Tumgik
#25 Şubat
marstananas · 2 years
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
Text
Tumblr media
1 note · View note
feudecendres · 7 months
Text
25 şubat.
Tumblr media
194 notes · View notes
sertsiken0606 · 3 months
Text
aslının aynısı
merhaba arkadaşlar . Sizlerden gelen bir anıyı daha aktarıyorum. Bol sikişli geceler. Merhaba Hasan bey ben küçük bir şehirin küçük bir kasabasında noterde çalışan 25 yaşında oldukça güzel seksi giyinmeyi Sibel Can ölçülerinde yani balık etli bir kadınım evliyim 3 kez hamile kaldım fakat doğum olmadı ya düştü ya da ölü doğum oldu . Bilirsiniz noterlik yapmak için noterlerin avukat olması şart bizim avukat 58 yaşında ama kimse 58 olduğuna inanmıyor oldukça bakımlı hergün kuaför ve güzellik salonlarına giden 175 boylarında 70 75 kg ağırlığında felaket seksi dul bir kadın avukat hanım la birlikte toplam 5 kişiyiz noterde 2 erkek 2 kadın erkekler evli kadınlardan ben evli avukat ve diğer arkadaş dul . Konumuza dönelim bu arada ben Didem avukat Emine hanım beni veznede görmek istediğini veznede ki arkadaşın benim yerime geçmesini istedi . Vezne de görevli Serkan arkadaşım 56 yaşında 3 kız 3 erkek çocuğu olan abdestli namazlı biri o kadar dürüst bir insan daha tanımadım başta yazmıştım küçük bir kasaba diye , kim ne yapmış ne almış ne satmış ilk bizim haberimiz olur. 14 Şubat 2023 günü öğle yemeği için eşimle sözleşmeş fakat eşimi en yakın arkadaşının karısıyla mesajlasırken yakalamıştım bizim yemek fiyasko olmuş içim içim eşimden nefret etmeye başlamıştım . Aynı günün akşamı eşimin telefonunu kopyalamayı öğrenip kendi telefonuma yükledim artık eşim gül ile ne yazışırsa ben görüyordum resmen 4 yıldır birlikte oluyorlarmış ben ayakta uyuyormuşum haa şunuda belirteyim gül ün kocası eşim fikret gülü sikerken masada oturup sikişlerini izliyormuş Fikret aslında çok yakışıklı bir erkek ama siki kalksada erkenden sönüyormuş WhatsApp mesajlarından okuduğum kadarıyla 1000 erkekten 1 inde çıkan nadir bir hastalıkmış ama nede olsa beni aldatıyordu o gece ayrı odalarda yattık sabaha kadar ne yapacağımı düşündüm . Sabah kahvaltısı yapmadan işe gittim moralim bozuk olduğu için pek gülmeden masama oturdum avukat hanım 10 da gelirdi geldi merhaba hayırlı işler arkadaşlar dedi benim suratımın asık olduğunu anlamış beni çağırdı durumu en ince ayrıntısına kadar anlattım mesajları gösterdim bana kısasa kısas yap boşanma dedi nasıl dedim bekle ben sana haber vereceğim dedi . Aradan 1 saat falan geçti avukat hanım Didemle ben çıkıyoruz arkadaşlar gecikirsek siz 5 te kapatıp çıkın dedi avukat hanım ın jipine binip birlikte onun bağ evine gittim 2 lüks otomobil vardı kapıda içeri girince şok oldum 4 erkek hepside çırılçıplak ben geri döndüm avukat hanım hadi kocan seni aldatıyor sende onu aldat kısasa kısas yap dedi soyunarak erkeklerin arasına girdi erkeklerin 2 sinin sikini eline aldı 1 erkek sikini ağzına soktu 1 erkek boşta kaldı oda benim elimden tutup beni kendine çekti elime sallanıp duran sikini verdi hadi bakalım sen benimsin ben de seninim bütün marifetlerini göster bakalım dedi avukat hanım halinden memnun adamın biri yere yatmış avukatın götüne sokmuş diğeri kocaman sikini amıma sürtüp girip çıkıyordu diğeri de avukat hanım ım ağzını sikiyordu o sırada benim elimden tutan sikini ağzıma dayadı ben soktaydım ne yaptığımı neden yaptığımı bilmeden adamın sikini yalamaya başladım adam sik o şekilde yalanmaz al ağzına sakso çek ağzını siktiğim orospu hadi başla dedi ipler kopmuştu zevk almaya bakacaktım dediğini yaptım sakso çekmeye başladım ben çekerken o benim üzerimdeki elbiseleri iç çamaşırlarını tek tek yırtarak çıkarttı adam bana resmen tecavüz edecekti birden titreyerek ağzıma boşalmış sikini ağzımdan çıkartmadan başımı tutmuştu mecburen hayatımda ilk defa döl yutmuştum tadı biraz tuhaf geldi boşalması bitince sikini kaldırana kadar sakso çekmeye devam ettim beni birden kaldırıp domalttı birden amıma soktu hızlı hızlı girip çıkmaya başladı bir taraftan da kalçalarıma tokat atıyordu canım yanıyor ama zevkte alıyordum belki 20 dakika bu şekilde sikti arkadaşlar gelin yardımcı olun dedi diğer erkekler etrafımda toplandı biri yere yattı getir patron ben götünü senin için hazır edeyim dedi beni yere çekti yerde yatan adam sikini götüme sokmaya başladı daha önce çok sikilmiş patron amı daha dar dedi beni ilk domaltıp ( gerisi 2 de )
96 notes · View notes
hazanla · 6 months
Text
"Bende hiç tükenmez bir hayat vardı
Kırlara yayılan ilkbahar gibi"
25 Şubat 1907 - 2 Nisan 1948
Tumblr media
37 notes · View notes
nefss-blog · 8 months
Text
Bu yazıyı yazan adamı yüreğinden öpüyorum ❤
Biz kadınları hiç sevmedik!
Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik
Ağızlarını sevdik, hele bir de dolgun ise daha çok sevdik.
Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık.
Gerçekten güzel vücutlu ve “çıtırsa” daha çok sevdik…
Yolda, arabada, televizyonda, internette onlara hep “baktık”
Her yerlerine iyice ve dikkatle baktık.
Pek iyi görememiş olacağız ki bir daha baktık.
Bir daha ve bir daha…
Kadınların her yerlerine baktık ama gözlerine ya hiç bakmadık ya da baktığımızda çok geç olmuştu…
Biz kadınlara çok dokunduk! Onlar istese de istemese de dokunduk.
Son yıllarda dini motiflerden güç bulanlarımız oldu.
Eh! Yozlaşan toplum ve geç gelen hatta hiç gelmeyen adalet olunca da 13-14 yaşındaki çocuklara bile dokunmaya başladık! Sapık damgası yemeyi göze alanlar bile şaşırdı çünkü sapık diye haykıran ne kadar azdı!
Kadınlara dokunmada dünya sıralamasında üst yerlere geldik… 2009 itibariyle rakamlar oldukça “umut verici!!! “
% 40 ını sürekli dövdük
%45 ine duygusal şiddet uyguladık (küfür, hakaret, küçük düşürme)
%16 sına zorla sahip olduk (ve olmaya devam ediyoruz)
Tüm bunlara maruz kalan her 3 kadından biri intihara kalkıştı ama biz hiç oralı olmadık (hem bize ne değil mi? Fener ya da Cimbom maç kaybedince çok üzüldük ama kadınlar söz konusu olunca pek oralı olmadık)
% 9 una daha masum birer çocukken bile dokunduk.
Ama onlar hep sustular. Çünkü konuşsalar kimse inanmazdı. “kim bilir neler yaptın ki sana tacizde ya da tecavüzde bulundu amcan ya da komşun” bu da sana ders olsun, türünden tepkiler görecekti.
Ama bu ders o kadar acıdır ki biz erkekler bilemeyiz. Bizlere sorduklarında %25 imiz “bazı durumlarda kadın dövülür” demeyi doğal bir şey gibi dile getirdik.
% 51’i erkekler ile tartışmayı bile “saygısızlık” sanıyor artık. %36’sı kendisi para kazansa bile parasını nasıl harcayacağına karar veremeyeceğine inanmış ya da inanmak zorunda kalmış. % 52’si “erkek kadından sorumludur” diyecek kadar kadınlığını unutmuş ya da unutturulmuş. % 49’u “erkek ne zaman isterse bana sahip olabilir benim itiraz hakkım olamaz” diyecek konuma gelmiş ya da getirilmiş!
Hal böyleyken kabul edelim biz kadınları kullanmayı çok sevdik. Evde, işte, siyasette, okulda kısacası her yerde…
Parti kongrelerinde sözde liderler konuşurken arka fonda 3-4 kadın vardı hep. Onlardan vitrin yaptık, imaj yaptık. Başörtülü, normal türbanlı, modern türbanlı ve türbansız…
"Cennet anaların ayakları altında" diye diye büyütüldük ama anaları hep ayaklarımız altında çiğnedik, ezdik, tepikledik…
14 şubat sevgililer günü ya da anneler gününde bir kaç saat ara verdik ama sonra yine ezmeye devam ettik.
İş verirken bile onları hep düşündük! İ�� yerinde gözümüz gönlümüz açılsın ya da malum niyetler ile bayan eleman aranıyor ilanı vermeyi çok sevdik.
Bu ülkede kadın olmanın ne kadar zor olduğunu biz erkekler bilemeyiz. Çünkü artık konuşmuyorlar, konuşamıyorlar, konuşturulmuyorlar.
