Tumgik
#8 haziran
yurekbali · 4 months
Text
Tumblr media
Sevgilerle kutladığımız doğum günleri sonsuzdur, bitmemiş şiirler gibidir, bazı hüzünleri, çokça sevinçleri anlatmak gibidir. Doğum günleri yaşanmışlıktır, ömür barındırır tırnak içine alınıp yazılan, uzun A’lar vardır yüreğinde, yuvarlak B’ler, içerlek C’ler, çengelli Ç’ler, kalender E’ler, geveze G’ler, olumlu H’ler, sıkıcı I’lar, uykucu Z’ler, şakacı virgüller, kibirli noktalar, aristokrat noktalı virgüller, avangart iki noktalar, öğretici iki nokta üst üsteler vardır, hayat taşır her renginden, her sesinden, hep bir hevesli, niyetli hâliyle. Şiirin üç aylarından biridir haziran. Öyle demiş şairimiz. Haklıdır da. Haziran doğumlu olarak iş yerindeki mesai arkadaşlarımın birkaç gün öncesinden sürpriz bir erken doğum günü kutlamasıyla kim bilir yüzlerimiz kaç sefer gülmüştür beraber, kalplerimiz kaç sefer gökyüzüne düşmüştür türküleşerek... Akarsuların güzelliğiyle aksın gönülleri, yakın yazlara, uzak yazlara, güneşli sabahlara baksın ömürleri. Kalbimin dostluğunu, kardeşliğini, şiirini bırakıyorum sevgimle... “Şimdi mi, sonra mı, başka zaman mı, kaç yaşında değilsin söyler misin bana gizlice...”
17 notes · View notes
zencefil · 4 months
Text
takdir görmekten uzakta, kendinizi var ettiğiniz şeyleri olumlu veya olumsuz yönde söylenmediği ifade edilerek sıkça yüzünüze tekrarlanmasını hangi çerçeveye oturtmalıdır ki insan akılcıl olsun
4 notes · View notes
kripto-parahaber · 4 months
Text
8 Haziran piyasa analizi: Kripto piyasasında kayıplar derinleşecek mi?
Kripto piyasası sert bir düşüş dalgası ile son 24 saat içinde yüzde 4’ün üzerinde değer kaybetti. Geçen haftaki cuma gününe benzer bir senaryo izleyen kripto piyasası, Bitcoin’in 70 bin doların altına düşmesi ile geri çekildi. Ethereum, Solana ve XRP gibi en iyi altcoinler yüzde 0,50 ile yüzde 10 arasında değer kaybı yaşadı. CoinMarketcap verilere göre meme coinlerde ise kayıplar derinleşerek…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
aktuelbul · 4 months
Text
0 notes
nebez · 10 months
Text
Bugün 19 Kasım Dünya erkekler günü!
Yani 8 Mart kadar tantana yaratmayan gün… buradan bile kadınlar ve erkekler arasındaki farkı anlamak mümkün.
Kadın taifesinin eşitlik yaygaralarının sonucu olarak asıl evli türlerinin canına okunduğunun ancak evlenildikten sonra farkına varan ve gizliden ülkemizde asıl ezilen taraf olan ve kendilerine bunu izah etmekten ve kabullenmekten imtina eden (çekinen) insan türünün aslında özlediği ama işe de yaramayacağını bildiği sanal gün.
Nerde 8 Mart’ın şatafatı, nerde boynu bükük 19 Kasım!
Takvimden de kıyrıtık bir gün seçilmiş sanki. Hadi 1 Nisan ile 1 Mayıs dolu. İnsan, 1 Haziran 1 Temmuz gibi tarihleri seçer.! Neden 19 abi?
Popüler kültürde, Kapitalizm’e Kadınlar günü kadar fayda sağlamayacağı için çoğu insan tarafından görmezden geliniyor. Alın size pozitif ayrımcılık.!
