#Çocuk terbiyesi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Adalet varmıy dı? Bir bebek taciz edilirken Adalet sarayın'da ses çıktı mı? Bir günde 2 kadın ölürken Adalet sara'yı kollarını sıvadı ve suçluya en ağır cezayı verdi mi? Bir erkek kadını korudu diye aylar'ca ceza aldı peki adalet sarayı neden bir çocuk katili den daha çok ceza verdi? Adalet sarayı böylemi yönetilirdi? Neden erkek diye güçlü dendi? Tüm acıyı çeken kadınlar yaşama savaşı verirken neden "erkek dir güçlü o" dendi? Neden hala aile terbiyesi almayan erkekler sokakta? "Adalet sarayı yapmak değildi amaç orayı yönetmekti. Adalet sarayında 'adalet mülkün temelidir' yazarken o yazının altında bir taciz suçuyla gelen erkeğe serbest bırakmak adaletsizliktir.
#cinayet#kadinavecocugadokunma#kitap#geceye bir şarkı bırak#kesfet#kitap alintilari#mustafa kemalin askerleriyiz#türk askeri#şarkı sözleri#kitap kesitleri#spotify#uzak mesafe
19 notes
·
View notes
Text
"Hepimiz biliriz; Üsame on yedi yaşındaydı ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onu İslam ordularının başkumandanı yaptı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin vefatına da iki gün vardı. Üsame, Medine'de hazırlığını yaptı: Ebu Bekir, Ömer, Osman ve ümmetin büyükleri orduda er baştı. On yedi yaşında bir çocuk, başkumandan. Allah onlardan razı olsun. Masal değil, çizgi film konusu değil, senaryo değil; Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme ait hatıralar.
İnsan Peygamber!
Üsame; kölesi Zeyd'in çocuğu, zenci bir çocuk, babası zenci, kendisi zenci ama beyaz derili Ebu Bekir'in kumandanı. O on yedi yaşında, Ebu Bekir altmış bir yaşında, Ömer ve Osman elli yaşını geçmiş ama onun emrindeler. İslam terbiyesi!
Bu, Muhammed aleyhisselam standardı. Kendisi göklerden diplomalı olunca bu sefer ümmetinin delikanlıları diplomasız iş gördüler çünkü diplomasının kaynağı göklerdendi."
15 notes
·
View notes
Text
yazmamak için tuttum kendimi ama yok duramıyorum yazmak istiyorum.
burada hayatımı, hikayemiı bilen arkadaşlarım var bilmeyenler var, yazdığım metinlerden anlayan tahmin eden var. velhasıl kalbimin içinde benimle büyüyen, göğsümü dolduran, sonsuz muhabbet ve derin özlem duyduğum, benimle hep var olacak, eksilmeyecek bir sevgimin, sevdamın olduğunu bloğumu takip eden, üç beş postumu okuyan herkesin anlaması çok mümkün. ne yaşımı saklıyorum, ne duygularımı. orta yaşlı, üç kız çocuk sahibi, kalbi dolu, hayatıyla ilgili belli başlı bilgileri ortada, şahsi bilgiler istisna kendisi ile ilgili çok şeyin bilindiği biriyim. sindiremediğim şeyler var burada, dile getirmedim, konusunu açmadım hiç. varlıklarını hep tahmin ettiğimiz haysiyet yoksunları var burda biliyoruz. eskisi kadar olmasa da saçma sapan anonimlik müessesini kullanarak gelen, edep dışı birçok şey yazan ama asla paylaşmadığım şeyler oldu oluyor. üz��ldüğüm şey şu ki kendini, duygularını bu kadar net ve açık ifade eden bir kadına bunları yazmak nedir biliyor musunuz? benim terbiyem müsaade etmiyor siz biliyorsunuz o kelimeleri benim lugatımda olmadı olmaz. ordan burdan yorum yapmaya çalışmak, laf atmak, cevap vereceğimi karşılık vereceğimi düşünmek, affedersiniz o sizin edepsizliğiniz asılmaya çalışmak, kendince etkileyici cümleler kurduğunu sanmak vs vs dünyanın en aptalca tavrı. hepinizin ağzının payını veriyorum vereceğim de. karşınızda merhaba, güzel vakitler dilerim bilmem ne saçma salak basit mesajlarınıza, yorumlarınıza dönüp bakacak, cevap verecek birisi yok. ben öyle süslü püslü cümlelerinize, iltifatvari sözde metinlerinize karşılık verecek biri değilim. önüme dünyayı serseniz gözüm görmez, kulağım duymaz. insan utanır, bir insanın duyduğu muhabbetten, sevgisinden, kurduğu cümlelerden utanır. ipin ucunu kaçıranlar var gerçekten zekanızdan şüphe duyuyorum. neyse.
