#Alper Cengiz
Explore tagged Tumblr posts
Text
Türk Milliyetçiliği ve Turan Sevdasıyla Öğretmenler Günü Coşkusu!
Turan Devletleri Teşkilatı Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Gültekin, 25 Kasım Öğretmenler Günü kapsamında, Kırkpınar Ağası Alper Yazoğlu Ortaokulu Müdürü ve Türk Ocakları Edirne Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Coşkun Ünlü’yü ziyaret etti. Gültekin, Türk milliyetçiliği ve Turan sevdasıyla öğretmenlerin milli kültürün yaşatılmasındaki önemini vurguladı. Turan Devletleri Teşkilatı Genel Başkan…
0 notes
Text
Tour de France'da bu takım zirveyi kaptırmadı
https://pazaryerigundem.com/haber/190006/tour-de-franceda-bu-takim-zirveyi-kaptirmadi/
Tour de France'da bu takım zirveyi kaptırmadı
Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen dünyanın en önemli bisiklet yarışı Tour de France’ın ana sponsorlarından biri oldu. Yarışta 15 sporcuyla yer alan Asperox Bike Pedia Bisiklet Takımı ise büyük başarıya imza atarak birçok kategoride zirveyi kimseye bırakmadı.
İSTANBUL (İGFA) – İstanbul’da düzenlenen yarışta, Asperox Bike Pedia Bisiklet Takımı gösterdiği üstün performansla büyük başarı elde etti. 50’yi aşkın ülkeden 3 bin sporcunun katıldığı yarışta, 15 sporcuyla yer alan Asperox Bike Pedia Bisiklet Takımı toplamda 20 ödülün sahibi oldu. Asperox Bike Pedia Bisiklet Takımı, yarışın uzun ve kısa etaplarında ödülleri adeta domine etti.
Uzun Etap erkeklerde 2 saat 55 dakika 5 saniyede tamamlayan Asperox Bike Pedia Bisiklet Takımı’ndan Anton Hrabovskyi, genel klasman liderliğiyle hem Sarı Mayo’yu hem de yarış birinciliğini kazandı.
Hrabovskyi, ayrıca yaş klasmanında da birinci sırada yer aldı. Hrabovskyi’nin takım arkadaşları Ege Onat Doğuşlu genel klasmanda üçüncülüğü, M. Tayyib Yıldırım ise dördüncülüğü elde etti. Kadınlar kategorisinde ise Asperox Bike Pedia’dan Züleyha Dikbaş, uzun etapta ikincilik kürsüsüne çıktı.
KISA ETAPTA DA ASPEROX BİKE PEDİA BİSİKLET TAKIMI RÜZGARI ESTİ
Kısa etapta da Asperox Bike Pedia fırtınası esti. Erkeklerde Cengiz Güner ikinci, Melih Taş ise üçüncü olurken; kadınlarda Gökçe Demirsoy birinci, Sevcan Alper Özcan üçüncü sırayı aldı. Genel klasmandaki başarısıyla Gökçe Demirsoy, Sarı Mayo’yu kazanan bir diğer sporcu olurken, Cengiz Güner Sprinter Mayosu’nu elde etti. Yaş klasmanında ise Cengiz Güner, Gökçe Demirsoy ve Melih Taş birincilik kürsüsünde yer aldı.
En iyi zamanı elde eden 26 yaş altı bisikletçiye verilen Beyaz Mayo ise M. Tayyib Yıldırım’a verildi. Ayrıca Anton Hrabovskyi, Gökçe Demirsoy, Züleyha Dikbaş, Sevcan Alper Özcan, Cengiz Güner ve Melih Taş, 2025 Le’Tape France by Tour de France yarışına katılma hakkı kazandı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Turkcell Granfondo Bisiklet Turu Son Serisi İzmir’de Yapıldı
Uzun Parkur Erkekler:1.Ahmet Eren 2.Oğuzhan Taştan 3.Adem Car Kadınlar:1.Züleyha Dikbaş 2.Aylin Karanfil 3.Seda Aksoy Kısa Parkur Erkekler:1.Emre Oruç 2.Melih Beyhan 3.Cengiz Güner Kadınlar:1.Sevcan Alper 2.Buket Demirci 3.Ayşegül Gümüş Kerim Küçük.
View On WordPress
0 notes
Text
57 İle Vali atandı, Valiler Kararnamesine Göre Kim Nereye Atandı? İşte O Liste.. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan Valiler Kararnamesi'ne göre; 57 ile yeni vali atandı. 16 vali ise, mülkiye başmüfettişliği görevine getirildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan kararnameye göre, İlker Gündüzöz, İnci Sezer Becel, Abdullah Ayaz, Salih Ayhan, Çetin Oktay Kaldırım, Ali Arslantaş, Tuncay Sonel, Ali Fuat Atik, Mustafa Tutulmaz, Fuat Gürel, Osman Bilgin, Oktay Çağatay, Kadir Ekinci, Hüseyin Öner, Kamuran Taşbilek ve Cüneyt Epcim "vali-mülkiye başmüfettişliği" görevine getirildi.
KİM NEREYE ATANDI?
