Tumgik
#2 Ocak
ekiminonikisii · 9 months
Text
Ben hangi sokağa girsem sonu çıkmaz oluyor. Hangi kalbe biraz yaklaşsam kendi kalbimi paramparça buluyorum. İstediğim çok bir şey yok aslında. Sadece bu sefer benim olanın beni bulması ve yormadan sevgisinden emin olacağım güvenilir bir kalp..
3 notes · View notes
bozusuruz · 11 months
Text
Simdi 15 gece baslasam hic mola vermeden calissam 3 saat 45 dakika yine az ama yaoacak bi sey yok
4 notes · View notes
rastgeleticaret · 2 years
Text
A101 BU HAFTA PERŞEMBE | A101 26 OCAK 2023 KATALOĞU | A101 İNDİRİM | A101 Aktüel Kampanyaları
A101 market alışverişi ve indirimleri 26 Ocak 2023 günü başlayıp 2 Şubat 2023’e kadar geçerli olacak. A101 kampanyaları ve …
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
elisaa-suu · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media
🇹🇷Cumhuriyet dönemi ve Kadın hakları denilince de Halide Edip Adıvar 🇹🇷
Halide Edib Adıvar ya da bilinen diğer adıyla Halide Onbaşı (1884 - 9 Ocak 1964), 2. Meşrutiyet ve Cumhuriyet Dönemi'nde roman, hikaye, anı, tiyatro ve şiir gibi türlerde birçok eser yazmış Türk roman yazarı, hikaye yazarı, eğitimci, aktivist ve siyasetçidir.
69 notes · View notes
seyyahe-iavare · 9 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Bunu sevdiğini söylemiştin deyip getirmiş. Dünden beri biz birlikte hiç içmedik ne zaman nerde söyledim hatırlamaya çalışıyorum yok. Sabah gelince sordum sen nerden biliyorsun bunu sevdiğimi. Baktığımız fotoğraflarda göstermiştin 3 yıl önce evi taşırken de kolide tarihi geçmiş bir tane vardı ordan hatırladım dedi. Bir de 2 yıl önce Sivas'ta birlikte yediğimiz bir tatlıyı bulmuş bu da pastan diye❤️ Bu bugün bana almak isteyip alamadığı tüm hediyelerden o kadar kıymetli ki..Allahım.....amin...
Postu okuyan maşallah desin ne olur zira bu tarz yaptığım her paylaşımdan sonra muhakkak çok saçma bir şeyden kavga çıkıyor. Allahım ağzımızın tadı bozulmasın çok amin
15 Ocak 2024/Yozgat
54 notes · View notes
yasamaksarkisi · 9 months
Text
geçtiğimiz 2 senenin bazı muhtelif gecelerinde de tez yazmak için sabahlasaydım son teslim tarihine 2 gün kala (yani 17 ocak, yani bugün) tezi çoktan bitirmiş olurdum diye düşünüyor ve selametle uyuyorum sabah 7.30da kalkıcam (son hafta-ögrenciler gelmez diye biraz daha rahatım dogrusu) öğleyin kahveye misafirim gelecek ve ev süpürmem gerek
yine de içim rahat. e tabi yani uzun zamanın yükü bu tez. darısı savunmanın başına.
sabahçılara günaydınlar. unutmayın ki dünya üzerinde yaptığımız hiçbir şey bizi olduğumuzdan daha değerli kılmaz. zaten o değer biziz. hiçbir şeye ihtiyacımız olmadan.