Bu ülkenin kurucusu Atatürk 1930’lu yıllarda Türk kadınına dünyadaki birçok çağdaş ülkeden önceden hak ettiği hakları verdiğinde umutlanmıştık. Çünkü o Atatürk’tü ve Kurtuluş Savaşında bebeğinin kundağında mermi taşıyan anayı ya da cephede erkeği ile göğüs göğüse savaşan bacısını unutmamıştı. İhanet edemezdi ve etmemişti de. Ama biz ihanet ettik! Türkiye nereye gidiyor? Diye soruyor herkes birbirine.
Oysa cevap ne kadar da açık değil mi? Türkiye hızla ve şevkle karanlığa gidiyor. Hatta koşuyor…
Çünkü kadın yok oluyor, yok ediliyor…
Benim annem, kız kardeşim, sevgili kızım yok oluyor…
Kadını yok olan ülkenin gideceği yol bellidir. Karanlık ve onursuz bir gelecek…
#Kadınhayattır
19 notes · View notes
uzaydanhaberler · 7 months
Text
İzlanda üzerinde bir Zümrüdü Anka Aurorası
Günün Astronomi Görseli 25 Şubat 2024 Görsel Telif: Hallgrimur P. Helgason; Ek Açıklama: Judy Schmidt Diğer tüm aurora gözlemcileri evlerine dönmüştü. İzlanda’da, sakin bir Eylül gecesinde saat 3:30 olduğunda o gecenin auroralarının büyük kısmı kaybolmuştu. Aniden, beklenmedik şekilde, yeni bir parçacık patlaması uzaydan aşağı doğru aktı, Dünya atmosferini bir kez daha aydınlattı. Bu sefer,…
Tumblr media
View On WordPress
13 notes · View notes
06chrome06 · 7 months
Text
Şimdi şiir bence senin yüzündür
Şimdi benim tahtım senin dizindir
Sevgilim, saadet ikimizindir
Göklerden gelen bir yadigar gibi
Sözün şiirlerin mükemmelidir
Senden başkasını seven delidir
Yüzün çiçeklerin en güzelidir
Gözlerin bilinmez bir diyar gibi
Başını göğsüme sakla sevgilim
Güzel saçlarında dolaşsın elim
Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
Sevişen yaramaz çocuklar gibi
Sabahattin Ali
25 Şubat 1907 İyi ki doğdun #sabahattinali
Tumblr media
18 notes · View notes
bendeliyimhanimefendi · 7 months
Text
Herkese iyi uykulaarr!!!!🥹🥹🫂🫂🫶🫶
25 Şubat Pazar 00.51
19 notes · View notes
frederico35 · 1 year
Text
Öğrencilik Döneminde İlk Seks Deneyimim
İsmim Ferhat. şu an 48 yaşındayım. 25 yaşındayken yaşadığım gerçek bir seks maceramı paylaşmak isterim. O zamana kadar karşı cinsle hiç cinsel münasebetim olmamıştı. Kız arkadaşlarımla en fazla biraz flört edebiliyorduk. Biraz çekingen yapım nedeniyle cinsellikten uzak kalmıştım. Tabuydu birçok şey. Ta ki Muhterem ablayı tanıyana kadar. 35-36 yaşında, benden yaklaşık 10 yaş büyük, kilolu bir hanımdı. O zamana kadar kilolu hanımları hiç cazip bulmazdım. Muhterem abla tüm bu ön yargımı değiştirdi.
O aralar İzmir'de üni. son sınıftaydım. 2-3 sene uzatmıştım okulu. Ama artık son seneydi. Evde kalıyordum. Ev arkadaşlarımın hepsi (4 kişiydik). Şubat tatilinde hepsi memleketlerine gittiler. Ben gitmedim. Bizimkilere de evde kalıp ders çalışacağımı söyledim. Ki gerçekten çalışacaktım. Fazla uzamıştı okul, kalan dersleri temizleyip diplomamı almak istiyordum. Ailem de haklı buldu tabi, onlar da sıkıldı okulu uzatmamdan.
Bu arada ev tipik öğrenci evi olduğu için darmadağınıktı. Hazır bizim çocuklar da yokken enikonu bir temizliğe ihtiyacı vardı. Bizim temizlememizle olacak gibi değildi. Karşı komşumuz Ayfer ablaya sordum, var mı bildiğiniz bir ev işlerine yardımcı bir kadın. Sadece bir gün sürecek tam temizlik. Kendisine gelen bir kadın olduğunu fakat öyle tek günlük yerlere gitmediğini, kendisiyle birlikte düzenli gittiği yerler olduğunu söyledi. Ama araştıracağını da söyledi.
