#Çinili Hamam
Explore tagged Tumblr posts
guy60660 · 1 year ago
Text
Tumblr media
Çinili Hamam | Artsy
15 notes · View notes
filmap · 2 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Hamam / Steam: The Turkish Bath Ferzan Özpetek. 1997
Hamam 1 Çavuşdere Cad Çinili Hamam Sok No 6, 34664 Üsküdar/İstambul, Turkey See in map
See in imdb
25 notes · View notes
keepingitneutral · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Zeyrek Çinili Hamam, Istanbul, Türkiye,
In Turkish, “çinili” translates to “tiled bath house.”
Mrs Koza Gureli Yazgan acquired an abandoned hamam in Istanbul’s historic yet overlooked Zeyrek district in 2010.
While freshening the place up, she kept unearthing priceless artifacts from Ottoman, Byzantine, and Roman times, soon discovering fragments of more than 3,000 vivid turquoise-blue ceramic tiles. More than 10,000 such tiles once adorned the building’s interior until a Parisian dealer sold the tiles to museums and private collectors around Europe as the hamam sat dormant.
After more than 13 years of conservation, which involved restoring the tiles and wall paintings dating back to the 18th and 19th centuries, Mrs Gureli Yazgan is gearing up to reopen Çinili as a contemporary art venue on September 30.
A museum dedicated to Byzantine cisterns will occupy the lower levels, which feature newly uncovered wall carvings of boats suspected to have been made by slaves. When the baths aren’t offering full-service spa services, they’ll host a rotating art program that glimmers under the domed roof’s array of crescent-shaped skylights.
247 notes · View notes
medievalistsnet · 1 year ago
Text
16 notes · View notes
gezginnerede · 2 years ago
Photo
Tumblr media
The Çinili Hamam , istanbul Bienali kapsamında ücretsiz gezebileceğiniz mekanlardan biri de Fatih ilçe merkezi Kırkçeşme mahallesinde, İtfaiye caddesi ile Çinilihamam sokağının birleştiği noktada yer alan Çinili Hamam. 1540-1546 yılları arasında Barbaros Hayreddin Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış. 17. İstanbul Bienali kapsamında 20 Kasım 2022 kadar pazartesi günleri hariç her gün 10.00-18.00 arasında açık ve ücretsiz gezebilirsiniz. #gezginnerede #thecinilihamam #fatih #bienal #travel #gezmek #keşfet #hamam #mimarsinan #barbaroshayrettinpaşa (The Çinili Hamam) https://www.instagram.com/p/Cj0aYJOtAIF/?igshid=NGJjMDIxMWI=
1 note · View note
lfmcn · 11 months ago
Text
İstanbul’un En İyi Hamamları
Tumblr media
Duş almak, temiz kalmak için gereklidir. Fakat toplum olarak duşu, temizliği keyfe çevirdiğimiz de doğrudur. Uzun yıllardır hamamlar ülkemizin hemen her yerinde mevcut olup yüzyıllarca hizmet vermişlerdir. Son yıllarda pek çok yerde hamamlar kapansa da İstanbul ve daha pek yerde tarihi hamamlar varlığına devam ediyor. Temelinde acil abdestlenmesi gereken, evinden ırak olup temizlenmesi gereken kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak için inşa edilen hamamlar zamanla temizliği bir keyfe dönüştürmüştür. Ölü derilerinizden kurtulmak, sıcakta ellerinizin, ayaklarınızın buruş buruş olması ve göbek taşının ayrıcalığını yaşamak için iyi bir hamama ihtiyacınız vardır. Sizler için İstanbul’un en iyi hamamları listesi hazırladık.
İstanbul’da Gidilecek Hamamlar
Tumblr media
Çatma Mescit Hamamı Beyoğlu’nda yer alan hamam, 1533 yılında Mimar Sinan tarafından yaptırılmış. Tarihin bütün dokusunu hissedebileceğiniz hamam geçen yıllarda restore edilmiş, çevresine de bir otel yapılmıştır. Bu sayede otelin içinde kalmıştır. Kişi ve gruplar için rezervasyon yaptırabilir, özel masaj terapileri alabilirsiniz. Hamamda sabun, yenilebilir yağlar, bal, süt gibi detaylar da kullanılabilmektedir.
Tumblr media
Süleymaniye Hamamı Kanuni Sultan Süleyman’ın isteği üzerine 1557 yılında yaptırılmış olan hamam, orijinal bacaları ve süslemeleriyle büyük ilgi çekiyor. Turistlerin gözdesidir. Yıllarca restorasyonda kalmış, 2004 yılında hizmete açılmıştır. Kapasitesi çok olmadığı için mutlaka rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Unisex bir hamam olmasından dolay�� da kalabalık olabiliyor.
Tumblr media
Cağaloğlu Hamamı 1741 yılında Ayasofya Camiine gelir sağlamak için inşa edilmiştir. Osmanlı mimarisi ile barok üslubun harmanlandığı hamamda bar, lokanta ve kafe de bulunuyor. Göbek taşında kuru masaj, köpüklü yıkama gibi pek çok hizmet yer alıyor.
Tumblr media
Ayasofya Hürrem Sultan Hamamı Kanuni tarafından Hürrem Sultan adına yaptırılan hamam, Ayasofya Camii ile Sultanahmet Camii arasında yer alıyor. 450 yılı aşkın tarihinin ve hamam keyfinin tam karşılığını veriyor. Dinlenme aralarında da şerbet, lokum, ceviz, kayısı, çay gibi ikramlar sunuluyor.
Tumblr media
Çemberlitaş Hamamı 3. Murad’ın annesi Nurbanu Sultan tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. 450 yıla yakın bir geçmişi bulunuyor. Aromatik yağ masajları, Hint baş masajı, refleksoloji, kil maskesi, sultan banyosu ve daha pek çok hizmet bulunuyor.
Tumblr media
Ağa Hamamı Beyoğlu’nun en çok tercih edilen hamamlarından birisidir. 1454 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. İlk dönem sadece kendisi ve şehzadeleri kullanabiliyormuş. Son dönemde turistler yoğun ilgi gösteriyor.
Tumblr media
Çinili Hamamı İstanbul hamamları arasında farklı bir yapıya sahip. Üsküdar’da yer alıyor ve adını Çinili Cami’den alıyor. 1640 yılında Kösem Sultan tarafından yaptırılmıştır. Her ne kadar adı Çinili olsa da içindeki çiniler çalındığı için şimdi onlardan eser yok. Geniş alanı ve ferah yapısı ile etkiliyor. Köpük masajı, kese, yağlı masaj yapılabiliyor. Gelin ve kına hamamı olarak tercih edilebiliyor.
