#14 Eylül 2017
Explore tagged Tumblr posts
Text
29 Eylül 2024 Fenerbahçe Beko Anadolu Efes Maçı
*Basketbol Gelişim Merkezi'nde saat 18:00'de başlayacak olan Basketbol Erkekler Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı. Avrupa maçlarıyla hafiften sezon açılmıştı ama şimdi tam anlamıyla bir gala yapılacak. Türk basketbolunun yeni kalbi Basketbol Gelişim Merkezi'nin de resmi bir sınavla seyircilere merhaba diyeceği randevuda Fenerbahçe Beko 2017'nin ardından ilk, toplamda da 8. şampiyonluğu için ter dökecek. 2023'te Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle Türkiye Kupası iptal edilmiş, doğal olarak Cumhurbaşkanlığı Kupası da yapılamamıştı. 2022'deki zaferiyle son şampiyon konumunda olan Anadolu Efes ise üst üste dördüncü, toplamda da 14. kupasının peşinde olacak. Güzel bir heyecana tanık olalım ve sezonu öyle açalım. İki tarafa da başarılar dileriz.
*TRT Spor Yıldız'dan naklen yayınlanacak olan maç.
*İlk çeyrekte Efes 24-20 üstün. Etkili başlayan Anadolu Efes ilk bölümde hakimiyet kurdu. 10-7'nin ardından Fenerbahçe'nin reaksiyonu geldi ve öne geçti. Ardından yine karşılıklı üstünlüklerle yakın takip söz konusuydu. 19-18 Fenerbahçe üstünlüğünün sonrasında Efes 6 sayılık seri yapıp yeniden uzaklaştı.
*İlk yarının bitimiyle Fenerbahçe skoru 43-39'a çevirdi. Kanarya'dan 23-15'lik çeyrek oyunu geldi. Efes bölümün başında kontrolü tuttu elinde. Durum 31-25'ken Fenerbahçe'den 11 sayılık seri geldi ve bir anda rüzgar tersine döndü. Sarı Lacivertliler bir ara 8 sayılık fark da yaptı ama son basketler Efes'ten gelince yine dengeye oturdu.
*Üçüncü periyot sonucu 64-57 Efes lehine. Bu sefer de Anadolu Efes'ten 25-14'lük periyot performansı geldi. Dengeli başlayan bir bölüm vardı. 50-50'den sonra Efes önemli bir sekansa imza attı ve hiç geri düşmeden periyodu bitirdi. Üstelik onlar da bir an farkı 8'e çıkardı. Son bölümde artık düğüm çözülecek.
*83-82 galip gelen Anadolu Efes oldu ve Efes üst üste dördüncü, toplamda da 14. zaferini ilan etti. İnanılmaz bir son bölüm izledik. Önce periyodun hemen başında Efes bulduğu üçlükle ilk kez çift haneyi gösterdi. 69-60'tan sonra ise Fenerbahçe 10-2'lik sekans yaparak geri dönmeyi başardı. Karşılıklı sayılarla iki tarafa da giden üstünlüğün ardından 77-76 Fenerbahçe üstünlüğü oldu ve Efes oradan 5 sayılık seri çıkardı. Bir daha da avantajını kaptırmadı. Fenerbahçe son 3'lükle farkı bire indirse de kalan sürede Efes topu çok iyi tuttu ve karşılıklı hataların da etkisiyle süre eridi. Sezonu güzel bir heyecanla açtık. Mücadeleleri için iki tarafa da teşekkür ederiz. Efes'i de kutlarız. Fenerbahçe Beko'da Nigel Hayes-Davis 20, Bonzie Colson 19 sayı üretti. Anadolu Efes'te ise Elijah Bryant 21, Daniel Oturu 16 sayı sundu.
#spor arşivi#maç arşivi#basketbol erkekler cumhurbaşkanlığı kupası#fenerbahçe beko#fenerbahçe#anadolu efes#basketbol#basketball#spor#sport
0 notes
Video
youtube
Güldür Yüzümü - Berkay ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Fantezi Minör 4/4 C Sebare... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/MrYMts-Tvuw ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Güldür Yüzümü - Berkay ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Fantezi Minör 4/4 C Sebare Beste Yavuz Taner) @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI : GÜLDÜR YÜZÜMÜ SÖZ GÜFTE : ALİ TEKİN TÜRE BESTE - MÜZİK : YAVUZ TANER USÜL : 4/4 C SEBARE VAHDE MAKAM - DİZİ : KÜRDİ FANTEZİ - MİNÖR Söz: Ali Tekintüre Müzik: Yavuz Durmuş Bm C Bm İnsanı yaşatan ümitler gibi Em C Bm Güneşi getiren saatler gibi Em D Gerçeğe dönüşen vaatler gibi C Am Bm Geliver yanıma güldür yüzümü Bm C Bm Bm C Bm Bm C Bm Olmaz hiç kederin olmaz hiç tasan Em C Bm Şaşırır kalırdın aşkı tanısan Em D Beklemez gelirdim yerinde olsam C Am Bm Geliver yanıma güldür yüzümü Bm C Bm Bahane arama yol uzun diye Em C Bm Red etme aşkımı son sözüm diye Em D Böyle çok sevene bu nazın niye C Am Bm Geliver yanıma güldür yüzümü Bm C Bm Bm C Bm Bm C Bm Olmaz hiç kederin olmaz hiç tasan Em C Bm Şaşırır kalırdın aşkı tanısan Em D Beklemez gelirdim yerinde olsam C Am Bm Geliver yanıma güldür yüzümü Berkay Doğum Berkay Şahin 29 Aralık 1981 (42 yaşında) Ankara, Türkiye Tarzlar Pop, arabesk Meslekler Şarkıcı Etkin yıllar 2009-günümüz Müzik şirketi Poll Production · Avrupa Müzik Eş Özlem Katipoğlu (e. 2016) Çocukları 2 Berkay Şahin veya tanınan adıyla Berkay (d. 29 Aralık 1981, Ankara) Türk şarkıcıdır. Diskografi Stüdyo albümleri Ele İnat (2010, Poll Production) Aşk Melekleri (2014, Avrupa Müzik) Benim Hikayem (2015, Avrupa Müzik) Arabest (2016, Avrupa Müzik) Yansıma (2017, Avrupa Müzik) İz (2019, Avrupa Müzik) Single'ları Aşk Sadece (2012, Poll Production) Doksana Bir Kala (2013, Poll Production) Uygun Adım (2016, Avrupa Müzik) Ey Aşk (2017, Avrupa Müzik) Ben Sadece (2018, Avrupa Müzik) İsyanlardayım (Ahmet Selçuk İlkan Unutulmayan Şarkılar, Vol. 2) (2018, Poll Production) Deliler (2019, Avrupa Müzik) Deli Et Beni (Tepki ile düet) (2019, Avrupa Müzik) İki Hece (2019, Avrupa Müzik) Kırgınım Ona (2020, Avrupa Müzik) Dert Faslı (2020, Avrupa Müzik) Yeter ki Sen İste (2021, Avrupa Müzik) Karnaval (2021, Avrupa Müzik)[4] Yan (2021, Hiperaktif Müzik) Atma (Piyanist 2) (2022, DMC) Bal Badem (2022, Avrupa Müzik) En Güzelinden (2022, Hiperaktif Müzik) Sır (2022, Avrupa Müzik) Sonunda (2023, Hiperaktif Müzik) Anladım (2023, Avrupa Müzik) Şimşek Şimşek (2024, Hiperaktif Müzik) Kazandığı ödüller Yıl Ödül veren organizasyon Kategori 2010 14.İstanbul Fm Altın Ödülleri En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçı 2011 17.Kral Tv Video Müzik Ödülleri En İyi Çıkış Yapan Sanatçı A.G.D Ödülleri En İyi Çıkış Yapan Sanatçı Türkiye Engelliler Derneği Yılın En'leri En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçı 38. Altın Kelebek Ödülleri En İyi Çıkış Yapan Solist Taksiciler Günü Ödülleri En İyi Çıkış Yapan Sanatçı 2012 İstanbul Kültür Üniversitesi Yılın Pop Sanatçısı 2015 5.Engelsiz Yaşam Vakfı Ödülleri Yılın En İyi Albümü (Aşk Melekleri) 2016 5.TURKMUSC Ödülleri Yılın En İyi Erkek Şarkıcısı Kaynakça ^ "Berkay Şahin: Evlenmeyen erkek pişman olur". Hürriyet. 12 Eylül 2016. 9 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. ^ "Arda Turan tarafından darp edilen Berkay'ın hastane görüntüleri". Sözcü Gazetesi. 26 Kasım 2020. 7 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2020. ^ "Paramız yetmediği için bütün pizza yiyemezdik". MilliyetCadde. 26 Kasım 2020. 24 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Kasım 2020. ^ "News - Müzik Haberleri - Berkay'ın Merakla Beklenen Yeni Şarkısı "Karnaval" Yayınlandı - PowerApp - World of Music". www.powerapp.com.tr. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Temmuz 2021.
0 notes
Video
youtube
2024 Mart Yerel Seçimler Belediye Seçimleri Aykut ilter 2024 Mart Yerel Seçimler Belediye Seçimleri Nasıl Oy Kullanırım Hazırlayan Aykut ilter 0532 322 2351 2024 Türkiye yerel seçimleri, Türkiye'deki yerel yönetimlerin belirlenmesi için 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlerdir.[1][2] Seçim sonucunda belediye başkanları, büyükşehir belediye başkanları, belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, muhtarlar ve ihtiyar heyetleri belirlenecektir. 🔆 YEREL SEÇİMLER (2024 Mart) Seçime katılan siyasi partiler 2 Ocak 2024 tarihi itibarıyla seçime katılma şartlarını yerine getiren partilere ilişkin genel bilgiler burada listelenmektedir.[29][30] Yenilik Partisi seçime katılmayacağını açıkladı.[31] 35 siyasi partinin oy pusulasındaki yerleri 27 Ocak 2024 tarihinde YSK tarafından açıklandı.[32] # Siyasi parti Kuruluş Lider Ulusal üyelik Üye sayısı[not 2] 1 AK Parti Adalet ve Kalkınma Partisi 2001 Recep Tayyip Erdoğan Cumhur İttifakı 11.041.464 azalış 2 İYİ Parti İYİ Parti 2017 Meral Akşener — 508.578 azalış 3 SOL Sol Parti 2019 Önder İşleyen Sosyalist Güç Birliği 5764 artış 4 BBP Büyük Birlik Partisi 1993 Mustafa Destici Cumhur İttifakı 112.277 azalış 5 Memleket Memleket Partisi 2021 Muharrem İnce — 66.738 artış 5 ANAP Anavatan Partisi 2011 İbrahim Çelebi — 24.240 azalış 7 DSP Demokratik Sol Parti 1985 Önder Aksakal — 25.570 azalış 8 Yeniden Refah Yeniden Refah Partisi 2018 Fatih Erbakan — 365.767 artış 9 DEM Parti Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi 2012 Tülay Hatimoğulları Oruç Tuncer Bakırhan Emek ve Özgürlük İttifakı 10.353 artış 10 TKP Türkiye Komünist Partisi 2001 Kemal Okuyan[not 3] Sosyalist Güç Birliği 7846 artış 11 ABP Anadolu Birliği Partisi 2020 Bedri Yalçın — 3142artış 12 Zafer Partisi 2021 Ümit Özdağ — 43.515 artış 13 HKP Halkın Kurtuluş Partisi 2005 Nurullah Ankut — 1016 azalış 14 TKH Türkiye Komünist Hareketi 2015 Aysel Tekerek[not 3] Sosyalist Güç Birliği 1179 azalış 15 BTP Bağımsız Türkiye Partisi 2001 Hüseyin Baş — 12.162 artış 16 Gelecek Partisi Gelecek Partisi 2019 Ahmet Davutoğlu Saadet ve Gelecek İttifakı 70.451 azalış 17 YTP Yeni Türkiye Partisi 2013 Engin Yılmaz — 10.620 azalış 18 CHP Cumhuriyet Halk Partisi 1992 Özgür Özel — 1.428.800 artış 19 EMEP Emek Partisi 1996 Selma Gürkan Emek ve Özgürlük İttifakı 5165 artış 20 HÜDA PAR Hür Dava Partisi 2012 Zekeriya Yapıcıoğlu — 13.741 artış 21 HAK-PAR Hak ve Özgürlükler Partisi 2002 Düzgün Kaplan — 1604 azalış 22 Ocak Ocak Partisi 2023 Kadir Canpolat — 4996 artış 23 AB PARTİ Adalet Birlik Partisi 2018 İrfan Uzun — 3573 azalış 24 DP Demokrat Parti 2007 Gültekin Uysal — 342.256 azalış 25 GBP Güç Birliği Partisi 2020 Ali Karnap — 3846 azalış 26 MİLLET Millet Partisi 1992 Cuma Nacar — 4536 artış 27 Milli Yol Milli Yol Partisi 2021 Remzi Çayır — 4618 artış 28 AP Adalet Partisi 2015 Vecdet Öz — 5546 azalış 29 GP Genç Parti 2002 Hakan Uzan — 23.466 azalış 30 ADP Aydınlık Demokrasi Partisi 2021 Zeynep Yıkarbaba — 7220artış 31 MHP Milliyetçi Hareket Partisi 1993 Devlet Bahçeli Cumhur İttifakı 486.896 artış 32 TİP Türkiye İşçi Partisi 2017 Erkan Baş Emek ve Özgürlük İttifakı 43.206 artış 33 DEVA Partisi Demokrasi ve Atılım Partisi 2020 Ali Babacan — 146.820 azalış 34 SAADET Saadet Partisi 2001 Temel Karamollaoğlu Saadet ve Gelecek İttifakı 243.312 azalış 35 VP Vatan Partisi 2015 Doğu Perinçek — 13.955 azalış Seçime katılabilen Büyük Türkiye Partisi, Ocak Partisi'ne katıldığını açıklamıştır.[33] İYİ Parti 6 Eylül günü İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Fatih Altaylı ile yaptığı programda Akşener 81 ilde ittifaksız aday çıkaracaklarını açıkladı ve İzmir milletvekili Ümit Özlale'nin İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanlığına aday olabileceğini açıkladı.[47] 18 Eylül'de Akşener "GİK'imizin de aldığı karar ki ben de aynı fikirdeyim, biz ittifak sisteminden vazgeçtik. Dolayısıyla ittifak sistemini reddediyoruz ve ittifak sistemiyle yol yürümeyeceğiz" açıklamasında bulundu.[48] 20 Eylül'de Akşener, Özlale’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olduğunu açıkladı.[49] 5 Ekim tarihinde Akşener, Melih Aydın'ın Eskişehir Büyükşehir Belediyesi başkanı adayı olduğunu açıkladı.[50] Akşener, sonra da Kahramanmaraş Belediyesine Mesut Dedeoğlu'yu aday gösterdi[51] İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, şarkıcı Hakan Peker'e İYİ Parti rozetini takarken, Karabük'ün Safranbolu ilçesinden belediye başkan adayı olduğunu açıkladı.[52] 30 Kasım 2023'te CHP genel başkan Özgür Özel, İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener'i ziyaret ederek iş birliği teklifi sundu fakat 4 Aralık 2023'te İYİ Parti, CHP'nin yerel seçimde iş birliği teklifini reddettiğini açıkladı.[43] İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun, İBB Grup Başkanvekili İbrahim Özkan'ın istifasının istendiğini açıkladı. İstifasının ardından Özkan, parti içi kararların nasıl değiştirilebileceği konusunda istişare yollarının kapanmadığını belirtti. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in talebi üzerine istifa eden İbrahim Özkan, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi (İBB) Grup Başkanvekili olarak yeniden seçildi.
