#Ü-40
Explore tagged Tumblr posts
Note
Fatih annene çok bağlısın ya hadi diyelim bir gün karşına birisi çıktı evlenme kararı aldın nolacak hep birinci sırada annen mi olacak bu evliliğinizi o kadar kötü etkiler ki ben annesiyle bağlı bir adamla evlenme kararından son anda döndüm zehir ediyor hayatı insana bak anneler önemlidir evet ama sen kendi aileni kuracaksan önceliğin o olmalıdır değil mi sende de öyle bir tip var annecisin yani
anneci, beyci, hanımcı, bilmem karıcı kocacı laflarını laf-ü güzaf buluyorum. aşka inanmam. saygı ve sevginin her şeyden üstün olduğuna inanıyorum. bunun için de ben hanımcıyım, anneciyim bilmem neciyim deyip kendimi bir taraf yapma gayretinde bulunmuyorum. anneme değer veriyor muyum, evet. çünkü beni o yaşattı. bunu her zaman söylüyorum, bak büyüttü demiyorum, yaşattı. ama bu demek değil ki ilerde hayatıma alacağım kadına aynı hassasiyeti göstermeyeceğim. veya idame ettireceğim hayatıma her şeyin annemin karar vereceğinin. bu konuda sorumluluktan kaçınmam. evleneceğim, ait olduğum insanı ben seçer, iyi veya kötü sonuçlarına katlanırım. sonuçta benim hayatımı ben yaşayacağım, annem değil. varsa şayet 40-50 sene biriyle hayat geçirecek olan benim, annem değil. benim için bana ilerde onca acıya, gayrete katlanıp hayalim olan kız çocuğunu verecek olan kadının, annemden aşağı kalır yanı olduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun. dolayısıyla ileriki hayatımda annem hep annem olarak kalacak, evet. ama eşim de eşim olarak kalacak. ikisinin de yeri apayrı dolu olacak bende. ama şunu da unutmamak gerekir ki, ileride hayatına alacağın adamı iyi seç. istisnalar mümkün, ama ideal bir anneye saygı ve sevgi göstermeyen biri hiçbir kadına aynı sevgi ve saygıyı göstermez. gösteremez. teşekkür ediyorum bakalım. :)
9 notes
·
View notes
Note
14 & 25 🧐
Teşekkür ederimmm
14 – What books do you want to finish before the year is over?
Şu an Elif Batuman’ın Budala’sını okuyorum. Sanırım yıl sonuna kadar onu bitirebilirim sadece. Çünkü bu kitapta biraz yavaşladım. Ve pek kitap okuyabildiğim bir dönemde değilim (metrobüste midem bulanmaya başladı)
Ayrıca Witch Nerissa’nın İntikamı Vol. 3’ü de bu sene okuyup bitirmek istiyorum. Türkçeye çevrilmiş ve basılmış tüm kitapları bitmiş olacak böylece. Yeni part’lar da yayınlanmaya devam edecekmiş. 2024’te de onlarla devam ederim.
25 – What reading goals do you have this year?
2022 yılında 2023 hedeflerimi yazarken kendime 30 kitap hedefi koymuştum ve yazarken bile çok gelmişti. Çünkü normalde çok fazla kitap okuyabilen biri değilim. Ama yılın ortalarında okuyabildiğimi görünce 30 çok az gelmeye başladı ve 40 olarak güncelledim (çok cesurca ve çılgın bir artış olmuş kesinlikle....) ve bu sene bu hedefi de geçtim.
O yüzden bu sefer geçtiğimi görüp sevineceğim değil gerçekten challange eyleyebileceğim bir goal koymak istiyorum. Sanırım 75 ya da 80 diyeceğim (çizgi romanlar da dahil olarak)
7 notes
·
View notes
Text
1. İSLAM HUKUKUNDAKİ EVLENME AKDİNİN MAHİYETİ VE HZ. AİŞENİN YAŞI MESELESİ
Maalesef yapılan tartışmalar bazı konular nazara alınmada yapılmaktadır. Bunları çok kısa bir şekilde de olsa özetlemekte yarar vardır:
1) İslam Hukukunda evlenme akdi, karı ve kocanın karşılıklı rıza beyanlarına dayanan bir sözleşmedir. Ancak özellikle günümüz hukuku açısından önemli bir fark bulunmaktadır. Bu evlenme sözleşmesi yani nikah akdi ile fiilen evlenme yani karı-kocanın aynı evde bir araya gelmeleri tamamen ayrı bir olaydır. Batı literatüründe evlenmeye contract of marrige (huwelijk) ve karı-kocanın evlilik hayatına başlamasına ise consummation of marriage (voltrekking) denmektedir. Evlilik akdi her yaşda yapılabilir. Ancak evlenme dediğimiz fiili evlilik ancak ergenlikten sonra mümkündür.
2) Bir diğer önemli konu da evlilikte vekalet konusudur. İslam Hukukunda özelikle evlilik akdinde vekalet geçerlidir. Baba ve dede, sadece akdi yapmak açısından küçüğün yetkili kanuni temsilcileridirler. Birinci hüküm de nazara alındığında, bir baba kızını, beş veya altı yaşında iken elli yaşındaki bir insan ile evlendirebilir, yani evlenme sözleşmesini yapar. Ancak karı-koca hayatına başlamaları için ergenlik ve evliliğe fizik itibariyle hazır olma şartı aranır.
3) Daha küçük yaştayken ergenlik yaşına ulaşan kadın veya erkek evlilik hayatına başlama konusunda seçimlik hak sahibidir. Biz buna ergenlik muhayyerliği (hıyar’ul-büluğ) diyoruz. Şimdi A isimli bir Müslüman erkek beş yaşında iken, babası tarafından 40 yaşındaki bir hanımla evlendirildi ise ve ya tam tersine 5 yaşındaki bir kadın 50 yaşındaki erkeğe nikahlandıysa, bu dinen ve hukuken mümkündür; ancak evlilik akdinin devamı ve karı-koca hayatının başlaması küçük olan ve ergenlik çağına ulaşmayan tarafın iradesine ve isteğine bağlıdır. Eğer babası veya dedesi tarafında çocuk iken yapılan evliliği ergen olan bu erkek veya kız tasdik ederse, evlilik devam edecektir. Aksi takdirde evlilik sona erecektir.