İstanbul’un en iyi hamamları
Listemizde yer alan İstanbul hamamları dışında Tarihi Galatasaray Hamamı, Acemoğlu Hamamı, Kılıç Ali Paşa Hamamı, Mihrimah Sultan Hamamı, Gedikpaşa Hamamı gibi yerlerde İstanbul’un çeşitli noktalarında hizmet vermeye devam ediyor. Read the full article
0 notes
gltsry67 · 2 years ago
Photo
Tumblr media
20.XI.2022 #istanbul #türkiye #igers_turkiye #igers_istanbul #webstagram #streetphotography #photojurnalism #documentaryphotography #documentary #belgesel #belgeselfotoğraf #iphonegraphy #everydayistanbul #everydayturkey #instamood #instagram_turkey #everydayeverywhere (The Çinili Hamam) https://www.instagram.com/p/ClL_OZ9oUJo/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
visitturkeytr-blog · 7 years ago
Text
24 Sights in Istanbul
New Post has been published on http://www.visitturkey.in/24-sights-in-istanbul/
24 Sights in Istanbul
Fishermen’s favourite - Galata Bridge
1- Fishermen’s favourite - Galata Bridge
Spanning the Golden Horn, Istanbul’s iconic Galata Bridge is a top spot for fishing. Locals, especially men, like to come here to fish for fun and sometimes to earn money.
2- Bohemian Kadıköy - Yeldeğirmeni
Yeldeğirmeni is a historical part of Kadıköy with plenty to offer. Many elderly Turkish citizens have lived here from birth. It’s relatively inexpensive, there are lots of things to see and do and it’s home to a bunch of art studios.
Karaköy/Kadıköy Ferries - Things To Do in Istanbul
3- Europe to Asia & back - Karaköy/Kadıköy Ferries
Ferries are the most popular form of public transport in Istanbul for one simple reason – if you’re a local, you’re always in a hurry except when you’re on a ferry travelling from one side of the city to the other. You have around 20 minutes to enjoy amazing views of the Bosphorus over a cup of Turkish tea.
4- Istanbul under your wings - Büyük
It's in an old secret building and offers you one of the best sightseeing places of Istanbul on a rooftop. On a cold weather, I am not sure if it is gonna be as nice as it is on a clear day. You should ask locals about how to get there as it is not easy to find. It is closer to Grand Bazaar so if you are around, do not skip it.
5- Orient House Bosphorus Night Cruise with Dinner in Istanbul
Enjoy a tasty dinner and a traditional Turkish show with live music and belly dancers while cruising along the Bosphorus. Orient Bosphorus is a sophisticated choice for an unforgettable evening of entertainment in Istanbul.
Tea with a view - Pierre Loti Hill
6- Tea with a view - Pierre Loti Hill
Named after the well-known French novelist Pierre Loti, this hill offers perfect views of the Golden Horn. It’s also home to a famous café that bears the same name. Loti lived in Istanbul for many years and was a big fan of the city. The café is a meeting point for lovers and couples, and has featured in many Turkish romance films.
7- Beautiful royal park - Emirgan Korusu
Named after the Ottoman commander Emir Mirgunoglu in the 17th century, this gorgeous park has a long and extravagant history. It’s mostly known for its three pavilions previously used by royalty for short stays. The pavilions were constructed from 1871–1878.
8- One of the nicest districts in Istanbul - Moda
Moda is one of the nicest districts in Istanbul. Especially during the weekends it's very attractive for people of all ages. The seaside and view from Moda towards Princess Islands and the Old City are wonderful and worth seeing. Besides there are a lot of restaurants and cafes where you can find delicious, marvellous foods
Wanna chill out? Caddebostan Sahili
9- Wanna chill out? Caddebostan Sahili
When the weather is warm, locals like to hang out here in the evenings. We either play sports or just relax on the grass with friends, enjoying a few drinks and pretty views of the Princes’ Islands.
10- Enjoy a picnic in an old royal park - Yıldız Park
This lovely park is located in Beşiktaş right in the heart of Istanbul. With old Ottoman houses, scenic paths, flowers, duck ponds and tree-covered hills, it’s a picturesque place for a relaxing picnic.
11- Street bursting with antique shops - Antikacılar Sokağı
Tellalzade Street, also known as “'Kadıköy Antique Shops Street”, is a precious gem for antique enthusiasts. It’s also home to an abundance of second-hand shops and a couple of stores selling old records. You can smell the history in the air!
A place of legends - Maiden's Tower
12- A place of legends - Maiden's Tower
According to a popular Turkish legend, the Byzantine king imprisoned his daughter here after an oracle prophesised that she would die of a venemous snakebite on her 18th birthday. When the day finally came, her overjoyed father brought her a basket of fruit as a gift, but unbeknownst to him, the killer snake was hiding inside.
13- Crazy mosaics  - Chora Museum (Kariye Müzesi)
It's the best historical place in Istanbul where the Roman mosaics and frescos are very well preserved. Besides Kariye museum's location is in the middle of a hidden paradise. It's close to Roman city walls, martyrdom and Mihrimah mosque by Architect Sinan.
- Istanbul Military Museum" width="2048" height="1153" /> Discover the local history - Istanbul Military Museum
14- Discover the local history - Istanbul Military Museum
This museum has many unique pieces about the history of Military of Turkic and of other countries as well. Visitors can learn lots of information about history, military's effect on politics, weapons from all over the world and military tactics.
15- Charming street with historical houses - Soğukçeşme Sokağı
Located between Hagia Sofia and Topkapı Palace, this narrow tree-lined street is known for its historical houses. Walking along Soğukçeşme (“Cold Fountain”) past Ottoman-era residences is like taking a step back in time.
16- The other side of the Bosphorus - Çengelköy Sahili
The Bosphorus shore on the Asian side of Istanbul is generally much calmer than the European one. Çengelköy is a particularly inspiring place for landscape painters. There’s also a local teahouse called Çınaraltı Çay Bahçesi right by the sea. It’s a really popular breakfast spot, especially on weekends.
Great industrial museum - Rahmi Koç Museum
17- Great industrial museum - Rahmi Koç Museum
This glorious museum is dedicated to the history of transport, industry and communications. It houses a fantastic collection of objects highlighting Turkey’s industrial past.
Historical Turkish bath - Çinili Hamam
18- Historical Turkish bath - Çinili Hamam
Steam baths, bubble massages and relaxing on heated marble stones – what’s not to love? During Ottoman times, “hamams” (Turkish baths) were places where people gathered and socialised. Even today, Turkish people, especially the older generations, love visiting hamams together with family and friends.
19- Miniature models of Turkish monuments - Miniatürk
This open-air park contains 126 miniature replicas of historic Turkish monuments. It’s a great place for families as well as for those who don’t have time to see all of Istanbul’s famous sites.
20- Zülfaris Synagogue - Jewish Museum of Turkey
This place is relatively unknown, even amongst locals. Zülfaris Synagogue dates back to 1671, but was closed in 1985 due to lack of community support. These days it functions as a Jewish museum.
