#Ata Berk Mutlu
Explore tagged Tumblr posts
Text
0 notes
Photo
#poyraz karayel#poyrazkarayel#poyrazcımkarayel#Poyraz#poyraz ayşegül#poyraz aysegul#poyrazaysegul#sinan#poyrazsinan#isa#ayşegül#aysegul#ilker kaleli#ilkerkaleli#burçin terzioğlu#burcin terzioglu#burcinterzioglu#ata berk mutlu#emirhan akbaba#gif#my gifs
78 notes
·
View notes
Text
İş Sanat’tan Kaçırılmayacak Aralık Etkinlikleri
İş Sanat, dünya sahnelerinin yıldız isimlerinin konserlerinin yanı sıra, dinleti ve çocuk etkinliklerine uzanan programıyla Aralık ayında içinizi ısıtacak. Yılın son ayı, klasik müzik tutkunlarının heyecanla beklediği Pinchas Zukerman ve Camerata Salzburg konseri ile başlayacak. İstanbul şiirlerinden oluşan “Aşk ve Hüzündür İstanbul” dinletisi, Fantastik Hikâyeler Makinesi ve Millî Reasürans’ta Parlayan Yıldızlar etkinlikleri ile 7’den 70’e tüm sanatseverlere dolu dolu bir Aralık ayı vadeden İş Sanat, 2017 yılını dünya müziğinin sıra dışı ismi Buika ’nın muhteşem performansı ile uğurlayacak.
Sezonun heyecanla beklenen klasik müzik konseri
20. yüzyılın ikinci yarısının en büyük kemancılarından biri olarak kabul edilen Grammy ödüllü sanatçı Pinchas Zukerman, Avrupa’nın köklü oda topluluklarından biri olan Camerata Salzburg eşliğinde 7 Aralık, Perşembe akşamı İş Sanat sahnesine konuk olacak. Müzikal dehası ve muazzam tekniği ile dünyanın en prestijli toplulukları ile en zorlu eserleri icra ederek bir fenomene dönüşen sanatçı, Medal of Arts, Isaac Stern Sanatta Mükemmellik Ödülü gibi sayısız saygın ödülün yanı sıra kazandığı 2 Grammy ile de kariyerini taçlandırdı. Baroktan klasik dönem eserlere, romantik dönem bestelerden oda müziği kompozisyonlarına uzanan Deutsche Grammophon ve Philips etiketli tüm kayıtlarını 2016 yılında 22 CD’lik bir set olarak yayınlayan Zukerman, icracı kimliğinin yanı sıra dünyanın önde gelen topluluklarını da yönetiyor. Konserde hem solist hem de şef olarak müzikal hünerini sergileyecek sanatçıya, Avrupa’nın en köklü oda müziği topluluklarından Camerata Salzburg eşlik edecek. Münih, Londra, Floransa, Moskova, Pekin, Tokyo gibi dünyanın önemli sanat ve kültür şehirlerinde konserler veren Camerata Salzburg, Mozart Haftası’nın ve Salzburg Festivali’nin de vazgeçilmez konuklarından. Pinchas Zukerman ve Camerata Salzburg’un dinleyicilere adeta bir müzik ziyafeti sunacağı konserde Beethoven, Mozart ve Schubert’ten eserler seslendirilecek.
Şairlerin dizeleriyle İstanbul…
Dünyanın en güzel şehirlerinden İstanbul, edebiyatımızın usta şairlerinin dizeleriyle İş Sanat sahnesinde resmedilecek. Atilla Birkiye’nin hazırladığı, Mehmet Birkiye’nin sahneye uyguladığı dinleti, eski bir iskeleyi imleyen dekorda ve Serdar Yalçın’ın müzik yönetmenliğinde izleyicilere sunulacak. Yahya Kemal Beyatlı, Orhan Veli, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Can Yücel, Nâzım Hikmet, Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Süreya, Melih Cevdet Anday gibi kalemlerin İstanbul’a dair en güzel şiirlerini usta oyuncular Tilbe Saran ve Hakan Gerçek seslendirecek. Şiirlere, Sema Subaşı akordeonu, Turgut Aktaş da klarneti ile eşlik edecek. 2012 yılında kaybettiğimiz duayen oyuncu Cüneyt Türel’in anısına sahnelenecek ‘Aşk ve Hüzündür İstanbul’ başlıklı dinleti, 11 Aralık, Pazartesi akşamı saat 20.30’da İş Sanat’ta.
Meraklı miniklerle mucitlerin maceralı dünyasına yolculuk
İş Sanat’ın geçtiğimiz yıl kapalı gişe oynayan ve çok sevilen çocuk oyunu Fantastik Hikâyeler Makinesi Aralık ayında bir kere daha sahnede. Can Yılmaz’ın yazdığı Serdar Biliş’in yönettiği oyunun eğlenceli müziklerini Çiğdem Erken, koreografisini Tuğçe Tuna hazırladı. Çocukları uçağın mucidi Wright Kardeşler’den Hezârfen Ahmet Çelebi’ye, sinemanın mucidi Lumiere kardeşlerden taş devrine uzanan geniş bir zaman diliminde benzersiz bir yolculuğa çıkaran oyunun meraklı kahramanı Ömer’e yetenekli genç oyuncu Ata Berk Mutlu hayat veriyor.
Ömer, büyükbabasının hediyesi ile zamanda yolculuğa çıkıyor ve tarihteki birtakım buluşlara hem tanıklık hem de müdahale ediyor. Renkli kostümlerini Tomris Kuzu’nun, ışık ve sahne tasarımını Cem Yılmazer’in yaptığı oyunda sevilen oyuncular Tuba Ünsal,İbrahim Selim, Sercan Badur, Yeliz Kuvancı ve Hayal Köseoğlu canlandırmalarıyla kahkaha dolu anlar yaşatıyor. İş Sanat, meraklı minikleri 17 Aralık, Pazar günü saat15.00’da mucitlerin maceralarla dolu dünyasına bekliyor.
Siyah beyaz tuşların ‘Parlayan Yıldızları’
Millî Reasürans’ta Parlayan Yıldızlar serisinin aralık ayındaki konukları genç piyanistler Tarık Kaan Alkan ve Emir İlgen oluyor.
2006 doğumlu Tarık Kaan Alkan, Royal Schools of Music (İngiliz Kraliyet Müzik Okulu) piyano sınavlarında başarı göstererek takdir belgesi aldı ve Royal Academy teori sınavını da geçerek lise sınavlarına giriş hakkı kazandı. 2015 yılında Çek Cumhuriyeti’ndeki Virtuosi Per Musica Di Pianoforte yarışmasında ülkemizi temsil eden tek Türk olarak finale katılan Alkan, 2017 yılında Avusturya’daki Mozerteum Üniversitesi’nde Prof. Markus Becker’in ustalık sınıfına katıldı ve Stiftung Mozarteum’da konser verdi.
2003 doğumlu Emir İlgen ise piyano eğitimine İzmir Dokuz Eylül Devlet Konservatuvarı’nda başladı. 2013 yılında Clara Schumann Müzik Okulu Uluslararası Piyano Yarışması’nda Assoluto Birincilik Ödülü’nü kazandı. 2017 Yamaha Avrupa Bursu ödülünü kazanan İlgen, eğitimini Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda sürdürüyor.