2. HZ. PEYGAMBER’E PEDOPHİLE (SÜBYANCILIK) VE CHİLD ABUSE (ÇOCUĞA CİNSEL TACİZ) İSNADI TAM BİR İFTİRA VE TAHRİKTİR
Maalesef asırlar boyunca doğubilimcileri tarafından ağızlarda sakız gibi çiğnenen ve Hz. Peygamber’in şahsiyetini hakaret için kullanılan iki iftira var:
A) Bunlardan birinci iddia Hz. Peygamber’in yukarıda gerçeği anlatılan evliliği kullanılarak sübyancı olduğu iddiasının tekrarlana gelmesidir. Asırlarca İslam alimleri bu hezeyanlara cevap vermişlerdir. Ancak gerçeği bilmemizde yarar vardır. Sübyancılık (pedophile), çocukların cinsel arzularda tercih edildiği bir sapıklık. Bilim adamları bu hastalık için belli kriterler açıklamaktadırlar. En önemlisi devamlı olarak ergen olmamış çocuk tercihidir. Hz. Peygamber’in evlilik hayatını tahlil ettiğimizde, önce dul ve 40 yaşındaki Hz. Hatice ile evlendiğini; sonra en az ergenlikten sonra ve kuvvetli ihtimal 13 yaşından itibaren Hz. Aişe ile evlendiğini; sonra 22 yaşındaki yine dul olan Hz. Ömer’in kızı Hafsa ile evlilik yaptığını; bunu 30 yaşındaki Zeyneb ile evliliğinin takip ettiğini; 26 yaşındaki Ümm-ü Seleme’nin de 38 yaşındaki Cahş kızı Zeyneb’in de dul olduklarını hatırlatalım. Yani Hz. Peygamber’in hayatına giren hanımlarının % 91’i 17 yaş üzerinde olduğu görülmektedir. Dul olan kadınlar ise % 75’i teşkil etmektedir. Bilimsel istatistikler, bu iddiaları ileri sürenlerin ancak akıl hastası olabileceklerini gözler önüne sermektedir. Bunu bir Batılı’nın cümleleriyle taçlayalım:‘Arap olan Peygamber Muhammed’in hayatını ve karakterlerini inceleyerek O’nun neler öğrettiğini ve nasıl bir hayat yaşadığını bilen insanların O’na saygıdan başka bir duygu taşımaları mümkün değildir.’
B) Hz. Peygamber’e yöneltilen ikinci bir itham da haşa onu child abuse yani çocuklara cinsel tacizde bulunduğu iddiasıdır. Buna cevap vermeye bile değmez. Ancak gerçeği hatırlatmak için şunu zikretmekte yarar vardır. Devamlı olarak çocuklara acı ve şiddet çektirerek zevk alma diye tarif edilen bu hastalğın hiçbir kriteri Hz. Peygamber’de bulunmamaktadır. Hz. Peygamber, nefsi duyguları için değil, belki hem insanlığa ve hem de İslam’a yararlı olmak için Hz. Aişe ile evlenmiştir.
3. HZ. PEYGAMBER’İN HZ. AİŞE İLE EVLENMESİNİN HİKMETLERİ?
Başta ifade ettiğimiz gibi, Hz. Peygamber’in sözleri gibi, fiilleri, halleri, tavır ve hareketleri de Din’in, Şeri’atın ve dini hükümlerin kaynağıdır. Hayatının görünen ve herkesçe müşahede edilen kısmını sahabeler bize naklettikleri gibi, özel hayatında bize örnek olacak ve kaynak teşkil edecek hal ve tavırlarını ise, onun hanımları bizlere nakletmişlerdir. Hemen hemen dinin ve hukuki hükümlerin bir manada yarısı, hanımları yoluyla Ümmete tebliğ olunmuştur. Demek bu büyük göreve, birden fazla ve hayat tarzı ve ahlak itibariyle farklı hanımların bulunması zaruridir. İşte bu görevi yapan hanımlarının başında Hz. Aişe gelmektedir.
Hz. Aişenin evliliğinin hikmetlerini üç ana grupta toplamak mümkündür:
1) En yakın arkadaşı olan Hz. Ebubekir’in arzusunu yerine getirmesi ve onunla olan arkadaşlık bağlarını kuvvetlendirmesi.
2) İslam hukunun kaynaklarından bir olan sünnetini ümmete tebliğ etmek ve özellikle de aile hukuku konularında önemli bir merci olmak üzere zeki bir kadın olan Hz. Aişe’yi yetiştirmek.
3) Allah tarafından ona verilen kabiliyetleri evlilik yoluyla ortaya çıkarmak. Zira bizzat Hz. Aişe’nin naklettiği bir hadis bu manayı açıklamaktadır: ‘Resulullah bir gün buyurdu: Ben seni rüyamda üç defa gördüm. Melek seni bana getirdi ve senin üzerinde ipek bir elbise vardı. Melek bana bu hanımın senin teselli, arkadaşım olacağını belirtti ve yüzünü açarak bana gözterdi. Sen rüyamda bana gösterilen o hanımsın.’
Hz. Aişe’nin hayatı bu söylenenleri desteklemektedir. Hanımlar arasında hiç biri onun ulaştığı bilim seviyesine ulaşamamıştır. Hz. Peygamberin hadislerin en çok nakleden ve kendilerine müksirun denilen ilk dört sahabenin arasında yer almaktadır (diğer üçü Ebu Hureyre, Abdullah bin Omer, Enes bin Malik). Hz. Aişe 2210 hadis nakletmiş ve bunlardan 174 Buhari ve Müslim’in ittifakla naklettikleri arasına girmiştir.
Hz. Peygamberin alim sahabeleri, her zaman onun ilminden yararlanmışlardır.
Hukukçu sahabe Ebu Musa El-Eş’ari şöyle demektedir: ‘Biz sahabeler, herhangi bir hukuki meselede sıkıntıya düştüğümüzde hemen Aişe’den sorardık. Gerçekten Peygamber’den sonraki 50 yıllık hayatını İslamı yaymaya ve ilim dağıtmaya tahsis etmiştir.
Onun hakkındaki, en güzel söz Hz. Peygamber’indir:‘Aişe’nin diğer hanımlara üstünlüğü serid yemeğinin (et ve döğmeden oluşan bir yemek) diğer yemeklere üstünlüğü gibidir. Erkekler belli manevi makamlara ulaşabilirler. Ancak Meryem ve Asiye dışında onun ulaştığı makama kadınlardan kimse ulaşamayacktır.’.
Sonuç olarak, Hz. Peygamber’in Hz. Aişe ile evlenmesindeki hikmet, bir kısım sapık insanların iddia ettiği gibi cinsi sapıklıklar değil, belki ilahi hikmet icabı kabiliyetli yaratılan Hz. Aişe’nin kabiliyetleri doğrultusunda İslam’in nakledicisi ve hamisi olmasıdır. Müslümanlar olarak bizler, aksini iddia eden gayr-i Müslimleri de, bu gerçekleri görmek üzere Hz. Muhammed’in hayatını Kur’an ve Sünnet kaynakları ışığında incelemeye ve bu söylediklerimizi tahkik etmeye çağırıyoruz.