Discover Istanbul’s art scene - Artwalk Istanbul
21- Discover Istanbul’s art scene - Artwalk Istanbul
Join a three-hour Artwalk Istanbul tour and see another face of the city. A professional local guide will lead you to some of Istanbul’s most interesting art spaces including galleries, institutes and museums.
22- Spectacular Bosphorus & Black Sea views -  Yoros Castle
Locals go to Anadolu Kavağı to visit Yoros Castle and to eat at the restaurants surrounding the pier. The castle offers fabulous views of the Bosphorus and Yuşa Tepesi (Joshua’s Hill), which is a shrine that attracts many pilgrims. You can even see where the Black Sea and the Marmara Sea meet.
23- Energy Museum - Santralistanbul
The museum is in the campus of Bilgi University which is located in the coast of Haliç. You will have fun while you are making electricity experiments in the Energy Museum downstairs and you will be fascinated by the components of old Power Plant.
A hidden slice of heaven - Alman Koyu
24- A hidden slice of heaven - Alman Koyu
This is a great place to escape the crowds and enjoy a bit of peace and quiet. Locals come here to swim in the bay, relax and simply feel the island breeze on their faces. It’s the perfect getaway!
  READ MORE THINGS YOU CAN DO IN TURKEY
Source: http://www.visitturkey.in/24-sights-in-istanbul/
1 note · View note
nobetcieczane-blog · 6 years ago
Text
Üsküdar Nöbetçi Eczane 18 Şubat 2019
Üsküdar Nöbetçi Eczane 18 Şubat 2019
Üsküdar NÖBETÇİ ECZANE 18 Şubat 2019 İstanbul ÜSKüDAR NÖBETÇİ ECZANE ilçesindeki nöbetçi eczanelerin listesi eklenmiştir. ÜSKüDAR NÖBETÇİ ECZANE nöbetçi eczaneler listesi ve Üsküdar NÖBETÇİ ECZANE 18 Şubat 2019 listesine ulaşabilirsiniz. İstanbul ÜSKüDAR NÖBETÇİ ECZANE nöbetçi eczaneleri.
B��ZİM İLKE ECZANESİ
Adres : Valideiatik Mahallesi, Çinili Hamam Sokak, 48-3, Zeynep Kamil, Üsküdar
Adres…
View On WordPress
0 notes
mine-ozturk-blog · 8 years ago
Text
İstanbul'da Tarihi Mekanlar
İstanbul’un hemen her köşesi tarihi ve turistik özelliklere sahiptir. Hepsini saymak, adeta mümkün değil gibidir. En önemlilerinden bazıları şunlardır: Surlar: İstanbul’un meşhur surları tarihte dört defa yapılmıştır. Langa, Davutpaşa, Samatya, Narlıkapı, Yaldızlı, Yedikule, Belgrat, Silivrikapı, Sıgma, Mevlevihane, Topkapı, Sulukule, Edirnekapı, Kostantin, Eğrikapı, Ayvansaray, Balat, Fener, Yenikapı, Aiya, Yeni Aya, Cibali, Ayazma, Zindan, Balıkpazarı ve Yeni Cami kapıları surların meşhur kapılarıdır. Marmara ve Haliç surlarının büyük kısmı yıkılmıştır. Kara surlarının yarısından fazlası yıkık vaziyettedir. Bir bölümü aslına uygun şekilde tamir ettirilmiştir. Anadolu Hisarı: Boğaz’ın Anadolu yakasında Sultan Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Akça Hisar, Yeni Kale ve Güzelce Hisar isimleriyle anılmıştır. Boğazın bekçisi durumunda olup, üç ana kuleden ibarettir. Rumeli Hisarı: Boğazın Rumeli yakasında Fatih Sultan Mehmed Han yaptırmıştır. Kendisi ve paşalar taş taşıyarak inşaatta çalıştılar. Hisarın planı Muhammed isminin yazılışı şeklindedir. 17 kulesi vardır. Yüksekliği 22 metredir. Sanat ve mimari bakımında şaheserdir. Tekfur Sarayı: Edirnekapı, Kariye Camii yakınında olup, harabe halindedir. Bizans dönemine aittir. Topkapı Sarayı: İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed Han tarafından yaptırılmaya başlandı. 1466’da başlanan sarayın inşaası, 1478’de bitirilmiştir. 699 dekar yer kaplayan sarayın çeşitli bölümleri vardır. Sarayın sahildeki saltanat kapısındaki kule ve önlerindeki toplar sebebiyle “Topkapı” denmiştir. Dolmabahçe Sarayı: On dokuzuncu asırda dünyada yapılan sarayların en meşhurudur. Sarayın bulunduğu yer bir koy idi. Sultan Birinci Ahmed Han ile Sultan İkinciOsman Han devirlerinde bu koy doldurularak burada Çinili Köşk ismiyle bir kasr yaptırıldı. Daha sonra aynı yerde Sultan Üçüncü Selim tarafından Beşiktaş Sarayı yaptırıldı. Sultan Abdülmecid Han bu sarayı yıktırarak 1851’de Dolmabahçe Sarayını yaptırmaya başladı. Yapımı beş sene süren bu sarayda 200 oda ve 8 büyük salon vardır. Mermerleri, Marmara Adasından getirilmiştir. Osmanlı sultanlarının Bayezid ve Topkapı saraylarından sonra oturdukları üçüncü yerdir. Çırağan Sarayı: Beşiktaş’ta deniz kıyısında Yıldız Parkının karşısındadır. Sultan Abdülaziz Han 1871’de yaptırmıştır. Mermer işçiliğiyle meşhur olan saray, 1910’da yanmıştır. Günümüzde restore edilmiş ve turistik otel olarak kullanılmaktadır. Yıldız Sarayı: Beşiktaş’ta Yıldız Camiinin karşısındadır. Sultan Abdülaziz Han 1866’da yaptırmıştır. Çok geniş bir koruluğun içinde yer alan saray, çeşitli köşklerden meydana gelmiştir. Bayezid, Topkapı ve Dolmabahçe saraylarından sonra Osmanlı sultanlarının oturduğu dördüncü saraydır. Sekiz sultana mesken olan bu saray, bir sanat abidesidir. (Bkz. Yıldız Sarayı) Beylerbeyi Sarayı: Boğaziçi’nin pırlantası olan bu saray Sultan Abdülaziz Han tarafından yaptırılmıştır. Sarayın doğu duvarları ve iç yapısı çok süslemelidir. Havuzlu salonu set biçiminde düzenlenmiş bahçesi ve değerli eşyaları ile meşhurdur. (Bkz. Beylerbeyi Sarayı) İbrahim Paşa Sarayı: Kanuni Sultan Süleyman’ın eniştesi İbrahim Paşanın düğün hediyesi olarak verdiği bu saray, daha sonraları kışla ve okul olarak kullanılmıştır. Sultanahmed semtinde bulunan saray, son senelerde tamir edilip, Türk-İslam Eserleri Müzesi olmuştur. Eyüp Sultan Camii ve külliyesi: Fatih Sultan Mehmed Hanın