12 notes · View notes
simena · 2 years
Text
Tumblr media
2022 yılında 9.325 gönderi yollamışım
9.018 gönderiyi kendim oluşturmuşum (%97)
307 gönderiyi RB'lemişim (%3)
En çok RB'lediğim bloglar:
@soul-luminnous-eyes
@havekat
@huariqueje
@fravery
@psikonauti
2022 yılında 5 gönderimi etiketlemişim
#art - 1 gönderi
#purple - 1 gönderi
#spotify - 1 gönderi
#louis picard (detail) - 1 gönderi
#caspar ritter - 1 gönderi
#artwork - 1 gönderi
#artist - 1 gönderi
#glitter - 1 gönderi
#floral - 1 gönderi
#flora - 1 gönderi
En Uzun Etiket: 21 karakter
#louis picard (detail)
En Popüler 2022 Gönderilerim:
5.
Tumblr media
Maya Fidawi
12.469 not - 10 Şubat 2022 tarihinde gönderildi
4.
Tumblr media Tumblr media
Anastasiya Valiulina
14.238 not - 6 Ocak 2022 tarihinde gönderildi
3.
Tumblr media
Adolf von Becker - The cat on the pillow
16.354 not - 24 Şubat 2022 tarihinde gönderildi
2.
Tumblr media
Nick Alm (detail)
35.698 not - 7 Nisan 2022 tarihinde gönderildi
2022 yılında 1 numaralı gönderim
Tumblr media
Domenico Fiasella (detail)
36.065 not - 28 Mart 2022 tarihinde gönderildi
Tumblr 2022 Yıl Özetin seni bekliyor →
108 notes · View notes
lovelyyfluff · 3 months
Text
Hiiro Amagi
"Gökyüzünü delen kızıl kırlangıç"
Tumblr media
Fuhahahahahaha! Ben Hiiro Amagi! İdolleri yok etmek için memleketimden buralara kadar gelmiş yeni bir idolüm! ...Hm? “İdolleri yok edeceğini söylüyorsun, ama sen de idol değil misin” mi? Evet öyle, biraz karışık bir durum! Bizler, ALKALOID olarak karşımıza çıkan tüm engelleri yerle bir edeceğiz! Önümüzdeki bu uzun ve tümsekli yolda geçerken zorluklar yaşayabiliriz, ama başaracağız, yani o gün gelene kadar bizi destekleyebilir misin?
- Hiiro
Hiiro idol sektörüne az bilgiyle girmiştir, fakat yine de idol olmayı hedefler. Kendisi Rinne Amagi'nin küçük kardeşidir. Pozitif, masum ve kararlı bir kişiliğe sahip. Şarkı söylerken çıkan yankılı ve kendinden emin sesiyle doğal ve güçlü performanslar sergiler.
Karakterin tanıtımını kendi ağzından dinlemek için idol hikayesini okuyabilirsiniz.
Hiiro, Starmaker Prodüksiyon'un altında çalışan ALKALOID'in lideridir.
Tumblr media
Yaş: 16-17
Okul: Yumenosaki Özel Lisesi
Sınıf: 2-B
Kulüp: Karate Kulübü
Boy: 174 cm
Kilo: 57 kg
Doğum günü: 4 Ocak
Sevdiği yiyecek: Limon, omurice*
* ç.n. pirinç üstünde omlet
Hobi: Gümüş takı biriktirmek
Uzmanlık alanı: Dövüş sanatları, spor
Aile: Rinne Amagi (abisi)
Diğer bazı bilgiler:
Saf kişiliğine rağmen doğuştan zekidir ve derslerinde oldukça başarılıdır. Sınıfındaki en iyi öğrencidir. Aira bazen bu konuda Hiiro'yu kıskanıyor.