Ertesi gün kapı çaldı, Ayfer abla gelmişti. Bana birini bulduğunu söyledi. Akşam üstü onunla birlikte kapıdan uğrayıp tanıştırcakmış. Yan sokakta oturuyomuş, yeni boşanmış, düzenli iş bulana kadar böyle günlük işler yapabilirmiş vs. Akşam 5 gibi ikisi de geldiler, kapı önü soğuk hemen içeri aldım. Baktım, bayağı kilolu, öyle böyle değil, içimden "kendini kaldıramaz, hadi ben de yardım edicem, bir günde nasıl halledecek temizliği" diye hayıflandım. Neyse dedim zaten 1 gün gelecek. Ne istersiniz dedim şu ücret dedi, tamam. Zaten çok isteseydi bile kabul edecektim. Önceden de bizim çocukları da aradım, şu fiyata evi temizletiyorum, haberiniz olsun diye.
Ayfer abla benim düşünceli olduğumu farketti, "merak etme Muhterem temiz kızdır, halleder bir günde" diyip beni rahatlatmaya çalıştı. Ertesi güne anlaştık. Sabahtan geldi. Arkada üstünü değişti. Bir baktım, koca bir göt. Aynı büyüklükte göbek memeler kalın bacaklar. Sanki ana tanrıça kibele gibi bir vücut. Bu nasıl temizleyecek derken hiç beklemediğim şekilde atik hareketlerle temizliğe başladı. Merdiveni çekip camları temizlemeye başladık. Kah ben çıkıyorum o bez veriyor, kah o çıkıyor ben bez veriyorum. O çıkınca da aman düşmesin diye merdiveni tutuyorum. Bu arada bacaklarının görüntüsü ve vücut kokusu pipimde hafif kıpraşmalara neden olmaya başladı. İçimden "napıyon kendine gel" demeye başladım.
Öğlene kadar böyle bayağı bir odayı, salonu, camları temizledik. Sadece mutfak banyo tuvalet antre falan kaldı. Öğle yemeği yedik, bir şeyler hazırladım, kilosu nedeniyle iyi bir sofra çıkarttım, dışarıdan da bişeyler getirdim aşağı inip (O zamanlar öyle telefonla sipariş çok yaygın değildi, cep telefonu bile herkeste yoktu). Yerken sohbet ettik. Kocası başka kadına gitmiş bunu iki çocukla bir başına bırakmış. Anlatırken sanırım üzüldüm biraz karnım ağrımaya başladı. Genelde öyle olur sıkılır üzülürsem. Ben biraz yatayım sen temizliğe devam et, bulaşığı sonra yıkarız dedim. Sana nane limon kaynatayım mı dedi. Şu yediklerimi biraz sindireyim olabilir dedim. Gidip salondaki kanepeye uzandım. Ama ağrı azalmadı. Sanki tahmin etmiş gibi biraz sonra elinde nane limonla geldi.
Ben teşekkür edip bardağı elinden alıp içerken "biraz ovayım mı karnını?" dedi. Şaşırdım utandım falan, ne diyeceğimi bilemedim, "merak etme ablan sayılırım, ovalayınca geçer belki" dedi. Ben yarım ağız eh meh derken kanepenin yanına diz çöktü, o etli kocaman elleriyle ovmaya başladı. Arada ovarken gayri ihtiyari serçe parmağı kasıklarıma doğru kayıyor. Bu da pipimde uyarıcı etki yapıyordu. İşin ilginci ovaladıkça ağrım hafifliyor ama pipi de dikelmeye başlıyordu. Pantolon kalındı ona güveniyordum ama artık önümde şişkinliği başlamıştı. O da fark etti bunu. Yüzü kızardı. O an ben hiç beklenmedik bir şey yaptım. Sağ elimi onun ovan elinin üstüne koydum. Onunla birlikte ovmaya başladım.
İşte fitilin ateşlendiği an o andı. Pantolonun sıkıyor onu açayım biraz daha rahatlasın dedi. Hiç bişey demedim. Yavaşça düğmeyi açtı. Açtıktan sonra eli daha aşağı doğru inmeye başladı. Benim heyecanlanıp utandığımı gördükçe daha aşağı indi. Biraz daha rahatlasın diye fermuarı mı da yavaş yavaş aşağı indirdi. Tabi sade donum tutunca pipim daha net yükseldi. Bunu görünce dayanamadım cesaretlenip sağ elimi çekip sol elimi onun elinin üzerine koydum, sağ elimle de diz çökmüş eteğinin altından kalçalarına dokunmaya parmaklarımı bacaklarında gezdirmeye başladım. O da bundan cesaret almış kı bir hamleyle iki eliyle birden donumun önünü aşağı indirdi! Pipim özgürlüğüne kavuşmuş dimdik önünde duruyordu artık. "Ayyyhh sikin fırladı!" dedi gülerek. "Çok canım çekti Muhterem abla, kusura bakma dayanamadım" dedim utanarak "Ayy hiç kusur olur mu, onun da canı çekmiş işte, hem bak senin elin de nerelerimde, hadi sen de dokun amcığıma" demez mi! O elimle eteğinin altından külodunu sıyırıp parmaklarımla vajinasına ulaştım, sırılsıklam olmuştu. Kulağıma eğilip "Muhterem ablan seni doyurur besler sütüyle hiç merak etme" deyip bir eliyle koca memesini çıkarıp ağzıma tıktı! "Em bebeğim, Muhterem'in sütü sana helal olsun" diye fısıldadı.
