#14 Temmuz 2018
Explore tagged Tumblr posts
Text
Uyuşmazlıklar rızayla çözülüyor... Arabuluculukla anlaşmalı dosyalar 4 milyonu aştı
https://pazaryerigundem.com/haber/187939/uyusmazliklar-rizayla-cozuluyor-arabuluculukla-anlasmali-dosyalar-4-milyonu-asti/
Uyuşmazlıklar rızayla çözülüyor... Arabuluculukla anlaşmalı dosyalar 4 milyonu aştı
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yargısal süreçlerde alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin geliştirilmesi yönünde çalışmalar yaptıklarını belirterek, arabuluculuk yöntemiyle anlaşma sağlanan dosya sayısının 4 milyonu aştığını söyledi.
ANKARA (İGFA) – Hukuk uyuşmazlıklarının tarafların rızasıyla çözüme kavuşturulmasını sağlayan arabuluculuk uygulamasına tabi olan 6 milyon 444 bin 988 dosyadan 4 milyon 72 bin 786’sı anlaşma sağlanarak çözüme kavuşturuldu.
Adalet Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde yer alan habere göre, hukuk sistemine kazandırılan arabuluculuk; iş, kira, ticaret ve tüketici uyuşmazlıklarında başarı ile uygulanıyor.
Arabuluculuk sayesinde uyuşmazlıklar kısa bir sürede çözüme kavuşturuluyor, mahkemelerin iş yükü azalıyor ve toplumsal uzlaşı kültürüne katkı sağlanıyor.
Arabuluculuk; iş uyuşmazlıklarında 1 Ocak 2018, ticari uyuşmazlıklarda 1 Ocak 2019, tüketici uyuşmazlıklarında ise 28 Temmuz 2020’den itibaren zorunlu olarak uygulanıyor. İhtiyari arabuluculuksa hukuk sistemine 14 Kasım 2013’te kazandırılmıştı. Tüm hukuk uyuşmazlıklarında başvurulabilen arabuluculukta bu güne kadar 6 milyon 444 bin 988 dosya sisteme girdi. Müzakeresi tamamlanan 6 milyon 223 bin 211 dosyadan 4 milyon 72 bin 786’sı anlaşma ile çözüme kavuşturuldu. Böylelikle anlaşma sağlanan dosyalarda başarı oranı yüzde 65 oldu.
DOSYALAR ARABULUCULUKLA KISA SÜREDE ÇÖZÜLÜYOR
İş uyuşmazlıklarında müzakeresi tamamlanan 2 milyon 185 bin 432 dosyadan 1 milyon 77 bin 534’ü anlaşma ile sonuçlandı ve başarı oranı yüzde 49 oldu. Bu dosyalar ortalama 10 gün gibi kısa bir sürede çözüme kavuşturuldu.
Ticari arabuluculukta ise müzakeresi tamamlanan 839 bin 764 dosyadan 334 bin 440’ı anlaşma ile sonuçlandı ve yüzde 40 başarı sağlandı. Arabulucular bu dosyalarda ortalama 20 gün gibi kısa bir sürede tarafları uzlaştırdı.
Tüketici uyuşmazlıklarında da uygulamanın başladığı 28 Temmuz 2020’den bugüne kadar 434 bin 350 dosyada müzakere tamamlandı ve bu dosyalardan 160 bin 995’i çözüme kavuştu. Dosyalarda ortalama 10 günde uzlaşma sağlandı.
1 Eylül 2023 itibariyle başlayan kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk uygulamasıyla 234 bin 535 dosyada müzakere tamamlandı. Bu dosyalardan 110 bin 55’i anlaşma ile sonuçlandı. Kira uyuşmazlıklarında arabuluculukta başarı oranı ise yüzde 47 oldu.
İhtiyari arabuluculukta ise müzakeresi tamamlanan 2 milyon 442 bin 282 dosyadan 2 milyon 369 bin 702’sinde anlaşma sağlandı. Böylece müzakeresi tamamlananların anlaşma oranı yüzde 97 oldu.
BARIŞÇIL, DOSTANE, HIZLI VE AZ MASRAFLI ÇÖZÜM YOLU
Arabuluculuğun hukuk sistemine 2013 yılında kazandırıldığını ve ilerleyen yıllarda geliştirilerek yaygınlaştırıldığını vurgulayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, dosyaların dostane şekilde çözüme kavuşturulduğunu kaydetti.
Yargıda özellikle alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin geliştirilmesiyle ilgili önemli çalışmaları olduğunu belirten Bakan Tunç, “Bugün dünyada da giderek değer kazanan ve bizim geleneklerimizde de olan arabuluculuk ve uzlaştırma müesseselerinin daha da geliştirilmesi, bu konudaki farkındalığın daha da artırılması ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2013’te hukuk sistemimize giren arabuluculukla bugüne kadar 6 milyonu aşkın uyuşmazlık görüşüldü. Müzakereleri tamamlanan 4 milyonun üzerindeki dosya anlaşmayla sonuçlandı. Dolayısıyla daha barışçıl, daha dostane, daha hızlı sonuca varılan ve daha az masrafla vatandaşlarımızın hakkına kavuştuğu bu sistemi geliştirmenin gayreti içerisindeyiz” diye konuştu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Video
youtube
Beni Hatırla - Nazan Öncel ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Minör 4/4 C Sebare Bes... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/ooWjdpNImZw ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Beni Hatırla - Nazan Öncel ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Minör 4/4 C Sebare Beste Nazan Öncel) @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI : BENİ HATIRLA SÖZ GÜFTE : NAZAN ÖNCEL BESTE - MÜZİK : NAZAN ÖNCEL USÜL : 4/4 C SEBARE MAKAM - DİZİ : KÜRDİ - MİNÖR ARANJÖR : İSKENDER PAYDAŞ BENİ HATIRLA ŞARKI SÖZÜ VE AKORU Em Bm C Am Bm Em Resimlere bak, mektubumla avun, şarkılar tut Em Kendinden vazgeç, yastığına sarıl, korkular tut Bm C Dağılsın kalbin, öl hatta orda Am C B Lanetler yağdır, beni hatırla Em Am Bm Her telefona sen çık, her kapıya sen koş, beni hatırla x2 Am Sen bir yerlerde, ben bir şehirde Em B Em Akşam olunca beni hatırla Em Mektupları yak, şarkılara küs, hasretler giy Em Depremler olsun, üst üste sonra, kahrından öl Nazan Öncel Unvanı Sokak Kızı Doğum 6 Şubat 1956 (68 yaşında) Karşıyaka, İzmir, Türkiye Başladığı yer Türkiye Türk Tarzlar Pop · rock Meslekler Şarkıcı · şarkı sözü yazarı · besteci Çalgılar Vokal · gitar · mandolin · piyano Etkin yıllar 1969–günümüz Müzik şirketi DMC Resmî site Resmî site Eş Salih Öncel (e. 1973–1985) Akşit Togay (e. 1997–2017) Çocukları Serkan Öncel Nazan Öncel (d. 6 Şubat 1956; Karşıyaka, İzmir), Türk şarkıcı, söz yazarı ve besteci. "Sokak Kızı" lakabıyla da anılan sanatçı, ilk kırk beşliği "Sana Kul Köle Olmuştum"u 1978 yılında yayınlamıştır. 1982 yılında LP formatında yayınladığı ilk albümü tutmayınca, TRT için demolar yapmayı bırakmış, sadece sahne çalışmalarıyla mesleğine devam etmiştir. 9 yıl sonra, 27 Aralık 1991'de[1] yayınladığı Bir Hadise Var albümünün satış başarısıyla da sağlam, kalıcı ve büyük bir başlangıç yapmıştır. Diskografi Ana madde: Nazan Öncel diskografisi Stüdyo albümleri Yayınlanma Albüm Format Satış ve sertifikalar Nisan 1981 Yağmur Duası LP +10.000 27 Aralık 1991 Bir Hadise Var MC, CD +1.500.000 24 Ocak 1994 Ben Böyle Aşk Görmedim MC, CD +600.000 15 Temmuz 1995 Göç MC, CD +200.000 12 Nisan 1996 Sokak Kızı MC, CD +450.000 10 Nisan 1999 Demir Leblebi MC, CD +200.000 24 Nisan 2004 Yan Yana Fotoğraf Çektirelim MC, CD +1.500.000[9] 30 Haziran 2006 7'n Bitirdin MC, CD +367.000[10] 28 Aralık 2008 Hatırına Sustum CD, LP +80.000[11] 27 Mayıs 2011 Hayvan CD +80.000[12] 25 Mart 2014 Bazı Şeyler CD 23 Mart 2018 Durum Şarkıları CD 24 Kasım 2023 Kara Plak Geceye Bir Şarkı Dijital, LP Tekliler 1978: Sana Kul Köle Olmuştum / Kader Bu, Çekeceksin 2010: Tuttum, Bırakmam 2015: Aşkitom 2016: Sakin Ol Şampiyon 2020: Bir Bilsem Ah, Bir Bilebilsem 2023: Deniz Tutmaz (Sade İnsanlar ile) 2023: Saykodelik (Cem Adrian ile) Ödülleri 2005 - 32. Altın Kelebek Ödülleri - Yılın Şarkısı Ödülü (Of Of)[13] 2007 - Magazin Gazetecileri Derneği 14. Altın Objektif Ödülleri - Yılın Şarkısı Ödülü (Aşkım Baksana Bana) 2015 Aşkitom Altın Plak ödülü 2019 Radyo Boğaziçi Yaşam Boyu Onur Ödülü Nazan Öncel Şarkıcı Genel Bakış Şarkılar Albümler Dinle Etkinlikler Videolar Beni Hatırla Yan Yana Fotoğraf Çektirelim · 2003 Aşkım Baksana Bana 7'n Bitirdin · 2006 Mühürledim Seni Kalbime Bir Hadise Var · 1991 Geceler Kara Tren Ben Böyle Aşk Görmedim · 1994 Hadi O Zaman Bazı Şeyler · 2014 Hay Hay Yan Yana Fotoğraf Çektirelim · 2003 Gitme Kal Bu Şehirde Bir Hadise Var · 1991 Kimler Gelmiş Durum Şarkıları · 2018 Erkekler de Yanar Sokak Kızı · 1996 Gidelim Buralardan Göç · 1995 Nereye Böyle Yan Yana Fotoğraf Çektirelim · 2003 Beni Bu Koca Şehirde Yalnız Bırakma Hayvan · 2011 Dillere Düşeceğiz Ben Böyle Aşk Görmedim · 1994 Aynı Nakarat Bir Hadise Var · 1991 Aşık Değilim Olabilirim Bir Hadise Var · 1991 Seni Bugün Görmem Lazım Hatırına Sustum · 2008 Hokka Yan Yana Fotoğraf Çektirelim · 2003 Aşkitom Aşkitom · 2015 Omzumda Ağla 7'n Bitirdin · 2006 Normal Hayvan · 2011 Saykodelik Saykodelik · 2023 A Bu Hayat Sokak Kızı · 1996 Ben Sokak Kızıyım Sokak Kızı · 1996 Bir Şarkı Tut Göç · 1995 Ölüyorum Anlasana Sokak Kızı · 1996 Bu Havada Gidilmez Demir Leblebi · 1999 Ukala Dümbeleği Yan Yana Fotoğraf Çektirelim · 2003 Ne Güzel Olur Bazı Şeyler · 2014 Aşk Beklemez Ben Böyle Aşk Görmedim · 1994 Bırak Seveyim Rahat Edeyim Sokak Kızı · 1996 Bazı Şeyler Bazı Şeyler · 2014 Ağla Erkeğim Ağla Bir Hadise Var · 1991
0 notes
Text
30 Temmuz 2023 Ukrayna Kolombiya Voleybol Maçı
*Fransa'nın Laval kentindeki Espace Mayenne'de saat 14:30'da başlayacak olan 2023 FIVB Kadınlar Voleybol Challenger Kupası Üçüncülük Maçı. Ukrayna ilk kez mücadele ettiği bu turnuvayı madalya ile kapatmayı istiyor. Kolombiya ise üst üste ikinci kez üçüncülük maçı oynayacak. Geçen yıl Porto Riko'ya 3-1 kaybetmişlerdi. Kolombiya'nın 2018'de de final gördüğünü ama Bulgaristan'a 3-1 yenilerek Milletler Ligi'nin eşiğinden döndüğünü hatırlatalım. İyi bir heyecana tanık olmak dileğiyle.
*İlk sette 25-23 üstünlük kuran Kolombiya 1-0 öne geçti. Karşılıklı sayılardan sonra Ukrayna orta bölümde üstünlük kurdu. Kolombiya ise 17-13'ten sonra iyi bir seriyle dönüş yaptı. Ardından da bitime kadar hakimiyetini korudu.
*İkinci seti 25-12 ile bitiren Ukrayna 1-1'i yakaladı. Çok net bir oyunla rahat bir bölüm çıkardılar.
*Üçüncü set 26-24 Kolombiya lehine bitti ve 2-1'e çevirdiler. Ukrayna yine iyi başlayan taraftı. Kolombiya 19-19'dan sonraki etkili oyunu ile avantajı cebine attı.
*Dördüncü seti 25-22 kapatan Kolombiya 3-1 kazanarak turnuvayı 3. sırada bitirdi. Bu bölümde baştan sona üstün oynayarak belli farkı korudular ve işi bitirdiler.
#spor arşivi#maç arşivi#2023 fivb kadınlar voleybol challenger kupası#ukrayna#kolombiya#voleybol#volleyball#spor#sport
0 notes
Text
KARAYOLU TAŞIMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI
KARAYOLU TAŞIMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI
16.07.2023 tarihinde yayımlanan 32250 sayılı Resmi Gazete ile “Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” yayımlanmıştır.
Söz konusu Yönetmelik değişikliğinde eşya taşımacılığına ilişkin değişen/eklenen hükümler ile ilgili eski/yeni karşılaştırma tablosuna ulaşmak için lütfen tıklayınız.
Ayrıca, söz konusu Yönetmelik yolcu taşımacılığına ilişkin de hükümler yer almakta olup Yönetmelik değişikliğinin tam metnine ulaşmak için lütfen tıklayınız.
16 Temmuz 2023 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 32250 YÖNETMELİK Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından:
KARAYOLU TAŞIMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1- 8/1/2018 tarihli ve 30295 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ıı) bendinde yer alan “ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklu” ibaresi “hükümlü veya 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesi çerçevesinde belli haklardan yoksun bırakılmış” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 2- Aynı Yönetmeliğin 14 üncü maddesinin on altıncı fıkrasında yer alan “G, L, N ve T” ibaresi “G, N ve T” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 3- Aynı Yönetmeliğin 24 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu fıkranın (b), (c) veya (ç) bentlerine istinaden yetki belgesi eki taşıt belgesinden düşülen taşıtların, düşümü gerektiren eksikliklerinin düşüm tarihinden itibaren en geç 6 ay içerisinde giderilmesi ve (f) bendinde belirtilen hususların değişmediğinin anlaşılması halinde, eksikliğin giderildiği tarihi takip eden günden itibaren yetki belgesi eki taşıt belgesine herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ücretsiz olarak yeniden eklenir ve bu taşıtlar için taşıt kartı düzenlenir.”