0 notes
Photo
Yeni yazımıza göz atın https://www.teknoloskop.net/persona-5-cikis-tarihi-ve-inceleme/
Persona 5 Çıkış Tarihi ve İnceleme
Yapımcılığını Atlus ve Katsura Hashino firmalarının üstlenmiş olduğu Persona 5 için oyun severler geri sayıma çoktan başladı. Yeni nesil rol yapma ve macera türü bir oyun olan ve gelişmiş hikayesi sayesinde her yaştan oyun severin ilgisini çekmeyi başaran Persona 5, 2017 yılının heyecanla beklenen oyunları arasında yer alıyor. Yeni nesil oyun motoru sayesinde oyun severleri heyecanlandıran Persona 5 ‘in çıkış tarihine son derece az bir süre kaldı.
Persona 5 Ne Zaman Çıkacak?
Oyun severler tarafından merakla beklenen, Persona serisinin en yeni oyunu olan Persona 5 ‘in çıkış tarihi tüm oyun severler tarafından merak ediliyor. Oyunun yapımcı firması olan Atlus ve Katsura Hashino firmalarının yaptığı açıklamaya göre Persona 5 15 Eylül tarihinde çıktı ve oyun severler için sunuldu. Ancak hatırlatmamızda fayda var; Persona 5, 15 Eylül tarihinde yalnızca Japonya bölgesinde satışa sunuldu. Diğer bölgeler için ise hangi tarihte yayınlanacağı belli oldu. Persona 5 ‘in yapımcısı olan Atlus firmasının yaptığı açıklamalara göre Persona 5 oyunu 14 Şubat 2017 tarihinde tüm bölgeler içinde yayınlanmış olacak ve oyun severlere sunulmuş olacak.
Persona 5 İnceleme
Yapımcılığını Atlus ve Katsura Hashino firmalarının ortaklaşa üstlendiği, inanılmaz bir oyun serisi olan ve RPG yani rol yapma türü oyunlar arasında en çok ilgi gören oyunlardan birisi olan Persona serisinin en yeni oyunu olan Persona 5 ‘in çıkış tarihinden yukarıda bahsetmiştik. Persona 5 oyunundan biraz bahsedecek olursak; hatırlarsınız ki Persona 4 oyununun hikayesinde karakterimiz küçük bir kasabada yaşayan ve dedektif olan amcasının yanına taşınıyor. Karakterimiz okula gittiği zaman okulda ki arkadaşlarından televizyonda ki Mayanoka TV isimli kanalı izleyenlerin işlenen ve işlenecek olan cinayetleri önceden görebildiğini duyuyor. Aynı zamanda karakterimiz bu küçük kasabaya taşındıktan sonra kasabada ki cinayet ve ölüm oranları son derece artıyor. İşte burada asıl konu başlıyor. Arkadaşlarımız ile beraber bu gizemli olayı çözme işine girişiyoruz. Asıl hedefimiz bu olayı çözerek cinayetlerin işlenmesini engellemekten ibaretti. Persona 5 ise serinin bir önce ki oyunu olan Persona 4 ‘ün devamı niteliğinde geliyor. Hikayesi de buna göre şekilleniyor tabii ki. Son derece uzun soluklu, nefesinizi tutarak oynayacağınız harika bir Rol yapma oyunu ve Macera oyunu olan Persona 5 ‘in grafik ve ses kalitesi ise son derece güzel. Persona 5, yüksek seviye grafik ve ses kalitesi desteklediğinden dolayı oyun severleri memnun edecek gibi görünüyor.
Persona 5 Hangi Platformlara Çıkıyor?
Persona 5, yapımcı firmaları olan Atlus ve Katsura Hashino ‘nun yaptığı resmi açıklamaya göre yalnızca PlayStation 4 ve PlayStation 3 platformu için çıkacak. Ancak ileri ki zamanlarda diğer platformlar için de çalışmalar yapılma ihtimali bulunuyor.
0 notes
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/agnes-denesin-yasayan-pramit-eseri.html
Agnes Denes'in "Yaşayan Pramit" Eseri
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM)’nin bahçesinde 13 Eylül 2022’de yerini alan Agnes Denes’in mekâna özgü eseri Yaşayan Piramit, yaşam döngüsüne bahar ve yaz aylarında da devam edecek.
Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda; Çimsa’nın iletişim sponsorluğunda SSM’nin bahçesinde yer alan eser, İstanbul’un kent florası içinden seçilen ve farklı cephelerindeki güneş ve gölge miktarına göre yerleştirilen bitki ve çiçeklerden oluşuyor.
İlk olarak 2015 yılında New York’taki Socrates Heykel Parkı’nda ve ardından 2017’de documenta 14 kapsamında Kassel’deki Nordstadtpark’ta inşa edilen, mekâna özgü eser Yaşayan Piramit doğal yaşam döngüsüne sahip bir heykel olarak da değerlendiriliyor. Dört ton toprakla doldurulmuş ahşap basamaklı teraslardan oluşan piramit, gökyüzüne uzanan dokuz metrelik bir kavis çiziyor. Piramidin teraslarında, özenle seçilmiş yaklaşık altı yüz türde iki bin adet bitki ve çiçek yer alıyor. Filizlenerek, çiçek açarak ya da tohuma kaçarak sergilendiği süre boyunca farklı evreler geçiren eser, İstanbul’da sonbaharı geçirdi ve şu anda kış mevsimini yaşıyor.
Agnes Denes’in Türkiye’de sergilenen ilk eseri Yaşayan Piramit, yaz mevsimini de müze bahçesinde geçtirdikten sonra tabiata duyarlı yaklaşımını sürdürecek ve ziyaretçilerini bitkileri sahiplenmeye davet edecek.
Agnes Denes’in 1969 yılında kaleme aldığı ve sanatçının arzusu doğrultusunda bu sergi için özel olarak üretilen Manifesto isimli eseri ise müze koleksiyonunda kalıcı olarak yerini alacak.
Yaşayan Piramit eseri kapsamında çocuk ve yetişkinlere yönelik çevre ve ekoloji odaklı atölye ve konferans gibi etkinlikler sergi boyunca devam edecek.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
0 notes
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/agnes-denesin-yasayan-pramit-eseri.html
Agnes Denes'in "Yaşayan Pramit" Eseri
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM)’nin bahçesinde 13 Eylül 2022’de yerini alan Agnes Denes’in mekâna özgü eseri Yaşayan Piramit, yaşam döngüsüne bahar ve yaz aylarında da devam edecek.
Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda; Çimsa’nın iletişim sponsorluğunda SSM’nin bahçesinde yer alan eser, İstanbul’un kent florası içinden seçilen ve farklı cephelerindeki güneş ve gölge miktarına göre yerleştirilen bitki ve çiçeklerden oluşuyor.
İlk olarak 2015 yılında New York’taki Socrates Heykel Parkı’nda ve ardından 2017’de documenta 14 kapsamında Kassel’deki Nordstadtpark’ta inşa edilen, mekâna özgü eser Yaşayan Piramit doğal yaşam döngüsüne sahip bir heykel olarak da değerlendiriliyor. Dört ton toprakla doldurulmuş ahşap basamaklı teraslardan oluşan piramit, gökyüzüne uzanan dokuz metrelik bir kavis çiziyor. Piramidin teraslarında, özenle seçilmiş yaklaşık altı yüz türde iki bin adet bitki ve çiçek yer alıyor. Filizlenerek, çiçek açarak ya da tohuma kaçarak sergilendiği süre boyunca farklı evreler geçiren eser, İstanbul’da sonbaharı geçirdi ve şu anda kış mevsimini yaşıyor.
Agnes Denes’in Türkiye’de sergilenen ilk eseri Yaşayan Piramit, yaz mevsimini de müze bahçesinde geçtirdikten sonra tabiata duyarlı yaklaşımını sürdürecek ve ziyaretçilerini bitkileri sahiplenmeye davet edecek.
Agnes Denes’in 1969 yılında kaleme aldığı ve sanatçının arzusu doğrultusunda bu sergi için özel olarak üretilen Manifesto isimli eseri ise müze koleksiyonunda kalıcı olarak yerini alacak.
Yaşayan Piramit eseri kapsamında çocuk ve yetişkinlere yönelik çevre ve ekoloji odaklı atölye ve konferans gibi etkinlikler sergi boyunca devam edecek.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
0 notes
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/agnes-denesin-yasayan-pramit-eseri.html
Agnes Denes'in "Yaşayan Pramit" Eseri
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM)’nin bahçesinde 13 Eylül 2022’de yerini alan Agnes Denes’in mekâna özgü eseri Yaşayan Piramit, yaşam döngüsüne bahar ve yaz aylarında da devam edecek.
Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda; Çimsa’nın iletişim sponsorluğunda SSM’nin bahçesinde yer alan eser, İstanbul’un kent florası içinden seçilen ve farklı cephelerindeki güneş ve gölge miktarına göre yerleştirilen bitki ve çiçeklerden oluşuyor.
İlk olarak 2015 yılında New York’taki Socrates Heykel Parkı’nda ve ardından 2017’de documenta 14 kapsamında Kassel’deki Nordstadtpark’ta inşa edilen, mekâna özgü eser Yaşayan Piramit doğal yaşam döngüsüne sahip bir heykel olarak da değerlendiriliyor. Dört ton toprakla doldurulmuş ahşap basamaklı teraslardan oluşan piramit, gökyüzüne uzanan dokuz metrelik bir kavis çiziyor. Piramidin teraslarında, özenle seçilmiş yaklaşık altı yüz türde iki bin adet bitki ve çiçek yer alıyor. Filizlenerek, çiçek açarak ya da tohuma kaçarak sergilendiği süre boyunca farklı evreler geçiren eser, İstanbul’da sonbaharı geçirdi ve şu anda kış mevsimini yaşıyor.
