Tumgik
#47 üniversitenin
pazaryerigundem · 5 months
Text
Erciyes Üniversitesi ilk 500 üniversite arasında
https://pazaryerigundem.com/haber/171072/erciyes-universitesi-ilk-500-universite-arasinda/
Erciyes Üniversitesi ilk 500 üniversite arasında
Tumblr media
Saygın üniversite derecelendirme organizasyonlarından birisi olan Times Higher Education (THE) 2024 Genç Üniversiteler Dünya Sıralaması açıklandı.
Mehmet UZEL / KAYSERİ (İGFA) – Dünya genelinde 50 yaşından genç olan üniversitelerin değerlendirdiği sıralamada üniversiteler Araştırma Kalitesi (%30), Öğretim (%29,5), Araştırma Çevresi (%29), Uluslararası Görünürlük (%7,5) ve Endüstri (%4) olmak üzere 5 ana başlıkta derecelendirildi.
Geçen yıl Türkiye’den 47 üniversitenin yer aldığı Genç Üniversiteler Dünya Sıralamasına bu yıl ülkemizden 58 üniversite yer aldı. Sıralama sonuçlarına göre Erciyes Üniversitesi (ERÜ) dünya üniversiteleri arasında 401-500 bandında, Türkiye üniversiteleri arasında 13. sırada, devlet üniversiteleri arasında ise 5. sırada yer aldı. 
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
kamuilanlari · 2 years
Text
Ankara Üniversitesi En Az İlköğretim Mezunu 47 İşçi Alımı Yapacak
Ankara Üniversitesi En Az İlköğretim Mezunu 47 İşçi Alımı Yapacak Üniversitenin yayımladığı ilana göre alımlar engelli ve eski hükümlü/TMY personel kadrosuna yapılacak. Toplamda 47 personelin alımın yapılacağı duyurulan ilanda başvurular bugün İŞKUR üzerinden alınmaya başlandı. Kadro Dağılımı Engelli Personel: 11 personel Temizlik görevlisi: 2 personel Telefon santral operatörü: 2 personel Büro İşçisi: 2 personel Beden İşçisi: 2 personel Çiftl... Devamı ve Detaylar için https://www.kamuweb.com/kamu-ilanlari/ankara-universitesi-en-az-ilkogretim-mezunu-47-isci-alimi-yapacak.html?feed_id=16739 memur alımı kamu personel alımı
0 notes
kamuweb · 2 years
Text
Ankara Üniversitesi En Az İlköğretim Mezunu 47 İşçi Alımı Yapacak
Ankara Üniversitesi En Az İlköğretim Mezunu 47 İşçi Alımı Yapacak Üniversitenin yayımladığı ilana göre alımlar engelli ve eski hükümlü/TMY personel kadrosuna yapılacak. Toplamda 47 personelin alımın yapılacağı duyurulan ilanda başvurular bugün İŞKUR üzerinden alınmaya başlandı. Kadro Dağılımı Engelli Personel: 11 personel Temizlik görevlisi: 2 personel Telefon santral operatörü: 2 personel Büro İşçisi: 2 personel Beden İşçisi: 2 personel Çiftl... Devamı ve Detaylar için https://www.kamuweb.com/kamu-ilanlari/ankara-universitesi-en-az-ilkogretim-mezunu-47-isci-alimi-yapacak.html?feed_id=16740 memur alımı kamu personel alımı
0 notes
edebiyatsoylesileri · 2 years
Text
Safiye Erol / Ciğerdelen beni deldi geçti, yazarken 12 kilo verdim, iki kez bayıldım
Tumblr media
1964'te 62 yaşında hayata veda eden Safiye Erol, Almanya'da felsefe ve edebiyat öğrenimi görmüş edebiyat alanında doktora yapmıştı. 1936'da ilk eseri Kadıköy'ün Romanı yayımlandı. 1946'da Cigerdelen romanıyla şöhreti yakaladı. 47 yaşında edebiyatını anlatan yazar “sır ve halvet havası içinde” çalıştığını açıklıyor. Yeteneğini Almanya'daki profesörünün keşfettiğini söylüyor: “Ecnebi profesörüm, sen Türklerin Selma Lagerlöf'ü olacaksın, demişti...”
"Hiç unutmam, henüz 13 yaşında içime, büyük bir romancı olmak arzusu doğmuştu..."
Ciğerdelen müellifi Safiye Erol, ricam üzerine san’at hayatının tarihçesini çizmeye başlarken söylediği bu sözü perçinlemek ister gibi, durdu.
Biraz dalgın bakışında; içte, hele böyle en körpe ve masum çağda doğan arzunun sebeplerini aramak zahmeti beyhudedir, der gibi bir mana vardı.
Ama ben yine sordum:
Çocukça bir arzu... O zaman, tahakkuk edeceğine inanır mıydınız?
- Hattâ o zamandan da çok evvel... 4-5 yaşında, etrafımdaki çocuklar arasında ayni hizada kalmak ağrıma giderdi. Onlardan ayrılmak, ayrı ve müstesna bir mevkide görünmek isterdim. Hattâ bir rüya görmüştüm; bir sabah vakti... Yeşil dallar şebnemlerle bezenmiş.. Yanımda ben yaşta çocuklar, fakat sade benim başımda bir bizanten taç parıldıyor.
O çağlarda yazıyı sever miydiniz?
- Alman mektebinde okuyordum. Tahrir vazifelerinde daima birinci gelirdim.
Sonra?
- 1918'de, 13 yaşında Almanya’ya gittim. Orta, lise, üniversiteyi orada bitirdim. Münih Üniversitesi'nde felsefe ve edebiyat şubelerini tamamladıktan sonra 1927'de doktoramı yazdım. Ertesi sene 8,5 yıllık bir ayrılıktan sonra İstanbul’a döndüm.
Üniversitenin ilk sömestrinde yazım Alman dergisinde yayımlandı
Almanya'da, günün birinde roman yazacağınız aklınıza gelir miydi?
- Bir profesörüm benden evvel bunu aklıma getirmişti.. Bir gün bana "Sen Türklerin Selma Lagerlog'u olacaksın" demişti. Fakültenin birinci sömestrinde, ilk yazımı bir Alman mecmuasında neşretmiştim.
Neydi?
- Leylâ ile Mecnun... Bir de büyücü masalı yazmıştım. Fakat tahsille meşgul olduğum için kendimi yazıya fazla veremezdim.
İlk romanınız?
- Bir hayli sonradır. İstanbul'a geldikten sonra birkaç sene çalıştım. Evlendim. O zaman Milli Mecmua çıkıyordu. Orada Safiye Sami, Dilarâ imzalarıyla ilk Türkçe yazılarım intişar etti. Bunlar küçük hikâyeler, tercümeler falandı. İlk romanım, üstünde 3-4 yıl çalışmış olduğum "Kadıköy'ün Romanı"dır ki 1935'te Vakit gazetesinde tefrika edildikten sonra kitap halinde çıktı.
