melekhanimlar-blog
Melek Hanımlar
73 posts
kadın sitesi , diyer ve sağlıklı beslenme, kadın hastalıkları şifalı bitkiler , güzellik ve makyaj önerileri
Don't wanna be here? Send us removal request.
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Göğüs, Meme Ucu Olmayan Anne Nasıl Emzirir?
Anne kucağına alıp bebeğini emzirmeye başladığı zaman sadece onun karnını doyurmayacak hem bebeğinin hem de kendinin duygusal beslenmesini de sağlayacaktır. O nedenle anneler karşılaştıkları bütün zorlukları bir şekilde aşmaya gayret edip bebeklerini biberonla ya da kaşıkla değil kendi sütleriyle doyurmaya çalışmalıdır. Bebeği beslemek için göğüs kadar göğüs ucu da önemlidir.
Memenin Ucu Ne Zaman Çıkar?
Her kadının göğüs ve göğüs ucu yapısı birbirinden farklıdır. Gerçekten de göğüs ucu içeriye doğru çökük kadınlar olduğu gibi göğüs ucu olmayan bayanlar da vardır. Düz gibi görünen meme ucu, bebek dünyaya geldikten sonra ve  emzirmeye devam ettikçe dışarı doğru çıkacak ve büyüyecektir.  Öncelikle  en iyi sonucu alabilmek için emzirme tekniklerini öğrenmeliyiz. Bebeğimizi  emzirmeye başlamadan önce  göğüs ucunuzu çekip uzatmalı bebeğin  üst damağına doğru yapıştırmalıyız. Fakat  göğüs ucunuz bebeğe veremeyecek kadar içerdeyse, meme başını dışarı çıkarabilmek için   bir  tavsiyem de bu işlem için üretilmiş aparatları kullanmanızdır. Bu aparatları  bir müddet kullandıktan sonra zaten meme ucu kasları da büyüyecek  ve dışarı doğru çıkacaktır.  Meme başının bebeği emziremeyeceğiniz kadar içeride olduğu zamanlarda sütünüzü sağıp bebeği böyle besleme çalışabilirsiniz. Bu  metot hem sütümüzün miktarını arttıracak hem de meme kaslarınızı  büyütecektir.
Memenin Ucu Yoksa Ne Yapılır?
Bu işlemler sırasında göğüs ucunuzda acılar, çatlaklar olursa göğsünüzü, emzirmeden önce kendi sütünüzle ıslatın. Çünkü anne sütü çok iyi bir antibiyotiktir. Bebeği emzirme konusunda memenin şekli, boyutu tek belirleyici değildir. Sizin emzirmeye istekli olmanız, gayretli olmanız  bundan daha önemlidir. Çünkü bebek doğal olarak acıktığı zaman bu işlemi yapmak isteyecektir. Yeni doğduğu zamanlar onun en iyi bildiği şey zaten budur. Meme başınız olup olmadığını test etmek istiyorsanız, başparmağınız ve işaret parmağınız yardımıyla memenizin başını tutup dışarı çektiğinizde sertleşiyor ve dışarı çıkıyorsa meme başınız var demektir. Meme başı küçükse meme masajlarıyla yani meme başını sola, sağa, yukarı, aşağı hareket ettirerek dışarı çıkarabiliriz. Meme ucu testini  ve egzersizini doğumdan sonra yapmak daha iyidir. Çünkü bu egzersizler doğumu başlatan hormonların üretilmesine sebep olabilir. Rahimde kasılmalara yol açabilir. Ayrıca meme başını dışarı çıkaran aparatları kullanmadan öncede mutlaka doktorumuza danışmalısınız.
Göğsümün Ucu Yok Emziremiyorum Diyenlere? Eğitim Videosu
youtube
Göğüs, Meme Ucu Olmayan Anne Nasıl Emzirir?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Göz Kapakları Neden Şişer? Nasıl Geçer? Ne iyi Gelir?
Göz Kapaklarında Şişme Neden Olur?
Göz kapakları gözleri hem nemli tutmakta hem de dış etkenlerden korumaktadır. Göz kapaklara gelebilecek her hangi bir zarar doğrudan gözleri etkileyebilmektedir. Aynı zamanda kirpik dipleri de göz kapaklarının sağlığını korumak için çok önemlidir. Göz, göz kapağı ve çevresi oldukça hassas bir bölgedir bu yüzden bu bölgeye çok hassas davranılmadır. Sürülen kremler hafif yapılı ve göz çevresi için uygun olmalıdır. Çok sert cisimler, çok soğuk ve çok sıcak cisimler göz kapaklarına temas ettirilmemelidir.
Göz kapaklarında meydana gelen şişliklerin sebebi çok farklı olabilir. Oldukça hassas bir yer olduğu için dikkat edilmesi çok gereklidir. Göz kapakları şiştikten sonra yapılacak olan tedavide çok önemlidir. Göz kapakları görme organımız olan gözlerimize en yakın yerdir. Bu sebeple eğer şüphe duyuluyorsa muhakkak doktora görüşülmelidir.
Göz kapağı şişmesi ve kaşınması neden olur?
Öncelikle gözlerin şişmesinin altında hangi problemlerin yattığına bakmak gereklidir. Endokrin problemleri, vücudun su tutmasına neden olan hastalıklar, cilt hastalıkları gibi hastalıkları göz kapaklarında şişlikler meydana getirebilmektedir. Bunun dışında çevresel sebeplerden kısa süreli meydana gelen gözkapağı şişmeleriyle de karşılaşabiliriz. Uykusuz kalınması, yatış pozisyonları, yenilen besinlere karşı alerjiler, toz, tüy gibi maddelere alerjiler de göz kapaklarında şişmelere neden olabilmektedir.
Tedavi için öncelikle hastalığın neyden kaynaklandığı belirlenmelidir. Eğer vücuttaki bir dengesizlikten kaynaklıysa o zaman doktor kontrolünde hastalığa tedavi bulunmalıdır. Alerjilerden kaynaklı olduğu durumlarda alerjinin sebebi bilinmiyorsa besinler için bir takvim oluşturulmalı ve neyden kaynaklandığı bulunmaya çalışılmalı bunun için doktordan yardım alınmadı. Gözlerde yaralanma sonucu, göz kapağında yanma sonucu gözlerde nezle meydana gelmesi sonucu göz kapaklarında şişme meydana geliyorsa, birkaç gün temiz tutulup geçmesi beklenmeli geçmiyorsa doktora başvurulmalı. Gözlere makyaj yapılıyorsa eğer bu malzemelerden kaynaklı göz kapaklarında şişlik meydana gelebilir. Özellikle kalitesiz göz farkları, kalitesiz göz kremler, rimel, takma kirpik ve takma kirpik yapıştırıcıları da kirpik diplerine zarar verebileceği gibi göz kapaklarına da zarar verebilmektedir.
Göz Kapakları Neden Şişer? Nasıl Geçer? Ne iyi Gelir?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Anne Sütünü Arttıran Yiyecekler, İçecekler Ne Yemeli Nasıl Artar?
Anne Sütünü Arttırmak için Nelere Dikkat Edilmelidir?
Anne oldunuz artık ve bebeğinizi kucağınıza verdiler. İlk yarım saat içinde bebeğinizi emzirmeye çalışın. Kesinlikle bebeğinizin ilk besini şekerli su değil sütünüz olmalıdır. 72 saat boyunca gelen bu ilk süt bebek için hem çok iyi bir besin maddesi hem de aşı mahiyetinde olacaktır. Sütün organik bileşimi bebeğiniz büyüdükçe değişecektir. Sütün gelmesi kadar nasıl emzireceğinizi bilmekte önemlidir. Hastanede nasıl emzirmeniz gerektiği konusunda hemşirelerden destek alabilirsiniz.  Bebeği ilk zamanlarda günde 8-10 defa emzirebilirsiniz. Zaten karnı  doyunca  bir sıkıntısı yoksa uykuya dalacaktır. Yani 2 şer saat aralıklarla emzirebilirsiniz. Anne Sütünün artması için bebek uyurken sizde uymalı dinlenmelisiniz.