Her sene olduğu gibi bu yıl da kendi kendimize kutlayalım. beklentiyi düşüre düşüre yerlere serdik, yine de olmayınca olmuyor demek ki.
inşaatlarda, madenlerde, askeri birliklerde, denizlerde tüm zor şartlarda çalışan erkek emekçilerin günü kutlu olsun.
kendim adına gelecek 19 kasım'ı çılgınlar gibi kutlayarak bu düzene baş kaldıracağımı söyleyebilirim.
Tumblr media
64 notes · View notes
japonyamesken · 4 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Günler sonra 20 dereceye çıkan muhteşem bi hava var minik şehrimizde.
Veeee bugün 3. Hollanda Tumblr buluşmasını bir kedi kafede gerçekleştirdik.
Üstteki Zoe isimli kedi favorimiz oldu. Buradaki barınak, kafeye kedi vermediği için 8 kedinin hepsi Yunanistan'daki bir barınaktan getirilmiş. Türkiye'de o renk kediye pek rastlamadım ben ama cafenin sahibinin dediğine göre Yunanistan'da çok yaygın bi renkmiş. İki kediye de Uzo ve Sirtaki isimlerini koymuşlar. Hepsi çok tatlıydı 🫠
Sanırım antihistaminik almam gerekiyor ama her anına değerdi ve tekrar gitmek istiyorum. Kedilerin terapi etkisine ve "beni sadece ben istersem sevebilirsin" tavırlarına bayılıyorum. @b12eksikligi 'nin Makedonya anılarını dinlemek ve "balkan yeşili diye bir şey var" teorime bir destekçi daha bulmak da çok güzeldi.
O kadar neşeyle ayrıldım ki eve flipflops ve hulahop alıp döndümflflf ve şu an hava o kadar cezbedici ki bisikletle bir su kenarı bulup çimenlere uzanmak ve sesli kitap dinlemek istiyorum.
Kuzey Brabant'ta tatlı ve sakin bi' gün 🌸
Haziran 2024
26 notes · View notes
emirproy · 3 months
Text
Çok mutluyum. 💙🤍
Her şeyi dökmek istiyorum eksiksiz bir şekilde...
Buraya geleli tam 45 gün oldu. Sürekli en başa geri dönüp aradaki farka bakıyorum ve kalbim tekliyo' sürekli. Geleceğim hafta ailemi sürekli arayıp 'biliyor musunuz, o kadar güzel ve pürüzsüz hissediyorum ki uzun zaman sonra ilk defa ruhumu bu kadar pak görüyorum. İyileşiyorum, yenileniyorum' derdim sürekli. 13 Mayıs'ta geldim buraya ve geldiğimden beri her şey harika ilerliyor. Arada minik pürüzler oluyor ama hemen yok ediyorum her şeyi. Kullandığım antidepresanlar biraz dengemi sarsıyor olsa da etrafımdaki herkes o kadar anlayışlı ve sakin ki sürekli yardımcı olmak için her şeyi yapıyorlar. İşten başlamak istiyorum. Her şey harika ve inanılmaz güzel ilerliyor. Çalıştığım alanlarda sürekli in charge oluyorum. Ve çalıştığım herkes bana sürekli teşekkür ediyor ya da çoğu imreniyor ama bu asla ego sebebi değil benim için. 21 yaşındasın ama bu kadar profesyonel ve donanımlı olmayı nasıl becerebiliyorsun, bu kadar güzel ingilizce konuşmayı nerden öğrendin, 21 yaşında olmana rağmen koca restourantları yönetmeyi nasıl böyle becerebiliyorsun gibi cümleler sürekli duyuyorum uzun zamandır ama en çok bu hafta içinde bunlar beni çok mutlu etti. Çünkü o kadar çok sebebim var ki. İşler yolunda ve her şey mükemmel. Şimdi sırada o var.
Mert'ten bahsetmek istiyorum kısaca. Ben buraya ilk geldiğimde tanıdığım ilk kişilerden biriydi. Bir maç günü ikimiz de Fenerbahçe forması giymiştik ve o şekilde tanışmıştık ama bu tanışıklık ileri seviyeye gitmedi normal bir şekilde selamlaşmalarla geçiyordu. İnstagram'dan birbirimizi eklemiştik veeee TAM 8 GÜN ÖNCE İSE ÖYLE ŞEYLER OLDU Kİ. İŞTE MUCİZE...