En sevdiğim romanım Cigerdelen
Bu romanı hâlâ sever misiniz?
- Halâ... Mevzuunu hayattan almış ve benim gönlümün bağlandığı Kalamış’ı yaşatmış oluşu bu romanıma karşı sevgimi devam ettirdi.
İkinci romanınız?
- 1938'de Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen Ülker Fırtınası..
Bunu nasıl neşrettiniz?
- Basbayağı... Müsveddelerimi çantama koydum. Matbaaya gidip Yunus Nadi Bey'in kapısını çaldım. Bir romanım var, dedim. Aldı. Hele bir okuyalım, dedi. Aradan 2-3 sene geçti. Ses seda çıkmadı. Gittim, "Geri verin" dedim. Vermediler. Sonra bir gün Allah rahmet eylesin Nadi Bey'e Cerc'd Orient'da (Büyük Kulüp) rast geldim. "Yarın kitabımı verin artık" dedim... Ertesi günü haber gönderdi, neşrediyoruz, diye. Böylece 1938'de tefrika edildi. Sonra kitap oldu.
Sonuncusu?
- En çok sevdiğim de odur: Ciğerdelen.
Niçin en çok sevdiğiniz?
Manalı bir gülümseyişle elini göğsüne götürerek.
- Deldi... Deldi de ondan... Diyor ve ilâve ediyor;
- Bunu yazarken 12 kilo kaybettim. İki defa bayıldım. Bitirdikten sonra hasta yattım...
Yapmayın, niçin?
- Feylesof Nietzche'nin bir sözü vardır: Büyük eserler müelliflerinden intikam alır...
Bu da aldı mı?
- Aldı... Aldı hem de nasıl...
Demek Ciğerdelen sizi korkuttu.
- Hayır... Korku yok... Su destisi su yolunda kırılır...
Ve bir lâhza, şöyle gözlerini süzerek, "Adam sen de" der gibi dudaklarını büküyor:
- Pilâvdan dönenin kaşığı kırılsın...
Ama zayıflamak, hele bayılmak fena...
- Ne zararı var... Dedim ya su testisi su yolunda kırılır.. Sonra da bu her zaman olmaz..
Romanımda aşkı tüm Şark kadınları adına anlattım
Merak ediyorum, Ciğerdelen’in nerelerini yazarken bayıldınız?
- "Yedi Peçeli" babında ve kitabın son babında..
Bu fasılları bizzat yaşadığınız da ondan mı?
- Onun da fevkinde... San’atkârın bir hadiseyi, bir macerayı yaşama tarzı, şahsi yaşayışının fevkindedir. Ben bir eserimde bir aşk hicranı tarif ederken, o hicranı bütün Şark kadınları namına yaşadım.
Su destisi diyorsunuz, çabuk kırılmasa bari...
Merak etmeyin, der gibi bir hoş tebessümle gözlerimin içine bakıyor:
- Niçin itiraf etmeyeyim: Ben gayet fatalist’im bu cemiyetin bana ne kadar ihtiyacı varsa, o kadar yaşarım... Fazlasına da zaten lüzum yok..
Şimdi ne hazırlıyorsunuz?
- Dördüncü romanımı... 3-4 senedir çalışıyorum. Bir seneye kadar tamam olur... Vakia aradan hayli zaman geçti. Ama dinlendik.. Paraları biriktirdik, artık harcayabiliriz...
Adı ne?
- Benden başka bilen yok...
O kadar sır mı?
- Bir sır, halvet havası içinde çalışırım ben..
Yazı yorar mı?
- Yorar... Bazan asabım bozulur, yemek yiyemem. Çalışma zamanım belli olmaz. Ev kadını vazifelerim de var. Ancak yazarken kimseyi yanımda istemem, kapanırım. Bir kaç sigara. İşte o kadar...
Günümüzün Türk romanı çok zayıf
Bugünkü Türk romanını nasıl buluyorsunuz?
- Çok zayıf... Hani eser?
Neden yok, neye hamlediyorsunuz?
- Bilmem.... O tarafı beni alâkadar etmez. Çünkü san’atkârın vazifesi değildir. Eser yok. O malûm. Ama niçin yok, onu bilmem...
Hiç mi yok.... Meselâ.
- Yenilerden Abdülhak Şinasi Hisar...
Eskilerden?
- Yakup Kadri...
En çok ne okursunuz?
- Felsefe... Türkçe tarih, tasavvuf edebiyatı. Halk edebiyatı, divanlar, masallar..
Bunlar arasında en sevdiğiniz...
- Yunus Emre’yi tercih ederim.
Alaturka müzikte bilhassa kadınların sololarını sevmem
Nasıl vakit geçirirsiniz?
- Evimle meşgulüm... Eskiden spor yapardım. Şimdi yasak... Okurum...
Sinema, tiyatro?
Eliyle bir işaret yaparak "hayır" demek istiyor ve:
- Konser... diyor. Alafranga ve alaturka müzik... Ancak alaturkada solo sevmem... Bilhassa hanımları...
Birdenbire ağzından kaçırmış olduğuna pişman, hemen masanın üstündeki şeker tabağını uzatarak:
- Hanımları karıştırmamak şartıyla bir şeker, yazmayın kuzum...
Peki, diyorum, ama hanımlar derken, aklıma geldi, bir romancı olarak Türk kadınını nasıl buluyorsunuz?
- İyi... Tam değil fakat iyi... Yüzüme bakarak duruyor:
- Erkekleri sormuyorsunuz.. Söyleyeyim mi?
Tabii... Buyurun..
"Nafile, geç.." der gibi, elini sallıyarak;
- Böyle buluyorum amma, kabahatli bulmuyorum.. Erkekler bugün zaruretlerin ilcasıyla iyi bir durumda değil. Müşkül bir durumda. Kendini henüz bulamamış, içtimai ve ferdi benliğini tamamıyla müdrik değildir. Kadın daha iyidir. Lâkin bu bir geçittir. Düzelir...
Yeni dil denilen şeyi tanımıyorum!
Okuyucularınızla temasınız var mı?
- Olmaz olur mu? Bazen kapıyı çalarlar, tanışmak istiyoruz, diye gelirler... Fakat beni en ziyade mütehassis eden, bir gün bir müessesede otururken, kahve ocağındaki çocuk geldi, heyecanla elimi öptü... Meğer kariim (okurum) imiş. Halk tabakasında böyle anlayış gördüğüm zaman cidden seviniyorum.
Yeni dille aranız nasıl?
