Tumgik
izloztrk · 5 years
Text
Para Tarlası
İnsanoğlu yüzyıllarca yakındığı çalışmanın bunalımını atlatmış, farklı yollardan para kazanmanın çaresini bulmuştu. Kimsenin hiçbir şey yapmasına gerek yoktu. Sadece bir tarlaya ve yüzlerce para tohumuna ihtiyaç vardı. Zaten tüm olanakları da devlet sağlıyordu. 
İnsanlar devletin verdiği tarlalara, yine devletin verdiği para tohumlarını ekiyordu. O yıl şanslı yılında olanların tohumlarının hepsi sağlıklı çıkardı. Şanslı kişiler ektikleri tüm mahsüllerin verimini kat kat alırdı. Şansları yarı yarıya olanlar ise sağlıklı tohumların mahsülünü alır, çürükleriyse öylece bırakırdı. 
Şanssızlar... Zaten diyecek pek bir şey yok. 5 yıl aç kalırlardı. Yaşamak ve hayata tutunmak için farklı yollar bulmak zorundalardı. Çünkü bu tohumlar devlet tarafından sadece 5 yılda bir veriliyordu.
İnsanlığın başka çaresi kalmamıştı. Ya yaşayacaklardı, ya da yaşamak için farklı yollar arayacaklardı. 
Tumblr media
GİRİŞ
Ne ekersen onu biçersin.  
BÖLÜM 1 Ahşaptan bozma sallanan sandalyem, asidi kaçmış, çiş tadını andıran dün geceden kalma biram ve elimde yeni yaktığım sigaramla oturmuş, dokuzuncu ayını tamamlamış ama doğmamakta ısrarcı bebeği andıran güneşin doğma gayretini seyrediyordum. Nereden baksan 30 saattir uykusuzdum. Karşımda, sanki bir kadın kuaförünün ustalıkla iki yana ayırdığı saçların ortaya çıkardığı o kusursuz çizgiyi andıran bir yol, arazilerin ortasından geçiyor ve onları birbirinden ayırıyordu. Gözlerimi karşımdaki çorak arazilerden birine dikmiştim. Saatlerce onu kesmiştim. Uykusuz kaldığım süre boyunca hafif esen ılık rüzgar, gözlerimi diktiğim çorak arazinin üzerindeki  yorganı andıran toz birikintisini süpürüp gitmişti. 
Ben bunları düşünürken Güneş biraz daha yükseldi. Yaydığı ışık gözlerimi acıtıyordu. Gözlerimin sağlığı için onları biraz dinlendirmeliydim. Sağlıklı olmanın öneminin de farkındaydım hani ama umrumda değildi. Çünkü sigaramı ve çişten bozma biramı bırakıp yatağa gitmeye üşeniyordum. Altı üstü on adım atacaktım. On adımdan sonra on beş merdiven çıkacaktım. On beş merdivenden sonra bir beş adım daha atarak yatak odamın gıcırdayan kapısını aralayacaktım. Daha sonra bir üç adım daha... Üç adımın ardından nihayet kendimi bir ceset gibi yatağa bırakacaktım. Üşenmekte haklıydım. Anlatırken bile yoruldum, sıkıldım.
Olduğum yerde uykuya daldım.
Tumblr media
0 notes
izloztrk · 5 years
Text
Sarsıntı
Aylardan Ocak.
Hava erken kararmış. 
İçime bir sıkıntı düşmüş.
Konuşuyor birisi. 
Tanıdık bir ses. 
İyi gelmiyor belli ki. 
Dök diyor içini.
Kulak veriyorum. 
Döküyorum. 
Hikayeye başlıyorum. 