yani şu metin uzar da uzar fakat rahatsızlık duyuyorum yazarken. sözün özü şu ki; insan cinsiyetinden utanır, karşısındaki insanın burada gösterdiği apaçık duygularından, sadakatinden utanır. yüzüm ekşiyor şunları yazarken hiç mi utanma duygunuz yok, her kadını ulaşılır sanmak, karşılık göreceğini düşünmek, hadsizlikle buna yeltenmek nasıl bir şeref yoksunluğudur. yazık ya yazıklar olsun.
(ve tüm bunların aksine edebi, terbiyesi, saygısı ile örnek alınacak, hürmet ettiğim kardeşlerim Allah razı olsun sizden)
13 notes
·
View notes
Photo
Biri, İbn-i Haldun’a sordu: Çocuklarımızı nasıl terbiye edelim? İbn-i Haldun dedi ki: Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın. Zira zaten size benzeyeceklerdir. Kendinizi terbiye edin yeter.... İnsanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir. (Risale-i Nur) Çocuk terbiyesi çocuğun doğumundan önce başlayan, peder ve validenin ortak bir misyonuyla kendilerinin vefatlarına kadar devam eden oldukça uzun bir zaman dilimine ihtiyaç duyulan bir süreçtir. Bu konuyla ilgili Bediüzzaman Hazretleri en önce kendi anne ve babası tarafından doğumundan önce terbiye edilmeye başlanmıştır. Validesi ona hamile olduktan sonra abdestsiz yere basmamakta ve doğumundan sonra da abdestsiz onu emzirmemektedir. Pederi de aynı inceliği gösterip, geçim kaynağı olan büyükbaş hayvanlarını tarlaya götürürken, başkalarının bağ ve bahçelerinden ot yiyip rızıklarına haram bulaşmasın diye ağızlarını bağlamıştır. Bu örnekte de görüldüğü gibi doğumdan önce peder ve valide en önce kendilerini bir terbiyeye tabi tutmuşlardır. Bir peder ve valide, çocuğunun doğumundan önce kendi ibadet hayatına çeki düzen vermeli, kötü alışkanlıklarından vazgeçmeye azmetmelidir. Bir çocuk hayatı boyunca öğreneceklerinin büyük bir kısmını bir ile beş yaş arasında öğrenmektedir. Bu döneme ailenin iyi hazırlanması gerekir. Çocuk terbiyesinde diğer bir önemli hususu Bediüzzaman Hazretleri şöyle ifade etmektedir: "… bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imanî alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslâmiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Âdetâ gayr-ı müslim birisinin İslâmiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer. Bilhassa, peder ve validesini dindar görmezse ve yalnız dünyevî fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir. O halde o çocuk, dünyada peder ve validesine hürmet yerinde istiskal edip çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi belâ olur. Âhirette de onlara şefaatçi değil, belki dâvâcı olur: 'Neden imanımı terbiye-i İslâmiye ile kurtarmadınız?'..." #çocuk #eğitim #terbiye #namaz #anne #çocukgelişimi #ebeveyn #islam #iman #maksat114bursa #dua #imtihan #ibadet #kuran #Allah #risaleinur #risaleinurkülliyatı #bediuzzaman
4 notes
·
View notes
Text
LEDÜN RISALESI (GAZALİ)
İLİMLERİN TAHSİLİNDE RUHLARIN MERTEBELERİ
Ey kardeşim
bilmiş ol ki, ilimler insan ruhunda gizli bir halde mevcut olup tüm insanlar ilimleri öğrenmeye kabiliyetlidir.