- Tanımıyorum öyle bir şey... Benim bir anadilim var. Başkasını bilmiyorum.
Romanlarınızı yazarken hiçbir tesir altında kaldınız mı?
- Evet... Alman romancısı Jakob Wasserman’ın üslûbunun tesiri altında kaldım.
Nasıl oldu?
- Bu üslup sahibinin mizacı, devran-ı demi, şiddet ve ihtirası bana en uygun geliyor. Onu okurken bunu hissediyorum ve yazarken gayr-i iradi bu hissin tesiri altında kalıyorum.
Ciğerdelen müellifine son sualimi soruyorum:
En çok neye düşkünsünüz?
- Hürriyet ve istiklâl...
Kayıtsız şartsız mı?
- O kadar ki hürriyetimi, ne de olsa tahdid edecek diye, şöhretten bile korkuyorum...
Tumblr media
(Kandemir / 28 Temmuz 1949 / Edebiyat Alemi / Arşiv çalışması, dizgi: Serhan Yedig)
1 note · View note
ascihaber · 7 years
Text
Türkiye’nin dört bir yanındaki 47 üniversitenin “Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü”, “Aşçılık Programı” ve “Gemi Aşçılığı Programı”nda okuyan öğrenci ve öğretim üyelerinin katılımı ile gerçekleşen III. Ulusal Aşçılık Kampı sona erdi. Üç senedir düzenlenen kamp yine geleneksel olarak aşçıların tencere ve tavalarla yaptığı perküsyon gösterileriyle tamamlandı.Aşçılık Okulu Mezunları Derneğinin (AŞOMDER), üç senedir Mengen’de Türk aşçı adaylarının gerek Türk, gerekse dünya mutfağı konusunda vizyonlarını geliştirmeyi amaçlayan kamp yedi gün sürdü.
Katılımcılar kamp boyunca kırmızı et, tavuk, hindi, ördek gibi etlerin işleme ve pişirme yöntemlerinin yanı sıra, bulgurdan kinoa’ya, bakliyattan pirince, hamur işlerinden zeytinyağlılara, deniz ürünlerinden sushi’ye kadar geniş bir yelpazede eğitim aldı. Destekçilerin katkılarıyla gerçekleşen kampta, aşçı adaylarına ayrıca sosyal medya kullanımı, insan kaynakları, hijyen ve porselen gibi konular hakkında da seminerler verildi.Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Mengen Kaymakamlığı, Mengen Belediyesi ve Öztiryakiler A.Ş.’nin proje ortağı olarak destek verdiği kampta; katılımcıların konaklama ve yeme-içme giderleri AŞOMDER ve destekçiler tarafından karşılandı.
#gallery-0-9 { margin: auto; } #gallery-0-9 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 20%; } #gallery-0-9 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-9 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
Yedi gün süren kamp boyunca verilen eğitimlerde toplam bir ton tavuk, bir ton kırmızı et ve şarküteri, 400 kg deniz mahsulleri, 200 kg bulgur, 200 kg.nin üzerinde bakliyat ve yaklaşık 500 kg yağ tüketildi. Eğitim boyunca 1,5 ton süt ürünü, 2.500 adet yumurta ile 3.000’in üzerinde ekmeğin yanı sıra bir kamyon dolusu içecek ve iki kamyonet dolusu taze sebze meyve kullanıldı. Ayrıca hijyeni sağlamak için yaklaşık bir kamyonet dolusu kağıt ve kimyasal temizlik malzemesi sarf edildi.
Etkinlik için Mengen Aşçılar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde kurulan 300 metrekarelik çadırda destekçilerin ürün tanıtım ve tadımları gerçekleştirildi.
Kamp dâhilinde günümüzde yaşayan en önemli pasta şefi olarak kabul edilen Niyazi Çapraz ile söyleşi yapıldı. Kampın son gününde ise Vedat Başaran’ın moderatörlüğünde usta şeflerle panel yapılarak Türk mutfağı ve eğitimi tartışıldı.Gala gününde aşçıların, öğrenci ve öğretim üyelerinin, ilgili derneklerin, destekçi firmaların ve protokolün katılımıyla bando eşliğiyle Mengen’de bir kortej yapıldı. Müzik eşliğinde ilerleyen kortej sokaklarda renkli gösterilere sahne oldu. Kamp, katılım ve teşekkür belgelerinin takdiminin ardından akşam yapılan eğlencelerle sona erdi.
Ulusal Aşçılık Kampı’nı bu sene daha organize bir şekilde gerçekleştirdiklerini söyleyen AŞOMDER Başkanı Levent Demirçakmak:
#gallery-0-10 { margin: auto; } #gallery-0-10 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 20%; } #gallery-0-10 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-10 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
“Üç sene önce AŞOMDER üyeleri olarak dünyada başka örneği olmayan bir organizasyon hayal ettik. Bu hayale tüm dernek üyelerimiz inandı. Bu inançtan yola çıkarak ortak kurduğumuz hayalimizi gerçekleştirmek için tüm gücümüzle çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Organizasyonumuzda her sene üzerine bir taş daha koyarak ilerliyoruz. Her sene gösterdiğimiz bu başarı bir sonraki sene için bizi daha fazla motive ediyor ve içimizdeki ateşi büyütüyor. Bize bu yolda destek veren proje ortaklarımıza ve destekçilerimize minnet borçluyuz. Bu kampı dayanışmamız, inancımız ve çalışmamızla daha da büyüterek uluslararası platformlara da taşıyacağımız günlerin hayalini de şimdiden kurmaya başladık” dedi.Kampa endüstriyel mutfak destekçisi olarak Öztiryakiler; ana gıda destekçisi olarak ise Ekol Gıda, Pınar Profesyonel, Üçelli Gıda ve Vizyon Gıda destek verdi. Kampın diğer destekçileri arasında Porland, White Uniform, Duru Bulgur, Gedik Piliç, Komili, Barilla, Sealed Air, Unilever, Hilton Bomonti İstanbul, Bekir Hoca, Berrak Gıda, Of Çay, Hazz Macaron, Wood in Food, Çerez Pazarı ve Coca Cola yer aldı. Ayrıca Food in Life dergisi medya destekçisi olarak bulundu.
AŞOMDER ve III. Ulusal Aşçılık Kampı hakkında daha fazla bilgi için http://ascilikkampi.com/ ve http://asomder.org/adreslerini ziyaret edebilirsiniz.