‘Ben O’nun hayatını inceledim. Harikulade bir insan ve bana göre Hristiyan karşıtı da değil. En doğru adıyla insanlığın kurtarıcısı. Bazılarınca diktatör diye anlatılmaya çalışılan bu insan, modern dünyamızda olsaydı, insanlığa barışı ve huzuru getirmeyi başarırdı. Ben inanıyorum ki, O’nun peygamberliği yakın gelecekte Avrupa’da da kabul edilecektir..
1 note
·
View note
Text
Herkesin aynı anda izin almaya karar verdiği bu cumartesi gününde daha şimdiden 40 kişilik rezervasyon geldi akşama kadar bu sayı rezervasyonsuz müşterilerle beraber 100 ü geçecek gibi duruyor ve biz sadece iki kişiyiz allah yardımcımız olsun ben bu kurtlar sofrasından çıkamazsam ona yanarım..
4 notes
·
View notes
Text
. ÇAMLICA CAMİİ’NİN
MUHTEŞEM ÖZELLİKLE.🙏
- İmanın 6 şartını
temsilen 6 minaresi vardır.
- 6 minaresinin
4'ü Anadolu'ya adım attığımız
1071 yılına atfen 107,1 metredir.
- Minarelerde 16 şerefe
4 tanesi 3 şerefeli, 2'si de 2 şerefeli), daha
önce kurulan 16 Türk devletini temsil ediyor.
- 72 metre yüksekliğindeki
Ana kubbe, İstanbul'da yaşayan 72 milleti,
- Ana kubbenin çapı 34
metre olup İstanbul'u simgeliyor plaka.!
- Camideki 5 normal kubbe,
İslam’ın 5 şartını gösteriyor.
- Camiye 5, şadırvanlı avluya
3 abidevi kapıyla giriliyor. Bunların
toplamı 8 cennet kapısını simgeliyor.
- İki mekândaki toplam 33 kubbe tespih,
tahmid, tekbirin ayrı ayrı otuz üçer defa
tekrarını belirtiyor.
- Ana kubbe yüksekliği
54 metre olup 54 farzı.!
- Ana kubbe çapı
32 metre olup 32 farzı işaret ediyor.
- Ana kubbe pencereleri Resulullah Efendimizin peygamber olduğu yaşı ve bir günde kılınan 40 rekât namazı simgeliyor.
- Ana kubbe etrafındaki 4 yarım kubbe
Edille-i şer’iyye, 4 büyük halifeye, 4 büyük
kitaba, 4 mezhebe, 4 büyük meleğe,
- Bir alt kattaki 12 yarım kubbe İslam'ın
tasvip ettiği 12 tasavvuf yolunu ifade ediyor.
- Bir alt katta bulunan aynalı pencereler,
her cephede ayrı ayrı 28 adettir. Hem bu pencereler hem de şadırvanlı avludaki 28 kubbe, Kur’ân-ı kerimde adı geçen 28 peygamberi işaret ediyor.
-Çamlıca Camii,
Peygamberimiz efendimizin yaşamış
olduğu 63 yıla atfen, 63 bin kişinin aynı
anda ibadet edebileceği şekilde planlandı.
- Fetih Suresinin
tamamı kubbeye işlenmiştir.
- Milli ve manevi duygularımızın
yükseldiği özel günlerde Çamlıca Camii’nden
-İstanbul'un fethine atfen- 1453 metrekarelik
dev bir Türk bayrağı dalgalanıyor
- Camlıca Camii bir afet anında sivil
savunma anlamında kapalı alanları ile
100 bin kişiyi barındıracak şekilde planlandı.
- Allah tüm müslümanların bu camii görmelerini ve içinde ibadet ve dua
etmelerini nasip etsin.
4 notes
·
View notes
Note
Magma
Anon- Magma
suspect
Finnish??
I asked some others, all say that's probably from Finnland!!
Thank god this language doesn't exist 😌
But cool, they're bohemian
Hortz für den starken Westen oder was?? WHAT IS HORTZ.
could it be a French, German fusion language??
With the many ü it has a Turkish aesthetic
They're a bit creepy
^the music and when they perform
THAT DRUMMER, he's sus
Sometimes it's like they're imitating German 1930s, 40s accent
That's not music for listing in the background, ABSOLUTELY NOT
Oh man, that's too funny
Either people LOVE this (especially French) or people think it's crap
I'm neutral, it's not really bad but I won't listen to that again 🤣
They even make the effort for the lyrics;
That last line- Kobaia iss deh Hündin, gives Germans weird interpretations...
// Šlag! could mean 'Schlag' and lösz! means 'los'
It makes you mad
5 notes
·
View notes
Text
💫💫💫
.
Dualar, salât ü selamlar arasında kabule daha da karîn olurlar. Salât ü Selam, rahmet-i Rahman’a mazhariyetin ve Resûl-i Ekrem Efendimize yakınlığın en başta gelen vesilelerinden biridir. Mübarek ismi zikredildiğinde salât ü selam getirmemek de en büyük cimriliktir.
A9shâb-ı kirâm efendilerimizden bazıları Resûl-ü Müctebâ (aleyhi ekmelüttehâyâ) Efendimize,
“Biz, Senin üzerine nasıl salavât-ı şerife getirelim” diye sorduklarında
Efendimiz (aleyhi elfü elfi salâtin ve selam),
“Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed… deyiniz”
(Tirmizi, Vitr 20.)
Bismillahi arkıyke min kulli şeyin yu'zike min şerri kulli nefsin ev aynin hasidin, Allahu yeşfike bismillahi arkıyke.
Anlamı: Allah’ın ismiyle seni rahatsız eden her şeyden sana okurum. Her nefsin veya hasetçi her gözün şerrinden Allah sana şifâ versin. Allah’ın adıyla sana okurum.»”
(Müslim, Selâm 40)
#islam#dua#iman#ihlas#kuran#animals#nature#resulallh#hidayet#şifa#yaşafi#allahım sabır#allah yardımcımız olsun
3 notes
·
View notes
Text
Scara as Lv Bu/吕布 (note: when using pinyin input ü is typed as v) from Romance of the Three Kingdoms/三国演义, audio from 1994 TV adaptation of Romance of the Three Kingdoms.
#a very obscure joke here on tumblr#but whatever#genshin impact#romance of the three kingdoms#scaramouche#lv bu
3 notes
·
View notes
Text
Hoşgeldin 2025: Çinli Otomobillerin Fiyatlarını Uçuracak Yeni Gümrük Vergisi, Resmi Gazete'de Yayımlandı!