Agnes Denes’in Türkiye’de sergilenen ilk eseri Yaşayan Piramit, yaz mevsimini de müze bahçesinde geçtirdikten sonra tabiata duyarlı yaklaşımını sürdürecek ve ziyaretçilerini bitkileri sahiplenmeye davet edecek.
Agnes Denes’in 1969 yılında kaleme aldığı ve sanatçının arzusu doğrultusunda bu sergi için özel olarak üretilen Manifesto isimli eseri ise müze koleksiyonunda kalıcı olarak yerini alacak.
Yaşayan Piramit eseri kapsamında çocuk ve yetişkinlere yönelik çevre ve ekoloji odaklı atölye ve konferans gibi etkinlikler sergi boyunca devam edecek.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
0 notes
Text
5 Aralık Kadın Hakları Günü kutlu olsun! Nedir, ne zaman ve nasıl ortaya çıktı?
Bugün 5 Aralık Kadın Hakları Günü... Bugün, Atatürk Devrimleri'nin en önemlilerinden birisinin, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasının yıl dönümü. 5 Aralık 1934’de Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile kadınların ilk kez oy kullanmasının ve aday olabilmesinin önü açıldı. Türkiye, Fransa'dan Fransa ve İtalya'dan 11, Romanya'dan 12, Bulgaristan'dan 13, Belçika'dan 14, İsviçre'den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştı.
5 Aralık 1934’te Atatürk, bir kez daha tüm dünyaya örnek olacak bir karara öncülük etti. Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkı için harekete geçti. Ve, Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklik ile bundan tam 86 yıl önce kadınlar, en demokratik haklarına kavuştular.
TÜRKİYE’DE KADINLARA SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ TANINMASI
Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi; toplumsal hayatta gerçekleşen Atatürk Devrimleri'nin en önemlilerinden birisidir.
1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile önce Belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları, 5 Aralık 1934'de Anayasa ve Seçim Kanunu'nda yapılan yasa değişikliği ile tanındı.
BELEDİYE SEÇİMLERİNDE SEÇME VE SEÇİLME HAKKI
Kadınların belediye seçimlerinde seçme ve aday olma hakkı 3 Nisan 1930’da Belediye Kanunu’nun kabul edilmesiyle tanındı.
KADINLARIN KATILDIĞI İLK BELEDİYE SEÇİMLERİ
Kadınlar siyasal haklarını ilk kez 1930 yılındaki Belediye seçimlerinde kullandılar. Seçimler, Eylül başından Ekim'in 20'sine kadar sürdü. Şehir meclislerine girebilen kadınlar arasında İzmir seçimlerinde Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF)'nın iki kadın adayı olan Hasane Nalan ve Benal Nevzat Hanımlar ile, İstanbul seçimlerinde CHF adayı olan Rana Sani Yaver (Eminönü), Seniye İsmail Hanım (Beykoz), Ayşe Remzi Hanım (Beyoğlu), Nakiye (Beyoğlu), Latife Bekir (Beyoğlu) Hanımlar vardı.
MUHTAR SEÇME VE SEÇİLME HAKKI
Köy Kanunu’nun 20. Maddesinin değiştirilmesine dair 26 Ekim 1933 tarihli ve 2329 sayılı kanunun çıkarılmasıyla; kadınların köy muhtar ve heyetlerine seçilme hakkı tanındı.
İLK KADIN MUHTARIN SEÇİMİ
Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Demirdere köyünde (Bugünkü Karpuzlu ilçesi) yaklaşık 500 oy alarak seçimi kazanan Gül Esin, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın muhtarı oldu.
MİLLETVEKİLİ SEÇME VE SEÇİLME HAKKI
Türkiye'deki kadınlar milletvekili olabilmek için ilk adımı 1923'te atmışlardı. Bu adım, kadınların 1923 yılında Nezihe Muhiddin önderliğinde ilk kadın partisi ‘Kadınlar Halk Fırkası’nı kurma isteğiydi. Fakat 1909 Seçim Kanunu sebebiyle bu parti kurma girişimi, Kadınlar Halk Fırkası'nın Türk Kadınlar Birliği adlı derneğe dönüşmesi ile sonuçlanmıştı.
1924 anayasası hazırlanırken kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olması gündeme geldi ancak TBMM genel kurulunda bu hakların yalnızca erkeklere tanınması fikri ağır bastı.
Gerekli yasal değişiklik 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin sunduğu Anayasa ve Seçim Kanunu’nda değişiklik yapılmasını öngören yasa önerisi sonucu gerçekleşti. Öneri, 5 Aralık 1934'te Mecliste görüşüldü. Yapılan oylamada, 317 üyeli Meclis’te, oylamaya katılan 258 milletvekilinin tamamının oyuyla değişiklik önerisi kabul edildi.
Anayasanın 10. ve 11. Maddeleri değiştirilerek her kadına 22 yaşında seçme, 30 yaşında seçilme hakkı verildi. Bu anayasa değişiklikleri çerçevesinde İntibah-ı Mebusan Kanunu (Milletvekili Seçimi Kanunu)'nda 11 Aralık 1934'de yapılan değişiklikler sonucu anayasada tanınan haklar seçim kanunuyla da düzenlendi.
Yasanın çıkmasının ardından 7 Aralık 1934'te, Türk Kadınlar Birliği İstanbul'da Beyazıt Meydanı'nda büyük bir kutlama mitingi ve Beyazıt'tan Taksim'e bir yürüyüş düzenledi.
Kadınların ilk kez oy kullandığı ve aday olabildiği TBMM V. Dönem seçimleri 8 Şubat 1935’te yapıldı. 17 kadın milletvekili ilk kez TBMM’ye girdi. Ara seçimlerde bu sayı 18’e ulaştı. Böylece kadınlar TBMM'deki tüm milletvekillerinin (400) yüzde 4,5'ini oluşturdular.
FRANSA VE İTALYA’DAN ÇOK DAHA ÖNCE
Bu oran, Cumhuriyet tarihinde kadınların TBMM'de en yüksek temsil oranlarından birisiydi. Bu özelliğini de 2007 genel seçimlerine dek korudu. Türkiye, Fransa’dan Fransa, İtalya, Hırvatistan, Slovenya’dan 11, Romanya’dan 12, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 14, Yunanistan’dan 15, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştı.
Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/5-aralik-kadin-haklari-gunu-kutlu-olsun-ne-zaman-nasil-ortaya-cikti-kadinlara-hangi-haklar-tanindi-2118606/
6 notes
·
View notes
Text
2020 Rally Turkey
WRC hikayesi bir rüya ile başladı. Covid-19 nedeniyle hayatlarımız topluca değişmeye başlamış, 2020 sezonu sponsorluk arayışlarım olumsuz sonuçlanınca yarışma hayallerim ertelenmişti. Bu sezon yarışmak hiç aklımda yokken, bir gece gördüğüm alakasız bir rüya beni buralara sürükledi. Rüyamda yıllar sonra Hitit Rallisi Ankara’ya dönmüş, ben ise bir Rover 216 kiralayarak ralliye katılmıştım. Bu rüyanın sabahında, güne başlangıç kahvemi yudumlayıp iş planı yaparken, not defterimden yeni bir sayfa açıp WRC için maliyet analizi yapmaya başladım sebepsizce. Sonrasında arkadaşım Murat Can Şen’i arayarak yeni oluşumu olan “Rallyabroad” bünyesinde yarışmak ile ilgili görüştüm. Başlangıçta yüksek maliyetler nedeniyle sıcak bakmadığım organizasyon yaklaştıkça fikrim değişmeye başlamıştı.
Yarışa yaklaşık 1 ay süre kala Murat Can beni aradı. “Katılıyor muyuz?” dedi. Bir gün düşünme süresi istedim. Bu esnada değer verdiğim ralli pilotu dostlarımı arayıp beyin fırtınası yaptım. Herkes “yarışı bitiremezsin, girme bence” diyordu. Sevgili Cem Alakoç ve Berkay Şavkay ise aynı düşüncede olmalarına rağmen son anlarda girmem konusunda olumlu katkılarda bulundular bana. Ertesi gün kaydımızı yaptırmaya karar vererek ilk adımı atmış olduk. Şimdi dönüp bakınca iyi ki girmişim diyorum bu yarışa.
Road to İzmir
Yarış haftasından 1 hafta önce, Çarşamba günü Murat ile beraber yola koyulduk.
Gece İzmir'e vardığımızda Harun Abi karşıladı bizi. Otel ana yolun dibinde olduğu için biraz gürültülü idi. Yarış öncesi klima çarpar korkusu ile Murat'a klimayı açtırmadım. Mecburen pencere açık uyumak zorunda kaldık böyle olunca. Murat gürültüden söylenirken, en son tepemizde inişe geçen uçağın sesi ile kahkahalara boğulmamız bir oldu :)
Perşembe sabahı garajda aldık soluğu. Otomobilimiz bir cadde otomobilinden ralli otomobiline çevrilmişti ve ilk kez biz yarışacaktık bu otomobille. Durum böyle olunca işin içine benim mesleki takıntılarım da girdi. Bir çok detayı bizzat kendim sil baştan yapmak istedim.
Murat Can da bana güvenerek otomobilini ellerimize teslim etti. Öncelikle tamponu söktük, elektrikli fan ve fan müşürü revize edildi. Elektrik tesisatı düzenlendi. Wrc gibi Zorlu bir yarışta otomobili korumamız gerektiğinin bilinci ile tampon üzerinde bulunan hava girişlerine deli bağlarcasına ızgara tel monte ettik. Sevgili Erkan Güral abimin Evosunun tamponuna giren Kaya hala aklımdaydı.
Perşembe akşamı çok komik bir olay oldu. Murat Can gecenin ilerleyen saatlerinde İstanbul’dan İzmir’e geldi. Çalışmalarımızı bitirip yanımızda götüreceğimiz yedek parçalar hakkında konuşmaya başlamıştık. Depoya çıkıp parçalara bakalım dedik. Önde Murat Can, arkada Murat Yılmaz, en arkada ben depoya girecektik. Murat Can kilidi açıp telefonunun feneri yardımıyla karanlık depoya girdi. Murat Yılmaz da arkasından içeri girdi. Tam kapıya yaklaştığım esnada içeride içeride resmen kıyamet koptu. Bağırışlar, ahh sesleri, yerlere düşen eşyalar, çok hızlı hareket eden telefon feneri ve kedi çığlıkları :) Tam kapının ağzındayken üzerime doğru gelen kedi can havliyle kendini dışarı attı. Dışarı çıkarken de Murat Yılmaz’ın kaba yerini tırmalayıp çıkmış bir de. Sonra Murat Yılmaz çıktı dışarı tırmalanmış halde. En son Murat Can çok ciddi ve resmi bir ifadeyle hiçbir şey olmamış gibi çıktı dışarı. Beni bir gülme krizi tuttu anlatamam. Yaklaşık yarım saat ağlaya ağlaya güldüm. Bu olay tüm yarış boyunca istisnasız her gece uyumadan önce aklıma geldi ve yatakta uyku öncesi kahkahalara boğuldum.
Kalan süreçte otomobilin koltuk baglanti raylari monte edildi. Egzoz sistemi onarıldı. Sıfır alt kaplama yapıldı. Hazırlıkların majör kısımları tamamlandıktan sonra kalan minör eksiklikleri Marmaris’te teknik ekibimiz tamamlayacaktı.
Covid Kabusu
14 Eylül günü çalışmalarımızı tamamlayıp gece 22.00 gibi yola koyulduk. Gün içerisinde Covid testi için randevularımız alınmıştı. Marmaris’e vardığımızda gece 01.00 gibi PCR testi için numune verecektik. Marmaris’e doğru yol alırken stresten nefesim daraldı. Okaliptüslü pastilde aradım rahat nefes almayı. Haftalardır aklımda dönüp duran “ya pozitif çıkarsam ve yarışamazsam” fikri beni ciddi strese sokuyordu. Gece 01.00 sularında Marmaris’e vardık. PCR testi için numunelerimizi verip otele yerleştik. Sonuç çıkana kadar içim içimi yemeye devam edecekti. Bu tedirginlik yeni başlamamıştı. Yarışa girme fikri kafamda yer edindikten sonra da Ankara’da stres dolu günler geçirdim. Hatta durum psikolojik bir sıkıntı halini aldı, alerjik astımımı tetikledi. Nefessiz kaldığım zamanlar oldu. Sevgili eczacı dostum Ümit ile konuşana kadar sıkıntılı bir süreç geçirdim. Sonrasında alerji ilaçları ile huzura kavuşabildim.
