#çıldırırsın ya
Explore tagged Tumblr posts
yantekerlek · 4 months ago
Text
önemli
yolculukta namazın farziyeti düşmüyor. yani namaz hâlâ farz bir ibadet. yolculukta dört rekatlık farz namazlar, iki rekat kılınıyor.
yolculukta namaz kaza edilebilir bir şeye dönüşmüyor. yani yolculukta namaz ertelenebilir bir ibadete dönüşmüyor.
özet: seferilik namaz ibadetini iptal etmiyor, ertelenebilir kılmıyor.
11 notes · View notes
kkaybolmusruhlarr · 5 months ago
Text
'' İnsanların düşüncelerine bu kadar kulak asarsan sonunda ya çıldırırsın ya da intihar edersin''
2 notes · View notes
perge · 1 year ago
Text
çıldırırsın yemin ederim.
10 notes · View notes
dipolar7 · 1 year ago
Text
çiçekli pencerenin önünde oturmak istiyorum Seninle
kordon boyu yıldızlar altında öpüşmek
kitapları sana okumak şiirleri
kahvelere çaylara sigaralara akşamlara sabahlara rüzgarın sesine yağmurun kokusuna bilsen daha nelere bilsen çıldırırsın çok korkarsın senli anlamlar yüklüyorum...herşeyi abartıyorum herkeze göre ben ... bana göre boşa yoz geçiyor heba oluyor hep ziyan zamanlarımız detaylarda kaçırılan anlamlardan , senin haberin yok ...hiç haberin yok... git sen benden ...gitsen benden ...acıtacak ya beter ölmekten ...ama bilsen inan bundan daha az .
2 notes · View notes
wuerfy · 1 year ago
Text
"İnsanların düşüncelerine bu kadar kulak asarsan sonunda ya çıldırırsın ya da gerçekten intihar edersin."
3 notes · View notes
zevahirse · 4 months ago
Text
bir şeyiniz mi var? ayşegül’üm yok. sevgiliniz mi? her şeyim. siz iyi görünmüyorsunuz, bir yakınınızı falan mı arasak? yok yok, aramayın kimseyi. emin misiniz? ya, yok mu bunun bir ilacı milacı? verin bitsin acısı. anladım, bence sizin konuşmaya ihtiyacınız var. ya tamam, hata benim. yalan yok ama ayşegül de suçlu. o niye suçlu? bir insan bu kadar güzel olmamalı ya. çok mu güzel?
hem de ne. anlayamazsınız. ya, sana nasıl anlatayım. böyle küçük bir oda düşün. içinde yüzlerce kitap, hani o kitapların bir kokusu olur ya içine çekersin. böyle sanki binlerce hayatı içine çekmişsin gibi. türk romanlarını düşün mesela. attila ilhan’ı düşün, ahmet hamdi’yi, oradan gel oğuz atay’a. orhan pamuk’a geldin mi? işte orada bir dur, mola ver. öyle bir şey işte. uzaktan bakınca normal biri dersin, ama yakından bakınca. çıldırırsın. ben bunu bir kere öpmüş bulundum, bir kerecik ya. üç hafta gata’da yattım, dudaklarım yanmış, valla. öyle bir kız işte. daha anlatayım? tamam anlatayım. bir gözleri var, aynı ece ayan. burnu desen ilhan berk, hele saçları. sana yemin ediyorum, cemal süreya.
anlaşılan siz bayağı seviyorsunuz bu kızı. maşallah, siz de şıp diye anladınız. ben n’apıcam ya. hayır ben n’apıcam. ayşegül’süz n’apıcam ben? beyefendi, hayat devam ediyor. sizin de amma dandik hayatınız varmış, ne olursa olsun hayat devam ediyor. sizin hayatınız devam etsin, benim hayatım etmiyor.
durdu.