Çin’den ithal otomobillere uygulanan %40 ek vergi, Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla artırıldı. Yılın artık son günündeyiz ve 2024’ü yeni bir ek vergi ile kapatıyoruz. Gazeteci Emre Özpeynirci’nin aktardığı yeni bir habere göre Çin’den ithal otomobillere bir ek vergi daha geldi. Normal şartlarda 2023’te Çin menşeili ithal elektrikli otomobillere %40 ek vergi uygulanıyordu. Bu…
0 notes
Text
İzmir'de ağır bilanço! 16 bin yangında 40 can kaybı
https://pazaryerigundem.com/haber/198091/izmirde-agir-bilanco-16-bin-yanginda-40-can-kaybi/
İzmir'de ağır bilanço! 16 bin yangında 40 can kaybı
İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi zorlu bir yılı geride bırakıyor. Bir yıl içinde 27 bin 600 olaya müdahale eden İtfaiye Daire Başkanlığı, mesaisinin büyük bölümünü yangınlarla mücadeleye ayırdı. 2024’te çıkan 16 bin yangının 7 bin 200’ü ise sigaradan kaynaklandı. Kurtarma operasyonlarından yurttaşların parmağından çıkmayan yüzüklerin kesilmesine kadar pek çok olaya müdahale eden itfaiye personeli, ocak üzerinde unutulan yemekler nedeniyle çıkan çok sayıda yangın ihbarına da yetişti.
İZMİR (İGFA) – İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, 2024 yılında yangınların yanı sıra su baskınları, hayvan kurtarma, trafik kazası, kapı açma, asansörde mahsur kalanları kurtarma, yurttaşların parmağından çıkaramadıkları yüzükleri kesme gibi yıl içerisinde 27 bin 600 olaya müdahale etti. Bunların içinde 16 bin vaka ile ilk sırayı yangınlar aldı.
16 BİN YANGININ BİLANÇOSU 40 CAN
Çıkan 16 bin yangının 7 bin 200’ü sigara kaynaklı yangınlar olarak kayıtlara geçti. 3 bin 600 yangın ise dikkatsizce yakılan ateş ve mangal nedeniyle çıktı. Yangınlarda 40 kişi hayatını kaybetti. Yine 6 bin 500’ü kümes hayvanı olmak üzere toplam 7 bin hayvan can verdi. Yangınlardan dolayı 4,5 milyar TL zarar oluştu. İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekipleri yine bu yıl içerisinde 12 bin kurtarma çalışmasına katıldı.
3 bin 500 kurtarma operasyonunun başrolünde bir yerlerde mahsur kalan kediler vardı. Çeşitli nedenlerle evinde kapalı kalan 891 kişiyi çıkarmak için adreslerine giden ekipler, 651 kez asansörden kurtarma, 134 kez de yurttaşların parmağında kalan yüzüğü kesmek için seferber oldu. İzmir’de farklı nedenlerden dolayı da çok sayıda yangın çıktı. Toplam 3 bin 32 yapıyı etkileyen yangınların 85’i ocak üstünde unutulan yemeklerden kaynaklandı. Bu yıl çıkan yangınlarda 565 iş yeri yandı.
Yangınların çoğu insan kaynaklı
İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanı Yaşar Korkmaz, 2024 yılında yangınlar açısından büyük sınavlar verdiklerini hatırlatarak, “Bu yangınlar hepimizin canını yaktı. Oluşan tahribatı Büyükşehir Belediyesi olarak gidermeye çalışıyoruz. Hepimiz sahadaydık. 1 Haziran ile neredeyse Eylül ayı sonuna kadar yangınlar hiç bitmedi. Bu yangınların çıkış sebebinin büyük bir bölümü ise insan kaynaklı” dedi.
Gönüllü itfaiyecilik modelini geliştireceğiz
En fazla kırsal alanlarda çıkan yangınların can yaktığını ifade eden Yaşar Korkmaz, “Bu yıl çıkan yangınlarda 40 kişi hayatını kaybederken, 195 yurttaşımız ve 23 itfaiye personeli yaralandı. Bu yangınlar için ‘oldu, bitti’ diye düşünmüyoruz. 2025’e güçlü şekilde hazırlanıyoruz. Kırsal alanlara desteğimizi artıracak, gönüllü itfaiyecilik modelini geliştireceğiz. Yapacağımız çalışmalarla yangınlara daha hızlı şekilde müdahale edeceğiz. Bu alanlarda yaşayanların yangınla mücadele konusunda bilinçli olması gerekiyor. Bahçe temizliklerini mutlaka yapmalı, evlerinin yanlarına yangın koridoru açmalılar. Sigara izmaritleri hiçbir şekilde ormana, sokağa atılmamalı. Yangın söndürmeye giderken refüjlerin yandığını görüyoruz. Buralarda neden yangın çıkar? Sigara izmariti attıkları için. Lütfen duyarlı olalım. En küçük dikkatsizlik, büyük felaketlere neden oluyor. Herkes bu konuda bireysel önlem aldığında, yangınların ciddi oranda azaldığını göreceğiz.”
“Yangınlarda yüzde 25’lik artış yaşandı”
İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı İtfaiye Yangın ve Acil Müdahale Şube Müdürü Aydın Mutlu da bir önceki yıla oranla yangınlarda yüzde 25’lik artışın olduğuna dikkat çekti. Mutlu, “Pandemiden sonra vatandaşların daha çok kırsal alanlarda yaşama tercihleri sebebiyle yangınlarda artış gözlemlendi. Şu an yağmurlarla birlikte orman yangınları azaldı fakat yerleşim yerlerinde evsel yangınlar artış gösteriyor. Bunun sebebi soba ve benzeri ısıtıcıların yanlış veya dikkatsiz şekilde kullanımı” dedi.
“Kırsal bölgeye ulaşma hızı 8 dakika”
Yangın, sel veya kurtarma ihbarı düştüğü anda olay yerine ulaşmak için hemen seferber olduklarını anlatan Mutlu, “Bu sene kırsal alanlara ulaşma ortalamamız 8 dakikaya yakın. Yerleşim yerlerine ise yaklaşık 5 dakika 57 saniyede ulaşıyoruz. Ortalamaya baktığımızda bu iyi bir süre” diye konuştu.
32 yıldır aynı aşkla hizmet
32 yıldır teşkilat çatısı altında olduğunu da vurgulayan Aydın Mutlu, mesleğini hala ilk günkü gibi severek yaptığını söyledi. Mutlu, “Dünyaya bir daha gelsem yine itfaiyeci olurum. Yangını söndürdükten sonra ya da bir kazazedeyi çıkardıktan sonraki mutluluk tarif edilemez. Mesleğimizle gurur duyuyoruz. İtfaiye, geniş bir yelpazede görev yapıyor. Vatandaş evde kapının arkasında anahtarını da ocağın üzerinde yemeğini de unutuyor. Bu olaylara da müdahale ediyoruz. Çok büyük bir yangını hızlı şekilde kontrol altına almak bizi çok sevindiriyor. Böylece yorgunluğumuzu da atıyoruz” dedi.
0 notes
Text
vision board yaptım hayatımda ilk kez. Rusça öğrenmek, Ermitaj Müzesi'ni gezmek, bir öykü yazmak, hobi edinmek ve spora başlamak istiyorum. Bu yılki kitap hedefim 40, film hedefim 62. 2024'ü çok verimsiz geçirdim bu anlamda. Belki yükseğe de dönerim, çok özledim, çok pişman oldum bıraktığıma.