MADDE 4- Aynı Yönetmeliğin 34 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “24 yaşından gün almış” ibaresi “24 yaşını tamamlamış” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 5- Aynı Yönetmeliğin 40 ıncı maddesinin on beşinci fıkrasında yer alan “tarihten” ibaresi “tarihi izleyen günden” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 6- Aynı Yönetmeliğin 42 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(2) F türü yetki belgesi sahipleri, acenteliğini üstlendikleri;
a) Tarifeli yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan taşımacı firmalar adına, taşımacı firmalarca Bakanlığa bildirilen ücret tarifesi, zaman tarifesi, taşıma güzergahı ve ara duraklara uygun olmayan yolcu bileti,
b) Tarifesiz yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan taşımacı firmalar adına, yolcu bileti veya yolcu bileti yerine geçebilecek herhangi bir belgeyi,
düzenleyemez. (a) bendine uymayan yetki belgesi sahiplerine 5 uyarma, (b) bendine uymayan yetki belgesi sahiplerine 10 uyarma verilir.”
MADDE 7- Aynı Yönetmeliğin 57 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(2) Tarifeli yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunacak yetki belgesi sahipleri tarafından hazırlanan zaman tarifeleri, Bakanlıkça belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde fiziki veya elektronik ortamda hazırlanarak Bakanlığa bildirilir/iletilir. Bu zaman tarifelerinin, uygulamaya konulmasından önce Bakanlık tarafından fiziki veya elektronik ortamda onaylanmış olması zorunludur. Zaman tarifesi, süresi bitim tarihi itibarıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın yeni tarife alıncaya kadar aynı süre için geçerli olur. Zaman tarifesi elektronik belge olarak da düzenlenebilir. Bu fıkraya aykırı hareket edenlere, Kanunun 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde belirtilen miktarda idari para cezası uygulanır.
(3) Tarifeli yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunacak yetki belgesi sahipleri onaylanmış zaman tarifelerini, fiili olarak faaliyet gösterdikleri merkezi adres, şube ve acentelerinde görülebilecek bir yere asmak veya bu yerlerde elektronik olarak görüntülemek zorundadırlar. Ayrıca yetki belgesi sahiplerinin zaman tarifelerinin bir örneğini, yolcu taşıması yapan taşıtlarında bulundurmaları zorunludur. Bu fıkranın birinci cümlesine aykırı hareket edenlere, Kanunun 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde belirtilen miktarda idari para cezası uygulanır.”
MADDE 8- Aynı Yönetmeliğin 69 uncu maddesinin sekizinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“ç) Yolcu taşımacılığı faaliyetlerinde, yolcunun beyan ettiği ve Bakanlığa bildirilen/iletilen varış noktasından önce inen yolculara ilişkin bilgilerin, bu hususun gerçekleştiği andan itibaren 30 dakika sonrasına kadar bildirilmemesi/iletilmemesi durumunda her yolcu için 5 uyarma,”
MADDE 9- Aynı Yönetmeliğin 73 üncü maddesinin sekizinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(8) Bu Yönetmelik kapsamında e-Devlet üzerinden yapılacak ve ücret tahakkuk edecek her bir işlemden;
a) 32.854 TL’ye kadar olan işlemde %5,
b) 32.854 TL ile 82.135 TL arasındaki işlemde %4,
c) 82.135 TL ile 164.270 TL arasındaki işlemde %3,
ç) 164.270 TL ile 328.540 TL arasındaki işlemde %2,
d) 328.540 TL üzerindeki işlemde %1,
indirim uygulanır. Bu fıkrada düzenlenen alt ücret sınırları aralığa dahil edilir.”
MADDE 10- Aynı Yönetmeliğin geçici 1 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(10) Bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarih ila 1/1/2025 tarihi arasında K1 yetki belgesi müracaatında bulunacak gerçek veya tüzel kişilerin;
a) Müracaat tarihinden 6 ay öncesine kadar satın almış oldukları taşıtın/taşıtların başka bir gerçek veya tüzel kişi adına düzenlenmiş ve geçerliliği devam eden K1 yetki belgesi eki taşıt belgesinde kayıtlı olması,
b) Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen ve geçerliliği devam eden K1 yetki belgesiyle ilgili olarak;
1) Bu fıkranın uygulanması suretiyle indirimli olarak K1 yetki belgesi düzenlendikten sonra yürürlüğe girmek üzere 18 inci maddenin ikinci fıkrası çerçevesinde iptal talebinde bulunulmuş olması,
2) 19 uncu madde çerçevesinde en az 1 kez yenilenmiş olması,
3) Faaliyeti geçici olarak durdurulmamış veya (1) numaralı alt bent hükmü saklı kalmak kaydıyla iptal durumuna gelmemiş olması,
4) Yetki belgesi sahibinin, bu fıkra kapsamında müracaat eden sadece bir gerçek veya tüzel kişi lehine muvafakat vermiş olması,
halinde bu Yönetmelikte belirlenen tüm şartların sağlanması kaydıyla taşıtını devreden yetki belgesi sahibi kişinin yetki belgesinin geçerlilik süresinin bitmesine;
i) 48 ay (dahil) ve daha fazla süre kalmış olanlar için %75,
ii) 36 ay (dahil) ila 48 ay süre kalmış olanlar için %50,
iii) 24 ay (dahil) ila 36 ay süre kalmış olanlar için %25,
iv) 24 aydan daha az bir süre kalmış olanlar için %15,
oranında, taşıtı satın alan ve K1 yetki belgesi müracaatında bulunan gerçek veya tüzel kişiye yetki belgesi ücretinde indirim uygulanır. Bu fıkra, her bir gerçek kişi için bir defaya mahsus olmak üzere uygulanabilir. Bu fıkra kapsamındaki müracaatlar ile yapılacak iş ve işlemlerin, 1/1/2025 tarihine kadar sonuçlandırılması zorunludur.”
MADDE 11- Bu Yönetmeliğin 9 uncu maddesi 1/8/2023 tarihinde, diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 12- Bu Yönetmelik hükümlerini Ulaştırma ve Altyapı Bakanı yürütür.
The post KARAYOLU TAŞIMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI first appeared on 0 554 1730000 I [email protected] / Güncel Havacılık Haberleri.
source https://www.aeroportist.com/karayolu-tasima-yonetmeliginde-degisiklik-yapildi/
0 notes
Link
PTI destekçileri, 22 Temmuz 2018'de Karaçi'de yapılacak genel seçimler öncesinde bir seçim kampanyası mitingine katıldılar. — AFPPakistan Başyargıcı (CJP) Umar Ata Bandial'ın desteğin herhangi bir kişiye değil, Yüksek Mahkeme'ye verilmesi icap ettiğini söylemesinden bigün sonrasında, Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI) ifade vermek için İslamabad'da 101 noktada halka açık mitingler düzenlediğini duyurdu. 14 Mayıs'ta Anayasa ve yargı ile dayanışma - üst mahkemenin direktifiyle Punjab Meclisi seçimlerinin yapılması planlanıyor. Lahor'da azınlık haklarıyla ilgili bir törende konuşan mahkeme Başkanı -kimsenin adını vermeden- şöyleki demişti: “Lütfen bizi desteklediğinizi söylemeyin. Ben yalnız Yargıtay üyelerinden biriyim.” HSK, Anayasa'nın korunmasının Yargıtay'ın asli görevi bulunduğunu belirterek, mahkeme kararının itiraz edilmediği takdirde kati bulunduğunu ifade etmişti.PTI geçen hafta Lahor'da "Anayasa, Yüksek Mahkeme ve Pakistan'ın baş yargıcına destek" için bir miting düzenledi.Mitingde konuşan PTI Başkanı Imran Khan Geçen yıl Nisan ayında güvenoyu ile başbakanlıktan azledilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anayasa'ya bağlı kalmak tüm ulusun kararıdır" demişti. [against] bu mafyanın yolu [coalition government] Başsavcıya baskı ve propaganda yapıyor. [other] yargıçlar."PTI başkanı, partisinin 14 Mayıs'a kadar her gün miting yapacağını açıklamıştı.Eski iktidar partisinin yapmış olduğu açıklamaya bakılırsa, başkentte 101 noktada miting yapmak için İslamabad ilçe yöneticisinden resmen izin istedi. Başkent yönetiminin mitinglerle ilgili yazı ile bilgilendirildiği açıklandı.PTI lideri Ali Nawaz Awan, partisinin Anayasa ve baş yargıçla dayanışmasını ifade etmek için 14 Mayıs günü saat 16.00'da mitingler düzenleyeceğini söylemiş oldu."Anayasa vatandaşlara hareket, toplanma ve konuşma özgürlüğü de dahil olmak suretiyle haklar sağlıyor" diye ekledi.
0 notes
Text
Bitcoin (BTC) tabanlarını evvelden bildiren bir kripto analisti, beklentilerin bilakis, önder kriptonun mevcut fiyat bölgesinde sonlu kalacağını söylüyor.Bluntz, Bitcoin fiyatının bir düzeltmeye daha şahit olabileceği konusunda uyarıyorBluntz (eski ismiyle Smart Contracter) lakaplı tanınan kripto analisti, 2018 ayı piyasasının tabanını gördükten bilhassa Twiter’da ün kazandı. cointahmin.com olarak isabetli iddialarına bu yazıda yer verdik. Şimdiki tahlillerinde, Bitcoin’in kısa vadede 30.000 doların üzerine çıkma ihtimalinin düşük olduğunu söyledi. Bu noktada, Bitcoin’in günlük grafikte beş dalgalı bir yükseliş trendinden geçmesinin büyük olasılıkla bittiğinden bahsediyor.Analiste nazaran, BTC şu anda 25.000 dolar fiyat alanına yöneleceği bir ABC düzeltme hareketinin ortasında. Aşağıdaki grafiği paylaşan Bluntz, “ABC düzeltmesi BTC için geçerli ve benim için en mantıklısı. Son düzeltme 41 gün sürdü. Şimdiye kadar, bu en son düzeltmeye yalnızca 14 gün kaldık. Bu bana gereğince uzun gelmiyor” diyor.Bluntz, dalgalar halinde tezahür etme eğiliminde olan Elliott Wave teorisinin tanınan bir uygulayıcısıdır. Teoriye nazaran, yükseliş eğilimi gösteren bir coin, beş dalgalı bir yükseliş trendine girme eğilimindedir. Akabinde bir ABC düzeltme hareketi gelir.Bluntz’un grafiğine bakış, Bitcoin’in 25.000 dolara ulaştıktan sonra yükseliş trendine devam edebileceğini gösteriyor. Ek olarak, analist, 2023’ün ikinci yarısında 32.000 dolara yükseliş bekliyor.BTC fiyatı daha fazla düşecek mi?Öte yandan, Bitcoin Vadeli Süreçleri, analistler ortasında sıcak bir mevzu halime geldi. Bu hacim, Bitcoin’in Spot ticaretinin hacminin dokuz katına ulaşmış durumda. Sonuç olarak, piyasa, fiyat değişimlerine karşı daha hassas hale geliyor.Twitter’dan ‘Maartunn’a nazaran, vadeli süreç piyasasında süreç hacminin günlük bazda yaklaşık 900 bin, vadeli süreç hacminde ise yaklaşık 100 bin olduğuna dikkat çekti.https://twitter.com/JA_Maartun/status/1652365009421213698 Maartunn’un tahliline nazaran bu büyük eşitsizliğin birincil nedeni, Binance borsasının yakın vakitte kripto çiftlerinin birçoklarında sıfır kurullu spot ticaretini devre dışı bırakması. Bu da Bitcoin’de spot ticaret hacminde kıymetli bir düşüşe neden oldu. Sonuç olarak, oranın “senkronize olmamasına” yol açıyor.Buna ek olarak, geçmişte Bitcoin dominans oranının kendisinden evvelki periyoda nazaran yüksek olduğu periyotlarda, Temmuz 2021’de kabaca doruğa yedi kat, tabana yalnızca bir kere yakın olduğundan bahsediyor. Sonuç notları, “Aşırı volatilite periyodu göreceğimiz garanti” formunda cesaretli bir müşahedede bulunuyor.Ethereum fiyatı BitcoinBluntz’in tahlillerinin ikinci kısmında, Ethereum’un BTC’den daha süratli düşme ihtimali yer aldı. ETH/BTC tahlillerini paylaşan Bluntz, ETH’nin yükseliş ivmesini yine kazanmadan ve 0,073 BTC’ye (2,138 dolar) yükselmeden evvel 0,06 BTC’ye (1,757 dolar) kadar düşebileceğini söylüyor.Bence ETH/BTC/ yine berbat görünmeye başladı ve Mart’ın en düşük düzeyindeki fiyat hareketi muhtemelen bir ABC yükselişiydi. Her gün 0.618’i kaybediyor ve yeni bir taban mümkün üzere görünüyor. ETH/BTC günlük/haftalık olarak yeni bir taban düzeye inmek üzereyken altcoinlerde yükselmek sıkıntı.
0 notes
Text
Ahaber Merâl Akşenere ayıp sözler söylemiş valla ben başkalarının aile işlerine karışmayı 15 temmuz gecesi yaptığım enayilik sonrası bıraktım onların fikirdaşlarına uyup masayı dağıtmıltı Millet ittifakının oy oranı düşseydi sorumlu Merâl hanım olacaktı 2018'de pkk ile işbirliği yapılacak diye kendisini geri çekti o işbirliği 21 yıldır yapıldı şimdi de hizbullah-hüdaparla ittifak yapılacak diye masayı devirmeye kalktı sadat zaten hüdaparın patronu sana ne yanlışa destek vererek o yanlışı durduramazsın tarih seni değil yapanları yargılar o bakımdan sarılıp öpüşüp barışsınlar yarın gine onların fikir babalarına uyup ittifakı bozacak😂14 mayıs seçimini iktidar kaybederse b...k araplar Türkiyeye gelmeyecekmiş😁 İnşaaallah🙏Sizin barbar cenabet yüzünüzü orospu dişilerinizin kırpışık gözlerini anne karnında dürtülen piçlerinizi görmesek de aramayız sizi taklit eden çok mendebur var aramızda onlarda yerli barbar orospu çocukları siz zengin kuklalarsınız cıa'ye sormadan tuvalete gidemezsiniz sahibiniz usa'ya sordunuz mu böyle konuşurken tasmanızdaki zinciri sıkarlar sizi de köpekleriyle çiftleştirirler sonra siktir pis arap😈arapseviciler şikayet etsinler annelerinin sorunu benim değil bizden herşey çıkar da arap s...kmesi fahişe çıkmaz😴😉
instagram
0 notes
Text
14 MAYIS 2023 SEÇİMLERİN GALİBİ ERDOĞAN
Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan
Öngörümüz daha doğrusu iddiamız bu. Evet, 14 Mayıs 2023 seçimlerin galibi Recep Tayyip Erdoğan olacaktır. Bunu iddia ediyoruz. Tersi düşünen olabilir ama büyük bir yanılgı içinde olduklarını söyleyip geçelim. Bu konu da herkesle iddiaya gireriz. Bekleyin görün. Erdoğan iktidarı devam edecektir. Kimseye iktidarı vermeyecektir. Bunu hep birlikte göreceğiz.
