muserrefakkaya
Merhaba
182 posts
"Merhaba" Farsça kökenli olup "benden size zarar gelmez" anlamına geliyormuş. En çokta bunun için, tekrar ve tekrar merhaba...
Don't wanna be here? Send us removal request.
muserrefakkaya · 6 months ago
Text
"Kendini seçemiyorsun
Bırakıp kaçamıyorsun
Yazmadığın bir hikâyede
Uzun ya da kısa vadede
Az biraz keşfediyorsun
Öteki olabilmeyi
Yerine koyabilmeyi
Geride durabilmeyi
Öğreniyorsun... "
0 notes
muserrefakkaya · 6 months ago
Text
"Ne göreyim kendime yıldızlardan daha uzaktım "
youtube
1 note · View note
muserrefakkaya · 2 years ago
Text
"Mesafeler mi daha çabuk unutturur, yoksa saatler mi? Kaç şehir eskitmek lazım unutmak için birini ya da kaç saati tüketirsek unutmuş oluruz aklımızda yerli yersiz patlayan anılardan bir çuval mermiyi? Kaç adım atmak lazım bir kâbustan uyanmaya? Kaç uykuyu katletmek gerek unutmak için gözümüze batan dikensi bakışları? Kaç kişiyi teşhis edince gider insan kendinden ya da kaç kişiyi gömmek gerek bulmak için aradığını?”
7 notes · View notes
muserrefakkaya · 4 years ago
Text
Hoşgeldi en sevdiğim ay 🖤
Neden mi?
Çünkü , "Ben olmayınca bu güller yok. Ben olmayınca bu serviler yok. Sabahlar, akşamlar yok. Sevinçler tasalar yok. Ben düşündükçe var dünya. Ben yok o da yok."
Ve bu ay, benim var olduğum ay!
Bunun şerefine dinlediğim şarkıyı ayın şarkısı yapıyorum ve sadece kendime armağan ediyorum :)
Ve iyi ki diyorum. İyi ki...
Canım kendim.
Tumblr media
5 notes · View notes
muserrefakkaya · 4 years ago
Text
Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun?
Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğuluyor. Penceren sokağa bakmıyor. Bütün sevgi sözleri kalbinde cezaya dönüyor. Kirpiklerin hiçbir güzellikle halkalanmıyor. Baktığın bütün sular yeraltına çekiliyor.
Sevmek korkusu ayrılıktan çok önce acı veriyor. Dünyanın bütün cenazeleri evinin önünden kalkıyor. Her gün bir arkadaşın büyüdüğünüz zamanlarda kayboluyor. Girdiğin çıktığın bütün kapıların önünde yabancı, ardında yalnızlık olup kalıyorsun.
Ne, biliyor musun gönül yorgunluğu?
Kendinden soğuyorsun. Sözünden soğuyorsun. Geçmişinden soğuyorsun. İnandıklarından soğuyorsun. Baktığın yüzlerden soğuyorsun. İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cennet değil.
Durup dururken inciniyorsun. Kötü söz gerekmiyor bunun için. Sana söylenmesi de gerekmiyor sözün. Tam kirpiklerinin ucunda bir yarım ay, dudaklarında bir boyalı söz… Bir kırıcı gülüş yetiyor kapanman için. Saygısız ses, kibirli gövde, tüküren gözler… Kalabalık, tanrısından büyük! İskeletine kadar çekiliyorsun. Birisine bir söz söyleyeceksin; sessizlik boğucu; şu uzun ayrılığa bir özür, bir sitem…
Kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun.
İncinme değil bu, insana olan inancı yitirme!
Yaranı evde bırakıp çıkıyorsun sokağa. Öyle acıklı bir uzaklık ki, şikayetin sularını çoktan geçtin. Hiçbir şeye öfke duymuyorsun. İnsan boylu boyunca bir hastalık. İnsan korku. İnsan yıkım. İhtiraslarının külü insan. İnanmıyorsun artık. Anlamamak değil, inanmıyorsun! Can sıkıntısı değil, inanmıyorsun! Yaşamak korkusu değil, inanmıyorsun!
Ruhun hazan mevsimi bu. İnsanın kötülüğe dönüşmesi.
Oysa, gözlerin ne diyorsa doğru, diyecektin. Gamzelerin diyecektin, dünyanın bütün güneşli pencereleri. Bu hülyalı zaman, diyecektin, kirpiğin kirpiğe değmesi kadar. Ben seni sevmek istiyorum, diyecektin diyemedin. Güzellik tanrının değil, insanın insana bağışıdır, diyemedin. Yalnızlık taşa çevirir yüreği, diyemedin. İnsan sevmezse bir yaşama cezasından başka nedir ki, diyemedin. Her vazgeçişte gövdemiz biraz daha uzaklaşır bizden, diyemedin. İnsan bütün acılardan sadece bir sevgi sözüyle döner dünyaya diyemedin.
Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun?
Ölümün, yaşarken hüküm sürmesi insanda
.
.
.