1 note · View note
benmisim · 2 years ago
Text
oooha aq çıldırırsın şu musleranın alıklığa ya
1 note · View note
aphroditehearmypain · 2 years ago
Text
Başkalarının, senin için 2 gün süren basit bir çıkarım ile anladığın şeyi yaşayarak öğrenmesi gerektiğini ve koca hayatlarını da bu tecrübeye adadıklarını, çünkü başka türlüsü onlar için seçenek değildi, gördüğünde ya kafanı tahtalara vurup "Neden bana yetişemiyorlar?" diye düşünerek çıldırırsın ya da "Nasıl onlara ayak uydurabilirim?" diyerek kendi standartlarını düşürür ve geriye adımlar atarsın. Kaçınılmaz sonuç olarak belki de kimliğini unutur ve ayak uydurmaya çalıştığın ne ise onun kalıbına bürünürsün ve bununla yetinmeye çalışırken solar gidersin ya da kimliğini kendi içinde kaybetmeyerek herkes için sahte bir kimlik oluşturur ve duygularından olabildiğince koparsın.
4 notes · View notes
belkidebirharfimben · 3 years ago
Text
Yalnız neden yalnızdır?
"Sonbahar geldiği zaman çiçeğin bile arzusu dünyadan göçmektir..." Lazar İştvan, Vesta Rahibesi'nden.
Anladım. Özüne doğru bastırmışlar seni tıpkı bir çamaşır sepeti gibi. İçindekini dökemiyorsun. İçine çöküyorsun. Işığın sende yitiyor karadelik misali. Çıldırırsan bunun için çıldırırsın. Mezarına böyle gitmemelisin arkadaşım. Kefenin kararsızlığını sarmamalı. Sessizlik tüm acabaların yankılandığı yerdir. Korkmalısın o sessizlikte duyacaklarından. Burada, bu kalabalık dünyada, gözden yittiğini düşünebilirsin. Fakat acaba hakikatte öyle mi? Yitirdiler mi seni? Yalnızlıkta işte bunu sınarsın.
Atala/Rene'de Chateaubriand'ın dediği gibi: "Eğer kalp heyecanlarından korkuyorsan ıssız yerlerden sakın! Büyük ihtiraslar sessizlik içinde yaşarlar. Onları çöle götürmek kendi muhitlerine kavuşturmak demektir."
İmansızlık boşluktur. İtikadsızlık kararsızlıktır. Âdemoğlunun/kızının en yaman karadelik tecrübesidir. Yıldızının sönmesidir. Varlığının çökmesidir. Hatta diyebilirim ki arkadaşım: Bu boşluk diğerlerinin de annesidir. Düşmelerden tattığın ne varsa. Tutunamadığını düşündüğün ne yaşıyorsan. Mesela: Varacağın bir yer olmadan yürümek. Memleketini bilmeden sılayı özlemek. Diğerleri ondan haber verdikleri kadar boşturlar. O boşluk, meşgul olacak başka birşey kalmadığında, birkaç metrelik bir çukurda bir de, alabildiğine sessiz, alabildiğine karanlık, alabildiğine sen ve sen ve yine sen. İşte öyle bir yerde artık kendinden kaçamazsın.
Mürşidim 'bir yalnızlıktan kurtarıcı' olarak imanın altını çok çizer. Evet. Ona göre 'vahşet-i mutlaka'dan kurtarıcımız imandır. Nasıl? Belki şöyle: Dosta (c.c.) iman etmekle mülkü olan herşey dostlaşır. Hiç tanımadığınız arkadaşlarınız olur varlığın uzak illerinde. Birşeyleri görmek değildir iman sadece. Birşeylerle tanışmak değildir iman sadece. Birşeyleri anlamak değildir iman sadece. Kuşatamasak da bütünün bir amacının olduğunu bilmektir. "Bütünün amacına iman etmek!" Tevhid biraz da bu. Öyle ya. Herşeyi 'bir olan Zat' yaratıyor. O zaman herşey "Bir'in amaca dönük" gayrette. Biliyorsun artık: Gayede bir olanlar anası bir olanlardan fazla kardeştir.
İman kardeşliği önce 'tanım' kardeşliği. İlk adım kardeşliği. Sonra amaç kardeşliği. Son adım kardeşliği. Tanımlarımız-amaçlarımız birbirinden uzaklaşıyorsa imanımıza tekrar bakalım. Orada ayrılma olmamışsa amaçlarımız ancak zâhiren ayrılmıştır. İhtilaf sûretindeki görev paylaşımıdır. Aynı duvarın tuğlaları hükmündeyiz. Aynı rıza kapısında dileniyoruz. O halde neden yalnızlıkta birikelim? Bize yakışır mı bu çeşit hüzün? Yalnızlık hissi bir tür 'bütünden kopuş' değil midir?