Türkiye’nin 1985’te eğitim vermeye başlayan ilk ve tek aşçılık okulu Mengen Anadolu Aşçılık Meslek Lisesi 1992 yılında ilk mezunlarını vermiştir. Bu tarihten itibaren Türkiye’de Aşçılık sektörüne yön vermeye başlayan okulumuz ilerleyen yıllarda sektörün önde gelen kurumu haline gelmiştir. Yiyecek-içecek sektörü dünyada ve Türkiye’de hızla gelişip, ekonomik ve kültürel anlamda dünya üzerindeki önemini artırırken, hızla büyüyen yiyecek içecek sektörünün gelişimine ve güncel uygulamalara uyum sağlamayı başaran Mengen Aşçılık Okulu, sektörün dinamizmine ayak uydurarak hızla gelişmiştir.
Mengen Aşçılık Okulu, öğrencilerine sorumluluk alma ve girişimcilik konularında gereken öz güven temelini sağlamış, bunun sonucunda da dünya çapında aşçılık mesleğinin temsilcisi olan başarılı bireyler yetiştirmiştir. Türkiye’de yiyecek içecek sektöründe çok önemli bir konuma sahip olan Mengen Aşçılık Lisesi mezunları, gelişen sektörde daha güçlü, daha organize ve daha faydalı olabilmek adına 2007 yılında Mengen Aşçılık Okulu Mezunlar Derneği’ni kurmuş ve Mengen Aşçılık Lisesi mezunlarını tek bir çatı altında toplamıştır. Derneğin kısa adı AŞOMDER olup derneğin genel merkezi İstanbul’da yer almaktadır.AŞOMDER 2000’den fazla mezun üyesi ile yürüttüğü ve gönüllü destek sağladığı sosyal sorumluluk projelerinde rol alarak aşçılık mesleği alanında sivil toplum faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. AŞOMDER’in gerçekleştirdiği en büyük ve en önemli organizasyon, ilkinin 2015 yılında düzenlendiği “Ulusal Aşçılık Kampı”dır. Derneğin bünyesinde geliştirilmiş olan ve derneğin yürütücü rolünü üstlendiği organizasyonun her sene etki alanını ve katılımcı sayısını genişleterek geleneksel hale getirilmesi hedeflenmektedir.
AŞOMDER; dâhil olduğu sorumluluk faaliyetleriyle toplum içindeki karşılıklı etkileşim sürecinde bireylerin edindikleri hoşgörü, ılımlılık, uzlaşma, kamusal tartışma pratiği, gönüllülük, muhalif düşüncelere saygı gibi demokratik tutumların ve kültürü geliştireceğine ve topluma yayılacağına inanmaktadır. Bu nedenden dolayı AŞOMDER, sürdürülebilir etkiler yaratmak için katkıda bulunduğu projelerin uzun soluklu olmalarına ve toplumsal anlamda fayda üretmelerine dikkat etmektedir. Ulusal Aşçılık Kampı, AŞOMDER’in değerlerini ve vizyonunu yansıttığı en güzel örnek olarak ortaya çıkmaktadır.
III. Ulusal Aşçılık Kampı Aşçıların Gösterileriyle Sona Erdi.. Türkiye’nin dört bir yanındaki 47 üniversitenin “Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü”, “Aşçılık Programı” ve “Gemi Aşçılığı Programı”nda okuyan öğrenci ve öğretim üyelerinin katılımı ile gerçekleşen III.
0 notes
soxyencadi · 3 years
Text
Kırıkkale Üniversitesi 47 işçi alımı için ilan verdi! Son başvurular 9 Ağustos’ta
Kırıkkale Üniversitesi 47 işçi alımı için ilan verdi! Son başvurular 9 Ağustos’ta
Kırıkkale Üniversitesi Rektörlüğü, Üniversitenin Tıp Fakültesi Hastanesinde istihdam edilmek üzere, İŞKUR açık ilanında belirtilen genel ve özel şartları sağlayan adaylar arasından sürekli işçi alımı yapılacak. İstihdam edilecek işçiler, noter kurası ile belirlenecek açık iş gücü sayısının (ilan edilen kadro sayısı) 4 (dört) katına kadar çağrılacak adaylar arasından, yapılacak sözlü sınav…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
baknedio · 4 years
Text
“Uzaktan eğitimi başarıyla tamamladık”
24 Haziran 2020, Çarşamba 12:47
İstanbul
Tumblr media
Küresel salgınla beraber geçiş yapılan uzaktan eğitim sürecine, ilk günden itibaren sorunsuz adapte olduklarını dile getiren İKÜ MYO Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Sinan Kesici, “10 yıllık uzaktan öğretim tecrübemiz ve sahip olduğumuz CATS sistemi ile senkron ve asenkron olarak eğitim-öğretim dönemini başarıyla tamamladık. Bu konudaki deneyimimiz bize uzaktan eğitimde ivme kazandırdı” dedi.
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) Covid-19 pandemi sürecinde eğitime uzaktan devam etme kararı almasının ardından, İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Meslek Yüksekokulu (MYO) olarak 10 yıllık uzaktan öğretim tecrübesi ve sahip oldukları CATS (Computer Aided Training & Educational Services) sistemi ile öğrencilerine ulaşmaya devam ettiklerini belirten İKÜ MYO Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Sinan Kesici, “26 örgün öğretim, üç ikinci öğretim programıyla hiç ara vermeden senkron ve asenkron olarak eğitim-öğretim dönemini başarıyla tamamladık” diye konuştu.
Uzaktan öğretim sürecinin ilk periyodunda YÖK tarafından yayımlanan ‘üniversitelerde küresel salgın sürecinde uzaktan öğretim uygulamaları’ anket sonuçlarına değinen Kesici, “Türkiye’deki vakıf üniversitesi meslek yüksekokulları arasında program sayısına göre ‘canlı sınıf olarak işlenen ders sayısı bakımından’ ilk sıralarda yer aldık. Uzaktan eğitim sürecinin başında Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından akredite edilerek Türkiye’de çok az sayıda üniversitenin başarabildiği ‘Dispeçer’ (Uçuş Harekât Uzmanı) eğitimi verme yetkisine sahip olduk” ifadelerini kullandı.
“ÖĞRENCİLERİMİZİN SOSYALLEŞMESİNİ DE SAĞLADIK”
Bu süreçte uzaktan erişim ve interaktif yöntemler ile uygulamalı dersler için laboratuvarları da öğrencilerin kullanımına sunduklarını ifade eden Kesici, “Aynı zamanda düzenlediğimiz webinarlar (e-seminer) ile öğrencilerimizi alanında uzman kişilerle buluşturup mesleki eğitimde teori ve sektörel pratiklerin entegrasyonunu sağladık. Bu kapsamda bahar yarıyılı uzaktan eğitim sürecinde sektör duayeni olan 55 konuşmacının katılımıyla öğrencilerimize yönelik 54 webinar gerçekleştirdik ve bu e-seminerlere 2 bin 550 öğrencimiz katılım sağladı. Milli bayramlarda ve özel günlerde öğrencilerimizin moral ve motivasyonunu artırmak için çeşitli sosyal etkinlikler gerçekleştirdik” dedi.