Ruh haliniz, sütünüz üzerinde direk etkilidir. Üzülmemeye, sıkılmamaya, yorulmamaya çalışın. Bebeği ilk emzirdiğinizde sütünüz gelmese de, emzirme işlemine devam edin bu sütünüzün  daha çabuk gelmesi için gereklidir. Eğer sütünüz az ise emzirme işleminden sonra sütünüzü sağın. Bu işlem, vücudunuza sütünüzün  bebeğe yetmediği, daha çok üretmesi gerektiğini söylediği için daha çok süt üretimine geçecektir. Bebeği emzirmeden ve buna alıştırmadan  kesinlikle biberonla beslemeyin. Bebek biberona alışırsa memenizi reddecektir ve sütünüz gittikçe azalacaktır. Anne, emzirdiği süre boyunca vücudu susuz bırakmamalı  günde iki litre  üç litre su içmelidir.  
Anne Sütünü Arttırmak için ne Yapmalıyım?
Sütünüz arttırmak için; Elma, armut, kayısı, ayva kompostosu içebilirsiniz. Günde 1 -2 bardak süt içmeye, peynir  yumurta yoğurt tüketimine özen göstermelisiniz. Rezene çayının süt üretimini arttırdığı bilinmektedir. Haftada iki, üç defa balık tüketin ek olarak da balık yağı, süt üretiminizi arttıracaktır. Protein ihtiyacı için kuru fasulye nohut mercimek tüketebilirsiniz. Fakat bebeğinizin rahatsız olmaması için sizde gaz yapan yiyeceklerin bebeğinizde de gaz yapacağını bilerek hareket etmelisiniz. Et ürünlerinden her gün tüketmeye çalışmalısınız. Sütünüzün az geldiğini düşünüyorsanız bal, pekmez gibi gıdaların tüketimini arttırabilirsiniz. Yine sebze meyve tüketimi sütümüzü hem arttıracak hem de vitamin değerini yükseltecektir. Yani bebeği emziriyorsak, beslenmemize dikkat etmek zorundayız. Yorulmamak zorundayız. Bu konuda destek alabilirsek işlerimiz daha da kolaylaşacaktır. Özellikle de sadece anne sütü ile beslendiği 7-8 hafta boyunca ve en önemlisi rahat, huzurlu sevgi dolu bir ortamda olmaya özen göstermeliyiz. Böylece hem sütümüz daha çok ve sağlıklı olacak hem de bebeğimiz daha huzurlu olacaktır.
Anne Sütünü Arttıran Yiyecekler, İçecekler Ne Yemeli Nasıl Artar?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Kekik Yağı Nasıl Kullanılır? Faydaları Nelerdir? Neye iyi Gelir?
Kekik Yağının Faydaları ve Kullanımı
Rahatsız edici bir kokusu bulunmayan, hatta hoş kokulu bir bitki türüdür. Kekik, iştah açar ve bir çok hastalığa da şifa verir. Aromatik tadı sayesinde et yemekleri için vazgeçilmez bir baharattır. Tabii bu kadar güzel ve faydalı bir bitkiden üretilen yağında faydaları say say bitmeyecek derecede fazladır.
Kekik Yağının Faydaları?
Kanser tedavisinde kekik yağı kullanılması öneriliyor. Sadece buda değil; iltihaplı yaralar için, herhangi cilt yaraları için, bademcik iltihabı için, bel ağrıları ve sinüzit gibi şikayetler için de kekik yağı faydalı bir üründür. Kandaki şeker miktarını düzenlemesi açısından alternatif bir ürün olduğu için, şeker hastalarının da kullanmasında fayda var. Daha bitmedi! İdrar söktürücü ve ödem attırıcı özellikleri de vardır. Ayrıca kemik hastalıkları ve romatizma gibi şikayetler için de kullanılabilecek bir ürün. Sakinleştirici özelliğe sahip olan ve kas ağrıları için de ağrıyı dindirmeye yardımcı olan kekik yağı, boğazda meydana gelen gıcık şeklinde olan öksürüğe, ergenlik döneminde meydana çıkan sivilcelerin tedavisinde, bağırsakların daha iyi çalışmasını sağlamakta, hepatit ve artrit gibi rahatsızlıklar da iyileştirici etkiye sahiptir. Bunun yanı sıra; akneler, tüberküloz, regl sancısı ve rahim kanserinin önüne geçmesi gibi özellikleri de vardır. Kekik yağı, antiviral özelliğe sahiptir ve bu özelliği sayesinde de mantara engel olduğu gibi kalp hastalıkları ve astım için de oldukça faydalı bir yağdır. Kekik yağının yaşlanma karşıtı etkisi vardır ve sedef, egzama gibi deri hastalıklarının iyileşmesinde faydalıdır. Diğer iyi geldiği rahatsızlıklardan bazıları da şu şekildedir; çıbanlar, ağız kokusu sorunu, hazımsızlık ve uykusuzluk gibi rahatsızlıklar için iyi bir alternatiftir.
Kekik Yağının Kullanımı?
İki farklı şekilde kullanılabilen kekik yağını, isterseniz yarım fincan su içerisine 2-3 damla kadar ekleyerek veya kesme şekere damlatılarak, isterseniz de sorunlu bölgeye parmak uçlarınıza aldığınız bir miktar kekik yağı ile masaj yapıp, yedirerek kullanabilirsiniz.
Kekik Yağı Nasıl Kullanılır? Faydaları Nelerdir? Neye iyi Gelir?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Ballı Sabunun Faydaları, Nasıl Yapılır, Neye Yarar?
Bir nevi bakım ürünü sayılabilecek organik bal katkılı sabunların, yüksek derecede nemlendirme ve antimikrobiyal özellikleri vardır. Bugün piyasada satılan birçok ürünün neredeyse tamamının içerisinde bal katkısı vardır. Balın, bundan yıllar öncesine dayanan küçük yanıklar da, bakteriyel enfeksiyonların rehabilitasyonların da, sıyrıklar da ve boğaz ağrısının tedavisinde kullanıla geldiği biliniyor. Bunun sebebi ise balın antimikrobiyel özelliğinin olmasıdır.
Sabun yapımı için kullanılacak olan balın, organik bal olması şarttır. Aksi taktirde cildi kurutup saçlarda dökülmeye neden olur. Sabun yapımı için kullanacak olan yağında organik ve steril olması gerekir. Bu yüzden ballı sabun alırken emin olduğunuz, güvenilir markaları tercih etmenizi öneririz.
Ballı Sabunun Cilt İçin Faydaları
Cildin gençleşmesini ve canlanmasını sağlar. Antibakteriyel özelliği vardır ve bu sayede yaraların daha çabuk iyileşmesini, sivilce ve iltihaplı sivilcelerin giderilmesini sağlar. Vücut için kullanıldığı zaman selülitlerin giderilmesini sağlar. Ayrıca cildin yağ dengesini düzenleyip, cilt gözeneklerini temizlemeye yardımcı olur. Düzenli kullanım sonucu kırışıklıkları tedavi edip, cildi sıkılaştırmaya yardımcı olur. Özellikle hassas ciltler için ideal olan ballı sabun, her cilt tipi için rahatlıkla kullanılabilecek bir üründür. Cildin tahriş olmasının önüne geçer. Makyaj temizleme konusunda ideal olan ballı sabun, makyaj yapmadan önce cildi nemlendirmek amacıyla kullanmak için de çok güzel bir üründür.
Ballı Sabunun Saç İçin Sağladığı Faydalar
Saçlar için onarıcı ve güçlendirici bir etki sağlar. Boyalı ve yıpranmış saçlara sahip olanlar için adeta kurtarıcı bir bakım ürünüdür. Saçların parlamasını ve yumuşamasını sağlar. Saç dökülmelerini durdurur ve saç köklerini kuvvetlendirerek, gürleşmesine de yardımcı olur.