Sabah olduğunda servis alanına doğru yola koyulduk. Test sonuçlarımız çıkmadığı için servis alanına girmemiz yasaktı. Bu nedenle ormanın içinde kendimize geçici bir servis alanı kurduk.
Çorlu’dan gelen mekanik ekibimiz Drag Service, burada otomobillerimizin kalan eksikliklerini tamamladılar. Akşam saatlerinde negatif test sonuçlarımız çıkınca bilekliklerimizi takarak servis alanına girdik.
Antreman
Normalde co-pilot olarak yol notu antremanı yapmayı sevmem. Bu sefer direksiyonda olunca durum değişti. Kiralık otomobilimiz Fiat Egea ile antreman yaptık. Ben hızlı not yazdırmaya alışkın olduğum için, ilk gün ilk etapta bir sapağı kaçırdık. Harika manzaralı dik bir yokuşta otomobilimiz kuma saplandı.
Yaklaşık yarım saatlik bir uğraş sonrası buradan kurtulup antremanımıza olması gerektiği gibi devam ettik. Yokuşun sonuna kadar inen diğer yarışmacı arkadaşlar bizim kadar şanslı değillerdi. Yolun aşağısında mahsur kalarak antremanın kalan kısmını kaçırdılar. Bir etabın çıkışında yakıtımız bitti, menzil göstermemeye başladı. Akaryakıt istasyonuna kendimiz zor attık.
Antremanın 2. günü bizim için çok zor geçti. Henüz sabah etabında yol notunu kontrol ederken küçük bir tepecikten geçtik. Sağ arka lastiğimizden bir ses gelmeye başladı. Şansımıza etap çıkışı servis alanının yanından geçiyorduk. Servise uğrayıp lastiğimizi değiştirdik hızlıca.
Antremanın son kısmına geldiğimizde Fiat Egea’nın ESP sistemi bizi yoldan çıkardı. Pandülle döneceğimiz bir sağ - sol viraj ikilisine kayarak biraz hızlı girdim. Tam otomobili ikinci viraja sokacakken ESP çalıştı ve dümdüz yol yanındaki bankete girdik.
Otomobil buraya saplandı. Çıkarabilmek için etapçı arkadaşlardan yardım istedik. Neyse ki hasarsız şekilde otomobilimiz buradan çıktı ve antremana devam edip günü tamamladık.
Zorlu antreman sonrası antreman otomobilimizin debriyajı zayıflamıştı ve kullandığımız toprak lastikleri neredeyse bitmişti.
1.Gün Yol notlarını temize çekip, otel odasında yaptığımız yol notu çalışmaları sonrası beklediğimiz zaman gelmişti. Marmaris merkezden start aldık. Seramonik start noktası tel örgülerle çevrilmiş ve seyircilerden izole edilmişti. 2017 senesinde aynı yerde adım atılamayacak kadar kalabalık içerisinde start almıştık. Şimdi ise etrafta doğru düzgün insan yoktu.
Seremonik start sonrası yarışın ilk özel etabına geldik. Startta uzun bir kuyruk vardı. Belirsiz olan nötralizasyon süresi, yerini özel etap iptaline bırakmıştı. Bu etabı karanlıkta gazlamadan geçmek durumunda kaldık. Etaba girince resmen şok olmuştum. Yol notunu çıkardığımız etap resmen yok olmuş, yerine bambaşka bir etap gelmişti. Gazlamadığımız halde, yer yer derinliği yarım metreye yaklaşan kanallar nedeniyle otomobili yolda tutmakta çok zorlanıyordum. Otomobilin dar iz düşümü yolumu seçmeme izin vermiyordu çoğu zaman. Bazı yerlerde yavaş gitmek riskliydi. Kanala oturup bir daha çıkılmayacak durumdaydı sert virajlar. Bu etabı kazasız belasız tamamlayıp servise dönünce sürprizler çıktı karşımıza. Torsiyon bilyamız dağılmıştı ve sol arka teker pinpon topu gibi oynuyordu. Yarışın geri kalanını bu şekilde tamamlamak zorundaydım. Elektriksel bir kaç sıkıntı daha vardı, bunları mekanik ekibimiz başarıyla onardılar.
Servis sonu kapalı parka giderken önümüze WRC otomobili denk gelmesi hoş olmuştu.
2.Gün 2.gün ilk etaba geldiğimizde her şey çok güzel başlamıştı. Otomobili kırmayacak şekilde iyi bir tempoda gidiyorduk kendimizce. Yarışa gelirken sponsorsuzluk nedeniyle tercih etme durumunda kaldığım 9 veya 10 yıllık Lassa lastikler beni yolda bıraktı.
İlk lastik bir taşa temas edip patladı. Diğer lastikler ise düzlükte patladı. Evet, 1 ertabın içerisinde tam 3 kere lastik patlattık.
İlki sağ ön, ikincisi sol ön, üçüncüsü sol ön olmak üzere. Son lastik çok kötü bir şekilde veda etti bize. Az kalsın takla atacaktık. Uzun, dar ve inişli bir düzlükteyken birden sol taraf kilitlendi. Otomobilin sağ arkası öne doğru savruldu. Bu şekilde biraz kaydık, sağ tekerler üzerine havaya kalkıp tekrar 4 teker üstüne düştük.
Jant kırıldığı için otomobil hareket edemiyordu ve yol tıkanmıştı. Bu nedenle etap durduruldu. Yarışın son gününe kalmıştı ümitlerimiz.
3.Gün Önceki gün yaşanan şanssızlıklar sonrası Murat Can bana elindeki Yokohama marka lastikleri teklif etti sağolsun. Bu lastiklerle en azından bayat lastik faktörünü ortadan kaldırıp kafamı rahatlatmayı başarmıştım.
İlk etapta çok güzel bir tempo ile keyifle yol alıyorduk. Yarışın en uzun etaplarından birisiydi bu etap.
12.km de bulunan yokuş yukarı sağ viraja geldiğimizde otomobilimizin şanzımanı kırıldı. Böylece WRC hikayesi bizim için son buldu. Kaldığımız yer tam olarak şöyleydi:
Yarış sonunda etapları anlatırken abarttığımı düşünen arkadaşlarım vardı. Neyse ki seyirci dostlarımdan etapların durumu ile paylaşımlar yapılmıştı. Bu fotoğraf hatıralarda yerini aldı:
Kurtarıcı gelip bizi tahliye yolundan dışarı çıkardı. Bu sırada ikinci loop için gelen WRC otomobilleri yanımızda duruyordu. Murat yolun kenarında beklerken Evans geldi, Murat’a su verip geçmiş olsun dedi. Uzun bir bekleyiş ardından çekici ile servis alanına döndük. Ödül törenini izledikten sonra otele döndük ve istirahate çekildik. Ertesi gün ise ekibimizle ayrılarak Ankara’ya doğru yola koyulduk.
Teşekkür Faslı Öncelikle yarış bana güvenip yarış otomobilini bana emanet eden arkadaşım Murat Can Şen’e, Sadece co-pilotluk yapmayıp, hem organizasyon hem mekanik işler hem de her bir konuda bana yardım eden değerli dostum, kardeşim Murat Yılmaz’a, Ankara’da yapılması gereken işleri kovalayan Mustafa Gürdal’a, Yarış süresince garajı emanet ettiğim Okan Özyüksel abime, Ankara’dan koordinasyona başlayıp, Marmaris’te koca takımın işlerine koşturan sevgili dostum Ozan emre Yazıcı’ya, Yarışa yetişip her bir işimize koşturan Dağhan Kutluata’ya, Ali Doğukan’a, Doğu’ya, Deniz’e, Tüm Drag Service ekibine, Tüm rallyabroad ekibine, Özkan ve Furkan’a, Yarışa psikolojik olarak hazırlanmamı sağlayan biricik abim Berkay Hakkı Şavkay’a, Beni gaza getiren can dostum Cem Alakoç’a, Ankara’dan bizi izlemeye gelen Yiğit’e ve organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim. (Bu satırları büyük bir yorgunlukla çok geç saatte yazıyorum, atladığım dostlarım varsa ne olur kusura bakmasınlar. )
Son söz:
İyi ki katılmışım! Aynı imkanlar bir daha olsa bir daha start almak isterim :)
2 notes
·
View notes
Text
Bunun bir deney olduğunu bir yazıda okudum. O yazıda bu ne kadar doğru bilmiyorum.
1. Bu salgın bilimsel , sosyal , iklimsel digital planlı bir deneydir.
2. Aralık 2015 de Paris de imzalanan Birleşmiş Milletler iklim Değişikliği çerçeve Sözleşmesi gereğince 2020 yılından başlamak üzere 2030 yılına kadar DÜNYANIN SOĞUTULMASI kararlaştırılmıştır.
3. Trump Obama tarafından imzalanan bu Sözleşmenin ABD ye karşı bir ekonomik savaş olduğunu söylemiştir.
4. Dünya Meteroloji Örgütü 6 şubat 2019 da yaptığı açıklama ile 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarının son 170 yılın en sıcak yılları olduğunu ve yükselme eğrisinin devam ettiğini belirtmiştir.
5. Bu gelişmeler olurken Dünya Sağlık Örgütü tüm dünyaya bir salgına hazırlanılması talimatı vermiştir. Türkiye de 13 Nisan 2019 da yayınlanan pandemi genelgesi ile hazırlıklar başlamış ve Ağustos Eylül 2019 aylarında illerin tamamı hazır hale getirilmiş ve Ulusal Pandemi Planı yayınlanmıştır.
6. AKP ve MHP nin ortak teklifi ile Termik Santrallere verilen ilave süreye ilişkin kanun Erdoğan tarafından VETO edilerek Termik Santraller Aralık 2019 dan itibaren kapatılarak Türkiye Salgına hazır hale getirilmiştir.
7. Salgın Pandemi Bill Gates ve John Hopkins Üniversitesi tarafından Newyork da 18 Ekim 2019 tarihinde 3.5 saat süren bir simülasyon ile tüm dünyaya ilan edilmiştir.
8. Halen ABD deki tüm veriler dünyaya John Hopkins üniversitesi tarafından servis edilmektedir.
9. Salgın pandemi süresinin Dünya için 6 ay olduğu açıklanmıştır. ilk vaka 17 Kasım 2019 da Çin de başlamış olup 6 aylık süre 17 Mayıs 2020 de dolmaktadır. Yani bu salgın Dünyada Mayıs sonu itibariyle tamamen bitecektir.
10. 10. Ulusal düzeyde yani Türkiye için ise salgının süresinin 6 hafta olduğu Ulusal Plan da açıkça belirtilmiştir. Türkiye de ilk vaka 19 Şubat 2020 de Rize de tesbit edilmiştir. Buna göre 12 hafta 13 mayıs 2020 de dolmaktadır.
11. Salgınların başından ve sonundan 3-4 haftasının KULUÇKA ve SÖNME olarak kabul edebiliriz. Buna göre Türkiye de 20 Nisan civarında ölümler bitecektir. Dünya da ise 30 nisan son diyebiliriz.
12. Rahat olun kendinizi koruyun. Bu salgına sebep olan koronavirüs bulaşıcı virüslerin en yumuşak kalpli en insaflı üyelerinden biridir bu planlı deney için özel olarak seçilmiştir.
13. Bu planlı deneyle insanlar evde tutularak, fabrikalar ve küçük heryer kapatılarak, ulaşım durdurularak hayat bilinçli olarak yavaşlatılmıştır.
14. Salgın sırasında uzaydaki 22000 uydu , bilim adamları ve milyonlarca kamera ve bilgisayarlar ile her türlü bilgi derlenmektedir. Sıcaklık düşüşü , iklim değişikliği , okyanuslar denizler ve göllerdeki yaşam balık artışı , hayvan davranışları, kutuplar, kirlilik düzeyi vs herşey kayıt altına alınıyor insanlığın geleceği için
15. Salgın sıradında insanlar çin de wechat rusya da ve abd de başka digital sistemlerle takip edilmekte ve yeni digital uygulamalar test edilmektedir.
16. Salgın sırasında kapitalistler özellikle Amerikan Merkez Bankası FED öncülüğünde bol miktarda para basarak Dünya varlıklarını borsalar üzerinden yağmalamaktadırlar. Salgın bittiğinde birçok zenginlik el değiştirmiş olacak.