19 Haziran Çarşamba. 20:00'da çıkmıştım işten ve çok yorgundum. Geldiğim gibi odama inip direkt duş alıp yatağıma geçip film izlemek istiyordum. Sonra Instagram'da gezinirken Mert'in bi' iş ilanı story'sini gördüm. Ben de şakadan işletmek için buyrun yazdım. Sonra iş arıyo' musunuz evet hangi otel vs derken numara atıp cv bırakır mısınız yazdı ama hâlâ işlendiğinin farkında değildi ben de sadece eğleniyordum. En sonunda fark etti aa kanka sen misin diyince ikimiz de haykırdık sonra numaramı ekle dedi ve direkt aradı. Napıyosun nasılsın muhabbetinden sonra sana bir konuda ihtiyacım var dedi ben de ne konuda diye sorunca seni biriyle tanıştırmak istiyorum dedi. Kız mı erkek mi diye sordum ve kız dedi ama hayatımdaki herkes bilir ben böyle şeyleri pek sevmem. O yüzden hayır gelmek istemiyorum dedim. Sonra resmen yalvardı kanka nolur gel bak eğer ortamı sevmezsen kalkar gidersin lütfen diyince o kadar ısrara daha fazla karşı gelemeyip tamam dedim. Saat 00:30 gibi geleceklerdi ve daha saat 22:00 falan. Ben de biraz uzandım unutmuştum bile olayı sonra Mert aradı hadi gel bekliyoruz falan diyince ben de birazdan geliyorum dedim. Aslında hiç gidesim yoktu ama tamam demiştim bir kere. Yukarı yaklaşık bi' 15-20 dakika sonra çıktım ve oturduğu yeri gördüm ama gözüm Emre'ye takıldı. Emre çok kötü görünüyordu ve onu kötü görmek beni de kötü yapıyor her zaman. Hatta ikimiz dün sabah 6'da beraber atak geçirdik dnsnbsbnsbssbsbs
Emre'yi o halde görünce her şeyi unuttum ve direkt onunla ilgilenmeye başladım. Mert sürekli arıyordu hadi gel hadi gel falan diye kusura bakma gelmiyorum Emre hiç iyi değil belki başka zaman otururuz dedim. Sonra Emre'yi lojmanın dış tarafına götürüp dökül dedim. Yaklaşık 30 dakika falan konuştuktan sonra birazcık rahatlattım ve kantinin iç kısmına gittiğimizde oturmaya başladık. Bir anda Mert ve arkadaşlarını hemen karşımda gördüm. Mert çağırdı hadi gel dedi ve ben de Emre'ye daha önce söylemiştim tabiiki gidicem bilgin olsun ama geri gelicem dedim.
Masaya geldim selam verip tanıştık önce. Buketle tanıştım önce Mert'in sevgilisi sonra PROY.