Bazı ruhlar sonradan meydana gelen herhangi bir arıza ve sebepten dolayı bu kabiliyetini kaybedebilir.
Zira,
خلق النَّاسُ حُنَفَاءَ فَاخْتَالَتَهُمُ الشَّيَاطِينَ
"İnsanlar tertemiz ve dürüst (hanîf) bir şekilde yaratıldı fakat şeytanlar onları aldattı"
(36) ve,
كل مولود يولد على فطرة الإسلام
"Her çocuk İslâm fıtratı üzere doğar") adis-i şerifleri bu hususlara işaret eder.
İnsan ruhu aslî saflığını ve taharetini muhafaza etmesi halinde, külli ruhun aydınlatmasına (işrâk) istidatlı, ondan aklın kavrayabileceği suretleri almaya kabiliyetlidir.
Lakin bazı ruhlar bu dünyada kendisine arız olan muhtelif hastalıklar ve çeşitli sebeplerden ötürü hakikatleri idrak edemez bir hâle gelir.
Bazıları da aslî sıhhatini korur, bozulmaz.
Böylece kabiliyetini kaybetmez.
Bunlar vahiy alma kabiliyeti olan, mucizeler gösteren, bu kevn ve fesad âleminde tasarrufa muktedir olan nebilerin ruhlarıdır.
Bu ruhlar aslî sıhhati üzere kalabilmiş, arizî illet ve marazî unsurlarla mizaçları bozulmamıştır.
Bu sebeple nebiler insanları fıtratlarındaki temizliğe çağıran ruh doktorlarıdır.
Hasta ruhlar bu süflî dünyada muhtelif mertebeler oluşturur.
Bunlardan bir kısmı birazcık dahî olsa mevki-makam hastalığına yakalanmış, hafızalarına nisyan bulutları çökmüş olmasına karşın devamlı taallümle meşguldürler.
Bu şekilde asli sıhhatlerini taleb ederler ki, bu gruba dâhil olanlar az bir tedavi ile iyileşir, çok az bir tezekkürle nisyan bulutlarını tarümar ederler.
Bazıları da ömürleri boyunca ilim öğrenirler.
Günlerini ilim tahsili ve birtakım nazariyeleri tedkik etmekle geçirirler.
Fakat mi- zaçları bozuk olduğundan hakikatleri anlayamazlar.
Çünkü mizaç bozulunca ilaç fayda vermez.
Diğer bir grup da, hatırlayıp unuturlar, riyazetle nefislerini yıpratırlar.
Bu surette birazcık nur, az bir aydınlanma elde edebilirler.
Bu tür mertebeler nefislerin dünyaya meyletmesinden, fanî meşguliyetler içinde boğulup gitmesinden meydana gelir.
Ruhların hastalanması veya sıhhat bulması kuvvetlilik-zayıflılık derecesine göredir.
İşte bu hastalıklar giderilirse, ruhlar Ledün ilminin mevcudiyetini ikrar ederler, fıtratlarının temiz ve saf olduğunun farkına varırlar.
SAYFA 98
Ruhlar, bu kesîf bedene arkadaşlık etmekle ve hakikatlere perde olan bu zulmanî âlemde ikamet etmekle hastalanmış, gerçeği göremez olmuşlardır.
Halbuki ruhlar, ilim öğrenmekle olmayan bir ilmi [ilm-i ma'dûm] icat etmek, mevcut olmayan bir aklı [akl-ı mefkud] meydana getirmek istemiyor, bilakis bedeni süslere yönelmek, bedenin ihtiyaçlarını karşılamak ve onu düzene koymak gibi birtakım meşguliyetler sebebiyle kendisine arız olan hastalığı gidermek, yaratılışlarında mevcut olan asli ilme dönmek istiyorlar. Nasıl ki çocuğunu seven müşfik bir baba, çocuğunun bakımı, terbiyesi gibi işlerle uğraştığında diğer işleri unutursa, ruh da fazla sevgi ve şefkatinden dolayı bedene yönelmekte, onun onarımı, korunması, ihtiyaçlarının teminiyle uğraşmakla zayıf, bitkin düşmesi sebebiyle dünya denizinde boğulmaktadır.