Kararname ile Yavuz Selim K��şger Adana'ya, Mustafa Koç Ağrı'ya, Mehmet Ali Kumbuzoğlu Aksaray'a, Yılmaz Doruk Amasya'ya, Hulusi Şahin Antalya'ya, Hayrettin Çiçek Ardahan'a, Cengiz Ünsal Artvin'e, Yakup Canbolat Aydın'a, İsmail Ustaoğlu Balıkesir'e, Mustafa Eldivan Bayburt'a, Şefik Aygöl Bilecik'e, Ahmet Hamdi Usta Bingöl'e, Erol Karaömeroğlu Bitlis'e, Türker Öksüz Burdur'a, Mahmut Demirtaş Bursa'ya, Mustafa Fırat Taşolar Çankırı'ya, Zülkif Dağlı Çorum'a, Ömer Faruk Coşkun Denizli'ye, Selçuk Aslan Düzce'ye, Yunus Sezer Edirne'ye, Hamza Aydoğdu Erzincan'a, Mustafa Çiftçi Erzurum'a, Hüseyin Aksoy Eskişehir'e, Mehmet Fatih Serdengeçti Giresun'a, Alper Tanrısever Gümüşhane'ye, Ali Çelik Hakkari'ye, Ercan Turan Iğdır'a, Süleyman Elban İzmir'e, Mükerrem Ünlüer Kahramanmaraş'a, Mustafa Yavuz Karabük'e, Hüseyin Engin Sarıibrahim Karaman'a, Ziya Polat Kars'a, Meftun Dallı Kastamonu'ya, Mehmet Makas Kırıkkale'ye, Tahir Şahin Kilis'e, Musa Işın Kütahya'ya, Ersin Yazıcı Malatya'ya, Enver Ünlü Manisa'ya, Tuncay Akkoyun Mardin'e, İdris Akbıyık Muğla'ya, Avni Çakır Muş'a, Ali Fidan Nevşehir'e, Cahit Çelik Niğde'ye, Muammer Erol Ordu'ya, İhsan Selim Baydaş Rize'ye, Yaşar Karadeniz Sakarya'ya, Orhan Tavlı Samsun'a, Kemal Kızılkaya Siirt'e, Mustafa Özarslan Sinop'a, Hasan Şıldak Şanlıurfa'ya, Cevdet Atay Şırnak'a, Recep Soytürk Tekirdağ'a, Aziz Yıldırım Trabzon'a, Bülent Tekbıyıkoğlu Tunceli'ye, Hülya Kaya Yalova'ya, Mehmet Ali Özkan Yozgat'a, Osman Hacıbektaşoğlu Zonguldak'a vali oldu. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/57-ile-vali-atandi-valiler-kararnamesine-gore-kim-nereye-atandi-iste-o-liste-9125.html
#Vali #ValilerKararnamesi #57İlValisi #Atama #ValiAtaması #ValiKimOldu #Liste #FısıltıHAberlelri #Ankara #Cumhurbaşkanlığı #ResmiGazete
0 notes
Text
En başarılı belediye başkanları belli oldu
En başarılı belediye başkanları belli oldu. ORC Araştırma, yerel seçimlere 9 ay kala en başarılı belediye başkanlarını tespit etmek amacıyla bir anket çalışması gerçekleştirdi. Araştırma 30 büyükşehire bağlı 100 bin nüfusun üzerindeki 184 ilçede, toplam 20 bin 600 katılımcı ile yüz yüze yapıldı. Katılımcılara, "Geçtiğimiz 4 yılı değerlendirdiğiniz de büyükşehir ve ilçe belediye başkanınızın çalışmalarını başarılı buldunuz mu?" sorusu yöneltildi. Araştırmanın sonuçlarına göre, başarı oranı yüzde 55'in üzerinde olan 5 büyükşehir ve 10 büyükşehir ilçe belediye başkanı belirlendi. Bu başkanlar, halk tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda, son 4 yıllık dönemde en başarılı çalışmaları sergiledi. EN BAŞARILI 5 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI: - Yüzde 60,4 oranıyla Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen - Yüzde 59,8 oranıyla Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin - Yüzde 56,7 oranıyla Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş - Yüzde 56,2 oranıyla Manisa Belediye Başkanı Cengiz Ergün - Yüzde 55,7 oranıyla Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün EN BAŞARILI 10 BÜYÜKŞEHİR İLÇE BELEDİYE BAŞKANI: - Yüzde 64,1 oranıyla Çankaya İlçesi Belediye Başkanı Alper Taşdelen - Yüzde 62,3 oranıyla Osmangazi İlçesi Belediye Başkanı Mustafa Dündar - Yüzde 61,4 oranıyla Esenler İlçesi Belediye Başkanı Tevfik Göksu - Yüzde 61,2 oranıyla Konyaaltı İlçesi Belediye Başkanı Semih Esen - Yüzde 60,7 oranıyla Buca İlçesi Belediye Başkanı Erhan Kılıç - Yüzde 59,8 oranıyla Nazilli İlçesi Belediye Başkanı Kürsat Engin Özcan - Yüzde 59,2 oranıyla Eyüpsultan İlçesi Belediye Başkanı Deniz Köken - Yüzde 58,2 oranıyla Çiğli İlçesi Belediye Başkanı Utku Gümrükçü - Yüzde 57,5 oranıyla İzmit İlçesi Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet - Yüzde 57,1 oranıyla Yeşilyurt İlçesi Belediye Başkanı Mehmet Çınar Bu sonuçlar, vatandaşların belediye başkanlarından beklentilerinin giderek yükseldiğini ve başarılı bir yönetim anlayışının öneminin altını çiziyor. Read the full article
0 notes
Link
AKP Dörtyol İlçe Teşkilatı binası önünde milletvekili aday tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. AKP Hatay Milletvekili adayları Adem Yeşildal, Kemal Karahan, Ahmet Alper Soylu, Abdulkadir Özel, (şu an Hatay vekili) Hüseyin Yayman, Zehra Eren, Cengiz Yıldız, Filiz Özçörekçi, Mehmet Hakan Yılmaz, Halil Ersen Doğan ve Necmiddin Çito tanıtıldı. Toplantı, AKP İlçe Başkanı Osman Görgen'in konuşması ile başladı. Sırasıyla AKP Hatay Milletvekili adayları Ahmet Alper Soylu, Kemal Karahan, AKP MKYK üyesi Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu ve AKP İl Başkanı Mehmet Öntürk birer konuşma yaptılar. Yapılan konuşmaların ardından milletvekili adayları tek tek tanıtıldı. Ardından AKP MKYK üyesi Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu tarafından dua yapılması için emekli din dersi öğretmeni Ergüder Aksoy kürsüye davet edildi. Aynı zamanda Dörtyol Belediyesi eski başkanı AKP'li Bilgehan Aksoy’un yakın akrabası olan Ergüder Aksoy, skandal bir açıklama yaptı. AKSOY'DAN SKANDAL SÖZLER Aksoy, 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde en çok etkilenen yerlerden olan Antakya için şu skandal ifadeleri kullandı:“Antakya… Antakya kardeşlerim… Siz hepiniz Yasin'i Şerif'i çok iyi tanırsınız. İkinci sayfayı da çok iyi tanırsınız. Antakya'nın diğer adı ‘Karya topluluğu.' İsa peygamber zamanında kafir müşrik idiler. Oraya o mübarek İslam için gönderdi iki halifesini, görevlisini, reddettiler, onları şehit ettiler. Cenabı Hak ne dedi? Bir sayha ki, bir nara ki… Ödlerini kopardı, Antakya'yı sildi Allah, Muhammed ümmetine ‘buyurun bu kent sizin olsun' dedi. “BUNA FELAKET DEDİLER, BEN RAHMET DİYORUM” Ama bu kent nasıl bir mozaik böyle… Hep onun şiirsel tarafı üzerinde duruyoruz. Hayır orada her dinden her mezhepten, öyle bir karışık homojen ki… Hayır ak insanının görevi orayı tamamen Kuran, İslam ve Muhammed Aleyhisselam çapında İslamize etmekle görevlidir. Allah'tan görevdir bu. Öyleyse bu ikinci sayha oldu Antakya'ya… Kardeşlerim buna bir felaket dedi. Ben de rahmet diyorum. Niye biliyor musunuz? Bir arabacı atını sürerken at biraz yorulunca kırbaç vurur ona… DEPREMİN, “ALLAH'IN KAMÇISI” OLDUĞUNU İDDİA ETTİ İşte bu millete 11 vilayet şahsında, 85 milyona bir kırbaç Allah'tan… O bir kamçıydı… Niçin? Çünkü o 50 bini şehit ederek cennete aldı Allah, ötekiler maddi olarak… O halde Antakya (eliyle milletvekili adaylarını göstererek) bu aslanları bekliyor ki artık tümüyle hepsi ak olsun. ”O VEKİL ADAYI ALKIŞLAMADI Törene katılanlar bu sözleri alkışlarken, depremde 11 yakınını kaybeden milletvekili Hüseyin Yayman bu sözleri alkışlamadı. SOSYAL MEDYADAN PAYLAŞMIŞTI Yayman, 6 Şubat'taki depremlerde; ablası, abisi, yengesi, eniştesi, halası, 4 yeğeni, dayısının eşi ve kızları dahil 11 yakınını kaybetmişti. Yayman, acısını sosyal medya hesabından paylaşmıştı. ERDOĞAN DA ŞEHİT İLAN ETMİŞTİ Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan da geçen hafta Başakşehir-Çam ve Sakura Şehir Hastanesi ile Kayaşehir metro hattı açılış törenine yaptığı konuşmada 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden 50 bini aşkın vatandaş için, “Onlar şehitler safında” ifadesini kullanmıştı. “ONLAR ŞEHİTLER SAFINDA” “Bu sene deprem afeti sebebiyle Ramazan'ı biraz buruk yaşıyoruz” diyen Erdoğan, “Hayatını kaybeden 50 binin üzerindeki vatandaşımızın acısı halen tazedir. Kalbimizin bir yarısı buradaysa diğer yarısı da deprem bölgesindedir. Vefat eden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Onlar şehitler safında. Sevgililer sevgili peygamberimize komşu. Depremzedelerimizi asla unutmuyor, asla ihmal etmiyoruz.” demişti.