Sadece bu otelin lojmanında bile defalarca bu teklifi aldım ama hiçbirine evet demezken ilk defa evet dedim ve PROY'LA tanıştım.. o kadar akıcı muhabbet ettik ki Buket ve Mert'le muhtemelen 2-3 cümle falan kurdum. Çok ilgimi çekti. Duruşu, bakışı, gözündeki gözlüğünün ona kattığı aura, konuşma biçimi her şeyi. O kadar ilgimi çekti ki arkamdaki bütün sesleri susturup sadece ona odaklanıyordum. Tabii o gece her şey çok güzel başladı ama kötü bitti çünkü hemen arkamdaki masadaki arkadaşlarım salak saçma hareketler yaptığı için ben sürekli PROY'UN sözünü kesmek zorunda kalıyordum. Ya arka masaya gidip birilerini sikip kesicektim ya da siktir olup gidecektim. Kimsenin kalbini kırmamak için PROY'DAN Özür dileyerek gitmem lazım dedim ve lojmanın dışına gidip yaklaşık 2 saat boyunca sinirimden ağladım. O gece kötü bitti ve sonraki gün de görüşmedik yani zaten ortada her hangi bir şey yoktu. Ondan sonraki gün Mert geldi akşam işin var mı vs derken beraber oturalım mı dedi ve o akşam da birlikte oturduk kantinin içinde. Saatlerce muhabbet ettik sonra yine dağıldık ama bakışları çok güzeldi ve beni sürekli etkileyebiliyordu. Daha doğrusu ben içine düşmek istiyordum yoksa ben izin vermediğim sürece hiçbir kız beni etkileyemez. Zaten herkes bilir ben kızlarla tanışmayı da oturmayı da sevmiyorum. İşte her şeyin başlayacağı gün. PROY'LA yalnız kalmam gerekiyordu ve bi' adım atacaktım. Akşam erken geldim yine ve saat 01:00 gibi lojmana geldi. Tam odaya gidecekken döndürdüm ve işin yoksa gel dedim geldi ve aşağıdaki markete gidip kahve alıp oturup bi' güzel konuştuk. Hiçbir şekilde detay vermek istemiyorum ama gece sarılmayla bitti. Hayatım mükemmel ilerliyorken PROY her şeyiyle daha fazla renk kattı hayatıma. Arkadaşlarım yenge diyor ama dedirtmiyorum hiçbirine. Zaten o da itiraz etmiyor ama öyle işte.
Seni seviyorum PROY'💙
Dancing in the moonlight💙
Tumblr media Tumblr media
Moon,night,dark u&me💙🤍
11 notes · View notes
veganlogicdinamo · 4 months
Text
105 YIL ÖNCE YANAN BAĞIMSIZLIK ATEŞİ!
Günümüzde siyasal İslamcıların Atatürk’ün Padişah Vahdettin tarafından Samsun’a Anadolu’daki direnişi başlatması için gönderildiği yalanı yayılırken gerçek tam tersiydi. Atatürk, Samsun’a filizlenmeye başlayan direnişi engellemesi, halkın elindeki silah ve cephanenin toplattırılıp koruma altına alınması, asker toplayan şûraların kapatılması ve Pontus olaylarını araştırması için gönderildi. Fakat o içindeki bağımsızlık tutkusuyla bunu yapacak son kişiydi; tersine emperyalizme karşı halkın direnişini örgütledi!
Harbiye Nezareti 8 Haziran 1919’da, göreve getirileli bir ay bile dolmadan Mustafa Kemal Paşa’yı geri çağırdı; Amasya Genelgesi’nin yayımlanmasından bir gün sonra da 23 Haziran 1919’da azledilmesine karar verdi. Atatürk, 8 Temmuz 1919’da Saray Hükümeti tarafından görevinden alınınca, askerlikten istifa ettiğini padişaha bildirdi.
11 Nisan 1920’de Şeyhülislam Dürrizade Abdullah, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları hakkında ölüm fetvası yayımladı. Bu tarihe dikkatinizi çekerim: TBMM açılmadan tam 12 gün önce oldu bu! Atatürk ve dava arkadaşları, Kurtuluş Savaşı mücadelesini bu ölüm tehdidi ile gerçekleştirdiler.
11 Mayıs 1920’de Atatürk ve bazı arkadaşları hakkında Divanı Harp tarafından verilen ölüm fermanını 24 Mayıs’ta Vahdettin onayladı.
O günlerde genel kabul gören üç yol olduğunu, İngiltere himayesini ve Amerikan mandasını talep etmek ya da mahalli kurtuluş çarelerine yönelmek şeklinde üç karar ortaya çıktığını Nutuk’ta anlatan Atarürk kendi kararını açıklıyor:
“Efendiler, bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı. O da milli hâkimiyete dayalı, kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk devleti tesis etmek! İşte daha İstanbul’dan çıkmadan evvel düşündüğümüz ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz tatbikatına başladığımız karar, bu karar olmuştur.”
Bugün hepimizin sömürge bir ülkede yaşamamasını sağlayan, bu tarihi karardır! Başta Atatürk olmak üzere bu kararı alan ve hayata geçirilmesini sağlayan tüm antiemperyalist yurtsever devrimcilere selam olsun!