emriyle 1453-1459 yılları arasında Eshab-ı kiramdan Ebu Eyyub el-Ensari’nin İstanbul’u şereflendiren kabr-i şerifinin yanında yaptırılmıştır. Külliye, cami, türbe, medrese, imaret ve çifte hamamdan meydana gelmektedir. Çeşitli zamanlarda tamir görmüştür. Senenin her gününde, bilhassa Ramazan ayında ziyaretçilerle dolup taşan, Türk milletince mukaddes tanınan bu türbe ve cami, yalnız İstanbul’un değil, Türkiye’nin hatta İslam dünyasının dini ziyaret merkezlerinden biridir. Fatih Camii ve külliyesi: Fatih Sultan Mehmed Han tarafından 1463-1471 seneleri arasında yaptırılmıştır. Külliye; cami, medreseler, darüşşifa, tabhane, imaret, sıbyan mektebi, kitaplık, hamam, saraçlar çarşısı ve çeşitli türbelerden meydana gelmiştir. Fatih külliyesi, İstanbul Üniversitesinin ilk çekirdeğidir. Buradaki tetimme medreselerinde hazırlık dersleri görüldükten sonra, medresede yüksek tahsil yapılırdı. Klasik Osmanlı külliyelerinin öncüsüdür. Çeşitli zamanlarda tamir görmüştür. Kütüphanesinde Osmanlı devrine ait el yazma ve basma 10.000 eser vardır. Bu eserler bugün Süleymaniye Kütüphanesinde okuyucuya açıktır. Mahmud Paşa Camii ve külliyesi: Mahmudpaşa semtinde sadrazam Mahmud Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami, türbe, hamam, medrese, sıbyan mektebi, mahkeme, çarşı ve imaretten meydana gelmiştir. Çeşitli zamanlarda tamir gören külliyenin günümüze sadece cami, türbe, han, medresenin dersanesi ve hamamının bir bölümü ulaşmıştır. Mihrimah Sultan Camii ve külliyesi: Edirnekapı’da Kanuni Sultan Süleyman Hanın kızı Mihrimah Sultan tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Cami medrese, sıbyan mektebi, hamam, türbeden ve dükkanlardan meydana gelmiştir. 1894 zelzelesinde zarar görmüş ve tamir edilmiştir. Sultan Selim Camii ve külliyesi: Haliç’e bakan bir tepe üzerinde 1522’de yapılmıştır. Cami inşaatını Yavuz Sultan Selim Han başlatmış, oğlu Kanuni Sultan Süleyman tamamlatmıştır. Külliye; cami, tabhane, imaret, sıbyan mektebi, hamam, türbe ve medreseden meydana gelmiştir. Medrese, imaret ve Ayşe Hatun türbesi yıkılmıştır. Diğer kısımları günümüze kadar gelmiştir. Caminin kıble istikametinde Yavuz Sultan Selim Hanın türbesi vardır.
1 note · View note
yantekerlek · 2 years ago
Text
bülbüller sazda
9 notes · View notes
turotobusu · 9 years ago
Photo
Tumblr media
İstanbul’un Merkezinde Gezilmesi Gereken Yerler ve Zeyrek Kilise Camii
Çinili Hamam
Üsküdar’da aynı ismi taşıyan hamamla karıştırmayın, bu çifte hamam 1546 yılında Barbaros Hayreddin Paşa tarafından Beşiktaş’ta dini eğitim veren bir okula maddi destek sağlamak amacıyla Mimar Sinan’a yaptırılmış. Hamama adını veren çiniler de XIX. yüzyılda bir İranlı tarafından bağışlanan muhteşem mermer çeşme de yerinde duruyor.
Hamam, tuvaletlerin üstündeki gösterişli kemerleri ve süslü kubbeleriyle çağdaşlarından hemen ayrılıyor. Suyu sağlayan kuyu ve ahırlar artık görülmese de hamamı sıcak tutmak için Külhanbey ve ekibinin sürekli odun attığı kazan dairesi hala ayakta. Bu yazıyı yazmak için gittiğimizde sahibi ilginin azlığından şikâyet ediyordu.
Birkaç hafta sonra da gazetelerde hamamın atışa çıkarıldığını okuduk. Şehrin değerlerinin birer birer yit-nesine üzüldük. Oysa İstanbul’daki turistik olmayan nadir güzel hamamlardan biriydi. Ferzan Özpetek’in ünlü Hamam filmine de mekân olmuştu.
Kadınlar Pazarı
Medresenin hemen yanı, halk arasında Küçük Siirt olarak biliniyor. Çalışanların çoğunun bu Güneydoğu kentinden geldiği yerin etrafında kasaplar, doğudan gelen peynir çeşitleri ve tandır ekmeği satan bakkallar, özellikle büryan kebabıyla ünlü restoranlar yer alıyor. Bu kalabalığın ortasındaki Hüsambey Tezgahçılar Camii’ni Şeyhülislam Sunullah Efendi yaptırmış, ancak cami adını yangında harap hale gelen binayı onartan Kaptan-ı Derya Ali Paşa’nın babası Hüsam Bey’den almış. Pazarın atmosferi çok farklı, muhakkak listenize koyun. Hatta yemek vakti gidip büryan kebabın tadına bakın.
Atatürk Bulvarı
Şehrin kalbinin attığı ana caddelerden biridir Atatürk Bulvarı. II. Dünya Savaşı sırasında şehrin planını yapan Fransız Henri Prost tarafından tasarlanan bulvarın yapımı sırasında kemerlerin zarar görmemesine özen gösterilmiş ama Prost şehirdeki çok sayıda Osmanlı eserinin yok edilmesine sebep olmuş. Bu trafiği yoğun bulvarda hala dikkat çeken birkaç eser var. Kemerden aşağı doğru yürüdüğünüzde, sol tarafta önünden geçeceğiniz Sosyal Sigortalar Kurumu binasına dikkat edin; 1963 yılında Sedad Hakkı Eldem’in etraftaki binalardan esinlenip modern i malzemeler kullanarak yaptığı bu bina kendisine 1986 Ağa Han Mimarlık ödülü’nü kazandırmış. Ödülün en büyük sebebi binaların çarpmadan oradaki eski dokuyla uyum sağlaması. SSK’nın hemen altındaki eski duyarlar şehirde yeraltına değil de yerüstüne yapılan tek sarnıç olan Zeyrek Sarnıcını gizliyor ardında.
Pantokrator Manastırı (Zeyrek Kilise Camii)
Atatürk Bulvarı boyunca aşağı doğru yürüdüğünüzde, SSK binasını geçtikten sonraki küçük bir yokuş sizi, birçok harap ahşap evden oluşan Zeyrek’e ulaştırır. Burada göreceğiniz ve Ayasofya’dan sonra günümüze ulaşan en büyük Bizans idini eseri olan Pantokrator Manastırı’nda, iki kilise, bir şapel, ruh hastalıkları hastanesi, normal hastane ile yaşlılar için bakımevi varmış. İmparatoriçe Eirene, 1118-1124 yıllan arasında kilise, kütüphane ve hastaneden oluşan bir manastır yaptırıp onu Pantokrator” a (Her şeye kadir İsa) adamış.