0 notes
Video
youtube
Introducing the Soulist Coffee and Music House, TV videos By Chris Elliott.... There is a lot of great entertainment in Northern Cyprus but for something very special you need to call into the Soulist Coffee & Music House in Alsancak where you will find a wide range of music styles and it always reminds me of when in my early days as a teenager I spent a lot of time going to Soho Hot Spots in London.
1 note
·
View note
Text
Bugünkü biz Türkler’in nereden doğduğu hep bilmek istediğimiz konudur. Bu konuda ayrıntılı antropolojik, ayrıca arkeolojik araştırmalar yapan değerli bilgin Prof.Dr. Reha Oğuz Türkkan’a göre, Türkler tüm diğer ulusların çoğu gibi Orta Asyalıdır, yaklaşık bundan 10 bin yıl önce doğmuşlardır. Ancak, hangi ulusun hangi ulusla bağı, karışımı, uzantısı vardır, ona bir bakalım.
Bundan aşağı yukarı 30 bin yıl önce, yeryüzünde bulunan taşıllara(fosil) göre, yalnızca 3-4 anasoy vardı. Bu, Yontmataş (Paleolitik) Çağı’nda, biz Türkler yoktuk.
Binlerce yıl bu anasoylar karıştı, bir sürü kırma Türler çıktı, sonra gelenler yerli yerine oturunca, belli özellikli 8-10 anasoy oluştu. Bunlardan yalnızca ikisi biz Türkleri ilgilendirir: Avrasya’da Ural Dağları’nda yaşayan Ak Brakisefal soyla (ki yanlışlıkla “Alp-Alpin” adı takılmıştır), bir de Asya’nın Sibirya ucundan Baykal Gölü ile Tanrıdağları’na doğru uzanan geniş bölgede yaşayan Amerindler. Diğer bir deyişle, Asya’da yaşayan Kızılderili soyu, bakır tenli, biraz çekik gözlü, orta başlı (mezosofal) kişiler.
Amerika Anakarasında bugüne değin 20-30 bin yıl öncelerine ilişkin güvenilir hiçbir kişi taşılı (fosili) bulunmadı. Şimdiki Kızılderililer’in ataları (Amerindler) o çağlarda Doğu Asya ile Sibirya’da yaşıyorlardı. Kalan izlere göre ancak D.Ö. 22 000- 17 000 yıllarında Bering Boğazı yoluyla Amerika’ya göçler başladı[2].
İşte, bu iki anasoy, biz Türkler’in “ana ile babası”dır.
Söz konusu iki anasoy, 6000 yıl arayla iki kez karışmıştır; biri doğuya, diğeri batıya göçleri sırasında. İlki Tunç Çağı’nda olmuş, D.Ö.(M.Ö) 8000’ler. Urallı Alp’ler olasılıkla çoğunluktaymış ve karşılaşma, Aral gölü dolaylarında gerçekleşmiş. Yeni doğan üren (kuşak), heryerde olduğu gibi, kırmaydı. Ancak binlerce yıl iç evlenmeler sonucu genler durulmuş, sonuçta yepyeni bir soy oluşmuş: ÖN-TÜRKler ortaya çıkmış. Sonraları Ön Türkler eyge(dünya) uygarlığında çığır açacak bir kuşak oluşturmuştur.
İkinci karşılaşma, D.Ö. 2000’lerde. Bu kez Asyalı Kızılderililer çoğunlukta olmak üzere, Baykal Gölü ile Tanrıdağları’na dek göçen Urallı Alp’lerle birleşmişler. Bu çağdaki karışmadan doğanların, sonradan genleri durulunca, ötkene(tarihe)“İLK-TÜRK”ler olarak geçmişlerdir.Sonraları, bunlara Hunlar, Uygurlar, Aparlardır (Avarlar) denmiştir.
Moğolların ise, özgün adları “Şevey”dir, ayrı bir soydurlar. Gerçi bir soyları (anaları?, babaları?) Asya Kızılderilidir ancak, evlenmeleri Alplerle değil, Çinde’ki SİNİD sarı ırktan budunlarla olmuştur. Karışma ile göçler sonucu Asya’da Kızılderili kalmayınca Sibirya ormanlarını bu “Moğol”, diğer bir adla Şeveyler doldurmuş, Türklere komşu olarak giyinişlerini, savutlarını (silahlarını), birçok geleneklerini Türkler’den almışlardır. Ötesi, soykırımın suçlularından biri Şeveyler olmasına karşın, Ergenekon Destanı’nı da benimseyip kendilerini yulunmuş(kurban edilmiş) budun gibi görmüşlerdir! Uygur-Şato Türk soyundan olan Börütegin evgili(sülalesi) başlarına geçirince bu oluşmuştur. Cengiz Han bu uruktandır(hanedandandır).
Ön Türkler, Orta Doğu’ya, Mezepotamya’ya göçüp, insanlığın ilk gerçek uygarlığını kuruyorlar: Sümerler, Elamlar (D.Ö. 4500-2700). Bir kolları Anadolu’ya giriyor. Olasılıkla Kafkaslardan gelen Ön Hititler (D.Ö 2700-2000), Nezik-Hititler 2000 yılında Anadolu’yu alıyorlar. Bunlar Türk değil, Ön Germen (Almanların Atası) Ön-Hitit Uygarlığı’nı üstleniyorlar. D.Ö. 1000’de bir karmaşa: Budunlar Göçü başlıyor. Anadolu’ya Sümer’den göçüp de Ege’ye yerleşmiş olan Lidler/Turskalar denizci oluyor. Bir kol Kuzey İtalya’ya yerleşiyor: E-Türksler. Bir başka Turska kolu Atlas Okyanusu’na açılıyor, Meksika’nın Vera-Cruz körfezine çıkıyor. Orada, Ulmek Uygarlığı’nı kuruyorlar. Maya, Aztek, İnka, bunun süreği olabilir.
