#çiftçilerle
Explore tagged Tumblr posts
Text
ALEMLERİN SIRRI (GAZÂLÎ)
BEŞİNCİ MAKALE
Mülkünü artırmak istersen, diğer devlet adamları ile tanış, her yönden zengin olmaya bak, onları kendine çekmeyi bil!
Eline geçen fırsatları değerlendir!
Eskiler ne demişler:
Rüzgârların eserse, onu fırsat bil,
çünkü her dalganın sonu muhakkak sükünettir!..
«Memleketin ana kilit noktalarına güvendiğin büyük adamlar yerleştir.
Gayene vasıl olmak için emniyet ve huzur köprülerini kur!
Fikirlerini benimseyen bulunursa, onları güzel ilaçlarla besle!
Sonra askerlerin sayısına bak, yakınlarının sayısını da iyi hesapla!
Gelirini, giderini iyi tedkik et! Bir sene içinde orduyu tam üç defa teftiş et!
Öncülerin Güvendiğin insanlardan olmak şartıyla dört yüz kişiden az olmasın..
Bir ülkeye harp ilân edecek olursan gayet temkinli
Olman gerek..
Şayet başın derde girecek olurda bir sıkıntı ile karşı karşıya kalırsan, askerlerini saf saf yaparsın.
Şayet öndeki saf mağlup olursa arkadaki onun yerini alır..
Onları yüksek bir yerden seyret!
Hücuma geçmeden zafer kazanabilirsen ne âlâ hemen zafer bayrağını dikersin..
Sonra kendine en iyi atları ve adamları ayır.
Çünkü hiç belli olmaz, önceden sana hiyanet eden sonradan da hiyanet eder..
SAYFA 30
Askerlerin arasında çok kurnaz kimselerin bulunsun. Daima onlarla şifreli görüş.
Şayet savaşmadan bir ganimete sahip olursan o zaman yine de düşmanlarını göz önünde tut!
Şayet onlarla harp yapmak zorunda kalırsan, acele et.
Belki harbi kayıp ederim diye tereddüt gösterme. Zul-Karneyn'in Darâ askerine yaptığını düşün!
Onları rasıl perişan edip başarısızlığa uğrattı, ilerledikçe ilerledi.
Atılgan ol!
Geri kalma!
Sefere çıkarken durumu iyice gözden geçir.
Gerekirse harp hayvanlarını çoğaltırsın ya da azaltırsın..
Katilleri iyi tanıyabilecek casusların bulunsun.
Korkaklardan uzaklaş!
Nöbetçilere dikkat et!
Hazinelerini iyice incele noksanlaşıyor mu, yoksa fazlalaşıyor mu, dikkat et!
Mutlaka evlenmek gerekiyorsa, her ne kadar, Şeriat dince zengin olanı tercih et diyorsa da sen, malca, soyca, veya güzellik bakımından zengin olanı tercih et!
Şu da hatırında olsun ki, casusları olmıyan, etrafdan sık, sık haber alamıyan bir kıral, ruhsuz cesedden farksızdır.
Sıkıntılı anlarda lâzım olacak korunma aletlerini ya- nında taşı.
Çünkü başına neler geleceğini önceden kestiremezsin!
Askerlerin arasındaki anlaşmazlığa dikkat et.
Bu anlaşmazlığı küçümseme!
Halk tarafından gönderilen heyetleri kabul et! (dertlerini dinle!)
Fakihleri, fitne ucağını yakacak konuşmalardan menet..
Vezirlerine emret: İnsanların yiyecek, içecek, giye- cek neleri varsa kontrol etsinler. Halkı ürün yetiştirmekten alıkoyma.
SAYFA 31
Çünkü ürün, hem sana hemde insanlara bini hacette lâzım olur.
Tarım isleri ile uğrasmıvanların haline bir bak:
Eğer bu isten, fakirlik dolaysıyla yüz çeviriyorsa ona gerekli araç ve gereçleri temin etmelisin.
Sayet bu, bir zulma uğraması neticesi ise o zaman ona yardım elini uzat!
Nitekim Hind kıralı: «Memleket tavuklarının çokluğu ile iftihar ederim.
Çünkü O, hakimiyet belirtilerin- den bir parçadır..> demiştir.
Öyleyse mülk, çiftçilerle ayakta durabilir.
Çiftçiler olmadan mülk ayakta duramaz..
Evet, Melik, Valilere de dikkat eder; hazinelerini sık sık kontrol eder.
Eğer ürününü başka şey ile satmıya gücü yeterse ve buna imkân bulabilirse bunu da yapar.
Halife Memun ikide bir silahlarını, çadırlarını teftiş ve kontrol ederdi, vekiline bu hususta dikkatli olması için emirler verirdi..
#ÂLEMLERİN #SIRRI
#BEŞİNCİ #MAKALE
#İMAM-I #GAZÂLÎ
5 notes
·
View notes
Text
Düşünmeye ve Düşüncelere Yazılmış Bir Şiir: Dün Gibi
Bazen özellikle bir şeyler yazmak istediği anlar oluyor insanın. Hangi dilde olursa olsun buraya yazdığım düşüncelerimin anlamı değişmeyecek. Ama en güzeli de benim düşüncelerim olmaları, bana ait olmaları.
Her şeyin geçici olduğu bir dünyada kendine ait bir şeylerin olmasıdır belki de beni mutlu eden. Çünkü sanki sahip olduğum hiçbir şey benim değilmiş gibi. Şu tuttuğum kalem bile, defterim, notalarım ve arada bir unutmamak için yıllardır aynı şarkıyı çaldığım kemanım. Onu her elime aldığımda farklı şekilde çalmam öyle tuhaf gelir ki... Her gün farklı duygularla uyanması gibi insanın, hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası olan değişim gibi tıpkı, benim de her keman çalışım, farklı bir "ben" in dünyaya seslenme çabası belki de. İzlediğim filmler, okuduğum kitaplar, karşılaştığım, hayatın debdebesi içinde nereye gideceğini bilemeyen şaşkın insanlarla dolu topluluklar... Hepsi kendini ifade etmeye çalışan insanlarla dolu. Peki benim yapmaya çalıştığım şey de bu mu? Ya da... Tüm dünyanın beni anlamak içi çok aciz olduğunu ima edecek kadar kibirli miyim? Bunun cevabını veremiyorum. Ama hepimizin içinde biraz kibir olduğu kesin. Kendimizden küçükleri küçümsediğimiz zamanlar ya da onca yıl okuyup kendimizi ifade etmeye çalışırken bu kadar zorlanan zavallı halimizle okumamış insanları küçümsediğimiz o zamanlar. Kibir en büyük günahtır der inandığımız dinler. Çoğu günahtan kaçınırken nasıl oldu da göz ardı ettik bunu?