17. Koronavirüse rağmen çinde hayat kısmen yavaşlamasına rağmen Ocak 2020 ayı son 170 yılın en sıcak ocak ayı olarak kayıtlara geçmiş olup salgından sonra Dünyada üretim yeniden planlanacak büyük ihtimalle termik santraller yasaklanacak ve Paris iklim anlaşması sayesinde dünyanın ısınması sona erdirilecek ve soğuma başlayacaktır.
18. 18. Salgın sırasında denenen digital faşizan uygulamalar kalıcı hale gelecek BÜYÜK GÖZALTI daha da kapsamlı hale gelecek nefes alışımız dahi izlenecek her türlü kaçamak imkansız hale gelecektir.
19. SONUÇ : Bu salgın pandemi planlı bir deneydir. Karantinaya ve hayata devam. 20 Nisan dan itibaren kısmi özgürlük başlıyor.
10 notes
·
View notes
Photo
Yılmaz Güney'i yurt dışına kaçıran İsviçreli Edi Hubschmid'dan 'Yol-Bir Sürgün Hikayesi'
2020-02-02 14:01:36
Yılmaz Güney’in Türkiye’den kaçış hikayesi birinci derece tanığı tarafından kitaplaştırıldı. Yılmaz Güney'i Türkiye'den yurt dışına kaçıran İsviçreli Edi Hubschmid kaçısın öyküsünü kitabı ‘YOL - Bir Sürgün Hikayesi’nde anlatıyor
Yılmaz Güney'i yurt dışına kaçıran İsviçreli Edi Hubschmid'dan 'Yol-Bir Sürgün Hikayesi' 'Maceralı bir yolculuktu'
Yönetmen ve oyuncu Yılmaz Güney'i Türkiye'den yurt dışına kaçıran İsviçreli Edi Hubschmid kaleme aldığı kitap ile o zamanki yaşananları yazdı. "1980’in Ekim ayında, ailesiyle görüşmesi için birkaç günlüğüne bayram izni verilmişti. Bunu fırsat bilerek, Atina’dan Antalya’nın Kemer ilçesine bir tekne ile gittik.Türkiye’den çıkışımız bu tekne ile oldu" diyen Hubschmid, maceralı bir yolculuk yaptıklarını söyledi.
Haber Podium'da yer alan habere göre, Winterthur Alevi Kültür Merkezi’nde geçen , “Yılmaz Güney’in Yolu“ isimli bir etkinlik gerçekleştirildi. 3 gün süren etkinlik boyunca, Arkadaş, Sürü, Seyit Han, Umut isimli filmler gösterildi. Etinliğin son gününde, “Yılmaz Güney’in Yolu” isimli bir panel de düzenlendi. Yılmaz Güney’in filmlerinin ve çalışmalarının konuşulduğu panele Fatoş Güney ve Güney Filmcilik sorumlusu Serdar Doğan katıldı.
Kitap 4 dilde bastırıldı
Etkinliğe Edi Hubschmid de katıldı. Yol filminin oluşumunda ve Yılmaz Güney’in yurt dışına kaçışında önemli bir rol oynayan İsviçreli yapımcı Edi Hubschmid, burada 2 yıl önce kaleme aldığı ve Almanca, Türkçe, Kürtçe, Soranice dillerinde bastırdığı “YOL-Bir Sürgün Hikayesi“ isimli kitabını tanıttı.
Kitabında, 1980 ile 1984 arasındaki dönemde Yılmaz Güney ile ilgili özel anılarını anlatan Edi Hubschmid, Yılmaz Güney’in o dönem bulunduğu Isparta yarı açık cezaevinden nasıl izin alıp ayrıldığına ve Türkiye’den nasıl kaçtığına da ışık tutuyor.
'Kaçıştan sonra bize yardım edenlerin güvenliği için 10 yıl kadar susmaya karar vermiştik'
Hubschmid, Yılmaz Güney’in ölümünün üzerinden 35 yıl geçmesine rağmen, kitabı neden 2017 yılında bastırdığı şöyle anlatıyor:
“Kaçıştan sonra, bize yardım edenlerin güvenliği için 10 yıl kadar susmaya karar vermiştik. Sonraki yıllarda başka işlerim çıktı, 2003 yılında kanser hastalığına yakalandım.Tedaviden sonra yeniden sağlığıma kavuştum. Bu nedenlerle, daha önce çok istememe rağmen yazamadım kitabı. Bir süre sonra Yılmaz Güney’le ilgili tüm doküman ve fotoğrafları, yer ve zaman olarak, kronolojik sıralarına göre toplamaya başladım. 2017 yılında kitabı Almanca, Türkçe, Kürtçe dillerinde, 2018 yılında da Soranice dilinde yayınladım.
'Türkiye’de Türkçe ve Kürtçe dillerinde yayınlayacak bir yayınevi bulamadım'
Kitabı kendi dilimde Almanca yazdım. Yazarken de kitabın Türkiye’de ilgiyle okunacağını düşünmüştüm. Ancak kitabı Türkiye’de Türkçe ve Kürtçe dillerinde yayınlayacak bir yayınevi bulamadım. Buna çok üzüldüm.“
Edi Hubschmid, kitaptaki anlatısını; senaryosunu Yılmaz Güney’in yazdığı, yönetmenliğini ise Şerif Gören’in yaptığı “Yol“ filmi üzerinden temellendiriyor.
Yol filminin çekimleri sırasında 12 Eylül darbesinin gerçekleştiğini belirten Hubschmid, 1981 yılının Ocak – Nisan ayları arasında çekimlerin tamamlandığını, çekilmiş 25 bin metrelik filmin negatiflerinin kendisi tarafından kara yolu ile Türkiye’den gizlice çıkarıldığını ifade ediyor.
Yılmaz Güney ile ilk karşılaşma
Edi Hubschmid Yılmaz Güney ile ilk karşılaşmasını ise şöyle anlatıyor:
“1979’da Locarno Film Festivali’nde, ben ve Cactus Yapım ekibi “Sürü“ isimli filmi izledik. Çok etkilenmiştik bu filmden. Bu filmden sonra Yılmaz Güney ile çalışmalarımız başladı. O zamanlar Güney Filmi’nin buradaki temsilcisi Nihat Behram ile birlikte çalıştığı Canan Gerede idi. Daha sonra “Düşman” isimli film gündeme geldi. Bu filmi Teknik olarak tamir etmiş, birlikte yaptığımız çalışmalarımızı derinleştirmiştik.
Ekim 1980’de Türkiye’ye giderek Yılmaz’ı Isparta cezaevinde ilk kez ziyaret ettim. Polis gözetiminde, “gelecekte nasıl birlikte sinema filmi yaparız“ konusunu konuştuk. O dönem darbeden dolayı çok moralsiz ve üzgündü. Elinde olan ve yönetmenliğini yaptığı filmleri hakkında fikir alış verişi yaptık ve bu filmlerin negatiflerinin Londra’ya götürülmesine ve Yol filmi projesi icin birlikte calismaya karar verdik. “
Kaçış
Edi Hubschmid, cezaevlerindeki belirsizlik durumunun Yılmaz Güney’i yurt dışına çıkmaya zorladığını söylüyor ve Güney’in Türkiye’den Avrupa’ya kaçış sürecini şöyle anlatıyor:
“1980’in Ekim ayında, ailesiyle görüşmesi için birkaç günlüğüne bayram izni verilmişti. Bunu fırsat bilerek, Atina’dan Antalya’nın Kemer ilçesine bir tekne ile gittik.Türkiye’den çıkışımız bu tekne ile oldu.
Eşi ve çocukları için ayrı bir şey organize etmiştik. İsviçre’de bir film festivali olduğu düzmecesiyle; bu festivale Yılmaz Güney’in bir filminin de gösterileceğini, buraya Fatoş Güney’in de davet edildiğini söyledik. Bunun üzerinden İsviçre’ye vize almıştık. Fatoş ve çocuklar Zürich’e uçak ile ulaştılar. Maceralı bir yolculuktan sonra, biz de Yılmaz Güney ile birlikte İsviçre’ye ulaştık. Burada gazetelerden Yılmaz’ın İnterpol tarafından arandığını okuduk. Bu büyük bir sorundu. İsviçre’ye ulaşır ulaşmaz hemen “Yol” filminin montajına başladık. Ekim 1981’den 1982’nin Mart’ına kadar bu filmin montajı ile uğraştık ve filmi tamamladık.“
http://siyasihaber4.org/yilmaz-guneyi-yurt-disina-kaciran-isvicreli-edi-hubschmiddan-yol-bir-surgun-hikayesi?fbclid=IwAR18G4ijtnC2YF39L7sPE1_XaeKz-OPNjX5FgeNBaa_q4YKwEUtd-xCihYM
2 notes
·
View notes
Video
youtube
Sakıncalı - Gülşen ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Minör 8/8 Düyek Beste Gülşen) ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/stPPlrompd0 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Sakıncalı - Gülşen ✩ Ritim Karaoke (Kürdi Minör 8/8 Düyek Beste Gülşen) @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI : SAKINCALI SÖZ GÜFTE : GÜLŞEN BESTE - MÜZİK : GÜLŞEN USÜL : 8/8 DÜYEK MAKAM - DİZİ : KÜRDİ - MİNÖR SAKINCALI - GÜLŞEN Bm D C Yanıyor içim dışım bi garip halde Am D Bm Ne sözüm geçer ne gücüm yeter bu kalbe Bm D C Yolunu çizmiş çoktan düşünmeden sonunu Am D Bm Bilmiyor bu aşk yakacak onu pare pare Bm Em G Em Tutulduğum sakıncalı bir sevgiliye Em Am D C Bm Zarardasın ey kalbim dön geriye Bm Em Al tanrım aklımı ki zaten ben dedeğil D C Bm Altanrım kalbimi bu aşk hakkım değil Gülşen Gülşen, 2013'te İzmir Arena'da sahnede. Doğum Gülşen Bayraktar 29 Mayıs 1976 (48 yaşında) Fatih, İstanbul, Türkiye İkamet Rumelihisarı, Sarıyer, İstanbul[1] Eğitim Şehremini Anadolu Lisesi İstanbul Teknik Üniversitesi (bıraktı) Meslek Şarkıcı ve şarkı yazarı Memleket Ordu, Türkiye Evlilik Murat Varol (e. 1997; b. 2000) Ozan Çolakoğlu (e. 2016) Çocuk(lar) 1 Müzikal kariyeri Tarzlar Dans · pop Etkin yıllar 1996–günümüz Müzik şirketi Raks · Prestij · Erol Köse · Rec by Saatchi · Sony · DMC Gülşen Çolakoğlu (evlilik öncesi soyadı Bayraktar; d. 29 Mayıs 1976, İstanbul), Türk şarkıcı-şarkı yazarı ve bestecidir. Türkiye'de liste başı olan popüler şarkıları sayesinde günümüz Türk pop müziğinin en çok dinlenen ve satan isimlerinden biri hâline geldi. Çapa'da doğup büyüyen Gülşen, Şehremini Anadolu Lisesini bitirdi. Liseden sonra İstanbul Teknik Üniversitesinde konservatuvara girse de aynı sırada barlarda da çalıştığı için eğitimini yarıda bıraktı. 1995'te sahne aldığı bir barda keşfedilerek albüm teklifi aldı ve Raks Müzik ile albüm anlaşması imzaladı. 1996'da ilk albümü Be Adam ile çıkış yaparak adından söz ettirse de evliliğine odaklanması sonucunda birkaç yıl müzikal kariyerini geri plana attı. 2004'te dördüncü albümü Of... Of... ile daha büyük bir çıkış yaptı ve aynı adlı hit şarkıyla hem Altın Kelebek hem de Kral TV Video Müzik Ödülü kazandı. MÜ-YAP sertifikalı Yurtta Aşk Cihanda Aşk (2006) albümünden sonra satış başarılarını sürdürerek Beni Durdursan mı? (2013) albümüyle Türkiye'de yılın en çok satanı oldu, bunu yılın en çok satan ikinci albümü olan Bangır Bangır (2015) takip etti. "Yurtta Aşk Cihanda Aşk", "Bi' An Gel", "Yeni Biri", "Sözde Ayrılık", "Yatcaz Kalkcaz Ordayım", "Kardan Adam", "İltimas", "Bangır Bangır" ve "Bir İhtimal Biliyorum" şarkılarıyla Türkiye Resmî Listesi'nde haftalarca bir numarada kaldı. Diskografi Ana madde: Gülşen diskografisi 1996: Be Adam 1998: Erkeksen 2001: Şimdi 2004: Of... Of... 2006: Yurtta Aşk Cihanda Aşk 2007: Ama Bir Farkla 2009: Önsöz 2013: Beni Durdursan mı? 2015: Bangır Bangır Ayrıca bakınız Wikimedia Commons'ta Gülşen ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. Gülşen'in kazandığı ve aday gösterildiği ödüller listesi Gülşen tarafından yazılmış şarkılar listesi Türk pop müziği Kaynakça ^ "Aile büyüdü ev yetmedi". Milliyet. 14 Ocak 2017. 16 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2017. ^ a b c Süsoy, Yener (17 Ocak 2005). "Aşk kadınıyım aşkların değil". Hürriyet. 16 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2015. ^ Eyüboğlu, Ali (1 Eylül 1996). "Benim nerem seksi!". Milliyet. s. 25. ^ a b Durkal, İpek (28 Temmuz 1996). "Erkeksi "delikanlı"!...". Milliyet Pazar. s. 3. ^ a b Eyüboğlu, Ali (21 Şubat 1998). "Mahsun'a Gülşen şoku". Milliyet. 18 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2017. ^ "Gülşen iddialı". Milliyet. 11 Ağustos 1996. s. 7. ^ "Gülşen 20 yıl sonra yeniden pijamalı". Sözcü. 3 Şubat 2016. 13 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2017. ^ "Kral TV 1996 Video Müzik Ödülleri". Milliyet. 3 Mart 1997. s. 9. ^ "SABAH - Türkiye'nin en iyi gazetesi". arsiv.sabah.com.tr. 1 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2024. ^ a b c Çakmak, Yaşar (5 Aralık 2001). "Murat'tan koca olmaz". Milliyet. s. 2. Erişim tarihi: 17 Eylül 2019.