İşte bu yüzden ruhlar, kaybettiğini bulmak, unuttuğunu hatırlamak için taallüme ihtiyaç duymaktadırlar.
Taallüm, ruhun, kendi cevher-i aslîsine yönelmesi, saadete ulaşmak ve kemale ermek için kendisinde kuvve halinde mevcut olan şeyleri fiile çıkarmasıdır.
Ruhlar, cevher-i aslîlerindeki hakikatlere tek başına ulaşamayacak kadar zayıf düşerlerse, âlim, fâzıl, müşfik bir muallime bağlanır, yardım için ona sığınırlar ki arzuladıkları şeye nail olabilsinler.
Tıpkı, kendisini tedavi etmeyi bilmeyen, fakat sıhhatin arzu edilen, güzel birşey olduğunun farkında olan bir hastanın müşfik bir tabibe başvurarak halini arzetmesi ve ona tedavisi için sığınması gibi.
Biz, baş (akıl) ve göğsünden (kalb) istisnaî bir hastalığa yakalanmış olan bir âlim tanıdık ki, hastalığının devam ettiği zaman zarfında, ömrü boyunca öğrendiklerini unuttu, hafızasında olan herşey birbirine karıştı.
SAYFA 99
Bu âlim şifa bulup da sıhhatine kavuştuğunda unutkanlığı gitmiş, hastalık günlerinde unutmuş olduğu malumatları tekrar hatırlayabilmiştir.
Bu olaydan anlıyoruz ki, bilgiler yok olmazlar, unutulurlar.
Bilgilerin yok olması [mahv] ile unutulması [nisyan] arasında fark vardır.
Mahv, nakış ve izlerin hafızadan tamamen silinmesi, nisyan ise, gün ortasında güneş ışıklarının bulutlar tarafından perdelenmesi ve ortalığın güneş batmışçasına kararması gibi, hafızadaki nakışların gizlenmesidir.
Öyleyse ruhun taallümle meşgul olması, yaratılıştaki temizliğine ve fıtratına dönmesi için, kendisine arız olan hastalığı defetmeye çalışmasından başka birşey değildir.
Ey kardeşim, ruhun cevher ve hakikatini, taallümün sebep ve gayesini anladıktan sonra bilmiş ol ki hasta ruh taallüme, ömrünü ilim tahsili için harcamaya ihtiyaç duyar.
Hastalığı hafif, derdi az, uğradığı bela önemsiz, nisyan bulutu ince, mizacı sağlam olan ruh, fazlaca taallüme ve bu uğurda uzun müddet yorulmaya ihtiyaç duymaksızın birazcık tefekkür ile aslına döner, kendi hakikatine yönelir ve sırlarına vakıf olur.
Böylece onda kuvve halinde olan şeyler fiile çıkar. Fıtratındaki hallerle bezenir.
Bu suretle kemale ermiş, kısa zamanda pekçok şey öğrenmiş ve bunları en güzel şekilde ifade eden bir âlim olmuş olur.
Külli ruha yönelerek aydınlanır.
Cüz'î ruha yönelerek feyz saçar.
Aşk yoluyla aslına benzeyerek, haset ve kin damarlarını koparıp atar.
Dünyanın fuzûlî ve lüzumsuz süslerinden yüz çevirir.
İşte bu mertebeye eren nefis hakikati bilmiş, kurtuluşa ermiştir ki bütün insanlar için arzu edilen mertebe budur.