Alkan ve İlgen’in özel hazırladıkları repertuvar ile dinleyicilerine enstrüman hakimiyetlerini sergileyecekleri konser 18 Aralık, Pazartesi akşamı gerçekleşecek.
Aşk şarkılarının tutkulu sesi Buika
Tutkuyla seslendirdiği aşk şarkılarıyla ülkemizde geniş bir hayran kitlesine sahip olan Latin Grammy ödüllü İspanyol şarkıcı Buika, “Para mi” albümünün dünya turnesi kapsamında 21 Aralık, Perşembe akşamı bir kez daha İş Sanat sahnesinde olacak. New York Times’ın “Buğulu, katmanlı ve hükmeden bir sesi var, Nina Simone gibi ama daha esnek ve virtüöz” şeklinde övgüyle söz ettiği Buika, 2000 yılında yayınladığı ilk albümünden bu yana eleştirmenlerde ve dinleyicilerde hayranlık uyandırıyor. Sanatçı, Ekvator Ginesi’ne uzanan etnik geçmişi ve Mayorka’da geçen çocukluğunun da etkisiyle Flamenko, caz, blues, soul, reggae, funk, rumba, R&B, gospel, copla gibi farklı müzik türlerini muazzam bir armoni ile harmanlayarak dünya müziğine yeni bir soluk getiriyor.
ABD’nin bağımsız haber radyosu National Public Radio (NPR) tarafından “Dünyanın 50 En Büyük Sesi” nden biri olarak seçilen Buika, 2009 tarihli albümü “El Ultimo Trago” ve 2013 tarihli albümü “La Noche Mas Larga” ile iki Latin Grammy Ödülü kazandı. Kariyeri boyunca Montreux Caz Festivali, Barcelona Caz Festivali, Kopenhag Caz Festivali gibi birçok festivalde şarkı söyleyen İspanyol diva, Anoushka Shankar, Chick Corea, Seal, Nelly Furtado, Chucho Valdés gibi önemli isimlerle de müzikal işbirliklerine imza attı. Buika, sıra dışı sahne performanslarıyla Amerika’dan Fransa’ya, Portekiz’den İran’a uzanan geniş bir coğrafyada hayranlarını büyülemeye devam ediyor.
7 Aralık 2017 Perşembe, 20.30
Pinchas Zukerman şef/keman
Camerata Salzburg
11 Aralık 2017 Pazartesi, 20.30
İstanbul Şiirleri
Aşk ve Hüzündür İstanbul
17 Aralık 2017 Pazar, 15.00
Fantastik Hikâyeler Makinesi
18 Aralık 2017 Pazartesi, 20.30
Millî Reasürans’ta Parlayan Yıldızlar
Tarık Kaan Alkan piyano
Emir İlgen piyano
21 Aralık 2017 Perşembe, 20.30
Buika
Para Mi
The post İş Sanat’tan Kaçırılmayacak Aralık Etkinlikleri appeared first on Şehri Keşfet & Explore the City.
from WordPress http://ift.tt/2j4EJ8V
0 notes
Photo
Fantastik Hikâyeler Makinesi ile mucitlerle tanışmaya hazır mısınız? http://dlvr.it/NSKldk
#Kültür Sanat#Ata Berk Mutlu#çocuk oyunu#Fantastik Hikâyeler Makinesi#Fantastik Hikâyeler Makinesi oyunu
0 notes
Text
Ata Berk Mutlu Kimdir, Kaç Yaşında? 2022, Ata Berk Mutlu filmleri ve tv dizileri
Ata Berk Mutlu Kimdir, Kaç Yaşında? 2022, Ata Berk Mutlu filmleri ve tv dizileri
Ata Berk Mutlu Kimdir, Kaç Yaşında? 2022, Ata Berk Mutlu filmleri ve tv dizileri Ata Berk Mutlu, 14 Haziran 2005’te Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlarından beri oyunculuk yapmaktadır.Ailesi tarafından 4 yaşlarındayken ajansa kaydolan Ata Berk Mutlu, Danino Süt reklamı ile ilk deneyimini kazanmıştır.Daha sonra Cuma’ya Kalsa dizisi ile ilk dizi deneyimini elde etmiş ve…
View On WordPress
0 notes
Text
Abisinin İzinde Genç Yetenek
Abisinin İzinde Genç Yetenek
Başarılı projelerde yer alan Ata Berk Mutlu’nun izinden ilerleyerek ekranlara “Merhaba” diyen Can Mutlu, MAG Nisan sayısına konuk oldu. “Güçlü bir büyücü rolünde oynamayı çok isterim” “Büyüyünce hem oyuncu hem de birçok enstrümanı çalabilen bir müzisyen olmak istiyorum” Ekranların sevimli çocuk oyuncusu Can Mutlu, MAG Nisan sayısında yer alan Kids içeriğinin konuğu oldu. 23 Nisan Ulusal…
View On WordPress
0 notes
Photo
Fantastik Hikâyeler Makinesi ile Zamanda Yolculuk
İş Sanat’ın çok sevilen ve biletleri hızla tükenen çocuk oyunu Fantastik Hikâyeler Makinesi 17 Aralık, Pazar günü saat 15.00’da bir kere daha sahnede. Can Yılmaz’ın yazdığı Serdar Biliş’in yönettiği oyunun eğlenceli müziklerini Çiğdem Erken, koreografisini Tuğçe Tuna hazırladı. Çocukları uçağın mucidi Wright Kardeşler’den Hezârfen Ahmet Çelebi’ye, sinemanın mucidi Lumiere kardeşlerden taş devrine uzanan geniş bir zaman diliminde benzersiz bir yolculuğa çıkaran oyunun meraklı kahramanı Ömer’e yetenekli genç oyuncu Ata Berk Mutlu hayat veriyor.Renkli kostümlerini Tomris Kuzu’nun, ışık ve sahne tasarımını Cem Yılmazer’in yaptığı oyunda sevilen oyuncular Tuba Ünsal, İbrahim Selim, Sercan Badur, Yeliz Kuvancı veHayal Köseoğlu canlandırmalarıyla kahkaha dolu anlar yaşatıyor.Fantastik Hikâyeler Makinesi ile Zamanda Yolculuk
1 note
·
View note
Text
Sucu Arif
Yedi tepeli koca şehrin küçük bir mahallesinde yaşıyordu Arif. Aşağı baksan deniz yukarı dönsen dağ tepe. Tam aradaydı Arif, her şeyin arasında. Annesiyle babasının, ananesinin “Okuyup büyük adam olacaksın sen” hayalleriyle babasının sucu dükkanının, annesinin sessizliğiyle küçük kardeşinin huysuzluğu arasındaydı. Okuyup büyük adam olmayı o da istiyordu ama okulla arası çok da iyi değildi. Halbuki biraz hevesle gitse okuluna, akşamları televizyona kapılmak yerine biraz ders çalışsa belki de babası “Okumayacak bu çocuk, hiç çalışmıyor baksana, boşa yoracak bizi belli” diyemeyecek, annesini ananesini kandırıp onu okuldan alıp sucu dükkanında çalışmaya zorlayamayacaktı. Ama olan olmuştu, önceleri sadece hafta sonlarında ve yaz tatillerinde dükkanda çalışırken ortaokul biter bitmez artık tam bir çalışan olmuş, bütün gününü dükkana gelen su siparişlerini dağıtmakla geçiriyordu.