Erdoğan iktidarının ve bileşenlerinin hem içerde hem dışarda yapmadığı hukuksuzluk kalmadı. Kimi dinledi şimdiye kadar? Yaptığı her hukuksuzluk yanına kar kaldı. Buna karşı bugüne kadar fiili olarak kimsenin yaptığı bir icraat yok. Bundan sonra da olmaz. Orta Doğu’da hangi diktatör ele geçirdiği iktidarı devretmiş ki Erdoğan devretsin. Hele bir de İslamcı Cihatçı bir karakteri olursa. Adam zor bela iktidarı ele geçirmiş bunu tıpış tıpış başkalarına verir mi sanıyorsunuz? Kendisi dahil tüm kurumların başındaki devlet yöneticileri saçından tırnağına kadar suça bulaşmıştır. Alın bizi yargılayın mı diyecek? Böyle bir dünya yok. Hele devletin tüm kurumları adamların elindeyken. Bunu gören yok. Kimileri kalkmış hem devletin tüm kurumlarının içini boşaltmışsın, hukuksuzluk yapıyorsun, adalet yok, tek adam rejimini kurmuşsun, diktatörsün diyor, bir de seni sandıkta yeneceğiz diyorlar. Neyle?
14 Mayıs 2023 tarihinde seçim olacak. Millet sandığa gidecek. Oylar sayılacak. Diyelim muhalefet ezici çoğunlukla sandıkta seçimi kazandı. Ne yazar? Erdoğan araya zaman koymadan balkon konuşmasında seçimi bu farkla kazandık açıklamasını yapar. Kim ne diyecek? 2018 seçimlerinde de Erdoğan kaybetmişti. Ne oldu? Balkona çıktı, biz seçimi şu farkla kazandık dedi. Muhalefet bir şey diyebildi mi? Demedi, dahası diyemedi, diyemezdi. Bu seçimde de aynısı olacaktır. Muhalefet sandıkta ne kadar oy alırsa alsın bu sonuç değişmeyecektir.
O günden sonra ne olur? Muhalefet itiraz eder. Bu hakkı var. Hakkı var olmasına var da kimi kime şikâyet edecekler? Hangi kuruma şikâyet edecekler? YSK’na mı, yargıya mı, orduya mı, polise mi, bürokrasiye mi, MİT’e mi? Sahi hangi kuruma? Bunların tamamı Erdoğan’ın hâkim olduğu kurumlar olduğuna göre hangisi siz haklısınız diyecektir? Bu denilmeyeceğine göre itiraz Erdoğan’ı Erdoğan’a şikâyet etmiş olacaksınız. Erdoğan’da “valla aslında siz haklısınız” mı diyecek? Siz aklınızı peynir ekmekle mi yediniz?
Akademisyen, araştırmacı, gazeteci, aydın geçinenlere bakıyoruz. Hep bir ağızdan “geliyoruz, birlikte kazanacağız” diyorlar. Bunu muhalefet kesimdeki siyasetçi derse gayet normaldir. Çünkü seçim yarışında halkın karşısına çıktıklarında kaybederim demez, kazanacağım der. Fakat bunu toplumun nabzını elimizde tuttuyoruz iddiasında olan akademisyen, araştırmacı, gazeteci, aydın geçinenler diyorsa bu kesimler ne Anadolu toplumunu ne Recep Tayyip Erdoğan’ı ne de onun gücünü anlamamışlardır. Aksini iddia edenler kendi duygularını gerçekliğin yerine koyuyorlar. Bunun sonu trajedidir.
Bu durumda muhalefet ne yapacak? Yapacakları hiçbir şeyleri yoktur. Mevcut duruma boyun eğecekler, koruyabilirlerse mevcut konumlarını korumaya çalışacaklar. Ara sıra hukuksuzluk yapıldı, yapılıyor deyip günü kurtarmaya çalışacaklar. Bunun dışında bir şeyin olacağı yoktur. Kimi çevreler iç savaştan bahsediyorlar. Anadolu toplumunda böyle bir gelenek yok. Tersi düşünen varsa büyük yanılıyor demektir.
Var sayalım bu kesimlerin dediği oldu. Erdoğan’ın seçim zaferini ilan ettikten sonra muhalefet sokağa çıktı. Muhalefetin gücü ne? Elinde ne var? Koru gürültünün ötesinde bir kozu yok. En ufak bir kımıldamada canlarını kurtarsalar bile kendilerini Silivri’de bulurlar. 15 Temmuz 2016’daki kalkışmada kendi ordusuna yaptığının daha ağırını muhalefete yaparlar. Bunu hangi muhalif kesim göze alır? Hiç kimse.
Bu arada bizce önemli olan bir soruna dikkat çekmek istiyoruz. Kürdler adına seçimlere katılan HDP/YSP muhalefeti destekleme politikası yanlış. Kuşkusuz muhalefet kazanırsa geçici olarak bir nefes alma ortamı doğabilir. Fakat muhalefetin kazanma şansı yok. HDP veya YSP bunu görmeliydi. Politikasını buna göre yapmalıydı. Her iki kanata karşı aynı mesafede kalmalıydı. Birini destekleyip, birini hedef göstermemeliydi. Desteklediği muhalefetin kazanma şansının olmadığı bir siyasi ortamda bu hata yapılmamalıydı. Bu nedenle seçim sonrası çok büyük bir bedel öder. Bunu düzeltmenin ortamı var mı diye bir soru sorsak zaman açısından bunun için çok geç kalındı.
2 Nisan 2023
0 notes
Photo
Yeni yazımıza göz atın https://www.teknoloskop.net/dcnin-yeni-cikacak-olan-filmleri/
DC'nin Yeni Çıkacak Olan Filmleri
Geçtiğimiz dönemde Batman vs Superman: Dawn of Justice ve Suicide Squad ile birlikte süperkahraman şenliği yaşamıştık.(Marvel evreninden bahsetmiyorum bile) Ancak Warner Bros önümüzdeki dönemlerde de bizleri kahramanlara boğacak desek yeridir.Hali hazırda takvimi oldukça kalabalık olan Warner Bros, DC evreni için iki büyük film duyurusu daha yaptı.
Tarihleri verilmesine rağmen isimleri açıklanmayan bu iki film 27 Eylül 2019 ve 2 Şubat 2020 tarihlerinde çıkış yapacak. İsimleri tanıtılmayan bu iki filmin The Batman ve Man of Steel 2 olabileceği dedikodusu heryerde konuşuluyor. Üstelik DC’nin diğer film tarihlerine baktığımızda bu iki filmi göremiyorduk.
İşte DC Film Takvimi;
Wonder Woman – 2 Haziran 2017 Justice League – 17 Kasım 2017 The Flash – 16 Mart 2018 Aquaman – 27 Temmuz 2018 Duyurulmayan bir film – 5 Ekim 2018 Shazam – 5 Nisan 2019 Justice League 2 – 14 Haziran 2019 Duyurulmayan bir film – 1 Kasım 2019 Cyborg – 3 Nisan 2020 Green Lantern Corps – 14 Temmuz 2020
0 notes
Text
Kurdistan kuzey güney batı. Doğu özgürlük harekti. Bünyesinde. Şehit. Enternasyol yoldaşlarımızın bir kısmı
Listede ismi olmayan şehitlerimizi. Bağlılık temelinde resimleri. Ben koydum Kürtler özgürlük yürüyüşünde. Dünya halmların yiğit evlatları. İle. Yanımızdalar. Mesala ingra hofmanın annesi. Geçen yıl. Pandemin ilk günlerinde tıbbi malzeme desteği için yardım. Toplayamıyı organize etti
Şehit Namirin
Biji Biratiyan Gelan
Yaşasın Devrimci Enternasyonal
Too many March memorials for Int.YPG volunteers
RIP şhehîd namirin Alîna (17th) and Lorenzo /Orso (18th)
Updated şhehîd list
List of International Volunteers
KIA Rojava. SYRIA
1. Emir Kubadi 2014 IRAN
2. Ashley Johnston 23 Feb 2015 AUS
3. Kosta Scurfield 2 Mar 2015 UK/GR
4. Ivana Hoffman 7 March 2015 GER
5. Mihemed Kerim 5 May 2015 IRAN
6. Keith Broomfield 3 Jun 2015 USA
7. Arnavut Karker. 26 June 2015 AL
8. Reece Harding 27 June 2015 AUS
9. Kevin Jochim 6 Jul 2015. GER
10. John Gallagher 4 Nov 2015 CAN
11. Gunter Hellstern 23 Feb 2016 GER
12. Mario Nunes 3 May 2016 POR
13. Jamie Bright 25 May 2016 AUS
14. Levi Jonathan Shirley 14 July 2016 USA
15. Dean Carl Evans 21 July 2016 UK
16. Martin Gruden 27 July 2016 SLO
17. Firaz Kardo 3 August 2016 SWE/EGYPT
18. Jordan MacTaggart 3 August 2016 USA
19. William Savage 10 Aug 2016 USA
20. Michael Israel 24 Nov 2016 USA
21. Anton Leschek 24 Nov 2016 GER.
22. Ryan Lock 21 Dec 2016 UK
23. Nazzareno Tassone 21 Dec 2016 CAN
24. Paolo Todd 15 January 2017 USA
25. Albert A Harrington 25 January 2017 USA
26. Robert Grodt 6 July 2017 USA
27. Nicolas A Warden 6 July 2017 USA
28. Luke Rutter 6 July 2017 UK
29. David Taylor. 16 July 2017 USA
30. Orhan B N Ozanyan 14 Aug 2017 ARM
31. Fred Demoncheaux 7 September 2017 FR
32. Mehmet Aksoy. 26 September 2017 UK
33. Jack Holmes. 23 October 2017 UK
34. Ollie Hall. 25 November 2017 UK
35. Abraham Hassan 5 Dec 2017 LEB
36. Samuel P Leon 10 Feb 2018 Galacia
37. Kendal Breizh 10 Feb 2018 Breton
38. Sjoerd Heeger (Baran Sason) 12 Feb NL
39. Jake Kilpsch. 5 Jan 2018 USA
40. Haukur Hilmarsson. 6 March 2018 ICE
41. Anna Campbell. 15 March 2018 UK
42. Lêgerîn Çiya ( Alîna Sanchez) AR
43. Ayşe Deniz Karacagil (Destan Temmuz) 29 May 2017 TRK
44. Ramón Rull Linhoff. 13 May 2018 S
45. Farid Medjahed. 6 Oct 2018. FR
46. Giovanni Francesco Asperti (Hîwa Bosco)
7 Dec 2018. I
47. Lorenzo Orsetti (Heval Tekoşer Piling) 18 March 2019 I
48. Andok- Konstantin 16 Oct 2019 GER
With nom de Guerres
40. Haukur Hilmarrson (Şahin Hüseyin)
41. Anna Campbell (Helin Karaçox)
7 notes
·
View notes
Text
AHMET DÖNMEZ İLE FUAT UĞUR’U BESLEYEN KAYNAK KİM?
MertReport May 14
İki farklı isim; Fuat Uğur ile Ahmet Dönmez iki gün arayla aynı yazıyı nasıl yazabildi? Aynı bilgiyi nasıl paylaştı?
Görünüştü dünya görüşü olarak farklı, normalde yan yana gelmesi beklenmeyecek iki farklı isim… Ahmet Dönmez (@AhmettDonmez) ve Fuat Uğur (@FUATUGUR) iki gün arayla neredeyse kelimesi kelimesine aynı şeyleri yazdı. Peki nasıl olur? Yazılardan her iki ismin de kaynağının aynı olduğu anlaşılıyor. Yazıların içeriğinden daha ziyade yazarları buluşturan nokta benim dikkatimi çekti. Meral Akşener (@meral_aksener), Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) ve Temel Karamollaoğlu (@T_Karamollaoglu) arasındaki özel görüşmelerin içeriğini alan bu mahir kaynak kimdir? Yoksa merhum Mahir Kaynak’ın eskiden bağlı olduğu kaynak mı besliyor iki gazeteciyi de?
***
Siyaseti yakından takip eden bir arkadaşım bağlantı adresini göndermeseydi fark etmeyecektim Ahmet Dönmez’in videosunu. 11 Mayıs’ta youtube kanalında yayınlamış, 12 Mayıs’ta internet sitesinden duyurusunu yapmış.
youtube
Eski Zaman Gazetesi muhabiri #AhmetDönmez uzun süredir Gülen Hareketi üzerine yazılar yazıyor. Yazılarında genellikle cemaati 15 Temmuz kumpasıyla ilişkilendirecek iddiaları ön plana çıkarıyor.
15 TEMMUZ NEDİR? 1-Hala bazılarının kafası karışık ama bence tablo net! #15Temmuz #TSK’ya yönelik iktidar komplosudur. Orduyu terhis… medium.com
Başta “devlete sızma”, “kopya”, “darbe” iddiaları olmak üzere Erdoğan rejiminin bütün argümanlarını kullanıyor. Doğu Perinçek’in ifadesiyle rejimin “köpeği olmuş” hâkim ve savcıların iddianamelerinde yazılanları, istihbaratın raporlarını, itirafçıların iftiralarını yeni bir bilgiymiş gibi yazıyor. Yeni iddianamelere kaynak oluşturuyor. Ayrıca içeriden olduğunu söylediği birilerinin verdiği bilgileri muhataplarına sormadan “iddia” olarak yazıyor. Süleyman Sargın (@suleyman_sargn) gibi daha önce birlikte mesai yaptığı editör arkadaşlarını hedef gösterebiliyor.
reşid gülerdem’in ifadesiyle (@residgulerdem) “dedikoducu”luk yapıyor. Hareket içerisindeki tartışmaları köpürtüyor.
Zaman Gazetesi’nin eski #AKP muhabiri, 15 Temmuz’dan sonra Gülen Hareketi uzmanına dönüştü. Adeta Ruşen Çakır’dan el aldı. Bildiği birçok şeyi ilk kez duyuyormuş gibi yapıyor. Öyle anlatıyor. Yeni misyonu bu!
GAZETECİ Mİ GAMBAZCI MI? Aslında gazeteci ile gambazcı, medium.com
Gülen Hareketi üzerine yazılar yazan Ahmet Dönmez, Abdullah Gül’in cumhurbaşkanı adaylığının nasıl ve kim tarafından engellendiğiyle ilgili bir video yayınlamış youtube kanalında. 2014 yılında Türkiye’den ayrılan bir ismin 2018 yılında meydana gelen bir görüşmenin içeriğiyle ilgili verdiği bilgilere şüpheyle yaklaşmıştım. Tıpkı #GülenHareketi üzerine yazdıklarına olduğu gibi… Hem de eski bir AKP muhaberenin İyi Parti ve CHP’nin içerisinde haber alma ihtimalini zayıf bulmuştum. Bunu da linki benimle paylaşan arkadaşa söyledim.
Ancak aynı arkadaş iki gün sonra Fuat Uğur’un yazısının linkini gönderdi. Yazıyı okuyunca birçok resim netleşmeye başladı.
Haber ayrıntıda gizlidir. ..
Peş peşe yapınlanan iki yazı Ahmet Dönmez’le ilgili bugüne kadarki soru işaretlerinin hiç de haksız olmadığını iyice ortaya çıkardı.
Bu iki yazı (Ahmet Dönmez yazıyı seslendirmiş. Video çekmiş) adeta yeni bir “Diliniz KABA, Yüreğiniz TAŞ” vakası. Kabataş yayanını savunmaya yönelik o gün o yazıyı Yenimahalle’de basın müşaviri olan Nuh Yılmaz’ın kaleme aldığı iddia edilmişti.