0 notes
Text
28 Kasım 2016 Pazartesi günü, “Televizyonun Yeni Rengi” sloganıyla yayın hayatına başlayan ve içeriğini; atv’nin sevilen eski dizileri ve Ziraat Türkiye Kupası maçlarından oluşturan Turkuvaz Medya Grubu’nun yeni kanalı a2 ; mayıs ayı itibariyle yabancı sinema filmlerine de yer vermeye başlamıştı.
Ağustos ayına girdiğimizde; yayın akışı değiştirildi, her akşam 20:30’da “Yahşi Cazibe” dizisinin tekrarları ile hafta içi 22:15’de “Karadayı” dizisi a2’de ilk kez yayınlanmaya başlandı. Ayrıca; “Çilek Kız”, “Truck Down” ve “My Little Pony” çizgi dizileri yayın akışından çıkarılırdı.
“Gözüm Sende” adlı yarışma programı; cuma, cumartesi ve pazar günleri gece yarısından sonra yayınlanmaya devam ederken, cumartesi pazar gündüz 14:45’teki tekrarları ise kaldırılmıştı, sonra yayın akışına tekrar eklendi. Geçen hafta çarşamba gecesinden itibaren eklenen “Kızım Nerede” dizisinin ardından, bu pazartesiden itibaren de “Büyük Yalan” yayınlanmaya başlanacak. Geçen hafta sonu gündüz kuşağına “Peter Pan’ın Maceraları”, “Maceracı Yüzgeçler”, “Olly” ve “Oscar Çöllerde” adlı çizgi filmler eklendi. Bu hafta sonunun filmleri ise; cumartesi 22:40’de “When in Rome” (Aşk Çeşmesi) (2010) ve pazar 23.35’de “Inspector Gadget” (Müfettiş Gadget) (1999).
#gallery-0-4 { margin: auto; } #gallery-0-4 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 50%; } #gallery-0-4 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-4 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
When in Rome
Inspector Gadget
a2 Eylül 2017 / 18 – 24 Eylül Haftalık Yayın Akışı [su_tabs] [su_tab title=”Pazartesi”] 06:30 Dizi / Beyaz Gelincik 08:10 Dizi / Kara Ekmek 10:50 Dizi / Büyük Yalan 12:50 Dizi / Yahşi Cazibe 14:45 Dizi / Aşk ve Ceza 16:30 Dizi / Çocuklar Duymasın 18:30 Dizi / Selena 20:45 Dizi / Yahşi Cazibe 22:30 Dizi / Karadayı 00:15 Dizi / Avrupa Yakası 01:30 Dizi / Bir İstanbul Masalı 02:45 Dizi / İlişkiler 03:45 Dizi / Umut Dünyası 04:05 Dizi / Kızım Nerede 05:40 Dizi / Sıcak Saatler [/su_tab] [su_tab title=”Salı”] 06:30 Dizi / Beyaz Gelincik 08:10 Dizi / Kara Ekmek 10:50 Dizi / Büyük Yalan 12:50 Dizi / Yahşi Cazibe 14:45 Dizi / Aşk ve Ceza 16:30 Dizi / Çocuklar Duymasın 18:30 Dizi / Selena 20:45 Dizi / Yahşi Cazibe 22:30 Dizi / Karadayı 00:15 Dizi / Avrupa Yakası 01:30 Dizi / Bir İstanbul Masalı 02:45 Dizi / İlişkiler 03:45 Dizi / Umut Dünyası 04:05 Dizi / Kızım Nerede 05:40 Dizi / Sıcak Saatler [/su_tab] [su_tab title=”Çarşamba”] 06:30 Dizi / Beyaz Gelincik 08:10 Dizi / Kara Ekmek 10:50 Dizi / Büyük Yalan 12:50 Dizi / Yahşi Cazibe 14:45 Dizi / Aşk ve Ceza 16:30 Dizi / Çocuklar Duymasın 18:30 Dizi / Selena 20:45 Dizi / Yahşi Cazibe 22:30 Dizi / Karadayı 00:15 Dizi / Avrupa Yakası 01:30 Dizi / Bir İstanbul Masalı 02:45 Dizi / İlişkiler 03:45 Dizi / Umut Dünyası 04:05 Dizi / Kızım Nerede 05:40 Dizi / Sıcak Saatler [/su_tab] [su_tab title=”Perşembe”] 06:30 Dizi / Beyaz Gelincik 08:10 Dizi / Kara Ekmek 10:50 Dizi / Büyük Yalan 12:50 Dizi / Yahşi Cazibe 14:45 Dizi / Aşk ve Ceza 16:30 Dizi / Çocuklar Duymasın 18:30 Dizi / Selena 20:45 Dizi / Yahşi Cazibe 22:30 Dizi / Karadayı 00:15 Dizi / Avrupa Yakası 01:30 Dizi / Bir İstanbul Masalı 02:45 Dizi / İlişkiler 03:45 Dizi / Umut Dünyası 04:05 Dizi / Kızım Nerede 05:40 Dizi / Sıcak Saatler [/su_tab] [su_tab title=”Cuma”] 06:30 Dizi / Beyaz Gelincik 08:10 Dizi / Kara Ekmek 10:50 Dizi / Büyük Yalan 12:50 Dizi / Yahşi Cazibe 14:45 Dizi / Aşk ve Ceza 16:30 Dizi / Çocuklar Duymasın 18:30 Dizi / Selena 20:45 Dizi / Yahşi Cazibe 22:30 Dizi / Karadayı 00:40 Yarışma / Gözüm Sende 02:20 Dizi / İlişkiler 03:15 Dizi / Umut Dünyası 03:40 Dizi / Kızım Nerede 05:40 Dizi / Sıcak Saatler [/su_tab] [su_tab title=”Cumartesi”] 06:30 Dizi / Beyaz Gelincik 08:10 Dizi / Kara Ekmek 11:00 Dizi / Avrupa Yakası 11:50 Çizgi Film / Peter Pan’ın Maceraları 12:10 Çizgi Film / Peter Pan’ın Maceraları 12:40 Dizi / Yahşi Cazibe 14:45 Yarışma / Gözüm Sende 16:30 Dizi / Çocuklar Duymasın 18:30 Dizi / Selena 20:45 Dizi / Yahşi Cazibe 22:40 Yabancı Sinema “Aşk Çeşmesi” (When in Rome) (2010) 00:20 Yarışma / Gözüm Sende 02:00 Yabancı Sinema “Aşk Çeşmesi” (When in Rome) (2010) (Tekrar) 03:35 Dizi / İlişkiler 04:20 Dizi / Kızım Nerede 05:40 Dizi / Sıcak Saatler [/su_tab] [su_tab title=”Pazar”] 06:30 Dizi / Beyaz Gelincik 08:10 Dizi / Kara Ekmek 10:50 Dizi / Avrupa Yakası 11:50 Çizgi Film / Maceracı Yüzgeçler 12:00 Çizgi Film / Olly The Little Van 12:05 Çizgi Film / Olly The Little Van 12:10 Çizgi Film / Oscar Çöllerde (Oscar’s Oasis) 12:15 Çizgi Film / Oscar Çöllerde (Oscar’s Oasis) 12:25 Çizgi Film / Oscar Çöllerde (Oscar’s Oasis) 12:40 Dizi / Yahşi Cazibe 14:45 Yarışma / Gözüm Sende 16:30 Dizi / Çocuklar Duymasın 18:30 Dizi / Selena 20:45 Dizi / Yahşi Cazibe 22:30 Dizi / Asmalı Konak 23:35 Yabancı Sinema “Müfettiş Gadget” (Inspector Gadget) (1999) 01:10 Yarışma / Gözüm Sende 02:55 Yabancı Sinema “Müfettiş Gadget” (Inspector Gadget) (1999) (Tekrar) 04:30 Dizi / Kızım Nerede 05:40 Dizi / Sıcak Saatler [/su_tab] [/su_tabs]
a2’yi izleyebileceğiniz platformlar: İnternet üzerinden: a2tv.com.tr/webtv/canli-yayin Digiturk 35.Kanal / tivibu 59.Kanal / Kablo TV 37.Kanal / Turkcell TV+ 29.Kanal / FilBox 29.Kanal / Vodafone Tv 10.Kanal Uydu: Türksat 4A / Frekans: 12053Mhz / Pol: H (Yatay) / Symbol Rate: 27500 / Fec: 5/6
a2 – 18 – 24 Eylül 2017 – Haftalık Yayın Akışı 28 Kasım 2016 Pazartesi günü, “Televizyonun Yeni Rengi” sloganıyla yayın hayatına başlayan ve içeriğini; atv’nin sevilen eski dizileri ve Ziraat Türkiye Kupası maçlarından oluşturan
#101 Dalmaçyalı#101 Dalmatian#11 Eylül 2017#11 Eylül 2017 a2 Yayın Akışı#11 Eylül 2017 Pazartesi#11 Eylül 2017 Yayın Akışı#12 Eylül 2017#12 Eylül 2017 a2 Yayın Akışı#12 Eylül 2017 Salı#12 Eylül 2017 Yayın Akışı#13 Eylül 2017#13 Eylül 2017 a2 Yayın Akışı#13 Eylül 2017 Çarşamba#13 Eylül 2017 Yayın Akışı#14 Eylül 2017#14 Eylül 2017 a2 Yayın Akışı#14 Eylül 2017 Perşembe#14 Eylül 2017 Yayın Akışı#15 Eylül 2017#15 Eylül 2017 a2 Yayın Akışı#15 Eylül 2017 Cuma#15 Eylül 2017 Yayın Akışı#16 Eylül 2017#16 Eylül 2017 a2 Yayın Akışı#16 Eylül 2017 Cumartesi#16 Eylül 2017 Yayın Akışı#17 Eylül 2017#17 Eylül 2017 a2 Yayın Akışı#17 Eylül 2017 Pazar#17 Eylül 2017 Yayın Akışı
0 notes
Photo
Yeni yazımıza göz atın https://www.teknoloskop.net/dcnin-yeni-cikacak-olan-filmleri/
DC'nin Yeni Çıkacak Olan Filmleri
Geçtiğimiz dönemde Batman vs Superman: Dawn of Justice ve Suicide Squad ile birlikte süperkahraman şenliği yaşamıştık.(Marvel evreninden bahsetmiyorum bile) Ancak Warner Bros önümüzdeki dönemlerde de bizleri kahramanlara boğacak desek yeridir.Hali hazırda takvimi oldukça kalabalık olan Warner Bros, DC evreni için iki büyük film duyurusu daha yaptı.
Tarihleri verilmesine rağmen isimleri açıklanmayan bu iki film 27 Eylül 2019 ve 2 Şubat 2020 tarihlerinde çıkış yapacak. İsimleri tanıtılmayan bu iki filmin The Batman ve Man of Steel 2 olabileceği dedikodusu heryerde konuşuluyor. Üstelik DC’nin diğer film tarihlerine baktığımızda bu iki filmi göremiyorduk.