3 notes · View notes
muserrefakkaya · 4 years ago
Note
Hani içinizden gelirse demişsin ya ! Yazdıklarını okuyunca " Gücenik güceniği saçının telinden tanır" geçti içimden. Öyle...
"Sözcükler çok cılız bir terazidir yüreğin yükünü tartmada. Gücenik elbette tanır güceniği, canına yapışmış durgunluktan.” demiş, Şükrü Erbaş
Birde, bukadar gücenik kelimesini geçen bir yerde, Ceylan Ertem'in Amansız Gücenik albümünü anmadan geçemeyeceğim sanırım. Fonda "Bile isteye" çalabilir diye geçti içimden. Öyle...
1 note · View note
muserrefakkaya · 4 years ago
Text
"Belki de dünya, başka bir gezegenin cehennemidir."
3 notes · View notes
muserrefakkaya · 4 years ago
Text
Tanıştırayım...
youtube
İkibinyirminin bitmesine günler kala, sayılı güzelliklerde ilk üçte yerini alan şarkıdır kendileri. İsteyen kendisine yeni yıl hediyesi olarak kabul edebilir;)
Bir dinleyeni olursa diye, minicik bir rica bırakıyorum buraya. Gözleriniz çok hafif , naif şekilde kapanmak isterse, izin verin olur mu? Dünyanın dışında, ruhunuzun içinde dolaşacak şarkılardan bu şarkı. Direnmeyin. Anda kalın ve müziğin sözlerin yüreğinizde bırakacağı o muhteşem tadın keyfini çıkarın...
1 note · View note
muserrefakkaya · 4 years ago
Text
Tumblr media
1 note · View note
muserrefakkaya · 4 years ago
Text
Tumblr media
1 note · View note
muserrefakkaya · 4 years ago
Text
"Hiçlikler içinde kanayan yürek"
17 notes · View notes
muserrefakkaya · 4 years ago
Text
Aramak...
Yazması,söylemesi ne kadar da kolay değil mi? Hatta çoğu kişi için eyleme dökmeside kolaydır muhtemelen. Ama benim için değil. Hep böyle değildim tabi, çok uzun zaman önce bir şey oldu, birşeyler değişti, ben değiştim ve sonrasında insanlara yazma ve arama konusunda hep tutuk kaldım. Hiç beceremedim şu işi...
Ama bugün, birbiri ardına gelen tekerlemeler gibi yorulmak nedir bilmeyen düşüncelerimi, sorularımı, kırgınlığımı aklımın duyamayacağı bir uzaklığına atıp, onu aramayı istedim. Hatta günlerdir tek istediğim şeydi bu. Üstelik aramamam için onca neden varken! Aramak içinse tek bir neden!
Ve ben bugün o tek nedene tutunmak istedim.
Ve şarjdan telefonu aldım. Ekrandaki bildirimi gördüm. Sonra o bildirime tıkladım. Açılan sayfada "Anthony Hopkins'in Güçlü Sözleri" başlığında upuzun bir yazı vardı. Okudum. Sonra bir kez daha okudum. Sonra bir kez daha. Bu yazı aklımın uzağına attığım herşeyi yakına getirdi, hemde çok yakına!
Aramadım. Arayamadım. Sonra , o yazıyı kopyalayıp işte buraya yapıştırdım. Anthony Hopkins'in sözlerine kendiminkileri karıştırdım. Ve kendimi çok büyük bir yanılgının ucundan dönmüş gibi hissettim!
(Ama yinede ben bugün onu aramayı çok istedim.)
.
.
.
Seni sevmeye hazır olmayan insanları serbest bırak.
Bu hayatında yapacağın en zor şey.
Seni sevmeye hazır olmayanlara sevgini vermeyi bırak.
Değişmek istemeyen insanlarla zor sohbetler yapmayı bırak.
Varlığına önem vermeyen insanlar için görünmeyi bırak.
İçgüdülerinin etrafındaki herkesin iyi dileklerini kazanmak olduğunu biliyorum, ancak aynı zamanda zamanını, enerjini ve akıl sağlığını çalacak dürtüdür.
Hayatında memnuniyet, ilgi, bağlılık ortaya çıktığında, herkes senin kadar dürüst olmayacak
Bu, kim olduğunu değiştirmen gerektiği anlamına gelmez.
Bu seni sevmeye hazır olmayan insanları sevmeyi bırakman anlamına geliyor.
Zamanını harcadığın kişiler tarafından,
ince bir şekilde dışlanır, ince bir şekilde aşağılanır,
unutulur veya kolaylıkla görmezden gelinirsen onlara ilgini ve enerjini sunmaya devam ederek kendine iyilik yapmazsın.
Gerçek şu ki, sen herkes değilsin. Ve herkes senin için değil.
Arkadaşlığına, sevgine, dostluğuna önem veren kişileri ve gerçek aşkı bulduğun an, bunun ne kadar başka ve değerli olduğunu bileceksin. Hissettiklerinin yansımasını görebildiğin, sorgusuz sualsiz yanında olan, en az kendi kadar seni düşünen ama gerçekten düşünen, yürüdüğünüz yolda yorulmayan, düşünceler arasında boğulurken elinden tutup seni çıkaran, o kişi...