Sürekli değişen dünyada göz ardı ettiğimiz şeyleri toplamaya kalksak başımız göğe erer de herkes ne kadar yüksekte olduğunu ve etrafında tanıdığı pek çok insanı görünce yüzü kızarır mı bilemem. Utanmayı bile unuttuk zaman içinde. Küçükken annemize yalan söylediğimizde ya da birini incittiğimize içimizde beliren o utanma duygusu, kalp kırıklığının getirdiği derin sızı, kendini beğenmişliklerin ve insanları incitmenin yetenek sayıldığı bir dünyada kendi benliğini bulmaya çalışmanın ve bu dünyaya sığamamanın verdiği o acı... Küçükken hepimiz yaşamışızdır bunu. Her insan iyi doğar derler. İyi doğduk ama iyi olamadık hiçbir zaman. Etrafımızda gördüğümüz haksızlıklara, yanlış bulduğumuz şeylere ve kalbimizi kıranlara ne zaman karşı durabildik? Ne zaman sesimizi çıkarabildik? Ghibli Studio'nun herkes tarafından unutulmuş ve sinemanın büyüsünü izleyiciye hakkıyla veren bir film izledim yakın zamanda; Only Yesterday. İzledikçe daha da anlamlı gelen asıl ismiyle film, düne dair bir anı defteri ve geçmişteki benliğimizin bize kattıklarıyla bizi biz yapan bugünün düşünceleri arasında gidip gelen Taiko'yu anlatmaya çalışıyor. Taiko'nun ara sıra çiftçilerle buluşup birkaç gün şehirden uzaklaşmak için tarım yapılan bir köye gittiği bir zaman diliminde geçiyor hikaye.
Şehrin yoğun ve yorucu düzeninden biraz uzaklaşmak için gittiği bu yerde karşılaştığı, tanıdığı veya tanımadığı pek çok insanın ona kattıkları, Taiko'nun bu insanlarda bıraktığı etki, köye yaptığı yolculuk sırasında yanında on yaşındaki halini de götürmesi, köyde insanlarla yaptığı sohbetlerle sürekli geçmişe dönük anılarını hatırlamasıyla farkına vardığı, hayatın her gün önümüze sunmak için debelendiği ama bizim elimizin tersiyle ittiğimiz küçük detaylar.
Bu film beni oturup düşünmeye sevk eden sayısız ögeyle doluydu ama içlerinde üzerimde en çok etki bırakanı, Taiko'nu geçmiş benliğine sorduğu sorular, geçmişte hissettikleri ve bugününe olan yansımaları üzerine oturup düşündüğü saatlerde farkına vardığı gerçekliklerdi. Köyde yaşayan insanlarla paylaştığı ortak şeyler üzerinden hayata dair farklı bir açısı kazanırken, geçmiş hesaplaşmalarıyla da yüzleşen Taiko, yavaş yavaş değiştiğini ve perspektiflerin hayata yön veren en önemli şey olduğunu keşfetmeye başlar.
Sadece Taiko için mi geçerli pek bu? Hayatta farklı perspektiflerden bakmanın belli konularda bize yön verdiğini pek çok defa fark etmemiş olamayız. Şu geçen yıllara bakınca, ne kadar hızlı geçtiğini düşünüp hüzünlendiğimiz zamanlar, olaylara verdiğimiz tepkilere de bakıp hüzünleniriz. Bizi üzen şey yılların, zamanın ve insanların nasıl geçip gittiği değildir. O yılları nasıl yaşadığımızdır. Seçimler, verilen sözler ve farkındalıklarla dolu geçirdiğimizi bir ömür... Oturup bakınca hala 22 olduğuma inanamadığım saatler... Zamanın çok hızlı geçtiğini ve hiçbir şeye yetişemediğimi düşündüğümde, bir zamanlar yapmaktan en çok keyif aldığım şeyleri yönelmek istiyorum; Resim yapmak, şarkı söylemek, sevdiğim bir şarkının sözlerini defterime yazmak, yeni bir dil öğrenmek, keman çalmak, piyano çalmak, fantastik hikayelerde büyülü yerlere giden karakterlerin yaşadığı maceraları yaşadığım hayallerin müziğini çalmak kafamda... Ama en çok gereken de yarın olmazsa ondan sonraki gün olacağı umuduyla yaşamak. Zaman kimseyi umursamaz, istediği gibi akar durur. Peki biz neyi umursuyoruz da akamıyoruz gönlümüzce?
#only yesterday#dün gibi#tränen der erinnerung#anime inceleme#film inceleme#anime review#anime#anime movie#ghibli studios
4 notes
·
View notes
Text
Hisarlar, Egeli Çiftçilerle Agroexpo’da Buluştu
Hisarlar Yurt İçi Satış Pazarlama Müdürü Yiğit Kosova, bu yıl 20’ncisi gerçekleştirilen Agroexpo Tarım Fuarı’nda, Türkiye’nin köklü tarım ekipmanları markalarından Hisarlar’ı, Egeli çiftçilerin beğenisine sunduklarını söyledi. Hisarlar’ın ülkemizde ve dünyada tanınan önemli bir marka olduğunu dile getiren Kosova, “Erkunt Traktör olarak Temmuz 2021 itibariyle Hisarlar’ın tüm haklarını devraldık.…
0 notes
Text
2025 Yemek Trendleri: Sofralarınızı Yeniden Şekillendirin
2025 yemek trendleri, gastronomi dünyasında şimdiden büyük bir heyecan yaratmaya başladı. Geleceğin sofra alışkanlıklarının şekilleneceği bu yıl, sadece damak tadını değil yaşam biçimimizi de etkileyecek gibi görünüyor. Küresel çapta yaşanan değişimlerin ötesinde, teknolojik ilerlemeler ve artan sağlık bilinci de mutfak dünyasını dönüştürme potansiyeline sahip. Bununla birlikte, önümüzdeki dönem yemek kültüründe daha fazla çevreci ve sorumlu tüketim anlayışının yükselmesi bekleniyor. Aynı zamanda tüketicilerin, hem hız hem de pratiklik arayışına girerken lezzetten de ödün vermek istememesi, 2025 yılını eşsiz bir gastronomi macerasına dönüştürecek. Böyle bir dönemde, damaklarda yeni tatlar oluşturmak kadar kaynakları sürdürülebilir kullanmak da büyük önem taşıyacak.
Teknoloji ile Uyumlu Mutfaklar
Yapay zekâ ve otomasyon, yemek sektöründe zaten kendini hissettiriyor. Fakat 2025 yılına geldiğimizde bu etkiler çok daha somut hale gelecek. Restoranlarda kullanılacak akıllı mutfak robotları, sadece tabak hazırlamakla kalmayıp, aynı zamanda menü önerileri de sunacak. Ayrıca bu gelişmeler, “yenilikçi pişirme teknikleri” sayesinde daha hızlı ve verimli bir şekilde ürünleri sofralara taşıyacak. Üstelik hız kavramı ön plana çıkarken lezzet de gölgede kalmayacak. Daha önce saatlerce emek isteyen tarifler, yeni teknolojik araçlar yardımıyla kısa sürede hazırlanabilecek. Yapay Zeka Ve Tarım Üretken yapay zekâ yazılımları, taze tarım ürünlerini kategorize edip, talebe göre restoranlara yönlendirecek. Buna ek olarak, aşçılar dijital ekosistemlerde tarif paylaşıp yorum alarak, daha interaktif bir yemek deneyimi yaratma şansına sahip olacaklar. Öte yandan, “bitki bazlı beslenme” trendi için de özgün tarifler öneren akıllı uygulamalar, kullanıcıların yeni tatlar keşfetmesinde önemli bir rol üstlenecek.
