#01.01 bugün adımı sen koy
Explore tagged Tumblr posts
ashabellq · 10 months ago
Text
Kitapların yası tutulur mu diye sormayın hiç bayım, bazen en çok kitapların yası tutulur. Hele bir de benim gibi gerçeklikten bu kadar uzak diyarlarda yaşayan insanlar, sıkı sıkıya tutundukları o kitap karakterlerine ve onlara bunu bahşeden yazarlara bazen ailesinden, dostlarından daha yakındır. Bir gece kanser olduğumu öğrenip başka bir gece okuduğum, yaşadığım, inandığım her şeyin üzerini çizdim. Bir çocuk kitabında ölü bir çocuk doğdunu gördüğüm gün ise kafamın içindeki her şeyi öldürdüm. Onlar artık etrafını tebeşirle çizebileceğim resimler sadece. Oysa benim yaşamaya ihtiyacım var. Dolu dolu nefes almaya. Ben henüz hayattayken çoktan ölmüş bir insan olmak istemiyorum bayım, kızmayın bana, ben hayatını bir ceset olarak, usanarak veya günü geçirerek bi geçim mücadelesinin ortasında, paranın, gücün hırsında heba etmek istemiyorum. Oysa kitapların bana yaptıkları bunlardı. Tolstoy da belki bu yüzden bütün servetini köylülere bıraktıktan sonra bir tren garında ölü bulunmuştu. Yusuf atılgan belki bu yüzden bir çiftliğe yerleşip hayatı boyunca bir daha kitap yazmamıştı. Arasam, her şey için o kadar çok neden var ki daha fazlasını istemiyorum. Yaşamak için nedenlerimiz nelerdi, bayım? Kimse bunun hesabını tutmaz olmuştu. Etrafımda olan herkes bir şeylerin, birileri olmanın peşindeydi. Kimse hiçliğin ve zamanın kıymetini bilmiyordu. Zamanın beni yendiğini düşündüğüm o hastane koridorunda o kadar yanılıyordum ki ismimden, kimliğimden kurtulana kadar bunu fark edememiş olmam ne acı. Şimdi eli boş, peşimde dolaşan Azrail’e her gün yeni bir isimle kafa tutarken zamanın son damlasına kadar kana kana içmek istiyorum.
56 notes · View notes
3391kilometre · 6 months ago
Text
“Bana söz ver, benimle birlikte bu gemiden atlayacaksın ama benimle birlikte boğulmayacaksın.”
27 notes · View notes
gozlerdegokyuzu · 1 year ago
Text
“Kitaplarım,” dedim. “Onlar öldüler, dün gece. Ben de arka bahçeye gömmeye gidiyorum. “
Kitapların yası tutulur mu diye sormayın hiç bayım, bazen en çok kitapların yası tutulur. Hele bir de benim gibi gerçeklikten bu kadar uzak diyarlarda yaşayan insanlar, sıkı sıkıya tutundukları o kitap karakterlerine ve onlara bunu bahşeden yazarlara bazen ailesinden, dostlarımdan daha yakındır. Bir gece kanser olduğumu öğrenip başka bir gece okuduğum, yaşadığım, inandığım her şeyin üzerini çizdim. Bir çocuk kitabında ölü bir çocuk doğdunu gördüğüm gün ise kafamın içindeki her şeyi öldürdüm. Onlar artık etrafını tebeşirle çizebileceğim resimler sadece. Oysa benim yaşamaya ihtiyacım var. Dolu dolu nefes almaya. Ben henüz hayattayken çoktan ölmüş bir insan olmak istemiyorum bayım, kızmayın bana, ben hayatını bir ceset olarak, usanarak veya günü geçirerek bi geçim mücadelesinin ortasında, paranın, gücün hırsında heba etmek istemiyorum. Oysa kitapların bana yaptıkları bunlardı. Tolstoy da belki bu yüzden bütün servetini köylülere bıraktıktan sonra bir tren garında ölü bulunmuştu. Yusuf atılgan belki bu yüzden bir çiftliğe yerleşip hayatı boyunca bir daha kitap yazmamıştı. Arasam, her şey için o kadar çok neden var ki daha fazlasını istemiyorum. Yaşamak için nedenlerimiz nelerdi, bayım? Kimse bunun hesabını tutmaz olmuştu. Etrafımda olan herkes bir şeylerin, birileri olmanın peşindeydi. Kimse hiçliğin ve zamanın kıymetini bilmiyordu. Zamanın beni yendiğini düşündüğüm o hastane koridorunda o kadar yanılıyordum ki ismimden, kimliğimden kurtulana kadar bunu fark edememiş olmam ne acı. Şimdi eli boş, peşimde dolaşan Azrail’e her gün yeni bir isimle kafa tutarken zamanın son damlasına kadar kana kana içmek istiyorum.
