#ölesiye
Explore tagged Tumblr posts
Text
birileri girer hayatınıza öylesine rastgele öyle ansızın girerki o insanı içinizde nereye koyduğunuzu farketmezsiniz bile sonra öylesine gider hayatınızdan ansızın çıkar gider geldiği gibi, hiç var olmamış gibi
#hiç var olmayanlara#yaralanmışlara#yarası sarılamayanlara#aşkı hissedenlere#aşk#spotify#iyi geceler#ay ve gece#acı#kesfet#degersizmi benim askim#ayrılık#uykusuz geceler#gecelerin bile dadi galmadi#öylesine#ölesiye
1 note
·
View note
Text
Ne ölesiye sevmeli insan.
Ne de öylesine...
Sevdiği zaman,
Toprağa sarılan bir kök, kökü kucaklayan toprak gibi sevmeli...
104 notes
·
View notes
Text
Seni ölesiye seviyorum
Söverek nefret ederekkk
Sana giden tüm yolların
A.....a.......d......z
İşte bu kadar seviyorum seni anladın...mı
#YŞ#
#SEVGİLERİMLE ❣️ AŞKOOO#
youtube
#ANLIYORMUSUN???¿¿¿¿#
125 notes
·
View notes
Text
birini üzmekten ölesiye korkup en çok üzen kişi olmak
549 notes
·
View notes
Text
Ölesiye yoruldum, bir girdap içinde kayboluyor benliğim. Güneş yerinde olmasaydı şayet, sona geldiğimizi düşünebilirdim. Bazı insanların umutları bu evreni yaşamaya değer kılıyor, onların yok oluşuysa bir kitabın içi boş sayfalarına yerleşen anlamsızlık gibi sadece kalabalık.
427 notes
·
View notes
Text
İçim içime sığmıyor!
Şimdi sana dairim ölesiye tutkulu ölesiye şairim.
Nurullah Genç
60 notes
·
View notes
Text
Ne ölesiye sevmeli insan.
Ne de öylesine...
Sevdiği zaman,
Toprağa sarılan bir kök, kökü kucaklayan toprak gibi sevmeli...
79 notes
·
View notes
Text
Bizi böyle paylaşımlar yapmaya mecbur edenlerden ölesiye nefret ediyorum. Gündem de olması normalleştirelecek, alışılacak son şey bile değil kadın cinayetleri ama o kadar çok kadın koparıldı ki hayattan biz millet olarak fazlasıyla alışkınız bunlara.
20.43
58 notes
·
View notes
Text
"Bahara söyle güneş toplasın,
Sabaha kalmaz yanındayım.
Korkularımı anlatıcam ilk önce.
Dizimin kanadığı ilk günü, sevmeye yeltendiğim ve sevilmediğimi anladığım ilk günü, acının korkuları kuşattığı ölesiye savaştığı o ilk günü."
55 notes
·
View notes
Text
"Gözyaşlarından kaçamadıktan sonra__
Onların görülmesinden kaçmışsın neye yarar___?!"
💙🥀
Bir Daha Aşık Olmayacağım · Gönül Akkor (1972) Nostaljik bir Yeşilçam şarkısı.
Bir daha bir daha, Aşık olmayacağım
Kimseyi hiç kimseyi
Sevmeyecek sevmeyeceğim
🥀
Ne uzanan ellere, Ne verilen sözlere
Ne yaşaran gözlere,İnanamam ben artık
🥀
Bir seni sevmiştim ölesiye
Ellerin ellerimde, Gözlerin gözlerimde
Nasıl nasıl terk ettin beni___
89 notes
·
View notes
Text
Hayal kırıklıklarının ruhumda açtığı büyük boşlukları zehirli bitkiler kaplıyor. Beklemek, beklemek, beklemek ve sonra hiçbir şey olmamış gibi kaldığın yerden devam etmek zorunda kalmak; umut etmek ve her seferinde incinmek, yaralanmak, yaramı sarmak, sarıp sarmalamak, saklamak, saklanmak, sarsılmak, ölesiye sarsılmak kalbimi yoruyor. Sonra aynı yerden tekrar tekrar kırılmak; bir kadının en korunmasız, kuytu yerinden, içten içe kurduğu hayallerinden.
67 notes
·
View notes
Text
Geleceğin sonsuz olasıkları ölesiye korkutuyor insanı..
56 notes
·
View notes
Text
Bahara söyle güneş toplasın
Sabaha kalmaz yanındayım.
Korkularımı anlatıcam ilk önce
Dizimin kanadığı ilk günü,
Sevmeye yeltendiğim ve sevilmediğimi anladığım ilk günü,
Acının korkuları kuşattığı ölesiye savaştığı o ilk günü.
Sonra diycem acı korkuları yenmişti.
Ruhumun kederden gözleri kararmış körlüğüne birkaç cenaze bile vermişti.
Değişmişti çocukluğumun yazgısı,
Sevmeyi bilmeyenlerin meyhanesinde çıraklık yapmıştı sadece
Bi' parça ormanda yürür denize çıplak gireriz sonra
Sonra içeriz bak
Karıştırmadan birkaç duble rakı veya şarap
Sen anlatırsın ha
Öyle özledimki bana bişeyler anlatmanı
Bana kurşunların ağırlığından bahseder
Savaşın yaşanmış tüm acıları kustuğunu anlatırsın,
Acı yaşandıkça korkusuz sanar ya insan kendini,
İşte o illüzyona nasıl küfrettiğini anlatırsın.
Sonra bi buckowski pervasızlığı sarar ruhunu, iki afilli cümle parlatırsın
"Çamur yer şekeri sevmem nerde lan benim viskim" der
Ardından bi şarkı patlatırsın dağ yeşerir.
