Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Raymond Carver okumayı seviyorum. Öyküleri , çok kısa, sakin ve dingin bir zaman aralığında geçiyor , düz bir anlatımı var daha doğrusu yalın. Çehov gibi, ve ama hap gibi yutup gerçekliğin etki etmesini bekliyorsun, sonrası buruk bir kavrayış. Okurken anlaşılanı, hissedileni aktaramayış biraz kötü ama bu duyguyu Raymond Carver için pas geçebiliyorum. Bazı öykülerini acı sonlarla( benim için acı son) bitirip bir de katlanabilmemiz için küçük iyi şeyler eklemiş..
1 note
·
View note
Text
Öykü pek okumuyorum doğrusu. Ancak sezgisel olarak bu öykü kitabının benden istediği şeyin olaylara okur olarak tanıklık etmem istendiği yönünde. Karamsar bir tarafı var ama umut etmemi de istiyor. Yani başarılı bir öykü kitabı olduğunu düşünüyorum. Bazı noktalar kör göze parmaktı ve ya klişeydi ama bu onu yine de kötü yapmıyor.
0 notes
Text
Önem verdiklerim…
#filmisnotdead#david lynch#nuri bilge ceylan#alfred hitchcock#krzysztof kieslowski#akira kurosawa#michelangelo antonioni#lost highway#dersu uzala#mulholland drive#ingrid bergman#smiles of a summer night
3 notes
·
View notes
Text
youtube
0 notes
Text
TRON 1982
Yönetmeni ve senaristi Steven Lisberger’dir. Konusu; bir yazılım şirketinde çalışan Kevin Flynn’ın kodlarını yazdığı başarılı oyunlarını onunla çalışan arkadaşı Edd ele geçirir ve kendine mal eder ve böylece şirkette parlak bir kariyere sahip olur. Flynn delil olarak bazı dosyaları bulmak için şirketin sistemine sızmaya çalışır ama Edd oldukça kurnazdır ve bunu yapacağını bildiği için önlem almıştır. Flynn Şirketin sistemine bağlandığı bir gün sistemi yöneten yapay zeka tarafından o sisteme hapsedilir ancak Flynn farkeder ki aslında içinde bulunduğu sanal gerçeklik kendi yazdığı kodlardan oluşmaktadır ve bu ortamın açıklarına hakimdir. Dolayısıyla kurtulma şansını yakalar ve kurtulur. Filmin alternatif bir dünya sunması ve olumlu-olumsuz senaryo içermemesi açısından diğer bilim-kurgu filmlerinden ayrışıyor.
Bilim-Kurgu film Türünde İdeoloji Örneği: Tron Efsanesi ,Araştırma görevlisi Özgür Çalışkan’ın Dergi Park’ ta yayınlanan makalesini okumanızı öneririm.
3 notes
·
View notes
Text
132 notes
·
View notes