#AK Parti Genel Başkan Yardımcıs
Explore tagged Tumblr posts
Text
Başkan Sami Er, “Vatandaşlarımızın istek ve taleplerini en hızlı şekilde karşılıyoruz"
https://pazaryerigundem.com/haber/187889/baskan-sami-er-vatandaslarimizin-istek-ve-taleplerini-en-hizli-sekilde-karsiliyoruz/
Başkan Sami Er, “Vatandaşlarımızın istek ve taleplerini en hızlı şekilde karşılıyoruz"
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, ilçe ziyaretleri kapsamında Doğanyol İlçesi’ni ziyaret ederek çeşitli temaslarda bulundu. Doğanyol İlçe ziyareti sırasında muhtarlarla bir araya gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, “Elazığ – Sivrice depreminde büyük bir yıkıma uğrayan Doğanyol’umuzda devletimiz gerekli çalışmaları çok hızlı bir şekilde yaptı. Doğanyol da yapılan çalışmaları örnek olarak gösteriyoruz” dedi.
BURSA (İGFA) – Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Doğanyol İlçe gezisi programına ilk olarak Doğanyol Belediye Başkanı Hakan Bay’ı makamında ziyaret ederek başladı. Doğanyol Belediye ziyaretinin akabinde muhtarlarla bir araya gelen Başkan Er daha sonra AK Parti İlçe Başkanı Suat Öz ve MHP İlçe Başkanı Mehmet Kurt’u ziyaret ederek bir süre görüştü.
DOĞANYOL BELEDİYE BAŞKANI BAY, TOPLANTIMIZIN VERİMLİ OLMASINI TEMENNİ EDİYORUM
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’i misafir etmekten büyük onur duyduğunu ifade eden Doğanyol Belediye Başkanı Hakan Bay, muhtarlarla yapılan toplantıda yaptığı konuşmada, “Muhtarlarımızla ve meclis üyelerimiz ile yapacağımız istişare toplantısında güzel hizmetlerin devamı için gerekli çalışmaların yapılacağı ve mahalle bazlı sorunlarında tespit edilerek kısa sürede çözüm bulacağına inanıyorum. Kıymetli Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve ekibine ziyaretlerinden dolayı tekrar teşekkür ediyor toplantımızın verimli olmasını temenni ediyorum” dedi.
DOĞANYOL’U ÖRNEK GÖSTERİYORUZ
2020 yılında Elazığ-Sivrice merkezli depremde Doğanyol İlçesinin çok fazla etkilendiğini belirten Büyükşehir Belediye Başkan Er yaptığı konuşmada, “2023 yılında bir deprem yaşadık. Doğanyol’umuz ise 2020 yılında yaşanan merkez üssü Elazığ- Sivrice olan depremde fazlasıyla etkilenmişti. Şimdi Doğanyol’umuza baktığımızda gerçekten devletin elinin değdiği belli oluyor. O nedenle Doğanyol’u her zaman örnek gösteriyorum. Malatya merkezde de devletimiz varını yoğunu ortaya koymuş, depremin yaralarını sarmaya çalışıyor. Şu anda da Malatya’mız bir süreçten geçiyor. Nasıl ki Doğanyol’umuz depremden sonra ayağa kalktıysa Malatya’mız da Allah’ın izniyle ayağa kalkacak. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Yaşanan bazı ekonomik sıkıntılardan dolayı uygulanan bazı tasarruf tedbirleri var ama depremle alakalı hiçbir kısıtlama yok. Devletimiz bütün kaynaklarıyla Malatya’mızın yanındadır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’un Malatya’ya gelişi ile deprem çalışmaları hız kazandı. Malatya’mızın altyapısının yenilenmesi için iki ay içerisinde 4.5 milyara yakın hibe aldık.
Ben her zaman şu ifadeyi kullanıyorum ‘Malatyalı hemşehrilerim bizlere yardımcı olurlarsa biz Malatya’mızı en kısa sürede ayağa kaldırırız’. Çünkü devletimizin ve TOKİ’nin gücünü biliyorum.
Rezerv alanları ile alakalı olarak ihalelerin birçoğu yapıldı. Bundan sonraki süreçte de inşaatlarımızın yükseldiğini göreceksiniz. Şehrimizin merkezinde bitmek üzere olan binalarımız var. Aynı zamanda çarşımızın birçok noktasında da binalarımız yükselmeye başladı. Hep birlikte şehrimizin değişimini göreceğiz, bu hususta hiçbir endişeniz olmasın” dedi.
KIRSALDAKİ SORUNLARIN FARKINDAYIZ
Kırsaldaki sorunların farkında olduklarını belirten Başkan Er konuşmasının devamında, “Kırsala geldiğimizde ise değerli hemşerilerimin beklentilerinin neler olduğunu biliyorum. Bu beklentileri çözmek adına mesai arkadaşlarımız organize olarak çalışmalarını sürdürüyorlar. Özellikle kırsal kesimlerde yapılaşmada büyük bir artış oldu. Bu artışla birlikte MASKİ Genel Müdürlüğümüzün iş yükü de bir hayli arttı. Altyapı ve üstyapı noktalarındaki sıkıntıların çözümü noktasında programlarımızı, planlamalarımızı yapıyoruz. Sizlerin sabrı bizlerin de aşırı gayreti ile bu işlerin üstesinden geleceğiz” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Doğanyol Mahalle Muhtarlarından mahalleleri ile ilgili istek ve talepleri dinledi. Dile getirilen istek ve taleplerin öncelik sırasına alınarak çözümü için ekiplerin hızlı bir şekilde çözme gayret ve çabası içerisinde olacağını belirtti.
Siyasi Parti İlçe Teşkilatlarına ziyaret
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Muhtarlarla gerçekleştirilen istişare toplantısının akabinde AK Parti Doğanyol İlçe Başkanı Suat Öz ve MHP Doğanyol İlçe Başkanı Mehmet Kurt’u ziyaret etti. Başkan Er siyasi parti ilçe başkanlarıyla bir süre sohbet ettikten sonra ilçeden ayrıldı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Başkan Yıldırım’dan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Gürgen’e Ziyaret
AK Parti Elazığ İl Başkanı Şerafettin Yıldırım, 2020 ve 2023 depremlerinin ardından yaşanan sorunların çözümüyle ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Vedad Gürgen’i ve Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Hakkı Alp’i ziyaret etti. 2020 Elazığ ve 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yaşanan sorunların çözümüyle ilgili AFAD ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüklerinden istenen talepler hakkında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Vedad Gürgen’i ve Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Hakkı Alp’i ziyaret eden AK Parti Elazığ İl Başkanı Şerafettin Yıldırım, sorunların çözümü noktasında yardımcı olacaklarını belirten Gürgen ve Alp’e teşekkür etti. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Başkan Yıldırım şu ifadeleri kullandı; “2020 Elazığ depremi ve 2023 Kahramanmaraş depremlerinin ardından şehir merkezinde, ilçelerimizde ve beldelerimizde devam eden çalışmaları değerlendirmek, vatandaşlarımızın sorunlarını iletmek ve çözüm bulmak amacıyla Ankara temaslarımız kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcımız Sn. Vedad Gürgen’i ve Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Sn. Hakkı Alp’i ziyaret ettik. Bu süreçte AFAD ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüklerimize yapılan itirazlar, talepler ve isteklerle ilgili kendilerine ayrıntılı bilgi verdik. Bu kapsamda Alacakaya ve Arıcak ilçelerimize 100 Konut, Kovancılar merkeze 256 Konut yapımı, Elazığ merkezde yapılması planlanan 286 iş yerinin ihalelerinin gerçekleştirilmesi, Arıcak ve Alacakaya ilçelerine yapılacak olan 384 köy konutunun ihalelerinin gerçekleştirilmesi, 2020 depreminin ardından başlatılan Kentsel Dönüşüm projeleriyle ilgili bilgilendirme yapılması, Kentsel Dönüşüm alanlarında artan işyeri ve konutların hak sahiplerine verilmek üzere devrinin ilgili müdürlüğe yapılması gibi talepleri kendilerine ilettik.” Başkan Yıldırım açıklamasında ayrıca şu ifadelere yer verdi; “Yerinde Dönüşüm Projesi’nin 2020 depreminden hak sahibi olmuş fakat henüz yapımına başlanmamış köylerdeki köy konutları için de uygulanması, orta hasarlı güçlendirilecek binaların resen kamu eliyle güçlendirilerek yapılması ve buna karşılık bu yapılar için borçlandırma işlemlerinin yapılması, ilimizde rezerv alanlarında yapımı planlanacak yeni projelerin, kentsel dönüşüm ihtiyacı olan mahallelerde de hayata geçirilmesi, TOKİ’nin ilimizde irtibat ofisi açması, yeni planlanacak konutlarla beraber ticarethanelerinde planlamasının yapılması, ilimizde kentsel dönüşüm alanlarında (Kızılay, Sürsürü ve Sivrice) artan konutların AFAD İl Müdürlüğüne verilmesi, yeni kurulacak Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’ne eleman alınarak kadrolarının güçlendirilmesi gibi konulardaki taleplerimize de yine bu ziyarette iletmiş olduk.” 2020 ve 2023 depremlerinin ardından devletin Elazığ’ı yalnız bırakmadığını ve gereken neyse yaptığını anımsatan Başkan Yıldırım; “Bilindiği üzere 2020 depreminin ardından devletimiz tüm imkanlarıyla seferber olarak vatandaşlarımızın yaralarını sardı, sarmaya devam ediyor. 2023 yılında da asrın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli depremlerinden şehrimiz ciddi anlamda etkilendi. Her iki depremin ardından vatandaşlarımızın sorunlarını çözmek için bizler de Elazığ-Ankara arasında adeta mekik dokuyoruz. Vatandaşlarımızı asla yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Bu kapsamda Elazığ için büyük mesai harcayan kıymetli Bakan Yardımcımız Sn. Vedad Gürgen beyefendiyle ve Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Hakkı Alp beyefendiyle bir araya geldik. Şehrimize her türlü katkıyı sağlayan ve yaraların sarılması için büyük gayret sarf eden her iki isme de ben şehrim adına teşekkür ediyor, nazik ev sahipliği için şükranlarımı sunuyorum.” şeklinde konuştu. Read the full article
0 notes
Text
Büyükşehir Belediyesi İlçe İstişare Toplantıları devam ediyor
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan Başkanlığında, 2023 yılında ilçelere yapılacak olan yatırım ve hizmetlerle ilgili olarak tüm paydaşların katılımı ile düzenlenen istişare toplantılarına devam ediliyor. Bu toplantılar kapsamında 13 Ocak 2023 Cuma günü de ilk olarak Yazıhan ilçesi değerlendirme istişare toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya Yazıhan Kaymakamı Kutsal Baytak, Yazıhan Belediye Başkanı Nevzat Öztürk, Yazıhan AK Parti İlçe Başkanı Veysel Ateş, Genel Sekreter Cemal Noğay, Genel Sekreter yardımcıları ve daire başkanları katıldı. Ateş: Otoban standartlarında yollar yapılıyor 2022-2023 yılı değerlendirme toplantısının hayırlar getirmesi temennisinde bulunan AK Parti Yazıhan İlçe Başkanı Veysel Ateş, “Selahattin Başkanımın 2019’dan bu yana Yazıhan ilçemize yaptığı hizmetlerden dolayı şahsım ve ilçem adına kendilerine teşekkür ediyorum. Yıllardır yolu olmayan mahallelerimiz vardı. Şu an baktığımızda yapılan yolların otoban standartlarında olduğunu görüyoruz. 2023 yılı yatırım programına alınan hizmetlerin de en güzel şekilde yapılacağına inanıyorum. Bilindiği üzere Malatya Büyükşehir Belediyesi ilçelerimizin yapmış olduğu hizmetlerde de yüzde 70-80 oranında yardımcı oluyor. Bu yardımlardan dolayı da Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum” dedi. Öztürk: Birlik ve beraberlik içerisinde bu güzel çalışmaları yürütüyoruz Yapılan ve yapılacak olan hizmetlerin değerlendirilmesi amacıyla bir araya geldiklerini belirten Yazıhan Belediye Başkanı Nevzat Öztürk, “Başkanıma böylesine güzel bir ortam hazırladığı için gerek şahsım gerekse de ilçem adına teşekkür ediyorum. 2019 yılından 2022 yılına kadar belediyemiz gerek MASKİ Genel Müdürlüğü gerek Yol ve Altyapı Koordinasyon Dairesi Başkanlığı gerekse de Büyükşehir Belediyesine ait yatırımcı kuruluşların uhdesinde olan hizmetlerle hem Başkanımızla hem de kurum amirleriyle müştereken çalışmalar yaptık. 2019 yılından 2022 yılı sonuna kadar Yazıhan ilçemize gerekli yatırımlarımızı aldık. İçme suyu ve kanalizasyon çalışmaları konusunda da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Gerekli çalışmalar yapılıyor varsa eksiklikler tek tek gideriliyor. Yazıhan’ımıza yapılan hizmetlerden dolayı da başta Başkanımız Selahattin Gürkan’a ve ekibine teşekkür ediyorum. Birlik ve beraberlik içerisinde bu güzel çalışmaları yürüteceğimizi ümit ediyorum” şeklinde konuştu. Baytak: Hizmetler anlamında vatandaşlarımızın ihtiyaçları ciddi anlamda karşılanıyor Yazıhan’da dört ay önce göreve başladığını belirten Kaymakam Kutsal Baytak, “Yazıhan tarım ve hayvancılık noktasında ciddi bir ilerleme kat etmiş ilçedir. İlçemizin nüfus yoğunluğunun az olmasına rağmen, Yazıhan ilçesini atom parçasına benzetiyorum. Atomu parçaladığınızda veya bir araya getirdiğinizde ciddi bir enerji ortaya çıkıyor. Bu anlamda Yazıhan’a yapılan yatırımları da hesaba katarsak, ciddi bir potansiyele sahip bir ilçe olduğunu gözlemliyoruz. Özellikle Besi ve Sera Organize Sanayi Bölgesi’yle ilçemizin geleceğe yönelik ciddi bir potansiyele sahip olduğunu görmemiz mümkündür. Dışarıdan bakan bir gözle değerlendirme yaptığımda ise yol ve içme suyu konusunda vatandaşlarımızın ihtiyaçları ciddi anlamda karşılanıyor. Bu durum da beni ilçe kaymakamı olarak mutlu etmektedir. İlerleyen süreçte daire başkanlarımız ve genel sekreter yardımcılarımızla ilçemize yapılan yatırımlar hakkında istişare içerisinde olacağız. Bu anlamda bizleri bir araya getiren Malatya Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkürlerimi ifade ediyor, toplantımızın ilçemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum” dedi. Gürkan: İlçe Belediyelerimize destek olma noktasında yardımlara devam ediyoruz Yapılan çalışmaların değerlendirilmesi ve 2023 yılı içerisinde yapılacak olan çalışmaların programlanması amacıyla toplantılar gerçekleştirdiklerini belirten Başkan Gürkan ise konuşmasında, “Yılsonlarında ve yılbaşlarında ilimizde yapılan yatırımların genel değerlendirilmesi, yapılan hizmetlerde tespit edilen eksikliklerin giderilmesi, yapılacak olan çalışmaların programlanması maksadıyla değerlendirme toplantılarımızı periyodik aralıklarla düzenlemekteyiz. İlçemizin kaymakamı, belediye başkanı, meclis üyeleri, ilçe başkanlarıyla beraber ilçenin eksikliklerini masaya yatırarak yol haritamızı belirliyoruz. 13 ilçemizde de altyapı, üstyapı, çevre düzenlemesi, spor alanları ile sosyal ve kültürel alanlardaki çalışmalarımız hızla devam ediyor. Bütün ilçelerimizde de ilçe belediyelerimizin uhdesinde olan yollarda dâhil olmak üzere şu anda yüzde 80’in üzerinde bir yol çalışması gerçekleştirildi. Bazı ilçelerimizde bu oran yüzde 90’ı da buluyor. 2023 yılı yatırım programında da bize ait olan yolların yenilenmesi, iyileştirilmesi, trafikte güvenli hale getirilmesi, varsa 2. kat asfaltların yapılması, ilçe belediyelerine ait yolların da bakım, onarım, tadilat, yama işlerinin yanında varsa yoğun çalışmalarda ilçe belediyelerine destek olma noktasında yardımlarımıza devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Başkan Gürkan konuşmasının devamında “Yol ve Altyapı Koordinasyon Dairesi tarafından Yazıhan İlçemize 2019-2022 yılları arasında 457 km asfalt, 7 km yeni yol açma, 53 km yol genişletme, 126 km stabilize, 155 km bakım onarım, 10 bin metrekare yama çalışmaları ile 5 adet menfez, 1077 metreküp taş duvar ile 35 bin metrekare kilit taşı çalışması ile MASKİ Genel Müdürlüğümüz tarafından da 112 km içmesuyu, 49 km kanalizasyon çalışmasının yanında içmesuyu deposu ile tarımsal sulama borusu dağıtımı yapılmıştır. Yapılan hizmet ve yatırımlarımızın Yazıhan İlçemize ve Malatya’mıza hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi. Read the full article
0 notes
Text
Gürkan: ‘Yazıhan İlçemizde Yoğun Bir Çalışma Sezonu Geçirdik’
Büyükşehir Belediyesi İlçe İstişare Toplantıları devam ediyor
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan Başkanlığında, 2023 yılında ilçelere yapılacak olan yatırım ve hizmetlerle ilgili olarak tüm paydaşların katılımı ile düzenlenen istişare toplantılarına devam ediliyor. Bu toplantılar kapsamında 13 Ocak 2023 Cuma günü de ilk olarak Yazıhan ilçesi değerlendirme istişare toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya Yazıhan Kaymakamı Kutsal Baytak, Yazıhan Belediye Başkanı Nevzat Öztürk, Yazıhan AK Parti İlçe Başkanı Veysel Ateş, Genel Sekreter Cemal Noğay, Genel Sekreter yardımcıları ve daire başkanları katıldı. Ateş: Otoban standartlarında yollar yapılıyor 2022-2023 yılı değerlendirme toplantısının hayırlar getirmesi temennisinde bulunan AK Parti Yazıhan İlçe Başkanı Veysel Ateş, “Selahattin Başkanımın 2019’dan bu yana Yazıhan ilçemize yaptığı hizmetlerden dolayı şahsım ve ilçem adına kendilerine teşekkür ediyorum. Yıllardır yolu olmayan mahallelerimiz vardı. Şu an baktığımızda yapılan yolların otoban standartlarında olduğunu görüyoruz. 2023 yılı yatırım programına alınan hizmetlerin de en güzel şekilde yapılacağına inanıyorum. Bilindiği üzere Malatya Büyükşehir Belediyesi ilçelerimizin yapmış olduğu hizmetlerde de yüzde 70-80 oranında yardımcı oluyor. Bu yardımlardan dolayı da Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum” dedi. Öztürk: Birlik ve beraberlik içerisinde bu güzel çalışmaları yürütüyoruz
Yapılan ve yapılacak olan hizmetlerin değerlendirilmesi amacıyla bir araya geldiklerini belirten Yazıhan Belediye Başkanı Nevzat Öztürk, “Başkanıma böylesine güzel bir ortam hazırladığı için gerek şahsım gerekse de ilçem adına teşekkür ediyorum. 2019 yılından 2022 yılına kadar belediyemiz gerek MASKİ Genel Müdürlüğü gerek Yol ve Altyapı Koordinasyon Dairesi Başkanlığı gerekse de Büyükşehir Belediyesine ait yatırımcı kuruluşların uhdesinde olan hizmetlerle hem Başkanımızla hem de kurum amirleriyle müştereken çalışmalar yaptık. 2019 yılından 2022 yılı sonuna kadar Yazıhan ilçemize gerekli yatırımlarımızı aldık. İçme suyu ve kanalizasyon çalışmaları konusunda da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Gerekli çalışmalar yapılıyor varsa eksiklikler tek tek gideriliyor. Yazıhan’ımıza yapılan hizmetlerden dolayı da başta Başkanımız Selahattin Gürkan’a ve ekibine teşekkür ediyorum. Birlik ve beraberlik içerisinde bu güzel çalışmaları yürüteceğimizi ümit ediyorum” şeklinde konuştu. Baytak: Hizmetler anlamında vatandaşlarımızın ihtiyaçları ciddi anlamda karşılanıyor Yazıhan’da dört ay önce göreve başladığını belirten Kaymakam Kutsal Baytak, “Yazıhan tarım ve hayvancılık noktasında ciddi bir ilerleme kat etmiş ilçedir. İlçemizin nüfus yoğunluğunun az olmasına rağmen, Yazıhan ilçesini atom parçasına benzetiyorum. Atomu parçaladığınızda veya bir araya getirdiğinizde ciddi bir enerji ortaya çıkıyor. Bu anlamda Yazıhan’a yapılan yatırımları da hesaba katarsak, ciddi bir potansiyele sahip bir ilçe olduğunu gözlemliyoruz. Özellikle Besi ve Sera Organize Sanayi Bölgesi’yle ilçemizin geleceğe yönelik ciddi bir potansiyele sahip olduğunu görmemiz mümkündür. Dışarıdan bakan bir gözle değerlendirme yaptığımda ise yol ve içme suyu konusunda vatandaşlarımızın ihtiyaçları ciddi anlamda karşılanıyor. Bu durum da beni ilçe kaymakamı olarak mutlu etmektedir. İlerleyen süreçte daire başkanlarımız ve genel sekreter yardımcılarımızla ilçemize yapılan yatırımlar hakkında istişare içerisinde olacağız. Bu anlamda bizleri bir araya getiren Malatya Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkürlerimi ifade ediyor, toplantımızın ilçemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum” dedi. Gürkan: İlçe Belediyelerimize destek olma noktasında yardımlara devam ediyoruz Yapılan çalışmaların değerlendirilmesi ve 2023 yılı içerisinde yapılacak olan çalışmaların programlanması amacıyla toplantılar gerçekleştirdiklerini belirten Başkan Gürkan ise konuşmasında, “Yılsonlarında ve yılbaşlarında ilimizde yapılan yatırımların genel değerlendirilmesi, yapılan hizmetlerde tespit edilen eksikliklerin giderilmesi, yapılacak olan çalışmaların programlanması maksadıyla değerlendirme toplantılarımızı periyodik aralıklarla düzenlemekteyiz. İlçemizin kaymakamı, belediye başkanı, meclis üyeleri, ilçe başkanlarıyla beraber ilçenin eksikliklerini masaya yatırarak yol haritamızı belirliyoruz. 13 ilçemizde de altyapı, üstyapı, çevre düzenlemesi, spor alanları ile sosyal ve kültürel alanlardaki çalışmalarımız hızla devam ediyor. Bütün ilçelerimizde de ilçe belediyelerimizin uhdesinde olan yollarda dâhil olmak üzere şu anda yüzde 80’in üzerinde bir yol çalışması gerçekleştirildi. Bazı ilçelerimizde bu oran yüzde 90’ı da buluyor. 2023 yılı yatırım programında da bize ait olan yolların yenilenmesi, iyileştirilmesi, trafikte güvenli hale getirilmesi, varsa 2. kat asfaltların yapılması, ilçe belediyelerine ait yolların da bakım, onarım, tadilat, yama işlerinin yanında varsa yoğun çalışmalarda ilçe belediyelerine destek olma noktasında yardımlarımıza devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Başkan Gürkan konuşmasının devamında “Yol ve Altyapı Koordinasyon Dairesi tarafından Yazıhan İlçemize 2019-2022 yılları arasında 457 km asfalt, 7 km yeni yol açma, 53 km yol genişletme, 126 km stabilize, 155 km bakım onarım, 10 bin metrekare yama çalışmaları ile 5 adet menfez, 1077 metreküp taş duvar ile 35 bin metrekare kilit taşı çalışması ile MASKİ Genel Müdürlüğümüz tarafından da 112 km içmesuyu, 49 km kanalizasyon çalışmasının yanında içmesuyu deposu ile tarımsal sulama borusu dağıtımı yapılmıştır. Yapılan hizmet ve yatırımlarımızın Yazıhan İlçemize ve Malatya’mıza hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi. Read the full article
0 notes
Text
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer ile Anadolu Otizm Vakfı Başkanı Nüvit Uyar, otizmli bireylerin hayatını kolaylaştıracak Otizm Yerleşkesi Projesi’nin protokolünü birlikte imzaladı. Ahbap Platformu’nun kurucusu sanatçı Haluk Levent, yerleşkenin inşaatı için gerekli kaynağın sağlanmasına yönelik kampanyanın yüzü oldu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, engelli bireylere yönelik desteklerini sürdürüyor. Başkan Tunç Soyer, Anadolu Otizm Vakfı Başkanı Nüvit Uyar ile mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan Güzelbahçe’deki arsa üzerine inşa edilecek Otizm Yerleşkesi Projesi’nin protokolünü imzaladı. Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen törene AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Engelsiz İzmir Kongresi Yürütme Kurulu Onursal Başkanı Neptün Soyer, Otizm Vakfı Başkanı Nüvit Uyar’ın eşi Yeşim Uyar, Ege-Koop. Genel Başkanı Hüseyin Aslan ile eşi Özgür Aslan, Engelsiz İzmir Kongresi Yürütme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Levent Köstem ile eşi Güler Köstem, İzmir Kent Konseyi Başkanı Nazik Işık, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Engelsiz İzmir Komisyonu Başkanı AK Partili Ahmet Uğur Baran, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay ve davetliler katıldı.