İşte DC Film Takvimi;
Wonder Woman – 2 Haziran 2017 Justice League – 17 Kasım 2017 The Flash – 16 Mart 2018 Aquaman – 27 Temmuz 2018 Duyurulmayan bir film – 5 Ekim 2018 Shazam – 5 Nisan 2019 Justice League 2 – 14 Haziran 2019 Duyurulmayan bir film – 1 Kasım 2019 Cyborg – 3 Nisan 2020 Green Lantern Corps – 14 Temmuz 2020
0 notes
Photo
ULUSAL DUYARLIĞIMIZI KAYBETTİK
Atatürk’e TBMM tarafından “gazi” unvanının verildiği tarih olan 19 Eylül “Gaziler Günü” olarak kutlanmaktadır, daha doğrusu kutlanması gerekmektedir..
Peki biz, gazilerimize hak ettikleri değeri veriyor muyuz?
Ne yazık ki bu soruya “evet” yanıtı veremiyoruz.
ABD de “Gaziler Günü” var: 11 Kasım. O gün Federal tatil günüdür ve tüm kentlerde gazilerin onuruna törenler düzenlenir; gazilerin kahramanlıklarından, özverilerinden övgü ile söz edilir Törenler medyada birinci haber olarak yayımlanır. Bu tarih dışında da her zaman, her yerde, havaalanlarında/ çarşıda/ sokakta vb. kamuya açık her alanda bir gazi görüldüğünde büyük saygı gösterilir, öncelik verilir, hatta alkışlanır.
Dün 19 Eylül idi. Hiçbir televizyon haberinde gaziler gününden, gazilerden söz edildiğini duydunuz mu? Bugünkü gazetelere bakın bakalım bir haber görebilcek misiniz? Biz, kamuya açık alanlarda karşılaştığımız gazilerimize saygı gösteriyor muyuz?
Oysa bizimkiler vatanımızı savunmak, ulusal birliğimizi/ bütünlüğümüzü korumak için canları pahasına savaşırken gazi oldular. Amerikalılar ise vatanlarını savunmak için değil, kapitalist emperyalistlerin dünyayı sömürmesi için Vietnam’da, Afganistan’da, Irak’ta vd. yerlerde savaşırken gazi olmuşlar…
Yazıklar olsun, bize; ulusal kimlik bilincimizi yitirmişiz!..
* * *
Emperyalistlerin SEVR Antlaşmasındaki amaçlarını gerçekleştirebilmeleri için, ulusal birliğimizi bozmaları, Atatürk’ün kurmak istediği “ulus devlet”imizi yıkmaları/ ülkemizi parçalamaları gerekiyordu. Bunun için önce ulusal kimlik bilincimizi yok etmeli idiler. Bu amaçla yıllarca sistemli bir şekilde çalıştılar. Kendilerine yardımcı olacak hainler bulmakta da güçlük çekmediler. Sonuçta ulusal değerlerimize duyarsız bir toplum olduk.
Askeri birliğin nizamiyesindeki bayrağımız gönderden indirilip yakıldı. Ülkemizi parçalamak isteyen teröristler davul zurna ile karşılanıp otobüslerin üzerinde zafer turları attı. Resmi televizyon kanalının her gün hava durumunu gösterdiği haritasında, ülkemizin doğu ve güneydoğusunu “Kürdistan” sınırları içinde gösteren Barzani, kırmızı halı ile karşılandı; iktidar partisinin kongresinde “Türkiye seninle gurur duyuyor” tezahüratıyla alkışlandı. Geçmişte Genç Cumhuriyetimizi yıkmak için devlete isyan etmiş hainler kahramanlaştırıldı/ heykelleri dikildi. İçimizdeki hainlerce, millet olarak “Ermeni katili” olmakla suçlandık/ suçlanıyoruz. Kurtuluş Savaşımızdaki hainler kahraman, kahramanlar hain ilan edildi. Ulusal birliğimizin harcı Atatürk’e ve annesine açıkça en ağır hakaretler edildi vs. vs. Hiçbirine, ulusça ayağa kalkıp gerekli tepki göstermedik. Hatta “keşke Yunan kazansaydı” diyen hainler devlet katında itibar gördü…
Öyle görülüyor ki emperyalistler epey yol aldılar ve amaçlarına erişmek üzereler…
* * *
Televizyonlarda her gün terör haberlerini izliyoruz: “çatışma çıktı ya da EYB patladı; şu kadar şehit, şu kadar yaralı...”
Üzülmeyenler de vardır ama genelde şehitlerimize üzülüyor ama yaralıları umursamıyoruz. Onların ellerine sanki diken battığını sanıyoruz. Oysa çoğu günlerce, hatta aylarca “keşke şehit olsaydık” diyecek kadar büyük acılar, ağrılar çekiyor, ameliyat üstüne ameliyat oluyorlar. Uzun süren tedavinin sonunda hastaneden ağır engelli olarak taburcu edildiklerinde toplumun duyarsızlığı ile karşılaşınca, ömür boyunca sürecek çok daha ağır acılar yaşamaya başlıyorlar... Gaziler günü nedeniyle özel yazı yazma gereği duyan az sayıdaki yurtsever yazarlar arasında bulunan Sevgili Yılmaz Özdil dünkü yazısında, kendisi de gazi olan Sayın Koray Gürbüz’ün, gazilerin anılarını topladığı “UNUT MAYIN/ Gazilerin Gerçeği” (Kırmızı Kedi Yayınları, 2017) adlı kitabından alıntılar yapmış. Aşağıda bazı örnekler sunduğumuz, gazilerimizin yaşadıklarını ve duygularını anlamak için okuyun…
* * *
YILMAZ ÖZDİL : Senede bir gün…
Selim Acar…
“Bir anda kolumu kaldıramadım, vurulduğumu anladım, kurşun göğüs kafesimin altına girmişti, zor nefes alıyordum, ölümü beklemem gerekiyor galiba diye düşündüm, birinin ‘Selim öldü' dediğini duydum, ‘ben ölmedim' diyemedim, sesim çıkmıyordu, meğer vücuduma üç kurşun girmiş, uzuv kaybım var, iç organlarım parçalanmış, askerden sonra dört yıl serseri mayın gibi kendimi aradım, neredeyim, neler oluyor diye günlerimi geçirdim, tek tek şehit arkadaşlarımın mezarlarına gittim, oraya mı aitim, buraya mı aitim, algılayamıyorum, bazen kendimi tuvalet kağıdı gibi hissediyorum, kendi vatanımızı savunduk ama, sanki paçavrayız.”
★
Erhan Atik…
“İnsanların duyarsız olması beni çok üzüyor. Kimi insanlar ‘bana ne, benim için mi vuruldun' diyor. Bu cümle beni bitiriyor.”
★
Erol Aydın…
“Davul zurnayla gittim, koltuk değneğiyle döndüm, bazı insanlar ‘devletten maaş alıyorsun, daha ne istiyorsun?' diyorlar.”
★
Erol Ayhan…
“Karaciğer, bağırsak, böbrek, kalp, ortopedi, beyin, sinir cerrahisi, üç ay içinde 41 ameliyat oldum, bacağımı diz üstünden kestiler, yıllar geçti, hâlâ vücudumdan şarapnel parçaları çıkıyor, biz gazileri biz gazilerden başka kimsenin anlamadığını gördüm.”
★
Reşat Bakır…
“Sinir uçlarım çok hassastı, protez taktığımda çok canım yanıyordu, sürekli evdeydim, dışarı çıkamıyordum, ama çocuklar anlamıyor ki… Oğlum yanıma geldi, ısrar etti, birlikte parka gittik, banka oturdum, salıncağa binmek istiyor, kaydıraktan kaymak istiyor, onunla birlikte oynamamı istiyor, bakıyor, etrafındaki babaların hepsi çocuklarını kucaklarına alıyor, oğlum da aynısını istiyor, hadi gayret edeyim dedim, kaldırmak istedim, ikimiz birlikte düştük.”
★
Mehmet Çamkerten…
“Vuruldum, sırtüstü yerdeyim, o anda sol yanıma el bombası düştü, kalkmak istedim, kalkamadım, şehadet getirdim, el bombası patlamadı… Şimdi televizyonda seyrediyoruz, bir belediye otobüs şoförü iki kolu bir bacağı olmayan gaziye ‘şerefsiz' diye bağırabiliyor, 16 arkadaşım boşuna şehit olmuş, boşuna gazi olmuşuz.”
★
Rafet Değerli…
“Korucuların köyünü bastılar, oraya gittiğimde şoke oldum, sobanın kuzinesinden altı aylık bebeği çıkardım… Köyden ayrıldık, 10 dakika gitmeden mayına bastım, sol ayağım, ayak bileğim, parmaklarım, tarak kemiğim, hepsi gitti, dizime kadar yanıktı. 2000'li yıllara kadar gazinin anlamı vardı, nereye gidersek, devlet kurumlarında müdür bile kapıda karşılardı, güleryüzle buyur ederdi, gazinin şu an anlamı da yok, değeri de yok.”
★
Metin Erdem…
“Şarapnel geldi, gözüm aktı, babam şehit oldum diye sela verdirmiş köyde, mezarımı kazdırmış, bugün bile hâlâ kafamı hissetmiyorum, sonra gidip Abdullah Öcalan'la müzakere yaptılar!”
★
Fazlı Ersan…
“Çatışmaya girdik, elim koptu, şuurumu kaybettim, bir ara bulutların arasında gidiyordum, herhalde şehit olduk gidiyoruz dedim… Türk-Kürt çatışması diyorlar, benim hanımım Kürt, ne çatışması? Bir ortama girdiğimizde gaziyiz diyoruz, vebalı gibi bakıyorlar. Artık polis bile gaziye saygı göstermiyor.”
★
Zekeriya Gökyar…
“Belim kırıldı, felç oldum, 19 yıldır yatağa bağımlı yaşıyorum, şu kadarını söyleyeyim, hakkımı helal etmiyorum.”
★
Kadir Garip…
“Reklam panolarına ‘referandumda evet demek, şehit ailelerine ve gazilere pozitif ayrımcılık demektir' diye yazmışlardı, tam tersine, durumumuz daha da kötüleşti. Sokakta gördüğüm çocuklar bana afacan afacan baktığında, lanet okuyorum bu hayata… Bana ‘baba' diyecek bir çocuk sesi duymak istiyorum. Kullanamadığım bacaklarıma inat, koşup zıplayan bir evlat istiyorum, çok mu?”
★
Emrah Güneri…
“Patlamayla havaya uçtum, elime şarapnel isabet etmişti, acıdığını hissettim, eldivenimi çıkarırken bir asker botu gördüm, tanıdık geldi, ayaklarıma baktım, kan fışkırıyordu. Ayağım kesildi. İnsanlar bizi gazi olarak görmüyor, sadece engelli olarak görüyor.”
★
Yunus Kara…
“Sol ayağım kömür olmuş, sağ ayağım diz üstünden kopmuş, üstümde sadece boş palaska kalmıştı. Şimdi haklarımız öylesine kısıtlı ki, istediğimiz protezi bile alamıyoruz, ayağımın canlısını verdim, sahtesini alamıyorum!”
★
Ömür Karaman…
“20 yaşımda askere gittim, 37 yaşındayım, 17 senedir tedavi görüyorum, 20 defa ameliyat oldum, yüzde 93 engelliyim, hiç sosyal hayatım olmadı, evliliği düşünmeye vaktim bile olamadı, bütün ömrüm, gençliğim hastanede geçti, milletin onurunu, namusunu korurken bu hale geldik, şimdi çevremde bazıları ‘Ömür'ün psikolojisi bozuk' diyorlar, ben de ‘Allah kimseye benim yaşadıklarımı yaşatmasın da, varsın beni anlamasınlar' diyorum.”
★
Selami Karanfil…
“Gazi olarak onurlu şekilde yaşayamıyoruz, milli bayramlarda bayrak asacak cesaretim bile kalmadı, Mustafa Kemal Atatürk'ün olmadığı yol, karanlıktır. Türkiye maalesef yoldan çıktı.”
★
Hüseyin Kocalar…
“Ayağıma baktım, yok. İnşallah rüyadır diye dua ediyordum ama, rüya değildi. Hükümet bize iyi gözle bakmıyor. Biz ne yaptık vatanımızı korumaktan başka?”
★
Sabahattin Külah…
“Benim ayağımı alan adamlar şu an Meclis'te!”