“2 BİN KİŞİLİK E-MEZUNİYET TÖRENİ PLANLIYORUZ”
Mezun olacak öğrencilerin katıldığı mezuniyet partileri de düzenlediklerini sözlerine ekleyen Kesici, “Ayrıca meslek yüksekokulumuzun tüm öğrencileri ve velilerinin katılımıyla düzenlenecek 2 bin kişi kapasiteli bir e-mezuniyet töreni planlıyoruz” diye konuştu.
GÜNDE ORTALAMA BİN 150 ÖĞRENCİ EŞ ZAMANLI OLARAK DERSLERE KATILDI
Bahar yarıyılı uzaktan öğretim sürecinde sanal ortamda çevrimiçi ve çevrimdışı 470 ders oluşturulduğunu söyleyen Sinan Kesici, “Bu derslere ilişkin 9 bin 6 kaynak paylaşıldı, öğrencilere yönelik bin 64 ödev oluşturuldu ve 5 bin 507 adet duyuru mesajı iletildi. Aynı zamanda, sanal ortamda final sınavları hariç 350 adet ‘sınav, kısa sınav, test ve proje’ gerçekleştirildi, 2 bin 220 adet senkron ders işlendi ve bu dersler kayıt altına alınarak öğrencilere tekrar yapma imkânı sağlandı. Toplamda 82 bin kapasiteli bu derslere günde ortalama bin 150 öğrenci olmak üzere, toplam 32 bin 500 öğrencimiz eş zamanlı katılım sağladı. Uzaktan öğretim final sınavları için sanal ortamda yaklaşık 2 bin 750 öğrencinin eş zamanlı katılacağı 550 çevrimiçi sınav gerçekleştirildi. Temmuz ayında başlayacak olan yaz okuluyla ilgili hazırlıklarımız da uzaktan öğretim olarak 997 ders ile tamamlandı” ifadelerini kullandı.
“Covid-19 pandemi süreci bizlere online uygulamaların yaygınlaşacağını ve hayatımızın bir parçası olacağını gösterdi” diyen Kesici, “Yeni normalde gerek uzaktan eğitim sürecinde gerekse örgün eğitimde tecrübeli uzman akademik kadromuz ve teknolojik altyapımız sayesinde öğrencilerimize sunduğumuz eğitim öğretim araçlarıyla öncü olmaya devam edeceğiz. Yeni normal sürecinde güçlü sektörel iş birliklerimizle öğrencilerimizin mesleki eğitimlerinde uygulamalı alanlarda deneyim kazanmasını sürdüreceğiz. Üniversite-sanayi iş birliği kapsamındaki anlaşmalarımız ve planlamalarımızla öğrencilerimizin mesleki eğitimde iş yapma becerilerini artırarak çeşitli sektörlere nitelikli çalışanlar kazandırmak ana hedeflerimizden biri olacak” dedi.
“UZAKTAN EĞİTİMİN ARAÇLARINI 10 YILDIR AKTİF KULLANIYORUZ”
Uzaktan öğretim sürecinde yararlanılan CATS (Computer Aided Training & Educational Services) eğitim ve iş birliği yönetimi sistemi hakkında bilgi veren İKÜ Genel Sekreteri Ender Rıza Ekici, “2011 yılından beri aktif bir şekilde CATS sistemini kullanıyoruz. CATS bir öğrenim yönetim sistemi olup birçok araç içeriyor. Bu araçlar; içerik yönetimi, iş birliği ve ölçme değerlendirme şeklinde üç ana başlık altında gruplandırılabilir. Covid-19 pandemi sürecinde de alınan tedbirler kapsamında geçilen uzaktan eğitim dönemine hem öğrencilerimiz hem de akademik ve idari personelimiz ile çok hızlı ve etkin bir biçimde uyum sağladık. 23 Mart’ta başladığımız uzaktan eğitim sürecimizde bin 945 derste 11 bin 235 öğrenciyi ağırlayan sistemimizle iyi bir performans gösterdik ve bahar dönemini tamamladık” diye konuştu.
Kaynak: DHA
Bu Yazı “Uzaktan eğitimi başarıyla tamamladık” adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/uzaktan-egitimi-basariyla-tamamladik/
0 notes
mersinsensincom · 5 years
Photo
Tumblr media
Mersin Üniversitesi
Mersin Üniversitesi, kısaca MEÜ olarak ifade edilmektedir. Mersin’in en çok tercih edilen üniversitelerinin başında gelmektedir. Kuruluş tarihi 3 Temmuz 1992 olarak ifade edilmiştir. Üniversite bundan tam 4 yıl sonra ilk mezunlarını vermiştir. (1997 yılının Haziran ayında)
Şu anda bilinen öğrenci sayısı 26.664 şeklindedir. Üniversitede bulunan personel sayısı ise 1.405’tir. Bu sayılar, bizlere oldukça büyük bir üniversitenin olduğunu göstermektedir.
Mersin Üniversitesi Bölümleri
Mersin Üniversitesi, oldukça köklü bir üniversitedir. Bu üniversitenin bölüm sayıda oldukça fazladır. Bulunan bölümleri şu şekilde ifade edebiliriz:
1-      Arkeoloji
2-      Bilgisayar Mühendisliği
3-      Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri
4-      Biyoloji
5-      Biyoteknoloji
6-      Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri
7-      Çevre Mühendisliği
8-      Denizcilik İşletmeleri Yönetimi
9-      Diş Hekimliği
10-  Ebelik
11-  Eczacılık
12-  Elektrik – Elektronik Mühendisliği
13-  Felsefe
14-  Fen Bilgisi Öğretmenliği
15-  Fizik
16-  Gastronomi ve Mutfak Sanatları
17-  Gazetecilik
18-  Gıda Mühendisliği
19-  Harita Mühendisliği
20-  Hemşirelik
21-  İktisat
22-  İlköğretim Matematik Öğretmenliği
23-  İngiliz Dil Bilimi
24-  İngilizce Öğrtmenliği
25-  İnşaat Mühendisliği
26-  İslami İlimler
27-  İşletme
28-  İşletme Bilgi Yönetimi
29-  İşletme Bilgi Yönetimi
30-  Kamu Yönetimi
31-  Kimya
32-  Kimya Mühendisliği
33-  Makine Mühendisliği
34-  Maliye
35-  Matematik
36-  Metalurji ve Malzeme Mühendisliği
37-  Mimarlık
38-  Mütercim – Tercümanlık
39-  Okul Öncesi Öğretmenliği
40-  Psikoloji
41-  Raydo Televizyon ve Sinema
42-  Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
43-  Sağlık Yönetimi
44-  Sanat Tarihi
45-  Sınıf Öğretmenliği
46-  Sosyoloji
47-  Su Ürünleri Mühendisliği
48-  Şehir ve Bölge Planlama
49-  Tarih
50-  Tıp
51-  Turizm İşletmeciliği
52-  Turizm Rehberliği
53-  Türk Dili ve Edebiyatı
54-  Türkçe Öğretmenliği
55-  Uluslar arası İlişkiler
Yukarıda belirtilen bölümlerin hepsi Mersin Üniversitesi’nde bulunmaktadır. Toplam da 55 tane bölüm fakülte içerisinde öğrencilere eğitim vermektedir. Bölümlere Dil, Sözel, Sayısal ve Eşit Ağırlık puanları ile girilebilmektedir.