Eğer siz de Fuat Uğur, Ahmet Dönmez’in videosunda verdiği bilgiye çaldığını düşünmüyorsanız her iki ismi de besleyen kaynağın aynı olduğunu kabul etmeniz gerekecektir. İçerikten bağımsız olarak soruyorum. Bura da mevzu içerik değil. Evet şimdi bu bilgiyi görünüşte dünya görüsü farklı iki isme kim verdi?
Fuat Uğur ve Ahmet Dönmez’i aynı yazıyı yazdırabilen mahir kaynak kim?
Yoksa merhum Mahir Kaynak’ın eskiden bağlı olduğu kaynak mı?
***
#15Temmuz, dört dörtlük bir istihbarat operasyonu. Hedefinde sadece Gülen Cemaati yoktu. Aslında temel hedef iktidar için TSK’ydı. O meşum olay Erdoğan rejiminin kurumsallaşması, TSK’yı terhis, Gülen Hareketi’ni tasfiye için kurgulanmış bir “false flag”dır… Sahte bayrak, gizli örgütlerin ya da istihbarat örgütlerinin halkı kışkırtmak ya da yönlendirmek amaçlı kendi yaptıkları bazı olayları hedefteki kişiler yürütüyor gibi göstererek kamuyu aldatmak için tasarladıkları gizli operasyonlar için kullanılan bir isimlendirme.
Fuat Uğur, baştan beri bu kumpasın merkezinde yer alıyor. Köşesinde, tv programında 15 Temmuz’u gerçekleştirenlerin tezlerini dile getiriyor. Sözcüsü gibi davranıyor. Bir gazeteciden daha çok bir “devlet görevlisi”dir. Devlet görevlisini ben deniyorum. Prof. Dr. Ümit Özdağ diyor.
Ümit Özdağ (@umitozdag) henüz İyi Parti’yi birlikte kurdukları isimleri “cemaatçi” olmakla suçlamazdan önce; yani İyi Parti (@iyiparti) Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı dönümde Fuat Uğur’la ciddi bir polemik yaşamıştı. Suriyelilerle ilgili açıklamasına tepki gösteren Fuat Uğur’a Özdağ, “Fuat Uğur’a neden cevap vermediğimi soranlara verdiğim cevap ‘devlet memurları ile tartışmaya girmiyorum’ oluyor. O bulunduğu yerde görevini yapıyor” yanıtını vermişti.
Devlet görevlileri birbirlerini her halde tanır. Ümit Özdağ’ı daha iyi tanımak için Gazeteci Cevheri Güven’in (@cevheriguven) youtube kanalında yayınlamış olduğu videoyu izleyebilirsiniz.
youtube
Tam da bu nedenle #ÜmitÖzdağ’ın #FuatUğur’la ilgili açıklamasına itibar ediyorum. Devlet görevlisi derken Özdağ, Fuat Uğur’un her halde tapu kadastroda memur olduğunu kaydetmiyordu. Onun bir istihbarat elemanı olduğunu söylüyordu. Uğur ilginç bir isim #TKP’den AKP’ye uzanan bir çizgisi var. Tam bir paranoyak. Bir sürü deli saçması diyeceğiniz manipülatif istihbarat metninin altına imza atıyor. Her olayda bir “fetö izi” buluyor.
Cem Küçük’ün kankası Uğur’un bütün yazılarına baktığınızda muhaberat devletinin en yılmaz savunucusu olduğunu görürsünüz. Hatta 15 Temmuz’dan önce 21 Nisan tarihli gazetede çıkan yazısı darbe ve sonrasında olacaklar konusunda bir işaret fişeği! Ümit Akdemir başta olmak üzeri bir sürü itirafçı Uğur’un Cemaatle ilgili temel haber kaynağı… Tıpkı #AhmetDönmez gibi..
Bu yazıyla ilgili mahkeme tutanaklarını sosyal medya hesabından yayınlayan @latiferkan6'nın değerlendirmesi ilginç.
https://twitter.com/LatifErkan6/status/1164704607295197184?s=20
Aynı şebeke anlaşılan görevine devam ediyor. Servis ettiği bilgileri kullanacak yeni gazeteciler bulmuşlar…
BİRİ İTİRAFÇI, DİĞERİ İFTİRACI 1- #Erdoğan ve #Ergenekon ortaklığındaki yeni rejim işlediği bütün günahları düşmanlarının üzerine yıkıyor. Herkes… medium.com
***
Yıllar önce bir yazımda Ahmet Dönmez için “yeni bir tamer korkmaz” benzetmesini yapmıştım.
Yeni Bir Tamer Korkmaz vakasıyla karşı karşıyayız. Nasıl mı anlatayım… Bütün eleştirilere karşı potansiyel cevapları vermiş, bakın ben demiştim demek için… İlgim yok diyor, hedef haline… medium.com
Burada sadece Zaman Gazetesi eski yazarı Tamer Korkmaz’ın, gazeteden ayrıldıktan sonra en hızlı Fethullah Gülen ve Cemaat düşmanı olmasını kastetmemiştim. Aynı zamanda ilişkilerine de dikkat çekmiştim. Nitekim başka yazılarda da bu konuya değindim.
AHMET DÖNMEZ’DEN YALÇIN AKDOĞAN BİYOĞRAFİSİNİ NE ZAMAN OKURUZ.. Bir dönem siyasetin önemli bir figürüydü. Türkiye’nin son 30 yılının kara kutusu. Bu kara kutuyu ne zaman açılırsa bir… medium.com
Tamer Korkmaz’ın Zaman’ın “yıldız” isimlerinden biriydi. Yalan Haber Dosyası diye cemaate atılan iftiralara cevapların olduğu kitaplar yazardı. Gazete ona yatırım yaptı. ABD’ye dil öğrenmeye gönderdi. 2000 yılların başında Korkmaz’a bir şeyler oldu.
Milli Damar daha sonra Yeni Ankara olarak nitelendirdiği çoğunluğu eski yeniden milli mücadelecilerden oluşan istihbarat kökenli insanlarla bağlantılar kurdu. Onların adeta sözcüsü gibi yazılar kaleme aldı. Hocaefendi ifadesini Locaefendi olarak kullanmaya başladı. Nereden nereye?
Kimdir bu Milli Damarcılar? Milli Damarcılar kimdir? Eski emniyet müdür Hanefi Avcı, dün Savcılığa verdiği bir dilekçeyle Devlet içinde 'Milli… www.memurlar.net
Celal Ayhan denilen bu ekibin başıyla ilişkileri, daha önce politika yazıları yazan Korkmaz’ın bir de derin devlet mevzularına dalması, en komploculardan daha komplocu olmasına neden oldu. Ayhan üzerinden Polat Alemdar hikayeler yazdı.
KÖZcüler denilen ve Fethullah Gülen’in yerine oynayan eski talebesi Kemalettin Özdemir ekibiyle ilişkileri… Gülen’in yakınında yer alan başta Mustafa Özcan olmak üzere birçok kimseyi hedef alan yazıları Korkmaz’ı eski arkadaşların bile tanımakta zorlandığı bambaşka bir adam haline dönüştürdü.
ZEYTİNYAĞI VEYA DÖNMEZ PARADOKSU! “Doğru söylediğine inanırsak yalan söylediğini anlıyoruz” medium.com
Şimdi aynı durum Ahmet Dönmez için de geçerli. O da aynı isimleri hedef alıyor. O da Kemalettin Özdemir ve ekibini koruyar, Mustafa Özcan ve ekibine saldırıyor. Başta Hanefi Avcı olmak üzere bir kısım isimlerin Gülen’in yakın çevresinin hedef alınmasının gerekçelerini ise #cevherigüven’in “Cemaati nasıl paketledi? 18 yıllık operasyon” videosundan öğrenebilirsiniz.
https://youtu.be/yAOsZEoVnFk
Milli Damarcılar veya yeni Ankaracılar kimlerdir? Tuncay Opçin (@tuncayopcin), Emre Uslu gibi bazı isimler, Nazif Apak (Ekrem Dumanlı) (@ekremdumanli) gibi bazı yazarlar Celal Ayhan meselesine kıyısından köşesinden değindi. Ancak kimse detaylarını yazmadı. Bir yazan olsa da ayrıntısıyla kamuoyu öğrense…
Kimdir Bu 'Milli Damarcılar'? Hangi AKP'liler Var? Nazif Apak, yazısında Hanefi Avcı'nın 'Milli damar devleti ele geçirdi' iddiasıyla ilgili ilginç ilgiler paylaştı. Yeni… www.siyasetcafe.com
Tamer Korkmaz’ın gittiği aynı yoldan şimdi Ahmet Dönmez ilerliyor. Hala eski tanıdıkları örneğin Nedim Hazar (@nedimhazar) benzeri bazıları için Ahmet Dönmez “arkadaş” olabilir. @tr724’ten Veysal Ayhan (@Veyhann) Önder Aytaç (@ProfOnderAytac) gibi isimler yazılarına itibar edebilir.
Önder Aytaç belki de Fuat Uğur ile Ahmet Dönmez’in nasıl aynı yazıyı kaleme aldığını da açıklayabilir de. Ancak görünen o ki Dönmez, Dönmüş! Rotayı yeni limanlara çevirmiş!
DÖNMEZ, DÖNMÜŞ!!! Şener Şen’in Namuslu filmindeki ünlü replik: Namuzsuzmuş namuzlu! medium.com
Kabataş olayı sırasında yazı yazmış olsaydı Dönmez’den de “Diliniz KABA, Yüreğiniz TAŞ” yazısı yazması beni hiç şaşırtmazdı.
Fuat Uğur ve Ahmet Dönmez’in yazısında bahsettikleri konuya gelince… Söz konusu yazılarda Abdullah Gül’in adaylığını Koray Aydın’ın engellediği iddia ediliyor. Abdullah Gül, Erdoğan rejiminin kurulmasının birinci derecede sorumlusudur. Aday olması sonucu değiştirir miydi? Zannetmiyorum. Ancak burada öne çıkan Koray Aydın da ilginç bir isim. Babası vakti zamanında MİT’in Karadeniz Bölge Başkanlığı yapmış…
Siyaset Gemisi: Artık Şaşırmıyoruz Meral Akşener`in kuracağı parti ve bu partinin siyasette oy anlamında neye karşılık geleceği konusunda spekülasyonlar… dogruhaber.com.tr
Gül’ü, tavrını, tarzını ve politikasını sevmem. Ama Koray Aydın, Gül’ün adaylığını kimin adına engellemiştir merak ediyorum. Gül’ün kötü bir isim olması mı bunda rol oynamıştır, yoksa bu itiraz İbrahim Kalın, Hulusi Akar ziyaretinin bir devamı mıdır? Aydın’ın babasının çalıştığı eski kurumun bu itirazda ne kadar rolü olmuştur. Ahmet Dönmez’den (@AhmettDonmez) bunun da cevabını bekleyelim.
Görünen o ki aynı kaynak uzun süreden beri Dönmez’i de besliyor!
https://youtu.be/Hpq3wANXU9E
DÖNMEZ, DÖNMÜŞ!!! Şener Şen’in Namuslu filmindeki ünlü replik: Namuzsuzmuş namuzlu! medium.com
Medium’da yayınlanan yazılarıma aşağıdaki linkten sıralı olarak ulaşabilirsiniz:
https://twitter.com/halilmertalkan/status/1389934711452184579?s=20
4 notes
·
View notes
Text
'Milli Birlik Treni' 14 Temmuz'da yola çıkıyor
https://pazaryerigundem.com/haber/182734/milli-birlik-treni-14-temmuzda-yola-cikiyor/
'Milli Birlik Treni' 14 Temmuz'da yola çıkıyor
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Treni’nin 14 Temmuz’da yola çıkacağını duyurdu.
ANKARA (İGFA) – Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününde, 2018 yılında başlayan ve bu yıl altıncısı yola çıkacak olan Demokrasi ve Milli Birlik Treni’nin Ankara Hızlı Tren Garı’ndan 14 Temmuz’da uğurlanacağını duyurdu.
Hızlı tren setinin “Milletin Zaferi” temasıyla tasarlandığını ifade eden Bakan Uraloğlu, “Milli hafızamıza kazınan 15 Temmuz gecesinde, Hakk’ın rahmetine kavuşan 251 şehidimizi özlemle anıyor ve 2 bin 740 gazimize minnetimizi sunuyoruz. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik trenimiz Ankara-Eskişehir-İstanbul ve İstanbul-Konya-İstanbul arasında belirlenecek programa göre sefer yaparak 2 ay boyunca 56 bin kilometre yol kat edecek ve yaklaşık 60 bin yolcu taşıyacak.” diye konuştu.