#gallery-0-9 { margin: auto; } #gallery-0-9 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 100%; } #gallery-0-9 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-9 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
“Engelli yurttaşlar için kapsamlı yerel politikalar yürütüyoruz” Törende konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, imzalanan protokol ile otizmli bireyler, aileleri ve otizm konusunda çalışma yapan profesyonellerin eğitim konularında desteklenmesi ve geliştirilmesine ilişkin çalışmalar yürütülmesini sağlayacaklarını söyledi. Soyer, belediyenin engelli vatandaşların eğitim ve sağlık hakkından eşit ve yeterli düzeyde faydalanması, istihdam edilmesi, kararlara katılım göstermeleri, söz söyleyebilmelerinin sağlanması gibi kapsamlı yerel politikalar yürüttüğünü belirtti. Başkan Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü bünyesinde yürütülen çalışmalara da değinerek, şunları söyledi: “Müdürlük bünyesinde engellilerin; eğitim, rehabilitasyon, ulaşım, psikolojik ve sosyal danışmanlık ile kişisel gelişim gereksinimlerinin karşılanması, hakları konusunda bilgilendirme ve gerektiğinde ilgili kurumlara yönlendirme hizmetleri veriliyor.”
“Farkındalık merkezinin ikincisini kuracağız” Türkiye’de ilk ve tek olan Farkındalık Merkezi’nin, Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulduğunu da belirten Tunç Soyer, “İkincisini önümüzdeki dönemde Örnekköy yerleşkesinde açacağız. Bu merkezimizde; engelli vatandaşlarımızın sorunlarına dikkat çekiyor, onların karşılaştıkları sıkıntıları, toplumun diğer kesimlerine uygulamalı olarak anlatıp farkındalık yaratıyoruz” dedi. Soyer, engelli yurttaşların sorunlarına dikkat çekmek ve çözümler üretmek amacıyla Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye’de ilk defa engellilerle ilgili ulusal ve Uluslar arası katılımlı kongre düzenlediğini ifade ederek, 4’üncü Uluslararası Engelsiz Kongresi’nin de 27-29 Mayıs 2021’de gerçekleştireceğini açıkladı.
#gallery-0-10 { margin: auto; } #gallery-0-10 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 100%; } #gallery-0-10 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-10 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
Uyar’dan Otizm Eylem Planı çağrısı Otizm Vakfı Başkanı Nüvit Uyar da yaptığı konuşmada, Otizm Eylem Planı’na değindi. Bu planın hayata geçirilmesi için çağrıda bulunan Nüvit Uyar, şunları söyledi: “Ben buradan sayın Cumhurbaşkanımıza ve tüm siyasi partilerimize çağrıda bulunuyorum. Otizm Eylem Planı’nın hayata geçmesi için gerekli olan çalışmaların el ele verilerek yapılmasını bekliyoruz.” Uyar, konuşmasında otizm konusunda en önemli sorunlardan birinin yetişmiş insan kaynağının bulunmaması olduğunu da belirterek, projede bu sorunun önüne geçmeyi amaçlayan formüllerin yer aldığını aktardı. Uyar, “Bu konuda alanda çalışan eğitimciler, otizmli çocukları olan aileler ve onlara bilimsel geçerliliği olan eğitim modellerinin uygulanacağı sürekli eğitim merkezini hayata geçiriyoruz. Projede ayrıca bir El Ele Kafe olacak. Hayal kurarak başlayan bir olay, müthiş bir noktaya geldi. Belki de pandemi meselesi bittikten sonra bütün Türkiye’ye yayılmış hale gelecek” dedi.
“Çalışmalara katkı sağlayacak” Vakfın Mütevelli Heyetinde de yer alan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili Hamza Dağ ise şunları söyledi: “Engellilerimizle ilgili, otizmli vatandaşlarımız, kardeşlerimizle ilgili her birimiz neler yaparsak bu onlara verilen bir lütuf olmaz. Bu hepimizin vazifesi. Bu şekilde sivil toplum örgütleri olacak. Onlar çalışmalarını yapacak. Biz siyasetçiler de onların önünü açmaya, onlara yardımcı olmaya gayret edeceğiz. Önümüzdeki süreçte Ahbap hareketinin de çalışmanın içerisinde yer alması, bugüne kadar yapılan bu çalışmaya ciddi anlamda katkı sağlayacak. Bir farkındalık ortaya koyacak. Biraz daha büyüyen bu hareketi, çok daha ileri noktaya götürecektir.”
Para toplanması için elimden ne geliyorsa yapacağım” Programın sürprizi ise sanatçı Haluk Levent oldu. Aynı zamanda Anadolu Halk ve Barış Platformu (Ahbap) başkanlığını yapan Haluk Levent, kurulacak tesisin inşaatı için finans sağlayacak kampanyanın yüzü oldu. Programda katılımcılar için mini bir konser de veren Levent, Türkiye’de bir çok kente gittiğini belirterek, “Yoksulları, çaresizleri görüyoruz. Bizlerden destek isteyen insanlara bakıyoruz. Burslu öğrencilerimize bakıyoruz. Ezilmiş, istismar edilmiş hayvanlarımızı görüyoruz. Özellikle şiddete uğramış, bu konuda çok yara almış, hatta öldürülmüş kadınlarımızın çocuklarına bakıyoruz. Türkiye’nin yapısına baktığımızda o kadar çok yoksul kesim var ki. O yoksul kesimin evlerine gittim. Çocuklarını gözlemledim. Şuanda bile ürperiyorum. O insanlar nasıl yaşıyor? Hele hele eğitim alamayanlar. Anneler nasıl yoruluyorlar. Nasıl her gün çaba içerisindeler” dedi.
Kampanyaya destek vereceğini de söyleyen Levent, “Projenin yüzü olmaya çalışacağım. Elimden geldiğince Meclis’i, bakanları rahatsız edeceğim. Para toplanması için de elimden ne geliyorsa yapacağıma söz veriyorum” diye konuştu. Tören, Levent’in konserinin ardından sona erdi.
Otizm Yerleşkesi’nde neler olacak? Güzelbahçe’de kurulacak olan Otizm Yerleşkesi’nde, otizm temel eğitimi esas alınarak 0-6 yaş aralığındaki öğrencilere hizmet verecek Özel Eğitim ve Rehabilitasyon birimi kurulacak. Yine otizmli bireyler ve ailelerine yönelik hukuk danışmanlığı dahil, ihtiyaç duydukları tüm sosyal hizmet alanlarında destek almalarını sağlayacak olan sosyal hizmetler birimi yer alacak. Otizm ile ilgili sivil toplum kuruluşları ve çatı örgütleri için kapasite geliştirmenin yanı sıra işbirliklerinin arttırılmasına yönelik çalışmaların yapılacağı İş Birliği ve Koordinasyon birimi, merkez bünyesinde açılacak. Otizm ile ilgili her türlü verinin depolanacağı kaynak üretmeye ve paylaşmaya yönelik Bilgi Bankası ve Kütüphane de, yerleşke içerisinde olacak. Otizm kampüsünde ayrıca temel otizm eğitimini tamamlamış otizmli gençlere staj ve çalışma imkânı sağlanmak için kafe açılacak.
Haluk Levent Otizm Yerleşkesi Projesi’nin Yüzü Oldu İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer ile Anadolu Otizm Vakfı Başkanı Nüvit Uyar, otizmli bireylerin hayatını kolaylaştıracak Otizm Yerleşkesi Projesi’nin protokolünü birlikte imzaladı.
#AK Parti Genel Başkan Yardımcıs#Cumhurbaşkanı#Engelsiz İzmir Kongresi Yürütme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Levent Köstem#Haluk levent#Haluk Levent Otizm Yerleşkesi Projesi&039;nin Yüzü Oldu#İzmir Buyuksehir belediyesi#İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü#İzmir Kent Konseyi Başkanı Nazik Işık#İzmir milletvekili Hamza Dağ#Otizm Eylem Planı#Otizm Vakfı Başkanı Nüvit Uyar#Otizm Yerleşkesi#tunç soyer
0 notes
Text
Hükümetten Flaş İdam Açıklaması!
Hükümetten Flaş İdam Açıklaması!
‘TBMM’ye önümüzdeki dönemde gündeme getirilecek. İdam ve hadımlaştırma bütün bunlar cezai tedbirler olarak konuşulan önlemler ama onun öncesinde toplumda ailemde eğitim kurumlarında alınması gereken yeni önlemler ve düzenlemeler var. Yeni dönemde birinci önceliğimiz olacak ve çocuklarımızı korumak işçin gerekli tedbirler ve yasal düzenlemeler alınacak’ AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti…
View On WordPress
#AK Parti Genel Başkan Yardımcıs#gerekli düzenleme yapılacak#İdam#Mahir Ünal#Parti Sözcüsü Mahir Ünal
0 notes
Text
Yandaş kalem bunları nasıl yazdıysa durum vahim demektir!!
Yerel seçimlerde Ankara, İstanbul, Antalya gibi büyük illerin kaybedilmesinden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi hayatının en sıkıntılı dönemlerinden birisini yaşıyor.
Aldığım net bilgilere göre Erdoğan, seçimden kısa süre önce de, seçim günü de oldukça sıkıntılı anlar yaşamış.
Kendisine “Öndeyiz!” diyen anket firmasının suratına anket kağıtlarını fırlatmasından…
Aradığı genel başkan yardımcısının telefonuna çıkmamasına…
Seçim gecesi asansörde kalmasına kadar…
İşte ilk kez okuyacağınız, yüzde yüz gerçek, 15 gün içinde yaşanan, kısa metraj bir Erdoğan belgeseli…
ANKET KAĞITLARINI FIRLATTI!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimden kısa süre önce beraber çalıştığı bir anket firmasının sahibinden il il anket sonuçlarını sorar.
İlgili kişi anket sonuçlarını aktarırken Erdoğan, kendisine de sunulan kağıtları anket firmasının sahibinin yüzüne fırlatarak “Ankara, Antalya’da önde falan değiliz. Antalya’da 3 puan gerideyiz kalkmış bana anketçilik yapıyorsunuz!” diyerek öfkelenir.
Yere saçılan anket kağıtlarını toplayan firma sahibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK PARTİ genel merkezindeki makam odasından izin isteyerek ayrılır.
ERDOĞAN’IN DİREKT ARADIĞI TELEFONU HAMZA DAĞ’IN SEKRETERİ AÇINCA!
31 Mart akşamı gelen seçim sonuçlarından yeterince memnun olmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sık sık kurmaylarını arayarak seçim sonuçlarıyla birlikte istatistik durumu da öğrenmek ister.
Seçim gecesi aradığı kurmaylarından birisi de AK PARTİ genel başkan yardımcısı Hamza Dağ olur.
Erdoğan, direkt cep telefonundan arar ama ARGE Başkanı ve İzmir Milletvekili de olan Hamza Dağ telefonunu danışmanına yönlendirmiştir.
Telefonu açan danışman, “Hamza durum nedir?” diyen sesin sahibini tanır!
Biraz da kekeleyerek “Buyurun efendim nasıl yardımcı olabilirim?” der.
Bunun üzerine Erdoğan “Hamza’nın telefonu değil mi? Hamza nerede?” der.
Danışmanın yanıt vermesine fırsat vermeden konuşmanın finalini yapar “Cumhurbaşkanına nasıl yardımcı olacaksın?”
ERDOĞAN SEÇİM GECESİ ASANSÖRDE KALDI!
31 Mart akşamı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başına gelenler bunlarla da sınırlı kalmaz. Seçim sonuçlarını İstanbul’dan izleyen Cumhurbaşkanı, gecenin ilerleyen saatlerinde balkon konuşması için Ankara’ya döner.
Ankara’ya dönmeden önce kurmaylarına “Balkon konuşmasını yalnız yapacağım. Yanımda eşimden başka kimse olmasın!” talimatını iletir.
Erdoğan’ın Ankara’ya ayak bastığı saatlerde başta Ankara ve İstanbul olmak üzere bir çok ilde seçimin rengi de ortaya çıkmaya başladığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan gergindir.
Gerginliğini tavan yaptıran başka bir gelişme de genel başkanı olduğu AK PARTİ’de yaşar!
Erdoğan balkon konuşması için bindiği genel merkez asansöründe mahsur kalır.
Arıza yapan asansörde 4 dakika mecburen kalan Cumhurbaşkanının gerginliğin arttığını hisseden kurmay heyetinin her biri başka bir köşeye kaybolur…
Güneş Gazetesi
- Talat Atilla
6 notes
·
View notes
Text
0 notes
Text
AK Parti heyetinden Büyükkılıç'a ziyaret
https://pazaryerigundem.com/haber/171865/ak-parti-heyetinden-buyukkilica-ziyaret/
AK Parti heyetinden Büyükkılıç'a ziyaret
AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş ve Hazine ve Maliye Bakan Yardımcı Abdullah Erdem Cantimur, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.
Mehmet UZEL (KAYSERİ İGFA) Kayseri Büyükşehir Belediyesi başkanlık makamında gerçekleşen ziyarette konuşan Başkan Büyükkılıç, bu dönemde de Kayseri’ye en güzel hizmetleri ulaştırmaya gayret edeceklerini, 16 ilçe belediyesi ile el birliğiyle, teşkilatlarla, milletvekili, bakanlar, bürokratlar ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesi ile Kayseri’yi daha iyi noktaya taşıyacaklarını dile getirdi.
Ziyarette konuşan AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş ise 31 Mart Seçimlerinde Başkan Büyükkılıç ve diğer belediye başkanlarının çok güzel bir aktivite gösterdiklerini belirterek, “Büyükşehirler olarak, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin bütün olumsuzluklara rağmen, ters esen rüzgâra rağmen başarmanız bizim için büyük bir gurur kaynağı oldu” dedi.
Elitaş, Başkan Büyükkılıç’ın 16 ilçe belediye başkanına da ağabeylik yapacağına inandığına işaret ederek, birlik beraberlik mesajı verdi.
Hazine ve Maliye Bakan Yardımcı Abdullah Erdem Cantimur da Başkan Büyükkılıç’ı, yeniden başkan seçilmesinden dolayı tebrik etti.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
ÖZCAN: 'VEKİLLER İŞ YAPMIYOR DEMEK KOLAYDIR'
Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, Kayısının enine-boyuna tartışıldığı, lisanslı depoculuğun son durumu, Malatya’ya faydaları ve daha birçok konuyu www.KayisiHaber.com imtiyaz sahibi Mahir Temur ile yaptığı röportajda anlattı. MAHİR TEMUR: Yaklaşık 2 yıldır Malatya Ticaret Borsası’nın başkanısınız. Öncelikle şunu sorayım: Ne buldunuz ya da neyi bulamadınız? RAMAZAN ÖZCAN: Özellikle Malatya, Dünya kuru kayısının merkezi olması hasebiyle ve bu kayısının önemi yüzünden Malatya aslında tarım şehri konusunda önemli bir şehirdir. Elinizde bir ürün var ve bu ürün hem stratejik hem de prestij açısından baktığınız zaman dünyada üretim kapasitesinin yüzde 70’ini iddia ettiğiniz bir ürün var. Bir taraftan, lezzet ve kalite bakımından da Avrupa Birliği tarafından da Coğrafik Tescille onaylanmış bir ürün. Dolayısıyla Ticaret Borsası’nın daha aktif ve ön planda olması gerektiği bir pozisyon yaratıyor kayısı. Bu gücü kayısı veriyor. Borsa olarak böyle etkili bir enstrümanınız var. 50 bin ailenin direkt üretici olarak görev yaptığı bir şehir burası. SORU: Koltuğa oturduğunuzda bu aktifliği bulamadınız mı? RAMAZAN ÖZCAN: Oraya bağlayacağım… Biz göreve geldiğimizde kamuoyunda en çok ‘kayısının sahibi kim’ sorusu vardı. Mesela siyasi iradenin Ankara’da hayata geçirmeye çalıştığı yereldeki projelere yerel aktörlerin sahip çıkması lazım. Siyasetçi, Ankara’da hayata geçirdiği projeyi burada icraata dökemez. O buradaki muhatabın işidir. Dolayısıyla biz burada şöyle bir ders çıkardık; Malatya Ticaret Borsa’nın kurumsal kimliğini ortaya çıkartmak lazım, dedik. Ne iş yapar, Ticaret Borsası’nın görevleri nelerdir, sorusunu sorduk kendimize. İlk göreve başladığımız andan itibaren kamuoyunda artık kaybolmaya yüz tutmuş bir tabloyla karşı karşıya geldik. Burada bunu ifade ederken bizden önceki yöneticilerimizi kötülemek anlamında söylemiyorum. 1969 yılında Hamit Evliyaoğlu’nun kurduğu Malatya Ticaret Borsası bugüne kadar 12 başkan ile bu noktaya gelmiştir. Her biri çok önemli işler yaparak bize hazır ve kurulu bir sistem bırakmışlar. Burada yapmamız gereken bu sistemi harekete geçirmektir. Ortada bir güç var fakat kamuoyunda da kaybolmaya yüz tutmuş bir Ticaret Borsası vardı. İlk işimiz, Malatya Ticaret Borsası’nın çok önemli bir kurum olduğunu, tarımsal hizmetler ve faaliyetlerden sorumlu olduğunu, 7 tane meslek grubunun her birinin kendi içinde önemli faaliyetler yaptığını kamuoyuna ispat etmemiz lazımdı. SORU: Umduğumu bulamadım mı, diyorsunuz galiba? RAMAZAN ÖZCAN: Zaten yürüyen bir sistem var. Size ihtiyaç duyulduğu için sizi göreve getiriyor. Bu bir beklenti doğuruyor. Siz de bu beklentiye cevap vermek için ortaya bir başarı koymanız lazım. Öncelikle yerel medya ile çok iyi ilişkileri kurmak gerekiyor. Ulusal medya demiyorum. Buradaki en büyük destek görsel ve yazılı medyadır. Eğer ortada bir başarı varsa bu başarıyı halkımıza iyi anlatan medyanın rolü vardır. Biz burada iyi ilişkiler kurarak yapmak istediklerimizi Malatya kamuoyuna en sağlıklı ve en doğru şekilde medya aktörleri ile beraber sunmamız gerekiyordu. Açıkçası Malatya medyası bize çok destek oldu. Niye? Kayısı Malatya’mızın ortak paydasıdır. Medyada bu dirayetimizi gördü sanırım.