"Yalnız neden yalnızdır?" diye sorarım sana. Kendisiyle konuşulmadığından mı? Sevilmediğinden mi? Etrafında varlık olmad��ğından mı? Bence bütün bunlar yalnızlığın şubeleri. Kaynağı ise daha gerilerde, içerilerde, kalpte.
Yalnızlığın madeni yitirmek. Tanımını yitirmek. Amacını yitirmek. Nereden geldiğini, nereye gittiğini, ne için varolduğunu yitirmek. 'Nereye gittiği anlaşılmayan çok yollar' içinde şaşkın kalmak. Dikkat ettin mi hem? Cevabını veremediğinde yalnız kalıyorsun. Cevapsızlık hep yalnızlığa dönüşüyor. Anlamı varsa herşey yerli yerinde. Herşey dost. Kabirde Münker ile Nekir'i bile bize ahbab edecek sırdır bu: Cevapları bilmek. Ama yalnızken cevapları toparlayacak kadar merak etmiş miydin hayatta? 'Neden?' demiş miydin hayatta? Dikkat etmiş miydin hayatta? Yani demem o ki arkadaşım: Dersini zamanında çalışanın sınav yerinden korkmasına gerek yok.
2 notes · View notes
kimyager · 4 years ago
Text
Ya nasıl anlatsam. Küçük bir oda düşün. İçinde yüzlerce kitap... Hani o kitapların bi kokusu vardır. Sarar odayı. Çekersin içine... Sanki binlerce hayatı içine çekmişsin, Türk romanlarını düşün mesela... Attila İlhan'ı düşün, Ahmet Hamdi'yi gel ordan Oğuz Atay'a, Orhan Pamuk'ta bi dur, bi mola ver. Öyle işte... Uzaktan bakınca normal biri sanarsın. Ama yakından bakınca çıldırırsın. Ben bi kere öpmüş bulundum bunu üç hafta öylece yattım ya... Dudaklarım yanmış. İşte öyle bir kız. Daha anlatayım mı? Dur anlatayım. Bir gözleri var tıpkı Ece Ayhan. Burnu desen İlhan Berk. Saçlar desen yemin ederim Cemal Süreya.
@dramqueensblog
36 notes · View notes
emirhanuysal · 4 years ago
Text
“Ya nasıl anlatsam. Küçük bir oda düşün. İçinde yüzlerce kitap… Hani o kitapların bir kokusu vardır. Sarar odayı. Çekersin içine… Sanki binlerce hayatı içine çekmişsin. Türk romanlarını düşün mesela… Attila İlhan’ı düşün, Ahmet Hamdi’yi gel ordan Oğuz Atay’a, Orhan Pamuk’ta bi dur, bi mola ver. Öyle işte… Uzaktan bakınca normal biri sanırsın. Ama yakından bakınca çıldırırsın. Ben bi kere öpmüş bulundum bunu üç hafta GATA’da yattım ya… Dudaklarım yanmış. İşte öyle bir kız. Daha anlatayım mı? Dur anlatayım. Bir gözleri var tıpkı Ece Ayhan. Burnu desen İlhan Berk. Saçlar desen yemin ederim Cemal Süreya.”
18 notes · View notes
bisektomi · 3 years ago
Text
temizliği gece yapıyorsam eğer seviyorum. aniden böyle gereksiz bir enerji gelir ya. süpürge açamadığın için çıldırırsın. onun yerine normalde yapmaya üşendiğin dağılmış çekmeceleri boşaltır silersin. sonra bir bakmışsın duşakabini cifliyorsun falan. mis.
1 note · View note
rebelpuppet · 4 years ago
Text
Arines
Tumblr media
Zamanında bir alıntı yapmıştım…
“-Ya tamam hata benim, yalan yok! Ama o da suçlu.
-O niye suçlu
-Bi insan bu kadar güzel olmamalı ya!
-Çok mu güzel?