Üniversite, kurulduğu günden itibaren:
Fakülte: 15
Yüksekokul: 8
Meslek Yüksekokulu: 11
Enstitü: 5
Araştırma Merkezi: 31 olarak sayılarını arttırmıştır.
0 notes
tcmustafaacar · 7 years
Text
GELECEK NESİLE İBRET OLSUN DİYE PAYLAŞIYORUM CİDDİYE ALDIĞIMDAN DEĞİL
“Romen Diyojen batarya batarya, gülle gülle saldırırken, Sultan Alparslan ve askerleri Allah Allah diye saldırıyordu” dedi… 1071'de batarya, top filan yoktu. Barut anca 250 sene sonra toplarda kullanılmaya başlandı. * “İstanbul'un tarihçesini bilmiyorlar, tarih bilseler konuşmaya yüzleri olmaz, öyle elinde mercekle Romen Diyojen gibi dolaşılmaz” dedi… Mercekle dolaşan, hayali roman kahramanı Sherlock Holmes'tü. Mercek yerine fenerle dolaşan Diyojen'in İstanbul'la alakası yoktu, Sinoplu filozoftu. Romen Diyojen desen, zaten mercekle fenerle alakası yoktu, Malazgirt'te esir düşen Bizans imparatoruydu. Üstelik, bir araya getirdiği bu üç isim arasında iki bin sene vardı. * “Kanuni'nin 30 senesi at sırtında geçti” dedi… Kanuni 13 defa sefere çıkmış, toplam 10 sene üç ay seferde kalmıştı. 30 seneye tamamlamak için, sarayda 20 sene at üstünde oturdu herhalde! * “Bizans'ın hanımları Fatih Sultan Mehmet'i karşılarken, başımızda kardinal külahı görmektense Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz demişlerdir” dedi… O lafı söyleyen, Bizanslı hanımlar değildi. O lafın orijinali, öyle değildi. Söylendiği tarih de 1453 değildi. Her şeye rağmen halimize şükretmeliydi, Bizanslı hanımlar Fatih'i görünce “Cüneyt Arkın da geldi mi?” diye sorabilirlerdi! * “Ankara, Selçuklu başkenti” dedi… Profesör İlber Ortaylı itiraz etti, “Selçuklu başkenti filan değildir, Selçuklu başkenti Konya'dır” dedi. Noolacak şu İlber hocanın cehaleti, bilmiyorum gari! * “Olimpiyatlara adını veren dağ, Antalya'daki Olimpos dağıdır, olimpiyat meşalesinin kaynağı da, Olimpos dağındaki Çıralı'dır” dedi… Olimpos dağı Türkiye'de değil, Selanik'te. Bizdeki Olimpos, dağ değil, carettaların yavrulama alanı. Olimpiyat meşalesinin Çıralı'yla alakası yok, ilk kez 1928'de Amsterdam Olimpiyatı'nda yakıldı. * “Akdeniz, beyaz deniz, White Sea olarak adlandırılır” dedi… Akdeniz'in adı White Sea değil. White Sea, Rusya'nın kuzeyinde. * “Almanların Goethe'si varsa, İspanyolların Sokrates'i var” dedi… Sokrates, İspanyol değil, Yunan. Sokrates'le Cervantes arasında iki bin sene var. * “Yüzde 84 oranında oy kullanıldı, bunun yüzde 47'sini biz aldık, eğer yüzde 100 üzerinden bu hesabı yapacak olursanız, aldığımız oy yüzde 55.4'tür” dedi… Bu hesabı yüzde 100 üzerinden yaparsan, yüzde 115 çıkıyor. * Miting sırasında hıçkırık tuttu, “biliyorsunuz, bizim Karadeniz'de bunun türküsü var, hıçkırık tuttu beni, tuttu da bırakmadı” dedi… O türkünün sözleri öyle değil. Karadeniz değil, Ege türküsü. * “Türkçemizin abideleşmiş şairi Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Sanat isimli şiirini okumak istiyorum” dedi, okudu… O şiir Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın değil, Faruk Nafiz Çamlıbel'in. * “Zonguldak'ta üniversite var mıydı, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'ni 2007'de biz kurduk” dedi… Üniversitenin logosunda 1992 yazıyor. * “Arif Nihat Asya'nın Bayrak şiiri var, bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dedi… O mısralar Arif Nihat Asya'nın değil, Mithat Cemal Kuntay'ın. * “Sütçü Nine'nin diyarı Kahramanmaraş” dedi… İmam'ı Nine yaptı. Sütçü İmam Kahramanmaraş'ta ama, Nene Hatun tee Erzurum'da. Direndikleri düşman bile farklı. * “Ziya Paşa'nın güzel bir lafı var, eşek ölür kalır eseri” dedi, sonra düzelterek, “pardon pardon, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri” dedi… Halbuki düzelttiği filan yoktu, o laf Ziya Paşa'nın değil, Mehmet Akif Ersoy'un. * En son… Kendi yaşadıklarını Hazreti Muhammed'in yaşadıklarına benzetti, “darbeciler bizden önce Dalaman'a gelmişler, uçağa girmişler, bakmışlar çıkmışlar, hani Nur mağarasındaydı değil mi, hani geliyorlar sevgili peygamberimiz, Ebubekir Sıddık ile orada ama, mağaranın kapısını örümcek örüyor, gelip bakıyorlar, burada örümcek ağ ördüğüne göre herhalde buraya kimse girip çıkmamış diyorlar ve müşrikler dönüp gidiyor, şimdi bunlar da bakıyor, uçakta kimseyi görmeyince dönüp gidiyorlar” dedi… * Birincisi, bu anlattıkları Hazreti Muhammed'in yaşadıklarına benzemiyor, çünkü, örümcek olayında Hazreti Muhammed mağaranın içindeyken, asrın liderimiz zaten uçakta yok. İkincisi, Kuran'ı Kerim'de anlatılan o mağaranın adı, Nur değil, Sevr mağarası… Nur ise, Hira mağarasının bulunduğu dağın adı. * Nur dağındaki Hira mağarasında, Hazreti Muhammed'e gelen ilk vahiy neydi? Oku! * Okumak lazım.