Henüz yaşını doldurmadığı için motoru kullanması yasaktı. Oysa ne çok isterdi o da damacanaları motorun arkasına yüklesin, sonra egzosunu öttürerek mahalledeki kızlara hava ata ata gezsin. Ama o sadece yakın mesafelere el arabasıyla gidebiliyordu. Bazen boş damacanalarla bayır aşağı inerken kendini el arabasına yükleyip bırakıyordu ve uçuyormuş gibi hissediyordu, bu belki motordan daha iyiydi.
İnsanlar birbirini tanımazdı, mesela alt kattaki komşusunun adını bilmezdi ama hepsinin tanıdığı bir kişi vardı ki o da Arif’ti. Bütün gün mahalle civarında el arabasıyla dolaştığı ve neredeyse her kapıya haftada en az bir kere uğradığı için tüm mahalleli onu tanırdı. Kumrala kaçan sarı saçları, mavi gözlerinin hemen altında bitiveren elma gibi tombul ve kırmızı yanakları ve oldukça kısa kalmış boyuyla yaşına göre çok daha küçük gözüküyor ve herkese çok sevimli geliyordu. Arif de seviyordu herkesi, gülümseyip selam vermekten vazgeçmiyordu. Ama yine de üzerinde sanki buralara yanlışlıkla düşmüş, istemeden bu hayatın içindeymiş gibi bir hal vardı. Gözleri hep başka yerlere bakıyor, uzun uzun dalıyordu. Onun baktığı ama kimsenin bir şey göremediği yerlerde o ait olduğu yerleri görüyordu sanki.
Yine de bu mahallede kendini ait hissettiği, mutlu olduğu küçük alanlar vardı. Onun için en önemlisi akşamları dükkandan eve dönerken kimselere çaktırmadan gizli gizli gittiği parktı. Parkın en ışık almayan köşesinde liseli gençler sotelenir, gizlice sigara içerlerdi; bazen de bira, şarap. Arif çok sevmezdi sigarayı alkolü ama onlarla olmayı severdi. Babasının yanında olmadığı kendine ait bir alan, kendinin seçtiği arkadaşlar… Annesine kokup yakalanacağından korka korka her akşam onların yanına uğrar ve bir sigara içerdi. Arif bir tek orada birilerinin dediklerine uymak zorunda kalan bir çocuk olmaktan çıkıp “adam” oluyordu.
Bir de su götürdüğü bazı evleri özellikle seviyordu. Şu eli hiç bulaşıktan çıkmayan genç kızla bilgisayar başından kalkmayan sevgilisi mesela; 148 numara. Kız artık ne iş yapıyorsa belli ki evde çok vakti olmuyor, olunca da böyle evin alışverişinin yapılması, temizliği, bulaşığı, su istenmesi gibi bütün işleri birden hallediyordu. Sevgilisi ise sanki o koltuktan hiç kalkmıyormuş, onunla bütünleşmiş gibiydi. Kız her zaman “Ay Arif be, geç de içeri koy kuzum hadi, ellerim bulaşık” derdi. Elinden köpükler damlata damlata mutfağa döner Arif de peşinden girerdi. Bir de hep söylenirdi damacananın mavi kapaklarına; “Bak geçen sefer de kapağını açmadan gitmişsin bir saat onla uğraştım. Minnacık kulp yapıyorsunuz o da kopuyor sonra bıçakla mı kesersin baltayla mı dalarsın uğraş dur.” O sırada Arif çoktan kapağı açmış gülerek bakardı genç kadına. “Parayı da şu ayakkabılığın üzerinden alıver bak koydum oraya.” “Abla bende bozuk yok, sen bozuk versen?” “ Eh be Arif şu baban cebine hiç mi para koymaz senin? Ne yapıyorsun o paralarla bak bozukluk için bile bırakmıyor sana.” Ancak o zaman ilk defa koltukla birleşmiş adamla bir temasa geçilirdi; “Umuuut, yok mu cebinde bozukluk?” Kısa bir sessizlik sonra ağır bir “Yoook” cevabı gelirdi. “Hayatım kalk da al benim cüzdanımdan, hadi benim ellerim bulaşık” ve uzun bir sessizlik… Genç kız ellerini durular, kurular, Arif’e parasını getirir, biraz da fazla verir “Bunu babana söyleme, sende kalsın” derdi.
Sonra şu takma dişli dede; 162 numara. Arif onu sokakta gördüğünde dişlerinin takma olduğunu düşünmezdi hiç. Ama ne zaman evine su götürse, kapıyı açtığında gülmemek için zor tutardı kendini. Dişleri olmayan, dudakları ağzının içine vakumlanmış gibi duran haliyle sokaktaki o aksi dede evde bir tonton dedeye dönüşüveriyordu. Ama sadece görüntüsüyle. Yoksa o sivri dilini aksiliğinden hiç geri çevirmez parasını da tam tamına verir ya da üstünü tam tamına eksiksiz beklerdi. “Beni öyle üzerimde bozuk yok laflarıyla kandıramazsın, ben bilmez miyim sizleri” diye başlardı dırdıra. Oysa Arif’in ondan hiçbir beklentisi yoktu, az konuşsun yeterdi ama dede bütün yalnızlığının hıncını çıkarırcasına konuşur da konuşurdu. “Neymiş o geçenki gürültü patırtı, yıkıldı ortalık. O izbandut karısını mı dövmüş gene, he?” Gerçekten yapayalnızdı adam. Karısı yıllar önce ölmüştü duyduğuna göre. Hiç çocuğu da yoktu. Peki her yanı değerli eşyalarla dolu bu koca evi ve harcamaya korktuğu onca parasını ne yapacaktı? Arif’e vereceği iki lira bahşişten kaçınarak ne planlıyordu bu kadar? Arif hiç düşünmüyordu bunları. Başkalarının malını mülkünü düşünmek büyüklerin işiydi, Arif sadece kimse ona karışmasın istiyordu, onun kimseye karışmadığı gibi. “Bilmiyorum dede, ben bir şey duymadım ki.” “Aman sen de aylak aylak gez ancak…senden bir tek parkta olanlar öğrenilir, gençlerin ne bok yediği de beni ilgilendirmez. Sanki bilmiyoruz, gizli gizli alıp biraları şarapları kaçın kuytulara, bir iki de saf kız attınız mı aranıza bütün gece kızla kim öpüşecek diye yarışıp durun.” O böyle nefes almadan, durmadan konuşurken Arif huzursuzlanırdı. Biliyor muydu parkta yaptıklarını? Ya başkaları da biliyorsa? Hem bu kız mevzuu da nerden çıkmıştı şimdi, geçen çocuklar konuşurken de duymuştu böyle bir şey ama kendisi ne zaman gitse sadece erkekler oluyordu ortamda. Kız arkadaşları da mı vardı acaba? Neden Arif’le de tanıştırmıyorlardı? Bunların çok fazla üstünde durmaz dedeye bir ihtiyacı olup olmadığını sorardı. Çünkü ne olursa olsun, ne derse desin, garip bir şekilde seviyordu bu dedeyi ve dedenin de mahallede konuştuğu tek kişi oydu.