SORU: Peki siyasilerden aynı desteği görebildiniz mi? RAMAZAN ÖZCAN: Mahir Bey, doğrusu şu; ben nasıl medya ile ilişkilerin öneminden bahsediyorsam, aslında siyasi iradeyle de iyi ilişkiler kurmak zorundasınız. Niçin? Siyasi iradenin gücünü ve desteğini almadan kamuda yaşadığınız sıkıntı ve sorunları çözme iradesini ortaya koyamıyorsunuz. Yani mutlaka siyasi iradenin desteğine ihtiyacınız vardır. SORU: “Siyasilerin her dediğine iyi demek” değildir galiba söylediğiniz. RAMAZAN ÖZCAN: Hayır hayır. Siyaset mekanizmasını siz yönlendiriyorsunuz. Kamuoyunun beklentilerine göre, çıkarlarına göre biz burada kayısıyı ve Ticaret Borsasını ilgilendiren her noktada sorunu doğru ve doğru zamanda iletmeye çalışıyoruz. Ve mutlaka çözüm odaklı götürdük ilişkilerimizi. Hedefimiz sorunumuzu çözmekse bu şekilde hareket edilmelidir. Ama kamuoyunda hedef algı oluşturmaksa siyasilere gitmeden de bağırıp, çağırabilirsiniz. Gazetelere, televizyonlara… Bu kurumlardaki en kolay iş muhalefet etmektir. SORU: Bağırmak, çağırmak önemli değil, iş yapmak önemlidir, demek istiyorsunuz. RAMAZAN ÖZCAN: Bravo. Kesinlikle. SORU: Peki bu iş yaptırma konusunda hangi vekilimiz daha yardımcı oldu size? RAMAZAN ÖZCAN: Her biri ayrı bir enstrüman gibidir aslında. Mesela Tarım Bakanı’na ulaştırmamız gereken sorunları Sayın Öznur Çalık üzerinden gitmesini doğru görmüşsek o kanalı denemişizdir. TOBB veya Sanayi Bakanlığı ile ilgili durumları Bülent Bey ile, yerel yönetimler ile ilgili sorunları Ahmet Bey ile düzenlemeye çalışmışızdır. Bürokraside, yerelde veya ajanslar üstündeki çözüm noktalarını Sayın Hakan Kahtalı ile götürmüşüzdür. SORU: Muhalefet ile ilişkileriniz nasıl? RAMAZAN ÖZCAN: Biz sürekli bilgilendiriyoruz. Hem MHP Milletvekili Sayın Fendoğlu’nu hem de CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’yı yaptığımız işler ile ilgili sürekli bilgilendiriyorum. AK Parti İl Başkanımızı, MHP İl Başkanımızı ve CHP İl Başkanımızı sürekli bilgilendiriyoruz. Çünkü amacımız Malatya’nın kalkınması. Burada samimi olmak lazım. Amacımız kamuoyunu manipüle etmek değildir. Amaç, Malatya’da kayısıyı hak ettiği ekonomik değere ulaştırmak, çiftçiyi sıkıntı ve zorluklardan arındırmak ve ihracatçıyı daha sağlıklı ortamı oluşturmaktır. Tüccarın ve çiftçinin daha sağlıklı ve uygun şartlarda alışverişini sağlamaktır amacımız. Yoksa her gün çıkıp belediye başkanlarına muhalefet edebiliriz. Vekillerin hiçbiri bir iş yapmıyor, demek kolaydır. SORU: Kuru Kayısı Lisanslı Depoculuk Projesi’ni sormak istiyorum. Yapım aşamasına başlandı. Şu yorumu yapıp sorumu soruyorum. Depo’nun inşaat alanı Malatya’da her siyasetçinin fotoğraf verdiği bir alana dönüştü. Sırf bu olay dahi iyi bir şeyin yapıldığına işaret. Sorum şu: Yapım aşaması ne durumda ve biz niye bu kadar bekledik? 2017’de ödeneğinin çıktığı bir ortamda niye bugüne kaldı? RAMAZAN ÖZCAN: Aslında uzun bir süre başlamış bir projeydi. Ömer Faruk Öz milletvekili iken yasal düzenlemeleri tamamlandıktan sonra hayata geçirilmeyi bekleyen bir projeydi. Lisanlı Depoculuk aslında dünyada ve ülkemizde hububat sektöründe aktif. Saklanabilirliği kolay ve fiyatı düşük olan ürünler için aktif bir uygulama. Kayısı, risk oranı yüksek ve bir de pahalı bir ürün. Şimdi belki 10 lira pahalı diyecektir ama burada buğday ile kıyas yapılıyor. 2017’de siyasi irade böyle bir karar almış. Ve Kalkınma Bakanlığından 12 milyon TL hibe desteği sağlanmış. O günün şartlarında 10 bin ton kapasiteli düşünülmüş. Proje de 18 milyon TL değerinde. SORU: 2017 yılında 12 milyon onaylanmış ama niye daha erken başlanmamış? RAMAZAN ÖZCAN: 2017 yılında onaylanmış ama yerelde kimse sahip çıkmayınca, proje beklemede kalmış. Burada yararlanıcı firma Ticaret Borsası… SORU: Anladığım kadarıyla Ticaret Borsası elini taşın altına koymamış. RAMAZAN ÖZCAN: Tabii… Bakanlık ve siyasi irade görevini yapmış ve 12 milyon hibe almış. Ama burada sahiplenmeyince proje beklemede kalmış. Biz göreve gelince hemen projeyi sahiplendik. Dönemin Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Bülent Tüfenkci’ye teşekkür etmek gerekiyor. 12 milyon TL hibemiz var ama 6 milyon 800 bin açık vardı. Bu finansman açığı TOBB’un Lisanslı Depoculuk konusunda uzman şirketi LİDAŞ karşıladı. LİDAŞ, Türkiye’de Lisanlı Depoculuk konusunda önemli bir aktördür. Çok hızlı bir şekilde protokolleri yaptık. Burada sorun şuydu: Kalkınma Bakanlığı, Cazibe Merkezleri Programlarını desteklerken 18 ay süre koyuyor. Yani bir projeyi başlattığı andan itibaren 18 ay içinde bitirmen gerekiyordu. Biz geldiğimizde sürenin bir kısmı geçmişti. Hatta burada yapamazsınız, dediler ama biz bunu kesinlikle hızlı bir şekilde projeyi bitirdik ve ihale aşamasında 6 aylık ek süre talebinde bulunduk. 28 Ağustos 2019’da ihaleye çıktık. Şu anda da projenin yüzde 65’i tamamlandı. SORU: Depoyu işletme hakkı sizde mi? RAMAZAN ÖZCAN: LİDAŞ’ın bu finansman desteği karşılığında 29 yıllığına kiraya verdik. LİDAŞ bu konuda profesyonel bir şirkettir. Lisanslı Depomuzda laboratuvar tamamen bağımsız çalıştığı için hem laboratuvarı hem de depomuzu yönetecek. Ayrıca Lisanslı Depoyu yönetmek için hazır kurulu bir şirketinizin olması lazım. Yani Lisanlı Depo şirketi olması lazım. Biz burada projenin ortağıyız ve birlikte yöneteceğiz. SORU: En azından yabancı bir şirket oluşu bazı durumları ortadan kaldıracaktır. İltimas veya siyasileri araya sokmak gibi durumlar ortadan kalkacaktır. RAMAZAN ÖZCAN: Kesinlikle… Zaten önce laboratuvar, ürünün kabulüne karar veriyor. Üretici ürünün bahçeden kaldırdıktan sonra eksper vasıtasıyla ürününün numunesİ teslim ediliyor. Bu numune tahlil edildikten sonra yani Depo ürünü kabul ettikten sonra bahçeden ürünün Depo’ya nakil desteğini dahi devletimiz veriyor. Ürün tahlil masraflarını dahi devletimiz ödüyor. SORU: Süreci özetlediniz. Şimdi bu Lisanslı Depoculuğu biraz daha açmak istiyorum. Malatya’nın kuru kayısı rekoltesi 100-120 bin ton aralığında gidiyor. Depo 11 bin ton kapasiteli. Bu yeterli mi? RAMAZAN ÖZCAN: Büyükşehir’in yapacağı 5 bin ton kapasiteli bizim yaptığımız 6 bin ton kapasiteli. 100 bin tonluk bir üretim kapasitesi için yüzde 10 iyi rakamdır. SORU: Hangi tip kayısıyı kabul edeceksiniz? RAMAZAN ÖZCAN: Tarım Bakanlığının Lisanslı Depoculuk ile ilgili belirlediği kurallara uygun yapılan ve teknolojik olarak kuru kayısıyı saklamak için yapılan depolardır. Üç sınıf ürünümüz var. Kükürtlü, natürel ve organik kuru kayısı. Üç ürünümüzü de ayrı ayrı saklayabileceğimiz odalarımız olacak. Biner tonluk 4 ayrı depomuz ve bir tane de 2 tonluk depomuz var. SORU: Bu yapılan depo sadece üreticilere mi hitap edecek yoksa küçük esnaf veya ihracatçı da faydalanacak mı? RAMAZAN ÖZCAN: Kuru Kayısı Lisanslı Depoculuğun hedefi üreticiyi desteklemektir. İhracatçıyı veya tüccarı değil. Bu tamamen üreticiyi desteklemek amacıyla yapılan bir projedir. SORU: Bu deponun maliyeti olacak. Üreticiye maliyeti belli mi? RAMAZAN ÖZCAN: Ürün laboratuvarda sınıflandırıldıktan sonra kaç ay saklanacağına karar veriliyor. Yani kükürt oranına göre belli oluyor bu süre. Dolayısıyla günlük kükürt uçma rakamları hesaplanıyor. Depo’nun çalışma esası bu şekilde. İlk 6 ay üreticiden para alınmayacak. Geri kalan süre için aylık ton başına 40 lira gibi bir ücret planı yapılıyor. Bu 40 liranın da yüzde 25’ini Bakanlık finanse ediyor. SORU: 6 aydan sonra aylık 1 tonu 30 liraya geliyor. 10 tonu 300 liraya geliyor. RAMAZAN ÖZCAN: Evet. Burada kimsenin aklına Kayısı Birlik gelmesin. Biz kayısıyı almıyoruz. Bizim buradaki amacımız, uygun ve sağlıklı koşullarda kayısıyı saklanabilmesidir. Üreticinin ürününü depoya teslim ettiği andan itibaren elde edeceği elektronik senetle bankalardan faizsiz kredi temin edebilmeyi sağlıyoruz. Üreticinin temmuz ve ağustos ayılarındaki problemini çözecek bir projedir bu. Şu anda ne yapılıyor; hızlı bir şekilde üretici ürünü pazara getirip satmak zorunda kalıyordu. Hem pazarın arz-talep dengeleri bozuluyordu hem de üretici ürününü ucuz fiyata satmak zorunda kalıyordu. Ama şimdi üreticinin temmuz ve ağustos aylarındaki ödemesi gereken giderlerini faizsiz krediyle çözecektir ve piyasanın da regülasyonu sağlanmış olacaktır. SORU: Bu konu bence iyi anlaşılmıştır. Kayısının durumunu sormak istiyorum. Kayısının veya kayısı üreticisinin durumu iyi değil. Bunun sorumlularından bir tanesi de Ticaret Borsası’dır, diye düşünüyorum. Sizce kayısı gerçekten hak ettiği yerde mi? RAMAZAN ÖZCAN: Ticaret Borsası’nın görevi kayısının fiyatını belirlemek değildir. Yasa diyor ki, “Üretilen tarım ürünlerinin tescilini yapıp kayıt altına almaktır” diyor. Fakat, biz göreve geldiğimiz andan itibaren şunu hep söyledik. Yasal olarak görevimiz bu olabilir ama bizim Malatya kamuoyuna karşı sorumluluklarımız var. Biz bunları da yerine getirmek zorundayız. Bu ürünü bugün ekonomik açıdan hak ettiği yere taşıyamamışsak burada suçlu Ticaret Borsası’dır, Ticaret ve Sanayi Odası’dır, siyasi iradedir, kamu idarecileridir. Hepimizin ders çıkarması gerekir. Bugün kayısı hak ettiği değerde midir, değildir. Ancak şunu da unutmamak gerekir. Kayısı temel tüketim maddesi değildir. Yani peynir ve zeytin ile kıyaslayamayız. Kayısı bir endüstri ürünü de değildir. Fındıkla da kıyaslayamazsınız. SORU: Ama endüstri ürünü olma ihtimali var. RAMAZAN ÖZCAN: Olabilir. Çalışmak lazım. Dolayısıyla ürün maliyetinin iki katına satılması gerekiyor ki üreticinin kar etmesi lazım. Bugün üreticin masrafı 7,75 lira ise (Üreticinin kuru kayısı bazında hesaplanan gideridir bu rakam. Bir kilo kuru kayısıda üreticinin masrafı 7 lira 75 kuruştur) bu ürünün piyasa değeri 15 lira olması lazımdır. Bu bahsettiğimizin rakamın da tüketicide karşılığı olmalıdır. SORU: Kayısıda çiftçinin en çok zarar etmesinin sebebi son 15-20 yıldır her yıl maliyetlerinin sürekli artmasıdır. Maliyetler satış ile aynı oranda artmıyor. 2002 yılında bir günlük işçi maliyeti 9 lira iken bugün 70 lira. Ama 2002 yılında kayısı 4 liraydı, bugünse 10 lira. Büyük orantısız artış var. Çiftçiyi asıl yoran konu üretici maliyetleridir. Elektrik, gübre, işçilik, ilaç… gibi… RAMAZAN ÖZCAN: Biz bunu her fırsatta dile getiriyoruz. 2018 yılında üretim maliyetleri yüzde 42 oranında artmış. Kayısı yüzde 42 oranında artmış mı? Hayır. Bugün natürel ve organik kuru kayısı pahalı ama bunu sebebi bu tip ürünlerin az olması. Dolayısıyla burada üretim maliyetlerine paralel olarak satış fiyatı artsa sorun kalmayacaktır.
SORU: Geçmişte kötü sonuçlanan bir Kayısı Birlik olayımız vardı. Bu olumsuz düşüncemiz halen var. Siz Kayısı Birlik’in tekrar kurulması taraftarı mısınız? RAMAZAN ÖZCAN: Finansman problemi olan bir birliğin kurulmasını istemem. Burada birliğin oluşturulmasında neyi hedefliyorsunuz? SORU: Yeni bir Pazar oluşması, manipülasyonların engellenmesi veya taban fiyatı olayı… RAMAZAN ÖZCAN: Bunun için ne lazım? Sermaye lazım. Ülkemizin özellikle ekonomik açıdan alınan tedbirlere baktığınız zaman sıkıntılı gözüküyor. Ama profesyonel anlamda bakanlığın yönettiği ve yerelde de içine birkaç aktörün girdiği ve sağlıklı yönetildiği bir birlik isterim tabii ki. Üreticiyi koruyan, üreticinin lehine hareket eden, piyasadaki arz-talep dengelerini absorbe edebilecek, üretimdeki maliyet artışlarını ön plana koyup taban fiyat belirleyecek kadar güçlü bir yapı tabii ki isterim. Ama geçmişteki örneği bizi umutsuzlaştırabilir ama takılmamalıyız. Fakat kurulacak birliğin finansman problemini ortadan kaldıracak bir çıkış noktası olması lazım. Ortaya bir sermaye koymak lazım. Kayısıya üreticinin gözünden baktığın zaman ucuz olabilir ama bugün bin ton kayısı 12 milyon TL. Siz 10 bin ton kayısıyı piyasadan emmek isterseniz 120 milyon TL. Eski parayla 120 trilyon. SORU: Teknik olarak kurulması zor, diyorsunuz. RAMAZAN ÖZCAN: Evet. SORU: Yıllardır kayısı ile ilgili şu söz söylenir; Malatya kayısısını 5 ihracatçı belirliyor. Bu doğru mu? RAMAZAN ÖZCAN: Güzel bir soru sordunuz. Ama bu söylem kesinlikle yanlış bir bilgidir. İhracatın 100 bin tona ulaştığı ve üretiminin 130-140 bin ton olduğu bir ürünü 3 tane adam yönetemez. Sermaye lazım. SORU: İsim vermeyelim ama Malatya’da en çok ihracat yapan firma kaç bin ton kuru kayısı ihraç ediyor? RAMAZAN ÖZCAN: Şu anda Malatya’da en yüksek ihracat yapan firma 4-5 bin ton ihracat yapıyor. SORU: Kaç ihracatçımız var? RAMAZAN ÖZCAN: 100’ün üzerinde ihracatçımız var. En iyisi 5 bin ton ihraç ediyor. Geri kalanı 3 bin, iki bin, bin ton ihraç ediyor. Bundan 15 yıl önce 15 bin ton ihraç edenler vardı ama artık sektör genişledi. İşi yapan firma sayısı çok arttı. Pasta bölüne bölüne bu duruma geldi. O yüzden artık kayısı fiyatının üretimle alakası var. Eğer o yıl gelen mahsul ihracat rakamının çok üstende ise piyasa alabora olabiliyor. Kısaca arz-talep dengesi burada önemli. Çoksa ucuzluyor azsa artıyor. SORU: Kayısının Malatya’nın bir köyünden daldan inişinden Londra’da bir markette satılana kadar farklı farklı el değiştiricileri var. Burada en az kazancı olan üretici değil mi? RAMAZAN ÖZCAN: Kesinlikle. SORU: Peki burada ihracatçı çok kazanıyor mu? RAMAZAN ÖZCAN: Hayır. Bu da yanlış bilgi. Burada ürünün ham maddesini üreten de, aradaki tüccarda, ihracat eden de hepsi şu anda ithalatçıya çalışıyor. Mahir Bey, bu malın resmi olarak ihracat rakamı 2 bin 600 dolar. (1 ton kuru kayısı) İhracatçı şu an kiloda 3 lira dahi kazanmıyor. Sanki ihracatçı 10 liraya kayısıyı alıyor 20 liraya satıyor, düşüncesi yanlıştır. SORU: Londra’da 1 kilo kuru kayısı kaç dolar? RAMAZAN ÖZCAN: 20 dolar… SORU: Kilosu 115 lira satılan bir üründe ihracatçı üç lira dahi kazanamıyorsa, burada büyük bir yanlışlık vardır. RAMAZAN ÖZCAN: Yanlışlığın sebebi maalesef rekabet… 100 ihracatçı kıran kırana… Geldiğimiz nokta bu maalesef. Ayrıca Avrupa bizden ithal ettiği malı dünyaya ihraç ediyor. SORU: Biz niye direkt ülkelere ihraç edemiyoruz? RAMAZAN ÖZCAN: Dünyada şöyle bir ağ var. Dünya ticaretini yöneten bir grup Yahudi tüccarlar var. Onlardan almayı tercih ediyor. Sizden almıyor. O ülkeyi tercih ediyor. Fransa’daki adam ambalaj ve üründe mutlaka bir katma değer oluşturuyor. Biz bu konuda maalesef çok gerideyiz. Ambalaj ve katma değer dediğimiz ne? Ürünü çeşitlendiriyor. Ürüne, doku, renk ve koku… Bunla ilgili farklı maddeler kullanarak iyi bir ambalaj çıkartıyorlar ve dünyaya satarken farklı bir katma değer çıkartıyorlar. SORU: Son olarak Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ile ilgili konuyu sormak istiyorum. Kayısı alımı yapacağı ile ilgili haberler çıktı. TMO gerçekten kayısı alacak mı? RAMAZAN ÖZCAN: TMO gerçekten tarım sektörünün en önemli kurumudur. Bu yıl üzümde ve incirde fiyat istikrarsızlığının önüne geçmek için piyasaya müdahale kararı aldılar. Biz de bunu fırsat bilip, kayısının da mutlaka böyle bir müdahaleye ihtiyacı olduğunu siyasilerimiz ile beraber konuşup kamuoyuna paylaştık. Bir kamuoyu da oluştu. Milletvekillerimiz Tarım Bakanlığı ile görüşme yaptı. Bu görüşme sonrasında TMO Genel Müdürü ve şube müdürleri benimle temasa geçtiler. Bir rapor hazırladık ve bu rapor Bakan Beyin önüne gitti. En son on gün önce Plan Bütçe Komisyonu’nda, bütçe görüşmelerinde, Lisanslı Depomuz faaliyete geçince kayısıya da müdahale edileceğini açıkladılar. SORU: Biraz detay verebilir misiniz? TMO müdahale ederse piyasaya, kaç bin ton alabilir? RAMAZAN ÖZCAN: TMO çok güçlü bir kurum. Piyasa istikrara kavuşana kadar piyasaya müdahale edebilir. Piyasadan çekilmeyebilir. 10 bin ton, 20 bin ton, 30 bin ton TMO için ��ok önemsiz rakamlardır. Ayrıca ilk defa bir taban fiyat belirleme durumu ortaya çıktı. TMO, ürünün taban fiyatını belirleyip kapılarını açıp ürünü getir diyecek çiftçimize. İhracatçı TMO’nun vermiş olduğu fiyatın altında mal alabilir mi? Tabii ki alamaz. Bu defa ithalatçı da istediği gibi ihracatçıdan mal alamayacak. Dolayısıyla bu çok önemli bir gelişmedir. SORU: Biz seneye yani 2020 yazında TMO’yu Malatya’da görebilir miyiz? RAMAZAN ÖZCAN: Görürüz, görürüz. Kesinlikle göreceğiz. Bu konuda kararlıyız. Depo’yu gelecek sezona hazır duruma getireceğiz ve TMO’nun da mal alım yapabilmesi için bütün altyapı konusunda Ticaret Borsası olarak elimizden gelen bütün desteği sağlayacağız. SORU: Şunu soramadım, kısa cevap da verebilirsiniz. Malatya kayısısı ile ilgili dünyadaki lider konumundan çıkmaya başladık, tarzı bir söyleminiz olmuştu. Tam olarak ne demek istemiştiniz? RAMAZAN ÖZCAN: Kayısıda gerçekten üreticimizin sorunları var, sıkıntıları var. Ama burada ben ihracatçıya da sahip çıkmak istiyorum. İhracatçı gerçekten zor durumda. Özbekistan’ın hızlı bir şekilde üretim kapasitesini arttırdığını ve artık “biz hep lideriz, vazgeçilmeyiz” diyecek durumdan çıkmaya başladık. Herkes şapkayı önüne koyacak. Sorumluluğunu üstüne alacak. SORU: Bu bir temenni değil tespit sanırım. RAMAZAN ÖZCAN: Ben diyorum ki bir tehlike var. Şu anda Rusya’ya yaptığımız 20 bin ton ihracatımız 5 bin tona kadar gerilemiş durumda. Bakın, Özbekistan’daki Fergana Vadisi dediğimiz bölge Malatya iklimine yakın. Rakımı 900 metre. Burada korkunç bir şekilde kayısı üretimi yapılıyor. Son 3-5 yılda 30 bin ton 50 bin ton kayısı üretiliyor. Burada üretim maliyetleri düşük olduğu için özellikle Rusya pazarımızın büyük bir bölümünü burası ele geçirdi. Ben de diyorum ki önümüze şapkayı koyup tedbir almamız lazım. Coğrafik İşaret Belgesini acilen tarafların hepsinin bir araya gelip kullanması lazım. 5 yıldır belgeyi almışsınız duvarda sadece fotoğrafı duruyor. SORU: Uzun bir söyleşi yaptık. Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Bana göre çok verimli bir söyleşi oldu. Varsa son sözlerinizi almak isterim. RAMAZAN ÖZCAN: Bu konuda bize sağladığınız destek ve imkândan dolayı, kamuoyunu bilgilendirme açısından bir defa teşekkür ederim. Gerçekten konu aslında çok derin. Saatlerce konuşsak yetmeyecek. Kayısı bizim ortak paydamız. Hepimizin. İnşallah en iyi noktaya hep beraber taşıyacağız KAYNAK : www. KayisiHaber.com Read the full article
#haber#habermalatya#haberler#kayisihaber#mahirtemur#malatya#malatyahaber#malatyahaberi#malatyahaberleri#RamazanÖzcan
0 notes
Text
Binali Yıldırım Ekrem İmamoğlu karşılaşması sona erdi! İşte canlı yayında yaşananlar
23 Haziran seçimlerine az bir zaman kala AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım ve CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu ortak yayında bir araya geldi. Canlı yayın saat 21.00 itibari ile başladı.
23 Haziran seçimlerine az bir zaman kala AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım ve CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu ortak yayında bir araya geldi. Geceye damga vuran sözlerden biri Binali Yıldırım’dan geldi. İstanbul’la ilgili projelerini sıralayan Binali Yıldırım, “Ekrem Bey çok şey anlattı ama ne yapacağını söylemeyi unuttu” dedi. İSTANBUL ADAYLARI KARŞI KARŞIYA.... Binali Yıldırım: Tüm babaların babalar günü kutlu olsun. Benim kutlayacak bir babam olmadığı için tüm babaların babalar gününü kutluyorum. Ekrem İmamoğlu: Emek gösteren herkese teşekkür ediyorum. Sayın Yıldırım'a da çok teşekkür ediyorum. Burası bir tartışma ortamı, ben de Binali Yıldırım'ın babalar gününü kutluyorum. Hem torunlarıyla hem evlatlarıyla güzel günleri olsun. HEDİYELEŞTİLER
KÜÇÜKKAYA KURALLARI AÇIKLADI... Küçükkaya: Yaklaşık program 2 saat sürecek 10 dakikalık ara vereceğiz, her soru için 3'er dakika vereceğiz. Her birinizin konuşma süresi tamamlandıktan sonra diğerine söz hakkı vereceğim için karşılıklı tartışma yerine herkesin kendisini ifade etmesine olanak tanıyacağım. 31 Mart'ta oyumu kullandım, hata yapmadım kusurum yok. Ama seçimlerin iptali ile karşı karşıya kaldım ama yine 23'ünde bu seçiminde oyumu kullanacağım. Ama neden yeniden seçim yapıyoruz? Binali Yıldırım: Bir takım işler oldu, şaibe karıştı ve nitekim YSK da durumu değerlendirerek seçimin sahibi olması sıfatıyla yenilenmesine karar verdi. Bizim tercihimiz seçimin yenilenmemesiydi. Bunun için çok çabaladık ancak CHP bize yardımcı olmadı. Keşke oyların tamamı sayılabilseydi kimsenin kafasında bir tereddüt şüphe kalmayacaktı ve bu şekilde de bir daha İstanbulluları 23 Haziran için yormayacaktık planlarını yapacaklarını hedeflerini değiştirmek zorunda kalmayacaktı. Bu seçimde oylar çalındı, sayıldı sayılmaya başlandı. Yüzde 10'u sayıldı 23 binlerden fark 10 bin küsürlere düştü. Biz oyların tamamının sayılmasını istedik ama olmadı. KİM ÇALDI? Siz yolda gidiyorsunuz birisi cüzdanınızı çekti. Polise gider cüzdanım çalındı dersiniz. Benim cüzdanım yer değiştirdi demezsiniz. Oyların yer değiştirmesi de çalınmasıyla aynı anlamı taşır. Benim oyum CHP adayına veya başka bir adaya yazılıyorsa bu çalınmadır başka anlamı yoktur. Nitekim bu ortaya çıktı YSK da bu delilleri dikkate alarak seçimin yenilenmesine karar verdi. İmamoğlu: 31 Mart gecesinde yaklaşık 1 saat olmadı seçim kapanalı TV kanallarının bir kısmı bir açıklama ile yasakları aşarak bir süreç başlattı. Sayın Yıldırım ne olduysa ben seçimi kazandım diye açıklama yaptı. Tam da o esnada AA yayını kesti. 02.20'de AK Partili isim açıklama yaptı ve fark dedi ki 3 bin 870 oyla seçimi kazandık dedi. 2 saat öncesinde biz 30 bin 86 sandığa göre sonuç değişmeyeceği için dedik ki seçimi biz kazandık. Bütün oylar pırıl pırıl ama büyükşehir oyları iptal ediliyor. İstanbul seçimleri tertemizdir ve anamızın ak sütü gibi helaldir. Bu çaldılar lafı olmaz iftira var. Sandık görevlilerine mi söylüyorsunuz sandık kurulu başkanlarına mı söylüyorsunuz kime söylüyorsunuz? YSK'nın raporunda çaldılar diye bir şey yok.
ZARF AYNI OLSA DA OYLAR AYRI SAYILIYOR AYRI TUTUNAKLARA İŞLENİYOR Yıldırım: Olayları çarpıtmadının anlamı yok. Siz mazbatayı alırken nihai fark 13 bin 729 başlangıçta ne kadardı 29 bin küsür. Kaldı ki Ekrem bey ilk açıklamasını akşam 9'da yaptı. Biz yüzde 54'üz 9 puan öndeyiz diye açıklama yaptı. Benim ilk açıklamam 11.25'tir. Elimizdeki verilere göre kazandık dedik sayı da vermedik. AA niye yayını kesti o benim işim değil. Biçzim orada müşahitlerimiz var. Mazbatalar işleniyor ve ona göre genel merkezimizden teyit de ediyoruz. 4 Pusula meselesi tamamen bir aldatmacadır. 4 ayrı pusula var ama itiraz edilen Büyükşehir Belediye Başkanlığı oyu. İlçeler için var mı var, Maltepe, Sancaktepe... Yani CHP niye Sancaktepe'ye itiraz edip tamamını saydırdı? Yani itiraz olan oy pusulası sayılır. 4 pusulanın biri neden sayılıyor gibi işi çarpıtmanın bir anlamı yok. Sayımlar ayrı ayrı yapılıyor. Zarf bir oylar ayrı sayılıyor tutanaklara da ayrı geçiliyor. 31 MART'TA SEÇİM BİTTİ YSK KARAR VERDİ BİZ YENİDEN SEÇİME GİDİYORUZ. BU SEÇİMİ ANLATABİLİR MİSİNİZ? BU SEÇİMİN MANASI NEDİR? İKİ KAMPANYA YAPMIŞ OLDUNUZ SİZİN KAMPANYANIZDA DA BİR TAKIM DEĞİŞİKLİKLER VAR? BUNU DEĞERLENDİREBİLİR MİSİNİZ? Binali Yıldırım: 31 Mart'a takılmayalım. Bir kere Ekrem bey şunu söyledi biz yeniden sayılmasına itiraz etmedik dedi. Bu kocaman bir yalan. Elimizde İl Seçim Kurulu'nun CHP'nin müracaatı var ve 5 dakika içinde alınan ret kararı var. Biz YSK'ya da bunu götürdük. Orası da il bizden daha iyi bilir dedi ve ret kararına uydu. Başlayan sayımlar varsa onlar devam etsin dedi. Yoksa tamamının sayılmasını kabul etmedi CHP.