İmparatoriçenin ölümünden sonra, İmparator II. John Komnenos, Haliç tarafındaki kiliseyi yani Bakire Elousa Kilisesi”ni 1136 yılında inşa ettirmiş ve daha sonra bu iki kilise bir şapelle birleştirilmiş. Şapel Komnenosların aile mezarı olmuş. Bu manastır kompleksinin, patrikhaneye değil doğrudan imparatora bağlı olmasından da kaynaklanan bir önemi var.
  1204 yılındaki Haçlı Seferi sırasında kilisenin hâzineleri yağmalanmış ve bazıları Venedik”e götürülmüş. St. Mark Bazilika” sının sımağı olan Pala d’Oro’nun bir kısmının Pantokrator’dan geldiği söyleniyor. Bununla beraber, 1261 yılında Bizans imparatoru görevine iade edildiğinde Hodegetria Meryem’inin çok önemli ikonu buraya konmuş, 1453’te ise Kariye Müzesi’ne taşınmış.
Fetihten sonra kiliseler camiye, manastır kompleksi ise medreseye dönüştürülmüş. Semt adını Fatih dönemindeki okulun baş hocası olan Molla Zeyrek Mehmed Efendi’den almış. İlahiyat okulu, Fatih Camii medreseleri tamamlanıncaya kadar eğitime burada devam etmiş. 1950’lerdeki restorasyon sırasında döşeme tahtalarının alfanda bir başyapıt sayılabilecek nefis bir mozaik zemin bulunmuş. Birkaç yıl önce, çocukların camlarım kırdığı, perişan haldeki binayı gezerken hoca kilidi açmış ve alttaki mozaiği göstermişti.
O dönemde binanın İstanbul’a çok lazım olan ve sadece Bizans eserlerinin sergilendiği bir müze olması konuşuluyordu, imam “Ecdadımızdan kalan cami hiç müze yapılır mı?” dedi. Ecdadı Bizanslı mıydı sormadık! Bu yazıyı yazdığımız zaman Zeyrek çok gerekli ama gecikmiş bir restorasyon geçiriyordu ve kapatılmışta.
0 notes
tatilistan-blog · 9 years ago
Photo
Tumblr media
İstanbul’un Merkezinde Gezilmesi Gereken Yerler ve Zeyrek Kilise Camii
Çinili Hamam
Üsküdar’da aynı ismi taşıyan hamamla karıştırmayın, bu çifte hamam 1546 yılında Barbaros Hayreddin Paşa tarafından Beşiktaş’ta dini eğitim veren bir okula maddi destek sağlamak amacıyla Mimar Sinan’a yaptırılmış. Hamama adını veren çiniler de XIX. yüzyılda bir İranlı tarafından bağışlanan muhteşem mermer çeşme de yerinde duruyor.
Hamam, tuvaletlerin üstündeki gösterişli kemerleri ve süslü kubbeleriyle çağdaşlarından hemen ayrılıyor. Suyu sağlayan kuyu ve ahırlar artık görülmese de hamamı sıcak tutmak için Külhanbey ve ekibinin sürekli odun attığı kazan dairesi hala ayakta. Bu yazıyı yazmak için gittiğimizde sahibi ilginin azlığından şikâyet ediyordu.
Birkaç hafta sonra da gazetelerde hamamın atışa çıkarıldığını okuduk. Şehrin değerlerinin birer birer yit-nesine üzüldük. Oysa İstanbul’daki turistik olmayan nadir güzel hamamlardan biriydi. Ferzan Özpetek’in ünlü Hamam filmine de mekân olmuştu.
Kadınlar Pazarı
Medresenin hemen yanı, halk arasında Küçük Siirt olarak biliniyor. Çalışanların çoğunun bu Güneydoğu kentinden geldiği yerin etrafında kasaplar, doğudan gelen peynir çeşitleri ve tandır ekmeği satan bakkallar, özellikle büryan kebabıyla ünlü restoranlar yer alıyor. Bu kalabalığın ortasındaki Hüsambey Tezgahçılar Camii’ni Şeyhülislam Sunullah Efendi yaptırmış, ancak cami adını yangında harap hale gelen binayı onartan Kaptan-ı Derya Ali Paşa’nın babası Hüsam Bey’den almış. Pazarın atmosferi çok farklı, muhakkak listenize koyun. Hatta yemek vakti gidip büryan kebabın tadına bakın.
Atatürk Bulvarı
Şehrin kalbinin attığı ana caddelerden biridir Atatürk Bulvarı. II. Dünya Savaşı sırasında şehrin planını yapan Fransız Henri Prost tarafından tasarlanan bulvarın yapımı sırasında kemerlerin zarar görmemesine özen gösterilmiş ama Prost şehirdeki çok sayıda Osmanlı eserinin yok edilmesine sebep olmuş. Bu trafiği yoğun bulvarda hala dikkat çeken birkaç eser var. Kemerden aşağı doğru yürüdüğünüzde, sol tarafta önünden geçeceğiniz Sosyal Sigortalar Kurumu binasına dikkat edin; 1963 yılında Sedad Hakkı Eldem’in etraftaki binalardan esinlenip modern i malzemeler kullanarak yaptığı bu bina kendisine 1986 Ağa Han Mimarlık ödülü’nü kazandırmış. Ödülün en büyük sebebi binaların çarpmadan oradaki eski dokuyla uyum sağlaması. SSK’nın hemen altındaki eski duyarlar şehirde yeraltına değil de yerüstüne yapılan tek sarnıç olan Zeyrek Sarnıcını gizliyor ardında.
Pantokrator Manastırı (Zeyrek Kilise Camii)
Atatürk Bulvarı boyunca aşağı doğru yürüdüğünüzde, SSK binasını geçtikten sonraki küçük bir yokuş sizi, birçok harap ahşap evden oluşan Zeyrek’e ulaştırır. Burada göreceğiniz ve Ayasofya’dan sonra günümüze ulaşan en büyük Bizans idini eseri olan Pantokrator Manastırı’nda, iki kilise, bir şapel, ruh hastalıkları hastanesi, normal hastane ile yaşlılar için bakımevi varmış. İmparatoriçe Eirene, 1118-1124 yıllan arasında kilise, kütüphane ve hastaneden oluşan bir manastır yaptırıp onu Pantokrator” a (Her şeye kadir İsa) adamış.
İmparatoriçenin ölümünden sonra, İmparator II. John Komnenos, Haliç tarafındaki kiliseyi yani Bakire Elousa Kilisesi”ni 1136 yılında inşa ettirmiş ve daha sonra bu iki kilise bir şapelle birleştirilmiş. Şapel Komnenosların aile mezarı olmuş. Bu manastır kompleksinin, patrikhaneye değil doğrudan imparatora bağlı olmasından da kaynaklanan bir önemi var.