Ama 157 numara yok mu? Üç erkek çocuklu aile… O eve gitmekten illallah çekiyordu Arif. İnadına da suları iki günde bir biter, sık sık su isterlerdi. Arif gitmek istemez ama o kadar yakın mesafeye motoru da yollatamazdı. El mahkum gider, her defasında da kapıyı evin en büyük oğlunun açmasından nefret ederdi. Evin en büyük oğluydu ama Arif’ten küçüktü aslında. Yine de şimdiden serpilmiş boyu ve belli doğuştan gelen, değişmeyecek yakışıklılığıyla çocuk gibi durmaz, Arif’ten büyük gösterirdi. Arif’e yoksunluğunu hatırlatırdı o çocuk. Ne eksiği vardı ki onun, o da onun gibi okula gitse, okusa öğrense, onun gibi bilmiş bilmiş konuşur, belki boyu bile uzardı. Ama eksikliğin ya da fazlalığın onlarda olmadığını, çocukları ayrı kılanın babalarının hayatlarının farklılığı olduğunu idrak edemiyordu henüz. Bir de evin küçük oğlanları… hep Arif’e verilecek parayı saklamış olurlardı. O para bulunana kadar da evde kıyamet kopardı ve o kadından nasıl çıktığına inanamadığı sesler çınlamaya başlardı; “Berat, Berke gene mi sakladınız parayı, verin çabuk. Vallahi babanıza söyleyeceğim artık yiyeceksiniz sopayı, azcık ağbinizden öğrenin oğlum ya, yeter!” Ağbi ise evin babası kıvamındaki ses tonuyla “Kusura bakma Arif, seni de bekletiyoruz ama” derdi. O hengamede çocukların birbirlerine fırlattıkları şeylerden biri mutlaka kapıdan fırlar, Arif gidip alırdı. Sonunda parasını da alınca kaçarcasına çıkardı apartmandan.
Gel gelelim Arif’in en mutlu olduğu, neredeyse koşa koşa gittiği ev kedisiyle yalnız yaşayan genç kadının eviydi; 170 numara. Birkaç gün aramasa sorardı; “170 numaradan hiç sipariş yok mu ya?” “Oğlum ne yapacaksın 17o numarayı, manita mı yaptın o evde?” Manita falan değil kediyi görmek istiyordu Arif. Her su bırakışında kedi kapıya gelecek mi diye heyecanlanıyor ama kedi zaten her kapıya koştuğu gibi onun zil çalışına da çoktan koşmuş oluyordu. Kediyle bu kavuşma anı Arif’in çocuk olabildiği tek andı ve aslında hep öyle kalmak istediği tek an. Birçok yaşıtı gibi Arif’in de çocukluğu uzun sürmemişti ve daha çocukken çocukluğunu özlüyordu.
Kadın da bu durumun farkındaydı, bu yüzden Arif’in kedisini sevmesine bir şey demiyordu. Ama kesinlikle içeri davet etmiyordu. Aslında Arif içeri girip kediyle koşturup oynamayı çok istiyordu ama kadının garip bir mesafesi vardı. O sıcaklığı ve gülümsemesinin ardına bir duvar örmüş gibiydi ve Arif o duvarın arkasına asla ulaşamıyordu. Kadının yalnızlığına bakılırsa duvarı yıkamayan bir tek Arif değildi.
Genç kadın Arif’in getirdiği damacanayı alıp mutfağa götürür, eskisini alıp getirirdi. Parası da anahtarların yanında hazır olurdu hemen. Kedi de zaten bu sürede çoktan kapıda oynaşmaktan sıkılmış ve içeri kaçmış olurdu. Arif bir şey diyemez, mecbur dönerdi ama aklı kedide kalırdı.
Bir gün 170 numaradan yeni sipariş geldiğinde yine hevesle koştu Arif. El arabasını bile almadan sırtında taşıdı damacanayı, nefes nefese geldi kapıya. Zile bastı, bir süre beklemek zorunda kaldı. Sonra kapı yavaşça açıldı ama kedi koşmadı. Arif damacanayı bırakırken yavaş davrandı ve bahaneyle yerlere bakındı. Kedi gözükmeyince çekinmedi “pisi pisi” diye çağırdı ama kedi yine gelmedi. Genç kadın o gün ilk defa konuştu “Kedi öldü Arif”. Arif de ilk defa o zaman başını kaldırıp kadına baktı ve ağlamaktan şişmiş kıpkırmızı gözlerini gördü. Onun da gözleri doldu, sesinin titremesinden korktu, hiçbir şey demeden boş damacanayı alıp koştu.
Dükkana kadar elinde damacanayla koştu Arif. Dükkana varınca durup derin derin nefes aldı. “Ne oldu be, biri mi kovalıyor?” Arif elindekini bırakıp koşmaya devam etti, sahile vardı. Koyverdi kendini, ağlamaya başladı. Susmadan hıçkıra hıçkıra ağladı. O zaman fark etti ki bu dünyada en sevdiği canlı tek bir kelime bile konuşamadığı o kediydi. Arif’in tüm mutluluğu, tek heyecanı oydu. Ve bu Arif’in o kadınla en büyük ortak özelliğiydi, kadın da bu dünyada en çok kedisini seviyordu. Ama bu Arif’le tek ortak yönleri değildi.
Uzun süre 170 numaradan sipariş gelmedi. Arif’in de gidecek, o kapıda kedi olmadan bekleyecek ve kadının gözlerine bakabilecek cesareti yoktu zaten. Ama bir şey yapması gerektiğini hissediyordu. O bu kadar üzülüyorsa evindeki tek dostunu yitiren kadın kim bilir ne haldeydi.
O gece dükkandan çıkınca yine parka gitti, ilk defa şarap içecekti. İçti Arif, dediklerine göre her derdi unutturuyordu bu meret ama Arif’e kediyi ve genç kadını unutturmadı. Aksine daha beter içini yaktı şarap. Kalsa bütün gece ağlayabilirdi ama babasından korktu, yine erkenden ayrıldı arkadaşlarının yanından.
Eve dönerken minicik bir yavru kedi gördü Arif. “Sarhoş mu oldum be?” dedi kendi kendine ama kedi bayağı canlı, hareket ediyordu. Arif yakalamak isteyip üstüne gidince kaçtı yavru, çalıların arkasına girdi. Arif de peşinden gitti. Çalıların hemen arkasında kendi gibi minicik dört kardeşini ve annesini buldu Arif. Anne kendi koruma içgüdüsüyle kalktı, Arif’e tısladı. Ama Arif ona elini uzattı, anneyi uzun uzun sevdi. Belli ki anne kedi de aslında bir çocuktu ve o da erken büyümek zorunda kalmıştı. Arif o zaman ne yapacağını buldu.
Ertesi gün su siparişlerinden bir fırsat bulup kedilerin yanına gitti. Onlara su ve süt verdi. Anne kedi mutlulukla süte daldığında Arif içlerinden en beğendiği yavruyu çaktırmadan aldı ve kaçtı. Kediyi önce bir güzel temizledi, bir de kurdele taktı boynuna. Gitti 170 numaranın kapısına. Kapıyı çaldı çaldı açan yok. Pes etmedi, kadının evde olduğunu biliyordu, bekledi. Yine çaldı zili. En sonunda karşı komşu açtı kapısını. “O kadın taşındı geçen hafta, ev boş” dedi, kapısını kapattı. Kadın nasıl da bu kadar rahat söyleyebilmişti ki bunu? Arif’in dünyası başına yıkılmıştı sanki. O genç kadın için bu kadar şey düşünürken, birlikte yeni bir kedileri olacakken o nasıl onu öylece terk edip gidebilirdi ki? Ağlamaklı bir halde kediyi annesine geri götürdü. Anne kedi Arif’e kızmış, küsmüştü. Elletmedi ne kendini ne yavrularını. Hemen sarıldı gelen yavrusuna. Arif kendini affettireceğine söz vererek uzaklaştı yanlarından.