Bakan Uraloğlu, Milletin Zaferi temasıyla 14 Temmuz saat 13:10’da Ankara’dan yola çıkacak hızlı trenin, 411 yolcu kapasitesi ile hizmet vereceğini belirterek, “Demokrasi ve Milli Birlik şuuruyla sadece bir gün değil her gün ülkece darbe girişimine karşı milletçe verdiğimiz mücadeleyi trenlerimizle yaşatmaya devam ediyoruz. Her 15 Temmuz’da bir gelenek haline gelen ve ülkece darbe girişimine karşı milletçe verdiğimiz mücadeleyi ve kahramanlık destanını trenlerimizin üzerinde nesilden nesile aktaracağız. Milli irademize, özgürlüğümüze ve bağımsızlığımıza karşı açılan bu savaşta, canlarını ortaya koyan 251 şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum.” ifadelerini kullandı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Video
youtube
Hatasız Kul Olmaz - Tarkan ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör 4/4 Sofyan Beste... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/vK1ZvlwgBm0 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Hatasız Kul Olmaz - Tarkan ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör 4/4 Sofyan Beste Orhan Gencebay) ESER ADI : HATASIZ KUL OLMAZ SÖZ GÜFTER : ORHAN GENCEBAY BESTE - MÜZİK: ORHAN GENCEBAY USÜL : 4/4 SOFYAN MAKAM - DİZİ : UŞŞAK - MİNÖR Hatasız Kul Olmaz Tarkan Orhan Gencebay İle Bir Ömür, Vol. 2 Bm A D A Bm Hatasız kul olmaz hatamla sev beni A D A Bm Dermansız dert olmaz dermana sal beni A Em D Bm Kaybettim kendimi ne olur bul beni A Em D Bm Yoruldum halim yok sen gel de al beni Bm A D A Bm Feryada gücüm yok feryatsız duy beni Bm A D A Bm Sevenlerin aşkına ne olur sev beni Em Sev beni A Bm Em D Bu feryat bu hasret öldürür aşk beni Em D A Bm A Bm Uzaktan olsa da razıyım sev beni, razıyım sev beni Bm A D A Bm Ümitsiz yaşanmaz sevmemek elde mi A D A Bm Can demek sen demek gel de gör bende mi A Em D Bm Sözümde sitem var kalpte mi dilde mi A Em D Bm Tez elden haber ver o gönlün elde mi N Tarkan Başlığın diğer anlamları için Tarkan (anlam ayrımı) sayfasına bakınız. Tarkan 2011 yılında Tarkan. Doğum Tarkan Tevetoğlu 17 Ekim 1972 (51 yaşında) Alzey, Renanya-Palatina, Batı Almanya İkamet Tarabya, Sarıyer, İstanbul Eğitim Baruch College Meslek Şarkıcı-şarkı yazarı · müzik yapımcısı Evlilik Pınar Dilek (e. 2016) Çocuk(lar) Liya Tevetoğlu (d. 2018) Resmî site tarkan.com Müzikal kariyeri Tarzlar Dans · pop · Türk sanat Etkin yıllar 1992-günümüz Müzik şirketi İstanbul · Universal · DMC · Hitt Tarkan Tevetoğlu ya da sahne adıyla Tarkan (d. 17 Ekim 1972), Türk şarkıcı-şarkı yazarıdır. 1990'ların başından itibaren Türk pop müziğinde yakaladığı devamlı liste ve satış başarılarıyla Türkiye'de ve dünya çapında tanınırlık elde etti. Tarkan, Batı Almanya'nın Renanya-Palatina eyaletindeki Alzey kasabasında doğup büyüdü. 1986'da ailesiyle beraber Türkiye'ye geldi ve müziğe çocukluk yıllarında başlayan ilgisi sonucunda, lise hayatına başladığı Karamürsel'de ilk müzik eğitimini almaya başladı. İlerleyen yıllarda İstanbul Plak şirketinin sahibi Mehmet Söğütoğlu ile tanışarak şirket ile bir albüm anlaşması imzaladı. Özel yaşamı Tarkan konserde, 2011 Tarkan, 2000'de Malatya'daki 2. Ordu Komutanlığı Altay Kışlası Ulaştırma Er Eğitim Alayında bedelli askerlik yaptı.[61] 29 Nisan 2016'da Pınar Dilek ile evlendi.[62] 12 Temmuz 2018'de Liya adında bir kızı oldu.[63] Diskografi Ana madde: Tarkan diskografisi 1992: Yine Sensiz 1994: Aacayipsin 1997: Ölürüm Sana 2001: Karma 2003: Dudu 2006: Come Closer 2007: Metamorfoz 2010: Adımı Kalbine Yaz 2016: Ahde Vefa 2017: 10 2024: Kuantum 51 Ayrıca bakınız Tarkan'ın kazandığı ve aday gösterildiği ödüller listesi Türk pop müziği Türk pop müziği kronolojisi Şarkıcıların takma isimleri listesi Kaynakça ^ "Engelliler, Tarkan'ı 'Yılın Babası' seçti!". Müzik Onair. 14 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2020. ^ Tarkan'ın çeşitli unvanlarla anıldığı bazı kaynaklar: Avcı, Deniz (30 Kasım 2010). "Tarkan'dan Enbe'ye destek". Sabah. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Aralık 2010. Hamon, Pascale (28 Ocak 1999). "Tarkan" (İngilizce). rfimusique.com. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Aralık 2010. "Turk Prince of Pop". hillsdalesites.org. 11 Kasım 2004. 10 Ekim 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2012. ^ a b c "TARKAN / Official Website". tarkan.com. 7 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Haziran 2013. (NOT: Açılan sitede biyografi bölümüne tıklamalısınız.)
0 notes
Text
SUSURLUK SU HAVZASININ ÖNEMİ…
27 Haziran’da CİMER’e (T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine) bir başvuru yaptım.
Merak ettiğim bir konu vardı.
Dedim ki: “Türkiye, 26 adet ‘ana’ su toplama havzasına sahip. İçlerinde en önemlilerinden biri de yaklaşık 25 bin kilometrekare alanı kapsayan ‘Susurluk Havzası…’ Susurluk Havzası'nı Bursa, Kütahya ve Balıkesir oluşturuyor. Bu havzaya Balıkesir, Bursa veya Kütahya değil de neden "Susurluk Havzası" denildiğini öğrenmek istiyorum.”
CİMER’e yaptığım başvurumun cevabı gecikmedi.
14 Temmuz tarihinde DSİ Genel Müdürlüğü Etüt, Planlama ve Tahsisler Dairesi Başkanlığı tarafından şöyle cevaplandırıldı;
“Nehir havzalarının bütüncül ve makro bir şekilde yönetimi açısından, idari sınırlardan öte coğrafi özellikler ele alınmakta olup bu nedenle idari il isimleri yerine nehir havzasının ismi kullanılmaktadır.”
Demek ki Balıkesir, Kütahya ve Bursa’nın oluşturduğu 25 bin kilometre alanı kapsayan su havzasının kalbi Susurluk Çayı…
Ama havzaya adını veren Susurluk Çayı, her geçen yıl biraz daha kirleniyor.
Çeşitli raporlarda ciddi boyutlara ulaşan kirliliğe sebep olan nedenler;
Bigadiç Boraks işletmelerinden,
Erdek'e bağlı Karşıyaka Beldesi ve Düzler Mevkii'nde bulunan tavukhanelerden,
Deri fabrikalarından,
Susurluk Şeker Fabrikasından ve Bandırma sanayisinden gelen endüstri ve sanayi atıkları olarak tespit edilmiş.
Aslında kaynağında içilebilecek kadar temiz olan suyumuz, şehir merkezinden, endüstri bölgelerinden, tarım alanlarından geçtikçe kirlenme kademe kademe artıyor, suyun rengi değişiyor, ayrıca kokmaya başlıyor.
İşin bir de havza içinde meydana gelen su taşkınları yönü var.
Taşkınlar ölümlere, çevreye, tarımsal alanlara, ekonomik gelişmeye zarar veriyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, 2018 yılında Susurluk Havzası için üç farklı senaryoya göre taşkın tehlike haritaları ve taşkın risk haritaları oluşturmuş.
Bu senaryolarda 50, 100 ve 500 yıllık yinelenme aralıklarına göre taşkın simülasyonları yapılmış.
Taşkınların su seviyelerine göre havzadaki bölgelerin tehlike ve risk durumları belirlenmiş.
Ve Susurluk, özellikle dere kenarında bulunan sanayi bölgeleri, en riskli alanlar olarak tespit edilmiş.
Geçmişte 20 Haziran 1961 tarihinde bir yaz yağmuru neticesinde Han Deresinintaşması sonucunda şehrimizde bir kişi hayatını kaybetmişti.
Suyumuzun yeterli miktar ve kalitede, istenen yer ve zamanda teminini güvence altına almak adına gölet projeleri öne çıkıyor.
Fahrettin Şenerkonuyla ilgili bir yazıma yaptığı yorumda, “Sadece Susurluk'ta 7 tanesi tamamlanmış, 3 tane yapımı devam eden, 4 tane de inşaat proje aşamasında Gölet’imiz var. Yani 2023 yılında 14 tane Gölet tamamlanmış olacak.” demişti.
Geleceğe umutla bakmamız adına böyle projelere ihtiyacımız var.
Su kıtlığıile yüzleşmemize şunun şurasında 9 yılımız kaldı.
Su kaynaklarımız için “kullan ve gerisini düşünme” yaklaşımını o yüzden acilen terk etmeliyiz…
Buna en güzel örnek MİZEY Şirketler Grubundan geldi.
MİZEY Şirketler Grubu, su kaynaklarımızın israf edilmemesi için dinlenme tesisi otoparkında araç yıkama hizmetini kaldırdığını açıkladı.
MİZEY Şirketler Grubunun sahibi Hacı İzzettin Yörük’e su konusundaki duyarlılığı için teşekkür ediyor, bu uygulamanın diğer işletmelerimize de örnek olmasını temenni ediyorum…
Ramazan S.TOPRAKTEPE
2 notes
·
View notes
Text
DAVAMIZ METAFİZİKTİR – 1. BÖLÜM
GİRİŞ
Geçmişte peygamberlerin ve salih müminlerin başlarından geçen imtihanların bugün de birebir aynısının Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının başından geçmesi son derece metafizik bir durumdur. Allah'ın samimi ve halis müminler üzerindeki yakın ve güzel takibinin, rahmet ve inayetinin bir neticesidir.
Salih müminler, Allah'ın imtihanı gereği tarihin her döneminde, kendilerine maddi veya manevi zarar vermek isteyen art niyetli kişi ve çevrelerin husumet ve saldırılarına maruz kalmışlardır. Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim'in pek çok yerinde, müminlere karşı amansız bir kin, öfke ve nefret besleyen, haset, kıskançlık ve intikam hisleriyle dolu bu kişilerin onlara sözlü ve fiili eziyet verebilmek, kendilerince hakaret, iftira ve karalamalarda bulunmak amacıyla büyük bir çaba gösterdikleri haber verilmektedir.
Kuran’da, Allah'a ve dine karşı olan birtakım insanların, müminleri kendi akıllarınca incitmek ve diğer insanların gözünde küçük düşürmek kastıyla, KÖTÜ VE ÇİRKİN SÖZLER sarf ettiklerini, "… sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk koşmakta olanlardan elbette çok eziyet verici (sözler) işiteceksiniz…" (Al-i İmran Suresi, 186) ayetiyle bildirmiştir.
Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları, 11 Temmuz 2018 tarihinden bu yana, hiçbir suçları olmadığı halde bir avuç organize husumetli grubun yalan beyan ve iftiraları sonucunda büyük bir kompoyla karşı karşıya kalmışlardır. Bu komplo sonucunda, çok ağır itham ve iftiralara, görülmemiş haksızlık ve hukuksuzluklara uğramışlardır. Halen de 14 aydır son derece ağır cezaevi koşullarında tutuklu bulunmaktadırlar.
Bu durum onların çok önemli bir imtihan sürecinden geçtiklerinin açık bir göstergesidir.
Bu imtihan sürecinde arkadaşlarımız, bir yandan da bazı medyanın çok ağır hakaret, iftira ve karalamalarına maruz kalmışlardır. Uydurma ve düzmece haberlerle 14 aydır aralıksız sürdürülen bir "Manevi Linç" kampanyası boyunca, tüm deliller lehlerine olduğu ve aleyhlerinde hiçbir somut suç delili bulunmadığı halde, kamuoyuna adeta ağır suçlular, hatta daha da ileri gidilerek –haşa– sapkın insanlar gibi tanıtılmışlardır. Daha davaları bile görülmeye başlanmadan masumiyet karineleri hiçe sayılarak alenen "Yargısız İnfaz"a uğratılmışlardır.
Bu açıdan, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının bugün başlarına gelen zorlu imtihanların, uğradıkları zulüm ve haksızlıkların, iftiraların tarih boyunca birçok peygamber ve onlara uyan salih müminlerin başlarına gelenlerle büyük benzerlik göstermesi son derece dikkat çekici, hatta mucizevi bir durumdur.
Geçmişte Peygamberlerin ve beraberlerindeki inananların yaşadığı imtihanların bugün de Müslümanlar tarafından yaşanıyor olması aynı zamanda "… Allah'ın kanununda kesin olarak bir değişiklik bulamazsın" (Ahzab Suresi, 62) ayetinin de müminler üzerindeki bir tecellisidir.
ANCAK ŞU GERÇEK ÇOK İYİ BİLİNMELİDİR Kİ, MÜMİNLERE KURULAN HER TUZAK HER ZAMAN ALLAH TARAFINDAN EN BAŞINDAN BOZULMUŞ OLARAK, SONUNDA DA O TUZAKLARI KURANLARIN ALEYHİNE DÖNECEK VE ONLARI SARIP KUŞATACAK ŞEKİLDE YARATILIR.
Allah'ın bu değişmez kanunu Kuran ayetlerinde şöyle bildirilmektedir:
Onlar böyle bir tuzak kurdular, Biz de KENDİLERİ FARKINDA OLMADAN onların planlarını altüst ettik. (Neml Suresi, 50)
Onlar, tuzaklar kuruyorlar. BEN DE BİR DÜZEN KURMAKTAYIM. Sen o kâfirlere mühlet ver. Onlara az bir zaman tanı. (Tarık Suresi, 15-17)
Onlar hileye başvurdular, ALLAH DA ONLARIN TUZAĞINI BOŞA ÇIKARDI. ALLAH HİLELERİ BOŞA ÇIKARANLARIN EN HAYIRLISIDIR. (Al-i İmran, 3/54)
Münafıklar ve müşrikler, kimi zaman Allah'ın imtihanı gereği, başlangıçta başarılı oluyor gibi gösterilseler de sonuçta her zaman başarısızlığa uğrar, dünya ve ahirette kaybederler. Allah tarafından hor ve hakir kılınırlar. Müminler de sonuçta her zaman üstün gelir, dünya ve ahirette mirasçı olurlar. Bu gerçek de Allah'ın tarih boyunca değişmeyen bir kanunudur.
Yine çok iyi bilinmelidir ki Müslümanlara atılan iftiralarda "çamur at izi kalsın" mantığı kesinlikle geçersizdir. Atılan iftiralar, hakaretler, karalamalar, yapılan saldırılar, haksızlıklar ne kadar büyük ve şiddetli olursa olsun Allah müminleri her zaman temize çıkaracak, onların masum, suçsuz, tertemiz, iffetli, güzel ahlaklı insanlar olduğunu herkese gösterecektir. Bu Allah için çok kolaydır.
Yaşadıkları zorlu imtihanlar da müminler için dünya ve ahirette çok büyük bir nimet, benzersiz bir övünç ve ecir kaynağı, değerli bir ŞEREF MADALYASI olacaktır.
1. BÖLÜM
Bugün Sayın Adnan Oktar Ve Arkadaşlarına Atılan İftiralar, Tarih Boyunca Peygamberlere ve Salih Müminlere Atılan İftiraların Bir Nevi Özetidir
– Hz. Yusuf (as)’a atılan –haşa– "zina" iftirası günümüzde de Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına atılmaktadır.
– Hz. Meryem’e ve Hz. Ayşe annelerimize atılan –haşa– "zina" iftirası günümüzde de Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşlarına atılmaktadır.
– Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’e ahlaksızca atılan –haşa– "küçük kızların istismarı (pedofili)" iftirası günümüzde de Sayın Adnan Oktar’a atılmaktadır.
– Hz. Musa (as)’ya ve Bediüzzaman Said Nursi’ye atılan –haşa– "menfaat ve iktidar peşinde olma" iftirası ise günümüzde de Sayın Adnan Oktar’a atılmaktadır.
– Hz. Süleyman'a yapıldığı gibi bugün de Sayın Adnan Oktar 'a –haşa– "inkarcılık ve sapkınlık iftirası" atılmaktadır. Ve yine, aynen Hz. Süleyman döneminde olduğu gibi günümüzde de bir kısım insanlar şeytanların attıkları bu iftiralara inanmaktadır.
– Geçmiş peygamberlere atılan –haşa– "insanları akıl ve iradelerini zaafa uğratarak kandırma" iftirası bugün de Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına atılmaktadır.
– Hz. Yusuf (as)’a atılan –haşa– "hırsızlık" iddiası ise günümüzde de “kara para aklama, dolandırıcılık” başlığı altında Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına atılmaktadır.
– Hz. Salih (as) ve salih müminlere atılan –haşa– "yalancılık, şımarıklık ve kendini beğenmişlik" iftiraları günümüzde de Sayın Adnan Oktar’a atılmaktadır.
– Elçilere ve salih müminlere atılan –haşa– "dini değiştirmek isteme" iftirası günümüzde de Sayın Adnan Oktar’a da atılmaktadır.