1 note · View note
kamu365 · 4 years
Text
“Uzaktan eğitimi başarıyla tamamladık”
24 Haziran 2020, Çarşamba 12:47
İstanbul
Küresel salgınla beraber geçiş yapılan uzaktan eğitim sürecine, ilk günden itibaren sorunsuz adapte olduklarını dile getiren İKÜ MYO Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Sinan Kesici, “10 yıllık uzaktan öğretim tecrübemiz ve sahip olduğumuz CATS sistemi ile senkron ve asenkron olarak eğitim-öğretim dönemini başarıyla tamamladık. Bu konudaki deneyimimiz bize uzaktan eğitimde ivme kazandırdı” dedi.
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) Covid-19 pandemi sürecinde eğitime uzaktan devam etme kararı almasının ardından, İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Meslek Yüksekokulu (MYO) olarak 10 yıllık uzaktan öğretim tecrübesi ve sahip oldukları CATS (Computer Aided Training & Educational Services) sistemi ile öğrencilerine ulaşmaya devam ettiklerini belirten İKÜ MYO Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Sinan Kesici, “26 örgün öğretim, üç ikinci öğretim programıyla hiç ara vermeden senkron ve asenkron olarak eğitim-öğretim dönemini başarıyla tamamladık” diye konuştu.
Uzaktan öğretim sürecinin ilk periyodunda YÖK tarafından yayımlanan ‘üniversitelerde küresel salgın sürecinde uzaktan öğretim uygulamaları’ anket sonuçlarına değinen Kesici, “Türkiye’deki vakıf üniversitesi meslek yüksekokulları arasında program sayısına göre ‘canlı sınıf olarak işlenen ders sayısı bakımından’ ilk sıralarda yer aldık. Uzaktan eğitim sürecinin başında Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından akredite edilerek Türkiye’de çok az sayıda üniversitenin başarabildiği ‘Dispeçer’ (Uçuş Harekât Uzmanı) eğitimi verme yetkisine sahip olduk” ifadelerini kullandı.
“ÖĞRENCİLERİMİZİN SOSYALLEŞMESİNİ DE SAĞLADIK”
Bu süreçte uzaktan erişim ve interaktif yöntemler ile uygulamalı dersler için laboratuvarları da öğrencilerin kullanımına sunduklarını ifade eden Kesici, “Aynı zamanda düzenlediğimiz webinarlar (e-seminer) ile öğrencilerimizi alanında uzman kişilerle buluşturup mesleki eğitimde teori ve sektörel pratiklerin entegrasyonunu sağladık. Bu kapsamda bahar yarıyılı uzaktan eğitim sürecinde sektör duayeni olan 55 konuşmacının katılımıyla öğrencilerimize yönelik 54 webinar gerçekleştirdik ve bu e-seminerlere 2 bin 550 öğrencimiz katılım sağladı. Milli bayramlarda ve özel günlerde öğrencilerimizin moral ve motivasyonunu artırmak için çeşitli sosyal etkinlikler gerçekleştirdik” dedi.
“2 BİN KİŞİLİK E-MEZUNİYET TÖRENİ PLANLIYORUZ”
Mezun olacak öğrencilerin katıldığı mezuniyet partileri de düzenlediklerini sözlerine ekleyen Kesici, “Ayrıca meslek yüksekokulumuzun tüm öğrencileri ve velilerinin katılımıyla düzenlenecek 2 bin kişi kapasiteli bir e-mezuniyet töreni planlıyoruz” diye konuştu.
GÜNDE ORTALAMA BİN 150 ÖĞRENCİ EŞ ZAMANLI OLARAK DERSLERE KATILDI
Bahar yarıyılı uzaktan öğretim sürecinde sanal ortamda çevrimiçi ve çevrimdışı 470 ders oluşturulduğunu söyleyen Sinan Kesici, “Bu derslere ilişkin 9 bin 6 kaynak paylaşıldı, öğrencilere yönelik bin 64 ödev oluşturuldu ve 5 bin 507 adet duyuru mesajı iletildi. Aynı zamanda, sanal ortamda final sınavları hariç 350 adet ‘sınav, kısa sınav, test ve proje’ gerçekleştirildi, 2 bin 220 adet senkron ders işlendi ve bu dersler kayıt altına alınarak öğrencilere tekrar yapma imkânı sağlandı. Toplamda 82 bin kapasiteli bu derslere günde ortalama bin 150 öğrenci olmak üzere, toplam 32 bin 500 öğrencimiz eş zamanlı katılım sağladı. Uzaktan öğretim final sınavları için sanal ortamda yaklaşık 2 bin 750 öğrencinin eş zamanlı katılacağı 550 çevrimiçi sınav gerçekleştirildi. Temmuz ayında başlayacak olan yaz okuluyla ilgili hazırlıklarımız da uzaktan öğretim olarak 997 ders ile tamamlandı” ifadelerini kullandı.
“Covid-19 pandemi süreci bizlere online uygulamaların yaygınlaşacağını ve hayatımızın bir parçası olacağını gösterdi” diyen Kesici, “Yeni normalde gerek uzaktan eğitim sürecinde gerekse örgün eğitimde tecrübeli uzman akademik kadromuz ve teknolojik altyapımız sayesinde öğrencilerimize sunduğumuz eğitim öğretim araçlarıyla öncü olmaya devam edeceğiz. Yeni normal sürecinde güçlü sektörel iş birliklerimizle öğrencilerimizin mesleki eğitimlerinde uygulamalı alanlarda deneyim kazanmasını sürdüreceğiz. Üniversite-sanayi iş birliği kapsamındaki anlaşmalarımız ve planlamalarımızla öğrencilerimizin mesleki eğitimde iş yapma becerilerini artırarak çeşitli sektörlere nitelikli çalışanlar kazandırmak ana hedeflerimizden biri olacak” dedi.
“UZAKTAN EĞİTİMİN ARAÇLARINI 10 YILDIR AKTİF KULLANIYORUZ”
Uzaktan öğretim sürecinde yararlanılan CATS (Computer Aided Training & Educational Services) eğitim ve iş birliği yönetimi sistemi hakkında bilgi veren İKÜ Genel Sekreteri Ender Rıza Ekici, “2011 yılından beri aktif bir şekilde CATS sistemini kullanıyoruz. CATS bir öğrenim yönetim sistemi olup birçok araç içeriyor. Bu araçlar; içerik yönetimi, iş birliği ve ölçme değerlendirme şeklinde üç ana başlık altında gruplandırılabilir. Covid-19 pandemi sürecinde de alınan tedbirler kapsamında geçilen uzaktan eğitim dönemine hem öğrencilerimiz hem de akademik ve idari personelimiz ile çok hızlı ve etkin bir biçimde uyum sağladık. 23 Mart’ta başladığımız uzaktan eğitim sürecimizde bin 945 derste 11 bin 235 öğrenciyi ağırlayan sistemimizle iyi bir performans gösterdik ve bahar dönemini tamamladık” diye konuştu.
