mithas
8K posts
İçsel bir soyunma hali
Don't wanna be here? Send us removal request.
mithas · 10 months ago
Text
Tumblr media
762 notes · View notes
mithas · 10 months ago
Text
Tumblr media
4K notes · View notes
mithas · 10 months ago
Photo
Tumblr media
13K notes · View notes
mithas · 10 months ago
Text
Tumblr media
3K notes · View notes
mithas · 10 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
0 notes
mithas · 10 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
425 notes · View notes
mithas · 10 months ago
Photo
Tumblr media
8K notes · View notes
mithas · 10 months ago
Photo
Tumblr media
28K notes · View notes
mithas · 10 months ago
Photo
Tumblr media
61K notes · View notes
mithas · 10 months ago
Text
Tumblr media
🖤♟️🕶️🕷️
114 notes · View notes
mithas · 10 months ago
Photo
Tumblr media
48K notes · View notes
mithas · 10 months ago
Text
“Sen neye ağlıyorsun böyle be oğlum, neye sıkkın senin canın?”
Kalktı çöktüğü yerden usulca çömeldi yanıma. Sırtını duvara vererek bitmek üzere olan sigarama baktı.
“Abi be, bi’ dal sigara versene.”
Gözleri dolu dolu dikti bakışlarını sigaraya. Gözlerinden süzülen yaşları çenesinde yakaladığı elini uzattı bana doğru.
“Ulan senin yaşın kaç başın kaç! Yok sana sigara falan. Sen bırak onu da bana derdin ne anlat.”
Derin bir iç çekti o an. Bakışlarını indirdi yere. Çömeldiği yere bırakıverdi üşümüş bedenini. Bu sefer acılarından değil bulutların haykırışından ıslanmış üstünü başını düzeltti.
“Abi, neyini anlatayım derdimin. Anlatsam ne olacak ki, derman mı bulacaksın? Boşver, sen bir sigara ver bana. Hem bazen derdini iki dudağın arasında yakıp da tüttürmek gerekiyor yalnızca. Sen benim yaşıma başıma bakma. Senin yaşından çok sevilmemişliğim vardır benim. Senin düştüğün engellere ben düzlük diyorum abi.“
İçlenerek baktım çocuğa. Paketten bir dal uzattım. Alıp dudaklarına yerleştirdi hızlıca. Çakmağı ona doğru uzattığım an bana yaklaşarak yaktı sigarasını. Bir iki nefesi arka arkaya çekti. Aramızda bir süre sessizlik…Sonra başladı konuşmaya.
“Şimdi içime çekiyorum ya bu zehri, ciğerlerim yabancılamıyordur eminim ki. Zehir olanın bünyesine zehir tesir eder mi? Etmez abi. Ben bu sigaradan daha zararlı olmalıyım.” Bakışlarını kaldırıp ışığı sönmüş gözleriyle baktı bana. “Söylesene abi, zararlı mıyımdır ben?”
Başka bir dal çıkarıp ben de yerleştirdim dudaklarıma. “Ah be evlat, niye öyle diyorsun? Ne zararı ne zehri! Senin kime ne zararın olabilir ki? Adam mı öldürdün, birilerinin canına kast mı ettin de zarar olacaksın?”
“İnanır mısın, bırak birilerinin canına kast etmeyi ben kimsenin kalbini dahi kırmadım. Kimseye bile isteye zararım dokunmadı. Şu inatla dönmeye devam eden dünyada kimse benim farkımda bile olmadı, o kadar zararım dokunmadı. Ama dokunmadım diye zarar olamaz mıyım ben? Öldürmedim diye zehir olamaz mıyım? Beni kimse sevmedi abi. Kimse beni alıp da bağrına basmadı hiç. Eğer ne zararsam ne zehirsem niye ziyan oluyorum ben hep abi? Ben zarar değilsem eğer niye beni kimse sevmedi?”
İçi acıyan cümlelerini alıp benim bağrıma basası gelmişti. Ne büyük sözcüklerin altında eziliyordu öyle yüreği. “Sevilmişsindir illa ki. Birileri sen fark etmeden bir yerlerde sevmiştir seni. Her şeyin inadına dönen bu dünya senin dünyandan daha büyük. Sen görmüyorsun diye birilerinin sana bakmadığı, sen hissetmiyorsun diye birilerinin seni sevmediği anlamına gelmez her zaman. Gerçekler senin gerçeklerinden daha gerçektir oğlum.”
Buruk bir gülümseme ilişti dudaklarına. Sigarasından uzun bir nefes çekti. Titremeye başlayan bedenini sarmaladı bir koluyla.