2 notes · View notes
yantekerlek · 3 months
Note
Yante hayırlı geceler, Şule Gürbüz tıpkı senin gibi beni de kalemiyle hayrete düşüren bir yazar oldu Coşkuyla ölmek’ten sonra bir süre kendime gelemedim. Şule gürbüz kitaplarıyla ilgili bir okuma sıralaman var mı acaba kendisi çok uzun aralıklarla yazmış acaba kronolojik gitmek daha mı mantıklı olur fikrini almak istedim ✨
ben şule gürbüz'e nasıl, hangi vesileyle başladım diye düşündüm hatırlayamadım. sonra tumblrı günlük olarak yazdığımı hatırladım. şule gürbüz yazdım sayfamdaki arama kısmına. bütün alıntıları kaydır kaydır yoruldum ama en sonunda kambur postuna ulaştım. meğer bir anonim fısıldamış. anonimi bulamadım. mekke'ye giden yol'u da bir anonim fısıldamıştı, üsküdar'da bir attar dükkanı'nı da. hah ne diyordum, kambur. kambur'la beraber öyle miymiş'i de almışım. bir sıraya göre okumamışım yani. kitapta ve filmde, bir yazarın yalnızca bir kitabı, bir yönetmenin yalnızca bir filmi güzel oluyor ya aynı tadı alamıyorumcuydum ben. asgar ferhadi ve şule gürbüz bu huyumdan vazgeçirdi. şule gürbüz'ün her kitabında müstakil bir tat var. o yüzden sıra yok bence. sadece iki kitabını sıraya uygun okumak gerekiyor o da kıyamet emeklisi 1. cilt ve kıyamet emeklisi 2. cilt (komik mi yantekerlek? evet komik:D )
bendeki sıra şöyle gelişmiş:
temmuz 2019 - kambur
ağustos 2019 - öyle miymiş?
ocak 2023 - kıyamet emeklisi 1-2
aralık 2023 - zamanın farkında
ocak 2024 - coşkuyla ölmek
4 notes · View notes
alperanayurduart · 6 months
Text
Tumblr media
Onlar, Osmanlının keskin kılıcı, savaş makineleri olarak adlandırıldılar. Osmanlının yaya yürüyen neferleri, piyade birliklerinin ilk örneğiydiler. Düşmanın üzerine yürüyüşe geçtiklerinde çıkardıkları zelzele yüreklere korku salardı. Belgrad'a, Viyana'ya, Bağdat'a, Tebriz'e, Karabağ'a, Polonya ovalarına, Sina çöllerine, Rusya bozkırlarına, Halep'e, Kahire'ye yürüdüler. Osmanlı ordusunda azınlık olmalarına rağmen devleti büyük zaferlere taşıdılar. Taki ocak disiplini bozulana kadar.
Doğru bir şekilde kontrol edildiklerinde, devletini zaferden zafere götüren, kahraman, yenilmez bir ordu; azdığında ise kendi devletine, milletine, düşmandan bile daha çok zarar verebilen, zalim, hain bir başıbozuk sürüsü haline geldiler. Güçlü, zeki ve baskın olan padişahların elinde çok iyi idare edilirken; istikrarsız, pasif ve başarısız padişahlar geldiğinde devleti yıkıma sürüklemişlerdir.
Ocak, arada isyan edip tekrar kontrol altına alınsa da imparatorluğun ilerleyen dönemlerinde iyice zıvanadan çıkmıştı. Cesur ve kahraman savaşçıların yerini, savaştan kaçan, rüşvetçi, zorba, halkın malına, canına, hatta namusuna bile kast eden çeteler almıştı. Kendileri fayda sağlamak yerine zarar verdikleri gibi, devletin ilerlemesine ve yeni ordu kurmasına da engel olmuşlardır. Hatta daha ileri gidip padişah katletmişlikleri bile vardır. Sultan Genç Osman faciasından sonra yeniçeriler iyice yüz bulmuş, çıkarlarına ters düşen devlet adamlarını ve sultanları yine bertaraf edip katletmişlerdir. Bir çok devlet adamı ve padişah bu ocağı kapatmak istese de başarılı olamamış ve canlarından olmuşlardır. Ta ki Sultan 2.Mahmud'a kadar. Yenilikçi bir padişah olan 2.Mahmudun, devletin diğer askeri birimlerini ve halkı arkasına alıp yürüttüğü bu topyekün kanlı harekatta yeniçeriler, karakollarına kadar sürülmüş, ardından ocağın tüm karakolları topa tutulmuş, içerideki tüm yeniçeriler canlı canlı kızartılmış , kıtır kıtır doğranmıştır. Halk bu zorba paralı askerlerden o kadar bıkmıştı ki bu kanlı vahşet gecesini vaka-i hayriye (hayırlı olay) olarak adlandırmışlardır. .Nihayetinde, Osmanlı İmparatorluğu'nu hem zaferden zafere taşıyan hem de yoldan çıkarak, zirveye taşıdıkları devletlerini çöküşe sürükleyen paralı asker ordusu yeniçeriler tarih oldu.