– Hz. Muhammed (sav)’e, Hz. Nuh (as)’a, Hz. Hud (as)’a ve Hz. Musa (as)’ya ve yakın geçmişte de Bediüzzaman Said Nursi hazretlerine atılan –haşa– "delilik" iftirası günümüzde Sayın Adnan Oktar'a da yöneltilmektedir.
– Hz. Muhammed (sav)’e, Hz. Musa (as)’a ve çoğu peygambere atılan –haşa– "büyücülük" iftirası günümüzde de güya "telkin, hipnoz, beyin yıkama gibi yöntemlerle insanları etki altına alma" şeklindeki güncel ifadesiyle Sayın Adnan Oktar’a da atılmaktadır.
Aşağıda, müşrik ve münafıkların müminleri, kendilerince karalamak, itibarsızlaştırmak ve bu suretle etkisiz hale getirebilmek amacıyla ahlaksızca başvurdukları çirkin iftira yöntemlerini ayrıntılı olarak ele alacağız!
1– 'CİNSELLİK KONULU' İFTİRALAR
Allah Kuran'da, elçilerinin ve onlara destek olup savunan müminlerin birçok zorluk ve baskılarla karşılaşacağını, akıl almaz iftiralara uğrayacağını, fakat bunların hepsinin çok büyük hayırlarla sonuçlanacağını, onları belli bir imtihan sürecinden geçirdikten sonra MUTLAKA ZORLUKLARDAN KURTARIP ATILAN İFTİRALARDAN TEMİZE ÇIKARACAĞINI haber vermektedir.
Yazının başında da bahsettiğimiz gibi, müminlere karşı öfke, husumet, intikam ve düşmanlık hisleri besleyen bazı kişi ve çevreler onları kendilerince toplumun gözünde itibarsızlaştırmak amacıyla planlı ve organize iftira ve karalama kampanyaları düzenlerler. Bu kara propagandanın en büyük malzemelerinden birisi kuşkusuz "cinsellik konulu" iftiralardır. Cinsellik konulu iftiraların en uç, en alçak ve en aşağılık türü ise müşriklerin Peygamber Efendimiz (sav)'e de atmaya cüret ettikleri "küçük çocukları taciz (pedofili)" iftirasıdır.
ÇÜNKÜ CİNSELLİKLE İLGİLİ İFTİRALAR, İNSANLARIN HASSAS SİNİR UÇLARINI EN KOLAY VE EN ŞİDDETLİ BİÇİMDE TAHRİK EDEN, GENELLİKLE DE ÇOĞU İNSANIN ATILAN İFTİRALARIN ASLINI, DOĞRUSUNU ARAŞTIRMAYA GEREK DUYMADAN PSİKOLOJİK BİR ÖN KABUL VE ÖFKEYLE HEMEN AYIPLAMA VE KINAMA YOLUNA GİTMEYE ÇOK EĞİLİMLİ OLDUKLARI İFTİRALARDANDIR. BU TÜR İFTİRALAR, BİRİNCİ DERECEDEN DEDİKODU MALZEMESİ OLDUĞU İÇİN, YAYGINLAŞTIRILMAYA VE BİRE BİN KATILARAK ABARTILMAYA DA ÇOK ELVERİŞLİDİR. BU NEDENLE, HEDEF KİŞİ VE ÇEVRELERE YÖNELTİLEN CİNSELLİK KONULU İFTİRALAR TOPLUM MÜHENDİSLİĞİNDE BAŞVURULAN EN ETKİLİ PSİKOLOJİK SAVAŞ YÖNTEMLERİNDENDİR.
– Hz. Yusuf (as)'a Atılan –Haşa– ‘Zina İftirası’ Günümüzde de Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarına Atılmaktadır:
Kuran'daki Hz. Yusuf (as) kıssası, Müslümanlara kurulan hileli düzenlerin eninde sonunda bozulacağına ve müminler için büyük bir hayra dönüşeceğine dair tüm insanlara bir örnek ve ibret vesilesi olarak anlatılmaktadır.
Hz. Yusuf (as) yetişkin çağına geldiğinde, yanında kaldığı vezirin karısı kendisine çirkin bir teklifte bulunmuştur. Ancak imanı ve Allah korkusu nedeniyle, Hz. Yusuf kadının bu isteğini reddetmiştir. Reddedilen kadın, kendisinden kaçmak isteyen Hz. Yusuf (as)’a arkadan yetişerek gömleğinden tutup çekmiş ve bu esnada Hz. Yusuf (as)’ın gömleği arkadan yırtılmıştır. Tam bu sırada kadının kocası olan vezirle karşılaşmışlar, bunun üzerine KADIN KENDİ SUÇUNU GİZLEMEK İÇİN HZ. YUSUF (AS)’A İFTİRA ATMIŞ, ONU KENDİSİNDEN CİNSEL BAKIMDAN FAYDALANMAK İSTEMEKLE SUÇLAMIŞTIR.
Kadının yalana dayalı bu suçlamasına karşı Hz. Yusuf gerçekleri söylemiş ve ayette bildirildiği gibi, "ONUN KENDİSİ BENDEN MURAD ALMAK İSTEDİ..." (Yusuf Suresi, 26) diyerek doğruyu anlatmıştır.
Gömleğinin arkadan yırtılmış olması Hz. Yusuf (as)’ın doğru söylediğinin açık bir delilidir. Ancak, suçsuz olduğuna dair apaçık deliller ortada olmasına rağmen Hz. Yusuf (as), İFTİRACI BEYANI ESAS ALINARAK işlemediği bir suçtan ötürü mahkum edilmiş ve bu mübarek, masum ve tertemiz elçi uzun bir süre zindanlarda tutulmuştur.
Suçsuzluğu açıkça ortada olmasına rağmen, insanların Hz. Yusuf'u hapse atmakta kararlı olmaları, o dönemde hem çok büyük bir adaletsizliğin hüküm sürdüğünün, hem de dünyanın en iffetli ve en masum insanının bile cahiliye adetleri içinde nasıl zulme uğrayabileceğinin çok büyük bir göstergesidir. Bu durum ayette şu şekilde bildirilmektedir:
Sonra onlarda (YUSUF'UN İFFETİNE İLİŞKİN) DELİLLERİ GÖRMELERİNİN ARDINDAN, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü) ağır bastı. (Yusuf Suresi, 35)
Hz. Yusuf (as)’ın bir iftira sonucunda zindana atılması zahiren bir olumsuzluk gibi görünse de, sonuç onun için hem dünyada hem de ahirette büyük bir hayra dönüşmüştür. Allah, takdir ettiği zaman geldiğinde Hz. Yusuf (as)’a, gösterdiği üstün ahlak, tevekkül ve teslimiyetin ardından, zindandan çıktıktan sonra Mısır'da güç ve iktidar vermiştir.
Bugün de aynı çirkin iftira Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına atılmaktadır. Oysa Hz. Yusuf (as)’ın hayatında da örneğini gördüğümüz gibi, müminlere atılan iftiralar ne kadar büyük olursa olsun, müminlerin aleyhine kurulan tuzaklar ne kadar güçlü olursa olsun, Allah'ın salih kulları er geç temize çıkar, müşrik ve münafıklara karşı üstün gelirler.
– Hz. Meryem ve Hz. Ayşe Annelerimize Atılan –Haşa– 'Zina İftirası' Günümüzde de Sayın Adnan Oktar’ın Arkadaşlarına Atılmaktadır:
Hz. Yusuf (as)’ın maruz kaldığı iffetsizlik iftirasının bir benzeri, tarihte Müslüman kadınlara yönelik olarak da atılmıştır. Hz. Meryem, Allah'a olan imanı, samimiyeti, temizliği, iffeti ve güzel ahlakı ile Allah'ın alemlerin kadınlarına üstün kıldığı tertemiz, mübarek bir insandır:
Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti. (Al-i İmran Suresi, 42)
Hz. Meryem, Allah'ın dilemesi ile babasız bir çocuk dünyaya getirmiştir. Çocuğu ile birlikte kavminin içine girdiğinde ise büyük bir tepki almış ve dönemin inkarcıları son derece çirkin ve akılsızca bir tutum sergileyerek, bu tertemiz insana alçakça "zina iftirası" atmışlardır. Bu durum Kuran'da şöyle bildirilmektedir:
Böylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: "EY MERYEM, SEN GERÇEKTEN ŞAŞIRTICI BİR ŞEY YAPTIN. Ey Harun'un kız kardeşi, senin baban kötü bir kişi değildi ve annen de azgın, utanmaz (bir kadın) değildi." (Meryem Suresi, 27-28)
Ancak kavminin her türlü iftirasına, suçlamasına ve çirkin davranışına karşın Allah Hz. Meryem'in iffetini ayetleriyle tasdik etmektedir:
İmran'ın kızı Meryem'i de (zikret). Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı. (Tahrim Suresi, 12)
Allah Hz. Meryem'in iffetini ve masumiyetini, oğlu Hz. İsa (as)'ı büyük bir mucize olarak bebek yaşta beşikteyken konuşturarak kavminin gözleri önüne sermiştir:
Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. "Biz, dediler, beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?" Çocuk şöyle dedi: "Ben, Allah'ın kuluyum. O, bana Kitab'ı verdi ve beni peygamber yaptı. Nerede olursam olayım, O beni mübarek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti. Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı. Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır." (Meryem Suresi, 29-33)
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) döneminde de mümin topluluğunun arasından çıkan bazı kimseler, Peygamber Efendimiz'in eşi Hz. Ayşe annemize çirkin bir iftira atarak çok büyük bir günaha girmişlerdir. Allah Kuran’da iffetli ve masum kadınlara yapılan iftiraların çok büyük bir suç olduğunu bildirmiştir:
Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, SİZİN İÇİNİZDEN BİRLİKTE DAVRANAN BİR TOPLULUKTUR; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (GÜNAHIN) BÜYÜĞÜNÜ YÜKLENENE ise büyük bir azap vardır.
Onu işittiğiniz zaman, erkek mü'minler ile kadın mü'minlerin kendi nefisleri adına hayırlı bir zanda bulunup: "BU, AÇIKÇA UYDURULMUŞ İFTİRA BİR SÖZDÜR" demeleri gerekmez miydi?
Ona karşı dört şahitle gelmeleri gerekmez miydi? Şahitleri getirmediklerine göre, artık ONLAR ALLAH KATINDA YALANCILARIN TA KENDİLERİDİR.
Eğer Allah'ın dünyada ve ahirette sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız dedikodudan dolayı size büyük bir azap dokunurdu.
O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve BUNU KOLAY SANDINIZ. OYSA O ALLAH KATINDA ÇOK BÜYÜKTÜR. (Nur Suresi, 11-15)
Bir insana iftira atmak, o kişi hakkında bilgisizce yalan söylemek cahil bir insan için oldukça kolaydır. Fakat ayette açıkça bildirildiği üzere, iftiranın Allah Katındaki karşılığı son derece ağırdır. Ne var ki bir kısım cahil ve avam insanlar altına girdikleri bu vebalin büyüklüğünün bilincine varamaz ve bu suçun ahirette karşılığını göreceklerini akledemezler. Ancak Allah, yapılan hiçbir şeyi, sarfedilen hiçbir sözü unutmaz ve her şeyin hesabını tam yapır.
Geçmişte, Hz. Meryem, Hz. Ayşe gibi tertemiz, iffet sembolü Müslüman hanımlara atılan iftiraların birebir benzerleri BUGÜN DE SAYIN ADNAN OKTAR’IN HANIM ARKADAŞLARINA ATILMAKTADIR.
Ne var ki burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, sonunda Allah'ın iftiraya uğrayanları temize çıkarıp yüceltmesi, müfterileri de ifşa edip aşağılamasıdır. İşte bu hikmete binaen, ilk bakışta olumsuz gibi görünen bu olay için Yüce Allah, Nur Suresi, 11. ayette, "siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır." buyurmaktadır.
Yine çok önemli bir diğer husus da, müminlerin başlarına bu zorlu imtihanların gelmesinin Allah'ın onları seçip beğendiğinin, çok sevdiğinin bir göstergesi olmasıdır.
Ayrıca, ayetlerde bu yalan ve iftiraların "birlikte davranan bir topluluk" yani "organize hareket eden bir çete" tarafından düzenlendiğine ve bunların arasından "günahın büyüğünü yüklenen" yani "diğer iftiracıları yönlendiren azılı münafık bir elebaşı"na mucizevi bir biçimde dikkat çekilmektedir.
Şu çok iyi bilinmelidir ki, dünya hayatında, temiz, namuslu, şerefli insanları iftiralarıyla karalamayı kolay görenler, eğer bu tutumlarından vazgeçmezlerse, ahirette bu suçları hatırlatıldığında ve alacakları karşılık kendilerine gösterildiğinde telafisi olmayan büyük bir pişmanlık ve derin bir acı duyacaklardır. Allah ayetlerinde mümin kadınlara iftira atanların ahirette karşılaşacakları durumu şöyle bildirmektedir:
Namus sahibi, bir şeyden habersiz, mü'min kadınlara (zina suçu) atanlar, dünyada ve ahirette lanetlenmişlerdir. Ve onlar için büyük bir azab vardır.O gün, kendi dilleri, elleri ve ayakları aleyhlerinde yaptıklarına dair şahitlikte bulunacaklardır. O gün, Allah hak ettikleri cezayı eksiksiz verecektir ve onlar da Allah'ın hiç şüphesiz hak olduğunu bileceklerdir. (Nur Suresi, 23-25)
– Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’e Ahlaksızca Atılan –Haşa– "Küçük Kızların İstismarı" (pedofili) iftirası günümüzde de Sayın Adnan Oktar'a atılmaktadır:
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), çok yüksek derecedeki imanı nedeniyle büyük zorluklarla ve şiddetli imtihanlarla denenmiştir. Kavminden inkar edenler, müşrikler ve münafıklar ona karşı haşa, son derece incitici sözler söylemişler, hatta bu mübarek insanı şehit etmek için planlar yapmışlar, tuzaklar kurmuşlardır.
Peygamberimiz (sav), Kabe'de secdedeyken sırtına deve işkembesi dökülmesi, insanları İslam’a davet etmek için gittiği Taif'te kilometreler boyunca küçük çocuklara –haşa– taşlatılması, bunun sonucunda mübarek bedeninin kanlar içinde kalması gibi, inkar edenler tarafından türlü eziyet ve zulümlere maruz kalmıştır.
Peygamberimiz (sav) tüm bunlara rağmen, inkarcıların kötülüklerine hep sabretmiş, güzellikle karşılık vermiş, büyük bir kararlılıkla onları Allah'ın yoluna davet etmiş, insanlara doğru bildiğini anlatmış ve doğruları uygulamaktan da asla çekinmemiştir.
Peygamber Efendimiz (sav)’e, gerek dönemindeki müşrik ve münafıkların gerekse günümüzdeki bir kısım ateist ve inkarcıların utanmazca attıkları en çirkin iftiralardan birisi de –haşa– "küçük kız istismarı" iftirasıdır.