Sanki sahip olduğu her şey gitmişti elinden. Bir şey yapmalıydı Arif. Güveni sarsılmıştı. Artık kim onu sever kollardı, o kimi sevebilirdi bundan sonra? Dükkana gitti hırsla. İçeri öyle bir girdi ki babası masadan başını kaldırıp baktı Arif’e. Uzun zaman sonra ilk defa süzüyordu oğlunu, boyu uzamış gibi geldi. “Ne oldun be?” “Baba ben karar verdim, bu kış okula başlayacağım yine, liseye gideceğim” dedi. Babası oğlunu böyle kararlı, istekli görünce şaşırdı. Hoşuna da gitti biraz, yumuşayacak gibi oldu ama hemen katılaştı. “Ne okulu be, okudun bitirdin işte yeter o kadar. 132 numara su bekliyor, hadi” dedi. Arif damacanayı el arabasına koydu ve gitti. Gitti.
Ocak-Mayıs 2012
#karamuk#manuklakaramuk#edebiyat#edebi sözler#edebi yazılar#öykü#hikaye#ikinci yeni#şiir#şiirsokakta
1 note
·
View note
Text
Peran Anak Poyraz di 'For My Son' ANTV, Intip Potret Ata Berk Mutlu Tokoh Sinan Karayel
Ayoe Seksina Peran Anak Poyraz di 'For My Son' ANTV, Intip Potret Ata Berk Mutlu Tokoh Sinan Karayel Artikel Baru Nih Artikel Tentang Peran Anak Poyraz di 'For My Son' ANTV, Intip Potret Ata Berk Mutlu Tokoh Sinan Karayel Pencarian Artikel Tentang Berita Peran Anak Poyraz di 'For My Son' ANTV, Intip Potret Ata Berk Mutlu Tokoh Sinan Karayel Silahkan Cari Dalam Database Kami, Pada Kolom Pencarian Tersedia. Jika Tidak Menemukan Apa Yang Anda Cari, Kemungkinan Artikel Sudah Tidak Dalam Database Kami. Judul Informasi Artikel : Peran Anak Poyraz di 'For My Son' ANTV, Intip Potret Ata Berk Mutlu Tokoh Sinan Karayel TRIBUNSUMSEL.COM - Peran Anak Poyraz di 'For My Son' ANTV, Intip Potret Ata Berk Mutlu Tokoh Sinan Karayel http://www.unikbaca.com
0 notes
Video
youtube
Başrollerini Ata Berk Mutlu, Belçim Bilgin ve Halil Sezai Paracıkoğlu'nun paylaştığı Rüzgar filmi hd kalitede tek parça halinde şimdi YouTube'da! Hemen izlemek için tıklayın; https://www.youtube.com/watch?v=n8160iuuM78
0 notes
Text
Erkek isimleri; Modern, İlginç ve Kur'anda Geçen Güncel 2018
Aklınızda belirlediğiniz bir isim varsa ne güzel ama hala aradığınız ismi bulamadıysanız en güzel erkek isimleri listemize bir göz atın Sizler için araştırdığımız erkek bebek isimleri listemizde modern erkek isimleri, etkileyici erkek isimleri ve duyulmamış erkek isimler listemizde toplamaya çalıştık Erkek isimleri 2018, En yeni erkek isimleri listesi Alp Arda Aras Arın Bartu Buğra Berkay Berk Batuhan Çağdaş Çağın Çağrı Çınar Doruk Dağhan Edis Efe Egemen Ege Eray Eren Kerem Kuzey Poyraz Utkan Utku Yağız Yalın
Nadir duyulan erkek isimleri, Değişik erkek bebek isimleri Kategorisindeki isimler ; Affan : Çirkin şeylerden kaçınan, iffetli, namuslu. Âgah : Bilgili, basiretli, haberdar, uyanık. Âhi : Arkadaş, dost, cömert, yiğit. Alican : Cana yakın, kanı sıcak, candan. Âlişan : Şan ve şerefi yüce olan. Alişir : Aslan Ali. Alperen : Hem din adamı hem komutan olan yiğit. Altemur : Demirin korlaşmış kırmızı hali. Âmir : İmâr eden. Ammâr : Bir yeri bakımlı hale getiren. Aşkın : Aşmış, ileri, üstün, seçkin. Ata : Baba, dede, yaşlı, tecrübeli, bilgili. Atalay : Tanınmış, ünlü. Atâullah : Allah'ın hediyesi, ihsanı, lütfu. Kuranda geçen erkek isimleri Çocuklarımıza dini erkek isimleri yada Kur’ân-ı Kerim’de geçen isimler vermemiz güzel bir şeydir, fakat Kur’ân-ı Kerim’de geçen bazı isimlerin anlamlarıda hoş olmayabiliyor. Manasını araştırmadan kulağımıza hoş geliyor veya Kur’ân-ı Kerim’de geçiyor diye isimleri çocuklarımıza vermemiz doğru olmaz. Resul: Peygamber anlamına gelmektedir. Nebi : Kendisine kitap indirilmiş peygamberlere verilen isimdir. Samet : Kimseye muhtaç olmayan anlamındadır. Allah (CC) mahsus bir isimdir. Hannas : Şeytanın bir diğer ismidir. Cebrail, Azrail, Mikail, İsrafil isimler ise melek oldukları için çocuklara konulmamalıdır. Anlamı kötü olan yada manasız isimler Kur’ân-ı Kerim’de geçse bile kız veya erkek çocuklara isim olarak konulmamalıdır. Erkek isimleri kuranda geçen A ile başlayan isimler Adem: İlk insan ve ilk peygamberdir. Adil: Adaletli, herkesin hakkını veren, adalet üzere davranan Ahmet : Peygamber Efendimiz’in Melekler katındaki isimlerindendir. Pek çok övülmüş, methedilmiş B ile başlayan isimler Bedir: Ayın on dördüncü gecesindeki şekli, dolunay, aynı zamanda Medinede Bedir savaşının yapıldığı yerdir. Berat: Nişan, rütbe. Bünyamin: Gözde oğul. C ile başlayan isimler Cihat : Allah yolundaki her türlü faaliyetlere verilen isimdir. Cuma : Toplanma, bir araya demektir. D ile başlayan isimler Davut : Düzene uyan, güzel sesli kimse demektir. E ile başlayan isimler Elyasa: Gönlü geniş anlamındadır. Eyüp : Sabırlı, sıkıntılar karşısında sabreden F ile başlayan isimler Furkan: Hak ile batılı ayıran, iyi ile kötü ve doğru ile yanlış arasındaki farkı gösteren. H ile başlayan isimler Halis: Karışıksız, katkısız: Saf, temiz ve samimi anlamına gelir. Harun: Musa A.s. Peygamberimizin kardeşidir. İ ile başlayan isimler İbrahim: Anlamı inananların babasıdır. İdris: Kur’ân-ı Kerim’de geçen Peygamberlerimizdendir. İdris İsminin anlamı: Meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü. 2. İlim ve fende ileri seviyede olan (kimse). İlk kez giysi dikip giydiği için terzilerin, ilk kez kalem kullandığı için yazarların piri kabul edilir. İlyas: Kur’ân-ı Kerim’de geçen Peygamberlerdendir. Erkek ismi olarak kullanılır. İhsan: Bağışlama, bağışta bulunma. İsa: Kurtuluş, Allah kurtarsın, Allah’ın hizmetkârı. İshak: Gülmek, gülen anlamlarına geliyor. İsmail: Allah’ı işiten: Duası kabul olunan.