© Alper Anayurdu
deviantart.com/alperanayurdu
instagram.com/alperanayurdu.art
behance.net/alperanayurdu
artstation.com/alper_anayurdu
3 notes · View notes
zarifee · 4 months
Text
"Allah, A. iyi ki doğmuş dedirtecek şeyler yapmayı nasip etsin" demiş küçük kardeşim ocak ayında kendi doğum günündeki paylaşımın altına. Şimdi gördüm. Tekrar tekrar okudum, uzun bir yazı. Büyümüş de bir yazı. Gözlerim dolsu 2 tane yaş akıverdi. Rabbim dedim seni hakettiğin güzel yerlerde bulundursun. Duygulandım.
2 notes · View notes
dumanlikafalar · 2 years
Text
Şubat ayında askere gideceğim için Ocak ayında işten ayrıldım. Şubat ayı geldi ve bana dedilerki "senin askerliğini Nisan ayina atmışlar". Bende haliyle bu zamana kadar iş aradım. Mart ayı geldi askere gideceğim icin 1-2 aylik iş arıyordum. Haliyle bulamıyordum. Bu seferde dedilerki "senin askerliği Ağustosa atmışlar" olum beni mi istemiyomuz asker de la gücüme gidiyor artık. Zor durumda kalıyorum yani, askere gidicem diye işe giremiyorum. 😅😅
Ekleme: Ağustos'ta ertelenirse, kaçak olarak yaşamaya başlayacağım.
38 notes · View notes
ismailagacami · 1 year
Text
Tumblr media
 (16 Mayıs 1926) - Son Osmanlı Padişahı Sultan Vahîdüddîn Hân’ın vefâtı. Sultan Vahîdüddîn Han (6. Mehmed) 15 Ocak 1861 senesinde İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda doğdu.
Babası Sultan Abdülmecid Han’ın 8. oğlu olduğundan tahta çıkma ümidi yoktu. Bu sebeple gözden uzak bir şekilde büyüdü ve özellikle medrese eğitimine yönelerek ilmî alanda dirâyet kesbetti.
Sultan 2. Abdülhamid Han’ın uzun saltanat süresinde hayatını idareden uzak bir şekilde idame ettirdi. Ağabeyi Mehmed Reşad tahta çıktığında, Sultan Abdülaziz Han’ın oğlu Yûsuf İzzeddin Efendi veliaht tayin edildiyse de onun şüpheli şekilde vefâtı üzerine bir anda veliahtlığa yükseldi. Sultan Mehmed Reşad’ın 3 Temmuz 1918’deki vefâtının ardından da tahta çıktı.
Şu bir hakikattir ki Sultan Vahîdüddîn Han tahta çıktığında, Sultan 2. Abdülhamid Han’ın almış olduğu bütün tedbirlere rağmen devlet için artık yapılabilecek pek bir şey kalmamıştı. Sultanlığa vâsıl olduğu dönemi, “Ben tahtın kuştüyünden minderlerine değil, milletin ateşli külü üzerine oturdum” sözüyle tasvir eden Sultan, bütün olumsuzluklara rağmen devlet işlerinde gayet etkili oldu.