Sürdürülebilir Gıda ve Yerel Malzemeler
Artan nüfus ve iklim krizinin etkileri, gıda temin yöntemlerimizi tekrar gözden geçirmemizi zorunlu kılıyor. Ancak bu durum, “yerel malzemeler” kullanımını teşvik ederek hem karbon ayak izimizi azaltmamıza yardımcı olacak hem de yerel üreticileri desteklememizi sağlayacak. Dahası, bu yaklaşımın benimsenmesi gelecek nesillere daha sağlıklı ve çeşitlilik sunan bir gıda altyapısı bırakmamıza imkân tanıyacak. Yerel Çiftçilik ve Tarım Ek olarak, yerel çiftçilerle iş birliği yapmak, tarladan sofraya kadar olan süreçteki bütünlüğü korumayı ve kalite standartlarını artırmayı mümkün kılacak. Günümüzde artan tüketici bilinci, ürünlerin menşeine, yetiştirilme biçimine ve doğa dostu sertifikalarına daha fazla dikkat ediyor. Dolayısıyla, 2025 yemek trendleri kapsamında sürdürülebilirlik anahtar bir kavram olmaya devam edecek. Eğer doğru adımlar atılırsa, uzun vadede her bireyin yaşam kalitesine katkı sağlayacak, aynı zamanda gıda israfını da en aza indirecek bir dönüşüm yaşanacak.
Bitki Bazlı Beslenmenin Yükselişi
Popülerliği her geçen gün artan “bitki bazlı beslenme,” sadece vegan veya vejetaryen kesime hitap eden bir akım olmaktan fazlasını vadediyor. Pek çok insan, sağlıklı yaşam ve gezegenin korunması adına hayvansal ürün tüketimini azaltmayı seçiyor. Özellikle bitki bazlı süt ürünleri, peynir alternatifleri ve et benzeri ürünlerdeki lezzet ve çeşitlilik, 2025 yemek trendlerinde daha da gelişerek çok geniş kitlelere yayılacak. Bitkisel Beslenme Buna ek olarak, restoran menülerinde bitkisel kaynaklı tariflere ayrılan alan büyüyecek ve farklı etnik mutfaklar da bu değişime uyum sağlayacak. Fakat bu değişim sadece sağlık kaygısıyla sınırlı kalmayacak. Aynı zamanda et üretiminin çevreye olan olumsuz etkileri göz önüne alındığında, bitki bazlı çözümler gelecek açısından daha sürdürülebilir bir yol çiziyor. Böylece, “bitki bazlı beslenme” vurgusu artarken, aynı anda biyoçeşitlilik ve ekosistem dengesinin korunmasına da katkı sağlanacak.
Sağlıklı Atıştırmalıklar ve Akıllı Ara Öğünler
Günlük hayatın koşuşturması arasında insanlar hem lezzetli hem de pratik atıştırmalıklara yönelmek istiyor. Bunun sonucu olarak “sağlıklı atıştırmalıklar” kategorisi, 2025 yılında hiç olmadığı kadar zengin seçeneklere ev sahipliği yapacak. Daha düşük şeker oranı, fonksiyonel süper gıdalar ve prebiyotik içeriği yüksek ürünler bu alanda liderliği üstlenecek. Ancak atıştırmalık trendini sadece market raflarıyla sınırlı düşünmemek gerek. Teknoloji ve Sağlıklı Atıştırmalık Ek olarak, akıllı ara öğün önerileri sunan mobil uygulamalar devreye girecek. Örneğin, günlük kalori ihtiyacınızı baz alarak size özel atıştırmalık tarifleri sunan ve malzeme temini için en yakın marketi öneren bir yapay zekâ asistanı hayal edin. İşte, 2025 yemek trendleri doğrultusunda bu tür dijital desteklerin gıdaya olan yaklaşımımızı daha da kişiselleştirmesi bekleniyor. Bu sayede, vücudun ihtiyaç duyduğu besin değerlerini alırken aynı zamanda tatmin edici lezzetlerden de vazgeçmemiş olacağız.
Yenilikçi Pişirme Teknikleri ve Deneysel Tatlar
Mutfak sanatında sınır tanımayan şefler, sürekli daha farklı ve yaratıcı yöntemler geliştirmek için çabalıyorlar. Özellikle “yenilikçi pişirme teknikleri,” sadece sunum kalitesini değil, aynı zamanda sağlığı ve sürdürülebilirliği merkeze alan yöntemlerle öne çıkacak. Buharla pişirme, sous-vide (vakumda pişirme) veya basınçlı pişirme gibi mevcut yöntemler, 2025 yemek trendleri itibarıyla çok daha gelişmiş cihazlar ve malzemelerle desteklenecek. Moleküler Gastronominin Popülerliği Bunun yanı sıra, moleküler gastronominin de yeniden popüler olması bekleniyor. Fakat bu kez, kimyasal katkı maddelerine daha az, doğaya dost içeriklere daha fazla yer verilecek. Müşteri memnuniyetini önceleyen restoranlar, deneysel menülerinde yalnızca ilginç sunumlara değil, aynı zamanda besin değerlerini korumaya da özen gösterecek. Bu yaklaşım, “yenilikçi pişirme teknikleri” trendinin sürdürülebilirlik ve sağlıklı beslenme kavramlarını birlikte kucaklamasını sağlayacak.
İnsan-Doğa Dengesi ve Tarımsal Dönüşüm
Mevcut tarım yöntemlerinin dünyaya verdiği zarar, gelecekte gıda konusunda önlem almamızı zaruri kılıyor. Her ne kadar büyük ölçekli endüstriyel çiftliklerin üretim kapasitesi yüksek olsa da, toprağın verimliliğini korumak ve yerel ekonomileri desteklemek adına yeni yöntemler denenmek zorunda. Ayrıca, tarım teknolojileri ile dikey çiftçilik ve aquaponik gibi yenilikçi sistemler devreye girmeye başladı. Yerel Malzemelerle Taze Ürün Söz konusu sistemler, şehir içinde dahi taze ürün yetiştirerek nakliye masraflarını ve karbon salınımını ciddi oranda azaltacak. Üstelik bu sistemler, “yerel malzemeler” anlayışını büyük kentlerin tam kalbine taşıyacak. Aynı zamanda tüketicilerin besin değerleri yüksek, kimyasal ilaçlardan arındırılmış, kaliteli sebze ve meyvelere ulaşımı kolaylaşacak. Bu durum, 2025 yemek trendleri içerisinde hem etik hem de sağlıklı bir yeme-içme kültürünü destekleyen ciddi bir kırılma noktası yaratacak.
Dijital Yemek Deneyimi
Salgın dönemleri ve teknolojik gelişmeler, insanların yemek siparişi alışkanlığını büyük ölçüde değiştirdi. Şu anda da popüler olan dijital yemek platformları, 2025 yılında çok daha kişiselleştirilmiş hizmetler sunuyor olacak. Kullanıcıların besin tercihlerini, sağlık verilerini ve bütçesini baz alarak, en uygun menüleri ve restoranları otomatik olarak önerecek sistemlerle karşılaşmak sürpriz sayılmayacak. Ayrıca, “bitki bazlı beslenme” için özel menüler ve “sağlıklı atıştırmalıklar” paketleri de bu platformlarda ayrı bir kategoriye sahip olacak. Sipariş Kolaylığı Öte yandan, sipariş öncesinde ürünler hakkında detaylı bilgi vererek, gıda intoleransı veya diyet kısıtlamaları olan tüketicileri korumak da kolaylaşacak. Bunun sonucunda, gastronomi sektörü dijitalleşme adımlarıyla hem hız hem de şeffaflık kazanacak. Ayrıca, restoranların paket servisle de öne çıkabilmesi için uygun ambalajlama tekniklerine ve geri dönüştürülebilir malzeme kullanımına yönelmeleri gerekecek. Böylece, sektörde genel bir sorumluluk bilinci gelişirken, çevre dostu yaklaşımlar da kalıcı hale gelecek.