L ile başlayan isimler Lokmân: Çoktan beri var olan, önceki. M ile başlayan isim listesi Muhammed: Övülmeye değer olan, en güzel huylara sâhip (kimse), çok övülmüş, övgüye layık. Mahmut : Övülmüş, methedilmiş, methe ve övgüye değer. Murat (Murad): Erkek ismi olarak kullanılır. Murat : İstek, dilek, amaç. Musa : Vasî tâyin edilmiş (kimse). Mümin: İman sâhibi kimse, müslüman. Naim: Cennetlerden birinin adı. N ile başlayan isimler Nuh: Dediğinden kesinlikle vazgeçmemek: Çok inatçı (kimse). Ramazan: Çok sıcak gün, güneş kumları: Oruç ayı: Bayram. S ile başlayan isimler Sâlih: Dînin emrettiği hususlara uygun davranan, iyi amel sâhibi, günah işlemekten kaçınan (kimse). Selim: Maddî ve mânevî kusûru, noksanı olmayan: Sağlam, doğru. Sefa : Gönül şenliği, rahat, huzur, kedersizlik: Eğlence, neşe, zevk: Saflık, berraklık. Sefer: Yolculuk, seyahat: Savaş için yapılan yolculuk Süleyman: Barış yapan. Şeref: Fazîlet, cesâret vb. üstün niteliklerle kazanılmış iyi şöhret. T ile başlayan isimler Târık: En iyi, en âlâ yol V ile başlayan isimler Veli: Allah’ın dostu ve sevgili kulu. Y ile başlayan isimler Yâsin: Ey insan!, Efendi. Yahya: Allah lütufkârdır. Yakub: Sözüne güvenilir, mert; Sert, kolay bükülmez. Yusuf: Güzelliğin sembolü Yunus: Yunus Peygamberimizin adıdır. Z ile başlayan isimler Zülkif: Nasip ve kısmet sahibi.
İkili erkek isimleri Ahmet Arhan Ahmet Arın Ahmet Berkay Ahmet Burak Ahmet Emre Ahmet Görkem Ahmet Hakan Ahmet Hamdi Ahmet Kaan Ahmet Kutsi Ahmet Turan Ahmet Ünal Akın Can Ali Bartu Ali Berk Ali Can Ali Emrah Ali Görkem Ali Hikmet Ali Kemal Ali Koray Ali Mert Ali Murat Ali Rıza Ali Yiğit Alp Arslan Alp Eren Alp Kaan Ayhan Polat Buğra Kaan Burak Semih Canberk Eftal Cem Başar Deniz Cenk Doğu Can Edis Buğra Efe Murat Ege Kaan Emir Han Emre Emir Enes Efe Eren Ada Eylül Emirhan Eyüp Kaan Gökay Kutlu Görkem Baki Hakan Bülent Halil Necati Hamit Emre Harun Boran Hasan Ali Hasan Basri Hasan Safa Hüseyin Gazi Hüseyin Ulaş İbrahim Ethem İrfan Yıldız İsmail Bora İsmet Efe Kaan Alp Kemal Haluk Kürşat Burak Lütfullah Enes Mahmut Esat Mahmut Sami Mehmet Akif Mehmet Ali Mehmet Alp Mehmet Anıl Mehmet Efe Mehmet Emin Mehmet Emre Mehmet Kaan Mehmet Kutsal Mehmet Murat Mehmet Zahid Mert Can Mete Kaan Metin Ali Muhammed Ali Muhammed Bilal Muhammed Fatih Muhammed Kürşat Muhammed Resul Muhammed Şamil Muhammed Taha Muhammed Tuğra Murat Atakan Murat Berk Murat Mert Murat Salim Murat Tolga Mustafa Arda Mustafa Berk Mustafa Emre Mustafa Gökhan Mustafa İlbey Mustafa İlker Mustafa Kaan Mustafa Kemal Mustafa Meriç Mustafa Mert Mustafa Tolga Mustafa Tufan Mustafa Yavuz Mutlu Mert Oğuz Han Oğuz Kaan Okan Yılmaz Oktay Onur Onur Ege Ömer Faruk Ömer Tuğrul Özgür Ada Recep Ali Recep Tayyip Salih Göktuğ Serdar Can Sezer Eser Şah Cihan Şerif Mert Taha Onur Umut Deniz Volkan Affan Yağız Efe Yaşar Salih Yavuz Selim Yiğit Efe Yunus Emre Yusuf Arda Yusuf Şamil Yusuf Turan Yusuf Ziya Yüksel İlbey Yeni annelerin büyük sorunlarından göğüs ucu yarası probleminiz varsa Göğüs Ucu Kremleri Nasıl Kullanılır? yazımızı okumalısınız. Read the full article
0 notes
Text
İş Sanat Kapılarını 3 Kasım’da Açıyor
Dinamik ve yenilikçi programlarıyla İstanbul’u kültür sanat alanında uluslararası bir buluşma noktası haline getiren İş Sanat, 7’den 70’e her zevke hitap eden 18. sezonuna Kasım ayında ‘merhaba’ diyor. Biletleri 12 Ekim’de satışa çıkan etkinlikler, Mayıs sonuna dek sürecek ve konserler geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da 20.30’da başlayacak.
Sanat tutkunlarının heyecanla beklediği yeni sezon 3 Kasım’da Eivind Gullberg Jensen yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konseri ile başlayacak. Soprano Mari Eriksmoen ile birlikte İş Sanat’ın Parlayan Yıldızlar serisindeki performanslarıyla hafızalarda yer eden genç sanatçılar Umut Sağlam (çello) ve Yiğit Karataş (keman) açılış konserinin solistleri olacak. Hemen ardından sahneyi dans dünyasının süperstarı Carlos Acosta’nın yepyeni topluluğu Acosta Danza alacak. Topluluk, Saddler’s Wells’teki prömiyerlerinin ardından 6- 7 Kasım tarihlerinde iki gece üst üste sergileyeceği gösteriler ile İstanbullu dans severler ile buluşacak.
Müzikle edebiyatın iç içe geçtiği dinleti serisi 13 Kasım’da Nâzım Hikmet şiirleri ile başlayacak. Duayen oyuncular Metin Belgin, Bülent Emin Yarar ve Hakan Gerçek’in seslendireceği dizelere Vedat Sakman da gitarıyla ve besteleriyle eşlik edecek. Sahneyi 23 Kasım’da Grammy ödüllü İsveçli besteci ve şarkıcı Lisa Ekdahl devralacak. Diskografisine sığdırdığı 10 albüm ile platin satış rakamlarına ulaşan sanatçı, İstanbullu hayranları için pop, caz ve bossa nova janrında şarkılar seslendirecek. 26 Kasım’da İş Sanat miniklere rezerve…
Geçtiğimiz yıl kapalı gişe oynayan, sevilen oyuncular Tuba Ünsal, İbrahim Selim, Ata Berk Mutlu, Sercan Badur, Yeliz Kuvancı ve Hayal Köseoğlu’nun yer aldığı Fantastik Hikâyeler Makinesi tüm meraklı çocukları mucitlerin maceralarla dolu dünyasına götürecek. Kasım ayının son konseri ise sevilen sanatçı Mehmet Erdem’den olacak. Sanatçı, Kulislerden Şarkılar ismini verdiği özel projesinde, Çalgı Çengi, Polis, Leyla ile Mecnun gibi birçok film ve diziye bestelediği eserleri oyuncu dostları ile birlikte seslendirecek. Sürprizlerle dolu bu konseri kaçırmak istemeyenlerin ajandalarına not düşmesi gereken tarih 30 Kasım.