1922’de saltanatın kaldırılmasının ardından Osmanoğulları, altı asır boyunca hâkim oldukları topraklardan ayrılmak zorunda bırakıldılar. Hayatının kalan senelerini gurbette ağır şartlar altında geçiren Sultan Vahîdüddîn, 16 Mayıs 1926’da San Remo’da vefât etti ve cenazesi Şam’a götürülerek Sultan Selim Camii kabristanına defnedildi. Mevlâ Teâlâ rahmet eylesin!
15 notes · View notes
cagdasyatirim · 1 year
Text
Tumblr media
KOMÜNİST BİR MASALDI SÜMERBANK❗
👉 Bir zamanlar, Eylül ayı Sümerbank ayı olurdu. Okul önlüğümüzden, pantolona, beyaz yakalarımızdan, defter kalem ve beslenme çantasına kadar her şeyi Sümerbank’tan aldık biz.
👉 Annelerimizin patiskaları, amerikan bezleri , babalarımızın mendilleri, hala kullanılan porselen takımlar, Beykoz köselesi kunduralar...
Bir zamanlar herkesin çizgili pazen pijaması, Sümerbank çorapları vardı.
👉 Memur çocukları kumaş kokulu Sümerbank mağazalarına ailecek yapılan ziyaretleri iyi bilirler. Çünkü devlet memuruna , devlete bağlı çalışan işçilerine Sümerbank istihkakı hakkı verirdi. Gelinlik çeyizlere Sümerbank çeki konurdu.❗
👉 Sümerbank, yatılı öğretmen okulunda okuyan öğrencilere her yıl birer çift ayakkabı yollar, Kredi ve Yurtlar kurumunun çarşaf ve nevresimlerini üretirdi.❗
Hatta maddi durumu olmayan başarılı öğrencilere burslar verip onları yurtdışında eğitime de gönderirdi.❗
👉 Anadolu kadını için adeta bir basma devrimi yapmıştı Sümerbank. Rengarenk, püfür püfür, desen desen emprime basmalar üretti yıllarca. Rahşan Ecevit’in dallı güllü basma elbiseleri, Karaoğlan’ın mavi gömleği hep Sümerbank’tandı.
Dünya güzeli seçilen Azra Akın’ın o nefis elbisesini bile Oscar de la Renta filan değil Sümerbank dikmişti.❗
👉 Şimdi haliyle Sümerbank olmadığı için asilzadeler MECBUREN 6000 dolara ayakkabı alıp, Christian Louboutin’den aşağıya giyinmiyorlar maşallah.❗
👉 Sümerbank, bir zamanlar Sovyet kredisi ile kurulan küçük işletme iken zamanla mensucat, porselen, kırtasiye, kilim, tuğla, ayakkabı üretiminin tüm aşamaları için gereken her şeyi genellikle kendi bünyesinde yapan ve finansmanını kendi bankasından karşılayan dev bir holding olmuştu.
👉 Sümerbank 40 binden fazla çalışanı, 500 e yakın mağazası, 41 fabrikası, 43 banka şubesi ile dar gelirli vatandaşın ihtiyacını karşılayan bir kuruluştu.❗
👉 Fakat dar gelirli ve mütevazi vatandaşın bayramlık giyim-kuşam ihtiyacını Sümerbank’tan karşılaması TURGUT ÖZAL’ın çok zoruna gitti.
👉 TURGUT ÖZAL IMF ve Dünya Bankası her geldiğinde “HALKIN SIRTINDA Kİ KAMBUR” diyerek Sümerbank’ı şikayet etti.❗
Fabrika işçilerinin çok para almalarından dert yandı...❗
➖ İşçi dediğin çok para alır mı?
➖ İşçi dediğin aza kanaat etmeli ve çok çalışmalı öyle değil mi?