  1204 yılındaki Haçlı Seferi sırasında kilisenin hâzineleri yağmalanmış ve bazıları Venedik”e götürülmüş. St. Mark Bazilika” sının sımağı olan Pala d’Oro’nun bir kısmının Pantokrator’dan geldiği söyleniyor. Bununla beraber, 1261 yılında Bizans imparatoru görevine iade edildiğinde Hodegetria Meryem’inin çok önemli ikonu buraya konmuş, 1453’te ise Kariye Müzesi’ne taşınmış.
Fetihten sonra kiliseler camiye, manastır kompleksi ise medreseye dönüştürülmüş. Semt adını Fatih dönemindeki okulun baş hocası olan Molla Zeyrek Mehmed Efendi’den almış. İlahiyat okulu, Fatih Camii medreseleri tamamlanıncaya kadar eğitime burada devam etmiş. 1950’lerdeki restorasyon sırasında döşeme tahtalarının alfanda bir başyapıt sayılabilecek nefis bir mozaik zemin bulunmuş. Birkaç yıl önce, çocukların camlarım kırdığı, perişan haldeki binayı gezerken hoca kilidi açmış ve alttaki mozaiği göstermişti.
O dönemde binanın İstanbul’a çok lazım olan ve sadece Bizans eserlerinin sergilendiği bir müze olması konuşuluyordu, imam “Ecdadımızdan kalan cami hiç müze yapılır mı?” dedi. Ecdadı Bizanslı mıydı sormadık! Bu yazıyı yazdığımız zaman Zeyrek çok gerekli ama gecikmiş bir restorasyon geçiriyordu ve kapatılmışta.
0 notes
sanalistanbul · 9 years ago
Photo
Tumblr media
İstanbul’un Merkezinde Gezilmesi Gereken Yerler ve Zeyrek Kilise Camii
Çinili Hamam
Üsküdar’da aynı ismi taşıyan hamamla karıştırmayın, bu çifte hamam 1546 yılında Barbaros Hayreddin Paşa tarafından Beşiktaş’ta dini eğitim veren bir okula maddi destek sağlamak amacıyla Mimar Sinan’a yaptırılmış. Hamama adını veren çiniler de XIX. yüzyılda bir İranlı tarafından bağışlanan muhteşem mermer çeşme de yerinde duruyor.
Hamam, tuvaletlerin üstündeki gösterişli kemerleri ve süslü kubbeleriyle çağdaşlarından hemen ayrılıyor. Suyu sağlayan kuyu ve ahırlar artık görülmese de hamamı sıcak tutmak için Külhanbey ve ekibinin sürekli odun attığı kazan dairesi hala ayakta. Bu yazıyı yazmak için gittiğimizde sahibi ilginin azlığından şikâyet ediyordu.
Birkaç hafta sonra da gazetelerde hamamın atışa çıkarıldığını okuduk. Şehrin değerlerinin birer birer yit-nesine üzüldük. Oysa İstanbul’daki turistik olmayan nadir güzel hamamlardan biriydi. Ferzan Özpetek’in ünlü Hamam filmine de mekân olmuştu.
Kadınlar Pazarı
Medresenin hemen yanı, halk arasında Küçük Siirt olarak biliniyor. Çalışanların çoğunun bu Güneydoğu kentinden geldiği yerin etrafında kasaplar, doğudan gelen peynir çeşitleri ve tandır ekmeği satan bakkallar, özellikle büryan kebabıyla ünlü restoranlar yer alıyor. Bu kalabalığın ortasındaki Hüsambey Tezgahçılar Camii’ni Şeyhülislam Sunullah Efendi yaptırmış, ancak cami adını yangında harap hale gelen binayı onartan Kaptan-ı Derya Ali Paşa’nın babası Hüsam Bey’den almış. Pazarın atmosferi çok farklı, muhakkak listenize koyun. Hatta yemek vakti gidip büryan kebabın tadına bakın.
Atatürk Bulvarı
Şehrin kalbinin attığı ana caddelerden biridir Atatürk Bulvarı. II. Dünya Savaşı sırasında şehrin planını yapan Fransız Henri Prost tarafından tasarlanan bulvarın yapımı sırasında kemerlerin zarar görmemesine özen gösterilmiş ama Prost şehirdeki çok sayıda Osmanlı eserinin yok edilmesine sebep olmuş. Bu trafiği yoğun bulvarda hala dikkat çeken birkaç eser var. Kemerden aşağı doğru yürüdüğünüzde, sol tarafta önünden geçeceğiniz Sosyal Sigortalar Kurumu binasına dikkat edin; 1963 yılında Sedad Hakkı Eldem’in etraftaki binalardan esinlenip modern i malzemeler kullanarak yaptığı bu bina kendisine 1986 Ağa Han Mimarlık ödülü’nü kazandırmış. Ödülün en büyük sebebi binaların çarpmadan oradaki eski dokuyla uyum sağlaması. SSK’nın hemen altındaki eski duyarlar şehirde yeraltına değil de yerüstüne yapılan tek sarnıç olan Zeyrek Sarnıcını gizliyor ardında.
Pantokrator Manastırı (Zeyrek Kilise Camii)
Atatürk Bulvarı boyunca aşağı doğru yürüdüğünüzde, SSK binasını geçtikten sonraki küçük bir yokuş sizi, birçok harap ahşap evden oluşan Zeyrek’e ulaştır��r. Burada göreceğiniz ve Ayasofya’dan sonra günümüze ulaşan en büyük Bizans idini eseri olan Pantokrator Manastırı’nda, iki kilise, bir şapel, ruh hastalıkları hastanesi, normal hastane ile yaşlılar için bakımevi varmış. İmparatoriçe Eirene, 1118-1124 yıllan arasında kilise, kütüphane ve hastaneden oluşan bir manastır yaptırıp onu Pantokrator” a (Her şeye kadir İsa) adamış.
İmparatoriçenin ölümünden sonra, İmparator II. John Komnenos, Haliç tarafındaki kiliseyi yani Bakire Elousa Kilisesi”ni 1136 yılında inşa ettirmiş ve daha sonra bu iki kilise bir şapelle birleştirilmiş. Şapel Komnenosların aile mezarı olmuş. Bu manastır kompleksinin, patrikhaneye değil doğrudan imparatora bağlı olmasından da kaynaklanan bir önemi var.
  1204 yılındaki Haçlı Seferi sırasında kilisenin hâzineleri yağmalanmış ve bazıları Venedik”e götürülmüş. St. Mark Bazilika” sının sımağı olan Pala d’Oro’nun bir kısmının Pantokrator’dan geldiği söyleniyor. Bununla beraber, 1261 yılında Bizans imparatoru görevine iade edildiğinde Hodegetria Meryem’inin çok önemli ikonu buraya konmuş, 1453’te ise Kariye Müzesi’ne taşınmış.