Ballı Sabun Yapılışı
Gereken Malzemeler:
250 ml zeytinyağı(sızma)
250 ml su
1 fincan dolusu lye yada %100 sodyum hidroksit
75 ml has badem yağı
75 ml has Hindistan cevizi yağı
4 çay kaşığı dolusu organik bal
Öncelikle bilmeniz gerekir ki, sabun yapımında mutlaka %100 sodyum hidroksit yada lye (kül suyu) kullanılması gerekir. Lye kullanırken çok dikkatli olmalısınız çünkü yakıcı özelliği vardır. Cildinize kesinlikle temas ettirmemelisiniz. Lye kullanırken eldiven ve gözlük takmanız gerekir. Lye su ile karıştığı zaman yoğun bir duman çıkar. Bunun için önlem almanızda fayda var. Ayrıca sabunu yaparken kesinlikle yemek kapları veya plastik kaplar kullanmamalı, mümkünse emaye kase, paslanmaz çelik yada temperli cam kaplar kullanılmalıdır.
Ballı Sabun Hazırlanışı:
Kabın içerisine su koyup devamlı karıştırarak lye ilave edin. Biraz uzaklaşarak karıştırmaya devam edin. Sonra zeytin yağını mikrodalga yardımı ile 1 dakika kadar ısıtıp, karışıma ilave edin. Karışımın soğumasını bekleyip, sonrada kaşık yada blender yardımı ile karıştırın. Karışım hafif kalınlaşacaktır. Tamda bu sırada badem yağı, Hindistan cevizi yağı ve balı da ilave edin. Hoş kokuya sahip olması için, istediğiniz herhangi bir uçucu yağdan bir kaç damla ekleyebilirsiniz. Elde edilen karışımı sabun kalıplarının içerisine koyun ve kalıpları uygun olan bir plastikle kaplayın. Ardından havlu yardımı ile iyice sarın. İşlemlerden sonra sabunlaşma süreci başlamış olur. Bu sabunlaşma olayı, baz bileşenlerinin işlemidir. Sardığınız sabunları 24 saat geçtikten sonra kontrol edin. Eğer sıcak ve yumuşaksa bir gün daha beklemelisiniz. Soğuk ve sert bir yapıya kavuşunca sabunları, pişirme kağıdı yada parşömen kağıdı üzerine alıp, dışarı uygun bir yere koyun. 4 hafta boyunca kuruması gerekir. Tam anlamı ile kuruduğu zaman, sabunları yağlı kağıt içerisine sarın yada hava geçirmeyen bir kap içerisinde muhafaza ediniz.
Ballı Sabunun Faydaları, Nasıl Yapılır, Neye Yarar?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Göz Çevrem Soyuluyor, Pullanma var Tedavisi Nedir?
Gözleri gençliğin şifrelerinden birisidir. Cilt nasıl olursa olsun gözler insanın yaşını ortaya koyar. Tabi ki göz çevresi de buna dahil. Bu yüzden gözlerimizin sağlığını koruyup gerekli olan vitaminleri almanın yanı sıra göz çevremize de iyi bakmalıyız. Değişen hava koşulları sebebiyle cildimiz artık çok daha fazla etkileniyor. Güneşin zararlı ışınlarından, rüzgardan, susuzluktan vs. e tabi aldığımız besinleri de eskisi gibi olmadığı için gerekli olan vitaminleri de olması gerektiği kadar alamıyoruz. Bir de buna günlük tüketilmesi gereken su miktar tüketilmemesi eklenince göz çevremiz çok çok hassaslaşabiliyor.
Bilinmelidir ki göz çevresindeki deri çok incedir ve çok hassastır. Yüzümüze uyguladığımızdan farklı bir bakım uygulamamız gerekmektedir. Özellikle makyaj yapan kadınlar için bu çok elzemdir. Çünkü hem gün boyunca makyaj malzemesi tarafından yorulan göz çevresi bazen makyajdan arındırılmıyor. Bazen makyajdan arındırılıyor fakat doğru ürünler arındırılmıyor. Bazen de yanlı teknikler kullanılıyor. Dikkat edilmelidir ki yüz ellerden daha hassasken göz de yüzün geri kalanından hassas. El kreminin yüze sürülmemesi gerekli olduğu gibi yüz kremi de göz çevresi için ağırdır. Bu yüzden göz çevrenizde bir kuruluk söz konusu olduğunda kesinlikle herhangi bir nemlendiriciyle değil göz için uygun nemlendiriciler ile nemlendirilmelidir.
Göz çevresinde kuruluk, kızarıklık, tahriş, soyulma gibi problemler birçok nedenden ötürü oluşabilir. Bunlardan birisi alerjik reaksiyonlar olabilir. Alerjiniz olan bir besin veya krem göz çevrenizi irite etmiş olabilir ve sonucunda soyulmalar yaşamış olabilirsiniz. Onun dışında egzama gibi cilt kuruluğu göz çevresinde de görülüyor olabilir. Egzama, görüldüğü alanı kurutup, tahriş edip, pul pul yapan bir hastalıktır bu yüzden soyulmalara neden olabilir. Güneşte fazla kalma ve güneşten koruyucu ürün kullanmama durumunda göz çevresi soyulabilir. Hijyen eksikliği kaynaklı perioral dermatit hastalığı kaynaklı göz çevresi soyulmalar görülebilir. Göz çevresinde iltihap kaynaklı soyulmalara meydana gelebilir. Bunlardan bazıları bol bol su içerek, temizliğe ve hassasiyete dikkat ederek, bol bol nemlendirerek geçebilecek sorunlar iken bazılarında doktora danışılması şarttır.
Göz Çevrem Soyuluyor, Pullanma var Tedavisi Nedir? Melekhanim.com Farkıyla Sizlerle!
Göz Çevrem Soyuluyor, Pullanma var Tedavisi Nedir?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Meditasyon ile Zayıflanırmı? Nasıl Zayıflanır?
Meditasyon yaparak zayıflamak isteyenler için son zamanlarda trend olan bir saha oluştu. Meditasyon deyince herkesin aklına yoga ve benzeri hareketlerle farklı hal ve hareketlere bürünmek gelse de işin aslı tamamen farklı. Zayıflamak ve diyet yapmak isteyenlerin güçlü bir irade ortaya koyamaması ve diyeti yarıda bırakması herkesin malumudur. Bunun önüne geçmek isteyen profesör ve beslenme uzmanları zayıflamaya yeni alternatif geliştirdiler.
 Meditasyon kişinin ruhen rahatlamasını ve bu rahatlamanın vücuda dayandırılmasını öngörür. Zayıflarken nasıl meditasyon yapılacağı ise bir takım yönlendirmelerde saklı. Beynimizi bazı mesajlarla yönlendirme ve alıştırma periyoduna sokuyoruz. Beynimizi yönlendirirken hangi mesajların kullanılacağı ise esas püf noktasıdır.
Beynimiz genellikle “bu yemeği yeme” “bu ekmeği tüketme” mesajlarına ters tepki verdiğinden irade geri adım atıyor. Bunun önüne geçmek için daha ılımlı ve olumlu mesajlara alıştırmak zorundayız. Meditasyon ile zayıflamak için vereceğimiz mesajlar “bu ekmeği sağlıklı bir vücut için bırakmalıyım” “yazın herkesin beni beğenmesi için çikolata alışkanlığına son vermeliyim” gibi mesajlar vermeliyiz.
Ilımlı ve olumlu zayıflama mesajlarını gönderirken gözleri kapatarak üç kere tekrar etmek ve rahatlamak doğru olanıdır. Ayrıca uzmanların meditasyon ile zayıflama üzerine çektikleri videoları 21 gün boyunca dinleyin. Meditasyon sürecinde 21 gün boyunca izlenecek bu videolar insanların özgüvenini geliştirici, zayıflamayı güzel gösteren, iradeyi güçlendiren mesajlarla dolu. Burada dikkat edilmesi gereken şey ise 21 gün boyunca aynı videonun izlenmesi gerektiğidir. Aynı video ve aynı mesajlarla beynimizi alıştıracağız.