13 notes · View notes
kirlisiyah · 6 months
Text
Her hazanda birbiri üzerine dökülen ağaç yaprakları gibi insanlar da birbiri ardına toprağa yatarak yok oluyor. Bu değişmez, umumi bir kanun... Niçin endişe etmeli? Şu dünyada erilen başka ne var? Hayat yalan.. Ölüm hakikat..
[8 Haziran 1910]
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç, Hüseyin Rahmi Gürpınar
8 notes · View notes
hattabi · 4 months
Text
Bugün 8 Zilhicce 1445. Sünnete (hilale) göre Kurban bayramı 17 haziran pazartesi gününe denk gelmektedir. Hilalin takibini tağutlardan ve yandaşlarından değil, bizzat Müslümanlardan takip edin!..
Tumblr media
5 notes · View notes
musispoedmacarsiv · 4 months
Text
9 Haziran 2024 Türkiye Almanya Voleybol Maçı
*Japonya'nın Fukuoka kentindeki Batı Japonya Genel Sergi Merkezi'nde saat 09:30'da başlayacak olan 2024 FIVB Erkekler Voleybol Milletler Ligi sekizinci maçı. Dünkü İran galibiyeti ile siftahı yapmıştık. Bugün de Japonya etabının son gününde sıralamamızı direkt ilgilendiren bir randevu söz konusu. Bir zafer daha gelirse tadından yenmez. İnancımız tam. Başarılar Efeler.
*TRT Spor'dan naklen yayınlanacak olan maç.
*İlk seti 25-22 kazanan Almanya 1-0 öne geçti. 4-0'la başladılar. İlk bölümde tamamen önde oynadılar. 13-8'den sonra Efeler'den 8-1'lik harika bir sekans geldi. Sonlara doğru karşılıklı oyunla heyecan arttı ve başa baş geçti. 20-20'den sonra yediğimiz 3 sayılık seri yaktı bizi. Olmayacak yerde seri verince toparlayamadık. Mücadele güzel. Devam edelim yeter ki.
*İnanılmaz!!! İkinci sette 44-42 üstünlük kurmayı başardık ve durumu 1-1 yaptı. Organizasyon tarihine geçen 86 sayılık unutulmaz bir set oldu. Neyse ki sevinen tarafta olduk. Harikasınız. Almanya sete yine iyi girmişti. 12-6'yı da görmüşlerdi. İlk bölüm yine onların hakimiyetindeydi. 19-16'dan sonra bizim 3 sayılık serimiz geldi. Yakaladık. Ondan sonrası da zaten artık büyük bir direnç mücadelesi oldu. Almanya'nın 8 kez set puanını çevirdik. Biz ise 12. şansımızda bitirmeyi başardık. Mücadeleniz yeter. Emeğinize sağlık.
*Üçüncü set 25-23 Almanya lehine bitti ve 2-1 ile yeniden üstünlüğü aldılar. Bu kez ters bir senaryo izledik. İyi başladık sete. 14-9'a kadar taşımıştık bir ara. Biz 19-16 öndeyken 4 sayılık seri yedik. 20-20'den sonra ise Almanya hiç şans tanımadı ve geri düşmeden seti noktaladı. Olası galibiyetimizden 1 puan eksildi belki ama sıradaki set önemli. En azından puanı garantileyelim.
*Dördüncü setin sonunda 25-19'la güldük ve 2-2'ye tutunduk. Günün en güzel oyunu geldi Efeler'den. 1-1 dışında sonuna kadar hep önde oynadık. Farkı 8'e kadar çıkarmıştık. Orta bölümde Almanya gösterdiği reaksiyon ile farkı 3'e kadar indirdi ama ötesi gelmedi. İyi geçtik bu engeli. Şimdi noktayı da koyalım.