Lezzet Turizmi ve Kültürel Etkileşim
Dünyanın birbirine her zamankinden fazla bağlandığı bu dönemde, gastronomi yoluyla kültürlerarası etkileşim artış gösterecek. Bir ülkenin mutfağını tanımak için o ülkeye uçmak zorunda kalmayacak, çünkü “yenilikçi pişirme teknikleri” ile dünyanın öbür ucundaki bir lezzeti evinizde deneyimleyebileceksiniz. Buna ek olarak, sosyal medya üzerinden yapılan canlı yemek yayınları veya sanal atölyeler de seyahat masrafı olmaksızın farklı tatları keşfetmeyi mümkün kılacak. Gastronomi Festivalleri Fakat lezzet turizmi sadece dijital platformlarda sınırlı kalmayacak. Seyahat edebilenler için yerel pazarların ve çiftliklerin önemi artacak, çünkü “yerel malzemeler” ile hazırlanan özgün tatlar, insanların yeni deneyimler aramasında cazibe merkezi olacak. Ayrıca, gastronomi festivalleri de sürdürülebilirlik vurgusuyla yeniden tasarlanacak. Toplumsal bilinçlenmeyi amaçlayan atölyeler, katılımcılara hem sağlıklı beslenme hem de çevre dostu tüketim hakkında bilgilendirici içerikler sunacak.
Geleceğe Bakış ve Yeni Sorumluluklar
İlerlemeye devam eden 2025 yemek trendleri, sadece tüketim alışkanlıklarımıza değil, aynı zamanda gezegenimizin sürdürülebilir geleceğine de ışık tutuyor. Hem sağlıklı hem de sorumlu seçimler yapabilmek, tüm paydaşların ortak katılımını gerektiriyor. Üreticiden tüketiciye kadar uzanan bu döngüde, gıda güvenliği, tarımsal politikalar, ekonomik dengeler ve teknoloji gibi birçok faktör aynı potada buluşuyor. Ancak bu şekilde sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gastronomi ekosistemi oluşturulabilir. Ayrıca, toplumun her kesiminin bilinçlenmesi, gıdaya yapılan harcamaların sadece damak tadıyla ilgili olmadığını bize hatırlatıyor. Başka bir deyişle, bugün sağlıklı atıştırmalıklar tüketirken, yarın iklim krizini azaltmaya yardımcı olabileceğimiz bir dünyada yaşamak istiyoruz. Dolayısıyla, “bitki bazlı beslenme,” “yenilikçi pişirme teknikleri,” “sağlıklı atıştırmalıklar” ve “yerel malzemeler” gibi temaların tamamı, yalnızca geçici birer akım değil, yeni bir yaşam biçiminin nüvelerini oluşturuyor.
Ek Kaynaklar
Daha fazla bilgi edinmek ve küresel gıda politikaları üzerine güncel verileri incelemek isterseniz Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın resmi sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca kendi sitemizdeki ipuçları kategorisindeki yazılarımızı okuyarak daha fazla bilgiye sahip olabilirsiniz. Read the full article
0 notes
Text
Çiğ süt primi litre başına 1 TL olacak
https://pazaryerigundem.com/haber/191510/cig-sut-primi-litre-basina-1-tl-olacak/
Çiğ süt primi litre başına 1 TL olacak
Et ve Süt Kurumu (ESK) piyasa regülasyonu kapsamında süt alımlarına devam ederken, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ekim, Kasım ve Aralık ayları için süt primini yüzde 100 arttırarak, 1 lira olarak uygulayacağını açıkladı.
ANKARA (İGFA) – Ankara’nın Elmadağ ilçesine bağlı Yeşildere Mahallesi’nde çiftçilerle bir araya gelen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yeni problemler olmaması için neler yapılabilir konusunu yüz yüze istişare ettiklerini söyledi.
Bakan Yumaklı, tarımsal üretime yönelik desteklerin gelecek yıl 91 milyar liradan yaklaşık 135 milyar liraya yükseltildiğine dikkati çekerek, desteklerin en efektif şekilde üreticilerin daha verimli ve kaliteli üretim yapabilmeleri için kullanılacağını vurguladı.
????️ Ekim, kasım ve aralık aylarında;
???? Çiğ süt prim desteğini %???? artırarak litrede 1 liraya çıkardık.
???? Süt üreticilerimizin üretimde sürdürülebilirliği için tüm enstrümanlarımızı ihtiyaç halinde kullanmaya devam edeceğiz. pic.twitter.com/LezT1mCUNB
— İbrahim Yumaklı (@ibrahimyumakli) November 2, 2024
Türkiye’nin üretim potansiyeli açısından daha gidecek çok yolunun bulunduğu ifade eden Bakan Yumaklı, yeni dönemde daha büyük bir azimle üretimi artıracaklarını belirterek, “Geçtiğimiz ağustos ayının sonundan itibaren özellikle süt üretiminin fazlalaşmasıyla bir problem oluşmuştu. Et ve Süt Kurumu olarak piyasa regülasyonu görevimizi yerine getirmeye başladık. Alımlar devam ediyor. Yaklaşık 50 bin tona yakın süt bu dönemde piyasadan çekildi. Sene sonuna kadar devam edeceğiz. Gerekirse önümüzdeki yıl da buna devam edeceğiz. Ekim, kasım ve aralık dönemi için süt primini yüzde 100 artıracağız, litre başına 1 lira olarak uygulayacağız. Bu dönemde hem piyasa regülasyonu, piyasadan fazla olan sütlerin Et ve Süt Kurumu vasıtasıyla toplanması hem de üreticilerimize destek olması açısından 3 ay için süt primi 1 lira olarak uygulanacak” diye konuştu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Yumaklı: Çiğ Süt Primi Yılın Son 3 Ayı İçin Yüzde Yüz Artırıldı
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Et ve Süt Kurumunun (ESK) piyasa regülasyonu kapsamında süt alımlarına devam ettiğini belirterek, “Ekim, kasım ve aralık dönemi için süt primini yüzde 100 artıracağız, 1 lira olarak uygulayacağız.” dedi. Yumaklı, Elmadağ’ın Yeşildere Mahallesi’nde çiftçilerle bir araya geldi. “Cuma buluşmaları” adı altında Türkiye’nin her noktasında üreticilerle…
0 notes
Link
0 notes
Text
Bitlis Valisi Karakaya, çiftçilerle bir araya geldi
Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, Ahlat Ziraat Odası’nı ziyaret ederek çiftçilerle bir araya geldi. Vali Ahmet Karakaya başkanlığında düzenlenen toplantıya Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Bitlis İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Aydoğdu, Tarım ve Orman İl Müdürü Ramazan Çolak, Ahlat Belediye Başkan Vekili Ramazan Ergezen, Ahlat Ziraat Odası Başkanı Necat Demirden, Ahlat İlçe Tarım ve Orman Müdürü…
View On WordPress
0 notes
Text
İtfaiye ekipleri, çiftçilerle mahsul nöbeti tutuyor
View On WordPress
0 notes
Text
Geleceğin Sürdürülebilir Çözümü ile Tarımda Devrim Yaratın
Yenileyici tarım, toprağın verimliliğini artırmak, biyolojik çeşitliliği korumak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek için geliştirilmiş yenilikçi bir tarım uygulamasıdır. Bu model, toprağı onararak ve ekosistemleri iyileştirerek geleneksel tarım yöntemlerinden farklılaşır. Yenileyici tarım uygulamaları, hem çevresel hem de ekonomik faydalar sağlar ve sürdürülebilir bir gelecek için kritik öneme sahiptir.