-Hem de ne? Anlayamazsınız! Ya sana nasıl anlatayım? Böyle küçük bir oda düşün, içinde böyle yüzlerce kitap. Hani o kitapların bir kokusu olur ya, içine çekersin… Hmmmmm… Böyle içine çekersin. Sanki binlerce hayatı içine çekmişsin gibi. Türk romanlarını düşün mesela, Atilla İlhanı düşün, Ahmet Hamdi’yi, oradan gel Oğuz Atay’a, oradan da gel Orhan Pamuk’a… Geldin mi? İşte orda bir dur, mola ver. Öyle bir şey işte. Uzaktan bakınca normal biri dersin, ama yakından bakınca; çıldırırsın… Ben bunu bir kere öpmüş bulundum, bir kere! Bir kerecik ya! Üç hafta GATA’da yattım, dudaklarım yanmış, valla! Öyle bir kız işte. Daha anlatayım mı? Tamam anlatayım. Bir gözleri var; aynı Ece Ayhan. Burnu desen; İlhan Berk… Hele saçları… Sana yemin ediyorum Cemal Süreya!
-Anlaşılan siz baya seviyorsunuz bu kızı!
-Maşallah siz de şıp diye anladınız!”
İşte o bahsettiğim kitapların, o muhteşem yazarların hepsi kutularda… Kitapların kokusunu geçtim, artık görüntüleri bile yok!
Belki dışarıdan soğuk bir insan olarak görünüyor olabilirim ama ellerim hep sıcaktı…
Yok o kırılmasın, yok bu kırılmasın, dedim. Sonunda da; benim içimde sağlam tek bir duygu kalmasın ama onların içinde yaprak kıpırdamasın! İşte bu yüzden beni gecelerce uyutmayan şeylerin, dışarıdan bu kadar basit görünmesini kaldıramıyorum artık. Ben bu durumlardan çok yoruldum, dayanamıyorum… Benim tüm dünyaya kafa tutabilecek gücüm vardı ve onu benden koparıp aldılar. Annemin kucağına dahi kıvrılamıyorum şimdi.
Bilir misiniz bilmem ama; insan bazen neye üzüleceğini şaşırırken kendi varlığını unutur hale geliyor. Bulantı'da Sartre diyor ki; “Kendimi bırakmak, unutmak, uyumak istiyorum. Ama yapamıyorum bunu, boğuluyorum. Varoluş her tarafımdan, gözlerimden, burnumdan, ağzımdan içeri dalıyor.”.
İşte bu yüzden; saatlerce bir şeyler anlatmalarım bitti! Ben durup boşluğa bakmaların insanıyım artık.
Ve sanırsam gitmeler biriktiriyorum artık. Son şarkımı söyleyip ben de gidenlere ekleneceğim...
6 notes · View notes
killthemvemeow · 4 years ago
Note
Şunun dudaklarına bak ya, çıldırırsın 🤦🏼‍♂️
😽çıldırıyoruzz
1 note · View note
acid-gramma · 5 years ago
Note
Nej iyilik yaparken kendini nasıl motive ediyorsun? İyilik yaparken bile beynimin şerefsizliği yüzünden iyilik yaptığımı bilsem ya git amk ben yapamıyorum bu kadar yeter diyip kafama sıkardım hayatın gerçekleri neden bu kadar üzücü olmak zorunda amkkk
Düşünme çıldırırsın demiş bi üstad
10 notes · View notes
gecelerim · 5 years ago
Text
"Nasıl anlatsam. Küçük bir oda düşün. İçinde yüzlerce kitap. Hani o kitapların bir kokusu vardır. Sarar odayı. Çekersin içine. Sanki binlerce hayatı içine çekmişsin. Türk romanlarını düşün mesela, Atilla İlhan'ı düşün. Ahmet Hamdi'ye gel ordan Oğuz Atay'a, Orhan Pamuk'ta bir dur, bir mola ver. Öyle işte. Uzaktan bakınca normal biri sanırsın. Ama yakından çıldırırsın. Ben bir kere öpmüş bulundum bunu üç hafta Gata'da yattım ya... Dudaklarım yanmış. İşte öyle bir kız. Daha anlatayım mı? Dur anlatayım. Bir gözleri var tıpkı Ece Ayhan. Burnu desen İlhan Berk. Saçlar desen yemin ederim Cemal Süreya."
-via (anonim)
48 notes · View notes