Mezopotamya’daki Ön-Türk Sümerler ne oluyor? D.Ö. 2000’lerden sonra, Güney’den akın akın gelen Sami (Semitik) göçleri altında bozulup, siliniyorlar. Yalnızca bir bölümü göçüyor, SU-K adıyla Kuzey’e, Kafkaslar’a, Karadeniz’in kuzeyine yayılıyorlar: Saka-İskitler adıyla. Bir başka kol Orta Asya’ya Türkmenistan’a, ötesi Tanrı Dağları’na oradan da Çin’e uzanıyorlar! Sakalar İranlılarla çatışıp duruyor. Bunlar “İran-Turan Savaşları” diye bilinir(Şehname, Efrasiyab/Alper-Tunga). Orta Asya’nın içlerine çekilenler ŞU Krallığı’nı kuruyorlar. Büyük İskender’le savaşıyorlar. Bunların bir kolu Çin’e giriyor, “Çu-Çu” adındaki ilk Çin uruğu oluşturuyorlar.
Tanrı Dağları bölgesindeki Ön-Türkler, kuzeylerdeki İlk Türk/Şevey Birliği olan Apar İlkutu’na başkaldırıyor, onları yeniyorlar. İlk kez Ön Türk / İlk Türk birlikteliğinden, Göktürk İlkutu doğuyor.
Özet ile bakacak olursak, Türklerin geçmişte ilk
görünüşleri, bundan 8 – 10 bin yıl öncedir. Kızılderililer bizim büyük büyük atalarımızdan biri. Ancak yaklaşık 22 bin yıl önce Amerika anakarasına geçenler bizi pek bilmiyorlar. Onların kullandığı Türkçe dili 22 bin yıl öncenin Türkçe dili olabilir. Bu süre içinde dil değişmiş olabilir. Ancak gelenekler saklı kalır. Sözgelimi Altay Türkleri, kişinin onuru ile gücünün saçında olduğuna inanırlardı. O nedenle yağısını (düşmanını) öldürdüğünde, “İşte senin güç ile onurunu elime aldım. “ anlamında kafa derisini yüzerlerdi. Çocuk doğduğunda bozüye(çadıra) ilk gelenin adı ona konulurdu. Bu gibi gelenekler Amerika Kızılderilileri arasında süre gitmiştir.
Bizim büyük atalarımız Alplerle – Kızılderililerin karışımı olan Ön Türkler ile İlk Türklerdir. Sümerler – Elamlar İlk Türklerden kopup gelme, Uygurlar – Hunlar ile Avarlar ise Orta Asya’dan kalan Ön Türklerle, Alp ile Kızılderililer’in karışımıdır. Sümerlerle, Uygurların aralarında 2500 yıllık çağ ayrılığı vardır. Sümer Türkçesi, Orta Asya Türkçesi’nde uzun yıllar ayrı kalmıştır. Kendi içinde ayrıca gelişmiştir. Anadolu’da Grek, İtalya’da Roma Uygarlığı’na katkıda bulunan Turskalar ile E-Türksler; Ön Türk soyudur. Avrupalılar’dan önce Atlas Okyanusu’nu geçip Meksika ile Orta Amerika’da Ulmek ile belki de İnka, Maya, Aztek Uygarlığı’nı kuran çekik gözlü, bakır tenli topluluklar Turskalar, diğer bir deyimle bizim büyük atalarımız olabilirler.
Bugün ABD’nin kırıp geçirdiği Mezopotamya (Irak – Suriye)
Sümer – Arap karışımı Türk kırmasıdır. Tungazlar (Kore, Japonya) Kızılderili – Altay kökenli bizim yakınlarımızdır. Çinliler de; Türk karışımı. Bulgarlar; Türk – Slav karışımıdır. Ruslar; Alan Türkü, Slav, İskandinav karışımıdır.
D.S 1071’de Anadolu gelen Oğuz Türkleri ile Sümerler arasında 5500 yıllık bir süre ayrılığı vardır. Oğuzlar 14. yüzyılda Avrupa geçmeden önce Avrupa’ya ilk Türkler, onlardan 2500 yıl önce oraya göçmüş, yerleşmiş, ilkutlar kurmuş, bir Tanrılı inancı, yeni abeceleri almışlardı. Kısacası daha Osmanlı gelmeden Avrupa, çok önceden bir Ön ile İlk Türk Yurdu idi... Özet ile anlatımı böyle toparlayabiliriz.
Onun içindir ki, Atatürk Cumhuriyet kurulduktan sonra Orta
ile Güney Amerika’daki Aztek kazılarını “Onlar Türklerin Atasıdır” diye desteklemiş, üniversitede Hititoloji yerine, bizim yakınlarımız Sümerlerdir diye Sümerolojiyi kurdurmuştur.
Aynı Atatürk 1926 yılında özü Hitit olan Alacahöyük kazılarını da
başlatmıştır. Çünkü demiştir, onlarda bu yurtta yaşadılar, onlar Almanların atası iken bizlerin de ataları olmuştur diye benimsemiştir. Çanakkale’de ölen Avusturalyalı erler içinde Atatürk, “Onlar bu yurt için kan döktüler, artık onlar bu yurdun bir çocuklarıdır, onlar bizim de çocuklarımızdır.” dediği gibi, bu yurtta ne varsa, ne geçmişse Türktür, Türk onun biricik kalıtçısıdır (mirasçısıdır). Şimdi, o Hitit’ten kalan kişiler yoğunlukla Bayburt, Gümüşhane, Sivas, Tokat, Konya, Isparta, Denizli’de yaşıyorlar. Onlar arıkan bir Türk. Ancak Hititler yoluyla Almanlar Türkler’in de yakınlarıdır.
[1]Prof. Dr., JEOFİZİK KURUMU Derneği Genel Başkanı, Ünlek : 0212 227 77 19, Iykı: 0212 259 45 80, Iyışkı : [email protected] Iyışak: www. jeofizikkurumu.org
2 R.O. Türkkan, Kızılderililer ve Türkler, 1999, E. Yayınları, 3. Baskı)
6 notes
·
View notes
Text
11 yıllık blog hayatımın en geç yıl özeti yazısı oldu, farkındayım. Ancak 7-8 Ocak tarihlerindeki Doktora Yeterlilik Sınavı ve hemen peşinden gelen 12-13 Ocak Açık Öğretim Fakültesi sınavları nedeniyle geciktim. Elbette bu sırada yazıyı ufak ufak yazmaya başlamıştım. Az önce son sınavdan çıkıp geldim ve yazıyı bugün yayınlıyorum.
Çok uzun yıllardır hayalini kurduğum Eskişehir’de yaşamak ve çalışmak hayalimin ilk yılıydı 2018. O kadar çabuk geçti ki geriye dönüp bakınca acaba neler oldu diyorum, unutmuşum neredeyse. Bu yoğunluğun elbete ki büyük kısmı işle alakalı. Ancak kendi özel hayatımızda da bu yıl üzücü birkaç olay yaşadık. Umarım tekrarları olmaz.
Geleneksel “Yılımın Özeti” yazısına hoş geldin sevgili okur. Biliyorsun, biraz uzun bir yazı oluyor bu. 2018 yılında, her ay neler yaptığımı şöyle bir özetliyor, sonrasında ise bir önceki yıl koyduğum hedefler ile bir sonraki yılın hedeflerine yer veriyorum. Blogla ilgili istatistikleri de paylaşıyorum.