(36) Müslim, C: 8, Kitabu'l-Cennet, Bab: 63 "Leydin Tabı"
#LEDÜN #RİSALESİ
#İLİMLERİN #TAHSİLİNDE #RUHLARIN #MERTEBELERİ
#İMAM-I #GAZÂLÎ
(37) Buhari, C: I, Sayfa: 341 "Leydin Tabı"
1 note
·
View note
Text
Bursa İnegöl'de 'Aile Okulu' eğitimleri sürüyor
https://pazaryerigundem.com/haber/191276/bursa-inegolde-aile-okulu-egitimleri-suruyor/
Bursa İnegöl'de 'Aile Okulu' eğitimleri sürüyor
Bursa’da İnegöl Belediyesi’nin Aile Hayatı İyileştirme Derneği (AHİD) iş birliğinde düzenlediği ‘Aile Okulu’ kapsamında “Kuran Işığında Çocuk Terbiyesi ve Eğitimi” konulu seminerde İnegöllülerle buluşan MEDAV Başkanı Tayyip Elçi, çocuk dünyaya geldiği an itibariyle eğitimin başladığını belirtti.
BURSA (İGFA) – Bursa’nın İnegöl ilçesinde her yıl onlarca genç çiftin katılarak sağlam temelli evliliklere adım attığı organizasyon kapsamında bu yıl 8 hafta boyunca farklı konu ve konuklarla; toplumun temelini oluşturan ailenin önemi, mutlu ve huzurlu aile olabilmenin yöntemleri, çocuk yetiştirmenin püf noktaları gibi çeşitli eğitim ve seminerleri gerçekleştiriliyor.
Aile Okulu’nun 3’üncü haftasında, Medrese Alimleri Vakfı (MEDAV) Başkanı Tayyip Elçi, Cuma akşamı Sani Konukoğlu Konferans Salonunda “Kuran Işığında Çocuk Terbiyesi ve Eğitimi” konulu seminerde İnegöllülerle buluştu.
Seminerde anlatımlarda bulunan Tayyip Elçi, “Rabbimiz hiçbir varlığı boş ve yararsız yaratmamıştır. Her canlıya mutlaka bir görev vermiştir, bir sebeple yaratmıştır. İnsanı da dünyayı hazırlayıp kralları ağırlar gibi göndermiştir. Peki bizim dünyaya neden geldik diye sorgulamamız gerekmiyor mu? Bu sorgulamayı da Rabbimiz Kur’an’ı Kerim’de hatırlatıyor. İnsan dünyada başıboş bırakılacağını mı zannediyor gibi ayetler bizi bu muhasebeye sevk eder. Ben nereden geldim, bu dünyaya neden geldim, buradan sonra nereye gideceğim gibi sorgulamaya teşvik ediyor Rabbimiz” diye konuştu.
İnsanoğlunun vazifelerinden birinin yeryüzünü imar etmek olduğuna değinen Elçi, “Bunun için de iki konuya dikkat etmeliyiz. Birincisi nefsimizin ıslahı, ikincisi neslimizin ıslahıdır. Erdemli, barış içerisinde birbirleriyle anlaşabilen toplum, nefsini ıslah etmiş toplumlardan oluşur. Bugün asıl üzerinde durmak istediğimiz, neslimizin ıslahı konusudur. Öncelikle ebeveynler ıslah olmalı ki evlatlarını da ıslah edebilsinler. Neslimizi ıslah edersek, o zaman yeryüzünü imar etmiş, ıslah etmiş oluruz. Eğer neslimizi ihmal edersek, ihmal ettiğimiz nesiller imar ettiğimiz şehirleri tahrip eder. Biz sadece kendimizden sorumlu değiliz. Kendilerini de ıslah etmekten sorumlu olduğumuz neslimizin yaşantısından da sorumlu olacağız. Bir aile reisi ailesinin çobanıdır, bir devlet başkanı ülkesinin çobanıdır. Ve her çoban sürüsünden sorumludur. Yaşamımızı, nesillerimizi Kur’an’a göre şekillendirmeliyiz. Peygamber efendimizin hayatı da kuranın yaşama çevrilmiş halidir. Onun hayatını takip ederek de doğru yolu bulabiliriz” diye konuştu.