Belirlenen güzel video 21 gün izlendikten sonra ruhen ve fikren artık hazır sayılırsınız. Zayıflamak için daha fazla özgüven sahibi olursunuz. Bu da diyet listelerini uygularken yarıda bırakmamanıza ve uzun süreli güçlü irade sergileyerek zayıflamanızı sağlar. Güçlü bir irade ile zayıflamak için meditasyon.
Meditasyon ile 10 Günde 3 Kilo Vermek
Meditasyonun temelinde düşünce gücü ile vücudu daha iyi hissetmek ve güçlü kontroller sağlamak vardır. Bu güç sayesinde 10 günde 3 kilo nasıl verilir cevabını aramaktayız. Güçlü bir önsezi, irade ve arzu olmadığı müddetçe tüm diyet listeleri yarıda kalmaya mahkumdur. Bu yüzden bizlere gerekli olan meditasyon ile zayıflamak hayal değil.
Sabah kahvaltılarımızda, öğlen yemeklerinde ve akşam yemeklerinde ekmek miktarını 2 dilime düşürmekteyiz. Ayrıca aşırı yağlı yemeklerden ve şekerli ara menülerden uzak duracağız. Gözümüzle görünen köy kılavuz istemez dolayısıyla şekerli ve yağlı besinlerde 10 gün için uzak duruyoruz.
Diyete zarar veren besinlerden kaçınmak kolay değil ancak biz bunu meditasyon yoluyla kolaylaştıracağız. Öncelikle 10 günde 3 kilo verdirecek sabah kahvaltımız haşlanmış yumurta, zeytin, peynir; öğle yemeğimiz az etli yemek, salata; akşam yemeğimiz az etli yemek, bir kase yoğurt. Bu menüleri 10 günde 3 kilo vermek için uygulayacağız.
Diyet listesi belirlendikten sonra ise meditasyon ile diyet sürecine daha kolay adapte olacağız. Sabah kahvaltılarında korkumuz ne ise ona yönelik mesajları sesli ya da mırıldanarak gözleri kapalı olarak söyleyelim. Kahvaltıya başlamadan önce “bu ekmeği sağlıklı ve güzel bir beden için yemeyeceğim” mesajı verelim. Aynı şekilde öğlen ve akşam da “yemekleri tıka basa yemeyerek çirkin bir bedenden kaçıyorum” mesajı verelim. Bu ve buna benzer olumlu mesajlarla beynimize mesaj göndererek rahatlatalım.
Mesajların içeriği kesinlikle olumsuzluk içermemeli daima olumlu olmalı. Yani bu ekmeği yeme, bu yemeği yeme gibi mesajlar iradenin sevmediği mesajlar olduğundan terk ediyoruz. Meditasyon ile 10 günde 3 kilo vermek için ekmekten uzak yemek menülerini sürdürürken bol bol meditasyon mesajları kullanmak, meditasyon videoları izlemek işinize çok yarayacak.
Meditasyon ile Zayıflanırmı? Nasıl Zayıflanır?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Ses Kısılmasına Doğal Tedavi, Ne iyi Gelir? Nasıl Geçer?
Ses kızılması hemen hemen herkesin başına 1 kere de olsa gelir. Bazılarının başına daha fazla gelmektedir. Bunun sebebi vücudun hastalıklara karşı dayanıklılığının daha az olduğu durumlarda daha fazla karşılaşılır. Hastalık devam ederken vücudumuza iyi bakmaz ve soğuk su içmeye devam edersek hastalık boğazdan aşağıya iner ve ses tellerimizden almamız gereken sesi alamayız. Böyle durumlarda ya ses tamamen kesilir daha çok daha kısık hale gelir.
Soğuk alınlığı dışında da sesin kısılmasına sebep olan birçok sorun vardır. Bunlardan bazıları şöyledir; alerji, reflü, şeker hastalığı, sigara, içilmese bile sigara dumanı, kimyasal gazlar, akciğer hastalıkları, gırtlak iltihabı, ses tellerinde nödül veya kist, çok şiddetli bağırma gibi. Peki ses kısıklığı her olduğunda doktora koşmakta fayda var mıdır? Doktora görünmek hiçbir zaman kötü bir davranış olmaz. Ne olur ne olmaz her durumda doktora görünmek en iyisidir çünkü doktorlar insan anatomisi üzerine eğitim almışlardır ve çok daha iyi bilirler. Ama doğrusunu söylemek gerekirse çoğumuz bunu uygulamamaktayız. Genelde işler çok ciddi hale geldiğinde doktora gidilir. Eğer ses kısıklığının nedenini bilebiliyorsak, bu soğuk algınlığından kaynaklıysa, çok bağırmaktan kaynaklıysa vs. bu gibi durumlarda birkaç gün geçmesini bekleyebiliriz. Ancak sorun devam eder ve 1 haftayı aşar ise bu durumda kesinlikle doktorla görüşülmelidir.
Öncelikle evde tedaviye başlayacaksak bilgisizce ilaçlardan yararlanmak yerine doğal ürünlerden, bitkilerden vs. yararlanmak doğru olacaktır. Eğer sorun ciddi olmayan sebeplerden kaynaklanıyorsa genel olacak ılık, ballı, kafeinsiz içecekler tüketilmeli. Boğazı kurutucu değil yumuşatıcı çaylar tercih edilmeli. Bunun için çaylarınıza bal tercih etmelisiniz. Papatya çayı özellikle soğuk algınlığı gibi nedenlerden kaynaklı ses kısıklığında özellikle kullanılmalı. Vücudu rahatlatır ve uyutur. Aynı zamanda öksürük kesici özelliği de vardır. Ekinezya da üst solunum yolu enfeksiyonlarına iyi geldiği için kullanılabilir. Yine sarımsak bir çok faydasının yanı sıra antibiyotik özelliğiyle ses kısıklığına iyi gelmekte ve son olarak zencefil muhakkak ve muhakkak tercih edilmelidir.
Ses Kısılmasına Doğal Tedavi, Ne iyi Gelir? Nasıl Geçer?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Hızlı Yağ Yakmak İçin Önemli ve Kolay Öneriler Nelerdir?
Yağ, karbonhidrat ve protein. Vücudun üç temel yapı taşı olan bu kaynaklar hayatımızın idame edilmesi ve gelişimi için hücrelere, dokulara ve organlara taşınırlar. Enerjinin açığa çıkması için gerekli olan bu temel yapı taşı içerisinde yağ miktarının fazla olması, vücutta depolanmasını ve kilolu görüntü elde edilmesine neden olur. Normal bir yaşantıda yağ depolaması sorun değil fayda sağlarken, aşırı yağ tüketimi nedeniyle sağlık dengeleri bozularak hem kilo olarak ortaya çıkmakta hem de birtakım sağlıksız alışkanlıklara meydan vermektedir.
Bugün ülkemizde ve dünyada piyasada bulunan ürünlerin sağlığı tartışılıyor. Eski dönemlerde tereyağı yemeyin ve yumurtanın sarısını tüketmeyin uyarıları yapılırken şimdi ise bu besinlerin baş tacı olduğu birçok profesör tarafından vurgulanan konu oldu.
Yağ yakmak için vücutta protein değerimize ağırlık verip yağ içeren besinlerden kaçınmak öncelikli yapılması gereken. Eğer bunları yaptıysanız ve düzenli olarak bu kurala uyduysanız hayatımızda bazı dokunuşlarla yağ yakmaya başlayalım.
Bol bol su tüketin. Günde en az 2 litre su tüketin. Su tüketimi tüm organların ve başta sindirim sitemi olmak üzere tüm sistemlerin iyi çalışması, enerjiyi harcayabilmesi için gerekli bir yaşam kaynağı. Aşırı su tüketmek belki sık tuvalete gitmenize neden olsa da uzun süreli su tüketiminde hem kendinizi dinç hissedecek hem de cildinizin daha da güzelleştiğini göreceksiniz.