Her sene yazdığım üzere, 31 Aralık tarihi meslek hayatımın da işe başlama yıl dönümleridir. Kadere bak ki nasıl altı sene önce Bilecik‘te 31 Aralık günü işe başladıysam, Eskişehir’de de geçen yılın son günü, işe başlamıştım. Son günler yarım gün olduğu için Ocak ayının 2. günleri genelde yıl dönümleri oluyor. Bu yıl Eskişehir’de iş yerindeki mesaimin büyük bir kısmı “Sıfır Atık Projesi” çevresinde döndü. Pek çok sunum ve eğitim programı düzenledik bu konuda. Bir de grafik tasarım işlerimiz epey yoğundu. O açıdan sevgili iş arkadaşlarıma yazının en başında teşekkür edeyim. Bilecik’te kalan eski dostları da unutmuyorum elbette. Onlara da selamlar olsun.
Ocak 2018:
Bu ay bloga 5 yazı yazmışım. Eskişehir’deki iş yerine alışmakla geçti bu ay. Bir de ay sonuna doğru “Süper Kanlı Mavi Ay” isimli bir dolunay yaşandı. Aynı ay içerisinde iki dolunay olması bu yılın en müthiş gök olaylarından bir tanesiydi. Yıl boyu aksamayan tek şey dolunaylarım ve onların yazıları oldu.
Sabhankra, son albümü From The Frozen Mountains‘i yayımlamış. Bununla ilgili Türkçe yazılmış en kapsamlı yazıyı yazdım. Pek ilgi görmedi.
Geçen yılın en başarılı yayım işleri olan Headbang ve Plak Mecmuası dergileri hayatımıza girdi.
IF’te Efendi konserine, akabinde ise ilk defa Anıtkabir‘e gittim.
Şubat 2018:
Bloga 6 adet yazı yazmışım. Bu ay Volkan Türkiye’ye gelmişti. Çok özledim yahu Volkan’ı da. Uzun süre oldu görüşmeyeli.
Çok sevgili balığımız İmpuru öldü. Uzun süredir bizimle olması, bu ölümü daha da üzücü hale getirdi.
Bloodbath‘in bana göre gelmiş geçmiş en başarılı albümü, EP’si olan Unblessing The Purity‘i taa Amerika’dan getirttim.
Efendi’yle İstanbul’a gittik, grup Arpej Yapım firmasıyla anlaştı.
Türker‘le ilk model uçağımı yaptık.
Mart 2018:
Rakam giderek artıyor. 2018 yılında Mart ayında bloga 7 yazı yazmışım. Bu ay çok kıymetli eniştemizi, abimizi, Yaşar Ustamızı kaybettik. Ankara’ya gitmek hiç bu kadar acı olmamıştı. Üstüne bir de hastalandım bu ay. İki üç gün kendimi kaybettim desem yeridir.
Şubat’ta aldığım Deftones White Pony plağının yazısını Mart’ta yazmışım.
Yılın ilk restorasyon işini yaptım. Eski bir döküm dambılı restore edip yeniden kullanılabilir hale getirdim.
Yıllardır çok beğenilen münazara yazımın ikincisini yazmışım.
Nisan 2018:
Hoş geldim
İşler bu ay çok yoğundu iş yerinde. Sadece 3 yazı yazmışım. Üç ay olmuştu, halen yeni geldiğimin farkına bile varamadan koşuşturuyorduk. Böyle olması daha iyi oldu ama. Ben zaten hiç bir zaman bir oryantasyon adamı olmadım zaten. Bu ay iş yerinde bana bir hoş geldin etkinliği düzenlediler. Tayini çıkıp giden bir arkadaşa veda ederken bize hoş geldin dediler. Bu ayın başında, aslında Mart’ın son günündeki dolunayda nasıl duygulanmışım anlatamam. O duyguyla da tüm yıl kullandığım profil fotoğrafımı yapmışım 🙂
Mor ve Ötesi’nin Sultan-i Yegah EP’sini plak formatında aldım.
Mayıs 2018:
Türkiye’nin tek Gilette Blue 3 koleksiyonu
Bu ay 4 tane yazı yazmışım. Ayın ilk gününe Bozcaarmut‘ta piknik yaparak başladık. Herkese tavsiye ederim bu doğal parkı. Yine bu ay içerisinde Ömür Abi‘yle birlikte Büyük Millet Meclisi ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gittik. Bu iki yeri de ilk defa görme, içerisine girip gezme şansım oldu. Ayın sonuna doğru ise Alper‘le birlikte Gaziantep‘e gittik, neredeyse günübirlik denilebilecek bir kaçamakla.
Gillette Blue 3 koleksiyonum kesin olarak tamamlandı.
Ayın sonunda Alper’le birlikte Gaziantep’e gittik. O tarafa yaptığımız ilk yolculuktu. Yemek içmek bir yana, aylar sonra kardeşleri de getirilecek Çingene Kızı Mozaiği‘ni ilk defa gördük.
İş yerinin yakınında bir panayır yapıldı
Haziran 2018:
Bu ay da 4 yazı yazmışım sevgili okur. Vega‘yla dolu, müzikle dopdolu bir ay geçirmişim. Süper.
Vega, Delinin Yıldızı parçasına klip çekti. Geç oldu ama nihayet oldu.
Toplu tişört bastırdık. Süper bir yazım hatası yaptık.
Vega, Delinin Yıldızı albümünün plağını çıkardı.
Yılın en büyük projesi olarak eski bir notebook panelinden televizyon yaptım.
Temmuz 2018:
Yılın en çok sevdiğim ayı. Bu ay bloga 5 tane yazı yazmışım. Bir önceki ay yaptığım anketin sonuçları doğrultusunda OT Dergisi‘ni almayı bıraktım.
Hafize ve Mustafa evlendiler ! Taa Burak‘ın düğününden beri bir araya gelemiyorduk. Süper oldu. Bu düğünde Alper, Ender, Murat‘la birlikte biz de sahneye çıktık.
Hayatımın gerçek anlamda, ilk ve tek doğum günü sürprizini yaşadım. Otuz yaşıma girebileceğim en müthiş sürprizle girdim.
Muazzam bir ay tutulmasını, aşık olduğum Dolunay’ı gözlemledim.
Ağustos 2018:
Toplam 4 yazı yazmışım. Bu ay yaklaşık 8 günlük bir yurt dışı seyahatine çıktık. Balkan ülkelerinin büyük kısmını dolaştık. Epey bir yol yaptık. Sonuçta yazdığım yazılar ise olabildiğince ayrıntılı, gerçekten gitmek isteyen biri için çok faydalı detaylarla dolup taştı.
Proofhead Balkanlar’da: Kosova, Makedonya
Proofhead Balkanlar’da: Belgrad
Proofhead Balkanlar’da: Novi Sad, Saraybosna, Mostar
Proofhead Balkanlar’da: Karadağ, Arnavutluk, Kosova
Eylül 2018:
2018’in en çok yazısını bu ayda yazmışım: Toplam 8 yazı! Bravo. Bu ay sosyal etkinlikler bakımından epey hareketli geçmişti. Alper’in doğum gününü kutladık süper bir akşamda. Bir de hayatımın yeni bir dönemi başlıyordu artık: Doktora Yeterlilik Sınavı Öncesi…
Eskişehir’in ilk TEDx etkinliği, TEDx Odunpazarı’na katıldım.