CSO ve genç sanatçılarla yeni sezona dinamik başlangıç
İş Sanat 18. sezonunun açılış konserinde, dünyanın en eski senfonik topluluklarından biri olan ve ülkemizin yetiştirdiği en değerli müzisyenlerden oluşan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nı ve birbirinden yetenekli üç yıldız solisti ağırlıyor. Norveçli soprano Mari Eriksmoen ile birlikte İş Sanat’ın Parlayan Yıldızlar serisindeki performanslarıyla hafızalarda yer eden genç sanatçılar Umut Sağlam (çello) ve Yiğit Karataş (keman) deneyimli Norveçli şef Eivind Gullberg Jensen’in batonu altında muhteşem bir müzik ziyafeti sunacak.
Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda başladığı viyolonsel eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda sürdüren ve 2016 yılından bu yana çalışmalarına Barenboim-Said Akademie’de Cladius Popp ile devam eden Umut Sağlam;Daniel Barenboim, Johannes Moser, Alexander Rudin gibi tanınmış isimlerle birlikte çalıştı. Keman eğitimini Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda tamamlayan ve ardından tam burslu olarak kabul edildiği Manhattan School of Music’te ünlü keman pedagogu Albert Markov ile devam eden Yiğit Karataş da genç yaşına rağmen kazandığı başarılarla övgü topluyor.
Konserin Norveçli sopranosu Mari Eriksmoen ise Norwegian Academy of Music, Conservatoire National Superieur ve Royal Danish Academy of Opera gibi prestijli okullarda tamamladığı eğitiminin ardından geniş konser repertuvarı ve kusursuz yorumuyla uluslararası opera sahnelerin aranan yeteneklerinden biri oldu.
Daha önce Berlin, Münih, Oslo Filarmoni, Stockholm Kraliyet Filarmoni Orkestrası gibi birçok seçkin topluluğu yöneten ve Truls Mork, Helene Grimaud, Sol Gabetta, Hilary Hahn, Emmanuel Pahud, Vadim Repin gibi ödüllü ve ünlü solistlere çalışan Eivind Gullberg Jensen’in yönetimindeki konserde Brahms’ın Keman ve Çello için İkili Konçertosu ve Mahler’in 4 numaralı senfonisi seslendirilecek. Konser, 3 Kasım 2017, Cuma akşamı saat 20.30’da İş Sanat’ta.
Dansın süperstarı Carlos Acosta ve topluluğu ilk kez İş Sanat’ta
Parlak bale kariyerini Royal Opera House’daki baş dansçılık görevi ile noktalayan ve ülkesi Küba’da kurduğu Acosta Danza ile dans dünyasına yepyeni bir soluk getiren Carlos Acosta, topluluğu ile İş Sanat’a konuk oluyor.
Yoksul bir ailenin on birinci çocuğu olarak dünyaya gelen Carlos Acosta, aralarında Ramona de Sáa’nın da yer aldığı en iyi hocaların ders verdiği Küba Ulusal Bale Okulu’nda eğitimini tamamladı. 1991-92 yıllarında İngiliz Ulusal Balesi’nde, 92-93 yıllarında Küba Ulusal Balesi’nde, 93-98 yılları arasında Houston Balesi’nde dans eden Acosta, 1998 yılında Anthony Dowell yönetimindeki İngiliz Kraliyet Balesi’ne katıldı. 2003 yılında topluluğun konuk baş dansçılığına yükselen sanatçı, burada birçok başarılı balet ve koreografla birlikte ilk uzun soluklu işi “Don Quixote” u sahneledi.
Kariyeri boyunca Paris Opera ve Balesi, Amerikan Bale Tiyatrosu ve Bolşoy Balesi gibi prestijli topluluklarda konuk baş dansçı olarak yer alan Carlos Acosta, Olivier Award, Prix Benois de la Danse, Prix de Lausanne, Frédéric Chopin Prize gibi sayısız ödüle layık görüldü. Carlos Acosta, klasik danstan çağdaş dansa kadar her tarzı birleştiren bir topluluk yaratma ve genç dansçılara dünya standartlarında bir eğitim verme hayaliyle 2015 yılında Acosta Danza’yı kurdu.
Bale ve modern dans alanında eğitim almış yetenekli dansçılardan oluşan Havana merkezli topluluk, Saddler’s Wells’teki prömiyerlerinin ardından 6- 7 Kasım tarihlerinde İş Sanat’ta iki gece üst üste İstanbullu dans severlerle buluşacak.
Vedat Sakman’ın gitarı eşliğinde Nâzım Hikmet dizeleri
İş Sanat, dinleti serisini şiir tutkunlarının en gözde kalemlerinden Nâzım Hikmet ile başlatıyor. Dünya şairi Nâzım Hikmet’in şiirlerinden kronolojik sıra gözetilerek derlenenDenize Dönmek İstiyorum! başlıklı dinletiyi Atilla Birkiye hazırladı, Mehmet Birkiyesahneye uyguladı. Usta oyuncular Metin Belgin, Bülent Emin Yarar ve Hakan Gerçek’in sesinden hayat bulacak dizelere Vedat Sakman gitarıyla eşlik edecek. Sakman, kendi şarkılarının yanı sıra bu dinleti için özel olarak bestelediği eserleri de seslendirecek.Serdar Yalçın’ın müzik direktörlüğünü üstlendiği akşama vokalde Burcu Bal, klasik gitarda Koray Hatipoğlu, basgitar ve buzukide Zafer Aslan renk katacak. Şiirle müziğin iç içe geçeceği bu dinleti 13 Kasım 2017, Pazartesi akşamı İş Sanat’ta.
Dinleti ücretsizdir. Yerler numarasız ve salon kapasitesiyle sınırlıdır.
Grammy ödüllü şarkıcı Lisa Ekdahl İstanbullu hayranları ile İş Sanat’ta buluşacak
İş Sanat’ta caz serisi, İskandinavya’nın büyülü seslerinden Lisa Ekdahl ile başlıyor. 1971 yılında Stockholm’de dünyaya gelen sanatçı, İsveçli caz üçlüsü ‘’The Peter Nordahl Trio’’ ile küçük caz kulüplerinde şarkı söylemeye başladı.
Henüz 22 yaşındayken çıkardığı ilk solo albümü “Lisa Ekdahl” ile dört kere platin satış rakamlarına ulaşan ve üç dalda Grammy Ödülü’ne layık görülen sanatçı, 1994 tarihli hiti “Vem Vet” ile üne kavuştu. Ekdahl, İsveççe kaydettiği ilk üç albümünün ardından üç başarılı İngilizce albümle dünyaya açıldı. 2001 yılında çıkardığı 6. albümü ‘’Lisa Ekdahl Sings Salvador Poe’’ ile bossa nova janrına yönelen şarkıcı, Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde çok beğenildi ve altın satış rakamlarına ulaştı. Bossa nova tarzını kırılgan ve çocuksu sesiyle harmanlayan Ekdahl’ın İş Sanat’taki konserini kaçırmamak için23 Kasım 2017, Perşembe akşamını ajandalarınıza şimdiden not edebilirsiniz.