Sürekli hareket ve spor halinde olun. İnsanlığın her zerresi hareket üzerine kurulduğu gibi evrenin yaratılışı da hareket üzerinedir. Kilolarımızın ve yağlarımızın temelinde de hareketsizlik ve spor yapmama var. Yağ yakmak için özellikle hangi bölgede yağ yoğunsa o bölgeye yönelik özel spor hareketlerinin yanında genel spor hareketleriyle de tüm vücudu çalıştırarak aktif olmamız gerekiyor.
  Vücutta Yer Alan Yağlar için Su Diyeti
Su diyeti günlük içilmesi önerilen 2 litre suyun düzenli aralıklarla tüketilmesi ve suyun içerisine ekstra doğal ürünlerden katarak yağların yakılması esasına dayanıyor. İçilecek olan suyu sabah aç karnı dahil olmak üzere yatana kadar belirlenen aralıklarda bir bardak ile tüketmek gerekmekte.
İçinde bulunan hidrojen ve oksijenin ayrı ayrı yer alması durumunda son derece zıt ve zararlı elementler olduğu bilinen su muhteşem bir bileşik ve yaşam kaynağı. Hayatımızı suya borçluyuz ve susuz yaşayamayız. Susuz kalan insanlar en fazla yedi gün hayatlarını sürdürebilirler. Bizler ise daha güzel bir yaşam ve sağlıklı bir diyet için bol bol su tüketmenin yolunu göstermekteyiz. Vücudumuzun suya bu denli ihtiyacı varken hem su ihtiyacını fazlasıyla giderip hem de günlük yaşantımızdaki yemeklerden kesmeden yolumuza devam edeceğiz.
Sabahleyin bir bardak ılık suyun içerisine az miktarda limon atıp tüketin. Öğlene kadar yine bir bardak suyu ya ıhlamur ile kaynatıp ya da sade olarak tüketin. Öğle yemeğinden sonra ise 2 bardak su için. Akşam yemeğine kadar bir bardak zencefili suyun içinde kaynatıp çay olarak tüketin. Akşam yemeğinden sonra öğle yemeğinde olduğu gibi 2 bardak su tüketiyoruz. Akşam vakitlerinde ise bir bardak ılık suyun içerisine yine az miktarda limon suyu sıkıp için. Su diyeti genel hatlarıyla bu kadar. Su diyeti esnasında yemek menülerinize devam etmenizde sakınca yok.
Hamile bayanların çocuk gelişimleri sürecinde de bolca suya ihtiyaçları var. Hamileler için doktor kontrolü haricinde diyet uygulaması önerilmez. Her diyet listesi beraberinde bazı fedakarlıkları gerektirdiğinden hamile ve gebe olanlar için bu yük önerilmiyor. Hamile bayanların diyet yapmadan su tüketimlerini arttırmalarında hiçbir sorun yok.
Kilo Almak Genetik Mi?
Birçok insan kilolarını genetik problemlere bağlasa da kilo almanın genetik olmayıp beslenme alışkanlıklarıyla alakalı bir mevzu olduğunu söyleyen profesörler var. Özellikle bitki kürlerine olan ilginin kaynağı durumundaki Canan Karatay, kilo almanın tamamen şeker ile ilgili bir mevzu olduğunu, şekerin çok tüketilmesinin vücudun dengesini bozduğunu söylemektedir. Bununla beraber genetik şişmanlığı savunanlarda var. Genlerde yer alan bir uyarıcı etki olduğundan bahisle kilolu bireylerin çocuklarında da kilolu olma durumunun göründüğü söyleniyor.
Hareketsizlik ve spor aktivitelerinin yetersizliği kilo almadaki en büyük etken durumunda. Ayrıca hayatımıza her gün giriş yapan katkı maddesi ve şeker oranı yüksek besinler dengemizi bozuyor. Şekerin yapısında yer alan glikoz ve früktoz doğal olmayan yollardan üretildiği için birçok yan etkiye sahip. Sağlık açısından olumlu görünseler bile fabrika şekerinin hiç de sağlıklı olmadığı bir gerçek.
Kilo almak genetik bir rahatsızlık olmasa bile beslenmedeki hatalar ve yanlışlar nedeniyle genlerin bozulması, metabolizmanın yanlış yönlendirilmesi söz konusu.
Gelinen noktada kilo almak genetik demek kısmen doğru olsa da bu kilolu olma durumunu aile beslenme alışkanlıklarına bağlamak daha doğru olur. Çocuk yaştan itibaren anne ve babasıyla aynı besinleri alan kişiler ebeveynleri ile benzer kilolarda seyreder.
Sağlıklı bir yaşam arzuluyorsak bol su içmeli, bol egzersiz yapmalı ve hayatımıza yerleşen besinleri gözden geçirmemiz gerekiyor. Ailede komple böyle bir sorun varsa ufaktan ekip çalışması içerisine girerek teşviklerde bulunmak daha etkili. İleri seviyede obeziteye varan derecede şişmanlık varsa mutlaka diyetisyen kontrolünde kilo vermek lazım. Bazen kilo vermek çok zorlu bir süreç haline gelebilir. İradesizlik yaşamamak için diyete uygun bir irade haline girmek ve uygun zamanı oluşturmak gerekiyor. Kilo almak kaderiniz olmasın.
Hamileyken Fazla Kilo Almamak İçin Bunları Yapmalısınız
Hamile kişiler ilk haftadan dokuzuncu aya kadar süren zorlu bir virajda sayılırlar. Her haftanın ve her ayın getirdiği vücut gelişimleri bebeği doğrudan etkiler. Bebeğin anne rahmine düşmesinden itibaren rahim kesesi genişlemeye ve bebek büyümeye başlar. Büyüyen bebek giderek daha fazla besin tüketeceğinden annesinin de daha fazla beslenme arzusu ortaya çıkacaktır. Aş erme hali dediğimiz olay genellikle 3.haftadan itibaren başlayarak süre gelen uzun bir süreç
Hamilelerin kilo almamak için kaçar yolları yok ancak fazla kilo almamak için bazı püf noktaları uygulayabilirler. Hamileler her canının çektiğini yese bile bol su tüketimi yapmalıdır. Su tüketiminin yanında aşırı yağlı gıdalar çocuğa da etki edeceğinden yağlı gıdalardan uzak durulmalıdır.
Hamilelerin kusma mekanizması daha aktif çalışır. Aktif çalışan kusma mekanizması nedeniyle ilk aylarda bazı şeyleri hiç can çekmez hatta tiksinti derecesinde et ve benzeri ürünlerden uzak durulur. İlerleyen süreçte ise proteini yüksek besinleri bolca tüketin. Yağsız et ve tavuk ürünleri bunların başında. Tüketim yaparken ekmek değerini azaltmanız kilonuzu kontrolde tutar. Ekmek en büyük kilo aldırıcı besindir.
Hamileyken fazla kilo almamak için kendinizi tamamen hareketsiz konuma düşürmeyin. Oturduğunuz yerden dahi yapabileceğiniz ufak ayak ve kol egzersizleri ile zinde kalmaya çalışın. Ayrıca alkol ve sigara gibi zararlı alışkanlıklarınız varsa bunlardan uzak durmak vücudun daha zinde kalmasına yardımcı olur.
Hamileler için zayıflama diyeti kesinlikle önerilmez. Diyetin kelime anlamı esas itibariyle sağlıklı beslenmeyi temsil eder. Hamile kişiler sağlıklı beslenme yolları ile kilolarını kontrol altına alacaklarından zayıflama mevzusuna hiç girmemeli, sadece bebeğin gelişimi için yağ oranı yüksek yiyecekler ile ekmekten kaçınmak gerekiyor. Sağlıklı nesiller ve anneler için sağlıklı bir beslenme şart.