Yeşim ve Ahmet evlendiler!
Eskişehir’deki ilk toplu bisiklet turuna katıldım.
İş yerindeki abilerimle yeni bir müzik grubu kurduk.
Dünya’daki en başarılı fan kitaplarından bir tanesi olan, Harry Potter ve Kızıl Pelerin‘i okudum. Muazzam.
Biricik yeğenimiz, gözümüzün nuru Aruz pardon, Ruza pardon, Zura da değil, Uraz evet Uraz dünyaya geldi, KeyB baba oldu 🙂
Uraz’a merhaba deyin!
TEDx’te Şevkiye ve Betül’le birlikte
Serkan ve Eren Abi’yle birlikte çalışmalar
Ekim 2018:
Yılın yavaş yavaş sonu gelirken, bu ay 5 yazıyla karşına çıkmışım sevgili okur. Murat bu ay askere gitti geldi. Bedelli askerlikten yararlandı. Erzincan’da 19 günlük askerlikten sonra da ay bitmeden geldi çıktı. Bu ayın son günlerinde İstanbul’daydık. Mustafa ve Alper’le gittik bu geziye. Hem KeyB’yi, hem Sercan‘ı hem de Cihan‘ı gördük. Özlemişiz hepsini de canlarım benim. Bu sayede ilk defa Ülkü‘yle de tanışmış olduk. İstanbul’un bu samimi yönlerini seviyorum bir tek.
Üstadımız Aydın Yavaş‘ın mini bir konserine katıldık.
Eskişehir Kitap Fuarı’na katıldım. Müthiş kitaplar aldım.
Efendi yeni klibini, Youtube’da Netd kanalında yayımladı.
Reflü oldum, bununla ilgili epey sıkıntı çektim.
youtube
Kasım 2018:
4 yazılık, mütevazi bir Kasım ayı olmuş. Bu ay “Sıfır Atık” projesi kapsamında, şehirdeki en büyük otelde, büyük bir etkinlik yaptık. Şimdiye kadar organizasyon ekibinde yer aldığım, en çok katılımcıya sahip etkinlikti. Öncesi ve sonrasıyla tüm ayımızı bu işe harcadık. Kendi adıma bir güzel yanı da yıllardır telefonda görüşüp de bir türlü yüz yüze görüşemediğimiz Eda‘yla nihayet görüşme fırsatımız oldu.
Prof. Dr. Levend KILIÇ‘ın “Fotoğraf ve Kent Belleği” söyleşisine katıldım.
Tolkien Mirası serisini bizzat kendim yaptım.
Doktora için laboratuvar çalışmaları başladı.
Teleskop aldım!
Nihayet uzun süre kendime bir Bluray oynatıcı aldım. LG markalı, ikinci el ama satan kişi hiç kullanmamış. Çok uygun bir fiyata denk gelince kaçırmadım.
Aralık 2018:
Yılın son ayını 6 yazı yazarak kapatmışım. Güzel bir rakam olmuş bence. Bu ay, ilginçtir Eskişehir’de çok çok uzun süre sonra ilk defa davul workshop’u yapıldı. Hem de ardı ardına iki ünlü davulcu tarafından. İkisine de katıldım tabii ki. Özellikle Cengiz Tural‘la tanışmak büyük keyifti. Bu ay Efendi ve Emre Bulut gruplarının yakın tarihlerinde birer konseri oldu. Onu da yazmadan geçmeyeyim. Ha bir de yılın son günlerine doğru biricik abim, İlkan Abim Eskişehir’e uğradı. Sağ olsun buluştuk, süper komik bir akşam geçirdik.
Uzunca bir süre sonra, Antalya’ya gittim.
PTT Kargo, kitaplarımı kaybetti.
Bülent Abi‘nin doğum gününü kutladık.
Cengiz Tural’ın davul workshop’ına katıldım.
Akın Bağcıoğlu ve Doğaç Titiz‘in davul workshop’ına katıldım.
Bülent Kral, doğum günü kutluyor.
Evet, ay ay önemli olayları özetlemeye çalıştım. Şimdi biraz istatistiki bilgi paylaşayım. Bu yıl, blogun altın yılı olan 2013’ten sonraki en muhteşem yılı oldu sevgili okur. Tek eksik toplam 61 olan yazı sayısının biraz daha artabilir olmasıydı. Toplam ziyaretçi ve toplam görüntülenme sayısını geçen yıla göre tam 3 kat arttırdık bu yıl. Buna en yakın sonucu 2014’te almıştım. Okunma sayılarının artması, içerik sayısının düşük olmasına rağmen kalitesinin artmasıyla da alakalı. Halen daha yıllar önce yazdığım pek çok yazı konularında internetin bir numarası.
Bu yılın en çok okunan yazısı “İyi Bir Münazara İçin İpuçları” yazısı oldu. Yazı çok sevilince bir ekleme yaparak bu konuda ikinci bir yazı daha yazdım. Hatta bu yazı, bu yıl içerisinde en çok okunan yazı oldu. Gillette Blue 3 koleksiyonum ilginç bir şekilde çok ilgi gördü ve “Gillette Tıraş Bıçakları Kullanıcı Deneyimleri” yazım, bu yılın en çok okunan ikinci yazısı oldu. Çok ilginç bir şekilde blogu en çok ziyaret eden ülkeler listesinde, ülkemizden sonra ikinci sırayı alan ABD’den giren ziyaretçi sayısı, ülkemizin yarısı kadar. Waov! Üçüncü sırada Çin, dördüncü olarak da Almanya var. Önceki yıllara göre Facebook’tan gelen ziyaretçi sayısı düşmüş. Ancak Twitter inanılmaz yükselmiş. Bir de WordPress’in android uygulaması üzerinde bulunan “keşfet” kısmından epey bir yeni ziyaretçi gelmiş.
Blogda en çok tıklanan görsel bu olmuş. Ancak bundan sonraki en çok tıklamaların büyük kısmı Hafize ve Mustafa’nın düğününde çekilen fotoğraflar için olmuş. O düğün yazısı da, bu yılın en çok okunan ikinci yazısı oldu. “Bir Barışma Hikayesi” yazım ise yılın en çok okunan üçüncü yazısı olmuş. Yıllardır blogun en büyük eksikliği yorum sayılarıydı. Bu yıl da sadece 15 tane yorum almışım.
Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümü‘nde bu yıl üçüncü dönemi de geride bıraktım. Çok büyük ihtimalle tüm dersleri geçtim. Bu bölüme çalışmak, bana yepyeni bir çalışma metodu kazandırdı. Tabletimi kullanıyorum artık. USB üzerinden klavye ve mouse bağladım. Ders kitaplarındaki önemli noktaları, burada Office 365 üzerinde buluta depolanan bir Word dosyasına not alıyorum. Hızlı bir şekilde, hem de düzenlenebilir notlarım oluyor. Daha sonra aynı dosyaya istediğim yerden erişebiliyorum. Çıktı alıp sürekli yanımda bulundurabiliyorum. Teknolojinin bu şekilde kullanımı, şaka değil, bu ders çalışma sistemi bana başarı sağladı.