Fetihten sonra kiliseler camiye, manastır kompleksi ise medreseye dönüştürülmüş. Semt adını Fatih dönemindeki okulun baş hocası olan Molla Zeyrek Mehmed Efendi’den almış. İlahiyat okulu, Fatih Camii medreseleri tamamlanıncaya kadar eğitime burada devam etmiş. 1950’lerdeki restorasyon sırasında döşeme tahtalarının alfanda bir başyapıt sayılabilecek nefis bir mozaik zemin bulunmuş. Birkaç yıl önce, çocukların camlarım kırdığı, perişan haldeki binayı gezerken hoca kilidi açmış ve alttaki mozaiği göstermişti.
O dönemde binanın İstanbul’a çok lazım olan ve sadece Bizans eserlerinin sergilendiği bir müze olması konuşuluyordu, imam “Ecdadımızdan kalan cami hiç müze yapılır mı?” dedi. Ecdadı Bizanslı mıydı sormadık! Bu yazıyı yazdığımız zaman Zeyrek çok gerekli ama gecikmiş bir restorasyon geçiriyordu ve kapatılmışta.
0 notes
adalarist-blog · 9 years ago
Photo
Tumblr media
İstanbul’un Merkezinde Gezilmesi Gereken Yerler ve Zeyrek Kilise Camii
Çinili Hamam
Üsküdar’da aynı ismi taşıyan hamamla karıştırmayın, bu çifte hamam 1546 yılında Barbaros Hayreddin Paşa tarafından Beşiktaş’ta dini eğitim veren bir okula maddi destek sağlamak amacıyla Mimar Sinan’a yaptırılmış. Hamama adını veren çiniler de XIX. yüzyılda bir İranlı tarafından bağışlanan muhteşem mermer çeşme de yerinde duruyor.
Hamam, tuvaletlerin üstündeki gösterişli kemerleri ve süslü kubbeleriyle çağdaşlarından hemen ayrılıyor. Suyu sağlayan kuyu ve ahırlar artık görülmese de hamamı sıcak tutmak için Külhanbey ve ekibinin sürekli odun attığı kazan dairesi hala ayakta. Bu yazıyı yazmak için gittiğimizde sahibi ilginin azlığından şikâyet ediyordu.
Birkaç hafta sonra da gazetelerde hamamın atışa çıkarıldığını okuduk. Şehrin değerlerinin birer birer yit-nesine üzüldük. Oysa İstanbul’daki turistik olmayan nadir güzel hamamlardan biriydi. Ferzan Özpetek’in ünlü Hamam filmine de mekân olmuştu.
Kadınlar Pazarı
Medresenin hemen yanı, halk arasında Küçük Siirt olarak biliniyor. Çalışanların çoğunun bu Güneydoğu kentinden geldiği yerin etrafında kasaplar, doğudan gelen peynir çeşitleri ve tandır ekmeği satan bakkallar, özellikle büryan kebabıyla ünlü restoranlar yer alıyor. Bu kalabalığın ortasındaki Hüsambey Tezgahçılar Camii’ni Şeyhülislam Sunullah Efendi yaptırmış, ancak cami adını yangında harap hale gelen binayı onartan Kaptan-ı Derya Ali Paşa’nın babası Hüsam Bey’den almış. Pazarın atmosferi çok farklı, muhakkak listenize koyun. Hatta yemek vakti gidip büryan kebabın tadına bakın.
Atatürk Bulvarı
Şehrin kalbinin attığı ana caddelerden biridir Atatürk Bulvarı. II. Dünya Savaşı sırasında şehrin planını yapan Fransız Henri Prost tarafından tasarlanan bulvarın yapımı sırasında kemerlerin zarar görmemesine özen gösterilmiş ama Prost şehirdeki çok sayıda Osmanlı eserinin yok edilmesine sebep olmuş. Bu trafiği yoğun bulvarda hala dikkat çeken birkaç eser var. Kemerden aşağı doğru yürüdüğünüzde, sol tarafta önünden geçeceğiniz Sosyal Sigortalar Kurumu binasına dikkat edin; 1963 yılında Sedad Hakkı Eldem’in etraftaki binalardan esinlenip modern i malzemeler kullanarak yaptığı bu bina kendisine 1986 Ağa Han Mimarlık ödülü’nü kazandırmış. Ödülün en büyük sebebi binaların çarpmadan oradaki eski dokuyla uyum sağlaması. SSK’nın hemen altındaki eski duyarlar şehirde yeraltına değil de yerüstüne yapılan tek sarnıç olan Zeyrek Sarnıcını gizliyor ardında.
Pantokrator Manastırı (Zeyrek Kilise Camii)
Atatürk Bulvarı boyunca aşağı doğru yürüdüğünüzde, SSK binasını geçtikten sonraki küçük bir yokuş sizi, birçok harap ahşap evden oluşan Zeyrek’e ulaştırır. Burada göreceğiniz ve Ayasofya’dan sonra günümüze ulaşan en büyük Bizans idini eseri olan Pantokrator Manastırı’nda, iki kilise, bir şapel, ruh hastalıkları hastanesi, normal hastane ile yaşlılar için bakımevi varmış. İmparatoriçe Eirene, 1118-1124 yıllan arasında kilise, kütüphane ve hastaneden oluşan bir manastır yaptırıp onu Pantokrator” a (Her şeye kadir İsa) adamış.
İmparatoriçenin ölümünden sonra, İmparator II. John Komnenos, Haliç tarafındaki kiliseyi yani Bakire Elousa Kilisesi”ni 1136 yılında inşa ettirmiş ve daha sonra bu iki kilise bir şapelle birleştirilmiş. Şapel Komnenosların aile mezarı olmuş. Bu manastır kompleksinin, patrikhaneye değil doğrudan imparatora bağlı olmasından da kaynaklanan bir önemi var.
  1204 yılındaki Haçlı Seferi sırasında kilisenin hâzineleri yağmalanmış ve bazıları Venedik”e götürülmüş. St. Mark Bazilika” sının sımağı olan Pala d’Oro’nun bir kısmının Pantokrator’dan geldiği söyleniyor. Bununla beraber, 1261 yılında Bizans imparatoru görevine iade edildiğinde Hodegetria Meryem’inin çok önemli ikonu buraya konmuş, 1453’te ise Kariye Müzesi’ne taşınmış.
Fetihten sonra kiliseler camiye, manastır kompleksi ise medreseye dönüştürülmüş. Semt adını Fatih dönemindeki okulun baş hocası olan Molla Zeyrek Mehmed Efendi’den almış. İlahiyat okulu, Fatih Camii medreseleri tamamlanıncaya kadar eğitime burada devam etmiş. 1950’lerdeki restorasyon sırasında döşeme tahtalarının alfanda bir başyapıt sayılabilecek nefis bir mozaik zemin bulunmuş. Birkaç yıl önce, çocukların camlarım kırdığı, perişan haldeki binayı gezerken hoca kilidi açmış ve alttaki mozaiği göstermişti.