Dağı kar tutmuş, o şehirden dön, bu nasıl sevda?
66 notes
·
View notes
Text
Nerde gözleri yaşlı mahzun bir anne görsem
Bir köşede boynu bükük, günlerce ağlamış
Küsmüş dünyaya yüreği evlat acısıyla dağlanmış
Kahır ediyorum kadere onunla ağlıyorum.
Nerde bir dilim ekmeğe muhtaç
Bir çocuk görsem eli yüzü kirli, gözleri yaşlı
Burkulur yüreğimin can duvarları,
İsyanı diner mi yüreğimin, eğilip elini öpsem
Duygularıma gem vuramıyor yine ağlıyorum.
Nerde ele muhtaç bir insan görsem
Rengi sararmış gözleri çukurlaşmış,
Bakışları ürkek muhtaçlığından utanmış.
Nerde boynu bükük bir çocuk,
Bir kaleme, bir papuça muhtaç kalmış,
Yada bir kadın tutunmak için yaşama
Çalışmış çabalamış yorulmuş
Avuç avuç vermek istiyorum veremiyorum
Acizliğime yanıyor utanıyorum.
Yer yarılsa da girsem diyor yüreğim
Yüzlerindeki çaresizliği saplanıyor içime
Unutmak istesem de unutamıyorum
Gözlerindeki mahcupluk çekiyor beni
Utancımdan dönüp bakamıyorum.
Hesap soruyor yüreğim nefsime
Onlarsız yaşadıklarıma bakıyorum,
Kızarıyor yüzüm, dönüp aynaya bakamıyorum
Bu nasıl adalet bu nasıl vicdan bu nasıl insaniyet
İsyan ediyor aklım beynim her bir uzvum
Uzanamayan elimden, insanlığımdan utanıyorum.
Nerde bir adam görsem donmuş yüreği
Sevgiyi muhabbeti şişelerde aramış
Kalan ömrünü meyhanelere sarhoşluğa adamış
Sokaklarda kalmış sokaklarda sabahlamış
Çekip alasım gelir oradan çekip alamıyorum
Çaresiz kalır elim, çaresizliğime kahırlanıyorum.
Nerde bir kadın görsem horlanmış hırpalanmış
Küsmüş kaderine talihsizliğine ölesiye bağlanmış
Nerde bir baba görsem ömrünü vermiş itilmiş kalkılmış
Nerde bir bebek duysam, anne sıcağına hasret
Kucaklanmamış, sokağın bir köşesine atılmış
Ne oldu bize, bu nasıl insanlık diye isyan ediyor aklım
Eğiliyor başım, insan olmaktan utanıyorum.
Nerede taşlaşmış bir yürek görsem
Anadan babadan evlattan sevgisini esirgemiş
Nefsine esir olmuş İnsanlıktan nasiplenmemiş
Koparıp yüreğimden bütün sevgileri
Veresim gelir yüreğine, veremiyorum
Her seferinde yapamadıklarıma hayıflanıyor
Kendimden, acizliğim den utanıyorum.
Nerde gözü yaşlı bir çocuk resmi görsem
Göğsünde şarapnel parçaları, yüzü kanlı
Onun için imkansız bir hayal olmuş
Yatakta uyku, oyun parkları, okul sıraları
Susmuş para baronları, insanlığını unutmuş
Belli ki çoktan patlamış ar damarları,
Tutamıyorum gözyaşlarımı yine ağlıyorum
Çaresizliğimden, insanlığımdan utanıyorum.!
İdris Akmetin
129 notes
·
View notes
Text
11 Mayıs 03.03
Bu yazıyı hiç görmeyecek olan sana,
Ölesiye yorgun geçti günüm. Aslında uyuyup dinlenmem gerekirdi ama olmadı. Seni bekledim . Gelmedin uyumuş olduğuna emin olmak istedim oda olmadı. Cevap ver diye göndermeli şeyler yaptım-ben bu kadar çocuklaştım ve gurumu hiçe saydım-senin umrunda olmadı. Gördün... Sadece gördün. Bu bana artık yetmiyor , yokluğun öyle bir sarmaliyor ki dayanamıyorum.
Biliyor musunuz Bayım 6 gün kaldı. Benim yaşamımın sizinle şereflenişinin 1 senesinin dolmasına 6 gün kaldı. Elbette ben saydım. Elbette ben umutla bekliyorum. Ama her defasında benim sevgim uğruna sizin de zevkiniz uğruna sönüp giden umutlarımı çarpıyorsunuz yüzüme.
Dengesizsiniz de bayım, bir varsınız bir yoksunuz. Aslında istiyorsanız varsınız , istemiyorsanız yoksunuz. Bu bir savaş ise kaybeden yalnızca ben miyim? Sizin böylesine bir bağlılığı elinizin tersiyle itisiniz de sizin için kayıp değil midir?
Susayım değil mi bayım, ben çok konuşurum siz sevmezsiniz, sıkılmayın . Hiç okumayacaksiniz ama yinede ben size yazılan bir yazımı daha sizi sıkma ihtimaliyle uzatmayayım...
İyi geceler Bayım iyi geceler...
Zira benim sizin yokluğunda hiç bir gecem iyi geçmedi...
Kırılmış bir kadın/ kırılmış bir hanımefendi
45 notes
·
View notes
Text
Beklemek, beklemek, beklemek ve sonra hiçbir şey olmamış gibi kaldığın yerden devam etmek zorunda kalmak; umut etmek ve her seferinde incinmek, yaralanmak, yaramı sarmak, sarıp sarmalamak, saklamak, saklanmak, sarsılmak, ölesiye sarsılmak kalbimi yoruyor..
20 notes
·
View notes