Bu kadar yazıp çiziyoruz, eh buna karşılık aldığımız reaksiyonlar da oluyor elbette. Bazen can sıkıcı, bazen ise gerçekten teşvik edici, keyif verici oluyor bu reaksiyonlar yorumlar. O yorumlardan birkaç tanesini paylaşayım izninle.
İş yerindeki birinci yılım doldu. Bilecik’te beş yıl çalıştıktan sonra Eskişehir’e gelince neredeyse hiç yabancılık çekmedim. Dairedeki hemen hemen herkesi tanıyordum çünkü. Burada yıllar önce, öğrenciyken yaptığım stajdan sonra bile bağlarım hiç kopmamış, aksine arkadaşlıktan dostluğa uzanan bir ivmeyle devam etmişti. Sanki yıllardır çalışıyormuş gibi ilk günlerden itibaren projelere dahil olmaya başladım. Burada önceden de samimi olduğumuz Halil Abi ve Şevkiyet‘in yanı sıra, hemen herkesle müthiş samimi bir ortam kuruldu. Caner‘le uzun süre yol arkadaşı olduk, sağ olsun her sabah beni de aldı götürdü işe. Yazın bisikletle işe gidip gelme hayalim gerçek oldu. Tek tek yazmaya gerek yok ama inan muazzam bir ekip olduk sevgili okur. Bu ekiple de, yıl içinde bir sürü etkinlikte çalıştık. Umarım bu yıl da en az geride kalan yıl gibi hareketli olur.
Bu yıl müzikal olarak güzel geçti, kulaklarımız bayram etti. Sabhankra, yine yılın ilk günlerinde yeni albümünü (From the Frozen Mountains) yayımladı. Yıl boyunca “It Burns” dinleyip durdum. Yılın ikinci yarısında ise At The Gates müthiş bir albüm patlattı: To Drink From The Night Itself. Off, ne albümdü. Hele ki albümle aynı adı taşıyan parça ile Palace Of Lepers. Hele bu ikincisi sabahları işe gidiş marşı oldu benim için. Tabi bir de metal müzik dışında Mabel Matiz ve Maya durumu var. İtiraf etmek lazım, bu yıl Öyle Kolaysa ve Sarmaşık parçalarını defalarca dinledim. Bunun dışında Gojira’nın Silveria, Bloodbath’in Mouth Of The Empty Praise, Jedi Mind Tricks’in Seven, Selda Bağcan’ın Öyle Bir Yerdeyim Ki (ki benim için inanılmaz bir keşif oldu), Hey Douglas’ın Ölem Ben remiksi, Ozan Ünlü’nün Bu Yüzden ve yılın son günlerinde Pal Nostalji sayesinde keşfettiğim Kayahan’ın Elmanın Yarısı parçaları yılın en çok dinlenen parçaları ve unutulmaz keşifleri oldular.
youtube
Bu yıl Mustafa, “Memleket Günleri” isimli bir etkinlik başlattı. Kendisi ilk olarak Adana Günü’nde bizleri ağırladı sağ olsun. Hemen ardından da Alper, Bursa Günü’nde ağırladı bizi. Bu günlerde, herkes kendi memleketinin yemeklerini hazırladı. Masadaki hemen her şey o ile aitti. Hatta su bile 🙂 Bu yıl bakalım Utku‘yla ben nasıl bir gün yapacağız. Ha bir de Koray var tabi ki.
Akvaryumdan haberler: Şubat ayında İmpuru öldü. Mart ayında dış filtre kullanmaya başladım. Müthiş bir kolaylık oldu. Ciddi anlamda suyu temizliyor. Bir de balıklara yapılacak en büyük iyilik ısıtıcı kullanmakmış sevgili okur. Bu sene ısıtıcı kullanmaya da başladım. Su sıcaklığıyla ilgili bir sıkıntım kalmadı. Mayıs’ta, geçen sene Utku ve Hazal‘la birlikte aldığımız köpek balıklarından bir tanesi öldü. Bu yıl yeni aldığım bir sürü balık öldü. Sanırım o sıra balıkları strese sokan bir şey oldu anlayamadım. Yıl sonu itibariyle nüfus yine kalabalıklaştı. Bir köpek balığı (en eski şu anda), ikisi büyük ikisi küçük dört Japon (ikisi teleskop, ikisi normal), biri büyük üçü küçük dört çöpçü (iki küçük çöpçü albino) ve bir de vatoz var. Hepsine uzun ömürler diliyorum.
Eveet, şimdi geldi bu yazının en can alıcı kısmına ve bir anlamda yazının var olma sebebine. Geride kalan yıl içinde hedeflerimin ne kadarı gerçek oldu? Bu yıl için hedeflerim neler olacak? Şimdi bunlardan bahsedeyim biraz da. Geçen yıl ki hedefler ve ne durumda oldukları:
Açık Öğretim ve Doktora derslerini kayıpsız olarak tamamlamak. (Şu an itibariyle, aldığım tüm dersleri verdim, Doktora yeterlilik sınavını da geçtim. Dolayısıyla bu hedef tamamlandı.)
En yakın dostum Alper’le uzak bir yere seyahat etmek. (Uzak derken? Gaziantep’e gittik en uzak. Dolayısıyla bu da gerçekleşti.)
Bir müzik grubunda tam zamanlı olarak çalmaya başlamak. (Bu olmadı işte. Bir grup kurdum ama henüz işler rayına girmedi. O yüzden kısmen diyelim)
Teleskop almak (Aldım! Hatta fazlasını yapıp bir de mikroskop aldım.)
Kendime bir yeni bir bilgisayar toparlamak ve bunu olabildiğince ucuza yapmak. (Yok olmadı.)
İthaki Yayınları’nın Jules Verne Kitaplığı serisi ile Harry Potter’ın serisini eksiksiz olarak tamamlamak. (Olmadı bu da. Çok az eksik kaldı ama olmadı.)
Peki bu yıl neler olmasını planlıyorum? 2019’daki hedeflerim neler? Haydi bir göz atalım:
Doktorayla ilgili olarak en az iki Tez İzleme Komitesi’ne girmiş ve tezi yazmaya başlamış olmak.
Elektronik davuluma bir ilave crash zili almak.
2008’den beri bitmeyen 2000 parçalı yapbozu bitirebilmek.
Odamda artık yerlerde sürünen kitaplarla ilgili bir fikir bulup ortalığı toparlayacak bir sistem kurmak.
Kendime yeni bir bilgisayar toparlamak ve bunu olabildiğince ucuza yapmak.
Çok bir beklentim de yok açıkçası 🙂 Umarım 2019 sağlık, huzur ve müzikle dolu bir yıl olur. Herkes var aklımda ve bazıları kalbimde. Kimseyi unutmadım. Dolunaylarda görüşürüz 🙂
2018 Yılımın Özeti 11 yıllık blog hayatımın en geç yıl özeti yazısı oldu, farkındayım. Ancak 7-8 Ocak tarihlerindeki Doktora Yeterlilik Sınavı ve hemen peşinden gelen 12-13 Ocak Açık Öğretim Fakültesi sınavları nedeniyle geciktim.