*Son set 15-12 ile Almanya'ya gidince maçı 3-2 kazandılar. Tie-break gibi bir bölüme 5-0'la girmelerine izin verdik. Bu da işleri zorlaştırdı. En fazla 1 sayı kadar yaklaştık çoğu kez ama ötesi gelmedi. Bu etabın sonunda 1 galibiyet - 7 mağlubiyet olduk. En azından puansız geçmedik bugünü ve 5'e çıktık. Son etapta Bulgaristan ve Sırbistan maçları hedefte olacak gibi.
3 notes · View notes
aktuelbul · 4 months
Text
0 notes
mashus-stuff · 4 months
Text
8 Haziran 2024, 20.18
Léon- Come Home To Me
Değişimi kabullenebiliyor musunuz? Gerçekten, merak ediyorum. Mesela ben hayatım boyunca değişiklikten bir düşmanmış gibi nefret ettim. Yeniliklerden, sakınmam gereken bir hastalıkmış gibi kaçtım.
"Ev" olarak gördüğüm yerlerimin etrafına duvarlar ördüm, kapılarını kilitledim ve anahtarını yok ettim. Bir gün o "evden" çıkmak isteyebileceğimi hiç düşünmedim ve kendimi konfor alanımın içine hapsettim. Her şey bir noktada iyi gitti. Kendimi kapana kısılmış gibi hissedene kadar...
Sevdiklerimi, kendime ait "insanlarım" olarak gördüm. Onları cam vitrinlere hapsettim ve olur da camı kırıp kaçmak isterlerse diye yanı başlarına küçük çekiçler koydum. Ama bunu yalnızca etrafa anlayışlı görünmek için yaptım. Çünkü "insanlarımın" ellerini kalın halatlarla sıkıca düğüm yapmıştım.
Düzenimi, rutinimi ve sahip olduğum hayatı çok sevdim. Değiştirmek istemedim. Ama elini kolunu bağlasam da, etrafına duvarlar örsem de o hayat artık bana ait olmamanın bir yolunu bulacaktı. O yüzden, ben içindeyken evim yandı. Duvarlardan atlayamadım, kapıları açamadım. Sevdiklerim vitrinlerinin içinde boğuldular.
Ben değişimi reddettikçe öldüm, "insanlarım" öldü. "Ev" öldü. Evim öldü.
Peki siz? Değişimi kabullenebiliyor musunuz? Yoksa benim gibi, konfor alanınızda ölmeyi mi bekliyorsunuz?
4 notes · View notes
yildizlarimayisigim · 4 months
Text
Altüst Olmuşum-Mavi Gri/8 Haziran
Koca bir yılımı çöp ettiğiniz için size teşekkür ederim. Tek hayalimi elimden aldığınız için size çok teşekkür ederim. Hakkım asla helal değil.
Geceleri gizlice ağlattığınız için size çok teşekkür ederim. Anneme sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlattığınız için, ağlamaktan nefes alamaz hale getirdiğiniz için size teşekkür ederim.
Çiçeğimi, meleğimi toprağa gönderdiğiniz için, babaannemi ve onu elimden aldığınız için, canımın parçası iki arkadaşımı elimden aldığınız için teşekkür ederim size.
Evimi elimden aldınız. Çok teşekkür ederim size evime girerken sürekli o geceyi hatırlamama sebep olduğunuz için çok teşekkürler.
Bazen dayanamıyorum. Çok zor geliyor. Çok ağır geliyor. Çok ağlıyorum, çok özlüyorum. Ve hep keşke diyorum. Çocukluğuma ağlıyorum. Ama nafile...