DHA
The post “Uzaktan eğitimi başarıyla tamamladık” appeared first on Kamu365 | Dünya Gündemi.
from WordPress https://ift.tt/31ddboI via IFTTT
0 notes
viletto · 4 years
Text
Sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda yetiştirilecek doktora öğrencilerine aylık 4.500 lira burs verilecek
Sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda yetiştirilecek doktora öğrencilerine aylık 4.500 lira burs verilecek
Sanayi ve Teknoloji Bakanı MustafaVarank, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) Koordinasyon Toplantısı’na videokonferans ile katıldı. Bakan Varank, konuşmasında, koronavirüs salgını sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde büyük bir başarı yürüttüklerini söyledi. Bakan Varank, “47 üniversitenin, 147 sanayi kuruluşuyla yaptığı 188 projeyi destekleyeceğiz. Böylece sanayimizin…
View On WordPress
0 notes
halilertn · 7 years
Photo
Tumblr media
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'ne 8 yıl önce temizlik işçisi olarak işe giren ve aynı üniversitenin Eğitim Fakültesi'ne kaydını yaptıran 47 yaşındaki İlkay Kayadibi, müzik bölümünden mezun oldu. 👏👏👏
0 notes
bartinyasam-blog · 7 years
Text
Bartın Üniversitesi'nin Kontejyanı Arttı!
Bartın Yaşam'dan yeni içerik var! https://bartinyasam.com/bartin-universitesinin-kontejyani-artti/
Bartın Üniversitesi'nin Kontejyanı Arttı!
2017-2018 akademik eğitim yılı için Bartın Üniversitesi, lisans, lisansüstü ve ön lisans programlarına yaklaşık olarak 5 bin 111 yeni öğrenci alımı gerçekleştirecek.
2017-2018 akademik yılı için Bartın Üniversitesi’nin gerçekleştireceği yeni öğrenci alımında 36 adedi ön lisans, 47 adedi lisans, 28 adedi yüksek lisans ve 5 adedi de doktora programı için olmak üzere toplamda 5 bin 11 adet öğrenci alımı yapılmış olacak. Üniversitenin bünyesinde bulunan Edebiyat, Eğitim, İktisadi ve İdari Bilimler, Fen, İslami İlimler, Mühendislik ve Orman Fakültesi gibi bölümler içinde 2 bin 707 öğrenci kontenjanı ayarlandı. Ulus Meslek Yüksekokulu, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu ve Bartın Meslek Yüksekokulu’na ait kontenjanlar ise bin 810 civarında belirlendi. Bartın Üniversitesi içerisinde yeni kurulmuş olan Ulus Meslek Yüksekokulu’na yine 2017-2018 akademik yıl için bulunan 3 farklı programa yaklaşık olarak 154 adet öğrenci kontenjanı ayarlanırken, yine Bartın Meslek Yüksek Okuluna ait olan Kurucaşile ilçesindeki 4 program için ise 208 adet yeni öğrenci kontenjanı ayarlanmış oldu.
Bartın Üniversitesi Fen bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Enstitüsü ve Sosyal Bilimler Enstitüsü için öğrenci başvurularının 3-10 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirileceği bildiriliyor. Bu süreç içerisinde Eğitim Bilimleri Enstitüsü bir doktora programında söz konusu olan rakamın 15’i uluslararası öğrenci olmak üzere 134 adet, yüksek lisans programına 10 adet, yeni öğrenci alımı gerçekleştirecek. Fen Bilimleri Enstitüsü ise bir doktora programı için 30’u uluslararası olmak üzere toplamda 206 adet, yüksek lisans programına da 10 adet yeni öğrenci alımı gerçekleştirecek.
Bartın Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Orhan Uzun konu hakkında bir açıklamada bulunarak, söz konusu olan bu rakamlar ile beraber kalitenin de arttırılması için gayret ettiklerini ve her gün biraz daha büyümekte olan Bartın Üniversitesi’ne yeni akademik yılda yeni öğrenciler alacaklarını ifade etti. Ayrıca öğretim görevlileri ve öğrenciler arasında sağlıklı bir denge kurmaya çalıştıklarına da değinen Uzun, üniversitedeki yenilikçi, girişimci, ömrünü öğrenci yetiştirmek adına adamış olan öğretim görevlilerinin kendiler için çok önemli olduğunu da vurguladı.
0 notes
ascihaber · 7 years
Text
Ulusal Aşçılık Kampı’nda sokak lezzetleri etkinliği
Bolu’nun Mengen İlçesi’nde Aşçılık Okulu Mezunları Derneği tarafından düzenlenen ‘3’üncü Ulusal Aşçılık Kampı’ kapsamında sokak lezzetleri etkinliği yapıldı.
Mengen Kaymakamlığı, Mengen Belediyesi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi ile Mengen Aşçılar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin desteğiyle gerçekleştirilen aşçılık kampında 47 üniversitenin Aşçılık, Gastronomi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Mutfak Sanatları ve Yönetimi programlarında bulunan 116’sı öğrenci, 51’i öğretim görevlisi 167 kişi yer aldı. Kampa katılan aşçı adaylarıyla, öğretim görevlileri, Türk ve dünya mutfağının inceliklerini öğrenerek mesleki açıdan kendilerini geliştirmeye çalışıyor.
7 Mayıs’a kadar devam edecek kamp kapsamında sokak lezzetleri etkinliği gerçekleştirildi. Mengen Açşılar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin bahçesindeki etkinliğe vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Vatandaşlar, bahçede kurulan seyyar ocaklarda yapılan kuzu çevirme, kömürde kokoreç, balık ekmek, köfteler, hamburgerler, yaprak döner, içli köfte, sucuk ekmek ve gözlemelerden alabilmek için sıraya girdi. Sokak lezzetleri etkinliğine Mengen Kaymakamı Hasan Günaydın ve Mengen Belediye Başkanı Turhan Bulut da katıldı. #gallery-0-5 { margin: auto; } #gallery-0-5 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 12%; } #gallery-0-5 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-5 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
Mengen Ulusal Aşçılık Kampı’nda Sokak Lezzetleri Etkinliği Ulusal Aşçılık Kampı’nda sokak lezzetleri etkinliği Bolu’nun Mengen İlçesi’nde Aşçılık Okulu Mezunları Derneği tarafından düzenlenen ‘3’üncü Ulusal Aşçılık Kampı’ kapsamında sokak lezzetleri etkinliği yapıldı.
0 notes