#ahmet#Akın Bağcıoğlu#alper#Anıtkabir#Arpej Yapım#At The Gates#Aydın Yavaş#Çingene Kızı Mozaiği#Ömür Abi#Ülk��#Balkan#Bülent Abi#Bilecik#Bloodbath#Bluray oynatıcı#Bozcaarmut#burak#Caner#Cengiz TURAL#cihan#Deftones#delinin yıldızı#Doktora Yeterlilik Sınavı#dolunay#Doğaç Titiz#Eda#Efendi#Emre Bulut#Ender#Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümü
0 notes
Photo
Bir Film Bir Kare #107 – Dağ (2012)
#birfilmbirkare#dağ#ufuk bayraktar#alper caglar#caglar ertugrul#the mountain#mesut akusta#firat dogruloglu#cengiz coskun#savaş#macera#dram#adventure#thriller#war
2 notes
·
View notes
Text
Emirdağ OSB’nin katma değeri önemli
Emirdağ OSB’nin katma değeri önemli
Emirdağ Belediye Başkanı Serkan Koyuncu Emirdağ Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Toplantısına Katıldı Emirdağ Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Toplantısı Emirdağ Kaymakamı OSB Yönetim Kurulu Başkanı Osman Bilici başkanlığında, OSB Yönetim Kurulu üyeleri; Emirdağ Belediye Başkanı Serkan Koyuncu, Alper Yılmazer, Cengiz Demirkapu ve Mustafa Özdikmen’in katılımlarıyla…
View On WordPress
0 notes
Text
Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği 'İzmir'e emanet
https://pazaryerigundem.com/haber/175108/turkiye-saglikli-kentler-birligi-izmire-emanet/
Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği 'İzmir'e emanet
Bursa Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde yapılan Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin (SKB) 41. Meclis Olağan Toplantısı’nda yeni dönem başkanlığına oy birliğiyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay seçildi.
BURSA (İGFA) – Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği 41. Olağan Meclis Toplantısı, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 45 belediye başkanı ve 200 meclis üyesinin katılımıyla Bursa’da gerçekleştirildi.
Yapılan seçim sonucunda, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Birlik Başkanı olarak seçildi. Ayrıca Birinci Başkanvekilliğine İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, İkinci Başkanvekilliğine Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir seçildi.
Encümen üyeliklerine Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Cengiz, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Kahramanmaraş Belediye Başkanı Fırat Görgel, Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ve Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır seçildi. Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliklerine Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahit Çervatoğlu, Tire Belediye Başkanı Hayati Okuroğlu, Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Akyurt Belediye Başkanı Hilal Ayık ve Mersin Yenişehir Belediyesi meclis üyesi Hülya Günel seçildi. Katip üyeliklerine Karşıyaka Belediyesi Meclis üyesi Nilüfer Bakoğlu ve Akçadağ Belediyesi Meclis üyesi Yasin Demir seçildi.
Toplantıda ev sahibi olarak konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Dünya Sağlık Örgütü’nün 30 yılı aşkın bir süre önce başlattığı sağlıklı şehirler hareketinin Türkiye’deki temsilcisinin Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin olduğunu hatırlattı. Kent ile sağlık arasında bağ bulunduğunu söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, sanayileşme sonucu ortaya çıkan çevre sorunlarının yaşlısı genci, zengini fakiri ayırt etmeksizin toplumun tüm kesimi için tehdit oluşturmaya başladığını belirtti. Bozbey, 41. Olağan meclis toplantımızın hayırlı olmasını, Birlik Başkanı seçilen Cemil Tugay’a da yeni dönemde başarılar diledi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve SBK Başkanı Cemil Tugay, yeni dönemin Türkiye’ye birliğe hayırlı olmasını diledi. İklim krizinin tüm insanlığı tehdit ettiğini söyleyen Cemil Tugay, iklim krizine karşı yerel eylem planlarının olması gerektiğini belirten Tugay, “Bana verilen bu onurlu görevin gereği olarak önümüzdeki iki yıl boyunca en çok iklim krizi konusunda aksiyon almaya, eylem planları ortaya koymaya ve dayanışma içerisinde olmaya davet edeceğim. Gittikçe yaygınlaşan bazı sağlık problemleri üzerine çalışma grupları kuracağız. Bireysel sağlığı, toplum sağlığını, yaşam koşullarımızı en fazla iklim krizi tehdit ediyor. Birliğimizin de çalışmaları içerisinde öncelikle yer bulacaktır. Beni bu göreve layık gören tüm üyelerimize teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Ayrıca İzmir-Tire ve İzmir-Torbalı belediyelerinin yeni üye olarak kabul edildiği toplantıda, 2 üye belediyenin ayrılmasına ilişkin karar da kabul edildi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Quote
Hayatı anlıyorum, dedim. Sadece kabullenemiyorum.
Alper Cengiz
3 notes
·
View notes
Text
Cengiz Aytmatov Parkı Açıldı
Cengiz Aytmatov Parkı Açıldı
SELVİ BOYLUM, AL YAZMALIM ÇANKAYA'DA YAŞACAK Çankaya Belediyesi, Ehlibeyt Mahallesinde yapımını tamamladığı Cengiz Aytmatov Parkı’nı hizmete açtı. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen: "Büyük yazarımız Cengiz Aytmatov'un adını böylesine güzel bir parkta, Çankaya'da yaşatmanın gururunu yaşıyoruz" "Cengiz Aytmatov Parkımız 8 yılda açtığımız 96'ıncı park oldu. 2024 yılına kadar Çankayamıza…
View On WordPress
0 notes
Text
Cengiz Aytmatov Parkı Açıldı
Cengiz Aytmatov Parkı Açıldı
SELVİ BOYLUM, AL YAZMALIM ÇANKAYA'DA YAŞACAK Çankaya Belediyesi, Ehlibeyt Mahallesinde yapımını tamamladığı Cengiz Aytmatov Parkı’nı hizmete açtı. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen: "Büyük yazarımız Cengiz Aytmatov'un adını böylesine güzel bir parkta, Çankaya'da yaşatmanın gururunu yaşıyoruz" "Cengiz Aytmatov Parkımız 8 yılda açtığımız 96'ıncı park oldu. 2024 yılına kadar Çankayamıza…
View On WordPress
0 notes
Text
Cengiz Aytmatov Parkı Açıldı
Cengiz Aytmatov Parkı Açıldı
SELVİ BOYLUM, AL YAZMALIM ÇANKAYA'DA YAŞACAK Çankaya Belediyesi, Ehlibeyt Mahallesinde yapımını tamamladığı Cengiz Aytmatov Parkı’nı hizmete açtı. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen: "Büyük yazarımız Cengiz Aytmatov'un adını böylesine güzel bir parkta, Çankaya'da yaşatmanın gururunu yaşıyoruz" "Cengiz Aytmatov Parkımız 8 yılda açtığımız 96'ıncı park oldu. 2024 yılına kadar Çankayamıza…
View On WordPress
0 notes