Şimdi 23 Haziran'a gidiyoruz. 1 hafta süremiz var. Söylemlerimde hiçbir değişiklik yok. Baştan beri ben İstanbul'u konuşuyorum İstanbul'u anlatıyorum. 31 Mart öncesi kampanyamı da izlediyseniz. Şunu unutmayalım biz bir ittifakla seçime giriyoruz. İki ittifakta da partiler var. Ekrem İmamoğlu: Saat 21 gibi açıklama yapıtğım doğrudur. 30 bin 86 sandığa göre sonucun değişme durumu yoktur. Bu veriler üzerinden söyledik her şeyi. 1 Nisan'daki veri burada birleştirme tutanağı burada. 24 bin 57. İşinize gelidği gibi rakamlarla oynamayın. İtiraz etmedik demedim, bu CHP'nin işi değil. Sayımı yapan kişilerin hukuka aykırı olduğunu söylüyor. YSK'nın kararlarında öyle bir ibare yok. 2019'da yapılan bu yeni seçim yenilenen seçim bir demokrasi süreci mücadelesidir. Geçmişte beka sorunu var diyenler bu süreçte hiç beka sorunu yok. Biz tutanaklarımızı sağlam tutmasaydık on binlerce insan bu mücadeleyi vermeseydi o gece bu iş biterdi. Biz mücadelemizi verdik. O işte görev yapanın hakkı vardır. Maddi hatalar olur düzeltilir ardından karar verilirse geçersiz oylar sayılır. Ama yeniden oyların sayılması durumu söz konusu değil. YSK'nın böyle bir refleksi yok. O bakımdan bu süreç bir kurgudur. AA genel müdürüyle görüşmedim demesine inanmıyorum. AA yanlış yapmıştır insanları yanıltmıştır demek o akşam adına verilmesi gereken cevaptır. Gönül belediyeciliği kazandı afişleri asıldı İstanbul'a asıldı. Biz milleti kucaklayan milletle düşünen insanlarla kucaklaşan 23 Haziran'da herkesin oyuna talibiz. BEN EKREM İMAMOĞLU'NA OY VERDİM DİYELİM 23 HAZİRAN'DA TEKRAR OY KULLANACAĞIM. NEDEN BİNALİ YILDIRIM'A OY VEREYİM? Binali Yıldırım: Kibirli olmak, bunlar kime adresliyor. Bu seçime beraber girdik. Biz açıkça bu seçim sonrası yaşanan olayları bir hukuk mücadelesi vererek hakkımızı aradık ve neticede bu seçim tekrarlanıyor. Bu ilk defa olan birşey değil. Bu başka yerlerde de oldu. Biz çok istemedik tekrar olmasını. Bu CHP'nin tamamının sayılmasına direnmeseydi bu seçim tekrarlanmayacaktı. Altını çiziyorum. Yeniden sayılan oylarda ikimizde kazanıyoruz evet ama ben 10 kat kazanırken o 1 kazanıyor. Biz elimizdeki bilgileri işleyerek seçimi takip ettik. Hep de böyle yaparız. Bu kez de böyle yaptık. Onun sebebi araştırılır bulunur. Ama ben bakanlarla görüşmem sanki bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bakanlarla her zaman görüşürüm. Bizim bakanımız başka bakanlar da geldi bunlarla görüşmekle ne ima edilmeye çalışılıyor? Bakanlar seçim sonucunu mu değiştirecek böyle şey olur mu? AK PARTİ 25 YILDIR İSTANBUL'UN BELEDİYESİNİ YÖNETİYOR VE PARTİNİZ DE 17 YILDIR İKTİDARDA. BUNLAR NEDEN ŞİMDİYE KADAR YAPILMADI? Binali Yıldırım: İstanbul'a yaptığımız hizmetleri saatlerce anlatabilirim. Biz 25 yıldır İstanbul'a çok hizmet yaptık. AK Parti İstanbul'a çok şey kazandırdı. 1994'te 14 litre su veriliyordu şimdi 101 litre su veriliyor kişi başına. 180 km'den İstanbul'a su getirildi. 23,9 km metro vardı şimdi 376 km yapımı devam edenlerle birlikte. Su indirimi AK Parti grubunun önergesiyle kabul edildi. Ekrem beyin önerdiği değil bizim teklifimiz kabul gördü ve Meclis'te ona göre kabul edildi.
18 GÜNÜ ANLATIR MISINIZ NE YAPTINIZ VE NE OLDU? Ekrem İmamoğlu: Ben yalan konuşmam, kimseye de ithamda bulunmam. 23 Haziran sürecine dair verdiği sayılar tamamen benim belge üzerindendir. Binlerce deyip bir algı yaratılıyor. 6 ilçede yapılan kiminin de sandık bölgeleri belli oluşan fark nedir biliyor musunuz 600 bin seçmeni kapsıyor oluşan fark 600 küsür. Bizim birçok projemiz kopyalanıyor. Biz açıkladığımızda parayı nereden bulacaksınız dediler. Su indirimi doğrudur kendileri de açıklamış olabilir ama biz gündeme getirdik. Şunu söyleyeyim tabii ki yapacaksınız. 94'te seçildiniz Sayın Cumhurbaşkanı o zaman belediye başkanı oldu. Ama bu bizim 18 günde yaptıklarımızı kendinize mal etmenizin anlamı yok. Ulaşım indirimi bizim getirdiğimiz şeyler. Biz taahhüt ettik yerine getirdik. EKREM İMAMOĞLU'NDAN BİNALİ YILDIRIM'A SORU: TEKRAR SORUYORUM, AA'NIN YAPTIKLARI SİZİN İÇİN NE İFADE EDİYOR, BAKANLARLA YAPTIĞINIZ GÖRÜŞMELERİ NORMAL KARŞILARKEN AA İLE HİÇ GÖRÜŞMEDİĞİNİZİ SÖYLÜYORSUNUZ. SABAHA KARŞI TÜM BİLBOARDLAR GÖNÜL BELEDİYECİLİĞİ KAZANDI AFİŞLERİNİN TALİMATI KİM TARAFINDAN VERİLDİ, ÇALDILARIN MUHATABI KİMDİR? Yıldırım: AA'nın yayını kesmesinin sebebini AA yetkilileri açıklamalı. Bu sorunun muhatabı ben değilim. İkincisi neden Gönül Belediyeliciliği kazandı, 25 ilçe belediye başkanlığını kazanmış AK Parti. Yani ne yapacaktık seçimi kaybettik mi diyecektik? Bundan doğal birşey yok. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi'nde 50 fazla Meclis Üyesi kazanmışız. Anlatamadık herhalde. Çok açık söylüyorum 39 belediyenin 25'ini 1'i MHP, 24'ü AK Parti ve nüfusun da yüzde 65'ine tekabül ediyor. Meclis üyesi sayısı 310 iken 180'ini kazanmışız millet ittifakı da 130'unu kazanmış. Çoğunluk Cumhur ittifakında sonuç buyken kaybettik mi diyecektik? Tabii ki kazandık ve o afişler partimiz tarafından asıldı. Bu gayet doğal birşey. Nitekim 2 gün sonra onlar da astılar. Onlar astıklarında da YSK kararını açıklamamıştı. BİNALİ YILDIRIM'DAN EKREM İMAMIOĞLU'NA SORU: EKREM BEY SİZ GELİR GELMEZ HEMEN BÜYÜKŞEHİR'İN BÜTÜN VERİ TABANINI KOPYALAMA TALİMATINI NEDEN VERDİNİZ NEDEN BÖYLE BİR ŞEYE İHTİYAÇ DUYDUNUZ BUNUN KANUNA AYKIRI OLDUĞUNU BİLMİYOR MUYDUNUZ YOKSA SİZİN HUKUKÇULARINIZ SİZİ YANILTTI MI? Ekrem İmamoğlu: Ben Sayın Yıldırım'a hatırlatmak isterim. Bu soru o zaman Sayın Yıldırım'a soruldu ve şu cevabı verdi Sayın Yıldırım, bir belediye başkanı her türlü incelemeyi yapabilir. (İfademin tamamını neden okumuyorsun). Şimdi bu cevabı verdi kendileri. Tekrar izah ediyorum. Bu bir veri yedekleme işlemidir. Veri yedeklemek için de kopyalama yapılır ve yedeklenir. Bir afaki değişiklik yapılabilir o süreç içerisinde değişiklikler yapılabilir. Kaldı ki bize ihbarlar geldi. Hiç ilgisi olmayan bir kişinin hukuksuz kararı vardır. Bu kadar basit kolay bir işlemi başka bir yere taşımak güvenlik açısından hiçbir riski yok. Bir belediye başkanı, belediyesiyle ilgili her türlü işlemi yapabilir.
AK PARTI'NIN ISTANBUL BUYUKSEHIR BELEDIYE (IBB) BASKAN ADAYI BINALI YILDIRIM VE CHP'NIN IBB BASKAN ADAYI EKREM IMAMOGLU, GAZETECI ISMAIL KUCUKKAYA'NIN MODERATORLUGU'NDE GERCEKLESECEKLESEN TV PROGRAMININ YAPILDIGI LUTFI KIRDAR KONGRE MERKEZI’NIN DISINDA GAZETECILER PROGRAMI IZLIYOR. FOTOGRAF: CAN EROK /ISTANBUL,(DHA) VERİ KOPYALAMA İŞİ BİR FETÖ TAKTİĞİDİR DÜN SAYIN CUMHURBAŞKANI BİR AÇIKLAMA YAPTI, BU İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMİ VE KAZANAN GÖREVİNİN BAŞINA GELİP DEVAM EDECEK DEDİ. SEÇİMDEN SONRA YENİ BİR İTİRAZ OLACAK MI SONUÇLARI KABUL EDECEK MİSİNİZ? Binali Yıldırım: Biraz teknolojiyle aram iyidir. Veri yedekleme ayrı iştir, kopyalama ayrı iştir. İstanbul'un verileri yedekleniyor hem de 2 yerde yedekleniyor. Her an birşey olur veriler kaybolabilir. Veriler her zaman vardır usül budur. İkincisi benim söylediğim cümlenin sadece ön kısmını Ekrem bey ifade etti. Tabii ki belediye başkanının her şeyi inceleme yetkisi vardır. Ancak neden kopyalama ihtiyacı duyuyor. İstediği zaman istediği bilgiyi mahiyetindeki insan alır getirir. Benim söylediğimle burada ifade edilen aynı şey değil. Kaldı ki mahkeme kararı da onu da tanımıyor gibi böyle de bir algı, mahkeme kararı yanlış dedi. Bunu geçmişte FETÖ yaptı. 2 tane dışardan uzman da görevlendirme yaptı. Bu başlı başına fecaat birşeydir. Devletin memurları dururken en hassas yerlere dışardan adam tayin edip görev veremezsiniz. Ne demek her seçimin sonucu kabul edilir. Nasıl seçim hukuki bir işlemse seçim sonrası sayımda da itiraz süreci icap ederse yine olur. Ama bu kez belki biz etmeyeceğiz sayın Ekrem bey edecek. Bu iki taraf için de gayet normaldir. Umarım itiraz olmaz. Ekrem İmamoğlu: İtiraz hakkımız her zaman vardır. Algı diye tarif edilen şey ve özellikle itiraz sürecinde algı olarak söylenen şey çok net aslında karşı tarafın yaptığı uygulama. Çaldılar, sorusu cevaplanmadı. Bilmiyorum olmaz. Sayın Yıldırım bir ara vazgeçti sonra yine devam etti. FETÖ uygulamalarını ben nasıl olduğunu bilmem anlamam o işten. Ama şunu net söyleyeyim veri kopyalama işiyle ilgili çok basit bir örnek vereyim. Engelli kısıtlı zihinsel engelli cezaevindeki kayıtlı seçmenlerin listesinin AK Parti'ye verilmesidir. Bizim yaptığımız işlem çok masum bir işlemdir. Ben eminim ki Sayın Yıldırım da bunu biliyor. İMAMOĞLU KÜFÜR GÖRÜNTÜLERİNİ İNKAR ETTİ TRABZON'A GİRESUN VE ORDU'YA GİTTİNİZ. ORADA BİR TAKIM OLAYLAR OLDU, NE OLDU NEDEN SİNİRLENDİNİZ VALİYE HAKARET ETTİNİZ Mİ? Ekrem İmamoğlu: Miting değil bayramlaşma çağrısı yaptık. Muazzam süreç bence bir tuzakla sona erdirilmek istenmiştir. Benim tavırlarım net belli. Nasıl sükunete çağırdığım belli. Annemin orada düştüğü durum. Benim VİP diye bir derdim yok. VİP süreçlerinin daha da netleşmesi gerekir demekki. Kaldı ki ben Trabzon'da beni şuradan geçirin beni şuradan yollayın diye bir kavramım yok. Trabzon'da VİP'ten geçtim Ordu'da neden geçemedim anlamadım. Ben orada ne söylediğimi biliyorum. Buranın sakinleşmesi gerektiğiyle ilgili. Oradaki Valiye de ne söylediğim belli. Ben Valiye hakaret etmedim. Dolayısıyla bu süreç çok nettir. Yasal süreç devam edebilir. Bizim de başka duyumlarımız var. Tanımam kendilerini neden hakaret edeyim. Basitlik hakaretse evet ettim. Bize Pontus dediler terörist dediler kimseyi rahatsız etmedi.
İMAMOĞLU, İSTANBULLULARDAN MİLLETTEN ÖZÜR DİLEMELİDİR Binali Yıldırım: Hayretle izliyorum. Ekrem bey çarpıtmayı doğru söylememeyi alışkanlık haline getirdi. en son sizinle yaşadık. Siz Soruları İsmail Bey'den aldı dedi. Daha sonra siz de almadığım yönünde açıklaam yaptınız değil mi. Ondan sonra Saadet adayının çocuğunun İGDAŞ'tan çıkarıldığını söyledi, kendisi çıktı yalanladı. Ordu'daki görüntülere ilişkin de yeni görüntüler ortaya çıktı. İki gün sonra basitlik diye bir icatta bulundu. Aslında şimdi Vali'den özür dilemesi gerekir demiştim. Şimdi başka birşey diyorum. İstanbullulardan ve milletten özür dilemelidir. İstanbul seçimlerine de gideceğiz ve İstanbullular kararını verecek. Ben İstanbul'a güveniyorum. Çok güzel hizmetler yaptık daha fazlasını da inşallah 23 Haziran'dan sonra yapacağız. İstanbul Türkiye'nin özetidir. İstanbul'da bütün nüfus grupları var. İsmail Küçükkaya: Müzik festivali açılışındaydım. Ekrem bey ortak canlı yayındaydı. Bana çok sayıda telefon geldi ve soruların verildiğini açıklama yap diye yoğun bir şekilde telefon geldi. Lakin daha sonra çıkmak zorunda kaldım Fatih Altaylı benim sizi aradığımı pardon sizin soruları istediğinizi ve benim size soruları verdiğimi ve benim Ekrem İmamoğlu'nu arayıp size de vereyim mi dediğimi söyledi. Böyle absürt bir durum yok. Ama bu tartışma şöyle oldu ben ertesi gün Engin Altay'ın yanına gittim. Bu tartışma henüz benim ismim ortada yok iken iki partinin yetkilisi konuşmuş ve demişler ki 10'a soru AK Parti ve CHP hazırlasın soralım demişler. Ekrem İmamoğlu: Ben dedim ki bana gelen bilgi karşı tarafın soruların belirlenmesi soruların moderatöre verilerek soruların bu şekilde sorulması şeklinde. Ben dedim ben öyle birşey istemiyorum. Yalan söylemiştir dediniz ben öyle sabırla dinliyorum ki. Son sözüm tekrar söylüyorum. Benim oradaki ifadem nettir, yalan söylemiştir cümlesini kötü söz sahibine aittir diyerek kapatıyorum. İBB ZARARDA TARTIŞMASI Binali Yıldırım: Bir kere Sayıştay raporunu gördünüz mü? Sayıştay raporunda öyle bir rakam yok. 108 bin lira gibi bir usulsüz işlemden bahsediyor o kadar. Bu yalan. Yalan olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından açıklandı. Memurların açıklamaları yer almaz. İstanbul Belediyesi'nden de bir çok yazılı açıklamalar yapıldı malesef yeterince bu konu duyurulamadı. Onların yerine biz duyurmak zorunda kaldık. Öyle bir şey yok kısacası yalan. Biz düzeltmeyi yapınca doğru değilmiş ne güzel diye geçiş yaptı. Bugüne kadar ortaya atıp kafa bulandırmaya çalıştığı bütün meselelerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Ben bunları konuşmaktan zül duyuyorum. Ben bunları konuşmaktansa İstanbul'u konuşmak isityorum. Vakıflarla ilgili de açıklama yapıldı. Belediyeler zaten vakıflara nakdi yardım veremez. Vakıflar ne yapmış öğrenci yurtları yapıyor eğtime destek veriyor sosyal sorumluluk projeleri yapıyor. Ben şimdi isimlerini vermek istemiyorum ama yaptıkları iş tamamen kamu yararına olan işler. Bu vakıflar FETÖ gibi tehlikeleri yaşamamak için işler yapıyor.
Ekrem İmamoğlu: İstanbul'un şu an en büyük sorunu yoksulluk ve mali durumuyla ilgili derin problemler. Belki birilerinin canını acıtıyor ama kul hakkını da önemsiyoruz. Ben tabi artık kelimelere takılmıyorum. Nasıl söylerse söylesinler kötü söz sahibine aittir. Sayıştay'dan gelen raporu Sayın Yıldırım'a takdim edebilirim. Tekrar ediyorum yanıltılmış olabilir aldatılmış olabilir. İhtiyaç fazlası araç kullanımı. neymiş ambulans cenaze aracı itfaiye tankermiş. Sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait iştirakler hariç yani atıyorum KİPTAŞ'ı hariç bir sürü iştirakçi var onlar hariç bin 810 araç. Yani 7 personele bir binek araç düşüyor. Bunun gibi israfı engelleyeceğiz tasarruf yapacağız ekonomik bir seferberlik başlatacağız. BİNALİ BEY İKİ YERDE FETÖ VURGUSU YAPTI. SİZ SEÇİLİRSENİZ İBB'DE FETÖ İLE MÜCADELE BAĞLAMINDA NE YAPACAKSINIZ? BUNLARIN OKULLARINA GİTTİNİZ Mİ YURTLARINDA KALDINIZ MI? ÖRGÜT ELEBAŞINI ZİYARET ETTİNİZ Mİ? Ekrem İmamoğlu: Benim uzaktan yakından hiç ilgim temasım siyaset öncesi de siyaset sonrası da eleştiren bir kişiyim. FETÖ gibi örgütlerin yok olması adına bu tür çalışmalar yapılıyor diyor. Belediye var. İBB var, Allah aşkına ben yurt yapamıyor muyum başkasına ihtiyaç duyacağım? Vakıflarla derneklerle tabii ki iş birliği yaparım. İş yaparsınız faydalı işler üretirsiniz. Ben her kesimdeki vakıflarla işbirliği yaptım. Ama yurdu belediye yapacak. Taahhüdümüzde var. Kadınlar için de erkekler için de ayrı ayrı yapacak. Zaten başımızda bir FETÖ belası oluştu. İBB olarak yurtlar yapacağız okual eğitime destek vereceğiz. Kreş mevzusunu çok güçlü olarak çözeceğiz. Sağlıklı kurumsal düzene inanan devletine inanan kalıcı devletinin güçlenmesine inanan bir ahlaktan geliyoruz. Bizim terör örgütünün hiçbiriyle zerre ilişkimiz olamaz. İBB, TEK KURUŞ MADDİ YARDIM YAPMAMIŞTIR, YASAL OLARAK YAPILAMAZ Binali Yıldırım: Temiz vakıflara veririm diyor. Vakfın temiz olup olmadığına kim karar verecek? İstanbul'da 23 bin tane vakıf dernek hemşeri derneği var. Bir şeyi tekraren söylüyorum. Hiçbir şekilde belediyeler bu kuruluşlara nakdi destek olamaz. Kendisinin de ilçesinde bir vakıf var. Yani vakıflara destek olmak yanlış değil. Sizin yapamadığınız işleri onlar yapıyor siz de onlara destek veriyorsunuz. İnsanları bir araya getiriyorlar kaynaşmalarını sağlıyorlar. Kurslar geziler düzenliyorlar. Bahsettiği vakıflara nakdi yardım yapılmamıştır. Yapılmadığına dair zaten belediye açıklamasını yaptı. Memnun oldum FETÖ'ye yönelik beyanatından takdir ediyorum. FETÖ büyük bir terör örgütüdür 15 Temmuz gecesi biz bunu yakından yaşadık. Şehitlerimiz gazilerimiz oldu. Elbette mücadelemiz devam edecek. Tabii ki hukukun içerisinde kalarak devam edecek. Bunların ibadet, ticaret ve ihanet kısmı var. Bizim işimiz ihanet kısmıdır. İNSANLAR ÜZERİNDEKİ EKONOMİK YÜKÜ HAFİFLETECEK VAATLERİMİZ VAR İŞSİZLİK VE KENT YOKSULLUĞUNU AZALTMAK İÇİN NE YAPACAKSINIZ? Binali Yıldırım: Tabii ki ekonomik bir sıkıntı çekiyoruz. Bu da insanların hayatına öyle ya da böyle yansıyor. Bizim bir çok müjdemiz vaadimiz var. Genel değerlendirme olarak şunu söyleyeyim. İstanbul Avrupa'nın 13. büyük ekonomisi. İstanbul milli gelirin 232 milyar dolarını karşılıyor. Gelen turistin 3/1'i İstanbul'a geliyor. Yapacağımız projelerle çekeceğimiz yatırımcılarla 500 bin istihdam sağlayacağız. Tuzla'da Biyoteknoloji vadisi kuracağız burada 50 bin kişiye istihdam sağlayacağız. Gençleri istihdam edeceğiz ama istihdamı biz yapmayacağız. Onların akıl terini sermayeye dönüştürecek ürüne dönüştürecek bir imkan sağlayacağız. Pendik'te teknoloji geliştirme bölgesi burada da firmaların AR-GE'leri olacak. Burada da 50 bin istihdam öngörüyoruz. Atatürk Havalimanı hem millet bahçesi olacak hem de fuar ve kongre alanı olacak. Ekrem İmamoğlu: Vakıftan bahsederken ben inanın her şeyi Sayın Yıldırım'a daha önce de ziyaret yapmış birisiyim. Her şeyi bana sorabilirler. Bu şehrin yoksulluğu var. Bu şehrin 3 gencinden 1'i işsiz. TÜİK verilerine göre 350 binden fazla genç var. Bu şehirde yüzde 15'i aşmış işsizlik oranı var. Bu belediyenin parasını israf ettirmeden parayı değere dönüştürmeliyiz. İBB desteğini bütün paketlerle evlilik, sofra destek paketi, işsizlik paketiyle 5 katına çıkaracağız. 4 aileden birisi açlık sınırının altında. 2020 liraya kadar ailelere maddi destek yapacağız. Biz bunu evin kadınıyla paylaşacağız. Eğitim destek paketinin içerisinde 500 bin öğrencimiz var. İşsizlik destek paketimiz. Biz işsizimizin yanında olacağız. İşsizlik maaşı alan değil 200 bin insanımıza iş bulacağız. BEN İSTANBUL'DA YAŞAYAN KÜRT KÖKENLİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİNE AŞIK BİR GENCİM. İKİNİZDEN BİRİNE OY VERECEĞİM. BEN HANGİNİZE OY VEREYİM? Ekrem İmamoğlu: Yoksulluktan bahsettim, kadından aileden işsizden bahsediyorum. Bundan bahsederken Kürt diyor muyum demiyorum. Yoksul diyorum, genç diyorum. Ben İstanbul ittifakının adayı olmak istiyorum. Partizanlık bu ülkede bitecek. Partiler bir araç bir amaç değildir. Hizmet için araçtır. Elbette HDP'li BBP'li İP'li seçmenin de adayı olacağım. Neredeyse terör en büyük sorundur peşinden gelen en büyük sorun partizanlıktır. Biz bu milleti barıştırmaya geliyoruz, eşitlemeye geliyoruz. Bağcılar'daki çocukla Kadıköy'deki çocuğu eşitlemeye geliyoruz. Barış özgürlük eşitlik mahalleden başlar. Partizanlığın yok edilmesine sadece ben değil Sayın Yıldırım da mücadele etmeli. HİZMET GÖTÜRÜRKEN KİMSENİN KÖKENİNE BAKMAYIZ, AYRIM YAPMAYIZ Binali Yıldırım: Şimdi biz hizmet yaparken İstanbul'da veya Türkiye'de 16 yıldır hizmet yapıyorum. İnsanların etnik kökenine bakmayız, inançlarına bakmayız ve insanlarımızın hizmet götürürken herkese aynı hizmeti götürürüz. Prensibimiz budur. Particilik seçimlerde kampanyada parti vardır. Kampanyada partinizin söylemlerini dillendirirsiniz seçim bitince rozetinizi çıkartır hizmet yaparsınız. İzmir'e gitsin Sayın Ekrem bey benim orada neler yaptığımı görsün. İZBAN'ı biz belediye ile birlikte yaptık, orada CHP belediyesi var. Partizanlık bize hiç asla ve asla bizimle beraber telafuz edilmez, bunu şiddetle reddederim. Türkiye'nin her köşesine hizmet götürdük. Bundan sonra da bütün kardeşlerimize İstanbul'da bulunan 81 ilden gelen bütün kardeşlerimize Ağrılıya da Yozgatlıya da Edirneliye de yani 780 bin metrekare vatan toprağından buraya gelmiş 15 milyon İstanbulluya biz hizmet için varız. Buraya yapılan hizmet asla israf değildir. HER İKİNİZDEN DE MAL VARLIĞI BEYANINIZI İSTİYORLAR? BELEDİYE BAŞKANI SEÇİLİRSENİZ AİLENİZLE BİRLİKTE MAL VARLIĞI BEYANINIZDA BULUNUR MUSUNUZ? Binali Yıldırım: Malvarlığı beyanında bulunmak keyfi ihtiyatımızda değil mecbursunuz bulunmaya. Kamu adına hizmet görüyorsanız memur da olsanız mal varlığı beyanınız olmalıdır. Değişiklik olursa yenileniyor. Problem yok benim açımdan fark etmez kamuoyuna da açıklanabilir. Zaten malvarlığı mahkeme tarafından talep edilir ve dosyaya konur. Benim açımdan hiçbir sakıncası yok. Çocuklarımın mal varlığının zaten koruması falan da yok ticaretle uğraşıyorlar işleri güçleri var. Kamuya da açık herkes açar bakar. Biz hiçbir şekilde mal varlığımzla geçmişimizle yaptıklarımızla her zaman hesap verdik bundan sonra da vermeye hazırız. Hem burada hem öbür tarafta hesap vermeye hazırız. Ekrem İmamoğlu: Kamu görevlisi olduğumuz için zaten Sayın Binali Bey'in de dediği gibi veriyoruz. Belediye başkanı olmak ya da milletvekili olmak bakan olmak meslek değil. Hepimiz bir görev yerine getiriyoruz. Yine bir görev yerine getireceğiz. Ama erdemli ahlaklı süreci iyi yönetebilmek adına biz şahsım adına bu önerinizi aynen Yıldırım gibi zevkle kabul ediyorum. Tabii ki ailece olmalı, ben varım eşim var çocuklarım var babam var. Bunun beyanında bulunmak toplumun önünde bunu olması yarınlardaki kaygıları da çözüme kavuşturur diye düşünüyorum.