İşte ilişkileri, kişileri özel yapan şeydir bu.
Ama bunu yapamayan birinin seni sevmesini sağlamak için ne kadar zaman harcadın? Ne kadar kırıldın? Ne kadar ağladın? Ne kadarını anlattın? Ne kadarını dinledi? Ne kadarını anladı? Ne kadar anlamaya çalıştı? Ne kadar çalıştı? Ne kadar seni gördü? Ne kadar görmek istedi? Ne kadarını çözmek istedi seninle birlikte? Ne kadar yanındaydı? Ne kadar yanında olmayı istedi?
İstedimi gerçekten!
Sen olmayacak kişide , olmayan şeyleri tecrübe ettin.
Bu gezegende milyarlarca insan var ve çoğu seninle kendi seviyelerinde sevgi titreşimleri içindeler.
Ama,
Seni yastık, ikinci plân seçeneği, terapist ve duygusal iyileşme stratejisi olarak kullanan, boş zamanlarının boşluklarını dolduran, korkularını görmeyecek kadar yada görmezden gelecek kadar uzağında ve sözde sözleriyle de yakınmış gibi davranan insanların mahremiyetinde ne kadar kısa kalırsan, senin için okadar iyi.
Denemeyi bırakırsan ilişki biter.
Belki mesaj göndermeyi bırakırsan telefonun günlerce ve haftalarca sessiz kalır.
Birini sevmeyi bırakırsan ve karşılığı karşındaki kişide yoksa, seni seviyorum, çok değerlisin, çok özelsin gibi sadece sözlerde olan duygular... Yani gerçek olmayan herşey! Aşk? Eriyebilir.
Ve bu senin bir ilişkiyi MAHVETTİĞİN anlamına gelmez!
İçini döktün ve toplarlaman için, inanmak için, yardıma ihtiyacın vardı. Ama yardım etmedi, darmadağınık kaldın.
Gör!
Fark et artık!
Bu ilişkiyi tutan tek şey sadece sendin! Ve sadece senin onu tutmak için tutunduğun sevgindi, enerjindi.
Bu aşk (sevgi) değil.
Öyle olsa yansıması olurdu. Hissederdin. Hissettirirdi!
Bu, seni gerçeğinde istemeyene hep bir şans daha vermeyi istemektir!
Hayatındaki en değerli ve en önemli şey enerjindir.
Bu sadece senin zamanın ve sınırlı.
Bu senin enerjin!
Hayatın için, kendin için, yapabileceğin en önemli şeyin, enerjini, merakını, sorularını, korkularını yatıştırmayan kişiden ve o kişiden gelecek her şeyden, vahşi bir şekilde korumak olduğunu fark edeceksin.
Hayatını güvenli bir sığınak yap.
Sadece seninle uyumlu kişilere izin ver.
İnsanları kurtarmak senin sorumluluğun değil.
Onları kurtarılması gerektiğine ikna etmekten sorumlu değilsin.
Her an insanlar için var olmak ve onlara hayatını vermek senin işin değil.
Zamanını senin için uygun olmayan, kendini aklını kalbini sana veremeyen ama verirmiş gibi yapan, en olması gereken en temel duygunun yoksunluğunda seni öylece bırakan, seni gerçekte görmeyen duymayan anlamayan insanlarla geçirmeyi bıraktığın an, uzaklaştığın an, neden bu kadar karışık, tedirgin ve sabırsız olduğunu anlamaya başlarsın.
Kaderin sevildiğini fark etmek ve hak ettiğini düşündüğün sevgiyi kabul etmek.
Gerçek bir dostluğu, aşkı, sevgiyi hak ettiğine karar ver. Gerçek bir bağlılık, sağlıklı ve başarılı insanlarla tam sevgi...
Sonra bekle
Sadece bir süreliğine
Ve her şeyin ne kadar değiştiğini izle
.
.
.
1 note · View note
muserrefakkaya · 4 years ago
Text
"Ben, kardelenler arasında sırıtan, kimliksiz ot..."
youtube
1 note · View note
muserrefakkaya · 4 years ago
Video
Örttüm gecenin üstünü sen uyurken
Kokladım sabahı en saf yerinden
Bir sen miydin yoksa
Bana iyi gelen ?
youtube
Bu Yüzden
7 notes · View notes
muserrefakkaya · 5 years ago
Text
Tumblr media
3 notes · View notes
muserrefakkaya · 5 years ago
Text
Tumblr media
İşte bende böyle böyle, herkesi herşeyi ciddiye ala ala mahvettim kendimi. Herkese herşeye olan inancımı yitirdim, ve bu yitimin hissettirdiği, herkese inanmaktan çok daha kötüydü.
5 notes · View notes
muserrefakkaya · 5 years ago
Note
Tanıma istediği uyandırdığının farkında mısın?
Değilim... Ve buna harcadığın zamana değmeyeceğine bahse girerim ;)
1 note · View note