👉 Önce Sümerbank’ın bir kısmı işçi düşmanı Garipoğlu’na, bir kısmı da Albayraklara haraç mezat satıldı.❗
Hatta araya güzelim TÜMOSAN ihalesi de sıkıştırıldı.❗
👉 Garipoğlu Sümerbank’ın kaynaklarını zimmetine geçirmek ve nitelikli dolandırıcılık suçlarıyla açılan davalardan, mahkeme kararları bozula bozula, sadece 2 yıl 2 ay hapis cezasıyla yırttı. Yani bir halkın 80 yıllık ortak emeği 2 yıl hapis karşılığında birkaç haramiye aktarılmış oldu.❗
👉 11 Ocak 2002’de, Türkiye halkının iftihar vesilesi olan Sümerbank’ın son fabrikasına da kilit vurdular. Geriye Sümerbank’ın sadece adı kalmıştı.
Bu da dönemin peşkeşten sorumlu maliye bakanı KEMAL UNAKITAN’ın çok gücüne gitti. “Sümerbank’ı bitirdik, yakında tarihten siliniyor” diye resmen halka nispet yaptı.
➖ Sonraları da çıkıp “SATIYORUZ SATIYORUZ BİTMİYOR, NE KOMÜNİST ÜLKEYMİŞİZ” diye zevzek zevzek konuştu.❗❗❗
7 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Text
İTHALAT SEVİCİSİ OLMUŞUZ 
Yanlış politikalar yüzünden tarımda kendine yeten ülke pozisyonunu kaybeden Türkiye, 126 ülkeden 133 değişik meyve ve sebze ithal ediyor. İşin ilginç yanı da eskiden bu ürünlerin hemen tamamını bu topraklarda üretip ihraç ediyorduk … Örnekler:Türkiye, İspanya ve Yunanistan gibi dünyanın önemli zeytinyağı üreticisi konumunda bulunmasına rağmen ithalata yöneldi ithalata yöneldiğinden beri de ilginçtir bu zeytin alanları maden sahalarına açılmaya başlandı… Başka bşr örnek dünyanın bşr numaralı fındık üreticisiyiz ama borsası başka ülkede ve fiyatı biz belirleyemiypruz…Elma, turunçgiller, üzüm, armut, domates, ayva, eriğin yanı sıra, Kosta Rika'dan kavun, İspanya'dan marul, İtalya'dan ıspanak, İran'dan karpuz alıyor. Et, buğday, saman ithal eden Türkiye,  yumurta için de yurtdışına milyonlarca lira para akıttı.1 Ocak 2016 ile 30 Eylül 2017  tarihleri arasında, 41.4 milyon dolarlık yumurta ithal edildi. Yumurta ithalatında yüzde 54'lük pay ile İngiltere ilk sırada yer alırken, bu ülkeyi  Almanya ve Irak izledi.Türkiye, tarım ülkesi olmasına rağmen 5 yıldır da saman ithal ediyor. 2015'ten 31 Ağustos 2017'ye kadar ABD, Almanya, Arjantin ve Avustralya'dan, 3 milyar 434 milyon dolar değerinde 12 milyar 841 milyon kilo gübre ithalat edildi ( yeni verileri bulamadım ) b*ku bile ithal eder olmuşuz… Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre, son 12 yılda tarım sektörünün büyüme hızı yüzde 2'de kaldı.AKP döneminde ithal edilen mısıra 2.6 milyar dolar, pamuğa 13.2 milyar dolar, buğdaya 1.5 milyar dolar ödeyen Türkiye, 2012'de tarihinde ilk kez saman da ithal etti. 2002 yılında sadece 150 milyon dolar olan Türkiye'nin buğday ithalatı için ödediği para 2014 yılında 1.5 milyar doları aştı. AKP döneminde buğday ithalatına 9 milyar 772 milyon dolar ödendi.AKP döneminde: 10 milyon ton mısır ithal edildi ve 2.6 milyar dolar, yağlı tohum için 10.3 milyar dolar, ham yağa 10.6 milyar dolar ödendi… Otomotiv, enerji ve sağlık sektör ithalatlarına hiç girmeyelim 
Tumblr media
6 notes · View notes
demircizademehmet · 1 year
Text
Tumblr media
Öykümüz 2. Dünya Savaşı yıllarında Almanya’da geçiyor. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Bakırköylü Ermenilerden Doktor Peştemalcıyan ailesiyle birlikte Türkiye’den Almanya’ya göç edip Berlin’de bir halı ve kilim mağazası açar. Savaş başlayıncaya kadar işleri yolunda giden baba Peştemalcıyan, zaman içinde işleri oğlu Aram Peştemalcıyan’a bırakır.
