kafamdakiinsanlar
Follow the white rabbit
65 posts
Hikayeler saklıyorum zor günler için,hepsi aklımda...
Don't wanna be here? Send us removal request.
kafamdakiinsanlar · 3 years ago
Text
Paralel evrenler hakkında bir yazı okurken rastladım sana. Uzun uzadıya anlaşılmayan kelime yığınlarıyla anlatmış yazar. Durumun ciddiyetini ve önemini belirtmek ister gibi de uzun cümleler kurmuş. Biz, demiş bir yerde biz yalnız değiliz. Daha sonra bunun başka bir yazının konusu olduğunu söyleyip geçip gitmiş üstünden. Paralel evrenlerden bahsetmiş yazar. Kısaca söylemek gerekirse eğer, benim seni, seninse beni sevdiğin bir evren mevcutmuş bir yerlerde.
3 notes · View notes
kafamdakiinsanlar · 3 years ago
Text
Arkadaşlar ben yetişemiyorum. Işık hızını gölgede bırakarak değişimin kendisini bile utandıracak bir şekilde taraflar arası gezintinize yetişemiyorum. Bir dediğinizin bir diğeriyle alakası yok, en berbat yanı ise hisleriniz de bu duruma eşlik ediyor. Ne sevdiğiniz belli ne düşündüğünüz. Çığlık atmama şu kadarcık kaldı.
0 notes
kafamdakiinsanlar · 3 years ago
Text
Simurg'un küllerinden yeniden doğmasını sağlayan güneşle İkarus'un düşmesine sebep olan güneş bir değil midir? Güneş, güneş olduğu için suçlu mudur ya da İkarus tanrı olmak istediği için? Simurg hiç düşünmüş mü ikarus düşerken kendisinin yeniden küllerinden doğmasının mucizesini? Peki ben hangisiyim? Küllerinden doğan bir kuş mu yoksa kanatlarının onun bir uvzu olmadığını unutan İkarus mu?
3 notes · View notes
kafamdakiinsanlar · 4 years ago
Text
Fakat içimdeki şarkı bitmiş arkadaşlar. Kamyonlar kavun taşımaya devam etse neye yarar.
0 notes
kafamdakiinsanlar · 4 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Size Francine Van Hove'nun kadınlarını getirdim. Büyülü bir şekilde her resim kendi hikayesini yaratıyor. Saatlerce inceleyip hangi kitabı okuduklarını, ne düşündüklerini veyahut ne hissettiklerini anlamaya çalışıyorum. Bugün de mest olduk, çok şükür.
6 notes · View notes
kafamdakiinsanlar · 4 years ago
Text
Tumblr media
Sevgili Ali,
Düşlerinde özgür mü dünya? Gidişinin ardından çok uzun zaman geçti. Biz kayıplarımıza kayıp ekledik. Yüreğimiz bir cenaze evi gibi, ocağımızda insanlara tatlı gelen bizim ağzımızda dünyanın tüm kötü anılarını bırakan bir helva pişiyor. Bazen düşünüyorum, o sokak hiç var olmasaydı şimdi nerede olurdun acaba? Belki yollarımız kesişiverirdi. Şimdi şiirlerde rastlıyorum sana. Onlardan bir kaçını bırakacağım buraya, seversin belki. Ali sen hep, 19 yaşındasın.
“...Var iki atımlık canı kederin Desene işleri duman be Ali O'nu sen büyüt de söğüt boyunca Kendini ellere versin o gonca Sözüne kanmadın bunu duyunca Gönlündü gözünü yuman be Ali...”
Faruk Nafiz Çamlıbel
“Çok uzaklarda yuvarlanıyor başım Oturuyor 19 yaşım yatağımın başucunda ellerimin avucunda bana diyor ki; - kafamızda getirelim geri o delikanlı günleri cancazım, o dehşetli güzel günleri... “
Nazım Hikmet
4 notes · View notes
kafamdakiinsanlar · 4 years ago
Text
Hala söylenmemiş sözlerin ve öyle alelade atılmış bakışların altında eziliyorum. Bi' evde yerim olmadığını halıya dökülen o kahveden anlıyorum. Kahvenin halının üstünde aldığı yol, benim ruhumda iz bırakıyor. Silinirken geçmeyen lekeler üzerine iç çekişler ve umarsızca söylenen oflamalar bakışlarla birleşince değersizliğime değersizlik katıyor sadece.
"Neyse, halı sermeyelim o odaya. "
0 notes
kafamdakiinsanlar · 4 years ago
Text
Tumblr media
*Sanat Eseri
0 notes
kafamdakiinsanlar · 4 years ago
Video
tumblr
Kalanlar ölenler için şiirler yazdılar, ağıtlar yaktılar.
“2 Temmuz 93’ten, Sivas’tan, Madımak’tan tanıdığımız merdivenler var. Üç şair oturuyor: “Şiir insanları sevmeye yarar” diyen Metin Altıok... “Denize inen Merdiven”in şairi Behçet Aysan... Muhtemelen o gün o merdivende, “…öldüğümde / doğduğum yere gidiyorum / yıllarca süren bir hasret ve bilinmezliği / işte böyle yeniyorum” diye yazan Uğur Kaynar...
Gökyüzüne dayadığımız merdivenle özlediğimiz geleceğe ulaşana kadar tarih o günde durdu. Bugüne ait bildiğimiz her şeyin içinde bu fotoğraf var mutlaka. Bazı sahnelerin ömürden silinmesi, hafızasının bir arka penceresine sığınması mümkün değildir. Biz bugün artık ne yaparsak yapalım, ellerinde cihanın bütün iyilik emareleriyle üç şair, hâlâ o merdivende oturuyor. Tarih 2 Temmuz ‘93 hâlâ. Ama yine de Behçet Aysan’ın şiirinde dediği gibi, “Yarın diye bir şey var.”