Artık hem memesini emiyor, bir elimin parmaklarıyla da ıslanmış amcığına girip çıkıyordum. O da eliyle pipime 31 çektiriyodu. "Ne kadar da büyükmüş, damarlıymış bu aslanım" derken taşaklarımı da avuçlayıp onları da dışarı çıkardı! "Ohhh maşallah koca koca tüylü toplar, Muhterem ablası yesin onları" deyip avucuyla sıkmaya başlayınca zevkten kendimden geçmeye başladı. "Böyle olacağını bilseydim kıllarımı alırdım ablacım" dedim utanarak. Hem kış günü hem de tembellikten uzun süre almamıştım kıllarımı, resmen orman gibiydi. "Muhterem ablan jiletle temizler pampak yapar onları meraklanma, hem kıllısı da güzel" derken parmaklarını kasıklarımdaki, pipiminin üstündeki, taşaklarımdaki uzun kıllarda gezdiriyordu. "Senin de kıllar hafif uzamış abla" dedim, Tabi onunkiler daha kısaydı en fazla bir haftalık. "Ben de bilseydim senin için kaymak gibi hazırladım onu, hiç aklımda yoktu" dedi. "Olsun dedim ablacım, kıllısı da güzel" dedim ben de.
O bu sırada hızlı hızlı sikimi çekmeye başladı. Ben de onun amcığını aynı şekilde parmaklıyordum. Birkaç dakikaya sular seller gibi fışkırmaya başladım, onun ellerine hatta açıktaki memesine, yüzüne spermlerim bulaşmıştı. "Oh maşşallah suladın beni güzelim!" deyince iyice utandım. "Olsun ablası kurban, senin döllerin bal kaymak benim için" deyip ellerindeki memelerindeki yüzündeki döllerimi yalamaya başladı. Henüz dikliğini koruyan pipimi memesine sürmeye başladı. "Ben de senin am sularını emmek istiyorum" deyince hemen eteğini külodunu çıkardı. Ben de pantolonu mu donumu çıkardım. Üstümüzde benim bir kazak kaldı. O da üstündeki elbise üstünü çıkardı, sadece bir memesini çıkardığı sütyeni kaldı. "öbür memenin suçu ne o da özgürlüğüne kavuşsun ablacımm" diyince sütyenini bir eliyle çekip fırlattı.
Artık önümde koca memeleri kalçaları büyük göbeği sallanan, biraz pörsümüş kısa kıllı amcığı ıslak ıslak pipimi arzulayan bir kadın vardı. Normal de hiç cazip gelmeyecek bu görüntü bende öyle iştah ve arzu uyandırmıştı ki pipim yeniden kalkmaya başladı hafif hafif. "Oyyy maşallah doyamamış mı bu tatlı sik Muhterem ablacığına" diyip bir eliyle memelerini sallamaya başlayınca kendimden geçtim. "Ablacım bu benim ilk deneyimim, doya doya yaşayalım bunu, hiçbişey düşünmeyelim." dedim. "Yerim seni" deyip tekrar önüme diz çöktü. Artık koltukta oturur vaziyetteydim. Bacaklarımı aralayıp ağzı dili dişleri dudakları ile pipimi taşaklarımı öpmeye emmeye yalamaya hafifçe ısırmaya başladı. Zevkten uçuyordum. Kıllarımdan hiç tiksinmeden, çekinmeden dilini kasıklarımın dibinde gezdiriyor, emiyordu her noktasını. Ben de bir elimle memelerini sıkıyor, diğer elimle kıvırcık saçlı başını sikime bastırıyordum.
Tam bir zevk yumağına dönüşmek için ben de yere indim, halıya uzandım. Kazağımı da çıkardım. Artık ikimizde çırılçıplaktık. Ve ben de onun tombul bacaklarını aralayıp göbeğini öperek, yavaş yavaş amcığına inerek yalamaya emmeye başladım. Kıllı amcığı iyice ballanmış, zevk sularını daha da akıtmaya başlamıştı. İştahla onu yalar emerken iki elimle de kalçalarını sıkıyor parçalarcasına bastırıyordum. Ben altta o üstte 69 pozisyonunda zevk dalgalarına bırakmıştık kendimizi. Odada sadece "şlopp şlopp şap şap" diye dil damak dudak şaplatma sesleri duyuluyordu. Arada da "Ohhh hanimiş de aslanımın siki, demir gibi ohhh, nasıl da yalarmış emermiş muhterem ablasının amcığını" diye fısıldıyordu ağzından sikimi taşaklarımı çıkardığında. Ben ise "oohhh muhteremim ohhhh ahhh ballı amcığını yerim muhterem ablacımm" diye inliyordum. İnlemeler ohlamalar arasında ikinci postayı da ağzına attım Muhterem'in. Yalana yalana hepsini yuttu döllerimi, bir yandan da "Şifa bu şifa Ferhat'ımın balları" diye yalanıyordu.