1 note
·
View note
Text
Hammersexy in Leder aber für mich zu jung..mag Lederfrau ü 40
#leather#black leather#leather dress#thigh boots#seeking leatherqueen to pleasure#seeking mature leatherqueen to pleasure 82#münchen
755 notes
·
View notes
Text
Prof. Dr. Gürdal Yılmaz: ”Önlenemeyen pandemi HIV/AIDS ülkemizde büyük bir hızla artıyor!”
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, AIDS hastalığının ülkemiz için ciddi bir sorun olduğunu kaydederek, “2021 yılı raporuna göre dünyada HIV epidemisinin başlangıcından bugüne kadar 79,3 milyon kişi HIV ile enfekte oldu. AIDS ile ilişkili hastalıklar sebebiyle 36,3 milyon kişi ise hayatını kaybetti” dedi.
Ülkemizde 2 bin 438 AIDS vakası bulunduğunu belirten Yılmaz, “Ülkemizde 1985 yılından 07 Kasım 2024 tarihine kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 45 bin 835 HIV pozitif kişi ve 2 bin 438 AIDS vakası mevcuttur. HIV ve AIDS toplam vakaların yüzde 81,8’i erkek, yüzde 18,2’si kadın olup yüzde 16,1’i yabancı uyruklu kişilerden oluşmaktadır. Vakalar en fazla sırasıyla 25-29 ve 30-34 yaş gruplarında görülmektedir” dedi.
1 Ocak 2024-7 Kasım 2024 tarihlerinde ise bin 527 HIV pozitif kişi ve 40 AIDS vakası olmak üzere toplam bin 567 vaka doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirilmiştir. Bildirimi yapılan HIV ve AIDS vakalarının yüzde 84,6’sı erkek, yüzde 15,4’ü ise kadındır. Vakaların yüzde 10,5’i yabancı uyrukludur. 2024 yılında bildirimi yapılan vakalardan 25-29 yaş grubu, diğer yaş gruplarına göre daha fazla sayıda bildirilmiştir. Yıllar itibarıyla hastalık trendinde artış izlenmektedir. 2020 yılında HIV pozitif kişi sayısı 3 bin 137 iken, 2023 yılında HIV pozitif kişi sayısı 6 bin 185 olmuştur.
0 notes
Text
Satış Geliri Nasıl Kazanılır?
Satış geliri kazanmak için öncelikle katılımcı olmanız gerekmektedir.
İlan oluşturduktan sonra, satış geliri kazanmanın iki temel yolu vardır:
1. Kendi Hesaplarınıza Yönlendirerek Satış:
- İlanınızda, neyi ne kadar fiyata sattığınızı ve teslimat detaylarını net bir şekilde belirtmelisiniz.
- Kullanıcılar size Fullsepp Chat üzerinden ulaşabilirler, bu yüzden mesajlarınızı düzenli olarak kontrol etmeyi unutmayın.
- Ayrıca, e-posta adresiniz, web siteniz, Instagram hesabınız gibi iletişim bilgilerinizi ilanınızda paylaşabilirsiniz.
- Bu tür satışlarda, Fullsepp'in herhangi bir pay talebi bulunmamaktadır; satışın %100'ü size aittir.
2. Fullsepp Üzerinden Satış Yaparak:
- Eğer onaylı bir katılımcı değilseniz, Katılımcı Bilgileri sayfasından katılımcı olabilirsiniz (2-3 dakikalık işlem).
- İçerik Oluştur sayfasından ürün veya hizmetinizin detaylarını girin ve "Satış" başlığı altından ilgili satış tipini seçerek fiyatlar ekleyin. Aynı yazının altına birden fazla fiyat girebilirsiniz; örneğin "Standart Bilet", "Loca Bileti", "VIP Bilet" veya "XL kırmızı kazak", "XS yeşil kazak" gibi.
- Stok adetlerinizi kolayca yönetebilirsiniz.
- Başlangıçta şirket olmanıza gerek yoktur; katılımcı olduğunuz anda satış yapmaya başlayabilirsiniz. Ancak belirli bir gelir seviyesine ulaştıktan sonra şirketleşmeniz istenebilir, bu yüzden diğer pazaryerlerine kıyasla daha hızlı satış yapabilirsiniz.
- Satıcılar, her satıştan sonra ayrı ayrı fatura eklemelidirler. Ücretsiz olarak "otomatik fatura oluştur" özelliğinden faydalanabilirsiniz.
Her ürün veya hizmet için kendi iade politikası vardır:
- Fiziksel Ürünler: Satıştan sonra 15 gün içinde iade edilebilir.
- Dijital/Fiziksel Freelance Hizmetler: İş tamamlanana kadar iade edilebilir.
- Dijital/Fiziksel Etkinlikler: Etkinliğin başlamasından 2 gün öncesine kadar iade edilebilir.
- Alıcının iade talebinde bulunması, her zaman para iadesi yapılacağı anlamına gelmez; detaylar için aşağıya bakabilirsiniz.
-Her işlem, Admin kontrolünden geçerek sonuçlandırılır ve iade talepleri sırasında ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklar Admin kararıyla çözülür.
- Satış geliri, satıcının cüzdanına yatırılmadan önce son bir kontrol daha yapılır. Satış ortağı varsa, gelirinizi cüzdanınıza yatırabilmek için ortağınızın size hizmet faturası kesmesi gerekecektir.
- Örneğin, sizin %60, ortağınızın %40 payı varsa, 100 liralık bir satışta 100 lira önce satıcıya gider. Sonrasında Fullsepp'e %5 komisyon olarak ödenir ve kalan miktarın %40'ı ortağınıza hizmet karşılığı olarak ödenir. Bu işlem, otomatik olarak gerçekleştirilir.
Yukarıdaki adımlar, başlangıçta karmaşık görünebilir; ancak "Otomatik Fatura Oluştur" seçeneğiyle süreci kolaylaştırabilirsiniz.
https://fullsepp.com/?contentid=10745_1731485039275_12
0 notes
Text
GEYLANİ TEFSİRİ
FATIHA SURESİ TEFSİRİ
Bismillahi'r-Rahmani'r-Rahîm
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın Adıyla
SÜRENİN GİRİŞİ
Allâhü Teâlânın, gaflet uykusundan ve nisyân (Hakk'ı unutma) uyuklamasından kendisini uyandırdığı kimse için, âlemler ve onlarda olan her şeyin, Zât-ı ilâhînin isimleri üzerine müterettip sıfatların eserlerinden başka bir şey olmadığı gizli değildir.
Çünkü Zât için vücûdun/ varlığın her bir mertebesine mâtuf bir ism-i hâss ve o mertebeye âit özel bir sıfat vardır.