“Ben de benim gerçeklerimin gerçekleri yansıtmadığının farkındayım. Benim algım ne ki bütün olan biteni anlayayım olduğu gibi. Ama abi, herkes kendi gerçekleriyle doğar, büyür ve ölür. Asıl olan benim için, hiç sevilmemiş olduğum. Orada bir yerde sevilmiş olsam ne olur hiç hissetmemişsem? Hem eminim ki ben orada bir yerde bile sevilmedim. Kimse benden habersiz sevgi beslemedi bana. Öyle sevgisizim ki birileri bir yerde beni sevmiş olsa bile onu hissederdim. O sevginin sıcaklığı şimdi donmuş kalbimi çözmeye yeterdi. İnan bana abi, benim sevgisizlik dediğim karşılıksız aşk değil. Birisi bana ölsün de bitsin değil. Ben gerçekten hiç sevilmemiş olmaktan bahsediyorum. Kimsenin tenezzül edip çöpünü bile bana vermeyeceği kadar yok sayılmaktan bahsediyorum. İnsan olduğum bana hiç anlatılmamış, duygularım olduğu hiç öğretilmemiş, sevme becerimin olduğunu hiç öğrenmeye fırsatım olmamışçasına sevilmemekten bahsediyorum ben.
Ben güvende olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum. Mesela tam şu an titreyerek bir yabancıya içimi dökmek yerine bir bedenin benim için orada olduğunu bilmenin ne demek olduğunu bilmiyorum ben. Sabahları birisinin gülümseyerek günün aydığını söylemesi, uyumadan önce gecenin iyi geçmesinin dilenmesi nasıl, bilmiyorum. Ben çok uzun süre gecelerin iyi ya da kötü geçebileceğini bile bilmiyordum. Bir tek soğuk ve ıssız geceler var zannediyordum. Sonra baktım insanlar birbirlerine ‘iyi geceler’ diyor. Sahi geceler iyi geçebiliyor mu? Geçiyorsa gece bir bana mı bu kadar karanlık? Herkes sevgiyi tadabiliyorken bir ben mi yapayalnızlıktan payımı almışım? Abi, tanrı bana yalnızlık pastasından yanlışlıkla çok büyük bir parça kesti galiba. Yoksa doğduğum andan itibaren kimsenin bana gülümsememiş olması mümkün olmazdı değil mi? Ah be abi, ben hiç sevilmedim. Hani diyor ya bir şarkıda ben beceremiyorum bu yaşama işini, bu ��amura bulanarak; ben de beceremiyorum abi. Ben bu çamurun çiçek açtırdığı bir düzenin varlığına inanmıyorum.
Üstelik o düzeni de kurmayı denedim defalarca. Sevmeyi denedim, sevilmeyi denedim. Yahu insan nasıl sevilmeyi dener ki? Biliyor musun abi, insan sevilmeyi hep sevgisizliğinde denermiş. Bir insan bir yerde sevilmeyi deniyorsa eğer hep sevilmediğindenmiş. Ben hep denedim abi. Birisi tutup ucumdan beni sever diye kendimi pazarladım her gün insanlara. Parsel parsel sattım kimliğimi. Öyle bir sattım ki benden bana hiçbir şey kalmadı. Bu sefer de sanırım sevilmeyecek kadar azaldığımdan sevmedi kimseler.
Ben artık çok yoruldum. Ayın bile karanlıkta onlarca yoldaşı var, sokak lambaları bile birbirine sırdaş. Bir ben, neden bir ben? İşte ben zarar olmalıyım abi. Zarar olmasam ziyan da olmazdım.”
Ne desem bilemedim o an, insan sevilmediğine inanan birisine nasıl sevilmekten söz ederdi? O an yapabileceğim tek şeyi yaparak sarıldım çocuğa. Önce bir afalladı, sonra o da bana sımsıkı sarıldı. Bir süre ikimiz de kaldık öyle. Sonra ayrıldık birbirimizden. Çocuk elinde kalmış olan izmaritini yere atarken hüzünle baktım ona. Yerinden kalktı güçsüzce.
“Neyse işte. Sigara için sağ olasın abi. Bak gördün mü acısını tüttürünce hiçbir şeyi kalmıyor insanın. Ha bir de, teşekkür ederim. Bana sevilmenin nasıl bir şey olduğunu gösterdiğin için.” Gülerek kafasını geriye attı. “Yalnız dikkat et, beni ne kadar tanıyorsun da beni seveceksin! Beni sevdiğin için değil sevilmenin nasıl bir şey olduğunu gösterdiğin için teşekkür ettim sana. Eksik olma. Umarım senin de karşına sana sevilmenin nasıl olduğunu gösteren insanlar çıkar hep. Ben gideyim artık, daha bulanacağım çok çamur var. Hadi allaha emanet!”
0 notes
mithas · 10 months ago
Text
Tumblr media
2K notes · View notes
mithas · 10 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
1K notes · View notes
mithas · 10 months ago
Text
Tumblr media
oliver tells felix he doesn't smoke and then it immediately cuts to this :)
205 notes · View notes
mithas · 10 months ago
Text
I always come back to u tumblr
11K notes · View notes
mithas · 10 months ago
Text
Tumblr media
4K notes · View notes