İSTANBUL'DA 500 BİNDEN FAZLA SURİYELİ VAR. KİMSENİN IRKÇI YAKLAŞIMI SÖZ KONUSU DEĞİL. İBB BAŞKAN ADAYI OLARAK HER İKİNİZDEN NE YAPACAĞINIZI MERAK EDİYORUM? Ekrem İmamoğlu: Mülteci konusunu biz iyi yönetemedik. Mülteci konusunu sadece vicdanla ve toplumsal tavırla açıklamak mümkün değil. Mülteci konusu zira evrensel hükümler taşır. Güneyimizde yaşanan insanlık dışı olaylar sonrası Türkiye yalnız bırakılmıştır. Ben bu konuşmayı 3,5 yıl önce yurt dışında da yapmıştım. Siz bizi yalnız bırakaarak dünyayı başka bir tehlikeye sürüklüyorsunuz demiştim. Nüfusun yüzde 4'ü oranında Suriyeli var İstanbul'da. İBB'nin bu konuda tek bir politikası yok. Sessiz izliyor. Biz özel bir masa kurup bu konuyla özel ilgileneceğiz. Şunu da söyleyeyim plaja girmesine yasak getiremem. İnsani duygularımızla bizim geçmişten bugüne kapsayıcı duygularımızla hareket edeceğiz. Özellikle çocuk ve kadınları koruyacağız. Binali Yıldırım: Ekrem Bey çok şey anlattı da ne yapacağını söyleyeceğini unuttu. Göçmen konusu özellikle Suriyeliler, Suriye'de iç savaş başlayınca bu insanlar ölümden kaçtılar. Biz geleneklerimize uygun olarak misafir ettik. Biz ev sahibiyiz onlar muhacir. Şimdi bunlar geçici koruma statüsündeler. Böyle bir kimlikleri var. Nerede olurlarsa olsunlar bunların hepsinin kaydı var. Eğitim hizmetleri de sağlık hizmetleri de veriliyor. Uluslararası camia bunlara gerekli desteği vermedi. Sadece Türkiye'yi bu konuda ne kadar güzel yaptığını tam bir insanlıkdersi verdiğini söylediler ama ellerini taşın altına koymadılar. Afrin harekatını yaptık ben Başbakandım oraya bir kısmını gönderdik. Cerablus El Bab'ı aldık gönderdik. 500 bine yakın Suriyeli gitti. Burada bir asayiş sorunu İstanbulluların huzurunu rahatını kaçıran olaylara kaçırırlarsa kanunsuz işler yaparlarsa bunların normal seyirde gitmesini beklemeden kusura bakmasınlar tutar göndeririz. Belediyenin bu işi tek başına yapması mümkün değil. Bu iş merkezi hükümetle İçişleri Bakanlığı Göç Hizmetleri ile yapılacak bir konuda düzeltme yapmak isterim. İBB'de mültecilerle ilgili bir birim var belki daha da güçlendirilebilir. ÜLKEMİZİN GELİŞMESİ İÇİN TOPLUMSAL HAYATIMIZIN GÜÇLENMESİ İÇİN KADIN İSTİHDAMININ ARTTIRILMASI KONUSUNDA NELER YAPACAKSINIZ? Binali Yıldırım: Kadının iş hayatına katılması, kadının toplumda daha etkin yer alması zaten son 16 yıla bakarsanız ciddi bir artış var. Siyasette de artış var ama istediğimiz düzeyde değil. Bizim asıl sıkıntımız ev kadınlarımız. Hem ev işlerine bakıyorlar hem çocuklara bakıyorlar. onların el emeği göz nuru emeklerini alıp belediye olarak değerlendireceğiz ve maddi destek vereceğiz ailelere 300 mahallede 955 kreş yapacağız. Yani ev kadınları çocuklarını rahat bir şekilde gözü arkada kalmadan bırakacak dışarı çıkacak tekrar gelip oradan alacaklar. Tabi bu Ekrem beyde de olabilir. Bir çok vaatler zaten belediyelerin yaptığı şeyler var yeni vaatler var. Ekrem bey Beylikdüzü'nde 11 kreş vaadi vermiş sadece birini yapmış sanırım. Keşke hepsini yapabilseydi. Önemli olan vaadi vermek değil yerine getirmektir. Ben söylediğim hiçbir vaadi karşılıksız bırakmadım, yapmayacağım vaadi de hiçbir zaman vermedim. Ekrem İmamoğlu: Öncelikle siyasi kalitemiz konusunda yapılan yorum hoş bir yorum değil. Beylikdüzü halkı net bir refleks ortaya koymuştur. Bugün vaat verme pozisyonu bize aittir. Siz 25 yıla yakındır yönetimdesiniz. O anlamda vaat bize yakışır. Siz birşey yapmamışsanız eylemleriniz yetersiz değilse ve bugün bunları vaat haline getirmişseniz bu mutluluk vericidir. Bizdeki açıklamalar takip ediliyor olması bizim söylemlerimiz üzerine oturmuştur. Biz insana kadına çocuğa şehrin gençlerine oturttuk zemini. Biz hızlıca 150 kreş açacağız. En fazla çocuk sayısı olan ve kreşi olmayan mahallede kreş açacağız. Kadın istihdamı kadın emek ofisleri kadınların çalışabilmesine fırsat tanımak annnelere 0-4 yaş arasındakilere beraber İstanbul'u dolaşmasını sağlayacağız.
ÇARPIK KENTLEŞME, YAPILAŞMA HANGİ PARTİ OLURSA OLSUN MALESEF KARŞI KARŞIYA KALDIĞIMIZ HAZİN BİR DURUM... Ekrem İmamoğlu: İstanbul'un yönü yok. İstanbul bugün buna Sayın Yıldırım da katılacaktır ki nüfus planlamasında İstanbul kaç milyonluk olacak? İstanbul şehrinin yönünü çizeceğiz. İlk yıl mevcut durumu belirleyeceğiz sonraısnda da 2030-2050 hedeflerini belirleyeceğiz. Şunu söylemek istiyoruz: İstanbul'un belli ilçeleri tarıma dayalı olacak. İstanbul yeşil alanları bakımından dünyanın en sıkıntılı şehirlerinden birisidir. Biz 15 yaşam vadisi açıkladık. İstanbul'da kentsel dönüşüm çok önemli bir konu. Bu şehir yeşil alan fakiri haline getirildi. Bu şehirde göreceksiniz nereye gittiğini bilen çocukların kadınların mutlu olduğu uygar bir kent vaadediyoruz. Binali Yıldırım: Yeşil alan bir şehir için önemli. İki şekilde önemli birisi şehrin nefes alması, insanlar binalardan yeşil alan olmamasından bunalıp kendisini atacak bir yer bulması lazım. Bizim de 20 tane yeşil koridor projemiz var. Bu Silivri'den başlayıp Pendik'e kadar devam ediyor. Bunlar aslında İstanbul'un dereleri. Biz bütün bu dereleri ihya edeceğiz. Bu dereleri ihya ettiğimiz zaman ne olacak 37 milyon 500 bin metrekare ilave bir yeşil alan kazanmış olacağız. Bu alan hem derenin etrafında yürüyüş bisiklet yolları olacak, yatayda millet bahçelerine geçiş olacak ondan sonra her mahallede 200 metre mesafede bir çocuk parkı sonra semt bahçeleri ve kuzey ormanlarına erişimi sağlayacağız. Bu şekilde de hem yeşil alanı arttıracağız, depremde barınma alanlarını da arttıracağız. Bu çok heyecan verici ve kolay bir projedir. Tabi dikey yapılaşma kötü birşey. Hem sosyalleşmeyi ortadan kaldırıyor aynı zamanda da şehrin güzelliğini, kimliğini ortadan kaldırıyor. Gelmeden baktım, İstanbul'un dikey yapılaşmasında ilçeler bazında baktım 22 ilçede yoğunlaşma var bunun 18'i CHP'li belediye 4'ü AK Partili belediye. GENÇLERE YÖNELİK PROJELER Ekrem İmamoğlu: Bu şehir çocuk ve gençlerin şehri. Bizim hem çocuklara hem gençlere yönelik çalışmalarımızı artırmamız lazım. Genç kart yüzde 40 indirim öğrenci olmayanlar da buna dahil Üniversite bursu 75 bin öğrenciye 8 ay boyunca 400 lira, İstanbul'a gelene de İstanbul'dan gidene de burs vereceğiz. Dünya dillerine yönelik eğitim vereceğiz. Ücretsiz online olarak dil eğitimi vereceğiz. Gençler özellikle İstanbul'dan başka şehirlere kaçmayacak. Ben İstanbul'da iş bulamayan 350 bin gencin Ekrem abisi olacağım. Bu kent engelliler için engel taşıyorsa bu kentin vicdanı yok demektir. EKREM İMAMOĞLU, CHP'NİN KALDIRTTIĞI BURS VAADİNDE BULUNDU Binali Yıldırım: Benim gençler benim kankam. Gençleri benim kankam olmaya davet ettim çok da güzel tepkiler aldım. Gençlere 10 gb internet bedava olacak. Bu en baba müjde gençler için. Müzeler ve tiyatrolar bütün gençlere ücretsiz olacak. Uluslararası e spor olimpiyatlarını İstanbul'da yapacağız öğrencilere kırtasiye desteği var bunun miktarını artıracağız. Amatör spor kulüplerine burada 150 bin lisanlı sporcu var bunlara 100 bin lira tutarında destek vereceğiz. Şu anda bunun 10'da biri veriliyor bunu 10 kat artıracağız. Motosikletle geçişler her iki köprüden bedava olacak. Üniversiteye hazırlananlar da ulaşım indiriimnden faydalanacak. İşsizlik maaşı alana toplu ulaşım desteği vereceğiz. Öğretmenler toplu ulaşımdan bedava yararlanacak. Burs konusunu ben de yazacaktım ama yazmadım neden yazmadım belediyeler burs veremiyor. CHP bunu AYM'ye götürdü ve belediyelerin burs vermesi kaldırıldı. Ama Ankara'da iki parti anlaşırsa bu mesele çözülebilir. İSTANBUL TRAFİĞİNDE HARCANAN VAKİT DÜŞECEK Biz 2024'e kadar insanların trafikte yarım saat kazanmasını sağlayacağız. Yani baba evine yarım saat erken gidecek. Raylı sistemin uzunluğunu 518 km'ye çıkartacağız. Metroların payı süre sonunda yüzde 48'e çıkacak bugün ne kadar, bugün yüzde 18 yani yüzde 30 artmış olacak. Bu en önemli projemiz burada çok ciddi yatırımlar var. Edindiğimiz tecrübelerle bunu kolayca yapabiliriz. Bilmiyorum Marmaray'ı Ekrem Bey kullandı mı? Şu ana kadar 350 milyon İstanbullu kullandı. Ciddi anlamda metrobüste biraz rahatlama oldu. Asıl metrobüsü rahatlatacağımız şey Beylikdüzü'nden Söğütlüçeşme'ye giden yolda rahatlama sağlayacağız. Bu güzergahta bir otoyol daha yapacağız. Levent ile Mahmutbey arasındaki metroyu da bu yıl sonuna kadar açacağız. Ekrem İmamoğlu: Servis işinde tahdidini biz vadettik. Biz bütün aktörleriyle birlikte çalışacağız. Ulaşım indirimleri büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda. Biz taksicinin minibüsçünün özellikle köprüleri ücretsiz kullanması noktasında girişimlerde bulunacağız. Sayın Yıldırım tabi ulaşımda Türkiye'yi hallettim benim işim dedi saygıyla karşılıyorum. Sanki Cumhurbaşkanına ve uzmanlara haksızlık etti. İstanbul dünyanın en sıkışık ikinci kenti. İstanbulu halledemediler. İstanbullunun ulaşımda geçirdiği vakit 91 dakika. İstanbul'da metrodan bahsediyorlar. Ben Marmaray'dan geçtim çok teşekkür ediyorum. 2004'te 45 km ile aldıkları metro hattı 170 km'ye ulaşabildi. Beylikdüzü metrosu hala duruyor. Deniz ulaşımı yüzde 10'lardan yüzde 3'lere düştü. İSMAİL KÜÇÜKKAYA, İMAMOĞLU VE YILDIRIM AİLELERİNİN ORTAK YAYINDAN SONRA BERABER ÇEKTİRDİĞİ HATIRA FOTOĞRAFINI PAYLAŞTI.
Read the full article
0 notes
Text
Yeşilyurt Belediyesi Muhtarlar Günü Programı Düzenledi
“Muhtarlarımızın Destekleriyle Yeşilyurt’u Dev Yatırımlarla Buluşturmaya Devam Edeceğiz”
Yeşilyurt İlçe Kaymakamı Osman Uğurlu, Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar ve AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Muhammed Emin Yalçınkaya, ‘19 Ekim Muhtarlar Günü’ dolayısıyla Gündüzbey Sosyal Tesislerinde düzenlenen programda, Muhtar Derneklerinin Başkanları ve Mahalle Muhtarlarıyla bir araya geldiler.
Samimi bir ortamda gerçekleşen programda söz alan Malatya Muhtarlar Dernek Başkanı Şahin Demirci, Yeşilyurt Muhtarlar Dernek Başkanı Salman Şahbaz, Kayısı Kent Muhtarlar Dernek Başkanı Alaaddin Aktaş ile Türkiye Muhtarlar Federasyonu Malatya Şube Başkanı Mustafa Eren, Yeşilyurt Belediyesi ile çok güzel diyaloga sahip olduklarını, çalışma şartlarının iyileştirilmesinden taleplerinin çözüme kavuşturulmasına kadar kendilerine her türlü desteği sağlayan Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar’a teşekkürlerini sundular. 19 Ekim Muhtarlar Gününü tebrik eden AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Muhammed Emin Yalçınkaya ise, “Bizleri bu özel günde bir araya getiren Belediye Başkanımıza ve ekiplerine teşekkür ediyorum. Rabbim birlik ve beraberliğimizi daim eylesin. 22 Mart Cumartesi günü Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız, liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı kentimizde misafir edeceğiz. Tüm muhtarlarımızı ve vatandaşlarımızı mitingimize davet ediyorum.” diye konuştu. Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar ise, alt ve üst yapı yatırımlarından sosyal, kültürel, sanatsal, sportif, çevre ve temizlik hizmetlerinde kadar her alanda vatandaşlara ulaştırılan yatırımlarda desteklerini esirgemeyen mahalle muhtarlarının 19 Ekim Muhtarlar Günlerini tebrik ederek kutladı. Mahalle muhtarlarını Yeşilyurt’un refahı, huzuru ve değişimi konusunda en büyük çözüm ortağı olarak gördüklerini ifade eden Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, muhtarlık müessesesinin mahalle ve köylerde devletin temsilcisi, milletin üzüntüsünde, sevincinde en yakın paydaşı ve demokrasinin temel taşı olduğunu söyledi.
Başkan Çınar, mahalle muhtarlarıyla koordineli ve planlı çalışmaları neticesinde Yeşilyurt’a çok önemli eserler kazandıklarını ifade ederken, şunları söyledi; “ Türkiye’mizin dört bir tarafında büyük bir fedakârlık ve azimle çalışarak devletle milletin bütünleşmesinin temel harcını oluşturan bütün mahalle muhtarlarımızın 19 Ekim Muhtarlar Gününü en kalbi duygularımla tebrik ediyorum. Vatandaşlarımıza hizmet yolunda belediyemizin gören gözü, vatandaşa uzanan hizmet eli olan muhtarlarımız, vatandaşa en yakın hizmeti veren, onların sorunlarını dile getirmelerine yardımcı olan, çözümler bulan ve yol gösteren bir makamı da temsil etmektedir. Yerel demokrasinin en eski örneğini temsil eden muhtarlık müessesesi devletimizin uç beyi olarak milletimizin gözü kulağıdır. Muhtarlarımız, bulunduğu mahallede veya köyde devletimizin tüm kurumlarını temsil etmekte ve halkımızın sosyal-kültürel hayatıyla yakından ilgilenmektedirler. Yeşilyurt Belediyesi olarak muhtarlarımızla birlikte harekete diyoruz, birlik ve beraberlik anlayışıyla çalışarak hemşehrilerimize en güzel hizmetleri ulaştırmanın gayreti içerisindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın 19 Ekim’i Muhtarlar Günü olarak ilan ettikten sonra muhtarlık müessesesinin önemi ve değeri daha yakından anlaşılmaya başlandı. Sayın Cumhurbaşkanımızın büyük destekleriyle devletimizin vatandaşlarımıza ulaşması noktasında her zaman en ön saflarda olan muhtarlarımızda bu bilinçle hareket ederek, seçildikleri mahallelerinin sorunlarının çözümü noktasında canla başla, gece gündüz demeden 7/24 çalışmaktadır. Muhtarlarımızın kendi bölgelerine daha fazla yatırım çekmek için verdiği mücadeleye bizler şahidiz. Bizler muhtarlarımızı yol arkadaşlarımız olarak görüyoruz. Son yıllardaki dev yatırımlarla büyük bir dönüşüm yaşayan Yeşilyurt’un yaşadığı kalkınma sürecinde muhtarlarımızın büyük destekleri vardır. Yol yapımlarından çevre düzenlemeye, temizlikten imara, kültürden sanata, sosyal yardımlardan sportif hizmetlere, çevreden park çalışmalarına bütün hizmetlerimizin gerçeğe dönüşmesinde bizlere rehberlik eden ve yol gösteren muhtarlarımızın bu gayretlerini takdirle karşılıyoruz. Muhtarlarımızla birlikte düşünüyoruz, birlikte hareket ediyoruz ve birlikte hizmetler üreterek güçlü ve modern yatırımların altına imza atıyoruz. İyiniyet, samimiyet ve hoşgörü ekseninde çalışarak sorunlara birlikte çözüm üretiyoruz. Muhtarlarımızın tecrübelerinden ve deneyimlerinden üst seviyede faydalanarak, ilçemizi sağlıklı ve planlı bir şekilde geleceğe hazırlıyoruz. Devletimizin bizlere sunduğu imkânları bizlerde muhtarlarımızla birlikte vatandaşımıza hizmet olarak sunmaya gayret gösteriyoruz. Yeşilyurt Belediyesi olarak mahalle muhtarlarımız ile birlikte en yüksek düzeyde istişare ve iş birliği içinde çalışmalarımız devam edeceğiz. Toplumda çok önemli işlevleri olan ve yerel yönetimin temel taşlarından biri olan muhtarlarımıza hizmetlerinden ve gayretlerinden dolayı şükranlarımı sunarım. Bu vesileyle geçmişten bugüne öncelikle hayatlarını kaybetmiş muhtarlarımıza rahmet diliyorum. Ayrıca şehrimize büyük emek ve katkıları olan ve bugün muhtarlık görevini yürüten tüm muhtarlarımızın bu anlamlı gününü kutluyor, hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar konuşmasının sonunda, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 22 Mart Cumartesi günü saat 14:00’de Malatya Büyükşehir Belediyesinin yan tarafındaki alanda düzenlenecek olan mitinge bütün muhtarları ve vatandaşları davet etti. 19 Ekim 2015 yılında ki Başbakanlık genelgesiyle birlikte 19 Ekim’in Muhtarlar Günü olarak ilan edildiğini söyleyen Yeşilyurt İlçe Kaymakamı Osman Uğurlu ise, “Yerel demokrasi tarihimizin en eski örneklerinden birini teşkil eden muhtarlık müessesesinin tarihi 1829 tarihine kadar gitmektedir. Vatandaşlarla kamu kurumlar arasında köprü vazifesi gören muhtarlarımız, mahallelerdeki gözümüz ve kulağımızdır. Muhtarlarımız bizim için çok kıymetli ve değerlidir. Muhtarlarımızın görüşü, fikri ve önerisini her zaman dikkate alıyoruz ve sizlerin görüşü ve değerlendirmeleri vatandaşlarımıza daha iyi hizmet etme noktasında çok büyük önem arz ediyor. Bütün muhtarlarımızın 19 Ekim Muhtarlar Gününü kutluyorum.” şeklinde konuştu. Read the full article
0 notes
Text
Yıldırım ve İmamoğlu canlı yayında bir araya geldi
23 Haziran İstanbul seçimi öncesinde AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu canlı yayında karşı karşıya geliyor.