Yenileyici Tarımın Temel İlkeleri
1. Toprak Sağlığını İyileştirme Yenileyici tarımın ana hedeflerinden biri, toprağın organik madde içeriğini artırarak verimliliğini artırmaktır. Bu, karbonun toprakta depolanmasını teşvik eder ve atmosferdeki karbon dioksit seviyelerini azaltır. Toprak sağlığının artırılması, aynı zamanda su tutma kapasitesini geliştirir ve bitkilerin besin alımını optimize eder. 2. Biyolojik Çeşitliliği Artırma Yenileyici tarım, çeşitli bitki türlerinin yetiştirilmesini teşvik eder ve doğal düşmanları kullanarak zararlılarla mücadele eder. Böylece, kimyasal pestisitlere duyulan ihtiyacı azaltır. Biyolojik çeşitliliğin artırılması, ekosistemlerin dirençliliğini artırır ve doğal dengeyi korur. 3. Su Yönetimi Yenileyici tarım, suyun etkin kullanımını ve su tutma kapasitesini artıran yöntemleri içerir. Toprağın su tutma kapasitesinin artırılması, kuraklık dönemlerinde bile bitkilerin su ihtiyacını karşılamaya yardımcı olur. Bu yöntemler, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlar ve su kıtlığı sorununu azaltır. 4. Ekosistemlerin Restore Edilmesi Yenileyici tarım, bozulan ekosistemlerin yeniden canlandırılmasını hedefler. Bu, erozyonu önlemek, su kalitesini iyileştirmek ve doğal habitatları korumak için çeşitli yöntemlerin kullanılmasını içerir. Ekosistemlerin restore edilmesi, doğanın kendini yenileme kapasitesini destekler ve biyolojik çeşitliliği artırır. Yenileyici tarım, biyoçeşitlilik ve toprak sağlığı için doğal yöntemleri kullanır.
Küresel Perspektif: Yenileyici Tarımın Dünya Genelindeki Uygulamaları
Dünya genelinde birçok ülke, yenileyici tarım uygulamalarını benimsemektedir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde, General Mills gibi büyük gıda şirketleri, yenileyici tarım uygulamalarını tedarik zincirlerine entegre etmek için çiftçilerle işbirliği yapmaktadır. Bu girişimler, hem çiftçilere ekonomik faydalar sağlamakta hem de çevresel sürdürülebilirliği desteklemektedir. Avrupa'da Yenileyici Tarım Avrupa Birliği, yenileyici tarımı teşvik eden politikalar ve finansal desteklerle çiftçileri bu uygulamaları benimsemeye teşvik etmektedir. Özellikle, Fransa ve Almanya gibi ülkeler, yenileyici tarım uygulamalarını destekleyen projeler yürütmektedir. Bu projeler, toprak sağlığını iyileştirmeye, biyolojik çeşitliliği artırmaya ve iklim değişikliğiyle mücadele etmeye odaklanmaktadır. Asya'da Yenileyici Tarım Hindistan ve Çin gibi Asya ülkeleri, yenileyici tarım uygulamalarını benimseyerek gıda güvenliğini artırmayı ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamayı hedeflemektedir. Bu ülkeler, toprak sağlığını iyileştiren ve su kullanımını optimize eden yenilikçi tarım tekniklerini yaygınlaştırmaktadır.
Türkiye'deki Durum: Yenileyici Tarım Uygulamaları
Türkiye'de de yenileyici tarım uygulamaları giderek yaygınlaşmaktadır. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde, toprağın sağlığını artırmaya yönelik organik tarım ve permakültür gibi yöntemler kullanılmaktadır. Bu uygulamalar, hem yerel çiftçilerin gelirlerini artırmakta hem de çevresel sürdürülebilirliği sağlamaktadır. "İyi Tarım Uygulamaları" Projesi Türkiye'de Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen "İyi Tarım Uygulamaları" projesi, yenileyici tarımın yaygınlaşmasına önemli katkılar sağlamaktadır. Bu proje kapsamında, çiftçilere eğitimler verilmekte ve sürdürülebilir tarım uygulamaları teşvik edilmektedir. Proje, hem çevresel faydalar sağlamakta hem de çiftçilerin ekonomik durumlarını iyileştirmektedir.
Yenileyici Tarımın Geleceği
Yenileyici tarım, gelecekte tarım sektörünün önemli bir parçası haline gelmeye adaydır. İklim değişikliği ve artan gıda talebi karşısında, bu modelin sunduğu sürdürülebilir çözümler, küresel gıda güvenliğini sağlamak için kritik öneme sahiptir. Ayrıca, yenileyici tarım uygulamalarının benimsenmesi, kırsal kalkınmayı destekleyerek ekonomik ve sosyal faydalar da sağlayacaktır. Yenilikçi Teknolojiler ve Yenileyici Tarım Yapay zeka ve dijital teknolojiler, yenileyici tarım uygulamalarını optimize etmek için kullanılmaktadır. Toprak analizi, su yönetimi ve mahsul takibi gibi alanlarda kullanılan sensörler ve veri analiz sistemleri, tarımın verimliliğini artırmaktadır. Bu teknolojiler, yenileyici tarımın etkisini daha da artırarak geleceğin tarımını şekillendirmektedir. Yenileyici tarım, sürdürülebilir bir geleceğe doğru atılan önemli bir adımdır. Toprak sağlığını iyileştirme, biyolojik çeşitliliği artırma, su yönetimini geliştirme ve ekosistemleri restore etme gibi prensipler üzerine kurulu bu model, hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük faydalar sağlamaktadır. Türkiye ve dünya genelindeki yenileyici tarım uygulamaları, bu alandaki farkındalığı artırmakta ve geleceğin tarımını şekillendirmektedir. Yenileyici Tarımın Temel İlkeleri Yenileyici tarımın temel ilkeleri arasında toprak sağlığını iyileştirme, su yönetimini optimize etme ve ekosistemleri onarma yer almaktadır. Bu yöntemler, doğal süreçleri taklit ederek tarımsal sürdürülebilirliği artırır. Yapay Zeka ile Entegre Yenileyici Tarım Yenileyici tarım yöntemleri, yapay zeka ve sürdürülebilirlik teknolojileri ile entegre edilerek daha etkili hale getirilebilir. Yapay zeka, tarım verilerini analiz ederek su ve gübre kullanımını optimize eder, zararlı organizmaları erken tespit eder ve mahsul verimini artırır. Genetik Mühendislik ve Yenileyici Tarım Yenileyici tarımda, CRISPR teknolojisi gibi genetik mühendislik yöntemleri kullanılarak bitkilerin dirençliliği artırılabilir ve verimlilik sağlanabilir. CRISPR, bitkilerin genetik yapısını düzenleyerek daha sağlıklı ve verimli ürünler elde etmeyi mümkün kılar. Biyoteknoloji ve Sürdürülebilirlik Yenileyici tarımın geleceği, yapay zeka ve biyoloji ile desteklenmektedir. Bu teknolojiler, bitkilerin genetik yapısını optimize eder ve tarımsal verimliliği artırır. Ayrıca, biyoteknoloji, ekinlerin hastalıklara ve iklim değişikliklerine karşı daha dirençli olmasını sağlar.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Yenileyici tarım nedir?Yenileyici tarım, toprağın verimliliğini artırmak, biyolojik çeşitliliği korumak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek amacıyla geliştirilmiş sürdürülebilir bir tarım modelidir.Yenileyici tarımın faydaları nelerdir?Yenileyici tarım, toprak sağlığını iyileştirir, biyolojik çeşitliliği artırır, su yönetimini optimize eder ve ekosistemleri restore eder. Bu faydalar, hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük önem taşır.Türkiye'de yenileyici tarım uygulamaları nelerdir?Türkiye'de yenileyici tarım uygulamaları arasında organik tarım, permakültür ve "İyi Tarım Uygulamaları" gibi projeler bulunmaktadır. Bu uygulamalar, toprağın sağlığını artırmaya ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamaya yöneliktir.Yenileyici tarım nasıl uygulanır?Yenileyici tarım, çeşitli bitki türlerinin yetiştirilmesi, doğal düşmanların kullanılması, suyun etkin kullanımı ve ekosistemlerin restore edilmesi gibi yöntemlerle uygulanır.Yenileyici tarımın geleceği nedir?Yenileyici tarım, iklim değişikliği ve artan gıda talebi karşısında sürdürülebilir bir çözüm olarak öne çıkmaktadır. Bu model, küresel gıda güvenliğini sağlamak ve kırsal kalkınmayı desteklemek için kritik öneme sahiptir.Yapay Zeka ve Yenileyici Tarım Nasıl Birleşir?Yapay zeka, tarım verilerini analiz ederek su ve gübre kullanımını optimize eder, zararlı organizmaları erken tespit eder ve mahsul verimini artırır. Bu, yenileyici tarımın daha etkili ve verimli olmasını sağlar.Genetik Mühendislik Yenileyici Tarımı Nasıl Destekler?Genetik mühendislik, bitkilerin genetik yapısını düzenleyerek hastalıklara ve iklim değişikliklerine karşı daha dirençli olmalarını sağlar. Bu, yenileyici tarımın etkinliğini artırır.