Kaynak: makalemix.com
Hızlı Yağ Yakmak İçin Önemli ve Kolay Öneriler Nelerdir?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Ramazanda Kilo Almamak için Ne Yapsam?
Ramazan Ayında Kilo Almamak İçin, Her yıl 11 ayın sultanı olan Ramazan ayı geldiğinde aileleri tatlı bir heyecan sarar. Özellikle miladi takvime göre yaz aylarına isabet eden Ramazan ayları daha uzun süre oruç tutmamız anlamına geldiğinden kimi zaman akşamı zor ediyoruz. Ramazan ayında iftar yemeği ile sahur yemeğine dikkat edilmemesi sonucunda sağlık problemlerine varan sorunlar oluşuyor. Kilo vermek isteyenlerin aslında “oruç tutsak da kilo versek” dediği bu ay çoğu zaman iradeye hakim olamama sebebiyle kilo aldırır.
Ramazan ayında kilo almamak için evde yemekleri kim alıyorsa ve ayarlıyorsa protein ağırlık ve yağdan uzak menüler hazırlamalıdır. Ramazan menülerinin olmazsa olmazı et ve tavuk ürünlerinin bolca tüketilmesinde hiçbir sakınca yok ancak bu et ve tavuk ürünleri bol yağda pişirilmemesi gerekir.
Ramazan ayında kilo almamak için sahurda ve iftarda vücudun su ihtiyacını yeterli düzeyde karşılamalıyız. Su sayesinde bedenin hücreleri ve dokuları sahurda, iftarda alınan besinleri iyi olarak alacaktır.
Ramazan ayında akşam ezanı okunduğunda iftarı ağır yemeklerle açmak bedeni yıpratacak ve doğrudan kilo olarak vücutta depolanacaktır. Öncesinde az su içip bedenin gün boyu ihtiyacı olan suya merhaba demek, ardından da çorba ile mideyi yumuşatmak lazım.
Yaz aylarında 17 saate varan açlık süresinde vücut ihtiyacı olan enerjiyi ve besini ilk aldığında doğrudan kaslara, organlara gönderir. İlk alınan besin değerleri gerçekten çok önemli olduğundan hafif çorba sonrası yağsız et ve tavuk ürünleri tüketin.
Sağlığımızı korumak ve kilo almamak için iftarda ekmeği azaltabilirseniz son derece başarılı kilo verme işlemi göreceksiniz. Ekmek, içerdiği yüksek karbonhidrat sebebiyle kilo olarak alındığından ekmek miktarını azaltmamız şart. Bunun yerine proteini yüksek yiyecek ve diğer içeceklere yüklenmeli.
Ramazanda Kilo Almamak için Ne Yapsam?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Ihlamurun Cilde, Saça, Yüze Faydaları Nelerdir? Nasıl Uygulanır?
Ihlamurun Cilde Faydaları, Ihlamur çayı geleneksel olarak, sinirleri yatıştırmak, kaygı gidermek amacıyla kullanılır. Bu nedenle de uyku getirici olarak oldukça fazla tercih edilmektedir. Çiçeklerindeki yağ aromatik bir tat verir. Ihlamur çayı toksinlerin atılmasını sağladığı için, cildin kirlerden sivilcelerden arındırır ve siyah noktaların temizlenmesini sağlar. Ihlamur çiçeği ile hazırlanan cilt kremleri kaşıntılı deri  hastalıklarında sıkıntılarımızı hafifletir. Kaşıntıyı giderir. Ayrıca ıhlamur  çiçekleri   selülit kremi yapımında da kullanılmaktadır. Karaciğer ve safra kesesi hastalıklarını tedavi ettiği için bunlara bağlı oluşan cilt rahatsızlıklarını ortadan kaldırır. Ihlamuru tıpkı, çayı demlediğimiz  gibi demleyebiliriz. Bir yemek kaşığı kuru ıhlamurun içine kaynayan sudan döküp 10 dakika dinlendirmek yeterlidir.
Kas gevşetici ve sinirleri yatıştırıcı olduğu için erken yaşlanmanın önüne geçer. Kırışıklıkları azaltır. Bazı çaylar gibi  vücuda negatif etkileri olabileceği için az kullanmakta fayda vardır, fakat vücutta herhangi bir yan etki görülmemişse üç öğün de ıhlamur çayını içebiliriz. Ihlamurun hem çiçekleri hem de yaprakları çay için kullanılır. Kış aylarında bal ve limon karıştırılarak daha faydalı hale getirilebilir. Ihlamur ağacı yaprakları çeşitli hastalıklar için şifalı macun yapımında kullanılır. Kalsiyum açısından zengindir. A vitamini deposudur  B6 vitamini de içermektedir. B6 vitamini, cildin nem dengesini korur. Kırışıklıkları azaltır. Cildin parlak bir görünüm almasını sağlar. Hücreleri kuvvetlendirerek erken yaşlanmanın önüne geçer.
Kaynatılan ıhlamur yapraklarından elde ettiğimiz su ile yüzümüzü özellikle de gözlerimizi yıkarsak göz kapaklarının kenarlarında oluşan bakterileri veya çapakları temizlemiş oluruz. Yine ıhlamur suyu ile saçlarımızı yıkarsak saçlarımızın kuvvetlendiğini kafa derimizde kaşıntı varsa yok olduğunu ve doğal bir görünüm kazandığını göreceğiz. Zararlı bakterileri ve serbest radikalleri yok ederek kaşıntı ve benzeri hastalıklardan kurtulmamıza vesile olur. Ayrıca ıhlamur terlemenin şiddetini artırarak virüsleri daha rahat atılmasını sağlar.
Ihlamurun Cilde, Saça, Yüze Faydaları Nelerdir? Nasıl Uygulanır?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Salatalık Maskesi Nasıl Yapılır, Faydaları Nelerdir?
Salatalık Maskesinin Cilde Faydaları, İçinde cilt için vazgeçilmez besin maddeleri taşır. Hem ucuzdur, hem çok kolay ulaşılır. Cilde yapılacak maskelerin hazırlanması da çok kolaydır. Kozmetik ürünlerin bir çoğunun ana maddesinin salatalık olduğu bilinir. Doğal olarak evde hazırladığımız kürler ise kimyasal maddelerden bizleri koruyacak. Daha iyi sonuçlara ulaşmamızı sağlayacaktır. Yalnız kullandığımız ürünlerin doğal olmasına, kullanımı sırasında iyice temizlendiğine emin olmalıyız. Salatalığı kabukları ile beraber ince ince kesip yüzümüze koyup 30 dakika bekletmemiz yeterli olacaktır. Dilimler ne kadar ince olursa yüzümüze koyduğumuzda salatalığın altında kalan boşluk o kadar az olacaktır. Salatalığın içindeki A vitamini yeni cilt hücreleri yapımını arttırır. B1 vitamini, Anti-aging etkisi yaparak yaşlanmayı geciktirir. Hücre yenilenmesini sağlar. Ciltteki kuruluk ve kaşıntının önüne geçer, egzama ve iltihaplı cilt rahatsızlıklarına iyi gelir.
Kolojen üretiminde kullanılan c vitamini serbest radikallere karşı cildi korur. C vitamini de stresi önleyerek cildin yaşlanmasını geciktirir. İçindeki biotin ciltte oluşan mantara karşı tedavi edici mahiyettedir. Salatalıktaki potasyum cildi  derinlemesine nemlendirdiği için parlak, ışıl ışıl ve sağlıklı görünmesini sağlar. Bir salatalık ile bir iki kaşık doğal yoğurdu  blenderdan geçirerek hazırladığımız karışımı yüzümüzde 15-20 dakika bekletmemiz. Cildimizin nemlenmesi için yetecektir. Hem de bu maske her cild tipi için de kullanılabilir. Yüzümüzde yeni hücrelerin oluşmasını cildimizin yenilenmesini istiyorsak salatalığı blenderdan geçirdikten sonra içine aloevera ekleyip yüzümüze bu şekilde uygulayabiliriz. Bu maske kırışıklıkların görünümünü azaltır. Yalnız bu maskelerde dikkat etmemiz gereken şey, düzenli olarak yapmaya devam etmemiz. Bir defa denedim olmadı diye bırakmamamızdır.