Gazeteci İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğünü yaptığı 'İstanbul 2019 Seçim Özel' isimli program Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleşiyor. Yıldırım ve İmamoğlu İstanbul seçimine bir hafta kala projelerini açıklıyor, gündemdeki tartışılan soruları yanıtlıyor. Yıldırım ve İmamoğlu'nun İstanbul üzerine tartışacağı programda adaylara 15'er soru yöneltiliyor. Soru yöneltilen aday, 3 dakikada yanıt veriyor. İki aday karşılıklı polemiğe girmeyecek. YILDIRIM VE İMAMOĞLU CANLI YAYINDA BİR ARAYA GELİYOR İsmail Küçükkaya: Bugün babalar günü… Binali Yıldırım: Evlatlarım geldi Babalar Günü'nü kutladı. Bana hediyeler almışlar. Ekrem İmamoğlu: Öncelikle bu yayın hayırlı olsun. Demokrasimiz için güzel bir gün yaşıyoruz. Bugüne nasip oldu. İkimiz de iki erkek bir kız evlat babasıyız. Sayın Yıldırım’ın Babalar Günü'nü kutluyorum. İsmail Küçükkaya: İstanbul’da yaşan bir vatandaşım. Seçimde oyumu kullandım bir hata yapmadım kusurum yok fakat ben şimdi 31 Mart’tan sonra iptal gibi bir durumla karşılaştık. 23’ünde yine oyumu kullanacağım. BU SEÇİME NEDEN GİDİYORUZ? Binali Yıldırım: Sizin bir kabahatiniz yok. Ama oylarınız sayılırken bir takım garip işler oldu şaibe oldu. YSK bu durumu değerlendirerek seçimin yenilenmesine karar verdi. Bizim tercihimiz bu seçimin yenilenmemesiydi. Bu konuda çok çabaladık ama CHP bize yardımcı olmadı. Dolayısı ile seçime gitmek mecburiyetinde kaldık. Keşke oyların tamamı sayılabilseydi o zaman kimsenin kafasında şüphe kalmayacaktı. Bu seçimde oylar çalındı. Oyların yüzde 10’u sayıldı, 29 binlerden 13 binlere düştü. Tamamı sayılsa sonucun değişeceği aşikar. Oyların yer değiştirmesi de çalınmasıyla aynı anlamı taşır. İsmail Küçükkaya: Aynı soruyu size de soracağım. Ve Binali Yıldırım'ın sözlerini nasıl değerlendireceksiniz. Ekrem İmamoğlu: Oyların tamamının sayılmasını istedik ama CHP istemedi yorumu tamamen yanlış bir yorumdur. 31 Mart gecesinde ne oldu? 1 saat olmadı ki seçim kapanalı TV kanallarının bir kısmı bir süreç başlattı bizim aleyhimize. AA’dan veri almama kısmı 12 saate yakın sürdü. AA oylar kafa kafaya geldiği anda Sayın Yıldırım "Ben seçimi kazandım" diye açıklama yaptı. Ne tesadüftür tam o anda AA yayını kesti. AK Parti’den daha sonra açıklama yapıldı '3 bin oy farkıyla seçim kazandık' diye. Sonrasında biz açıklama yaptık biz seçimi kazandık diye. Sabah YSK başkanı süreci sona erdiren açıklamayı yaptı. İlk tutanak sayısı 24 bin 57… Bununla başlayan süre. 13 bine indi. İsmail Küçükkaya: Siz dediniz ki nasıl olur da aynı zarfın içinden çıkan 3 pusula geçerli olur da 1 tanesi geçersiz olur. Ekrem İmamoğlu: AA’nın verileri kesmesiyle ilgili tek bir açıklaması yok. 20 bin 8’e maddi hatalardan dolayı indi. Geçersiz oylarla beraber sayı 13 bin 888’e indi. Sonra AK Parti yetkilileri 'sondaj yapacağız' dedi. Bununla beraber 13 bin 759’a indi. Sondaj yapılan sandıklarda bize lehimize oylar çıktı. 20 liranın 5 lirası sahte diyorsunuz. Buna kimse inanmaz. Çaldılar diyorlar. Kime? İftira var. Bu çaldılar lafı olmaz. Kime söylüyorsunuz. AK Partili sandıkta görev alan kardeşlerime mi söylüyorsunuz? Sandık kurulu başkanlarına mı söylüyorsunuz? YSK raporunda çaldılar diye bir söz yok. Binali Yıldırım: 29 bin fark 13 bine indi mi Ekrem Bey? Ekrem İmamoğlu: Hayır inmedi. Binali Yıldırım: Nihai fark 13 bin 729. Başlangıçta 29 bin küsür. Ekrem Bey ilk açıklamasını akşam 9’da yaptı. Benim ilk açıklamam 11.25’tir. Bu hata değildi. Biz elimizdeki verilere göre konuşuyoruz. Mazbatalar işleniyor biz genel merkezimizden de teyit ediyoruz. Bu dört pusula meselesi de tamamen aldatmacadır. İtiraz olan oy pusulası sayılır. İşi çarpıtmanın bir anlamı yok. Sayımı ayrı yapılıyor. Zarf aynı ama ayrı ayrı sayılıyor. Tutanaklara da ayrı geçiyor. Bir tek pusulada bütün oylar yok.
İsmail Küçükkaya: Şimdi tekrar seçime gidiyoruz. Bu seçimi biraz anlatmanızı isteyeceğim. Bu seçim neyin seçimi. Bu seçimin manası ne sizin açınızdan. İki kampanya yapmış oldunuz. Bir takım değişiklikler var kampanyanızda. Sayın Erdoğan geri planda kalmış görünüyor... Binali Yıldırım: Doğru 31 Mart’a takılmayalım. Bir kere Ekrem Bey şunu söyledi; 'Biz yeniden sayılmasına itiraz etmedik' dedi. Bu kocaman bir yalan. CHP’nin itirazı var. Ve beş dakikada alınan bir karar var. YSK da ret kararına uydu. 'Başlayan sayımlar varsa onlar devam etsin' dedi. Tamamı sayılsaydı sonuç değişecekti. Bizim istediğimiz, tamamı sayılsın bu seçim tekrarlanmasın. Maalesef bu konuda beklediğimiz anlayışı görmedik. Şimdi 23 Haziran'a gidiyoruz. Söylemlerimde hiçbir değişiklik yok. Baştan beri İstanbul’u konuşuyorum. Biz bir ittifak ile seçime giriyoruz. Cumhur İttifakı'nın adayı olarak ben Millet İttifakı'nın adayı olarak da Ekrem Bey giriyor. İki ittifakta partiler var. İsmail Küçükkaya: Yeniden sayımı AK Parti söylüyor. Ama özellikle sizde 23 Haziran’a yönelik yorumlarınızı bekliyorum. Ekrem İmamoğlu: Saat 9 gibi açıklama yaptığım doğrudur. Şunu söyledim; Açıklama yapmaya mecbur hissettik. 1,5 saat hukuksuz yayın yapmıştır TV kanalları. 'AA beni ilgilendirmez' diyor Sayın Yıldırım. Yalan ifade uydurma ifade hoş değil. Gerekçeye göre karar veriyor YSK. Sayımı yapanların hukuksuz olduğunu söylüyor. Sayımla ilgili hiçbir şey yok. 'Çaldılar' demiyor YSK. Soyadına göre seçmeni tanıklarını söylediler. Bunlara kimse inanmaz. Yenilenen seçim bir demokrasi süreci mücadelesidir. Ben seçilmiş belediye başkanıyım. Yenilenen seçim bir demokrasi mücadelesidir. 16 milyon insanın hakkını gasp edenlere karşı verilen bir demokrasi mücadelesidir. 'Beka sorunu var' diyenler. Bu süreçte hiç beka sorunu yok. Kul hakkı yenmiştir. İsmail Küçükkaya: Ben neden Ekrem İmamoğlu’na oy vereyim? Ekrem İmamoğlu: Cümlelerimi tamamlamak istiyorum. '31 Mart akşamını geçelim' dedi Sayın Yıldırım, geçemeyiz. Süreç çok mühimdir, çarpıcıdır. O gece her yer gönül belediyeciliği kazandı afişleriyle donatılıyordu. Bu nasıl bir hazırlık? Biz tutanaklarımızı sağlam tutmasaydık o gece bu iş biterdi. Böyle bir kurgu sürecidir. O işte yüz binlerce görev yapan insanın hakkı vardır. AA yanlış yapmıştır demek o gece için verilmesi gereken cevaptır. AA işine gelmediği için veri akışlını kesmiştir. Diğer partilere oy vermiş herkes için söylüyorum. Biz demokrasi için mücadele ediyoruz. Aynı zamanda biz İstanbul mücadelesi normalleşme mücadelesi veriyoruz. Kibirden arınmış insanlarla kucaklaşan bir mücadele ediyoruz. 23 Haziran'da herkesin oyuna talibiz.
İsmail Küçükkaya: Ben 23 Haziran’da neden Binali Yıldırım’a oy vereyim? Binali Yıldırım: İsmail Bey ithamlar var. Kul hakkı yemek gibi. 'Bunlar kime adres' diyor. Biz açıkça bu seçim sonrası yaşanan olayları bir hukuk mücadelesi vererek hakkımız aradık. Ve bu seçim tekrarlanıyor. Biz çok istemedik tekrarlanmasını. Bu CHP’nin tamamının sayılmasına direnmesiydi, bu seçim tekrarlanmayacaktı. Biz birbirimize yakın oy aldık. Neden benim lehime oylar kazanılıyor da neden Ekrem Bey’in kazanmıyor. Onun kazandığı da var ama ben 10 kazanıyorum Ekrem Bey 2 kazanıyor. Ben AA ile görüşmedim. En tahammül edemediğim şey yalan konuşmaktır. Ben ne bileyim AA’nın veri akışının kesilmesini. Biz ellerimizdeki verileri işleyerek seçimi takip ettik. Onun sebebi araştırılır bulunur. Benim bakanlarla görüşmem bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Ben bakanlarla her zaman görüşürüm. Ne ima edilmeye çalışılıyor? Bakanlar seçim sonucunu mu değiştirecek? İsmail Küçükkaya: Vaatlerinize bakınca özellikler sosyal medyada bazı eleştiriler var. 25 yıldır İstanbul’u yönetiyorlar neden şimdiye kadar yapmadılar diye. Binali Yıldırım: 25 yıldır İstanbul’a çok büyük hizmetler yapılmıştır. Ağaç alan 10 milyon metrekareydi şimdi 60 milyon metrekare. 1550 otobüs vardı şimdi 6 bin otobüs var. 23 km metro vardı şu an 376 km metro var. Su indirimi bizde de var bizim vaatlerimizde de var. Su indirimi bizim AK Parti grubunun önerisiyle oylandı. Ama Ekrem Bey’in önerdiği değil bizim önerdiğimiz indirim tarzı kabul oldu. İsmail Küçükkaya: 31 Mart'tan sonra mazbatayı aldınız bir takım uygulamalarınız oldu. 18 gün ne yaptınız ve ne oldu? Ekrem İmamoğlu: Ekrem Bey’in 'yalan söylüyor' denmesine kendileri gibi müdahale etmeme nedenim programa olan saygımdandır. Ben yalan konuşmam. Sürece dair 23 Haziran sürecine dair verdiği sayılar tamamen belge üzerindendir. Binali Bey’in lehine oluşan fark budur. Yanlış kampanya yönettiniz. Biz 18 günde vaat ettiklerimizi tek tek yerine getirdik. Bir çok projemiz kopyalanıyor. Biz açıkladığımızda 'parayı nereden bulacaksın' dediler. 'Kimin parasını dağıtıyorsun' dediler. Su indirimini biz gündeme getirdik. 25 yıldır görevdesiniz elbette yapacaksınız. Bizim 18 günde yaptıklarımızı kendinize mal etmenize gerek yok. Su indirimi ulaşım indirimi bizim önerimiz. Dolayısıyla biz taahhüt ettik yerine getirdik. Doğru bir şeye eşlik de etseler 'evet' diyeceğiz.
İsmail Küçükkaya: Şimdi birbirinize soru sormanızı istiyorum. Ekrem İmamoğlu: Binali Bey’e tekrar soruyorum, AA’nın yaptıkları sizin için ne ifade ediyor? Gece yarısı bakanlarla yaptığınız görüşmeleri çok doğal karşılarken, AA ile hiç görüşmediğiniz söylüyorsunuz. Sabaha karşı İBB’nin tüm bilboardları 'gönül belediyeciliği kazandı' pankartlarıyla donatılması talimatını kim verdi? 'Çaldılar'ın muhatabını merak ediyorum. Binali Yıldırım: AA yetkilileri bunu açıklamalı. Normal bir şey değil ama sorumlusu ben değilim. 25 tane belediye kazanmış AK Parti. Büyükşehir Belediye Başkanlığı Meclis üyeliklerinin 180 tanesini kazanmış. Ne yapacaktık? 'Seçimi kaybettik' mi diyecektik? Ekrem İmamoğlu: Talimatı kim verdi diye sordum ben? Bu doğru mudur bu yapılmalı mıydı? YSK kararı açıklamamış. Binali Yıldırım: Herhalde anlatamadık arkadaşa, Ekrem Bey’e. 39 belediyenin 25’ini kazanmışız. İBB Meclis üyelerinin çoğunluğunu kazanmışız. Sonuç buyken 'kaybettik' mi diyecektik? O afişler partimiz tarafından asıldı. Binali Yıldırım: Siz gelir gelmez neden Büyükşehir'in veri tabanını kopyalama talimatını neden verdiniz? Ekrem İmamoğlu: Özellikle burada Sayın Yıldırım’a şunu hatırlatmak isterim, kendi cümleleriyle hatırlatmak isterim. 'Bir belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü incelemeyi yapabilir' dedi. Tekrar izah ediyorum. Bu bir veri yedekleme işlemidir. Veri yedekleme için veri kopyalama yapılır. 31 Aralık, 31 Mart ve 18 Nisan tarihlerini milat kabul ederek bunları yaptık. Kaldı ki yapamadık. Hukuksuz bir kararla. Bu kadar basit bu kadar kolay bir işlemi başka bir yerlere taşımak… Güvenlik açısından hiçbir riski yok. Yine İBB’de... Yedeklenerek duracağı yer yine orası olacaktı. Sayın Yıldırım’a süreci daha iyi analiz etmesin dilerim talep ederim. Binali Yıldırım: Buna mutlaka cevap vermem lazım. Burada çarpıtma var. İsmail Küçükkaya: Dönüşte bununla ilgili size söz vereceğim. İKİNCİ BÖLÜM İsmail Küçükkaya: Bu söz hakkınızı kullanırken sormak isterim, dün Sayın cumhurbaşkanı bir açıklama yaptı, 'Bu nihayetinde İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi' dedi. Bu kez önümüzdeki hafta yapılacak seçimden sonra seçim sonucu kabul edecek misiniz? Herhangi bir itiraz olacak mı? Binali Yıldırım: Teknolojiyle aram iyidir. Veri yedekleme ayrı kopyalama ayı iştir. İstanbul’un verileri bir değil iki yerde yapılıyor. Veri yedeklemesi yapılamadan zaten hiçbir şekilde saklanamaz. Yedeği mutlaka vardır. O bakımdan bunu düzeltme ihtiyacı duydum. Benim söylediğim cümlenin sadece ön kısmını Ekrem Bey ifade etti. Tabi belediye başkanının tasarruf yetkisi vardır. İstediği zaman maiyetindeki kişiler getirir. Mahkeme kararını da tanımıyor gibi bir algı. İlgisiz biri dedi. İlgisiz değil Eyüp’ten seçilen İBB Meclis üyesi avukat. Bu ver kopyalama işi FETÖ taktiğidir. FETÖ bunu yaptı geçmişte. Üç tane dışarıdan uzmanla yaptı, bu fecaat bir şeydir. Her seçimin sonu kabul edilir. Seçim sonu sayımda itiraz süreci icap ederse bu olur. Ama bu sefer belki de biz etmeyeceğiz Ekrem Bey itiraz edecek. Umarım itiraz olmaz. İtirazı gerektirmeyecek bir fark. Ekrem İmamoğlu: Seçimlere itiraz haktır bunu yok sayma haddimiz yok. Ama uydurma gerekçelerle itiraz yapmayız biz. Gerekçe varsa elimizde elbette itiraz hakkımızı kullanırız. Sürece dair eleştirdiklerimiz hep bunlardı. Algı diye tarif edilen şey karşı tarafın yaptığı bir uygulama. Neden derseniz: çaldılar? Bakın bu soru cevaplanmadı. Cami avlusundan tutun da salonlara kadar. FETÖ uygulamalarını nasıl olduğunu ben bilmem anlama o işten. Tecrübem yok. Ama şunu net söyleyeyim, veri kopyalama işlemi çok masum bir işlemdir. Bizim yaptığımız işlem çok masum bir işlemedir. Ben eminim ki Sayın Yıldırım iyi biliyordur bunu. İBB seçimi 23 Haziranda yüz binlerce insanın katılımıyla çok güvenli olacak ve itiraza gerek kalmayacaktır. İsmail Küçükkaya: Karadeniz’de çok kalabalık mitingler yaptınız ama Ordu’da yaşanan olay çok konuşuldu. VIP’de ne oldu, neden oldu neden sinirlendiniz ve bir Vali’ye hakaret ettiniz mi? Ekrem İmamoğlu: Biz orada miting değil bayramlaşma çağrısı yaptık. Ama muazzam bir karşılamaya dönmüştür. Bu muazzam süreç bence bir tuzakla sona erdirilmek istenmiştir. Benim oradaki tavırlarım netti. Nasıl sükûnete çağırdığım belli. Benim VIP diye bir derdim yok. Benim öyle bir sıkıntım yok. VIP süreçlerinin çok daha netleşmesi gerekir bu ülkede. Ben söylediğimi anlattım. Ben ne söylediğimi biliyorum. Ama bu konu İstanbullunun konusu değil. Hakaret etmedim. 'Basitleşmiştir' demek hakaret etmekse… 'Basitleşmiştir' lafı bu kadar rahatsız ediyor ama bize 'Pontus' dediler 'terörist' dediler bu kimseyi rahatsız etmiyor. İsmail Küçükkaya: Çok güçlü bir isim olmanıza rağmen İzmir’den aday olup kaybettiniz. İstanbul’daki seçimde geride kaldınız. Bunu analizini yaptınız mı? Binali Yıldırım: İzmir seçimi çok geride kaldı. 17-25 Aralık’ın gölgesinde bir seçime gidildi. İzmir tarihinde alınabilecek en yüksek oyu aldık. Buradaki seçim sonuçlanmadı. Buradaki seçimin kaybedeni kazananı yok.Hayretle izliyorum. Ekrem Bey doğru söylememeyi alışkanlık haline getirdi. Ne dedi? 'Soruları İsmail Bey’den aldı' dedi. 'Saadet adayının çocuğu İGDAŞ'tan çıkarıldı' dedi. Kendisi çıktı yalanladı. Web sitesi iddiaları yalanlandı. En yakına arkadaşı Fatih Portakal bile 'Ordu işi RTÜK’e takılacağı için yayınlamıyoruz' dedi. İki gün düşündü taşındı, 'basitlik' diye bir icatta bulundu. Aslında validen özür dilemesi gerekir demiştim şimdi diyorum ki İstanbullulardan ve milletten özür dilemesi gerekir. Çünkü millete yalan söylemiştir. İsmail Küçükkaya: Ben kimseye soru filan vermem. Fatih Altaylı Habertürk’te size soruları verdiğimi ve İmamoğlu’nu arayıp soruları size verdiğimi söyledi. Bu absürt. Ekrem İmamoğlu: Sayın Yıldırım yanlış bilgilendirilmiştir. Burada üzücü ifadelerde bulunmuştur. 'Yalan söylemiştir' sözünü üzerine basa basa söylemiştir bu kibirli bir tavırdır. Benim ifademde İsmail Küçükkaya yok. Ama Sayın Yıldırım öyle söyledi. Ben dedim ki 'Bana gelen bilgi soruların belirlenmesi ve moderatöre verilerek öyle sorulması.' 'Bana yalan söylemiştir' dediniz ama öyle sabırlı durdum ki. Son sözüm. Benim oradaki ifadem nettir. 'Yalan söylemiş' cümlesini 'kötü söz sahibine aittir' diyerek kapatıyorum. İsmail Küçükkaya: Sayıştay raporunda 700 milyonluk bir zarardan bahsediliyor. İBB’nin zararları iddiasıyla ilgili ne söylemek istersiniz? Binali Yıldırım: Sayıştay raporunu siz gördünüz mü. Sayıştay raporunda öyle bir ifade yok. Bu yalan. Yalan olduğu İBB tarafından açıklandı. Değerli arkadaşımızın bu konularda daha ilkeli davranmasını isterim. Ortaya atıp kafa bulandırmak istediği bütün meselelerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Belediye vakıflara kaynak aktaramaz. FETÖ nasıl bir belayı başımıza sardıysa o vakıflar bu belayı yaşamamamız için çalışıyor. İsmail Küçükkaya: Belediye başkanı seçilirseniz israf ve kötü ekonomi yönetimini nasıl çözeceksiniz? Ekrem İmamoğlu: İstanbul’un en büyük sorunu işsizlik ve israf. Kul hakkı meselesini çok önemsiyoruz. Sayıştay denetiminden çıkan raporu ben getirdim. İsterlerse Sayın Yıldırım’a veririm. Raporda toplan yapılan usulsüzlüklerin 753 milyon liraya ulaştığı yazıyor. Yanıltılmış olabilir. Kendisine bilgi verenleri gözden geçirsinler. Şu anda bile israf yapıyorlar. İstanbul’un bütün billboardlarına bunlara cevap yazıyorlar. Şu anda bile israf yapıyorlar. Şu anda bu afişleri oralara kim asıyor? bin 810 araç 7 personele bir binek araç düşüyor. Tek tek 753 milyonun rakamları burada. İsrafı engelleyeceğiz tasarruf yapacağız, ekonomik bir seferberlik yapacağız. İsmail Küçükkaya: Binali bey FETÖ vurgusu yaptı. Siz başkan seçilirseniz İBB’de FETÖ’yle mücadele bağlamında ne yapacaksınız? Bunların okullarına gittiniz mi Pensilvanya’ya gittiniz mi? Ekrem İmamoğlu: Benim uzaktan yakında ilgim temasım ilişkim.. Siyaset öncesi eleştiren siyasette de buna devam eden birisiyim. Sayın Yıldırım çok talihsiz bir şey dedi. 'FETÖ’yle mücadele için bu derneklere yardım yapılıyor.' dedi. Belediye var. Ben belediyeye güvenemeyeceğim de… TÜRGEV'e 51 milyon. Ben yurt yapamıyorum da vakıflara mı? Benim ne işim var üç beş dernekle.Vakıflarla ortak çalışılır ama yurdu İBB yapacak. Zaten başımızda bir FETÖ belası oluştu. Sorarım size bu nedir? İBB olarak yurtlar yapacağız. Bugüne kadar açılmamış kreşi çok önemli görüyoruz. Biz o işten anlamayız. Devletinin güçlenmesine inanan bir ahlaktan geliyoruz. İsmail Küçükkaya: FETÖ’yle mücadele konusunda siz ne söylemek istersiniz? Binali Yıldırım: 'Temiz vakıflara veririm' diyor da nasıl yani, deterjanla yıkayarak mı belirlenecek? İstanbul’da 23 bin tane vakıf dernek hemşehri derneği var. Bunların hepsine büyükşehir de ilçe belediyeleri de destek oluyor. Hiçbir şekilde belediyeler bu kuruluşlara nakdi destek olamaz. Vakıflara destek olmak yanlış bir şey değil. Sizin yapamadığınız işleri onlar yapıyorlar. Memnun oldum FETÖ’ye yönelik beyanatından. Mahkemelerde hesabını veriyor ihanet kısmı. İsmail Küçükkaya: Siz başkan seçilirseniz kent yoksulluğunu azaltma konusunda ne yapacaksınız? Binali Yıldırım: Ekonomik bir sıkıntı çekiyoruz. Bu da insanların hayatına öyle veya böyle yansıyor. Birçok müjdemiz vaadimiz var. İstanbul Avrupa’nın 13. Büyük ekonomisi. 