İlginizi Çekebilir
- Yapay Zeka ile Pazarlamada Yeni Dönem ve Sürdürülebilirlik Çabaları - CRISPR Teknolojisi: Görme Yetisini İyileştiren Genetik Düzenleme Buluşu - Yapay Zeka ve Biyoloji: Genetik Mühendisliğin Yeni Yüzü - Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi - Artemis Programı ve James Webb Teleskobu: Uzayda Yeni Ufuklar - Güneş Patlamaları: Dünya'ya Etkileri ve Nasa Gözlemleri
Kaynaklar
- IBM Blog: "Sustainability trends: 5 issues to watch in 2024" - Exploding Topics: "The 10 Biggest Sustainability Trends (2024-2025)" - S&P Global: "Key 2024 sustainability trends driving the year ahead" - APlanet: "Sustainability Trends 2024: What Companies Should Know" - United Nations: "Regenerative Agriculture and Sustainable Development" - Environmental Defense Fund: "Regenerative Agriculture" - World Economic Forum: "The future of regenerative agriculture" - National Geographic: "Regenerative Agriculture" - Türkiye Tohumcular Birliği: "Türkiye'de Yenileyici Tarım" - Tarım ve Orman Bakanlığı: "Yenileyici Tarım Uygulamaları" Read the full article
#Biyoçeşitlilik#Eko-Tarım#GelecekTarım#KarbonAyakİzi#OrganikTarım#Permakültür#SürdürülebilirTarım#Sürdürülebilirlik#ToprakSağlığı#YenileyiciTarım#Zamanınİzinde
0 notes
Video
youtube
Ülkemiz coğrafyasında yetişmesine rağmen, son yıllarda market reyonlarında özellikle denizaşırı ülkelerden ithal edilen susamları görüyoruz. Fakat bugün size yerli susamı raflara yeniden kazandıracak bir projeden bahsedeceğiz:
Freeze dry yani dondurularak kurutulmuş meyve ve reçel ürünleriyle bilinen Pol’s markası, Migros ile yaptığı iş birliği çerçevesinde yerli susam projesini duyurdu.
Türkiye’nin verimli topraklarında sürdürülebilir tarım politikaları kapsamında hayata geçirilen yerli susam projesinin ilk aşamasında Adana Çukurova bölgesindeki çiftçilerle susam ekimi gerçekleştirildi.
Bu proje kapsamında yeniden üretime geçen çiftçiler, üretimin tüm aşamaları için ziraat mühendislerinden oluşan ekibinden eğitimler aldılar. Proje kapsamında üretilen yerli susamlarla Pol’s markalı tahin helvası, tahin, çifte kavrulmuş tahin helvası ve Ermenek bölgesine özgü Ermenek helvası Migros mağazalarında satışa sunuldu.
Özellikle, vegan ve helal sertifikalı ürünlerden Ermenek Helvası’nın ilave şeker, aroma verici veya koruyucu katkı maddesi içermemesi dikkat çekiyor. Diğer yandan yerli susam doğası gereği yüksek oranda lif içeriyor. Projenin genişleme aşamalarında daha önce hiç susam ekilmemiş farklı bölgelerde de yerli susam ekiminin yaygınlaştırılması ve daha fazla çiftçiye ulaşılması hedefleniyor.
https://youtu.be/YmcbUC2-eS0
0 notes
Link
“Öfkeli çiftçi “nin asil imajının arkasında, Avrupa’nın iddialı yeşil gündemini sabote etmek için çalışan bir tarım ticareti ittifakı var. Christopher Lord/ Şubat ayının son hafta sonunda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Paris’te her yıl düzenlenen ulusal tarım fuarına katıldı. Ocak ayında yolları kapatmaya ve traktörleri şehir merkezlerine sürmeye başlamalarından bu yana Fransız çiftçilerle ilk doğrudan karşılaşmasıydı […]
1 note
·
View note
Text
Erkunt’un Euro5 Motorlu Traktörleri Egeli Çiftçileri Bekliyor
Türkiye’nin önde gelen üreticilerinden Erkunt Traktör, 04-08 Şubat tarihleri arasında Fuar İzmirde gerçekleştirilecek 20. Agroexpo Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarında EURO5 motorlu traktörlerini Egeli çiftçilerin beğenisine sunacak. Egeli çiftçilerle yeniden buluşmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Erkunt Traktör CEO’su Tolga Saylan, yüksek tork rezervi olan ve havaya karışan zararlı…
0 notes
Text
2025 Yemek Trendleri: Sofralarınızı Yeniden Şekillendirin
2025 yemek trendleri, gastronomi dünyasında şimdiden büyük bir heyecan yaratmaya başladı. Geleceğin sofra alışkanlıklarının şekilleneceği bu yıl, sadece damak tadını değil yaşam biçimimizi de etkileyecek gibi görünüyor. Küresel çapta yaşanan değişimlerin ötesinde, teknolojik ilerlemeler ve artan sağlık bilinci de mutfak dünyasını dönüştürme potansiyeline sahip. Bununla birlikte, önümüzdeki dönem yemek kültüründe daha fazla çevreci ve sorumlu tüketim anlayışının yükselmesi bekleniyor. Aynı zamanda tüketicilerin, hem hız hem de pratiklik arayışına girerken lezzetten de ödün vermek istememesi, 2025 yılını eşsiz bir gastronomi macerasına dönüştürecek. Böyle bir dönemde, damaklarda yeni tatlar oluşturmak kadar kaynakları sürdürülebilir kullanmak da büyük önem taşıyacak.