Bu her bir isim ve sıfatın kendine mahsus bir eseri söz konusudur.
Vücûdun bütün mertebelerinde durum aynıdır; isterse bir tâne, bir zerre, bir anlık, bir kerelik... olsun.
"Ehadiyet (bir teklik)" sözüyle ifade edilen mertebenin sayı ile alâkası yoktur ve orası "amå"dır, karanlıktır, körlüktür, bilinmezliktir.
Bu mertebeden basîret sahiplerinin, işin sonuna ulaşmış kimselerin dahi bir nasibi yoktur.
Onların nasibi sadece hasret, hayret, dehşet ve şaşkınlıktır. O amâ, peygamberlerin mîraçlarının son durağı ve evliyânın seyr u sülüklerinin basamaklarının en ucudur.
Bu mertebeden sonra onlar öyle bir seyr u sülük içerisinde olurlar ki, artık o mertebede müs- tağrak, hayran, kendinden geçmiş ve şaşkın bir hale gelirler.
"Ondan başka ilah yoktur, onun vechinden başka hiçbir şey yok olucudur" (Kasas, 28/88) derecesindeki fenâya ulaşırlar.
Sonra Allâhü Teâlâ kullarının bu mertebeyi bilmelerini murat ettiği için, onları bu mertebeye yakınlaştırır ve ona yöneltir.
Tå ki, onların teveccühleri ve yakırılaşmaları, kesretin/çokluğun ve ikiliğin belirtisi olan izafeti ortadan kaldırmayı sağlayan hakiki aşk ve muhabbet mertebesine ulaşır.
Bundan sonra onların fenå hakkındaki niyetleri saflaşır ve talepleri gerçek talep olur.
Sübhân olan Hak, kendisine yapılan duâ ve münâcât çerçevesinde, kullarına doğru yolu göstermek ve öğretmek için, kesretin basamaklarından fenâya ulaştıran vahdetin kemåline doğru tedricî/aşamalı bir şekilde kendi yolu hakkında onları uyandırır, onlara kendi yolunu sûreye şu şekilde başlayarak göstermektedir:
SAYFA 40
بسم اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ )
SÜRENİN TEFSİRİ
باسم الله
: Allah'ın adıyla başlarım. Bununla, amâ mertebesinden tenezzülü/inişi îtibariyle Zât-ı Ehadiyyet (bir tek olan zât) kastedilir.
Bütün mazharların kendilerine dayandığı ilâhî isim ve sıfatları şamil olup kapsaması itibariyle bu mertebeyi gerçek şekliyle târif etmek aslâ mümkün değildir.
Şerîat lisânında Levh-i Mahfůz ya da Kitâb-ı Mübin olan bu mertebe, mükâşefe erbâbı nazarında "a'yân-ı sabite" tâbiriyle ifade edilmektedir.
الرَّحْمَانِ
: Rahmân'dır. Bununla, imkân ve vücûb elbiseleri içerisinde bulunan varlıkların safhaları ve aşamaları üzerindeki tecellileri itibariyle; "ehadiyet" (bir teklik) mertebesinden "adediyet" (sayılabilirlik) mertebelerine tenezzülâtı îtibâriyle; ayrıca ilmî ve aynî (öz) şahsiyetlerle (varlıklarla) taayyünâtı ve varlık boyasıyla boyanması itibariyle Zât-ı Ehadiyyet kastedilir.
Yine الرحيم : Rahîm'dir (1). Bununla da, Zât-ı Ehadiyyet'in, kesretten (çokluk) sonraki tevhid (birlik), tefrikten (ayrılma) sonraki cem' (biraraya gelme), neşrden (yayılma) sonraki tayy (dürülme), inişten sonraki çıkış ve sınırlanmadan sonraki kayıtlardan sıyrılış hali kastedilir.
الْحَمْدُ:
Hamd/övgü ve kendisini yaratana itaatle yönelmiş, kendisine nimet bahşedene şükretmeyi, sözü ve hâli ile özünden kabul etmiş kâinâtın zerrelerinin dilinden çıkan her türlü hamdi, şükrü ve övgüyü şamil olan bütün medh ü senâlar, ezelden ebede kadar الله Allah içindir.
Sırf ona hastır, ona aittir.
Yâni âlemlerin ve içindekilerin hepsinin rabbi olup onları ortaya çıkaran bütün isim ve sıfatları kendisinde toplayan Zâťa mahsusutur.
O رَبِّ الْعَالَمِينَ : Alemlerin rabbidir/ sâhibidir (2).
Eğer âlemlerin ve içindekilerin rabbi onun bizzat kendisi olmasa ve onlara yardımdan bir an dahi o geri dursa, onlar/mevcûdat derhal yok olup gider.
41 Birinci Cüz Fatiha Süresi
الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
الرَّحْمَانِ: Rahman'dır.
Daha ilk yaratılışta yâni dünyâ âleminde iken, güzel isimlerinin (esmâ-i hüsnâ) ve yüce sıfatlarının (sıfat-ı ulya) adem/yokluk aynası üzerine yansıyan gölgeleri ile kâinattaki her şeyin imdâdına yetişmek sûretiyle onları var eden ve yaratandır.
Cüz' olsun, küll olsun, âlemin tamamı onun bir yansımasıdır, onun şehadeti/ görünürlüğü ve gaybı/görünmezliğidir.
O, âlemin hem evvelidir, hem sonudur.
Alemin cüzleri/parçaları da, baştan sona, hiçbir fark olmaksızın aynı şekildedir.
الرجيم: Rahim'dir (3)
Ahirette, yüce semânın ve aşağı yeryüzünün dürülmesiyle birlikte her şeyi, başlangıçta her şeyin kendisinden geldiği ve sonunda kendisine döneceği yere tekrar döndürendir.
Çünkü o, مالِكِ يَوْمِ الدِّينِ: Din gününün sahibidir (4).
Din günü, şeriat dilinde, "kıyamet günü verilecek ceza" anlamına geldiği gibi, yeryüzü ve gökyüzünün, baştan sona bütün kayıtlarıyla kendisinde dürüldüğü "Tâmme-i Kübra" (Büyük Felâket) diye de isimlendirilmiştir.
O gün görüşler ve düşünceler birbirine girer.
Perdeler ve örtüler ortadan kalkar.
Başkalarının ve yabancıların (gayr ehlinin, Hakk'ı tanımayanların) gözleri şaşkına döner.
Vâhid ve Kahhâr olan Allah'tan başka bir şey kalmaz.
Sonra kul bu makamda tahkik ve temkin mertebesine ulaşarak, işlerinin tamamını Melik, Allâm, Kuddûs ve Selâm olan Allah'a havâle ettiği zaman, kulluk mertebesinin kemâle ermesinin bir işareti olarak, Rabbinden ayrılmamaya, arada perde ve örtü olmaksızın onun hitâbına mazhar olmaya müstahak olur.