Savaş bütün hızıyla sürerken 1943 yılının sonlarına doğru Almanlar için savaşın gidişatı ve daha fazla savaşacak gücünün kalmadığı ortaya çıkar ve Sovyet askerleri 1944 yılının Ocak ayında Oder Irmağını geçerek önce Budapeşte’ye, Nisan başında ise Viyana’ya girerek 25 Nisan’da Berlin’i kuşatırlar. Kuşatmanın ilk gününden itibaren anonslar yapılarak tüm iş yeri ve dükkanların açık olması ve kapılarının kapanmaması emredilir. Yine Böyle bir günde Peştemalcıyan Halı-Kilim Mağazasından içeriye gürültü ve patırtı ile kılıksız, vahşi görünüşlü, Moğol tipli ve silahlı iki asker ve arkalarında emirleri altında olan yirmi kadar asker yüksek sesle bağıra çağıra konuşarak girerler. Komutanlardan biri halılarla ilgilenirken diğeri, genç kızlarını da arkasına alarak hareketsiz bir şekilde endişe ile olup biteni takip eden Peştemalcıyan ailesine yönelir. Etrafa şöyle bir göz atıyormuş gibi yaptıktan sonra genç kıza doğru yaklaşır ve elini uzatır.
Aram Peştemalcıyan gayrı ihtiyari ve seri bir hareketle askeri bileğinden sıkıca yakalar. Çekik gözlü asker bu ani tepki üzerine tabancasını çekerek Peştemalcıyan’ın şakağına dayar. Aram Peştemalcıyan, adeta taş kesilmiş gibi bakan karısına dönerek “Şimdi b*ku yedik” der. İşte ne olduysa o an olur. Bu sözleri işitince irkilen asker silahını indirerek “Ne dedung, ne dedung?” diye sorar. Baba Peştemalcıyan olayın şoku içinde, ister istemez söylediği sözleri tekrarlamak zorunda kalır: “Simdi b..u yedik”. O anda sanki bir mucize olur, asker ani bir hareketle, yıllar sonra bir dostunu görmüş biri gibi büyük bir sevinçle Peştemalcıyan’ın boynuna sarılır.
Peştemalcıyan şok üstüne şok yaşamaktadır. Olayı kavramaya çalışır ve askerin Kırgız ağzıyla; “Miz gan gardaşız, min sinig gardaşınam” yani “Biz kan kardeşiyiz, ben senin kardeşinim” derken sevinçten çılgına dönmesini hayretler içinde seyreder. Askerler ise karşılarında Türkçe konuşanları görünce büyük şaşkınlık yaşarlar. Mağazayı basanlar, Rus ordusundaki Kırgız askerlerdir ve Aram’ın Türkçe konuştuğunu duyunca “kan kardeşliği” durumu ortaya çıkmıştır. Olay anlaşılıp şok atlatılınca Peştemalcıyan ailesi rahat bir nefes alır. Askerler özür dilerler, çaylar içilir, konuşmalar uzar ve iki komutan sonraki günlerde mağazaya gönüllü bekçilik yaparlar.
Bundan sonra Baba Peştemalcıyan hat sanatı ile bu sözü yazdırarak dükkanın baş köşesine astırır.
9 notes · View notes