Cildimize peeling yapmak hem de beslemek istiyorsak şöyle bir maskeyi denebiliriz; 1 salatalığı kabuğunu soymadan rondodan geçirelim, bu karışımın içine 1 yemek kaşığı süt, 2 tatlı kaşığı esmer şeker ve 1 tatlı kaşığı balı karıştırıp, hazırladığımız karışımı parmak ucumuzla dairesel hareketler yaparak yüzümüze yedirelim.10-15 dakika boyunca yapacağımız bu masaj işlemi peeling yerine geçecektir. Cilt gözeneklerini temizlemek istiyorsak salatalığın içine yulaf ezmesi ve bal karıştırmalıyız. Yulafı rondada çırpmalı toz haline getirmeliyiz. Sivilcelerden kesin kurtulmak için iki haftada bir bu maskeyi kullanmalıyız. Püre haline getirdiğimiz salatalıklara birkaç damla limon suyu sıkarsak ve pamukla yüzümüze uygulayıp 15 dakika kurumasını bekler sonra durularsak cilt lekelerimizin kaybolduğunu göreceğiz. Cildimizin sıkılaşmasını daha gergin görünmesini istiyorsak salatalık püresi ve yumurta akı karışımını maske olarak uygulayabiliriz.
Salatalık Maskesi Nasıl Yapılır, Faydaları Nelerdir?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Nargile İçmenin Zararları Nelerdir, Hangi Hastalıklara Yol Açar?
Nargilenin Zararları, Osmanlı döneminde kullanılmaya başlanan nargile tüketimi günümüze kadar ulaşmıştır ve son zamanlarda oldukça yaygınlaşmıştır. Hatta bazı kişilerin inanışına göre faydalı, bazılarına göre ise zararı sigaradan çok daha az. Ama Sağlık Bakanlığı’nın kamu spotu yayınladığını göz önüne alırsak, demek ki nargile zararlı bir alışkanlık.
Tabi ki halkın kendi çapında zararsız olarak gördüğü nargile, aslında çok zararlıdır. Ayrıca zararının sigaradan az olduğu düşüncesi de tamamıyla yanlış. Çünkü Sağlık Bakanlığı’nın, hazırlamış olduğu rapor doğrultusunda ilerleyecek olursak, içeriğinde ki nikotin miktarı bakımından 50 tane sigaranın ancak bir nargileye denk gelebildiğini bildirmemiz gerekir. Eğer bu oran baz alınarak örnek gösterecek olursak; nargilenin içerisinde bulunan kobalt, nikel ve kurşun miktarının sigaraya oranla çok daha fazla olduğu kanısına varabiliriz. Sigarada bulunan kurşun miktarı 30-80 ng. İken, nargile için bu oran 6870 ng. Kadar yüksektir. Sigara dumanında bulunan arsenik miktarı 45-125 ng. İken nargile için bu rakam 165 ng. Kadar yüksektir.
Durum bu şekilde olmasına rağmen hala birçok kişi nargile tüketimini sürdürüyor. Tabi hal böyle olunca Sağlık Bakanlığı duruma el koydu. Yapmış olduğu araştırma ve istatistikler sonucu, büyük oranda nargile tüketimi gerçekleştirenlerin çoğunluğunun 18-21 yaş arası genç kesim olduğu ortaya çıktı. Bu kesim nargileyi, verdiği zevk ve tattan dolayı kullandığını, bu yüzden de vazgeçemediklerini açıkladı. Her geçen genç kesimde nargile tüketiminin artmasıyla Sağlık Bakanlığı harekete geçti ve nargilenin zararlarını ortaya koyup kamuoyunu bilinçlendirmek amacı ile “Nargile Farkındalık Projesi” adı altında çalışmalar başlattı.
Kısaca nargilenin zararlarından bazıları;
Akciğer kanserine neden olur.
Kalp ve damar hastalıklarının başlıca nedenleri arasındadır.
Diş eti rahatsızlıklarına yol açar.
Bronşit rahatsızlığına ortam hazırlar.
Parkinson hastalığına sebebiyet verir.
Yemek borusu kanserine neden olur.
Ağız kanserinin en önemli sebeplerinden biridir.
Yüksek tansiyon, depresyon ve kısırlığa da yol açar.
Hepatit C, AIDS, tüberküloz gibi hastalıkların bulaşma riskini yükseltiyor.
Nargile İçmenin Zararları Nelerdir, Hangi Hastalıklara Yol Açar?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
İp Atlamakla Zayıflanırmı? Kilo Verme Teknikleri Nelerdir?
İp atlamak zayıflatırmı, Kilo vermek için düzenli beslenmeli, aldığımız gıdalara dikkat etmeli, spor yapmalıyız. Gün içinde aldığımızdan daha çok kalori yakmaksak kilo alırız. O  nedenle tükettiğimiz besinlerin, kalori değerini de not etmeli gün içinde aldığımız ve verdiğimiz kalori değerlerini not etmeliyiz. İp atlamak aldığımız kalorileri yakmak için en ucuz, en kolay en  etkili yollardan biridir. Burada dikkat etmemiz gereken şey kalp hastalıklarımız, tansiyonumuz, varsa yaşlıysak yada aşırı kiloluysak ip atlamaya başlamadan önce doktora görünmemiz gerektiğidir. Aslında yaşımız kilomuz ne olursa olsun spor programlarına başlamadan önce doktora görünmeliyiz. Çünkü hiç aklımıza gelmeyen problemler ortaya çıkabilir.
Yaşımıza, kilomuza, sağlık durumumuza göre ip atlama sürelerini arttırıp azaltabiliriz. Yine ipimizin uzunluğunu da boyumuza göre belirlemeliyiz. Normal kiloda biri,  bir saat ip atlayarak 500-600 kalori yakabilmektedir. Bu yöntemle  sadece kilo vermekle kalmayız, vücudumuzun kas oranının da artmasına yardımcı oluruz. Kas oranının artması kilo vermeyi kolaylaştırır. Çünkü metabolizmamız hızlanmıştır. Daha rahat yağ yakarız. Tabi ki bu egzersizi  ilk etapta uzun süreli yapmamalıyız. Üç – beş dakikalık atlamalarla başlamalı vücudumuzun alıştığını zorlanmadığını hissettikçe de süreleri arttırabiliriz.
Vücudumuz en az yirmibeş dakikalık ısınmadan sonra kilo vermeye başlayacağı için iyi bir sonuç almak istiyorsak yarım saat boyunca ip atlamayı sürdürmemiz gerekmektedir.  Egzersizin ilk beş dakikasında hafif tempoyla başlamalı sonra hızlanmalı, son üç dakikada da tempoyu azaltarak  sonlandırmalıyız. Bu egzersiz aynı zamanda el ayak koordinasyonu sağladığı için beynin her iki bölümünü de eş zamanlı olarak çalıştırır. Kalçalar dikleşir, selülit oluşumunun önüne geçer, kan dolaşımını arttırdığı için kalp ve damar hastalıklarına iyi gelir. Lenf sisteminin verimli çalışmasını sağlar. Varislerden kurtulmamızı sağlar. Strese iyi gelir.
İp Atlamakla Zayıflanırmı? Kilo Verme Teknikleri Nelerdir?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Maydanoz Suyunun Faydaları, Zayıflatırmı? Kilo Verilirmi?
Maydanoz Suyu İle Kilo Verme, Öncelikle bilmelisiniz ki sadece meyve yada sebze suları tüketerek kilo vermeniz mümkün değil. Bu suları tüketmenizin faydası metabolizmanızı hızlandırmasıdır. Ayrıca sindirime yardımcı olma, fazla suyun atılımını sağlama ve şişkinliği alma özelliklerinden ötürü kilo vermek isteyenler için uygulanabilecek bir alternatiftir. Bu özelliklere sahip olan maydanoz suyu da kilo vermeye yardımcı olarak tercih edilen sebze suları içerisinde yerini almaktadır.
