yüksekbir üniversite olma hedefiyle yoluna devam eden genç, dinamik ve yenilikçi bir üniversite olarak tanımladı. Rektör Çağlar, sözlerinin devamında ise gerçekleştirilen çalışmaları ve BTÜ’nün orta ve uzun vade hedeflerini katılımcılarla paylaştı.
Terfi alan ve üniversite bünyesine yeni katılan akademisyenleri tebrik eden Rektör Çağlar, gelecek dönemde üniversitenin tüm birimlerinde niteliksel gelişme yaşanacağını bildirdi. Pek çok alanda ilkleri ortaya koyduklarını dile getiren Rektör Çağlar, BTÜ Kariyer Gelişimi ve Uygulama Merkezi (BUKAGEM) tarafından özgün olarak geliştirilen BTÜ Kariyer Modeli’nin de bunlardan biri olduğunu söyledi. Yine bu çerçevede bu yıl ilk kez düzenlenen BTÜ Kariyer Fuarının da (BTÜKAF) sektörlerinde öncü çok sayıda kuruluşun katılımı ile başarı ile gerçekleştirildiğini aktardı.
Sunumunda BTÜ’nün öğrenci merkezli bir üniversite olduğunu ifade eden Çağlar, Engelsiz Üniversiteler Ödülü’nün 2024 yılında ilk defa alındığı bilgisini akademisyenler ile paylaştı. Üniversite yerleşkelerinde bulunan sosyal alanları geliştirme çabası içerisinde olduklarını kaydeden Çağlar, Mimar Sinan Yerleşkesinde yeni bir eğitim binasının inşaatına başlandığı müjdesini de verdi.
ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME ODAKLI
Prof. Dr. Çağlar,BTÜ’nün araştırma üniversitesiolma yolundaki azminin her sene daha da artarak sürdürdüğünü vurgularken, üniversitede yapılan bilimsel araştırmalar ile iki farklı buluşun uluslararası patent kuruluşlarınca tescilinin gerçekleştiğini kaydetti. Amerika Birleşik Devletleri ve AB ülkeleri nezdinde patent başvurusu yapılan 7 farklı buluşun ise halen değerlendirme sürecinde olduğunu da sözlerine ekledi.
Robotik ve akıllı sistemler alanında altı farklı alanda Ar-Ge ve yazılım çalışmaları yürüttüklerini aktaran Rektör Çağlar, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Yapay Zekâ Ekosistem Çağrısında da iki yıl üst üste destek alma başarısı göstererek BTÜ’nün toplam 27 projenin ikisini Bursa’ya kazandırdığını vurguladı. Öğretim üyelerinin geliştirdiği projeler ile BTÜ’nün TÜBİTAK Ar-Ge proje desteklerinde 39. sıraya yükseldiğini belirten Rektör Çağlar, her yıl bir önceki yılın üzerine çıkma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz dedi.
BTSO konseyleri ve iş dünyasının tüm sektör STK’ları ile işbirliği amacıyla düzenli toplantılar gerçekleştirdiklerini aktaran BTÜ Rektörü Çağlar; “Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen ‘Sorun Çözüm Pazarı’ formatı ile sektörlerin Ar-Ge ve üretim faaliyetlerine destek olmak üzere bilimsel çalışmalar üretmek ve Avrupa Birliği projeleri geliştirmek üzere çalışıyoruz. Benzer şekilde bünyemizdeki Merkezi Araştırma Laboratuvarı MERLAB ile de firmaların ihtiyaç duyduğu test ve analiz hizmetlerini akredite cihazlarımızla hızlı ve düşük maliyetler ile karşılayarak sektörlere ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlıyoruz” dedi.
Yerel belediyeler işbirliğiyle “AB Proje Fikri Geliştirme Çalıştayları” düzenlediklerini aktaran BTÜ Rektörü Çağlar; “Paydaşlarımızın sorunlarına çözümler üretmek ve iş süreçlerini iyileştirmek üzereöğretim üyelerimizi belediye yönetici ve çalışanları ile bir araya getiriyor ve proje fikirleri geliştiriyoruz. Bu format ile temel hedefimiz, ortaya konan fikirlerden Avrupa Birliği projeleri geliştirmek ve hem belediyelerimize ve halkımıza hem de ülkemiz ekonomisine katkı sağlamaktır” dedi.
Sadece Bursa’da ve Türkiye’de değil tüm dünyada tanınan bir üniversite olma yaklaşımı ile çalıştıklarını dile getiren Rektör Çağlar; “Destek aldığımız ve yürütücüsü olduğumuz 2 ayrı Horizon Europe projesi, Erasmus KA2, K131 ve K171 projeleri ile toplamda 30’a yakın ülkeden 100’ün üzerinde üniversite ile ortak çalışmalar yürütmekteyiz. Bu yıl Erasmus KA171 yükseköğretimde hareketlilik projelerinde aldığımız 38 destek ile Türkiye 2.’si olduk. Benzer şekilde Karadeniz Ekonomik İşbirliği ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’ndan aldığımız destekler ile farklı ülkelerden paydaş üniversiteler ile ortak bilimsel projeler yürütüyoruz” dedi.
BTÜ 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Genişletilmiş Akademik Genel Kurulu; Rektör Prof. Dr. Naci Çağlar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Prof. Dr. Sinan Uyanık, Prof. Dr. Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç ve Genel Sekreter Selim Uzun’un katılımcıların görüş ve önerilerini dinleyerek soruları cevaplamaları ile sona erdi.
Etkinlik sonunda tüm akademik personelin katılımı ile anı fotoğrafı çektirildi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes