gunahcikarmagunlugu - Tumblr blog

[gunahcikarmagunlugu]

Hey bak yıllar sonra selam!

Selam selam selam günlüğümmmmm aradan yıllar geçmiş ben güzel bir kadın oldummmm evlendimm

notlarını okudum. kendi alfabemizle olanı hani. teşekkürler. bana depresif de olsa büyüyüp huysuz ama güzel bir kadın olduğumda okuyup gülümseyebileceğim anlar bıraktığın için.

ben bu hayatın akışına kapılıp seni sanırım artık unuturum. daha değil ama söz veriyorum yakınlarda Atlas'ı doğuracağım. kötü haberlerim de var tabii, çok sevdiğimiz 1+1 evimizdeki en iyi dostumuz Balım'ı malesef kaybettik. biraz zor oldu ama yine de atlattık.

Aslında bu gün de benim için zordu. Ben, hamile olduğuma emindim günlük. Değilmişim. bu beni ne kadar üzse ve saatlerce tekrar çocuk gibi zırlamama sebep olmuş olsa da sanırım bunu da atlatacağım.

Hala kahveyi çok seviyorum. Günde 1-2 kocaman bardak içiyorum hala. Akşamları 'kocam' eve gelince biralarımızı alıp televizyonun karşısında keyif yapıyoruz mesela. Annem.. ben artık onları anlamaya başladım günlük. Günün sonuda onlar da bu hayata bir kere geliyorlar ve hepimizin doğruları bazen farklı olabiliyor. bunu öğrenmek 20 yıldan fazla sürdü. ama alnladım.

Şu yaşımda ve şu notlara dönüp baktığımda diyorum ki olmuş. Biz iyiyiz ve söz verdiklerimizi yapmışız. Daha da yapacağız. Ölmek yok. hem bir insan nasıl kendini öldürebilir ki? Bunlar sadece zor çocukluk günleriymiş. bu gün okuduklarım ve şu an yazdıklarımla beraber zor olan bütün kötü çocukluk günlerine aslında bütün çocukluğuma veda ediyorum. Seni çok sevdim.

Dertli ve küçük bir kız olarak gözümün önünde büyümeni çok sevdim. İyi ki varsın. Hep. Ve o mektuplar yazdığın gelecekteki ben, seni çok seviyorum. her şey için teşekkürler. sen çok iyi bir kızdın.

[gunahcikarmagunlugu]

BİZ BAŞARAMADIK GÜNLÜK

Hey hey selam, bu gün ben muhteşem bi haberle geldim günlük. Başaramadık. Biz yapamadık biz bu saçma hayata uyum sağlayamadık ama bunu anlamak içimde bayramlıklarını giymiş çocuk hissi yaratıyor. Biz yapamadık, o kadar denemeye ve tekrar tekrar kaybetmeye rağmen olmadı yani olsun ama güzel oldu denedik.

Aşkı bulamadık, başarıyı bulamadık, yalanlar söyledik ağladık güldük eğlendik. Ama yaşadık. Biz yaşadık günlük. Belki bazı şeyleri erken tükettik ama olsun. Emin ol cesedimiz çok güzel. Çocukluğumuzda istediğimiz o dövmeli bedenler... Her yerime dövmeler yaptırdım senin için günlük. Sen istedin diye sen çok beğendin resim çizmeyi çok severdin diye. Biliyorum çok fazla kaybettin ama ben seni çok seviyorum söz veriyorum. Elimden geldiğince her şeyi ama her şeyi yaptım senin için. 18'imizde bitiremedim ama 20'mizde bitiyor. Ve gerçekten HAAARİKA değil mi? Hep hedeflediğimiz gibi. İstediğimiz gibi güzel bir bedenimiz olucak tabutumuzda. Hatta bak sana söz ruj bile sürücem ölmeden önce. Belki saçlarımızı boyarım belki de kirpikler takarım eskiden çok severdin.

Herkesi her şeyi sevdin bi kendini sevemedin ama olsun. Ben onu senin sevebileceğin hale getirdim. İstediğin gibi giydirdim ve süsledim. Artık güzelsin. Rahat uyuyabilirsin.

Aşk.. aşkta genellikle kaybettik ama ımm ama olsun. Sevdik ve sevgiyi de bazen hissettik.

İstediğin gibi bir kedin oldu. Bir evin, arkadaşların. Senin için çabaladım. Arzulandın. Bazen insanlar seni sadece tatmin olmak için kullandı ama yine de istendin ve beğenildin. Senin de tek istediğin bu değil miydi zaten?

İnsanlara güvenini yitirdin bunun için üzgünüm çünkü eminim daha çok sevilmeyi hatta çocuklarının olmasını bile isterdin. Senin için yapamadığım tek şey bu. Asla bir oğlun olmadı ve asla ona Atlas ismini koyamadın.

Ama Atlas gibi dünyayı sırtlandın. Tamam belki bazen yapamadın ama kendi dünyan çok ağırdı ve sen Atlas kadar güçlü değildin. Üzülme sakın. Rahat uyuyalım. Nolur. Artık ağlamayalım.

[gunahcikarmagunlugu]

Sanırım bu aralar çok sık uğrar oldum

Bilmiyorum günlük çok garip, sana artık birilerinden bahsetmeme kararı aldım. çünkü sen bana özelsin. ve ben artık aptal aşk  işleriyle kafayı bozmak iistemiyorum.

özür dilerim bu arada yazım yanlışları için, klavye kullanımım pek de iyi değil. neyse ne diyorduk. Hah bizim love işleri yaş yani. 

Ama genel olarak iyiyim. Sanırım güzel hissedebiliyorum.

Aa sana ne diyecektim ya, galiba savaş başlıyor. Şaka gibi ama 19 yıllık hayatımızda pandemi, ekonomik kriz ve savaş gördük. Rusya ve Ukrayna arasında şimdilik. Pek bir bilgim yok yalan değil. Pek de takip etmiyorum gündemi. İkonik yani. Dur şimdi yazamıyom sana. Sonra devam ederim. Görüşürüüüüüüüüzzz

[gunahcikarmagunlugu]

Selam ben. Karşında yine ben.

Selam ben ne demeliyim pek bilmiyorum. Şu an çok karışığım aslında. Hatta dur, senin hatrına bir de kahve yapayım.

Tamam, ben geldim!

Öncelikle, gurur duyuyorum seninle. Aferin güzel kızım, aferin. Başardın. Bütün sorunlara, her şeye, herkese rağmen başardın harikasın. Hayallerini kurduğun küçük güzel ama sana ait bir evin var. Kendi başına, çok sevdiğin bir şehirde, bi’de kedinle yaşıyorsun. İstediğin gibi bebeğim. Her şey istediğimizdeki gibi. Biz çok güzeliz, saçlarımız, dövmelerimiz ve bedenimiz. Biliyorum sen sevmezdin ama harikayız. 

Özür dilerim çok neşeliyim beni yadırgama nolur. Yazdıklarını okudum. 2 sene sonra hemde. Çocuksu ama yorgun, karmaşık duyguların, ne kadar güzelmişsin; hiç farkına varmamıştım. Tamam, şimdi eğer genel bir özet geçmemiz gerekecekse; Nida işi olmadı, sanırım artık olmasını istemiyorum. Unuttum diyemem ama artık benim için bir sorun ya da acı verici biri değil, yine de merak ediyorsan o da mutluymuş. Güzel bir hayatı varmış. Depresyon meselesi.. Seni kutlarım! Majör depresyon gibi çok zor ve seni yoran bi’ hastalığı yendin. Artık çok daha iyisin, intihar gibi düşünceler eski mektupları okuyana kadar aklından bile geçmiyordu. Hayatımız güzel. 

Hayatın tadını almaya başladın. Hatta inanmayacaksın ama arkadaşların bile oldu. Eskiden de çok kalabalığı sevmezdin, zaten şimdi de iki-üç tane arkadaşla mutlusun. Güzel, hatta çok güzel; senin de tanıdığın (aslında olmasını istediğin ama olmadı diye de üzülmediğin) biriyle beraberim. Ve o bizi çok seviyor. Bunu emin ol tüm kalbimizle hissedebiliyoruz. 

Tebrik ederim, ailenle arandaki bütün sorunları çözdün, artık tek sorun farklı şehirlerde yaşamanızdan ötürü oluşan özlem hissi. Fakat biz bunu pek de sorun etmiyoruz. Yaniii, genel olarak huzurluyuz. 

Senin için bolca gezmeye çalışıyorum, Yeni yerler görmeye, hayatı yaşamaya, çünkü bunu hak ettik. Hayallerimizi yaşamayı, mutlu olmayı, gülümsemeyi. 

Teşekkür ederim. Bana destek olduğun, her zaman; en kötüde bile benimle gurur duyduğun, hatalar yaptığın, öğrendiğin, ders aldığın için. Seni çok seviyorum. Seninle gurur duyuyorum. Ve olur da gelecekte de bir şekilde bu yazılara rastlarsam, emin ol şimdiden seninle de gurur duyuyorum. Ben olduğunuz, beni yarattığınız için teşekkürler kızlar. Biz iyi ki ben’iz. 

- Bu arada bunu eklemeden geçmek istemedim. Virüs hala devam ediyor. Hayatımızın gençliği ekonomik krizle, düşünce özgürlüğünün kısıtlanmasıyla (Genel ülke olarak) bi’ de virüsle geçiyor. Yine de senden bir eksiği de beklenemezdi. Umarım bunları da gülümseyerek okumuşsundur

[gunahcikarmagunlugu]

Yine, yeniden, selam.

Yine geldim.

bu sefer neden, ne anlatıcam bilmiyorum aslında. Sadece çenem konuştukça açılır. Sevgiden bahsetmek istiyordum. Aslına bakarsan sevgi hakkında söyleyecek tonla sözüm, tonla önerim vardı. Hepsini sikeyim ki unuttum. Her neyse. 

Üzülüyor musun günlük? Pek iyi biri değilim, sadece iç dökmeye geliyorum sana. Derdimi anlatmaya, zehrimi boşaltmaya. Daha iyi bir fikrim yok. Tek dostum, sevmesen bile beni seviyor diye kendimi avuttuğum tek sensin.

Sevgi demiştim, sevgi...

Herkesin buldum sandığı, deli gibi aradığı sevgi ihtiyacı.

Ben 

ben hiç sevgi görmedim diyemem aslında. Ama doyumsuzum günlük. Özellikle sevgi konusunda. Gerçe kim sevgiye yeter diyebilir ki? Dünyanın en güzel hissi, uğruna ölünen. Aşk demiyorum. Ben aşkın anlık olduğuna inanıyorum. Ben bir iki kez aşık oldum günlük. Hala unutamıyorum.

Bir kadına aşık oldum bir keresinde, güzel saçları, kıvrıldığında içimi titreten güzel dudakları, dokunmaktan bile çekineceğim güzel parmakları...

Nida

Ah güzel Nida!

Nisan çiçeklerini kıskandırabilecek güzelliği...

Bilmem aslında, belki o kadar güzel değildi ama çok güzeldi be günlük.

Ona aşık olmuştum, pencere dibine dayalı yatağımızda kolumda yatarken hele bi de güneş ışıkları yavaş yavaş yüzüne vurup güzel gözlerini araladığında.. 

Zaman durdu o an günlük, etrafımı güzel kokusu doladı, hafiften uyuşan kolumu bırak,bütün benliğimi hissetmeyecek kadar dalmıştım ona. Sıcaktan hafif terli saç dipleri, yastığa uzanmış kısa saçları.

Çok sevdim seni Nida. Sana aşık bile olmuştum. 

Gerçe bunun önemi yok günlük. İşin sonu belli işte. Yine de mutluysa, sorun yok. Umarım mutludur.

İnsanları sevmem.

İnsanlardan nefret ederim. Kalabalıklardan tiksinirim ben. Çekinirim, utanırım bir kere. Gerçe ben çevremdekilerden bile utanırım. Günlük, sana anlattıklarımı başka kimseye anlatamam. “ Allahın delisi her şey bitti bi senin derdin kaldı dimi” derse anasını sikerim

Bak söylerken bile içim bir hoş oldu. Sonuçta adam da haklı ki günlük. Kendi derdi bitti bir ben mi kaldım? Beni ne sikime dinlesin?

Gerçe böyle arkadaşlıklar oluyormuş. Öyle diyorlar da ben pek inanmıyorum. Bir insan neden başkasının derdini kendine dert, kendine sıkıntı bilsin ki? Onu anca benim gibi enayiler yapar. Öyle bir enayi de bana gelmez. Galiba buna da sevgi diyorlar. Bir derdin, bir sorununu dinliyorsa sevgi oluyor.

Sen beni seviyor musun günlük?

Bence sevme. Ben sevmeyi bilirim. Sevilirsem ne yapmam gerek bilmem. Elim ayağıma dolanır. Başıma dert açma bir de.

Yazmayacaktım. İyi ki bu gün yazmayacaktım. Her neyse. Sevme işte beni işim gücüm var.

Çok sevdiğim bir şiirden ufak bi’ dörtlük bırakıp gidiyorum o halde. 

“Kaldım ben, işim vardı.

Yolu yaran trenleri

Kutsayacaktım işim vardı.

Boynu bükük kaktüsleri 

sağartacaktım işim vardı.”

[gunahcikarmagunlugu]

Selam.

Selam kendim.

bu günlüğü daha çok kendim için, ileride okuyabilmem için yazıyorum. Bir online günlük. Evet, sabahın altısında, yarı uykulu halimle gelip buraya bunları yazmam.. Eski bilgisayarımın cazırsayan fanı, ağzımda kahve tadı... Ne çok şey anlatacağım kendime kim bilir?

Selam günlük.

Daha önce böyle nice giriş yaptım. tonlarca yazı yazdım, kendime karşı kendimi savundum, yeri geldi kendime sakın kendini öldürme dedim... 

İşte geldim, aradan daha iki sene geçmiş olsa bile kendimi öldürmedim. Hayat bazen benim için çok güzel, bazen bok gibiydi ama yaşadım. Eğer şimdilerde yaptığım gibi geçmişte kendime yazdığım notları okuyorsam ileride; yaşamanı çok isterim. Umarım bundan bi iki sene sonra, yine gelir kendi yazdıklarını okursun.

Ben öyle çok arkadaşı olan biri değilim günlük. 

Kendi kendimi büyüttüm benim gözümde. Çok hata yaptım. Bazen boka battım. Ama düşe kalka büyüdüm, büyüyorum.

Daha nice aşklar, nice kalp kırıklıkları, nice kaybedilen dostlar... Eminim bunlardan çok göreceğim. Olsun. Artık kan görmeyi pek sevmesem de yaralarımla barışığım.

Ama kendimle çok barışık değilim günlük. 

Bazen dış görünüşüme takıyorum, bazen hatalarıma. Çoğu zaman kendimi bi aptal gibi kullandırıyorum. Neden diye sorma. Yalnız olmak zor. İnsan birazcik ilgi için şekilden şekle girebiliyor.

Ama bazen... Bazen ar damarım tutuyor, sikerim diyorum böyle yapacağım işi! yeter lan!

Yine de olmuyor.

Merak etme, bu aralar iyiyim. Şimdilerde virüs falan var, eğer ölmediysem zaten bun okurken hatırlarım. Sana ek olarak seneler öncesinden kendi alfabenle yazdığın mektubu bırakacağım. Umarım hala harfleri aklındadır. 

Oku, çok sev. İnsanlar seni asla sevmeyecek ama sen çok sev. Aptal ol. Bazen aptal olmak her şeyi bilmekten iyi geliyor. Yazılar yaz kendine yazılar. Yıllar sonra arkana dönüp baktığında kocaman bir kız çocuğu olsun. Kendine de ki; “ Bu kızı ben büyüttüm.” 

Günlük. O kız benim.

Kendini sev. 

Biliyorum çok zor nefret edersin kendinden içini bilirim ama nolur kendini sev.

Bu dünyada senden başkası sevemez seni. Kimse değer vermez sana. Hiç umdun olmasa bile yaşa.

Şiir defterlerin duruyor hala. Bi aralar çok okuyordun. Atmak istemedim. Kendi yazdıklarını da mutlaka kendi alfabenle temize döker yine burada bir metnin yanına iliştiririm. 

Çenen çok açıldı Evren. Siktir git dinlen, gerçe galiba dinlenmem. Belki oyun oynarım, belki müzik dinlerim ya da her ne sikimse..

Biliyorum yanlış yazılan şeylerden nefret edersin ama eğer arada bir şeyleri yanlış yazdıysam, kusuruma bakma olur mu? Senin için söz verdiğim gibi geride kalan notunu ekliycem. 

Kendime iyi bak. Her ne olursa olsun, geçmişteki sen senle gurur duyuyor. Bu zamana kadar çok iyi geldin. Devam et. Ben seninleyim, ben senim.