Bilindiği gibi, asrı saadet döneminde çok sayıda münafık, ilk başta Peygamber Efendimiz (sav)'e inandığını, onu desteklediğini söyleyerek belli bir dönem Allah Resulü (sav)'in ashabının arasına katılmıştır. Bu münafıklar bir süre Müslümanlar arasında kaldıktan sonra hiçbir dünyevi çıkar elde edememenin kin ve öfkesiyle Resulullah (sav)'in yanından ayrılıp müşrik ve kafirlerin safına geçmişlerdir.
Bundan sonra içlerinde büyüttükleri kin, nefret ve intikam hisleriyle müminlerin en büyük, en kahpe ve en sinsi düşmanları haline gelen bu münafıklar, müşriklerden de aldıkları destekle Peygamber Efendimiz (sav)'e –haşa– her çeşit sözlü ve fiili saldırı ve hakaretlerde bulunmuş, o mübarek insana karşı en alçak iftiraları sarfetmişlerdir.
Peygamberimiz (sav)’in dünyadaki en temiz, en iffetli, Allah'tan en çok korkan insan olduğunu çok iyi bildikleri halde kendisinin haşa, evliliklerini, eşlerini ve cariyelerini bahane ederek çinsellik konulu akıl almaz iftiralar ortaya atmışlardır.
Bununla da yetinmeyerek, Allah'ın Resulü (sav)'in Hz. Ayşe annemizle küçük yaşta evlenip onu velayetine almasını haşa “küçük kız istismarı (pedofili)" gibi iğrenç bir iftira malzemesi yapacak kadar azgınlıkta ileri gitmişlerdir.
Bugün, İslam'a ve Kuran'a savaş açmış batılı bazı oriyantalist yazarlar da, Resulullah döneminde münafıkların ortaya attıkları haşa, cinsellik konulu bu tür iğrenç iftiralara kitaplarında yer vererek cahil insanları Yüce dinimiz aleyhinde kendilerince şüpheye sevk etmeye çalışmaktadır.
Oysa Yüce Allah: “SAHİBİNİZ (ARKADAŞINIZ OLAN PEYGAMBER) SAPMADI VE AZMADI” (Necm Suresi, 2) ayetiyle Peygamberimiz (sav)’e yönelik haşa, tüm iftiraları yerle bir etmektedir.
BUGÜN DE AHLAKSIZCA KURGULANMIŞ AYNI ÇİRKİN İFTİRALARLA SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARI HEDEF ALINMAKTADIR.
11 Temmuz operasyonunun ardından, bir kısım medyada kesintisiz bir biçimde sürdürülen itibarsızlaştırma kampanyasında Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik “küçük kız çocukları”yla ilgili uydurma ve asılsız senaryolara yer verilmiştir. Haşa, Peygamberimiz (sav)’e yöneltilen iftiranın aynısının günümüzde Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına atılıyor olması onların Resulullah (sav)'ın izinde olduklarını göstermesi bakımından çok manidardır.
2– 'MENFAAT VE İKTİDAR PEŞİNDE OLMA' İFTİRASI
İnkarcıların iman edenlere attıkları iftiraları belirlerken esinlendikleri en önemli kaynak kendi kötü ahlakları, çarpık ve sapkın bakış açılarıdır. Örneğin, Hz. Musa (as) insanlardan kendilerine tabi olmalarını istemiştir. Ancak, çok açıktır ki Hz. Musa (as) bu çağrısında hiçbir dünyevi beklenti peşinde değildir. Onun yegane amacı insanlara Allah'a iman ve ibadet etme konusunda örnek olmak, Allah'ın varlığını ve sonsuz kudretini tanıtmak, din ahlakını öğretmek ve onların hidayet bulmalarına vesile olmaktır.
Firavun ve çevresi ise büyük bir akılsızlıkla, Hz. Musa (as)'nın bu davetini, dünyevi makam peşinde olmak, yeryüzünde büyüklük elde etmeye çalışmak şeklinde yorumlamış ve onu iktidarlarına bir rakip olarak görmüştür.
Yüce Allah bir ayette Firavun'un çevresinin Hz. Musa (as)'yı ve Hz. Harun (as)'u haksız yere suçlamalarını şöyle anlatır:
Onlar: "Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevirmek ve YERYÜZÜNDE BÜYÜKLÜK SİZİN OLSUN DİYE Mİ bize geldiniz? Biz, sizin ikinize inanacak değiliz" dediler. (Yunus Suresi, 78)
Oysa Hz. Musa (as) ve Hz. Harun (as), tüm diğer peygamberler ve samimi Müslümanlar gibi, asla dünyevi mevki ve çıkar peşinde olmamışlardır. Onlar insanlardan hiçbir ücret ve karşılık beklemeden, sadece Allah'ın hoşnutluğunu, rahmetini ve cennetini isteyerek insanları Allah'ın yoluna çağırmışlar ve onlara ahiret yurdunu hatırlatmışlardır.
Haşa, "menfaat peşinde koşma" iftirasına, geçtiğimiz hicri 13. yüzyılın müceddidi olarak kabul edilen büyük alim Bediüzzaman Said Nursi hazretleri de maruz kalmıştır. Bediüzzaman’ın imani çalışmalarından, Kurani tebliğinden rahatsız olan çevrelerce yönlendirilen basın-yayın kuruluşlarından birinde Bediüzzaman için şöyle denmekteydi:
“Said-i Kürdi, DİNİ SİYASETE ALET YAPARAK irticai propagandalara girişmiş ve birtakım adamları kandırarak DOĞRU YOLDAN ŞAŞIRTMAYA ÇALIŞTIĞI anlaşılmıştır… Otuz senelik mayalı bir mürteci olup İFSAD EDECEK SAF VATANDAŞ ARAMAKTADIR… Şeyhin (Bediüzzaman’ın) bu meseledeki rolünün bazı safdilleri kandırarak KENDİLERİNDEN PARA ÇEKMEK olduğu anlaşılmıştır…” (Cumhuriyet, 10 Mayıs 1935)
Aynı gazetede farklı tarihlerde ise, ”Dini istismar eden Said Nursi hakkında takibat başladı”, ”Said-i Nursi mühimsenecek bir kimse değildir. Maddi ve manevi menfaatler sağlamak amacında olan bir kimsedir” şeklinde karalama maksatlı asılsız haberler yayınlanmıştır.
Görüldüğü gibi, geçtiğimiz dönem Bediüzzaman hazretlerine atılan, haşa:
– DİNİ ÇIKAR AMAÇLI KULLANMAK,
– SİYASİ ÇIKAR PEŞİNDE OLMAK,
– DİNİ SAPKINLIK,
– DİNİ KULLANARAK İNSANLARI KANDIRMAK,
– İNSANLARI İFSAD ETMEK (İRADELERİNİ FESADA UĞRATMAK),
– İNSANLARI KANDIRARAK MADDİ-MANEVİ MENFAATLER, PARA ELDE ETMEK
şeklindeki itham ve iftiraların birebir aynıları bugün Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına yöneltilmektedir. Bu, adeta mucize kabilinden bir durumdur ve tarihin her döneminde Allah'ın sevgili kullarına büyük bir ecir vesilesi ve manevi bir şeref madalyası olarak bahşettiği zorlu ve çetin imtihanların bir parçasıdır. Allah'ın sevdiği kullarının üzerindeki yakın takibinin metafizik bir sonucudur.
Dünyadan hiçbir beklentisi olmayan, hiçbir malı mülkü bulunmayan, kendi deyimiyle ”kendisini beğenmemeyi kendisine meslek edinen”, son derece mütevazi ve yoksul bir hayat sürdüren Bediüzzaman gibi nurlu, üstü imanlı, yüksek ahlaklı, veli karakterli bir şahsa dahi, uzaktan yakından ilgisinin bulunmadığı, asılsız, mesnetsiz, çirkin iftiralar atılmasının amacı, Bediüzzaman’ın dev tebliği faaliyetini durdurabilmek, onu etkisiz hale getirebilmek ve Risale-i Nurları susturabilmektir. Fakat inkar edenler bunu başaramamış, Allah Bediüzzaman'ın ve Risalelerin etkisini dünya çapında yaymıştır.
AÇIKÇA GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE, TARİH BOYUNCA PEYGAMBERLERE VE ALLAH YOLUNDAKİ SAMİMİ MÜSLÜMANLARA ATILAN ‘DÜNYEVİ MENFAAT VE PARA ELDE ETMEYE ÇALIŞMA', 'MAKAM-MEVKİ VE İKTİDAR PEŞİNDE OLMA’ GİBİ ÇİRKİN VE GERÇEK DIŞI İFTİRALAR BUGÜN DE BİREBİR AYNI ŞEKİLDE SAYIN ADNAN OKTAR’A ATILMAKTADIR. BU, SEBEPLERLE AÇIKLANAMAYACAK SON DERECE METAFİZİK BİR DURUMDUR.
3– 'İNKARCILIK' İFTİRASI
Ayetlerde, Hz. Süleyman'ın ihtişam ve zenginliğinin şeytanların da kışkırtmasıyla, bir kısım insanlar tarafından –haşa– inkar ve sapkınlık, dinden çıkma alameti olarak algılandığına işaret edilmektedir:
Ve onlar, SÜLEYMAN'IN MÜLKÜ HAKKINDA ŞEYTANLARIN ANLATTIKLARINA uydular. SÜLEYMAN İNKAR ETMEDİ; ancak ŞEYTANLAR İNKAR ETTİ... (Bakara Suresi, 102)
Ayette verilen bilgiye göre:
– Hz. Süleyman'ın mülkünü, yani sahip olduğu güç, iktidar, zenginlik, manevi makam, itibar, eşler, kendisini çok seven, sayan, değer veren Müslümanlar... gibi özelliklerini şeytanlar insanlara karşı bir kışkırtma ve saptırma aracı olarak kullanmaya çalışmış, bu kutlu peygamber hakkında insanlara haşa, çirkin ve iftira dolu yalanlar anlatarak olumsuz telkinlerde bulunmuş, yaygaralar koparmışlardır.
– Şeytanların bu asılsız iftiraları yaymadaki amacı, insanları Hz. Süleyman'ın haşa, sapkın bir yolda olduğuna, dinden çıkıp dünyaya meylettiğine, inkar ettiğine inandırmak, ona karşı halkı kışkırtarak düşman kılmaktır. Çünkü, şeytan insanları Allah'ın dininden uzak tutmak, onları da kendisi gibi saptırıp inkara düşürmek ve cehenneme sürüklemek istemektedir.
Bu çabasının önündeki en büyük engel olarak da Allah'ın varlığını birliğini, hak dinini insanlara tebliğ eden, şeytanın hile ve oyunlarını deşifre eden peygamberleri ve onların izinden giden velileri, alimleri ve diğer salih müminleri görmektedir. Bu yüzden, onları etkisiz hale getirebilmek için iftira, yalan, karalama, itibarsızlaştırma, kışkırtma gibi her türlü yöntemi denemektedir. Onların tebliğini durdurabilmek, fitneleri yok etmelerini önleyebilmek için zindanlara, hapislere atılmaları, işkence ve zulüm görmeleri, hatta şehit edilmeleri yönünde yoğun telkin ve tahriklerde bulunmaktadır.
– Allah ayette, ŞEYTANLARIN ANLATTIKLARINA UYARAK HZ. SÜLEYMAN'IN HAŞA, İNKAR ETTİĞİNE VE YOLDAN ÇIKTIĞINA İNANANLARIN YANILGIDA OLDUĞUNU da haber vermektedir.
– Şeytanların telkinine kapılan, araştırma, derin düşünme, doğruyu yanlıştan ayırdetme gibi kabiliyetileri olmayan, en küçük bir yaygara ve propagandayla kendini kitle hipnozuna kaptıran, sürü psikolojisiyle hareket eden, aklı, vicdanı ve iradesi zayıf bazı kimselerin de ne yazık ki şeytanların bu iftiralarına kanaatleri gelmektedir. Bu acınacak durumları onları çok büyük bir vebal altına sokmaktadır. Şeytanın yalanlarına ve tahriklerine kapılıp şuursuzca ona tabi olanların durumu ayetlerde şöyle haber verilir:
Şeytanların kimlere inmekte olduklarını size haber vereyim mi? Onlar, 'GERÇEĞİ TERS YÜZ EDEN', GÜNAHA DÜŞKÜN OLAN HER YALANCIYA inerler. Bunlar (ŞEYTANLARA) KULAK VERİRLER ve çoğu YALAN SÖYLEMEKTEDİRLER. (Şuara Suresi, 221-223)
– Oysa Allah, Bakara Suresi, 102. ayetinde SÜLEYMAN İNKAR ETMEDİ; ancak ŞEYTANLAR İNKAR ETTİ sözüyle, Hz. Süleyman (as) hakkındaki çirkin ve gerçek dışı hikayeleri anlatanların, iftiraları atanların ANCAK ŞEYTANLAR OLDUĞUNU, gerçekte Hz. Süleyman (as)'ın değil şeytanların inkar ettiğini bildirmektedir.
GÜNÜMÜZDE DE AYNI İFTİRALAR, HUSUMET, KISKANÇLIK VE HASET HİSLERİYLE KAVRULMUŞ KARANLIK ÇEVRELER TARAFINDAN BİR KISIM MEDYA ÜZERİNDEN YAPTIRILAN KARA PROPAGANDA YÖNTEMLERİYLE SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARINA YÖNELTİLMEKTEDİR. NE YAZIK Kİ GERÇEKLERİ ARAŞTIRMA İHTİYACI DUYMAYAN, KULAKTAN DOLMA DEDİKODULARA İTİBAR EDEREK GERÇEK SANAN BİR TAKIM KİMSELER DE BU İFTİRALARA KULAK VERİP İNANARAK BÜYÜK BİR YANILGI VE VEBAL ALTINA GİRMEKTEDİRLER.
Kuran'da, Allah'ın gönderdiği elçilerin ve onların izinden giden salih kimselerin doğru yoluna uymuş müminlerin müşrikler tarafından "kandırılmış olmakla" itham edildikleri anlatılır. Her türlü şirkten, hurafeden, gelenekten, batıl inançtan arınmış olan hak dinden yüz çeviren müşrikler, kendilerini güya temize çıkarıp vicdanlarını rahatlatmak için iman edenleri, haşa "kandırılmışlık", "düşük akıllılık", "sığ görüşlülük" gibi çirkin hakaretlerle aşağılamaya çalışırlar. Müşriklerin bu sapkınlığı ayetlerde şöyle açıklanmaktadır:
Ve (yine) kendilerine: "İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin" denildiğinde: "Düşük akıllıların iman ettiği gibi mi iman edelim?" derler. Bilin ki, gerçekten asıl düşük-akıllılar kendileridir; ama bilmezler. (Bakara Suresi, 13)
Kavminden, ileri gelen inkarcılar: "Biz seni yalnızca bizim gibi bir beşerden başkası görmüyoruz; sana, sığ görüşlü olan en aşağılıklarımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz ve sizin bize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine, biz sizi yalancılar sanıyoruz" dedi. (Hud Suresi, 27)
Yakın geçmişte, Bediüzzaman ve talebeleri de dönemin gazetelerinden birinde yayınlanan “İnanç Sömürücüleri” başlıklı, KARA PROPAGANDA AMAÇLI bir yazı dizisi ile benzer iftiralara maruz bırakılmışlardır. Yazı dizisinde Said Nursi’nin talebeleri hakkında haşa, ”Bunlar sadece ve sadece dini bir taassupla ona bağlanmışlar, gözleri kafaları başka bir şeyi görmez, anlamaz olmuştu” şeklinde karalama maksatlı itham ve iftiralara yer verilmişti.