★
Bektaş Oruç…
“Şehit için isyan etmiyorsun, gazi için isyan etmiyorsun, ‘bu çocuk 20 yaşında kör olmuş, kolu bacağı kopmuş' demiyorsun, ne yapayım böyle halkı, ne yapayım böyle devleti!”
★
Kadir Özbayar…
“Kafamdam vuruldum, gazi sayılmıyorum, gazi olabilmek için illa kaçakçı mı olmak lazım?”
★
Cengiz Özerden…
“Belediye otobüsüne bir kere bindim, otobüs şoförü ‘geç geç bedavacı' dedi, bir daha belediye otobüsüne binmedim.”
★
Hüseyin Sevik…
“Kimseye muhtaç değilken, kucakta taşınmaya başladım, biraz sesimiz çıksa, ‘sana iş veriyoruz, maaş veriyoruz, daha ne istiyorsun?' diyorlar, bu saatten sonra bana dünyayı verseniz ne olur.”
★
Ömer Sevinç…
“51 ameliyat geçirdim, 14 yıldır hastanede yaşıyorum, ne zaman çıkacağım belli değil, bir gözümü, iki bacağımı kaybettim, şimdi bize ‘gazilik sektör oldu' diyorlar! Hesabını biz soramıyoruz ama, yüce Allah soracaktır.”
★
Cemil Şenoğlu…
“Artık yarım insanım, hükümet bizden çok teröristleri önemsiyor.”
★
Ersin Taştan…
“Adamlar gözümüzün içine baka baka ‘ben Pkk'lıyım' diyor, biz ‘gaziyim' demeye utanıyoruz.”
★
Engin Tunç…
“Bu ülkede gaziler lehine çıkartılan yasa var mı? Ben hiç duymadım.”
★
Hüseyin Turan…
“Mayına bastım, ayağımı gördüm, avazım çıktığı kadar bağırdım, kabullenemiyordum, o an ölmek istedim, böyle yaşayamam diye düşündüm, GATA'ya getirildim, bir gün tuvalete gittim, elimi yüzümü yıkamak istedim, aynaya baktım, korkudan bağırdım, meğer yüzüm, saçlarım, kaşlarım yanmış, farkında değildim. Bugün Türkiye'ye bakıyorum, meğer kaybettiklerimizin hiçbir değeri yokmuş.”
★
Yavuz Yücel…
“Vatanseverlik mi azaldı, toplum mu çıkarcı oldu, bilemiyorum.”
★
Halil Mısırlı…
“Millet bizi unutmasın, hayattan başka bir şey istemiyorum.”
★
Değerli arkadaşım Koray Gürbüz tarafından kaleme alınan “Unutmayın” isimli kitaptan satırlar bunlar.
★
Okurken darmadağın olduğunuzdan eminim ama, gerçekler böyle.
★
Koray astsubaydı.
Bir değil, iki kere gazi.
1991'de Şırnak Gabar'da vuruldu, henüz 18 yaşındaydı, dört ameliyat oldu, geri döndü.
1996'da Siirt Karadağlar'da pusuya düştüler, 18 şehit verdik, Koray'ı öldü diye çatışma bölgesinde bıraktılar, ölmedi.
Bir böbreği yok, dalağı yok, safrakesesi yok, bağırsaklarının bir bölümü yok, karaciğerinin yarısı alındı, bacaklarında ve kollarında parçalı kırıklar vardı, altı ay komada kaldı, 23 defa ameliyat oldu, sol bacağı iki santim kısa kaldı, sol tarafı boydan boya hissetmiyor, sol kolunu kullanamıyor.
Çünkü…
14 kurşun ve şarapnel girip, çıkmıştı!
★
Türkiye rekoru, gazi Hacı Altıner'e aitti, 1951'de Kore'de vücuduna 14 kurşun yemiş, ölmemişti. Koray bu rekoru egale etti.
★
Yılmaz Yiğit mesela, değerli adaşım…
Adı gibi yılmaz, soyadı gibi yiğit.
2007 yılıydı.
Şırnak'taydı.
“Üs bölgesini aldık, terörist grupla teması bekliyorduk ki, bulunduğumuz bölge havaya uçtu, önceden patlayıcıyla tuzaklamışlar, 21 kişiydik, 21'imiz de serilmişti, vücuduma elektrik verilmiş gibi hissettim, sol koluma baktım, sol kolum yok, bacağıma sanki kaynar su dökülmüştü, baktım, bacağım yok, doğrulmaya çalıştım, ayakucumda çukur var, baktım, bacağımın parçaları duruyor çukurda, kelime-i şehadet getirdim, çatışma devam ediyordu, tüfeğim dedim, tüfeğim nerde, sağ kolum erimiş plastik gibi damlıyordu yere.”
★
O an fark etmemişti Yılmazım…
Sol gözü de gitmişti.
★
Ya da mesela… “Yarın bizi yazmayı unutmuyorsun değil mi ağabey?” diye ısrarla telefon eden, değerli kardeşim İzzet Ertunç.
★
1996'da Batman'da mayına bastı.
İki bacağını da kaybetti.
★
Geçen yıl Anıtkabir'e geldi.
Tekerlekli sandalyesiyle merdivenleri aşabilmesi mümkün değildi.
Varlığıyla onur duyduğumuz deniz kurmay albay Ali Türkşen oradaydı.
İzzet'i sırtına aldı, Atatürk'ün mozolesine çıkardı.
★
Kahramanın sırtında kahraman…
En büyük kahramanımızı selamladılar.
★
Bugün 19 Eylül.
Gaziler Günü.
Mustafa Kemal'e TBMM tarafından “gazi” unvanının verildiği gün.
★
Bizler sadece, Mustafa Kemal'in askerleriyiz.
Onlar “gazi” Mustafa Kemal'in askerleri.
★
Vatan denilen kavram…
Şehitlerimizle birlikte, bu insanlarımızdır.
★
Belediyelerdeki, ihalelerdeki hırsızlıklardan komisyon istemiyorlar.
Alt tarafı senede bir gün, hatırlarının sorulmasını istiyorlar, hepsi bu.
★
Sayın açılımcı hükümetimizden, lütfedip biraz da gazi açılımı yapmasını rica ediyoruz!
★
Oğulları pkk'ya katılan annelere gösterilen sımsıcak ilginin, hiç olmazsa birazcığının, gazilerimize, annelerine, eşlerine, evlatlarına gösterilmesini rica ediyoruz!
Süleyman Çelik
2 notes
·
View notes
Text
Polis, Banka Hesaplarını Dondurdu, 22 Milyon Dolarlık ICO Promotör Vanbex'in Probe'sinde Lüks Arabaları Ele Geçirdi
Kanada polisi, 22 milyon dolarlık bir 2017 ilk jeton teklifine (ICO) yapılan sahtekarlık soruşturmasının bir parçası olarak, blok zinciri hizmet şirketi Vanbex'in kurucularının sahip olduğu varlıklarını dondurdu. 13 Mart tarihli mahkeme belgelerine göre, Kevin Hobbs ve Lisa Cheng liderliğindeki şirket, YAKIT adlı bir token satışıyla 30 milyon dolarlık CAD (yaklaşık 22 milyon dolar) değerinde fiat ve kripto para birimi aldı. Vanbex, yatırımcılara belirtecin Etherparty adlı bir akıllı sözleşme sisteminde kullanılabileceğini ve “FUEL belirtecinin değerinin çarpıcı bir şekilde artacağını” söyledi. Bununla birlikte, Vanbex “kullanılabilir ürünler geliştirmedi” ve Hobbs ve Cheng “pazarladıkları ürünleri geliştirmek niyetinde değil, kendi çıkarları için toplanan şirkete yatırılan fonları kötüye kullanma niyetiyle” hareket etmeyi amaçladılar. Kanada Başsavcılığı Genel Sekreteri'nde sivil elden çıkarma müdürü tarafından bir dosyalama. “YAKIT belirteçleri, var olmayan akıllı sözleşmeler sisteminde veya Rocket adlı şifreli para birimi oluşturma hizmeti dışındaki herhangi bir ürün veya hizmet için kullanılamazken, alıcıların vaat edildiklerinden farklı olarak, dolar değerinde neredeyse değersiz hale geldi. Yönetmen iddia etti. Bugüne kadar suç duyurusunda bulunulmamış ve Pazar akşamı CoinDesk tarafından ulaşıldığında Cheng ve Hobbs sahtekarlık suçlamalarını reddetti ve Vanbex'in soruşturmayla işbirliği yaptığını söyledi. Ancak hükümetin başvurusuna yanıt olarak, Adalet J.A. 14 Mart'taki güç, hükümete kurucuların iki Land Rovers'ı ele geçirme yetkisi verdi; Montreal Merkezine, Hobbs’ın 1 milyon dolardan az bir miktarını içeren iki hesabını dondurması talimatını verdi; mahkeme raporlarına göre, kendisine ve Cheng’e en az 30 gün boyunca Vancouver kat mülkiyeti satma, ödünç alma veya onlara zarar vermeme talimatı verdi.
VANBEX’in Tepkisi
CoinDesk’e yaptığı açıklamada, Hobbs ve Cheng “sahtekarlık” sahtekarlığı iddialarını aradılar ve soruşturmaların “eski bir müteahhit tarafından yapılan yanlış iddiaların” sonucu olduğunu söylediler. Kanada Kraliyet Atlı Polisi (RCMP), Mayıs 2018'de Vanbex ve kurucularını araştırmaya başladı ve Kanada Gelir Dairesi daha sonra dosyalamaya göre bir vergi soruşturmasına başladı. Kurucular, “belirteçler bitcoin ve Ethereum'u bütünleştiriyor ve herhangi bir para biriminin değeri, herhangi bir şirketin veya bireyin kontrolünün ötesinde olduğu açıktır” diyerek FUEL belirteçlerinin değeri hakkında herhangi bir söz verdiklerini reddetti. … Yakıt belirteçleri, mimarimiz aracılığıyla dağıtılan Akıllı Sözleşmeler için ağdaki işlem ücretlerini öder. ” Vanbex’in işletme hesapları dondurulmadı, diye ekledi. Hükümetin Vanbex’in bir kabuk şirketi olarak mahkeme belgelerinde nitelendirilmesiyle ilgilendiler. “Vanbex, kurulması kolay bir işletme şirketidir” dedi ve 2013'ten beri kripto alanında olduklarını ekledi. Ayrıca, Hobbs ve Cheng yetkililerin Vanbex'in kullanılabilir ürün üretmediği iddiasıyla ilgilendi ama yine de, mahkeme raporları, Hobbs ve Cheng'in, ICO döneminde “ani ve önemli kişisel servet kazandıklarını” iddia ederek, her biri yaklaşık 3 milyon dolar karşılığında iki tane condominium (Vancouver'da, Toronto'da bir tane) satın aldıklarını iddia ediyor. Rovers ve üç yıllık bir süre için 375.000 $ değerinde bir Lamborghini kiralama. Ayrıca, Hobbs, dosyalardan birine göre, “yerelde ve uluslararası düzeyde yüksek seviyede” kumar oynamaya yanlış tahsis edilmiş fonların bir kısmını harcadı. Eylül 2016 ile Mart 2018 arasında, bir belge olduğu iddia edilen British Columbia'daki kumarhanelerden toplam 1,3 milyon dolar çekti. 2017 yılının Kasım ayında, devlete ait British Columbia Lottery Corporation, Hobbs'i “izleme listesine” koydu ve fonlarının kaynağını kanıtlamadan herhangi bir kumarhanesinden alım yapmasını engelledi. Belgeye göre, Hobbs ve Cheng soruşturmanın farkına vardıklarında kınamak için ipotek alarak mal varlığını tasfiye etmeye başladılar ve bunlardan birini satışa çıkardılar. Mahkeme raporları ayrıca, Hobbs’in Kanada’da sabıka kaydının bulunduğunu da belirtmektedir. Belgelere göre, 2008 yılında dokuz ay hapis cezasına çarptırılan ve kara para aklama suçuna sahip olduğu ve 2009'da 30 ay hapis cezasına çarptırıldığı esrarda kaçakçılık ve ticaretten mahkum edildiğini belirtti. Ek olarak, 2005 yılında New York'ta bir yıl hapis cezası aldığı potu yakaladığını söyledi. Hobbs ve Cheng, CoinDesk'e “geçmişte profesyonel bir poker oyuncusu olduğunu ve dünyadaki poker turnuvalarına katıldığını” ve “hiçbir kumarhanede oynamayı asla engellemediğini” söyledi. Read the full article
1 note
·
View note