O dönemde binanın İstanbul’a çok lazım olan ve sadece Bizans eserlerinin sergilendiği bir müze olması konuşuluyordu, imam “Ecdadımızdan kalan cami hiç müze yapılır mı?” dedi. Ecdadı Bizanslı mıydı sormadık! Bu yazıyı yazdığımız zaman Zeyrek çok gerekli ama gecikmiş bir restorasyon geçiriyordu ve kapatılmışta.
0 notes
gezicilik · 9 years ago
Photo
Tumblr media
İstanbul’un Merkezinde Gezilmesi Gereken Yerler ve Zeyrek Kilise Camii
Çinili Hamam
Üsküdar’da aynı ismi taşıyan hamamla karıştırmayın, bu çifte hamam 1546 yılında Barbaros Hayreddin Paşa tarafından Beşiktaş’ta dini eğitim veren bir okula maddi destek sağlamak amacıyla Mimar Sinan’a yaptırılmış. Hamama adını veren çiniler de XIX. yüzyılda bir İranlı tarafından bağışlanan muhteşem mermer çeşme de yerinde duruyor.
Hamam, tuvaletlerin üstündeki gösterişli kemerleri ve süslü kubbeleriyle çağdaşlarından hemen ayrılıyor. Suyu sağlayan kuyu ve ahırlar artık görülmese de hamamı sıcak tutmak için Külhanbey ve ekibinin sürekli odun attığı kazan dairesi hala ayakta. Bu yazıyı yazmak için gittiğimizde sahibi ilginin azlığından şikâyet ediyordu.
Birkaç hafta sonra da gazetelerde hamamın atışa çıkarıldığını okuduk. Şehrin değerlerinin birer birer yit-nesine üzüldük. Oysa İstanbul’daki turistik olmayan nadir güzel hamamlardan biriydi. Ferzan Özpetek’in ünlü Hamam filmine de mekân olmuştu.
Kadınlar Pazarı
Medresenin hemen yanı, halk arasında Küçük Siirt olarak biliniyor. Çalışanların çoğunun bu Güneydoğu kentinden geldiği yerin etrafında kasaplar, doğudan gelen peynir çeşitleri ve tandır ekmeği satan bakkallar, özellikle büryan kebabıyla ünlü restoranlar yer alıyor. Bu kalabalığın ortasındaki Hüsambey Tezgahçılar Camii’ni Şeyhülislam Sunullah Efendi yaptırmış, ancak cami adını yangında harap hale gelen binayı onartan Kaptan-ı Derya Ali Paşa’nın babası Hüsam Bey’den almış. Pazarın atmosferi çok farklı, muhakkak listenize koyun. Hatta yemek vakti gidip büryan kebabın tadına bakın.
Atatürk Bulvarı
Şehrin kalbinin attığı ana caddelerden biridir Atatürk Bulvarı. II. Dünya Savaşı sırasında şehrin planını yapan Fransız Henri Prost tarafından tasarlanan bulvarın yapımı sırasında kemerlerin zarar görmemesine özen gösterilmiş ama Prost şehirdeki çok sayıda Osmanlı eserinin yok edilmesine sebep olmuş. Bu trafiği yoğun bulvarda hala dikkat çeken birkaç eser var. Kemerden aşağı doğru yürüdüğünüzde, sol tarafta önünden geçeceğiniz Sosyal Sigortalar Kurumu binasına dikkat edin; 1963 yılında Sedad Hakkı Eldem’in etraftaki binalardan esinlenip modern i malzemeler kullanarak yaptığı bu bina kendisine 1986 Ağa Han Mimarlık ödülü’nü kazandırmış. Ödülün en büyük sebebi binaların çarpmadan oradaki eski dokuyla uyum sağlaması. SSK’nın hemen altındaki eski duyarlar şehirde yeraltına değil de yerüstüne yapılan tek sarnıç olan Zeyrek Sarnıcını gizliyor ardında.
Pantokrator Manastırı (Zeyrek Kilise Camii)
Atatürk Bulvarı boyunca aşağı doğru yürüdüğünüzde, SSK binasını geçtikten sonraki küçük bir yokuş sizi, birçok harap ahşap evden oluşan Zeyrek’e ulaştırır. Burada göreceğiniz ve Ayasofya’dan sonra günümüze ulaşan en büyük Bizans idini eseri olan Pantokrator Manastırı’nda, iki kilise, bir şapel, ruh hastalıkları hastanesi, normal hastane ile yaşlılar için bakımevi varmış. İmparatoriçe Eirene, 1118-1124 yıllan arasında kilise, kütüphane ve hastaneden oluşan bir manastır yaptırıp onu Pantokrator” a (Her şeye kadir İsa) adamış.
İmparatoriçenin ölümünden sonra, İmparator II. John Komnenos, Haliç tarafındaki kiliseyi yani Bakire Elousa Kilisesi”ni 1136 yılında inşa ettirmiş ve daha sonra bu iki kilise bir şapelle birleştirilmiş. Şapel Komnenosların aile mezarı olmuş. Bu manastır kompleksinin, patrikhaneye değil doğrudan imparatora bağlı olmasından da kaynaklanan bir önemi var.
  1204 yılındaki Haçlı Seferi sırasında kilisenin hâzineleri yağmalanmış ve bazıları Venedik”e götürülmüş. St. Mark Bazilika” sının sımağı olan Pala d’Oro’nun bir kısmının Pantokrator’dan geldiği söyleniyor. Bununla beraber, 1261 yılında Bizans imparatoru görevine iade edildiğinde Hodegetria Meryem’inin çok önemli ikonu buraya konmuş, 1453’te ise Kariye Müzesi’ne taşınmış.
Fetihten sonra kiliseler camiye, manastır kompleksi ise medreseye dönüştürülmüş. Semt adını Fatih dönemindeki okulun baş hocası olan Molla Zeyrek Mehmed Efendi’den almış. İlahiyat okulu, Fatih Camii medreseleri tamamlanıncaya kadar eğitime burada devam etmiş. 1950’lerdeki restorasyon sırasında döşeme tahtalarının alfanda bir başyapıt sayılabilecek nefis bir mozaik zemin bulunmuş. Birkaç yıl önce, çocukların camlarım kırdığı, perişan haldeki binayı gezerken hoca kilidi açmış ve alttaki mozaiği göstermişti.
O dönemde binanın İstanbul’a çok lazım olan ve sadece Bizans eserlerinin sergilendiği bir müze olması konuşuluyordu, imam “Ecdadımızdan kalan cami hiç müze yapılır mı?” dedi. Ecdadı Bizanslı mıydı sormadık! Bu yazıyı yazdığımız zaman Zeyrek çok gerekli ama gecikmiş bir restorasyon geçiriyordu ve kapatılmışta.
1 note · View note