O gün gün öğleden sonra iş miş kalmadı tabi. Akşama kadar uzun uzun postalar attık. Sikim küçüldüğünde hanimiş hanimiş deyip ağzıyla emerek dikeltti. En çok domalmayı seviyordu. Uzun uzun dakikalarca domalttım. Taşaklarım kalçalarına ve amına çarptıkça salonu "şap şap çap çap" sesleri ve inlemelerimiz doldurdu. Memelerini doya doya emdim, ısırdım. Bacak omza yaptık, üstüme oturdu, ki kilolu olduğu için fazla da yüklenmedi. Her tarafımız döl, am suyu, ter olmuştu. Banyoya geçip birbirimizi yıkadık, tabi birer posta daha atarak. Artık boşalamıyordum, sikim hissizleşmişti. O da bitip tükenmişti, amcığı iyice gevşemişti.
Ertesine güne kalan iş 4 günde bitti. Her gelişinde temizlik yerine sikişmeye başlamıştık. Sadece birbirimizin traş bıçağıyla sik amcık kıllarını temizleme işini yapmıştık. Çocuklar dönene kadar Muhterem'le alt alta üst üsteydik. Hayatımın en mutlu günleriydi. Çocuklar gelince artık yapamadık. Muhterem de sanırım başka kadına giden kocasının acısını, intikamını böyle çıkarmak istedi. Ben ise cinselliği ilk kez yaşamanın heyecanıyla onu da kendimi de iyice doyurmuştum.
Meğer iş başka yöne gitmiş sonradan haberim oldu. Karşı komşu Ayfer abla kuşkulanmış. Malum Muhterem'i o bulmuştu. Onun hallerindeki değişimi fark etmiş. Ertesi gün evi dinlemiş bizim zevk seslerimizi duymuş. Muhterem'i biraz sıkıştırıp tehdit edince o da itiraf etmiş. "Söyle Ferhat'a bu işin buraya varacağını bilmiyordum, böyle olmaz, izin vermem. Eğer aranıza beni de alırsanız affederim" demi�� Muhterem'e. Muhterem utanarak söyledi bunu ama benim söyleyecek sözüm yoktu. Evin kirası biz öğrenciler için çok uygundu. Daha iyisini bulamazdık. Ayfer bunu ev sahibine söylerse kesin çıkartırdı. Kabul ettim. Hem Ayfer abla 47 yaşında vücudu gayet düzgün hoş bir kadındı. Yaşça büyük kocası vardı, varlığıyla yokluğu birdi. Kocası memlekete gittiğinde artık o da Muhterem'le bize damlıyordu. Onun vücudu çok daha güzel ve bakımlıydı. Dahası çocuklar memleketlerinden dönünce onlar da bu durumu öğrenip bize katıldılar. Aynı anda 6 kişi, 20li yaşlarda 4 genç erkeğin penisi, 47'lik Ayfer ve 36'lık Muhterem ablaları zevkten zevke uçurmaya başladı. İkisi de resmen çıldırdı kudurdu. Tabi 4'ümüzü de mezun olana kadar doyurdular. Mezun olduktan sonra da her ikisiyle de ara ara buluştuk.
Muhterem ve Ayfer ablalarla yaşadığımız o toplu seks anılarımızı da başka bir hikayede anlatacağım.
Gizliliğe ve güvene önem veren tüm olgun hanımlar sanal seks yapmak için [email protected] adresine yazabilirler.
20 notes · View notes
gununkutluolsunn · 7 months
Text
Dünya cüzam (lepra) gününüz kutlu olsun.
25 şubat.
5 notes · View notes
tarikbinziyad · 2 years
Text
Gündeme Dair
1- Ülke gündemini medya eliyle sürekli ve hızlıca değiştiriyorlar. Önce sahte doktor, sonra da malumunuz evlilik mevzuu. Sahte doktor olayında anlatılanların sadece yüzde 10'luk kısmı doğru(nereden biliyorsun diye sormayın ama biliyorum). Diğer olay da sadece bir iddia, ki iddiayı medyaya sunanların da kim olduğu ortada. Dava devam ediyor.