Azrail İç Ses: Herkes için sıcak benim için soğuk bir gün. Üşüyorum. Çok üşüyorum. Gün doğmuş çoktan. Güneş penceremden içeriye usulca süzülüyor, göz kapaklarıma vuruyor. Her yeri kırmızı görüyorum. Kan gölünde yüzüyormuşum gibi. Korkuyorum. Gözlerimi açmaya yelteniyorum, alt ve üst kirpiklerim birbirine sıkıca tutunuyor. Ayırmak için zorluyorum, canım yanıyor. Dün gece ağladığımı hatırlıyorum. Beni bu kadar fazla üzen şeyin ne olduğunu bilmiyorum. Beynim zonkluyor. Sanki vücudumun üzerinde demirden bir yığın taşıyorum. Yataktan kalkmaya çalışıyorum. Demir yığını buna engel oluyor. ... Bir dakika? Ben... Evet ben... Bu kadar duyguyu bir arada hissetmem hiç normal değil. Var olma amacıma aykırı. Kalbim yok ki benim, hissedeyim? Neden uyuyorum? Anlamış değilim. Hem neden güneş vursun ki pencereme?
Yerim yurdum var mı benim? Hayır. Ben bir yere ait olamam. Ben hiçbir yere, hiç kimseye ait değilim. Evet, soğuk olduğum doğru. Ama onlar öyle düşünüyor. Düşünsünler. Ne soğuk, ne sıcak. Hiçbiri değil. Üşümem, acıkmam. Her yerde var olabilirim. Gecem gündüzüm yok ki. Zamanın durduğu yerde beliririm. … Dün gece zavallı birinin canını aldım diye mi üzülmeli miyim? Hayır, bunu neredeyse sürekli yapıyorum. Neden ağladım? Zamanı geldiği için bir zavallının canını aldım diye ağlamış olamam. Dedim ya, bunlar benim doğama aykırı. … Kötü biri, katil, insan değilim. Ne doğmuş biriyim, ne de ölmüş biri. Felaketle karşılaştığınız zaman dibinizde biterim. Zaten beni yakından tanıyorsunuz. Ben Azrailim.
Adam İç Ses:
Uyanıyorum.
Soğuk bir kış gününe uyanıyorum hem de. Her şey olduğu gibi. Hiçbir şey değişmiyor. Yatağımın kenarında dünden kalma bir su. Ağzım kupkuru. İçmeye yelteniyorum, midem bulanıyor. Yalnızlığımı hatırlıyorum. Kanım çekiliyor. Her şeyin yeniden güzel olabileceğini düşünüyorum. Toprağa gömdüğüm umutlarım aklıma geliyor. ... Uyanıyorum. Bir kez daha uyanıyorum. Dünden kalma bayat suyu yüzüme çarpmak istiyorum. Tekrar uyanıp hayata yeniden doğmayı arzuluyorum. Belki de bir rüyadayım. Kötü bir rüya, dehşet verici bir kabus. ... Yatağımdan doğruluyorum. Yalnızlığımı üzerimden sıyırıyorum. Usulca yere basıyorum. Kelimelerim tükeniyor. Susuyorum. 
Tumblr media
Azrail İç Ses: Beni görmeseler de korkuyorlar benden.
İsmimi duyduklarında tüyleri oluyor diken diken. Neden? Neden bu kadar korkunç bir yaratığım ben? Ben seçmedim ki böyle olmayı. Bana sormadılar beni yaratırken. İsmimi de ben seçmedim. Öldürmeye de ben karar vermedim. Ne yapabilirim? Nasıl sıyrılabilirim bu lanet olası kalıplardan? Bir çıkış yolu, sadece bir ışık… Tek istediğim bu. … Düşünmek istemiyorum. Yaşıyor muyum? Neredeyim? Başı sonu olmayan bir hikayenin içindeyim. Tek bildiğim bu. … Karanlık. Çok karanlık. Işık yok. Çıkış yok. Halsizim. Keyifsizim. Durgunum. Ve bitkin. … Beni neden görmüyorsunuz? Her şeyi son nefesinizi vermeye yakın olduğunuzda mı anlıyorsunuz?
Bıktım, sıkıldım. Hep son nefeslerinize hapsolmaktan. Her öldürdüğüm bedenin korkularında yeniden doğmaktan. Görün beni. Duyun beni. Varlığınızda var edin beni.