Rengin Arslan
4 notes · View notes
kafamdakiinsanlar · 4 years ago
Text
"Kaçtığım bütün savaşların yaralarını taşıyorum."
Fernando Pessoa
1 note · View note
kafamdakiinsanlar · 4 years ago
Text
"Sen kendi dağınık hikayensin."
Enis Batur
4 notes · View notes
kafamdakiinsanlar · 5 years ago
Text
Tumblr media
Kaldırın taşları! Kaldırımların altında kumsal var. Belki birazcık umut da kalmıştır. Her gece fısıldayın kulaklarınıza, gözlerinizin içine bakıp dile getirin. Bir taş atın. Bilin ki kaldırımların altında kumsal var.
Tumblr media
0 notes
kafamdakiinsanlar · 5 years ago
Text
Hayatımda ters giden şeyleri yoluna koymaya çalıştığım bi' dönemdi. Sen soluklanmak için girdiğim o kafede beni bekliyordun sanki. Ordaydın ve dünyayı kurtarmak istercesine kahve yapıyordun. Sen de biliyordun ki büyük adamlar oturup bi' kahve içseler bu savaşların hiç biri olmazdı. Ben de biliyordum ki birbirimizi seversek bu dünya iyi bir yer olabilirdi. Sen bana kahve yaptın, ben seni sevdim.
Hayat akıp gitti. Sen ve ben akıntıya kapılıp ayrı yollarla devam ettik. Kunduz değildik neticede el ele tutuşup beraber savaşamazdık.
Aylar sonra neden ayrıldığımızı soranlara elimizden kayıp gidenlerle uğraşırken birbirimize vakit bulamadığımızı söyledim. Sanki onca kargaşanın içinde birbirimize sığınmamışız gibi.
Gidişimin ve bitişimizin üzerinden çok vakit geçti. Ben elimden kaçan hiç bir şeyi tutamadım. Üstelik seni de kaybettim.
“seni tutabildim,
her şey dökülürken elimden."
Tumblr media Tumblr media
0 notes
kafamdakiinsanlar · 5 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
İyi ki doğdun sevgili.
4 notes · View notes
kafamdakiinsanlar · 5 years ago
Text
Her yerde "Evde nasıl sıkılırsınız. Siz kendinizle hiç yalnız kalmadınız mı? Şu kitabı okuyun sıkılmazsınız? Yok siz ilgiye açsınız." mihvalinde cümleler okuyorum. Ben bir şeyleri tek başıma yapmaktan çok zevk alan biriyim. Yeğenimin doğduğu zaman neredeyse bir buçuk ay kadar da dışarı çıkmadım. Bu süre zarfında sıkıldığımı da hatırlamıyorum üstelik çok verimli geçirmiştim. Lakin şuan muhteşem bi' şekilde sıkılıyorum ve evet önerilen her şeyi yaptım. Kitap okumaya çalıştım, film-dizi ikilisini denedim ama yok olmuyor başladığım şeyi tamamlayacak gücü kendimde bulamıyorum, konsantre olamıyorum. Bunun evde kalmakla ilgisi yok, bunun sıkılmakla da ilgisi yok, bu evde kalmak zorunda olmakla ilgili. Kendimi en güvende hissettiğim evim şimdi bana hiç bir şekilde güven vermiyor.
Sıkılmak üzerine uzunca düşününce daha önce hiç tatmadığım korku-kaygı karışımına sıkıntı dediğimi farkettim. Bu daha kolay geliyor çünkü. "Ben korkmuyorum ki ben sıkılıyorum." demek kendini bi' şekilde güçlü hissettiriyor. "Ailemi kaybetmekten korkuyorum." diyemediğim için dışarı çıkmayı özlediğimden bahsediyorum. Çünkü benim dışarı rahatlıkla çıkabilmem onların iyi olması demek. Her şey çok belirsiz, bu virüse kadar mezuniyetten sonra ne yapacağımı düşünüp duruyordum şimdi nasıl mezun olacağız biz diye düşünmek zorunda kaldım.
Sıkılmıyorum, korkuyorum ve bu korku benim yaptığım tüm işlerden zevk almamı engelliyor. En azından hala kendimle ilgili bir şeyler keşfediyorum.
0 notes
kafamdakiinsanlar · 5 years ago
Text
Yarayı kapatmak istiyorsan önce açmalısın dedi. Biz bu yarayı beraber açtık onunla. Yara o kadar büyükmüş ki onu da hapsetti boşluğuna. 
Yarayı kapatmak istiyorsan önce açmalısın dedi. İğne iplik yeterdi oysa ki bana.
0 notes
kafamdakiinsanlar · 5 years ago
Quote
İnsanlar ruh eşinin mükemmel uyum olduğunu düşünür ve hemen hemen herkes onu bulmak ister. Fakat, gerçek ruh eşi; seni hayattan geri koyan şeyleri gösteren bir ayna, seni hayatını değiştirebileceğine dair farkındalığa kavuşturan kişidir. Gerçek ruh eşi muhtemelen hayatın boyunca tanıyıp tanıyabileceğin en önemli kişidir. Tüm duvarlarını yıkar ve seni hayatın içinde uyanık tutar. Ruh eşinin amacı; seni bir güzel sarsmak, egonu biraz yıkmak, sana engellerini ve bağımlılıklarını göstermektir. İçeri yepyeni bir ışık sızabilsin diye kalbini biraz olsun kırmaktır. Sana, hayatına dair kontrolünü öyle kaybettirir ki değişimin kaçınılmazdır.
Elizabeth Gilbert
2 notes · View notes