Tayyip Elçi, çocuk eğitimi konusunda da önemli bilgiler paylaşarak, “Eğitim, çocuk dünyaya geldiği an başlar. Çocuğun ahlakını, karakterini, şahsiyetini oluşturacak eğitim doğumla başlar. Öğretim ilerleyen yaşlardır. Eğitim şahsiyet inşa etmektir. Çocuk dünyaya geldiğinde kulağına söylenecek ilk söz, Allahuekber olmalıdır. Çocuğun tevhit üzere yetişmesi için sağ kulağına ezanı, sol kulağına kameti getirmek lazım. Çocuk 6 yaşına geldiğinde hayatı boyunca taşıyacağı karakterin, şahsiyetin, ahlakın yüzde 80’ini alır. 6 yaşından sonra 16 sene okula gitse, yüzde 20 gelişebilir. O yüzden eğitim evde başlar. Çiçek yetiştirmek bile kolay değilken, çocuk yetiştirmek hiç kolay değildir. Anne baba olmak kolay değil. Şuurlu anne babalar evlatlarını doğru şekilde yetiştirebilir. Bizde olmayanı, evlatlarımıza kazandıramayız. Önce kendimiz dosdoğru olmalıyız” ifadelerinde bulundu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Photo
Aile Okulu'nda Çocuk Terbiyesi Semineri Başlıyor! İnegöl Belediyesi, Aile Hayatı İyileştirme Derneği (AHİD) ile iş birliği yaparak “Aile Okulu” eğitimlerini bu yıl dördüncü kez düzenliyor. Her yıl çok sayıda genç çiftin katıl https://bursahabermedya.com/aile-okulunda-cocuk-terbiyesi-semineri-basliyor/ #İnegöl #bursahaber #bursasondakika #bursahaberleri #haberler #bursa
0 notes
Text
Hocaefendi’nin Çekirdekten Çınara İsimli Eseri İngilizce Olarak Yayınlandı Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin 1980 öncesi dönemde cami kürsülerinde Çocuk Terbiyesi üzerine verdiği vaazlardan derlenen “Çekirdekten Çınara” isimli eser, Tughra Books tarafından “From Seed to Cedar” başlığıyla İngilizce olarak basıldı.
0 notes
Text
bu gün dershanede sınava çıkarken ben merdivendeyken siren çaldı saygı duruşuna geçtim arkamda bir kız vardı o da geçti ama merdivenden hala ses geliyordu sonra istiklal marşı başladı bir çocuk her mısranın sonunda bir basamak ine ine yanıma kadar geldi nerdeyse nasıl bir saygısı terbiyesi var hayret ettim
0 notes
Text
Allah akıl/fikir/namus versin rahmetli Hayganuş teyzemin deyimiyle " kendine parmak atan insana"denecek söz yok önce inanamadım bir insan bu kadar alçalıp kendini rezil edemez dedim abooooovvvv gerçek habermiş zaten kafes dövüşü saçmalığı vardı da delidir ne dese yeridir demiştim demek bu uyuşturucuyu fazla kaçırıyor kendisine-ailesine ve insanlara saygısı kalmıyor Allah hiç kimseyi bu durumlara düşürmesin🙏Ulan hayvanoğluhayvan 52 yaşında adamsın sizde yaş farkı konuşulmaz ama bizim geleneğimizde her yaşın bir ağırlığı vardır Mark 35 yaşında eskiden Anadoluda 16-17 yaşlarında evlenirlerdi erkekler,oğlun olacak yaşta