2- Evlilik mevzuu üzerinden cemaatlere saldıran güruh... Duydunuz mu bilmiyorum ama 28 Şubat sürecinde yine benzer şekilde bir Fadime Şahin komplosu vardı. Bundan 25 yıl sonra benzer şekilde yine cemaatlere saldırıyorlar.
3- Sosyal medyada çok dikkatli olmak lazım. Akl-ı Selim ile hareket etmek lazım. Hatta tavsiye olarak da, böyle gündemin aşırı yoğun olduğu zamanlarda belki de medyadan uzaklaşmak lazım.
Allahu a'lem. Selâmetle
44 notes · View notes
aynodndr · 1 year
Text
Bu yazıyı yazan adamı yüreğinden öpüyorum ❤
Biz kadınları hiç sevmedik!
Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik
Ağızlarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik.
Göğüslerini sevdik…
Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık.
Kalçalarını sevdik…
Gerçekten güzel vücutlu ve “çıtırsa” daha çok sevdik…
Yolda, arabada, televizyonda, internette onlara hep “baktık”
Her yerlerine iyice ve dikkatle baktık.
Pek iyi görememiş olacağız ki bir daha baktık.
Bir daha ve bir daha…
Kadınların her yerlerine baktık ama gözlerine ya hiç bakmadık ya da baktığımızda çok geç olmuştu…
Biz kadınlara çok dokunduk! Onlar istese de istemese de dokunduk.
Son yıllarda dini motiflerden güç bulanlarımız oldu.
Eh! Yozlaşan toplum ve geç gelen hatta hiç gelmeyen adalet olunca da 13-14 yaşındaki çocuklara bile dokunmaya başladık! Sapık damgası yemeyi göze alanlar bile şaşırdı çünkü sapık diye haykıran ne kadar azdı!
Kadınlara dokunmada dünya sıralamasında üst yerlere geldik… 2009 itibariyle rakamlar oldukça “umut verici!!! “
% 40 ını sürekli dövdük
%45 ine duygusal şiddet uyguladık (küfür, hakaret, küçük düşürme)
%16 sına zorla sahip olduk (ve olmaya devam ediyoruz)
Tüm bunlara maruz kalan her 3 kadından biri intihara kalkıştı ama biz hiç oralı olmadık (hem bize ne değil mi? Fener ya da Cimbom maç kaybedince çok üzüldük ama kadınlar söz konusu olunca pek oralı olmadık)
% 9 una daha masum birer çocukken bile dokunduk.
Ama onlar hep sustular. Çünkü konuşsalar kimse inanmazdı. “kim bilir neler yaptın ki sana tacizde ya da tecavüzde bulundu amcan ya da komşun” bu da sana ders olsun, türünden tepkiler görecekti.
Ama bu ders o kadar acıdır ki biz erkekler bilemeyiz. Bizlere sorduklarında %25 imiz “bazı durumlarda kadın dövülür” demeyi doğal bir şey gibi dile getirdik.
% 51’i erkekler ile tartışmayı bile “saygısızlık” sanıyor artık. %36’sı kendisi para kazansa bile parasını nasıl harcayacağına karar veremeyeceğine inanmış ya da inanmak zorunda kalmış. % 52’si “erkek kadından sorumludur” diyecek kadar kadınlığını unutmuş ya da unutturulmuş. % 49’u “erkek ne zaman isterse bana sahip olabilir benim itiraz hakkım olamaz” diyecek konuma gelmiş ya da getirilmiş!
Hal böyleyken kabul edelim biz kadınları kullanmayı çok sevdik. Evde, işte, siyasette, okulda kısacası her yerde…
Parti kongrelerinde sözde liderler konuşurken arka fonda 3-4 kadın vardı hep. Onlardan vitrin yaptık, imaj yaptık. Başörtülü, normal türbanlı, modern türbanlı ve türbansız…
"Cennet anaların ayakları altında" diye diye büyütüldük ama anaları hep ayaklarımız altında çiğnedik, ezdik, tepikledik…
14 şubat sevgililer günü ya da anneler gününde bir kaç saat ara verdik ama sonra yine ezmeye devam ettik.
İş verirken bile onları hep düşündük! İş yerinde gözümüz gönlümüz açılsın ya da malum niyetler ile bayan eleman aranıyor ilanı vermeyi çok sevdik.
Bu ülkede kadın olmanın ne kadar zor olduğunu biz erkekler bilemeyiz. Çünkü artık konuşmuyorlar, konuşamıyorlar, konuşturulmuyorlar.
Bu ülkenin kurucusu Atatürk 1930’lu yıllarda Türk kadınına dünyadaki birçok çağdaş ülkeden önceden hak ettiği hakları verdiğinde umutlanmıştık. Çünkü o Atatürk’tü ve Kurtuluş Savaşında bebeğinin kundağında mermi taşıyan anayı ya da cephede erkeği ile göğüs göğüse savaşan bacısını unutmamıştı. İhanet edemezdi ve etmemişti de. Ama biz ihanet ettik! Türkiye nereye gidiyor? Diye soruyor herkes birbirine.