🫀Bugün Adımı Sen Koy | Ng Kabal
93 notes · View notes
pardonruhumugordunuzmu · 1 year ago
Text
Tumblr media
21 notes · View notes
ofasekaof · 1 year ago
Text
"Hep daha çok yakacaklar canını, sırf daha çok yaz diye. Onlar vurdukça daha çok yazacaksın. Daha çok. Hep daha çok. Bir gün yazamayacağın kadar acıtacaklar canını, elinden kanlar sızarken sen daha çok yazacaksın. O kadar ki akan kan yazdığın mürekkebi kapatacak, o kadar ki kendi kanınla doldurup kalemi yine de yazacaksın. O son darbe öldürecek mi yoksa durdu sandığın kalbi hayata mı döndürecek sen karar vereceksin. En zor kararları hep sen vereceksin. Savaş bitti sandığın zaman kaybedeceksin mesela, savaş hiç bitmeyecek. Batmasaydı eğer Titanik, kimse sesini duymayacaktı; yanmasaydı eğer Anka, küllerinden doğmayacaktı.
Herkes alıp başını gitmek isteyecek, sen sadece onu bırakıp... her şeyi kendi içinde yaşamayı öğrendiğin zamanlar olacak. İçinden seveceksin mesela...
En güzeli o olacak. Ve içinden ağlayacaksın, biliyorsun; dinleri ayırabilirsin, dilleri ayırabilirsin, renkleri ayırabilirsin ama bütün insanlar aynı dilde ağlar. Aynı dilde çekeriz acımızı bundan kaçamazsın.
İntihar etmek istersen kurtaracaklar mesela çünkü onlar herkesi kendi öldürmek isteyecek. Yaşamak koyacaklar bunun adını, sen ne demek olduğunu belki de hiç bilmeyeceksin."
7 notes · View notes
gokyuzununaynasi · 8 months ago
Text
Tumblr media
"Bir insan özgürlüğü uğrunda neleri feda edebilirdi, onu tanıyana kadar bilmiyordum. Kendini feda edebilirmiş. Artık bilmediğim ise kendini feda ettiğin bir dönemecin ne kadar özgürlük olduğuydu."
3 notes · View notes
cansdc · 1 year ago
Text
Güçlü olmak istemiyordum. Güçlü biri olduğunuz zaman insanlar ilk önce sizden vazgeçiyorlardı. Güçlü olduğunuz zaman canınızı yakmaktan çekinmiyorlardı. Canınız yanmaz diye düşünüyorlardı ancak güçlü olmanın, yalnızca başa çıkmak olduğunu ben çok iyi biliyordum.
Tumblr media
18 notes · View notes
balldyn · 10 months ago
Text
"Bir yerde bir son varsa, orada mutlu bir şey olmazdı."
2 notes · View notes
geceyeetutsak · 2 years ago
Text
"Ayakta uyuyorum, uyurken hayaller kuruyorum ve daha da kötüsü o hayalleri gerçekleştireceğime inanıyorum."
6 notes · View notes
ashabellq · 8 months ago
Text
Siz benim gözlerimi kapatırken mutluluğunu ezberlemek istediğimsiniz.
Benim sizin için ne olduğumun ya da ne olamadığımın bir önemi yoktu. Mutluluk üç heceydi ama ben sizi bu kelimenin tam anlamı kadar, paha biçilemez bir sonsuzlukla seviyordum. Kelimeler böyle değil midir zaten? O kısa, birkaç heceli sözcükler içinde hiçbirimizin, hatta kelimelerin bile sınırlandıramayacağı anlamlar taşımazlar mı?