2 notes · View notes
filyokusu · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
gülümsediğim/şükrettiğim şeyler listesi 7 haziran'23
9.15,10.15,11.45,12.00'da olan dört sınavım vardı. cebirin soruları çok kaliteliydi ama altı soru klasik yetiştiremedim ama hepsini de geçerim. geçen dönem sabah 8 buçuktan akşam beş buçuğa kadar sınavda olup aralarında on dakika olan gün geldi aklıma.berna bahçede görüp bayılcam sanmıştı. analiz3 için bir buçuk saat uğraşıp kaldıysam da tek büte kaldığım ders oldu,onda da büte girmemiştim. hala hiç büte girmeden devam ediyorum aferin kendime. yaren sınavı 15 dakikada yapmama şaşırmış fakat yapmak zorundaydım tatlım yoksa 20 matematik sorusu tabi öyle çözülemez jsdkgfj
gözleme yaptık, bahçeden marul nane toplamak çok tatlı, bahçe komşumuz emine teyze de pembe turptan getirmiş. kitap okurken dinlediğim kuş sesleri. dünyada şükredecek o kadar nimet var ki. akşamki hanımeli kokusu, en sevdiğim gülün açması, hayatta en çok sevdiğim koku olan sarı gül için bi kutlama yapabilirim o derece. ege- delice bir sevda dinleyerek bulaşık yıkadım, bekledim gelmediiiinnn, haydi ara beni sor beni yorma beni sar beni yar beni derken aklıma hiç kimsenin gelmemesi de bazen güzel hsgfjs sarı ışık olması, güneş batarken içtiğim çay, otların arasında bulduğum yavru kedi.yavrucak yürümeyi bile bilmiyor. annesini bulduk geldik.ilhan amca geldi de annesine çocuğuna sahip çık falan dedi jdgjfh (arkadaşım bu tatlılığa ıy nasıl bi kedi dediği için eski arkadaşım oldu bende tahamül kalmadı kardeşim kapattık hadi bay) yaz geldi çiçekler açtı arılar hep dolaştı vız vız vız vız
"kaderinin efendisi olabilirsin yada ruhunun kaptanı ama şunu anlamalısın ki hayat senden gelir, sana gelmez. ve bu, zaman alır.''
ankara.
15 notes · View notes
elfsmysteryworld · 4 months
Text
Tarih 26 Mayıs 2023, kardeşimin arkadaşının doğum gününe gittim. Ancak eve döndüğümde hayatımın değişeceğinden bihaberdim, gözlerim çökmüştü ışıltısını kaybetmişti yine de gülüyordum işte yalandan. Annemle kavga ettim ve o kavga hayatımı kökten değiştirdi. Son int*har girişimimden ve tekrardan hayata tutunmam üzerinden yalnızca 11 gün geçmişti ki tekrar takılıp düşmüştüm.
Karne gününden bir gün önce 8 Haziran tarihinde saçlarımı kısacık kestim kendi ellerimle, saçlar anıları saklardı ve psikolojik olarak ciddi bir rahatlama hissetmiştim.
9-15 Eylül tarihlerinde yaşadıklarıma bağlı olarak artık tamamen umursamaz ve duygusuz biriyken yalnızca 2 ay sonra karşıma çıkan o yeşil gözlerin hayatıma girmesiyle hayatım yavaşça tekrar eski renklerine kavuşmaya başladı. 7 Kasım 2023 bir edebiyat sınavında henüz kopya yazmaya çalışırken geldin oturdun yanıma. Hesabına istek attiğimda tüm şapşallığınla gelip "neee edebi mi?!" mesajın bakışlarınla birleştiğinde ruh eşim olduğunu çoktan anlamıştım. O zamandan bu zamana kendi bakışlarındaki ışıltıları benimle paylaşıp siyah-beyaz hayatımı zamanla renklendirip gözlerimdeki ışıltıyı eski gülüşümü eski güzelliğimi, çocukluğumu, özgürlüğümü geri verdin. Şaka maka iki hafta bile sana zor dayanır diyenlere inat iyisiyle kötüsüyle 6.ayımızı dolduruyoruz. Hayatıma mana katan sen sevgilim, bebeğim, hayatımın anlamı... Yesillerindeki ormana hapsettiğin o ilk günden bu zamana sana tüm kalbimle aşığım ve öyle olmaya da devam edeceğim. Geçen sene bugün kaybettiğim hayatımı 6 ayda bana iyisiyle kötüsüyle kazandırdığın için teşekkür ederim. İyiki varsın beyaz ata ihtiyacı olmayam yakışıklı ve güzel gözlü "koruyucu ve kurtarıcı" prensim...
2 notes · View notes