Oysa cevap ne kadar da açık değil mi? Türkiye hızla ve şevkle karanlığa gidiyor. Hatta koşuyor…
Çünkü kadın yok oluyor, yok ediliyor…
Benim annem, kız kardeşim, sevgili kızım yok oluyor…
Kadını yok olan ülkenin gideceği yol bellidir. Karanlık ve onursuz bir gelecek…
9 notes · View notes
baybaykus · 8 months
Text
BU DEFA İŞİMİZ ÇOK DAHA ZORDUR
Bugüne kadar, 11 defa ekonomik kriz yaşadık. Ama bugün yaşamakta olduğumuz kriz öncekilerden çok farklıdır. Zira önceki krizlerde yalnızca ekonomik dengeler bozuktu ve ekonomik istikrar programları ile Türkiye krizlerden çıktı. Bu gün ise bir istikrar programı yok, IMF desteği yok ve daha da önemlisi siyasi, sosyal dengeler de bozuktur...
1.Toplumda kamplaşma tırmandı. Siyasi İslamcılık, yani siyasette dini referansların kullanılması ve şeriat talepleri yaygınlaştı. Anayasaya göre; “Türkiye demokratik laik ve sosyal hukuk devletidir.” Buna rağmen şeriatı tartışmak, şeriata gidiş olarak algılanıyor. Dahası eğer bir ülkede şeriat tartışması varsa, kimse kimin ne söylediğine bakmaz, herkesin aklına İran, Afganistan gelir.
Bu gidişat; yerli ve yabancı sermayeyi, vasıflı iş gücü ve genç kabiliyetleri ürkütüyor. Sermaye olarak döviz girmiyor ve tersine yerli sermaye de çıkıyor. Döviz sorunu tırmanacaktır.
Devletin yapması gereken; anayasaya ve yasalara aykırı olarak, adliye koridorlarında atılan şeriat sloganlarını, mitinglerde açılan hilafet bayraklarını önlemektir.
2.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının ve Anayasa Mahkemesi kararlarının askıya alınması, hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını endişe edilecek noktaya getirmiştir. Bu durumun tespiti için uluslararası kuruluşların ve AB’nin anketlerine ve uyarılarına gerek yoktur. Her şey ortadadır açıktır. Bunun içindir ki, sermaye mülkiyet güvencesi endişesi taşıyor ve dışarı çıkıyor. Yabancı sermaye gelmiyor. Yatırım yapılmıyor. Ekonomi durgunluğa girdi.
Hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmeden, güven oluşturmadan şöyle veya böyle bu krizden çıkamayız.
3.Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün açıkladığı Yolsuzluk Algı Endeksi’nde Türkiye 180 ülke arasında 115. sırada yer aldı. Mısır, Zambiya ve Gambiya gibi ülkelerin gerisine düştü.
Yolsuzluk Algısı Endeksi, 1995 yılından bu yana Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından her yıl yayımlanan bir rapordur. Bu raporu bütün dünya dikkate alır.
Türkiye’de 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk skandalı yaşandı. Bu dönemde yürütülen, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu bazı kamu kurum ve kuruluşları ile aralarında dört bakanın da yer aldığı kamu görevlilerinin görevi kötüye kullanma ve rüşvet ile suçlandığı soruşturmalardır.
Türkiye o günden beri belini doğrultamadı. Çünkü;
*Yolsuzluk, haksız rekabet yaratır. Piyasa ve fiyat düzenini bozar.
*Yolsuzluk siyasette yozlaşma yaratır ve sistemin çalışmasını engeller.
*Yolsuzluk hükûmetlere olan güven kaybına neden olur, sermaye hareketlerini ve yatırımları engeller.
Yolsuzluğun panzehri, demokrasi, kurumsal devlet ve devlette şeffaf yönetim, denetim ve özel sektörde kurumsallaşmadır.
4.Kurumsal yapılar bozuldu. Başkanlık sistemi demokraside tahribat yarattı. İdeolojik devlet ve eğitim, kurumsal yapıyı bozdu. Devlette israf var. Verimlilik düştü. Yetiştirdiğimiz vasıflı iş gücü beyin göçü olarak dışarıya gidiyor.
Krizle baş edebilmek için; kurumları yeniden kurumsal statüye sokmak gerekir.
04 Şubat 2024
Esfender KORKMAZ
KAYNAK: https://yenicaggazetesi.com.tr/
4 notes · View notes
hayalincesi · 7 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
"Ressamın resimle kurduğu ilişkide en güzel şey sıbğatullah."
25-26 Şubat
3 notes · View notes
tanrininkokteyli · 7 months
Text
Bugün 25 şubat dünya yarı yolda bırakılanlar günü.
4 notes · View notes