500 bin istihdam sağlayacağız. Tuzla’da Biyoteknoloji Vadisi kuracağız. Burada 50 bin kişiye istiham sağlayacağız. Yapay zeka merkezinde gençleri istihdam edeceğiz. Buradaki istihdam miktarı da 24 bin 500 olacak. Pendik’te bir teknoloji geliştirme bölgesi kurulacak. Burada da 50 bin istihdam ön görüyoruz. Atatürk Havalimanı hem Millet Bahçesi hem de fuar alanı olacak. Amacımız Avrupa’daki 50 milyonluk fuar kongre turizminin yüzde 10’undan istifa edelim. İsmail Küçükkaya: Siz başkan seçilirseniz kent yoksulluğunu azaltma konusunda ne yapacaksınız? Mesela kadın istihdamı da buna ait. Siz ne vaat ediyorsunuz? Ekrem İmamoğlu: Öncelikle şu yanlışı düzeltelim. Temiz vakıflarla iş birliği yapacağım dedim. Bu şehir yoksulluğu var. Üç gençten biri işsiz. Okutamamışız meslek sahibi yapamamışız iş sahibi de yapamamışız. Bizim uğraşacağımız şey kesinlikle israf. Belediyenin parasını tasarrufla beraber kullanmak. Dört aileden birisi açlık sınırında. Açlık sınırındaki ailelere 2020 liraya kadar maddi destek sunacağız. Bunu evin kadınıyla paylaşacağız. Eğitim destek paketinin içinde 500 bin öğrencimiz var. Çocuklarına yemek veremeyen ailelere kumaya destek paketi de var. Bölge istihdam ofislerine gelen 200 bin insanımıza iş bulacağız. Ulaşımda 12 yaş altına ücretsiz yapacağız. İsmail Küçükkaya: Ben İstanbul’da yaşayan Kürt kökenli biriyim. Hanginize oy vereyim? Beni ikna edin… Ekrem İmamoğlu: Yoksulluktan bahsettim değil mi? Ben kimden bahsediyorum. Bunu derken Kürt kökenli mi diyorum Türk kökenli mi diyorum? Bunu derken 16 milyon insanımız diyorum. Genel başkanımızla yola çıkarken dedi mi ben İstanbul İttifakının adayı olmak istiyorum. Partizanlığı söküp atacağız. Partiler araçtır. Amaç olmamalıdır. Sadece ittifak partilerinin adayı değilim. Sadece ittifakı partilerinin başkanı da olmayacağım. Biz bu milleti barıştırmaya geliyoruz. Bağcılar’daki çocukla Kadıköy’deki çocuğu eşitlemeye geliyoruz. Barış eşitlik özgürlük mahallede başlar. Bu kadar keyifli bir İstanbul inşası çabası içindeyiz. Partizanlığın yok edilmesinde sadece ben değil Sayın Yıldırım’da mücadele etmelidir. İsmail Küçükkaya: Aynı soruyu size de yöneltmek isterim. Binali Yıldırım: Biz hizmet yaparken insanların etnik kökenine bakmayız. İnançlarına bakmayız ve insanlarımızın hizmet götürürken herkese aynı hizmeti götürürüz. Prensibimiz budur. Seçimlerde kampanyada parti vardır. Biz partizanlık yapıyorsak adres bizeyse bunu şiddetle reddederim. İzmir’in toplu taşıması İZBAN'ı biz belediye ile beraber yaptık. Partizanlık asla bizimle beraber telaffuz edilmez. Türkiye’nin her köşesine hizmet götürdük. İstanbul’a yapılan hizmet asla israf değildir. İstanbul'a 1994'ten beri hizmet ediyorum. 4,5 yılda İDO’yu kendi sınıfında dünyada 1 numara yaptım. İsmail Küçükkaya: Ülkeye bu akşam çok büyük bir iyilik yaptınız. Her ikinizden mal varlığı beyanınızın açıklanması isteniyor. Başkan seçilirseniz mal varlığı beyanında bulunur musunuz? Binali Yıldırım: Mal varlığı beyanından bulunmak bizim keyfimizde değil. Mecbursunuz buna. Ben 16 yıldır mal varlığı beyanı veriyorum. Her sene de değişiklik olursa yeniliyoruz. Kamuoyuna açıklama diye bir adet yok. Ama hiç problem yok. Benim açımdan hiçbir sakıncası yok. Çocuklarımın da hiçbir koruması yok. Onların ki de kamuya açık. Biz hiçbir şekilde mal varlığımızla geçmişimizle her zaman hesap verdik. Bundan sonra da vermeye hazırız. Ekrem İmamoğlu: Sayın Yıldırım’ın açıkladığı gibi kamu görevlisi olmamızdan dolayı mal beyanımızı veriyoruz. Hatta İBB başkanı seçildikten soran da beyan etmiştim. Yeni bir siyasi dönem yeni bir süreç şeffaflık katılımcılık… Başkan olma milletvekili olmak bir meslek değil. Bunlar görev. Ama erdemli ahlâklı hesap vermek noktasında dürüstlüğümüz ortaya koymak adına bu önerinizi Sayın Yıldırım gibi zevkle kabul ediyorum. Ama ailece olmalı. Bunu beyanında bulunmak yarındaki kaygıları çözüme kavuşturmak gibi olur. İsmail Küçükkaya: İstanbul'daki mülteci meselesi hakkında seçilirseniz ne yapacaksınız? Ekrem İmamoğlu: Mülteci konusunu biz iyi yönetemedik. Mülteci konusu bir takım evrensel hükümler taşır. Güneyimizde yaşana insanlık dışı olayla sonrası Türkiye yalnız bırakılmıştır. Bunu ben 3,5 yıl önce Fransa'da katıldığım bir toplantıda söyledim. 'Siz bizi bu süreçte yalnız bırakarak dünyayı başka bir tehlikeye sürüklüyorsunuz' diyerek katılımcılara seslenmiştim. Kayıtlı 547 bin Suriyeli var İstanbul’da. Kayıt dışıyla birlikte göçmenleri 1 milyona ulaştığı yönünde gözlemler var. Bir masa kuracağız ve aktif olarak çalışacak. İBB’nin böyle bir politikası yok. Sessiz kulakları tıkalı. Bir envanter çalışması yapacağız. Çocuk evlilikleri görüyoruz. Çocuğu ve kadını koruyacağız. Plaja girmesi yasak filan. Yanlış net nokta. Bir anda 3,5 milyon mülteci ülkenin her yerine dağılmamalıydı. Biz uluslararası alanda da bu ülkenin sesi olarak gidip güneyimizde yaşanan olaylarda sadece petrolü düşünerek oradaki barışa katkı sunmayarak bu konuyla bizi yalnız bırakamazsınız. Vatandaşımızı ekmeğinin elinden alındığını düşünüyor biz aktif rol alacağız. Binali Yıldırım: Göçmen konusu özellikle Suriyeliler bu insanlar ölümden kaçtılar. Bize sığındılar. Misafir ettik. Bu işin başlangıcı böyle oldu. Bunlar geçici koruma statüsündeler. Nerede olurlarsa olsun. Bunların hepsi, kaydı var. Eğitim ve sağlık hizmeti de veriliyor. Şu görüşüne katılıyorum. Uluslararası camia bunlara gerekli desteği vermedi. Bunlar geçici gidecekler. Afrin Harekatı'nı yaptık. Bir kısmını gönderdik, Cerablus’u El Bab’ı aldık, gönderdik. Şimdi Fırat’ın doğusundaki bölgeyi temizleyip oraya da göndereceğiz. Ama belirli ilçelerde sayı fazla burada bir asayiş sorunu İstanbulluların huzurunu kaçıran olaylara karışırlarsa bunların normal seyirde gitmesini beklemeden hiç kusura bakmasına tutar göndeririz. Ama belediyenin bu işi tek başına yapması mümkün değil. Bu iş merkezi hükümet ile yapılacak. İBB’de mültecilerle ilgili bir birim var. İsmail Küçükkaya: Kadınlara yönelik politikalarınız konusundan neler söylemek istersiniz? Binali Yıldırım: Asıl yoğunlaşmamız gereken kesim ev kadınları. Onların da sosyalleşmeye dışarı çıkmaya ihtiyacı var. Onların el emeği göz nurlarını değerlendireceğiz ve her eve katkı sağlayacağız. İstanbul’un 300 mahallesinde kreş yok. Bu 300 mahallede kreş yapacağız. Ev kadınları çocuklarını rahat bir şekilde bırakacak. Ekrem Bey Beylikdüzü’nde 12 kreş vaadinde bulunmuş ama 1 tane yapmış. Ekrem İmamoğlu: Siyasi kalitemiz konusunda bir yorumda bulundu. Bu hoş bir yorum değil. Beylikdüzü halkı ortaya koyduğu takdirle net bir refleks ortaya koymuştur. Bugün vaat verme konusu bize aittir. Sayın Yıldırım’a şunu söylemeye çalıştım. 25 yıla yakındır 15 yıl da AK Parti olmak üzere yönetimdesiniz zaten. Siz bir şey yapmamışsanız ve bugün bunları vaat haline getirdiyseniz sevindirici. Bizim vaatlerimize eşlik ediyor oluşu mutlu edici. Bunu eleştirmem. Biz hızlıca 150 kreş açacağız. En fazla çocuk sayısı olan ve kreşi olmayan mahallelerde açacağız bunu. Kadın emek ofisleri satın alma garantisiyle çalıma hakkı tanımak.. Annelere 0-4 yaşa arası bebekleriyle ücretsiz ulaşım hakkı tanıyacağız. Bütün sosyal tesislerinden yüzde 40 indirim sağlayacağız. İsmail Küçükkaya: Az önceki soruya ek olarak sorayım. Siz FETÖ elebaşına gittiniz mi? Yurtlarında kaldınız mı? Binali Yıldırım: Yok… Ben ne örgüt elemanı FETÖ’yü görmüşüm ne de yurtlarında kalmışlığım yok. İsmail Küçükkaya: İstanbul’daki çarpık yapılaşma ile ilgili neler yapacaksınız? Ekrem İmamoğlu: İstanbul şehrinin yönünü çizeceğiz. 2030 ve 2050 hedeflerini ortaya koyacağız. İstanbul’un 150 mahallesi tarımda kalacak diye bir planlama getireceğiz. İstanbul yeşil alan bakımından dünyanın en sıkıntılı metropollerden biridir. Biz 15 vadide yaşam vadisi açıkladık. Kuzey ormanlarına verilen tahribattan sonra kuzey kuşağı açıkladık. İstanbul'da kentsel dönüşüm çok önemli bir konu. Bu kenti 25 yıldır yönetenler “bu şehre ihanet ettik” dedi. Ben demedim… Katı sıkı bu şehrin değişmez kurallarını vaat edeceğiz. Nereye gittiğini vaat eden uygar bir kent inşa edeceğiz. Binali Yıldırım: Yeşil alan bir şehir için önemli. Birisi şehrin enfes alması. Bizim de 20 tane yeşil koridor projemiz var. Buralar dere vadisi. Bu dereleri ihya edeceğiz. 37 milyon 500 bin metrekare ilave alan kazanmış olacağız. Buradan da yatayda millet bahçelerine geçiş olacak. Her mahallede 200 metre mesafede çocuk parkı olacak. Sonra semt parkları ve sonra millet bahçeleri. Hem yeşil alanları artıracağız hem de depremde geçici barınma alanları olarak kullanacağız. Bunu yapınca İstanbul’un kişi başı yeşil alanı 10 metrekarenin üzerine çıkmış olacak. Dikey yapılanma kötü bir şey. İlçeler bazında bir inceleme yaptım. 22 ilçede yoğunlaşmış 18 tanesi CHP’li belediye. İsmail Küçükkaya: Gençler konusundan ne yapacaksınız? Bunu içine engelli kardeşlerimiz de katarsanız çok memnun olurum. Ekrem İmamoğlu: Bu şehir çocuk ve genç kenti. Bizim hem çocuklar hem genç politikası önceliğimiz olmak zorunda. Gençkart… Yüzde 40 indirim. 400 lira öğrenci bursu vereceğiz. Yurtları hemen hizmete geçireceğiz. Başkasına muhtaç değiliz. Dünya dilleri merkezi kuracağız. E-spor arenalar kurulacak. İş bulamayan 350 bin gencin Ekrem Abisi olmaya geliyorum. Erişilebilir bir kent olacak. Bu kent engelliler için engeller taşıyorsa bu kentin vicdanı yok demektir. Yaşam becerileri öğrenme köyü kuracağız. Yaşlılarımızı yaşlandıkça bu şehirden keyif almalarını sağlayacağız. Binali Yıldırım: Gençler benim kankam. Benim kankam olmaya davet ettim. Gençlere 10 GB internet bedava olacak. En baba müjde bu gençler için. Müzeler ve tiyatrolar bütün gençlere ücretsiz olacak. Uluslararası e-spor olimpiyatlarını İstanbul’da yapacağız. Öğrencilere kırtasiye desteği miktarını artıracağız. Amatör kulüplere 100 bin lira tutarında destek vereceğiz. Spor tesislerinden gençler ücretsiz yararlanacak. Motosikletle her iki köprüden geçişler ücretsiz olacak. Üniversiteye hazırlanan ama öğrenci olmayanlar da ulaşım indiriminden yararlanacak. Öğretmenler toplu ulaşımdan bedava yaralanacak. Belediyeler bursa veriyordu ama CHP konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürdü ve bunu imkansız hale getirdi. İsmail Küçükkaya: Ulaşım konusunda ne vaat ediyorsunuz? Ekrem İmamoğlu: Ulaşım benim işim. Tevazuya gerek yok. Türkiye’de bu işi hallettim. İstanbul’da ne yapacağız? Biz 2024’e kadar insanların trafikte yarım saat kazanmalarını sağlayacağız. Yapacağımız raylı sistemlerle. Metronun payı süre sonunda yüzde 48’e çıkacak. Bugün yüzde 18. Yüzde 30 artmış olacak. Bu en önemli projemiz. Bilmiyorum Ekrem Bey Marmaray’ı kullandı mı? Bugüne kadar 350 milyon kişi faydalandı. Metrobüs güzergahı biz otonom ve akıllı metrobüs araçlarıyla değiştireceğiz. Üstelik bu güzergahta bir otoyol daha yapacağız. Ayrıca Levent ile Mahmutbey arasındaki metroyu da açmış olacağız. Bunu ben yaparım çünkü daha önce Türkiye’de yaptım. Ekrem İmamoğlu: Ulaşım işi bütüncül bir yaklaşım ve insanla çözüm bulmadır. Bütün aktörlerle birlikte çalışacağız. Biz taksicinin minibüsçünün köprüleri ücretsiz kullanımı konunda girişimde bulunacağız. gişelerin şehir dışına çıkması konusunda girişimde bulunacağız. İstanbul’u halledemediler. İstanbul dünyanın en sıkışık ikinci kenti. Durakta bekleme süresi ortalama 20 dakikayı geçiyor. Trafikte geçirilen süre 91 dakika. İstanbul’u bütünleşik ulaşım ağıyla biz çözeceğiz. Evet Marmaray’dan geçtim. Çok teşekkürler. Senede sadece 8,3 km yaptılar. Deniz ulaşımı yüzde 10’lardan yüzde 3’lere düştü. TEM'de megabüs hattı kurarak metrobüs hattının yükünü hafifleteceğiz. İsmail Küçükkaya: Buyurun söz sizlerin. Ekrem İmamoğlu: Buradan çıkışta kendisi de uygun görürse iki hanımefendinin beraber olduğu bir fotoğrafı vermek isterim. Bu şehrin kucaklaşmaya ihtiyacı var. Adayların dışında üretilen dilleri bir kenara bırakalım. Belediye tesislerinde alkol olacakmış. Ben 9 tane tesis açtım hiçbirinde alkol yok. Bu şehir akılla bilimle bir arada barış içinde elit paylaşarak katılımcılığı hakim kılarak muazzam bir kent var edeceğiz. Benim en büyük ekibim 16 milyon İstanbullu. Adil bir kent var etme konusunda çabamızı gösteriyoruz. 23 Haziranda herkes sandığa gitsin. Binali Yıldırım: İstanbul müjdelenmiş bir şehirdir. 15 milyon 67 bin nüfusu vardır. İstanbul’un ilk defa geçen yıl 60 bin nüfusu azaldı. Anadolu’da alt yapıyı çok güzel yaptığımız için vatandaşlarımız dönüyor. İstanbullulara söyleyeceğim şudur. 16 ülkeme dolu dolu hizmet yaptım. Bu şehir beni 11 yaşındaki Binali’den Binali Yıldırım yaptı. Beni Binali Yıldırım yapan bu şehre çok güzel hizmetler yapmaya hazırım. Daha önce yaptıklarımı yeni yapacaklarımla taçlandıracağım. İstanbul’un ulaşımını 5 yıl içinde çözeceğim. Deniz taşımacılığını aktarmada bedava yapıyoruz. Son sözüm vatandaşlarıma İstanbul’da herkes sandığa gitsin. Sözlerini 23 Haziran’da söylesinler diyorum. Ekrem Bey’i çaya davet ediyorum. Kaynak: Hürriyet Read the full article
0 notes
Text
Soyadından Parti Bulucu
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Büyükçekmece adayı Mevlüt Uysal İstanbul seçimlerine ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Uysal Büyükçekmece'deki sahte seçmen iddiası ile ilgili “AK Parti'ye oy verenler listeden düşürülmüş. Seçimlerin bu şaibeden kurtulması adına öncelikle Büyükçekmece seçimlerinin iptal edileceğini düşünüyorum. Türkiye, seçim zamanı boyunca böyle bir organize işlem görmemiş. Sualşturma başladı. 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra kısaca 8 ay içerisinde Büyükçekmece'de toplamda 11 bin 954 seçmen kayıtlardan düşürülmüştür. Büyükçekmece'deki seçimler iptal edilirse, buradaki trafiğe baktığımızda İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri de bundan etkilenir" ifadelerini kullandı. Uysal, AK Parti Büyükçekmece İl Başkanlığı'nda düzenlendiği basın toplantısında, 31 Mart mahalli İdareler Genel Seçimleri'ne ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin demokrasi tarihinde önemi bir konunun tartışıldığını ifade eden Uysal, "Türkiye, demokrasiye geçip seçimler yapılmaya başlandığı tarihten bugüne kadar herhalde bu şekilde bir tartışmanın içinde hiç olmamıştı. Genel Başkan yardımcımız Ali İhsan Yavuz ve Parti Sözcümüz Ömer Çelik de Büyükçekmece'de seçmen listeleri üzerinde meydana getirilen çalışmalar, usulsüzlüklerle ilgili açıklamalarda bulunmuş oldu. Partimizin olağanüstü itiraz istekçesi vermesi nedeniyle Büyükçekmece seçimleri çok daha tartışılır hale geldi." diye mevzuştu. Büyükçekmece'de Cumhur İttifakı ve AK Parti Büyükçekmece Belediye Başkan Adayı olarak seçimlere girdiğini hatırlatan Uysal, şöyle devam etti: "Adaylığımızın ilan edilmiş olduğu 29 Aralık'tan itibaren, seçim takviminin işlemesiyle birlikte burada neler olup bittiğini yakinen hem yaşadık hem takip ettik. Büyükçekmece'deki adaylığımız süresince hukuken yapmamız ihtiyaç duyulan hususları yaptık. Eğer bugün bazı şeyler tartışılıyorsa o gün yapmamız gerekeni yaptığımızdan dolayı tartışıyoruz. Özellikle Cumhuriyet Halk Parti'nin yetkilileri 'Büyükçekmece'de o kadar tartışılacak bir şey yok.' diyerek buradaki tartışmayı bir an önce kapatmak istiyor. Oysa Büyükçekmece'de 24 Haziran'a göre bugün seçmen sıralamasında yalnız 2 bin 100 civarında bir artış görünse de buradaki yüzde oranı saygınlıkıyla Türkiye'nin aslabir yerinde olmayan bir seçmen hareketi yaşanmış. 24 Haziran'dan itibaren ortalama 8 aylık süre içinde burada 172 bin 351 seçmenden toplam 11 bin 954 seçmen düşürülmüş. Bu düşürülenlerin içerisinde ölümle düşürülenler, yurt dışına çıkanlar, askere ve il dışına gidenler var. Bir de hiçbir yere gidemeyenler var. Hiçbir yerde seçmen olamayanlar var." "VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILMIŞ GİBİ" Uysal, ek olarak bu sürede 14 bin 264 seçmenin Büyükçekmece'ye kaydının yapıldığını söyleyerek, "11 bin 954 ve 14 bin 264 dediğimiz vakit yaklaşık 26-27 bine yakın bir seçmen hareketliliği olmuş. Özellikle burada 11 bin 954 seçmen içerisinde şu demek oluyor ki Büyükçekmece'de seçmen kayd��ndan düşürülenler içinde yaklaşık 3 bin 92 seçmenin aslabir yerde kaydı yok. Şu anda Türkiye'nin aslabir yerinde seçmen kayıtları yok. Bu ne manaya geliyor? Aslına bakarsak bir nevi vatandaşlıktan çıkartılmış benzer biçimde...." ifadelerini kullandı. Büyükçekmece'deki münakaşanın temelinin bu bulunduğunu vurgulayan Uysal, "Seçmen kayıtları üzerindeki değişimler organize ekip olarak yapılabiliyor. Toplamda 26 bin seçmen hareketliliği varsa bunu bir kişinin, birkaç ferdin yapabilmesi, kurumların verilerini kullanmadan yapabilmesi mümkün değil." diye mevzuştu. Mevlüt Uysal, adrese dayalı kayıt sisteminde seçmen listelerinin güncellenmesi yada bir yerden başka bir yere nüfus kaydının alınabilmesinin ancak belediyeden alınan numarataj sistemi üzerindeki adrese kayıtla mümkün olduğunu belirterek, nüfus müdürlüğünün herhangi bir seçmeni kaydederken belediyeden alınan bir adreste oturulabilecek mekana kayıt yapabileceğini anlattı. İskan edilebilecek bir mekan olmaması durumunda bu yere, kısaca boş bir arsaya kayıt yapılamayacağını dile getiren Uysal, feyk seçmen yazılabilmesi için numarataj sistemiyle adresler oluşturulduğunu, boş arsada seçmen kaydı yapıldığını kaydetti. Uysal, seçmen kaydedilebilecek adreslerde 2-3 usul kullanıldığını belirterek, şöyle devam etti: "En önemlisi ruhsat müracaatı yapılan ve ruhsatı alınan ama hemen hemen inşaatına başlanmayan veya hafriyatına başlanıp, temeli atılıp, binası olmayan yerleri bina var gibi gösterilerek adres oluşturmuş. İkinci usulde yazlık olarak, sadece yazları kullanılan boş evler feyk seçmen kaydı yapılabilecek listeye alınmış. Üçüncü usulde Büyükçekmece'de iş yeri kaydı olan yerler, konut yapılmış. Herhangi bir vatandaş seçmen listesinde var, sadece boş arsaya kaydı yapılmış derken bu tamamıyla belediye tarafından düzmece olarak oluşturulmuş bir adres sebebiyle boş arsaya inşaat ruhsat alma işlemiyle gösterilmiş." "KAT VARMIŞ GİBİ GÖSTERİLEREK ADRESLER OLUŞTURULMUŞ" Yazlıkçıların haberi olmadan evleri adres gösterilerek düzmece seçmen kaydı yapıldığını belirten Uysal, "Daha vahim bir durum var, sahtekarlığın çok daha ileri boyutu. Herhangi bir boş bina var, bunun üzerine ilave sanki iki kat varmış benzer biçimde hayali kat olarak gösterilip yahut ruhsat alınan 4 katlı binanın üzerinde ilave iki kat varmış benzer biçimde seçmen yazılabilecek adresler oluşturulmuş." dedi. Mevlüt Uysal, MHP İlçe Başkanı'nın oturduğu adreste 5 sahte seçmen kaydının bulunmuş olduğunu dile getirerek, seçmen listeleri askıya asılmış olduğunda, bazı yerlerde boş arsalarda, bitmemiş inşaatlarda, hiç oturulmayan yerlerde seçmen olduğunu görmüş olduklerini, bunun üzerine de ilçe seçim kuruluna 736 seçmen kaydı için itirazda bulunduklarını anlattı. CHP'nin de aynı seçmenlere itiraz ettiğini vurgulayan Uysal, 736 seçmenden 717'sinin kaydının dondurulduğunu, ancak kaydı dondurulan bu seçmenlerin feyk adreslerine baktıklarında da güncelleme esnasında 830 seçmen kaydının daha yapıldığını gördüklerini anlattı. Uysal, 830 seçmenle ilgili itiraz yapmış olduklarını ifade ederek, bunun üzerine kolluk tarafından birebir adres tespiti yapılması icap ettiğini, sürelerin az olduğunu, bu kadar adrese bu sürelerde emniyet mensuplarının ulaşılmasının mümkün olmadığını kaydetti. İlçe seçim kurulunun 830 kayıt yapılmasına rağmen, adresle ilgili tespit yapılamadığından dolayı itirazı reddettiğini, İl Seçim Kurulu'nun da kabul etmediğini ifade eden Uysal, Yüksek Seçim Kurulu'nun reddettiğini anlattı. Büyükçekmece'deki durumun yalnız bir seçmen kaydırması olmadığını belirten Uysal, "8 aylık süre içerisinde bu kadar yüksek bir oranda Büyükçekmece'nin averaj 150-160 Soyadından Parti Bulucu bin dersek seçmen sayısına ortalama yüzde 20'ye yakın bir seçmen hareketi, yani 26-27 bin bir seçmen hareketi. Böyle bir durumda askı ve itiraz süresi, kolluk kuvvetinin o esnada gidip bakması vesaire filen mümkün değil. O süre zaten bizim itirazımızda da seçim kurulu şunu söylemiş oldu, 'Evet burada ciddi bir yolsuzluk yapılmış. Bu sahte evrak işlenmiş, belediyeden farklı adresler oluşturulmuş." diye mevzuştu. Bunlara bakılmış olduğunda işlemlerin nüfus müdürlüğünden bir bilgisayardan yapıldığını aktaran Uysal, bu işlemin de adrese dayalı kayıt sistemi çıktıktan sonrasında memurların yetersizliği sebebiyle nüfus müdürlüğünde görevlendirilen belediye çalışanı Mehmet Özgür Samanlı tarafından yapıldığını söylemiş oldu. Mevlüt Uysal, Samanlı'nın yaptığı işlem sayısının diğer memurların işlem sayısının dört katı bulunduğunu ifade ederek, bu bireyin gmeşhurk 400 işlem sayısı bulunduğunu anlattı. Uysal, "Belediyeden sahte adresler oluşturulan adreslere kayıt yapılan seçmenlerin hepsina yakını o şahıs üzerinden gitmiş. 