Öyle ki, bu durumda "sen" zamiri aradan kalkar, ayın ile gayın birbirinden ayrılır ve o kulun konuşma dili hal diliyle örtüşerek şöyle der: إياك: Yalnızca sana, gayrına değil, çünkü varlıkta seninle beraber başka birisi yok! عبد: Taparız, kulluk ve ibâdet ederiz.
Yalnızca sana yönelir ve isteyeceğimizi tevâzu ve alçak gönüllülük ile sådece senden isteriz.
Çünkü bizim senden başka bir mâbudumuz ve senden başka hiçbir maksadımız yoktur. وإيالاً تستعين : Ve yalnızca senden yardım isteriz (5).
Yâni, sana kulluk etmede yardım ve
SAYFA 42
اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ
kuvveti sadece senden dileriz. Çünkü bizim senden başka müracaat edeceğimiz hiçbir merci yoktur.
Lutfunla ��هْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ : Bizi doğru yola ilet (6).
Bizi, seni tevhîd etmenin zirvesine ulaştıran yola ilet.
Yani صراط الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ : Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna.
O, "yol arkadaşlığı güzel olan peygamberlerin, sıddıkların, şehitlerin ve sâlihlerin (bak: Nisa Sûresi, âyet 69) yoluna ilet bizleri. غير الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ : Gazaba uğramışların yoluna değil; müteredditlerin, şüphelilerin, vehim ile karışık akla uyarak apaçık yoldan ayrılmışların yoluna olmadığı gibi وَلا الضَّالِّينَ: Ve sapmışların (7)
yâni süflî dünyanın aldatması ve şeytanların sürüklemesi ile Hak yoldan, yakin tarîkinden ayrılmışların yoluna da değil, onlara da iletme bizleri.
Ey merhamet edenlerin en merhametlisi, katından bir icåbet ile آمین )kabul eyle
SÜRENİN HATİMESİ
Ey tevhid-i zâta yönelmiş olan Muhammedîl Allah işini kolaylaştırsın.
Burada sana gereken şudur: Kur'ân-ı Azîm'deki bu "seb'-i mesânî'yi (yedi âyeti) şamil olan "yedi deniz" hakkında daima teemmül ve tefekkür etmelisin.
Bunlar, zât-i ilâhînin yedi sıfatının teferruatıdır.
Bunların adedi yedi kat göğe, yedi kevnî gezegene ve onları bihakkın yönetmeye mutâbıktır.
Onlardaki semboller bu âyetlerde mevcuttur.
Onlar vâsıtasıyla, bütün izafetlerin ve çokluğun yok olacağı zât cennetine girmeye engel olan yedi cehennemin hastalığından kurtulabilirsin.
Ne var ki, sen zâhirinde Kur'ân'ın sözlerinden çıkarılmış olan peygamberin şeriati ve Mustafa'nın kurallarıyla, bâtınında da o peygamberin, tamâmiyle Kur'ân'ın âyetlerine ve hükümlerine istinat eden, ahlâkı ile ahlâklanıp, onun vasıfları ile vasıflanmadıkça, sende bu teemmül ve tefekkür senin için gerçekleşmeyecektir.
SAYFA 43
Peygamberin ahlâkı, zâhiren ve bâtınen her şeyi câmi olan Kur'ân'dır.
Ona bu ahlâk, Rabbinden
gelmiştir.
Zîra Kur'ân, Allah'ın, nebîsine indirdiği ahlâkıdır.
Onunla ahlâklanan gerçekten de kurtuluşa ermiş, bahtiyarlığa kavuşmuştur.
Bundan dolayı Hz. Peygamber: "Allah'ın ahlâkı ile ahlâklanın" diye buyurmuştur ki, bu ahlâk da Kur'ân'da zikredilen şeylerdir.
SAYFA 44
Fâtiha; Kur'ân'ın en veciz ve en açık bir şekilde seçilmiş hâlidir.
Fâtiha üzerinde tefekkür eden bir kimse, Kur'ân'dan nail olunabilecek her şeye nail olur.
Bundan dolayı zât-ı ehadiyyeye meyil ve teveccüh edildiği zaman, yâni "şerîat lisânı" ile söyleyecek olursak, namaz esnasında okunması farzdır.
Namaz ise, îman ehlinin mîrâcıdır.
Çünkü Hz. Peygamber: "Namaz mü'minin mîrácıdır" diye buyurmuştur.
Yine o: "Fâtiha'sız namaz olmaz" diye de buyurmuştur.
SAYFA 45
İşte, ey Ka'be-i hakikiye, kıble-i asliye yönelerek namaz kılan kimse Bu hakikate yakınlaştıran farz namazlara özenle devam etmen ve bu namazları edå etmekle elde edilen hikmet ve sırlara yapışman gerekir; buna dikkat et.
Eğer Hakk'ın cânibine dönmek ve onun kapısına yönelmek istiyorsan, öncelikle abdest almalı, zâhirî ve bâtınî bütün pisliklerin hepsinde temizlenmeli ve haramlardan kaçınmak sana kolay gelinceye ve saptırıcı hevâ ve heves şeytanlarının vesveselerinden kutruluncaya kadar nefsinden ve onun şehvetlerinden, arzularından sıyrılmalısın.
Allâhü Teâlânın büyüklüğünü bilip, bütün dünyâlık zevkleri nefsine yasaklayarak "Allâhü Ekber (Allah en büyüktür)" dediğin zaman, bunun mânâsını da düşünmen gerekir.
Zirâ o, başkasına nisbetle değil, bizâtihi kendi zâtında en yüce ve en büyüktür, çünkü onunla birlikte başkası yoktur.
Bunu, tafdil/yüceltme için değil de sıfat için kullan.
Bunu gözünün önüne, talebinin ve maksadının gözünün önüne dik, oradan hiç ayırma!
Hayır ve bereket umarak
"BİSMİLLÂH" dediğin zaman, rağbetini ve muhabbetini ona doğru göndermiş olursun.
"ER-RAHMAN (merhametlidir)" dediğin zaman, nefes-i rahmaniden senin onun katına doğru yükselmeni sağlayacak bir koku alırsın.
"ER-RAHÎM (rahmet sahibidir)" dediğin zaman, onun lutuf rüzgârlarından ve rahmet esintilerinden birisini içine çeker ve onun senin üzerindeki nîmetlerini sayarak, onunla ünsiyet etme makâmına ulaşırsın.
Hakk'a hamd ü senâ edip, nimetlerine karşı şükrederek
"ELHAMDÜLİLLAH (Allah'a hamd olsun)" dediğin zaman, nimetlerine şükretmeyi onunla aranda vesile kılmış olursun.