Teknoloji ile Uyumlu Mutfaklar
Yapay zekâ ve otomasyon, yemek sektöründe zaten kendini hissettiriyor. Fakat 2025 yılına geldiğimizde bu etkiler çok daha somut hale gelecek. Restoranlarda kullanılacak akıllı mutfak robotları, sadece tabak hazırlamakla kalmayıp, aynı zamanda menü önerileri de sunacak. Ayrıca bu gelişmeler, “yenilikçi pişirme teknikleri” sayesinde daha hızlı ve verimli bir şekilde ürünleri sofralara taşıyacak. Üstelik hız kavramı ön plana çıkarken lezzet de gölgede kalmayacak. Daha önce saatlerce emek isteyen tarifler, yeni teknolojik araçlar yardımıyla kısa sürede hazırlanabilecek. Yapay Zeka Ve Tarım Üretken yapay zekâ yazılımları, taze tarım ürünlerini kategorize edip, talebe göre restoranlara yönlendirecek. Buna ek olarak, aşçılar dijital ekosistemlerde tarif paylaşıp yorum alarak, daha interaktif bir yemek deneyimi yaratma şansına sahip olacaklar. Öte yandan, “bitki bazlı beslenme” trendi için de özgün tarifler öneren akıllı uygulamalar, kullanıcıların yeni tatlar keşfetmesinde önemli bir rol üstlenecek.
Sürdürülebilir Gıda ve Yerel Malzemeler
Artan nüfus ve iklim krizinin etkileri, gıda temin yöntemlerimizi tekrar gözden geçirmemizi zorunlu kılıyor. Ancak bu durum, “yerel malzemeler” kullanımını teşvik ederek hem karbon ayak izimizi azaltmamıza yardımcı olacak hem de yerel üreticileri desteklememizi sağlayacak. Dahası, bu yaklaşımın benimsenmesi gelecek nesillere daha sağlıklı ve çeşitlilik sunan bir gıda altyapısı bırakmamıza imkân tanıyacak. Yerel Çiftçilik ve Tarım Ek olarak, yerel çiftçilerle iş birliği yapmak, tarladan sofraya kadar olan süreçteki bütünlüğü korumayı ve kalite standartlarını artırmayı mümkün kılacak. Günümüzde artan tüketici bilinci, ürünlerin menşeine, yetiştirilme biçimine ve doğa dostu sertifikalarına daha fazla dikkat ediyor. Dolayısıyla, 2025 yemek trendleri kapsamında sürdürülebilirlik anahtar bir kavram olmaya devam edecek. Eğer doğru adımlar atılırsa, uzun vadede her bireyin yaşam kalitesine katkı sağlayacak, aynı zamanda gıda israfını da en aza indirecek bir dönüşüm yaşanacak.
Bitki Bazlı Beslenmenin Yükselişi
Popülerliği her geçen gün artan “bitki bazlı beslenme,” sadece vegan veya vejetaryen kesime hitap eden bir akım olmaktan fazlasını vadediyor. Pek çok insan, sağlıklı yaşam ve gezegenin korunması adına hayvansal ürün tüketimini azaltmayı seçiyor. Özellikle bitki bazlı süt ürünleri, peynir alternatifleri ve et benzeri ürünlerdeki lezzet ve çeşitlilik, 2025 yemek trendlerinde daha da gelişerek çok geniş kitlelere yayılacak. Bitkisel Beslenme Buna ek olarak, restoran menülerinde bitkisel kaynaklı tariflere ayrılan alan büyüyecek ve farklı etnik mutfaklar da bu değişime uyum sağlayacak. Fakat bu değişim sadece sağlık kaygısıyla sınırlı kalmayacak. Aynı zamanda et üretiminin çevreye olan olumsuz etkileri göz önüne alındığında, bitki bazlı çözümler gelecek açısından daha sürdürülebilir bir yol çiziyor. Böylece, “bitki bazlı beslenme” vurgusu artarken, aynı anda biyoçeşitlilik ve ekosistem dengesinin korunmasına da katkı sağlanacak.
Sağlıklı Atıştırmalıklar ve Akıllı Ara Öğünler
Günlük hayatın koşuşturması arasında insanlar hem lezzetli hem de pratik atıştırmalıklara yönelmek istiyor. Bunun sonucu olarak “sağlıklı atıştırmalıklar” kategorisi, 2025 yılında hiç olmadığı kadar zengin seçeneklere ev sahipliği yapacak. Daha düşük şeker oranı, fonksiyonel süper gıdalar ve prebiyotik içeriği yüksek ürünler bu alanda liderliği üstlenecek. Ancak atıştırmalık trendini sadece market raflarıyla sınırlı düşünmemek gerek. Teknoloji ve Sağlıklı Atıştırmalık Ek olarak, akıllı ara öğün önerileri sunan mobil uygulamalar devreye girecek. Örneğin, günlük kalori ihtiyacınızı baz alarak size özel atıştırmalık tarifleri sunan ve malzeme temini için en yakın marketi öneren bir yapay zekâ asistanı hayal edin. İşte, 2025 yemek trendleri doğrultusunda bu tür dijital desteklerin gıdaya olan yaklaşımımızı daha da kişiselleştirmesi bekleniyor. Bu sayede, vücudun ihtiyaç duyduğu besin değerlerini alırken aynı zamanda tatmin edici lezzetlerden de vazgeçmemiş olacağız.
Yenilikçi Pişirme Teknikleri ve Deneysel Tatlar
Mutfak sanatında sınır tanımayan şefler, sürekli daha farklı ve yaratıcı yöntemler geliştirmek için çabalıyorlar. Özellikle “yenilikçi pişirme teknikleri,” sadece sunum kalitesini değil, aynı zamanda sağlığı ve sürdürülebilirliği merkeze alan yöntemlerle öne çıkacak. Buharla pişirme, sous-vide (vakumda pişirme) veya basınçlı pişirme gibi mevcut yöntemler, 2025 yemek trendleri itibarıyla çok daha gelişmiş cihazlar ve malzemelerle desteklenecek. Moleküler Gastronominin Popülerliği Bunun yanı sıra, moleküler gastronominin de yeniden popüler olması bekleniyor. Fakat bu kez, kimyasal katkı maddelerine daha az, doğaya dost içeriklere daha fazla yer verilecek. Müşteri memnuniyetini önceleyen restoranlar, deneysel menülerinde yalnızca ilginç sunumlara değil, aynı zamanda besin değerlerini korumaya da özen gösterecek. Bu yaklaşım, “yenilikçi pişirme teknikleri” trendinin sürdürülebilirlik ve sağlıklı beslenme kavramlarını birlikte kucaklamasını sağlayacak.
İnsan-Doğa Dengesi ve Tarımsal Dönüşüm
Mevcut tarım yöntemlerinin dünyaya verdiği zarar, gelecekte gıda konusunda önlem almamızı zaruri kılıyor. Her ne kadar büyük ölçekli endüstriyel çiftliklerin üretim kapasitesi yüksek olsa da, toprağın verimliliğini korumak ve yerel ekonomileri desteklemek adına yeni yöntemler denenmek zorunda. Ayrıca, tarım teknolojileri ile dikey çiftçilik ve aquaponik gibi yenilikçi sistemler devreye girmeye başladı. Yerel Malzemelerle Taze Ürün Söz konusu sistemler, şehir içinde dahi taze ürün yetiştirerek nakliye masraflarını ve karbon salınımını ciddi oranda azaltacak. Üstelik bu sistemler, “yerel malzemeler” anlayışını büyük kentlerin tam kalbine taşıyacak. Aynı zamanda tüketicilerin besin değerleri yüksek, kimyasal ilaçlardan arındırılmış, kaliteli sebze ve meyvelere ulaşımı kolaylaşacak. Bu durum, 2025 yemek trendleri içerisinde hem etik hem de sağlıklı bir yeme-içme kültürünü destekleyen ciddi bir kırılma noktası yaratacak.