Bu iftiralarla, Bediüzzaman’ın da haşa, "dini kullanarak" çevresindeki gençlerin beyinlerini yıkadığı, bu gençlerin de güya beyinleri yıkanacak kadar akıl ve mantıktan yoksun insanlar oldukları imajı oluşturulmaya çalışılmıştır.
Oysa Bediüzzaman ve beraberindeki müminler, akılları, şuurları ve vicdanları son derece güçlü, Kuran’ın rehberliğinde hareket eden üstün imanlı ve yüksek ahlaklı insanlardır. Nitekim, söz konusu iftiraları atanlar da bu gerçeğin çok iyi farkında oldukları halde, bu mübarek insanların çok etkili imani faaliyetlerini kendi şirk ve inkar üzerine kurulu dünya görüşleri karşısında büyük bir tehdit olarak görmüşlerdir. Bu nedenle, onları kendilerince etkisiz hale getirmek için çeşitli çirkin ve içi boş iftiralarla halk nazarında itibarsızlaştırmaya çalışmışlardır.
Oysa, bu iftiraların hiçbiri ne Bediüzzaman'a ne de onun ilmi ve imani tebliğinden istifade eden Müslümanlara bir zarar verememiştir. Aksine bu tür saldırılar karşısında gösterdikleri sabır ve tevekkül onların imanlarının, manevi olgunluklarının, ahiretteki derecelerinin artmasına vesile olmuştur. Mağdur, masum ve mazlum oldukları tüm insanlar tarafından görülmüş ve anlaşılmış, kendilerine duyulan sevgi, saygı ve muhabbet kat kat artmıştır. Fikri ve manevi etkileri de kısa bir zaman sonra dünya çapında çığ gibi büyümüştür.
BUGÜN DE, TIPKI GEÇMİŞTE PEYGAMBERLERE VE BEDİÜZZAMAN'A YAPILDIĞI GİBİ SAYIN ADNAN OKTAR'A DA, GÜYA "İNSANLARIN AKIL VE İRADELERİNİ ZAAFA UĞRATIP DİNİ DUYGULARINI SUİSTİMAL EDEREK ONLARI ETKİSİNE ALDIĞI" ŞEKLİNDE ASILSIZ, MESNETSİZ, GERÇEK DIŞI İTHAM VE İFTİRALAR ATILMAKTADIR.
YİNE ARKADAŞLARIMIZIN BÜYÜK BÖLÜMÜ DE BU SÖZDE TELKİNLERİN ETKİSİ ALTINDA KALARAK HAŞA, "KANDIRILMIŞ, BEYİNLERİ YIKANMIŞ, İRADELERİ FELCE UĞRAMIŞ" KİMSELERMİŞ GİBİ GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILMAKTADIR.
BU YALAN VE İFTİRALAR ÜZERİNDEN DE, SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIMIZ ALEYHİNDE, 1 SENEDEN UZUN BİR SÜREDİR KARALAMA MAKSATLI GÖRÜLMEMİŞ BİR ALGI OPERASYONU ARALIKSIZ BİR BİÇİMDE YÜRÜTÜLMEKTEDİR.
Her ne olursa olsun, geçmişte haşa bu tür çirkin iftira ve karalamalara maruz kalan tüm Peygamberler, veliler ve salih müminler gibi dünyada ve ahirette en güzel sonuç Allah'ın izniyle onları beklemektedir.
#adnan oktar#harun yahya#mehdiyet#kedicikler#hz mehdi#hz isa#mesih#deccal#davamız metafiziktir#net cevaplar#cinsellik iftirası#yalancılık#büyücü#hipnoz#hz süleyman#hz yusuf#hz Salih#şımarıklık#hz meryem#kin#öfke#kıskançlık#haberler#medya#ingiliz derin devleti#çirkin sözler#adnan hoca
1 note
·
View note
Text
"Doğu Türkistan" yalanları ve gerçekler-7
Doğu Türkistan meselesinde, en çok yalanlar sosyal medyada. Bu yalanlara babası FETÖ imamı olan Youtuber Ruhi Çenet, Mesut Özil gibi birçok ünlü isim de katılıyor. Karar, Yeniçağ, Yenişafak, Yeniakit, Milli gazete Türkiye'de bu yalanları en çok duyuran basın organları.
Sosyal medyadaki yalanlar.
Gelin o yalanlara bakalım.
Kasım 2018:
Bu fotoğrafın Çinliler tarafından işkence edilen bir Doğu Türkistanlıyı gösterdiği iddia edildi. 28 Kasım 2018’de Bir Yusuf Olmak adlı bir Facebook sayfasında paylaşılan fotoğraf 7 bine yakın paylaşım aldı. Fotoğraf 2012 yılından beri benzer bağlamlarda paylaşılıyor. Fakat fotoğrafın işkence gören bir Doğu Türkistanlıyı gösterdiği doğru değil. Fotoğraf, 2004 yılında Chicago’da düzenlenen bir protestoda yapılan bir canlandırmadan. Fotoğraf, bir spiritüel öğreti olan Falun Gong (Falun Dafa olarak da bilinir) takipçilerinin 24-26 Mayıs 2004 tarihlerinde Chicago’nun Federal Plaza meydanında düzenlediği bir gösteriden.
Aralık 2018:
Bir fotoğrafta, Çin polisinin Uygur Türklerinin evlerinden Kuran'ları topladığı iddia edildi. Oysa fotoğrafların Ekim 2016’da Fas’taki yoğun yağış yüzünden zarar gören Suudi Arabistan Büyükelçiliği’nden çıkaran Kuran'lar olduğu ortaya çıktı.
Aralık 2018:
Bu fotoğrafta birbirine sarılan iki çocuğun Çin’in işkencesinden kaçan iki kardeş olduğu iddia edildi. Oysa 2007'de çekilen fotoğraftaki çocuklar Vietnam'ın bir köyünde ailesi tarlada çalışmaya giden kardeşlerdi.
Ocak 2019: Mihrigul Tursun isimli bir Uygur, Urumçi Hapishanesi'nde tutuklu kaldığı süre boyunca dokuz Uygur kadının öldüğünü iddia etti. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying, 'Tursun hiçbir zaman Urumçi'de hapishanede tutuklu kalmadı' dedi.
Ocak 2019:
Sanatçı Bedirhan Gökçe’nin resmi hayran sayfası tarafından 9 Ocak 2019’da paylaşılan, elleri bağlı şekilde yerde yatan ve kollarını açan insanların olduğu fotoğraflar yaklaşık 2 bin kişi tarafından beğenildi. Ancak, elleri bağlı şekilde yerde yatan ve kollarını açan bir adamın olduğu fotoğrafların Çin tarafından işkence yapılan Doğu Türkistanlı Müslümanları gösterdiği iddiası doğru değil. İşkenceye uğramış gözleri bağlı kişi, Falun Gong (Falun Dafa olarak da adlandırılıyor) isimli spiritüel bir kuruluşun üyesi. Diğer fotoğraf ise Çin’deki Hristiyan bir kiliseye mensup olan Cai Xiangdong isimli kişiye yapılan işkenceyi gösteriyor. İlk kez 1992 yılında Li Hongzhi tarafından açıklanan Falun Gong, Buda okuluna bağlı kişisel gelişim uygulaması olarak kendisini tanımlamakta. Uygulamanın temelinde evrenin en yüksek nitelikleri olduğu belirtilen “Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü”nün yer aldığı ifade ediliyor. Öğretinin kurucusu Li Hongzhi 1998 yılında ABD’ye göç etti. Çin Hükümeti ise öğretinin tehlike oluşturduğunu ileri sürerek 22 Temmuz 1999’da aldığı kararla Falun Gong’u yasakladı.
Ocak 2019:
Bu videonun Çinli birkaç kişinin Uygur Türkü bir kız çocuğuna yaptığı işkenceyi gösterdiği iddia edildi. Söz konusu videoda bir grup çocuğun aralarına aldıkları bir kız çocuğunun başına kola döktükleri görülüyor. Videodaki kız çocuğu bu nedenle sürekli ağlıyor. Facebook’ta 17 Ocak 2019’da Peygamberimizin Sevenleri isimli sayfa tarafından paylaşılan video şimdiye kadar 347 bin görüntülenmeye ulaştı ve yaklaşık 5 bin 800 defa paylaşıldı. Ancak videonun Doğu Türkistan’da Uygur Türkü bir kız çocuğuna yapılan işkenceyi gösterdiği iddiası doğru değil. Video, Mart 2016’da Meksika’nın Naucalpan şehrinde Castores (Kunduzlar) kız izci grubunda yaşanan bir olayı gösteriyor. İzci grubunu yöneten kişi diğer çocuklardan aralarına aldıkları kız çocuğunun başından aşağı kola dökmelerini istiyor. Eyalet valisinin açıklamasına göre sorumlular hakkında soruşturma başlatılmış.
Haziran 2019: Uygur yazar Nur Muhammed Tohti'nin sorgu ve işkence sırasında öldüğü ileri sürüldü. Oysa Tohti'nin 31 Mayıs 2019 akşamı evinde kalp krizi geçirdiği belirlendi.
Kasım 2019: New York Times, Çin Yönetimi'ne ait resmi belge olduğu iddia edilen 403 sayfalık rapor, yayımladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Shuang, Çin'in Sincang'daki çabalarını karalamak için bu sözde iç belgelerin abartılarak sunulduğunu belirtti. 24 Kasım'da ise 14 ülkeden 17 medya kuruluşu aynı anda China Cables adıyla sözümona belgeler yayınladı.
Aralık 2019:
Facebook’ta yapılan bir paylaşımda yer alan ve yedi fotoğraftan oluşan bir kolajın da Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı zulmü gösterdiği iddia edildi. Facebook’taki bir kullanıcı tarafından 1 Aralık 2019’da paylaşılan fotoğraflar, şimdiye kadar 34 binden fazla paylaşım aldı. Ancak bir araya getirilen fotoğrafların hiçbiri yeni tarihli değil, bazılarının da Doğu Türkistan ile ilgisi yok. İddia konusu kolajda bulunan fotoğrafların dördü, 5 Temmuz 2009’da Çin’in Urumçi şehrinde başlayan protestolardan; sağ üstteki fotoğraf ise 2003’te Çin’de kreşte çocukları zehirlediği için tutuklanan bir adama ait. Sol alttaki fotoğrafsa 2000 yılında yine Çin’de bir kaçakçılık suçlamasıyla yargılananları gösteriyor.
Aralık 2019:
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafın, Çin devletinin Müslüman Uygurlara yaptığı işkenceyi gösterdiği iddia edildi. Paylaşımda Uygurların boynuna oruç tuttukları için cansız köpekler asıldığı da öne sürüldü. Bir kullanıcı tarafından 3 Aralık 2019’da Facebook’a yüklenen fotoğraf, şimdiye kadar 4 bin kez paylaşıldı. Ancak iddia doğru değil. Fotoğraflar, 2012 yılında köpek hırsızlığı yaptıktan sonra yakalanan ve hukuksuz şekilde cezalandırılan iki kişiye ait. Köpek hırsızlığının sıkça görüldüğü Çin’de, yakalanan hırsızlar benzer yöntemlerle cezalandırabiliyor.
Aralık 2019:
Üç bine Uygur'un idam edileceği iddia edildi. Facebook’ta yaygınlaşan fotoğraf, 18 bin kullanıcı tarafından paylaşıldı. Aynı fotoğraf daha önce Pakistan’da işkence yapıldığı iddialarıyla da dolaşıma girmişti.Bu uçuk iddiayı Seyit Tümtürk sosyal medya hesabından yalanlamak zorunda kaldı. Ancak iddia doğru değil. Fotoğraf 1992’de 111 kişinin öldürüldüğü Brezilya’daki Carandiru hapishanesi katliamını anlatan Carandiru (2003) filmi için çekilmiş.
Aralık 2019:
Doğu Türkistan’da Çin’in işkence ettiği bir Uygur çocuğu gösterdiği iddia edildi. Facebook’da 5 Aralık 2019 tarihinde paylaşılan bir gönderi, 400’e yakın beğeni ve paylaşım aldı. Ancak iddia doğru değil. Fotoğraf 2007 tarihli “Mongol: The Rise Genghis Khan” (Moğol: Cengiz Han’ın Yükselişi) adlı filmden bir sahneyi gösteriyor.
Aralık 2019:
Sosyal medyada paylaşılan video görüntülerinin, Çinlilerin Doğu Türkistan’da işkence ettiği Uygur Türklerini gösterdiği iddia edildi. 10 Aralık 2019’da paylaşılan video, yaklaşık 1400 retweet ve 1000 beğeni aldı. Ancak iddia doğru değil. Video, Endonezya’da hırsızlık yaptıkları gerekçesiyle dövülen üç genci gösteriyor.
Aslında böyle çok yalan var. Ben yakın tarihli olanları ya da çok ses hgetirenleri seçmeye çalıştım. Görüldüğü gibi Eğitim Merkezleri yalanları ortada. Biz gerçek fotoğrafları paylaştık.
Diğer yalanlar:
İbadet özgürlüğü yok: Sincian-Uygur Özerk Bölgesi'nde resmi verilere göre 13 milyon Müslüman, 25 bin civarında camii var. 530 kişiye bir cami düşünüyor. Türkiye’de ise 910 kişiye bir cami düşüyor. Sinciang’a gidin en teknolojik, galoşla girilen en hijyenik camileri göreceksiniz.
Her eve Çinli yerleştiriliyor: Çin, teröre karşı toplumsal dayanışmayı kuvvetlendirmek, komşuluk ilişkilerini güçlendirmek için seferberlik başlattı. Uygurların evlerine Çinlilerin yerleştirilmesi gibi bir uygulamama ise yok.
Dil yok ediliyor: İlkokuldan üniversiteye kadar Uygurca, Kazakça ve Kırgızca eğitim yapılmaktadır. 24 saat Uygurca yayın yapan televizyon var. Divan-ı Lügat-it Türk gibi birçok kitap Uygurca basıılmaktadır. Bölgede çok sayıda Yaşar Kemal’in, Sabahattin Ali’nin kitapları da dahil olmak üzere Türkçe roman ve tarih kitabı da yayınlanmıştır.
Kültür yasaklanıyor: 2017 itibariyle Sinciang’da 112 halk kütüphanesi, 173 müze, 57 sanat galerisi, 119 kültür merkezi ve binlerce spor tesisi bulunmaktadır. Uygur kilimleri, Etles İpeği gibi kültürel ögeler de 91 adet kültürel miras koruma noktasıyla korunmaktadır.
Uygurlar yönetimde temsil edilmiyor: Yalnız Uygurların değil bütün milliyetlerin temsilcilerinin hem merkezî yönetimde hem de bölgesel ve yerel yönetimlerde etkin olarak görev yapmaları sağlanmaktadır. Sincian-Uygur Özerk bölgesinin başkanı Şöhret Zakir Uygur’dur. Çin Komünist Partisi Merkez Yönetimi içinde Uygur temsilci bulunmaktadır. Kongrede çok sayıda Uygur temsil edilmektedir.
15 notes
·
View notes