"RABBİ'L-ALEMÎN (âlemlerin Rabbidir)" dediğin zaman, tevhid makamının hakikatine ulaşır ve onun ihâtasını, şümülünü ve bütün mevcûdat üzerindeki rabliğini keşfedersin.
"ER-RAHMAN" dediğin zaman, onun geniş, nihâyetsiz rahmetini, umûmî şefkatini ve merhametini dilemiş olursun.
"ER-RAHÎM" dediğin zaman, Hakk'ın gayrısına iltifat etmek anlamına gelen elim azaptan kurtulmuş ve ayrıldıktan sonra tekrar
Hakk'a kavuşmuş, vâsıl olmuş olursun.
"MALİKİ YEVMİ'D-DİN (o, din gününün sahibidir)" dediğin zaman, bütün sebepleri, vâsıtaları ortadan kaldırarak, keşf ve şühûd makamının hakikatine ermiş olursun.
O zaman senin için zuhur edecek ve görünecek ne varsa zuhur eder.
İşte tam bu halde iken cem' lisânı ile
SAYFA 46
"İYYAKE NA'BÜDÜ (yalnızca sana kulluk ederiz)" yâni "ancak seni muhatap alarak sana kulluk ederiz ve
"İYYAKE NESTAÎN (yalnızca senden yardım dileriz)" yani "senin yardımınla yine senden yardım dileriz" demek düşer.
"IHDİNA'S-SIRÂTA'L-MÜSTAKÎM (bizi dosdoğru yol ilet)" dediğin zaman, kulluk makamını sağlamlaştırmış olursun.
"SIRÂTA'L-LEZÎNE EN'AMTE ALEYHİM (kendilerine nîmet verdiklerinin yoluna)" dediğin zaman, cem' makâmına iyice yerleşmiş olursun. "GAYRİ'L-MAĞDÛBİ ALEYHİM (gazaba uğramışların yoluna değil)" dediğin zaman, onun celâl sıfatlarının darbelerinden uzaklaşmış olursun.
"VELA'D-DÂLLÎN (sapmışların yoluna değil)" dediğin zaman, vuslata ermişken geriye dönmekten korkmuş olursun.
"ÂMÎN" dediğin zaman, kovulmuş şeytandan emin olursun.
İşte, namazı yukarıda anlatıldığı şekilde kılmalısın. Öyle ki, her namazın zât-ı ehadiyyetin zirvesine götüren bir mîraç, ebediyet göğüne yükselten bir vâsıta ve ezel ve ebed hazînelerini açan bir anahtar olsun.
Bu ise ancak, beşerî sıfatların gereklerinden kurtulmak sûretiyle gerçekleşen mevt-i irâdiden ve râzı olunmuş bir ahlâk ile ahlâklanıp, güzel hasletleri elde ettikten sonra gerçekleşebilir.
Sende dünyaya meyil olduğu müddetçe, gaflette yüzen insanlardan kaçıp uzaklaşmadıkça, onların vesveselerinden ve âdetlerinden firår etmedikçe bunu elde edemezsin.
Zira karakterler ve hastalıklar bulaşıcıdır.
Nefisler, hevâ ve hevesi emredici ve Mevlâ'dan yüz çeviricidir.
Allâhü Teâlâ lutuf ve keremiyle, bizi onların şerlerinden korusun, aldatmacalarından kurtarsın.
#SEYYİD #ABDÜLKADİR #GEYLANI (IK.S.) #KÜLLİYATI #EHLİ #BEYTİ #KİRAM #PINARLARI
GEYLANÎ TEFSİRİ (I. CİLT)
#KUTBI #RABBANI SEYYİD #ŞERİF #ŞEYH ABDÜLKADİR GEYLÂNÎ EL-HASENI EL-HÜSEYNİ
#FATİHA #SÜRESİ #TEFSİRİ
1 note
·
View note
Text
Denizli'de yem fabrikasında mısır silosuna düşerek boğulan 40 yaşındaki işçi yaşamını kaybetti!
Denizli'de mesaiden sonra evine dönmeyen işçinin ailesi tarafından yapılan kayıp ihbarı, acı gerçeği ortaya çıkardı. Abalıoğlu Yem Fabrikasında çalışan 1 çocuk babası işçinin, mısır unu silosuna düştüğü ve fark edilememesi sonucunda boğularak yaşamını yitirdiği saatler sonra belirlendi. Abalıoğlu Yem Fabrikasında iş cinayeti Olay, Pamukkale ilçesi Eskihisar Mahallesi'nde faaliyet gösteren Abalıoğlu Yem Fabrikasında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre; dün mesai çıkışı akşam evine dönmeyen 40 yaşındaki Yalçın Saldamlı'nın ailesi, 112 Acil Çağrı Merkezini arayarak Saldamlı'nın eve gelmediğini ve kendisine ulaşamadıklarını söyledi. İhbar üzerine yem fabrikasına giden polis ekipleri, Yalçın Saldamlı'nın nerede olduğuna dair araştırma başlattı. Fabrika yerleşkesinde polis ekipleri tarafından yapılan incelemelerde, kendisinden haber alınmayan Yalçın Saldamlı'nın mesai saatinin 16.00'da bittiği ancak personel çıkış sistemine göre de fabrikadan ayrılmadığı belirlendi. Cansız bedeni un silosundan çıktı Son olarak çalışma arkadaşları tarafından öğle yemeğinde görülen Yalçın Saldamlı'nın bulunması için ekipler güvenlik kamerası kayıtlarını saniye saniye izledi. Yapılan araştırmalar sonucunda, saatlerdir fabrikada yokluğu anlaşılmayan Yalçın Saldamlı'nın mısır unu silosuna düştüğü belirlendi. Boşaltılan mısır unu silosunda Saldamlı'nın cansız bedenine ulaşıldı. Cenazenin itfaiye ekipleri tarafından çıkartılmasının ardından olay yeri inceleme ve Cumhuriyet Savcısı tarafından incelemeler yapıldı. Çalıştığı yem fabrikasında meydana gelen iş kazası sonucu hayatını kaybeden Yalçın Saldamlı'nın cenazesi otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Denizli iş güvenliği raporu Denizli'de yaşanan iş kazaları ve meslek hastalıkları Denizli iş sağlığı ve güvenliği verilerine göre; 2013’den bu yana 75.434 iş kazası, 219 iş cinayeti yaşanmış, 11 kişiye meslek hastalığı tanısı konmuştur. 2023 yılında iş kazası geçiren kişi sayısı 9.655 olmuş, kayıp gün sayısı ise 104.660 olarak kayıtlara girmiştir. Bununla birlikte 2023 yılında 3‘ü kadın 24 kişi iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirmiştir. Yine 2023 yılında 4 kişiye meslek hastalığı tanısı konmuştur. Denizli, 2023 yılında kendi bölgesinde 9.655 iş kazası ile, tüm zamanların iş kazası rekorunu kırdı. Read the full article
0 notes