17 Ocak'ta hepimiz şikayet arzuçesini verdik bu mevzuyla ilgili. 18 Ocak günü bu şahıs tutuklandı. Tutuklandıktan sonra kendisine yardımcı olan şahıslardan Osman doğan tutuklandı." bilgisini verdi. Meselenin artık savcılığa intikal ettiğini dile getiren Uysal, "ama şu kadarını biliyoruz ki belediyede de bu işlemin organizasyonu adına vazife alan muhakkak var ki bu kadar kalabalık bir seçmen kaydı trafiği oluşturulabilsin." dedi. Uysal, bu sebeple 5 belediye başkan desteksı ile Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün de ifadeye çağrıldığını bildiklerini aktararak, şöyle devam etti: "sonunda savcılık sualşturma dosyasında bu tarz şeylerin takip edeni yapılacak ve nihayetinde bu bir şekilde açığa çıkacaktır. Şimdi hepimiz seçmen listesinin askıya çıktığı süreç içinde ve devamında seçimler neticesinde ortaya çıkan tabloda bakmış olduğumız vakit, ilçe belediye başkanlığında 4 bin 200 civarında bir fark söz konusu. Ama burada seçmen listesinden düşürülen yaklaşık 4 bin civarında bir seçmen var. Bunun bin 500'ü AK Parti üyesi. İtiraz ve güncelleme esnasında biz ortalama 850-900 üyemize ulaşmışız. Sadece 541 üyemize ulaşım bilgileri değişmiş olduğu için bizler ulaşamamışız. Ama burada toplamda 3 bin 92 seçmenden de bakmış olduğumız zaman öteki kaydı düşürülen seçmenlerin de soy ismi tarandığı vakit AK Parti'ye oy verenler olduğu kolayca tespit ediliyor. Kısaca bu kişiler de seçmen listesinden düşürülürken bu şekilde bir usulle, doğrusu AK Parti'ye oy verenlerin seçmen listesinden düşürülmesi şeklinde bir operasyon yapılmış. Buna baktığımız zaman bu herhangi bir seçmen kaydırması değil, AK Parti üyelerinin seçim listesinden çıkarılması." - "Nüfus müdürlüğü alet edilerek..." Mevlüt Uysal, "Bizim itirazımız bir seçmenin başka bir yere gidip kayıt yaptırması ve kendi özgür iradesiyle oyunu orada kullanması değil. Bu hepsiyla belediye ve belediye içindeki belirli bir ekip, bununla birlikte nüfus müdürlüğümüzü de alet ederek burada seçim neticesini etkileyebilecek şekilde operasyon yapılması hadisesi." dedi. Toplamda şu anda bakıldığı zaman 3 bin seçmenin hepsiyla silindiğini, ortalama 14 bin kayıt yapıldığını aktaran Uysal, "Haliyle 10 bin, 3 bin de kaydı silinenler dersek 13-14 bin seçmenin burada oy kullanması ve seçim neticesini değiştirmesi söz mevzusu. Doğrusu yaklaşık yüzde 10'a yakın bir seçmene bu şekilde oy kullandırtılarak seçim neticesinin değiştirilmesi." ifadelerini kullandı. Uysal, bu isimlerin de iyi mi bulunmuş olduğuna ilişkin şunları söyledi: "tabii bir tek 24 Haziran sonrası, öncesine de bakmış olduğumız vakit toplamda 22 bin seçmen nasıl bulunmuş oldu da kaydı yapıldı? Bu mevzuda Büyükçekmece'de oturanlar şunu yakinen biliyor ki, belediye ile herhangi bir işi olan insanlar muhakkak ve muhakkak seçmen sayısı bulmak zorunda. Belediyenin bir kiracısı veya müteahhit olarak bu bölgede iş meydana getiren birisi 'Sen şu kadar seçmen bildirmek zorundasın.' diye kendisine bir sayı belirleniyor. Bu sayıyı şahıs, sadece isim Soyadından Parti Bulucu ve TC numarası olarak bildiriyor. Bu adları belediyede görevli kişilerin nüfusa koydukları kişilere ulaştırabilmesi adına bir sistem kurulmuş, onun nasıl kurulduğunu bilmiyoruz. Yalnız şunu biliyoruz, tutuklanan Mehmet Özgür Samanlı'nın 'Telefon şifremi unuttum.' diyerek WhatsApp yazışmalarını bir şekilde açmadığını biliyoruz. Yalnız isim ve TC numaraları verilerek seçmen kaydı yapılıyor. Daha sonra seçmen getir denilen şahıslar da yalnız seçim günü o şahısları getirip seçimde oy kullandırtılıyor. Bu şekilde yapılan işlemde de gördüğünüz benzer biçimde yüzde 10'a yakın aktif olarak seçim neticesini değiştirebilecek sayıda oy kullandırtılmış oluyor. Bakmış olduğumız zaman ortada gerçekten bugüne dek, herhalde seçim tarihi boyunca Türkiye demokrasi zamanı süresince bu şekilde bir organize işlem görmemiş vaziyette. Artık tüm bunlaryla savcılık dosyası açıldı, sualşturma başladı. Yüksek Seçim Kurulu'na itiraz yapıldı orada işlem başladı." "SANDIK GÖREVLİLERİNİN BELİRLENMESİNDE USULSÜZLÜK VAR" Sandık görevlilerinin belirlenmesi mevzusunda da usulsüzlükler yapıldığını anlatan Uysal, şu değerlendirmelerde bulunmuş oldu: "Sandık görevlilerinin mülki idare amirleri tarafından verilen listeden seçilip belirlenmesi gerekiyor. Büyükçekmece'de 519 sandık var. Burada bir başkan ile bir başkan yardımcısıyla birlikte bin 38 görevli olması gerekiyor. Bu görevlilerden 285'i bizzat mülki yönetim amiri tarafından verilen kamu görevlileri listesinden değil. Dışarıdan atanmışlardır. Dışarıdan atanan 285 kişinin içinden başka ilçelerde olanlar vardır. İstanbul haricinde seçmen kaydı olanlar vardır. Işyar olmalarını bırakalım, işçi olanlar vardır. Hatta serbest çalışanlar vardır. Bu da açık bir şekilde tam kanunsuzluk diyebileceğimiz ve seçimlerin iptalini gerektirecek bir mevzudur." Uysal, verdiği bilgiler ışında hareket edilerek seçimlerin şaibeden kurtarılması için Büyükçekmece'deki seçimin iptal edilmesi gerektiğine belirterek, "Bu işlere bulaşan kim varsa muhakkak cezalandırılmalı ki, daha sonraki seçimlerde bu tür hatalar yapılmasın. Minimumından bu kadar organize bir iş yapılarak seçim neticesi değiştirmeye bir daha kimse yeltenmesin. Bunun demokrasimize katkı sunmuş olacağına inanıyoruz." Mevlüt Uysal, açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin "21 bin hayali seçmen oy kullandı diye bir iddianız var. Bu iddianızı biraz açar mısınız?" şeklindeki sorusuna Uysal, şu cevabı verdi: "24 Haziran öncesi ve sonrası meydana getirilen işlemler var. 24 Haziran sonrası meydana getirilen işlemde, şu demek oluyor ki 8 ayda 14 bin 264 kayıt yapılmış ama tutuklanan Mehmet Özgür Samanlı, 17 aydır burada. Bir de 9 ay öncesi var. Dolayısıyla oradaki 21 bin orada çıkıyor." "BÜYÜKŞEHİR SEÇİMLERİNİ ETKİLER" Büyükçekmece seçimlerinin iptal edilmesi halinde bunun Büyükkent Belediye Başkanlık seçimini iyi mi etkileyeceğine ilişkin soru üzerine Uysal, şunları kaydetti: "Sistem şu: Burada düzmece adresler oluşturulmuş. Doldur boşalt yapılıyor. Her seçimde bir grup geliyor. Seçimden sonrasında bırakılıyor ve yeniden yeni bir grup getiriliyor. Baktığımız süre averaj 160 bin seçmenin olduğu bir yerde, ortalama 11 bin 954 birey demek aşağı yukarı yüzde 8,5 seçmen gidiyor anlamına gelir. İstanbul'un aslabir yerinde 8 ayda bu kadar seçmen bir başka yere gitmemiştir. Gelenlere bakıyoruz. 14 bin 264. Yaklaşık yüzde 9,5'a yakın gelen var. İstanbul'un bütün ilçelerindeki seçmen hareketliliğinin ortalaması yüzde 3. Arada yüzde 6 fark var. Anormal bir konum olduğu için bu seçimlerdeki hareket bu kadar ise önceki seçimlere bakmış olduğumızda çok ciddi bir durumun söz konusu olduğu görülüyor. Büyükçekmece seçimleri iptal olursa, Büyükkent de etkilenir mi? Şu anda, buradaki trafiğe baktığımız vakit o da etkilenecek durumda. Çünkü, en son geçersiz oyların sayımına bakmış olduğumız vakit aradaki fark 14 binlere ulaştı. 21 bin-22 bin rakamlarını değerlendirdiğimizde ciddi bir halde Büyükşehir de etkilenebilir. Fakat buna karar verecek olan Yüksek Seçim Kurulu'dur." feyk evraklarla seçmenlerin kayıtlarının silindiğine dikkati çeken Uysal, "541 seçmenimizin aslabir yerde kaydı yok. 3 bin 92 fert, Türkiye'nin aslabir yerinde seçmen olamamış. Soyadından Parti Bulucu Bunlar kayıtlarda düşürülmüş. Bunlar direkt feyk evrakla düşürülmüşler. Bu şekilde bir vaziyet söz konusudur." dedi. "KÜÇÜK ÇOCUKLARA OY KULLANDIRILMIŞ ŞİKAYETLERİ VAR" Bir gazetecinin "küçük çocuklar adına bile oy kullanıldığı iddiaları var. Böyle örnekler var mı?" şeklindeki sorusunu Uysal, şöyle cevapladı: "İş evrakı tamamen değiştirilerek, tahrif edilerek işlem yapılmış. Bugün bir şahıs bana gelmiş olarak şikayetçi oldu. Bunlar henüz 14-15 yaşlarındaki çocukların seçmen yapıldığını ve bu şekilde onlara oy kullandırıldığını söyledi. Bu yönde şikayetler var. Ek olarak A-B blok şeklindeki apartmanların numaraları değiştirilerek işlemlerin yapıldığı ve bundan dolayı biroldukça kişinin seçmen kaydını bulamadığı ifade ediliyor." Eski AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş’ın çekilme ettirilmesinin arkasından atamayla İBB Başkanlığı’na getirilen AKP’li Mevlüt Uysal, seçimlere ilişkin garip bir açıklama yaptı. 31 Mart mahalli seçimlerinde AKP’nin İstanbul Büyükçekmece adayı olan Mevlüt Uysal, Büyükçekmece'deki seçim tartışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. 31 Mart seçimlerinde, Büyükçekmece Belediyesi’ni CHP kazanmıştı. Seçimi kaybeden AKP’nin adayı Mevlüt Uysal ise yaptığı açıklamada, “Burada 3 bin 92 seçmenden de bakmış olduğumız zaman öteki kaydı düşürülen seçmenlerde soyadı ismi tarandığında AK Parti’ye oy verenler olduğu kolayca tespit edilen kişiler bulunduğunu görüyoruz”ifadesi dikkat çekti. AKP’li Mevlüt Uysal’ın, seçmenlerin soy isimlerinden kendilerine oy vereceği sonucunu çıkarması, “Bu iyi mi olur? Fişleme mi var” sorusunu akıllara getirdi. İstanbul'daki seçim tartışmaları hız kesmeden devam ederken, resmi olarak İstanbul Büyükkent Belediye Başkanı olarak vazife icra eden Mevlüt Uysal, Büyükçekmece'deki seçimde yapılan usulsüzlüklerle ilgili açıklamalarda bulundu. Uysal, "Türkiye'nin hiçbir yerinde olmayan seçmen hareketi var." dedi. Uysal, seçmen kayıtlarındaki değişikliklerin organize bir vaziyet olduğunu söyledi. AA'da yer edinen habere göre İBB Başkanı Mevlüt Uysal, Büyükçekmece'de sahte seçmen iddiasına ilişkin, "mesele artık savcılığa intikal etmiştir. 5 belediye başkan yardımcısı ve Hasan Akgün'ün ifadeye çağrıldığını biliyoruz. Savcılık Soyadından Parti Bulucu sualşturma dosyasında bunların takip edeni yapılacak ve nihayetinde bu bir halde açığa çıkacaktır." dedi. "541 üyemize ulaşım detayları değiştiği için ulaşamamışız" "AK Parti'ye oy verenler listeden düşürülmüş." diyen Uysal, şu açıklamalarda bulunmuş oldu: "Seçmen listesinin askıya çıktığında ve devamında ilçe belediye başkanlığında 4 bin 200 bir fark söz mevzusu. Seçmen listesinden düşürülen 4500 civarında seçmen var. Bunun bin 500’ü AK Parti üyesi. 541 üyemize ulaşım detayları değiştiği için ulaşamamışız. Burada 3 bin 92 seçmenden de baktığımız vakit öteki kaydı düşürülen seçmenlerde soyadı adı tarandığında AK Parti’ye oy verdiği kolayca tespit edilen kişiler olduğunu görüyoruz. AK Parti’ye oy verenlerin seçmen listesinden d��şürülmesi şeklinde yapılmış." "Büyükçekmece'de toplamda 11 bin 954 seçmen kayıtlardan düşürülmüştür" Mevlüt Uysal, şöyle devam etti: "Seçimlerin bu şaibeden kurtulması adına öncelikle Büyükçekmece seçimlerinin iptal edileceğini düşünüyorum. Türkiye, seçim tarihi boyunca bu şekilde bir organize işlem görmemiş. Soruşturma başladı. 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonrasında yani 8 ay içerisinde Büyükçekmece'de toplamda 11 bin 954 seçmen kayıtlardan düşürülmüştür." Uysal, "Büyükçekmece'deki seçimler iptal edilirse, buradaki trafiğe bakmış olduğumızda İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri de bundan etkilenir." dedi. Uysal'ın 'soyadı' açıklaması sonrası toplumsal medyadan da farklı yorumlar geldi... İstanbul Büyükkent Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Büyükçekmece ilçesindeki ‘usulsüz seçmen’ iddiasıyla ilgili “Soyadından AK Parti’ye oy verdiği tespit edilen 3 bin 92 ferdin kaydı silinmiş” dedi. CHP’li Ekrem İmamoğlu, AKP’li rakibi Binali yıldırım’ın yaklaşık 15 bin oy önünde. Seçimde şaibe olduğu iddiasını gündeme getiren AKP, geçersiz oyları saydırmasının arkasından İstanbul’da tüm oyların sayılması talebiyle Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvurmuştu. Bu talep reddedilince, İstanbul’da seçimin yenilenmesi talebi dile getirilmişti. ’26-27 bine yakın seçmen hareketi olmuş’ Uysal, 24 Haziran 2018’deki seçime bakılırsa seçmen listesinde sadece 2 bin 100 yöreında artış bulunduğunu ancak oran olarak Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan bir seçmen hareketi Soyadından Parti Bulucu yaşanmış olduğunı savundu. Uysal şunları söylemiş oldu: “Sekiz ayda 172 bin 351 seçmenden toplam 11 bin 954 seçmen düşürülmüş. Düşürülenler içerisinde ölenler, yurtdışına çıkanlar, askere gidenler ve il dışına gidenler var. Hiçbir yerde seçmen olamayanlar var. 14 bin 264 seçmen de yeni kayıt yapmış oldurmış. Toplamda ortalama 26-27 bine yakın seçmen hareketi olmuş. Büyükçekmece seçmen kaydından düşenler içinden burada 3 bin 92 seçmenden de bakmış olduğumız zaman öteki kaydı düşürülen seçmenlerde soyadı ismi tarandığında AK Parti’ye oy verdiği kolayca tespit edilen kişiler olduğunu görüyoruz.” 26 binlik bir seçmen hareketini tek kişinin yapamayacağını öne devam eden Uysal, bunun ‘organize bir iş‘ olduğunu savundu. ‘feyk seçmen için üç usul var’ ‘sahte seçmen‘ kaydı için ‘usulleri‘ de sıralayan Uysal, şu tanımları yaptı: “sahte kayıt bölgeleri, seçmen kaydedilebilecek yerler için iki ve üç usül kullanılmış. Ruhsat alınan fakat inşaatına başlanmayan yerler, bina var benzer biçimde gösterilmiş. İkinci usül Büyükçekmece bölgesinde yazlık olarak kullanılan yerlerde boş olan adreslerin düzmece seçmen kaydı yapılabilecek listeye alınması olmuş. Üçüncü usul işyeri kaydı olan yerler konut benzer biçimde gösterilmiş.” Uysal, saydığı usulsüzlükler nedeniyle seçimin iptal edilmesi icap ettiğini söyledi.
0 notes
Text
AK Parti Genel Başkan Yardımcı Demiröz: Kendi topraklarımızdan bir karış vermeyiz
AK Parti Genel Başkan Yardımcı Demiröz: Kendi topraklarımızdan bir karış vermeyiz
BİTLİS AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Bitlis Milletvekili Vedat Demiröz, “Türkiye’nin hiç kimsenin toprağında gözü yok. Ama kendi topraklarımızdan da bir karış toprak vermeyiz. Biz burada birlik ve beraberlik içindeyiz.” dedi. Demiröz, Hizan Kültür Merkezinde düzenlenen, AK Parti 6. Olağan İlçe Kongresi’nde yaptığı konuşmada, evliya ve alimlerin memleketi Hizan’ı çok sevdiğini söyledi. Bazı…
View On WordPress
0 notes
Text
Gelecek Partili Üstün:Esnaf kepenk kapatıyor, işsizlik artıyor, çiftçi ektiğinin parasını kazanamıyor
YENİ HABER https://millisura.com/gelecek-partili-ustunesnaf-kepenk-kapatiyor-issizlik-artiyor-ciftci-ektiginin-parasini-kazanamiyor-4568/
Gelecek Partili Üstün:Esnaf kepenk kapatıyor, işsizlik artıyor, çiftçi ektiğinin parasını kazanamıyor
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcı ve Sosyal Politikalar Başkanı Feramuz Üstün, Türkiye’nin iyi yönetilmediğini belirterek, ‘Esnaf kepenk kapatıyor, işsizlik artıyor, çiftçi ektiğinin parasını kazanamıyor’ dedi.
Bursa’da Coşkulu bir Kalabalıkla karşılaşan Gelecek Partisi Heyeti Esnafları Ziyaret etti, Esnafların ve vatandaşların yoğun Sevgi gösterisi ile karşılaşan Feramüz Üstün esnafların ve vatandaşların dertlerini dinledi
Bursa’ya bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak için gelen Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Sosyal İşler Politikalar Başkanı Feramuz Üstün, partisinin il başkanlığında gazetecilerle bir araya geldi. Buluşmaya Genel Başkan Yardımcılarrı İzzettin Küçük ve Mustafa Öztürk’te katılırken, ilçe başkanları da hazır bulundu. İl Başkanı Alpaslan Yıldız, teşkilatlanma çalışmalarında sona geldiklerini belirtti. Partisinin Bursa’da ezberleri bozan, vatandaşın feryadına kulak veren, renk, dil, din ve ırk ayrımı yapmadan toplumu kucaklayacaklarını söyledi. İktidar partisinin Bursa’daki belediyelerinin kendi kalelerinin önünde top çevirerek, kronik sorunlara duymazlıktan gelmesini kabul etmediklerini, kentin adeta yağmalandığını, kadim şehrin sorunları için ateşten gömleği giydiklerini aktardı.
‘İKTİDAR TOPLUMU İKİYE BÖLDÜ’
Virüs salgını nedeniyle ara verdikleri çalışmalarını tekrar başlattıklarını söyleyen Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Feramuz Üstün, Maalesef siyasette ayrıştırıcı ve ötekileştirici dil topluma zarar veriyor. İktidar toplumu ikiye böldü. Ülkemiz 28 Şubat sürecinden daha kötü bir dönemi yaşıyor. Geçmişteki kavgalara son verilmeli ve geleceğe yönelik fikirler üretmeliyiz. Gelecek Partisi olarak yola çıkış amacımız budur. İçinde bulunduğumuz partilerde güzel hizmetler yaptığımız ve eksiklerimizin olduğu dönemler olmuştur. Ama geldiğimiz noktada başkanlık sistemi geldikten sonra daha ileri gidilemeyeceğini gördük. Her gittiğimiz yerde milletimizin bir çare arayışı içerisinde olduğunu görüyoruz. Vatandaşlarımız sıkıntılarını dile getirirken çekinerek ve korkarak söylediğine şahit oluyoruz. Bundan dolayı da üzüntülü olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Partimiz, ortaya koyduğu özgürlükçü politikalarla İktidar olma yolunda emin adımlarla ilerliyor, milletimizden büyük destek görüyor’ şeklinde konuştu.
‘ÇİFTÇİ, İŞÇİ PERİŞAN’
AK Parti iktidarının ekonomi politikalarını eleştiren Feramüz Üstün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Neden şimdi diye soruyorlar. Ülke uçuruma doludizgin sürüklenirken yan gelip olayları televizyon ekranlarından seyredemezdik. Ekonomi kağıt üzerinde iyi, iktidar sahipleri çarşıya, pazara çıksın, trajediyi görsün, evine ekmek götüremeyenlerin perişanlığını, ayın sonunu getiremeyenleri görsün. Kepenk kapatan ticaret erbabını görsün. Biz sessiz yığınların, gelecekten ümitlerini kesen gençlerin, siftah yapamayan esnafın, ürünü tarlada kalan çiftçinin, alın terinin karşılığını alamayan işçinin, ne zaman kapının önüne konurum korkusuyla işine giden memurun, simit parasına muhtaç olan emeklinin namusu ve şerefi olmak için yola çıktık’ diye ifadelere kullandı.
‘ŞUAN GİDİLEN YOL KARANLIK TÜNELE ÇIKIYOR’
Genel Başkan Yardımcısı İzzettin Küçük; “Türkiye’nin şuan aldığı, gittiği yol karanlık bir tünel. Gelecek Partisi 83 milyonluk Türkiye’nin beklentileri için yola çıkmıştır. Biz Türkiye’nin sıkışan siyasetinin önünü açmak için partiyi kurduk. Vatandaşlarımızın teveccühleri ile partimiz sorun değil, çözümlerin adresi olacaktır” derken, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Öztürk ise şunları söyledi: “Umudun partisi olarak Türkiye’yi kucaklamak için kurduk partiyi. 2001’de kurularak Türkiye’ye o günün şartlarında bir üst seğmene taşıyan AK Parti bugün kendi içinde yaşadığı kısır çekişmeler ile politika üretemeyecek bir konuma getirilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’de Türkiye’nin tıkanan siyasetine çare olamamıştır” diye dikkat çekti
#Feramuz Üstün#Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı#Gelecek Partisi Sosyal Politikalar Başkanı#Gümüşhane milletvekilli
0 notes