İşte siz benim en sevdiğim kelimesiniz bayım; anlamının sonsuzlukta uğurlandığı ve asla telaffuz edilemediği. Siz benim için aşk değilsiniz, kelimenin kendisisiniz; adına onlarca kitap da karalansa açıklanamayan...
Siz benim için mutluluk kelimesisiniz; gıyabında yağmurlar altında tangolar dizilse de yetersiz kalan.
Siz benim için ölüm değilsiniz, uğruna yazılan sonelerin çekilen acıların, yaşanan kayıpların bile anlatamadığı o his, belki de hissizliksiniz.
Siz benim için o kadar çok şeysiniz ki kelimeler bile yetersiz kalıyor bayım.
Dikine kesilen bilekler misali, tedavisi geç kalınmış hastalığımsınız. Ben ise sahnelerden kaldırılmak üzere olan, perdesi aralık kalmış bir oyunum artık, yalnızca sizin için...
20 notes · View notes
3391kilometre · 6 months ago
Text
Asıl tutsaklık kafesin içinde olmak değil.
Asıl tutsaklık kapısı açık bir kafesin içinde olmak.
17 notes · View notes
ssvet-lanaa · 1 year ago
Text
"Düşünceler tıpkı gölgeler gibi... Onları kafese kapatamıyorsun, ele avuca sığmayan, dans eden şeyler."
4 notes · View notes
gozlerdegokyuzu · 1 year ago
Text
“ Hayata tutunacak hayaller kurun ve o hayallerin gerçek olmasını sağlayın. Her gün hayalinize bir adım daha yaklaşın. Üşenmeyin, kaldırın o kıçınızı. Çıkın dışarı ve ağaçlara tırmanın. Güneşlenin, birbirinize kar topu atın. Çıkın dışarı ve yaşayın hayatınızı. En önemlisi, her zaman kendiniz olun. Derinlerdeki özünüzü sakın kaybetmeyin. Yapmacık olmayın. İnsanları etkilemeye çalışmayın. Kendinizi sevin! Zayıfsanız da sevin, şişmansanız da. Uzunsanız, kısaysanız, dişleriniz yamuksa, burnunuz kocamansa, sivilceleriniz varsa, saçlarınız uslanmazsa… Sevin, çünkü siz busunuz ve siz böyle çok güzelsiniz. Kendinizi sevmeden başka hiçbir şeye sevgi duyamazsınız, bir ihtiyaç olur o, oysa sevmek bir ihtiyaç, gereksinim değil, lükstür. Bu yüzden bu kadar mutsuz insanlar. Hiçbir köpeğin başını okşamadıkları, yolda gördükleri kedilere selam vermedikleri için. Birbiriyle tanışmaya bile korktukları için. Oysa özgür olun, çıplak olun, yabani olun, bu toplumun sizi evcilleştirmesine ve aptal kurallarla zincirlemesine izin vermeyin. Doğanın tadını çıkarın, Tarzan gibi ve avaz avaz bağırın sevdiklerinizin ismini. Yalın ayak dolaşın sonbaharda ormanlarda.”
👣 Bugün Adımı Sen Koy | Ng Kabal
38 notes · View notes
ofasekaof · 1 year ago
Text
Adını söylemedin.
Bugün adımı sen koy.
Okyanus olsun bugün, dedi.
Gözlerin gibi dedim.
Saçların gibi, dedi.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
6 notes · View notes
yesilisevmek · 1 year ago
Text
"Yalnızlık deyince aklıma sizden başka kelime, gözlerinizden başka renk gelmiyordu bayım."
N. G. KABAL/01.01 Bugün Adımı Sen Koy
4 notes · View notes
cansdc · 1 year ago
Text
"Sen kimden vazgeçtin?"
"Sevdiğim birinden," dedim. "Savaştığıma değmedi."
Rahatlamış hissediyordum.
Hafiflemiş hissediyordum.
İyi hissediyordum.
Tumblr media
5 notes · View notes