Adam İç Ses: Yürüyorum. Büyük bir boşluğa doğru. Gözlerim kapalı. Soğuk, ruhsuz duvarlara dokuna dokuna yönümü bulmaya çalışıyorum. Bir oraya, bir buraya çarpıyorum. Çarpmanın etkisiyle dökülüyorum. Ona rağmen gözlerimi açmıyorum. Karşı koymak istemiyorum. … Elimi atıyorum, boşluğa düşüyor. Ben gibi. Her şey gibi. Varmak istediğim yere varamasam da bir yere vardığımı hissediyorum. Duruyorum. Gözlerimi açıyorum. Duvarların ruhsuzluğundan da ruhsuz bir et parçası. Havanın soğukluğundan da soğuk bakan gözler. Karşımda duruyor öylece. … Halimden memnunum.
Oldukça memnun. Şikayetim yok. Hem zaten geçmişte kimdim ki ben? Kimin umurunda ki kim olduğum? Ben bile umursamıyorum. Neden böyle yaşıyorum? Bilmiyorum. Neden sonlandırmıyorum? Korkuyorum. … Çünkü bu zamana kadar hep insanlar öldürdü beni. Onlar öldürdü. Onların öldürdüğü her parçada yeniden doğdum ben. Bölündüm, eksildim. Eksilerek çoğaldım. Çoğalarak var olan her parçamı kopardım. Her seferinde başa dönerek yeni bir ben yarattım. … Kim olduğuma dair hiçbir şey hatırlamıyorum. Uzun zamandır sadece var olduğum anları yaşıyorum. Yalnızca nefes alıyorum. Kendimle kalıyorum. İçimde. Kafamda. Yok ettiğim her yerimde.
Tumblr media
Azrail İç Ses: Varlığıma ihanet ediyorum.
Hoşuma gidiyor bu. Rahatsız olduğumdan değil. Yaşayan her canlının benden rahatsız oluşundan. Varlığımdan kaçıyorum. Ait olmadığım kendimden. Kaçarken dikenli tellere takılıyorum. Dikenli teller mi? Onlar beni ben yapan her şey. Beni ait olmadığım kalıpların içinde tutan her şey. … Böyle olmayı istemiyorum. Neden kendi canımı alamıyorum ki? Madem sonsuz bir can alma kudretine sahibim. Neden kendime geçiremiyorum bu kudreti? Yetemiyorum kendime. Herkese yeterken bir kendime yetemiyorum. … Neden umurunuzda değilim? Sadece ölümle yüz yüze geldiğinizde mi düşünüyorsunuz beni? Üstelik korkuyorsunuz benden. Bana yapılan büyük bir haksızlık bu. Hem de çok büyük bir haksızlık. Biliyorum, benimle ilgili bir şeyler anlattığınızda gece uykularınız bölünüyor. Üzerinize bıçak gibi keskin bir soğuk çöküyor. Ayaklarınızdan başlıyor. Bacaklarınıza, bacaklarınızdan kollarınıza, kollarınızdan ellerinize ve ellerinizden yüzünüze yayılıyor. Bekliyorsunuz. Geleceğimi düşünüyorsunuz.
Gözlerinizi kapatıyorsunuz. Açıyorsunuz. Zifiri karanlıkla yüz yüze geliyorsunuz. Gördüğünüz her şekli bana benzetiyorsunuz. Baş başasınız. Kendinizle. Kendiniz ve ben sandığınız her şeyle. Yakanıza yapışıyor beni düşünmenin verdiği korku. Üzerinize çöken soğukluk, tek nefeste içinize hapsoluyor. Bağırmak istiyorsunuz. Sesiniz çıkmıyor. Kimse duymuyor sizi. Çırpınıyorsunuz hareketsizce. Fark etmiyorlar bile. Hayalimin verdiği donukluk nedeniyle. … Ama beni görmeye çalışmıyorsunuz. Görmemek için direniyorsunuz. Beni görseniz, görmeye çalışsanız. Bir kere duysanız. Yapamazsınız. Denemezsiniz bile. Böylesiniz işte. … Sakin olmalıyım. Çok sakin. Şimdilik kendimle kalmalıyım. Yarın gece. Gece çökünce.
Bir yere varacağım. Vardığım yerde yeni bir can daha alacağım. Ama önce. Çok daha önce. Kendimi göstermeye çalışacağım. … Beni görürlerse duracağım. Hiçbir şey yapmadan. Bakacağım. Gözlerindeki korkuyu anlamaya çalışacağım.
3 notes · View notes