hadi o da eğleniyor Meta reklamı yapıyor ama sen 10 çocuk sahibisin hele biri doğuştan diğeri oğluştan 2 kızın var 3 kızkardeşin var bizde kız babası ve bacı abisi olan erkek akıllanır davranışlarına sözlerine dikkât eder param var çevremin beyni uyuşturucudan uyuşmuş ne desem gülüyorlar diyorsun ama insanlık öğren ayıp/ahlâk/haya denen kavramlar var sen ahırda mı büyüdün hiç mi aile terbiyesi görmedin ben de deliyim baba üvey kızını doğurttu anne ayrı alem kızkardeş bunun spermleriyle hamile kaldı bir de sperm bankasından aldığını söylüyor insan olsanız bu sözleri yazdıktan sonra annenin kızlarının bacılarının yüzlerine bakamazsın yazıklar olsun çekilin Tumblrlar tükürüğüm size sıçramasın tuuuuuuhhhhhh yuuuuuuuhhhh yetmez bir daha tuuuuuuuuuhhhhh haa yarışmaya gerek yok ben jüri başkanıyım yattığın doğurttuğun fahişeler de jüri üyeleri olsunlar bu ayrıcalığı kendime tanıdım çünkü o orospular seninle paran için yattılar ben herşeyden habersiz küçük-masum-temiz dünyamda yaşarken beni şereflendirdin evet penisin büyük ama estetik değil fazla hantal yamuk mor eşşekoğlueşşek estetik yaptır gözümüz şenlensin ulan sen elime geçeceksin ki o deve yükü para ödediğin korumaların elimden alamazlar o övündüğün penisi ellerimle koparıp sokak köpeklerine veririm pezevenk halâ uslanmadı ki arada gine beni selâmlar bu domuz ama artık alıştım insan yerine koyup cevap vermiyorum geçen gün de bir simülasyon penis yapmış beğenmedim çalış da gel bokoğlubok😤😠😈Rahmetli Erzurumlu ninem anlatırdı zamanın birinde bir zengin ağanın salak oğlu varmış salak oğlana köyün en güzel kızını satmışlar düğün yapılmış yatak odasına girmişler deli bu gibi penisiyle gururlanıyor çıkmış tavana eski köy evlerinin tavanları yüksek olurdu tahta merdivenle çıkılırdı sarkıtmış takımını kız da bağırmış şaşkınlıktan😲😨içeriye evin büyüğü nine girmiş" ne oldu kızım "demiş kız da salak oğlana "şişir şişir de nenen de görsün"demiş salak da gururlanıp şişirince nine utançtan yüreğine inip ölmüş bu soysuzunki de o hesap şimdi o modellemenin daha kalın ve uzununu yap kıçına yapıştır namussuz şerefsiz ayrıca bu aralar Avrupalıları bıraktın Hindistanlı ve İranlı hatta Afgan similasyonlar yapıyorsun Siyahi ve Sarı ırkı da dene sığır!
0 notes
Text
İmam Malik rahimehullah dermiş ki:
"Bir adamın güzel şeyleri yiyip ailesini onlardan mahrum etmesi çirkin bir şeydir."
Allâh ömrünü ve zühdünü bizlere bağışlasın, Babamın şöyle nasîhat ettiğini biliyorum:
"Evi olan adam mecbûr olmadıkça dışarıda yemez, şayet yiyecek olursa aynısından evine de götürür. Ev ahâlisine almaya gücünün yetmediğini ise yalnız yemeyi vicdânı kabûl etmez."