Maydanoz Suyunun Kilo Vermeye Etkisi Nelerdir?
İhtiyaç duyulan miktardan fazla tuz tüketimi nedeni ile vücut gereğinden çok su toplayabilir. Hal böyle olunca da yağ yakıyor olsanız dahi tartı her zaman aynı kiloyu gösterir. Zayıflamayı amaçlayan birisi için de bu durum bir hayli can sıkabilir.
Maydanoz idrar sökücü özelliğe sahip bir bitkidir. Bu özelliği sayesinde de daha kısa süre içinde daha fazla sudan kurtulmanızı sağlar. Faydası sadece bununla da sınırlı değil maydanozun. A, C, K ve B6 vitaminleri, kalsiyum, demir, fosfor, folat, bakır, manganez, potasyum ve çinko açısından da oldukça zengindir. Diyet yaparken gerek duyabileceğiniz vitamin ve mineralleri, maydanoz sayesinde fazlasıyla karşılayabilirsiniz.
Eğer maydanoz suyunu zayıflamak için nasıl kullanmalıyım diye soracak olursanız, bu tamamen sizin tercihinize kalmış. İster maydanoz suyunu katı meyve sıkacağında  başka sebzeler ile birlikte, isterseniz de 15-20 yaprak maydanozu sıcak suyun içerisine ilave ederek çay şeklinde hazırlayabilir ve bu şekilde tüketebilirsiniz.
Uzun lafın kısası; maydanoz suyu, sizi iki günde fit bir vücuda kavuşturamasa da, içeriğindeki yüksek besin değeri sayesinde sağlığınıza katkı da bulunacaktır. Ayrıca sindirimi kolaylaştırıp, toksinleri vücuttan atmayı sağlar ve sizi fazla sudan kurtarmaya yardımcı olur.
Maydanoz Suyunun Faydaları, Zayıflatırmı? Kilo Verilirmi?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Maydanoz Suyunun Faydaları, Zayıflatırmı? Kilo Verilirmi?
Maydanoz Suyu İle Kilo Verme, Öncelikle bilmelisiniz ki sadece meyve yada sebze suları tüketerek kilo vermeniz mümkün değil. Bu suları tüketmenizin faydası metabolizmanızı hızlandırmasıdır. Ayrıca sindirime yardımcı olma, fazla suyun atılımını sağlama ve şişkinliği alma özelliklerinden ötürü kilo vermek isteyenler için uygulanabilecek bir alternatiftir. Bu özelliklere sahip olan maydanoz suyu da kilo vermeye yardımcı olarak tercih edilen sebze suları içerisinde yerini almaktadır.
Maydanoz Suyunun Kilo Vermeye Etkisi Nelerdir?
İhtiyaç duyulan miktardan fazla tuz tüketimi nedeni ile vücut gereğinden çok su toplayabilir. Hal böyle olunca da yağ yakıyor olsanız dahi tartı her zaman aynı kiloyu gösterir. Zayıflamayı amaçlayan birisi için de bu durum bir hayli can sıkabilir.
Maydanoz idrar sökücü özelliğe sahip bir bitkidir. Bu özelliği sayesinde de daha kısa süre içinde daha fazla sudan kurtulmanızı sağlar. Faydası sadece bununla da sınırlı değil maydanozun. A, C, K ve B6 vitaminleri, kalsiyum, demir, fosfor, folat, bakır, manganez, potasyum ve çinko açısından da oldukça zengindir. Diyet yaparken gerek duyabileceğiniz vitamin ve mineralleri, maydanoz sayesinde fazlasıyla karşılayabilirsiniz.
Eğer maydanoz suyunu zayıflamak için nasıl kullanmalıyım diye soracak olursanız, bu tamamen sizin tercihinize kalmış. İster maydanoz suyunu katı meyve sıkacağında  başka sebzeler ile birlikte, isterseniz de 15-20 yaprak maydanozu sıcak suyun içerisine ilave ederek çay şeklinde hazırlayabilir ve bu şekilde tüketebilirsiniz.
Uzun lafın kısası; maydanoz suyu, sizi iki günde fit bir vücuda kavuşturamasa da, içeriğindeki yüksek besin değeri sayesinde sağlığınıza katkı da bulunacaktır. Ayrıca sindirimi kolaylaştırıp, toksinleri vücuttan atmayı sağlar ve sizi fazla sudan kurtarmaya yardımcı olur.
Maydanoz Suyunun Faydaları, Zayıflatırmı? Kilo Verilirmi?
0 notes
melekhanimlar-blog · 8 years ago
Text
Hint Yağı Kirpik, Kaş Uzatırmı, Nasıl Kullanılır?
Hint Yağıyla Kirpik Uzatma, Hint yağı, Hindistan’da kendi ağacı olan bir bitki türüdür. Akdeniz iklimi görülen yerlerden doğal olarak yetiştirilir. Alkolde çözünen bu yağ sindirilmesi zor olduğu için yemek olarak tüketilmesi tavsiye edilmez. Tıpta a kullanılması oldukça yaygın olan bu yağ müshil etkisi yaratmak için de kullanılır.
Kirpik uzatma yöntemleri içinde en çok tercih edilen hint yağı, içerisindeki E vitamini sayesinde kirpikleri besler kırılmasını ve kopmasını engeller, sıklaştırır. Ancak normalden fazla kullanmak bazı yan etkilere sebep olabilir. Burada önemli olan  bir diğer konu da hint yağının nasıl seçileceği ve nasıl uygulanacağıdır. Öncelikle yağın kendi özelliğini koruması açısından soğuk sıkım olmasına özen göstermeliyiz. Toksik madde içermediği için güvenle kullanabiliriz. Gerçek hint yağı olduğundan emin olmak için güvendiğimiz yerden almalıyız çünkü bunu vücudumuzun en hassas yerlerinden biri olan gözlerimize süreceğiz. Gözlerimize kaçtığında yanma olabilir ve gözlerimiz tahriş olabilir. Bundan korunmak için gözümüzde uygulamadan sonra kalan fazlalıkları kulak çubuğuyla temizleyebiliriz. Uygulamayı, uyumadan önce yaparsak sabaha kadar yağ kıl köklerine iyice nüfus edecektir. Yüzümüzü iyice temizledikten sonra temiz bir maskarayla kirpik köklerine sürmeliyiz. Sabah kalktığımızda bu bölgeleri önce ılık sonra soğuk suyla yıkayarak temizlemeliyiz. Özellikle kozmetik ürünler kullanmadan önce temizleme işlemini gerçekleştirmeliyiz. İki üç hafta boyunca gözlerimize rimel sürmemeye özen göstermeliyiz. Eğer denize girecekseniz gözlerinizi sudan koruyan maskara kullanabilirsiniz. Bu şekilde her gün hint yağı sürersek iki, üç hafta sonra kirpiklerimizin uzadığını görürüz. Kirpiklerimizin  uzamakla kalmayıp sıklaştığını da görürüz.
Hint yağını, zeytinyağı ya da badem yağı ile aynı oranda karıştırarak da aynı uygulamada bulunabiliriz. Bazı ciltlerde özellikle hassas ciltlerde alerji yapabilir. Bunun için kullanmadan önce vücudunuzdaki  küçük bölgelerde kullanarak test edebilirsiniz. Gündüz değil de gece kullanmamızın sebebi hem faydasını daha fazla arttırmak, hem de yağın gözümüzde buğulanmaya sebep olarak bizi rahatsız etmesini engellemektir.
Hint yağı ayrıca gözde oluşan arpacıkları da tedavi eder. Yağı günde Üç defa arpacığın üstüne sürerek tedavi edebiliriz.
Hint Yağı Kirpik, Kaş Uzatırmı, Nasıl Kullanılır?
0 notes