İş Sanat meraklı minikleri mucitlerin dünyasına davet ediyor
İş Sanat’ın geçtiğimiz yıl kapalı gişe oynayan ve çok sevilen çocuk oyunu Fantastik Hikâyeler Makinesi bu sezon da sahnelenecek. Can Yılmaz’ın yazdığı Serdar Biliş’in yönettiği oyunun eğlenceli müziklerini Çiğdem Erken, koreografisini Tuğçe Tuna hazırladı. Çocukları uçağın mucidi Wright Kardeşler’den Hezârfen Ahmet Çelebi’ye, sinemanın mucidi Lumiere kardeşlerden taş devrine uzanan geniş bir zaman diliminde benzersiz bir yolculuğa çıkaracak oyunun meraklı kahramanı Ömer’e yetenekli genç oyuncu Ata Berk Mutlu hayat veriyor.
Ömer, büyükbabasının hediyesi ile zamanda yolculuğa çıkıyor ve tarihteki birtakım buluşlara hem tanıklık hem de müdahale ediyor. Renkli kostümlerini Tomris Kuzu’nun, ışık ve sahne tasarımını Cem Yılmazer’in yaptığı oyunda sevilen oyuncular Tuba Ünsal,İbrahim Selim, Sercan Badur, Yeliz Kuvancı ve Hayal Köseoğlu canlandırmalarıyla kahkaha dolu anlar yaşatıyor. Bu fantastik makineden neler çıkacağını merak ediyorsanız26 Kasım 2017, Pazar günü saat 15.00’daki oyunu kaçırmayın!
Mehmet Erdem ile Kulislerden Şarkılar
Türkiye’de popüler müziğin en sevilen isimlerinden biri olan Mehmet Erdem, Kulislerden Şarkılar isimli çok özel bir proje ile İş Sanat sahnesine konuk oluyor.
Kardeş Türküler ile başlayan müzikal yolculuğunu, 2012 tarihli solo albümü “Herkes Aynı Hayatta” ile sürdüren Erdem, sevilen şarkılara getirdiği orijinal yorumuyla dikkat çekiyor. Puslu ses tonuyla Leonard Cohen, Tom Waits gibi isimlere benzetilen Erdem’in birçok film ve dizinin müziklerinde de imzası bulunuyor. “Deli Deli Olma” filmi için yaptığı müziklerle Altın Portakal Film Festivali En İyi Film Müziği Ödülü’nü alan sanatçı, İş Sanat’taki konserinde Çalgı Çengi, Polis, Leyla ile Mecnun gibi birçok film ve diziye bestelediği eserleri oyuncu dostları ile birlikte seslendirecek. Mehmet Erdem’in 30 Kasım 2017, Perşembe akşamı saat 20.30’da gerçekleşecek bu çok özel konserini kaçırmamak için biletler tükenmeden alın.
The post İş Sanat Kapılarını 3 Kasım’da Açıyor appeared first on Şehri Keşfet & Explore the City.
from WordPress http://ift.tt/2yLKeSz
0 notes
Text
Rüzgar (2018) Yerli Film Tek Link İndir
Rüzgar (2018) Yerli Film Tek Link İndir
Rüzgar Filmi İndir, 2018 yılında vizyona giren romantik aile türünde oldukça başarılı bir yapımdır. Senaristliğini Volkan Girgin’in üstlendiği filmin yönetmenliğini Serkan Acar yaparken, oyunculuklarını ise Belçim Bilgin, Sezai Paracikoglu, Ata Berk Mutlu gibi ünlü isimler yapmaktadır. Bir şirketten genel müdür yardımcısı olarak çalışan Ece hayatından memnun ve ilişkisi iyi giden bir kadındır. Bu…
View On WordPress
0 notes
Text
Oğlum Dizisinin Konusu, Oyuncuları, Nerede Çekiliyor?
http://bit.ly/2qogjgd
Oğlum Dizisinin Konusu, Oyuncuları, Nerede Çekiliyor?
Yakın bir zamanda Kanal D ekranlarında başlaması beklenen dizi Oğlum dizisinin konusu, oyuncuları, nerede çekiliyor? Soruları sürekli sosyal medyada dolaşmaktadır. Dizinin yapımcılığını Limon Film üstlenecek. Dizinin ne zaman ekranlara geleceği merak konusu, dizinin büyük ihtimalle Eylül ayında izleyicilerle buluşulacağı düşünülüyor.
Oğlum dizisi nerede çekiliyor? sorularına cevap verirsek, şuan dizinin çekimleri tam anlamıyla başlamadığı için böyle bir bilgi ne yazık ki verilemiyor.
Oğlum dizisinin konusu: Şuan dizinin konusu ne kadar belli olmasa da, büyük ihtimalle tahmin edersek, bir babanın oğlu için yapmış olduğu fedakarlıklar anlatılıyor.
Oğlum dizisinin oyuncu kadrosu:Ekin Mert Daymaz , Barış Falay ve Ataberk Mutlu gibi oyuncular yer alıyor.
Oğlum dizisinin oyuncu kadrosu
Barış Falay
Tecrübeli oyuncu, 9 Nisan 1972 yılında Edremit, Balıkesir’de doğdu. Üniversite eğitimini ise Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirmiştir. Kendisi gibi oyuncu Esra Ronabar’la evlidir. Oyuncu Paramparça, Medcezir, Al Yazmalım, Ezel gibi dizilerde rol almıştır.
Ekin Mert Daymaz
Yakışıklı oyuncu 2 Ocak 1992 yılında Hollanda’da doğmuştur. Şuan 25 yaşındadır. Aynı zamanda mankenlikte yapmaktadır. Girmiş olduğu Best Model of Turkey yarışmasında 3. olmuştur. Oyunculuk kariyerine 2016 yılı itibariyle başlamıştır. Oynadığı ilk dizi Not Defteri adlı dizi olmuştur. Ancak dizi erken final yapmıştır. Çilek Kokusu adlı dizide Volkan Mazharoğlu karakterini canlandırıp tanınmıştır.
Ata Berk Mutlu
Küçük oyuncu 14 Haziran 2005’te Çorlu Tekirdağ’da doğmuştur. 4,5 yaşında ailesi tarafından ajansa kayıt edilmiş ve ilk deneyimi Danino Süt reklamı olmuştur. Ata Berk Mutlu 6. sınıf öğrencisidir. Annesi Ayfer Mutlu, babası Erhan Mutlu ve kardeşi Can Mutlu olmak üzere 4 kişilik bir ailede yaşamaktadır. Özellikle Poyraz Karayel dizisinde oynadığı Sinan Karayel karakteri ile tanınmıştır.
Oğlum Dizisi İlk Fragman
Henüz yayınlanmadı.
0 notes
Text
Koska Tahin Pekmez Ata Berk Mutlu Çekim Reklamı
Koska Tahin Pekmez Ata Berk Mutlu Çekim Reklamı
Koska Tahin Pekmez Ata Berk Mutlu Çekim Reklamı
View On WordPress
0 notes
Text
Sezon Finali yapılacaksa onu da en iyi siz yaparsınız 👊
3 notes
·
View notes