#Rızık#Aile#Yemek#İlim#Çocuk terbiyesi#Dünya#Eğlence#Aşk#Tasavvuf#Edep#Allah dostları#Hayırlı eş#Saliha kadın
43 notes
·
View notes
Video
tumblr
31 notes
·
View notes
Text
Allah'ın merhameti, insanın merhametine benzemez
Allah’ın merhameti, insanın merhametine benzemez
“Çünkü insanın acımasında bir üzüntü, keder ve dert vardır. İnsan acıdığı zaman kederlenir, hisleri vardır. Allah’ın rahmeti ise bütün bunlardan münezzehtir.” demiştir Mevlana Celaleddin-i Rumi sırrı mukaddes kılınsın Bazı insanlar için merhamet, şefkat, acıma hisleri kendisi için birer zaaftır. Gerektiği gibi davranamaz. Mesela bir anne çocuğuna karşı zaafı olduğunda aynı zamanda disiplini…
View On WordPress
#Af ve bağışlanma#Allah&039;ın bağışlaması#Anne ve Baba#Çocuk Genç ve Yetişkin#Çocuk terbiyesi#Bağışlanmak#Dertler#Disiplin#Dursun Ali Erzincanlı (Allah’ın selamı#rahmeti ve bereketi onun üzerine olsun)#Er Rahman#Faydalı ve faydasız#Hatalar#Hürriyet#Hikayeler#Hz. Yunus aleyhisselam#Hırs ve esaret#Mazlum#Merhamet#Mevlana Celaleddin Rumi (Allah’ın selamı#Musibet ve bela#Nefs#Nisa suresi#Rızk#Saygı ve davranış şekli#Sözler#Sebepler#Semerkand#Talha Uğurluel
2 notes
·
View notes
Link
Kız çocukların babaya düşkünlüğü mutlaka baba tarafından uygun karşılık verilerek değerlendirilmelidir. Zira kızlar için baba “model” erkektir ve bu model ileriki dönemler için belirleyici bir etkiye sahiptir. Devamını oku: https://www.nasihatler.com/kiz-cocuklari-ve-babalar/
1 note
·
View note
Text
İnegöl Belediyesinden seminere davet
https://pazaryerigundem.com/haber/190572/inegol-belediyesinden-seminere-davet/
İnegöl Belediyesinden seminere davet
İnegöl Belediyesi’nin AHİD iş birliğinde gerçekleştirdiği “Aile Okulu” eğitimlerinin 3’üncü haftasında Cuma akşamı MEDAV Başkanı Tayyip Elçi “Kuran Işığında Çocuk Terbiyesi ve Eğitimi” seminerinde İnegöllülerle buluşacak.
BURSA (İGFA) – İnegöl Belediyesi’nin Aile Hayatı İyileştirme Derneği (AHİD) iş birliğinde düzenlediği “Aile Okulu” eğitimleri bu yıl 4’üncü kez gerçekleştiriliyor. Her yıl onlarca genç çiftin katılarak sağlam temelli evliliklere adım attığı organizasyonda; toplumun temelini oluşturan ailenin önemi, mutlu ve huzurlu aile olabilmenin yöntemleri, çocuk yetiştirmenin püf noktaları gibi çeşitli eğitim ve seminerler yer alıyor. Aile Okulu seminerleri 8 hafta boyunca her hafta Cuma akşamı 20.30’da Sani Konukoğlu Konferans Salonunda gerçekleştiriliyor.
BU HAFTA KONU: “KURAN IŞIĞINDA ÇOCUK TERBİYESİ VE EĞİTİMİ”
Aile Okulunun bu haftaki konuğu Medrese Alimleri Vakfı (MEDAV) Başkanı Tayyip Elçi olacak. 01 Kasım Cuma akşamı 20.30’da Sani Konukoğlu Konferans Salonunda İnegöllülerle buluşacak Tayyip Elçi, “Kuran Işığında Çocuk Terbiyesi ve Eğitimi” konulu seminerde anlatımlarda bulunacak.
AİLE OKULUNUN GELECEK HAFTA PROGRAMLARI
Aile Okulu programı kapsamında yapılacak diğer seminerler ve konuklar ise şöyle: 08 Kasım’da Aile Koçu Münir Kıran “Ailede Şahsiyet Eğitimi”, 15 Kasım’da Psiko Hekim Abdülaziz Yılmaz “Örnek ve Rol Model Anne Baba Olmak”, 22 Kasım’da Eğitimci, İlahiyatçı Hasan Basri Balcı “Huzurlu Aile ve Fetih Nesli”, 29 Kasım’da Eğitimci İsmail Güler “Toplumun Çekirdeği Aile” 06 Aralık’ta Eğitimci, İlahiyatçı Sami Yıldız “Aileyi Yıkan Sebepler” semineri.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
"Çocuk terbiyesi anne karnında,hatta daha da öncesi eş seçimiyle başlar."
(Risale-i Nur dersinden notlar)
90 notes
·
View notes