Dijital Yemek Deneyimi
Salgın dönemleri ve teknolojik gelişmeler, insanların yemek siparişi alışkanlığını büyük ölçüde değiştirdi. Şu anda da popüler olan dijital yemek platformları, 2025 yılında çok daha kişiselleştirilmiş hizmetler sunuyor olacak. Kullanıcıların besin tercihlerini, sağlık verilerini ve bütçesini baz alarak, en uygun menüleri ve restoranları otomatik olarak önerecek sistemlerle karşılaşmak sürpriz sayılmayacak. Ayrıca, “bitki bazlı beslenme” için özel menüler ve “sağlıklı atıştırmalıklar” paketleri de bu platformlarda ayrı bir kategoriye sahip olacak. Sipariş Kolaylığı Öte yandan, sipariş öncesinde ürünler hakkında detaylı bilgi vererek, gıda intoleransı veya diyet kısıtlamaları olan tüketicileri korumak da kolaylaşacak. Bunun sonucunda, gastronomi sektörü dijitalleşme adımlarıyla hem hız hem de şeffaflık kazanacak. Ayrıca, restoranların paket servisle de öne çıkabilmesi için uygun ambalajlama tekniklerine ve geri dönüştürülebilir malzeme kullanımına yönelmeleri gerekecek. Böylece, sektörde genel bir sorumluluk bilinci gelişirken, çevre dostu yaklaşımlar da kalıcı hale gelecek.
Lezzet Turizmi ve Kültürel Etkileşim
Dünyanın birbirine her zamankinden fazla bağlandığı bu dönemde, gastronomi yoluyla kültürlerarası etkileşim artış gösterecek. Bir ülkenin mutfağını tanımak için o ülkeye uçmak zorunda kalmayacak, çünkü “yenilikçi pişirme teknikleri” ile dünyanın öbür ucundaki bir lezzeti evinizde deneyimleyebileceksiniz. Buna ek olarak, sosyal medya üzerinden yapılan canlı yemek yayınları veya sanal atölyeler de seyahat masrafı olmaksızın farklı tatları keşfetmeyi mümkün kılacak. Gastronomi Festivalleri Fakat lezzet turizmi sadece dijital platformlarda sınırlı kalmayacak. Seyahat edebilenler için yerel pazarların ve çiftliklerin önemi artacak, çünkü “yerel malzemeler” ile hazırlanan özgün tatlar, insanların yeni deneyimler aramasında cazibe merkezi olacak. Ayrıca, gastronomi festivalleri de sürdürülebilirlik vurgusuyla yeniden tasarlanacak. Toplumsal bilinçlenmeyi amaçlayan atölyeler, katılımcılara hem sağlıklı beslenme hem de çevre dostu tüketim hakkında bilgilendirici içerikler sunacak.
Geleceğe Bakış ve Yeni Sorumluluklar
İlerlemeye devam eden 2025 yemek trendleri, sadece tüketim alışkanlıklarımıza değil, aynı zamanda gezegenimizin sürdürülebilir geleceğine de ışık tutuyor. Hem sağlıklı hem de sorumlu seçimler yapabilmek, tüm paydaşların ortak katılımını gerektiriyor. Üreticiden tüketiciye kadar uzanan bu döngüde, gıda güvenliği, tarımsal politikalar, ekonomik dengeler ve teknoloji gibi birçok faktör aynı potada buluşuyor. Ancak bu şekilde sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gastronomi ekosistemi oluşturulabilir. Ayrıca, toplumun her kesiminin bilinçlenmesi, gıdaya yapılan harcamaların sadece damak tadıyla ilgili olmadığını bize hatırlatıyor. Başka bir deyişle, bugün sağlıklı atıştırmalıklar tüketirken, yarın iklim krizini azaltmaya yardımcı olabileceğimiz bir dünyada yaşamak istiyoruz. Dolayısıyla, “bitki bazlı beslenme,” “yenilikçi pişirme teknikleri,” “sağlıklı atıştırmalıklar” ve “yerel malzemeler” gibi temaların tamamı, yalnızca geçici birer akım değil, yeni bir yaşam biçiminin nüvelerini oluşturuyor.
Ek Kaynaklar
Daha fazla bilgi edinmek ve küresel gıda politikaları üzerine güncel verileri incelemek isterseniz Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın resmi sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca kendi sitemizdeki ipuçları kategorisindeki yazılarımızı okuyarak daha fazla bilgiye sahip olabilirsiniz. Read the full article
0 notes
Text
Harran Ovası’nda ikinci rejeneratif pamuk hasadı
https://pazaryerigundem.com/haber/189027/harran-ovasinda-ikinci-rejeneratif-pamuk-hasadi/
Harran Ovası’nda ikinci rejeneratif pamuk hasadı
Türkiye’nin ilk TÜBİTAK destekli, üniversite ve sanayi iş birliği içerisinde yürütülen rejeneratif pamuk hasadı, organik pamuk üretimindeki pozitif etki potansiyelini ortaya çıkardı.
��ANLIURFA (İGFA) – Maritaş Denim’in rejeneratif pamuk projesi, moda tüketimi, kumaş üretimi, hammadde temini ve doğa ile insan arasındaki ilişkiye çözüm sunan bütüncül bir yaklaşım sergiliyor.
Toplamda 340 şirkete kumaş üreten, ulusal ve global denim markalarının en önemli çözüm ortaklarından biri olan Maritaş Denim, 2023 yılında başlattığı rejeneratif pamuk projesinin ikinci hasadını gerçekleştirdi.
Yerel çiftçilerin desteklenmesi ve ulusal çapta yenileyici tarım uygulamalarına dikkat çekilmesi amacıyla başlatılan projede, Maritaş Denim, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ve Gaziantep Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü ile iş birliği yapıldı.
Pamuğun topraktan başlayarak giysiye dönüşme sürecinde çevreye zarar vermeden, sürdürülebilir yöntemlerle üretim yapılmasının sağlandığı projenin başarısının sadece hammadde temininde değil, aynı zamanda kumaşın üretimi ve nihai moda tüketimi üzerinde de köklü bir değişim oluşturmasının hedeflendi.
Geleceğe yürürken geçmişin faydalarını bütün ile birleştiren bir proje.” olarak tanımlayan Maritaş Denim Genel Müdür Yardımcısı Fatih Kesim, “Rejeneratif pamuk yolculuğuna 2022 yılında “yakın tedarik mümkün” diyerek üniversitelerle ve çiftçilerle el ele çıktıklarını, bu yıl yanlarına sürdürülebilir değişime ve yöntemlere inanan ortaklar katarak büyüyerek yol aldıklarını söyledi.
“Yapılan işte yalnızca toprağı ve süreçleri onarmak değil, baştan aşağı bir yenilenmeden bahsediyoruz” diyen Kesim, “Konvensiyonel tarım gibi kökleşmiş alışkanlıkları, yerleşmiş davranışları değiştirmekten, hammadeleri yeniden gözden geçirmekten, ürünlerimizi doğaya uygun üretebilmek için gerekirse en baştan tasarlamaktan bahsediyoruz. Ancak bunu tek başımıza başarmamız imkansız. Değişimi, bizim gibi süreci en başından sonuna kadar ele alıp bilgiyi doğru anlatabilecek, moda endüstrisine tercüme edecek yol arkadaşlarıyla yapmak istiyoruz. Projede bize yol gösteren Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Çopur’a, Doç. Dr. Hasan Haliloğlu ve ekibine, Gaziantep Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cem Güneşoğlu’na teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Link
Geçtiğimiz günlerde Çiftçi Kayıt Sisteminde değişiklikler yapılmış, değişiklik resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Kırıkkale İl Tarım Ve Orman Müdürlüğü uzmanları Yahşihan ve Delice ilçele... ---------------------------- Haberin devamı haber71.net'te.
0 notes